Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Tartada 25 Mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

TARTADA 25 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Bir film kaplı tablet 25 mg erlotinibe eşdeğer miktarda 27,32 mg erlotinib hidroklorür içerir.

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat 26,31 mg (inek sütünden elde edilmektedir)

Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet

Yuvarlak, bikonveks, sarımsı beyaz renkli, tek taraf baskılı (T 25) çentiksiz film kaplı tablet

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1 Terapötik endikasyonlar

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK):

TARTADA, epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR) gen exon 19 delesyonu ve/veya exon 21(L858R) mutasyonu akredite bir laboratuvarda gösterilen, metastatik non-skuamöz küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının birinci basamak tedavisinde veyukarıda tanımlanan mutasyon ve delesyonu olan non-skuamöz küçük hücreli dışı akciğerkanseri hastalarında bir basamak kemoterapi sonu progresyonunda ikinci basamaktedavisinde progresyona kadar kullanımı endikedir.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

TARTADA tedavisi, antikanser terapilerin kullanımında deneyimli olan bir hekim tarafından başlatılmalıdır.

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

Standart doz:

1 / 27

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri:

İleri veya metastatik evre küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olan birinci basamak kemoterapi almamış hastalarda TARTADA tedavisine başlamadan önceEGFR mutasyon testi yapılmalıdır.

Önerilen günlük TARTADA dozu yemeklerden en az bir saat önce veya en az iki saat sonra alınmak üzere 150 mg'dır.

Uygulama şekli:

Ağızdan alınır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Doz ayarlaması gerektiğinde, dozu 50 mg'lık adımlarla düşürmeniz tavsiye edilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).

CYP3A4 substratları ve düzenleyicileri ile eş zamanlı kullanımında doz ayarlaması gerekebilir (Bkz. Bölüm 4.5).

Karaciğer yetmezliği:

Erlotinib birincil olarak karaciğer aracılığıyla metabolize edilir ve safra ile itrah edilir. Hafif derece karaciğer fonksiyon bozukluğu (Child-Pugh skoru 7-9) olan hastalarkaraciğer fonksiyonu yeterli olan hastalar ile karşılaştırıldığında, erlotinib atılımıbenzer olmasına rağmen, karaciğer yetmezliği olan hastalarda TARTADAuygulanırken dikkatli olunmalıdır. Eğer ciddi advers olaylar gelişirse, doz azaltımı veyaTARTADA'ya ara verilmesi düşünülmelidir. Ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğuolan hastalarda (AST/SGOT ve ALT/SGPT değerleri > 5 x normal üst sınır) erlotinibingüvenliliği ve etkililiği çalışılmamıştır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2). Total bilirubini normalüst limitten 3 kat yüksek olan hastalarda TARTADA kullanılmamalıdır.

Böbrek yetmezliği:

Erlotinib'in güvenlilik ve etkililiği böbrek yetmezliği bulunan hastalarda (serum kreatinin konsantrasyonu > 1,5 x normal üst sınır) araştırılmamıştır. Farmakokinetikçalışmalara göre hafif veya orta derece böbrek yetmezliği hastalarında doz ayarlamasıgerekmemektedir (Bkz. Bölüm 5.2). İleri derece böbrek yetmezliği hastalarında

2 / 27

TARTADA kullanımı önerilmemektedir.

Pediyatrik popülasyon:

TARTADA'nın güvenlilik ve etkililiği 18 yaşın altındaki hastalarda araştırılmamıştır. Pediyatrik hastalarda kullanımı önerilmemektedir.

Geriyatrik popülasyon:

TARTADA'nın güvenlilik ve etkililiği yaşlı hastalarda araştırılmamıştır.

Sigara içenler:

Sigara içmenin erlotinib maruziyetini %50-60 azalttığı gösterilmiştir. Halihazırda sigara içen küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında tolere edilebilenmaksimum TARTADA dozu 300 mg'dır.

Sigara içmeye devam eden hastalarda, kemoterapi sonrası ikinci basamak tedavide önerilen 150 mg doz ile karşılaştırıldığında 300 mg doz kullanımı etkinlikte artışgöstermemiştir. Güvenlik verileri 300 mg ve 150 mg dozları arasındakarşılaştırılabilirdir ancak, daha yüksek erlotinib dozu alan hastalarda döküntü,interstisyel akciğer hastalığı ve diyare insidansında sayısal bir artış olmuştur.Halihazırda sigara içen hastalara sigarayı bırakmaları önerilmelidir (bkz. Bölüm 4.4,

4.5, 5.1 ve 5.2).

4.3 Kontrendikasyonlar

TARTADA, erlotinib veya Bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda kontrendikedir.

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

EGFR mutasyon durumunun saptanması

TARTADA'nın lokal ileri ya da metastatik KHDAK'de birinci basamak tedavide kullanımı değerlendirilirken, hastanın EGFR mutasyon durumunun belirlenmesiönemlidir.

Doku örneğinden elde edilen tümör DNA'sını veya kan (plazma) örneğinden elde edilen dolaşımdaki serbest DNA'yı (cfDNA) kullanan, önceden belirlenmiş pozitifliklimitleri olan ve EGFR mutasyon durumunun belirlenmesi konusunda faydası

3 / 27

kanıtlanmış, valide, sağlam, güvenilir ve duyarlı bir test uygulanmalıdır.

Eğer plazma bazlı cfDNA kullanılmış ve sonuç aktive edici mutasyonlar yönünden negatif bulunmuşsa, plazma bazlı testle yalancı negatif sonuçlar çıkması muhtemelolduğundan mümkünse doku testi de yapılmalıdır.

Sigara içenler

Sigara içmeyenlere kıyasla sigara içenlerde erlotinib plazma konsantrasyonlarının düşük olması sebebiyle, halihazırda sigara içenlere sigarayı bırakmaları önerilmelidir.Konsantrasyondaki düşüş derecesinin klinik olarak anlamlı olması beklenmektedir(bkz. Bölüm 4.2, 4.5, 5.1 ve 5.2).

İnterstisyel Akciğer Hastalığı

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tedavisi için erlotinib almakta olan hastalarda çok seyrek olarak, bazıları ölümcül olabilen, interstisyel akciğer hastalığı(İAH) benzeri olgular bildirilmiştir. KHDAK'deki BR.21 isimli çalışmasda ciddiinterstisyel akciğer hastalığı benzeri olguların görülme sıklığı plasebo ve erlotinibgruplarında %0,8 olmuştur.

KHDAK için randomize kontrollü klinik çalışmaların (kontrol grubu olmaması nedeniyle faz I ve tek kollu faz II çalışmaları hariç) meta analizinde, İAH benzeriolguların insidansı erlotinib grubunda %0.9 ve kontrol grubundaki hastalarda %0,4olmuştur.

İnterstisyel akciğer hastalığı benzeri olgu bulunduğundan şüphe edilen hastalarda bildirilen tanılara bazı örnekler, pnömoni, radyasyon pnömonisi, aşırı duyarlılıkpnömonisi, interstisyel pnömoni, interstisyel akciğer hastalığı, obliteratif bronşiyolit,pulmoner fibrozis, akut solunum sıkıntısı sendromu (ASSS), akciğer infiltrasyonu,alveolittir. Bu semptomlar, erlotinib tedavisine başladıktan birkaç gün sonra ile birkaçay arasında ortaya çıkmıştır. Eş zamanlı veya öncesindeki kemoterapi, öncesinderadyoterapi, daha önceden mevcut olan parankimal akciğer hastalığı, metastatik akciğerhastalığı veya pulmoner enfeksiyonlar gibi, karıştırıcı faktörler sık görülmüştür.Japonya'da yapılan çalışmalarda daha yüksek interstisyel akciğer hastalığı insidansı(%1,5 mortalite oranı ile yaklaşık olarak %5) görülmüştür.

4 / 27

Dispne, öksürük ve ateş gibi ani başlangıçlı yeni ve/veya ilerleyici açıklanamayan pulmoner semptomlar gelişen hastalarda, TARTADA tedavisi tanısal değerlendirmelertamamlanana dek kesilmelidir. İnterstisyel akciğer hastalığı tanısı konacak olursa,TARTADA tedavisi kesilmeli ve gereken uygun tedaviye başlanmalıdır (Bkz. Bölüm4.8).

Diyare, dehidratasyon, elekrolit dengesizliği, böbrek yetmezliği Erlotinib kullanmakta olan hastaların yaklaşık %50'sinde diyare (bazı nadir vakalardaölümle sonuçlanabilen) gözlenmiş olup, orta ve şiddetli diyarenin loperamid ile tedaviedilmesi gerekir. Bazı olgularda dozun düşürülmesi gerekli olabilir. Klinik çalışmalarda50 mg'lik adımlar şeklinde doz düşürülmesi yapılmıştır. 25 mg'lık adımlar şeklinde dozazaltma üzerine çalışılmamıştır. Şiddetli veya inatçı diyare, bulantı, iştahsızlık vedehidratasyon ile birlikte kusma görülmesi halinde TARTADA tedavisi kesilmeli vedehidratasyonu tedavi etmek için gerekli önlemler alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8).Hipokalemi ve akut renal yetmezliği vakaları (bazıları ölümcül olabilen) seyrek olarakbildirilmiştir. Bazı renal yetmezlikler eşzamanlı kemoterapi uygulaması ile iç içegirerken, bazıları da diyareye, kusma ve/veya iştahsızlığa bağlı dehidratasyonasekonder olmuştur. Daha şiddetli veya inatçı diyare vakalarında veya dehidratasyonayol açan vakalarda, özellikle kötüleştiren risk faktörü (özellikle beraber kullanılankemoterapi ve diğer ilaçlar, semptomlar veya hastalıklar veya ileri yaş dahil diğeryatkınlık durumları) bulunan hasta gruplarında, TARTADA tedavisi kesilmelidir vehastayı intravenöz olarak yoğun bir şekilde rehidrate etmek için gerekli önlemleralınmalıdır. Ek olarak, dehidratasyon riski bulunan hastalarda, böbrek fonksiyonları vepotasyum dahil serum elektrolitleri periyodik olarak izlenmelidir.

Hepatit, hepatik yetmezlik

TARTADA tedavisi sırasında, ölümcül de olabilen seyrek hepatik bozukluk vakaları bildirilmiştir. Karıştırıcı faktörler önceden var olan karaciğer hastalığı veya eşlik edenhepatotoksik medikasyonları içermektedir. Bu yüzden, bu hastalarda periyodikkaraciğer fonksiyon testleri düşünülmelidir. Karaciğer fonksiyonlarındaki değişikliklerciddi olduğunda TARTADA dozlamasına ara verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).TARTADA'nın ciddi hepatik disfonksiyonu olan hastalarda kullanılmasıönerilmemektedir.

5 / 27

Gastrointestinal perforasyon

TARTADA kullanan hastalarda yaygın olmayan (bazı vakalarda ölümle sonuçlanabilen) şekilde görülen gastrointestinal perforasyonun gelişme riski yüksektir.Antianjiyogenik ilaçlar, kortikosteroid, NSAİİ ve/veya taksan bazlı kemoterapi ileeşzamanlı tedavi alan veya daha önceden peptik ülserasyon veya divertiküler hastalıkgeçmişi olan hastalarda risk yüksektir. Gastrointestinal perforasyon gelişen hastalarda,TARTADA tedavisi kalıcı olarak kesilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).

Büllöz veya eksfoliyatif deri hastalıkları

Steven Johnson sendromu/toksik epidermal nekrolizi işaret eden çok seyrek vakaları içeren, bazıları ölümcül olabilen büllöz, kabartılı ve eksfolyatif deri rahatsızlıklarıbildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Hastalar ciddi büllöz, kabartılı ve eksfoliyatif derirahatsızlıkları geliştirirse, TARTADA tedavisine ara verilmelidir veya kesilmelidir.Büllöz ve eksfolyatif deri rahatsızlıkları bulunan hastalar deri enfeksiyonuna karşı testedilmeli ve lokal tedavi kılavuzlarına göre tedavi edilmelidir.

Oküler hastalıklar

Hastalarda göz enflamasyonu, lakrimasyon, ışığa hassasiyet, bulanık görme, gözde ağrı ve/veya kızarıklık gibi akut ya da kötüleşen keratit oluşumuna işaret eden semptomlarıngörülmesi halinde derhal göz hekimine başvurulmalıdır. Eğer ülseratif keratit teşhisedilmişse TARTADA tedavisine ara verilmelidir veya kesilmelidir. Eğer keratit teşhisedilmişse tedaviye devam edilmesinin risk-yarar değerlendirmesi dikkatliceyapılmalıdır. TARTADA keratit, ülseratif keratit ve şiddetli göz kuruluğu öyküsüolanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Kontakt lens, keratit ve ülserasyon için riskfaktörüdür. TARTADA kullanımı sırasında çok seyrek korneal perforasyon veyaülserasyon vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8).

Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim

CYP3A4'ün potent indükleyicileri TARTADA'nın etkililiğini azaltabilirken CYP3A4'ün potent inhibitörleri toksisitede artışa yol açabilir. Bu tip tedavi ajanlarınınbirlikte kullanımından kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).

Diğer etkileşim şekilleri

Erlotinib 5'ten yüksek pH seviyesinde çözünürlükte azalma ile karakterizedir. Proton

6 / 27

pompası inhibitörleri, H2 antagonistleri ve antasidler gibi üst gastro-intestinal sistemin pH'sını değiştiren tıbbi ürünler, erlotinibin çözünürlüğünü dolayısıylabiyoyararlanımını değiştirebilir. Bu ürünlerle birlikte kullanıldığında TARTADAdozunun artırılması, maruziyet düşüşünü telafi etmeyecektir. Erlotinibin protonpompası inhibitörleriyle birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Erlotinibin, H2antagonistleri ve antasidlerle birlikte kullanımındaki etki bilinmemektedir, ancak düşükbiyoyararlanım beklenmektedir. Dolayısıyla, bu kombinasyonların birliktekullanılmasından kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5). TARTADA tedavisi sırasındaantasid kullanımı gerekliyse, günlük TARTADA dozundan en az 4 saat önce veya 2saat sonra alınmalıdır.

Diğer

TARTADA, daha önce herhangi bir EGFR yolağı inhibitörü kullanmış hastalarda kullanılmaz.

Yardımcı maddeler:

Her bir TARTADA tablet, laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp-laktoz yetmezliği veya glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemiolan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Etkileşim çalışmaları yalnızca yetişkinler üzerinde gerçekleştirilmiştir.

Erlotinib ve diğer CYP substratları

Erlotinib CYP1A1'in potent bir inhibitörü, CYP3A4 ve CYP2C8'in orta derecede inhibitörü ve

in vitro

UGT1A1 ile glukoronidasyonun güçlü bir inhibitörüdür.CYP1A1'in güçlü inhibisyonunun fizyolojik bağlamı CYP1A1'in insan dokularındakiçok sınırlı ekspresyonu sebebiyle bilinmemektedir.

Erlotinib, CYP1A2'nin orta düzey inhibitörü olan siprofloksasin ile birlikte uygulandığında, erlotinibe maruziyet [EAA] %39 oranda anlamlı düzeyde artmış, öteyandan maksimum konsantrasyon (Cmaks) seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlıherhangi bir değişim bulunmamıştır. Benzer şekilde, aktif metabolite maruziyetsırasıyla EAA ve Cmaks seviyeleri için yaklaşık %60 ve %48 oranında artmıştır. Sözkonusu artışların klinik anlamlılığı saptanmamıştır. Siprofloksasin veya güçlü CYP1A2

7 / 27

inhibitörleri (örn. fluvoksamin) erlotinib ile kombine edildiğinde dikkatli olunmalıdır. Erlotinib kaynaklı advers reaksiyonların gözlenmesi halinde, erlotinibin dozuazaltılabilir.

Erlotinib'in ön tedavisi veya eş zamanlı uygulaması, prototip CYP3A4 substratları midazolam ve eritromisinin klerensini değiştirmemiştir, ancak midazolamın oralbiyoyararlanımını %24'e kadar azalttığı görülmüştür. Başka bir klinik çalışmada,erlotinibin eş zamanlı uygulanan CYP3A4/2C8 substratı paklitakselinfarmakokinetiğini etkilemediği gösterilmiştir. Bu nedenle diğer CYP3A4substratlarının klerensi ile anlamlı etkileşimlerin olması pek mümkün değildir.

Glukoronidasyonun inhibisyonu, UGT1A1'in substratları olan ve yalnızca bu yolla atılan tıbbi ürünlerle etkileşimlere neden olabilir. Düşük UGT1A1 ekspresyonseviyeleri bulunan veya genetik glukoronidasyon bozukluklarına (örn. Gilberthastalığı) sahip olan hastalar, artmış bilirubin serum konsantrasyonu ortaya koyabilirve bu hastalar dikkatle tedavi edilmelidir.

Erlotinib insanlarda karaciğerde hepatik sitokromlar, birincil olarak CYP3A4 ve daha az ölçüde CYP1A2 ile metabolize edilmektedir. Bağırsakta CYP3A4 ile akciğerdeCYP1A1 ile ve tümör dokusunda CYP1B1 tarafından gerçekleştirilen ekstrahepatikmetabolizma da erlotinibin metabolik klerensine ayrıca katkıda bulunmaktadır. Buenzimler tarafından metabolize edilen veya bu enzimlerin inhibitörü veya indükleyicisiolan ilaçlarla potansiyel etkileşimler ortaya çıkabilir.

CYP3A4 aktivitesinin potent inhibitörleri, erlotinib metabolizmasını azaltır ve erlotinib plazma konsantrasyonlarını arttırırlar. CYP3A4 metabolizmasının ketokonazol ileinhibisyonu (5 gün süreyle, ağızdan günde iki kez 200 mg) artmış bir erlotinibe maruzkalma (medyan erlotinib maruziyetinde %86 artış [EAA - eğri altı alan]) ve yalnızcaerlotinibe kıyasla Cmaks değerinde %69'luk bir artışa yol açmıştır. Bu nedenle,erlotinib azol antifungalleri (başka deyişle ketakonazol, itrakonazol, vorikonazol)proteaz inhibitörleri, eritromisin veya klaritromisin gibi güçlü CYP3A4 inhibitörleri ilekombine edildiğinde dikkatli olunmalıdır. Gerekli ise, özellikle toksisite görülüyorsa,erlotinib dozu azaltılmalıdır.

8 / 27

CYP3A4 aktivitesinin güçlü indükleyicileri, erlotinib metabolizmasını arttırır ve erlotinib plazma konsantrasyonlarını anlamlı düzeyde düşürürler. Bir klinik çalışmadaerlotinib ve güçlü bir CYP3A4 indükleyicisi olan rifampisinin (7 gün süreyle, ağızdangünde 1 kez 600 mg) eş zamanlı kullanımı medyan erlotinib EAA seviyelerinde%69'luk düşüş ile sonuçlanmıştır. Rifampisinin 450 mg tek erlotinib dozu ile eşzamanlıuygulaması, erlotinibe ortalama maruziyeti (EAA) rifampisin tedavisi olmaksızınuygulanan tek doz 150 mg erlotinib dozu ile gözlenen seviyenin%57,5'i ile sonuçlanmıştır. Bu nedenle, TARTADA 'nın CYP3A4 indükleyicileriyle eşzamanlı uygulamasından kaçınılmalıdır. TARTADA'nın rifampisin gibi güçlü birCYP3A4 indükleyicisi ile eşzamanlı uygulanması gerektiği hastalarda güvenlilik(böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve serum elektrolitleri dahil) yakından izlenerekdozda 300 mg'a kadar artış yapılması değerlendirilmelidir ve 2 haftadan uzun süreyleiyi tolere edilmesi halinde, yakın güvenlilik izlemesi ile 450 mg'a kadar bir artış dahayapılması dikkate alınabilir. Örneğin fenitoin, karbamazepin, barbitüratlar veya St.John's Wort

(hypericum perforratum)

gibi diğer indükleyicilerle de maruziyetdüzeyinde azalma oluşabilir. Söz konusu etkin maddeler erlotinib ile kombineedildiğinde dikkat edilmelidir. Mümkün olduğu zamanlarda güçlü CYP3A4 indükleyiciaktivitesi bulunmayan alternatif tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir.

Erlotinib ve kumarin türevi antikoagülanlar

TARTADA alan hastalarda yükselmiş Uluslararası Normalleştirilmiş Oran (INR -International Normalized Ratio) ve bazı durumlarda öldürücü bulunmuş kanama olgularına sebep olan varfarin dahil kumarin türevi antikoagülanlar ile etkileşimlerbildirilmiştir. Kumarin türevi antikoagülan ilaçları kullanmakta olan hastalarprotrombin zamanı veya INR değişiklikleri açısından düzenli olarak izlenmelidir.

Erlotinib ve statinler

TARTADA ile bir statin kombinasyonu, seyrek görülen rabdomiyoliz dahil statin kaynaklı miyopati potansiyelini artırabilir.

Erlotinib ve sigara içenler

Bir farmakokinetik etkileşim çalışmasının sonuçları sigara kullananlarda erlotinib uygulaması sonrasında EAAinf, Cmaks ve plazma konsantrasyonunda sigarakullanmayanlara kıyasla 24 saatte sırasıyla anlamlı 2,8-, 1,5- ve 9 katı azalma olduğunu

9 / 27

göstermiştir. Bu nedenle halihazırda sigara içmekte olan hastalar TARTADA ile tedavi başlatılmadan önce mümkün olan en kısa sürede sigarayı bırakmaları için teşvikedilmelidir, çünkü aksi takdirde plazma erlotinib konsantrasyonları azalmaktadır.CURRENTS çalışmasından elde edilen veriler, sigara içen hastalarda önerilen 150 mgdoz ile karşılaştırıldığında 300 mg'lık yüksek erlotinib dozunun fayda gösterdiğine dairherhangi bir kanıt göstermemiştir. Güvenlilik verileri 300 mg ve 150 mg dozlarıarasında karşılaştırılabilirdir ancak, daha yüksek erlotinib dozu alan hastalarda döküntü,interstisyel akciğer hastalığı ve diyare insidansında sayısal bir artış olmuştur (bkz.Bölüm 4.2, 4.4, 5.1 ve 5.2).

Erlotinib ve p-glikoprotein inhibitörleri

Erlotinib, P-glikoprotein etkin maddesi taşıyıcısı için bir substrattır. Pgp inhibitörleri (ör: siklosporin ve verapamil) ile eşzamanlı uygulama erlotinib dağılımını ve /veyaeliminasyonunu değiştirebilir. Bu etkileşimin sonucunda, ör. MSS toksisitesi açısındanneler olduğu saptanmamıştır. Bu tür durumlarda dikkatli olunmalıdır.

Erlotinib ve pH değiştiren tıbbi ürünler

Erlotinib 5'ten yüksek pH seviyesinde çözünürlükte azalma ile karakterizedir. Üst sindirim kanalının pH'sını değiştiren ilaçlar, erlotinib çözünürlüğünü ve buna bağlıolarak biyoyararlanımını değiştirebilir. Erlotinibin bir proton pompası inhibitörü olanomeprazol ile birlikte uygulanması erlotinib maruziyetini [EAA] ve maksimumkonsantrasyonunu [Cmaks] sırasıyla %46 ve %61 azaltmıştır. Tmaks ve yarı ömründeherhangi bir değişiklik olmamıştır. Erlotinib ve bir H2-reseptör antagonisti olanranitidinin 300 mg'ı ile beraber kullanılması, erlotinibe maruziyeti [EAA] ve Cmaks'ısırasıyla %33 ve %54 oranında azaltmıştır. Bu tip ajanlarla eşzamanlı uygulandığındaerlotinibin dozunun arttırılmasının maruziyetteki bu kaybı telafi etmesi pek mümkündeğildir. Bununla birlikte, erlotinib 150 mg günde iki kere, ranitidinden 2 saat önceveya 10 saat sonrasında ayrı saatlere bölünerek kullanılırsa, erlotinib maruziyeti [EAA]ve Cmaks sırasıyla sadece %15 ve %17 oranında azalmıştır. Antasitlerin erlotinibemilimi üzerindeki etkisi araştırılmamıştır, ancak emilim bozularak plazmaseviyelerinde düşüşe yol açabilir. Özet olarak, erlotinibin proton pompası inhibitörleriile kombinasyonundan kaçınılmalıdır. TARTADA ile tedavi sırasında antasitlerinkullanımı düşünülüyorsa, bu ilaçların TARTADA'nın günlük dozundan en az 4 saatönce veya 2 saat sonra alınması gerekir. Ranitidin kullanımı düşünülüyorsa, ayrı

10 / 27

saatlere bölünerek kullanılmalı, başka deyişle TARTADA ranitidin dozu alınmadan en az 2 saat önce veya alındıktan 10 saat sonra alınmalıdır.

Erlotinib ve Gemsitabin

Bir Faz Ib çalışmada, gemsitabinin erlotinib farmakokinetiği üzerinde anlamlı herhangi bir etkisine veya erlotinibin gemsitabin farmakokinetiği üzerinde anlamlı herhangi biretkisine rastlanmamıştır.

Erlotinib ve Karboplatin/Paklitaksel

Erlotinib, platin konsantrasyonlarını artırır. Bir klinik çalışmada karboplatin ve paklitaksel ile birlikte erlotinib kullanımı, toplam platin EAA0-48 değerinde %10.6'lıkbir artışa yol açmıştır. İstatistiksel olarak anlamlı olmasına rağmen, bu farkın klinikaçıdan önemli olduğu düşünülmemektedir. Klinik uygulamada karboplatinmaruziyetini artıran, böbrek yetmezliği gibi diğer kofaktörler olabilir. Erlotinibfarmakokinetiği üzerine karboplatin veya paklitakselin anlamlı etkisibulunmamaktadır.

Erlotinib ve Kapesitabin

Kapesitabin, erlotinib konsantrasyonlarını artırabilir. Tek ajan olarak erlotinib uygulanan çalışmadan elde edilen değerlerle karşılaştırıldığında, kapesitabin ile birlikteuygulanan erlotinib çalışmasında, erlotinib EAA'sı istatistiksel olarak anlamlı derecedeartmaktadır ve Cmaks düzeyi sınırda bir artış göstermektedir. Kapesitabinfarmakokinetiği üzerinde erlotinibin anlamlı etkisi bulunmamaktadır.

Erlotinib ve proteazom inhibitörleri

Çalışma mekanizmasına bağlı olarak, bortezomib dahil proteazom inhibitörlerinin erlotinib gibi EGFR inhibitörlerinin etkisini değiştirmesi beklenebilir. Bu değişim,proteazomdan EGFR degradasyonunu gösteren sınırlı klinik veriler ve preklinikçalışmalarla desteklenmektedir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.

11 / 27

Pediyatrik popülasyon:

TARTADA'nın 18 yaşın altındaki hastalarda etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü(Kontrasepsiyon)

Doğurganlık potansiyeline sahip kadınların TARTADA kullanırken gebe kalmaktan kaçınmaları konusunda uyarılmaları gereklidir. Tedavi sırasında ve tedavinintamamlanmasından sonraki en az iki hafta boyunca, yeterli doğum kontrol yöntemlerikullanılmalıdır.

Gebelik dönemi

Gebe kadınlarda TARTADA kullanımı ile ilgili yeterince veri bulunmamaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar teratojenisite veya abnormal parturisyon ile ilgilibir sonuç göstermemiştir. Buna karşın, gebelik üzerinde olası bir advers olay, tavşan vesıçanlarda artan embriyo/fetal letalite görüldüğünden (bkz. Bölüm 5.3), gözardıedilememektedir. İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. TARTADA kesinliklegerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Gebe kadınlarda tedavi, ancakanne için beklenen faydaların, fetüs için doğabilecek risklerden daha üstün olmasıhalinde sürdürülmelidir.

Laktasyon dönemi

Erlotinibin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. TARTADA'nın süt üretimindeki etkisini veya anne sütünde bulunmasını değerlendiren herhangi birçalışma yapılmamıştır. Bebek için potansiyel zarar bilinmediğinden, annelerTARTADA kullanırken ve son dozu aldıktan en az 2 hafta sonraya kadaremzirmemeleri konusunda uyarılmalıdır.

Üreme yeteneği/ Fertilite

Hayvanlarda yapılan çalışmalarda fertilite bozukluğu görülmemiştir. Ancak, hayvanlardaki çalışmalar, üreme parametreleri üzerinde etkileri olduğu gösterildiğindenfertilite üzerine advers etkiler göz ardı edilemez (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlar için

12 / 27

potansiyel risk bilinmemektedir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanımı üzerine etkileri ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır; bununla beraber erlotinib mental yeteneklerde zayıflama ile ilişkili değildir.

4.8 İstenmeyen etkiler

Erlotinibin güvenlilik değerlendirmesi, en az bir doz 150 mg erlotinib monoterapi alan 1500 hastadan ve gemsitabinle kombinasyon halinde 100 mg veya 150 mg erlotinibalan 300 hastanın verilerine dayanmaktadır.

Erlotinib ile monoterapi veya kombinasyon halinde kemoterapi alan hastalarda ortaya çıkan advers reaksiyonların insidansı Ulusal Kanser Enstitüsü - Ortak ToksisiteKriterleri (NCI-CTC) Derecesine göre Tablo 1'de özetlenmektedir. Listelenenistenmeyen etkiler erlotinib ile tedavi edilen hastalarda plasebo grubuna göre daha sık(>%3) ve erlotinib grubunda hastaların en az %10'unda ortaya çıkan adversreaksiyonlardır. Diğer klinik çalışmalarda ortaya çıkan istenmeyen etkiler Tablo 2'deözetlenmektedir.

Klinik araştırmalarda ortaya çıkan istenmeyen etkiler Tablo 1'de MedDRA organ sistemine göre sıralanmıştır. İstenmeyen etkileri sıklıklarına göre sıralamak için şuterimler kullanılmıştır: çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, <1/10); yaygın olmayan(>1/1,000, <1/100); seyrek (>1/10,000, <1/1000); çok seyrek (<1/10,000); bilinmiyor(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Her bir sıklık gruplamasında, advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasına göre sunulmaktadır.

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK)

(TARTADA, monoterapi olarak kullanılır.)

EGFR Mutasyonlu Hastaların Birinci Basamak Tedavisi


154 hastada gerçekleştirilen açık etiketli, randomize, Faz III ML20650 çalışmasında

EGFR aktive edici mutasyonları olan KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde

13 / 27

erlotinibin güvenliliği 75 hastada değerlendirilmiştir. Bu hastalarda yeni güvenlilik sinyalleri gözlenmemiştir.

ML20650 çalışmasında erlotinibin ile tedavi edilen hastalarda en sık görülen yan etkiler döküntü ve diyare olmuştur (sırasıyla %80 ve %57), çoğu Evre 1/2'dir ve girişimolmadan yönetilebilmiştir. Evre 3 döküntü ve diyare, hastaların sırasıyla %9'u ve%4'ünde görülmüştür. Evre 4 döküntü veya diyare görülmemiştir. Hem döküntü hemde diyare, hastaların %1'inde erlotinibin bırakılmasına neden olmuştur. Döküntü vediyare için doz modifikasyonları (kesilmeler veya azaltmalar), sırasıyla hastaların%11'i ve %7'sinde gerekli olmuştur.

İkinci ve İleri Basamak Tedavi


Randomize, çift-kör bir çalışmada (BR.21; erlotinib ikinci seçenek tedavi olarak uygulanmıştır), döküntü (%75) ve diyare (%54) en yaygın rapor edilen adversreaksiyonlar olmuştur. Çoğu şiddet açısından evre 1 veya evre 2 düzeyinde olmuş vemüdahaleye gerek kalmaksızın düzelmişlerdir. Evre 3/4 döküntü ve diyare erlotinib iletedavi edilen hastaların sırasıyla %9'unda ve %6'sında ortaya çıkmıştır ve her birihastaların %1'inin çalışmadan ayrılması ile sonuçlanmıştır. Döküntü ve diyare içinhastaların sırasıyla %6 ve %1'inde doz düşüşüne ihtiyaç olmuştur. BR.21 çalışmasında,döküntünün başlamasına kadar geçen medyan süre 8 gün ve diyarenin başlamasınakadar geçen medyan süre 12 gün olarak bulunmuştur.

Genel olarak, döküntü gün ışığı alan bölgelerde ortaya çıkabilen veya kötüleşebilen hafif veya orta şiddette eritematöz ve papulopustüler döküntü olarak kendini bellietmektedir. Gün ışığına maruz kalan hastalarda, koruyucu giysiler ve/veya güneşkoruyucu preparat (örn. mineral içeren) kullanımı önerilebilir.

Tablo 1: BR.21 (Erlotinib ile tedavi) ve PA.3 (Erlotinib+gemsitabin ile tedavi) çalışmalarında hastaların %>10'unda görülen ve plasebo grubuna göredaha sık (> 3%) görülen yan etkiler

14 / 27


Erlotinib(BR.2) N = 485

Erlotinib(PA.3)

N = 259

Sıklık

kategorisi ve

NCI-CTC Evresi

Tüm

Evreler

3

4

Tüm

Evreler

3

4

en yüksek insidans

MedDRA Tercih edilen terimi

%

%

%

%

%

%










Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar









Enfeksiyon*

24
4
0
31
3
<1
çok yaygın

Metabolizma ve beslenme hastalıkları








çok yaygın

Anoreksiya

52
8
1
-
-
-
çok yaygın

Kilo azalması

-
-
-
39
2
0

Göz hastalıkları









Kuru göz sendromu

12
0
0
-
-
-
çok yaygın

Konjuktivit

12
<1
0
-
-
-
çok yaygın

Psikiyatrik hastalıklar








çok yaygın

Depresyon

-
-
-
19
2
0

Sinir sistemi hastalıkları









Nöropati

-
-
-
13
1
<1
çok yaygın

Baş ağnsı

-
-
-
15
<1
0
çok yaygın

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar









Dispne

41
17
11



çok yaygın

Öksürük

33
4
0
16
0
0
çok yaygın

Gastrointestinal hastalıklar









Diyare**

54
6
<1
48
5
<1
çok yaygın

Bulantı

33
3
0
-
-
-
çok yaygın

Kusma

23
2
<1
-
-
-
çok yaygın

Stomatit

17
<1
0
22
<1
0
çok yaygın

Karın ağrısı

11
2
<1
-
-
-
çok yaygın

Dispepsi

-
-
-
17
<1
0
çok yaygın

Flatulans

-
-
-
13
0
0
çok yaygın

15 / 27


Tartada (BR.21) N = 485

Tartada (PA.3) N = 259

Sıklık

kategorisi ve

NCI-CTC Evresi

Tüm

Evreler

3

4

Tüm

Evreler

3

4

en yüksek insidans

MedDRA Tercih edilen terimi

%

%

%

%

%

%


Deri ve deri altı doku hastalıkları









Döküntü***

75
8
<1
69
5
0
çok yaygın

Kaşıntı

13
<1
0
-
-
-
çok yaygın

Kuru cilt

12
0
0
-
-
-
çok yaygın

Alopesi

-
-
-
14
0
0
çok yaygın








Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkinhastalıklar









Yorgunluk

52
14
4
73
14
2
çok yaygın

Pireksi

-
-
-
36
3
0
çok yaygın

Titreme

-
-
-
12
0
0
çok yaygın

* Nötropeni ile birlikte olan veya olmayan ciddi enfeksiyonlar pnömoni, sepsis ve deri altı dokusu iltihabını içermektedir.

** Dehidrasyon, hipokalemi ve renal yetmezliğe yol açabilir.

*** Dermatit akneiform dahil döküntü - Eşik altında kalan yüzdeye denk gelir.

Tablo 2: Sıklığa Göre Advers Etkilerin Özeti

Sistem organ sınıfı

Çok yaygın (>1/10)

Yaygın (>1/100 ila<1/10)

Yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100)

Seyrek (>1/10,000ila <1/1,000)

Çok seyrek (<1/10,000)

Göz

hastalıkları


- Keratit

- Konjunktivit1

- Kirpik değişiklikleri2

- Kornealperforasyonlar

- Kornealülserasyon

- Üveit

Solunum,
göğüs
bozuklukları
ve
mediastinal
hastalıkları

- Epistaksis

- İnterstisyel akciğer hastalığı (İAH)3


Gastrointest
inal
hastalıkları

Diyare7

- Gastrointestinal kanama47

- Gastrointestinal perforasyonlar7


Hepato-
biliyer
hastalıkları

- Karaciğer fonksiyontestleri

anormallikleri

5



- Karaciğer yetmezliği6


Deri ve deri

- Döküntü

- Alopesi

- Hirşutizm

- Palmar

- Stevens-

16 / 27

altı doku hastalıkları

- Cilt kuruluğu1

- Paronişi

- Folikülit

- Akne/akneyebenzerdermatit

- Deri çatlakları

- Kaş değişiklikleri
- Tırnak kırılması vekaybı
-Hiperpigmentasyon gibi hafif derireaksiyonları

plantar

eritrodisestezi

sendromu

Johnson
sendromu
/Toksik
epidermal
nekroliz7

Böbrek ve idrar yoluhastalıkları


- Böbrek yetmezliği1

- Nefrit1

- Proteinüri1



1 PA.3 klinik çalışmasında.

2 Kirpiklerin uzaması, anormal uzaması ve kalınlaşmasını içerir.

3 KHDAK veya diğer gelişmiş solid tümörlerin tedavisinde erlotinib kullanan hastaların fatalitesini içerir. Japonya'daki hastalardadaha yüksek insidans görülmüştür (bkz. Bölüm 4.4).

4 Klinik çalışmalarda, bazı olaylar aynı zamanda varfarin kullanımıyla, bazılarıysa aynı zamanda NSAİİ kullanımıylailişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5).

5 Alanin aminotransferaz [ALT], aspartat aminotransferaz [AST] ve bilirubin yükselmesi dahildir. Bu olaylar, PA.3 klinikçalışmasında çok yaygındır ve BR.21 klinik çalışmasında yaygındır. Görülen olaylar genellikle hafif ila orta ciddiliktedir, geçicidirveya karaciğer metastazıyla ilişkilidir.

6 Fataliteler dahildir. Altta yatan faktörler, önceden var olan karaciğer hastalığı veya aynı zamanda hepatotoksik ilaç kullanımınıiçermektedir. (bkz. Bölüm 4.4).

7 Fataliteler dahildir (bkz. Bölüm 4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarakizlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli adversreaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir

([email protected],4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Semptomlar

Sağlıklı kişilerde 1000 mg'a varan ve kanser hastalarında 1600 mg'a varan tek oral dozlar tolere edilmiştir. Sağlıklı kişilerde tekrarlanan günde iki kez 200 mg dozu, dozuygulamasının henüz birkaç gün sonrasından itibaren kötü tolere edilmiştir. Buçalışmaların verilerine dayanarak, önerilen dozun üzerinde diyare, döküntü ve olasıkaraciğer transaminazları yükselmesi gibi şiddetli advers olaylar ortaya çıkabilir.

Yönetim

Doz aşımından şüphelenilmesi durumunda, TARTADA kesilmeli ve semptomatik tedavi başlatılmalıdır.

17 / 27

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ilaç, protein kinaz inhibitörü ATC kodu: L01XE03

Etki mekanizması:


Erlotinib epidermal büyüme faktör reseptörü/insan epidermal büyüme faktör tip 1 reseptörünün (EGFR, aynı zamanda HER1 olarak bilinen) inhibitörüdür. EGFR'ninintrasellüler fosforilizasyonunu etkili bir şekilde inhibe eder. EGFR/HER1 reseptörünormal hücre ve kanser hücrelerinin hücre yüzeylerinde eksprese edilir. Klinik dışımodellerde, EGFR fosfotirozininin inhibisyonu hücre stazı ve/veya ölümü ilesonlanmaktadır.

EGFR mutasyonları antiapopitotik ve proliferatif sinyal yollarında konstitütif aktivasyona yol açabilir. Erlotinibin bu EGFR mutasyon pozitif tümörlerde EGFRaracılı sinyalleri engelleyen güçlü etkisi, EGFR'nin mutant kinaz bölgesindeki ATPbağlayan bölgesine erlotinibin sıkıca bağlanmasına atfedilmiştir. Aşağı akım sinyalinengellenmesi nedeniyle, hücre çoğalması durmakta ve intrinsik apopitotik yolla hücreölümü başlamaktadır. EGFR'yi aktive eden bu mutasyonların ekspresyonununtetiklendiği fare modellerinde tümör regresyonu gözlenmiştir.

Klinik etkililik


- EGFR aktive eden mutasyonları olan hastalarda küçük hücreli dışı akciğer kanserinin (KHDAK) birinci basamak tedavisi (monoterapi olarak TARTADA uygulaması):

EGFR aktive eden mutasyonları olan KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde TARTADA ilacının etkinliği faz III, randomize, açık etiketli çalışmada gösterilmiştir(ML20650, EURTAC). Bu çalışma metastatik veya lokal olarak ileri evre (evre IIIB veIV) KHDAK olan, daha önce ilerlemiş hastalığı için kemoterapi veya sistemikantitümör tedavisi almamış, EGFR tirozin kinaz bölgesinde mutasyonları (ekson 19delesyonu veya ekson 21 mutasyonu) bulunan beyaz ırktan hastalardagerçekleştirilmiştir. Hastalar günlük erlotinib 150 mg veya dört döngü platin bazlı ikilikemoterapi almak üzere 1:1 oranında randomize edilmişlerdir.

Birincil sonlanım noktası, araştırmacının değerlendirdiği progresyonsuz sağkalım (PFS) olan çalışmaya ait etkililik sonuçları Tablo 4'te verilmektedir.

18 / 27

Şekil 1: ML20650 (EURTAC) çalışmasında araştırmacı tarafından

değerlendirilen PFS için Kaplan-Meier eğrisi (Nisan 2012 kesimli)

HR=0,34


(°/o95<SA0.23-0.49)


log-sıra P<0,0001


Tarceva: N=86


Medvan Fİ-S: 10,4 av


Kemoterapi: N=87


Medyan PFS: 5,1 ay


Tedavıden yana geçen ay

Vaka sayısı

Kemoterapi

Erlotınıb


Erlotınıb

Randomize tedavi Kemoterapi

HR: Risk oranı, GA: Güven aralığı, PFS: Progresyonsuz sağkalım

Tablo 3: ML20650 (EURTAC) çalışmasında Erlotinibin kemoterapi ile karşılaştırmalı etkililik sonuçları


Erlotinib

Kemoterapi

Risk

Oranı

(95% GA)

p-değeri

Önceden planlanmışara analiz(%35 OSmatürite)(n=153)

Kesim tarihi: Ağu2010


n=77

n=76



Birincil sonlanım noktası: Progresyonsuz Sağkalım(PFS, ay olarak medyan)*Araştırmacı tarafındandeğerlendirilen **

Bağımsız inceleme **

9.4

10.4

5,2

5,4

0,42

[0,27-0,64]

0,47

[0,27-0,78]

p<0,0001

p=0,003

En İyi Genel Yanıt Oranı (CR/PR)

%54,5

%10,5


p<0,0001

Genel Sağkalım (OS) (ay)

22,9

18,8

0,80

[0,47-1,37]

p=0,4170

Araştırma

amaçlı
analiz
(%40 OS
matürite)

(n=173)

Kesim tarihi: Oca2011


n=86

n=87



PFS (ay olarak medyan), Araştırmacı tarafındandeğerlendirilen

9,7

5,2

0,37

[0,27-0,54]

p<0,0001

En İyi Genel Yanıt Oranı (CR/PR)

%58,1

%14,9


p<0,0001

OS (ay)

19,3

19,5

1,04

[0,65-1,68]

p=0,8702

Güncellenmi ş analiz(%62 OSmatürite)

(n=173)


n=86

n=87



PFS (ay olarak medyan)

10,4

5,1

0,34

[0,23-0,49]

p<0,0001






19 / 27

0,93

[0,64-1,36]


Kesim tarihi: Nisan2012

OS*** (ay)

22,9

20,8


p=0,7149

CR=komple yanıt; PR=kısmi yanıt

* Hastalığın ilerlemesi veya ölüm riskinde %58'lik bir düşüş gözlemlenmiştir ** Araştırmacı ve IRC arasındaki genel uyum oranı %70'tir.

*** Kemoterapi kolundaki hastaların daha sonra bir EGFR tirozin kinaz inhibitörü ile tedavi alan %82'si ve bu hastaların 2'si dışında tümünün daha sonra erlotinib kullanması ile yüksek bir çapraz geçiş oranı gözlemlenmiştir.

En az bir başarısız kemoterapi sonrası KHDAK tedavisi (monoterapi olarak erlotinib uygulaması):

İkinci-üçüncü basamak tedavi olarak erlotinib ilacının etkililik ve güvenliliği randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmada (BR.21) gösterilmiştir. Bu çalışmadayer alan 731 hastada en az bir kemoterapi rejiminden sonra lokal olarak ilerlemiş veyametastatik KHDAK vardır. Hastalar günde bir kere oral olarak erlotinib 150 mg veyaplasebo almak üzere 2:1 oranında randomize edilmişlerdir. Çalışma son noktaları: genelsağkalım, progresyonsuz sağkalım (PFS), yanıt oranı, yanıt süresi, akciğer kanserinebağlı belirtilerin (öksürük, dispne ve ağrı) kötüleşmesine dek geçen süre vegüvenliliktir. Birincil sonlanım noktası sağkalımdır.

Demografik özellikler iki tedavi grubu arasında dengelidir. Hastaların üçte ikisi erkektir ve yaklaşık üçte birinde başlangıç Doğu Kooperatif Onkoloji Grubu (ECOG)performans durumu (PS) 2 olup, %9'unda başlangıç ECOG PS 3'tür. Erlotinib veplasebo grubundaki hastaların sırasıyla %93 ve 92 kadarı daha önce platin içeren rejimve sırasıyla %36 ve %37 kadarı taksan tedavisi almıştır.

Erlotinib grubunda plaseboya göre ölüm için ayarlanan tehlike oranı (HR) 0,73 (%95 GA, 0,60 - 0,87) (p =0,001) olarak saptanmıştır. 12. ayda yaşayan hastaların oranıerlotinib ve plasebo grupları için sırasıyla %31,2 ve %21,5 olarak saptanmıştır. Medyangenel sağkalım erlotinib grubunda 6,7 ay iken (%95 GA, 5,5- 7,8 ay) plasebo grubunda 4,7 aydır (%95 GA, 4,1 - 6,3 ay).

Genel sağkalım üzerine etki farklı hasta alt kümelerinde incelenmiştir. Genel sağkalım üzerine erlotinib etkisi şu hastalarda benzerdir: başlangıç performans durumu (ECOG)2-3 (HR = 0,77, %95 GA, 0,6-1,0) veya 0-1 (HR = 0,73, %95 GA, 0,6-0,9),erkek (HR = 0,76, %95 GA, 0,6-0,9) veya kadın (HR = 0,80, %95 GA, 0,6-1,1), < 65yaş (HR = 0,75, %95 GA, 0,6-0,9) veya daha yaşlı hastalar (HR = 0,79, %95 GA, 0,61,0), daha önce bir rejim alan hastalar (HR = 0,76, %95 GA, 0,6-1,0) veya daha önce

20 / 27

birden fazla rejim alan (HR = 0,75, %95 GA, 0,6-1,0), beyazlar (HR = 0,79, %95 GA, 0,6-1,0) veya Asyalı hastalar (HR = 0,61, %95 GA, 0,4-1,0), adenokarsinomu olanlar(HR = 0,71, %95 GA, 0,6-0,9) veya skuamöz hücreli karsinomu olanlar (HR = 0,67,%95 GA, 0,5-0,9). Şu hastalarda ise benzer değildir: diğer histolojileri olanlar (HR 1,04,%95 GA, 0,7-1,5), tanıda hastalığı evre IV olan hastalar (HR = 0,92, %95 GA, 0,7-1,2)veya tanıda hastalığı evre < IV olanlar (HR = 0,65, %95 GA, 0,5-0,8). Daha önce hiçsigara içmemiş olan hastalar, şu anda veya eskiden sigara içenlere nazaran (HR = 0,87,%95 GA, 0,71-1,05) erlotinibden daha fazla fayda sağlamıştır (sağkalım HR = 0,42,%95 GA, 0,28-0,64).

EGFR ekspresyon durumu bilinen hastaların %45 kadarında, EGFR pozitif tümörleri olanların tehlike oranı 0,68 (% 95 GA, 0,49-0,94) ve EGFR-negatif tümörü olanlarıntehlike oranı 0,93 (% 95 GA, 0,63-1,36) olarak saptanmıştır (EGFR pharmDx kitkullanılan IHC ile tanımlanmıştır ve yüzde ondan az boyalı tümör hücresi EGFR negatifolarak tanımlanmıştır. Kalan %55 hastanın EGFR ekspresyon durumu bilinmemektedirve HR 0,77 (%95 GA, 0,61-0,98) olarak saptanmıştır.

Erlotinib grubunda ortalama PFS 9,7 haftadır (%95 GA, 8,4 - 12,4 hafta) ve plasebo grubunda 8,0 haftadır (%95 GA, 7,9 - 8,1 hafta).

Objektif yanıt oranı, Solid Tümörlerde Yanıt Değerlendirme Kriterleri'ne (RECIST) göre erlotinib grubunda %8,9 olarak saptanmıştır (%95 GA, 6,4 - 12,0). İlk 330 hastamerkezi olarak değerlendirilmiştir (yanıt oranı %6,2); 401 hasta araştırmacı tarafındandeğerlendirilmiştir (yanıt oranı %11,2).

Medyan yanıt süresi 34,3 hafta olup, 9,7 ila 57,6+ hafta arasındadır. Tam yanıt, kısmi yanıt veya stabil hastalık yaşayan hasta oranı sırasıyla erlotinib ve plasebo gruplarında%44,0 ve 27,5 olarak saptanmıştır (p = 0,004).

Erlotinib için sağkalım faydası, (RECIST'e göre) nesnel tümör yanıtı elde etmeyen hastalarda da gözlenmiştir. Bunun kanıtı, en iyi yanıtı stabil hastalık veya progresifhastalık olan hastalar arasında ölüm için HR'nin 0,82 (%95 GA, 0,68 - 0,99) olmasıylaortaya konmuştur.

Erlotinib, plaseboya nazaran semptomlar üzerinde de fayda göstermiş olup öksürük, dispne ve ağrının kötüleşmesi için geçen süre anlamlı derecede uzamıştır.

21 / 27

Lokal ileri veya metastatik, sigara içen (yılda ortalama 38 paket) KHDAK hastalarında kemoterapi sonrası ikinci basamak tedavide iki erlotinib dozunun karşılaştırıldığı (300mg'a karşılık 150 mg) çift-kör, randomize Faz III çalışmada (MO22162, CURRENTS),300 mg doz progresyonsuz sağkalım faydası göstermemiştir (sırasıyla 7 hafta ve 6.86hafta).

Sekonder sonlanım noktalarının tümü primer sonlanım noktalarıyla tutarlıdır ve günde 300 mg ve 150 mg erlotinib ile tedavi edilen hastalar arasında sağkalım farkıgörülmemiştir (HR 1,03, %95 GA 0,80 - 1,32). Güvenlik verileri, 300 mg ve 150 mgdozları arasında karşılaştırılabilirdir ancak, daha yüksek erlotinib dozu alan hastalardadöküntü, interstisyel akciğer hastalığı ve diyare insidansında sayısal bir artış olmuştur.CURRENTS çalışmasından elde edilen veriler, sigara içen hastalarda önerilen 150 mgdoz ile karşılaştırıldığında 300 mg dozla herhangi bir yarar görülmediği göstermiştir.

CURRENT çalışmasındaki hastalar EGFR mutasyon durumuna göre seçilmemiştir (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 4.5 ve 5.2).

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim

:

Oral uygulama sonrasında erlotinib ortalama doruk plazma düzeylerine oral dozdan yaklaşık 4 saat sonra ulaşır. Normal sağlıklı gönüllülerdeki bir çalışmada yaklaşık%59'luk bir biyoyararlanım elde edilmiştir. Bir oral doz sonrasındaki biyoyararlanım,yiyeceklerle birlikte arttırılabilir.

Dağılım

:

Erlotinib, 232 L'lik ortalama sanal dağılım hacmine sahiptir ve insan tümör dokularına dağılır. Günlük 150 mg oral erlotinib dozu almakta olan 4 hastada (3'ü küçük hücrelidışı akciğer kanserli, biri de larinks kanserli) yapılan bir çalışmada, tedavinin 9.günündeki cerrahi eksizyonlardan alınan tümör örnekleri, tümördeki erlotinibkonsantrasyonlarının ortalama 1.185 ng/g doku olduğunu ortaya koymuştur. Bu dakararlı durumda gözlenen doruk plazma konsantrasyonlarının genel ortalamasının%63'üne karşılık gelmektedir (%5-161 aralığı). Primer aktif metabolitler ortalama 160ng/g doku konsantrasyonlarında tespit edilmiş olup bu değer de kararlı durumdagözlenen doruk plazma konsantrasyonlarının %113'lük genel ortalamasına denk

22 / 27
gelmektedir (%88-130). Plazma protein bağlanması yaklaşık olarak %95'tir. Erlotinib serum albumine ve alfa-1 asit glikoproteine (AAG) bağlanmaktadır.

Biyotransformasyon:


Erlotinib insanlarda karaciğerde hepatik sitokrom enzimleri tarafından, birincil olarak CYP3A4 ve daha az ölçüde CYP1A2 tarafından metabolize edilmektedir. CYP4A4'ünbağırsaktaki, CYP1A1'in akciğerdeki, CYP1B1'in tümör dokusundaki ekstrahepatikmetabolizması erlotinibin metabolik klerensine potansiyel olarak yardım eder.

Tespit edilen 3 ana metabolik yol mevcuttur: 1) yan zincirlerden biri veya her ikisinin O-demetilasyonu ve bunu takiben karboksilik aside oksidasyon; 2) asetilen kısmınınoksidasyonu ve takiben aril karboksilik aside hidrolizi; ve 3) fenil-asetilen kısmınınaromatik hidroksilasyonu. Yan zincirlerden birinin O-demetilasyonu ile oluşan OSI 420ve OSI 413 primer metabolitleri preklinik

in vitroin vivo

tümörmodellerindeki erlotinib ile karşılaştırılabilir etkiye sahiptir. Bunlar plazmadaerlotinibin <%10'u oranında mevcut bulunup, erlotinib ile benzer farmakokinetikgösterirler.

Eliminasyon

:

Erlotinib büyük oranda metabolitleri halinde birincil olarak feçes ile atılırken (>%90), renal eliminasyon bir oral dozun yalnızca küçük bir miktarına (yaklaşık %9) karşılıkgelir. Tek ajan olarak erlotinib verilen 591 hastadaki bir popülasyon farmakokinetikanalizi, 36,2 saatlik ortalama yarı-ömürle, 4,47 L/saatlik ortalama görünen klerensortaya koymuştur. Bu nedenle, kararlılık durumu plazma konsantrasyonlarınaulaşılmasının yaklaşık 7-8 gün içinde gerçekleşmesi beklenmektedir.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Yeterli veri yoktur.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Beklenen görünür klerens ile hasta yaşı, vücut ağırlığı, cinsiyet ve etnik özellikler arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. Erlotinib farmakokinetiğini değiştirenhastaya ait faktörler, serum total bilirubin, albümin ve alfa-1 asit glikoproteinkonsantrasyonları ve sigara kullanımının devam etmesidir. Artmış total bilirubin serumkonsantrasyonları ve albümin ve alfa-1 asit glikoprotein konsantrasyonları daha yavaşhızda erlotinib klerensi ile birliktelik göstermiştir. Bu farklılıkların klinik relevansı belli

23 / 27

değildir. Bununla birlikte, sigara içenlerde daha hızlı bir erlotinib klerensi gözlenmiştir. Bu durum, tek bir oral doz olarak 150 mg erlotinib alan, sigara içmeyen ve halihazırdasigara içen sağlıklı bireylerde yapılan farmakokinetik çalışmada doğrulanmıştır.Cmaks'ın geometrik ortalaması sigara içmeyenlerde 1056 ng/mL iken sigara içenlerde689 ng/mL olmuştur ve sigara içenler için sigara içmeyenlere göre ortalama oran%65,2'dir (95% GA: 44,3 ila 95,9, p = 0,031). EAA0- inf için geometrik ortalama sigaraiçmeyenlerde 18726 ngxh/mL ve sigara içenlerde 6718 ngxh/mL olmuştur ve ortalamaoran %35,9'dur (95% GA: 23,7 ila 54,3, p < 0,0001). C24h için geometrik ortalamasigara içmeyenlerde 288 ng/mL ve sigara içenlerde 34,8 ng/mL olmuştur ve ortalamaoran %12,1'dir (95% GA: 4,82 ila 30,2, p= 0,0001).

Pivotal faz III KHDAK çalışmasında, halihazırda sigara içenlerde erlotinib için kararlı durum plazma konsantrasyonu 0.65 mcg/mL olmuştur ve bu değer sigarayıbırakanlarda veya hiç sigara içmemiş bireylerde görülen konstrasyonun iki katındandaha azdır (1,28 mcg/mL, n=108). Bu etki ile birlikte görülen erlotinib plazmaklerensinde %24'lük bir artış gözlenmiştir. Daha önce sigara içmiş olan KHDAKhastaları üzerinde yapılan faz I doz eskalasyon çalışmasında, kararlı durumdakifarmakokinetik analizleri erlotinib dozu 150 mg'den maksimum tolere edilebilir dozolan 300 mg'ye artırıldığında erlotinib maruziyetinde doz orantılı artış göstermiştir. Buçalışmadaki halihazırda sigara içenlerde uygulanan 300 mg dozda kararlı durum plazmakonsantrasyonu 1.22 mcg/mL olmuştur (n=17) (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 4.5 ve 5.1).

Populasyon farmakokinetik analizinden elde edilen sonuçlara göre bir opioid varlığının maruziyeti %11 oranında artırdığı görülmüştür.

Pediyatrik populasyon:


Pediyatrik hastalara özgün çalışmalar bulunmamaktadır.

Geriyatrik populasyon:


Yaşlı hastalara özgün çalışmalar bulunmamaktadır.

Karaciğer bozukluğu:


Erlotinib birincil olarak karaciğer aracılığıyla metabolize edilir. Solid tümörleri olan ve orta derecede hepatik fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda (Child-Pugh skoru 7-9)

24 / 27

erlotinib EAA0-t ve Cmaks geometrik ortalaması sırası ile 27000 ngxh/mL ve 805 ng/mL olmuştur ve bu değerler primer karaciğer kanseri veya hepatik metastazlarıolanlar da dahil olmak üzere hepatik fonksiyonları yeterli olan hastalarda sırası ile29300 ngxh/mL ve 1090 ng/mL şeklindedir. Cmaks değerinin orta derecede hepatikfonksiyon bozukluğu olan hastalarda istatiksel olarak anlamlı derecede daha düşükolmasına karşın bu farkın klinik olarak anlamlı olmadığı düşünülmektedir. Şiddetlihepatik disfonksiyonun erlotinib farmakokinetiği üzerindeki etkisi ile ilgili veribulunmamaktadır. Popülasyon farmakokinetik analizinde, total bilirubinin artmışserum konsantrasyonlarının daha düşük erlotinib klerensi hızı ile ilişkili olduğugörülmüştür.

Böbrek bozukluğu:


Erlotinib ve metabolitlerinin böbrekler tarafından atılımı önemli ölçüde değildir. Tek bir dozun %9'dan azı idrar ile atılmaktadır. Populasyon farmakokinetik analizinde,erlotinib klerensi ve kreatinin klerensi arasında klinik olarak anlamlı bir ilişkigörülmemiştir ancak kreatinin klerensi 15 ml/dk'den az olan hastalar ile ilgili bir veribulunmamaktadır.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

En az bir hayvan türü veya çalışmada gözlenmiş olan kronik doz verilmesine bağlı etkiler kornea (atrofi, ülserasyon), deri (foliküler dejenerasyon ve enflamasyon,kızarıklık ve alopesi), overler (atrofi), karaciğer (karaciğer nekrozu), böbrekler (renalpapiller nekroz ve tübüler dilatasyon) ve gastrointestinal sistem (mide boşalmasındagecikme ve diyare) üzerine etkileri içermiştir. Kırmızı kan hücresi parametreleridüşmüş ve beyaz kan hücreleri öncelikle de nötrofiller, artmıştır. Alaninaminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST) ve bilirubinde tedavi ile ilişkiliartışlar meydana gelmiştir. Bu bulgular, klinik olarak anlamlı maruziyetlerin altındakimaruziyetlerde görülmüştür.

Etki mekanizmasına dayanarak, erlotinibin teratojenik olma potansiyeli bulunmaktadır. Sıçanlarda ve farelerde maksimum tolere edilebilir doz ve/veya maternal olarak toksikdozlarda yapılan reproduktif toksikoloji testlerinden elde edilen veriler reproduktif(sıçanlarda embriyotoksisite, tavşanlarda ise embriyo resorpsiyon ve fetotoksisite) vegelişimsel (yavru büyümesinde düşüş ve sıçanlarda sağkalım) toksisite göstermiştirancak bu teratojenik değildir ve fertiliteyi olumsuz bozmamıştır. Bu bulgular klinik

25 / 27

olarak anlamlı tüm maruziyetlerde görülmüştür.

Konvansiyonel genotoksisite çalışmalarında erlotinib negatif sonuç göstermiştir. Sıçanlarda ve farelerde erlotinib ile yapılan iki yıllık karsinojenisite çalışmaları insanterapötik maruziyetini aşan maruziyetlere kadar negatif olmuştur (Cmaks ve/veyaEAA'ya dayanarak, sırası ile 2 kata ve 10 kata kadar daha fazla).

Sıçanlarda UV irradyasyonu sonrası hafif derecede fototoksik deri reaksiyonu görülmüştür.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Tablet çekirdeği:


Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmektedir)

Mikrokristalin selüloz Sodyum nişasta glikolatMagnezyum stearatHPMC

Film kaplama karışımı:


Opadry White 03F180011 (Titanyum dioksit, hipromelloz, makrogol)

6.2 Geçimsizlikler

Yeterli veri yoktur.

6.3 Raf ömrü

24 ay

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

Karton kutu içerisinde, PVC-Alu blisterde, 30 film kaplı tablet kullanma talimatı ile birlikte sunulmaktadır.

26 / 27

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış/Son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin imhası

Farmasötik ürünlerin çevreye bırakılmasından kaçınılmalıdır. İlaçlar, atık suları ve evsel atık ile imha edilmemelidir. Varsa bulunduğunuz yerdeki donanımlı atık toplamasistemlerini kullanınız.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyallar “Tıbbi Atıkların Kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmeliklerine uygunolarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

World Medicine İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Bağcılar/İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

2022/574

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 11.10.2022 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'NİN YENİLENME TARİHİ

27 / 27

İlaç Bilgileri

Tartada 25 Mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Erlotinib Hidroklorür

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.