KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
BONYL 70 mg/2800 I.U. Tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Alendronik asit: 70 mg (91,37 mg alendronat monosodyum trihidrat olarak)
D
3
vitamini (kolekalsiferol): 2800 IU (70 mikrogram)
Yardımcı maddeler:
Susuz laktoz 62 mg
Sukroz
6
mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Beyaz, oval bikonveks tablet.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
BONYL kalça ve vertebra kırıkları (vertebral kompresyon kırıkları) dahil olmak üzere kırıkların önlenmesi için postmenopozal osteoporozlu kadınlarda osteoporoz tedavisindeendikedir.
BONYL kırıkların önlenmesi için erkeklerdeki osteoporozun tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Önerilen doz haftada bir kez olmak üzere bir tablettir. Osteoporozda bifosfonat tedavisinin optimal süresi belirlenmemiştir. Tedaviyi sürdürme ihtiyacı, özellikle 5 yıl veya daha uzunsüreli kullanımın ardından, BONYL'in yarar ve potansiyel risklerine göre bireysel hastabazında periyodik olarak yeniden değerlendirilmelidir.
Haftada bir kez alınan BONYL dozunu atlayan hastaların, hatırladıkları günün ertesi sabahı bir tablet almaları bildirilmelidir. Hastalar aynı gün içinde iki tablet almamalıdır ve belirlemişoldukları gün ilacı almak kaydıyla haftada bir kullanmaya devam etmelidirler.
Osteoporozda hastalık sürecinin doğal gelişimi uzun sürdüğünden, BONYL uzun süreli kullanım için amaçlanmıştır.
1
Uygulama şekli:
Oral yoldan uygulanır.
Alendronatın daha iyi emilmesi için:
BONYL, ilacın alındığı gündeki ilk besin, içecek veya ilaçtan (antasid, kalsiyum katkıları ve vitaminler dahil) en az yarım saat önce yalnızca su ile (maden suyu değil) birlikte alınmalıdır.Diğer içecekler (maden suyu dahil), besin ve bazı ilaçların alendronat absorpsiyonunuazaltması olasıdır (bkz. bölüm 4.5).
İlacın özofagus iritasyonu ve ilişkili diğer advers reaksiyonların riskini azaltmak için, aşağıdaki talimatlara sırasıyla uyulmalıdır (bkz. bölüm 4.4):
• BONYL yalnızca, sabah kalktıktan sonra tam dolu bir bardak su ile birlikte yutulmalıdır(200 ml'den az olmamak kaydıyla).
• Hastalar BONYL'i sadece bütün olarak yutmalıdırlar. Hastalar tableti kırmamalı veyaçiğnememeli veya ağızlarında eritmemelidirler, çünkü potansiyel orofarenjiyal ülserasyonoluşabilir.
• Hastalar günün ilk öğününü yedikten sonraki süreye kadar uzanmamalıdırlar.
• Hastalar BONYL aldıktan sonra en az 30 dakika uzanmamalıdırlar.
• BONYL gece yatmadan ya da sabah yataktan kalkmadan önce alınmamalıdır.
Öğünlerle alınan kalsiyum yeterli değilse, hastaların ek kalsiyum almaları gerekir (bkz. bölüm 4.4). Ek olarak alınan diğer vitamin ve besin destek ürünlerindeki D vitamini miktarı gözönünde bulundurularak, D vitamini desteği alınmalıdır. BONYL ile haftada 1 kez 2800 IU D
3
vitamini alımının, günlük 400 IU D vitamini alımına eşdeğer olup olmadığı hakkında çalışmayapılmamıştır.
Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler Böbrek/Karaciğer yetmezliği
Glomerüler filtrasyon oranı (GFR) 35 ml/dk'dan küçük olan hastalar için sınırlı deneyim olduğundan BONYL önerilmez. Glomerüler filtrasyon oranı (GFR) 35 ml/dk'dan büyük olanhastalar için doz ayarlaması gerekmez.
Pediyatrik popülasyon
BONYL'in güvenliliği ve etkililiği 18 yaşından küçük olan çocuklarda çalışılmamıştır. BONYL 18 yaşından küçük olan çocuklarda yeterli veri olmadığından kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon
Klinik çalışmalarda, alendronatın etkililik ve güvenlilik profillerinde yaşla ilgili herhangi bir farklılık görülmemiştir. Bundan dolayı yaşlılarda dozaj ayarlamasına gerek yoktur.
4.3. Kontrendikasyonlar
• Etkin madde ya da ilacın içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı alerji.
2
• Özofagus anomalileri ve akalazya veya daralma gibi özofagusun boşalmasınıgeciktiren diğer faktörler.
• En az 30 dakika dik oturamamak ya da ayakta duramamak.
• Hipokalsemi.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Alendronat
Üst gastrointestinal advers reaksiyonlar
Oral bifosfonat kullanımı ile özofagus kanseri riskinin artabileceğini bildiren bazı çalışmalar bulunmakla birlikte bu ilişki net olarak kanıtlanmamıştır. Bu nedenleBarrett özofagusu veya gastroözofageal reflü zemininde artmış özofagus kanser riskiolan hastalarda bu ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır.
Alendronat, üst gastrointestinal mukozada lokal iritasyona neden olabilir. Disfaji, özofajiyal hastalık, gastrit, duodenit, ülser veya geçmiş bir yıl içerisinde; peptik ülser, aktifgastrointestinal kanama veya piloroplasti hariç üst gastrointestinal kanal cerrahisi gibi büyükbir mide-barsak problemi geçirmiş olmak gibi aktif bir gastrointestinal problemi olanhastalara alendronat verildiğinde altta yatan hastalık nedeninin kötüleşme olasılığından dolayıdikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4.3). Hekimler, Barrett özofagusu olan hastalarda, hastanınbireysel durumuna göre alendronatın faydalarını ve potansiyel risklerini göz önündebulundurmalıdırlar.
Alendronat alan hastalarda, özofajit, özofagus ülserleri ve özofagus erozyonları ve bunları nadiren izleyen özofagus darlığı gibi özofajiyal reaksiyonlar bildirilmiştir. Bazı olgularda bureaksiyonlar ağır olmuş ve hastanın hastaneye yatırılışını gerektirmiştir. Dolayısıyla, hekimlerolası bir özofajiyal reaksiyonu düşündürecek semptom ve bulgular açısından dikkatliolmalıdır ve hastalara disfaji, yutkunmada güçlük veya retrosternal ağrı veya yeni ya dakötüleşen mide yanması halinde alendronatı kesip, hekime başvurmaları bildirilmelidir (bkz.bölüm 4.8).
Ciddi özofajiyal istenmeyen olay riski, alendronat aldıktan sonra uzanan ve/veya özofagus iritasyonunu düşündüren semptomları oluştuktan sonra ilacı almaya devam eden hastalardadaha fazla görülmektedir. İlacın nasıl kullanılacağının hastaya anlatılması ve hastanınanlamasının sağlanması çok önemlidir (bkz. bölüm 4.2). Hastalara bu talimatlara uymadıklarıtakdirde özofagus problemleri yaşama risklerinin artabileceği söylenmelidir.
Alendronat ile kapsamlı klinik çalışmalarda risk artışı görülmemekle birlikte ender olarak (pazara sunulduktan sonra) mide ve duodenum ülserleri bildirilmiştir; bunların bazısı şiddetlive komplikasyonludur (bkz. bölüm 4.8).
Çene osteonekrozu
Genellikle diş çekimi ve/veya lokal enfeksiyon (osteomiyelit dahil) ile birlikte iyileşmede gecikme ile ilişkili çene osteonekrozu, primer olarak intravenöz bifosfonatlar ile tedavi edilenkanserli hastalarda rapor edilmiştir. Bu hastaların çoğu aynı zamanda kemoterapi vekortikosteroid almaktadır. Çene osteonekrozu oral bifosfonat kullanan osteoporozlu hastalardada rapor edilmiştir.
3
Çene osteonekrozu gelişiminde bireysel risk değerlendirilirken, aşağıdaki risk faktörleri göz önünde bulundurulmalıdır:
• bifosfanatın gücü (zoledronik asit için en yüksektir), uygulama yolu (yukarıya bakınız) vekümülatif doz
• kanser, kemoterapi, radyoterapi, kortikosteroidler, anjiyogenez inhibitörleri, sigara içmek
• dental hastalık öyküsü, zayıf oral hijyen, periodontal hastalık, invaziv dental prosedürler vezayıf bağlantılı protezler.
Hastalarda zayıf dental durum olduğunda, oral bifosfonatlarla tedaviden önce, diş muayenesi yapılmalı ve dişler için uygun koruyucu önlemler alınmalıdır.
Bu hastalara tedavi sırasında inavazif dental prosedürler uygulanmasından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Bifosfonat tedavisi sırasında çene osteonekrozu gelişen hastalardadental operasyon yapılması, durumu daha da kötüleştirebilir. Dental uygulama gerektirenhastalarda bifosfonat tedavisine son verilmesinin çene osteonekrozu riskini düşürüpdüşürmediğine ait veri bulunmamaktadır. Tedaviyi yapan hekim her bir birey için fayda/zarardeğerlendirmesini yaparak tedavi planı hazırlamalıdır.
Bifosfanat tedavisi süresince, tüm hastalar iyi ağız hijyeninin idamesi, rutin dental kontroller ve dental mobilite, ağrı veya şişme gibi herhangi bir oral semptomun bildirilmesi konusundadesteklenmelidirler.
Dış kulak yolunda osteonekroz
Çoğunlukla uzun süreli tedaviyle ilişkili olarak, bifosfonat kullanımı ile dış kulak yolunda osteonekroz vakaları bildirilmiştir. Dış kulak yolundaki osteonekroz için olası risk faktörleristeroid kullanımı, kemoterapi ve/veya enfeksiyon ve travma gibi lokal risk faktörleriniiçermektedir. Ağrı veya akıntı veya kronik kulak enfeksiyonları gibi kulak semptomlarıgörülen bifosfonat alan hastalarda dış kulak yolunda osteonekroz olasılığı düşünülmelidir.
Kas-iskelet ağrısı
Bifosfonatları kullanan hastalarda, kemik, eklem ve/veya kas ağrısı bildirilmiştir. Pazarlama sonrası deneyimde, bu semptomlar nadiren şiddetli ve/veya güçsüzleştirici (bkz. bölüm 4.8)olmuştur. Semptomların başlama zamanı, tedaviye başladıktan bir gün sonrası ile aylarsonrasına kadar değişebilmektedir. Tedavi kesildikten sonra birçok hastada semptomlardüzelmiştir. Aynı ilaç ya da bir başka bifosfonat uygulandığında semptomların bazıları tekrarortaya çıkabilir.
Atipikfemur kırıkları
Bifosfonat ile tedavi edilen hastalarda atipik bölgelerde (subtrokanterik ve femur saft) kırıklar, öncelikle uzun süreli osteoporoz tedavisi gören hastalarda rapor edilmiştir. Bu çaprazya da kısa eğimli kırıklar küçük trokanterin tam altından suprakondiler işaretinin tam altınakadar her yerde olabilir. Bu kırıkların genellikle stres kırıkları ile birleştiği görülür ve ufaktravmalardan sonra ya da travma olmaksızın ve bazı hastalarda uyluk ve kasık acısı ile,uylukla ilişkili bütün bir kırık oluşmadan aylar ya da haftalar öncesinden oluşur. Kırıklarçoğunlukla bilateraldir, dolayısıyla bifosfonatla tedavi gören ve femur şaft kırığı görülenhastalarda kontralateral femur muayane edilmelidir. Bu kırıkların yetersiz iyileştiği de raporedilmiştir. Atipik femur kırığından şüphelenilen hastalarda, bireysel yarar-riskdeğerlendirmesine dayanılarak, hastanın değerlendirmesi devam ederken bifosfonattedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.
4
Bifosfonat tedavisi süresince hastalara her türlü uyluk, kalça veya kasık ağrısını bildirmeleri tavsiye edilmeli ve bu belirtilerle gelen her hasta tam olmayan bir femur kırığı açısındandeğerlendirilmelidir.
Böbrek yetmezliği
BONYL kreatinin klirensi < 35 ml/dak. olan böbrek yetmezliği hastalarında önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.2).
Kemik ve mineral metabolizması
Östrojen eksikliği ve yaşlanma dışında kalan osteoporoz nedenleri dikkate alınmalıdır.
BONYL ile tedaviye başlamadan önce hipokalsemi durumu düzeltilmelidir (bkz. bölüm 4.3). BONYL tedavisine başlanmadan önce diğer mineral metabolizması bozuklukları da (Dvitamini eksikliği ve hipoparatiroidizm gibi) etkin olacak şekilde tedavi edilmelidir.BONYL'in içerisindeki D vitamini miktarı, D vitamini yetersizliğinin düzeltilmesi için yeterlideğildir. Bu durumdaki hastalarda, serum kalsiyumu ve hipokalsemi semptomları, BONYL iletedavi boyunca izlenmelidir. (Bkz. Bölüm 4.8).
Özellikle kalsiyum emilimi azalabilen glukokortikoidler alan hastalarda, kemik mineralini artırmada, alendronatın pozitif etkilerine bağlı olarak, serum kalsiyum ve fosfatında azalmalarortaya çıkabilir. Bunlar genellikle küçük ve asemptomatiktir. Ancak nadiren de olsasemptomatik hipokalsemi rapor edilmiştir ve genellikle predispozan faktörlü (örn;hipoparatiroidizm, D vitamini yetersizliği ve kalsiyum malabsorbsiyonu) hastalarda ortayaçıkar ve bazen şiddetlidir (bkz. bölüm 4.8).
Kolekalsiferol
D
3
vitamini, düzensiz aşırı kalsitriol üretimiyle ilişkili hastalıkları olan (örn. lösemi, lenfoma, sarkoidozis) hastalara verildiğinde hiperkalseminin ve/veya hiperkalsiürinin şiddetiniartırabilir. Bu hastalarda idrar ve serum kalsiyumu izlenmelidir.
Malabsorbsiyonlu hastalar, D
3
vitaminini yeterli olarak absorbe edemeyebilirler.
Yardımcı maddeler:
Susuz Laktoz:
Bu tıbbi ürün laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacıkullanmamaları gerekir.
Sukroz:64.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Alendronat
Birlikte alındığında, yiyecekler ve içecekler (maden suyu dahil), kalsiyum preparatları, antasitler ve diğer oral ilaçlar alendronatın emilimini etkileyebilir. Bu nedenle, alendronattansonra başka bir oral ilaç almadan önce, en az yarım saat beklenmelidir (bkz. bölüm 4.2 ve5.2).
Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçların (NSAİİ) kullanımı gastrointestinal iritasyon ile ilişkili olduğundan, bu ilaçlar alendronat ile birlikte kullanılırken dikkat edilmelidir.
5
Kolekalsiferol
Olestra, mineral yağlar, orlistat ve safra asidi sekestranları (örn., kolestiramin, kolestipol), D vitamininin emilimini azaltabilir. Antikonvülzanlar, simetidin ve tiyazidler D vitaminikatabolizmasını artırabilir. Kişiye özel D vitamini takviyesi düşünülebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6.Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
BONYL çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
BONYL'in yalnızca menopoz sonrası kadınlarda kullanımı amaçlanmıştır ve bundan dolayı gebelik sırasında kullanılmamalıdır.
Gebe kadınlarda BONYL kullanımı ile ilgili yeterli veri yoktur veya sınırlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar reprodüktif toksisite göstermiştir. Gebe sıçanlara verilenalendronat, hipokalsemi ile ilişkili olarak güç doğuma neden olmuştur (bkz. bölüm 5.3).Hayvanlarda yapılan çalışmalarda yüksek doz D vitamini ile birlikte hiperkalsemi vereprodüktif toksisite gösterilmiştir (bkz. bölüm 5.3). BONYL gebelik sırasındakullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
BONYL'in yalnızca menopoz sonrası kadınlarda kullanımı amaçlanmıştır ve bundan dolayı emziren kadınlarda kullanılmamalıdır.
Alendronatın/metabolitlerin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Yeni doğanlar/bebekler için risk harici tutulamaz. Kolekalsiferol ve bazı aktif metabolitleri annesütüne geçmektedir. BONYL laktasyon döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği /Fertilite
Bisfosfonatlar kemik matriksinin yapısına girer ve daha sonra da buradan, yıllar boyunca yavaş yavaş serbest kalır. Erişkin insan kemiğinin yapısına giren bisfosfonat miktarı,dolayısıyla sistemik dolaşıma geri dönen miktar, doğrudan doğruya bisfosfonat tedavisininsüresine ve kullanılan doza bağlıdır (bkz bölüm 5.2). İnsanlardaki fötal riskler hakkında hiçbirveri yoktur. Ancak bir bisfosfonat tedavisi tamamladıktan sonra gebe kalan bir kadında,özellikle iskelet üzerinde zararlı olması şeklinde teorik bir risk vardır. Bisfosfonat tadavisininkesilmesinden, kadının gebe kalmasına kadar geçen süre, kullanılan bisfosfonatın hangisiolduğu ve kullanılma yolu (oral ya da intravenöz) gibi değişkenlerin böyle bir risk üzerindekietkileri incelenmemiştir.
64.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
BONYL araç ve makine kullanma becerisi üzerinde doğrudan bir etkiye sahip değildir veya etki ihmal edilebilir düzeydedir. Hastalar araç ve makine kullanma becerilerini etkileyebilecekbazı advers reaksiyonlar yaşayabilirler (örn. bulanık görme, baş dönmesi, şiddetli kemik, kasveya eklem ağrısı (bk. bölüm 4.8).
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti:
Yaygın olarak bildirilen advers reaksiyonlar; karın ağrısı, dispepsi, özofajiyal ülser, disfaji, abdominal distansiyon ve asit rejürjitasyonunu içeren üst gastrointestinal adversreaksiyonlardır (>%1).
Aşağıdaki advers reaksiyonlar alendronatın pazarlama sonrası kullanımında ve/veya klinik çalışmalarda rapor edilmiştir.
Advers ilaç reaksiyonları MedDRA sistem organ sınıfı ve sıklık kategorisine göre listelenmiştir. Sıklık kategorileri aşağıdaki kurallar kullanılarak tanımlanır: Çok yaygın(>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000ila < 1/1,000); çok seyrek (< 1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor).
Bağışıklık sistemi hastalıkları |
Seyrek:Ürtiker ve anjiyoödem dahil aşırı duyarlılık reaksiyonları
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Seyrek:Genellikle predispozan durumlarla ilişkili semptomatik hipokalsemi§
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Yaygın:Yaygın olmayan:Disguzi*
|
Göz hastalıkları |
Yaygın olmayan:Göz iltihabı (üveit, sklerit veya episklerit)
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları |
Yaygın:Vertigo*
Çok seyrek:Dış kulak yolunda osteonekroz (bifosfonat sınıfı advers reaksiyon)
|
Gastrointestinal
hastalıkları |
Yaygın:Karın ağrısı, dispepsi, kabızlık, ishal, flatulans, özofajiyal ülser*, disfaji*, abdominal distansiyon, asitrejürjitasyonu
Yaygın olmayan:Bulantı, kusma, gastrit, özofajit*, özofajiyal erozyon*, melena*.
Seyrek:Özofajiyal striksiyon*, orofarenjiyal ülserasyon*, üst gastrointestinal PUK'lar (perforasyon, ülserler, kanama)§
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları |
Yaygın:Alopesi*, prurit*
Yaygın olmayan:Döküntü, eritem
Seyrek:Fotosensitivite ile birlikte döküntü, Stevens Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil şiddetli derireaksiyonları*
|
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemikhastalıkları |
Çok yaygın:Bazen şiddetlenen kas iskelet (kemik, kas veya eklem) ağrısı*§
Yaygın:Eklemlerde şişme*
|
|
7 |
|
Seyrek:Çene osteonekrozu*§, atipik subtrokanterik ve diyafizer femur kırıkları (bifosfonat sınıfı advers reaksiyon)
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesineilişkin hastalıklar |
Yaygın:Asteni^, periferik ödem'*'
Yaygın olmayan:Tipik olarak tedavinin başlangıcı ile ilişkili, akut-faz yanıtında olduğu gibi geçici semptomlar (miyalji,kırıklık ve nadiren ateş)^
|
§ Bakınız bölüm 4.4
^ Klinik çalışmalardaki sıklık, ilaç ve plasebo grubuyla benzerdir.
*Bakınız bölüm 4.2 ve 4.4
* Bu advers reaksiyon, pazarlama sonrası deneyimde tespit edilmiştir. Seyrek görülme sıklığı, klinik çalışmalara göre değerlendirilmiştir.
|
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Alendronat
Semptomlar
Oral doz aşımına bağlı olarak hipokalsemi, hipofosfatemi ve mide bulantısı, mide yanması, özofajit, gastrit veya ülser gibi üst gastrointestinal sisteme ait istenmeyen olaylar görülebilir.
Tedavi yaklaşımı
Alendronat ile doz aşımının tedavisiyle ilgili spesifik bir bilgi yoktur. BONYL ile doz aşımı durumunda alendronatı bağlamak için süt veya antasitler verilmelidir. Özofagus iritasyonuriski nedeniyle hasta kusturulmamak ve dik tutulmalıdır.
Kolekalsiferol
Genellikle sağlıklı yetişkinlerde D vitamini toksisitesi 10.000 IU/gün'den az dozlarda kronik tedavi süresince bildirilmemiştir. Sağlıklı yetişkinlerde gerçekleştirilen klinik bir çalışmadaD
35. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Kemik hastalıklarının tedavisinde kullanılan bifosfonat ve kalsiyum kombinasyonu
ATC kodu: M05BB03
8
BONYL iki ayrı etkin madde içeren (alendronat sodyum trihidrat ve kolekalsiferol (vitamin D
3Etki mekanizması
Alendronat
Alendronat sodyum bir bifosfonat olup kemik oluşumuna direkt etki etmeden osteoklastik kemik rezorbsiyonunu inhibe eder. Klinik öncesi çalışmalar, alendronatın seçici olarak aktifrezorpsiyon bölgelerine yerleştiğini göstermiştir. Osteoklast aktivitesi inhibe edilmiştir, fakatosteoklastların bağlanması veya istihdamı etkilenmemektedir. Alendronat tedavisi sırasındakemik yapılanması normal kalitesinde devam etmektedir.
Kolekalsiferol(D3 vitamini)
D
3333333
'ün anaetkisi, hem kalsiyumun hem de fosfatın barsaktan emilimini artırmak, hem de serumkalsiyumu, böbreklerden kalsiyum ve fosfat atılımını, kemik yapımını ve yıkımınıdüzenlemektir.
D
3
vitamini normal kemik yapımı için gereklidir. D vitamini yetersizliği hem güneş ışığı alımı hem de gıdalarla alım yetersiz olduğunda ortaya çıkar. Bu yetersizlik negatif kalsiyumdengesi, kemik kaybı ve iskelet kırığı riskinde artışla ilişkilidir. Ciddi olgularda, D vitaminieksikliği sekonder hiperparatiroidi, hipofosfatemi, proksimal kas güçsüzlüğü veosteomalaziye yol açarak, osteoporozlu kişilerde düşme ve kırık riskini daha da artırır. Dvitamini katkısı bu riskleri ve sonuçlarını azaltır.
Osteoporoz; kalça veya omurganın kemik mineral yoğunluğunun (KMY) normal genç popülasyondaki ortalama değere göre 2,5 standart sapma (SS) aşağısında veya KMY'denbağımsız olarak düşük enerjili kırık (stres kırığı) şeklinde tanımlanmaktadır.
Klinik etkililik ve güvenlilik
Alendronat 70 mg/Vitamin D3 2800IU Tablet çalışmaları
682 osteoporotik postmenopozal kadının (başlangıçta serum 25-hidroksivitamin D: ortalama, 56 nmol/l [22,3 ng/ml]; aralık, 22,5-225 nmol/l [9-90 ng/ml]) dahil olduğu çok uluslu 15haftalık bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada, Alendronat 70 mg/Vitamin D
333333
2800 IU Tablet (70 mg/2800 IU) grubunda belirgin bir
9
şekilde azalırken (%92), sadece alendronat ile karşılaştırıldığında (sırasıyla %1'e karşı %13)'tür. Bu çalışmada 15. haftada Alendronat 70 mg/Vitamin D
3
2800 IU Tablet (70mg/2800 IU) grubunda (n=75) D vitamini yetmezliği olan hastalarda ortalama 25-hidroksivitamin D seviyeleri 22,5 ile 37,5 nmol/l [9 ila <15 ng/ml ]'den 30 nmol/l (12,1ng/ml) ile 40 nmol/l (15,9 ng/ml)'ye artmıştır. 15. haftada yalnızca alendronat grubunda(n=70) tabandaki 30 nmol/l (12,0 ng/ml)'den 26 nmol/l (10,4 ng/ml)'ye düşmüştür. İki gruparasında ortalama serum kalsiyum, fosfat veya 24 saatlik idrar kalsiyumunda herhangi birfarklılık görülmemiştir.
Post-menopozal osteoporotik 619 kadının kaydedildiği 24 haftalık bir ek çalışmada, toplam 5600 IU (yüksek doz BONYL'de bulunan D
333333333333
vitamini 5600 grubunda sıfırdır. Tedavi grupları arasında ortalama serum kalsiyum, fosfatveya 24 saatlik idrar kalsiyum açısından fark yoktur. 24 haftalık ek çalışmanın sonundahiperkalsiüri olan hastaların yüzdesi tedavi grupları arasında istatistiksel açıdan farklı değildir.
Alendronat çalışmaları
Osteoporozlu menopoz sonrası kadınlarda yapılan bir yıllık çok merkezli çalışmada alendronat haftada bir kez 70 mg (n=519) ve alendronat 10 mg/gün (n=370)'in terapötikolarak eşdeğer olduğu kanıtlanmıştır. Lumbar omurgalardaki başlangıçtan itibaren KMY'debir yıldaki ortalama artış; haftada bir kez 70 mg grubunda %5,1 (%95 GA: 4,8, %5,4) vegünlük 10 mg grubunda %5,4 (%95 GA; %5,0-5,8)'tır. Ortalama KMY artışı ardışık olarakhaftada bir 70 mg grubunda ve günde bir kez 10 mg grubunda, femur boynunda %2,3 ve%2,9, kalçanın tümünde %2,9 ve %3,1'dir. Diğer iskelet kısımlarında da KMY artışı her ikitedavi grubunda da benzerdir.
Menopoz sonrası kadınlarda alendronatın kemik kütlesi ve kırıklara etki etme insidansı iki adet benzer şekilde dizayn edilmiş (N=994) başlangıç etkililik çalışmasında ve kırık müdaheleçalışmasında (Fracture Intervention Trial (FIT): N=6,459) araştırılmıştır.
Başlangıç etkililik çalışmasında alendronat 10 mg/gün ile ortalama KMY artışı plaseboya göreceli olarak 3 yıl içerisinde omurga'da %8,8, femur boynunda %5,9 ve femur başında%7,8'dir. Aynı zamanda toplam KMY de belirgin şekilde artmıştır. Plaseboya karşıalendronatla tedavi edilen hastaların bir veya daha fazla kırık deneyimi olanlarında %48oranında azalma (alendronat %3,2 ve plasebo %6,2) görülmüştür. Bu çalışmaların 2 yıllıkuzatmasında omurga ve femur başındaki KMY artmaya devam etmiş ve femur boynu vetoplam vücut KMY'si aynı kalmıştır.
FIT çalışması günlük alendronat kullanılarak (iki yıl boyunca günde 5 mg ve ek olarak çalışılan bir veya iki yılda günde 10 mg) yapılan iki plasebo-kontrollü çalışmadır:
10
• FIT 1: En az başlangıç vertebral (kompresyon) kırığı olan 2027 hastada 3 yıllık bir çalışmayapılmıştır. Bu çalışmada günlük verilen alendronat, 1 ve daha fazla yeni vertebral kırıkoluşma riskini %47 azaltmıştır (alendronat %7,9 ve plasebo %15,0). Ek olarak kalça kırığı(%1,1'e karşı %2,2) insidansında istatistiksel bir azalma (%51) görülmüştür.
• FIT 2: Kemik kütlesi düşük olan, fakat başlangıçta vertebral kırığı olmayan 4432 hastada 4yıllık bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada osteoporotik kadınların (yukarıdaki osteoporoztanımlamasına karşılık gelen global popülasyonun %37'si) oluşturduğu alt grubun analizindekalça kırığı insidansında (alendronat %1,0 ve plasebo %2,2, azalma oranı %56) belirgin birfarklılık gözlenmiştir. Ayrıca 1 ve daha fazla vertebral kırık insidansında (%2,9'a karşı %5,8)azalma (%50) gözlenmiştir.
Laboratuvar test sonuçları
Klinik çalışmalarda günde 10 mg alendronat alan hastaların %18 ve %10'unda ve plasebo alan hastaların %12 ve %3'ünde ardışık olarak serum kalsiyum ve fosfatında asemptomatik, hafifve geçici azalmalar gözlenmiştir. Bununla birlikte her iki tedavi grubunda, serumkalsiyumunda azalmaların insidansı [<8,0 mg/dl (2.0 mmol/l)] ve serum fosfatındaazalmaların insidansı [<2,0 mg /dl (0,65 mmol/l)] ile benzer olmuştur.
Pediyatrik popülasyon
Alendronat sodyum 18 yaşın altındaki cam kemik hastalığı olan az sayıda hasta ile çalışılmıştır. Sonuçlar cam kemik hastalı olan pediyatrik hastalarda alendronat sodyumkullanımını desteklemek için yeterli değildir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Alendronat
Emilim:
Alendronatın ortalama oral biyoyararlanımı 5 mg'dan 70 mg'a kadar olan doz aralığında, bir gecelik açlıktan sonra ve standart bir kahvaltıdan iki saat önce alındığında, intravenöz (IV)referans doza oranla kadınlarda %0,64 olmuştur. Erkeklerdeki oral biyoyararlanım (%0,6)kadınlardakiyle benzer bulunmuştur. Standart bir kahvaltıdan bir saat veya yarım saat öncealendronat uygulandığında biyoyararlanım benzer şekilde yaklaşık %0,46 ve %0,39 azalır.Osteoporoz çalışmalarında, alendronat günün ilk öğününden (yiyecek veya içecek) en az 30dakika önce uygulandığında etkilidir.
BONYL (70 mg/2800 IU) kombinasyon tabletlerdeki alendronat içeriği, alendronat 70 mg tabletler ile biyoeşdeğerdir.
Alendronat standart bir kahvaltı ile veya kahvaltıdan 2 saat sonra uygulandığında biyoyararlanım çok düşüktür. Alendronat kahve veya portakal suyu ile uygulandığındabiyoyararlanım yaklaşık %60 düşer.
Sağlıklı kişilerde oral prednizon (20 mg günde üç kez, 5 gün boyunca) alendronatın oral biyoyararlanımında klinik olarak anlamlı bir değişiklik meydana getirmemiştir (ortalama artışoranı %20 ile %44).
11
Dağılım:
Sıçanlardaki çalışmalar, alendronatın 1 mg/kg IV uygulamasını takiben geçici olarak yumuşak dokulara dağıldığını, sonra hızla tekrar kemiklere dağıldığını ya da idrarla atıldığınıgöstermektedir. İnsanlarda kemik dışında ortalama kararlı durum dağılım hacmi en az 28l'dir. Analitik incelemede, terapötik oral dozları takiben, plazmada alendronatkonsantrasyonları çok düşüktür (5 ng/ml'den düşük). İnsan plazmasında proteinlere bağlanmaoranı yaklaşık %78'dir.
Biyotransformasyon:
İnsanda ya da hayvanda alendronatın metabolize olduğunu gösteren hiç bir kanıt yoktur.
Eliminasyon:
[14C] alendronatın tek IV dozundan sonra radyoaktivitenin yaklaşık %50'si 72 saat içinde idrarla atılır ve feçeste ya çok küçük bir radyoaktivite geri kazanılır ya da hiç geri kazanılmaz.Alendronatın 10 mg IV tek dozunu takiben, renal klirensi 71 ml/dak. olmuş ve sistemikklirensi 200 ml/dak.'yı aşmamıştır. IV uygulamayı takiben 6 saat içinde plazmakonsantrasyonları %95'ten daha fazla azalmıştır. İnsanlarda terminal yarılanma ömrünün 10yılı aştığı hesaplanmıştır ve bu, alendronatın iskeletten serbest bırakıldığını ortayakoymaktadır. Alendronat sıçanların böbreklerinde asidik veya bazik taşıma sistemi yoluylaatılmaz ve bu nedenle insanlarda bu yolla atılan diğer ilaçlarla etkileşime geçmesi beklenmez.
Kolekalsiferol
Emilim:
Erkek ve kadın sağlıklı erişkin bireylerde Alendronat 70 mg/Vitamin D
3330-1203333
vitamininin biyoyararlanımı ile benzerdir.
Dağılım:
Emilimi takiben D
33333
vitamini, D vitaminibağlayan proteine bağlanır.
Biyotransformasyon:
D
3333
vitamininin az bir oranıeliminasyondan önce glukuronidasyona uğrar.
Eliminasyon:
Radyoaktif D
3
vitamininin sağlıklı gönüllülere uygulandığında, 48 saat sonra radyoaktivitenin ortalama üriner atılımı %2,4 ve 4 gün sonra radyoaktivitenin ortalama fekal atılımı %4,9olmuştur. Her iki durumda da, atılan radyoaktivitenin hemen hepsi ana ilacın metabolitleridir.
12
Alendronat 70 mg/Vitamin D
33Hastalardaki karakteristik özellikler:
Böbrek yetmezliği
Klinik öncesi çalışmalar, kemikte tutulan alendronatın hızlıca idrarla atıldığını göstermektedir. Hayvanlarda 35 mg/kg'a kadar kümülatif IV dozları ile yapılan kronik dozuygulamasından sonra kemikteki tutulmanın doygunluğuna dair herhangi bir kanıtbulunmamıştır. Klinik bilginin olmamasına rağmen, hayvanlarda olduğu gibi alendronatınböbrek yoluyla atılımının, zayıf böbrek fonksiyonu olan hastalarda azaltılacağı olasıdır. Bunedenle, kemikteki alendronatın biraz daha fazla birikmesi, zayıf böbrek fonksiyonu olanhastalarda beklenebilir (bkz. bölüm 4.2).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Alendronat ve kolekalsiferol kombinasyonu ile herhangi bir klinik dışı çalışma yapılmamıştır.
Alendronat
Klinik dışı veriler, güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite ve karsinojenik potansiyelin değerlendirildiği geleneksel çalışmalara dayanarak insanlar içinherhangi bir tehlike ortaya koymamaktadır. Sıçanlarla yapılan çalışmalar, hamilelik sırasındaalendronat ile yapılan tedavinin, doğum sırasında dişilerde hipokalsemiye bağlı olan distosiyeneden olduğunu göstermiştir. Çalışmalarda yüksek dozlar verilen sıçanlarda, tamamlanmamışfötal kemikleşme insidansında artış görülmüştür. İnsanlara olan uygulanabilirliğibilinmemektedir.
Kolekalsiferol
İnsan terapötik dozu aralığından daha yüksek dozlarla yapılan hayvan çalışmalarında üreme toksisitesi gözlenmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Susuz Laktoz (sığır sütü)
Kroskarmelloz sodyum Kolloidal silikon, susuzMagnezyum stearatMikrokristalin selüloz (Tip 102)
Orta uzunlukta trigliseritler
Bütilhidroksitoluen
Sukroz
Jelatin (sığır jelatini)
Saf su
Prejelatinize nişasta
6.2. Geçimsizlikler
Uygulanabilir değildir.
13
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25
0
C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Nemden ve ışıktan korunmalıdır. Tabletler kullanımına kadar orijinal blister ambalajlarında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, Alu - Alu blisterde 4 ve 12 tablet.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri''ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Abdi İbrahim İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Reşitpaşa Mah. Eski Büyükdere Cad. No: 4 34467 Maslak / Sarıyer / İSTANBULTel: 0212 366 84 00Faks: 0212 276 20 20
8. RUHSAT NUMARASI
233 / 41
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi : 12.07.2011 Ruhsat yenileme tarihi : -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
14