KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
TİCASA 60 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Tikagrelor.................60 mg
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1' e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet
Pembe renkli, yuvarlak, bombeli film kaplı tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Asetil salisilik asit (ASA) ile birlikte uygulanan TİCASA,
- Yetişkinlerde miyokard infarktüsü (Mİ) hikayesi olan (1-3 yıl içinde) ve aterotrombotikolay açısından yüksek risk taşıyan hastalarda aterotrombotik olayların önlenmesindeendikedir.
- Yetişkinlerde koroner arter hastalığı (KAH) ile birlikte tip 2 diabetes mellitus (DM)'uolan ve perkütan koroner girişim (PKG) öyküsü bulunan ve aynı zamandaaterotrombotik olaylar açısından yüksek riskin söz konusu olduğu yüksek kanama riskiolmayan hastalarda ilk Mİ veya inme riskinin azaltılmasında endikedir (Bkz. Bölüm
4.2, 4.4 ve 5.1.).
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:
TİCASA kullanan hastalar ayrıca, spesifik olarak kontrendike olmadıkça günde bir kez ASA'nın 75-150 mg'lık düşük idame dozunu da kullanmalıdır.
Miyokard infarktüsü (Mİ):
1-3 yıl içinde Mİ öyküsü olan ve bir aterotrombotik olay açısından yüksek riskin söz konusu olduğu hastalarda uzatılmış tedavi gerektiğinde günde iki kez TİCASA 60 mg doz önerilir (bkz.Bölüm 5.1). Aterotrombotik olay açısından yüksek riske sahip akut koroner sendrom (AKS)hastalarında TİCASA 90 mg veya başka adenozin difosfat (ADP) reseptör inhibitörü ile ilk biryıllık tedaviden sonra tedaviye ara vermeden devam tedavisi olarak başlanabilir. Tedaviyeayrıca Mİ geçirdikten sonraki 2 yıla kadar veya önceki ADP reseptör inhibitörü tedavisidurdurulduktan sonraki bir yıl içinde de başlanabilir. 3 yılın ötesinde uzatılmış tedavidetikagrelorun etkililiği ve güvenliliği ile ilgili sınırlı veri bulunmaktadır.
1
Eğer tedavinin değiştirilmesi gerekli olursa ilk TİCASA dozu, diğer antitrombositik ilacın son dozundan 24 saat sonra uygulanmalıdır.
Koroner arter hastalığı (KAH) ile birlikte tip 2 DM'si olan ve perkütan koroner girişim (PKG) öyküsü bulunan hastalar
Daha önce Mİ olmadan PKG öyküsü ile birlikte KAH ve tip 2 DM'si olan hastalar için önerilen doz günde iki kez TİCASA 60 mg'dır. TİCASA için yükleme dozu gerekli değildir.
Hastalar, önceki antitrombosit tedavilerine bakılmaksızın tedaviye günde iki kez TİCASA 60 mg ile başlayabilir.
KAH ile birlikte tip 2 DM'si olan hastalarda TİCASA ile, hasta yüksek aterotrombotik olay riski ve düşük kanama riski altında olduğu sürece tedaviye üç yıla kadar devam edilmelidir.Etkililik ve güvenlilik verileri, üç yıllık tedaviden sonra halen TİCASA'nın faydalarınınrisklere ağır basıp basmadığını belirlemek için yetersizdir (Bkz. Bölüm 4.4).
KAH ile birlikte Tip 2 DM'si olan ve PKG öyküsü bulunan hastaları TİCASA tedavisine geçirmek isteyen hekimler, ilk TİCASA dozunu diğer P2Y12 reseptör antagonistin sondozundan 24 saat sonra uygulamalıdır.
Unutulan doz
Tedavide kesintilerden de kaçınılmalıdır. TİCASA'nın bir dozunu almayı unutan hastalar, planlanmış olan zamanda yalnızca bir adet tablet olan bir sonraki dozu almalıdır.
Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.
TİCASA yemeklerle birlikte veya aç karnına alınabilir.
Tablet(ler)i bir bütün olarak yutamayan hastalar için, tabletler ince toz haline gelecek şekilde ezilip yarım bardak suda karıştırılarak hemen içilebilir. Takibinde boş bardak yarım bardak suile çalkalanıp kalan içerik de içilmelidir. Karışım ayrıca nazogastrik tüp (CH8 veya dahabüyüğü) ile uygulanabilir. Karışımın uygulanmasından sonra nazogastrik tüpü su ile durulamakönemlidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Ağır derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda tikagrelor çalışılmamıştır ve tikagrelorun bu hastalarda kullanılması kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Orta derecede karaciğer yetmezliğiolan hastaların tedavisinde sınırlı bilgi mevcuttur. Doz ayarlamasına gerek yoktur, ancaktikagrelor dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2) Hafif karaciğer yetmezliği olanhastalarda doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
Tikagrelorun 18 yaşın altındaki çocuklarda güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir. Herhangi bir veri mevcut değildir.
2
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir (bkz. Bölüm 5.2).
4.3. Kontrendikasyonlar
• Tikagrelore veya Bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırıduyarlılık (bkz. Bölüm 4.8),
• Aktif patolojik kanama,
• İntrakraniyal hemoraji öyküsü (bkz. Bölüm 4.8),
• Ağır derecede karaciğer yetmezliği (bkz. Bölüm 4.2, Bölüm 4.4 ve Bölüm 5.2 ).
• Eş zamanlı uygulama tikagrelore maruziyette belirgin bir artışa neden olabileceği için,güçlü CYP3A4 inhibitörleri (örn., ketokonazol, klaritromisin, nefazodon, ritonavir veatazanavir) ile tikagrelorun birlikte kullanılması (bkz. Bölüm 4.5).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
KAH, tip 2 DM hastalarında fayda-risk
THEMIS çalışmasında, genel THEMIS çalışma popülasyonunun %58'ini temsil eden, PKG öyküsü olan önceden belirlenmiş hasta alt grubunda pozitif bir fayda-risk profiligözlemlenmiştir. Tüm THEMIS popülasyonunda fayda-risk profili TİCASA kullanımınıdesteklemek açısından olumlu değerlendirilmemiştir. KAH, tip 2 DM ve PKG öyküsü olanhastalarda tedaviye başlamadan önce, hastanın aterotrombotik olaylar açısından yüksek vekanama açısından düşük risk taşıdığı doulanmalıdır.
Kanama riski:
Bilinen kanama riski artmış olan hastalarda tikagrelor kullanımı, aterotrombotik olayların önlenmesinden elde edilecek yarara karşı dengelenmelidir (bkz. Bölüm 4.8 ve Bölüm 5.1). Eğerklinik olarak endike ise, tikagrelor aşağıdaki hasta gruplarında dikkatli kullanılmalıdır:
• Kanama eğilimi olan hastalar (örn., yeni travma, yeni ameliyat, koagülasyon bozuklukları,aktif veya travma riski yüksek olan hastalar). Aktif patolojik kanaması olan hastalarda veintrakraniyal hemoraji öyküsü ve ağır derecede karaciğer yetmezliği olanlarda tikagrelorkullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
• Kanama riskini artırabilen tıbbi ürünleri (örn., nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar(NSAİİ'ler), oral antikoagülanlar ve/veya fibrinolitikler) tikagrelor dozundan sonra 24 saatiçinde eşzamanlı kullanan hastalar.
Trombosit transfüzyonu sağlıklı gönüllülerde tikagrelorun antitrombotik etkisini tersine çevirmez ve kanaması bulunan hastalarda klinik yarar sağlaması mümkün değildir.Tikagrelorun desmopressin ile eşzamanlı olarak uygulanması temel kanama zamanınıazaltmadığı için, desmopressinin klinik kanama olaylarının tedavisinde etkili olması mümkündeğildir (bkz. bölüm 4.5)
Antifibrinolitik tedavi (aminokaproik asit veya traneksamik asit) ve/veya rekombinant faktör VIIa tedavisi hemostazı artırabilir. Kanamanın sebebi tanımlanıp kontrol altına alındıktan sonratikagrelor tedavisi yeniden başlatılabilir.
Cerrahi:
Hastalara, herhangi bir cerrahi işlem planlanmadan önce ve herhangi bir yeni tıbbi ürün kullanmadan önce, tikagrelor aldıkları konusunda hekimlerini ve diş hekimlerinibilgilendirmeleri konusunda tavsiye verilmelidir.
3
Koroner arter bypass greft (KABG) operasyonu geçiren PLATO hastalarında, ameliyattan önceki birinci gün içinde ilaç kullanımı durdurulduğunda tikagrelor ile, klopidogrelden dahafazla kanama meydana gelmiş ancak ameliyattan 2 veya daha fazla gün önce tedavidurdurulduktan sonra majör kanama olaylarının oranı klopidogrel ile karşılaştırıldığında benzerolmuştur (bkz. Bölüm 4.8). Eğer hastaya elektif cerrahi uygulanacaksa ve antitrombositik etkiistenmiyorsa, tikagrelor ameliyattan 5 gün önce kesilmelidir (bkz. Bölüm 5.1).
Daha önce iskemik inme geçirmiş hastalar:
Daha önce iskemik inme geçirmiş AKS hastaları, 12 aya kadar tikagrelor ile tedavi edilebilir (PLATO çalışması).
PEGASUS (>1 yıl Mİ öyküsü) ve THEMIS (KAH ve tip 2 DM) çalışmalarına daha önce iskemik inme geçirmiş hastalar dahil edilmemiştir çünkü önceki çalışmalar antiplatelet ajanın(tikagrelor değil) kombinasyonunun intrakranyal hemoraji ile ilişkili olduğunu göstermektedir.Dolayısıyla, veri yokluğu nedeniyle daha önce iskemik inme geçirmiş AKS hastalarında bir yılıaşan TİCASA tedavisi önerilmemektedir. KAH, tip 2 DM ve önceki iskemik inme hastalarındada TİCASA tedavisi önerilmemektedir.
Karaciğer yetmezliği:
Tikagrelor kullanımı ağır derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.3). Orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda tikagrelor iledeneyim sınırlı olduğundan bu hastalarda dikkatli olunması tavsiye edilmektedir. (bkz. Bölüm4.2 ve Bölüm 5.2).
Bradikardik olaylar için risk altında olan hastalar:
Holter EKG takibi klopidogrele kıyasla tikagrelor ile uygulanan tedavi sırasında genellikle asemptomatik olan ventriküler duraklamaların sıklığında artış olduğunu göstermiştir.Bradikardik olay riski artan hastalar (örn., hasta sinüs sendromu, 2. veya 3. derece AV blokveya bradikardiye bağlı senkop gözlenen pacemaker olmayan hastalar) tikagrelorunetkililiğinin ve güvenliliğinin değerlendirildiği ana çalışmalardan hariç tutulmuştur. Bu sebeplesınırlı klinik deneyim nedeniyle, tikagrelor bu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm5.1).
Ek olarak, tikagrelor, bradikardiyi uyardığı bilinen tıbbi ürünlerle eşzamanlı olarak uygulandığında dikkatli olunmalıdır. Bununla birlikte, PLATO çalışmasında bradikardiyiuyardığı bilinen bir ya da daha fazla tıbbi ürünün (örn., %96 beta blokörler, %33 kalsiyum kanalblokörleri diltiazem ve verapamil ve %4 digoksin) eşzamanlı uygulanmasının ardından klinikaçıdan anlamlı advers reaksiyon kanıtı gözlenmemiştir (bkz. Bölüm 4.5). THEMIS'te hastaların%73,8'i çalışmaya girişte beta blokör almıştır.
PLATO'da Holter alt-çalışması sırasında, AKS'lerin akut fazı süresince klopidogrele kıyasla tikagrelor ile daha fazla hastada >3 saniyelik ventriküler duraklamalar ortaya çıkmıştır.Tikagrelor ile Holter tespitli ventriküler duraklamalardaki artış, genel çalışma popülasyonu ilekarşılaştırıldığında AKS'nin akut fazı sırasında kronik kalp yetmezliği (KKY) olan hastalardadaha yüksek bulunmuştur fakat bu etki, tikagrelor ile birinci ayda ya da klopidogrel ilekarşılaştırıldığında gözlenmemiştir. Bu hasta popülasyonundaki bu dengesizlik ile ilişkili(senkop ya da pacemaker yerleştirmesi dahil) advers klinik sonuç bulunmamaktadır (bkz.Bölüm 5.1).
4
Dispne:
Dispne, tikagrelor ile tedavi edilen hastalarda bildirilmiştir. Şiddeti genellikle hafif ila orta arasında değişmiş ve sıklıkla tedavinin kesilmesini gerektirmeden düzelmiştir. Astım/KOAH(Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastalarında tikagrelor ile dispne olayının meydanagelmesindeki mutlak risk artmış olabilir. Tikagrelor, astım ve/veya KOAH öyküsü olanhastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Mekanizma henüz aydınlatılmamıştır. Bir hastanın yeni,uzun süreli veya ağırlaşan dispne olayını bildirmesi durumunda, bu olay detaylıca araştırılmalıve tolere edilemezse tikagrelor tedavisi durdurulmalıdır. Daha fazla bilgi için Bölüm 4.8'ebakınız.
Santral uyku apnesi
Tikagrelor alan hastalarda pazarlama sonrası Cheyne-Stokes solunumu dahil santral uyku apnesi bildirilmiştir. Santral uyku apnesinden şüpheleniliyorsa, daha ileri klinik değerlendirmedüşünülmelidir.
Kreatinin yükselmeleri:
Tikagrelor ile tedavi sırasında kreatinin düzeyleri yükselebilir. Mekanizma henüz aydınlatılmamıştır. Rutin tıbbi uygulamalara göre böbrek fonksiyonları kontrol edilmelidir.Ayrıca AKS hastalarında böbrek fonksiyonlarının, tikagrelor ile tedaviye başlandıktan bir aysonra, >75 yaş hastalara, orta/şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalara ve bir anjiyotensinreseptör blokörü (ARB) ile eşzamanlı tedavi alan hastalara özel dikkat gösterilerek kontroledilmesi önerilir.
Ürik asit artışı:
Tikagrelor ile tedavi sırasında hiperürisemi oluşabilir (bkz. Bölüm 4.8). Hiperürisemi ya da gut artriti öyküsü olan hastalarda dikkat edilmesi önerilir. İhtiyati tedbir olarak ürik asit nefropatisiolan hastalarda tikagrelor kullanımı tavsiye edilmez.
Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP)
Tikagrelor kullanımıyla ilgili olarak çok nadiren TTP bildirilmiştir. Nörolojik bulgular, böbrek disfonksiyonu ya da ateş ile ilişkili olabilen trombositopeni ve mikroanjiyopatik hemolitikanemi ile karakterizedir. TTP, plazmaferez de dahil acil tedavi gerektiren potansiyel olarakölümcül bir durumdur.
Heparin ile indüklenen trombositopeni (HIT) tanısı koymak için kullanılan trombosit fonksiyon testleri ile enterferans
HIT tanısı koymak için kullanılan heparin ile indüklenen trombosit aktivasyonu (HIPA) testinde, hastanın serumunda bulunan anti-trombosit faktör 4/heparin antikorları, heparinvarlığında sağlıklı donörlerin trombositlerini aktive eder.
Tikagrelor uygulanan hastalarda, HIT için kullanılan trombosit fonksiyon testlerinde (HIPA testi dahildir, ancak bununla sınırlı olmayabilir) yanlış negatif sonuçlar bildirilmiştir. Budurum, testin içerdiği sağlıklı donörlere ait trombositler üzerindeki P2Y12 reseptörününhastanın serumundaki/plazmasındaki tikagrelor tarafından inhibe edilmesi ile ilgilidir. HITtrombosit fonksiyon testlerinin yorumlanması için, tikagrelor ile eş zamanlı tedavi hakkındabilgi sağlanması gereklidir.
HIT gelişen hastalarda, tikagrelor ile tedaviye devam edilmesinin yarar-risk değerlendirmesi, hem HIT'nin protrombotik durumu, hem de eş zamanlı antikoagülan ve tikagrelor tedavisindeartan kanama riski dikkate alınarak yapılmalıdır.
5
Diğer:
İdame ASA dozu ve klopidogrele kıyasla tikagrelorun bağıl etkililiğinin araştırıldığı PLATO çalışmasında gözlenmiş olan bir ilişki temel alınarak, tikagrelor ve 300 mg üzerindeki ASA'nınyüksek idame dozunun eşzamanlı uygulanması önerilmemektedir (bkz. Bölüm 5.1).
Tedavinin erken kesilmesi:
TİCASA dahil herhangi bir antitrombotik tedavinin erken kesilmesi, hastanın altta yatan hastalığına bağlı olarak kardiyovasküler (KV) ölüm ve Mİ veya inme riskinde artışa nedenolabilir. Bu nedenle tedavinin erken kesilmesinden kaçınılmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Tikagrelor esasen bir CYP3A4 substratıdır ve zayıf bir CYP3A4 inhibitörüdür. Tikagrelor aynı zamanda bir P-glikoprotein (P-gp) substratı ve zayıf bir P-gp inhibitörüdür ve P-gpsubstratlarına maruziyeti artırabilir.
Diğer tıbbi ürünlerin tikagrelor üzerindeki etkisi
CYP3A4 inhibitörleri
•
Güçlü CYP3A4 inhibitörleri - Ketokonazolün tikagrelor ile birlikte uygulanmasıtikagrelorun Cmaks ve EAA değerlerini sırasıyla 2.4 kat ve 7.3 kat artırmış aktif metabolitinCmaks ve EAA değerlerini sırasıyla %89 ve %56 azaltmıştır. Diğer güçlü CYP3A4inhibitörlerinin (klaritromisin, nefazadon, ritonavir ve atanazavir) benzer etki göstermesibeklenmektedir ve bu nedenle güçlü CYP3A4 inhibitörlerinin tikagrelor ile aynı andakullanılmaları kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
• Orta dereceli CYP3A4 inhibitörleri - Diltiazemin tikagrelor ile birlikte uygulanmasıtikagrelorun Cmaks değerini %69, EAA değerini 2,7 kat artırmıştır ve aktif metabolitin Cmaksdeğerini %38 azaltmış, EAA değerini değiştirmemiştir. Tikagrelorun diltiazemin plazmadüzeyleri üzerinde etkisi bulunmamaktadır. Diğer orta dereceli CYP3A4 inhibitörlerinin(örn., amprenavir, aprepitant, eritromisin ve flukonazol) benzer bir etkiye sahip olacağıbeklenmektedir ve tikagrelor ile aynı anda uygulanabilirler.
• Her gün yüksek miktarlarda (3x200 ml) greyfurt suyu tüketimlerinin ardından tikagrelormaruziyetinde 2 kat artış gözlenmiştir. Bu boyutta bir maruziyet artışının çoğu hastadaklinik anlama sahip olması beklenmemektedir.
CYP3A indükleyicileri
Rifampisinin tikagrelor ile birlikte uygulanması, tikagrelorun Cmaks ve EAA değerlerini sırasıyla %73 ve %86 azaltmıştır. Aktif metabolitin Cmaks değeri değişmemiş ve EAA değeri%46 azalmıştır. Diğer CYP3A indükleyicilerinin (örn., fenitoin, karbamazepin ve fenobarbital)tikagrelore maruziyeti azaltması beklenmektedir. Tikagrelorun potent CYP3A indükleyicileriile birlikte uygulanması, tikagrelor maruziyetini ve etkililiğini azaltabilir bu nedenle tikagrelorile eşzamanlı olarak uygulanmaları tercih edilmez.
Siklosporin (P-gp ve CYP3A inhibitörü)
Tikagrelor ile siklosporinin (600 mg) birlikte uygulanması, tikagrelorun Cmaks ve EAA değerlerini sırasıyla 2,3 kat ve 2,8 kat artırmıştır. Siklosporin varlığında aktif metabolitin EAAdeğeri %32 artarken, Cmaks değeri %15 azalmıştır.
Tikagrelorun, potent P-glikoprote
Belge Do
6
(örn., verapamil, kinidin) olan ve tikagrelor maruziyetini de artırabilecek diğer etkin maddelerle eşzamanlı kullanımına ilişkin veri mevcut değildir. Eğer bu tür bir birlikteliktenkaçınılamıyorsa, eşzamanlı uygulama dikkatle yapılmalıdır.
Diğerleri
Klinik farmakoloji etkileşim çalışmaları, tikagrelorun heparin, enoksaparin ve ASA veya desmopressin ile birlikte uygulanmasının, tek başına tikagrelor uygulanmasına kıyaslatikagrelor ya da aktif metabolitinin farmakokinetiği üzerinde veya ADP'nin indüklediğitrombosit agregasyonu üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Klinik olarakendike olduğu takdirde, hemostazı değiştiren tıbbi ürünler tikagrelor ile kombinasyon halindeuygulanırken dikkatle kullanılmalıdır.
Morfinle tedavi uygulanan AKS'li hastalarda tikagrelor ve aktif metabolitinin de aralarında olduğu oral P2Y12 inhibitörlerine gecikmiş ve azalmış maruziyet gözlenmiştir (tikagrelormaruziyetinde %35 azalma). Bu etkileşim azalmış gastrointestinal motiliteyle ilişkili olabilir vediğer opioidler için de geçerli olabilir. Bu durumun klinik önemi bilinmemektedir fakat verilertikagrelor ve morfinin eş zamanlı uygulandığı hastalarda tikagrelorun etkililiğinde azalmaolması potansiyeline işaret etmiştir. Morfinin durdurulamayacağı ve hızlı P2Y12inhibisyonunun gerekli görüldüğü AKS'li hastalarda parenteral bir P2Y12 inhibitörününkullanılması düşünülebilir.
Tikagrelor'un diğer tıbbi ürünler üzerinde etkisi
CYP3A4 ile metabolize olan tıbbi ürünler
• Simvastatin -
Tikagrelor ile simvastatinin birlikte uygulanması, simvastatinin Cmaksdeğerini %81, EAA değerini %56 artırmıştır ve bazı bireysel 2 ila 3 kat artışlarla birliktesimvastatin asidin Cmaks değerini %64 ve EAA değerini %52 artırmıştır. Tikagrelorungünlük 40 mg'ı aşan simvastatin dozları ile birlikte uygulanması, simvastatinin adversetkilerinin ortaya çıkmasına yol açabilir ve böyle uygulamalara potansiyel yararlarlakarşılaştırma yapılarak karar verilmelidir. Simvastatinin tikagrelor plazma düzeyleriüzerinde etkisi bulunmamaktadır. Tikagrelor lovastatin üzerinde de benzer etki gösterebilir.Tikagrelorun 40 mg'ın üzerindeki simvastatin veya lovastatin dozları ile eşzamanlıkullanılması önerilmez.
•
Atorvastatin -
Atorvastatin ve tikagrelorun birlikte uygulanması, atorvastatin asidin Cmaksdeğerini %23 ve EAA değerini %36 artırmıştır. Tüm atorvastatin asit metabolitleri içinEAA ve Cmaks'ta benzer artışlar gözlenmiştir. Bu artışların klinik açıdan anlamlı olmadığıdüşünülmektedir.
• CYP3A4 tarafından metabolize olan diğer statinler üzerinde benzer bir etki ayrı tutulamaz.PLATO çalışmasında yer alan ve tikagrelor kullanan hastalar çeşitli statinler kullanmışolup, bu tıbbi ürünleri alan PLATO kohort grubunun %93'ünde statin güvenliliği ile ilişkiliendişe söz konusu olmamıştır.
Tikagrelor zayıf bir CYP3A4 inhibitörüdür. Tikagrelor ile dar terapötik indekse sahip CYP3A4 substratlarının (ör. sisaprid veya ergot alkaloidleri) birlikte uygulanması önerilmez çünkütikagrelor bu tıbbi ürünlere maruziyeti artırabilir.
P-glikoprotein (P-gp) substratları (digoksin, siklosporin dahil)
Eşzamanlı tikagrelor uygulaması digoksinin Cmaks değerini %75 ve EAA değerini %28 artırmıştır. Tikagrelor ile eşzamanlı uygulamanın ardından ortalama taban digoksin düzeyleri
t t t ti n/^r\111t
Bdge #ftmış,Rbaack^lerd«k( artış maksimum!-2 ikaia/,ka4arlrula.iwı&iıiiiDii.gQksJn
7
varlığında tikagrelorun ve aktif metabolitinin Cmaks ve EAA değerleri etkilenmemiştir. Bu nedenle, digoksin gibi dar terapötik indekse sahip olan ve P-gp bağımlı tıbbi ürünlerin tikagrelorile eşzamanlı uygulanmasında uygun klinik ve/veya laboratuvar takibinin yapılmasıönerilmektedir.
Tikagrelorun siklosporin kan düzeyleri üzerinde etkisi olmamıştır. Tikagrelorun diğer P-gp substratları üzerindeki etkisi çalışılmamıştır.
CYP2C9 ile metabolize olan tıbbi ürünler
Tikagrelorun tolbutamid ile birlikte uygulanması, her iki tıbbi ürünün de plazma düzeylerini değiştirmemiş, bu da tikagrelorun CYP2C9 inhibitörü olmadığı ve varfarin ve tolbutamid gibiCYP2C9 bağımlı metabolize olan tıbbi ürünlerin metabolizmasını değiştirmeyeceği izleniminivermiştir.
Rosuvastatin
Tikagrelor, rosuvastatinin renal atılımını etkileyerek rosuvastatin birikimi riskini artırabilir. Kesin mekanizması bilinmese de, bazı durumlarda tikagrelor ve rosuvastatinin eş zamanlıkullanımı renal fonksiyonun azalmasına, CPK düzeyi ve rabdomiyolizin artmasına yolaçmaktadır.
Oral kontraseptifler
Tikagrelorun levonorgestrel ve etinil estradiol ile birlikte uygulanması etinil estradiol maruziyetini yaklaşık %20 artırmış fakat levonorgestrelin farmakokinetiğini değiştirmemiştir.Levonorgestrel ve etinil estradiol tikagrelor ile birlikte uygulandığında oral kontraseptifinetkililiği üzerinde klinik olarak ilişkili bir etki beklenmemektedir.
Bradikardiyi indüklediği bilinen tıbbi ürünler
Çoğunlukla asemptomatik olan ventriküler duraklamalar ve bradikardi gözlemleri nedeniyle, tikagrelorun bradikardiyi uyardığı bilinen tıbbi ürünler ile eşzamanlı uygulanması sırasındadikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4). Bununla birlikte, PLATO çalışmasında bradikardiyiuyardığı bilinen bir ya da daha fazla tıbbi ürünün (örn., %96 beta blokörler, %33 kalsiyum kanalblokörleri diltiazem ve verapamil ve %4 digoksin) eşzamanlı uygulanmasının ardından klinikaçıdan anlamlı advers reaksiyon kanıtı gözlenmemiştir.
Diğer eşlik eden tedavi
Klinik çalışmalarda tikagrelor, uzun vadede eşzamanlı hastalıklar için gerekli oldukça ASA, proton pompası inhibitörleri, statinler, beta-blokörler, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE)inhibitörleri ve anjiyotensin reseptör blokörleri (ARB'ler) ile birlikte ve heparin, düşük molekülağırlıklı heparin ve intravenöz GplIb/IIIa inhibitörleri ile birlikte kısa süreler için yaygın şekildeuygulanmıştır (bkz. Bölüm 5.1). Bu tıbbi ürünlerle klinik olarak anlamlı advers etkileşimlergözlendiğine dair bulgu yoktur.
Tikagrelorun heparin, enoksaparin veya desmopressin ile eşzamanlı uygulanmasının aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTZ), aktive pıhtılaşma zamanı (APZ) veya faktör Xa testleriüzerinde etkisi olmamıştır. Bununla birlikte, potansiyel farmakodinamik etkileşimler nedeniyletikagrelorun, hemostazı değiştirdiği bilinen tıbbi ürünler ile bir arada uygulanması sırasındadikkatli olunmalıdır.
Selektif serotonin gerialım inhibitörleri (SSRI) (örn., paroksetin, sertralin ve sitalopram) ile kutanöz kanama anomalilerini içeren raporlar nedeniyle, kanama riskini artırabileceğinden
8
tikagrelor ile SSRI'lar uygulanırken dikkatli olunması önerilmektedir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, tikagrelor ile tedavi süresince gebe kalmamak için uygun doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır.
Gebelik dönemi
Tikagrelorun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesi bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
TİCASA gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Hayvanlardan elde edilen mevcut farmakodinamik/toksikolojik veriler, tikagrelorun ve aktif metabolitlerinin süte geçtiğini göstermektedir (bkz. Bölüm 5.3). Yeni doğanlar/bebekler içinrisk göz ardı edilemez. Çocuk için emzirmenin yararları ve kadın için tedavinin yararları dikkatealınarak, emzirmenin kesilmesine ya da tikagrelor tedavisinin kesilmesine/bu tedavidenkaçınılmasına karar verilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Tikagrelorun deney hayvanlarında erkek veya dişi fertilitesi üzerinde etkisi bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Tikagrelorun araç ve makine kullanma yetisi üzerinde etkisi yoktur ya da göz ardı edilebilir etkilere sahiptir. Tikagrelor ile tedavi süresince sersemlik ve konfüzyon bildirilmiştir. Bunedenle, bu semptomların görüldüğü hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profili özeti
Tikagrelorun güvenlilik profili 32.000'den fazla hastanın tikagrelora maruz kaldığı 58.000'in üzerinde hastayı içeren üç büyük faz 3 sonuç çalışmasında (PLATO, PEGASUS ve THEMIS)değerlendirilmiştir (Bkz. Bölüm 5.1).
PLATO çalışmasında tikagrelor tedavisi alan hastalarda advers olaylar sebebiyle tedaviyi bırakma insidansı, klopidogrel kullanan hastalara göre daha yüksek olmuştur (%7,4'e karşın%5,4). PEGASUS çalışmasında tikagrelor tedavisi alan hastalarda advers olaylar sebebiyletedaviyi bırakma insidansı, tek başına ASA tedavisi ile karşılaştırıldığında daha yüksektir(tikagrelor 60 mg + ASA için %16,1'e karşın tek başına ASA tedavisi için %8,5). Tikagrelorile tedavi edilen hastalarda en yaygın bildirilen advers reaksiyonlar kanama ve dispnedir (bkz.Bölüm 4.4).
9
Advers reaksiyonların tablolanmış özeti
Aşağıdaki advers reaksiyonlar, tikagrelor ile yapılan çalışmaları takiben ya da pazarlama sonrası deneyimde bildirilmiş olanlara göre tanımlanmıştır.
Advers reaksiyonlar MedDRA Sistem Organ Sınıfına (SOC) göre listelenmiştir. Advers reaksiyonlar, her bir SOC içinde sıklık kategorilerine göre sıralanmıştır ve azalan ciddiyetsırasına göre sunulmaktadır. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır: Çok yaygın (>1/10) yaygın(>1/100 ila < 1/10) yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100) seyrek (>1/10.000 ila <1/1000) çokseyrek (<1/10.000) bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
İyi huylu, kötü huylu ve belirtilmemiş neoplazmalar (Kist ve polipler de dahil olmak üzere)
Yaygın olmayan: Tümör kanamalarıa
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Kan hastalığı kanamalarıb Bilinmiyor: Trombotik Trombositopenik Purpurac
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Anjiyoödemic içeren hipersensivitec
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Hiperürisemid Yaygın: Gut/Gut artriti
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Konfüzyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş dönmesini de içeren sersemlik hali, senkop, başaısı Yaygın olmayan: İntrakraniyal hemoraji m
Göz hastalıkları
Yaygın olmayan: Göz içi hemoraji
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Vertigo
Yaygın olmayan: Kulak içi hemoraji
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipotansiyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Çok yaygın : Dispne
Yaygın: Solunum sistemi kanamalarıf
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Gastrointestinal hemorajig, diyare, bulantı, dispepsi, konstipasyon
10
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Deri altı veya deride kanamah, kaşıntı, döküntü
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Kas içi kanama1
Böbrek ve idrar hastalıkları
Yaygın: İdrar yolunda kanamaj
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: Üreme sistemi kanamalarık
Araştırmalar
Yaygın: Kan kreatininde artışd
Yaralanma, zehirlenme ve prosedüre ait komplikasyonlar
Yaygın: Post-prosedürel hemoraji, travmatik kanamalar 1
a örn., mesane kanseri, gastrik kanser, kolon kanseri nedeniyle kanama. b örn., ekimoz, spontan hematoma, hemorajik diatez eğilimde artış.c Pazarlama sonrası teşhis edilmiş deneyim
d Sıklıklar laboratuvar gözlemlerinden elde edilmiştir (Başlangıçta referans aralığının altında ya da referans aralığı dahilinde değerden ürik asit artışı > normalin üst sınırı. Başlangıca göre>%50 kreatinin artışları) ve ham advers olay bildirim sıklığı değildir.e örn., konjonktival, retinal, intraoküler kanama.f örn., burun kanaması, hemoptizi.
g örn., dişeti kanaması, rektal hemoraji, gastrik ülser hemorajisi. h örn., ekimoz, cilt hemorajisi, peteşi.
1 örn., hemartroz, kas hemorajisi. j örn., hematüri, hemorajik sistit.
k örn., vajinal hemoraji, hematospermi, post-menopozal hemoraji.
1 örn., kontüzyon, travmatik hematom, travmatik hemoraji. m örn., spontan, prosedürle ilgili veya travmatik intrakranial hemoraji.
Seçilen advers reaksiyonların tanımı
Kanama
PLATO çalışmasındaki kanama bulguları
PLATO çalışmasındaki genel kanama oranları sonuçları Tablo 1'de gösterilmektedir.
Tablo 1 - Genel kanama olaylarının analizi, 12 ayda Kaplan-Meier tahminleri (PLATO) |
|
Günde iki kez Tikagrelor 90mg N=9235 |
Klopidogrel
N=9186 |
p-değeri* |
PLATO Toplam majör
|
11,6
|
11,2
|
0,4336
|
PLATO Majör Ölümcül/Yaşamı tehdit edici
|
5,8
|
5,8
|
0,6988
|
KABG olmayan PLATO Majör
|
4,5
|
3,8
|
0,0264
|
Prosedürel olmayan PLATO Majör
|
3,1
|
2,3
|
0,0058
|
~. ABU BELGE, GUVEııLı ELEKIFOıııK ıBU BELGE, GUVEııLı ELEKIFOıııK ı
PLAT<QuToplam mjr+FMinöC |
Yı'ZâilöiiYı'l&lpü.TİŞTTT:
mü |
146
|
l^^84
|
|
11
Prosedürel olmayan PLATO Majör + Minör
|
5,9
|
4,3
|
<0,0001
|
TIMI tanımlı Majör
|
7,9
|
7,7
|
0,5669
|
TIMI tanımlı Majör + Minör
|
11,4
|
10,9
|
0,3272
|
Kanama kategorisi tanımları:
Majör Ölümcül/Yaşamı tehdit edici Kanama:
Hemoglobinde >50 g/L azalma veya >4 ünite eritrosit transfüzyonu ile klinik olarak belirgin VEYA ölümcül VEYA intrakraniyal VEYAkardiyak tamponad ile intraperikardiyal VEYA pressör ajan veya ameliyat gerektiren şiddetlihipotansiyon veya hipovolemik şokun eşlik ettiği.
Majör Diğer:
Hemoglobinde 30-50 g/L azalma veya 2-3 ünite eritrosit transfüzyonu ile klinik olarak belirgin veya anlamlı derecede kısıtlayıcı.
Minör Kanama:TIMI Majör Kanama:veya
intrakraniyal hemoraji ile klinikolarak belirgin.
TIMI Minör Kanama:
Hemoglobinde 30-50 g/L azalma ile klinik olarak belirgin.
*Tek açıklayıcı değişken olarak tedavi grubu ile Cox orantısal tehlike modelinden hesaplanan ^-değeri.
Tikagrelor ve klopidogrel PLATO Majör Ölümcül/Yaşamı tehdit edici kanama, PLATO toplam majör kanama, TIMI Majör kanama ya da TIMI Minör kanama oranları bakımından farklılıkgöstermemiştir (Tablo 1). Ancak klopidogrel ile karşılaştırıldığında tikagrelor ile daha fazlaPLATO Majör + Minör kanama bileşimi meydana gelmiştir. PLATO'da daha az hastadaölümcül kanama olmuştur: Tikagrelor için 20 (%0,2) ve klopidogrel için 23 (%0,3) (bkz. Bölüm4.4).
Yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, ırk, coafi bölge, eşzamanlı hastalıklar, eşlik eden tedavi ve önceki inme veya geçici iskemik atak dahil tıbbi öykü parametrelerinden hiçbiri genel ya daprosedürel olmayan PLATO Majör kanamayı öngörmemiştir. Dolayısıyla, herhangi bir kanamaalt grubu için belirli bir grubun risk altında olduğu teşhis edilmemiştir.
KABG ilişkili kanama:
PLATO çalışmasında, koroner arter bypass graft (KABG) ameliyatı geçiren 1584 hastanın (kohortun %12'si) %42'sinde tedavi grupları arasında fark olmaksızın PLATO MajörÖlümcül/Yaşamı tehdit edici kanama meydana gelmiştir. Ölümcül KABG kanaması her tedavigrubunda 6 kişide meydana gelmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
KABG ile ilişkili olmayan kanama ve prosedürel ilişkili olmayan kanama:
Tikagrelor ve klopidogrel KABG olmayan PLATO tanımlı Majör Ölümcül/Yaşamı tehdit edici kanama açısından farklılık göstermemiştir fakat PLATO tanımlı Toplam Majör, TIMI Majörve TIMI Majör + Minör kanama tikagrelor ile daha yaygın olarak görülmüştür. Benzer şekilde,prosedürle ilişkili tüm kanamalar çıkarıldığında, klopidogrele kıyasla tikagrelor ile daha fazlakanama meydana gelmiştir (Tablo 1). Prosedürel olmayan kanama nedeniyle tedaviyi kesme,klopidogrel ,2 p<0,001) ile karşılaştırıldığında tikagrelor (%2,9) ile daha yaygın olarakgörülmüştür.
İntrakraniyal kanama:
Klopidogrel (n=14 kanama, %0,2) ile karşılaştırıldığında tikagrelor (26 hastada n=27 kanama, %0,3) ile daha fazla prosedürel olmayan intrakraniyal kanama meydana gelmiştir bunlararasında tikagrelor ile 11 kanama ve klopidogrel ile 1 kanama ölümcüldür. Genel ölümcülkanamalarda farklılık bulunmamıştır.
12
PEGASUS çalışmasında kanama bulguları
PEGASUS çalışmasındaki genel kanama olayları sonuçları Tablo 2'de gösterilmektedir.
Tablo 2 - Genel kanama olaylarının analizi, 36 ayda Kaplan-Meier tahminleri(PEGASUS)____ |
|
Günde iki kez tikagrelor 60
mg + ASA N=6958 |
Tek başına
ASA
N=6996 |
p-değeri |
Güvenlilik sonlanım noktaları |
%KM |
Tehlike oranı (%95 GA) |
%KM |
TIMI tanımlı kanama kategorileri |
TIMI majör |
2,3 |
2,32
(1,68, 3,21) |
1,1 |
<0,0001 |
Ölümcül |
0,3 |
1.00
(0,44, 2,27) |
0,3 |
1,0000 |
İntrakraniyal kanama (İK) |
0,6 |
1.33
(0,77, 2,31) |
0,5 |
0,3130 |
Diğer TIMI Majör |
1,6 |
3.61
(2,31, 5,65) |
0,5 |
<0,0001 |
TIMI Majör veya Minör |
3,4 |
2,54
(1,93, 3,35) |
1,4 |
<0,0001 |
TIMI Majör veya Minör veya Tıbbi müdahale gerektiren |
16,6 |
2,64 (2,35, 2,97) |
7,0 |
<0,0001 |
|
Tablo 2 - Genel kanama olaylarının analizi, 36 ayda Kaplan-Meier tahminleri(PEGASUS) (Devam)____ |
|
Günde iki kez tikagrelor 60
mg + ASA N=6958 |
Tek başına ASAN=6996 |
p-değeri |
Güvenlilik sonlanım noktaları |
%KM |
Tehlike oranı (%95 GA) |
%KM |
PLATO tanımlı kanama kategorileri |
PLATO Majör |
3,5 |
2,57
(1,95, 3,37) |
1,4 |
<0,0001 |
Ölümcül/Yaşamı tehdit edici |
2,4 |
2,38
(1,73, 3,26) |
1,1 |
<0,0001 |
Diğer PLATO Majör |
1,1 |
3.37
(1,95, 5,83) |
0,3 |
<0,0001 |
PLATO Majör veya Minör |
15,2 |
2,71
(2,40, 3,08) |
6,2 |
<0,0001 |
|
Kanama kategorisi tanımları:
TIMI Majör: Ölümcül kanama VEYA herhangi bir intrakraniyal kanama VEYA hemoglobinde (Hgb) >50 g/L'lik düşme veya Hgb mevcut olmadığında hemotokritte (Hct)%15'lik düşme ile ilişkili klinik olarak belirgin hemoraji bulguları.
Ölümcül: 7 gün içinde doudan ölüme yol açan bir kanama olayı.
İK: İntrakraniyal Kanama (İntrakraniyal hemoraji).
Diğer TIMI Majör: Ölümcül olmayan İK olmayan TIMI Majör kanama.
Belge dcTIMI MINÖR RHKFFIÖPÖS?M£3§£50G/LMALMA ILEK^^NİKPOıARAK%ELIRĞİ'Nurki>'egovtr/saglik-titck-eb>'s>'egovtr/saglik-titck-eb>'s
13
Tıbbi müdahale gerektiren TIMI:
Müdahale gerektiren VEYA hastaneye yatışa yol açan VEYA değerlendirmeyi gerektiren.
PLATO Majör Ölümcül/Yaşamı tehdit edici:
Ölümcül kanama VEYA herhangi bir intrakraniyal kanama VEYA kardiyak tamponad ile intraperikardiyal VEYA presör/inotropveya ameliyat gerektiren hipovolemik şok veya şiddetli hipotansiyon ile VEYA hemoglobinde>50 g/L azalma ile klinik olarak belirgin VEYA >4 ünite eritrosit transfüzyonu.
PLATO Majör Diğer:
Anlamlı derecede kısıtlayıcı VEYA hemoglobinde 30-50 g/L azalma ile klinik olarak belirgin VEYA 2-3 ünite eritrosit transfüzyonu gerektiren.
PLATO Minör:
Kanamayı durdurmak veya tedavi etmek için tıbbi girişim gerektiren.
PEGASUS çalışmasında, günde iki kez tikagrelor 60 mg için TIMI Majör kanama tek başına ASA için olandan daha yüksektir. Ölümcül kanama için kanama riskinde artış görülmemiş vetek başına ASA tedavisine kıyasla sadece intrakraniyal hemorajilerde küçük bir artışgözlenmiştir. Çalışmada birkaç ölümcül kanama olayı yaşanmıştır: Tikagrelor 60 mg için 11(%0,3) ve tek başına ASA tedavisi için 12 (%0,3). Tikagrelor 60 mg ile TIMI Majör kanamariskinde gözlenen artışın nedeni, başlıca gastrointestinal sistem organ sınıfındaki olaylardankaynaklanan Diğer TIMI Majör kanama sıklığının daha yüksek olmasıdır.
TIMI Majöre benzer kanama paternlerinde artış, TIMI Majör veya Minör ve PLATO Majör ve PLATO Majör veya Minör kanama kategorileri için görülmüştür (bkz. Tablo 2). Kanamanedeniyle tedavinin kesilmesi tek başına ASA tedavisine kıyasla tikagrelor 60 mg ile dahayaygındır (sırasıyla %6,2 ve %1,5). Bu kanamaların büyük çoğunluğu burun kanaması,morarma ve hematomlar gibi daha düşük ciddiyette (TIMI tıbbi müdahale gerektiren olaraksınıflandırılmış) kanamalardır.
Tikagrelor 60 mg'ın kanama profili TIMI Majör, TIMI Majör veya Minör ve PLATO Majör kanama olayları için çoklu önceden tanımlanmış alt gruplar arasında (örn., yaş, cinsiyet, kilo,ırk, coafik bölge, eşzamanlı rahatsızlıklar, eşzamanlı tedavi ve tıbbi öykü) tutarlıbulunmuştur.
İntrakraniyal kanama:
Spontan intrakraniyal hemorajiler tikagrelor 60 mg ve tek başına ASA tedavisi için benzer oranlarda bildirilmiştir (her iki tedavi grubunda da n=13, %0,2). Travmatik ve prosedürle ilişkiliintrakraniyal hemorajiler tek başına ASA tedavisine (n=10, %0,1) kıyasla tikagrelor 60 mgtedavisi ile küçük bir artış göstermiştir (n=15, %0,2). Tikagrelor 60 mg ile 6 ölümcülintrakraniyal kanama ve tek başına ASA tedavisi ile 5 ölümcül intrakraniyal kanama meydanagelmiştir. İntrakraniyal kanama insidansı, araştırma altındaki popülasyonun anlamlıkomorbidite ve kardiyovasküler risk faktörleri dikkate alındığında her iki tedavi grubunda dadüşük olmuştur.
THEMIS çalışmasında kanama bulguları
PKG uygulanan THEMIS hastalarındaki genel kanama olaylarının sonuçları Tablo 3'te gösterilmektedir.
14
Tablo 3 - PKG öyküsü olan hastalardan oluşan THEMIS alt grubunda 36 ayda tedaviye göre kanama olaylarının analizi, Kaplan-Meier kanama oranlarının tahmini ("tedavianalizinde")
|
ASA ile günde iki kez
Tikagrelor
N=5536 |
Tek başına ASA
N=5564 |
Risk Oranı (RO)
(%95 GA) |
p-değeri |
Güvenlilik Sonlanım Noktaları |
%KM |
%KM |
TIMI-tanımlı kanama kategorileri |
TIMI Majör
|
%2,4
|
%1,3
|
2,03 (1,48, 2,76)
|
<,0001
|
TIMI Majör ya da Minör
|
%3,4
|
%1,7
|
2,23 (1,70, 2,92)
|
<,0001
|
TIMI Majör ya da Minör veya Tıbbi müdahale gerektiren
|
%13,1
|
%6,3
|
2,28 (1,99, 2,62)
|
<,0001
|
PLATO-tanımlı kanama kategorileri |
PLATO Majör
|
%3,8
|
%1,9
|
2,22 (1,72, 2,86)
|
<,0001
|
Ölümcül/Yaşamı tehdit edici
|
%2,5
|
%1,3
|
2,10 (1,54, 2,86)
|
<,0001
|
Diğer PLATO Majör
|
%1,5
|
%0,6
|
2,53 (1,64, 3,93)
|
<,0001
|
Kanama kategorisi tanımları:
TIMI Majör:
Ölümcül kanama VEYA herhangi bir intrakraniyal kanama VEYA Hgb'de >50 g/L'lik düşme veya Hgb mevcut olmadığında Hct'de %15'lik düşme ile ilişkili klinik olarakbelirgin hemoraji bulguları.
KABG ilişkili kanama:
Ölümcül kanama veya perioperatif intrakraniyal kanama veya kanamanın kontrol altına alınması amacıyla sternotomi kesisinin kapatılmasını takiben yenidenameliyat ya da 48 saatlik bir süre içinde >5 ünite tam kan veya PRBC transfüzyonu (kan ürünlerihesaplamalarında hücre koruyucu transfüzyonu sayılmamıştır) veya 24 saatlik bir süre içinde>2 L göğüs tüpü çıkışı.
TIMI Minör:
Hgb'de 30-50 g/L düşüş veya Hct'de >%10 ila <%15 düşüş VEYA kan kaybı olmadığında Hgb konsantrasyonunda >40 g/L düşüş veya Hct'de >%12 düşüşle klinik olarakbelirgin.
Tıbbi müdahale gerektiren TIMI:
Müdahale gerektiren VEYA hastaneye yatışa yol açan VEYA değerlendirme gerektiren.
PLATO Majör Ölümcül/Yaşamı tehdit edici:
Ölümcül kanama VEYA herhangi bir intrakraniyal kanama VEYA kardiyak tamponad ile intraperikardiyal VEYA presör/inotropveya ameliyat gerektiren hipovolemik şok veya şiddetli hipotansiyon ile VEYA Hgb'de >50g/L azalma ile klinik olarak belirgin VEYA >4 ünite eritrosit transfüzyonu gerektiren.THEMIS çalışmasında primer güvenlilik sonlanım noktası “TIMI Majör Kanama” olaylarıdır.Güvenlilik analizi ayrıca PLATO ve BARC kanama sınıflandırmalarını kapsıyordu.
THEMIS çalışmasında, TIMI Majör kanama günde iki kez tikagrelor için tek başına ASA'dan daha yüksektir (36 aydaki Kaplan-Meier tahmini: sırasıyla %2,2 karşısında %1,2, p <0,0001).Bu daha yüksek insidans, daha fazla sayıda ölümcül kanama (ASA için 10 karşısında tikagreloriçin 17) ve intrakraniyal kanamalar (tek başına ASA için 46'ya karşı tikagrelor için 70) ilekarakterize edilmiştir. Tikagrelor tedavi kolunda bildirilen intrakraniyal hemorajilerin çoğu ençok subdural lokasyonlu olarak bildirilen travmatik olaylardır (N=41).
15
PKG öyküsü olan hasta alt grubunda, TIMI Majör kanama insidansı da tek başına ASA'ya kıyasla tikagrelor için daha yüksektir (Tablo 3). ASA ile kombinasyon halinde tikagrelor için 6ve tek başına ASA tedavisi için 6 olmak üzere birkaç ölümcül kanama olayı olmuştur.İntrakraniyal hemorajileri olan hasta sayısı, ASA ile kombinasyon halinde tikagrelor için 33 vetek başına ASA için 31 olup, KM yüzdeleri sırasıyla %0,7 ve %0,6'dır, p=0,4545. Bununlabirlikte ölümcül kanama ve intrakraniyal hemoraji oranı iki tedavi kolunda da benzerdir.tikagrelor ile bildirilen intrakraniyal hemoraji vakalarından 23'ü travmatik ve 10'u spontandır.Bu nedenle, tikagrelor ile gözlenen artmış TIMI Majör kanama riski, esas olarak olayların SOCgastrointestinal bozukluklarda ve yaralanma, zehirlenme ve yapılan işleme aitkomplikasyonlarda daha sık görülmesinden kaynaklanmıştır.
PKG öyküsü bulunan hastalarda kanama olayları nedeniyle çalışma ilacının kesilmesi tek başına ASA tedavisine kıyasla tikagrelor ile daha yaygındır (sırasıyla %1,3 ve %4,7). Epistaksisve artan ekimoz eğilimi, tikagrelor tedavisinin kesilmesi ile sonuçlanan en yaygın kanamaolaylarıdır.
Hasta Alt Popülasyonlarında Kanama: Tikagrelor'un kanama profili genel olarak önceden tanımlanmış birden çok alt grupta (örn. yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, etnik köken, coafi bölge,eşlik eden hastalıklar, eş zamanlı tedavi ve tıbbi geçmişe göre) tutarlıdır.
Diğer Advers Olaylar
THEMIS çalışma protokolünde advers olay toplama, ciddi advers olaylar, advers olaylar nedeniyle bırakmalar ve öneme sahip advers olaylarla sınırlandırılmıştır. THEMISçalışmasında toplanan advers olay verilerinin PLATO ve PEGASUS çalışmalarından eldeedilen verilerle tutarlı olduğu görülmektedir.
Dispne
Tikagrelor ile tedavi edilen hastalarda bir tür nefessizlik hissi olan dispne bildirilmiştir. PLATO çalışmasında dispne advers olayları (dispne, istirahat halinde dispne, efora bağlı dispne,paroksismal nokturnal dispne ve nokturnal dispne) bir arada ele alındığında, tikagrelor ile tedaviedilen hastaların %13,8'i ve klopidogrel ile tedavi edilen hastaların %7,8'si tarafındanbildirilmiştir. Tikagrelor kullanan hastaların %2,2'sinde ve klopidogrel kullanan hastaların%0,6'sında araştırmacılar dispnenin PLATO çalışmasındaki tedavi ile nedensellik ilişkisiiçinde olduğunu ve azının ciddi olduğunu (%0,14 tikagrelor %0,02 klopidogrel) düşünmüştür(bkz. Bölüm 4.4). En çok bildirilen dispne semptomları hafif ila orta şiddette olup çoğu tedavibaşlangıcından kısa bir süre sonra tek bir epizot olarak bildirilmiştir. THEMIS çalışmasında,Tikagrelor'a randomize edilen hastaların yaklaşık %21,4'ü dispne olayları yaşamıştır.THEMIS'teki bu dispne olaylarının özellikleri, daha önce açıklananlarla uyumludur (Bkz.Bölüm 4.4).
Klopidogrel ile karşılaştırıldığında tikagrelor ile tedavi edilen astım/KOAH hastalarında ciddi olmayan dispne (tikagrelor ile %3,29'a karşın klopidogrel ile %0,53) ve ciddi dispne (tikagrelorile %0,38'e karşın klopidogrel ile %0,00) yaşama riski artmış olabilir. Mutlak terimlere göre,bu risk genel PLATO popülasyonundakinden daha yüksek bulunmuştur. Tikagrelor, astımve/veya KOAH öyküsü olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Epizotların yaklaşık %30'u 7 gün içerisinde düzelmiştir. PLATO çalışmasına başlangıçta konjestif kalp yetmezliği, KOAH veya astımı olan hastalar dahil edilmiştir bu hastalar ve
4âfJJiardi:di5psa,bildi^SF><i!âislılı3daha,ffluhteme4âir.-,K!lorids'ffle(:,alaiilât,sis,%SikoEiPi
ile
¦ys
Belge Do
16
karşılaştırıldığında Tikagrelor için hastaların %0,9'u dispne nedeniyle çalışma ilacını bırakmıştır. Tikagrelor ile daha yüksek dispne insidansına yeni veya kötüleşen kalp veyaakciğer hastalığı eşlik etmemiştir (bkz. Bölüm 4.4). Tikagrelor pulmoner fonksiyon testlerinietkilemez.
PEGASUS çalışmasında dispne, günde iki kez tikagrelor 60 mg alan hastaların %14,2'sinde ve tek başına ASA alan hastaların %5,5'inde bildirilmiştir. PLATO çalışmasında en çok bildirilendispne olayları hafif ila orta şiddete olmuştur (bkz. Bölüm 4.4). Dispne bildiren hastalar dahayaşlı olma ve daha sık olarak da, KOAH veya astım hastalığı temelinde dispneik olmaeğilimindedir.
Araştırmalar
Ürik asit yükselmeleri: PLATO çalışmasında, klopidogrel alan hastalar ile %13 olan oran ile kıyaslandığında tikagrelor alan hastaların %22'sinde serum ürik asit, normalin üst sınırındandaha fazla yükselmiştir. PEGASUS çalışmasında karşılık gelen değerler tikagrelor 90 mg, 60mg ve plasebo için sırasıyla %9,1, %8,8 ve %5,5 olmuştur. Ortalama serum ürik asit klopidogrelile yaklaşık %7,5 olan oran ile karşılaştırıldığında tikagrelor ile yaklaşık %15 artmış ve tedavidurdurulduktan sonra tikagrelor tedavisinde yaklaşık %7'ye düşmüştür ancak klopidogrel ilebir azalma gözlenmemiştir. PEGASUS çalışmasında tikagrelor 90 mg ve 60 mg için ortalamaserum ürik asit düzeylerinde sırasıyla %6,3 ve %5,6'lık geri dönüşlü yükselmeler bulunmuş,plasebo grubunda ise %1,5'lik bir azalma yaşanmıştır. PLATO çalışmasında gut artriti sıklığıtikagrelor için %0,2'ye karşın klopidogrel için %0,1 bulunmuştur. PEGASUS çalışmasındagut/gut artriti için karşılık gelen değerler tikagrelor 90 mg, 60 mg ve plasebo için sırasıyla %1,6,%1,5 ve %1,1'dir.
THEMIS'te, tek başına aspirine karşı tikagrelor kullanan hastalarda hiperürisemi insidansı daha yüksek ancak gut insidansı benzerdir. Hiperürisemi ya da gutlu artrit öyküsü olan hastalardaTİCASA uygulaması sırasında dikkatli olunması gerekmektedir. Tedbir amaçlı olarak, ürik asitnefropatisi olan hastalarda TİCASA kullanımı önerilmez.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr e-posta:[email protected] tel: 0 800 314 00 08 faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Tikagrelor 900 mg'a kadar olan tekli dozlarda iyi tolere edilir. Gastrointestinal toksisitenin, tekli artan doz çalışmasında doz sınırlayıcı olduğu belirlenmiştir. Doz aşımı ile ortayaçıkabilecek diğer klinik olarak anlamlı advers reaksiyonlar arasında dispne ve ventrikülerduraklamalar mevcuttur (bkz. Bölüm 4.8).
Doz aşımı durumunda yukarıdaki potansiyel advers reaksiyonlar meydana gelebilir ve bu durumda EKG takibi düşünülmelidir.
Tikagrelorun etkilerini tersine çevirecek bilinen bir antidot halihazırda mevcut değildir ve tikagrelor diyazlizle kandan uzaklaştırılamaz. (bkz. Bölüm 4.4). Doz aşımı tedavisinde yerel
ıtsfidisaiJbbtuyıulaffialattakipRgdii^Bsiıdtt. As|n ,sik8a»!gioiddgiusd,a%bekLe»sı„n,.,tk,itr8i.blo|it
:-ebys
dye.gov.tr/saglik
ge Takip.
Belge Do
83Q3NRYnUy
nttps:/
17
inhibisyonu ile ilişkili olarak kanama riski süresinin uzamasıdır. Trombosit transfüzyonunun kanama bulunan hastalarda klinik yarar sağlaması mümkün değildir (bkz. Bölüm 4.4). Eğerkanama gözlenirse, uygun destekleyici tedbirler alınmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Trombosit agregasyon inhibitörleri (Heparin hariç)
ATC kodu: B01AC24
Etki mekanizması:
Tikagrelor, oral, doudan etkili, P2Y12 reseptörüne selektif ve geri dönüşümlü olarak bağlanan ve ADP-aracılı P2Y12'ye bağımlı trombosit aktivasyonunu ve agregasyonunuengelleyen, siklopentiltriazolopirimidin (SPTP) kimyasal sınıfının bir üyesi olan tikagreloriçermektedir. Tikagrelor ADP'nin bağlanmasını engellemez ancak P2Y12 reseptörünebağlandığı zaman ADP-uyarılı sinyal iletimini engeller. Trombositler aterosklerotik hastalığıntrombotik komplikasyonlarının başlaması ve/veya gelişmesinde yer aldıklarından, trombositfonksiyon inhibisyonunun ölüm, Mİ veya inme gibi KV olay riskini azalttığı gösterilmiştir.
Tikagrelor aynı zamanda, dengeleyici nükleozit taşıyıcısı-1 'i (ENT-1) inhibe ederek lokal endojen adenozin düzeylerini de artırır.
Tikagrelorun sağlıklı gönüllülerde ve AKS hastalarında adenozin kaynaklı aşağıdaki etkileri güçlendirdiği belirlenmiştir: vazodilatasyon (sağlıklı gönüllülerde ve AKS hastalarında koronerkan akışı artışları ile ölçülür baş aısı), trombosit fonksiyonu inhibisyonu
(in vitro
koşullardainsan tam kanında) ve dispne. Bununla birlikte, adenozinde gözlenen artışlar ve klinik sonuçlar(örn., morbidite-mortalite) arasındaki bağ henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmuş değildir.
Farmakodinamik etkiler:
Etkinin başlaması
Tikagrelor için 180 mg yükleme dozundan 0,5 saat sonra yaklaşık %41'lik ortalama trombosit agregasyon inhibisyonu (TAİ) değeri ile gösterildiği üzere, ASA tedavisi görmekte olan stabilkoroner arter hastalığı (KAH) olan hastalarda tikagrelor hızlı bir farmakolojik etki başlangıcıgösterir %89'luk maksimum TAİ etkisi dozdan 2-4 saat sonra ortaya çıkar ve 2-8 saat arasındasürer. Hastaların %90'ında son uzatılmış TAİ, dozdan 2 saat sonra >%70 olmuştur.
Etkinin sonlanması
Eğer bir KABG prosedürü planlanıyorsa, tikagrelorun prosedürden önce 96 saatten daha kısa bir süre içerisinde kesilmesi durumunda tikagrelor kanama riski klopidogrele göre artmaktadır.
Geçiş verileri
Klopidogrel 75 mg'dan günde iki kez tikagrelor 90 mg'a geçiş, %26,4 mutlak TAİ artışı ile sonuçlanır ve tikagrelordan klopidogrele geçiş %24,5 mutlak TAİ azalması ile sonuçlanır.Hastalar antitrombositik etkide herhangi bir kesinti olmaksızın klopidogrelden tikagreloregeçebilir (bkz. Bölüm 4.2).
18
Klinik etkililik ve güvenlilik:
Tikagrelorun etkililiği ve güvenliliği için klinik bulgular üç faz 3 çalışmasından elde edilmiştir:
• PLATO [PLATelet Inhibition and Patient Outcomes] çalışması, her ikisi de ASA ve diğerstandart tedavi ile kombinasyon halinde verilen tikagrelorun klopidogrel ile karşılaştırılması
• PEGASUS TIMI-54 [PrEvention with TicaGrelor of SecondAry Thrombotic Events inHighRiSk AcUte Coronary Syndrome Patients] çalışması, ASA ile kombinasyon halindetikagrelor tedavisinin tek başına ASA tedavisi ile karşılaştırılması
• THEMIS çalışması KAH ve tip 2 DM'li hastalarda tek başına ASA tedavisine kıyasla düşükdoz ASA (75-150 mg) ile kombinasyon halinde verilen tikagrelor tedavisi ilekarşılaştırılması
PLATO çalışması (Akut Koroner Sendromlar)
PLATO çalışmasına stabil olmayan anjina (UA), ST yükselmesiz Mİ (NSTEMI) veya ST yükselmeli Mİ (STEMI) semptomları başladıktan sonraki 24 saat içerisinde gelen ve ilk tedavisimedikal veya PKG ya da KABG olan 18.624 hasta dahil edilmiştir.
Klinik etkililik
Arka plan tedavisi olarak günde bir kez ASA kullanıldığında, günde iki kez tikagrelor 90 mg, KV ölüm, Mİ veya inmeden oluşan bileşik sonlanım noktasını önlemede günde bir kez 75 mgklopidogrele göre üstünlük göstermiş, oluşan farka ise KV ölüm ve Mİ sebebiyet vermiştir.Hastalar 300 mg klopidogrel yükleme dozu (PKM varsa 600 mg olması mümkündür) veya 180mg tikagrelor dozu almıştır.
Bu sonuç erken dönemde ortaya çıkmış (30 günde mutlak risk azalması [MRA] %0,6 ve nispi risk azalması [NRA] %12), 12 aylık dönemin tamamında sabit bir tedavi etkisi söz konusuolmuş, %16'lık NRA ile yıl başına %1,9 MRA verimini sağlamıştır. Bu bulgu, hastaların 12 aysüreyle günde iki kez tikagrelor 90 mg ile tedavisinin uygun olduğunu düşündürmektedir (bkz.Bölüm 4.2). 54 AKS hastasının klopidogrel yerine tikagrelor ile tedavi edilmesi 1aterotrombotik olayı önleyecektir 91 hastanın tedavisi ile bir KV ölüm önlenecektir (bkz. Şekil1 ve Tablo 3).
Tikagrelorun, klopidogrele üstün olan tedavi edici etkisi vücut ağırlığı cinsiyet DM, geçici iskemik atak veya hemorajik olmayan inme veya revaskülarizasyon dahil tıbbi öyküheparinler, GpIIb/IIIa inhibitörleri ve proton pompa inhibitörlerini içeren eşzamanlı tedaviler(bkz. Bölüm 4.5) son indeks olay tanısı (STEMI, NSTEMI veya UA) ve randomizasyondahedeflenen tedavi yolağı (invazif veya medikal) dahil bir çok alt grup arasında tutarlı olmuştur.
Bölge ile zayıf anlamlılığa sahip bir tedavi etkileşimi gözlenmiş olup bunun neticesinde birincil sonlanım noktasının risk oranı (RO), dünyanın geri kalanında tikagrelor lehine iken incelenentoplam popülasyonun yaklaşık %10'unu temsil eden Kuzey Amerika'da klopidogrel lehinedir(etkileşim p-değeri=0,045). Keşif amaçlı analizler ASA dozu ile olası bir etkileşim aklagetirmektedir: Artan ASA dozları ile tikagrelorda azalan etkililik gözlenmiştir. TİCASA ileverilecek kronik günlük ASA dozları 75-150 mg olmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.4).
Şekil 1'de bileşik etkililik sonlanım noktasında herhangi bir olayın ilk meydana gelmesine ait riskin tahmini gösterilmektedir.
19
Şekil 1 - KV ölüm, Mİ ve inmenin birincil klinik bileşik sonlamın noktası analizi (PLATO) |
|
Tikagrelor hem UA/NSTEMI hem de STEMI popülasyonunda (Tablo 3) klopidogrel ile karşılaştırıldığında birincil bileşik sonlanım noktasının oluşma oranını azaltmıştır. Dolayısıyla,medikal tedavi gören hastalar ve perkutan koroner müdahale (PKM) ya da koroner bypass grefti(KABG) ile tedavi edilen hastalar dahil olmak üzere AKS hastalarında (stabil olmayan anjina,ST yükselmesiz Miyokard İnfarktüsü [NSTEMI] ve ST yükselmeli Miyokard İnfarktüsü[STEMI]) düşük doz ASA ile birlikte günde iki kez TİCASA 90 mg kullanılabilir.
Tablo 4 - Birincil ve ikincil etkililik sonlanım noktalarının analizi (PLATO)
|
|
Günde iki kez tikagrelor 90mg (% olayyaşayan hastayüzdesi)N=9333
|
Günde bir kez klopidogrel 75mg (% olayyaşayan hastayüzdesi)N=9291
|
MRAa
(%/yıl)
|
NRAa (%) (%95 GA)
|
^-değeri
|
KV ölüm, Mİ (sessiz Mİ hariç)veya inme
|
9,3
|
10,9
|
1,9
|
16 (8, 23)
|
0,0003
|
İnvazif müdahale
|
8,5
|
10,0
|
1,7
|
16 (6, 25)
|
0,0025
|
Medikal müdahale
|
11,3
|
13,2
|
2,3
|
15 (0,3, 27)
|
0,0444d
|
KV Ölüm
|
3,8
|
4,8
|
1,1
|
21 (9, 31)
|
0,0013
|
Mİ (sessiz Mİ hariç)b
|
5,4
|
6,4
|
1,1
|
16 (5, 25)
|
0,0045
|
|
, güvenli <
İM3 |
luuroııık miza ık ıııızülaı: 'nUy
|
™02
TMrrai
|
“\^\7t(—52,2 ^tl
|
|
|
20
Tüm nedenlere bağlı ölüm, Mİ(sessiz Mİ hariç)veya inme
|
9,7
|
11,5
|
2,1
|
16 (8, 23)
|
0,0001
|
KV ölüm, toplam Mİ, inme, CRİ, Rİ,GİA veya diğerATOc
|
13,8
|
15,7
|
2,1
|
12 (5, 19)
|
0,0006
|
Tüm nedenlere bağlı ölüm
|
4,3
|
5,4
|
1,4
|
22 (11, 31)
|
0,0003d
|
Belirli stent trombozu
|
1,2
|
1,7
|
0,6
|
32 (8, 49)
|
0,0123d
|
aMRA=mutlak risk azalması NRA=nispi risk azalması= 1 -tehlike oranı) x %100. Negatif NRA nispi risk artışını gösterir.bSessiz Mİ hariç.
cCRİ=ciddi reküren iskemi Rİ=reküren iskemi GİA=geçici iskemik atak ATO=arteriyel trombotik olay. Toplam Mİ, sessiz Mİ'yi içerir ve olayın tarihi, keşfedildiği tarih olarakbelirlenir.
dNominal anlamlılık değeri tüm diğerleri önceden belirlenmiş hiyerarşi testlerine göre resmi olarak ve istatistiksel olarak anlamlıdır.
PLA TO genetik alt çalışması
PLATO çalışmasında 10285 hastanın CYP2C19 ve ABCB1 genotiplerinin belirlenmesi, genotip grupları ile PLATO sonuçları arasındaki ilişkileri göstermiştir. Majör KV olaylarıazaltmada tikagrelorun klopidogrele üstünlüğü, hasta CYP2C19 veya ABCB1 genotipindenanlamlı derecede etkilenmemiştir. Genel olarak PLATO çalışmasına benzer şekilde, toplamPLATO Majör kanama, CYP2C19 veya ABCB1 genotipinden bağımsız olarak tikagrelor veklopidogrel arasında farklılık göstermemiştir. KABG olmayan PLATO Majör kanama, bir veyadaha fazla CYP2C19 işlev kaybı alleline sahip hastalarda klopidogrel ile karşılaştırıldığındatikagrelor ile artmıştır fakat işlev kaybı alleli olmayan hastalarda klopidogrel ile benzerolmuştur.
Kombine etkililik ve güvenlilik bileşimi
Kombine etkililik ve güvenlilik bileşimi (KV ölüm, Mİ, inme veya PLATO tanımlı “Toplam Majör” kanama), klopidogrel ile karşılaştırıldığında tikagrelorun etkililiğindeki faydanın,AKS'den sonraki 12 ayda majör kanama olayları ile dengelenmediğini göstermektedir (MRA%1,4, NRA %8, RO 0,92 p=0,0257).
Klinik güvenlilik
Holter alt çalışması
PLATO çalışması sırasında ventriküler duraklamaların ve diğer aritmik epizotların ortaya çıkışını incelemek üzere araştırmacılar yaklaşık 3000 hastadan oluşan bir alt grupta Holterizlemi yapmıştır bu hastaların yaklaşık 2000'nininde hem AKS'lerinin akut fazında hem de biray sonrasında kayıtlar mevcuttur. İncelenen ana değişken >3 saniyelik ventrikülerduraklamaların meydana gelmesi olmuştur.Akut fazla klopidogrel (%3,5) ile
e kârIŞlflr%5t4//kloRidog^el.thai^i^aft4e^,
karşılaştırıldığında tikagrelor (%6,0) ile daha fazla hastada ventriküler duraklamalar olmuştur ve 1 ay sonrasında sırasıyla %2,2 ve %1,6 olmuştur (bkz. Bölüm 4.4). AKS'nin akut fazındaventriküler duraklamalardaki artış, KKY öyküsü olan tikagrelor hastalarında daha belirgin
Belge Do
21
%4,0'a karşın KKY öyküsü olmayan hastalarda %3,6'dır). Bu dengesizlik bir ayda meydana gelmemiştir: tikagrelor hastalarında KKY öyküsü olan ve olmayanlarda sırasıyla %2,0'a karşın%2,1 ve klopidogrel ile %3,8'e karşın %1,4'tür. Bu hasta popülasyonunda bu dengesizlik ileilişkili advers klinik sonuçlar söz konusu olmamıştır (pacemaker yerleştirilmesi durumlarıdahil).
PEGASUS Çalışması (Miyokard İnfarktüsü Öyküsü)
PEGASUS TIMI-54 çalışması, Mİ öyküsü ve aterotromboz açısından ek risk faktörleri olan hastalarda tek başına ASA tedavisi ile karşılaştırıldığında düşük doz ASA (75-150 mg) ilekombinasyon halinde 2 doz şeklinde (ya günde iki kez 90 mg ya da günde iki kez 60 mg) verilentikagrelor ile aterotrombotik olayların önlenmesini değerlendiren 21162 hastalı, olayların yönverdiği, randomize, çift kör, plasebo kontrollü, paralel gruplu, uluslararası çok merkezli birçalışmadır.
50 yaş veya üzeri, Mİ öyküsü (randomizasyondan 1 ila 3 yıl önce) ve aşağıdaki aterotromboz risk faktörlerinden en azından birine sahip hastalar çalışmaya katılım açısından uygunbulunmuştur: >65 yaş, ilaç tedavisi gerektiren diabetes mellitus, önceden geçirilmiş ikinci birMİ, çoklu damar KAH bulgusu veya son evre olmayan kronik böbrek yetmezliği.
Hastalar şu durumlarda çalışmaya katılım açısından uygunsuz bulunmuştur: Çalışma süresince P2Y12 reseptör antagonisti, dipiridamol, silostazol veya antikoagülan tedavisi planlanmışsapıhtılaşma bozukluğu varsa veya iskemik inme veya intrakraniyal kanama öyküsü varsa, santralsinir sistemi tümörü veya bir intrakraniyal vasküler anomali varsa önceki 6 ay içindegastrointestinal kanamaları olmuşsa veya önceki 30 gün içinde majör ameliyat geçirmişlerse.
Klinik etkililik
Şekil 2 - KV ölüm, MI ve inmenin birincil klinik bileşik sonlanım noktası analizi
(PEGASUS) |
|
|
22
Tablo 5 - Birincil ve İkincil Etkililik Sonlanım Noktalarının Analizi (PEGASUS) |
|
Günde iki kez tikagrelor 60 mg
+ASA N = 7045 |
Tek başına ASA N = 7067 |
^-değeri |
Özellikler |
Olay
görülen
hastalar |
KM % |
TO
(95% GA) |
Olay
görülen
hastalar |
KM % |
Birincil sonlanım noktası
|
KV
ölüm/Mİ/İnme
bileşimi
|
487
(%6,9)
|
%7,8
|
0,84
(0,74, 0,95)
|
578
(%8,2)
|
%9,0
|
0,0043 (s)
|
KV ölüm
|
174 (%2,5)
|
%2,9
|
0,83
(0,68, 1,01)
|
210
(%3,0)
|
%3,4
|
0,0676
|
Mİ
|
285 (%4,0)
|
%4,5
|
0,84
(0,72, 0,98)
|
338
(%4,8)
|
%5,2
|
0,0314
|
İnme
|
91 ,3)
|
%1,5
|
0,75
(0,57, 0,98)
|
122
,7)
|
%1,9
|
0,0337
|
İkincil sonlanım noktası
|
KV ölüm
|
174
(%2,5)
|
%2,9
|
0,83
(0,68, 1,01)
|
210
(%3,0)
|
%3,4
|
-
|
Tüm nedenlere bağlı mortalite
|
289
(%4,1)
|
%4,7
|
0.89
(0,76, 1,04)
|
326
(%4,6)
|
%5,2
|
-
|
|
RO ve ^-değerleri, tek açıklayıcı değişken olarak tedavi grubu ile Cox orantısal risk modelinden hareketle tek başına ASA tedavisine karşın tikagrelor için ayrı ayrı hesaplanır.
36. ayda hesaplanan Kaplan-Meier yüzdesi.
Not: KV ölüm, Mİ ve İnme bileşenleri için ilk olayların sayısı her bir bileşen için ilk olayların gerçek sayısı olup, bileşik sonlanım noktasındaki olay sayısına ilave edilmez.
(s) İstatistiksel anlamı belirtir.
GA=Güven aralığı
KV=Kardiyovasküler
RO=Risk oranı
KM=Kaplan-Meier
Mİ=Miyokard infarktüsü
N=Hasta sayısı
ASA ile kombinasyon halinde hem günde iki kez 60 mg hem de günde iki kez 90 mg tikagrelor rejimleri çalışma periyodu boyunca tutarlı bir tedavi etkisi ile aterotrombotik olaylarınönlenmesinde (bileşik sonlanım noktası: KV ölüm, Mİ ve inme) tek başına ASA'dan üstünolup, tikagrelor 60 mg için %16 nispi risk azalması (NRA) ve %1,27 mutlak risk azalması(MRA) ve tikagrelor 90 mg için %15 NRA ve % 1,19 MRA değerlerini vermektedir.
90 mg ve 60 mg'ın etkililik profili benzer olmasına rağmen, daha düşük dozun kanama ve dispne riski ile ilişkili olarak daha iyi güvenlilik profiline ve tolerabiliteye sahip olduğuna dairkanıtlar bulunmaktadır. Bu nedenle, ASA ile birlikte yalnızca günde iki kez uygulanan
23
tikagrelor 60 mg Mİ öyküsü olan ve aterotrombotik olay gelişimi açısından yüksek risk taşıyan hastalarda aterotrombotik olayların (KV ölüm, Mİ ve inme) önlenmesi için önerilmektedir.
Tek başına ASA'ya göre günde iki kez tikagrelor 60 mg KV ölüm, Mİ ve inme birincil bileşik sonlanım noktasını anlamlı olarak azaltır. Bileşenlerin her biri birincil bileşik sonlanımnoktasında azalmaya katkıda bulunmuştur (KV ölüm %17 NRA, Mİ %16 NRA ve inme %25NRA).
Birinci günden 360. güne kadar 7 NRA) ve 361 gün ve sonrasındaki 6 NRA) bileşik sonlanım noktası NRA'ları benzerdir. Uzatılmış tedaviden 3 yıl sonrasında tikagrelore aitetkililik ve güvenlilik verileri sınırlıdır.
Mİ'den sonra 2 yıldan fazla bir sürede klinik olarak stabil olan hastalarda veya önceki ADP reseptör inhibitörü tedavisi bırakıldıktan sonra bir yıldan fazla süre geçtiğinde günde iki keretikagrelor 60 mg uygulandığında fayda olduğu yönünde kanıt söz konusu olmamıştır (KV ölüm,Mİ ve inmede birincil bileşik sonlanım noktasında azalma yoktur: ancak majör kanamada artışvardır (ayrıca bkz. Bölüm 4.2.).
Klinik güvenlilik
Kanama ve dispne nedeniyle tikagrelor 60 mg ile tedaviyi kesme oranı, >75 yaş hastalarda (%42), daha genç hastalar ile karşılaştırıldığında daha yüksek olmuş (%23 - %31 aralığında),>75 yaş hastalarda plaseboya karşın fark %10'dan yüksek bulunmuştur (%42'ye karşın %29).
THEMIS çalışması (PKG Öyküsü ile Birlikte KAH ve tip 2 DM Bulunan Hastalar)
THEMIS çalışması, KAH ve tip 2 DM'li hastalarda tek başına ASA tedavisine kıyasla düşük doz ASA (75-150 mg) ile kombine tikagrelor ile aterotrombotik olayların önlenmesinideğerlendirmeye yönelik 19220 hastadan oluşan, olay odaklı, randomize, çift kör, plasebokontrollü, paralel gruplu, uluslararası çok merkezli bir çalışmadır. Medyan tikagrelor tedavisüresi 33,2 aydır.
50 yaş veya üzerinde, PKG (çalışma popülasyonunun %58'i) veya KABG (%29) öyküsü olan veya koroner revaskülarizasyon öyküsü bulunmayan ve KAH olarak tanımlanan, ancak en az 1koroner arterde >%50 lümen stenozuna ilişkin anjiyografik kanıt bulunan (%20) ve çalışmabaşlamadan önce en az 6 ay süreyle glukoz düşürücü ilaçla tedavi edilen tip 2 DM hastasıçalışmaya uygundur.
Mİ veya inme öyküsü olması ADP reseptör antagonistlerinin planlanmış kullanımı, ASA tedavisi günde iki kez >150 mg, dipiridamol veya silostazol kullanımı planlanmış koroner,serebrovasküler veya periferik arteriyel revaskülarizasyon veya dar terapötik indeks veya güçlüCYP3A4 inhibitörlerine sahip CYP3A4 substratlarının öngörülen kullanımı bilinen yüksekkanama riski (örneğin, kronik oral antikoagülan ihtiyacı, bilinen kanama diyatezi, pıhtılaşmabozukluğu, yakın zamanda yapılan majör cerrahi, önceki intraserebral kanama veya son 6 ayiçinde GI kanama öyküsü vb.) veya kalp pili ile tedavi edilmedikçe bradikardik olaylarkontrolsüz hipertansiyon veya diyaliz gerektiren böbrek yetmezliği veya tikagrelor tedavisialmak için herhangi bir kontrendikasyonun bulunması halinde hastalar çalışmaya katılmak içinuygun bulunmamıştır.
THEMIS çalışması, tikagrelor'a medyan maruz kalma süresi 29,2 ay (33,2 ay) ile 57 aya kadar olan bir süre boyunca yürütülmüştür. Çalışma ilacına maruz kalma süresi ile ilgili olarak, 7322
ısta 24 ay ve 4107 hasta (%43) 36 ay boyunca tikagrelor'a
iNRYnUy Belge Takıp Adresı:https://wwwTurkıye.gov.tr/saglık-tıtck-ebys
Belge Do76İK)İK)
12 ay, 6421,
sta 12 ay,
HY3M0F
24
maruz bırakılmıştır. 48 ayda, 1175 2,3) hasta tikagrelor'a maruz bırakılmıştır. Hastalar, çalışma ilacının kesilip kesilmediğine bakılmaksızın çalışmanın sonlandırılmasına kadar takipedilmiştir.
Toplam THEMIS çalışma popülasyonunda, tek başına ASA ile karşılaştırıldığında ASA ile kombinasyon halinde tikagrelor tedavisi, %10'luk rölatif risk azalmasına (RRR) ve %0,73'lükmutlak risk azalmasına (ARR) (36 aylık tedaviden sonra tedavi edilmesi gerekenlerin sayısı[NNT] 138) karşılık gelen 0,9 (%95 GA: 0,81, 0,99, p=0,0378) RO ile aterotrombotik olayların(bileşik sonlanım noktası: KV ölüm, Mİ ve inme) önlenmesiyle sonuçlanmıştır. Etki, KVölümlerde fark olmaksızın (RO: 1,02, %95 GA: 0,88, 1,18), Mİ (RO 0,84, %95 GA 0,71, 0,98)ve inme (RO 0,82, %95 GA: 0,67, 0,99) bileşenlerinin her biri ile yönlendirilmiştir. Tikagrelor,primer bileşik sonlanım noktasının bir parçası olarak değerlendirilmeyen ikincil sonlanımnoktalarından tüm nedenlere bağlı ölümde (RO 0,98, %95 GA 0,87, 1,10) hiçbir fark olmaksızıniskemik inme olaylarının sayısını azaltmıştır (RO 0,80, %95 GA: 0,64, 0,99). Toplam THEMISçalışma popülasyonunda tikagrelor'un fayda-risk profili, tikagrelor kullanımını desteklemekaçısından uygun görülmemiş ve bu nedenle toplam çalışma popülasyonu için bir endikasyonverilmemiştir.
Toplam çalışma popülasyonunun %58'ine karşılık gelen önceden belirlenmiş bir alt grup olan PKG öyküsü olan THEMIS hastalarında, tek başına ASA ile karşılaştırıldığında ASA ilekombinasyon halinde tikagrelor tedavisi, aterotrombotik olayların önlenmesiyle sonuçlanmıştır(bileşik sonlanım noktası: KV ölüm, Mİ ve inme) (Bkz. Tablo 6). Tikagrelor tedavisi %15 RRR,%1,19 ARR (36 aylık tedaviden sonra NNT 84) ve toplam THEMIS çalışma popülasyonundandaha olumlu bir fayda-risk profili sağlamıştır. Yine, tedavi yararı, bileşik sonlanım noktasınınMİ ve inme bileşenleri ile yönlendirilmiştir.
PKG öyküsü olan hasta alt grubundaki temel özellikler, her iki tedavi kolunda da benzerdir.
Tablo 6 - PKG öyküsü olan THEMIS hastaları alt grubunda primer ve sekonderetkililik sonlanım noktalarının analizi (tam analiz seti)__ |
|
Günde iki kez tikagrelor +
ASA
N=5558 |
Tek başına
ASA
N=5596 |
%RRR |
Risk Oranı (RO)
(%95 GA) |
^-değeri3 |
Özellik |
Olayların
görüldüğü
hastalar |
Olayların
görüldüğü
hastalar |
Primer sonlanım noktası
|
Bileşik KV Ölüm/MI/İnme
|
404 (%7,3)
|
480 (%8,6)
|
%15
|
0,85
(0,74, 0,97)
|
0,0133
|
KV ölüm
|
174 (%3,1)
|
183 (%3,3)
|
%4
|
0,96
(0,78, 1,18)
|
0,6803
|
MI
|
171 (%3,1)
|
216 (%3,9)
|
%20
|
0,80
(0,65, 0,97)
|
0,0266
|
İnme
|
96 ,7)
|
131 (%2,3)
|
%26
|
0,74
(0,57, 0,96)
|
0,0243
|
ç i i i i , Bu belge ânaSSlu:^^ s°naianım\noHFystT
|
|
25
KV ölüm
|
174 (%3,1)
|
183 (%3,3)
|
%4
|
0,96
(0,78, 1,18)
|
-
|
MI
|
171 (%3,1)
|
216 (%3,9)
|
%20
|
0,80
(0,65, 0,97)
|
-
|
İskemik İnme
|
88 ,6)
|
113 (%2,0)
|
%21
|
0,79
(0,59, 1,04)
|
-
|
Tüm nedenlere bağlı ölümb
|
282 (%5,1)
|
323 (%5,8)
|
%12
|
0,88
(0,75, 1,03)
|
-
|
RO ve p-değerleri, günde iki kez tek başına ASA karşısında tikagrelor + ASA için tedavinin tek açıklayıcı değişken olduğu Cox orantısal risk modelinden hesaplanır.
KV ölüm, MI ve inme bileşenleri için ilk olayların sayısı, her bir bileşen için ilk olayların fiili sayısıdır ve bileşik sonlanım noktasındaki olayların sayısına eşit değildir.
GA = Güven aralığı KV = Kardiyovasküler RO = Risk oranı MI = Miyokard infarktüsü N = Tedavi grubundaki hasta sayısı RRR = Bağıl risk düşüşü.a p-değerleri nominaldir.
b Onayı geri çeken hastalarda kamuya açık hayati durum verilerine dayanan ölümleri içerir.
KAH, tip 2 DM ve PKG öyküsü bulunan hastalarda TİCASA ile tedaviye, hasta üç yıla kadar yüksek aterotrombotik olay riski ve düşük kanama riski altında olduğu sürece devamedilmelidir. Etkililik ve güvenlilik verileri, TİCASA'nın faydalarının, üç yıllık uzun sürelitedaviden sonra halen risklere ağır basıp basmadığını belirlemek için yetersizdir.
Şekil 3 - PKG öyküsü olan THEMIS hastalarında KV ölüm, Mİ ve inmenin primer klinik bileşik sonlanım noktasının Kaplan-Meier grafiği ve analizi (tam analiz seti)
M
[vdili'M |
KM% |
Tıca^slor 404/5558 |
6.5% |
------ Fhceljo 480/5596 |
7.7% |
17
-
10-
s-
4-
NO
O*'
HR (95% CD p-valMüTvP 0.85 <0.74.0.9T) 0.0133
|
0369 12
|
151321 24273033
|
36
|
3942
|
45
|
48
|
5L |
54
|
Risk taşıyan hasta sayısı |
Randomizasyondan sonra aylar |
|
|
|
|
|
|
T]PŞ#SBÖSİe!fi'PİkIW 'M |
3492
3476
|
27962128 28032 !] |
1469
1-187
|
984
995
|
489
490
|
102 i03
|
|
Belge Doulama Kuılu. lZW56aklUSIIY3M0F>RQ83RQ83Q3NRYııUv
Belge Takip Adıesi.lıttps.' w v\ v\ .tıııkive.guv.tı saglik-titek-ebvs |
26
Pediyatrik popülasyon
Avrupa İlaç Ajansı, akut koroner sendromlar (AKS) ve miyokard enfarktüsü (Mİ) öyküsü olan pediyatrik popülasyonun tüm alt kümelerinde tikagrelor ile çalışma sonuçlarını sunmazorunluluğunu iptal etmiştir (pediyatrik kullanım hakkında bilgi için bkz. Bölüm 4.2).
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler:
Emilim:
Tikagrelorun emilimi, medyan tmaks değeri ile yaklaşık 1,5 saat olup hızlıdır. Tikagrelorun dolaşımdaki başlıca metaboliti AR-C124910XX'in (aynı zamanda aktif metaboliti) oluşumuyaklaşık 2,5 saat medyan tmaks değeri ile hızlıdır. 90 mg tikagrelorun sağlıklı gönüllülere açkarnına oral yolla uygulanmasının ardından Cmaks değeri 529 ng/mL ve EAA değeri 3451ng*s/mL'dir. Ana metabolit oranları Cmaks için 0,28 ve EAA için 0.42'dir. Mİ öyküsü olanhastalarda tikagrelor ve AR-C124910XX'in farmakokinetiği, AKS popülasyondaki ile genelolarak benzer olmuştur. PEGASUS çalışmasının popülasyon farmakokinetik analizine dayalıolarak, medyan tikagrelor Cmaks değeri 391 ng/mL ve tikagrelor 60 mg için kararlı durumdaEAA değeri 3801 ng*s/mL'dir. Tikagrelor 90 mg için kararlı durumda Cmaks 627 ng/mL veEAA 6255 ng*s/mL'dir.
Tikagrelorun ortalama mutlak biyoyararlanımı %36 olarak tahmin edilmektedir. Yüksek oranda yağ içeren bir öğünün alınması, tikagrelor EAA değerinde %21'lik artışa ve aktif metabolitinCmaks değerinde %22'lik düşüşe neden olmuştur fakat tikagrelorun Cmaks değerinde veya aktifmetabolitin EAA değeri üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır. Bu küçük değişikliklerinminimal klinik öneme sahip olduğu düşünülmektedir bu nedenle tikagrelor aç veya tok karnınaalınabilir. Gerek tikagrelor gerekse aktif metaboliti P-gp substratlarıdır.
Ezilmiş ve suyla karıştırılmış tikagrelor tabletler, oral olarak ya da bir nazogastrik tüp aracılığıyla mideye uygulandığında, tikagrelorun ve aktif metabolitin EAA ve Cmaks değerlerigöz önünde bulundurulduğunda tam tabletlerle benzer bir biyoyararlanıma sahip olduklarıgörülmektedir. Ezilmiş ve suyla karıştırılmış tikagrelor tabletlerden başlangıç maruziyeti(dozdan 0,5 ve 1 saat sonra) tam tabletlere kıyasla daha yüksek olmuş, daha sonra (2 ila 48 saat)genellikle benzer bir konsantrasyon profili ortaya çıkmıştır.
Dağılım:
Tikagrelorun kararlı durum dağılım hacmi 87.5 litredir. Tikagrelor ve aktif metaboliti insan plazma proteinine büyük ölçüde bağlanır (>%99,0).
Biyotransformasyon:
CYP3A4, tikagrelorun metabolizmasından ve aktif metabolitin oluşumundan sorumlu majör enzimdir ve diğer CYP3A substratları ile etkileşimleri aktivasyondan inhibisyona kadardeğişebilir.
Tikagrelorun majör metaboliti AR-C124910XX olup, aynı zamanda trombosit P2Y12 ADP reseptörüne in vitro bağlanması değerlendirildiğinde aktif olduğu da belirlenmiştir. Aktifmetabolite sistemik maruziyet, tikagrelor için elde edilenin yaklaşık olarak %30-40'ıdır.
Belge Do
27
Eliminasyon:
Tikagrelor eliminasyonunun primer yolu hepatik metabolizmadır. Radyoaktif işaretli tikagrelor uygulandığında, radyoaktivitenin ortalama geri eldesi yaklaşık olarak %84'tür (feçeste %57,8,idrarda %26,5). Tikagrelor ve aktif metabolitinin her ikisinin de idrardan geri eldesi dozun%1'inden daha azdır. Aktif metabolit için primer eliminasyon yolu ağırlıklı olarak safra ileatılımdır. Ortalama t.1/2 tikagrelor için yaklaşık olarak 7 saat ve aktif metabolit için 8,5 saattir.
Dousallık/dousal olmayan durum:
Tikagrelor dousal farmakokinetik sergiler ve tikagrelora ve aktif metabolite (ARC124910XX) maruziyet 1260 mg'a kadar yaklaşık olarak dozla orantılıdır.
Özel Popülasyonlar :
Yaşlı hastalarda:
Popülasyon farmakokinetik analizine göre yaşlı (>75 yaş) AKS hastalarında daha genç hastalara kıyasla tikagrelore (Cmaks ve EAA'nın her ikisi için yaklaşık %25) ve aktif metabolitedaha yüksek maruziyetler gözlenmiştir. Bu farklılıkların klinik olarak anlamlı olduğudüşünülmemektedir (bkz. Bölüm 4.2).
Pediyatrik hastalarda:
Tikagrelor pediyatrik popülasyonda değerlendirilmemiştir (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 5.1).
Cinsiyet:
Erkeklere kıyasla kadınlarda tikagrelora ve aktif metabolitine daha yüksek maruziyetler gözlenmiştir. Bu farklılıkların klinik olarak anlamlı olduğu düşünülmemektedir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyonları normal olan gönüllülerle karşılaştırıldığında ağır derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi <30 mL/dakika) tikagrelora maruziyet yaklaşık%20 daha düşüktür ve aktif metabolite maruziyet yaklaşık %17 daha yüksektir (bkz. Bölüm4.2).
Hemodiyaliz uygulanmakta olan terminal evre böbrek yetmezliğine sahip hastalarda diyaliz uygulanmayan bir günde uygulanan tikagrelor 90 mg'nin EAA ve Cmaks değerinin normalböbrek fonksiyonuna sahip gönüllülerdekine kıyasla %38 ve %51 daha yüksek olduğugörülmüştür. Tikagrelorun diyalizle temizlenebilir olmadığını gösterir şekilde, tikagrelordiyalizden hemen önce uygulandığında maruziyette benzer bir artış gözlenmiştir (sırasıyla %49ve %61). Aktif metabolite maruziyet daha düşük boyutta artış sergilemiştir (EAA %13-14,Cmaks %17-36). Terminal evre böbrek yetmezliği bulunan hastalarda tikagrelorun trombositagregasyonu inhibisyonu (IPA) etkisinin diyalizden bağımsız olduğu ve normal böbrekfonksiyonuna sahip gönüllülerdekiyle benzer olduğu görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.2).
Karaciğer yetmezliği:
Eşlenmiş sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında hafif derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda tikagrelor için Cmaks ve EAA değerleri sırasıyla %12 ve %23 daha yüksektir bununlabirlikte tikagrelorun TAİ etkisi iki grup arasında benzerdir. Hafif derecede karaciğer yetmezliğiolan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Tikagrelor, ağır derecede karaciğer yetmezliği
olan hastalarda çalışılmamış olup, orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarla ilgili
Belge Doul
28
farmakokinetik bilgi bulunmamaktadır. Başlangıçta bir veya daha fazla karaciğer fonksiyonu testinde orta veya şiddetli yükselmesi olan hastalarda tikagrelor plazma konsantrasyonları,başlangıçta yükselmeleri olmayan hastalar ile karşılaştırıldığında ortalama olarak benzer veyahafif şekilde daha yüksek olmuştur. Orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalardaherhangi bir doz ayarlaması önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.4)
Irk:
Beyaz ırktan hastalarla kıyaslandığında Asya kökenli hastalarda ortalama biyoyararlanım %39 daha yüksektir. Beyaz ırktan hastalarla kıyaslandığında tikagrelorun biyoyararlanımıkendilerini siyah ırk olarak tanımlayan hastalarda %18 daha düşük klinik farmakolojiçalışmalarında beyaz ırkla kıyaslandığında Japon gönüllülerde tikagrelore maruziyet (Cmaks veEAA) yaklaşık %40 (vücut ağırlığı için ayarlandıktan sonra %20) daha yüksektir. Kendileriniİspanyol veya Latin kökenli olarak tanımlayan hastalarda maruziyet beyaz ırk ile benzerdir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Tikagrelor ve majör metaboliti için klinik öncesi veriler, güvenlilik farmakolojisi, tek ve tekrarlanan doz toksisitesi ve genotoksik potansiyel konvansiyonel çalışmalara dayalı olarakinsanlar için kabul edilemez riskli advers etkiler göstermemiştir.
Çeşitli hayvan türlerinde klinik açıdan anlamlı maruziyet düzeylerinde gastrointestinal iritasyon gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Dişi sıçanlarda yüksek dozda tikagrelor uterus tümörleri (adenokarsinomalar) insidansında artış ve hepatik adenomların insidansında artış göstermiştir. Uterus tümörlerinin mekanizmasıolasılıkla sıçanlarda tümörlere neden olan hormonal dengesizliktir. Hepatik adenomlarınmekanizması olasılıkla karaciğerde kemirgenlere özgü enzim indüksiyonudur. Dolayısıyla,karsinojenisite bulgularının insanlarla ilişkisinin olası olmadığı düşünülmektedir.
Sıçanlarda maternal toksik dozda (güvenlilik sınırı 5,1) minör gelişimsel anomaliler görülmüştür. Tavşanlarda yüksek dozda dişilerin fetüslerinde, maternal toksisite görülmeksizin(güvenlilik sınırı 4,5) karaciğer olgunlaşmasında ve iskelet gelişiminde hafif bir gecikmegörülmüştür.
Sıçanlar ve tavşanlar üzerinde yürütülen çalışmalar, anne vücut ağırlığı artışında hafif azalma ve gecikmiş doğum ile yenidoğan yaşama kapasitesi ve doğum ağırlığında azalma ile üremetoksisitesi göstermiştir. Tikagrelor dişi sıçanlarda düzensiz siklüslere (genellikle uzamışsiklüsler) neden olmuş fakat erkek ve dişi sıçanlarda genel fertiliteyi etkilememiştir.Radyoaktif işaretli tikagrelor ile yürütülen farmakokinetik çalışmalar, ana bileşiğin vemetabolitlerinin, sıçanların sütü ile atıldığını göstermiştir (bkz. Bölüm 4.6).
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Dibazik Kalsiyum Fosfat Dihidrat Mannitol Parteck Delta M EmproveKopovidon VA 64Sodyum nişasta glikolat tip AMikrokristalin selüloz PH102
Belge Doulama Kodu: lZW56af lUSHY3M0FyRG83RG83Q3NRYnUy Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
29
Magnezyum stearat
Film Kaplama
Opadry 03B240065 Pink Powder
(HPMC 2910/Hipromellose, Makrogol /PEG, kırmızı demir oksit, titanyum dioksit, siyah demir oksit)
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan ve nemden koruyarak saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Şeffaf PVC/PE/PVDC- Al blisterlerde, 56 tablet halinde karton kutuda ambalajlanarak sunulmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller 'Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği' ve 'Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri'ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
NOBEL İLAÇ SANAYİİ VE TİCARET AŞ.
34768 Ümraniye / İSTANBUL / TÜRKİYE Tel: +90 (216) 633 60 00Fax: +90 (216) 633 60 01
8. RUHSAT NUMARASI:
2022/599
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsatlandırma tarihi: 21.10.2022 Son yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ:
30