KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
DEPREKS 20 mg kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her kapsül 20 mg fluoksetine eşdeğer miktarda 22,36 mg fluoksetin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için bkz. Bölüm 6.1
3. FARMASÖTİK FORM
Kapsül
Kapsüller yeşil ve bej renktedir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
DEPREKS depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk, bulimia nervoza ve pre-menstrüel disforik bozukluk tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji:
Yetişkinler
Depresyon
Erişkinler ve yaşlılarda:
Günde 20 mg'lık doz önerilmektedir. Doz, tedavi başlangıcından sonraki 3-4 hafta içinde değerlendirilmeli ve eğer gerekliyse ayarlanmalı ve bundan sonraklinik olarak uygun doza karar verilmelidir. Daha yüksek dozlarda istenmeyen etkileringörülme olasılığı artsa da 20 mg'lık dozun yeterli olmadığı bazı hastalarda doz kademeliolarak maksimum 60 mg'a kadar artırılabilir (bkz. Bölüm 5.1). Doz ayarlaması bireysel hastabazında, hastanın minimum etkin dozu alacağı şekilde dikkatlice yapılmalıdır.
Depresyon tedavisi gören hastalar semptomlardan tamamen kurtulmak için en az 6 ay tedavi edilmelidir.
Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB):
Erişkinler ve yaşlılarda: Günde 20 mg'lık doz önerilmektedir. Daha yüksek dozlarda istenmeyen etkilerin görülme olasılığı artsa da, iki hafta sonunda 20 mg'lık dozun yeterliolmadığı bazı hastalarda doz kademeli olarak maksimum 60 mg'a kadar artırılabilir.
Eğer 10 hafta içinde hiç iyileşme görülmezse, fluoksetin ile tedavi tekrar değerlendirilmelidir.
Eğer uygun terapötik cevap sağlanırsa bireysel bazda doz ayarlaması ile tedaviye devam edilebilir.
1/18
Fluoksetin tedavisine ne kadar süre devam edileceğine cevap verecek sistematik çalışma bulunmazken, OKB kronik bir hastalıktır ve 10 haftaya kadar tedaviye devam edildiğindehastalarda cevap alınması olasıdır. Doz ayarlaması hasta minimum etkin dozu alacak şekildedikkatlice yapılmalı ve tedavinin gerekliliği periyodik olarak tekrar gözden geçirilmelidir.Bazı doktorlar ilaçla tedavi ile iyileşmiş hastalarda tedaviye davranış psikoterapisinin de eşliketmesini savunmaktadır. OKB'ta uzun süreli etkililik (24 haftadan fazla) kanıtlanmamıştır.
Bulimia nervoza:
Erişkin ve yaşlılarda: Günde 60 mg'lık doz önerilmektedir. Bulimia nervoza'da uzun süreli etkililik (3 aydan fazla) kanıtlanmamıştır.
Pre-menstrüel disforik bozukluk (PMDB):
Menstrüel siklus boyunca her gün 20 mg doz ya da aralıklı olarak menstrüasyonun başlangıcından 14 gün önce başlayarak adetin ilk gününe kadar ve her siklusta tekrarlayacakşekilde doz önerilmektedir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Tüm endikasyonlar:Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir. Fluoksetin tek başına ya da bölünmüş dozlar halinde, aç ya da tok karnına yalnız erişkin hastalarda oral yoldan uygulanabilir.
İlaç kesildikten sonra etkin madde vücutta haftalar boyu kalır. Tedaviye başlarken ya da sonlandırırken bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.
Kapsül ve oral çözelti dozaj formları biyoeşdeğerdir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek ve karaciğer yetmezliği
: Karaciğer bozukluğu (bkz. Bölüm 5.2) veya beraber kullandıkları ilaçların DEPREKS ile etkileşime girme olasılığı olan hastalarda (bkz. Bölüm4.5) dozun ya da doz sıklığının azaltılması (örn. gün aşırı 20 mg) düşünülmelidir.
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor tarafından önerilen doz dışında özel bir doz ayarlaması gerekmez.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda ve ergenlerde (18 yaşın altındaki) DEPREKS kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
Dozu artırırken dikkat edilmesi ve günlük dozun genelde 40 mg'ı aşmaması tavsiye edilir. Maksimum tavsiye edilen doz günde 60 mg'dır.
DEPREKS tedavisi kesildiğinde görülen yoksunluk semptomları:
Tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır. DEPREKS tedavisi kesileceği zaman yoksunluk reaksiyonuriskini azaltmak için doz kademeli olarak en az 1-2 haftalık sürede azaltılmalıdır (bkz. Bölüm4.4 ve 4.8). Eğer dozun azaltılması ya da tedavinin kesilmesinden sonra tolere edilemeyensemptomlar gelişirse, devamında önceden reçetelenen doz ile devam etmek düşünülmelidir.Sonrasında doktor dozu kademeli olarak azaltmaya devam edebilir.
2/18
4.3. Kontrendikasyonlar
Etkin maddeye ya da Bölüm 6.1'de listelenmiş yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık gösteren hastalarda kontrendikedir.
Fluoksetinin irreversibl, seçici olmayan monoamin oksidaz inhibörü (MAOİ) (örn. iproniazid) ile birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).
Fluoksetinin kalp yetmezliğinde kullanılan metoprolol ile birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz.Bölüm 4.5).
Pimozid: Hastalarda pimozid ile birlikte fluoksetin kullanımı kontrendikedir.
Tiyoridazin: Tiyoridazin DEPREKS ile birlikte kullanılmamalıdır ya da DEPREKS kullanımı bırakıldıktan en az 5 hafta sonra kullanılmalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenleözellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarda, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya dakesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibibeklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerekailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir. 18 yaşın altındaki ergenlerdeve çocuklarda DEPREKS kullanımı önerilmez.
Pediyatrik popülasyon - 18 yaşın altındaki çocuklar ve ergenler :
Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) (sertralin, sitalopram, paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin gibi) vediğer yeni antidepresanların (venlafaksin, mirtazapin) gerek yetişkin gerekse çocuklardakullanımlarında, tedavinin özellikle ilk haftalarında ajitasyon şeklinde zarar verici davranışdeğişikliklerine neden olabilir. Plaseboyla karşılaştırmalı olarak antidepresanlarla tedavi olançocuklar ve ergenlerde yapılan klinik çalışmalarda en yaygın olarak intiharla ilişkilidavranışlar (intihara teşebbüs ve intihar düşüncesi) ve saldırgan tutum ve davranışlar (ağırlıklıolarak agresyon, karşı gelme ve öfke) gözlenmiştir. Eğer klinik ihtiyaca dayanarak, tedavikararı yine de alınmışsa, hasta intihar semptomlarının ortaya çıkmasına karşı dikkatleizlenmelidir. Bunun yanı sıra, çocuklar ve ergenlerdeki büyüme, cinsel olgunlaşma, bilişsel,duygusal ve davranışsal gelişime ait etkilerin dahil olduğu uzun-süreli güvenlilikle ilişkili çoksınırlı kanıt bulunmaktadır (bkz. Bölüm 5.3).
19 haftalık klinik çalışmada fluoksetinle tedavi edilen çocuklar ve ergenlerin kilo ve boy artışında azalma gözlenmiştir (bkz. Bölüm 5.1) ancak bunun normal yetişkin boyunaulaşmada bir etkisinin olduğu tespit edilmemiştir. Pubertedeki gecikme olasılığı göz ardıedilmemelidir (bkz. Bölüm 5.3 ve 4.8). Fluoksetinle tedavi sırasında ve tedavi sonrasındabüyüme ve pubertal gelişim (boy, kilo ve TANNER derecelendirmesi) izlenmelidir. Eğer herikisinde de yavaşlama olursa, bir çocuk hastalıkları uzmanına danışılmalıdır.
Pediyatrik çalışmalarda, mani ve hipomani yaygın olarak rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bu nedenle, mani/hipomani oluşumu yönünden düzenli izleme tavsiye edilir. Manik fazagiren hastalarda fluoksetin kullanımı sonlandırılmalıdır.
3/18
Doktorların tedavinin riskleri ve yararlarını çocuk/ergen ve/veya onların aileleri ile dikkatli bir şekilde tartışması çok önemlidir.
Döküntü ve alerjik reaksiyonlar:
Döküntü, anafilaktoid olaylar ve kimi zaman ciddi olabilen progresif sistemik olaylar (deri, böbrek, karaciğer ya da akciğerleri etkileyen) bildirilmiştir.Döküntü ya da diğer alerjik durumlar için başka bir etiyoloji belirlenemediğinde, DEPREKStedavisi kesilmelidir.
Epileptik nöbetler:
Antidepresan ilaçların potansiyel risklerinden birisi de nöbetlerdir. Bu nedenle diğer antidepresanlarda olduğu gibi, epilepsi öyküsü bulunan hastalarda fluoksetindikkatle kullanılmalıdır. Nöbet geçiren ya da nöbet sıklığında artış olan hastalarda tedavikesilmelidir. Stabil olmayan nöbet bozukluğu/epilepsisi bulunan hastalarda fluoksetinkullanımından kaçınılmalı ve hastalığı kontrol altında olan epilepsi vakaları, fluoksetinkullanımı sırasında yakından izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.5).
Elektrokonvülzif tedavi (EKT):
Fluoksetin kullanımı sırasında EKT uygulanan hastalarda nadirende olsa nöbetlerde uzama bildirilmiştir. Bu nedenle dikkatli olunması önerilir.
Mani:
Mani/hipomani öyküsü bulunan hastalarda antidepresan kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır. Tüm antidepresanlarda olduğu gibi, manik faza giren hastalarda fluoksetintedavisi kesilmelidir.
Karaciğer/Böbrek fonksiyonu:
Fluoksetin büyük ölçüde karaciğer tarafından metabolize edilir ve böbrekler tarafından atılır. Belirgin karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalardadaha düşük doz (örn. gün aşırı) önerilir. Hemodiyaliz gerektirecek derecede ağır böbrekyetmezliği (GFR (Glomerüler Filtrasyon Hızı) <10 ml/dak) olan ve 2 ay boyunca günde 20mg fluoksetin verilen hastalardaki plazma fluoksetin ya da norfluoksetin düzeyleri, böbrekfonksiyonları normal olanlardan farklı bulunmamıştır.
Tamoksifen:
CYP2D6'nın potent inhibitörü olan fluoksetin, tamoksifen'in en önemli etkin metabolitlerinden biri olan endoksifen'in konsantrasyonlarında azalmaya yol açabilir. Bunedenle fluoksetinin tamoksifen tedavisi sırasında kullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm4.5).
Kardiyovasküler etkiler:
Pazarlama sonrası dönemde QT aralığı uzaması ve Torsades de Pointes'i de içeren ventriküler aritmi vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5, 4.8 ve 4.9).
Fluoksetin, konjenital uzun QT sendromu olan, ailesinde QT uzaması öyküsü veya aritmilere yatkınlığa neden olabilecek başka klinik durumu olan (örn. Hipokalemi, hipomagnezemi,bradikardi, akut miyokardiyal enfarktüs ya da kompanse edilemeyen kalp yetmezliği) veyaartmış fluoksetin maruziyeti (ör. hepatik yetmezlik) olan veya QT uzamasını ve/veyaTorsadesde Pointes'i indüklediği bilinen tıbbi ürünlerle birlikte kullanılan hastalarda dikkatlekullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Eğer stabil kardiyak hastalığı olan hastalar tedavi edilirse, tedaviye başlamadan önce EKG değerlendirmesi dikkate alınmalıdır. Eğer fluoksetin ile tedavi esnasında kardiyak aritmibelirtileri oluşursa, tedavi durdurulmalı ve EKG çekilmelidir.
4/18
Kilo kaybı:
Fluoksetin kullanan hastalarda kilo kaybı gözlense de, bu kayıp genellikle hastanın başlangıçtaki vücut ağırlığına göre değişir.
Diyabet:
Diyabetik hastalarda SSRI tedavisi glisemik kontrolü etkileyebilmektedir. Fluoksetin tedavisi sırasında hipoglisemi oluşabilir ya da fluoksetin tedavisinin kesilmesindensonra hiperglisemi gelişebilir. Bu nedenle fluoksetin uygulanan diyabetli hastalarda insülinve/veya oral hipoglisemik dozunun ayarlanması gerekebilir.
Intihar/intihar düşüncesi veya klinik kötüleşme:
Depresyon doğası gereği intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilgili olaylar) riskini artırır. Belirgin remisyona kadarbu risk devam eder. İyileşme, tedavinin ilk birkaç haftası ve sonrasında ortaya çıkmayabilir, onedenle hasta iyileşinceye kadar yakından izlenmelidir. Klinik deneyimler depresyontedavilerinin erken evrelerinde intihar riskinin artabileceğini göstermektedir.
DEPREKS'in reçete edildiği diğer psikiyatrik durumlar da, intihar ile ilgili olayların risk artışı ile ilişkili olabilir. Bununla birlikte bu durumlar majör depresif bozukluk ile komorbidolabilir. Bu yüzden major depresif bozukluk tedavisi alan hastalarda izlenen aynı önlemlerdiğer psikiyatrik bozukluklar için tedavi gören hastalarda da izlenmelidir.
İntihar öyküsü olan hastalarda tedavi öncesi ve tedavi tamamlanana kadar intihar fikrini gerçekleştirme olasılığı, intihar düşüncesi ya da intihar girişimi riski anlamlı derecede dahafazladır ve bu hastalar tedavi süresince yakından izlenmelidir. Psikiyatrik bozukluğu olanyetişkin hastalarda yapılan plasebo-kontrollü klinik çalışmaların meta analizinde, 25 yaşınaltındaki hastalarda plaseboya göre antidepresan kullananlarda intihar davranışlarında artanbir risk oluşmuştur.
Hastalar yakından izlenmeli ve özellikle risk altında olanlarda tedavinin başlangıcı ve takip eden doz değişikliklerinde ilaç tedavisine devam edilmelidir. Hastalar (ve hastalarınbakımlarını yapanlar), herhangi bir klinik kötüleşme, intihar niteliğinde davranış veyadüşüncelerde ve davranışta olağandışı değişikliklerle ilgili olarak gözlem ihtiyacı konusundauyarılmalı ve eğer bu belirtiler varsa derhal doktora başvurmalıdırlar.
Akatizi/psikomotor bozukluk:
Fluoksetin kullanımı kişisel huzursuzluk ya da sıkıntı ve sakin biçimde oturamama ya da ayakta duramama durumuna eşlik eden sıkça hareket etme ilekarakterize akatizi gelişimi ile sonuçlanabilir. Bu durum büyük çoğunlukla tedavinin ilkbirkaç haftasında görülür. Bu semptomları gösteren hastalarda dozun artırılması zararlıolabilir.
SSRI tedavisi kesildiğinde görülen yoksunluk semptomları:%%
12'si ciddi yapıdadır.
Yoksunluk semptomları görülme riski tedavi dozu ve süresi ve doz azaltma hızı gibi çeşitli faktörlere bağlı olabilir. Sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi dahil), uykubozuklukları (insomnia ve yoğun rüyalar dahil), asteni, ajitasyon ya da anksiyete, bulantıve/veya kusma, titreme ve baş ağrısı en sık bildirilen olaylardır. Bazı hastalarda ciddi olsa dabu semptomlar genellikle hafif ila orta şiddettedir. Bunlar genellikle tedavi kesildikten sonrailk birkaç gün içinde görülür. Semptomlar bazı bireylerde uzun sürmesine rağmen (2-3 ay ya
5/18
da daha fazla) genellikle kendiliğinden iyileşir ve 2 hafta içinde ortadan kalkar. Bu nedenle DEPREKS tedavisi hastanın ihtiyacına göre en az bir iki haftalık sürede kademeli olarakazaltılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).
Kanama:
SSRI'ların kullanımı sırasında ekimoz ve purpura gibi kutanöz kanama bozuklukları bildirilmiştir. Fluoksetin tedavisi sırasında ekimoz seyrek olarak görülür. SSRI'lar veyaserotonin/noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNRI)'lar postpartum hemoraji riskiniarttırabilir (bkz. Bölüm 4.6, 4.8). Diğer hemorajik olaylar da (örn. jinekolojik kanama,gastrointestinal kanama ve diğer kutanöz ya da muköz kanamalar) nadiren bildirilmiştir.SSRI'ların özellikle oral antikoagülanlarla birlikte kullanımı, trombosit fonksiyonlarınıetkilediği bilinen ilaçlarla (örn. klozapin, fenotiyazinler, trisiklik antidepresanların çoğu,aspirin ve Non Steroidal Antienflematuar İlaçlar (NSAİİ'ler)) veya kanama riskini artırandiğer ilaçlarla ve kanama bozukluğu öyküsü bulunan hastalarda kullanımı sırasında dikkatliolunması gerekir (bkz. Bölüm 4.5).
Midriyazis:
Fluoksetinle birlikte midriyazis rapor edilmiştir; o nedenle intraoküler basıncı artmış ya da akut dar açılı glokom riski olan hastalarda reçete edilirken dikkat edilmelidir.
Hiponatremi:H
iponatremi vakaları (bazılarında serum sodyum 110 mmol/L'den düşük) rapor edilmiştir. Bu vakaların çoğunluğu yaşlı hastalarda ve diüretik ya da bir başka deyimle sıvıkaybına uğramış hastalarda meydana gelir.
Serotonin sendromu ya da nöroleptik malign sendrom benzeri olaylar:
Özellikle diğer serotonerjik (L-triptofan gibi) ve/veya nöroleptik ilaçlarla birlikte fluoksetin kullanımı ilenadiren serotonin sendromu ya da nöroleptik malign sendrom benzeri olayların geliştiğibildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5). Bu sendromlar hayatı tehdit edici durumlarlasonuçlandığından, bu olaylar (hipertermi, rijidite, miyoklonus, yaşamsal belirtilerde olası anidalgalanmalarla birlikte otonomik instabilite, deliryum ve koma yönünde ilerleyen konfüzyon,iritabilite, aşırı ajitasyon dahil mental durum değişiklikleri gibi değişik semptomlarlakarakterize) görüldüğünde tedavi kesilmeli ve destekleyici semptomatik tedavi başlatılmalıdır.
İrreversibl, seçici olmayan monoamin oksidaz inhibitörleri (örn. iproniazid):
SSRI'ların irreversibl, seçici olmayan bir monoamin oksidaz inhibitörü (MAOİ) ile birlikte kullanıldığı hastalarda bazı ciddi ve bazen ölümle sonuçlanabilen reaksiyonlar görüldüğübildirilmiştir.
Bu vakalarda serotonin sendromuna benzer (nöroleptik malign sendromu ile karıştırılabilen veya teşhis edilebilen) özellikler görülmüştür. Siproheptadin veya dantrolen bu türreaksiyonları geçiren hastalar için yararlı olabilir. MAOİ'lerle ilaç etkileşim semptomları:hipertermi, rijidite, miyoklonus, yaşamsal belirtilerde olası hızlı dalgalanmalarla birlikteotonomik instabilite, deliryum ve koma yönünde ilerleyen konfüzyon, iritabilite ve aşırıajitasyon dahil mental durum değişiklikleridir.
Bu nedenle, fluoksetinin irriversibl, seçici olmayan MAOİ'lerle birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). İrreversibl, seçici olmayan MAOİ'lerinin iki hafta süreli etkisinden dolayıfluoksetin tedavisi bu ilaçlarla tedavinin kesilmesinden 2 hafta sonra başlanmalıdır. Benzerolarak, fluoksetintedavisinin kesilip irriversibl, seçici olmayan MAOİ tedavisine başlanmadanen az 5 haftalık bir süre geçmelidir.
Torsades de Pointes ve/veya QT uzaması:
Uzun QT sendromu / Torsades de Pointes'e neden olabilen ilaçlar ile birlikte kullanıldığında uzun QT sendromu/Torsades de Pointes oluşma
6/18
riski artabilir. Bu nedenle, eğer fluoksetin bu tür ilaçları kullanan hastaların tedavi rejimine eklenirse, önceden kullanılmakta olan ilaçlarda dozun azaltılmasına ihtiyaç duyulabileceğidikkate alınmalıdır.
Cinsel işlev bozukluğu
SSRI'lar cinsel işlev bozukluğu semptomlarına neden olabilir (bkz. Bölüm 4.8). SSRI'ların kesilmesine rağmen semptomların devam ettiği, uzun süren cinsel işlev bozukluğuna ilişkinraporlar bulunmaktadır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Yarılanma ömrü: Farmakokinetik ya da farmakodinamik ilaç etkileşimleri değerlendirilirken fluoksetin ve norfluoksetinin uzun eliminasyon yarılanma ömürleri (bkz. Bölüm 5.2) dikkatealınmalıdır (örn. Fluoksetinden diğer antidepresanlara geçerken).
Kontrendike kombinasyonlar:
İrreversibl, seçici olmayan monoamin oksidaz inhibitörleri (örn. iproniazid): SSRI'ların irreversibl, seçici olmayan bir monoamin oksidaz inhibitörü (MAOİ) ile birliktekullanıldığı hastalarda bazı ciddi ve bazen ölümle sonuçlanabilen reaksiyonlar görüldüğübildirilmiştir.
Bu vakalarda serotonin sendromuna benzer (nöroleptik malign sendromu ile karıştırılabilen veya teşhis edilebilen) özellikler görülmüştür. Siproheptadin veya dantrolen bu tür reaksiyongeçiren hastalar için yararlı olabilir. MAOİ'lerle ilaç etkileşim semptomları: hipertermi,rijidite, miyoklonus, yaşamsal belirtilerde olası hızlı dalgalanmalarla birlikte otonomikinstabilite, deliryum ve koma yönünde ilerleyen konfüzyon, iritabilite ve aşırı ajitasyon dahilmental durum değişiklikleridir.
Bu nedenle, fluoksetinin irriversibl, seçici olmayan MAOİ'lerle birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). İrreversibl, seçici olmayan MAOİ'lerinin iki hafta süreli etkisinden dolayıfluoksetin tedavisi bu ilaçlarla tedavinin kesilmesinden 2 hafta sonra başlanmalıdır. Benzerolarak, fluoksetintedavisinin kesilip irriversibl, seçici olmayan MAOİ tedavisine başlanmadanen az 5 haftalık bir süre geçmelidir.
Kalp yetmezliğinde metoprolol kullanımı: Aşırı bradikardinin de dahil olduğu metoprolol advers olaylarının riski; fluoksetinin, metoprololün metabolizmasını inhibe etmesi nedeniyleartabilir (bkz. Bölüm 4.3).
Önerilmeyen kombinasyonlar:
Tamoksifen: CYP2D6 inhibitörleriyle tamoksifenin farmakokinetik etkileşiminde,
tamoksifenin daha etkili formlarının, örn.: endoksifen, plazma düzeylerinde % 65-75 azalma olduğu literatürde bildirilmiştir. Bazı SSRI antidepresanlarla birlikte kullanımındatamoksifenin etkililiğinde azalma olduğu yapılan bazı çalışmalarda rapor edilmiştir.Tamoksifenin azalmış etkisi göz ardı edilemeyeceği için CYP2D6'nın güçlü inhibitörleriyle(fluoksetin dahil) birlikte kullanımından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Alkol: Yapılan testlerde fluoksetin kan alkol düzeylerini ya da alkolün etkilerini arttırmamıştır. Ancak SSRI'larla birlikte alkol kullanımı önerilmez.
7/18
Linezolid ve metiltiyoninyum klorürün (metilen mavisi) de dahil olduğu MAOİ-A: Diyare, taşikardi, terleme, titreme, konfüzyon ya da koma dahil serotonin sendrom riski. Fluoksetininbu etkin maddelerle birlikte kullanımından kaçınılamazsa, yakın klinik takip yapılmalıdır vebirliktekullanılan ajanlara daha düşük önerilen dozlarda başlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Mekitazin: Mekitazin advers olaylarının (QT aralığının uzaması gibi) riski, mekitazin metabolizmasının fluoksetin tarafından inhibe edilmesinden dolayı artabilir.
Dikkat gerektiren kombinasyonlar:
Fenitoin: Fluoksetinle birlikte kullanıldığında fenitoinin kan düzeylerinde değişiklik gözlenmektedir. Bazı vakalarda toksisite belirtileriyle karşılaşılmıştır. Eş zamanlı fenitoinkullanımında ilacın dozu konservatif titrasyon programıyla azaltılmalı ve hastanın klinikdurumu izlenmelidir.
Serotoninerjik ilaçlar (lityum, tramadol, triptanlar, triptofan, selejilin (MAOİ-B), St. John's Wort (Hypericum perforatum)): SSRI'lar, serotonerjik etkisi de olan ilaçlar ile birliktekullanıldıklarında hafif serotonin sendromu bildirilmiştir. Bu nedenle, fluoksetinin bu ilaçlarlabirlikte kullanımı sırasında dikkatli olunmalı, yakın ve daha sık klinik izleme yapılmalıdır(bkz. Bölüm 4.4).
QT aralığı uzaması: Fluoksetin ve QT aralığını uzatan diğer ilaçlar arasında farmakokinetik ve farmakodinamik çalışmalar yapılmamıştır. Fluoksetinin ve diğer ilaçların aditif etkisi gözardı edilmemelidir. Bu nedenle fluoksetin, Sınıf IA ve III antiaritmikler, antipsikotikler (örn.:fenotiyazin türevleri, pimozid, haloperidol), trisiklik antidepresanlar, bazı antimikrobiyalajanlar (örn.: sparfloksasin, moksifloksasin, eritromisin iv, pentamidin) antimalaryal tedaviözellikle halofantrin, bazı antihistaminikler (astemizol, mizolastin) gibi QT aralığını uzatanilaçlarla birlikte uygulanırken dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4, 4.8 ve 4.9).
Hemostaza etki eden ilaçlar (oral antikoagülanlar, mekanizmaları ne olursa olsun, aspirin ve NSAİİ'ler dahil platelet antiagreganları): Kanama artışı riski. Klinik izleme ve oralantikoagülanlarla daha sık INR takibi yapılmalıdır. Fluoksetin tedavisi sırasında ve tedavikesildikten sonra doz ayarlaması uygun olabilir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
Siproheptadin: Siproheptadinle birlikte kullanıldığında fluoksetinin azalmış antidepresan etkisi ile ilgili bireysel olgu raporları bulunmaktadır.
Hiponatremiye yol açan ilaçlar: Hiponatremi fluoksetinin istenmeyen etkilerinden biridir. Hiponatremi ile ilgili diğer ajanlarla (örn. diüretikler, desmopresin, karbamazepin veokskarbazepin) birlikte kullanıldığında riskin artmasına neden olabilir (bkz. Bölüm 4.8).
Epileptojenik eşiği azaltan ilaçlar: Nöbetler fluoksetinin istenmeyen etkilerinden biridir. Epileptojenik eşiği azaltabilen diğer ajanlarla (örn. trisiklik antidepresanlar, diğer SSRI'lar,fenotiyazinler, butirofenonlar, meflokin, klorokin, bupropion, tramadol) birliktekullanıldığında riskin artmasına neden olabilir.
CYP2D6 ile metabolize olan diğer ilaçlar: Fluoksetin, CYP2D6 enziminin güçlü bir inhibitörüdür; bu nedenle dar terapötik indekse sahip olan ilaçlar (flekainid, propafenon venebivolol gibi) ve titre edilenler ve aynı zamanda atomoksetin, karbamazepin, trisiklikantidepresanlar ve risperidon başta olmak üzere aynı enzim sistem sistemiyle metabolizeedilen ilaçlarla beraber alınırsa ilaç etkileşimlerine yol açabilir. Bunlar doz aralıklarının en alt
8/18
noktasında başlatılmalı veya bu noktaya ayarlanmalıdır. Bu, eğer fluoksetin önceki 5 hafta içerisinde alındıysa da uygulanabilir.
MSS'ni etkileyen ilaçlar: Fenitoin, karbamazepin, haloperidol, klozapin, diazepam, alprazolam, lityum, imipramin ve desipramin ile bazı vakalarda klinik toksisite belirtilerigözlenebilmektedir.
Proteine bağlanma: Fluoksetinin plazma proteinlerine güçlü bağlanması nedeniyle proteine güçlü bağlanan bir başka ilacı kullanan hastaya fluoksetin uygulanması her iki ilacın plazmakonsantrasyonlarında değişikliğe neden olabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Etkileşim çalışmaları yalnız yetişkinler üzerinde gerçekleştirilmiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Tedavi sırasında gebe kalan ya da gebe kalmayı planlayan hastaların bu durumu hekimlerine bildirmeleri önerilmelidir.
Gebelik dönemi
Fluoksetinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz.Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Fluoksetinin plasentayı geçtiği ve yeni doğan üzerinde advers etki olasılığı olduğundan DEPREKS gebelik döneminde, ancak potansiyel yararlar fetusun maruz kalabileceğipotansiyel risklerden fazla olduğu sürece kullanılmalıdır. Gebelik sırasında tedavinin birdenkesilmesinden kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 “Pozoloji ve uygulama şekli”).
Bazı epidemiyolojik çalışmalarda gebeliğin birinci trimesterinde fluoksetin kullanımının kardiyovasküler defekt riskini artırdığı belirtilmektedir. Mekanizma bilinmemektedir. Verilergebelik sırasında annenin fluoksetin maruziyeti sonrası, çocukta kardiyovasküler defektoluşması riski 2/100 iken, bu durum, genel popülasyonda yaklaşık 1/100'dür.
Epidemiyolojik veriler selektif SSRI grubu ilaçların, gebelerde, özellikle gebeliğin son evresinde kullanımında yeni doğanda potansiyel dirençli pulmoner hipertansiyon riskiniartırabilmektedir. Gözlenen risk yaklaşık 1000 gebelik başına 5 vakadır. Genel popülasyonda1000 gebelik başına 1-2 dirençli pulmoner hipertansiyon vakası oluşur.
Gözlemsel veriler, doğumdan önceki ay içerisinde SSRI/SNRI maruziyetini takiben postpartum hemoraji riskinin arttığını (2 kattan az) göstermektedir (bkz. Bölüm 4.4, 4.8).
9/18
Fluoksetinin gebelik sırasında kullanılması durumunda, özellikle gebeliğin son evresinde ya da doğum başlamadan hemen önce kullanımında bebeklerde iritabilite, tremor, hipotoni,sürekli ağlama, emmekte veya uyumada zorluk gibi bazı etkiler görüldüğünden dikkatedilmelidir. Bu belirtiler ya serotonerjik etkileri ya da yoksunluk sendromunu işaret eder.Oluşma zamanı ve bu belirtilerin süresi fluoksetinin (4-6 gün) ve etkin metaboliti olannorfluoksetinin (4-16 gün) uzun yarı ömrü ile ilişkili olabilir.
Laktasyon dönemi
Fluoksetin ve metaboliti olan norfluoksetin anne sütüne geçer. Tedavi sırasında emzirilen bebeklerde advers olaylar bildirilmiştir. Eğer fluoksetin tedavisi gerekli görülüyorsa,emzirmenin kesilmesi düşünülmelidir, ancak emzirmeye devam edilecekse fluoksetinin endüşük etkili dozu kullanılmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Hayvan verileri fluoksetinin sperm kalitesini etkileyebildiğini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). Bazı SSRI'larla ilgili insan vaka raporları sperm kalitesi üzerine olan etkinin geri dönüşümlüolduğunu göstermiştir.
İnsan fertilitesi üzerine etkisi şu ana kadar gözlenmemiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
DEPREKS'in araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur ya da önemsizdir. Sağlıklı gönüllülerde fluoksetinin psikomotor performansı etkilemediği gösterilmiş olsa da, her türlüpsikoaktif ilacın karar verme kabiliyetini ya da el becerilerini etkileyebileceğiunutulmamalıdır. Hastalar performanslarının etkilenmediğinden emin olana kadar araç ya datehlikeli makine kullanımından kaçınmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Fluoksetinle tedavi edilen hastalarda en sık rapor edilen advers reaksiyonlar baş ağrısı, bulantı, insomnia, yorgunluk ve diyaredir. İstenmeyen etkilerin yoğunluğu ve sıklığı tedavisürdürüldüğünde azalabilir ve genellikle tedavinin kesilmesine yol açmaz.
Aşağıda belirtilen sıklıklar yetişkinlerdeki (n=9297) klinik araştırmalardan ve spontan bildirimlerden elde edilmiştir.
İstenmeyen etkiler, aşağıda MedDRA sistem-organ sınıfına göre ve mutlak sıklık olarak verilmiştir. Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila<1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldekiverilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni, nötropeni, lökopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Anafilaktik reaksiyon, serum hastalığı
10/18
Endokrin hastalıkları
Seyrek: Uygun olmayan antidiüretik hormon salgılanması
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: İştah azalması1
Seyrek: Hiponatremi
Psikiyatrik hastalıklar
Çok yaygın: İnsomnia2
Yaygın:
Anksiyete, sinirlilik, huzursuzluk, gerginlik, anormal rüyalar4, libido azalması3, uyku bozuklukları
Depersonalizasyon, keyifli hal, öforik hal, anormal düşünceler, anormal orgazm5, bruksizm, intihar düşünce ve davranışları6Hipomani, mani, halüsinasyonlar, ajitasyon, panik ataklar, konfüzyon,disfemi, agresyon
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı
Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:
Göz hastalıkları
Yaygın:
Yaygın olmayan:
Dikkat bozukluğu, sersemlik hali, tat almada bozukluk, uyuşukluk, uyku hali7, tremor
Diskinezi, ataksi, denge bozukluğu, miyoklonus, psikomotor hiperaktivite, hafıza bozukluğu
Konvülziyon, akatizi, bukkoglossal sendrom, serotonin sendromu
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Tinnitus
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Palpitasyonlar, elektrokardiyogramda uzamış QT (QTcF >450 milisaniye)8
Seyrek: Torsades de Pointes'i de içeren ventriküler aritmi
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Yüzde kızarma9
Yaygın olmayan: Hipotansiyon
Seyrek: Vaskülit, vazodilatasyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Esneme
Yaygın olmayan: Dispne, epistaksis
Seyrek: Farenjit, pulmonerolaylar (çeşitli histopatoloji ve/veya fibrozisin
enflamatuvar prosesleri) 10
Gastrointestinal
Çok yaygın: Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:
hastalıklar
Diyare, bulantı
Kusma, dispepsi, ağız kuruluğu Disfaji, gastrointestinal kanama11Özofagus ağrısı
11/18
Hepatobiliyer hastalıklar
Seyrek: İdiyosenkratik hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Döküntü12, ürtiker, pruritis, hiperhidroz
Yaygın olmayan: Alopesi, berelenme eğiliminde artış, soğuk terleme
Seyrek: Anjiyoödem, ekimoz, ışığa duyarlılık reaksiyonu, purpura, eritema
multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell Sendromu)
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Artralji
Yaygın olmayan: Kas seğirmesi
Seyrek: Miyalji
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Sık idrara çıkmak13
Yaygın olmayan: Disüri
Seyrek: İdrar retansiyonu, miksiyon bozukluğu
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın: Jinekolojik kanamalar14, erektil disfonksiyon, ejakülasyon bozukluğu15
Yaygın olmayan: Cinsel işlev bozukluğu16
Seyrek: Galaktore, hiperprolaktinemi, priapizm
Bilinmiyor: Postpartum hemoraji17
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın: Yorgunluk18
Yaygın: Çok gergin hissetme, üşüme
Yaygın olmayan: Halsizlik, anormal hissetme, soğuk hissetme, sıcak hissetme
Seyrek: Mukozal kanama
Araştırmalar
Yaygın: Kilo azalması
Yaygın olmayan: Transaminaz artışı, Gamma-glutamiltransferaz artışı
1 Anoreksiyi içerir.
2 Sabah erken uyanma, uykuya dalmada ve uykuyu sürdürmede güçlüğü içerir.
3 Libido kaybını içerir.
4 Kabus görmeyi içerir.
5 Anorgazmiyi içerir.
6 İntiharı, intihara eğilimli depresyonu, kasıtlı olarak kendine zarar verme, düşüncesini,intihar davranışını, intihar düşüncesini, intihar girişimini, sağlıksız düşünceleri içerir. Busemptomlar altta yatan hastalıkla ilgili olabilir.
7 Hipersomni ve sedasyonu içerir.
8 Klinik çalışmalardaki EKG ölçümlerine göre
9 Sıcak basmasını içerir.
10 Atelektaziyi, interstisyel akciğer hastalığını, pnömoniyi içerir.
11 En sık görülenler: diş eti kanaması, hematemez, hematokezi, rektal hemoraji, hemorajikdiyare, melena ve gastrik ülserhemoraji
12/18
12 Eritem, soyulan döküntü, sıcak döküntüsü, döküntü, eritematoz döküntü, follikülerdöküntü, jeneralize döküntü, maküler döküntü, maküler-papüler döküntü, morbilliformdöküntü, papüler döküntü, pruritik döküntü, vesiküler döküntü, umblikal eritem döküntüyüiçerir.
13 Pollakiüriyi içerir.
14 Serviks hemoraji, uterin disfonksiyonu, uterin kanaması, genital hemoraji, menometroraji,menoraji, metroraji, polimenore, postmenopozal hemoraji, uterin hemoraji, vajinalhemorajiyi içerir.
15 Ejakülasyon başarısızlığı, ejakülasyon disfonksiyonu, prematür ejakülasyon, gecikmişejakülasyon, retrograd ejakülasyonu içerir.
16 Bazı durumlarda tedavinin kesilmesi sonrasında devam eden
17 Bu olay SSRI/SNRI terapötik sınıfı için bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4, 4.6).
18 Asteniyi içerir.
Seçili advers reaksiyonların tanımı
İntihar düşüncesi ve intihar davranışı ya da klinik kötüleşme:
İntihar düşüncesi ve intihar davranışı vakaları fluoksetinle tedavi sırasında veya tedavinin kesilmesinden hemen sonrarapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
Kemik kırıkları:
SSRI ve trisiklik antidepresanları kullanan daha çok 50 yaş ve üzeri hastalarda
yapılan epidemiyolojik çalışmalarda kemik kırıklarında artma riski gösterilmiştir. Riske yol açan mekanizma bilinmemektedir.
Fluoksetin tedavisi kesildiğinde görülen yoksunluk semptomları:
Fluoksetinin kesilmesi genellikle yoksunluk semptomlarına neden olur. Sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar(parestezi dahil), uyku bozuklukları (insomnia ve yoğun rüyalar dahil), asteni, ajitasyon ya daanksiyete, bulantı ve/veya kusma, titreme ve baş ağrısı en yaygın bildirilen olaylardır. Busemptomlar genellikle hafif ila orta şiddettedir ve kendiliğinden iyileşir, ancak bazı hastalardaşiddetli ve/veya uzun süreli olabilir (bkz. Bölüm 4.4). Bunun için DEPREKS tedavisininsürdürülmesinin gerekmediği durumlarda doz kademeli olarak azaltılarak tedavi kesilmelidir(bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Pediyatrikpopülasyon
(bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1):
Özellikle ya da farklı sıklıklarla bu popülasyonda advers reaksiyonlar gözlenmekte olup bunların ayrıntıları aşağıda verilmiştir. Bu olaylardaki sıklıklar pediyatrik klinik araştırmalarsırasındaki ilaç maruziyetine dayalıdır (n=610).
Plaseboyla karşılaştırmalı olarak antidepresanlarla tedavi olan çocuklar ve ergenlerde yapılan pediyatrik klinik çalışmalarda intiharla ilişkili davranışlar (intihara teşebbüs ve intihardüşüncesi), saldırgan tutum ve davranışlar (öfke, iritabilite, agresyon, ajitasyon, aktivasyonsendromu), mani ve hipomaniyi içeren manik reaksiyonlar (bu hastalarda öncesinde benzerivakalar bildirilmemiştir) ve epistaksis yaygın olarak bildirilmiş ve daha sık gözlenmiştir.
Klinik kullanım sonucu izole vakalarda büyüme geriliği de rapor edilmiştir (Ayrıca bkz. Bölüm 5.1).
Pediyatrik klinik çalışmalarda fluoksetin tedavisi alkalen fosfataz düzeylerindeki azalma ile ilişkili bulunmuştur.
13/18
Pediyatrik klinik kullanım sonucu rapor edilen izole advers olaylar potansiyel olarak cinsel olgunlaşmada gecikme ya da cinsel işlev bozukluğunu işaret etmektedir (bkz. Bölüm 5.3).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Semptomlar
Fluoksetin tek başına aşırı dozda kullanıldığında genellikle hafif yan etkiler gözlenir. Doz aşımı semptomları arasında bulantı, kusma, nöbetler, asemptomatik aritmilerden (nodal ritimve ventriküler aritmiler dahil) veya QTc uzamasının göstergesi olan EKG değişikliklerindenkalp durmasına kadar olan (çok nadir Torsades de Pointes vakaları dahil) kardiyovaskülerfonksiyon bozuklukları, pulmoner bozukluklar ve eksitasyondan komaya kadar MSS durumdeğişiklikleri bulunmaktadır. Tek başına fluoksetin doz aşımından kaynaklandığı bildirilenölümlerin sayısı son derece düşüktür.
Tedavisi
Genel semptomatik ve destekleyici tedavi ile birlikte kardiyak ve vital bulguların izlenmesi önerilir. Bilinen spesifik bir antidot bulunmamaktadır.
Zorlu diürez, diyaliz, hemoperfüzyon ve değişim transfüzyonun yararlı olma olasılıkları düşüktür. Aktif kömür, sorbitol ile birlikte kullanılabilir ve kusturma ya da lavaj kadar ya daonlardan daha etkili olabilir. Doz aşımının tedavisinde, hastanın birden fazla ilaç almış olmaolasılığı unutulmamalıdır. Aşırı miktarda trisiklik antidepresan almış olan ve aynı zamandafluoksetin kullanan ya da kısa süre önce fluoksetin kullanmış olan hastaların uzun süreyakından tıbbi gözetim altında bulundurulması gerekebilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sinir sistemi, psikoanaleptikler, antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleriATC kodu: N06A B03
Etki Mekanizması:
Fluoksetin bir selektif serotonin geri alım inhibitörüdür ve etki mekanizması muhtemelen bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Fluoksetin a1-, a2- ve B-adrenerjik, serotonerjik,dopaminerjik, histaminerjik1, muskarinik ve GABA reseptörlerine neredeyse hiç afinitegöstermez.
Klinik etkililik ve güvenlilik:
Majör depresyon:
Majör depresyonlu hastalarda plasebo ve aktif kontrollü çalışmalar yürütülmüştür. Hamilton Depresyon Oranı Skalası (HAM-D) ile ölçüldüğünde fluoksetininplasebodan belirgin ölçüde daha etkili olduğu görülmüştür. Bu çalışmalarda fluoksetin
14/18
plaseboyla karşılaştırıldığında belirgin olarak daha yüksek oranda yanıt (HAM-D değerinde % 50 azalma ile tanımlanan) ve remisyon sağlamıştır.
Doz-cevap:
Majör depresyon hastalarında sabit doz uygulanarak yapılan çalışmalarda önerilen dozdan fazla doz kullanıldığında etkililik bakımından avantaj sağlamaksızın düz bir doz-cevap eğrisi elde edilmiştir, ancak dozu artırmak bazı hastalara faydalı olabilir.
Obsesif-kompulsif bozukluk:
Kısa dönem çalışmalarda (24 haftanın altında) fluoksetin plasebodan anlamlı ölçüde daha fazla etkililik göstermiştir. Terapötik etkili doz günde 20mg'dır fakat daha yüksek dozlarda (günde 40-60 mg) yanıt oranında artış saptanmıştır. Uzundönem çalışmalarda (üç kısa dönem uzun faz çalışması ve relaps önlem çalışmasında) etkililikgörülmemiştir.
Bulimia nervoza:
Kısa dönem çalışmalarda (16 haftanın altında) bulimia nervoza için DSM-III-R (Mental Bozuklukların Diyagnostik ve İstatistiksel Kılavuzu) kriterine uygun ayaktan tedavi gören hastalarda günde 60 mg uygulanan fluoksetin aşırı yeme ve kusma aktiviteleriniazaltmada plasebodan anlamlı derecede etkili bulunmuştur. Ancak uzun dönem etkililikçalışmalarında sonuç alınamamıştır.
Pre-menstrüel disforik bozukluk (PMDB):
Pre-Menstrüel Disforik Bozukluk (PMDB) diyagnostik kriteri DMS-IV'e uygun hastalarda iki plasebo kontrollü karşılaştırma çalışmasıdüzenlenmiştir. Çalışmaya başkalarıyla iletişim kurma yetersizliği olan ve sosyal veyaçalışma hayatında sorun yaşatan şiddette semptomları olan hastalar dahil edilmiştir. Oralkontraseptif kullanan hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir. 6 siklus süren günde 20 mg dozuygulanan ilk çalışmada birincil etkililik parametrelerinde (iritabilite, anksiyete ve disfori)düzelme sağlanmıştır. İkinci çalışmada periyodik 3 siklus için intermitent luteal fazdozlamasında (14 gün boyunca günde 20 mg) birincil etkinlik parametrelerinde düzelmegörülmüştür (Ciddi Problemler Günlük Kaydı skoru). Ancak bu çalışmalardan tedavininetkililik ve süresi üzerine bir sonuca varılamayabilir.
Pediyatrik Popülasyon:
Majör depresyon vakaları:%
30 azalma olaraktanımlanır) 2 pivotal çalışmanın (% 58 fluoksetine karşı % 32 plasebo, p=0,013 ve % 65fluoksetine karşı % 54 plasebo, p=0,093) birisinde istatistiksel olarak farklılık göstermiştir.Bu iki çalışmada, başlangıçtan sonlanım noktasına kadar olan CDRS-R'deki ortalama mutlakdeğişiklikler fluoksetin için 20 iken plasebo için 11 (p=0,002) ve fluoksetin için 22 ikenplasebo için 15 (p<0,001) olmuştur.
15/18
Büyüme üzerine etkisi (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8):
Bir klinik çalışmada 19 hafta boyunca flouksetin'le tedavi olan pediyatrik hastaların boy ölçülerinde plasebo ile tedavi olan hastalaraoranla ortalama 1,1 cm kısalma (p=0,004) ve vücut ağırlığında 1,1 kg azalma (p=0,008)saptanmıştır.
Retrospektif eşleştirilmiş kontrollü gözlemsel bir çalışmada ortalama olarak 1,8 yıllık fluoksetine maruz kalma sonucu, fluoksetin ile tedavi edilen pediyatrik hastalarda boydabeklenen büyümede, eşleşmiş ve tedavi edilmemiş kontrollerle (0,0 cm, p=0,9673)kıyaslandığında hiçbir fark bulunmamıştır.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Fluoksetin oral uygulamadan sonra gastrointestinal sistemden yüksek oranda emilir. Biyoyararlanımı gıdalardan etkilenmez.
Dağılım:%
95) ve yaygın dağılım gösterir (Dağılım Hacmi: 20-40 L/kg). Birkaç haftalık tedaviden sonra kararlı durumplazma konsantrasyonlarına ulaşılır. Uzun süreli tedavideki kararlı durum konsantrasyonları4-5 haftalık tedavideki konsantrasyonlara yakındır.
Biyotransformasyon:
Fluoksetin karaciğerde ilk geçiş etkisi dolayısıyla doğrusal olmayan bir farmakokinetik profile sahiptir. Doruk plazma konsantrasyonlarına genellikle 6-8 saatiçerisinde ulaşılır. Fluoksetin polimorfik CYP2D6 enzimleri tarafından yüksek orandametabolize olur. Fluoksetin başlıca karaciğerde metabolize olarak demetilasyonla aktifmetaboliti olan norfluoksetine (desmetilfluoksetine) dönüşür.
Eliminasyon:
Fluoksetinin eliminasyon yarılanma ömrü 4-6 gün ve norfluoksetinin eliminasyon yarılanma ömrü 4-16 gündür. Bu uzun yarılanma ömrü tedavi kesildikten sonrada 5-6 hafta etkinin devam etmesini sağlar. Başlıca (yaklaşık % 60) böbreklerle atılır.Fluoksetin anne sütüne geçer.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Fluoksetin karaciğerde ilk geçiş etkisi dolayısıyla doğrusal olmayan bir farmakokinetik profile sahiptir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Hafif, orta ve ağır (anüri) böbrek yetmezliği olan hastalarda tek doz fluoksetin uygulandığında, kinetik parametreler sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığındadeğişmemiştir. Ancak tekrarlanan uygulamalarda, kararlı durum plazma konsantrasyonlarındaartış görülebilir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği durumlarında (alkolik siroz), fluoksetin ve norfluoksetin yarılanma ömürleri sırasıyla 7 ve 12 güne uzamıştır. Dozun ya da doz sıklığınınazaltılması düşünülmelidir.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklardaki ortalama fluoksetin konsantrasyonu ergenlerde görülenlere göre yaklaşık iki katı, ortalama norfluoksetin konsantrasyonu ise 1 ,5 katıyüksektir. Kararlı plazma konsantrasyonları vücut ağırlığına bağlıdır ve daha düşük ağırlıklı
16/18
çocuklarda daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2). Yetişkinlerde olduğu gibi, çoklu oral doz uygulamasını takiben fluoksetin ve nurfluoksetin geniş ölçüde birikmiştir; kararlı durumkonsantrasyonları, günlük doz uygulamasının 3 ila 4 haftası içinde elde edilmiştir.
Geriyatrik popülasyon:Farmakokinetik/farmakodinamik özellikler
Veri bulunmamaktadır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
İn vitro
ya da hayvan çalışmalarında karsinojenite ya da mutajeniteye neden olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.
Yetişkin hayvan çalışmaları:
2-jenerasyonlu sıçan üreme çalışmasında, fluoksetin sıçanların çiftleşme veya fertilitesinde hiçbir advers etki oluşturmamıştır, teratojenik değildir ve büyüme, gelişim veya yavru üremeparametreleri üzerinde bir etkisi olmamıştır. Diyetle verilen doz konsantrasyonları yaklaşıkolarak 1,5, 3,9 ve 9,7 mg fluoksetin/kg vücut ağırlığına eşdeğerdir. Diyetlerinde üç ayboyunca günlük yaklaşık olarak 31 mg/kg'a eşdeğer dozda fluoksetinle tedavi edilen erkekfarelerde, testis ağırlığında düşüş ve hipospermatogenez tespit edilmiştir. Ancak bu dozseviyeleri maksimum tolere edilen dozu (MTD) aştığı için anlamlı toksisite belirtilerigözlenmiştir.
Juvenil hayvan çalışmaları:
Sıçanlarda yapılan bir juvenil toksikoloji çalışmasında postnatal 21 ila 90. günlerde uygulanan 30 mg/kg/gün fluoksetin hidroklorür geri dönüşsüz testiküler dejenerasyon ve nekroz,epididimal epitelyal vakuolasyon, dişi üreme sisteminde immatürite, inaktivite vedoğurganlıkta azalmayla sonuçlanmıştır. Erkeklerde (10 ve 30 mg/kg/gün) ve dişilerde (30mg/kg/gün) cinsel olgunlaşmada gecikmeler ortaya çıkmıştır. Bu bulguların insanlardakianlamı bilinmemektedir. 30 mg/kg uygulanan sıçanlarda kontrollerle karşılaştırıldığındafemur boyunun azaldığı görülmüş, iskelet kası dejenerasyonu, nekrozu ve rejenerasyonusaptanmıştır. 10 mg/kg/gün ile hayvanlarda ulaşılan plazma düzeyleri, pediyatrik hastalardagenellikle gözlemlenen düzeylerin yaklaşık olarak 0,8 ila 8,8 katı (fluoksetin) ve 3,6 ila 23,2katı (norfluoksetin) olmuştur. 3 mg/kg/gün ile hayvanlarda ulaşılan plazma düzeyleri,pediyatrik hastalarda genellikle ulaşılan düzeylerin yaklaşık olarak 0,04 ila 0,5 katı(fluoksetin) ve 0,3 ila 2,1 katı (norfluoksetin) olmuştur.
Juvenil farelerde yapılan bir çalışma serotonin taşıyıcısı inhibisyonunun kemik oluşumundaki ilerlemeyi önlediğini ortaya koymuştur. Bu bulgu klinik bulgularla destekleniyor gibigörünmektedir. Bu etkinin geri dönüşlü olduğu belirlenmemiştir.
Juvenil farelerle yapılan başka bir çalışma (postnatal 4 ila 21. günlerde tedavi edilmiştir), serotonin taşıyıcısı inhibisyonunun faredeki davranış üzerinde uzun süreli etkisinin olduğunuortaya koymuştur. Etkinin geri dönüşümlü olup olmadığı konusunda bilgi yoktur. Bubulgunun klinik anlamı belirlenmemiştir.
17/18
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Prejelatinize nişasta Dimetikon 350 CS
Kapsül boyar maddesi: FDC Blue No:1, Demir oksit, Titanyum dioksit Jelatin (sığır jelatini)
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
30°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan koruyunuz.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/PE/PVDC aluminyum folyo blister 16 ve 24 kapsül içeren blister ambalajTüm paket büyüklükleri satılmayabilir.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Abdi İbrahim İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Reşitpaşa Mah. Eski Büyükdere Cad. No:4 34467 Maslak/S arıyer/İstanbul0212 366 84 000212 276 20 20
8. RUHSAT NUMARASI
166/41
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 05.11.1993 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
18/18