Tablet.
Yuvarlak, bikonveks, bir yüzü çentikli, 7.0 mm çapında, açık pembe renkli tablet.
CANSAR 16 mg tabletler orta çentikten kırılarak iki eşit parçaya ayrılabilir.
4.
4.1.KLİNİK ÖZELLİKLER Terapötik endikasyonlar
Primer hipertansiyon. (bkz.Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1)
Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri tolere edilmediğinde kalp yetmezliği ve sol ventrikül sistolik fonksiyonu bozukluğu (sol ventrikülejeksiyon fraksiyonu <%40) bulunan erişkin hastaların tedavisi ya damineralokortikoid reseptör antagonistleri tolere edilmediğinde optimal tedaviyerağmen semptomatik kalp yetmezliği olan hastalara ADE-inhibitörlerine ektedavi olarak (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 4.5 ve 5.1).
Sayfa 1 / 24
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:Hipertansiyon:
CANSAR'ın önerilen başlangıç dozu ve normal idame dozu günde bir defada 8 mg'dır. Antihipertansif etkinin büyük bir kısmı, tedavinin başlamasındansonraki 4 hafta içinde elde edilir.
Kan basıncı yeterli derecede kontrol altına alınamayan bazı hastalarda doz günde 1 defa 16 mg'a ve maksimum günde bir defa 32 mg'a yükseltilebilir.Tedavi, istenen kan basıncı yanıtına göre ayarlanmalıdır. CANSAR diğerantihipertansif ajanlar ile de uygulanabilir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4,5 ve 5.1).Hidroklorotiyazidin ilavesi CANSAR'ın çeşitli dozları ile ilave birantihipertansif etki göstermektedir.
Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
Hemodiyaliz hastaları da dahil böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg'dır. Doz hastanın yanıtına göreayarlanmalıdır. Çok ağır ya da son evrede böbrek yetmezliği olan hastalarda(kreatinin klerensi < 15 mL/dakika) kandesartanın kullanımı ile ilgili klinikdeneyimler sınırlıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif - orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg'dır. Doz hastanın yanıtına göre ayarlanabilir.CANSAR ağır karaciğer yetmezliği ve/veya kolestazı olan hastalardakontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.2).
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda, başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez.
Sayfa 2 / 24
Pediyatrik popülasyon:
CANSAR'ın çocuklar ve adolesanlar (18 yaş altı) üzerindeki güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir.
İntravasküler sıvı kaybı olan hastalarda kullanımı:
İntravasküler sıvı kaybı olasılığı olan hastalar gibi hipotansiyon riski taşıyan hastalarda başlangıç dozu olarak 4 mg önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Siyah ırktan hastalarda kullanım:
Siyah ırktan hastalarda kandesartanın antihipertansif etkisi, siyah ırktan olmayan hastalara göre daha azdır. Sonuç olarak siyah ırktan hastalarda siyahırktan olmayan hastalara göre daha sık CANSAR titrasyonu ve kombine tedavigerekli olabilir (Bkz. Bölüm 5.1).
Kalp yetmezliği:
CANSAR'ın önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg'dır. Hedeflenen 32 mg'lık günlük doza ya da tolere edilebilen en yüksek doza ulaşılması, en az2 haftalık aralıklarla dozun iki katına çıkarılması ile gerçekleştirilir (Bkz.Bölüm 4.4). Kalp yetmezliği olan hastaların değerlendirilmesi, serum kreatininve potasyum seviyelerinin izlenmesi şeklinde renal fonksiyonlarındeğerlendirilmesini de içermelidir. CANSAR ADE-inhibitörleri, beta-blokörler, diüretikler ve dijitaller ya da bu ilaçların bir kombinasyonunu içerendiğer kalp yetmezliği tedavileriyle birlikte verilebilir. CANSAR,mineralokortikoid reseptör antagonistleri tolere edilmediğinde optimal standartkalp yetmezliği tedavisine rağmen semptomatik kalp yetmezliği olan hastalardaADE inhibitörlerine ek tedavi olarak verilebilir. Bir ADE inhibitörü, birpotasyum tutucu diüretik ve CANSAR kombinasyonu önerilmez, bukombinasyon sadece potansiyel yarar ve riskler dikkatlice değerlendirildiktensonra düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.4, 4.8 ve 5.l).
Sayfa 3 / 24
Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler:
Yaşlı hastalarda veya intravasküler sıvı kaybı, böbrek yetmezliği ya da hafif-orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez.
Pediyatrik popülasyon:
CANSAR'ın 18 yaşına kadar olan çocukların hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir. Herhangi bir veri mevcutdeğildir.
Uygulama şekli:
CANSAR günde tek doz olarak uygulanmalıdır. Aç ya da tok karna alınabilir. Kandesartanın biyoyararlanımı yiyeceklerden etkilenmemektedir.
4.3 . Kontrendikasyonlar
¦ CANSAR'ın içerdiği maddelerden herhangi birisine karşı aşırıduyarlılığı olanlarda.
¦ Gebelik ve emzirme döneminde (Bkz. Bölüm 4.6).
¦ Ağır karaciğer yetmezliği ve / veya kolestazda kontrendikedir.
¦ CANSAR ile aliskiren içeren ilaçların birlikte kullanımı, diyabetesmellitus veya böbrek yetmezliği (GFR<60 ml/dak/I.73m ) olanhastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).
4.4 . Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) ikili blokajı:
ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı veböbrek fonksiyonunun azaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlarbulunmaktadır. RAAS'ın dual blokajına yol açtığından ADE-inhibitörleri,anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılmasıönerilmez (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).
Sayfa 4 / 24
Eğer ikili blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözlemi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakındansık sık takip edilmelidir. Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri eş zamanlı olarakkullanılmamalıdır.
Böbrek Yetmezliği:
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini inhibe eden diğer ilaçlarla olduğu gibi, CANSAR ile tedavi edilen duyarlılığı yüksek hastalarda renal fonksiyondeğişiklikleri beklenebilir.
CANSAR, böbrek yetmezliği olan hipertansif hastalarda kullanıldığında, serum potasyum ve kreatinin düzeyleri, düzenli olarak ölçülmelidir. Çok ağır ya dason evrede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi<15mL/dak.)kullanımına ilişkin deneyim sınırlıdır. Bu hastalarda, kan basıncı yakındanizlenerek CANSAR dozu dikkatle titre edilmelidir.
Özellikle 75 yaşın üzerindeki ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, kalp yetmezliğinin değerlendirilebilmesi için, böbrek fonksiyonları düzenli olarakincelenmelidir. CANSAR dozu titre edilirken serum kreatinin ve potasyumdüzeylerinin izlenmesi önerilmektedir. Kalp yetmezliğindeki klinik çalışmalarserum kreatinin düzeyi >265 mikromol/L (>3 mg/dL) olan hastalarıkapsamamaktadır.
Kalp yetmezliğinde ADE-inhibitörleri ile birlikte kullanım:
CANSAR, bir ADE inhibitörüyle kombine olarak kullanılması durumunda özellikle hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akutböbrek yetmezliği dahil) olmak üzere advers reaksiyon riski artabilir. Bir ADE-inhibitörü, bir mineralokortikoid reseptör antagonisti ve kandesartandan oluşanüçlü kombinasyon önerilmez. Bu kombinasyonlar uzman gözlemi altındakullanılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sıktakip edilmelidir.
Diyabetik nefropati bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri birlikte kullanılmamalıdır.
Sayfa 5 / 24
Hemodiyaliz:
Diyaliz sırasında, plazma hacminin düşmesi ve renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktive edilmesi sonucu kan basıncı, ATı-reseptör blokajına karşıözellikle hassas olabilir. Bu nedenle, hemodiyaliz hastalarında kan basıncıyakından izlenerek CANSAR dozu dikkatle titre edilmelidir.
Renal arter stenozu:
Anjiyotensin reseptör blokörleri ADE inhibitörleri gibi, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine etki eden diğer ilaçlar, bilateral veya tek taraflı renal arter stenozu olan hastalarda, kan üre miktarını ve serum kreatinin düzeyiniartırabilir. Aynı etki, anjiyotensin II reseptör antagonistleri (AIIRA) ile degörülebilir.
Böbrek transplantasyonu:
Böbrek transplantasyonu uygulanan hastalarda kandesartan kullanımıyla ilgili klinik kanıtlar kısıtlıdır.
Hipotansiyon:
Kalp yetmezliği hastaları CANSAR ile tedavi edilirken hipotansiyon gelişebilir. Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine etki eden diğer ilaçlardaolduğu gibi, yüksek doz diüretik kullanan intravasküler sıvı kaybı olanhipertansif hastalarda da hipotansiyon görülebilir. Tedaviye başlarken dikkatliolunmalı ve hipovolemi düzeltilmelidir.
Anestezi ve cerrahi:
Renin-anjiyotensin sisteminin bloke olmasından ötürü anjiyotensin II antagonistleri ile tedavi edilen hastalara uygulanan cerrahi müdahale veanestezi sırasında hipotansiyon ortaya çıkabilir. Çok nadir olarak hipotansiyon,intravenöz sıvı ve/veya vazopresör ilaçların kullanılmasını gerektirecek kadarağır olabilir.
Aort ve mitral kapak stenozu veya obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati:
Diğer vazodilatörlerle olduğu gibi, hemodinamik aort ya da mitral kapak stenozu olan ya da obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda,CANSAR çok dikkatli kullanılmalıdır.
Sayfa 6 / 24
Primer hiperaldosteronizm:
Primer hiperaldosteronizmi olan hastalar, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerinden etki gösteren antihipertansif ilaçlara genellikle yanıt vermez. Bunedenle, bu hastalarda CANSAR kullanımı önerilmemektedir.
Hiperkalemi:
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen diğer ilaçlarla olan deneyimlere göre CANSAR'ın potasyum tutucu diüretiklerle, potasyumpreparatları ile, potasyum içeren yapay tuzlarla ya da potasyum düzeyleriniartırıcı diğer ilaçlarla (örn.heparin ve trimetoprim/sulfametoksazolkombinasyonu) birlikte kullanımı, hipertansif hastalarda serum potasyumdüzeylerini artırabilir.
CANSAR ile tedavi edilen kalp yetmezliği hastalarında hiperkalemi görülebilir.
CANSAR ile tedavi edilen kalp yetmezliği hastalarında, özellikle ADE inhibitörleri ve spironolakton gibi potasyum tutucu diüretiklerle birliktekullanıldığında serum potasyum düzeylerinin düzenli olarak izlenmesiönerilmektedir. Bir ADE inhibitörü, bir potasyum tutucu diüretik (örn.spironolakton) ve CANSAR'ın kombinasyonu önerilmemektedir ve sadecedikkatli bir potansiyel fayda ve risk değerlendirmesi yapıldıktan sonradüşünülmelidir.
Genel:
Böbrek fonksiyonları ve vasküler tonüsü, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktivitesine bağlı olan hastalarda, (örn. ağır konjestif kalp yetmezliği ya darenal arter stenozunu da kapsayan renal hastalıklar) bu sistemi etkileyen diğerilaçlarla tedavi akut hipotansiyon, azotemi, oliguri ya da nadiren akut böbrekyetmezliği ile bağlantılıdır. AIIRA ile benzer etkilerin görülme olasılığıdışlanamaz. Her antihipertansif ajan ile olduğu gibi, iskemik kalp hastalığı yada aterosklerotik serebrovasküler hastalığı olanlarda, aşırı kan basıncı düşmesi,miyokard enfarktüsü ya da inmeye neden olabilir.
Kandesartanın antihipertansif etkisi, antihipertansif olarak veya diğer bir endikasyon için reçete edilmiş, kan basıncını düşürücü özelliği olan diğerilaçlar ile birlikte kullanıldığında artabilir.
Sayfa 7 / 24
CANSAR laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olanhastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Daha önce felç geçirmiş olan hastalarda, dikkatli kullanılmalıdır.
Gebelik:
Gebelik sırasında AIIRA ile tedaviye başlanmamalıdır. AIIRA tedavisinin devamlılığı gerekmedikçe, gebe kalmayı planlayan hastalarda, gebeliktekullanımda güvenliği kanıtlanmış başka antihipertansif tedavilere geçilmelidir.Gebelik tespit edildiğinde, AIIRA ile tedavi derhal durdurulmalı ve uygunolduğu durumlarda alternatif tedaviye geçilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
4.5 . Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Klinik farmakokinetik çalışmaların yapıldığı ilaçlar hidroklorotiyazid, varfarin, digoksin, oral kontraseptifler (örneğin; etinilöstradiol/levonorgestrel),glibenklamid, nifedipin ve enalaprildir. Bu ilaçlarla birlikte kullanıldığındaklinik olarak önemli bir ilaç etkileşimi belirlenmemiştir.
CANSAR'ın potasyum tutucu diüretikler, potasyum preparatları, potasyum içeren yapay tuzlar ya da potasyum düzeyini artıran tıbbi ürünler (örneğin;heparin) ile birlikte kullanılması serum potasyum düzeyini artırabilir.Potasyum düzeyleri düzenli olarak izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
ADE inhibitörleri ile lityumun birlikte kullanımında, serum lityum konsantrasyonlarında ve toksisitede geri dönüşümlü artış bildirilmiştir. Benzeretki AIIRA ile de görülebilir. Kandesartanın lityum ile birlikte kullanılmasıönerilmemektedir. Kombinasyon gerekli ise serum lityum düzeylerinindikkatlice izlenmesi önerilmektedir.
AIIRA'nın aynı anda NSAİ (non-steroid anti- inflamatuar) ilaçlar (örn. selektif COX-2 inhibitörleri, asetilsalisilikasit (>3 g/gün) ve selektif olmayan NSAİİlaçlar) ile birlikte kullanılması antihipertansif etkide azalmaya neden olabilir,bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.
ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, AIIRA ve NSAİ ilaçların birlikte kullanımı, olası akut böbrek yetmezliği de dahil böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesi veserum potasyum seviyesinde yükselmeye (özellikle önceden bilinen zayıf
Sayfa 8 / 24
böbrek fonksiyonu olan hastalarda) neden olabilir. Özellikle yaşlı hastalarda, kombine tedavinin uygulanmasında dikkatli olunmalıdır. Hastalar yeterlimiktarda su almalıdırlar ve kombine tedavinin başlamasının ardından ve dahasonraları periyodik olarak böbrek fonksiyonlarının izlenmesine dikkatedilmelidir.
Alkol ile kullanım:
CANSAR kullanımı sırasında alkol kullanan bazı kişilerde baygınlık veya baş dönmesi görülebilir. Bu nedenle CANSAR kullanılırken alkol kullanılmasıönerilmez.
Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE-inhibitörleri, AT
TRÖzel popülasyonlara ilikin ek bilgiler:
Hiç bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
CANSAR'ın 18 yaşına kadar olan çocukların hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir.
4.6 . Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)
Hamile kalmayı planlayan veya hamile olduğundan şüphelenen hastaların, CANSAR kullanımını bir an önce durdurmaları gerekmektedir.
Sayfa 9 / 24
Gebelik dönemi
CANSAR'ın gebelikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). CANSAR kullanan hastalara, tedavi gördükleri doktorları ile uygun seçeneğibelirleyebilmeleri için, öncesinde hamile kalma ihtimali hatırlatılmalıdır.Gebelik tespit edildiğinde CANSAR tedavisi durdurulmalı ve uygundurumlarda alternatif bir tedavi başlatılmalıdır.
Renin-anjiyotensin sistemi üzerine doğrudan etki eden tıbbi ürünler, gebelikte kullanıldığında fötal ve neonatal hasara ve hatta ölüme yol açabilirler. AIIRAile tedavinin fötotoksisiteye (böbrek fonksiyonlarında azalma,oligohidramniyöz, kafatası kemikleşmesinde gecikme) ve neonatal toksisiteye(böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olduğu bilinmektedir(Bkz. Bölüm 5.3).
Laktasyon dönemi:
Kandesartanın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emziren farelerde kandesartanın süte geçtiği gözlenmiştir. Anne sütü alan bebeklerdekiadvers etki potansiyelinden dolayı CANSAR kullanımının gerekli olduğudurumlarda emzirmeye son verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği/ Fertilite
Veri yoktur.
4.7 . Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
CANSAR'ın araç kullanımı üzerine etkisi ile ilgili çalışmalar bulunmamaktadır. Tedavi sırasında araç ya da makine kullanırken sersemlik yada yorgunluk hali olabileceği akılda tutulmalıdır.
4.8 . İstenmeyen etkiler
Hipertansiyon tedavisinde:
Kontrollü klinik çalışmalarda istenmeyen etkilerin hafif ve geçici olduğu ve plasebo ile kıyaslanabilir olduğu görülmüştür. Yan etkilerin görülme sıklığınındoz ve yaşla bir ilişkisi yoktur. Kandesartan sileksetil'in yan etkilerine bağlıolarak tedaviyi bırakma oranları (% 3.1), plasebo (% 3.2) ile benzerdir.
Sayfa 10 / 24
Klinik çalışmalardan elde edilmiş toplam verilerin analizinde, kandesartan ile sık görülen advers olaylar aşağıda gösterilmiştir. Bu advers olaylar, plasebodanen az %1 oranında daha fazla sıklıkta görülmesi esasına göre listelenmiştir.Buna göre, en yaygın raporlanan yan etki reaksiyonları sersemlik/vertigo, başağrısı ve solunum yolu enfeksiyonudur.
Bu bölüm boyunca tablolarda kullanılan sıklıklar:
çok yaygın (>1/10),
yaygın (>1/100 ila <1/10),
yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100),
seyrek (>1/10.000 ila <1/1000)
çok seyrek (<1/10.000):
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Solunum yolu enfeksiyonu
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Lökopeni, nötropeni ve agranülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: Hiperkalemi, hiponatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik/ vertigo, baş ağrısı
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok seyrek: Öksürük
Gastrointestinal hastalıkları
Çok seyrek: Bulantı
Hepato-biliyer hastalıkları
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış, anormal hepatik fonksiyon veya hepatit
Sayfa 11 / 24
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, ürtiker, kaşıntı
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik bozukluklarıBöbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Yatkın hastalarda renal yetersizliği de içeren böbrek bozukluğu (Bkz. Bölüm 4.4)
Laboratuvar Bulguları:
Genelde kandesartan sileksetilin rutin laboratuvar bulguları üzerine klinik açıdan önemli etkisi yoktur. Renin-anjiyotensin-aldesteron sisteminin diğerinhibitörleri gibi, hemoglobin düzeyinde küçük oranda azalma görülmüştür.CANSAR kullanan hastalarda laboratuvar değişikliklerinin rutin takibigerekmez. Ancak, böbrek yetmezliği olan hastalarda serum potasyum vekreatinin düzeyleri düzenli olarak izlenmelidir.
Kalp yetmezliği tedavisinde:
Kalp yetmezliği hastalarında görülen kandesartan sileksetilin yan etki profili, ilacın farmakolojik etkileri ve hastaların sağlık durumu ile tutarlılık gösterir.Kandesartan sileksetilin 32 mg dozunun (n=3.803) plasebo (n=3.796) ilekarşılaştırıldığı CHARM klinik çalışmasında, kandesartan sileksetil verilengrupta hastaların %21'i, plasebo verilen grupta ise %16.1'i advers etkilerdendolayı tedaviyi bırakmışlardır. En yaygın raporlanan yan etkiler hiperkalemi,hipotansiyon ve böbrek yetmezliğidir. Bu etkiler daha yaygın olarak 70 yaşınüzerindeki, diyabeti olan veya renin-anjiyotensin-aldesteron sistemini etkileyendiğer medikal ilaçları kullanan (özellikle ADE inhibitörü ve/veyaspironolakton) kişilerde görülmüştür.
Klinik çalışmalardan ve pazarlama sonrası deneyimlerden elde edilen yan etkiler aşağıda verilmiştir:
Sayfa 12 / 24
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Lökopeni, nötropeni ve agranülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: Hiperkalemi
Çok seyrek: Hiponatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Sersemlik, baş ağrısı
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipotansiyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Çok seyrek: Öksürük
Gastrointestinal hastalıklarHepato-biliyer hastalıklar
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış, anormal hepatik fonksiyon veya hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, ürtiker, kaşıntı
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik bozuklukları
Çok seyrek: Sırt ağrısı, artralji, miyalji
Sayfa 13 / 24
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Yatkın hastalarda renal yetersizliği de içeren böbrek bozukluğu (Bkz. Bölüm 4.4)
Laboratuvar bulguları
Kandesartan sileksetil ile kalp yetmezliği tedavisinde hiperkalemi ve böbrek yetmezliği yaygın olarak görülmektedir. Serum kreatinin ve potasyumdüzeylerinin düzenli olarak izlenmesi önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesininsürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarınınherhangi şüpheli bir advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Farmakolojik özellikler göz önüne alındığında, doz aşımının temel bulgusu semptomatik hipotansiyon ve sersemlik olabilir. Doz aşımına ilişkin bireyselvaka raporlarında (672 mg'a kadar kandesartan sileksetil) hastanın durumunundüzelmesi sorunsuz olmuştur.
Tedavi:
Semptomatik hipotansiyon geliştiğinde, semptomatik tedavi uygulanmalı ve hastanın yaşamsal bulguları gözlenmelidir. Hasta ayakları yukarıda olacakşekilde yatırılmalıdır. Bu yeterli olmazsa, infüzyon yoluyla serum fizyolojikgibi bir solüsyon uygulanarak plazma hacmi artırılmalıdır. Bu önlemlerin deyetersiz olduğu durumlarda sempatomimetik ilaçlar uygulanabilir. Kandesartanhemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.
Sayfa 14 / 24
FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER
5.5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Anjiyotensin II antagonistleri (kandesartan)
ATC kodu: C09C A06
Anjiyotensin II, renin-anjiyotensin-aldesteron sisteminin en önemli vazoaktif hormonudur ve hipertansiyon, kalp yetmezliği ve diğer kardiyovaskülerbozuklukların fizyopatolojisinde önemli bir rol oynar. Aynı zamanda uç organhasarı ve hipertrofisinin patogenezinde de önemli bir rolü vardır.
Anjiyotensin II'nin vazokonstriksiyon, aldosteron salınımının uyarılması, tuz ve su dengesinin düzenlenmesi ve hücre büyümesinin uyarılması gibi temelfizyolojik etkileri tip I reseptörü (AT1) aracılığıyla olur.
Kandesartan sileksetil oral kullanıma uygun bir ön ilaçtır. Gastrointestinal kanaldan emilimi sırasında ester hidrolizi sonucu hızla, aktif formu olankandesartana dönüşür. Kandesartan, AT1 reseptörlerine selektif olarak sıkıbağlanan ve yavaş ayrılan, bir AIIRA'dır. Agonist aktivitesi yoktur.
Kandesartan, anjiyotensin I'i anjiyotensin II'ye çeviren ve bradikinini parçalayan ADE'yi (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibe etmez. Bradikinin,P maddesi veya ADE üzerine etkisi yoktur. ADE inhibitörleri ile kandesartanınkarşılaştırıldığı kontrollü klinik deneylerde, öksürük, kandesartan sileksetilalan hastalarda daha az görülmüştür. Kandesartan, diğer hormon reseptörlerineveya kardiyovasküler regülasyonda önemli olduğu bilinen iyon kanallarınabağlanmaz veya bloke etmez. Anjiyotensin II (AT1) reseptörleri antagonizması,plazma renin, anjiyotensin I ve anjiyotensin II düzeylerinde doza bağlı artışlarave plazma aldosteron konsantrasyonunda da düşüşe sebep olur.
Hipertansiyon
Kandesartan, hipertansiyon tedavisinde, arteriyel kan basıncında uzun etkili ve doza bağlı bir düşüş sağlayarak etki gösterir. Antihipertansif etkisi, kalp
Sayfa 15 / 24
hızında refleks artışa neden olmadan sistemik periferik direnci azaltmasına bağlıdır. İlk doza bağlı ağır hipotansiyon ya da tedavinin kesilmesinden sonrarebound etki görülmesi ile ilgili bulgular yoktur.
Kandesartan sileksetilin tek doz kullanımım takiben, antihipertansif etki genellikle 2 saat içinde başlar. İlaç herhangi bir dozda devamlı kullanıldığında,kan basıncındaki düşüşün büyük bir kısmı genellikle 4 hafta içinde elde edilirve uzun süreli tedavi ile kan basıncındaki bu seviye idame ettirilir.Metaanalizlere göre günde tek seferlik dozun 16 mg'dan 32 mg'açıkarılmasının ortalama ilave etkisi azdır. Kişiden kişiye gösterilen farklılıkgöz önüne alınırsa, bazı hastalarda ortalamanın üzerinde bir etki beklenebilir.Kandesartan sileksetilin günde tek doz kullanımı, kan basıncında 24 saatboyunca etkili ve düzgün bir azalmaya neden olur, doz aralıklarında vadi vetepe etkileri arasındaki fark çok azdır. Kandesartan ve losartanın antihipertansifetkisi ve tolerabilitesi, hafif ve orta dereceli 1268 hipertansiyon hastasınınkatıldığı iki adet randomize, çift kör çalışmada karşılaştırılmıştır. Günde tekdoz 32 mg kandesartan sileksetil ile kan basıncı düşüşü (sistolik/diastolik)13.1/10.5 mmHg, günde tek doz 100 mg losartan potasyum ile 10.0/8.7mmHg'dır (kan basıncındaki düşüş farkı 3.1/1.8 mmHg, p< 0.0001/p<0.0001).
Kandesartan sileksetil, hidroklorotiyazid ile birlikte kullanıldığında aditif antihipertansif etki ortaya çıkar. Kandesartan, hidroklorotiyazid ya daamlodipin ile birlikte kullanıldığında iyi tolere edilmiştir.
Renin-anjiyotensin-aldesteron sistemini bloke eden ilaçların belirgin antihipertansif etkisi, siyah tenli hastalarda (genellikle düşük reninpopülasyonu) siyah ırktan olmayan hastalara göre daha azdır. Bu durumkandesartan için de geçerlidir. Diyastolik hipertansiyonu olan 5156 hastanınkatıldığı açık etiketli klinik çalışmada, kandesartan tedavisi sırasındaki kanbasıncı düşüşü, siyah ırktan olan hastalarda siyah ırktan olmayan hastalara göreönemli ölçüde daha azdır (14.4/10.3 mmHg /19.0/12.7 mmHg,
p<0.0001/p<0.0001).
Kandesartan, renal vasküler direnci ve filtrasyon fraksiyonunu azaltırken böbreğin kan akımını artırır, glomerüler filtrasyon hızını ya artırır ya da hiç
Sayfa 16 / 24
etki göstermez. Tip II
diabetes mellitus
ve mikroalbuminürisi olan hipertansiyon hastalarında yapılan 3 aylık bir klinik çalışmada, kandesartansileksetil, üriner albumin atılımını (albumin/kreatinin oranı ortalama %30, %95güvenlik aralığı %15-42) azaltmıştır. Halen, kandesartanın diyabetiknefropatinin ilerlemesi üzerine etkisine ilişkin veri yoktur.
Hafif ve orta derecede hipertansiyonu olan 4937 yaşlı hastada (70-89 yaş; %21 80 yaşında veya daha üstü), günde tek doz 8-16 mg (ortalama 12 mg)kandesartan sileksetil'in kardiyovasküler morbidite ve mortalite üzerineetkileri, randomize bir klinik çalışma (SCOPE- Study on Cognition andPrognosis in the Elderly) ile değerlendirilmiş ve ortalama 3.7 yıl boyunca takipedilmiştir.
Kandesartan sileksetil veya plasebo gruplarına gerektiğinde başka bir antihipertansif tedavi eklenmiştir. Kan basıncı, kandesartan grubunda 166/90mm Hg'dan 145/80 mm Hg'ya, kontrol grubunda ise 167/90 mm Hg'dan149/82 mm Hg'ya düşürülmüştür. Primer sonlanım noktası olan majörkardiyovasküler olaylarda (kardiyovasküler mortalite, ölümcül olmayan inmeve ölümcül olmayan miyokard enfarktüsü) istatistiksel olarak anlamlı bir farkgörülmemiştir. Kontrol grubunda 1000 hasta yılında 30 olay görülürkenkandesartan grubunda 26.7 olay görülmüştür ( rölatif risk 0.89, %95 güvenlikaralığı 0.75-1.06, p=0.19).
İki büyük randomize kontrollü çalışma (ONTARGET (Ongoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VANEPHRON-D (The Veterans Affairs Nephropathy in Diabetes)) bir ADE-inhibitörünün bir AIIRA ile kombine kullanımını incelemiştir.
ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da son-organ hasarı ile birlikte seyreden tip 2 diyabetes mellitushastalarında yürütülmüştür. VA NEPHRON-D tip 2 diyabetes mellitushastalığı olan ve diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda yürütülmüştür.
Bu çalışmalar, renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite üzerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akutböbrek hasarı ve/veya hipotansiyon riskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer
Sayfa 17 / 24
farmakodinamik özellikleri dikkate alındığında, bu sonuçlar diğer ADE-inhibitörleri ve AIIRA için de anlamlıdır.
Bu nedenle ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri diyabetik nefropati bulunan hastalarda eş zamanlı olarak kullanılmamalıdır.
ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diabetes using Cardiovascular and Renal Disease Endpoints) çalışması, kronik böbrek hastalığı, kardiyovaskülerhastalık ya da her ikisi bulunan tip 2 diyabetes mellitus hastalarında standart birADE-inhibitörü ya da bir AIIRA tedavisine aliskiren eklenmesinin yararını testetmek için tasarlanan bir çalışma olmuştur. Advers sonuç riskinde artış olmasınedeniyle çalışma erken sonlandırılmıştır. Aliskiren grubunda, plasebo grubunakıyasla, kardiyovasküler ölüm ve inme vakalarının her ikisi de sayısal olarakdaha sık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddi advers olaylar (hiperkalemi,hipotansiyon ve renal disfonksiyon) aliskiren grubunda plasebo grubuna göredaha sık bildirilmiştir.
Kalp yetmezlii
“Candesartan in Heart Failure-Assesment of Reduction in Mortality and Morbidity-CHARM programında görüldüğü gibi kandesartan sileksetil iletedavi, mortalite ve kalp yetmezliğine bağlı hospitalizasyonu azaltır ve solventrikül sistolik fonksiyonu bozulmuş olan hastalarda semptomlarda düzelmesağlar.
CHARM-Alternatif (CHARM-Alternative, n=2.028), SVEF < % 40 olan ve tolere edemedikleri için (özellikle öksürüğe bağlı, %72) ADE inhibitörükullanamayan hastalar; CHARM-İlave (CHARM-Added, n=2.548) SVEF < %40 olan ve bir ADE inhibitörü ile tedavi edilen hastalar; CHARM-Korunmuş(CHARM-Preserved, n=3.023) SVEF>%40 olan hastalar dahil edilmişlerdir.
Başlangıçta optimal kronik kalp yetmezliği tedavisi gören hastalar plasebo ve kandesartan sileksetil (günde tek doz olarak verilen 4 mg veya 8 mg'dan gündetek doz 32 mg veya tolere edilebilen en yüksek doza titrasyon, ortalama doz 24mg) uygulanmak üzere randomize edilmiştir ve ortalama 37.7 ay izlenmiştir.
Sayfa 18 / 24
Tedaviden 6 ay sonra kandesartan sileksetil (%89) almaya devam eden hastaların
%
63'ü hedeflenen doz olan 32 mg dozu kullanmakta idi.
CHARM-Alternatif Çalışması'nda, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktası, plaseboyaoranla kandesartan ile belirgin olarak daha fazla azalmıştır (nispi risk (hazardratio)-HR- 0.77, %95 güvenlik aralığı 0.67-0.89, p<0.001). Bu da, %23oranında rölatif bir risk azalmasına eşdeğerdir. Bir hastanın kardiyovaskülerolay nedeni ile ölmesi veya kalp yetmezliği tedavisi için hospitalizasyonunuönlemek için, 14 hastanın çalışma boyunca tedavi edilmeleri gerekmiştir.
Tüm nedenlere bağlı mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında, kandesartan ile anlamlı birdüşüş gözlenmiştir (nispi risk (hazard ratio) 0.80, % 95 güvenlik aralığı 0.700.92, p= 0.001). Birleşik sonlanım noktalarının mortalite ve morbidite (kronikkalp yetmezliğine bağlı hospitalizasyon) bileşenlerinin, kandesartanın olumluetkisi üzerinde katkıları olmuştur. Kandesartan sileksetil ile tedavi, NYHAfonksiyonel sınıfın düzelmesi ile sonuçlanmıştır (p=0.008).
CHARM-İlave Çalışması'nda, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasındaplaseboya oranla kandesartan ile anlamlı bir düşüş olmuştur (nispi risk (hazardratio) 0.85, % 95 güvenlik aralığı 0.75-0.96, p=0.011). Bu da, %15 oranındarölatif bir risk azalmasına eşdeğerdir. Bir hastanın kardiyovasküler olay nedeniile ölmesi veya kalp yetmezliği tedavisi için hospitalizasyonunu önlemek için23 hastanın çalışma boyunca tedavi edilmeleri gerekmiştir.
Tüm nedenlere bağlı mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında kandesartan ile anlamlı birdüşüş olmuştur (nispi risk (hazard ratio) 0.87, % 95 güvenlik aralığı 0.78-0.98,p=0.021). Birleşik sonlanım noktalarının mortalite ve morbidite bileşenlerinin,kandesartanın olumlu etkisi üzerinde katkıları olmuştur. Kandesartan sileksetilile tedavi, NYHA fonksiyonel sınıfın düzelmesi ile sonuçlanmıştır (p=0.020).
CHARM-Korunmuş Çalışması'nda, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında
Sayfa 19 / 24
istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş elde edilmemiştir (nispi risk (hazard ratio) 0.89, % 95 güvenlik aralığı 0.77-1.03, p=0.118).
Üç CHARM Çalışması'nın her biri ayrı ayrı değerlendirildiğinde tüm nedenlere bağlı mortalite istatistik olarak anlamlı değildir. Bununla birlikte tümnedenlere bağlı mortalite hasta gruplarına ait toplam veriler ile dedeğerlendirilmiştir, CHARM-Alternatif ve CHARM-İlave (nispi risk (hazardratio) 0.88, %95 güvenlik aralığı 0.79-0.98, p=0.018) ve 3 çalışmanın toplamı( tehlike oranı 0.91, %95 güvenlik aralığı: 0.83-1.00, p=0.055).
Kandesartanın kardiyovasküler mortalite ve kronik kalp yetmezliği nedeniyle hospitalizasyon üzerindeki yararlı etkileri yaş, cinsiyet ve kombine tedavidenbağımsız olarak tüm hastalarda aynıdır. Kandesartan ayrıca, beta reseptörblokeri ve ADE inhibitörünü aynı anda kullanan hastalarda da etkilidir ve buetki hastanın ADE inhibitörünü kılavuzlarda önerilen dozlarda ya da farklıdozda alması halinde de elde edilmektedir.
Kronik kalp yetmezliği ve sol ventriküler sistolik fonksiyonu bozulmuş hastalarda (sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu, SVEF <%40) kandesartansistemik vasküler direnci ve pulmoner kapiller uç basıncı azaltır, plazma reninaktivitesini ve anjiotensin II konsantrasyonunu yükseltir ve aldesterondüzeylerini düşürür.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Oral uygulandıktan sonra, kandesartan sileksetil ilacın aktif formu olan kandesartana dönüşür. Oral kandesartan sileksetil solüsyonunun alınmasındansonra kandesartanın mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %40'tır. Aynı oralsolüsyon ile karşılaştırılan tablet formunun bağıl biyoyararlanımı, çok azdeğişkenlikle yaklaşık %34'dür. Dolayısıyla tabletin tahmini mutlakbiyoyararlanımı %14'dür. Tablet alınmasından sonra en yüksek serumkonsantrasyonuna (Cmaks) 3-4 saatte ulaşılır. Terapötik doz aralığında,kandesartanın serum konsantrasyonu, ilacın dozu artırıldığında doğrusal olarakartar. Kandesartanın farmakokinetik özelliklerinde cinsiyete bağlı farklılıklar
Sayfa 20 / 24
gözlenmemiştir. Kandesartanın serum konsantrasyonu-zaman eğrisi altındaki alan (EAA) gıda alımından belirgin olarak etkilenmez.
Kandesartanın biyoyararlanımı yemeklerden etkilenmez.
Dağılım
:
Kandesartan yüksek oranda plazma proteinlerine bağlanır (%99'dan daha fazla). Kandesartanın plazma dağılım hacmi 0.1 L/kg'dır.
Biyotransformasyon
:
Mevcut etkileşim çalışmaları, kandesartanın CYP2C9 ve CYP3A4 üzerine bir etkisinin olmadığını göstermiştir.
İn vitroin vivo
etkileşimi beklenmez.
Eliminasyon
:
Kandesartanın terminal yarılanma süresi yaklaşık 9 saattir. Tekrarlanan dozlardan sonra birikme özelliği göstermez.
Kandesartanın toplam plazma klerensi yaklaşık 0.37 mL/dak/kg, renal klerensi ise yaklaşık 0.19 mL/dak/kg'dır. Kandesartan'ın renal eliminasyonu, hemglomerülar filtrasyon hem de aktif tübüler sekresyon ile gerçekleşir. 14C işaretlikandesartan sileksetil'in oral uygulanmasından sonra dozun yaklaşık %26'sıidrarla kandesartan olarak, %7'si inaktif metabolit olarak, yaklaşık %56'sı dafeçesde kandesartan olarak ve % 10'u inaktif metabolit olarak atılır.
Hastalardaki karakteristik özellikler:
Özel popülasyonlardaki farmakokinetik
:
Yaşlılarda (65 yaşın üzeri) kandesartanın Cmaks ve EAA değerleri gençlerle karşılaştırıldığında sırasıyla %50 ve %80 oranında yüksek bulunmuştur. Bunarağmen, kandesartan kullanıldıktan sonra yaşlılarda ve gençlerde kan basıncıüzerine olan etki ve istenmeyen etki aynıdır (Bkz. Bölüm 4.2.).
Sayfa 21 / 24
Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda kandesartanın Cmaks ve EAA değerlerinde tekrarlanan dozlar sırasında, sırasıyla yaklaşık % 50 ve %70 artış gözlenmiştir, fakat böbrek fonksiyonları normal olanlarlakarşılaştırıldığında t1/2 değerlerinde bir değişiklik olmamıştır. Ağır böbrekyetmezliği olan hastalarda benzer değişiklikler sırasıyla yaklaşık % 50 ve %110'dur. Kandesartanın yarılanma ömrü ağır böbrek yetmezliği olanlardayaklaşık iki kata çıkmaktadır. Hemodiyalizde olan hastaların farmakokinetiği,ağır böbrek yetmezliği olanlar ile benzerdir.
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastaları içeren iki adet klinik çalışmanın birinde kandesartana ait ortalama EAA değerindeki artış yaklaşık%20, diğerinde de %80' dir (Bkz. Bölüm 4.2). Ağır karaciğer yetmezliği olanhastalarda herhangi bir deneyim yoktur.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik olarak uygun dozlarda verildiğinde anormal sistemik ya da hedef organ toksisitesi gözlenmemiştir. Preklinik güvenlilik çalışmalarında yüksek dozdaverilen kandesartan'ın fareler, sıçanlar, köpekler ve maymunlarda böbrek vekırmızı kan hücresi parametrelerinde etki yaptığı gözlenmiştir. Kandesartan,kırmızı kan hücresi değerlerinde (eritrosit, hemoglobin, hematokrit) azalmayaneden olmuştur. Böbrekler üzerindeki etki (interstisyel nefrit, tübülerdistansiyon, bazofilik tübüller; üre ve kreatinin plazma konsantrasyonlarındaartış) kandesartandan kaynaklanmıştır ve bu renal perfüzyon değişikliklerine yolaçan hipotansif etkiye sekonder olabilir. Ayrıca, kandesartan jukstaglomerülerhücrelerde hiperplazi/hipertrofi gelişmesine neden olmuştur. Bu değişikliklerekandesartanın farmakolojik etkisinin neden olduğu düşünülmektedir.İnsanlarda, terapötik dozlarda kullanılan kandesartanın renal jukstaglomerülerhücrelerinde hiperplazi/hipertrofi ile ilişkisi gözlenmemiştir.
Normotansif ve juvenil sıçanlarla yapılan klinik öncesi çalışmalarda, kandesartan vücut ağırlığında ve kalp ağırlığında düşüşe neden olmuştur.Yetişkin hayvanlarda, bu etkilerin kandesartanın farmakolojik etkisindenkaynaklandığı düşünülmektedir. En düşük doz 10 mg/kg'da kandesartanamaruziyet, 0.2 mg/kg dozunda kandesartan sileksetil almış olan 1 ila <6
Sayfa 22 / 24
yaşlarında olan çocuklarda tespit edilen düzeylerin 12 ila 78 katı ve 16 mg dozunda kandesartan sileksetil almış olan 6 ila <17 yaşları arasındakiçocuklarda tespit edilen düzeylerin 7 ila 54 katı arasındaydı. Bu çalışmalardaetki gözlenmeyen düzey tespit edilmiş olmadığından, kalp ağırlığı üzerindekietkilere ilişkin güvenlik marjini ve bulguya ilişkin klinik anlamlılıkbilinmemektedir.
Gebeliğin ileri evrelerinde fötotoksisite gözlemlenmiştir (bkz bölüm 4.6).
In vitroin vivo
mutajenite testlerinde, klinik kullanımda kandesartanın mutajenik ve klastojenik etkisinin olmadığı belirtilmiştir.
Karsinojenisiteye ilişkin bir kanıt yoktur.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin, rahim içindeki böbrek gelişiminde kritik bir rolü vardır.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistem blokajının çok genç farelerde anormal böbrek gelişimine yol açtığı gösterilmiştir. Doğrudan renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerinde etkisi olan ilaçların uygulanması normal renalgelişimi değiştirebilir. Bu yüzden, 1 yaşın altındaki çocuklara CANSARverilmemelidir (bkz. bölüm 4.3).
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mısır nişastası Laktoz monohidratKarmeloz kalsiyumHidroksipropilselülozPolietilen glikol 6000Magnezyum stearatKırmızı demir oksit E172
Sayfa 23 / 24
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutu içinde, kullanma talimatı ile birlikte, 28 ve 84 tabletlik PVC/PVDC/Al folyo blister ambalajlarda.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”neuygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
SENSYS İLAÇ SAN. AŞ.
Yavuzselim Mah. 2. Avarlar Sk. No:19/1 Yıldırım / BURSA
8. RUHSAT NUMARASI (LARI)
2022/386
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi :08.07.2022 Ruhsat yenileme tarihi : 08.07.2022
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
Sayfa 24 / 24