KISA ÜRÜN BİLGİSİ
¡
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'a bildirmeleribeklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1- BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
GLİNİUM® PLUS 85 mcg / 43 mcg İnhalasyon Tozu, Sert Kapsül
2- KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin maddeler:
Her kapsül 110 mikrogram indakaterole eşdeğer 143 mikrogram indakaterol maleat ve 50 mikrogram glikopironyuma eşdeğer 63 mikrogram glikopironyum bromür içerir.
Alınan her doz (inhalerin ağızlığından çıkan doz), 85 mikrogram indakaterole eşdeğer 110 mikrogram indakaterol maleat ve 43 mikrogram glikopironyuma eşdeğer 54 mikrogramglikopironyum bromür içerir.
Yardımcı madde:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3- FARMASÖTİK FORM
İnhalasyon tozu, sert kapsül
Beyaz yada beyazımsı toz içeren kapsüller.
4- KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
GLİNİUM PLUS, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan yetişkin hastalarda semptomları hafifletmek için bir idame bronkodilatör tedavisi olarak endikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Önerilen doz, bir kapsül içeriğinin günde bir kez, GLİNİUM PLUS inhaler kullanılarak solunmasıdır.
GLİNİUM PLUS'ın her gün aynı saatte uygulanması önerilir. Bir doz kaçırılırsa, aynı gün mümkün olan en kısa sürede alınmalıdır. Hastalara günde birden fazla doz almamalarıkonusunda bilgilendirilmelidir.
Uygulama şekli:
Sadece inhalasyon yoluyla kullanım içindir. Kapsüller yutulmamalıdır.
Kapsüller sadece GLİNİUM PLUS inhaleri kullanılarak uygulanmalıdır (bkz. Bölüm 6.6). Her
1 / 25
yeni reçete ile birlikte verilen inhaler kullanılmalıdır.
Hastalar beşeri tıbbi ürünün doğru şekilde nasıl uygulanacağı konusunda bilgilendirilmelidir. Solunumda iyileşme yaşamamış olan hastalara, beşeri tıbbi ürünü solumak yerine yutupyutmadıkları sorulmalıdır.
Beşeri tıbbi ürünü uygulamadan önce, kullanma talimatları için bölüm 6.6'ya bakınız.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği
GLİNİUM PLUS, hafif ila orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilen dozda kullanılabilir. Şiddetli böbrek yetmezliği veya diyaliz gerektiren son dönem böbrek yetmezliğiolan hastalarda, yalnızca beklenen fayda, potansiyel riskten daha önemli ise kullanılmalıdır(bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2).
Karaciğer yetmezliği
GLİNİUM PLUS, hafif ve orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda önerilen dozda kullanılabilir. Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda GLİNİUM PLUS kullanımınailişkin veri yoktur, bu nedenle bu hastalarda temkinli olunmalıdır (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon
GLİNİUM PLUS'ın pediatrik popülasyonda (18 yaş altı) KOAH endikasyonuyla ilgili bir kullanımı yoktur. GLİNİUM PLUS'ın çocuklarda güvenliği ve etkinliği belirlenmemiştir.Mevcut veri bulunmamaktadır.
Geriyatrik popülasyon
GLİNİUM PLUS yaşlı hastalarda (75 yaş ve üstü) önerilen dozda kullanılabilir.
4.3 Kontrendikasyonlar
İndakaterol maleat, glikopironyum bromür ve/veya ürün içeriğindeki yabancı maddelerden herhangi maddelerden birine (bkz. Bölüm 6.1) karşı bilinen aşırı duyarlılık halinde GLİNİUMPLUS kontrendikedir.
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
GLİNİUM PLUS, diğer uzun etkili beta-adrenerjik agonistler veya uzun etkili muskarinik antagonistler olan GLİNİUM PLUS bileşenlerinin ait olduğu farmakoterapötik grupları içerenbeşeri tıbbi ürünlerle birlikte uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Astım
GLİNİUM PLUS, bu endikasyonda veri olmaması nedeniyle, astım tedavisinde kullanılmamalıdır. Uzun etkili beta2-adrenerjik agonistler, astım tedavisi için kullanıldığındaastımla ilişkiliölümler de dahil olmak üzere, astıma bağlı ciddi advers olay riskini artırabilir.
Akut kullanım için değildir
GLİNİUM PLUS, akut bronkospazm ataklarının tedavisi için endike değildir.
Aşırı duyarlılık
gulamasından
ı^agliK-ııfcK-eDys
reaksiyonları
GtJNİUM1SLH«:!n3aktifffladdSlSrİNolln3indakaİSrot,4eyfcg,ikopiro„,yumsuS sonra aniden ortaya çıkan aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Alerjik
2 / 25
düşündüren belirtiler, özellikle anjiyoödem (nefes alma veya yutmada güçlük, dil, dudak ve yüzün şişmesi) ürtiker veya deri döküntüsü ortaya çıkarsa, tedavi derhal kesilmeli ve alternatiftedavi başlatılmalıdır.
Paradoksal bronkospazm
GLİNİUM PLUS uygulaması yaşamı tehdit edebilecek paradoksal bronkospazm ile sonuçlanabilir. Böyle bir durum oluşursa, tedavi derhal kesilmeli ve alternatif tedaviuygulanmalıdır.
Glikopironyum ile ilgili antikolinerjik etkilerDar açılı glokom
Dar açılı glokomu olan hastalara dair veri yoktur, bu nedenle bu hastalarda GLİNİUM PLUS dikkatli kullanılmalıdır.
Hastalar akut dar açılı glokom belirtileri ve semptomları hakkında bilgilendirilmeli ve bu belirti veya semptomlardan herhangi biri gelişirse GLİNİUM PLUS kullanmayı bırakmalarıkonusunda bilgilendirilmelidir.
Üriner retansiyon
Üriner retansiyonu olan hastalara dair veri yoktur, bu nedenle bu hastalarda GLİNİUM PLUS dikkatli kullanılmalıdır.
Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalar
Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda, 1,4 kata kadar olan toplam sistem glikopironyum maruziyetinde (EAAson), şiddetli ve son dönem böbrek yetmezliği olanhastalarda 2,2 kata kadar olan toplam sistem glikopironyum maruziyetinde (EAAson) ılımlıortalama artış görülmüştür. Diyaliz gerektiren son dönem böbrek yetmezliği olanlar da dahilolmak üzere, şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (tahmini glomerüler filtrasyon hızı 30ml/dak /1,73 m2'nin altında), İndakaterol/Glikopironyum, sadece beklenen fayda potansiyelriskten daha önemli ise kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 5.2). Bu hastalar potansiyel adversreaksiyonlar açısından yakından izlenmelidir.
Kardiyovasküler etkiler
GLİNİUM PLUS, kardiyovasküler bozuklukları (koroner arter hastalık, akut miyokard enfarktüsü, kardiyak aritmiler, hipertansiyon) olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Beta2-adrenerjik agonistler, bazı hastalarda nabız, kan basıncı ve/veya semptomlardaki artışlarla ölçülen, klinik olarak anlamlı bir kardiyovasküler etki üretebilir. Bu beşeri tıbbiürünle bu tür etkilerin ortaya çıkması durumunda, tedavinin kesilmesi gerekebilir. Ek olarak,beta-adrenerjik agonistlerin, her ne kadar bu gözlemlerin klinik önemi bilinmese de, Tdalgasının düzleşmesi, QT aralığının uzaması ve ST segment depresyonu gibielektrokardiyografik (EKG) değişiklikler ürettikleri bildirilmiştir. Bu nedenle, QT aralığındabilinen veya şüphelenilen uzaması olan hastalarda veya QT aralığını etkileyen beşeri tıbbiürünlerle tedavi edilen hastalarda uzun etkili beta2-adrenerjik agonistler, dikkatlekullanılmalıdır.
Stabil olmayan iskemik kalp hastalığı, sol ventrikül yetmezliği, miyokard enfarktüsü öyküsü, aritmi (kronik stabil atriyal fibrilasyon hariç), uzun QT sendromu öyküsü olan veya QTc
3 / 25
(Fridericia yöntemi) uzamış (> 450 ms) hastalar klinik çalışmalarda çalışma dışı bırakılmıştır, dolayısıyla bu hasta gruplarında deneyim yoktur. Bu hasta gruplarında GLİNİUM PLUSdikkatli kullanılmalıdır.
Hipokalemi
Beta2-adrenerjik agonistler, bazı hastalarda olumsuz kardiyovasküler etkilere sebep olma potansiyeline sahip, beligin hipokalemiye sebep olabilir. Serum potasyumundaki azalmagenellikle geçicidir, takviye gerektirmez. Şiddetli KOAH hastalarında, hipokalemi hipoksi veeşlik eden tedavi ile şiddetlenebilir, bu da kardiyak aritmilere duyarlılığı artırabilir (bkz.Bölüm 4.5).
GLİNİUM PLUS'ın önerilen terapötik dozunda yapılan klinik çalışmalarında, hipokaleminin klinik olarak anlamlı etkileri gözlenmemiştir (bkz. Bölüm 5.1).
Hiperglisemi
Yüksek dozda beta2-adrenerjik agonistlerin solunması, plazma glikozunda artışlara neden olabilir. Diyabetik hastalarda GLİNİUM PLUS ile tedaviye başlandıktan sonra plazma glikozudaha yakından izlenmelidir.
Uzun süreli klinik çalışmalar sırasında, önerilen dozda GLİNİUM PLUS kullanan daha fazla hasta, plaseboya (%2,7) kıyasla, kan şekerinde klinik olarak kayda değer değişiklikler (%4,9)yaşamıştır. GLİNİUM PLUS, diyabetes mellitus'un iyi kontrol edilmediği hastalardaaraştırılmamıştır, bu nedenle bu tür hastalarda dikkatli ve uygun izleme önerilmektedir.
Genel rahatsızlıklar
GLİNİUM PLUS, konvulsif rahatsızlıkları veya tirotoksikozu olan hastalarda ve beta2-adrenerjikagonistlere alışılmadık derecede duyarlı olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Yardımcı maddeler
Bu beşeri tıbbi ürün laktoz içerir. Galaktoz intoleransı, toplam laktaz yetmezliği veya glikoz-galaktoz malabsorpsiyonu gibi nadir kalıtsal problemleri olan hastalar bu beşeri tıbbi ürünü kullanmamalıdır.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Her ikisi de etkin madde olan ve kararlı durum şartları altında oral yolla uygulanan inhale indakaterol ve glikopironyumun birlikte uygulanması, her iki etkin maddenin defarmakokinetiğini etkilememiştir.
GLİNİUM PLUS ile spesifik bir etkileşim çalışması yapılmamıştır. Etkileşim potansiyeli hakkında bilgi, iki etkin maddenin her birinin potansiyeline dayanmaktadır.
Aşağıdakilerle birlikte kullanımı önerilmemektedir
Beta-adrenerjik blokerler
Beta-adrenerjik blokerler, beta2-adrenerjik agonistlerin etkisini zayıflatabilir veya antagonize edebilir. Bu nedenle, GLİNİUM PLUS, kullanımları için zorlayıcı nedenler olmadıkça, beta-adrenerjik blokerlerle (göz damlaları dahil) birlikte verilmemelidir. Gerektiğinde,kardiyoselektif beta-adrenerjik blokerler tercih edilmeli, ancak dikkatle uygulanmalıdır.
Antikolinerjikler
GLİNİUM PLUS'ın antikolinerjik içeren diğer beşeri tıbbi ürünlerle birlikte uygulanması
Belge DoardşmftmaMıştff've^raesfe öMmmsktedir (bkzTBiölüto
4 / 25
Sempatomimetikler
Diğer sempatomimetiklerin (tek başına veya kombinasyon terapisinin bir parçası olarak) birlikte uygulanması, indakaterolün advers etkilerini güçlendirebilir (bkz. Bölüm 4.4).
Aşağıdakilerle birlikte kullanımda dikkat edilmesi gerekmektedir
Hipokalemi tedavisi
Eşlik eden ve metilksantin türevleri, steroidler veya potasyum tutucu olmayan diüretiklerle yapılan hipokalemik tedavi, beta2-adrenerjik agonistlerin olası hipokalemik etkisinigüçlendirebilir, bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Aşağıdakilerle birlikte kullanımında dikkate alınması gerekenler
Metabolik ve taşıyıcı tabanlı etkileşimler
İndakaterol klerensi, CYP3A4 ve P-glikoproteinin (P-gp) önemli katkı maddelerinin inhibisyonu, indakaterolün sistemik maruziyetini iki katına kadar çıkarır. Maruziyetinbüyüklüğündeki etkileşimlere bağlı artış, önerilen maksimum indakaterol dozunun iki katınakadar olan dozlarda bir yıla kadar klinik çalışmalarda indakaterol ile yapılan güvenlilikdeneyimi göz önüne alındığında, herhangi bir güvenlilik endişesi yaratmaz.
Simetidin veya diğer organik katyon taşıyıcı inhibitörler
Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir klinik çalışmada, glikopironyumun renal atılımına katkıda bulunduğu düşünülen organik katyon taşınmasının bir inhibitörü olan simetidin,glikopironyuma toplam maruz kalmayı (EAA) %22 oranında arttırmış ve renal klerensi %23oranında azaltmıştır. Bu değişikliklerin büyüklüğüne bağlı olarak, glikopironyum, simetidinveya organik katyon taşıyıcının diğer inhibitörleri ile birlikte uygulandığında, klinik olarakanlamlı ilaç etkileşimi beklenmez.
4.6 Gebelik ve laktasyon
Genel Tavsiye:
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü (kontrasepsiyon) uygulayanlarda kullanımına ilişkin herhangi bir veri yoktur.
Gebelik dönemi:
Hamile kadınlarda GLİNİUM PLUS kullanımıyla ilgili mevcut veri bulunmamaktadır. Hayvan çalışmaları, klinik olarak anlamlı maruziyetlerde üreme toksisitesi ile ilgili doğrudan veyadolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. Bölüm 5.3).
İndakaterol, uterus düz kasında gevşetici bir etki nedeniyle doğumu engelleyebilir. Bu nedenle, GLİNİUM PLUS sadece hasta için beklenen fayda, fetusun potansiyel riski için gerekçeoluşturuyorsa, hamilelik sırasında kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi:
İndakaterol, glikopironyum ve metabolitlerinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Mevcut farmakokinetik/toksikolojik veriler, indakaterol, glikopironyum ve metabolitlerininemziren sıçanların sütüyle atılımını göstermiştir. GLİNİUM PLUS'ın emziren kadınlartarafından kullanılması, ancak anne için beklenen faydanın, bebek için olası herhangi bir risktendaha fazla olması durumunda düşünülmelidir (bkz. Bölüm 5.3).
5 / 25
Üreme yeteneği /Fertilite
Üreme çalışmaları ve hayvanlardaki diğer veriler, hem erkeklerde hem de kadınlarda doğurganlıkla ilgili bir endişeye işaret etmemektedir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
GLİNİUM PLUS'ın araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bununla birlikte, baş dönmesini de içeren sersemlik hali ortaya çıkması, araç ve makine kullanmayeteneğini etkileyebilir (bkz.Bölüm 4.8).
4.8 İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin sunumu, GLİNİUM PLUS ve etkin maddelerin her biriyle ilgili deneyime dayanmaktadır.
Güvenlilik profilinin özeti
İndakaterol / Glikopironyum ile güvenlilik deneyimi, 15 aya kadar önerilen terapötik dozda maruziyetten oluşmaktaydı.
İndakaterol / Glikopironyum, her bir bileşene benzer advers reaksiyonlar göstermiştir. indakaterol ve glikopironyum içerdiğinden, bu bileşenlerin her biriyle ilişkili adversreaksiyonların türü ve şiddeti, kombinasyonda beklenebilir.
Güvenlilik profili, kombinasyonun her bir bileşeni ile ilişkili tipik antikolinerjik ve beta-adrenerjik semptomlarla karakterizedir. Beşeri tıbbi ürünle ilgili diğer en yaygın advers reaksiyonlar (İndakaterol / Glikopironyum için hastaların en az %3'ü ve ayrıca plasebodandaha büyük) öksürük, nazofarenjit ve baş ağrısı idi.
Advers reaksiyonların tablo halinde özeti
Klinik çalışmalar sırasında ve pazarlama sonrası kaynaklardan tespit edilen advers reaksiyonlar MedDRA sistem organ sınıfı tarafından listelenmiştir (Tablo 1). Advers reaksiyonlar, her sistemorgan sınıfı içinde, en sık görülen reaksiyonlar önce olmak üzere, sıklığa göre sıralanır. Her birsıklık grubunda, advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasına göre sunulmaktadır. Ek olarak, heradvers reaksiyon için karşılık gelen sıklık sınıflandırması aşağıdaki düzene dayanmaktadır: çokyaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek(>1/10.000, <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketlebelirlenemiyor).
Tablo 1 Advers reaksiyonlar
Advers reaksiyonlar
Sıklık sınıflandırması
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
6 / 25
Üst solunum yolu enfeksiyonu
|
Çok yaygın
|
Nazofarenjit
|
Yaygın
|
İdrar yolu enfeksiyonu
|
Yaygın
|
Sinüzit
|
Yaygın
|
Rinit
|
Yaygın
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları |
Aşırı duyarlılık
|
Yaygın
|
2
Anjioödem
|
Yaygın olmayan
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Hiperglisemi ve diabetes mellitus
|
Yaygın
|
Psikolojik hastalıklar |
İnsomnia
|
Yaygın olmayan
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Baş dönmesini de içeren sersemlik hali
|
Yaygın
|
Baş ağrısı
|
Yaygın
|
Parastezi
|
Seyrek
|
Göz hastalıkları |
1
Glokom
|
Yaygın olmayan
|
Kardiyak hastalıklar |
İskemik kalp hastalığı
|
Yaygın olmayan
|
Atriyal fibrilasyon
|
Yaygın olmayan
|
Taşikardi
|
Yaygın olmayan
|
Çarpıntı
|
Yaygın olmayan
|
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediyastinal hastalıklar |
Öksürük
|
Yaygın
|
Boğaz tahrişi dahil olmak üzere orofaringeal ağrı
|
Yaygın
|
Paradoksal bronkospazm
|
Yaygın olmayan
|
2
Disfoni
|
Yaygın olmayan
|
-p • xi • c Bu belge aıEPo(takZW56ZW56S3k0Q3NRZW56S3k0Q3NRSHY3 Belge Takip Adresi
|
:Yayglwtr/saglik-titck-ebys
|
|
7 / 25
|
Gastrointestinal hastalıklar |
|
Dispepsi
|
Yaygın
|
Diş çürüğü
|
Yaygın
|
Gastroenterit
|
Yaygın olmayan
|
Ağız kuruluğu
|
Yaygın olmayan
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları |
|
Kaşıntı/döküntü
|
Yaygın olmayan
|
Kas-iskelet sistemi hastalıkları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları |
|
Kas-iskelet sistemi ağrısı
|
Yaygın olmayan
|
Kas spazmı
|
Yaygın olmayan
|
Miyalji
|
Yaygın olmayan
|
Ekstremitede ağrı
|
Yaygın olmayan
|
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları |
|
Mesane tıkanıklığı ve üriner retansiyon
|
Yaygın
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar |
|
1
Yüksek ateş
|
Yaygın
|
Göğüs ağrısı
|
Yaygın
|
Periferik ödem
|
Yaygın olmayan
|
Yorgunluk
|
Yaygın olmayan
|
1 İndakaterol/glikopironyum ile gözlenen, ancak tek tek bileşenlerle görülmeyen adversreaksiyon.
2 Pazarlama sonrası deneyimden elde edilen raporlar; sıklıklar klinik araştırma verilerinedayanarak hesaplanmıştır.
Seçilen advers reaksiyonların tanımı
Öksürük yaygın, ancak genellikle hafif şiddette.
Şüpheli advers reaksiy°nlar
m_ raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem
8 / 25
taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
eposta;
[email protected];tel:0 800 314 00 08; faks:0 312 218 35 99)
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
GLİNİUM PLUS ile klinik olarak anlamlı doz aşımı hakkında bilgi yoktur.
Aşırı doz, taşikardi, titreme, çarpıntı, baş ağrısı, bulantı, kusma, uyuşukluk, ventriküler aritmiler, metabolik asidoz, hipokalemi ve hiperglisemi gibi beta2-adrenerjik uyarıcıların tipik etkilerininabartılı olarak ortaya çıkmasına yol açabilir veya artmış intraoküler basınç (ağrı, görmebozuklukları veya gözün kızarmasına neden olur), obstipasyon veya işeme zorlukları gibiantikoinerjik etkileri indükleyebilir. Destekleyici ve semptomatik tedavi endikedir. Ciddivakalarda hastalar hastaneye yatırılmalıdır. Beta2-adrenerjik etkilerin tedavisi içinkardiyoselektif beta blokerlerin kullanımı düşünülebilir, ancak beta-adrenerjik blokerlerinkullanımı bronkospazmı provoke edebileceğinden, yalnızca doktor gözetimi altında, çok dikkatlişekilde kullanılmalıdır.
5- FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Obstrüktif havayolu hastalıkları için ilaçlar, antikolinerjiklerle kombinasyon halinde adrenerjikler,
ATC kodu: R03AL04
Etki mekanizmasıİndakaterol/Glikopironyum
İndakaterol ve glikopironyum birlikte uygulandığında, düz kas gevşemesini sağlamak için farklı reseptörleri ve yolları hedefleyen farklı etki biçimleri nedeniyle, ek etkililik sağlarlar.Merkeziye karşı periferik hava yollarındaki beta2-adrenoseptörlerin ve M3-reseptörlerinindiferansiyel yoğunluğu nedeniyle, beta2-agonistleri periferik hava yollarının gevşetilmesindedaha etkili olmalıdır, ancak bir antikolinerjik bileşik merkezi hava yollarında daha etkiliolabilir. Bu nedenle, insan akciğerinin hem periferik hem de merkezi solunum yollarındabronkodilasyon için beta2-adrenerjik agonist ve muskarinik antagonistin bir kombinasyonufaydalı olabilir.
Indakaterol
İndakaterol, günde bir kez uygulama için uzun etkili bir beta2-adrenerjik agonisttir. İndakaterol de dahil olmak üzere beta2-adrenoseptör agonistlerinin farmakolojik etkileri, enazından kısmen, adenosin trifosfatın (ATP) siklik-3 ', 5'-adenosin monofosfata (siklik AMP)dönüşümünü katalize eden enzim olan intraselüler adenil siklazın stimülasyonunadayandırılabilir. Artmış siklik AMP seviyeleri bronşiyal düz kasın gevşemesine neden olur. Invitro çalışmalar, indakaterolün beta2-reseptörlerinde beta1 ve beta3-reseptörlerine kıyasla katkat daha fazla agonist aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir.
Solunduğunda, indakaterol lokal olarak akciğerde bronkodilatör olarak hareket eder. İndakaterol, nanomolar potansiyeli olan insan beta2-adrenerjik reseptöründe kısmi bir
9 / 25
agonisttir.
Her ne kadar beta2-adrenerjik reseptörler bronşiyal düz kasta ve betaı-adrenerjik reseptörler insan kalbinde baskın reseptörler olsa da, kalpte toplam adrenerjik reseptörlerin %10 ila%50'sini oluşturan beta2-adrenerjik reseptörler de vardır. Kalpteki varlığı, oldukça seçici beta2-adrenerjik agonistlerin bile kardiyak etkilere sahip olma olasılığını artırır.
Glikopironyum
Glikopirronyum, KOAH'ın günde bir kez idame bronkodilatör tedavisi için inhale uzun etkili muskarinik reseptör antagonistidir (antikolinerjik). Parasempatik sinirler, solunumyollarındaki ana bronkokonstriktif sinir yoludur ve kolinerjik ton, KOAH'ta hava akışıtıkanıklığının önemli geri dönüşümlü bileşenidir. Glikopironyum, asetilkolinin hava yolu düzkas hücreleri üzerindeki bronkokonstriktör etkisini bloke eder, böylece hava yollarınıgenişletir.
Glikopironyum bromür, yüksek duyarlılıklı bir muskarinik reseptör antagonistidir. İnsan M2 reseptöründen fazla M3 reseptörleri için 4 kattan fazla seçicilik, radyoligand bağlanmaçalışmaları kullanılarak gösterilmiştir.
Farmakodinamik etkiler
İndakaterol ve glikopironyum kombinasyonu, dozlamadan sonraki 5 dakika içinde hızlı bir etki başlangıcı göstermiştir. Etki, 24 saatlik doz aralığı boyunca sabit kalır.
24 saatlik seri FEV1 ölçümlerinden elde edilen ortalama bronkodilatör etki, 26 haftalık tedaviden sonra 320 ml idi. Etki, tek başına indakaterol, glikopironyum veya tiotropiyum ilekarşılaştırıldığında, İndakaterol/Glikopironyum için anlamlı olarak daha yüksekti (herkarşılaştırma için 110 ml'lik fark).
Plasebo veya monoterapi bileşenleriyle karşılaştırıldığında, İndakaterol/Glikopironyum etkisi ile ilgili zaman içinde taşifilaksiye dair kanıt yoktu.
Kalp atış hızı üzerindeki etkiler
Sağlıklı gönüllülerdeki kalp atış hızı etkileri, her biri İndakaterol/Glikopironyum 'un önerilen terapötik dozundan 4 kat fazla olan dozların birer saat aralıklarla dört sefer uygulanmasınınardından, plasebo, indakaterol, glikopironyum ve salmeterolün etkileriyle kıyaslanarakaraştırıldı.
Plaseboya kıyasla en büyük zaman uyumlu kalp atış hızı artışı +5,69 bpm (% 90 CI [2,71, 8,66]), en büyük azalma -2,51 bpm (% 90 CI [-5,48, 0,47]) idi. Genel olarak zaman içindekikalp atış hızı üzerindeki etkisi, İndakaterol/Glikopironyum'un tutarlı bir farmakodinamiketkisini göstermedi.
Supraoterapötik doz düzeylerinde KOAH hastalarında kalp atış hızı araştırıldı. İndakaterol/Glikopironyum 'un 24 saat boyunca ortalama kalp atış hızı ve 30 dakika, 4 saat ve24 saat sonra değerlendirilen kalp atış hızı üzerinde hiçbir ilgili etkisi olmamıştır.
QT aralığı
İndakaterol/Glikopironyum bileşenlerinin klinik doz seviyelerinde QT uzama potansiyeline sahip olduğu bilinmemektedir. Yüksek doz inhale indakaterol (önerilen maksimum terapötikdozun iki katına kadar) ile sağlıklı gönüllülerde yapılan bir kapsamlı QT (TQT) çalışması, QTaralığı üzerinde klinik olarak anlamlı bir etki göstermemiştir. Benzer şekilde, yapılan bir TQT
10 / 25
çalışmasında, glikopironyum için, önerilen terapötik dozun 8 katının solunmasının ardından QT uzaması gözlenmemiştir.
İndakaterol/Glikopironyum 'un QTc aralığı üzerindeki etkileri, sağlıklı gönüllülerde, İndakaterol/Glikopironyum 'un önerilen terapötik dozunun 4 katı fazlasının birer saataralıklarla dört defada inhalasyonundan sonra araştırıldı. Plaseboya karşı en büyük zamanuyumlu fark 4,62 ms (% 90 CI 0,40, 8,85 ms), en büyük zaman uyumlu azalma -2,71 ms (% 90CI -6,97, 1,54 ms) idi ve bu da İndakaterol/Glikopironyum 'un, QT aralığı üzerine,bileşenlerinin özelliklerinden beklendiği gibi, ilgili bir etkisinin olmadığını gösterdi.
KOAH hastalarında, 116 mikrogram/86 mikrogram ve 464 mikrogram/86 mikrogram arasındaki İndakaterol/Glikopironyum supraoterapötik dozları, QTcF'li hastaların başlangıçdeğerine göre 30 ms ve 60 ms arasında daha yüksek bir oran gösterdi (plasebo için %16,0 ila%21,6 ve 1,9 arasında değişiyor), ancak başlangıç değerden >60 ms QTcF artışı yoktu. Ayrıca464 mikrogram/86 mikrogramlık en yüksek doz İndakaterol/Glikopironyum seviyesi, dahayüksek oranda mutlak QTcF değerleri > 450 ms (plasebo için %12,2'ye karşı % 5,7) gösterdi.
Serum potasyum ve kan şekeri
Sağlıklı gönüllülerde, tavsiye edilen terapötik İndakaterol/Glikopironyum dozunun 4 katının uygulanmasından sonra, serum potasyum üzerindeki etki çok küçüktü (plaseboya kıyaslamaksimum fark -0,14 mmol/l). Kan şekeri üzerindeki maksimum etki 0,67 mmol/ l idi.
Klinik etkililik ve güvenlilik
İndakaterol/Glikopironyum klinik Faz III geliştirme programı, 8.000'den fazla hastanın kaydolduğu altı çalışmayı içermiştir: 1) 26 haftalık plasebo ve aktif kontrollü (günde bir kezindakaterol, günde bir kez glikopironyum, günde bir kez açık etiketli tiotropiyum); 2) 26haftalık aktif kontrollü (flutikazon/salmeterol günde iki kez) çalışma; 3) 64 haftalık aktifkontrollü (günde bir kez glikopironyum, günde bir kez açık etiketli tiotropiyum) çalışma; 4)52 haftalık plasebo kontrollü bir çalışma; 5) 3 haftalık plasebo ve aktif kontrollü (günde birkez tiotropiyum) egzersiz tolerans çalışması; ve 6) 52 haftalık aktif kontrollü (günde iki kezflutikazon/salmeterol) çalışma.
Bu çalışmaların dördünde, orta ila şiddetli KOAH klinik tanısı olan hastalar çalışmaya alındı. 64 haftalık çalışmaya, bir önceki yıl >1 orta veya şiddetli KOAH alevlenmesi öyküsü olanşiddetli ila çok şiddetli KOAH tanısı almış hastalar dahil edildi. 52 haftalık aktif kontrollüçalışmada, bir önceki yılda >1 orta veya şiddetli KOAH alevlenmesi öyküsü olan orta ila çokşiddetli KOAH'lı hastalar çalışmaya alındı.
Akciğer fonksiyonu üzerindeki etkiler
İndakaterol/Glikopironyum, bir dizi klinik çalışmada akciğer fonksiyonunda (bir saniyede zorlanan ekspiratuar hacim ile ölçülen şekliyle, FEV1) klinik olarak anlamlı iyileşmelergösterdi. Faz III çalışmalarında, ilk dozdan sonraki 5 dakika içinde bronkodilatör etkilerigörüldü ve bu etki ilk dozdan itibaren 24 saatlik dozlama aralığı boyunca korundu.Bronkodilatör etkisinde zamanla zayıflama gözlenmedi.
Etkinin büyüklüğü, referans değerde hava akışı sınırlamasının geri çevrilebilirlik derecesine bağlıydı (kısa etkili muskarinik antagonist bronkodilatör ve kısa etkili beta2-agonist
11 / 25
bronkodilatörün uygulanmasıyla test edilmiştir): Başlangıçta en düşük düzelebilirlik derecesine sahip hastalar (<%5), genellikle başlangıçta düzelebilirlik derecesi daha yüksekolan hastalardan (>%5) daha düşük bronkodilatör yanıtı göstermiştir. 26 haftada (primersonlanım noktası) İndakaterol/Glikopironyum, en düşük düzelebilirlik dereceli (<%5) (p =0,053) en düşük FEVı'i 80 ml arttırmıştır (İndakaterol/Glikopironyum n = 82; plasebo n = 42)ve başlangıçta düzelebilirlik derecesi (>%5) plaseboya kıyasla (p <0,001) daha yüksek olanhastalarda 220 ml arttırmıştır (İndakaterol/Glikopironyum n = 392, plasebo n = 190).
En düşük ve en yüksek FEV1:
İndakaterol/Glikopironyum, 26 haftalık primer sonlanım noktasında (p <0,001) plaseboya kıyasla doz sonrası en düşük FEVfi 200 ml arttırdı ve her monoterapi bileşeni tedavi kolu(indakaterol ve glikopironyum) ile tiotropiyum tedavi koluna kıyasla, aşağıdaki tablodagösterildiği gibi, istatistiksel olarak anlamlı artışlar gösterdi.
Doz sonrası en düşük FEVl (en küçük ortalama kareler), 1. Gün ve 26. hafta (primer sonlanım noktası)
Tedavi farkı |
1. Gün |
26. Hafta |
İndakaterol/Glikopironyum - plasebo
|
190 ml (p<0,001)
|
200 ml (p<0,001)
|
İndakaterol/Glikopironyum - indakaterol
|
80 ml (p<0,001)
|
70 ml (p<0,001)
|
İndakaterol/Glikopironyum - glikopironyum
|
80 ml (p<0,001)
|
90 ml (p<0,001)
|
İndakaterol/Glikopironyum - tiotropiyum
|
80 ml (p<0,001)
|
80 ml (p<0,001)
|
Ortalama doz öncesi FEV1 (çalışma ilacı sabah dozundan 45 ve 15 dakika önce alınan değerlerin ortalaması), 26. haftada flutikazon/salmeterol (en küçük kareler [LS]ortalama tedavifarkı 100 ml, p <0,001) ile karşılaştırıldığında, 52. haftada plasebo (LS ortalama tedavi farkı189 ml, p <0,001) ile karşılaştırıldığında ve 64. haftaya kadar yapılan tüm vizitlerdeglikopironyum (LS ortalama tedavi farkı 70-80 ml, p <0,001) ve tiotropiyum (LS ortalamatedavi farkı 60-80 ml, p <0,001) ile karşılaştırıldığında İndakaterol/Glikopironyum lehineistatistiksel olarak anlamlıydı. 52 haftalık aktif kontrollü çalışmada, flutikazon/salmeterol (LSortalama tedavi farkı 62-86 ml, p <0,001) ile karşılaştırıldığında, 52. haftaya kadar olan tümvizitlerde ortalama doz öncesi FEV1, İndakaterol/Glikopironyum lehine istatistiksel olarakanlamlıydı. 26. haftada İndakaterol/Glikopironyum, dozdan sonraki ilk 4 saatte plasebo ilekarşılaştırıldığında, FEV1 en yüksek değerinde istatistiksel olarak anlamlı iyileşme gösterdi(LS ortalama tedavi farkı 330 ml) (p <0,001).
FEV1 EAA:
İndakaterol/Glikopironyum, 26 haftada flutikazon/salmeterol ile karşılaştırıldığında, doz sonrası FEV1 EAA0-12'yi (primer sonlanım noktası) 140 ml arttırdı (p <0,001).
Semptomatik sonuçlar
Nefes darlığı:
İndakaterol/Glikopironyum, Geçiş Dispne İndeksi (TDI) ile değerlendirilen nefes darlığını istatistiksel olarak önemli ölçüde azalttı; plasebo (LS ortalama tedavi farkı 1,09, p <0,001),
12 / 25
tiotropiyum (LS ortalama tedavi farkı 0,51, p = 0,007) ve flutikazon/salmeterol (LS ortalama tedavi farkı 0,76, p = 0,003) ile karşılaştırıldığında 26. haftadaki TDI odak skorundaistatistiksel olarak anlamlı bir iyileşme gösterdi. İndakaterol ve glikopironyumdaki iyileşmelersırasıyla 0,26 ve 0,21 idi.
İndakaterol/Glikopironyum alan hastaların istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bir yüzdesi, 26. haftada TDI odak skorunda plaseboya kıyasla 1 puan veya daha fazla iyileşme ileyanıt verdi (sırasıyla %68,1 ve %57,5, p = 0,004). Hastaların daha yüksek bir oranı, 26.haftada İndakaterol/Glikopironyum ile tiotropiyum (%68,1 İndakaterol/Glikopironyum 'akarşı %59,2 tiotropiyum, p =0,016) ve flutikazon/salmeterol (%65,1
İndakaterol/Glikopironyum 'a karşı %55,5 flutikazon/salmeterol, p = 0,088) ile
karşılaştırıldığında klinik olarak anlamlı yanıt sergilemiştir.
Sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi:
İndakaterol/Glikopironyum, ayrıca plasebo (LS ortalama tedavi farkı -3,01, p = 0,002) ve tiotropiyum (LS ortalama tedavi farkı -2,13, p = 0,009) ile karşılaştırıldığında 26 haftadaSGRQ toplam skorunda bir azalma ve indakaterol ve glikopironuma karşı sırasıyla -1,09 ve -1,18 azalmalar ile belirtildiği gibi, St. George Solunum Anketi (SGRQ) kullanılarak ölçülensağlıkla ilişkili yaşam kalitesi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etki göstermiştir. 64.haftada, tiotropiyum ile karşılaştırıldığında azalma istatistiksel olarak anlamlıydı (LS ortalamatedavi farkı -2,69, p <0,001). 52. haftada flutikazon/salmeterol ile karşılaştırıldığında azalmaistatistiksel olarak anlamlıydı (LS ortalama tedavi farkı -1,3, p = 0,003).
İndakaterol/Glikopironyum alan hastaların daha yüksek bir yüzdesi, 26. haftada plasebo (sırasıyla %63,7 ve %56,6, p = 0,088) ve tiotropiyum ile karşılaştırıldığında (% 63,7İndakaterol/Glikopironyum karşı %56,4 tiotropiyum, p = 0,047), 64. haftada glikopironyumve tiotropiyum ile karşılaştırıldığında (sırasıyla %57,8 İndakaterol/Glikopironyum, %51,8glikopironyum, p = 0,055; % 50,8 tiotropiyum, p = 0,051), 52. haftada flutikazon/salmeterolile karşılaştırıldığında (% 49,2 İndakaterol/Glikopironyum, % 43,7 flutikazon/salmeterol,olasılık oranı: 1,30, p <0,001) SGRQ skorunda (başlangıçtan en az 4 birim azalma olaraktanımlanmıştır) klinik olarak anlamlı bir iyileşme ile cevap vermiştir.
Günlük aktiviteler
İndakaterol/Glikopironyum, 26 haftaboyunca "olağan günlük aktivitelerin
gerçekleştirilebildiği günler” yüzdesinde, tiotropiyum karşısında istatistiksel olarak üstün bir iyileşme gösterdi (LS ortalama tedavi farkı %8,45, p<0,001).64. haftada,
İndakaterol/Glikopironyum glikopironyum karşısında sayısal iyileşme (LS ortalama tedavi farkı %1,95; p = 0,175) ve tiotropiyum karşısında istatistiksel iyileşme (LS ortalama tedavifarkı %4,96; p = 0,001) gösterdi.
KOAH alevlenmeleri
İndakaterol/Glikopironyum (n=729), glikopironyum (n=739) ve tiotropiyumun (n=737) karşılaştırıldığı 64 haftalık çalışmada, İndakaterol/Glikopironyum, orta veya şiddetli KOAHalevlenmelerinin yıllık oranını glikopironyum ile karşılaştırıldığında %12 oranında (p = 0,038)ve tiotropiyum ile karşılaştırıldığında %10 oranında (p = 0,096) düşürdü. Orta veya şiddetliKOAH alevlenmesi/hasta-yıl sayısı, İndakaterol/Glikopironyum için 0,94 (812 vaka),glikopironyum için 1,07(900 vaka) ve tiotropyum için 1,06(898 vaka) idi
İndakaterol/Glikopironyum ayrıca, tüm KOAH alevlenmelerinin (hafif, orta veya şiddetli) yıllık oranını glikopironyum (p = 0.001) ile karşılaştırıldığında %15 ve tiotropiyum ile
13 / 25
karşılaştırıldığında %14 oranında istatistiksel olarak anlamlı ölçüde azaltmıştır (p = 0,002). Tüm KOAH alevlenmelerinin/hasta-yıl sayısı İndakaterol/Glikopironyum için 3,34 (2.893 vaka),glikopironyum için 3,92 (3.294 vaka) ve tiotropyum için 3,89 (3.301 vaka) idi.
İndakaterol/Glikopironyum (n = 1.675) ve flutikazon/salmeterolun (n = 1.679) karşılaştırıldığı 52 haftalık çalışmada, İndakaterol/Glikopironyum, eşit etkililik primer çalışma hedefini,flutikazon/salmeterol ile karşılaştırdığında, tüm KOAH alevlenmeleri (hafif, orta veya şiddetli)oranında karşılamıştır. Tüm KOAH alevlenmelerinin/hasta-yıl sayısı İndakaterol /Glikopironyum için 3,59 (4.531 vaka) ve flutikazon/salmeterol için 4,03 (4.969 vaka) idi.İndakaterol/Glikopironyum ayrıca alevlenmelerin yıllık oranında %11 azaltma sağlayarak,flutikazon/salmeterol'e karşı üstünlük gösterdi (p = 0,003).
Flutikazon/salmeterol ile karşılaştırıldığında, İndakaterol/Glikopironyum hem orta hem de şiddetli alevlenmelerin yıllık oranını %17 (p <0,001) ve şiddetli alevlenmelerin yıllık oranını(hastaneye yatmayı gerektiren) %13 (istatistiksel olarak anlamlı değil, p = 0,231) azalttı. Ortaveya şiddetli KOAH alevlenmesi/hasta-yıl sayısı İndakaterol/Glikopironyum için 0,98 (1.265vaka) ve flutikazon/salmeterol için 1,19 (1.452 vaka) idi. İndakaterol/Glikopironyum, alevlenmeriskinde %22 azalma (p <0,001) ile ilk orta şiddetli alevlenmeye kadar olan süreyi uzattı vealevlenme riskinde %19 azalma ile ilk şiddetli alevlenmeye kadar olan süreyi uzattı (p = 0,046).
İndakaterol/Glikopironyum kolunda pnömoni insidansı %3,2 idi ve bu oran flutikazon/salmeterol kolunda %4,8 idi (p = 0,017). İlk pnömoniye kadar geçen süre,flutikazon/salmeterol ile karşılaştırıldığında, İndakaterol/Glikopironyum ile uzatıldı (p = 0,013).
İndakaterol/Glikopironyum (n = 258) ve flutikazon/salmeterol'ü (n = 264) 26 hafta boyunca karşılaştıran başka bir çalışmada, orta veya şiddetli KOAH alevlenmesi/hasta-yıl sayısı sırasıyla0,15'e karşı 0,18 (22 vakaya karşı 18 vaka) idi (p = 0,512) ve tüm KOAH alevlenmesi/hasta-yılsayısı (hafif, orta veya şiddetli) sırasıyla 0,72'ye karşı 0,94 (86 vakaya karşı 113 vaka) idi (p =0,098).
Kurtarma ilaç tedavisi kullanımı
26 hafta boyunca, İndakaterol/Glikopironyum, kurtarma ilacı (salbutamol) kullanımını plaseboya kıyasla günde 0,96 puf (p <0,001), tiotropiyuma kıyasla günde 0,54 puf (p <0,001) veflutikazon/salmeterola kıyasla günde 0,39 puf (p = 0,019) olarak, istatistiksel olarak anlamlıderecede azaltmıştır. 64 hafta boyunca bu azalma, tiotropiyum ile karşılaştırıldığında günde 0,76puf (p <0,001) idi. 52 hafta boyunca, İndakaterol/Glikopironyum kurtarma ilacı kullanımını,flutikazon/salmeterol ile karşılaştırıldığında günde 0,25 puf azalttı (p <0,001).
Egzersiz toleransı
Sabahları alınan İndakaterol/Glikopironyum, dinamik hiperinflasyonu azalttı ve ilk dozdan itibaren sürdürülebilen egzersiz süresini iyileştirdi. Tedavinin ilk gününde, egzersiz altındakiinspiratuar kapasite plaseboya kıyasla anlamlı derecede iyileşti (LS ortalama tedavi farkı 250ml, p <0,001). Üç haftalık tedaviden sonra, İndakaterol/Glikopironyum ile inspiratuarkapasitedeki iyileşme plaseboya kıyasla daha da büyüktü (LS ortalama tedavi farkı 320 ml, p<0,001) ve egzersiz dayanıklılığı süresi plaseboya kıyasla arttı (LS ortalama tedavi farkı 59,5saniye, p = 0,006).
Pediyatrik popülasyon
Avrupa İlaç Ajansı, kronik obstrüktif akciğer hastalığında (KOAH) pediyatrik popülasyonun tüm alt kümelerinde İndakaterol/Glikopironyum ile yapılan çalışmaların sonuçlarını gönderme
14 / 25
zorunluluğundan vazgeçmiştir (pediatrik kullanım hakkında bilgi için bölüm 4.2'ye bakınız).
5.2 Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler:
Emilim
İndakaterol/Glikopironyum
İndakaterol/Glikopironyum solunduktan sonra, indakaterol ve glikopironyumun pik plazma konsantrasyonlarına ulaşmak için ortalama süre sırasıyla yaklaşık 15 dakika ve 5 dakikadır.
In vitro performans verilerine dayanarak, akciğere verilen indakaterol dozunun İndakaterol/Glikopironyum ve indakaterol monoterapi ürünü için benzer olması beklenir.İndakaterol/Glikopironyum inhalasyonundan sonra indakaterole kararlı durum maruziyeti,indakaterol monoterapi ürünü inhalasyonundan sonra sistemik maruziyete benzer veya birazdaha düşüktü.
İndakaterol/Glikopironyum inhalasyonunun ardından indakaterolün mutlak biyoyararlanımının , verilen dozun %61 ila 85'i arasında olduğu ve glikopironyumun, verilen dozun yaklaşık%47'si arasında olduğu hesaplanmıştır.
İndakaterol/Glikopironyum inhalasyonundan sonra glikopironuma kararlı durum maruziyeti, glikopironyum monoterapi ürünü inhalasyonundan sonraki sistemik maruziyete benzerdi.
İndakaterol
İndakaterolün kararlı durum konsantrasyonlarına, günde bir kez uygulandıktan sonraki 12 ila 15 gün içinde ulaşılmıştır. İndakaterol, yani EAA'nın 1. güne kıyasla 14. günde veya 15.günde 24 saatlik dozlama aralığı boyunca ortalama birikme oranı, 60 mikrogram ile 480mikrogram (verilen doz) aralığındaki günde bir kez solunan dozlar için 2,9 ila 3,8 arasındaydı.
Glikopironyum
KOAH'lı hastalarda, tedavinin başlamasından sonraki bir hafta içinde glikopironyum farmakokinetik kararlı durumuna ulaşıldı. Önerilen günde-bir kez uygulanan dozlamarejiminde glikopironyumun kararlı durum ortalama en yüksek ve en düşük plazmakonsantrasyonları sırasıyla 166 pikogram/ml ve 8 pikogram/ml idi. Glikopironyuma (24 saatlikdozlama aralığı boyunca EAA) kararlı durum maruziyeti, ilk dozdan sonra yaklaşık 1,4 ila 1,7kat daha yüksekti.
Dağılım
İndakaterol
İntravenöz infüzyondan sonra terminal eliminasyon fazı sırasında indakaterolün dağılım hacmi, geniş bir dağılımı gösterir şekilde 2.557 litredir.
In vitro
insan serumu ve plazmaproteinlerine bağlanma yaklaşık %95 idi.
Glikopironyum
İntravenöz dozlamadan sonra, glikopironyumun kararlı durum dağılım hacmi 83 litredir ve
15 / 25
terminal fazdaki dağılım hacmi 376 litredir. İnhalasyondan sonra terminal fazdaki görünür dağılım hacmi neredeyse 20 kat daha büyüktü, bu da inhalasyondan sonra daha yavaşeliminasyonu yansıtır. Glikopironyumun
in vitro
insan plazma proteinlerine bağlanması, 1 ila10 nanogram/ml konsantrasyonlarda %38 ila %41 idi.
Biyotransformasyon
İndakaterol
Bir insan ADME (emilim, dağılım, metabolizma, atılım) çalışmasında radyoaktif etiketli indakaterolün oral uygulamasından sonra, değişmemiş indakaterol ana bileşendir ve 24 saatiçinde serumda toplam ilaçla ilgili EAA'nın yaklaşık üçte birini oluşturur. Hidroksillenmiş birtürev, serumdaki en önemli metabolittir. İndakaterol ve hidroksile indakaterolün fenolik O-glukuronidleri, daha da belirgin metabolitlerdir. Hidroksillenmiş türevin bir diastereomeri,indakaterolün N-glukuronidi ve C- ve N-dealkilatlı ürünler, ayrıca tanımlanan metabolitlerdir.
In vitro
UGT1A1 izoformu, indakaterolün metabolik klerensine önemli bir katkıda bulunur. Bununla birlikte, farklı UGT1A1 genotiplerine sahip popülasyonlarda yapılan bir klinikçalışmada gösterildiği gibi, indakaterole sistemik maruziyet UGT1A1-genotipinden önemliölçüde etkilenmemektedir.
Rekombinant CYP1A1, CYP2D6 ve CYP3A4 ile inkübasyonlarda oksidatif metabolitler bulunmuştur. CYP3A4'ün, indakaterolün hidroksilasyonundan sorumlu baskın izoenzimolduğu sonucuna varılmıştır.
In vitro
araştırmalar ayrıca indakaterolün, P-gp atım pompasıiçin düşük afiniteli bir substrat olduğunu göstermiştir.
Glikopironyum
In vitroin vivo
olarakM9 oluşmuştur. Glikopironyumun glukuronid ve/veya sülfat konjugatları, tekrarlananinhalasyondan sonra insan idrarında bulunmuştur ve verilen dozun yaklaşık %3'ünüoluşturmaktadır.
Çoklu CYP izoenzimleri, glikopironyumun oksidatif biyotransformasyonuna katkıda bulunur. Glikopironyum metabolizmasının inhibisyonu veya indüklenmesi, etkin maddeye sistemikmaruziyette ilgili bir değişikliğe yol açmaz.
In vitroIn vitro
enzim indüksiyon çalışmaları, test edilen sitokrom P450izoenzimlerinden herhangi biri veya UGT1A1 ve MDR1 ve MRP2 taşıyıcıları içinglikopironyum bromür ile klinik olarak anlamlı bir indüksiyon göstermedi.
Eliminasyon
İndakaterol
Klinik çalışmalarda,
idrar yo
üvjnluelektronİk imza ila imzaknmıstır. ,i *ı,tft t*ı
eğişmeden atılan indakaterol miktarı genellikle verilen
dozun %2,5'inden daha düşük olmuştur. İndakaterolün renal klerensi ortalama olarak 0,46 ila
16 / 25
1,2 litre/saat arasındadır. 23,3 litre/saat'lik indakaterolün serum klerensiylekarşılaştırıldığında, renal klerensin sistemik olarak mevcut indakaterolün ortadankaldırılmasında küçük bir rol oynadığı (sistemik klerensin yaklaşık %2 ila 5'i) açıktır.
Bir insan ADME çalışmasında, oral yoldan verilen indakaterol, esas olarak değişmemiş ana madde (dozun %54'ü) ve daha az ölçüde hidroksillenmiş indakaterol metabolitleri (dozun%23'ü) olarak insan dışkısıyla atılmaktadır.
İndakaterol serum konsantrasyonları, ortalama terminal yarı ömrü 45,5 ila 126 saat arasında değişen çok fazlı bir şekilde azalmıştır. Tekrarlanan dozlamadan sonra indakaterolbirikiminden hesaplanan etkili yarılanma ömrü, yaklaşık 12-15 günlük gözlemlenen zaman-kararlı durum ile tutarlı olarak 40 ila 52 saat arasında değişmiştir.
Glikopironyum
[3H] etiketli glikopironyum bromürün intravenöz uygulamasından sonra, 48 saat içinde ortalama idrar yoluyla radyoaktivite atılımı dozun %85'ini oluşturmuştur. Dozun %5'lik birkısmı da safrada bulunmuştur.
Ana ilacın renal eliminasyonu, sistemik olarak mevcut glikopironyumun toplam klerensinin yaklaşık %60 ila 70'ini oluştururken, böbrek dışı klerens yaklaşık %30 ila 40'tır. Biliyer klerensrenal olmayan klerense katkıda bulunur, ancak renal olmayan klerensin çoğunun metabolizmayabağlı olduğu düşünülmektedir.
İnhalasyonu takiben glikopironyumun ortalama renal klerensi 17,4 ila 24,4 litre/saat aralığındaydı. Aktif tübüler sekresyon, glikopironyumun renal eliminasyonuna katkıdabulunur. Verilen dozun %23'üne kadarı idrarda ana ilaç olarak bulunmuştur.
Glikopironyum plazma konsantrasyonları çok fazlı bir şekilde azaldı. Ortalama terminal eliminasyon yarılanma ömrü, inhalasyondan sonra (33-57 saat) intravenöz (6,2 saat) ve oral(2,8 saat) uygulamadan çok daha uzundu. Eliminasyon paterni, inhalasyondan sürekli akciğeremilimi ve/veya glikopironyumun sistemik dolaşıma 24 saat sonra ve sonrasında aktarılmasınıdüşündürmektedir.
Doğrusallık/ Doğrusal Olmayan Durum:
İndakaterol
İndakaterole sistemik maruziyet, dozla orantılı bir şekilde, artan (verilen) dozla (120 mikrogram ila 480 mikrogram) artmıştır.
Glikopironyum
KOAH hastalarında, hem sistemik maruziyet hem de glikopironyumun farmakokinetik kararlı durumda toplam üriner atılımı, 44 ila 176 mikrogram (verilen) doz aralığında dozla orantılıolarak artmıştır.
Özel popülasyonlar
İndakaterol/Glikopironyu
Belge Död:^^^fe^^^fe
popülasyon farmakokinetik analizi, yaş, cinsiyet ve (yağsız vücut) ağırlığının indakaterol ve
ıvenlı elektronik imza ile imzalaııı
ironyum solun
tan sonra elde edilen ve
¦vs
17 / 25
glikopironyumun sistemik maruziyeti üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını göstermiştir. Yağsız vücut ağırlığı (kilonun ve boyun bir fonksiyonudur) orta değişken olaraktanımlanmıştır. Sistemik maruziyet ile yağsız vücut ağırlığı (veya vücut ağırlığı) arasındanegatif bir korelasyon gözlenmiştir; bununla birlikte, değişikliğin büyüklüğü veya yağsız vücutağırlığının tahmini hassasiyeti nedeniyle doz ayarlaması önerilmemiştir.
Sigara içme durumu ve başlangıç FEVfin, İndakaterol/Glikopironyum inhalasyonundan sonra indakaterol ve glikopironyumun sistemik maruziyeti üzerinde belirgin bir etkisi olmamıştır.
Indakaterol
Bir popülasyon farmakokinetik analizi, yaşın (88 yaşına kadar yetişkinler), cinsiyet, ağırlık (32-168 kg) veya ırkın indakaterol farmakokinetiği üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisiolmadığını göstermiştir. Bu, popülasyondaki etnik alt gruplar arasında herhangi bir fark ortayaçıkmamıştır.
Glikopironyum
KOAH'lı hastalardaki verilerin popülasyon farmakokinetik analizi, vücut ağırlığını ve yaşı, sistemik maruziyette hastalar arası değişkenliğe katkıda bulunan faktörler olarak tanımlamıştır.Önerilen dozda glikopironyum tüm yaş ve vücut ağırlığı gruplarında güvenle kullanılabilir.
Cinsiyet, sigara içme durumu ve başlangıç FEVfin sistemik maruziyet üzerinde belirgin bir etkisi olmamıştır.
Karaciğer yetmezliği olan hastalar İndakaterol/Glikopironyum
:
Monoterapi bileşenlerinin klinik farmakokinetik özelliklerine dayanarak, İndakaterol/Glikopironyum hafif ve orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda önerilendozda kullanılabilir. Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalar için mevcut veribulunmamaktadır.
İndakaterol:
Hafif ve orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalar, indakaterolün Cmax veya EAA'sında anlamlı bir değişiklik göstermemiştir veya protein bağlanması, hafif ve orta şiddette karaciğeryetmezliği olan denekler ile bunların sağlıklı kontrolleri arasında farklılık göstermemiştir.Şiddetli karaciğer yetmezliği olan kişilerde çalışma yapılmamıştır.
Glikopironyum:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda klinik çalışmalar yapılmamıştır. Glikopironyum ağırlıklı olarak renal atılım ile sistemik dolaşımdan temizlenir. Glikopironyumun hepatikmetabolizmasının bozulmasının, klinik olarak anlamlı bir sistemik maruziyet artışı ilesonuçlandığı düşünülmemektedir.
Böbrek yetmezliği olan hastalar İndakaterol/Glikopironyum
:
Monoterapi bileşenlerinin klinik farmakokinetik özelliklerine dayanarak, İndakaterol/Glikopironyum hafif ila orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilendozda kullanılabilir. Şiddetli böbrek yetmezliği veya diyaliz gerektiren son dönem böbrekyetmezliği olan hastalarda, İndakaterol/Glikopironyum sadece beklenen fayda potansiyel
18 / 25
riskten önemli ise kullanılmalıdır.
İndakaterol:
İdrar yolunun indakaterol maleatın toplam vücut eliminasyonuna çok düşük katkısı nedeniyle, böbrek yetmezliği olan hastalarda bir çalışma yapılmamıştır.
Glikopironyum:
Böbrek yetmezliğinin sistemik glikopironyum bromür maruziyeti üzerinde etkisi vardır. Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olanlarda toplam sistemik maruziyet (EAAson) orta dereceliortalama 1,4 kata kadar, şiddetli böbrek yetmezliği ve son dönem böbrek yetmezliği olanlardaise 2,2 kata kadar artmıştır. Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan KOAH hastalarında(tahmini glomerüler filtrasyon hızı, eGFR >30 ml/dak/1,73 m2) glikopironyum bromürönerilen dozda kullanılabilir.
Etnik köken
İndakaterol/Glikopironyum
:
Japon ve Kafkas denekler arasında her iki bileşik için toplam sistemik maruziyette (EAA) önemli bir fark yoktur. Diğer etnik kökenler veya ırklar için mevcut farmakokinetik verileryetersizdir.
İndakaterol:
Etnik alt gruplar arasında fark tespit edilmemiştir. Siyah popülasyon için sınırlı tedavi deneyimi mevcuttur.
Glikopironyum:
Japon ve Kafkas denekler arasında toplam sistemik maruziyet (EAA) arasında büyük fark yoktur. Diğer etnik kökenler veya ırklar için mevcut farmakokinetik veriler yetersizdir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
İndakaterol/glikopironyum
Klinik öncesi çalışmalar,
in vitroin vivo
güvenlilik farmakolojisi değerlendirmelerini, sıçanlarda ve köpeklerde tekrarlanan dozlu inhalasyon toksisite çalışmalarını ve sıçanlardainhalasyon embriyo-fetal gelişim çalışmasını içermektedir.
İndakaterol/Glikopironyum ve her monoterapi bileşeninin tüm dozlarında köpeklerde artan kalp atış hızları belirgindi. İndakaterol/Glikopironyum için kalp atış hızı üzerindeki etkiler, bir ekyanıt ile tutarlı olarak tek başına her bileşen için gözlenen değişikliklerle karşılaştırıldığında,büyüklük ve süre bakımından artmıştır. Elektrokardiyografi aralıklarının kısalması, azalmışsistolik ve diyastolik kan basıncı da belirgindir. Tek başına veya İndakaterol/Glikopironyum ileköpeklere uygulanan indakaterol, miyokard lezyonlarının benzer bir insidansı ve şiddeti ileilişkili bulunmuştur. Miyokardiyal lezyonlar için gözlemlenmeyen advers etki düzeyindeki(NOAEL) sistemik maruziyetler (EAA), her bileşen için, insanlardan sırasıyla 64 ve 59 kat dahayüksekti.
Sıçanlarda yapılan bir embriyo-fetal gelişim çalışması sırasında herhangi bir İndakaterol/Glikopironyum doz seviyesinde embriyo veya fetus üzerinde herhangi bir etkigörülmemiştir. İndakaterol ve glikopironyum için, gözlemlenmeyen advers etki düzeyinde(NOAEL) sistemik maruziyetler (EAA) insanlardan 79-126 kat daha yüksektir.
İndakaterol
İndakaterol'ün beta2-agonistik özelliklerine atfedilebilen kardiyovasküler sistem üzerindeki
19 / 25
etkiler, köpeklerde taşikardi, aritmiler ve miyokardiyal lezyonları içermektedir. Kemirgenlerde burun boşluğu ve gırtlakta hafif tahriş gözlenmiştir. Tüm bu bulgular, insanlarda beklenendenfazla maruziyette meydana gelmiştir.
İndakaterol, bir sıçan fertilite çalışmasında genel üreme performansını etkilemese de, peri- ve post-gelişimsel sıçan çalışmasında, indakaterol ile tedavi edilen insanlardan 14 kat daha yüksekbir maruziyette, gebe F1 yavrularında bir azalma gözlenmiştir. İndakaterol ve metabolitleri,emziren sıçanların sütüne hızla transfer olmuştur. İndakaterol, sıçanlarda veya tavşanlardaembriyotoksik veya teratojenik değildir.
Genotoksisite çalışmaları herhangi bir mutajenik veya klastojenik potansiyel ortaya koymamıştır. Kanserojenite iki yıllık bir sıçan çalışmasında ve altı aylık bir transgenik fareçalışmasında değerlendirilmiştir. Sıçanlarda iyi huylu yumurtalık leyomyomu insidansı veyumurtalık düz kasının fokal hiperplazisi, diğer beta2-adrenerjik agonistler için bildirilen benzerbulgularla tutarlıdır. Farelerde kanserojenite kanıtı görülmemiştir. Bu çalışmalardagözlemlenmeyen advers etki seviyelerinde sıçanlarda ve farelerde sistemik maruz kalma (EAA),önerilen maksimum terapötik dozda günde bir kez indakaterol ile tedavi edilen insanlara göresırasıyla en az 7 ve 49 kat daha yüksektir.
Glikopironyum
Klinik olmayan veriler, geleneksel güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, kanserojen potansiyel, üreme ve gelişme toksisitesi çalışmalarına dayanarak,insanlar için özel bir tehlike ortaya koymaz.
Glikopironyum bromürün muskarinik reseptör antagonist özelliklerine atfedilebilen etkiler, köpeklerde kalp hızında hafif ila orta dereceli artışlarla, sıçanlarda lens opasiteleri ve sıçanlardave köpeklerde glandüler sekresyonların azalmasıyla ilişkili geri dönüşümlü değişiklikleriiçermiştir. Sıçanlarda hafif tahriş veya solunum yollarında adaptif değişiklikler görülmüştür. Tümbu bulgular, insanlarda beklenenden fazla maruziyette meydana gelmiştir.
Glikopironyum, inhalasyon uygulamasını takiben, sıçanlarda veya tavşanlarda teratojenik değildir. Sıçanlarda doğurganlık ve doğum öncesi ve sonrası gelişim etkilenmemiştir.Glikopironyum bromür ve metabolitleri, hamile farelerin, tavşanların ve köpeklerin plasentabariyerini önemli ölçüde geçmemiştir. Glikopironyum bromür (metabolitleri dahil) emzirensıçanların sütüyle atılmıştır ve sütte, dam kanından 10 kat daha yüksek konsantrasyonlaraulaşmıştır.
Genotoksisite çalışmaları, glikopironyum bromür için herhangi bir mutajenik veya klastojenik potansiyel ortaya koymamıştır. Oral uygulama kullanan transgenik farelerde ve inhalasyonuygulaması kullanan sıçanlarda kanserojenite çalışmaları, sistemik maruziyetlerde (EAA),insanlar için günde bir kez önerilen maksimum dozdan farelerde yaklaşık 53 kat daha yüksek vesıçanlarda 75 kat daha yüksek dozlarda kanserojenite kanıtı göstermemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklıdır)
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
20 / 25
6.3 Raf ömrü
24 ay
Her paketteki inhaler, bu paketteki tüm kapsüller kullanıldıktan sonra atılmalıdır.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °(âltmda oda sıcaklığında saklayınız.
Kapsüller, nemden korumak için daima orijinal ambalajında saklanmalı ve sadece kullanımdan hemen önce çıkarılmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, GLİNIUM PLUS İnhalasyon Tozu Sert Kapsül desikant kapaklı HDPE şişe 30 kapsül + 1 adet inhalasyon cihazı.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.
GLİNİUM PLUS uygulaması esnasında aşağıdaki talimatlara uyulmalıdır:
•Kapsülleri yutmayınız.kutunun içerisinde yer alan inhalasyon cihazı
ile birlikte kullanılmalıdır. Bu cihaz, özel olarak GLİNİUM PLUS kapsülleri ile birlikte kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
• Kapsüllerin içerisindeki toz yalnızca teneffüs edilerek (nefes yoluyla) kullanılacaktır.
• Kapsülleri kullanmadan hemen önce paketinden çıkarınız. kapsüllerin ıslanmaması içinparmaklarınızın kuru olduğundan emin olunuz.
• İlacınızı kullandıktan sonra ağzınızı su ile iyice çalkalayınız ve çalkaladıktan sonraağzınızdaki suyu tükürünüz. Bunu yapmak, ağzınızda mantar enfeksiyonu (pamukçuk)gelişmesi riskini azaltır.
• Kapsülleri inhalasyon cihazı dışında başka bir cihaz ile kullanmayınız.
• GLİNİUM PLUS'ı her gün aynı saatlerde kullanmanız ilacınızı ne zaman kullanacağınızıhatırlamanıza yardımcı olacaktır.
• GLİNİUM PLUS'ı doktorunuzun talimatına göre, düzenli olarak kullanmanız önemlidir.Astım belirtileriniz olmasa bile GLİNİUM PLUS'ı kullanmaya devam etmelisiniz çünkü buastım nöbetlerinin oluşmamasına yardımcı olur.
• Eğer ne kadar süre GLİNİUM PLUS kullanacağınız hakkında sorularınız varsa, doktorunuzaya da eczacınıza danışınız.
Hastaların jelatin kapsülün parçalanabileceğini ve küçük jelatin parçalarının inhalasyondan sonra ağız veya boğaz bölgesine ulaşabileceğini bilmesi önemlidir.
Hastaya jelatinin zararsız olduğu, ağızda yumuşayacağı ve yutulabildiği söylenmelidir. Kapsülü bir defadan fazla delmemek suretiyle parçalanma olasılığı asgari düzeyeindirilebilir.
21 / 25
1-Kapağı çekip çıkarınız.
2-Kapsül bölmesini açınız.
İnhalerin tabanını sıkıca tutup, açmak için ağızlığı üzerinde yer alan ok işareti yönündedöndürünüz.
3-Parmaklarınızın tamamen kuru olduğundan emin olunuz. Ambalajından birkapsül çıkarınız ve bu kapsülü cihazıntabanındaki kapsül bölmesine yatık olarakyerleştiriniz. Kapsülleri, kullanımdan hemenönce ambalajından çıkarmanız önemlidir.
ÖNEMLİ: Kapsülü ağızlığın içerisine yerleştirmeyiniz!
4-Ağızlığı “klik” sesi duyana kadar geri çevirerek kapalı duruma getiriniz.
22 / 25
5-Tozu kapsülden serbestlemek için:
• Cihazı ağızlık yukarı doğru bakacakşekilde dik olarak tutunuz.
• Kenarlardaki iki kulakçığa (düğmelere)
aynı andasadece bir kez
sıkıca basarakkapsülü deliniz.
Not:
Kapsül bu aşamada parçalanabilir ve küçük jelatin parçacıkları ağzınıza ya daboğazınıza gelebilir. Fakat jelatin yenebilirnitelikte olduğu için zararlı değildir.
6-Nefesinizi olabildiğince dışarıya veriniz.
7-İlacı derin bir şekilde hava yollarınıza çekmek için:
• Ağızlığı ağzınıza yerleştiriniz ve başınızı
hafifçe geriye doğru eğiniz.
• Dudaklarınızla ağızlığın etrafını sıkıca
sarınız.
• Hızlı, duraksamadan ve alabildiğiniz
kadar derin bir nefes alınız.
Not:
Kapsülün, kapsül bölmesinin
üzerindeki alanda dönmesine bağlı olarak bir vızıldama sesi duymalısınız. Eğer buvızıldama sesini duymazsanız, kapsülbölmesini açınız ve kapsülün, kapsülbölmesinde sıkışıp sıkışmadığını kontrolediniz. Daha sonra 7. basamağıtekrarlayınız. Kapsülü sıkıştığı yerdenkurtarmak için düğmelere tekrarBASMAYINIZ.
8- Cihazın içerisinden nefes aldıktan sonra, nefesinizi olabildiğince tutunuz ve cihazı ağzınızdan çıkarınız. Sonra burnunuzdan nefes veriniz. Kapsül bölmesini açınız vekapsülde toz kalıp kalmadığını kontrol ediniz. Eğer kalmış ise 6, 7 ve 8 no' lu işlemleri
tekrarlayınız.
_
BelgeDo|gmik t
Bofkkapsülü çıkarınız. doktorunuzun önerisi doğrultusunda aynı işlemleri diğer kapsüller için de
23 / 25
tekrarlayınız.
_
10- İçeride kalan tozları temizlemek için kuru bir kağıt mendil ya da fırça kullanınız. Not: İnhalasyon cihazını temizlemek için
SU KULLANMAYINIZ.
Önce ağızlığı, ardından kapağı kapatınız.
_
İlacınızı kullandıktan sonra ağzınızı su ile iyice çalkalayınız ve çalkaladıktan sonra ağzınızdaki suyu tükürünüz. Bunu yapmak, ağzınızda mantar enfeksiyonu (pamukçuk) gelişmesi riskiniazaltır.
Uygulamaya ilişkin sorular ve cevapları
1. Kapsüllerin küçük parçaçıklara ayrılmasını nasıl önlerim?
Cihazın yanındaki kırmızı kulakçıklıklara (düğmelere) bastığınızda (5.basamak), kapsüller kırılabilir ve nefes alırken ağzınıza ya da boğazınıza küçük parçalar kaçabilir. Bunuaşağıdakileri uygulayarak önleyebilirsiniz:
• Kırmızı kulakcıklara (düğmelere)
yalnızca bir kere
basarak.
• Kapsülleri kullanmadan önce orjinal ambalajında tutarak.
• Kapsülleri 25 oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayarak.
• Kapsülleri nemden koruyarak.
2. Kapsül parçacıkları zararlı mıdır?
Hayır. Kapsül, zararlı olmayan yenilebilir nitelikte jelatinden yapılmıştır. Ağzınıza ya da boğazınıza kaçan jelatin parçacıkları yutulabilir.
3. Kapsül bölmesinde sıkışan kapsülü nasıl çıkartacağım?
İnhalasyon cihazını açın, baş aşağı çevirin ve yavaşça dibine vurun.
4. Eğer kırmızı kulakçıklar (düğmeler) sıkışırsa ne yapmalıyım?
Kulakçıkları (düğmeleri) yavaşça kanatçıkların yardımıyla ilk konumuna geri çekin.
5. Dozu gerçekten alıp almadığımı nasıl bileceğim?
• İnhalasyon cihazınızın içerisinden nefes aldığınızda bir vızıldama sesi duyacaksınız.
• Ağzınızda laktozdan kaynaklanan 'şeker tadı' hissedeceksiniz. Boğazınızın arka kısmında tozhissedebilirsiniz. Bu normaldir.
• Doz alındığında kapsül boşalmış olacaktır.
6. İnhalasyon cihazının içerisindeki tozu nasıl temizlerim?
• Kuru bir kâğıt mendil ya da yumuşak bir fırça kullanınız.
• İnhalasyon cihazını asla yıkamamanız gerektiğini unutmamalısınız.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sandoz İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Suryapı Akel İş Merkezi Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit SinanEroğlu Cad. Suryapı & Akel İş MerkeziNo:6 Kavacık 34805
Beykoz/İstanbul
24 / 25
8. RUHSAT NUMARASI2022/86
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 26.02.2022 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
25 / 25