KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
MAXİGESİC 500 mg/150 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her bir tablette;
Etkin madde:
Parasetamol İbuprofen
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) 3,81 mg
Yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız.
3. FARMASOTIK FORM
Film kaplı tablet
Beyaz renkli, bir yüzünde çentik bulunan ve diğer yüzü düz, 19 mm uzunluğunda kapsül şekilli tablet.
Çentik yalnızca yutma kolaylığı için kırılmayı kolaylaştırmak amaçlıdır ve iki eşit doz sağlamaz.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
MAXİGESİC tablet baş ağrısı, migren, sırt ağrısı, adet ağrısı, diş ağrısı, kas ağrısı, soğuk algınlığı ve nezle semptomları, boğaz ağrısı ve ateş ile ilişkili ağrıların geçici olarak rahatlamasındaendikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Kısa süreli kullanım içindir.
Semptomları kontrol etmek için gerekli en kısa sürede etkili en düşük doz kullanılarak istenmeyen etkiler minimize edilebilir (bkz. bölüm 4.4.). Semptomlar devam ederse veya kötüleşirse veyaürünün 3 günden fazla süreli kullanımı gerekiyorsa, doktora danışılmalıdır.
1/20
Yetişkinler
Olağan doz, gerekli görüldükçe, her 4-6 saatte bir alınan 1 tablettir ve 24 saat içerisinde alınabilecek günlük maksimum miktar 6 tableti aşmamalıdır.Alkol alan kişilerde hepatotoksisiteriski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
MAXİGESİC tedavisi başladıktan sonra gözlenen yanıta göre, her bir hastanın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak doz ve sıklık ayarlanmalıdır.
MAXIGESİC kullanmaya karar vermeden önce MAXIGESİC'in potansiyel riskleri ve yararlarını ve diğer tedavi seçeneklerini dikkatlice gözden geçiriniz. Her bir hastanın tedavi amacına uygunolarak mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili dozu kullanınız (Bkz. Bölüm 4.3)
Uygulama şekli:
Oral yolla uygulanır.
Bu tıbbi ürünün bir su bardağı su ile birlikte öğünlerle birlikte veya öğünlerden hemen sonra alınması tavsiye edilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Özel bir doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. bölüm 4.4.)
Pediyatrik popülasyon:
Bu ürünün 18 yaş altındaki çocuklarda kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
Özel bir doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. bölüm 4.4.). Yaşlıların ciddi advers reaksiyon geçirme riski daha yüksektir. NSAİİ'lerin gerekli olduğu düşünüldüğünde, olası en kısa süre içinetkili en düşük doz kullanılmalıdır. Hasta NSAİİ tedavisi sırasında gastrointestinal kanamaaçısından düzenli olarak takip edilmelidir.
4.3 Kontrendikasyonlar
MAXİGESİC,
• Parasetamol, ibuprofen, diğer NSAİİ'lere veya bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerdenherhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda
• Kronik aşırı alkol tüketimi hepatotoksisiteye zemin hazırlayabileceği için, aktif alkol tüketenhastalarda (parasetamol bileşeni nedeni ile)
• Asetilsalisilik asit veya diğer NSAİİ'leri kullandıktan sonra astım, ürtiker veya alerji türüreaksiyonlar yaşayan hastalarda (Bu gibi hastalarda NSAİİ'lere karşı şiddetli, nadiren ölümcül,anafilaktik benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir)
• Aktif olarak veya daha önceden gastrointestinal kanama veya peptik ülserasyonu olanhastalarda
• Şiddetli kalp yetmezliği (NYHA Sınıf IV), karaciğer yetmezliği veya böbrek yetmezliği olanhastalarda (bkz. bölüm 4.4.)
• Serebrovasküler veya diğer aktif kanaması olan hastalarda
• Kan oluşumu bozuklukları olan hastalarda
• Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalarda
• Gebeliğin üçüncü trimesterinde (bkz. bölüm 4.6)kontrendikedir.
2/20
Bu tıbbi ürün, bir doktor talimatı olmadıkça, parasetamol, ibuprofen, asetilsalisilik asit, salisilatlar veya siklooksijenaz-2 (COX-2) spesifik inhibitörleri dahil olmak üzere diğerantiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ile birlikte kullanılmamalıdır (bkz. bölüm 4.5.)
MAXİGESİC'in koroner arter by-pass greft operasyonu (KABG) geçirenlerde ameliyat öncesi ya da sonrası ağrı kesici olarak kullanılması kontrendikedir.
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kardiyovasküler (KV) Risk
NSAİİ'ler, ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veyaKV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
• MAXIGESIC, koroner arter bypass (KABG) cerrahisi öncesi ağrı tedavisindekontrendikedir.
Gastrointestinal (GI) Riskler:
• NSAİİ'ler, kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcülolabilecek ciddi GI advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar, herhangi bir zamanda,önceden uyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalarciddi GI etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikâyesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonuoluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması vealternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi birdaha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümlesonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermel nekroliz (TEN) ve akutgeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dâhil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.
Karaciğer yetmezliği
Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.
Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Tavsiye edilen dozlardan daha yüksek dozlarda parasetamol kullanımı hepatotoksisiteye ve hatta karaciğer yetmezliğine ve ölüme neden olabilir. Ayrıca ibuprofenin karaciğer enzimleri üzerindeminör ve geçici etkilerinin olduğu rapor edildiği için; karaciğer fonksiyon yetmezliği veyakaraciğer hastalığı hikayesi olan hastalar veya uzun dönem ibuprofen veya parasetamol terapisialan hastaların karaciğer fonksiyonları düzenli aralıklarla takip edilmelidir.
Parasetamol doz aşımının tehlikeleri, sirotik olmayan alkolik karaciğer rahatsızlığı olan hastalarda
3/20
daha fazladır. Doz aşımı durumunda, hasta kendini iyi hissetse dahi, ciddi karaciğer yetmezliği riski nedeniyle derhal tıbbi yardım alımalıdır.
Parasetamol içeren başka ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır. Parasetamol içeren diğer ürünlerle birlikte eşzamanlı kullanımı doz aşımına yol açabileceğinden, hasta kendini iyi hissetse dahi derhaltıbbi yardım alınmalıdır. (Bkz.Bölüm 4.9).
Günlük maksimum dozda parasetamol kullananların yanı sıra, özellikle şiddetli böbrek yetmezliği, sepsis, yetersiz beslenme ve diğer glutatyon eksikliği kaynakları (örn. kronik alkolizm) olanhastalarda yüksek anyon açıklı metabolik asidoz (HAGMA) riskinde artış nedeniyle, parasetamolflukloksasilin ile birlikte uygulandığında dikkatli olunması önerilir. Üriner 5-oksoprolin ölçümüde dahil olmak üzere yakın takibin yapılması önerilir.
Nadir olmakla birlikte; diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi ibuprofen ile sarılık ve ölümcül hepatit vakaları dahil şiddetli karaciğer reaksiyonları rapor edilmiştir. Anormal karaciğer testleri devamederse veya daha da kötüleşirse veya karaciğer hastalığı göstergesi olan klinik bulgular vesemptomlar gelişirse veya sistemik belirtiler ortaya çıkarsa (örn. eozinofili, döküntü vs.),ibuprofen tedavisi durdurulmalıdır. Her iki etkin maddenin de, özellikle parasetamolün,hepatotoksisiteye ve hatta karaciğer yetmezliğine neden olduğu rapor edilmiştir. Alkol alankişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmamasıgerekir. Sürekli olarak, önerilen miktarlardan fazla alkol kullanan hastalar bu ilacıkullanmamalıdır.
Hepatik fonksiyonlarında kötüleşme görülen hastalarda doz azaltılması önerilir (Bkz.Bölüm 4.3.) Ciddi karaciğer yetmezliği gelişen hastalarda tedavi durdurulmalıdır.
Böbrek yetmezliği
Parasetamol kronik böbrek hastalığı olan hastalarda dozaj ayarlaması gerektirmeden kullanılabilir. Orta - şiddetli derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda parasetamol toksisitesi riski minimaldir.Ancak, bu tıbbi ürünün ibuprofen bileşeni için, dehidrasyonu olan hastalarda ibuprofen tedavisinebaşlanırken dikkatli olunmalıdır. İbuprofenin iki majör metaboliti başlıca idrar yoluyla atılır vebirikmesi durumunda böbrek fonksiyonlarında yetmezlik meydana gelebilir. Bunun önemibilinmemektedir. NSAİİ'lerin farklı şekillerde nefrotoksisiteye (interstisyal nefrit, nefritiksendrom ve böbrek yetmezliği) neden olduğu rapor edilmiştir. İbuprofen kullanımındankaynaklanan böbrek yetmezliği genellikle geri dönüşümlüdür. Böbrek yetmezliği, kardiyakyetmezliği veya karaciğer yetmezliği olan, diüretikler veya ADE inhibitörleri kullanan hastalardave yaşlılarda, antiinflamatuvar ilaçların kullanımı böbrek fonksiyonlarının bozulması ilesonuçlandığı için, dikkatli olunmalıdır. Bu hastalarda doz mümkün olan en düşük dozdatutulmalıdır ve böbrek fonksiyonları takip edilmelidir.
Ciddi böbrek yetmezliği gelişen hastalarda tedavi durdurulmalıdır (Bkz.Bölüm 4.3).
ADE inhibitörleri veya anjiyotensin reseptör antagonistleri, antiinflamatuvar ilaçlar ve tiyazid diüretiklerinin kombinasyonu
ADE inhibe edici ilaçların (ADE-inhibitörü veya anjiyotensin reseptör antagonistleri), antiinflamatuvar ilaçların (NSAİİ veya COX-2 inhibitörü) ve tiyazid diüretiklerin eş zamanlıkullanımı böbrek yetmezliği riskini artırır. Bu, birden fazla ilaç sınıfı içeren sabit-dozkombinasyonu şeklindeki ürünlerin kullanımını da kapsamaktadır. Bu tıbbi ürünlerin birliktekullanımı, özellikle kombinasyon halinde, serum kreatininin takibinde artış ileilişkilendirilmelidir. Bu üç sınıftan ilaçların kombinasyonu, özellikle yaşlılarda veya önceden varolan böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
4/20
Yaşlılar
Yaşlılarda NSAİİ'lere karşı özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyona karşı artan advers reaksiyon sıklığı vardır (Bkz. Bölüm 4.2).
Belirli koşullara sahip hastalarda dikkatli olunmalıdır:
• Solunum bozuklukları:
Bronşiyal astımı veya alerjik hastalığı olan veya öyküsü olan hastalarda NSAİİ'lerin bronkospazmı hızlandırdığı bildirilmiştir.
• SLE ve karışık bağ dokusu hastalığı:
Sistemik lupus eritematozus (SLE) ve karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalarda aseptik menenjit riskinde artış olabilir (Bkz. Bölüm 4.8).
Parasetamol tedavisine ihtiyaç duyan yaşlı hastalar için belirtilen dozajda herhangi bir doz ayarlaması gerekli değildir. 10 günden fazla tedavi gereken hastalar koşulların takibi için hekimedanışmalıdır; ancak tavsiye edilen dozun azaltılması gerekli değildir. Bununla birlikte, 65 yaş üstüyetişkinlerde, özellikle de kalp yetmezliği, gastrointestinal ülser ve böbrek yetmezliği ilişkiliadvers etki riski artışı nedeniyle, eşlik eden hastalık ve kombine ilaç kullanımına bakılmaksızınibuprofen alınmaması gerektiğinden, ibuprofen kullanımı konusunda dikkatli olunmalıdır.
Hematolojik etkiler
Kan diskrazileri seyrek olarak rapor edilmiştir. İbuprofen ile uzun dönem tedavi alan hastalar hematolojik açıdan düzenli olarak takip edilmelidir.
Koagülasyon problemleri
Diğer NSAİİ'ler gibi, ibuprofen platelet agregasyonunu inhibe edebilir. İbuprofenin normal kişilerde kanama süresini uzattığı (fakat normal aralıkta) gösterilmiştir. Altta yatan hemostatikproblemleri olan hastalarda bu uzun kanama etkisi aşırı olabileceği için; ibuprofen içeren ilaçlarintrinsik koagülasyon problemleri olan ve antikoagülan tedavisi alan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır.
Gastrointestinal olaylar
NSAİİ'ler, gastrointestinal hastalık (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) öyküsü olan hastalara, bu koşullar daha da kötüleşeceğinden, dikkatli verilmelidir (bkz. Bölüm 4.8).
Tedavi sırasında herhangi bir zamanda, uyarıcı semptomlar olsun veya olmasın veya önceden gastrointestinal hastalık geçmişi olanlarda tüm NSAİİ'ler ile ölümcül olabilen gastrointestinal (GI)kanama, ülserasyon ve perforasyon bildirilmiştir.
NSAİİ'ler ile üst gastrointestinal ülserler, yoğun kanama veya perforasyon tanımlanmıştır. Riskler doz ve tedavinin süresi ile artar ve 65 yaş üzeri hastalarda daha yaygındır. Bazı hastalar dispepsi,mide yanması, mide bulantısı, karın ağrısı veya diyare yaşayabilir. Bu riskler, bu tıbbi ürün reçeteedilen dozda birkaç gün kullanıldığında, minimal seviyededir.
İbuprofen içeren tıbbi ürünler gastrointestinal hemoraji veya ülser hikayesi olan hastalarda, koşullar alevlenebileceği için, en kısa süre ile etkili en düşük dozda ve dikkatli kullanılmalıdır.
5/20
İbuprofen bileşeni nedeniyle, porfiri veya suçiçeği olan hastaların yanı sıra, gastrointestinal hastalığı (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Herhangi bir gastrointestinal kanama belirtisi varsa, bu ürün kesilmelidir.
Asetilsalisilik asit ve NSAİİ'lerin eş zamanlı kullanımı ayrıca şiddetli gastrointestinal advers olay riskini artırır.
Gastrointestinal advers olay görülme riski yüksek hastalarda koruyucu ajanlarla kombinasyon tedavisi (mesela mizoprostol veya proton pompası inhibitörleri) düşünülmelidir
Gastrointestinal kanama riskini artıran diğer faktörler arasında oral kortikosteroidlerle ve antikoagülanlarla eş zamanlı tedavi, seçici serotonin geri alım inhibitörleri veya asetilsalisilik asitgibi antiplatelet ajanlar, NSAİİ ilaçlarla tedavinin uzaması, sigara içmek, alkol kullanımı, ilerlemişyaş ve genel sağlık durumunun kötü olması gibi faktörler yer almaktadır.
Ölümcül gastrointestinal olaylar hakkındaki spontan raporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda görülmektedir; bu nedenle bu popülasyonda tedavi yaparken özellikle dikkatli olmakgerekir.
Kardiyovasküler trombotik olaylar
NSAİİ tedavisi ile bağlantılı olarak sıvı tutulması, hipertansiyon ve ödem rapor edildiğinden, hipertansiyon öyküsü ve/veya hafif ila orta derecede konjestif kalp yetmezliği olan hastalar içinuygun izleme ve tıbbi tavsiye gereklidir.
Klinik çalışmalar ibuprofen kullanımının, özellikle yüksek dozda (2400 mg/gün) arteriyal trombotik olayların (örneğin miyokardiyal infarktüs veya inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceğini öne sürmektedir. Genel olarak, epidemiyolojik çalışmalar düşük doz ibuprofenin(örn. < 1200 mg/gün) arteriyal trombotik olayların riskinde artış ile ilişkili olduğunu önesürmemektedir.
Bahsedilen riskler 1200 mg ibuprofen içeren maksimum günlük dozlarda minimaldir. Bu tıbbi üründeki tavsiye edilen maksimum günlük doz 900 mg'dır (Avrupa İlaç Ajansı değerlendirmesiseçici olmayan NSAİİ'ler için pozitif yarar-risk dengesi ile sonuçlanmıştır, Ekim 2006).
Kardiyovasküler hastalığı veya kardiyovasküler risk faktörleri olan hastalar da yüksek risk altında olabilir. NSAİİ alan, özellikle kardiyovasküler risk faktörleri olan hastalarda, potansiyel adverskardiyovasküler olay riskini minimize etmek için, olası en kısa süre için etkili en düşük dozkullanılmalıdır.
Kontrol edilemeyen hipertansiyonu, konjestif kalp yetmezliği (NYHA 11-111), bilinen iskemik kalp yetmezliği, periferal arteriyal hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar yalnızcadikkatli bir değerlendirme sonrası ibuprofen ile tedavi edilmelidir ve yüksek doz kullanımından(2400 mg/gün) kaçınılmalıdır.
Kardiyovasküler olay risk faktörlerine (örn: hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara içme) sahip hastaların, özellikle yüksek doz ibuprofenin (2400 mg/gün) gerekli olduğudurumlarda, uzun dönem tedavilerine başlamadan önce dikkatli bir değerlendirme yapılmalıdır.
Hipertansiyon
6/20
NSAİİ'ler yeni bir hipertansiyon başlangıcına veya var olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olabilir ve NSAİİ'ler ile birlikte antihipertansif ilaçlar kullanan hastalarda antihipertansif yanıtbozulabilir. Hipertansiyonu olan hastalara NSAİİ reçete edilirken dikkatli olunmalıdır. NSAİİtedavisine başlanırken ve daha sonra düzenli aralıklarla kan basıncı yakından takip edilmelidir.
Kalp yetmezliği
NSAİİ alan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlenmiştir; bu nedenle sıvı retansiyonu veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Şiddetli deri reaksiyonları
NSAİİ'ler çok nadiren eksfolyatif dermatit, toksik epidermal nekroliz (TEN) ve Stevens-Johnson sendromu (SJS) gibi ölümcül olabilen ve herhangi bir uyarı olmaksızın meydana gelebilen şiddetlikutanöz advers olaylara neden olabilir. Bu şiddetli deri olayları idiyosinkratiktir ve doz veyakullanım süresinden bağımsızdır. Hastalar bu reaksiyonlar açısından, genellikle tedavininbaşlangıç dönemlerinde en yüksek risk altındadır, Hastaların çoğunda reaksiyonlar tedavinin ilkayında ortaya çıkmaktadır. Hastalara şiddetli deri reaksiyonları bulgu ve belirtileri bakımından vederi döküntüsü veya diğer hipersensitivite bulgularının ilk ortaya çıkması halinde doktoradanışmaları konusunda tavsiyede bulunulmalıdır.
İbuprofen içeren ürünlerle ilgili olarak akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) bildirilmiştir. Deri döküntüsü, mukozal lezyonlar veya diğer herhangi bir aşırı duyarlılık belirtisigibi ciddi cilt reaksiyonlarının belirti ve semptomları ilk ortaya çıktığında bu ürünün kullanımıkesilmelidir.
Önceden var olan astım
İbuprofen içeren tıbbi ürünler asetil salisilik aside duyarlı astımı olan hastalara uygulanmamalıdır ve önceden var olan astımı olan hastalara dikkatli uygulanmalıdır.
Oftalmolojik etkiler
NSAİİ'ler ile advers oftalmolojik etkiler gözlenmiştir; dolayısıyla ibuprofen içeren ilaçlar ile tedavi sırasında görme bozuklukları gelişen hastalarda oftalmolojik muayene (merkezi görme alanıtesti dahil) yapılması gerekmektedir.
Aseptik menenjit
İbuprofen içeren tıbbi ürünler için, genellikle sistemik lupus eritematozu (SLE) veya diğer bağ dokusu bozuklukları olan hastalarda, seyrek olarak aseptik menenjit rapor edilmiştir.
Potansiyel laboratuvar test etkileşimleri
Mevcut analitik sistemler kullanıldığında, parasetamol laboratuvar testleri ile etkileşime neden olmaz. Ancak, olası laboratuvar etkileşimlerine neden olabilen belirli yöntemler vardır:
İdrar Testi:
Terapötik dozlardaki parasetamol 5-hidroksiindolasetik asit (5HIAA) tayini ile etkileşebilir ve bu durum hatalı-pozitif sonuçlara neden olabilir. Hatalı tayinler idrar numunesi alınması sırasındaveya birkaç saat önce parasetamol alınmasından kaçınılarak elimine edilebilir.
Enfeksiyon bulgularının maskelenmesi
Ateş düşürücü etkiye sahip ibuprofen içeren bu sınıf diğer ilaçlarda olduğu gibi, olağan enfeksiyon bulguları maskelenebilir. Bu tıbbi ürün, enfeksiyon bulgularını baskılayarak uygun tedaviye geçbaşlanmasına ve dolayısı ile enfeksiyon sonucunun kötüye gitmesine sebep olabilir. Bu durum
7/20
toplum kökenli bakteriyel pnömoni ve suçiçeği bakteriyel komplikasyonlarında gözlemlenmiştir. Bu ilaç, enfeksiyona bağlı olarak ateş veya ağrının giderilmesi için uygulandığında, enfeksiyonunizlenmesi tavsiye edilir. Hastane dışı ortamlarda, semptomlar devam ederse veya hasta kötüleşirsedoktora başvurulmalıdır.
Özel kullanım uyarıları
Hastalığın alevlenmesini veya adrenal yetmezlikten kaçınmak amacıyla; uzamış kortikosteroid terapisi alan hastaların tedavi programlarına ibuprofen içeren tıbbi ürünler eklendiğinde, tedavianiden kesilmek yerine yavaşça azaltılarak kesilmelidir.
Anafilaktoid reaksiyonlar
Bu semptom kompleksi genellikle, nazal polipli ya da polipsiz rinit geçiren veya asetilsalisilik ya da diğer NSAİİ ilaçları aldıktan sonra şiddetli ve potansiyel olarak ölümcül olabilen bronkospazmsergileyen astımlı hastalarda ortaya çıkar. Diğer NSAİİ ilaçlarda olduğu gibi, MAXİGESİC ilacınaönceden bilinen bir maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir.Asetil salisilik asit triadı olan hastalara MAXIGESIC verilmemelidir. Anaflaktoid bir reaksiyonmeydana geldiği takdirde, hastaya derhal acil tedavi uygulanmalıdır.
Kadın fertilitesinde bozulma
Siklo-oksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların, ovülasyon üzerinde etki ederek, dişi fertilitesinde bozukluklara yol açabildiğine ilişkin bazı bulgular mevcuttur. Bu durum, tedavinindurdurulması ile ortadan kalkar. Gebe kalma problemleri yaşayan veya infertilite araştırmasıyapılan kadınlarda ürünün bırakılması gerekliliği değerlendirilmelidir.
Her bir film kaplı tablet 3,81 mg laktoz içerir. Galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu gibi nadir görülen kalıtımsal problemleri olan hastalar bu ilacıkullanmamalıdır.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
MAXİGESİC (diğer parasetamol içeren ürünler gibi), diğer parasetamol içeren ürünlerle kombinasyon halinde kontrendikedir - ciddi yan etkilerde artış (bkz. Bölüm 4.3).
MAXİGESİC (diğer tüm ibuprofen içeren ürünler ve NSAİİ'ler gibi) aşağıdakilerle birlikte kontrendikedir:
• Asetilsalisilik asit: Bir doktor tarafından düşük doz asetilsalisilik asit (günde 75 mg'ın üzerindedeğil) önerilmedikçe, artan yan etki potansiyeli nedeniyle ibuprofen ve asetilsalisilik asidin birlikteuygulanması genellikle önerilmez (bkz. Bölüm 4.4).
• Deneysel veriler; birlikte alındığında, ibuprofenin düşük dozlu asetilsalisilik asitin plateletagregasyonu üzerindeki etkisini rekabete dayalı olarak inhibe edebileceğini düşündürmektedir. Buverilerin klinik ortamda ekstrapolasyonuna ilişkin belirsizliklerin olmasına rağmen, düzenli veuzun süreli ibuprofen kullanımının düşük doz asetilsalisilik asitin kardiyoprotektif etkisini azaltmaihtimali göz ardı edilemez. Ara sıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı bir etkinin olasıolduğu düşünülmemektedir (bkz. Bölüm 5.1).
• Siklo-oksijenaz-2 seçici inhibitörleri de dahil olmak üzere diğer NSAİİ'ler yan etki riskiniartırabilir (bkz. Bölüm 4.3).
Parasetamol ve diğer ilaçlar arasında şu etkileşimlerin olduğu belirtilmiştir:
8/20
• Antikoagülan ilaçlar (varfarin) - parasetamol ve antikoagülan ilaçlar uzun süre kullanılırsa, dozazaltılması gerekebilir.
• Parasetamol emilimi metoklopramid gibi mide boşalmasını artıran maddeler tarafından artırılır.
• Parasetamol emilimi propantelin, antikolinerjik özellikli antidepresanlar ve narkotikanaljezikler gibi mide boşalmasını azaltan maddeler tarafından azaltılır.
• Parasetamol kloramfenikol plazma konsantrasyonlarını artırabilir.
• Diğer potansiyel olarak hepatotoksik ilaçları kullanan veya alkol ve antikonvülzan ajanlar gibikaraciğer mikrozomal enzimlerini indükleyen ilaçlar kullanan hastalarda parasetamoltoksisitesi riski artabilir.
• Probenesid ile birlikte kullanıldığında parasetamol atılımı etkilenebilir ve plazmakonsantrasyonları değişebilir.
• Parasetamol alındıktan sonraki 1 saat içerisinde kolestiramin verilirse, parasetamol emiliminiazaltır.
• Tek başına izoniazid veya diğer tüberküloz ilaçları kullanan hastalarda parasetamolün terapötikdozlarında veya orta dereceli doz artışlarında ciddi hepatotoksisite rapor edilmiştir.
• Zidovudin ve kotrimoksazol kullanan hastalarda, parasetamol kullanımından sonra ciddihepatotoksisite meydana gelmiştir.
• Parasetamol, flukloksasilin ile birlikte kullanıldığında özellikle risk faktörleri olan hastalardadikkatli olunmalıdır, çünkü birlikte kullanım risk faktörleri olan hastalarda yüksek anyon açıklımetabolik asidoz ile ilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
İbuprofen ve diğer ilaçlar arasında şu etkileşimlerin olduğu belirtilmiştir:
• Varfarin dahil antikoagülanlar - ibuprofen INR stabilitesi ile etkileşebilir ve özelliklegastrointestinal kanalda ciddi kanama ve bazen ölümcül hemoraji riskini artırabilir. İbuprofen,varfarin kullanan hastalarda mutlaka gerekli ise kullanılmalıdır ve bu hastaların yakın takipedilmesi gerekmektedir.
• İbuprofen lityumun renal klerensini azaltabilir ve plazma konsantrasyonlarını artırabilir.
• Antihipertansifler (ADE inhibitörleri ve anjiyotensin-II antagonistleri) ve diüretikler: NSAİİ'lerbu ilaçların etkilerini azaltabilir. Renal fonksiyonları risk altında olan bazı hastalarda (örneğin,dehidrate hastalar veya renal fonksiyonları bozulmuş yaşlı hastalarda) ADE inhibitörleri veyaanjiyotensin II reseptör antagonistleri ile siklooksijenazı inhibe eden ajanların eş zamanlıkullanımı, genellikle geri dönüşümlü bir akut renal yetmezlik dahil, renal fonksiyonların dahafazla bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle, bu kombinasyonlar kullanılırken özellikle yaşlıhastalarda dikkatli olunmalıdır. Hastalar yeterince hidrate edilmeli ve böbrek fonksiyonları, eşzamanlı tedavinin başlanmasını takiben ve daha sonra periyodik olarak izlenmelidir.Diüretikler, NSAİİ'lerin nefrotoksisite riskini artırabilir.
• İbuprofen ADE-inhibitörlerinin, beta blokörlerin ve diüretiklerin antihipertansif etkileriniazaltabilir ve bu ilaçlarla tedavi altındaki hastalarda natriürez ve hiperkalemiye neden olabilir.
• İbuprofen metotreksat klerensini azaltır.
• İbuprofen kardiyak glikozidlerin plazma seviyelerini artırabilir. NSAİİ ilaçlar kalp yetmezliğinişiddetlendirebilir, GFR'yi azaltabilir ve plazma glikozid seviyelerini yükseltebilirler.
• İbuprofen, özellikle kortikosteroidlerle birlikte alındığında, gastrointestinal kanama riskiniartırabilir.
• İbuprofen zidovudin ile tedavi altındaki hastalarda kanama süresini uzatabilir. ZidavudinNSAİİ'ler zidavudin ile birlikte verildiğinde, hematolojik toksisite riski artabilir. Zidavudin veibuprofenle eş zamanlı tedavi gören HIV (+) hemofili hastalarında, hemartroz ve hematomriskinin arttığına dair bulgular mevcuttur.
9/20
• İbuprofen ayrıca probenesid, antidiyabetik ilaçlar ve fenitoin ile etkileşebilir.
• İbuprofen ayrıca takrolimus, siklosporin, sülfonilüreler ve kinolon antibiyotikleri ileetkileşebilir.
- Takrolimus: NSAİİ ilaçlar takrolimusla kullanıldığında muhtemelen nefrotoksisite riskiniartırır.
- Kinolon antibiyotikleri: Hayvan çalışmalarından elde edilen veriler, NSAİİ'lerin kinolonantibiyotikleri ile ilişkili konvülsiyon riskini artırabileceğini göstermiştir. NSAİİ ve kinolonkullanan hastalar konvülsiyon gelişmesi ile ilgili artmış risk altında olabilir.
- Siklosporin nefrotoksisite riskini artırır.
• Asetil salisilik asit gibi anti-trombosit ajanlar ve seçici serotonin gerialım inhibitörleri (SSRI)ile birlikte kullanımı gastrointestinal kanama riskinde artışa neden olabilir.
• Mifepriston: NSAİİ ilaçlar, mifepriston kullanıldıktan 8-12 gün sonrasına kadar etkinliğiazalabileceğinden kullanılmamalıdır.
Asetilsalisilik asit
İbuprofen ve asetilsalisilik asidin eş zamanlı uygulanması, advers etkilerdeki potansiyel artış nedeniyle, genellikle tavsiye edilmez. Doktor tarafından düşük doz asetilsalisilik asit (günde 75mg'ın üzerinde olmayan) tavsiye edilmedikçe asetilsalisilik asit ve ibuprofenin birlikteuygulanması, artan advers etki potansiyeli nedeniyle önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).Deneysel veriler, ibuprofen ve asetilsalisilik asit eş zamanlı kullanıldığında, ibuprofenin düşük dozasetilsalisilik asidin platelet agregasyonu üzerindeki etkisini rekabetçi bir şekilde inhibeedebildiğini öne sürmektedir. Bu verilerin klinik duruma uyarlanmasına ilişkin belirsizliklerolmasına rağmen; devamlı, uzun dönem ibuprofen kullanımının düşük-doz asetilsalisilik asidinkardioprotektif etkisini azaltabilme olasılığı göz ardı edilemez. Ara sıra ibuprofen kullanımı içinklinik olarak anlamlı bir etkinin olmadığı düşünülmektedir (bkz. bölüm 5.1.).
Bu ürün bazı ilaçlar ile etkileşebilir. Bunlar:
• Varfarin (kan pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan bir ilaç)
• Epilepsi veya nöbetleri tedavi etmek için kullanılan ilaçlar
• Kloramfenikol (kulak ve göz enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan bir antibiyotik)
• Probenesid (gut tedavisi için kullanılan bir ilaç)
• Zidovudin [HIV (AIDs'e neden olan virüs) tedavisi için kullanılan bir ilaç]
• İzoniyazid gibi tüberküloz tedavisinde kullanılan ilaçlar
• Asetilsalisilik asit, salisilatlar veya diğer NSAİİ'ler
• Yüksek kan basıncını veya diğer kalp rahatsızlıklarını tedavi eden ilaçlar
• Diüretikler
• Lityum (bazı depresyon türlerini tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)
• Metotreksat (artrit ve bazı kanser türlerini tedavi etmek için kullanılan bir ilaç)
• Prednizon, kortizon gibi kortikosteroidler
Yukarıdaki ilaçlar bu üründen etkilenebilir veya bu ürünü etkileyebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.
4.6 Gebelik ve laktasyon
10/20Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlara ilişkin büyük miktarda veri, ne malformatif ne de feto/neonatal toksisite göstermemektedir. Uterus içinde parasetamole maruz kalan çocuklarda nörogelişim üzerineyapılan epidemiyolojik çalışmalar yetersiz sonuçlar göstermektedir. Klinik olarak ihtiyaçduyulursa, hamilelik sırasında parasetamol kullanılabilir, ancak mümkün olan en kısa süre için endüşük etkili dozda ve mümkün olan en düşük sıklıkta kullanılmalıdır.
NSAİİ'lerin erkeklerde uygulanması ile ilgili konjenital anormallikler bildirilmiştir, ancak bunların sıklığı azdır ve herhangi bir belirgin paterni bulunmamaktadır. NSAİİ'lerin fetalkardiyovasküler sistem üzerindeki bilinen etkileri (duktus arteriyozusun kapanması riski) gözönünde bulundurularak gebeliğin son trimesterinde kullanımı kontrendikedir. Doğum başlangıcıgecikebilir ve hem annede hem de bebekte kanama eğiliminde artış ile birlikte doğum süresiartabilir (bkz. Bölüm 4.3). NSAİİ'ler, hasta için potansiyel yararın fetüse olan riskten daha fazlaolduğu durumlar haricinde gebeliğin ilk iki trimesteri veya doğum sırasında kullanılmamalıdır.
Parasetamol ve ibuprofen kombinasyonunun gebelik döneminde kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir. Gebelik sırasında, parasetamol tedavisini takiben herhangi bir advers etki bulgusuolmamasına rağmen, insanlarda NSAİİ uygulaması ile ilişkili olarak konjenital anomaliler raporedilmiştir.
Bu ürün gebeliğin üçüncü trimesterinde, özellikle doğumdan önceki son birkaç gün boyunca, kontrendikedir.
Anne karnında parasetamole maruz kalan çocuklarda, sinir sistemi gelişimi üzerine yürütülen epidemiyolojik çalışmalarda anlamlı sonuçlar elde edilememiştir. Eğer klinik olarak gerekli ise,parasetamol hamilelik süresince kullanılabilir, ancak, etkili en düşük dozda, mümkün olan en kısasüre ve mümkün olan en az sıklıkta kullanılmalıdır.
İlaveten, insanlarda gebelik boyunca ibuprofen kullanımının güvenliliği ile ilgili yeterli deneyim mevcut değildir. Bu nedenle, bu ürün anneye olan potansiyel yararı fetüse olan potansiyelzararından fazla olmadığı sürece, gebeliğin ilk 6 ayı boyunca kullanılmamalıdır ve gebeliğin sonüç ayında kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3.)
İbuprofen'in gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
MAXİGESİC gerekli olmadıkça (anneye olan potansiyel yararı fetüse olan potansiyel zararından fazla olmadığı sürece) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
İbuprofen gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açmaktadır. MAXİGESİC gebelik döneminde (son 3 ayında) kontrendikedir (bkz. kısım 4.3).
11/20Laktasyon dönemi
Parasetamol anne sütü ile klinik olarak anlamlı olmayan miktarlarda atılır ve yayınlanmış mevcut veriler emzirme ile etkileşmediğini gösterir.
İbuprofen ve metabolitleri çok düşük miktarlarda anne sütüne geçebilir. Yenidoğanlarda bilinen zararlı bir etkisi yoktur.
Yukarıdaki bulguların ışığında, bu ürünün tavsiye edilen dozları ile kısa dönem tedavide emzirmenin durdurulması gerekli değildir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Bu ürünün kullanımı dişi fertilitesini bozabilir, bu nedenle gebe kalmayı planlayan kadınlarda kullanımı tavsiye edilmez. Gebe kalma güçlüğü çeken kadınlarda veya infertilite tedavisi görenkadınlarda, bu ürünün geri çekilmesi düşünülmelidir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
NSAİİ'leri aldıktan sonra baş dönmesi, uyuşukluk, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkiler görülme ihtimali vardır. Bu belirtiler gözlendiği takdirde hastaların araç veyamakine kullanmamalıdır.
4.8 İstenmeyen etkiler
MAXİGESİC ile gerçekleştirilen klinik çalışmalar, tek başına parasetamol veya tek başına ibuprofen ile görülen advers etkiler dışında başka herhangi bir istenmeyen etki göstermemiştir.
Advers reaksiyonlar MedDRA sistem organ sınıfına ve sıklığına göre listelenmiştir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek >.1/10.000 ila<1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları:
Çok seyrek: Hematopoetik bozukluklar1
Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Yaygın olmayan: Ürtiker ve prüritin eşlik ettiği hipersensitivite reaksiyonları2.
Çok seyrek: Şiddetli hipersensitivite reaksiyonları. Semptomlar; yüz, dil ve boğazda şişme, dispne, taşikardi, hipotansiyon (anafilaksi, anjiyoödem veya şiddetli şok)2 olabilir.
Psikiyatrik hastalıklar:
Çok seyrek: Konfüzyon, depresyon ve halüsinasyonlar
Sinir Sistemi hastalıkları:
Yaygın olmayan: Baş ağrısı ve baş dönmesi
Çok seyrek: Aseptik menenjit3, parestezi, optik nörit ve somnolans
Göz hastalıkları:
Çok seyrek: Görme bozuklukları
Kulak ve iç kulak hastalıkları:
Çok seyrek: Tinnitus ve vertigo
12/20Kardiyak hastalıkları:
Çok seyrek: Kalp yetmezliği ve ödem4
Vasküler hastalıklar:
Çok seyrek: Hipertansiyon4
Solunum, göğüs ve mediastinal hastalıklar:
Çok seyrek: Astım, astımın alevlenmesi, bronkospazm ve dispne
2 dahil solunum reaktivitesi
Gastrointestinal hastalıkları:
Yaygın: Karın ağrısı, diyare, dispepsi, mide bulantısı, mide rahatsızlığı5 ve kusma Yaygın olmayan: Peptik ülser, gastrointestinal perforasyon veya gastrointestinal kanama, melena,hematemez6, ağız ülserasyonu, kolit ve Crohn hastalığının alevlenmesi7, gastrit, pankreatit,şişkinlik ve kabızlık
Hepatobiliyer hastalıklar:
Çok seyrek: Anormal karaciğer fonksiyonu, hepatit ve sarılık8.
Deri ve deri-altı doku hastalıkları:
Yaygın: Hiperhidroz
Yaygın olmayan: Çeşitli deri döküntüleri
2
Çok seyrek: Stevens-Johnson sendromu, eritema multiforme ve toksik epidermalnekroliz
2 dahil büllöz reaksiyonlar, eksfolyatif dermatozlar, purpura, fotosensitivite
Bilinmiyor: Eozinofili ve sistemik semptomlar ile ilaç reaksiyonu (DRESS sendromu), akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP), fotosensitivite reaksiyonları
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:
Çok seyrek: İnterstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve akut ile kronik böbrek yetmezliği9 dahil çeşitli formlarda nefrotoksisite.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları:
Çok seyrek: Yorgunluk ve halsizlik
Araştırmalar
Yaygın: Parasetamol ile alanin aminotrenasferaz artışı, gamma-glutamiltransferaz artışı ve karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik. Kanda kreatinin ve üre artışı.
Yaygın olmayan: Aspartat aminotrenasferaz artışı, kanda alkalin fosfataz artışı, kanda kreatin fosfokinaz artışı, hemoglobinde azalma ve trombosit sayısında artış.
Seçilmiş olan İstenmeyen Etkilerin Tanımı
1 Örneklerin arasında agranülositoz, anemi, aplastik anemi, hemolitik anemi, lökopeni, nötropeni,pansitopeni ve trombositopeni yer almaktadır.
İlk belirtiler ateş, boğaz ağrısı, yüzeysel ağız ülserleri, grip benzeri belirtiler, şiddetli yorgunluk, açıklanamayan kanama ve morarmalar ve burun kanamasıdır.
2 Hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Bunlar (a) spesifik olmayan alerjik reaksiyonlar veanafilaksi, (b) örneğin astım, ağırlaştırılmış astım, bronkospazm veya dispne olmak üzere solunumyolu aktivitesi veya (c) çeşitli döküntü türleri, prurit, ürtiker, purpura, anjiyoödem ve daha nadir
13/20
olarak eksfoliyatif ve büllöz dermatit (toksik epidermal nekroliz, Stevens Johnson Sendromu ve eritema multiforme dahil) dahil çeşitli deri reaksiyonlarından oluşabilir.
3 İlaca bağlı aseptik menenjitin patojenik mekanizması tam olarak anlaşılmamaktadır. AncakNSAİİ ile ilişkili aseptik menenjit ile ilgili mevcut veriler (ilaç alımı ile geçici bir ilişki ve ilacınbırakılmasından sonra belirtilerin kaybolması nedeniyle) hipersensitivite reaksiyonuna işaretetmektedir. Dikkate değer şekilde, ibuprofen ile tedavi sırasında ense sertliği, baş ağrısı, bulantı,kusma, ateş ve oryantasyon bozukluğu gibi belirtileri olan, mevcut otoimmün hastalıkları (sistemiklupus eritematozus ve karışık bağ doku hastalığı gibi) olan hastalarda izole aseptik menenjitvakaları gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
4 Klinik çalışmalar, özellikle yüksek bir dozda (2400 mg/gün) ibuprofen kullanımının arteriyeltrombotik olay (örneğin miyokard infarktüsü veya inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceğine işaret etmektedir (bkz. Bölüm 4.4).
5 En çok gözlenen advers olaylar doğası gereği gastrointestinal olaylardır.
6 Özellikle yaşlılarda bazen ölümcül olabilir.
7 Bkz. Bölüm 4.4.
8 Doz aşımı durumunda parasetamol akut karaciğer yetmezliği, karaciğer yetmezliği, hepatiknekroz ve karaciğer hasarına neden olabilir (bkz. Bölüm 4.9).
9 Özellikle uzun dönem kullanımda serum üre ve ödemde artış ile ilişkilendirilmiştir.Ayrı papiler nekrozu da içerir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanaksağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Parasetamol doz aşımı, karaciğer nakli ya da ölüme neden olabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Akut pankreatit genellikle hepatik fonksiyon bozukluğu ve karaciğer toksisitesi ilebirlikte gözlenmiştir.
Yetişkinlerde 10 gram üzerinde kullanılması halinde toksisite olasılığı vardır. Eğer risk faktörleri mevcutsa (bkz. aşağıda verilmiştir), 5 gram veya daha fazla parasetamol alınması karaciğerhasarına neden olabilir.
Risk faktörleri:
Eğer hasta,
-
Karbamazepin, fenobarbiton, fenitoin, primidon, rifampisin, St. John's Wort (Sarı kantaron otu) veya karaciğer enzimlerini indükleyen diğer ilaçlarla uzun dönem tedavi
14/20
görüyorsa
Veya
- Düzenli olarak önerilen dozların çok üzerinde etanol tüketiyorsaVeya
- Glutatyon deplesyonu (örn. beslenme bozukluğu, sistik fibrozis, HIV enfeksiyonu, açlık,kaşeksi) olasılığı varsa
Aşırı dozun zararı sirotik olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben gelişen karaciğer hasarı göreceli olarak daha seyrektir. Karaciğerhücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olanparasetamol yarılanma ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirindensonra 14CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu plazma parasetamol konsantrasyonu veyayarılanma ömrü veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamolaşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasındaki ilişkiyi daha iyi gösterir.
Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayıfulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sıkdeğildir. Seyrek olarak, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesinekarşın renal tübüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkolalımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten,parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkilerbildirilmiştir.
Semptom ve belirtiler:
Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının, dozla ilişkili komplikasyonudur.Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin zamanı 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat kliniksemptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir. Bu durum hepatomegali,karaciğer hassasiyeti, sarılık, akut karaciğer yetmezliği ve nekrozu içerebilir. Glukozmetabolizmasında anormallikler ve metabolik asidoz olabilir. Kan bilirübini, hepatik enzimler,INR, protrombin zamanı, kan fosfat ve kan laktat değerlerinde artış olabilir. Ağır zehirlenmelerkaraciğer yetmezliği, ensefalopati, hemoraji, hipoglisemi, serebral ödem ve ölüme kadarilerleyebilir. Kasık ağrısı, hematüri ve proteinüri ile belirgin, akut tübüler nekrozla birlikte akutböbrek yetmezliği, karaciğer hasarı olmaksızın gelişebilir. Kardiyak aritmiler ve pankreatitraporlanmıştır.
Tedavi:
Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşı korumak için doz aşımı semptomları mevcut olmasa bile parasetamol aşırı dozu hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, intravenöz N-asetilsistein veya oralmetionin vermek gerekebilir.
Eğer doz aşımı 1 saat içinde olmuşsa aktif kömür ile tedavinin düşünülmesi gerekir. Oral alımı takiben 4. saatte veya daha sonra plazma parasetamol konsantrasyonunun ölçülmesi gerekir (dahaönceki konsantrasyonlar güvenilir değildir).
Parasetamolün oral alımından sonraki 24 saate kadar N-asetilsistein ile tedavi kullanılabilir; bununla birlikte maksimum koruyucu etki, oral alımı izleyen 8. saate kadar elde edilir. Antidotunetkililiği bu süre sonrasında dik bir düşüş gösterir. İhtiyaç halinde hastaya, yaygın olarak kullanılandozaj planı doğrultusunda intravenöz N-asetilsistein verilmesi gerekir. Eğer kusma sorunu yoksahastane dışındaki uzak bölgelerde oral metionin uygun bir alternatif olabilir. Oral alımdan sonraki
15/20
24 saatin ötesinde ciddi hepatik fonksiyon bozukluğu ile başvuran hastaların kontrolü konusunda NPIS ile görüşülmelidir.
İbuprofen doz aşımı:
Semptomları mide bulantısı, karın ağrısı ve kusma, baş dönmesi, konvülziyon ve nadiren bilinç kaybı şeklindedir. İbuprofen ile doz aşımının ortaya çıkabilecek klinik özellikleri merkezi sinirsistemi ve solunum sistemi depresyonudur. Ciddi zehirlenmelerde, metabolik asidoz meydanagelebilir. Kulak çınlaması, baş ağrısı ve gastrointestinal kanama da mümkündür. Daha ciddizehirlenmelerde merkezi sinir sisteminde uyuşukluk, bazen uyarılma ve oryantasyon bozukluğuveya koma olarak kendini gösteren toksisite görülür. Bazen hastalarda konvülsiyon gelişir. Ciddizehirlenmelerde metabolik asidoz meydana gelebilir ve muhtemelen dolaşımdaki pıhtılaşmafaktörlerinin etkilerine müdahale nedeniyle protrombin zamanı / INR uzayabilir. Bir dehidratasyonolayı varsa akut böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı meydana gelebilir. Astım hastalarında astımalevlenmesi mümkündür.
Tedavi:
Tedavi yönetimi semptomatik ve destekleyici olmalı ve solunum yolunun açık tutulmasının sağlanmasını ve kardiyak ve yaşamsal bulguların izlenmesini içermelidir. Eğer hasta potansiyelolarak toksik bir miktar aldıktan sonra 1 saat içinde başvurursa, oral yoldan aktif kömürverilmelidir. Eğer sık ve uzun süreli olurlarsa, konvülziyonlar intravenöz diyazepam veyalorazepam ile tedavi edilmelidir. Astım için bronkodilatör verilmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Kas-iskelet sistemi, antiinflamatuar ve antiromatikler, steroid
olmayan, propiyonik ilaç türevleri. İbuprofen kombinasyonları.
ATC kodu: M01AE51
Etki mekanizması:
İbuprofen ve parasetamolün farmakolojik etkileri, etki bölgeleri ve mekanizmaları açısından değişiklik gösterir. Bu tamamlayıcı etki mekanizmaları sinerjistiktir ve bu da tek başına verilenetkin maddelere göre daha fazla antinosisepsiyon ve antipirezis ile sonuçlanır.
İbuprofen, prostaglandin sentezinin inhibisyonu ile yaygın hayvan deneysel inflamasyon modellerinde etkililiği gösterilmiş bir NSAİİ'dir. Prostaglandinler, nosiseptif duyu siniriterminallerini bradikinin gibi mediatörlere karşı duyarlı hale getirir. Bu nedenle ibuprofen,nosiseptif sinir terminallerinin duyarlılığında azalma ile sikloksijenaz-2 (COX-2) izoenzimininperiferik inhibisyonu yoluyla analjezik etki gösterir. İbuprofenin ayrıca inflamasyonlu bölgelereindüklenmiş lökosit migrasyonunu inhibe ettiği gösterilmiştir. İbuprofen, kısmen COXinhibisyonu nedeniyle omurilikte belirgin bir etkiye sahiptir. İbuprofenin antipiretik etkileri,hipotalamusta prostaglandinlerin merkezi inhibisyonu ile sağlanmaktadır. İbuprofen plateletagregasyonunu tersine çevrilebilir şekilde inhibe etmektedir. İnsanlarda ibuprofen inflamatuarağrıyı, şişkinlikleri ve ateşi azaltmaktadır.
Deneysel veriler; eş zamanlı uygulandıklarında, ibuprofenin düşük doz asetilsalisilik asidin platelet agregasyonu üzerindeki etkisini rekabetçi bir şekilde inhibe edebildiğini öne sürmektedir.Bazı farmakodinamik çalışmalar; çabuk salım asetilsalisilik asit dozlamasından (81 mg) 8 saatönce veya dozlamadan sonraki 30 dakika içerisinde uygulanan ibuprofen 400 mg'ın tekli dozunun
16/20
asetilsalisilik asidin tromboksan oluşumu üzerindeki etkilerini azalttığını ve platelet agregasyonunun meydana geldiğini göstermektedir. Bu verilerin klinik duruma uyarlanmasınailişkin belirsizlikler olmasına rağmen; devamlı, uzun dönem ibuprofen kullanımının düşük-dozasetilsalisilik asidin kardioprotektif etkisini azaltabilme olasılığı göz ardı edilemez. Ara sıraibuprofen kullanımı için klinik olarak anlamlı bir etkinin olmadığı düşünülmektedir (bkz. bölüm
4.5.).
Parasetamolün kesin etki mekanizması, halen tam olarak tanımlanmamıştır. Ancak merkezi antinosiseptif etki hipotezini desteklemek için oldukça çok kanıt mevcuttur. Çeşitli biyokimyasalçalışmalar, merkezi COX-2 aktivitesinin inhibisyonuna işaret etmektedir. Parasetamol ayrıcaomurilikte nosiseptif sinyal iletimini inhibe eden, azalan 5-hidroksitriptamin (serotonin)yolaklarının aktivitesini uyarabilir. Kanıtlar parasetamolün periferik COX-1 ve 2 izoenzimlerininçok zayıf inhibitörü olduğunu göstermiştir.
İbuprofen ve parasetamolün klinik etkililiği, baş ağrısı, diş ağrısı ve dismenore ile ilişkili ağrıda ve ateşte gösterilmiştir. Ayrıca etkililik soğuk algınlığı ve influenza ile ilişkili ağrı ve ateşi olanhastalarda ve boğaz ağrısı, kas ağrısı veya yumuşak doku zedelenmesi ve bel ağrısı gibi ağrımodellerinde gösterilmiştir.
Bu ürün özellikle tek başına ibuprofen 400 mg veya parasetamol 1000 mg'dan daha fazla ağrı giderimi veya ibuprofenden daha hızlı ağrı giderimine uygundur.
2 tablet klinik verilerinin özeti
Postoperatif diş ağrısının akut ağrı modelinin kullanıldığı kombinasyon ile randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Söz konusu çalışmalarda aşağıdakilergösterilmiştir:
• Bu ürün, klinik olarak ve istatistiksel olarak anlamlı şekilde parasetamol 1000 mg(p<0.0001) ve ibuprofen 400 mg'dan (p<0.05) daha etkili ağrı giderimi sağlamaktadır.
• Bu ürün, medyan olarak 18.3 dakikada 'doğrulanmış fark edilebilir ağrı gideriminin'sağlandığı hızlı bir etki mekanizmasına sahiptir. Etkinin başlangıcı, ibuprofen 400 mg'dan anlamlışekilde daha hızlı olmuştur (23.8 dakika, p = 0.0015). Bu ürün için 'anlamlı ağrı giderimi',ibuprofen 400 mg için istatistiksel olarak daha hızlı (70.5 dakika, p < 0.0001) olan, medyan olarak44.6 dakikada elde edilmiştir.
• Analjezi süresi, parasetamol 500 mg (4 saat) veya 1000 mg'a (5 saat) kıyasla bu ürün içinanlamlı derecede daha uzun (9.1 saat) olmuştur.
• Çalışma konusu ilacın gönüllüler tarafından yapılan genel değerlendirmesinde, %93.2'ninürünü ağrı giderimi sağlamasında 'iyi', 'çok iyi' veya 'mükemmel' olarak değerlendirdiği yüksekmemnuniyet düzeyleri gösterilmiştir. Sabit kombinasyonlu ürün, parasetamol 1000 mg'a göreanlamlı derecede daha iyi performans göstermiştir (p < 0.0001).
Kronik diz ağrısının tedavisinde ürün ile randomize, çift kör, kontrollü klinik çalışma gerçekleştirilmiştir. Söz konusu çalışmada aşağıdakiler gösterilmiştir:
• Ürün kısa dönem tedavi (p < 0.01) ve uzun dönem tedavide (p < 0.01) parasetamol 1000mg'a göre daha etkili ağrı giderimi sağlamaktadır.
• Ürünün gönüllüler tarafından yapılan genel değerlendirmesinde, %60.2'nin ürünü dizağrısı için uzun dönem tedavi olarak 'iyi' veya 'mükemmel' olarak değerlendirdiği yüksekmemnuniyet düzeyleri gösterilmiştir. Ürün, parasetamol 1000 mg'a göre anlamlı derecede dahaiyi performans göstermiştir (p < 0.001).
17/205.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
İbuprofen gastrointestinal sistemden iyi emilir ve plazma proteinlerine geniş ölçüde bağlanır. Parasetamol gastrointestinal sistemden kolayca emilir.
Dağılım:
İbuprofen sinovyal sıvıya difüze olur. Bu üründeki plazma ibuprofen seviyeleri, aç karnına alındıktan sonra 1-2 saat içinde elde edilen pik plazma konsantrasyonları ile 5 dakikadan itibarentespit edilir. Bu ürün yemeklerle birlikte alındığında pik ibuprofen plazma seviyeleri daha düşükçıkmıştır ve medyan 25 dakika gecikmiştir, ancak genel olarak emilim miktarı eşdeğer olmuştur.
Parasetamolün plazma protein bağlanması, doza bağımlı olmasına rağmen, terapötik konsantrasyonlarda ihmal edilebilir düzeydedir. Bu üründen elde edilen plazma parasetamolseviyeleri, aç karnına alımdan 0.5-0.67 saat sonra oluşan pik plazma konsantrasyonları ile 5dakikadan itibaren tespit edilir. Bu ürün yemeklerle birlikte alındığında pik parasetamol plazmaseviyeleri daha düşük çıkmıştır ve medyan 55 dakika gecikmiştir, ancak genel olarak emilimmiktarı eşdeğer olmuştur.
Sınırlı çalışmalarda, ibuprofen anne sütünde çok düşük konsantrasyonlarda görülmektedir.
Biyotransformasyon:
İbuprofen, ihmal edilebilir miktarda değişmemiş ibuprofen ile birlikte ya olduğu gibi ya da büyük konjugatlarla karaciğerde böbrekler yoluyla birincil atılım ile iki ana metabolite metabolize edilir.Böbrekten atılımı hem hızlı hem de tamdır.
Parasetamol karaciğerde metabolize edilir ve idrarla başlıca glukuronid ve sülfat konjugatları olarak, yaklaşık %10'u glutatyon konjugatları olarak atılır. %5'ten azı değişmemiş parasetamololarak atılır.
Eliminasyon:
İbuprofen, eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 2 saattir.
Parasetamol, eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 3 saattir.
Yaşlılarda ibuprofen farmakokinetik profilinde önemli farklılıklar gözlenmemiştir.
Genellikle karaciğerde karışık işlevli oksidazlar tarafından çok küçük miktarlarda üretilen ve karaciğer glutatyonu ile konjugasyon yoluyla detoksifiye edilen minör bir hidroksillenmişmetabolit, parasetamol doz aşımını takiben birikebilir ve karaciğer hasarına neden olabilir.
Yaşlılarda parasetamol farmakokinetik profilinde önemli farklılıklar gözlemlenmemiştir.
Bu üründe alınan ibuprofen ve parasetamolün biyoyararlanımı ve farmakokinetik profilleri, tek doz veya tekrar doz olarak kombinasyon halinde alındığında değişmez.
Bu ürün, aynı anda hem ibuprofen hem de parasetamol salımı yapan bir teknoloji kullanılarak formüle edilmiştir ve böylece aktif bileşenlerle bir kombinasyon etkisi sağlar.
18/205.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
İbuprofen ve parasetamolün toksikolojik güvenlilik profili, hayvan deneylerinde ve insanlarda kapsamlı klinik deneyimlerden elde edilmiştir. Üreme ve gelişim üzerine toksisitenindeğerlendirilmesi için, güncel onaylı standartlar kullanılarak yapılan, bilinen çalışma mevcutdeğildir. Bu Kısa Ürün Bilgisi'nde sunulmakta olan verilere ilave olarak ilişkili herhangi bir yenipreklinik veri mevcut değildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Çekirdek tablet
Mısır nişatası
Prejelatinize mısır nişastası Mikrokristalin selülozKroskarmeloz sodyumMagnezyum stearat
Film kaplama: Opadry beyaz IY-LS-58900
HPMC 2910/Hipromelloz (E 464)
Laktoz monohidrat Titanyum dioksit (E 171)
Polietilen glikol
Sodyum sitrat dihidrat (E 331)
Talk
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
24 aydır.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C' nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Işıktan korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
8, 10, 16, 20, 24, 30 ve 32 film kaplı tabletlik PVC film/Al folyo blisterlerde kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda sunulur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklar Kontrolü Yönetmeliği" ne uygun olarak imha edilmelidir.
19/20
7. RUHSAT SAHİBİ
Angelini İlaç San. ve Tic. A.Ş., Beşiktaş/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2022/444
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 12.08.2022 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
20/20