KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ARTENAK 75 mg/3 ml IM Enjeksiyonluk Çözelti Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Diklofenak sodyum 75 mg (her bir ampul: 3 ml)
Yardımcı maddeler:
Mannitol 15 mg
Sodyum metabisülfit (E223) 9 mg
Benzil alkol 120 mg
Propilen glikol 600 mg
Sodyum hidroksit
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti içeren ampul
Enjeksiyon için berrak, renksiz ve yabancı madde içermeyen partikülsüz çözelti.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
• Romatizmanın enflamatuvar ve dejeneratif şekillerinin alevlenmesi: romatoid artrit,ankilozan spondilit, osteoartrit, spondilartrit, vertebral kolonun ağrılı sendromları, eklemdışı romatizma,
• Akut gut atakları,
• Renal kolik ve safra koliği,
• Travma sonrası ve postoperatif ağrılı enflamasyon ve şişlik.
1 / 21
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji:
Genel bir öneri olarak, doz kişiye göre ayarlanmalı ve olası en kısa süreyle en düşük etkin doz verilmelidir.
Doz, genellikle günde 75 mg'lık bir ampuldür, üst dış kadrana intragluteal enjeksiyon olarak derine uygulanır. Ciddi durumlarda (örneğin; kolik) günlük doz istisnai olarak birkaç saat ara ile75 mg'lık iki enjeksiyona (her bir kalçaya birer tane) çıkarılabilir. Alternatif olarak, günde en fazla150 mg vermek koşuluyla, günde 75 mg'lık 1 ampul, diklofenak sodyumun diğer formlarıyla(tablet, süpozituvar) kombine edilebilir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
ARTENAK ampul, 2 günden daha uzun süre uygulanmamalıdır. Gerekirse, tedaviye diklofenak sodyum tablet veya süpozituvar ile devam edilebilir.
Uygulama şekli:
İntramüsküler enjeksiyon, üst dış kadrana intragluteal enjeksiyon olarak derine uygulanır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Ciddi karaciğer ve böbrek yetmezliğinde (Bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar) kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Doz gücünden dolayı, ARTENAK ampul çocuklar için uygun değildir (bkz. bölüm 5.2).
ARTENAK prematüre bebeklere ve yeni doğanlara verilmemelidir. Benzil alkol bebekler ve 3 yaşa kadar olan çocuklarda toksik ve anafilaktoid reaksiyonlara neden olabilir.
Geriyatrik popülasyon:
İlacın emilimi, metabolizması veya atılmasında yaşa bağlı farklılık gözlenmemiştir. Bu nedenle yaşlı hastalarda doz ayarlanması gerekli değildir.
4.3. Kontrendikasyonlar
• Etkin maddeye, sodyum metabisülfit ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı bilinenaşırı duyarlılığı olan kişilerde,
• Aktif gastrit veya intestinal ülser, kanama ya da perforasyonda,
• Gebeliğin son trimesterinde (bkz. Bölüm 4.6. Gebelik ve laktasyon)
2 / 21
• Ciddi karaciğer, böbrek ve kalp yetmezliğinde (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları veönlemleri) kontrendikedir.
• ARTENAK, aspirin ve diğer NSAİİ kullanımı sonrası astım, ürtiker veya alerjik tip 3reaksiyon gelişim hikâyesi bulunan hastalarda kullanılmamalıdır. Bu hastalarda NSAİİ'lere karşışiddetli, nadiren ölümcül, anafilaksi benzeri reaksiyonlar gelişebildiği bildirilmiştir.
• Koroner arter bypass greft (CABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrı tedavisindekontrendikedir (UYARILAR bölümüne bakınız).
• İskemik kalp hastalığı, periferal arter hastalığı, serebrovasküler hastalık ve konjestif kalpyetmezliği (NYHA sınıflandırması II-IV) durumlarında kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kardiyovasküler (KV) risk:
NSAİİ'ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veyaKV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
ARTENAK koroner arter by-pass greft cerrahisi öncesi ağrı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (Gİ) Risk:
NSAİİ'ler ilaçlar kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda,önceden uyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler.
Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
Uyarılar
Kardiyovasküler trombotik olaylar:
Çok sayıda selektif ve non-selektif COX-2 inhibitörü ile yapılan, 3 yıla varan klinik çalışmalarda ölümcül olabilen, ciddi kardiyovasküler (CV) trombotik olay, miyokard infarktüsü ve inme riskindeartma gösterilmiştir. COX-2 selektif ve non-selektif tüm NSAİİ'ler benzer risk taşıyabilir.Kardiyovasküler hastalığı olduğu veya kardiyovasküler hastalık riski taşıdığı bilinen hastalar dahayüksek bir risk altında olabilir. NSAİİ tedavisi gören hastalarda advers kardiyovasküler olaygörülme riski olasılığını azaltmak için en düşük etkili doz mümkün olan en kısa süreylekullanılmalıdır. Önceden görülmüş bir kardiyovasküler semptom olmasa bile hekim ve hasta böyleolay gelişimlerine karşı tetikte olmalıdır. Hasta, ciddi kardiyovasküler olayların semptom ve/veyabelirtileri ile bunların görülmesi halinde yapması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir.
Eş zamanlı olarak aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımına bağlı artmış ciddi kardiyovasküler
3 / 21
trombotik olay riskini azalttığı yönünde tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. NSAİİ'nin aspirinle eş zamanlı olarak kullanımı ciddi Gİ olay görülme riskini artırmaktadır. (bkz. Bölüm 4.4 Özelkullanım uyarıları ve önlemleri).
CABG ameliyatını takip eden ilk 10-14 günlük dönemde ağrı tedavisi için verilen COX-2 selektif bir NSAİİ üzerinde gerçekleştirilen iki büyük, kontrollü klinik çalışmada miyokard infarktüsü veinme insidansında artış görülmüştür (bkz: Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Diklofenak tedavisine, kardiyovasküler olaylar için önemli risk faktörlerini (örneğin, hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabetes mellitus, sigara gibi) taşıyan hastalarda, ancak dikkatli birdeğerlendirme sonrasında başlanmalıdır. Özellikle yüksek dozda kullanımında (günlük 150 mg)ve uzun süreli tedavilerde bu riskin arttığı görülmüştür. Bu yüzden, diklofenak tedavisindemümkün olan en kısa tedavi süresi ve en düşük etkili doz tercih edilmelidir. Sağlık mesleğimensuplarının hastaların diklofenak tedavisine devam etme gerekliliğini düzenli olarak tekrardeğerlendirmelidir.
Hipertansiyon:
Diğer tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, diklofenak sodyum da hipertansiyon oluşumuna veya daha önce mevcut hipertansiyonun kötüleşmesine ve bu iki durum da kardiyovasküler olaylar riskininartmasına neden olabilir. Tiazid grubu diüretikler ya da loop diüretikler ile tedavi edilen hastalarınNSAİİ'leri kullanırlarken diüretik tedavi yanıtları bozulabilir. Diklofenak sodyum da dahilNSAİİ'ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Diklofenak sodyum tedavisibaşlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı yakından izlenmelidir.
Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:
Diklofenak sodyum dahil NSAİİ'ler ile tedavi edilen bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle, ARTENAK sıvı retansiyonu veya kalp yetmezliği olan hastalardadikkatle kullanılmalıdır.
Gastrointestinal etkiler-Gİ ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:
Diklofenak dahil NSAİİ'ler, mide, ince bağırsak veya kalın bağırsakta inflamasyon, kanama,
ülserasyon veya perforasyon gibi fatal olabilen ciddi Gİ advers etkilere neden olabilir. Bu ciddi
advers etkiler NSAİİ'ler ile tedavi edilen hastalarda uyarıcı bir belirti ile veya belirti olmadan,
tedavi sırasında herhangi bir zamanda oluşabilir. Bir NSAİİ ile tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers
olay geliştiren her beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'ler nedeniyle üst Gİ ülser,
büyük kanama veya perforasyonların, 3 ila 6 ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık %1'inde,
bir yıl tedavi gören hastaların ise yaklaşık %2 ila %4'ü arasında meydana geldiği görülmektedir.
Bu eğilimlerin zaman içinde sürmesi, hastanın tedavisinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİ
4 / 21
olay geliştirme olasılığını arttırmaktadır. Ne var ki, kısa süreli tedavi dahi risksiz değildir.
NSAİİ'ler, önceden ülser hastalığı veya Gİ kanama hikayesi olan hastalara reçetelenirken son derece dikkatli olunmalıdır. Yapılan çalışmalar, NSAİİ kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİkanama hikayesi olan hastaların, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanamageliştirme riskinin 10 kat fazla olduğunu göstermiştir. Ülser hikayesine ek olarak yapılançalışmalarda, Gİ kanama riskini arttırabilecek aşağıdakiler gibi birlikte uygulanan birçok tedavive komorbiditeye yol açabilecek bir çok durum tanımlanmıştır: oral kortikosteroidlerle tedavi,antikoagülanlarla tedavi, NSAİİ'ler ile tedavinin uzaması, sigara kullanımı, alkol bağımlılığı,ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması. Fatal Gİ olaylar hakkındaki spontanraporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalar tarafından bildirilmiştir; bu nedenle bupopülasyonda tedavi uygulanırken özellikle dikkatli olmak gerekmektedir.
Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, hastalar mümkün olan en kısa süreyle ve en düşük etkili NSAİİ dozu ile tedavi edilmelidir. Hastalar ve doktorlar NSAİİ tedavisisırasında Gİ ülserasyon ve kanama belirti ve semptomları açısından dikkatli olmalıdırlar ve eğerciddi Gİ olaylardan şüphelenilirse hemen ek bir değerlendirme yapılmalı ve ek bir tedaviyebaşlanmalıdır. Eğer ciddi advers olay ortadan kalkmazsa, NSAİİ tedavisi durdurulmalıdır. Yüksekrisk grubundaki hastalarda, NSAİİ'leri içermeyen alternatif tedaviler dikkate alınmalıdır.
Renal etkiler:
Uzun süreli NSAİİ kullanımı renal papiler nekroz ve diğer renal hasarlara yol açmaktadır. Ayrıca, renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun idamesinde kompanse edici bir rol oynadığı hastalardarenal toksisite de görülmüştür. Böyle hastalarda nonsteroidal antienflamatuar ilaç uygulanmasıprostaglandin formasyonunda ve ikincil olarak da renal kan akışında doza bağlı bir azalmaya sebepolabilmekte, bu da aşikar renal dekompansasyonu hızlandırabilmektedir. Böyle bir reaksiyonverme riski en yüksek olan hastalar böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalp yetmezliği, karaciğerdisfonksiyonu olanlar, diüretik ve ADE inhibitörü kullananlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinindurdurulmasının ardından genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.
İlerlemiş böbrek hastalıkları:
Diklofenakın ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda kullanımına ilişkin kontrollü çalışmalarda elde edilmiş bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalardaARTENAK tedavisi önerilmemektedir. Eğer ARTENAK tedavisi başlatılmışsa hastanın renalfonksiyonlarının yakından takip edilmesi önerilir.
Anafilaktoid reaksiyonlar:
Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi, diklofenak ile ender vakalarda, ilaca daha önce maruz
5 / 21
kalmaksızın, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar dahil alerjik reaksiyonlar görülebilir. ARTENAK aspirin triadı olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi, tipik olarak,nazal polipli veya polipsiz riniti olan veya aspirin ya da NSAİİ kullanmalarının ardından şiddetlive ölümcül olabilen bronkospazm gösteren astımlı hastalarda oluşmaktadır (bkz. Bölüm 4.3Kontrendikasyonlar ve Bölüm 4.4 Önlemler - Astım). Anafilaktoid reaksiyon görüldüğünde acilservise başvurulmalıdır. Sodyum metabisülfitin varlığı, izole aşırı duyarlık reaksiyonlarına vebronkospazma neden olabilir.
Diğer NSAİ ilaçlar gibi, ARTENAK da farmakodinamik özelliklerinden dolayı, enfeksiyonun semptom ve belirtilerini maskeleyebilir.
Deri reaksiyonları:
Diklofenak da dahil olmak üzere NSAİ ilaçların kullanımıyla ilişkili olarak çok nadir eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekrolizi (TEN) de içeren vebazıları öldürücü olan ciddi cilt reaksiyonları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).Bu ciddi olaylar uyarı olmaksızın oluşabilir. Hastalar ciddi deri reaksiyonlarının işaret vesemptomları konusunda bilgilendirilmelidirler ve deri kızarıklığı ya da herhangi bir aşırı duyarlılıkbelirtisi ilk meydana geldiğinde diklofenak sodyum kullanımı durdurulmalıdır. Hastalar en çoktedavinin erken döneminde bu reaksiyonlar açısından risk altında gibi görünmektedir ve vakalarınçoğunda reaksiyon tedavinin ilk ayında ortaya çıkmaktadır.
Hamilelik:
Gebeliğin geç dönemlerinde duktus arteriozusun erken kapanmasına neden olabileceğinden diğer NSAİİ'ler gibi ARTENAK kullanımından kaçınılmalıdır.
Önlemler
Genel:
Sinerjistik yararları ortaya koyan herhangi bir kanıtın olmaması ve ilave istenmeyen etki potansiyeli nedeniyle ARTENAK'ın, siklooksijenaz-2 selektif inhibitörler de dahil olmak üzereNSAİ ilaçlarla birlikte kullanılmasından kaçınılmalıdır.
Yaşlı hastalarda, temel tıbbi esaslara dikkat edilmelidir. Özellikle, zayıf veya vücut ağırlığı düşük olan yaşlı hastalara etkili en düşük doz verilmesi tavsiye edilir.
ARTENAK'ın kortikosteroid yerine geçmesi veya kortikosteroid eksikliğini tedavi etmesi beklenmemelidir. Kortikosterodin aniden durdurulması hastalığın alevlenmesine sebep olabilir.Uzun süreli kortikosteroid tedavisi görmekte olan hastalar, kortikosteroid tedavisinindurdurulmasına karar verilmesi halinde, tedavilerini yavaş ve kademeli olarak azaltmalıdır.
6 / 21
ARTENAK'ın [ateş ve] enflamasyonu azaltmadaki farmakolojik aktivitesi, infeksiyoz olmadığı düşünülen ağrılı durumların komplikasyonlarını tanıda kullanılan bu tanısal belirtilerin faydasınıazaltabilir.
Hepatik etkiler:
Durumları şiddetlenebileceği için karaciğer fonksiyonu bozuk olan hastalarda ARTENAK reçetelendiğinde yakın medikal takip yapılmalıdır.
Diklofenak sodyum da dâhil olmak üzere NSAİİ alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileriilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir.NSAİİ'ler ile gerçekleştirilen klinik çalışmalarda hastaların yaklaşık %1'inde ALT ve ASTseviyelerinde dikkate değer artışlar (normal düzeyin üst limitinin üç katı veya daha fazla)bildirilmiştir. Ayrıca, seyrek olarak, sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozu vekaraciğer yetmezliği gibi, bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları dabildirilmiştir.
ARTENAK ile uzun süreli tedavi sırasında, bir ihtiyat tedbiri olarak, hepatik fonksiyonun düzenli olarak izlenmesi gerekir. Anormal karaciğer fonksiyon testleri sürer veya kötüleşirse, karaciğerhastalığına uygun klinik belirtiler veya semptomlar gelişirse veya diğer belirtiler (örneğineozinofili, deri döküntüleri vs.) görülürse ARTENAK ile tedavi kesilmelidir. Prodromalsemptomlar olmaksızın diklofenak kullanımı ile hepatit görülebilir.
Hepatik porfirisi olan hastalarda ARTENAK kullanılırken dikkatli olunmalıdır, çünkü bir atağı tetikleyebilir.
Hematolojik etkiler:
ARTENAK da dâhil NSAİİ kullanan hastalarda zaman zaman anemi görülebilmektedir. Bu durum sıvı tutulumu, gizli veya belirgin Gİ kan kaybı veya eritropoez sonrası etkinin tam olaraktanımlanmamasına bağlı olabilir. ARTENAK da dâhil olmak üzere NSAİİ'ler ile uzun sürelitedavi gören hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu göstermeseler bile hemoglobinve hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.
NSAİİ'lerin bazı hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdandaha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Önceden koagülasyon bozukluğu olan ya daantikoagülan kullanan ve trombosit fonksiyon değişikliklerinden advers şekilde etkilenebilecekhastalar ARTENAK kullanımı sırasında dikkatle izlenmelidir.
7 / 21
Önceden var olan astım:
Astım hastalarında, mevsimsel alerjik rinit, nazal mukozada şişme (örn. nazal polipler), kronik obstrüktif akciğer hastalıkları ya da solunum sisteminin kronik enfeksiyonları (özellikle alerjikrinit benzeri semptomlarla bağlantılı olarak), astım alevlenmeleri gibi NSAİ ilaçlarla reaksiyonlar(analjeziklere tahammülsüzlük/analjezik astımı olarak da adlandırılır), Quincke ödemi ya daürtiker diğer hastalardan daha sıktır. Bu nedenle, bu hastalara özel dikkat gösterilmesi önerilir (acildurum için hazır olma). Bu durum, başka maddelere alerjik olan, örneğin cilt reaksiyonları, kaşıntıya da ürtiker bulunan hastalar için de geçerlidir.
Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda aspirin kullanımı, ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla ilişkilendirilmiştir.Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer nonsteroidal antienflamatuar ilaçlar arasındabronkospazm da dâhil olmak üzere çapraz reaktiflik bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının buformunun söz konusu olduğu hastalara ARTENAK verilmemeli ve önceden astımı olan hastalardadikkatli kullanılmalıdır.
Bronşiyal astımı olan hastalarda semptomları alevlendirebileceğinden, ARTENAK'ın parenteral yolla kullanılması sırasında özel bir dikkat gereklidir.
Gastrointestinal etkiler:
Diklofenak dahil tüm diğer NSAİ ilaçlarla olduğu gibi gastrointestinal (Gİ) hastalık belirtileri gösteren veya geçmişinde gastrik veya intestinal ülserasyon, kanama ya da perforasyonudüşündüren bir hikayesi olan hastalarda yakın medikal takip zorunludur ve ARTENAKreçetelenirken özel dikkat gösterilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler). Özellikle kanamaya da perforasyon ile komplike olmuş ülser öyküsü olan hastalarda ve yaşlılarda NSAİİ dozuarttıkça Gİ kanama riski artar.
Kanama ya da perforasyon ile komplike olmuş ülser öyküsü olan hastalarda ve yaşlılarda Gİ kanama riskini azaltmak için, tedaviye başlanmalı ve etkili en düşük dozda tutulmalıdır.
Bu hastalarda ve beraberinde düşük dozda asetilsalisilik asit (ASA)/aspirin ya da gastrointestinal riski arttırabilecek başka tıbbi ürünler kullanılması gereken hastalarda koruyucu ajanlarla (örn.proton pompa inhibitörleri ya da misoprostol) kombine tedavi düşünülmelidir.
Başta yaşlılar olmak üzere Gİ toksisite öyküsü olan hastalar, her türlü alışılmadık abdominal semptomu (özellikle Gİ kanama) bildirmelidir. Beraberinde, sistemik kortikosteroidler,antikoagülanlar, anti-trombosit ajanlar ya da selektif serotonin geri alım inhibitörleri gibiülserasyon ya da kanama riskini arttırabilecek ilaçlar alan hastalarda dikkatli olunması önerilir(bkz. Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
8 / 21
Durumları şiddetlenebileceği için ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan hastalarda yakın medikal takip yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).
Renal etkiler:
Diklofenak dâhil NSAİ ilaç tedavisiyle sıvı retansiyonu ve ödem bildirildiği için, kardiyak ya da böbrek fonksiyon bozukluğu ve/veya hipertansiyon öyküsü olan hastalarda, yaşlılarda, diüretiklerya da böbrek fonksiyonunu anlamlı ölçüde etkileyen tıbbi ürünler ile birlikte tedavi edilenhastalarda, örnek olarak pre ve postoperatif dönemlerde veya herhangi bir nedenle gelişebilenönemli ekstraselüler hacim eksikliği olan hastalarda özel bir dikkat gereklidir (bkz. Bölüm 4.3Kontrendikasyonlar). Böyle vakalarda ARTENAK kullanıldığında, ihtiyat tedbiri olarak, renalfonksiyonun izlenmesi tavsiye edilir. Genellikle tedavi kesildikten sonra tedavi öncesi durumadönülür.
Hastalar için bilgi
Hastalar tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında aşağıda belirtilen noktalar ile ilgili bilgilendirilmelidir.
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, ARTENAK, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekmiyokard infarktüsü veya inme gibi ciddi KV yan etkilere neden olabilir. Ciddi KV yanetkiler herhangi bir uyarı semptomu olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar göğüsağrısı, nefes darlığı, zayıflık, konuşmada bozulma gibi semptom ve bulgular açısındandikkatli olmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğindehekimine danışmalıdır. Bu izlemin önemi açısından hastalar bilgilendirilmelidir. (Bkz.Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri-Kardiyovasküler etkiler)
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, ARTENAK, Gİ rahatsızlığa ve nadiren de hastanede yatmayahatta ölüme neden olabilecek ülser ve kanama gibi ciddi Gİ yan etkilere neden olabilir.Ciddi Gİ sistem ülserasyonu ve kanaması herhangi bir uyarı semptomu olmadanoluşabilmesine rağmen, hastalar ülserasyon ve kanamanın semptom ve bulguları açısındandikkatli olmalı ve epigastrik ağrı, dispepsi, melena ve hematemez gibi hastalığın göstergesiherhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Bu izleminönemi açısından hastalar bilgilendirilmelidir. (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları veönlemleri-Gastrointestinal etkiler-Ülserasyon, kanama ve perforasyon riski)
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, ARTENAK, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekeksfoliyatif dermatit, SJS ve TEN gibi ciddi dermatolojik yan etkilere neden olabilir. Ciddideri reaksiyonları herhangi bir uyarı olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar deridöküntüsü ve kabarcık, ateş semptom ve bulguları veya kaşıntı gibi hipersensitivitenin
9 / 21
diğer bulguları açısından dikkatli olmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Hastalarda herhangi bir döküntügelişirse hemen ilacı kesmeleri ve mümkün olduğunca çabuk hekimine danışması tavsiyeedilmelidir.
• Açıklanamayan bir kilo artışı veya ödeme ait semptom ve bulguyu hastalar hızlıcahekimlerine bildirmelidir.
• Hastalar hepatotoksisitenin semptom ve bulguları açısından bilgilendirilmelidir (bulantı,yorgunluk, letarji, pruritus, sarılık, sağ üst kadranda hassasiyet ve soğuk algınlığı benzerisemptomlar). Bunlar oluştuğu takdirde, hastalar tedaviyi sonlandırmak ve hızlı medikaltedavi almalıdır.
• Hastalar anafilaktik reaksiyonun bulguları açısından bilgilendirilmelidir (nefes almadagüçlük, yüz ve boğazın şişmesi). Bunlar oluştuğunda, hastalar hızlıca acil servise gitmelerikonusunda uyarılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
• Gebeliğin son döneminde, diğer NSAİ ilaçlar gibi, diklofenak alınmamalıdır çünkü duktusarteriosusun erken kapanmasına neden olabilir.
Laboratuvar testleri:
Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastaları izlemelidirler. Uzun dönemliNSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimya profilleri periyodik olarak kontroledilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelişirseya da sistemik belirtiler (ör. eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa ya da karaciğer test sonuçlarıanormal çıkarsa ya da kötüleşirse ARTENAK alımı durdurulmalıdır.
ARTENAK benzil alkol içerdiğinden prematüre bebekler ve yeni doğanlara uygulanmaması gerekir. Bebeklerde ve 3 yaşına kadar olan çocuklarda toksik reaksiyonlara ve anafilaktoidreaksiyonlara sebebiyet verebilir.
ARTENAK sodyum metabisülfit içerdiğinden, nadir olarak şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonları ve bronkospazma neden olabilir.
ARTENAK propilen glikol içerdiğinden alkol benzeri semptomlara neden olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Aşağıdaki etkileşimler, ARTENAK ampul'ü ve/veya diklofenak'ın diğer farmasötik formları ile
10 / 21
gözlemlenenleri içermektedir.
ADE-inhibitörleri:
Mevcut raporlarda, NSAİİ'lerin ADE-inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceği belirtilmektedir. Bu etkileşim, NSAİİ'leri ADE inhibitörleriyle birlikte kullanan hastalardadikkate alınmalıdır.
Lityum:
NSAİİ'ler plazma lityum düzeylerinde artışa ve renal lityum klerensinde azalmaya yol açmaktadır. Ortalama minimum lityum konsantrasyonu %15 artmış ve renal klerens yaklaşık %20 azalmıştır.Bu etkiler renal prostaglandin sentezinin NSAİİ tarafından inhibe edilmesine bağlanmaktadır.Dolayısıyla, NSAİİ'ler ve lityum eş zamanlı olarak verildiğinde hasta lityum toksisitesi yönündendikkatle izlenmelidir.
Diüretikler ve antihipertansif ajanlar:
Diğer NSAİ ilaçlar gibi, diklofenak'ın diüretikler ya da antihipertansif ajanlarla (örn. beta-blokörler, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri) birlikte kullanılması antihipertansif etkilerinde bir azalmaya neden olabilir. Bu nedenle, kombinasyon dikkatliuygulanmalıdır ve özellikle yaşlılarda olmak üzere hastaların kan basınçları periyodik olarak takipedilmelidir. Hastalar uygun bir şekilde hidrate edilmeli ve yüksek nefrotoksisite nedeniyle özelliklediüretikler ve ADE inhibitörleri ile eşzamanlı olarak başladıktan sonra ve daha sonra da periyodikolarak böbrek fonksiyonunun takibine önem verilmelidir. Potasyum tutucu ilaçlarla birliktekullanıldığında, serum potasyum düzeylerinde artış olabilir. Bu nedenle, serum potasyumdüzeyleri sık sık izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Furosemid:
Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, diklofenak kullanımının bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabildiğini göstermektedir. Bu yanıt, renalprostaglandin sentezinin inhibe edilmesine bağlanmaktadır. NSAİİ'lerle eş zamanlı olarak tedaviuygulandığında hasta, böbrek yetmezliği belirtileri yönünden (Önlemler, Renal Etkileri bölümünebakınız) ve diüretik etkinliğinden emin olmak için yakından izlenmelidir.
Kardiyak glikozidler:
NSAİ ilaçlar ve kardiyak glikozidlerin birlikte kullanılması kalp yetmezliğini şiddetlendirebilir, GFR'yi azaltabilir ve plazma glikozid seviyesini arttırabilir.
Digoksin:
Digoksin ile birlikte kullanıldığında diklofenak, digoksinin plazma konsantrasyonlarını
11 / 21
yükseltebilir. Serum digoksin düzeyinin takibi önerilir.
Diğer NSAİ İlaçlar ve kortikosteroidler:
Diğer NSAİ ilaçlar ve kortikosteroidler ile diklofenakın birlikte uygulanması gastrointestinal istenmeyen etkilerin sıklığını arttırabilir (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Antikoagülanlar ve anti-trombosit ajanlar:
Antikoagülanlar ve anti-trombosit ajanlar ile birlikte uygulandığında kanama riskini arttırdığı için dikkatli olunması önerilir (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Klinikçalışmalarda diklofenak'ın antikoagülanların etkisi üzerinde bir tesiri olmadığı gösterilmişolmasına rağmen, diklofenak'ın ve antikoagülanları birlikte alan hastalarda, çok ender durumlardakanama riskinin arttığı bildirilmiştir. Bu nedenle böyle hastaların dikkatle izlenmesi tavsiye edilir.
Varfarin:
Varfarin ve NSAİİ'lerın Gİ kanamalar üzerindeki etkisi sinerjistik özelliktedir; yani bu iki ilacı birlikte kullanan hastaların ciddi Gİ kanama geçirme riski bu iki ilacı tek başlarına kullananhastalara göre daha yüksektir.
Aspirin:
ARTENAK aspirinle birlikte verildiğinde, serbest ARTENAK klerensi değişmese de protein bağlama oranı azalmaktadır. Bu etkileşimin klinik açıdan önemi bilinmiyor olmakla birlikte, diğerNSAİİ'lerde olduğu gibi, diklofenak ve aspirinin eş zamanlı olarak verilmesi, advers etki görülmeolasılığını arttırdığından, genellikle önerilmemektedir.
Selektif serotonin geri alım inhibitörler (SSRI):
Diklofenak dâhil sistemik NSAİ ilaçların SSRI'larla birlikte uygulanmaları gastrointestinal kanama riskini arttırabilir (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Antidiyabetikler:
Klinik çalışmalar diklofenak sodyumun oral antidiyabetik ilaçlarla birlikte, onların klinik etkilerini etkilemeksizin verilebileceğini göstermiştir. Ancak, çok ender olarak diklofenak iletedavi sırasında antidiyabetik ilaçların dozunu ayarlamayı gerektirecek hipoglisemik vehiperglisemik etkiler bildirilmiştir. Bu nedenle birlikte uygulanmaları sırasında önlem olarak kanglukozu düzeyinin takibi önerilir.
Metotreksat:
NSAİİ'lerin tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat akümülasyonunu rekabete dayalı olarak inhibe ettiği bildirilmiştir. Bu durum, bunların metotreksat toksisitesini arttırabileceğini gösterir.
12 / 21
NSAİİ'ler metotreksat ile eş zamanlı uygulanıyorsa dikkatli olunmalıdır.
NSAİ ilaçların metotreksat ile tedaviden 24 saatten daha az bir zaman önce veya sonra verilmesine dikkat edilmesi önerilir. Çünkü metotreksatın kandaki konsantrasyonları yükselebilir ve toksisitesiartabilir.
Siklosporin ve Takrolimus:
Diklofenak diğer NSAİİ ilaçlar gibi renal prostaglandinler üzerine etkisiyle siklosporinin nefrotoksisitesini arttırabilir. Bu nedenle, siklosporin almayanlara göre daha düşük dozlardaverilmelidir. NSAİ ilaçların takrolimus ile birlikte kullanılması nefrotoksisitenin olası risk artışınaneden olabilir. Bu, kalsineurin ve NSAİ ilaçların her ikisinin renal antiprostaglandin etkileriaracığıyla olabilir.
Kinolon türevi antibakteriyel ilaçlar:
NSAİ ilaçlarla kinolonların birlikte kullanılmalarından dolayı çok ender olarak konvülsiyonlar bildirilmiştir.
Mifepriston:
NSAİ ilaçlar mifepristonun etkisini azalttığından, mifepriston kullanımından sonra 8-12 gün NSAİ ilaçlar kullanılmamalıdır.
Güçlü CYP2C9 inhibitörleri:
Diklofenak ile aktif CYP2C9 inhibitörleri (sülfinpirazon ve vorikonazol gibi) birlikte reçete edildiğinde dikkat edilmesi önerilir, bu pik plazma konsantrasyonunda önemli bir artışa nedenolabilir ve diklofenak metabolizmasının inhibisyonu nedeniyle diklofenak maruziyeti ilesonuçlanabilir.
Fenitoin:
Diklofenak ile eş zamanlı fenitoin kullanımında, fenitoine maruziyetteki beklenen artış nedeniyle, fenitoin plazma konsantrasyonu takip edilmelidir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C/D (3.trimesterde)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Gebe kalmakta zorlanan ya da kısırlık açısından inceleme altında olan kadınlarda ARTENAK
13 / 21
tedavisine son verilmesi düşünülmelidir.
Gebelik dönemi
Diklofenak sodyum için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğumsonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkileri olduğunu göstermemektedir.(Bkz. Bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenilirlik verileri).
Bu nedenle ARTENAK, gerekli olmadıkça (anneye potansiyel yararları fetus için riskleri aşmadığı sürece) gebeliğin ilk iki trimesteri sırasında kullanılmamalıdır.
Diğer NSAİİ'lerle olduğu gibi diklofenak sodyumun, gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri (örn. uterus tembelliği ve/veya duktus arteriyosusun erken kapanmaolasılığı) bulunmaktadır.
Bu nedenle ARTENAK, gerekli olmadıkça üçüncü trimesterinde kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
NSAİİ'lerin fötal kardiyovasküler sistem üzerindeki bilinen etkilerine (duktus arteriosusun kapanması) bakıldığında, diklofenakın gebelik sırasında (özellikle de hamileliğin sondönemlerinde) kullanımından kaçınılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Diğer NSAİ ilaçlar gibi diklofenak anne sütüne az miktarda geçer. Bu nedenle, bebekteki istenmeyen etkileri önlemek için laktasyon sırasında ARTENAK uygulanmamalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Diğer NSAİ ilaçlar gibi ARTENAK kullanımı dişi doğurganlığını bozabilir. Gebe kalmaya çalışan kadınlarda önerilmez.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
ARTENAK alırken görme bozuklukları, baş dönmesi, baş ağrısı, uyku hali ya da diğer santral sinir sistemi bozuklukları yaşayan hastalar araç veya makine kullanmamalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Advers reaksiyonlar, sıklık sırasına göre su şekilde sıralanmıştır: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çokseyrek (<1/10.000), izole bildirimler dâhil.
Aşağıda belirtilen istenmeyen etkiler, diklofenak enjeksiyonluk solüsyon ve kısa ya da uzun vadeli
kullanılan diğer diklofenak farmasötik formları için bildirilenleri içermektedir.
14 / 21
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Çok seyrek: Enjeksiyon yerinde apse.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Trombositopeni, lökopeni, anemi (hemolitik ve aplastik anemi dahil), agranülositoz.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Aşırı duyarlılık, anafilaktik ve anafilaktoid reaksiyonlar (hipotansiyon ve şok dâhil).
Çok seyrek: Anjiyonörotik ödem (yüz ödemi dâhil).
Psikiyatrik hastalıklar
Çok seyrek: Çevreye uyumsuzluk, depresyon, uykusuzluk, kabuslar, irritabilite, psikotik bozukluk.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi.
Seyrek: Sersemlik.
Çok seyrek: Parestezi, hafıza bozukluğu, anksiyete, titreme, aseptik menenjit, tat alma bozuklukları, serebrovasküler olay
Göz hastalıkları
Çok seyrek: Görme bozukluğu, bulanık görme, çift görme
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Vertigo
Çok seyrek: Kulak çınlaması, işitmede zayıflama.
Kardiyak hastalıklar
Çok seyrek: Palpitasyonlar, göğüs ağrısı, kalp yetmezliği, miyokard infarktüsü
Vasküler hastalıklar
Çok seyrek: Hipertansiyon, vaskülit.
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Seyrek: Astım (dispne dâhil).
Çok seyrek: Pnömoni
15 / 21
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, kusma, diyare, dispepsi, abdominal ağrı, meteorizm, anoreksi.
Seyrek: Gastrit, gastrointestinal kanama, hematemez, melena, kanlı diyare, gastrointestinal ülser (kanamalı veya kanamasız - perforasyon ile veya perforasyon olmaksızın), proktit.
Çok seyrek: Kolit (hemorajik kolit ve ülseratif kolit veya Crohn hastalığının alevlenmesi dahil), kabızlık, stomatit, glossit, özofagus bozukluğu, diyafram benzeri intestinal daralmalar, pankreatit,hemoroidlerin alevlenmesi.
Hepato-bilier hastalıklar
Yaygın: Transaminazlarda artış.
Seyrek: Hepatit, sarılık, karaciğer bozukluğu.
Çok seyrek: Fulminan hepatit, karaciğer nekroz, karaciğer bozukluğu.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Döküntü.
Seyrek: Ürtiker.
Çok seyrek: Büllöz erüpsiyonlar, egzama, eritem, multiform eritem, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell sendromu), eksfolyatif dermatit, saç dökülmesi, ışığa duyarlılıkreaksiyonu, purpura, alerjik purpura, kaşıntı.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Akut böbrek yetmezliği, hematüri, proteinüri, nefrotik sendrom, interstisiyel nefrit, renal papiller nekroz.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Uygulama yerinde irritasyon, ağrı, sertleşme Seyrek: Ödem, uygulama yerinde nekroz.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanaksağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
e- posta:
[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
16 / 21
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Diklofenak doz aşımına bağlı tipik bir klinik tablo yoktur. Doz aşımı, kusma, gastrointestinal kanama, diyare, baş dönmesi, kulak çınlaması ya da konvülsiyon gibi semptomlara neden olabilir.Ciddi zehirlenme durumunda, akut böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı mümkündür.
Terapötik önlemler
Diklofenak dâhil NSAİ ilaçlarla akut zehirlenmenin tedavisi, esas olarak destekleyici önlemler ve semptomatik tedaviden ibarettir. Hipotansiyon, böbrek yetmezliği, konvülsiyon, gastrointestinalbozukluk ve solunum depresyonu gibi komplikasyonlara karşı destekleyici önlemler vesemptomatik tedavi uygulanır.
Proteinlere yüksek oranda bağlanmaları ve yaygın metabolizmaları nedeniyle diklofenak dahil NSAİ ilaçların eliminasyonunda muhtemelen zorlu diürez, diyaliz veya hemoperfüzyon gibi özelönlemler yardımcı değildir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antienflamatuvar ve anti-romatizmal ürünler, non-steroidler, asetik asit türevleri ve ilişkili maddeler
ATC kodu: M01AB05
Etki mekanizması
ARTENAK belirgin antiromatizmal, antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik özelliklere sahip, nonsteroidal yapıda bir bileşim olan diklofenak sodyum içerir. Deneysel olarak da gösterildiğiüzere, prostaglandin biyosentezinin inhibisyonu diklofenakın etki mekanizması için esas kabuledilmektedir. Prostaglandinler enflamasyon, ağrı ve ateş oluşumunda majör rol oynarlar.
Diklofenak sodyum,
in vitro
olarak, insan vücudunda erişilenlere eşdeğer konsantrasyonlarda, kıkırdakta proteoglikan biyosentezini baskılamaz.
Farmakodinamik etkiler
ARTENAK, romatizmal hastalıklarda kullanıldığında, antienflamatuvar ve analjezik özellikleriyle dinlenme sırasında ve hareket halinde ortaya çıkan ağrı, sabah sertliği ve eklemlerdeşişlik gibi semptom ve belirtileri belirgin bir şekilde ortadan kaldırır ve aynı zamanda fonksiyondadüzelme sağlar.
17 / 21
Diklofenak sodyumun romatizmal kökenli olmayan orta dereceli ve şiddetli ağrılarda da 15-30 dakika içinde başlayan analjezik etkisinin olduğu saptanmıştır.
Diklofenak sodyumun migren atakları üzerinde de yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir.
Travma sonrası ve postoperatif enflamasyon durumlarında, ARTENAK hem spontan hem de harekete bağlı ağrıyı hızla giderir ve enflamasyona bağlı şişlik ve yarada gelişen ödemi azaltır.
Postoperatif ağrı tedavisinde opioidlerle birlikte kullanıldığında ARTENAK opioidlere olan gereksinimi belirgin derecede azaltır.
ARTENAK ampul, özellikle enflamatuvar ve dejeneratif romatizmal hastalıkların ve romatizmal olmayan enflamasyona bağlı ağrılı durumların başlangıç tedavisinde uygundur.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
75 mg diklofenak'ın intramüsküler enjeksiyonundan sonra, emilim hemen başlar ve yaklaşık 20 dakika sonra 2.5 pg/ml'lik (8 pmol/l) ortalama plazma doruk konsantrasyonuna ulaşılır. Emilen20 miktar uygulanan dozla doğrusal orantılıdır. İntramüsküler enjeksiyon, uygulamayı takibendoruğa ulaşır ulaşmaz, plazma konsantrasyonları hızla düşer.
İntramüsküler uygulamadan sonra konsantrasyon eğrisinin altında kalan alan (EAA), oral veya rektal olarak uygulamayı takiben saptanan değerin iki katıdır, çünkü oral veya rektal olarakuygulandığında karaciğerden ilk geçiş esnasında (“ilk geçiş” etkisi) aktif maddenin yaklaşık yarısımetabolize olmaktadır.
Tekrar eden dozlarda verildikten sonra farmakokinetik davranışı değişmez. Önerilen doz aralıklarıyla uygulandığında ilaç birikmez.
Dağılım:
Diklofenak'ın %99.7'sı başlıca serum albümini (%99.4) olmak üzere serum proteinlerine bağlanır. Hesaplanan sanal dağılım hacmi 0.12 ila 0.17 l/kg'dır.
Diklofenak sinovyal sıvıya geçer. Plazmada doruk konsantrasyona ulaştıktan 2-4 saat sonra sinovyal sıvıda maksimum konsantrasyonlara erişir. Sinovyal sıvıdan eliminasyon yarı ömrü 3 ila6 saattir. Doruk plazma düzeylerine eriştikten 2 saat sonra, sinovyal sıvıda etkin maddekonsantrasyonları plazmadakinden daha yüksek düzeye ulaşır ve 12 saat boyunca plazmadakindendaha yüksek kalır.
18 / 21
Biyotransformasyon:
Diklofenakın biyotransformasyonu esas molekülün kısmen glukuronidasyonu, fakat esas olarak tek veya multipl hidroksilasyon ve metoksilasyonu ile olur; sonuçta çoğu glukuronidkonjugatlarına dönüştürülen, çeşitli fenolik metabolitler (3'-hidroksi-, 4'-hidroksi-, 5- hidroksi-,4',5-dihidroksi- ve 3'-hidroksi-4'-metoksi-diklofenak) oluşur. Bu fenolik metabolitlerin ikisibiyolojik olarak aktiftirler. Ancak etkileri diklofenaktan çok daha azdır.
Eliminasyon:
Diklofenak'ın total sistemik klerensi 263 ± 56 ml/dk'dır. Plazmadaki terminal yarı ömrü 1 ila 2 saattir. Metabolitlerin 4' ü (2 tane aktif olanı da dahil) 1-3 saat olan kısa plazma yarı ömrünesahiptir. Bir metabolitin (3'-hidroksi-4'-metoksi- diklofenak) plazma yarı ömrü çok daha uzundur.Ancak bu metabolit hemen hemen etkisizdir.
Verilen dozun yaklaşık %60'ı esas molekülün glukuronid konjugatı şeklinde ve çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen metabolitleri halinde idrarla atılır. %1'inden daha azı değişmemiş ilaçşeklinde atılır. Dozun geri kalan kısmı metabolitler şeklinde safra yoluyla feçese atılır.
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
Emilen miktar uygulanan dozla doğrusal orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, mutad dozlarda uygulandığında, tek doz kinetiğine göre değişmemiş aktif maddenin birikmediği gösterilmiştir. Kreatinin klerensi 10 ml/dk'nın altınadüştüğünde hidroksi metabolitlerin hesaplanmış kararlı durum plazma düzeyleri normalkişilerdekinden yaklaşık 4 kat daha fazladır.
Karaciğer yetmezliği:
Kronik hepatiti veya non-dekompanse sirozu olan hastalarda, diklofenak'ın kinetiği ve metabolizması karaciğer hastalığı olmayan hastalardaki ile aynıdır. Bununla beraber, metabolitlersafra vasıtasıyla temizlenirler.
Pediyatrik popülasyon:
Doz gücünden dolayı, ARTENAK ampul çocuklar için uygun değildir.
Geriyatrik popülasyon:
İlacın emilimi, metabolizması veya atılmasında yaşa bağlı farklılık gözlenmemiştir.
19 / 21
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Diklofenak ile yapılan akut ve tekrarlanan doz toksisitesi çalışmaları ve genotoksisite, mutajenisite ve karsinoj eni site çalışmalarından elde edilen preklinik veriler önerilen terapötik dozlardainsanlara için özel herhangi bir zararın olmadığını göstermiştir. Diklofenak'ın fare, sıçan ya datavşanlarda teratojenik bir potansiyele sahip olduğunu gösteren bir kanıt saptanmamıştır.
Diklofenak ebeveyn sıçanlarda doğurganlık üzerinde etki göstermemiştir. Aynı şekilde ceninin de prenatal, perinatal ve postnatal gelişimini de etkilememiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddeler
Mannitol, Sodyum metabisülfit (E 223), Benzil alkol, Propilen glikol, pH ayarı için sodyum hidroksit, hidroklorik asit, enjeksiyonluk su.
6.2. Geçimsizlikler
Genel kural olarak, ARTENAK ampul diğer enjeksiyon çözeltileri ile karıştırılmamalıdır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
25 °C'nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan koruyunuz.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
5 ve 10 ampul içeren ambalajlarda Tip I şeffaf cam ampul, 3 ml.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
Her bir ampul, sadece tek kullanımlıktır. Çözelti açıldıktan sonra hemen kullanılmalıdır. Kullanılmayan çözeltiler atılmalıdır.
20 / 21
7. RUHSAT SAHİBİ
Turk İlaç ve Serum Sanayi A.Ş.
Büğdüz Mah. Enver Paşa Cad.
No.: 8 06750 Akyurt/Ankara Tel: (0312) 837 67 67Faks: (0312) 844 21 06E-posta: [email protected]
8. RUHSAT NUMARASI
2022/549
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ:
İlk ruhsat tarihi:Ruhsat yenileme tarihi:
-
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ:
21 / 21