KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
Fenoster 160 mcg/4,5 mcg aerosol inhalasyonu, süspansiyon
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde(ler):
Her bir ölçülü doz etkin madde olarak:
Budesonid (mikronize) 181,00 mcg
(160 mcg aktarılan doz)
Formoterol fumarat dihidrat (mikronize) 5,10 mcg
(4,5 mcg aktarılan doz)
Yardımcı madde:
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1.'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Aerosol inhaler
Plastik aktivatör takılı dozaj valfli konkav tabanlı metal tüp
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlarAstım:
FENOSTER, astım semptomlarının düzeltilmesi ve kontrol altına alınması amacıyla kullanılır. Astım hastalığının basamaklı tedavisinde 3. basamaktan itibaren verilir.
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH):
Formoterol, budesonid ile birlikte düzenli kullanıldığında orta ve ağır KOAH olgularında, semptomları ve atak sıklığını azaltmaktadır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:Astım:
FENOSTER'in içindeki maddelerin dozu her hasta için farklıdır ve hastalığın şiddetine göre belirlenmelidir. Bu durum, sadece tedaviye kombinasyon ile başlandığında değil, idame doz
1 / 20
ayarlanırken de göz önünde tutulmalıdır. Hasta, kombinasyon preparatının içindeki dozların dışında bir doz kombinasyonuna gereksinim duyarsa uygun dozda beta2-agonist vekortikosteroidi tek başına içeren preparatlar verilmelidir.
Doz, semptomların effektif kontrolünün idame ettirildiği en düşük değere titre edilmelidir. Hastalar hekimleri tarafından, en uygun FENOSTER dozunu kullanmaları açısından düzenliolarak değerlendirilmelidirler. Önerilen en düşük doz ile kontrol altına alındığında, bir sonrakiadım tek başına inhale steroid tedavisinin denenmesini içerebilir.
FENOSTER için iki tedavi yaklaşımı söz konusudur:
A. FENOSTER ile idame tedavisi:
Düzenli idame tedavi olarak FENOSTER ile birliktekurtarıcı nitelikte ayrıca bir hızlı etki eden bronkodilatör alınır.
B. FENOSTER ile idame ve semptom giderici tedavi:A. FENOSTER ile idame tedavisi:
Hastalara, kurtarıcı olarak yanlarında ayrıca bir hızlı etki eden bronkodilatör bulundurmaları önerilmelidir.
Önerilen dozlar:
Erişkinler (18 yaş ve üzeri):Adolesanlar (12-17yaş):
Günde iki kez 1-2 inhalasyon.
Genel uygulamada günde iki kez kullanım ile semptomlar kontrol altına alındığında, semptomların kontrolünün sürdürülebilmesi için hekim tarafından hastanın inhalekortikosteroidle kombine uzun etkili bronkodilatöre ihtiyacı olduğu düşünülüyor ise, doz titreedilerek ulaşılan etkili en düşük doz, günde tek doz FENOSTER olarak kullanılabilir.
Ayrı bir hızlı etkili bronkodilatör kullanımının artması, altta yatan bir kötüleşme olduğunu göstermektedir ve astım tedavisinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Çocuklar (6 yaş ve üzeri):
6-11 yaş arasındaki çocuklarda kullanım için daha düşük doz mevcuttur (80 mikrogram/4.5 mikrogram/inhalasyon).
6 yaşın altındaki çocuklar:B. FENOSTER ile idame ve semptom giderici tedavi:
FENOSTER düzenli idame tedavi olarak ve ihtiyaç halinde semptomları gidermek amaçlı alınır. Hastalara, kurtarıcı olarak FENOSTER'i her zaman yanlarında bulundurmalarıöğütlenmelidir.
FENOSTER'in idame ve semptom giderici tedavi şeklinde kullanımı özellikle aşağıdaki
2 / 20
durumlarda dikkate alınmalıdır:
• Yetersiz astım kontrolü ve sık sık semptom giderici tedavi ihtiyacı.
• Tıbbi müdahale gerektiren geçmişe yönelik astım alevlenmeleri.
Gerekli durumlarda çok sayıda ve sık FENOSTER alan hastalarda, doza bağımlı advers etkiler açısından yakın takibe ihtiyaç vardır.
Önerilen dozlar:
Erişkinler (12 yaş ve üzeri):
Önerilen idame doz günde 2 inhalasyondur. Doz, sabah ve akşam birer inhalasyon veya sabah 2 yada akşam 2 inhalasyon olarak alınabilir. Bazı hastalar içingünde iki kez 2 inhalasyonluk idame doz uygun olabilir. Hastalar, ihtiyaç halindesemptomların giderilmesine yönelik, ilave olarak 1 inhalasyon almalıdırlar. Birkaç dakikasonra semptomlar devam ederse ilave bir inhalasyon uygulanmalıdır. Bir defada 6inhalasyondan fazla uygulanmamalıdır.
Normal şartlarda ihtiyaç duyulan toplam günlük doz 8 inhalasyondan fazla değildir. Bununla birlikte sınırlı bir süre için toplam günlük doz 12 inhalasyona kadar çıkabilir. Günde 8inhalasyondan fazla kullanan hastalara mutlaka medikal yardım almaları önerilmelidir. Buhastalar tekrar değerlendirilmeli ve idame tedavileri tekrar gözden geçirilmelidir.
12 yaşın altındaki çocuklar:
Çocuklar için FENOSTER'in idame ve semptom giderici tedavi şeklinde kullanımı önerilmemektedir.
12 yaş ve üzerinde kullanılmalıdır.
KOAH:
Önerilen dozlar:
Yetişkinler:Uygulama şekli:
FENOSTER aerosol formundadır ve FENOSTER'in ağız parçası aracılığıyla derin nefes alındığında ilaç solunum yollarına ulaşır.
Not:
Hastayı aşağıdaki konularda bilgilendirmek önemlidir:
- Her inhaler ile birlikte kutunun içinde yer alan Hasta kullanım talimatında FENOSTER'inkullanımı ile ilgili kısımlar dikkatle okunmalıdır.
- Akciğerlere yeterli dozun ulaşabilmesi için hasta, FENOSTER'in ağız parçası aracılığıylagüçlü ve derin nefes almalıdır.
- Hasta, inhalatör ağzında iken asla nefes vermemelidir.
- Kullanımdan sonra FENOSTER'in kapağı kapatılmalıdır.
- Hasta, ağız ve boğaz bölgesinde pamukçuk oluşma riskini azaltmak için her idame dozdan
3 / 20
sonra ağzını suyla çalkalamalıdır. Ağızda ve boğazda pamukçuk oluşursa ihtiyaç duyulan her inhalasyondan sonra hasta ağızını su ile çalkalamalıdır.
Bir dozdaki ilaç miktarı çok az olduğundan hasta inhalasyondan sonra ağzında herhangi bir tat hissetmeyebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer ya da böbrek yetmezliği olan hastalarda FENOSTER kullanımı ile ilgili veri yoktur. Ancak budesonid ve fomoterol ilk geçiş sırasında hepatik metabolizma ile elimineedildiklerinden, ağır karaciğer sirozu olanlarda maruziyet artabilir.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda özel doz gereksinimleri yoktur.
4.3. Kontrendikasyonlar
Budesonid, formoterol veya içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlılığı (alerji) olanlarda kullanılmamalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Tedavi sonlandırılacağı zaman, dozun azaltılarak bırakılması ve aniden kesilmemesi önerilir.
Hasta tedaviyi etkisiz bulduğunda ya da FENOSTER'in önerilen en yüksek dozundan daha fazla inhalasyon gerektiğinde doktoruna başvurmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulamaşekli). Astım ve KOAH'ın ani ve giderek kötüleşmesi hayatı tehdit eden bir durumdur, hastaacil olarak doktor kontrolüne alınmalıdır. Bu durumda kortikosteroid tedavisinin artırılmasıörneğin oral yoldan bir kortikosteroid verilmesi ya da bir enfeksiyon varsa antibiyotikverilmesi uygundur.
Hastalara kurtarıcı inhaler olarak FENOSTER'i (FENOSTER idame ve semptom giderici tedavi kullanan hastalar için) veya başka hızlı etki eden bronkodilatör ilaçlarını (sadece idametedavide FENOSTER kullanan tüm hastalar) her zaman yanlarında bulundurmalarıöğütlenmelidir.
Hastalar, semptomlar olmasa bile FENOSTER'in idame dozunu doktorun önerdiği şekilde almaları konusunda bilgilendirilmelidir.
4 / 20
FENOSTER'in profilaktik kullanımı, örn. egzersiz öncesi, çalışılmadı. FENOSTER'in rahatlatıcı inhalasyonları, astım semptomlarına yanıt olarak alınmalıdır, ancak düzenliprofilaktik kullanıma yönelik değildir, örn. egzersizden önce. Böyle bir kullanım için, ayrı birhızlı etkili bronkodilatör düşünülmelidir.
Tedavi kesileceği zaman dozun giderek azaltılması önerilmektedir. Tedavi, birden kesilmemelidir. Astım semptomları kontrol altına alındıktan sonra, FENOSTER dozununyavaş yavaş azaltılması düşünülebilir. Tedavi dozu azaltılırken hastanın düzenli olarak kontroledilmesi önemlidir. FENOSTER'in etkili en düşük dozu kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2Pozoloji ve uygulama şekli).
FENOSTER tedavisine alevlenme sırasında veya eğer astımda belirgin kötüleşme yada akut olarak kötüleşen astım var ise başlanmamalıdır.
FENOSTER ile tedavi sırasında, astımla ilişkili advers etkiler ve alevlenmeler görülebilir. Hastadan FENOSTER ile tedaviye devam etmesi, fakat FENOSTER'e başlandıktan sonraastım semptomları kontrol altına alınamazsa veya kötüleşirse tıbbi destek alması istenmelidir.
Bronkodilatör öncesinde FEVı değeri öngörülen normale göre >%50 olan ve bir bronkodilatör sonrasında FEVı değeri öngörülen normale göre <%70 olan KOAH'lıhastalarda FENOSTER ile ilgili klinik çalışma verisi yoktur (Bkz. Bölüm 5.1).
İnhalasyon yoluyla uygulanan diğer tedavilerde olduğu gibi, ilaç alındıktan sonra hırıltılı soluk alıp vermekte ani bir artış ile birlikte paradoksikal bronkospazm görülebilir. Budurumda FENOSTER ile tedavi kesilmelidir; tedavi tekrar değerlendirilmeli ve gerekirsebaşka bir tedaviye geçilmelidir. Paradoksal bronkospazm hızlı-etkili bir inhale bronkodilatöreyanıt verir ve hızla tedavi edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).
Uzun süre özellikle yüksek dozda inhalasyon yoluyla herhangi bir kortikosteroid kullanıldığında sistemik etkiler görülebilir. Bu etkilerin görülme olasılığı oralkortikosteroidlere oranla daha azdır. Oluşabilecek sistemik etkiler: Cushing's sendromu,Cushing benzeri özellikler, adrenal yetmezlik, kemik mineral yoğunluğunda azalma, katarakt,glokom ve daha nadir olarak çeşitli psikolojik veya psikomotor hiperaktivite, uykubozuklukları, anksiyete, depresyon veya agresyonu kapsayan davranışsal etkilerdir (özellikle
5 / 20
çocuklarda).
Kemik yoğunluğu üzerine potansiyel etkiler, özellikle uzun süre yüksek dozda korikosteroid kullanan ve birlikte osteoporoz risk faktörleri taşıyan hastalarda göz önünde tutulmalıdır.İnhalasyon yoluyla kullanılan budesonid ile yapılan uzun süreli çalışmalar çocuklarda günlükortalama 400 pg (ölçülü doz) veya yetişkinlerde günlük 800 gg (ölçülü doz) dozun kemikmineral yoğunluğu üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını göstermiştir. FENOSTER'indaha yüksek dozları ile görülen etkilerine ilişkin bilgi yoktur.
Daha önceki sistemik steroid tedavisi nedeniyle adrenal yetmezliğinin belirtileri varsa, böyle hastalar FENOSTER tedavisine alınırken dikkatli olunmalıdır.
İnhalasyonla alınan budesonid tedavisinin yararı, oral steroide duyulan gereksinimi en aza indirmesidir, ancak oral steroid tedavisinden inhalasyon tedavisine geçen hastalar uzun zamanadrenal yetmezlik riski ile karşı karşıya olabilirler. Geçmişte acil olarak yüksek dozkortikosteroid tedavisi görmüş olan ya da uzun süre yüksek dozda inhalasyon yoluyla steroidkullanmış hastalar da risk altında olabilir. Bu gibi durumlarda HPA axis fonksiyonu düzenliolarak kontrol edilmelidir.
Yüksek dozlarda inhale kortikosteroidler ile uzun süreli, özellikle önerilenden daha yüksek dozlarla tedavi, klinik açıdan önemli adrenal baskılanmaya neden olabilir. Bu nedenle ağırenfeksiyonlar gibi stres durumlarında veya elektif operasyon uygulanan dönemlerde ilavesistemik kortikosteroid tedavisi düşünülmelidir. Steroid dozlarında hızlı azalma, akut adrenalkrizleri tetikleyebilir. Akut adrenal kriz sırasında görülebilecek belirti ve işaretler kısmenbelirsiz olabilir, ancak anoreksi, abdominal ağrı, kilo kaybı, yorgunluk, baş ağrısı, bulantı,kusma, bilinç seviyesinde azalma, nöbet, hipotansyon ve hipoglisemiyi kapsayabilir.
İnhale budesonid ve destek olarak kullanılan sistemik steroid tedavisi aniden kesilmemelidir.
Oral tedaviden FENOSTER'e geçilirken, alerjik veya artiritik belirtiler görünümünde rinit, egzema ve kas eklem ağrısı gibi genel olarak daha düşük bir sistemik steroid etki görülecektir.Bu durumlar için özel tedavi başlatılmalıdır. Nadir olarak, yorgunluk, baş ağrısı, bulantı vekusma oluşması halinde, genel yetersiz bir glukokortikosteroid etkiden şüphelenmek gerekir.Böyle durumlarda oral glukokortikosteroid dozlarının geçici olarak arttırılması bazen
6 / 20
gereklidir.
Hastalara, ağız ve boğaz bölgesinde pamukçuk oluşma riskini azaltması için idame dozun her inhalasyonundan sonra ağızlarını suyla çalkalamaları öğütlenmelidir. Pamukçuk oluşmasıdurumunda, ihtiyaç duyulan inhalasyonun ardından da ağızlarını su ile çalkalamalıdırlar.
FENOSTER ile itrakonazol ve ritonavir veya diğer güçlü CYP3A4 inhibitörleri birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşimşekilleri). Bunun mümkün olmadığı durumlarda, etkileşen ilaçların uygulanmaları arasındakisüre mümkün olduğu kadar uzun olmalıdır. Güçlü CYP3A4 inhibitörlerini kullananhastalarda, FENOSTER idame ve semptom giderici tedavi önerilmemektedir.
FENOSTER, tirotoksikoz, feokromasitoma, diabetes mellitus, tedavi edilmemiş hipokalemi, hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopati, idiyopatik subvalvular aort stenozu, şiddetlihipertansiyon, anevrizma veya iskemik kalp hastalığı, taşiaritmi ya da kalp yetmezliği gibiağır kardiyovasküler hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır.
QTc-aralığı uzamış hastalarda FENOSTER kullanırken dikkatli olunmalıdır. Formoterol QTc-aralığının uzamasına neden olabilir.
Aktif ya da pasif akciğer tüberkülozu, solunum yollarında fungal ve viral enfeksiyonu olan hastalarda, inhalasyonla kullanılan kortikosteroidlere gerek olup olmadığı ve dozu yenidendeğerlendirilmelidir.
Yüksek dozda beta2-agonist tedavisi, ciddi hipokalemi ile sonuçlanabilir. Beta2-agonistlerin hipokalemiye neden olan veya ksantin türevleri, steroidler ve diüretikler gibi hipokalemiketkiyi artıran diğer ilaçlarla birlikte kullanılması, beta2-agonistlerin olası hipokalemik etkisiniartırabilir. Hipokalemi yan etki olasılığının arttığı; değişken sıklıkta hızlı etkilibronkodilatörlerin kullanıldığı stabil olmayan astım, hipoksi nedeniyle hipokalemi riskininartabileceği akut ağır astım ve bu riskin artabileceği diğer durumlarda özel dikkat gösterilmesiönerilmektedir. Bu tür durumlarda serum potasyum düzeylerinin dikkatle izlenmesiönerilmektedir.
Bütün beta2-agonistlerde olduğu gibi, diyabetik hastalarda kan glukoz düzeyleri daha sık
7 / 20
izlenmelidir.
Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımı ile görme bozukluğu görülebilir. Hasta, bulanık görme veya diğer görme bozuklukları gibi semptomlarla karşılaşırsa, sistemik ve topikalkortikosteroidlerin kullanımından sonra rapor edilen katarakt, glokom gibi olası hastalıklarınveya merkezi seröz korioretinopati (CSCR) gibi nadir görülen hastalıkların değerlendirilmesiiçin bir göz doktoruna sevk edilmeleri düşünülmelidir.
Pediyatrik Popülasyonlar
Uzun süre inhalasyon yoluyla kortikosteroid alan çocukların büyümeleri doktor tarafından izlenmelidir. Büyüme yavaşlarsa, inhalasyon yoluyla kullanılan kortikosteroidin dozunundüşürülmesi hedeflenerek tedavi yeniden değerlendirilmelidir. Büyüme yetersizliği riski,kortikosteroid tedavisinin sağladığı fayda ile kıyaslanmalıdır. Ayrıca hastanın, pediyatriksolunum hastalıkları uzmanına yönlendirilmesi düşünülmelidir.
Uzun süreli çalışmalara ait sınırlı veriler, inhalasyon yoluyla steroid kullanan çocukların ve adolesanların büyük çoğunluğunun sonunda yetişkin boy hedeflerine ulaştığınıgöstermektedir. Ancak, başlangıçta, büyümede az ve geçici olarak bir gerileme (yaklaşık 1cm) görülmüştür. Bu durum genellikle tedavinin ilk bir yılı içinde görülür.
KOAH hastalarında pnömoni
Kortikosteroid içeren inhale ilaçları alan KOAH hastalarında, hastaneye yatış gerektiren pnömoni dahil pnömoni insidansında artış gözlemlenmiştir. Artan steroid dozu ile pnömoniriskinde artış kanıtları bulunmaktadır, ancak bu durum çalışmaların tamamında kesin olarakgösterilmemiştir.
Kortikosteroid içeren inhalasyon preparatlarının pnömoni riskinin büyüklüğü konusunda sınıf içi farklılıkları için kesin klinik kanıt bulunmamaktadır.
Hekimler, KOAH hastalarında olası pnömoni gelişimine karşı, enfeksiyonların klinik özelllikleri ile KOAH semptomlarının alevlenme durumunun karışması ihtimali dolayısıyladikkatli olmalıdır.
KOAH hastalarındaki pnömoni risik faktörleri arasında; sigara içimi, ileri yaş, düşük vücut kitle indeksi ve şiddetli KOAH bulunmaktadır.
8 / 20
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakokinetik etkileşimler:
CYP P4503A4 ile metabolize olan maddeler [örn. ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol, posakonazol, klaritromisin, telitromisin, nefazodon ve HIV proteaz inhibitörleri (ritonavir)]budesonidin plazma düzeylerini arttırabileceklerinden bu ilaçlarla birlikte kullanımındankaçınılmalıdır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda inhibitör ile budesonidin kullanımıarasındaki zaman aralığı mümkün olduğunca uzun olmalıdır. Güçlü CYP3A4 inhibitörlerinikullanan hastalarda, FENOSTER idame ve semptom giderici tedavi önerilmemektedir.
Günde bir kez 200 mg şeklinde uygulanan güçlü CYP3A4 inhibitörü ketokonazol, eşzamanlı olarak oral yoldan uygulanan budesonidin (3 mg'lık tek doz) plazma düzeylerini ortalama altıkat arttırmıştır. Ketokonazol, budesonid uygulamasından 12 saat sonra verildiğindekonsantrasyon ortalama sadece üç kat artmıştır ve bu durum uygulama zamanlarınınbirbirinden ayrılmasının plazma düzeylerindeki artışı azaltabileceğini göstermektedir. Yüksekdoz inhale budesonid ile ilgili bu etkileşim hakkındaki sınırlı veriler, günde bir kez 200 mgitrakonazol, inhale budesonid (1000 pg'lık tek doz) ile eşzamanlı uygulandığında plazmadüzeylerinde belirgin artışlar olabileceğini (ortalama dört kat) ortaya koymaktadır.
Farmakodinamik etkileşimler:
Beta-adrenerjik blokör ilaçlar, formoterolün etkisini zayıflatabilir ya da tamamen inhibe edebilirler. Bu nedenle zorunlu olmadıkça, FENOSTER, beta-adrenerjik blokör ilaçlarla (gözdamlaları dahil) birlikte kullanılmamalıdır.
Kinidin, disopiramid, prokainamid, fenotiyazinler, antihistaminikler (terfenadin) ve trisiklik antidepresanlarla birlikte kullanıldığında QTc-aralığı uzayabilir ve ventriküler aritmi riskiartar.
Ayrıca L-dopa, L-tiroksin, oksitosin ve alkol, beta2-sempatomimetiklere karşı kardiyak toleransı azaltabilir.
Monoamino oksidaz inhibitörleri ve furazolidon ve prokarbazin gibi benzer özellikteki ilaçlarla birlikte kullanıldığında hipertansif reaksiyonlar artabilir.
Halojenli hidrokarbon yapısındaki anestezik ilaçlarla birlikte kullanıldığında aritmi riski artar. Diğer beta-adrenerjik ilaçlarla birlikte kullanıldığında aditif etki görülebilir.
Dijital glikozitleri ile tedavi edilen hastalarda hipokalemi, aritmiye eğilimi artırabilir. Hipokalemi beta2-agonisti tedavisinden kaynaklanabilir ve etkisi ksantin türevleri,
9 / 20
kortikosteroidler ve diüretiklerle eşzamanlı tedavi nedeniyle güçlenebilir (bkz. Bölüm 4.4). Budesonidin ve formoterolün astım tedavisinde kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimigözlenmemiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyonlar
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeline sahip astımlı kadınlar ve gebe olan astımlı kadınları da içeren astımlı hastalarda genel olarak yetersiz astım kontrolü riski bulunması nedeniyle, çocukdoğurma potansiyeline sahip astımlı kadınları da içeren bu hastaların ideal bir antiastmatiktedavi almaları son derece önemlidir.
• FENOSTER (budesonid, formoterol) ile tedavi, gebe kadın ya da fetüsü içinherhangi bir ilave anlamlı klinik risk oluşturmaz ve bu nedenle herhangi bir aktifkontrasepsiyon kullanılması gerekli değildir.
• FENOSTER'in bugün bilinen kontrasepsiyon yöntemleri üzerinde herhangi biretkisi yoktur.
Gebelik dönemi
FENOSTER'in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. kısım 5.3).İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
FENOSTER gebelikte ancak sağlanan fayda ortaya çıkabilecek risklerden fazla olduğunda kullanılabilir. Budesonidin, yeterli astım kontrolünü idame ettirecek etkili en düşük dozukullanılmalıdır.
Gebelikte, FENOSTER tedavisine veya formoterol ve budesonidin birlikte kullanılmasına yönelik herhangi bir klinik veri mevcut değildir. Sıçanlardaki bir embriyofetal gelişimçalışmasının verileri kombinasyondan kaynaklanan herhangi bir artmış etkiyi işaretetmemiştir.
Formoterolün hamile kadınlarda kullanımına yönelik yeterli veri mevcut değildir. Hayvan çalışmalarında, çok yüksek sistemik dozların kullanıldığı üreme çalışmalarında formoterol
10 / 20
advers etkilere neden olmuştur (Bkz. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri).
Yaklaşık 2000 gebeden elde edilen veriler, inhale budesonidin kullanılması ile ilişkili olarak teratojenik riskin artmadığını göstermektedir. Hayvan çalışmalarında glukokortikosteroidlerinmalformasyonlara neden olduğu gösterilmiştir (Bkz. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). Budurum, önerilen dozların verildiği insanlarda aynı değildir.
Hayvan çalışmalarında, glukokortikoidlerin doğumdan önce aşırı miktarda alınmasının intrauterin gelişmede gecikme, yetişkin kardiyovasküler hastalık ve glukokortikoid reseptöryoğunluğunda, teratojenik doz aralığının altında görülen nörotransmitter döngüsü veetkilerinde kalıcı değişikliklere yönelik bir ilişki saptanmıştı.
Laktasyon dönemi:
Budesonid anne sütüne geçer. Ancak tedavi dozlarında kullanıldığında bebeğe zararlı etkisi olması beklenmez. Formoterolün insanlarda anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.Sıçanlarda, az miktarda formoterolün anne sütüne geçtiği belirlenmiştir. FENOSTER,emziren annelere, ancak anneye sağlanan faydanın, çocukta görülebilecek riskten daha fazlaolması halinde verilebilir.
Üreme Yeteneği/Fertilite
Budesonidin fertilite üzerindeki potansiyel etkisi hakkında herhangi bir veri bulunmamaktadır. Formoterol ile yapılan hayvan üreme çalışmaları, yüksek sistemikmaruziyette erkek sıçanlarda bir miktar azalmış fertilite (üreme yeteneği) göstermiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Formoterol + Budesonid'in araç ve makine kullanmaya herhangi bir etkisi yoktur ya da ihmal edilebilir düzeydedir.
4.8. İstenmeyen etkiler
FENOSTER, hem budesonid hem de formoterol içerdiğinden bu maddelerin her birine ait, aynı tipte ve aynı sıklıkta advers etkiler görülebilir. Bu iki maddenin birlikte kullanılmasınabağlı olarak advers etkilerde bir artış gözlenmemiştir. En yaygın yan etkiler; beta2-agonistlerletedavide görülen tremor ve palpitasyon gibi yan etkilerdir. Bu etkiler hafiftir ve tedavininbirkaç günü içinde kaybolurlar.
Budesonid ya da formoterole bağlı aşağıdaki yan etkiler organ sınıfı ve sıklığa göre sıralanmıştır. Sıklık tanımlaması: çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın
11 / 20
olmayan (>1/1.000 ila <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Vücut Sistemi (SOC) |
Sıklık |
Advers İlaç Reaksiyonu |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar |
Yaygın
|
Orofarinksde Candida enfeksiyonları, pnömoni (KOAH'lı hastalarda)
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları |
Seyrek
|
Ani veya gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonları, örn. ekzantem, ürtiker, kaşıntı, dermatit,anjiyoödem ve anaflaktik reaksiyon.
|
Endokrin hastalıkları |
Çok seyrek
|
Cushing's sendromu, Sistemik kortikosteroid etkilerinin bulgu veya belirtileri örn. adrenalsupresyon, büyüme geriliği, kemik mineralyoğunluğunda azalma,
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Seyrek
|
Hipokalemi.
|
Çok seyrek
|
Hiperglisemi.
|
Psikiyatrik hastalıklar |
Yaygın olmayan
|
Ajitasyon, psikomotor hiperaktivite, anksiyete uyku
bozuklukları.
|
Çok seyrek
|
Depresyon, davranış bozuklukları (esas olarak çocuklarda).
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Yaygın
|
Baş ağrısı, tremor.
|
Yaygın olmayan
|
Sersemlik.
|
Çok seyrek
|
Tat alma bozuklukları.
|
Göz hastalıkları |
Çok seyrek
|
Katarakt ve glokom
|
Yaygın olmayan
|
Bulanık görme
|
Kardiyak hastalıklar |
Yaygın
|
Palpitasyonlar.
|
Yaygın olmayan
|
Taşikardi.
|
Seyrek
|
Kardiyak aritmiler örn. atriyal fibrilasyon, supraventriküler taşikardi, ekstrasistoller.
|
Çok seyrek
|
Angina pectoris. QTc aralığının uzaması.
|
Vasküler hastalıklar |
Çok seyrek
|
Kan basıncında değişkenlik.
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinal hastalıklar |
Yaygın
|
Boğazda hafif bir irritasyon, öksürme, ses kalınlaşması.
|
Seyrek
|
Bronkospazm.
|
Gastrointestinal
hastalıklar |
Yaygın olmayan
|
Bulantı.
|
Deri ve deri altı doku bozuklukları |
Yaygın olmayan
|
Morarma.
|
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemikhastalıkları |
Yaygın olmayan
|
Adale krampları.
|
Orofarinksteki Candida enfeksiyonu ilaç birikmesinden kaynaklanmaktadır. Hastalara her idame dozundan sonra ağızlarının su ile çalkalanmasının önerilmesi, riski en aza indirir.Orofarinksteki Candida enfeksiyonu genelde inhale kortikosteroid tedavisini kesmeye gerekkalmadan topikal antifungal tedaviye cevap verir. Eğer orofarinkste pamukçuk oluşursa da,
12 / 20
hastalar gerekli inhalasyonlardan sonra da ağızlarını su ile çalkalamalıdır.
Diğer inhalasyon tedavileriyle olduğu gibi çok nadiren paradoksal bronkospazm ortaya çıkabilir. Bu durum 10.000'de 1 kişiden azını etkilemekte, doz uygulamasının ardından hırıltıve nefes darlığında hızlı bir artış meydana gelmektedir. Paradoksal bronkospazm hızlı etkilibir inhale bronkodilatöre yanıt verir ve derhal tedavi edilmelidir. FENOSTER derhalbırakılmalı, hasta değerlendirilmeli ve gerekiyorsa bir alternatif tedavi başlanmalıdır (Bkz.Bölüm 4.4).
Uzun süre özellikle yüksek dozda inhalasyon yoluyla herhangi bir kortikosteroid kullanıldığında sistemik etkiler görülebilir. Bu etkilerin görülme olasılığı oralkortikosteroidlere oranla daha azdır. Oluşabilecek sistemik etkiler; Cushing's sendromu,Cushing benzeri belirtiler, adrenal yetmezlik, çocuklar ve adolesanlarda büyüme geriliği,kemik mineral yoğunluğunda azalma, katarakt ve glokomdur. Enfeksiyonlara karşı artmışhassasiyet ve stres koşullarına adapte olmakta azalma da meydana gelebilir. Etkilermuhtemelen doza, uygulama süresine, birlikte kullanılan veya daha önceki steroidmaruziyetine ve bireysel hassasiyete bağlıdır.
Beta2-agonistlerle tedavi, insülin, serbest yağ asitleri, gliserol ve keton cisimlerinin kan düzeyinin yükselmesine neden olabilir.
Pediyatrik popülasyonlar
İnhale kortikosteroidler ile uzun süreli tedavi gören çocukların boylarının düzenli olarak izlenmesi önerilir (Bkz. Bölüm 4.4.).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr;e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Formoterolün doz aşımı durumunda tremor, baş ağrısı ve palpitasyon gibi Peta2-agonistlere bağlı tipik etkiler görülebilir. İzole vakalarda bildirilen belirtiler; taşikardi, hiperglisemi,hipokalemi, QTc-aralığında uzama, aritmi, bulantı ve kusmadır. Destekleyici ve semptomatiktedavi uygulanabilir. Akut bronşiyal obstrüksiyonu olan hastaya 3 saat içinde verilen 90mikrogramlık bir doz güvenilirlik konusunda sorun yaratmamıştır.
13 / 20
Çok yüksek dozlarda olsa bile, akut budesonid doz aşımının klinik açıdan sorun oluşturması beklenmez. Uzun süre çok yüksek dozlarda kullanılırsa, hiperkortisizm ve adrenalbaskılanması gibi sistemik glukokortikosteroid etkileri ortaya çıkabilir.
Formoterol doz aşımına bağlı olarak FENOSTER tedavisinin kesilmesi gerekirse, inhalasyon yoluyla kullanılan uygun bir kortikosteroid tedavisinin uygulanması düşünülmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Obstrüktif solunum yolu hastalıkları için kullanılan ilaçlar.
ATC kodu: R03AK07
Etki mekanizması ve farmakodinamik etkiler
FENOSTER, formoterol ve budesonid içerir ve her ikisinin de etki mekanizmaları farklıdır ve astım alevlenmelerinin azalabilmesi için aditif etki gösterirler. Budesonid ve formoterolünspesifik özellikleri bu kombinasyonun, hem idame hem de semptom giderici tedavidekullanılmasını sağlamaktadır.
Budesonid:
Budesonid inhale edildiğinde, solunum yollarında doza bağımlı antienflamatuvar etki gösteren, semptomlarda ve astım alevlenmelerinde azalma sağlayan birglukokortikosteroiddir. İnhale edilen budesonid, sistemik kortikosteroidlere göre daha azciddi advers etkilere sahiptir. Glukokortikosteroidlerin bu antienflamatuvar etkisindensorumlu olan esas mekanizma tam olarak bilinmemektedir.
Formoterol:
Formoterol, geri dönüşlü solunum yolu tıkanıklığı olan hastalarda inhale edildiğinde, bronş düz kasında hızlı ve uzun etkili gevşeme sağlayan, selektif bir beta2-adrenerjik uyarıcıdır.Bronş genişletici etkisi doza bağımlı olarak 1-3 dakika içinde hızla başlar ve tek bir dozdansonra etkisi en az 12 saat sürer.
Klinik etkililik ve güvenlilikAstım:
Budesonid/formoterol 'ün idame tedavisinde klinik etkililik
Yetişkinlerde yapılan klinik çalışmalar, formoterolün budesonide eklenmesinin astım semptomlarını ve akciğer fonksiyonlarını daha çok düzelttiğini ve alevlenmeleri azalttığınıgöstermektedir. İki ayrı 12 haftalık çalışmada, budesonid/formoterol'ün akciğer fonksiyonları
14 / 20
üzerine etkisinin, budesonid ve formoterol'ün serbest kombinasyonu ile aynı, tek başına kullanılan budesonidden fazla olduğu görülmüştür. İhtiyaç olduğunda tüm tedavi kollarındakısa etkili bir beta2-agonist kullanılmıştır. Anti-astmatik etkinin zamanla azaldığına dair hiçbirbilgi yoktur.
Pediyatrik hastalarda yapılan 12 haftalık bir çalışmada, 6-11 yaş arasındaki 265 çocuk budesonid/formoterol'ün idame dozu ile (80/4,5 mikrogram/inhalasyon kombinasyonu ilegünde iki kez, 2 inhalasyon) ve gerekli hallerde kısa etkili bir beta2-agonist ile tedaviedilmişlerdir. Akciğer fonksiyonunda düzelme görülmüştür ve tedavi, budesonid'in karşılıkgelen dozu ile kıyaslandığında, iyi tolere edilmiştir.
Budesonid/formoterol 'ün idame ve semptom giderici tedavisinde klinik etkinlik
6 veya 12 ay süren 5 adet çift-kör etkililik ve güvenlilik çalışmasında (4447 hastabudesonid/formoterol idame ve semptom giderici tedavi için rastgele seçilmiştir) toplam12076 astım hastası yer almıştır. İnhale glukokortikosteroidlerin kullanılmasına rağmençalışmalara alınan hastaların semptomatik olması gerekmiştir.
5 adet çalışmadaki bütün karşılaştırma gruplarında, budesonid/formoterol idame ve semptom giderici tedavinin şiddetli alevlenmelerde hem istatiksel hem de klinik açıdan anlamlıazalmalar sağladığı gösterilmiştir. Bu çalışmalardan ikisinde budesonid/formoterol idame vesemptom giderici tedavi, yüksek idame dozunda budesonid/formoterol ile birlikte semptomgiderici olarak terbutalin (çalışma 735) ve benzer idame dozda budesonid/formoterol ilebirlikte semptom giderici olarak terbutalin ya da formoterolün kullanılması (çalışma 734)(Tablo 1) karşılaştırılmıştır. Çalışma 735'te akciğer fonksiyonu, semptom kontrolü vesemptom giderici tedavi kullanımı tüm tedavi gruplarında benzerdir. Çalışma 734'te, her ikitedavi ile karşılaştırıldığında, semptomlar ve semptom giderici tedavi azaltılmış, akciğerfonksiyonu düzelmiştir. 5 çalışmanın kombine analizinde, budesonid/formoterol idame vesemptom giderici tedavi uygulanan hastalara, tedavi günlerinin %57' sinde herhangi birsemptom giderici tedavi uygulanmamıştır. Tolerans gelişimine dair herhangi bir bulgu eldeedilmemiştir.
15 / 20
Tablo 1 Klinik çalışmalarda ciddi alevlenmeler |
Çalışma no. Süre |
Tedavi grupları |
N |
Ciddi alevlenmeler3 Vakalar Vakalar/hasta-sene |
Çalışma 735 6 ay |
Budesonid/formoterol 160/4,5 mcg bd+ihtiyaç halinde |
1103 |
125 |
0,23b |
|
Budesonid/formoterol 320/9 mcg bd+0,4 mg terbutalin (ihtiyaç halinde)
|
1099
|
173
|
0,32
|
|
Salmeterol/flutikazon 2x25/125 mcg bd+0,4 mg terbutalin (ihtiyaç halinde)
|
1119
|
208
|
0,38
|
Çalışma 734 l2 ay |
Budesonid/formoterol 160/4,5 mcg bd+ihtiyaç halinde |
1107 |
194 |
0,19b |
|
Budesonid/formoterol 160/4,5 mcg bd+formoterol 4,5 mcg (ihtiyaç halinde)
|
1137
|
296
|
0,29
|
|
Budesonid/formoterol 160/4,5 mcg bd+terbutalin 0,4 mg (ihtiyaç halinde)
|
1138
|
337
|
0,37
|
|
a Hastaneye yatınlma/acil tedavi veya oral steroidler ile tedavi.
b Alevlenme sıklığında azalma her iki karşılaştırmada istatiksel (P değeri <0,01) olarak önemlidir.
Yukarıda belirtilen 5 çalışma ile 160/4.5 mikrogram ile günde iki kez iki inhalasyon
|
düzeyindeki daha yüksek bir idame dozunun kullanıldığı ek bir çalışmayı kapsayan altı çift-kör çalışmada adolesanlar ve erişkinlerde kıyaslanabilir bir etkililik ve güvenlilik ortaya konmuştur, Bu değerlendirmeler 1847'si adolesan olan 14385 astım hastasını temel almıştır.Budesonid/formoterol idame tedavisi ve semptom giderici olarak en az bir gün boyunca 8'denfazla inhalasyon alan adolesan hastaların sayısı sınırlıdır ve bu biçimde kullanım seyrek birdurumdur.
Akut astım semptomlarından ötürü medikal dikkat gerektiren hastalar ile yapılan diğer iki çalışmada budesonid/formoterol, bronkokonstrüksiyonda, salbutamol ve formoterole benzerhızda ve etkinlikte rahatlama sağlamıştır.
KOAH:
Orta şiddetten ağır şiddetli KOAH'lı hastalar üzerinde yapılan 2 ayrı 12 aylık çalışmada, budesonid/formoterol'ün, akciğer fonksiyonu ve alevlenme sıklığı (uygulanan oral steroidve/veya antibiyotik kürü ve/veya hospitalizasyon sayısı ile belirlenir) üzerine etkisideğerlendirilmiştir. Her iki çalışma için dahil edilme kriteri, bronkodilatör öncesinde FEVıdeğerinin öngörülen normale göre <%50 olması olarak belirlenmiştir. Çalışmaya katılımsırasında medyan bronkodilatör sonrası FEVı değeri, öngörülen normalin %42'si olmuştur.
Bir yıldaki ortalama alevlenme sayısında (yukarıda belirtildiği gibi), formoterol ile tek başına tedavi ya da plaseboya göre budesonid/formoterol ile belirgin bir azalma sağlanmıştır(ortalama sıklık budesonid/formoterol grubunda 1.4, plasebo/formoterol grubunda 1.8-1.9).Her bir hastada 12 ay boyunca oral kortikosteroid kullanılan gün sayısı budesonid/formoterol
16 / 20
kullanan grupta biraz daha azdır (budesonid/formoterol kullanan grupta 7-8 gün/hasta/yıl, plasebo ve formoterol kullanan hastalarda sırasıyla 11-12 gün/hasta/yıl ve 9-12gün/hasta/yıl). FEVı gibi akciğer fonksiyonu parametrelerindeki değişikliklerdeBudesonid/formoterol, formoterol ile tek başına tedaviye göre daha üstün değildir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler:
Emilim
:
FENOSTER ve bileşimindeki budesonid ve formoterolü tek başına içeren ilaçların, budesonid ve formoterolün sistemik yararlanımları açısından biyoeşdeğer olduğu gösterilmiştir. Bunarağmen bileşimindeki maddeleri tek başına içeren ilaçlarla kıyaslandığında, FENOSTER ilekortizol baskılanmasında hafif bir artış görülmüştür. Bu farkın klinikteki güvenilirlik üzerinebir etkisi yoktur.
Budesonid ve formoterolün farmakokinetik etkileşimine ilişkin bir kanıt yoktur.
Budesonid ve formoterolü tek başına içeren preparatların veya budesonid/formoterol'ün uygulanmasından sonra her bir maddenin farmakokinetik parametreleri karşılaştırılabilir.Budesonid, kombinasyon şeklinde uygulandığında, eğri altındaki alanı (AUC) biraz yüksek,emilimi daha hızlı ve doruk plazma konsantrasyonu biraz daha yüksektir. Formoterol tekbaşına ya da kombinasyon şeklinde kullanıldığında, doruk plazma konsantrasyonları birbirineyakındır. İnhalasyonla alınan budesonid hızla emilir ve doruk plazma konsantrasyonuna 30dakika içinde ulaşılır. Yapılan çalışmalarda, inhale edilen budesonidin akciğerlere ulaşanmiktarı, hastaya ulaşan dozun %32-44'ü kadardır. Uygulanan dozun sistemik yararlanımı,hastaya ulaşan dozun yaklaşık %49'u kadardır. 6-16 yaş arası çocuklarda, akciğerde birikinti,aynı doz verilen yetişkinlerle aynı aralıkta düşer. Sonuçtaki plazma konsantrasyonlarısaptanmadı.
İnhale edilen formoterol hızla emilir ve 10 dakika içinde doruk plazma konsantrasyonuna ulaşır. Yapılan çalışmalarda, inhale edilen formoterolün akciğerlere ulaşan miktarı, hastayaulaşan dozun %28-49'udur. Sistemik yararlanım, hastaya ulaşan dozun yaklaşık %61'ikadardır.
Dağılım
:
Formoterol yaklaşık %50, budesonid %90 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi, formoterol için yaklaşık 4 lt/kg, budesonid için ise yaklaşık 3 lt/kg'dır.
17 / 20
Biyotransformasyon
:
Formoterol konjugasyon reaksiyonları ile metabolize olur (aktif O-demetilasyon ve deformilasyon metabolitleri oluşur, ancak bunlar inaktif konjugatlar olarak görülür).Budesonid karaciğerden ilk geçişi sırasında (yaklaşık %90) ilk geçiş metabolizmasınauğrayarak glukokortikosteroid aktivitesi düşük metabolitlerine dönüşür. En önemlimetabolitleri olan 6-P-hidroksibudesonid ve 16-a- hidroksiprednizolonun glukokortikosteroidaktivitesi budesonidin aktivitesinin %1'inden azdır. Budesonid ve formoterol arasındaherhangi bir metabolik etkileşim ya da yer değiştirme reaksiyonları olduğuna ilişkin bulguyoktur.
Eliminasyon
:
Formoterol dozunun büyük bir kısmı karaciğerde metabolize olarak böbrekler aracılığıyla atılır. İnhalasyondan sonra hastaya ulaşan formoterol dozunun %8-13'lük miktarı metabolizeedilmeden idrarla atılır. Formoterolün sistemik klerensi yüksektir (yaklaşık 1,4 lt/dak.) veplazma yarılanma süresi ortalama 17 saattir.
Budesonid, CYP3A4 enziminin katalize ettiği reaksiyonlar ile metabolize olarak atılır. Budesonid metabolitleri, aynen ya da konjuge edilerek böbrekler aracılığıyla atılır. İdrardadeğişmemiş halde budesonid miktarı ihmal edilebilir düzeydedir. Budesonidin sistemikklerensi yüksektir (yaklaşık 1,2 lt/dak.) ve intravenöz yoldan uygulandığında plazmaeliminasyon yarılanma süresi ortalama 4 saattir.
Budesonid ve formoterolün, çocuklarda ve böbrek yetmezliği olan hastalardaki farmakokinetiği konusunda bilgi yoktur. Karaciğer yetmezliği olanlarda budesonid veformoterolün sistemik yararlanımı artabilir.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Hem budesonid hem de formoterol için sistemik maruziyet uygulanan doz ile doğrusal bir ilişki içindedir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Budesonid ve formoterol tek başına ya da ikisinin kombinasyonu ile hayvanlarda yapılan toksisite çalışmalarında görülen etkiler abartılmış farmakolojik etkilerdir.
Üreme ile ilgili hayvan çalışmalarında budesonid gibi kortikosteroidlerin malformasyonlara (yarık damak, iskelet malformasyonları) sebep olduğu gösterilmişse de bu etkilerin önerilendozlarla tedavi edilen insanlar için geçerli olmadığı görülmüştür. Hayvanlarda, formoterol ileyapılan üreme çalışmalarında, sistemik yararlanımın yüksek olduğu erkek sıçanlarda
18 / 20
fertilitede azalma ve sistemik yararlanımın klinikteki kullanımdan önemli ölçüde yüksek olduğu durumlarda, implantasyon kayıpları ile birlikte postnatal yaşamkilosunda azalma gözlenmiştir. Ancak bu hayvan deneylerinin sonuçlarıdeğildir.
süresinde ve doğum insanlar için geçerli
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Polietilen glikol 400 Polivinil prolidonHidrofloroalkan (HFA)
6.2. Geçimsizlikler
Uygulanabilir değildir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Direk gün ışığından ve donmaktan koruyunuz. Aerosol kutusu delinmemeli, boş olsa bile kırılmamak ve ateşten uzak tutulmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Her karton kutu kullanma talimatı ile birlikte, kuşe kağıt / LDPE / Alu / LDPE folyo içerisinde 1 adet silikajel torba ile birlikte 1 adet bir toz kapağı donanımlı plastik püskürtücü(aktivatör) içine yerleştirilmiş 120 doz içeren dozaj valfli aerosol tüp içerir.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.Tüpün boş olduğu düşünülse bile delinmemeli, kırılmamalı veya yakılmamalıdır.
7. RUHSAT SAHİBİ
World Medicine İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Bağcılar / İstanbul
19 / 20
8. RUHSAT NUMARASI
2022/293
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi : 30.05.2022
Ruhsat yenileme tarihi :
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
20 / 20