KISA URUN BİLGİSİ
1.BEŞERI TIBBİ URUNUN ADI
PARAPLUS 200 mg/250 mg/50 mg efervesan tablet
2. KALITATIF VE KANTITATIF BİLEŞİMEtkin maddeler:
1345 mg 50 mg10 mg
Parasetamol Asetilsalisilik asitKafein Anhidrus
Yardımcı maddeler:
Sodyum hidrojen karbonat Sorbitol (E420)
Aspartam (E951)
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORMU
Efervesan tablet.
Beyaz, yuvarlak, düz yüzeyli efervesan tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
16 yaş ve üstü adölesanlar ile erişkinlerde baş ağrısı, diş ağrısı, akut migren atakları, nevralji, kas-iskelet sistem ağrıları, dismenore gibi hafif ve orta şiddetli ağrılar ve soğuk algınlığı gibi ağrının eşlik ettiği durumlarda endikedir.
Çocuk ve adolesanlar için ürünün
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
bölümüne bakınız.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar önerilir: Yetişkinler ve 16 yaş ve üstü adolesanlar:
Gerektiğinde, günde 3 defaya kadar (genellikle 4-8 saatte bir), 1-2 tablettir (PARAPLUS, 200 mg parasetamol + 250 mg asetilsalisilik asit + 50 mg kafein içerir).
Yetişkinler ve 16 yaş ve üstü adolesanlar için günlük maksimum doz, günde 3 kez alınan 2 tablettir (yani, maximum günlük doz, 1200 mg parasetamol, 1500 mg asetilsalisilik asit ve 300 mg kafeiniçerir).
1
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
Uygulama süresi:
Analjezikler, bir doktor veya diş hekimi aksini önermemişse, 3-4 günden daha uzun bir süreyle veya daha yüksek dozlarda kullanılmamalıdır.
Uygulama şekli:
PARAPLUS, ağızdan kullanım içindir.
PARAPLUS, bir bardak suda (150 mL) eritilerek bekletilmeden içilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Ağır böbrek yetmezliğinde kullanılmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Ağır karaciğer yetmezliğinde kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
16 yaşın altındaki adolesanlarda ve çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
PARAPLUS yaşlı hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
4.3. Kontrendikasyonlar
PARAPLUS, aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
• Salisilatlar, parasetamol, kafein veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırıduyarlılığı olan hastalarda,
• Salisilatlara veya diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlara (NSAİİ) karşı astım atağı veyadiğer alerjik reaksiyon belirtisi (nazal polip, anjiyoödem, ürtiker gibi) öyküsü olan hastalarda
• Gastrik ya da intestinal ülser vakalarında,
• Patolojik olarak artmış kanama eğilimi (örneğin: hemofili) durumunda
• Gebeliğin üçüncü üç aylık dönemi (Bkz. Bölüm 4.6),
• Reye sendromu riski nedeni ile suçiçeği ya da grip-benzeri hastalığı olan 16 yaş ve üstüadolesanlar
• 16 yaşın altındaki çocuklar,
• Hepatik ve renal yetmezlik
• Kontrol altında olmayan şiddetli kalp yetmezliği,
2
• Haftada 15 mg ya da üzeri dozlarda eş zamanlı metotreksat tedavisinde (Bkz. Bölüm 4.5)
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Çocuklarda doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
16 yaş altında spesifik bir endikasyon olmadıkça kullanımı önerilmez.
PARAPLUS, aşağıdaki durumlarda, özellikle dikkatli bir izlemle kullanılmalıdır:
- Glukoz-6-fosfat-dehidrojenaz eksikliği,
- Bronşiyal astım, alerjik rinit ve nazal polipler,
- Kronik veya tekrarlayan gastrointestinal şikayetler,
- Gastrointestinal ülser, gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsü,
- Diğer NSAİİ'ler /antiromatiklere veya diğer alerjenik maddelere karşı aşırı duyarlılık ,
- Hepatik disfonksiyon (örn: kronik alkol bağımlığına, hepatite bağlı) (Child-Pugh A/B),
- Renal fonksiyon bozukluğu,
- Gilbert sendromu,
- Antikoagülanlar, trombosit agregasyon inhibitörleri, sistemik etkili heparin, trombolitikler veSSRI'lar ile eş zamanlı tedavi (Bkz. Bölüm 4.5 ve Bölüm 4.8),
- Hipertiroidizm,
- Cerrahi prosedürlerden önce
Eğer önerilen doz aşılırsa karaciğer harabiyeti oluşabilir. Doz aşımı riskini azaltmak için, eş zamanlı kullanılacak ilaçların parasetamol içermediğinden emin olmak üzere bu ilaçların formülükontrol edilmelidir.
Daha önceden böbrek hasarı olan hastalarda analjezikler, yüksek dozda uzun süreyle kullanılmamalıdır. Aksi halde hastalığın ilerleme riski artabilir.
Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonuoluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması vealternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi birdaha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümlesonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akutgeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.
Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.
Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
3
Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
Analjeziklerin uzun süreler boyunca yüksek dozlarda kullanıldıktan sonra aniden bırakılması, baş ağrısı, yorgunluk, kas ağrıları, sinirlilik ve vejetatif semptomlara neden olabilir. Bu ilacın kesilmesemptomları, birkaç gün içerisinde ortadan kalkar. Hastalar, bu semptomlar iyileşinceye kadaranaljezik kullanmamalı ve doktor tavsiyesi olmadan analjezik almaya yeniden başlamamalıdır.
Seyrek olarak, şiddetli akut aşırı duyarlılık reaksiyonları (örn. anafilaktik şok) gözlenmiştir. PARAPLUS uygulamasını izleyen bir aşırı duyarlılık reaksiyonunun ilk bulguları ortaya çıktığındatedavi kesilmelidir.
Asetilsalisilik asit, ürik asidin atılımını azaltır. Belli koşullar altında, önceden mevcut gut hastalığı olan hastalarda bir gut atağını tetikleyebilir.
PARAPLUS, enfeksiyon bulgularını maskeleyebilir.
Ateş düşürücü etkisi, hastalık iyileşmesini taklit edebilir.
Gastrointestinal etkiler
Asetilsalisilik asit ve selektif COX-2 inhibitörleri dahil diğer NSAİİ'ların eş zamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır.
Tüm NSAİİ'lar için geçerli olmak üzere, bu ilaçlarla tedavi sırasında, tedavinin herhangi bir zamanında, uyarıcı belirtiler veya şiddetli gastrointestinal istenmeyen etki öyküsü olsun olmasın,şiddetli gastrointestinal kanama, ülser veya perforasyon bildirimleri (bazı fatal sonlanımlar dahil)bulunmaktadır.
Yaşlı hastalarda NSAİİ'larla tedavi, sıklıkla, istenmeyen etkilerle özellikle de, gastrointestinal kanama ve perforasyonlarla sonuçlanır. Bu istenmeyen etkiler hayati tehlike yaratabilir.Gastrointestinal toksisite öyküsü olan, özellikle yaşlı hastalar, özellikle tedavilerinin başlangıçdöneminde, gastrointestinal bölgede olağan dışı bulgular hissettiğinde (başlıca, gastrointestinalkanama) durumu doktorlarına bildirmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Eş zamanlıolarak, oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, selektif seretonin gerialım inhibitörleriveya kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde kullanılan düşük doz asetilsalisilik asit gibitrombosit agregasyon inhibitörleri gibi ülser veya kanama riskini arttırabilecek ilaçları kullananhastalarda dikkatli olunmalıdır.
4
Eğer, gastrointestinal kanama veya ülserler ortaya çıkarsa, asetilsalisilik asit tedavisi kesilmelidir. Özellikle kanama ve perforasyon komplikasyonları (Bkz. Bölüm 4.3) ile ilişkili ülser hikayesi olanve yaşlı hastalar için, NSAİİ dozu arttıkça, gastrointestinal kanama, ülserasyon ve perforasyon riskiartar. Bu hasta gruplarında mümkün olan en düşük dozla tedaviye başlanmalıdır. Bu vakalarda,NSAİ ilaçlarla birlikte koruyucu bir ilaçla (örneğin, misoprostol veya proton pompası inhibitörleri)kombine tedavi düşünülmelidir. Bu, istenmeyen gastrointestinal etki riskini arttıran ilaçları eşzamanlı olarak kullanan hastalar için de geçerlidir (Bkz. Bölüm 4.5).
PARAPLUS kullanırken aşırı kafein (örneğin, kahve, çay, yiyecek, diğer ilaçlar ve içecekler) tüketiminden kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.9).
PARAPLUS 16,01 mmol (368,23 mg) sodyum ihtiva eder. Bu durum kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
PARAPLUS 50 mg sorbitol içermektedir. Hafif derecede laksatif etkisi olabilir. Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
PARAPLUS bir fenilalanin kaynağı olan aspartam içermektedir. Fenilketonürisi olan insanlar için zararlı olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Asetilsalisilik asit
Asetilsalisilik asit içeriği, aşağıdaki etkin maddelerin etkilerini ve istenmeyen etkilerini arttırabilir:
- NSAİİ'ler, kortikosteroidler ya da eş zamanlı alkol tüketimi: Gastrointestinal şikayet riskindeartış (örneğin, gastrointestinal kanama)
- Digoksin, lityum
- Antikoagülanlar, trombosit agregasyon inhibitörleri, trombolitikler, SSRI'lar: Kanama riskindeartış (Bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 4.8)
- Hipoglisemik etkin maddeler, valproik asit, metotreksat (Bkz. Bölüm 4.3).
Asetilsalisilik asit, aşağıdaki etkin maddelerin etkilerini azaltabilir:
• Diüretikler (örneğin, aldosteron antagonistleri)
• Ürikozürik ajanlar (örneğin, probenesid, sülfinpirazon, benzbromaron)
• Antihipertansifler
Parasetamol
- Probenesid: Parasetamol eliminasyonunda gecikme, toksisite artışı,
- Kolestiramin parasetamol emilimini azaltır.
5
Parasetamol ile varfarin ve kumarin türevleri arasındaki etkileşimlerin klinik önemi değerlendirilmemektedir. Bu nedenle parasetamol ve antikoagülanlarla uzun süreli tedavi alanhastalarda tıbbi izlem önerilir.
Diğer türlü zararsız olan parasetamol dozları, karaciğer enzim indüksiyonu yapan bazı ilaçlarla (barbitüratlar, anti epileptikler ve rifampisin gibi) birlikte alındığı takdirde, karaciğer harabiyetineyol açabilir. Aynı durum hepatoksik potansiyel taşıyan maddeler ve alkol kötüye kullanımı için degeçerlidir.
Mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlarla birlikte uygulandığında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir ve sonuç olarak etkisinin başlaması gecikebilir.
Mide boşalmasının hızlandırılması (örn. metoklopramid uygulamasından sonra) parasetamolün absorpsiyon hızının artmasına ve etki başlangıcının hızlanmasına yol açar.
Parasetamol ve AZT'nin (zidovudin) eşzamanlı olarak kullanılması nötropeni riskini artırır. Bu nedenle, PARAPLUS ile AZT sadece doktor önerisiyle birlikte alınmalıdır.
Laboratuvar değerleri üzerindeki etkiler:
Parasetamol alınması, laboratuvarda fosfotungstik asit yöntemiyle ürik asit tayinini ve glukoz oksidaz/peroksidaz yöntemiyle kan glukozu tayinini etkileyebilir.
Alkol kullananlarda günlük parasetamol dozu toplam 2 g/günü aşmamalıdır.
Kafein
Kafeinin, barbitüratlar, antihistaminikler vb. gibi çeşitli ilaçların sedatif etkisi üzerinde antagonistik etkisi vardır. Kafein, sempatomimetikler, tiroksin gibi maddelerin taşikardik etkileriüzerinde sinerjik bir etkiye sahiptir. Oral kontraseptifler, simetidin, fluvoksamin ve disülfiram,karaciğerde kafein klirensini azaltırken, barbitüratlar ve sigara içilmesi artırır. Kafein, teofilininatılımını azaltır. Kafein, efedrin tipi maddelerin bağımlılık potansiyelini arttırır.
Kinolon karboksilik asit tipi giraz inhibitörlerinin eş zamanlı uygulanması, kafeinin ve metaboliti paraksantinin eliminasyonunu geciktirebilir.
Kafeinin, asetilsalisilik asit veya parasetamol gibi analjeziklerin bağımlılık potansiyelini arttırdığını gösteren bir kanıt yoktur.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin özel bir veri bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik popülasyona ilişkin özel bir veri bulunmamaktadır.
6
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi D'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların tedavi süresince tıbben etkili olduğu kabul edilen doğum kontrolü uygulamaları önerilmektedir.
Gebelik dönemi
PARAPLUS'ın gebelikte kullanımı ile ilgili veriler ya çok sınırlıdır veya hiç yoktur. Mevcut veriler, her bir etkin maddenin (aşağıya bakınız) kullanımı ile ilgilidir. PARAPLUS, sadecemutlaka gerekli ise, gebeliğin birinci ve ikinci üç aylık döneminde uygulanabilir. Gebeliğin üçüncüüç aylık döneminde PARAPLUS kullanımı kontrendikedir.
Asetilsalisilik asit
Prostaglandin sentezinin inhibisyonu gebeliği ve/veya embriyo-fetal gelişimi olumsuz yönde etkileyebilir.
Epidemiyolojik çalışmalardan edinilen veriler gebeliğin erken dönemlerinde bir prostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra düşük ve deformite riskinin arttığını düşündürmektedir .Riskin, artan doz ve tedavi süresi ile arttığı varsayılmaktadır. Asetilsalisilik asit için mevcutepidemiyolojik veriler, artmış bir gastroşizi riskini gösterir. Hayvanlarda yapılan çalışmalardatoksik üreme etkileri gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3).
Asetilsalisilik asit içeriği nedeniyle gebeliğin birinci ve ikinci üç aylık dönemlerinde, kesinlikle gerekli olmadığı sürece PARAPLUS verilmemelidir. Gebe kalmaya çalışan bir kadında ya dagebeliğin birinci ve ikinci üç aylık dönemlerinde asetilsalisilik asit kullanılıyorsa, doz olabildiğincedüşük tutulmalı ve tedavi süresi mümkün olduğu kadar kısa olmalıdır.
Bütün prostaglandin sentez inhibitörleri, gebeliğin üçüncü üç aylık döneminde, fetüsü aşağıda belirtilen risklere maruz bırakabilir:
• Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun zamanından önce kapanması ve pulmonerhipertansiyon)
• Oligo-hidramniyoz ile böbrek yetmezliğine gidebilen böbrek fonksiyon bozukluğu
Bu maddeler, gebeliğin sonunda anne ve çocuğu aşağıda belirtilen risklere maruz bırakabilir:
• Kanama zamanında muhtemel bir uzama, çok düşük dozlarda bile ortaya çıkabilen birtrombosit agregasyonunu inhibe edici etki
• Uterus kontraksiyonlarında, doğum eyleminde gecikme ya da uzamayla sonuçlananinhibisyon
Sonuç olarak asetilsalisilik asit gebeliğin üçüncü üç aylık döneminde kontrendikedir.
7
Parasetamol
Parasetamolün terapötik dozlarının oral kullanımı ile ilgili epidemiyolojik veriler, gebelik veya fetüs/yenidoğan infant sağlığı üzerinde olası istenmeyen etkilerle ilgili herhangi bir kanıtgöstermemiştir. Gebelik sırasında doz aşımı ile ilgili prospektif veriler, deformite riskinde bir artışgöstermemiştir.
Oral kullanım ile ilgili üreme çalışmaları, deformite veya fötal toksisite görülmesine ait bir kanıt göstermemiştir. Parasetamol, normal kullanım koşullarında, risk yarar dengesinindeğerlendirilmesinden sonra, tüm gebelik boyunca alınabilir.
Parasetamol, gebelik sırasında uzun süreyle, yüksek dozlarda veya diğer ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Çünkü bu vakalarda güvenli kullanımı kanıtlanmamıştır.
Kafein
Terapötik dozlarda veya kahve içilerek alınan kafein ile gebelik ve fötal gelişme üzerinde hiçbir risk artışı gözlenmemiştir.
Hayvan çalışmaları, kafeinin çok yüksek dozları ile üreme toksisitesi göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3).
Laktasyon dönemi
Asetilsalisilik asit, parasetamol ve kafein anne sütüne geçer. Emzirme sırasında anne sütüyle geçen kafein tüketimi, infantların durumunu ve davranışlarını bozabilir. Bugüne kadar, infantlardaparasetamol ve asetilsalisilik asite bağlı advers etkiler bildirilmemiştir. Önerilen dozun kısa sürelikullanımında, genellikle, emzirmenin kesilmesi gerekmez. Uzun süreli kullanılması ve/veya dahayüksek dozlarda alınması durumunda emzirmeye son verilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların, ovülasyonu etkileyerek, dişi fertilitesini bozabileceğine dair bazı kanıtlar bulunmaktadır. Tedavinin sonlandırılmasından sonrabu durum geriye döner.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma becerileri üzerindeki etkilerine yönelik çalışma yürütülmemiştir.
Ancak hastalar, PARAPLUS alırken, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkilerin ortaya çıkabileceği ve klinik araştırmalar sırasında baş dönmesi ve vestibüler bozukluklar gibisemptomların bildirildiği konusunda uyarılmalıdır. Bu nedenle, araç kullanırken ya da makineişletirken dikkatli olunması önerilmelidir. Eğer hastalarda bu gibi semptomlar ortaya çıkarsa, araçkullanma ya da makine işletme gibi tehlike potansiyeli taşıyan işlerden uzak durmalıdırlar.
8
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkilerin sıklığının bildirilmesinde normalde aşağıdaki kategoriler kullanılır:
Çok yaygın: >1/10 Yaygın: >1/100 ilâ < 1/10Yaygın olmayan: >1/1.000 ilâ < 1/100Seyrek: >1/10.000 ilâ < 1/1.000Çok seyrek: <1/10.000
Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Sabit dozlarda parasetamol, asetilsalisilik asit ve kafein kombinasyonuyla yürütülen plasebo kontrollü klinik çalışmalarda tedavi edilen 1143 hastada aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Sinirlilik Seyrek: Ajitasyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş dönmesi Seyrek: Tremor
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Seyrek: Vertigo
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Palpitasyonlar Seyrek: Taşikardi
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Midede ağrı, dispepsi, bulantı Yaygın olmayan: KusmaSeyrek: Diyare, özofajit
Deri ve derialtı dokusu hastalıkları
Seyrek: Hiperhidroz
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Seyrek: Bitkinlik
PARAPLUS'ın içinde bulunan her bir etkin madde için, diğer istenmeyen etkiler aşağıda listelenmiştir.
9
Asetilsalisilik asit
Asetilsalisilik asit için verilen yan etki listesi, romatizmal tablolar nedeniyle uzun dönemli ve yüksek doz ile tedavi edilen hastalardaki gözlemleri de kapsamaktadır.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek-çok seyrek: Özellikle hipertansiyonu kontrol altında olmayan hastalarda ve/veya eşzamanlı antikoagülan tedavi görmekte olan hastalarda olmak üzere, bireysel olgularda yaşamı tehdit ediciolabilen intraserebral kanama dahil ağır kanama,
Bilinmiyor: Potansiyel olarak kanama zamanında uzamayla birlikte, burun kanaması, diş eti kanaması veya cilt kanaması gibi kanamalar. Bu etki, ilacı aldıktan sonra, 4-8 gün için kalıcıolabilir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Hipersensitivite reaksiyonları (cilt reaksiyonları)
Seyrek: Dispne, hipotansiyon, anaflaktik şok, anjiyonörotik ödem gibi hipersensitivite reaksiyonları
Endokrin hastalıklar
Çok seyrek: Hipoglisemi
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Baş ağrısı, baş dönmesi, işitme bozukluğu, tinnitus ve mental konfüzyon aşırı doz bulguları olabilir.
Göz hastalıkları
Bilinmiyor: Görme bozukluğu
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Pirozis, bulantı, kusma, mide ağrısı gibi gastrointestinal şikayetler Seyrek: Çok seyrek vakalarda, gastrointestinal kanama demir eksikliği anemisiyle sonuçlanabilir.Özellikle yaşlı hastalarda, kanama ve perforasyonlu bazı vakalarda gastrointestinal ülserler.Hastalara, eğer abdominal ağrı, dışkıda kan veya hematemez olursa tedaviyi kesmeleri ve derhaldoktorlarını bilgilendirmeleri söylenmelidir.
Bilinmiyor: Erozif gastrit, üst abdominal şikayetler
Hepatobiliyer hastalıklar
Çok seyrek: Karaciğer fonksiyonlarında bozulma, transaminazlarda artış
Deri ve derialtı dokusu hastalıkları
Seyrek: Şiddetli deri reaksiyonları (eritema mültiforme dahil)
10
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Böbrek fonksiyonlarında bozukluk
Parasetamol
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Agranülositoz, pansitopeni, lökopeni ve trombositopeni dahil, kan tablosu değişiklikleri
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Basit cilt kızarıklığından ürtikere ve anafilaktik şoka kadar yayılabilen hipersensitivite reaksiyonları
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediyastinal hastalıklar
Çok seyrek: NSAİİ'lere alerjik olan kişilerde bronkospazm
Hepatobiliyer hastalıklar
Seyrek: Transaminazlarda artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Seyrek: Deri döküntüsü, kaşıntı, ürtiker, alerjik ödem ve anjiyoödem, akut generalize eksantematiz püstülozis, eritema multiform, Steven-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz (fatalsonuçlar dahil).
Kafein
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Uykusuzluk, anksiyete
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanaksağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr;e-posta:[email protected]; Tel 0 800 314 00 08; Faks:0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Yaşlı hastalar, çocuklar, karaciğer bozuklukları olan, kronik olarak alkol tüketen ya da kronik malnutrisyonu olan hastalarda, ayrıca eş zamanlı olarak enzim indükleyici ilaçları kullananhastalarda, fatal sonuçlanabilen, intoksikasyon riski artmaktadır.
Asetilsalisilik asit ve parasetamol doz aşımının semptomları ve tedavisi, her bir maddenin intoksikasyonuna ait bireysel semptomlar ve olası tedavilerden oluşur.
11
Semptomlar
Parasetamol:
Aşağıdaki semptomlar genellikle ilk 24 saat içinde ortaya çıkar, bulantı, kusma, anoreksi, solukluk ve alt abdominal bölgede ağrı. Bundan sonra hastanın subjektif durumu iyileşebilir. Bununlabirlikte, devam eden hafif abdominal ağrı karaciğer hasarını işaret edebilir.
Erişkinlerde yaklaşık 6 g ya da daha fazla, çocuklarda 140 mg/kg vücut ağırlığı miktarlarındaki tek doz uygulanan parasetamol doz aşımı, hepatoselüler nekroza neden olur. Bu durum geridönüşümsüz tam bir nekroza ilerleyebilir, daha sonrasında hepatoselüler yetmezlik, metabolikasidoz ve ensefalopati gelişebilir ve nihayetinde komaya yol açabilir ve ölümle sonuçlanabilir.Aynı zamanda, karaciğer transaminazları (AST, ALT), laktat dehidrogenaz ve bilirubinkonsantrasyonlarında yükselme ile birlikte ilacın alımından 12-48 saat sonra, protrombinzamanında artışlar gözlenmiştir. Karaciğer harabiyetinin klinik semptomları genellikle 2 gün sonrabelirginleşir ve 4-6 gün sonra maksimum düzeye ulaşır.
Şiddetli karaciğer harabiyetinin bulunmadığı durumlarda bile, akut tübüler nekrozla birlikte akut böbrek yetmezliği gelişebilir. Parasetamol doz aşımından sonra, myokardiyal anormallikler vepankreatit dahil karaciğer ile ilişkili olmayan başka semptomlar da gözlenmiştir.
Asetilsalisilik asit:
Orta dereceli toksisite: Hiperventilasyon, tinnitus, bulantı, kusma, görme ve işitme bozuklukları, baş dönmesi, konfüzyon, baş ağrısı.
Ağır zehirlenme: Deliryum, tremor, konvülziyonlar, solunum güçlüğü, terleme atakları, kanama, eksikoz, asit-baz dengesinde ve elektrolit metabolizmasında bozukluklar, hipoglisemi, hipertermive koma.
Kafein:
Toksisite semptomları, eğer doz kısa bir süre içerisinde alınırsa, 1 g (15 mg/kg) kafein dozlarında ortaya çıkabilir.
Kafein zehirlenmesinin erken semptomları, genellikle tremor ve huzursuzluktur. Bunları bulantı, kusma, taşikardi ve konfüzyon izler. Ağır intoksikasyonda, deliryum, nöbetler, kardiyovaskülerreaksiyonlar (supraventriküler ve ventriküler aritmiler), miyokardiyal hasar ve aynı zamandahipokalemi ve hiperglisemi de ortaya çıkabilir .
Tedavi
Parasetamol
:
Parasetamol intoksikasyonundan kuşkulanıldığında, ilaç alımından sonraki ilk 10 saat içinde, N-asetilsistein gibi SH grubu verici ajanların intravenöz yoldan uygulanması önerilir. N-asetilsistein, ayrıca, 10 saatten sonra bile ve 48 saate kadar uygulandığında da bir dereceye kadar koruma
12
sağlayabilir. Bu durumda daha uzun süreyle uygulanması gerekir. Plazmadaki parasetamol konsantrasyonu diyaliz ile azaltılabilir. Plazma parasetamol konsantrasyonlarının ölçülmesiönerilir.
Parasetamol intoksikasyonunun tedavisi için daha sonraki tedavi seçenekleri, intoksikasyonun miktarına, evresine ve yoğun bakım için standart önlemlere göre klinik semptomlara bağlıdır.
Asetilsalisilik asit
:
Tedaviye genel önlemlerle başlanmalıdır (aktif tıbbi kömür, gastrik lavaj uygulaması). Zorlu diürezden kaçınılmalıdır, çünkü bu, salisilat atılımını hızlandırmaz ve pulmoner ödeme nedenolabilir. Sodyum bikarbonat ve potasyum bikarbonat verilebilir .
Asetilsalisilik asidin plazma konsantrasyonları diyalizle azaltılabilir.
Kafein:
Santral sinir sistemi semptomları ve nöbetler benzodiazepinler ile tedavi edilebilir; supraventriküler taşikardi intravenöz yoldan uygulanan propranolol gibi beta-blokerlerkullanılarak kontrol altına alınabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Analjezik kombinasyon preparatı ATC kodu: N02 BA51
Parasetamol, çok zayıf antiinflamatuvar etkiye sahip bir analjezik ve antipiretik maddedir. Etki mekanizması tam olarak anlaşılmamıştır. Bununla birlikte, parasetamolün serebral prostaglandinsentezini, periferik prostaglandin sentezine göre, anlamlı olarak daha fazla inhibe ettiğikanıtlanmıştır. Ayrıca, pirojenlerin hipotalamik sıcaklık düzenleyici merkezin üzerindeki etkisiniinhibe eder ve bu etkisi muhtemelen antipiretik etki ile ilişkilidir.
Asetilsalisilik asit, salisilat grubunun bir üyesi olarak, asidik nonsteroidal analjezikler/antiinflamatuvarlar ailesine aittir. Bir salisilik asit esteri olarak asetilsalisilik asit,analjezik, antipiretik ve antiinflamatuvar özelliklere sahiptir. Etki mekanizması, sikooksijenazın vedolayısıyla, prostanoidlerin (prostaglandin E2, prostaglandin I2 ve tromboksan A2) oluşumununinhibisyonu şeklinde tanımlanmıştır. Asetilsalisilik asit, belirgin, geri dönüşümsüz bir trombositagregasyon inhibe edici etkiye sahiptir.
Kafein, terapötik dozlarda, primer olarak adenozin reseptör antagonisti olarak davranan bir ksantin türevidir. Bu, adenozinin santral sinir sitemi üzerindeki etkisini inhibe eder. Kısa dönemdeinsanlarda bitkinlik semptomlarını baskılar ve fizyolojik performansı ve kapasiteyi destekler.
13
Asetilsalisilik asit ve parasetamol farklı tamamlayıcı etki mekanizmalarına sahiptir ve etki süreleri benzerdir. Çeşitli hayvan çalışmaları, analjezik ve hipertermi için additif etkiyi kanıtlamıştır.Deneysel bir insan farmakoloji çalışmasında, additif bir analjezik etki bulunmuştur. Asetilsalisilikasit, parasetamol ve kafein kombinasyonunun analjezik etkisinin rölatif yitiliği, çeşitliçalışmalarda, aynı miktardaki asetilsalisilik asit/parasetamol (herbirinden 1) ile karşılaştırıldığında,
1,3 ile 1,7 arasında yer alır ve kullanılan analjezik maddede karşılık gelen bir azalmayı sağlar.Kafein, çeşitli çalışmalarda, parasetamolün analjezik etkisinin başlamasına kadar geçen zamanı%19-%45 oranında (çalışmaların ortalama değerleri) kısaltmıştır.
Bir çift kör, randomize, plasebo kontrollü tek doz çalışmasında, akut gerilim baş ağrısı ve migren tedavisinde, asetil salisilik asit, parasetamol, kafein kombinasyonunun etkililiği, asetilsalisilik asit(500 mg), parasetamol (500 mg), asetilsalisilik asit + parasetamol (500 mg+400 mg), kafein (50mg) ve plasebo ile karşılaştırılarak araştırılmıştır. Doz, her birinden 2 tablettir. Üçlü ilaçkombinasyonu, “ağrıda %50 azalma sağlanıncaya kadar geçen zaman” primer objektif kriterineulaşmada, karşılaştırılan maddeler ve plaseboya göre daha üstündür. Ağrıda %50 azalmaya, üçlüilaç kombinasyonunun yutulmasından sonra 1 sa 05 dakikada ulaşılmıştır. Buna karşılık bu süre,asetilsalisilik asit (p<0,0398) ve/veya parasetamolün (p<0,0016) her birinin alınmasından sonra,yaklaşık 15 dakika daha uzundur. Diş çekimi sonrasında ortaya çıkan ağrıyı konu alan diğer birçalışmada, katılımcılar, plasebo ile karşılaştırıldığında, üçlü ilaç kombinasyonunu aldıklarındaağrıda 15 dakika-3 saat sonra, anlamlı derecede daha kuvvetli bir azalma bildirmiştir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Asetilsalisilik asit
Emilim:
Oral uygulamadan sonra, asetilsalisilik asidin emilimi midede ve bağırsakta gerçekleşir. Asetilsalisilik asidin küçük bir kısmı bağırsak duvarında salisilata hidrolize olur. Absorpsiyondansonra, asetilsalisilik asit hızla salisilik asite çevrilir. Bununla birlikte, oral uygulamadan sonraki ilk20 dakika sırasında etkin madde başlıca plazmada bu formdadır.
Dağılım:
Asetilsalisilik asit ve salisilik asit plazma proteinlerine fazla miktarda bağlanır ve hızla vücudun tüm bölgelerine dağılır. Plazma asetilsalisilik asit konsantrasyonları hızla azalırken,salisilik asit konsantrasyonları artar. Asetilsalisilik asidin plazma yarı ömrü yaklaşık 15 dakikadır;salisilik asitin plazma yarı ömrü ise, düşük dozlarda 2-3 saattir.
Salisilik asit anne sütüne atılır ve plasentaya geçer.
Biyotransformasyon:
Asetilsalisilik asitin hızlı hidrolizi ile oluşan salisilatlar, esas olarak karaciğer metabolizmasıyla elimine edilir. Metabolitler arasında salisilürik asit, salisil fenolik glukuronid,salisil açil glukuronid, gentistik asit ve gentizürik asit yer alır. Başlıca metabolitler olan salisilürik
14
asit ile salisilik fenolik glukuronidin oluşumu hızla satüre olur ve Michaelis-Menten kinetiğini izler. Diğer metabolik yolaklar birinci-derece proseslerdir. Sonuç olarak, kararlı durumda plazmasalisilik asit konsantrasyonları doz ile orantısız bir şekilde artar.
Eliminasyon:
Asetilsalisilik asitin 325 mg dozundan sonra, birinci-derece eliminasyon prosesine işler ve plazma salisilik asit yarı ömrü yaklaşık 2 ile 3 saattir. Asetilsalisilik asitin yüksekdozlarında yarı ömür 15 ile 30 saate çıkar. Asetilsalisilik asitin 250 mg dozundan sonra, plazmayarı ömrü 2,8 saattir. 1 g'lık bir dozdan sonra, yarı ömür 5 saate, 2 g'lık bir dozdan sonra ise 9 saateçıkar.
Salisilik asit, idrarla değişmeden de atılır; bu yolla atılan miktar doz artışıyla birlikte artar ve aynı zamanda idrar pH'sına da bağımlıdır. Eğer idrar alkali ise, dozun %30'u atılırken, buna karşılıkasidik idrarla %2'si atılır.
Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:
Asetilsalisilik asit doğrusal olmayan bir farmakokinetik profil gösterir.
Parasetamol
Emilim:
Oral uygulamadan sonra parasetamol ince bağırsakta hızla ve hemen hemen tamamen emilir ve doruk plazma konsantrasyonları, ilaç alındıktan yaklaşık 0,5-2 saat sonra ortaya çıkar.
Dağılım:
Parasetamol tüm dokulara hızla ve eşit bir şekilde dağılır ve kan beyin bariyerini geçer. Mutlak biyoyararlanım %65 ile %89 arasında değişir ve bu da yaklaşık %20-40'lık bir ilk geçişetkisine işaret eder. Açlık emilimi hızlandırır, ama biyoyararlanım sadece küçük miktarda etkilenir.
Biyotransformasyon:
Parasetamol, primer olarak karaciğerde glukuronik asit (%60 civarında) ve sülfirik asitin (%35 civarında) inaktif konjugatlarına metabolize olur. Bu konjugatlar 24 saat içindetamamen idrara atılır.
Eliminasyon:
Dozun %5'ten daha azı değişmeden atılır. Total klirens yaklaşık 350 ml/dakikadır. Toksik metabolitler olan p-aminofenol ve (N-hidroksilasyon aracılığı ile) N-asetil-p-benzokinonimin, glutathion ve sistein tarafından bağlanmıştır ve küçük miktarlarda oluşur.
Terapötik dozlarda plazma yarı ömrü 1,5-3 saattir. Küçük çocuklarda yarı ömür daha uzundur ve en yaygın metabolik yolak, sülfat konjügasyonudur . Kronik karaciğer hastalığı ve plazma albuminve/veya tromboplastin zamanı oranı anormal olan hastalarda plazma parasetamol yarı ömrü dahauzundur. Terapötik dozlarda plazma proteinlerine bağlanma düşüktür (yaklaşık %5 ile %20).
Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:
Özel veri bulunmamaktadır.
Kafein
Emilim:
Kafein, hızla ve tamamen absorbe olur. Absorbsiyon yarılanma ömrü yaklaşık 10 dakikadır ve pik plazma konsantrasyonlarına 30-40 dakika sonra ulaşılır.
15
Dağılım:
Kafeinin vücut dokularında yayılımı geniştir, kan-beyin bariyerini, plasentayı geçer ve anne sütüne atılır. Protein bağlanması göreceli olarak düşüktür (%30-40).
Biyotransformasyon:
Ksantin ve ürik asit türevlerine metabolize olur.
Eliminasvon:
Eliminasyon yarılanma ömrü, 3-11 saat arasında değişir fakat kişiler arasında ve aynı kişide geniş oranda değişkenlik gösterir. Kafein ve metabolitleri (ksantin ve ürik asit türevleri)primer olarak böbrekler aracılığı ile atılır (48 saat içinde dozun %86'sı).
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Özel veri bulunmamaktadır.
Kombinasyon
Üç etkin maddenin kombine edilmesinden dolayı, her bir bileşiğin miktarı düşüktür. Bu nedenle, eliminasyon süreçlerinde, uzamış yarılanma ömrü ya da toksisite riskleriyle birlikte olabilecek birsatürasyon gözlenmemiştir. Tüm etkin maddelerin absorbsiyonu hızla ortaya çıkar vefarmakokinetik özellikleri yönüyle tutarlıdır. İlişkili hiçbir farmakokinetik etkileşmegözlenmemiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Kronik toksisite/subkronik toksisite
Uzun süreyle yüksek dozda asetilsalisilik asit ve/veya parasetamol verilen laboratuvar hayvanlarında, papiller veya tübüler epiteliyal hücre nekrozu gibi böbrek hasarı, gastrointestinalülserler ve kanama (asetilsalisilik asit) ile birlikte interstisyel nefrit ve hepatotoksik bir etki(parasetamol) bildirilmiştir. Deneysel hayvan çalışmalarında, kafeinin uzun süreyle, terapötikdozlarla ilişkili olmayan yüksek dozlarda uygulanması, gastrointestinal kanalda ülserlere, böbrekve karaciğer hasarına neden olmuştur.
Sıçanlarda asetilsalisilik asit, parasetamol ve kafein (oran: 5/4/1) ile yapılan 26 haftalık bir toksisite çalışmasında, asetilsalisilik asit ile ilişkili gastrointestinal toksisitenin kesin belirtileri (erozyonlar),fatalite dahil, tespit edilmiştir. Bununla birlikte, nefrotoksisite artışına ait kanıt bulunmamıştır.Aksine, üçlü kombinasyona maruziyet, her bir bileşene kıyasla daha yüksek bir organ toksisitesiylesonuçlanmamıştır. Asetilsalisilik asit ve parasetamolün kinetiği, iki etkin maddenin kombineedilmesinden ya da kafeinin eklenmesinden etkilenmemiştir.
Mutajenik ve tümör destekleyici potansiyel
Asetilsalisilik asit bazı genotoksisite kanıtları göstermiştir, ancak uzun dönemli karsinojenisite değerlendirmelerinde doğrulanmamıştır. Kapsamlı çalışmalar, parasetamolün terapötik (yani,toksik olmayan doz aralığında), genotoksik risk ile ilişkili hiçbir kanıt ortaya koymamıştır. Sıçanlarve farelerdeki uzun dönem çalışmalar, parasetamolün hepatotoksik olmayan dozlarındatümörijenik etki ile ilişkili hiçbir kanıt üretmemiştir. Parasetamol, IARC uyarınca, non-genotoksikve non-karsinojenik olarak sınıflandırılmıştır.
16
Diğer metilksantinler gibi, kafeinin de
in vitroin vivo
mutajenik etkinin beklenmediğini göstermiştir. Farelerde ve sıçanlardayapılan uzun dönem çalışmalar, kafeinin karsinojenik etkisi ile ilgili bir kanıt ortaya koymamıştır.
Üreme toksisitesi
Parasetamol, asetilsalisilik asit ve kafein plasentayı geçer.
Hayvan çalışmaları, parasetamol nedeniyle bir teratojenik etki kanıtı göstermemiştir. Çeşitli türler üzerinde yapılan hayvan testlerinde salisilatlar, teratojenik etki göstermiştir. Prenatal maruziyettensonra, bozulmuş implantasyon, embriyotoksik ve fetotoksik etkiler ve aynı zamanda yavrularınöğrenme yeteneğinde bozulma tanımlanmıştır.
Çok yüksek dozda kafein (100 mg/kg vücut ağırlığından daha yüksek dozda) verilen sıçanlarda embriyotoksik ve fetotoksik etkiler gözlenmiş ancak teratojenik etki gözlenmemiştir.
Çok yüksek oral asetilsalisilik asit ve parasetamol dozları alan sıçanlarda, testisler, epididimis ve spermatogenez üzerinde etkilerle, implantasyon sonrasında mortalite gözlenmiştir. Sıçanlarda vefarelerde, çok yüksek kafein dozları implantasyon sonrasında mortalite ve fertilite indeksinde etkigöstermiştir. Bu etkilerin klinik anlamı bilinmemektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sitrik asit anhidrus Sodyum hidrojen karbonatPolivinilpirolidonPortakal aromasıAsesülfam potasyumMaltodekstrinSorbitol (E 420)
Aspartam (E 951)
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf Ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında ve kuru yerde saklayınız.
17
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
20 (2x10) ve 30 (3x10) efervesan tablet Silikajelli plastik kapak / Plastik tüp ve karton kutu ambalaj içerisinde sunulmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Celtis İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Esenler/İSTANBUL Tel: 0 850 201 23 23Faks: 0 212 481 61 11E-mail: [email protected]
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2019/664
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 05.12.2019 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
18