KISA ÜRÜN BİLGİSİ
¡ Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'abildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
TROMABAN® 20 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Rivaroksaban 20 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) : 15 mg Yardımcı maddelerin tam listesi için bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Kahverengi kırmızı renkli, yuvarlak, bikonveks film kaplı tabletlerdir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
TROMABAN, non-valvüler atriyal fibrilasyonu olan;
• Konjestif Kalp Yetmezliği,
• Hipertansiyon,
• Yaş >75,
• Diabetes Mellitus,
• Önceden Geçirilmiş İnme Ya Da Geçici İskemik Atak
gibi bir ya da birden fazla risk faktörüne sahip yetişkin hastalarda inme ve sistemik embolizmin önlenmesinde endikedir.
TROMABAN yetişkin hastalarda, Derin Ven Trombozu (DVT) tedavisi ile akut DVT sonrası rekürren DVT ve Pulmoner Embolizmin (PE) önlenmesinde endikedir.
1 / 42
TROMABAN, yetişkin hastalarda Pulmoner Embolizm (PE) tedavisi ile rekürren PE ve DVT'nin önlenmesinde endikedir.
42 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
İnme ve sistemik embolizmin önlenmesi
Önerilen doz günde 1 kez 20 mg'dır. Bu doz aynı zamanda önerilen maksimum dozdur.
Tedaviye, inme ve sistemik embolizmden korumanın kanama riskinden ağır bastığı sürece uzun süre devam edilmelidir (bkz. bölüm 4.4 “Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Bir doz unutulursa, hasta TROMABAN'ı hemen almalı ve ertesi gün, önerildiği gibi günde bir kez almaya devam etmelidir. Aynı gün içerisinde unutulan dozu telafi etmek için doz alımıikiye katlanmamalıdır.
Derin Ven Trombozu (DVT) ve Pulmoner Embolizm (PE) tedavisinde ve rekürren DVT ve PE 'nin önlenmesinde
Akut DVT ve PE başlangıç tedavisi için önerilen doz, ilk üç hafta
günde iki kezgünde tek doz
TROMABAN 20 mg'dır.
Majör geçici risk faktörlerinin (örn. kısa süre önce majör ameliyat veya travma) tetiklediği DVT'si veya PE'si olan hastalarda kısa süreli tedavi (en az 3 ay) düşünülmelidir. Majör geçicirisk faktörleri ile ilgili olmayan tetiklenmiş DVT veya PE'si, tetiklenmemiş DVT'si veyaPE'si veya rekürren DVT veya PE öyküsü olan hastalarda uzun süreli tedavi düşünülmelidir.
Rekürren DVT ve PE'ye yönelik uzatılmış tedavide (en az 6 ay DVT veya PE tedavisinin tamamlanmasının ardından), önerilen doz günde bir kez 10 mg'dır. Komplike komorbiteleriolan veya günde bir kez rivaroksaban 10 mg ile uzatılmış tedavide rekürren DVT veya PEgeliştirmiş hastalar gibi rekürren DVT veya PE riski yüksek olarak değerlendirilen hastalarda,günde bir kez TROMABAN 20 mg düşünülmelidir.
Tedavinin süresi ve doz seçimi, kanama riskine karşı tedavinin getireceği faydanın dikkatle değerlendirilmesinden sonra kişiye özel olarak belirlenmelidir (bkz. bölüm “4.4 Özelkullanım uyarıları ve önlemleri”).
2 / 42
|
Zaman periyodu
|
Dozaj planı
|
Toplam günlük doz
|
Rekürren DVT ve PE'nin tedavisi veönlenmesi
|
İlk 21 gün
|
Günde iki kez 15 mg
|
30 mg
|
22. Gün ve sonrası
|
Günde bir kez 20 mg
|
20 mg
|
Rekürren DVT ve PE'nin önlenmesi
|
En az 6 aylık DVT veya PE tedavisini tamamlanmasınınardından
|
Günde bir kez 10 mg veya
Günde bir kez 20 mg
|
10 mg veya 20 mg
|
Uygulama şekli:
TROMABAN oral yoldan kullanım içindir.
Tabletler yemeklerle birlikte alınmalıdır (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Bütün haldeki tabletleri yutamayan hastalar için, TROMABAN tablet kullanımdan hemen önce ezilip su veya elma püresiyle karıştırılarak oral yoldan alınabilir. Ezilmiş TROMABAN15 mg veya 20 mg film kaplı tabletlerin uygulanmasından sonra, dozun hemen ardındanyemek yenilmelidir.
Ezilmiş TROMABAN tablet, sondanın mideye doğru şekilde yerleştirildiği doğrulandıktan sonra, gastrik tüp yoluyla da verilebilir. Ezilmiş tablet, gastrik tüp aracılığıyla az miktarda suiçinde uygulanmalı ve ardından tüp su ile yıkanmalıdır. Ezilmiş TROMABAN 15 mg veya 20mg film kaplı tabletlerin uygulanmasından sonra, dozun hemen ardından enteral beslenmeyapılmalıdır (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Günde iki kez 15 mg tedavi fazında (1-21. günler) bir doz unutulursa:
Hasta günlük 30 mg dozu sağlamak için unuttuğu dozu hemen almalıdır. Bu durumda iki tane 15 mg tablet birlikte alınabilir. Hasta ertesi gün tedavisine önerildiği gibi günde iki kez 15 mgtablet ile devam etmelidir.
Günde bir kez tedavi fazında bir doz unutulursa,
Hasta TROMABAN'ı hemen almalı ve ertesi gün önerildiği gibi günde bir kez almaya devam etmelidir. Aynı gün içerisinde unutulan dozu telafi etmek için doz alımı ikiyekatlanmamalıdır.
3 / 42
Tedavinin vitamin K antagonistlerinden (VKA) TROMABAN'ya değiştirilmesi
İnme ve sistemik embolizmin önlenmesi için tedavi gören hastalarda, VKA tedavisi durdurulmalıve INR (Uluslararası normalizasyon oranı) < 3,0 olduğunda TROMABAN tedavisinebaşlanmalıdır. DVT, PE ve rekürrensin önlenmesi için tedavi gören hastalarda, VKA tedavisidurdurulmalı ve INR < 2,5 olduğunda TROMABAN tedavisi başlatılmalıdır.
Hastalar VKA tedavisinden TROMABAN'a değiştirilirken, TROMABAN alınmasının ardından INR değerleri yanıltıcı biçimde yükselecektir. INR, TROMABAN'ın antikoagülanaktivitesini ölçmek için geçerli bir ölçüm değildir ve bu nedenle kullanılmamalıdır (bkz.bölüm “4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri”).
Tedavinin TROMABAN'dan vitamin K antagonistlerine (VKA) değiştirilmesi
TROMABAN tedavisinden VKA tedavisine geçiş sırasında yetersiz antikoagülasyon olasılığımevcuttur. Alternatif herhangi bir antikoagülana geçişte sürekli ve yeterli antikoagülasyonsağlanmalıdır. TROMABAN'ın INR yükselmesine katkıda bulunabileceğine de dikkatedilmelidir.
TROMABAN'dan VKA tedavisine geçilen hastalarda, INR >2,0 olana dek VKA eşzamanlı uygulanmalıdır. Değişim periyodunun ilk iki günü için VKA'nın standart başlangıç dozukullanılmalı ve onu INR testi rehberliğinde VKA dozu takip etmelidir. Hastalar hemTROMABAN ve hem de VKA kullanırken INR TROMABAN'ın bir sonraki dozundan öncetest edilmeli ancak önceki dozdan sonra 24 saatten önce test edilmemelidir. TROMABAN'ınkesilmesinin ardından son dozdan 24 saat sonra INR testi güvenilir biçimde yapılabilir (bkz.bölüm “4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri” ve bölüm “5.2Farmakokinetik özellikler”).
Tedavininparenteral antikoagülanlardan TROMABAN'a değiştirilmesi
Halihazırda parenteral bir antikoagülan ile tedavi edilmekte olan hastalarda, parenteral antikoagülan kesilir ve TROMABAN tedavisine parenteral ilacın (örn. düşük molekülağırlıklı heparin) bir sonraki planlanan dozundan 0 ila 2 saat önce ya da sürekli uygulananparenteral ilacın (örn. intravenöz fraksiyone olmayan heparin) kesilme zamanında başlanır.
Tedavinin TROMABAN'dan parenteral antikoagülanlara değiştirilmesi
İlk parenteral antikoagülan dozu bir sonraki TROMABAN dozunun alınacağı zamanda
uygulanmalıdır.
4 / 42Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği:
Ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi: 15-29 ml/dak) olan hastalardan elde edilen kısıtlı klinik veriler, rivaroksaban plazma konsantrasyonlarının anlamlı derecede arttığına işaretetmektedir. Bu nedenle, TROMABAN bu hasta popülasyonunda dikkatli kullanılmalıdır.Kreatinin klerensi <15 ml/dak olan hastalarda TROMABAN kullanımı önerilmemektedir(bkz.bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” ve bölüm “5.2 Farmakokinetiközellikler”).
Orta derecede (kreatinin klerensi: 30-49 ml/dak) ve ciddi (kreatinin klerensi: 15-29 ml/dak) böbrek yetmezliği olan hastalarda aşağıda belirtilen dozlar uygulanmalıdır:
• Non-valvüler atrial fibrilasyonu olan hastalarda inme ve sistemik embolizminönlenmesinde önerilen günlük doz, günde bir kez 15 mg'dır (bkz. bölüm “5.2Farmakokinetik özellikler”).
• DVT tedavisi, PE tedavisi ve rekürren DVT ve PE'nin önlenmesi için: Hastalar ilk 3hafta günde iki kez 15 mg ile tedavi edilmelidir. Sonrasında, önerilen doz günde 1kez 20 mg olduğundan hasta ile ilgili değerlendirilen kanama riski rekürren DVT vePE riskinden fazlaysa günde tek doz 20 mg'den günde tek doz 15 mg'ye olacakşekilde doz azaltılması düşünülmelidir. 15 mg dozun kullanımına yönelik önerifarmakokinetik modellemesine dayanmakta olup bu klinik ortamda çalışılmamıştır(bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”, bölüm “5.1 Farmakodinamiközellikler” ve “5.2 Farmakokinetik özellikler”). Önerilen doz günde bir kez 10 mgolduğunda, önerilen doz için doz ayarlaması gerekli değildir.
Hafif derecede böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi: 50 - 80 ml/dak) olan hastalara TROMABAN uygulandığında doz ayarlaması gerekmemektedir (bkz. bölüm “5.2Farmakokinetik özellikler”).
Karaciğer yetmezliği
:
TROMABAN, Child Pugh B ve C derecesinde sirozu olan hastalar dahil olmak üzere koagülopati ve klinik açıdan anlamlı kanama riski ile ilişkili karaciğer hastalığı olanhastalarda kontrendikedir (bkz. bölüm “4.3 Kontrendikasyonlar” ve “5.2 Farmakokinetiközellikler”).
5 / 42Geriyatrik popülasyon:
Doz ayarlaması gerekmemektedir (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Vücut ağırlığı: Doz ayarlaması gerekmemektedir (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Cinsiyet: Doz ayarlaması gerekmemektedir (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Pediyatrik popülasyon:
TROMABAN'ın güvenlilik ve etkililiği 0 ile 18 yaş arası çocuklarda belirlenmemiştir. Bu konuda veri bulunmamaktadır. Bu nedenle, 18 yaşından küçüklerde TROMABAN kullanımıönerilmemektedir.
Kardiyoversiyon geçiren hastalar:
Kardiyoversiyona ihtiyaç duyabilecek hastalarda TROMABAN tedavisi başlatılabilir veya sürdürülebilir. Daha önce antikoagülan ile tedavi görmemiş hastalarda transözefajiyalekokardiyogram (TEE) destekli kardioversiyon için, yeterli antikoagülasyonu sağlamak üzereTROMABAN tedavisi kardiyoversiyondan en az 4 saat önce başlatılmalıdır (bkz. bölüm “5.1Farmakodinamik özellikler” ve bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Tüm hastalar için, kardiyoversiyondan önce hastanın TROMABAN'ı reçete edildiği gibi aldığına dair teyit alınmalıdır. Tedavinin başlatılması ve süresine ilişkin kararlardakardiyoversiyon geçiren hastalarda antikoagülan tedavisi için yerleşik kılavuz önerileridikkate alınmalıdır.
Perkütan koroner girişim (PKG) sırasında stent yerleştirilen non-valvüler atriyal fibrilasyonlu hastalar:
Oral antikoagülan gereken ve stent yerleşimli PKG uygulanan non-valvüler atriyal fibrilasyonlu hastalarda en fazla 12 ay süreyle bir P2Y12 inhibitörüne ek olarak, günde birkez 15 mg TROMABAN azaltılmış dozu (veya orta derecede böbrek yetmezliği [kreatininklerensi: 30 - 49 ml/dak.] olan hastalar için günde bir kez 10 mg rivaroksaban) ile ilgilisınırlı deneyim mevcuttur (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” ve bölüm“5.1 Farmakodinamik özellikler”).
43 Kontrendikasyonlar
TROMABAN aşağıdaki hastalarda kontrendikedir:
6 / 42
• Etkin maddeye ya da bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birinekarşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda,
• Klinik olarak anlamlı aktif kanaması olan hastalarda,
• Mevcut veya yeni geçirilmiş gastrointestinal ülserasyon, kanama riski yüksek malignneoplazm varlığı, yeni geçirilmiş beyin veya omurilik yaralanmaları, yeni geçirilmişbeyin, omurilik veya oftalmoloji ameliyatı, yakın zamanda gelişmiş olanintrakraniyal kanama, bilinen veya şüphelenilen özefagus varisleri, arteriyovenözmalformasyonlar, vasküler anevrizmalar veya majör intraspinal ya da intraserebralvasküler anomaliler gibi majör kanama bakımından anlamlı risk teşkil eden lezyonveya durumlar,
• Açık bir santral venöz veya arteriyel kateterin açık kalması için gereken dozlardafraksiyone olmayan heparin (UFH) kullanılan durumlar veya antikoagülan tedavidegeçiş yapılan özel koşullar (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”) hariçolmak üzere, herhangi bir diğer antikoagülan ilaçla [örn. UFH, düşük molekülağırlıklı heparinler (enoksaparin, dalteparin vb.), heparin türevleri (fondaparinuksvb.) oral antikoagülanlar (varfarin, apiksaban, dabigatran eteksilat, edoksaban vb.)]eşzamanlı tedavi (bkz. bölüm “4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğeretkileşim şekilleri”),
• Child Pugh B ve C'li siroz hastaları dahil olmak üzere koagülopati ve klinik açıdananlamlı kanama riskiyle ilişkili hepatik hastalık (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetiközellikler”),
• Gebelik ve emzirme döneminde (bkz. bölüm “4.6 Gebelik ve laktasyon”).
44 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Tedavi dönemi boyunca antikoagülasyon uygulamaya uygun klinik denetim önerilir.
Kanama riski:
Diğer antikoagülanlarla olduğu gibi, TROMABAN alan hastaların kanama belirtileri açısından dikkatle gözlemlenmesi gerekmektedir. Kanama riskinin arttığı durumlarda dikkatlekullanılması tavsiye edilmektedir. Ciddi kanama meydana gelirse TROMABAN uygulamasıkesilmelidir (bkz. bölüm “4.9 Doz aşımı ve tedavisi”).
7 / 42
Klinik çalışmalarda, mukozal kanamalar (epistaksis, dişeti kanaması, gastrointestinal kanama, anormal vajinal veya artan adet kanaması dahil genitoüriner kanama gibi) ve anemi, VKAtedavisiyle kıyaslandığında uzun süreli rivaroksaban tedavisinde daha sık görülmüştür. Buyüzden, yeterli klinik gözetime ek olarak, uygun olarak değerlendirilecek şekilde
hemoglobin/hematokrite yönelik laboratuvar testleri, gizli kanamayı tespit etmek ve belirgin kanamanın klinik açıdan anlamını tayin etmek için çok değerli olabilir.
Aşağıda ayrıntılı açıklandığı üzere, pek çok hasta alt grubu yüksek kanama riski altındadır. Bu yüzden, yüksek kanama riski altındaki hastalarda ikili antiplatelet tedavisi ile kombine olarakTROMABAN kullanımı, aterotrombotik olayların önlenmesi açısından faydaya karşıdengelenmelidir. Buna ilaveten, bu hastalar tedavi başlatıldıktan sonra kanamakomplikasyonları ve anemi belirti ve semptomları açısından dikkatlice izlenmelidir (bkz.bölüm “4.8 İstenmeyen etkiler”).
Hemoglobin ya da kan basıncında herhangi bir açıklanamayan düşüş varsa, kanama yeri aranmalıdır.
Rivaroksaban ile tedavi rutin maruziyet takibi gerektirmemesine rağmen, kalibre edilmiş kantitatif bir anti-faktör Xa testi ile ölçülmüş rivaroksaban seviyeleri, rivaroksaban maruziyetibilgisinin doz aşımı ve acil cerrahi gibi klinik kararları almaya yardım edebileceği istisnaidurumlarda faydalı olabilir (bkz. bölüm “5.1 Farmakodinamik özellikler” ve bölüm “5.2Farmakokinetik özellikler”).
Böbrek yetmezliği:
Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi < 30 ml/dak.) rivaroksaban plazma düzeyleri, kanama riskinde artışa yol açabilecek şekilde anlamlı derecede (ortalama 1.6 kat)yükselebilir. TROMABAN, kreatinin klerensi: 15-29 ml/dak. olan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır. Kreatinin klerensi <15 ml/dak. olan hastalarda kullanılması önerilmemektedir(bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli” ve bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).Rivaroksaban'ın plazma konsantrasyonlarını artıran diğer ilaçları eş zamanlı olarak alanböbrek yetmezliği olan hastalarda TROMABAN dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm “4.5Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri”).
8 / 42
Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler:
Azol-antimikotikler (ör. ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol ve posakonazol) ya da HIV proteaz inhibitörleri (ör. ritonavir) ile eşzamanlı sistematik tedavi gören hastalardaTROMABAN önerilmemektedir. Bu etkin maddeler hem CYP3A4'ün, hem de P-gp'nin güçlüinhibitörleridir. Bu nedenle, bu ilaçlar rivaroksaban plazma konsantrasyonunu klinik olarakönemli derecede arttırabilir (ortalama 2,6 kat); bu da kanama riskinde yükselmeye yol açabilir(bkz. bölüm “4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri”).
Hastalar, non-steroidal anti-inflamatuvar tıbbi ürünler (NSAİİ'lar), asetilsalisilik asit, trombosit agregasyon inhibitörleri veya seçici serotonin yeniden alım inhibitörleri (SSRI)veya serotonin norepinefrin yeniden alım inhibitörleri (SNRI) gibi hemostazı etkileyen tıbbiürünlerle eş zamanlı olarak tedavi edilirken dikkatli olunmalıdır. Ülseratif gastrointestinalhastalık riski olan hastalarda uygun bir proflaktik tedavi düşünülebilir (bkz. bölüm “4.5 Diğertıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri”).
Diğer kanama riski faktörleri:
Rivaroksaban, diğer antitrombotikler gibi, kanama riskinin arttığı aşağıdaki durumlarda önerilmemektedir:
• Konj enital ya da edinilmiş kanama bozuklukları
• Kontrolsüz ciddi arteriyel hipertansiyon
• Aktif ülser olmaksızın potansiyel olarak kanama komplikasyonuna yol açabilecekdiğer gastrointestinal hastalıklar (ör. inflamatuar bağırsak hastalığı, özofajit, gastrit
ve gaströzofageal reflü hastalığı)
• Vasküler retinopati
• Bronşiektazi ya da pulmoner kanama öyküsü
Prostetik kalp kapakçığı olan hastalar:
Rivaroksaban, yakın zamanda transkateter aort kapak replasmanı (TAVR) geçirmiş hastalarda tromboprofilaksi için kullanılmamalıdır. Prostetik kalp kapakçıkları olan hastalardaTROMABAN'ın güvenliliği ve etkililiğine ilişkin çalışma yapılmamıştır; dolayısıylaTROMABAN'ın bu hasta popülasyonu için yeterli anti-koagülasyon sağladığını destekleyenveri mevcut değildir. Bu hastalar için TROMABAN ile tedavi önerilmemektedir.
9 / 42
Antifosfolipid sendromlu hastalar
Antifosfolipid sendromu tanısı ve tromboz öyküsü bulunan hastalarda, rivaroksaban dahil olmak üzere direkt etkili oral antikoagülan (DOAK) kullanımı önerilmez. Özellikle üçlüpozitif (lupus antikoagülan, antikardiyolipin antikorları ve anti-beta 2-glikoprotein Iantikorları) hastalarda, DOAK tedavisi, K vitamin antagonisti tedavisine kıyasla, daha yüksekoranda rekürren trombotik olaylarla ilişkili olabilir.
Perkütan koroner girişim sırasında stent yerleştirilen non-valvüler atriyal fibrilasyonlu hastalar:
Klinik veriler, birincil hedefi, perkütan koroner girişim sırasında stent yerleştirilen non-valvüler atriyal fibrilasyonlu hastalarda güvenliliği değerlendirmek olan girişimsel bir çalışmadan elde edilmektedir. Bu popülasyondaki etkililik verileri sınırlıdır (bkz. Bölüm “4.2Pozoloji ve uygulama şekli” ve “5.1 Farmakodinamik özellikler”). İnme/geçici iskemik atak(TIA) öyküsü olan hastalara ilişkin veri mevcut değildir.
Hemodinamik açıdan stabil olmayan PE hastaları veya tromboliz ya da pulmoner embolektomi gereken hastalar:
TROMABAN'ın hemodinamik açıdan stabil olmayan veya tromboliz ya da pulmoner embolektomi uygulanması söz konusu olan pulmoner embolizm tanılı hastalardaki güvenlilikve etkililiği belirlenmemiş olduğundan, TROMABAN bu gibi klinik durumlarda fraksiyoneolmayan (standart) heparine alternatif olarak önerilmemektedir.
Spinal/epidural anestezi veya ponksiyon:
Nöraksiyal anestezi (spinal/epidural anestezi) ya da spinal/epidural ponksiyon uygulandığında, tromboembolik komplikasyonların önlenmesi için antitrombotik ajanlarlatedavi gören hastalarda, uzun dönemli veya kalıcı paraliz ile sonuçlanabilecek epidural ya daspinal hematom gelişme riski meydana gelir.
Bu olaylara ilişkin risk, ameliyat sonrası kalıcı epidural kateterlerin kullanımı sırasında ya da hemostazı etkileyen tıbbi ürünlerin eşzamanlı kullanımıyla artabilir. Bu risk, travmatik ya datekrarlanan epidural veya spinal ponksiyon ile de artabilir.
10 / 42
Hastaların nörolojik bozukluğa dair belirti ve semptomlar yönünden (örn. bacaklarda hissislik ya da güçsüzlük, bağırsak veya mesane işlev bozuklukları) karşı sık sık izlenmesigerekmektedir. Eğer nörolojik bozukluk tespit edilirse, acil tanı ve tedavi gerekir. Antikoagüleolmuş hastalarda veya tromboprofilaksi için antikoagüle edilecek hastalarda nöraksiyalmüdahaleden önce, doktorun riske karşı olası faydayı değerlendirmesi gerekir. Bu durumlardaTROMABAN 20 mg'ın kullanımı ile ilgili klinik deneyim bulunmamaktadır.
Rivaroksaban ve nöraksiyal (epidural/spinal) anestezi veya spinal ponksiyonun eş zamanlı kullanımıyla ilişkilendirilen potansiyel kanama riskini azaltmak için rivaroksabanınfarmakokinetik profili göz önünde bulundurulmalıdır. Rivaroksabanın antikoagülan etkisinindüşük olduğu tahmin edildiğinde, epidural kateter veya lomber ponksiyon yerleştirme veyaçıkarma işlemi en iyi şekilde yapılır. Bununla birlikte, her hastada yeterli oranda düşükantikoagülan etkiye ulaşma süresi kesin olarak bilinmemektedir.
Epidural kateterin çıkarılması için ve genel FK özelliklere dayalı olarak, son rivaroksaban uygulamasından sonra yarılanma ömrünün en az 2 katı oranda bir süre, yani genç hastalardaen az 18 saat, yaşlı hastalarda ise 26 saat geçmelidir (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetiközellikler”). Bir sonraki rivaroksaban dozu, kateterin çıkarılmasının üzerinden en az 6 saatgeçtikten sonra uygulanmalıdır.
Travmatik ponksiyon meydana geldiği takdirde, rivaroksaban uygulaması 24 saat ertelenmelidir.
İnvazif prosedürler ve cerrahi müdahale öncesinde ve sonrasında doz önerileri:
İnvazif bir işlem ya da cerrahi girişim gerektiğinde, TROMABAN 20 mg mümkün ise ve hekimin klinik kararına göre girişimden en az 24 saat önce kesilmelidir.
Prosedür geciktirilemeyecek ise, müdahalenin aciliyetine karşı artan kanama riski değerlendirilmelidir.
TROMABAN, klinik durumun izin vermesi ve tedavi eden doktorun belirlediği şekilde yeterli hemostaz gerçekleştirilmesi koşuluyla, invazif prosedür veya cerrahi müdahaleden sonramümkün olan en kısa sürede yeniden başlatılmalıdır (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetiközellikler”).
11 / 42
Geriyatrik popülasyon:
İlerleyen yaşta hemorajik risk artabilir (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik Özellikler”).
Dermatolojik reaksiyonlar:
Rivaroksaban kullanımıyla ilişkili olarak pazarlama sonrası gözetim sırasında Stevens-Johnson sendromu/toksik epidermal nekroliz ve DRESS sendromu dahil olmak üzere, ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. bölüm “4.8 İstenmeyen etkiler”). Hastalar bureaksiyonlar ile ilgili en yüksek riski tedavi sürecinin başlarında taşımaktadır: reaksiyonbaşlangıcı vakaların büyük bölümünde tedavinin ilk haftalarında meydana gelmektedir.Rivaroksaban, ciddi deri döküntüsü (örn. yayılan, yoğun ve/veya kabarcıklanan) veyamukozal lezyonlarla bağlantılı başka bir hipersensitivite emaresi ilk belirdiğinde kesilmelidir.
Yardımcı maddeler ile ilgili bilgi:
TROMABAN laktoz içerir. Nadir kalıtımsal laktoz ya da galaktoz intoleransı (Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu) olan hastaların bu ilacı kullanmamalarıgerekir.
4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
CYP3A4 ve P-gp inhibitörleri:
Rivaroksabanın ketokonazol (günde bir kez 400 mg) veya ritonavir ile (günde iki kez 600 mg) eş zamanlı kullanımı, farmakodinamik etkilerde kanama riskinin artmasına yol açabilecekanlamlı artışlarla birlikte, ortalama rivaroksaban EAA'sında 2,6 kat / 2,5 kat artışa veortalama rivaroksaban Cmaks'ında 1,7 kat / 1,6 kat artışa yol açmıştır. Bu nedenle,TROMABAN'ın eşzamanlı olarak ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol ve posakonazol gibiazol antimikotikler ya da HIV proteaz inhibitörleri ile sistemik tedavi gören hastalardakullanılması önerilmemektedir. Bu etkin maddeler CYP3A4 ve P-gp'nin güçlü inhibitörleridir(bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
CYP3A4 veya P-gp gibi rivaroksaban eliminasyon yolaklarından sadece birini kuvvetli bir şekilde inhibe eden aktif maddelerin, rivaroksaban plazma konsantrasyonlarını daha az orandaarttırması beklenmektedir. Örneğin güçlü bir CYP3A4 inhibitörü ve orta derecede bir P-gpinhibitörü olarak kabul edilen klaritromisin (günde iki kez 500 mg), ortalama rivaroksabanEAA'sında 1,5 kat ve Cmaks'ında 1,4 kat artışa yol açar. Klaritromisin ile etkileşimin çoğuhastada klinik olarak anlamlı olması muhtemel olmamakla birlikte, yüksek risk taşıyanhastalarda potansiyel olarak anlamlı olabilir. (Böbrek yetmezliği olan hastalar için bkz. bölüm“4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
12 / 42
CYP3A4 ve P-gp'yi orta derecede inhibe eden eritromisin (500 mg günde üç kez), ortalama rivaroksaban EAA'sı ve Cmaks'ında 1,3 kat artışa neden olur. Eritromisin ile etkileşimin çoğuhastada klinik olarak anlamlı olması muhtemel olmamakla birlikte, yüksek risk taşıyanhastalarda potansiyel olarak anlamlı olabilir.
Hafif böbrek yetmezliği olanlarda, eritromisin (günde üç kez 500 mg), normal böbrek fonksiyonuna sahip olanlara kıyasla, ortalama rivaroksaban EAA'sında 1,8 kat artışa veCmaks'ında 1,6 kat artışa yol açmıştır. Orta derecede böbrek yetmezliği olanlarda eritromisin,normal böbrek fonksiyonuna sahip olanlara kıyasla, ortalama rivaroksaban EAA'sında 2,0 katartışa ve Cmaks'ında 1,6 kat artışa yol açmıştır. Eritromisin böbrek yetmezliğinin etkisine ekbir etki yaratmıştır (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Orta dereceli CYP3A4 inhibitörü olarak değerlendirilen flukonazol (günde bir kez 400 mg), ortalama rivaroksaban EAA değerinde 1,4 ve Cmaks değerinde 1,3 kat artışa yol açar.Flukonazol ile etkileşimin çoğu hastada klinik olarak anlamlı olması muhtemel olmamaklabirlikte, yüksek risk taşıyan hastalarda potansiyel olarak anlamlı olabilir (Böbrek yetmezliğiolan hastalar için, bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Dronedaron ile mevcut klinik verilerin sınırlı olduğu göz önüne alındığında, rivaroksaban ile aynı anda uygulamadan kaçınılmalıdır.
Antikoagülanlar:
Enoksaparin (40 mg tek doz) ile rivaroksabanın (10 mg tek doz) kombine kullanımından sonra, pıhtılaşma testlerine (PTZ, aPTT) ilave bir etkisi olmaksızın anti faktör Xa aktivitesineilave etki gözlenmiştir. Enoksaparin, rivaroksabanın farmakokinetiğini etkilemez. Artankanama riski nedeniyle, diğer antikoagülanlarla eşzamanlı tedavi gören hastalarda dikkatliolunmalıdır (bkz. bölüm “4.3 Kontrendikasyonlar” ve bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları veönlemleri”).
NSAİİ/trombosit agregasyon inhibitörleri:
Rivaroksaban (15 mg) ve 500 mg naproksenin eşzamanlı uygulanmasından sonra kanama zamanında klinik olarak önemli bir uzama gözlenmemiştir. Bununla beraber, daha belirginfarmakodinamik cevap veren bireyler olabilir.
Rivaroksaban 500 mg asetilsalisilik asit ile birlikte uygulandığında klinik olarak anlamlı farmakokinetik veya farmakodinamik etkileşimler gözlemlenmemiştir.
13 / 42
Klopidogrel (300 mg yükleme dozu, ardından 75 mg idame dozu) rivaroksaban 15 mg ile farmakokinetik bir etkileşim göstermez, ancak hastaların bir alt grubunda kanama zamanındatrombosit agregasyonu, P-selektin ya da GPIIb / IIIa reseptör seviyesi ile korele olmayan artışgözlenmiştir.
Hastalar NSAİİ'lar (asetilsalisilik asit dahil) ve trombosit agregasyon inhibitörleri ile eş zamanlı olarak tedavi görüyorsa dikkatli olunmalıdır, zira bu tıbbi ürünler tipik olarak kanamariskini arttırmaktadır (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
SSRI'lar/SNRI'lar
:
Diğer antikoagülanlarda olduğu gibi, trombositler üzerindeki bildirilmiş etkileri nedeniyle SSRI veya SNRI'ların eş zamanlı kullanımı durumunda hastaların kanama riskinin yükselmeolasılığı bulunmaktadır. Rivaroksaban klinik programında eş zamanlı kullanıldığında, tümtedavi gruplarında majör veya non-majör klinik olarak anlamlı kanama oranlarının sayısalolarak daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
Varfarin:
Hastaların vitamin K antagonisti varfarinden (INR 2,0 - 3,0) TROMABAN'a (20 mg) ya da TROMABAN'dan (20 mg) varfarine (INR 2,0 - 3,0) değiştirilmesi PTZ/INR (Neoplastin)testinde beklenenden fazla artışa (12'ye varan münferit INR değerleri gözlenebilir) yolaçmıştır, buna karşılık aPTT, faktör Xa (Fxa) aktivite inhibisyonu ve endojen trombinpotansiyeli üzerindeki etkiler aditif olmuştur.
Değişim periyodu sırasında, rivaroksabanın farmakodinamik etkileri test edilmek istendiğinde, anti-faktör Xa aktivitesi, PiCT (Prothrombinase-induced Clotting Time) ve
HepTest kullanılabilir; bu testler varfarinden etkilenmez. Varfarinin kesilmesinden sonra 4. günden itibaren tüm testler (PT, aPTT, Faktör Xa aktivitesi inhibisyonu ve ETP) yalnızcarivaroksaban etkisini yansıtır.
Değişim periyodu sırasında varfarinin farmakodinamik etkileri test edilmek istendiğinde, rivaroksaban Cvadi (önceki rivaroksaban dozundan 24 saat sonra) değerinde INR ölçümüyapılabilir; bu nokta bu testin rivaroksabandan en az etkilendiği noktadır. Varfarin verivaroksaban arasında farmakokinetik etkileşim gözlenmemiştir.
14 / 42
CYP3A4 indükleyicileri:
Rivaroksabanın güçlü CYP3A4 indükleyicisi rifampisin ile beraber uygulanması, ortalama rivaroksaban EAA'sında yaklaşık %50 azalma ile farmakodinamik etkilerinde paralel birazalmaya neden olur. Rivaroksabanın diğer güçlü CYP3A4 indükleyicileri (ör. fenitoin,karbamazepin, fenobarbital ya da St. John bitkisi (sarı kantaron otu
(Hypericum perforatum))
ile eş zamanlı kullanımı da rivaroksaban plazma konsantrasyonunda azalmaya yol açabilir. Bunedenle, hasta tromboz belirti ve semptomları açısından yakından izlenmediği sürece, güçlüCYP3A4 indükleyicileriyle eşzamanlı uygulamadan kaçınılmalıdır.
Diğer eş zamanlı tedaviler:
Rivaroksaban, ile midazolam (CYP3A4 substratı), digoksin (P-glikoprotein substratı), atorvastatin (CYP3A4 ve P-gp substratı) ya da omeprazol (proton pompası inhibitörü),arasında eşzamanlı uygulandığında klinik olarak anlamlı farmakokinetik ya dafarmakodinamik etkileşim gözlenmemiştir. Rivaroksaban CYP3A4 gibi majör CYPizoformlarını inhibe etmez ve indüklemez.
Laboratuvar parametreleri:
TROMABAN'ın etki mekanizmasına uygun olarak beklendiği üzere, pıhtılaşma parametresi
testleri (ör. PTZ, aPTT, Hep Test®) etkilenmektedir (bkz. bölüm “5.1 Farmakodinamik özellikler”).
4J6 GEBELIK VE LAKTASYON GENEL TAVSIYE
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar / Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar rivaroksaban ile tedavi süresince gebe kalmaktan kaçınmalıdır.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlarda TROMABAN'ın güvenlilik ve etkililiği bilinmemektedir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. bölüm “5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri”). Olası üreme toksisitesi, doğal olarak meydanagelen kanama riski ve rivaroksabanın plasentaya geçtiği yönündeki veriler nedeniyle
TROMABAN gebelikte kontrendikedir (bkz. bölüm “4.3 Kontrendikasyonlar”)
15 / 42Laktasyon dönemi
TROMABAN'ın emziren kadınlarda etkililik ve güvenliliği bilinmemektedir. Hayvanlardan elde edilen veriler, rivaroksabanın süte geçtiğini göstermektedir. Bu nedenle TROMABANemzirme döneminde kontrendikedir (bkz. bölüm “4.3 Kontrendikasyonlar”). Emzirmeyibırakma veya tedaviyi kesme/tedaviden kaçınma yönünde karar verilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Fertilite üzerindeki etkileri değerlendirmek üzere insanlarda özel rivaroksaban araştırması yürütülmemiştir. Sıçanlarda erkek ve dişi fertilitesine ilişkin bir çalışmada, hiçbir etkigözlenmemiştir (bkz. bölüm “5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri”).
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
TROMABAN'ın araç veya makine kullanma yeteneği üzerinde önemsiz bir etkisi vardır. Senkop (sıklık: yaygın olmayan) ve baş dönmesi (sıklık: yaygın) gibi advers reaksiyonlarbildirilmiştir (bkz. bölüm “4.8 İstenmeyen etkiler”). Bu advers reaksiyonların görüldüğühastalar araç ya da makine kullanmamalıdır.
48 İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti:
Rivaroksabanın güvenliliği, rivaroksabana maruz bırakılan 53.103 hastanın dahil olduğu on üç faz III çalışmada değerlendirilmiştir (Bkz. Tablo 1).
Tablo 1: Faz III çalışmalarında çalışılan hasta sayısı, toplam günlük doz ve maksimum tedavi süresi
Endikasyon |
Hasta
sayısı* |
Toplam günlük doz |
Maksimum tedavi süresi |
Elektif kalça veya diz replasman cerrahisi geçiren yetişkin hastalardavenöz tromboembolizmin (VTE)önlenmesi
|
6.097
|
10 mg
|
39 gün
|
Uzun süreli yatan hastalarda venöz tromboembolizmin önlenmesi
|
3.997
|
10 mg
|
39 gün
|
16 / 42
Derin Ven Trombozu (DVT) ve Pulmoner Embolizmin (PE)tedavisi ve nüksün önlenmesi
|
6.790
|
1 - 21. gün: 30 mg 22. gün vedevamında: 20 mgEn az 6 ay sonra:10 mg veya 20 mg
|
21 ay
|
Non-valvülar atrial fibrilasyon hastalarında inme ve sistemikembolizmin önlenmesi
|
7.750
|
20 mg
|
41 ay
|
Akut koroner sendrom (AKS) sonrasında hastalardaaterotrombotik olayların önlenmesi
|
10.225
|
ASA veya ASA + klopidogrel veyatiklopidin ilebirlikte uygulanmaküzere sırasıyla 5 mgveya 10 mg
|
31 ay
|
KAH/PAH'lı hastalarda aterotrombotik olayların önlenmesi
|
18.244
|
ASA ile birlikte uygulanmak üzere5 mg veya tekbaşına 10 mg
|
47 ay
|
|
*En az bir doz rivaroksabana maruz kalan hastalar
|
Rivaroksaban alan hastalarda en yaygın olarak bildirilen advers reaksiyon kanamadır (bkz. bölüm 4.4 “Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” ve 'Seçilen advers reaksiyonlarınaçıklaması') (Tablo 2). En yaygın olarak bildirilen kanamalar epistaksis (%4,5) vegastrointestinal kanal hemorajisidir (%3,8).
Tablo 2: Tamamlanmış faz III çalışmaları boyunca rivaroksabana maruz kalan hastalarda kanama* ve anemi olaylarının oranı
Endikasyon |
Herhangi bir kanama |
Anemi |
Elektif kalça veya diz replasman cerrahisi geçiren erişkin hastalarda venöztromboembolizmin (VTE) önlenmesi
|
Hastaların %6,8'i
|
Hastaların %5,9'u
|
Uzun süreli yatan hastalarda venöz tromboembolizmin önlenmesi
|
Hastaların %12,6'sı
|
Hastaların %2,1'i
|
DVT, PE tedavisi ve rekürrensin önlenmesi
|
Hastaların %23'ü
|
Hastaların %1,6'sı
|
Non-valvüler atriyal fibrilasyon hastalarında inme ve sistemikembolizmin önlenmesi
|
100 hasta-yılı başına 28
|
100 hasta-yılı başına 2,5
|
17 / 42
AKS'den sonra hastalarda aterotrombotik olayların önlenmesi
|
100 hasta-yılı başına 22
|
100 hasta-yılı başına 1,4
|
KAH/PAH'lı hastalarda aterotrombotik olayların önlenmesi
|
100 hasta-yılı başına
6,7
|
100 hasta-yılı başına
0,15**
|
* Tüm rivaroksaban çalışmaları için, bütün kanama olayları toplanır, bildirilir ve karara bağlanır.
** COMPASS çalışmasında, advers olay toplanmasına yönelik seçici yaklaşım uygulandığı için düşük bir anemi insidansı mevcuttur.
TROMABAN kullanımında bildirilen advers ilaç reaksiyonlarının sıklıkları aşağıda özetlenmiştir. İstenmeyen etkiler, her bir sıklık grubunda azalan ciddiyet derecesine göresıralanmıştır. Sıklıklar çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan(>1/1.000 ila >1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000) ve bilinmiyor(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak tanımlanmıştır.
Faz III klinik çalışmalarında veya pazarlama sonrası kullanımı boyunca hastalarda bildirilen tüm advers reaksiyonlar*Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Anemi (ilgili laboratuvar parametreleri dahil)
Yaygın olmayan: Trombositoz (trombosit sayısı artışı dahil)A, Trombositopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Alerjik reaksiyon, alerjik dermatit, anjiyoödem ve alerjik ödem Çok seyrek: Anafilaktik şok da dahil olmak üzere anafilaktik reaksiyonlar
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş dönmesi, baş ağrısı
Yaygın olmayan: Serebral ve intrakraniyal kanama, senkop
Göz hastalıkları
Yaygın: Göz kanaması (konjunktival kanama dahil)
18 / 42Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Taşikardi
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipotansiyon, hematom
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Epistaksis, hemoptizi
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Jinjival kanama, gastrointestinal sistem kanaması (rektal kanama dahil), abdominal ve gastrointestinal ağrı, dispepsi, bulantı, konstipasyonA, diyare, kusmaAYaygın olmayan: Ağız kuruluğu
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın: Transaminaz artışı
Yaygın olmayan: Karaciğer yetmezliği, bilirubin artışı, kan alkalin fosfataz artışı
A, GGT artışı
A Seyrek: Sarılık, konjuge bilirubin artışı (eş zamanlı ALT artışı ile veya ALT artışı olmadan),
kolestaz, hepatit (hepatoselüler yaralanma dahil)
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Kaşıntı (nadiren jeneralize kaşıntı dahil), döküntü, ekimoz, deri ve derialtında kanama Yaygın olmayan: Ürtiker
Çok seyrek: Stevens-Johnson sendromu/ Toksik Epidermal Nekroliz, DRESS sendromu
Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Yaygın: Ekstremite ağrısı
A Yaygın olmayan: HemartrozSeyrek: Kas kanaması
Bilinmiyor: Kanamaya sekonder kompartman sendromu
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Ürogenital sistem kanaması (hematüri ve menorajiB dahil), renal bozuklukA (kan kreatinin artışı, kan üre artışı dahil)
19 / 42
Bilinmiyor: Böbrek yetmezliği/hipoperfüzyona neden olacak kadar kanamaya sekonder akut böbrek yetmezliği
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: AteşA, periferik ödem, genel güç ve enerjide azalma (yorgunluk ve asteni dahil)
Yaygın olmayan: İyi hissetmeme (malezi dahil)
Seyrek: Lokalize ödemA
Araştırmalar
Yaygın olmayan: LDH artışıA, lipaz artışıA, amilaz artışıAYaralanma, zehirlenme ve prosedüre bağlı komplikasyonlar
Yaygın: Prosedür sonrası kanama (postoperatif anemi ve yara kanaması da dahil), kontüzyon,
yara yeri sızıntısıA
Seyrek: Vasküler psödoanevrizmaC
A: Elektif kalça veya diz protezi replasman cerrahisi geçiren yetişkin hastalarda VTE'nin önlenmesinde gözlenmiştir.
B: <55 yaş kadınlarda çok yaygın olarak DVT, PE tedavisi ve nüksün önlenmesinde gözlenmiştir.
C: AKS sonrası (perkütan koroner girişimin ardından) hastalarda aterotrombotik olayların önlenmesinde yaygın olmayan olarak gözlenmiştir.
*Advers olay toplanmasında önceden tanımlanan seçici bir yaklaşım uygulanmıştır. Advers reaksiyonların insidansı artmadığı ve yeni advers reaksiyon saptanmadığı için, burada belirtilenfrekans hesaplamasına COMPASS çalışması verileri dahil edilmemiştir.
Seçilen advers reaksiyonların tanımı
Farmakolojik etki mekanizmasına bağlı olarak, TROMABAN kullanımı posthemorajik anemi ile sonuçlanabilecek, herhangi bir doku ve organda gelişebilecek açık ya da gizli kanamariskinde artışla ilişkili olabilir. Bulgular, semptomlar ve şiddet (olası bir ölümcül sonlanımdahil), kanamanın ve/veya aneminin yeri, derecesi ya da boyutuna göre değişecektir (bkz.bölüm “4.9 Doz aşımı ve tedavisi-Kanamanın kontrolü”).
20 / 42
Klinik çalışmalarda, mukozal kanamalar (epistaksis, dişeti kanaması, gastrointestinal kanama, anormal vajinal veya artan adet kanaması dahil genitoüriner kanama gibi) ve anemi, VKAtedavisiyle kıyaslandığında uzun süreli rivaroksaban tedavisinde daha sık görülmüştür. Bu
yüzden, yeterli klinik gözetime ek olarak, hemoglobin/hematokrite yönelik laboratuvar testleri, gizli kanamayı tespit etmek ve uygun olduğu kararı verildiği üzere açık kanamanın klinikaçıdan anlamının miktarını tayin etmek için çok değerli olabilir. Kanama riski belirli hastagruplarında örn. kontrol edilmeyen şiddetli arteriyel hipertansiyon ve/veya hemostazı etkileyeneş zamanlı tedavilerde artabilir (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri / Kanamariski”). Adet kanaması şiddetlenebilir ve/veya uzayabilir.
Hemorajik komplikasyonlar güçsüzlük, solukluk, baş dönmesi, baş ağrısı ya da açıklanamayan şişlikler, dispne ve açıklanamayan şok olarak görülebilir. Bazı olgularda, aneminin bir sonucuolarak göğüs ağrısı veya angina pektoris gibi kardiyak iskemi semptomları gözlenmiştir.
TROMABAN ile kompartman sendromu ve hipoperfüzyon nedeniyle renal yetmezlik gibi şiddetli kanamaya bağlı gelişen komplikasyonlar bildirilmiştir. Bu nedenle, antikoagülankullanan her hasta değerlendirilirken hemoraji olasılığı düşünülmelidir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
49Doz aşımı ve tedavisi
Kanama komplikasyonları ya da diğer advers reaksiyonlar olmaksızın 600 mg doza dek seyrek doz aşımı vakaları bildirilmiştir. Sınırlı emilimi nedeniyle 50 mg ve üzerindeki supraterapötikdozlarda ortalama plazma maruziyetinde daha fazla artışın görülmediği tavan etkisibeklenmektedir.
Rivaroksabanın farmakodinamik etkisini antagonize eden spesifik bir geri dönüştürücü ajan (andexanet alfa) bulunmaktadır (detaylı bilgi için bkz. bu preparata ait Kısa Ürün Bilgisi).Rivaroksaban doz aşımı durumuda emilimi azaltmak için aktif kömür kullanımı düşünülebilir.
21 / 42
Kanamanın kontrolü:
Rivaroksaban kullanan bir hastada kanama komplikasyonu meydana gelirse, bir sonraki rivaroksaban uygulaması geciktirilmeli ya da tedavi uygun şekilde sonlandırılmalıdır.Rivaroksabanın yarılanma ömrü yaklaşık 5 - 13 saattir (bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetiközellikler”). Kanamanın kontrolü kanamanın yerine ve şiddetine göre uyarlanmalıdır.Gerektiğinde mekanik kompresyon (örn. şiddetli epistaksis olgusunda), kanama kontrolüişlemleri ile birlikte cerrahi hemostaz, sıvı replasmanı ve hemodinamik destek, kan ürünleri(anemi ya da koagülopatiye göre kırmızı kan hücresi veya taze donmuş plazma) ya datrombosit gibi uygun semptomatik tedavi uygulanmalıdır.
Yukarıdaki önlemler ile kanama kontrol edilemez ise, ya rivaroksabanın farmakodinamik etkilerini antagonize eden spesifik bir faktör Xa inhbitörü geri dönüştürücü ajan (andexanetalfa) ya da protrombin kompleks konsantresi (PCC), aktive protrombin kompleks konsantresi(APCC) veya rekombinant faktör VIIa (r-FVIIa) gibi spesifik prokoagülan geri dönüştürücüajan kullanımı düşünülmelidir. Ancak, rivaroksaban kullanan kişilerde bu ürünlerinkullanımına ilişkin mevcut klinik deneyim çok sınırlıdır.
Öneri, sınırlı klinik olmayan verilere de dayanmaktadır. Rekombinant Faktör VIIa'nın yeniden doz ayarlaması düşünülebilir ve kanamanın iyileşmesine dayalı olarak titre edilebilir. Yerelbulunabilirliğe bağlı olarak, majör kanama durumunda bir hematoloji uzmanı ile konsültasyondüşünülmelidir (bkz. bölüm “5.1 Farmakodinamik özellikler”).
Protamin sülfat ve K vitamininin rivaroksabanın antikoagülan aktivitesini etkilemesi beklenmemektedir. Rivaroksaban alan hastalarda traneksamik asitle deneyim sınırlı olup,aminokaproik asit ve aprotinin ile deneyim bulunmamaktadır. Rivaroksaban alan kişilerde,sistemik hemostatik desmopresinin kullanımıyla ilgili olarak fayda açısından bilimsel gerekçeveya deneyim bulunmamaktadır. Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanması nedeniylerivaroksabanın diyaliz edilebilmesi beklenmemektedir.
5. FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antitrombotik ajanlar, direkt faktör Xa inhibitörleri ATC kodu: B01AF01Etki mekanizması:
Rivaroksaban oral biyoyararlanımı olan oldukça selektif direkt bir faktör Xa (FXa) inhibitörüdür.
22 / 42
Faktör Xa'nın inhibisyonu, hem trombin oluşumunu hem de tromboz gelişimini inhibe ederek kan koagülasyon kaskadının intrinsik ve ekstrinsik yolağını kesmektedir. Rivaroksabantrombini (aktive faktör II) inhibe etmez ve trombositler üzerinde hiçbir etki gösterilememiştir.
Farmakodinamik etkiler:
İnsanlarda faktör Xa aktivitesinin doza bağımlı şekilde inhibe olduğu gözlenmiştir. Eğer testte
Neoplastin^ kullanılır ise, protrombin zamanı (PTZ), plazma konsantrasyonları (r değeri 0,98'e eşit) ile yakın ilişkili olarak doza bağımlı şekilde rivaroksabandan etkilenir. Diğer reaktiflerfarklı sonuçlar sağlayacaktır. Uluslararası Normalizasyon Oranı (INR) sadece kumarinler içinkalibre ve valide edildiğinden ve herhangi bir diğer antikoagülan için kullanılamadığından,PTZ okuması saniyeler içinde yapılmalıdır.
DVT ve PE tedavisi ile rekürren DVT ve PE önlenmesi için rivaroksaban kullanan hastalarda günde 2 kez 15 mg ya da günde tek doz 20 mg tablet alımından 2-4 saat sonra (maksimum etkizamanında), 5/95 persantil PTZ (Neoplastin) sırasıyla 17-32 saniye ve 15-30 saniye arasındadeğişmiştir. En düşük ilaç konsantrasyonunda (tablet alımından 8 - 16 saat sonra) günde iki kezalınan 15 mg için 5/95 yüzdeleri 14 ile 24 saniye aralığında ve günde bir kez alınan 20 mg için(tablet alımından 18-30 saat sonra) 13 ile 20 saniye aralığında olmuştur.
Non-valvüler atrial fibrilasyonu olan ve inme ve sistemik embolizmin önlenmesi için rivaroksaban kullanan hastalarda günde tek doz 20 mg tablet ya da orta derecede böbrekyetmezliğinde günde tek doz 15 mg alımından 1-4 saat sonra (maksimum etki zamanında), 5/95persantil PTZ (Neoplastin) sırasıyla 14-40 saniye ve 10-50 saniye arasında değişmektedir. Endüşük ilaç konsantrasyonunda (tablet alımından 16 - 36 saat sonra) 5/95 persantil günde bir kez20 mg ile tedavi edilen hastalarda 12 ile 26 saniye aralığında ve orta şiddette böbrek yetmezliğiolan günde bir kez 15 mg ile tedavi edilen hastalarda 12 ile 26 saniye aralığındadır.
Sağlıklı yetişkin gönüllülerde (n=22) rivaroksabanın farmakodinamik özelliklerinin geri çevrilmesine ilişkin bir klinik farmakoloji çalışmasında, 3 faktörlü bir PCC (II, IX ve XFaktörleri) ve 4 faktörlü bir PCC (II, VII, IX ve X Faktörleri) olmak üzere iki farklı PCCtipinin tek dozlarının (50 IU/kg) etkileri değerlendirilmiştir. 3 faktörlü PCC, ortalamaNeoplastin PT değerlerini 30 dakika içinde yaklaşık 1,0 saniye azaltırken, 4 faktörlü PCC ileyaklaşık 3,5 saniyelik düşüşler gözlenmiştir. Buna karşın, 3 faktörlü PCC, 4 faktörlü PCC'yekıyasla, endojen trombin oluşumunda değişiklikleri geri çevirme üzerinde daha büyük ve dahahızlı bir genel etki yapmıştır (bkz. bölüm “4.9 Doz aşımı ve tedavisi”).
23 / 42
Aktive edilmiş parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT) ve HepTest de doza bağımlı şekilde uzamaktadır ancakrivaroksabanınfarmakodinamiketkisini değerlendirmek için
önerilmemektedirler. Klinik rutinde rivaroksaban ile tedavi sırasında koagülasyon
parametrelerinin izlenmesine gerek yoktur. Ancak, klinik olarak endike olduğunda rivaroksaban seviyeleri kalibre edilmiş kantitatif anti-faktör Xa testleriyle ölçülebilir (bkz.bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler”).
Klinik etkililik ve güvenlilik:
Non-valvüler atrial fibrilasyonu olan hastalarda inme ve sistemik embolizmin önlenmesi
Rivaroksaban klinik programı non-valvüler atrial fibrilasyon (AF) hastalarında inme ve sistemik embolizmin önlenmesinde rivaroksaban etkililiğini göstermek için tasarlanmıştır.
Çift kör pivot ROCKET AF çalışmasında 14264 hasta ya Rivaroksaban 20 mg oral günde tek doz (orta derecede renal yetmezliği olan kreatinin klerensi: 30-49 ml/dk hastalarında 15 mgoral günde tek doz) ya da INR hedefi 2,5 (terapötik aralık 2,0 -3,0) olacak şekilde varfarintedavisine randomize edilmiştir. Tedavideki medyan zaman 19 ay olup toplam tedavi süresi 41aya kadar sürmüştür.
Hastaların %34,9'u asetil salisilik asit tedavisi ve %11,4'ü amiodaron dahil sınıf III antiaritmik kullanmaktaydı.
Birincil kompozit sonlanım noktası olan inme ve SSS (santral sinir sistemi) ile ilgili olmayan sistemik embolizm için rivaroksaban, varfarin ile benzer etkili olmuştur. Tedavi uygulanmaktaolan protokole göre popülasyonda inme veya sistemik embolizm, rivaroksaban kullanan 188hastada (yılda %1,71) ve varfarin kullanan 241 hastada gerçekleşmiştir (yılda %2,16)(benzerlik için HR 0,79; %95 CI, 0,66 - 0,96; P<0,001). ITT'ye göre analiz edilen tümrandomize hastalar arasında birincil olaylar rivaroksaban kullanımında 269 (yılda %2,12) vevarfarin (yılda %2,42) kullanımında 306 olarak gerçekleşmiştir (HR 0,88; %95 CI, 0,74 - 1,03;benzerlik için P<0,001; üstünlük için P=0,117). ITT analizinde hiyerarşik sırada test edildiğişekilde ikincil son noktaların sonuçları Tablo 3'de gösterilmiştir.
Varfarin grubundaki hastalar arasında, INR değerleri zamanın ortalama %55'inde terapötik aralık (2,0 ila 3,0) içindedir (medyan, %58; çeyrekler arası aralık 43 ila 71). Rivaroksabanınetkisi, eşit boyutlarda olan çeyreklerde merkez TTR (2,0 - 3,0 Hedef INR Aralığındaki Zaman)düzeyinde farklılık göstermemiştir (etkileşim için P=0,74). Merkeze göre en yüksek çeyreklikiçinde, varfarine karşı rivaroksaban ile Tehlike Oranı (HR) 0,74 olmuştur (%95 CI, 0,49 -1,12).
24 / 42
Başlıca güvenlilik sonuçlarının insidans oranı (majör ve non-majör klinik olarak anlamlı kanama olayları) her iki tedavi grubu için de benzer olmuştur (bkz. Tablo 4).
Tablo 3: Faz III ROCKET AF etkililik sonuçları |
Çalışma popülasyonu
|
Non-valvular atriyal fibrilasyon hastalarında
|
ITT etkililik
|
|
analizleri
|
|
|
|
Rivaroksaban
|
2,5'lik hedef
|
Tehlike oranı
|
|
20 mg günde bir kez
|
INR'ye titre edilen
|
(%95
|
|
(orta şiddette böbrek
|
varfarin.
|
Cl p-değeri,
|
Tedavi dozu
|
yetmezliği olan
|
(terapötik aralık 2,0
|
üstünlük testi
|
hastalarda 15 mg günde
|
ila 3,0)
|
|
|
bir kez)
|
Olay oranı
|
|
|
Olay oranı (100 hasta /yıl)
|
(100 hasta /yıl)
|
|
|
269
|
306
|
0,88
|
İnme ve SSS olmayan
|
(2,12)
|
(2,42)
|
(0,74 - 1,03)
|
sistemik embolizm
|
|
|
0,117
|
İnme, SSS olmayan
|
572
|
609
|
0,94
|
sistemik embolizm ve
|
(4,51)
|
(4,81)
|
(0,84 - 1,05)
|
vasküler ölüm
|
|
|
0,265
|
İnme, SSS olmayan
|
659
|
709
|
0,93
|
sistemik embolizm,
|
(5,24)
|
(5,65)
|
(0,83 - 1,03)
|
vasküler ölüm ve miyokard infarktüsü
|
|
|
0,158
|
|
253
|
281
|
0,90
|
İnme
|
(1,99)
|
(2,22)
|
(0,76 - 1,07)
|
|
|
|
0,221
|
SSS olmayan
|
20
|
27
|
0,74
|
sistemik
|
(0,16)
|
(0,21)
|
(0,42 - 1,32)
|
embolizm
|
|
|
0,308
|
|
130
|
142
|
0,91
|
Miyokard infarktüsü
|
(1,02)
|
(1,11)
|
(0,72-1,16)
0,464
|
|
25 / 42
Tablo 4: Faz III ROCKET AF çalışması güvenlilik sonuçları |
Çalışma Popülasyonu |
Non-valvüler atriyal fibrilasyonu olan hastalar a) |
Tedavi Dozu |
Rivaroksaban 20 mg günde birkez
(orta derecede böbrek yetmezliğiolan hastalarda 15mg günde bir kez)Olay oranı(100 hasta /yıl) |
Varfarin
hedef INR 2,5 için titre edilmiş(terapötik aralık2,0 - 3,0)Olay oranı(100 hasta /yıl) |
Tehlike oranı (%95 GA)p değeri |
Majör ve non-majör klinik olarak anlamlıkanama olayları |
1475
(14,91)
|
1449
(14,52)
|
1,03
(0,96 - 1,11) 0,442
|
Majör kanama olayları |
395
3,60)
|
386
(3,45)
|
1,04
(0,90 - 1,20) 0,576
|
Kanamaya bağlı ölüm * |
27
(0,24)
|
55
(0,48)
|
0,50
(0,31 - 0,79) 0,003
|
Kritik organ kanaması* |
91
(0,82)
|
133
(1,18)
|
0,69
(0,53 - 0,91) 0,007
|
Intrakranial kanama * |
55
(0,49)
|
84
(0,74)
|
0,67
(0,47 - 0,93) 0,019
|
Hemoglobin düşüşü* |
305
(2,77)
|
254
(2,26)
|
1,22
(1,03 - 1,44) 0,019
|
>2 ünite paketlenmiş kırmızı kan hücresiveya tam kantransfüzyonu* |
183
(1,65)
|
149
(1,32)
|
1,25
(1,01 - 1,55) 0,044
|
Non-majör klinik olarak anlamlı kanamaolayları |
1185
(11,80)
|
1151
(11,37)
|
1,04
(0,96 - 1,13) 0,345
|
Tüm nedenlere bağlı mortalite |
208
(1,87)
|
250
(2,21)
|
0,85
(0,70 - 1,02) 0,073
|
|
a) Tedavi altındaki güvenlilik popülasyonu
* nominal olarak anlamlı
26 / 42
Faz III ROCKET AF çalışmasına ek olarak, merkezi sonuç kararı ile tromboembolik olayları ve majör kanamayı içeren prospektif, tek kollu, ruhsatlandırma sonrası, girişimsel olmayan, açıketiketli, kohort çalışması (XANTUS) yürütülmüştür. Non-valvüler triyal fibrilasyonlu 6785hasta, klinik uygulamada inmenin ve santral sinir sistemi (SSS) dışı sistemik embolizminönlenmesi için kaydolmuştur. Ortalama CHADS2 ve HAS-BLED skorları ROCKET AF'desırasıyla 3,5 ve 2,8 iken, ortalama CHADS2 ve HAS-BLED skorlarının ikisi de XANTUS'ta 2,0olmuştur. Majör kanama, 100 hasta yılında 2,1 oranında meydana gelmiştir. Ölümcül kanama100 hasta yılında 0,2 ve intrakraniyal kanama 100 hasta yılında 0,4 olarak bildirilmiştir. İnmeveya SSS dışı sistemik embolizm 100 hasta yılında 0,8 olarak kaydedilmiştir.
Klinik uygulamadaki bu gözlemler bu endikasyondaki kanıtlanmış güvenlilik profili ile tutarlıdır.
Kardiyoversiyon geçiren hastalar:
Kardiyovasküler olayların önlenmesi için, rivaroksabanı dozu ayarlanmış VKA ile karşılaştırmak üzere (2:1 şeklinde randomize) kardiyoversiyon planlanan non-valvüler atriyal fibrilasyonlu1,504 hasta (daha önce oral antikoagülan kullanmamış ve önceden tedavi alan) ile körleştirilmişsonlanım noktası değerlendirmeli prospektif randomize, açık etiketli, çok merkezli, keşif amaçlı(exploratory) çalışma (X-VERT) yapılmıştır. TEE kılavuzlu (tedaviden 1 - 5 gün önce) veyakonvansiyonel kardiyoversiyon (tedaviden en az üç hafta önce) stratejileri kullanılmıştır. Primeretkililik sonucu (tüm inme, geçici iskemik atak, SSS olmayan sistemik embolizm, miyokardenfarktüsü (MI) ve kardiyovasküler ölüm), rivaroksaban grubunda 5 (%0,5) hastada (n = 978) veVKA grubunda 5 (%1,0) hastada (n = 492; RR 0,50; %95 CI 0,15- 1,73; modifiye ITTpopülasyonu) meydana gelmiştir. Temel güvenlilik sonucu (majör kanama), rivaroksaban (n =988) ve VKA (n = 499) gruplarında sırasıyla 6 (%0,6) ve 4 (%0,8) hastada meydana gelmiştir(RR 0,76; %95 Cl 0.21-2,67; güvenlilik popülasyonu). Bu keşif amaçlı (exploratory) çalışmakardiyoversiyon ortamında rivaroksaban ve VKA tedavi grupları arasında benzer etkililik vegüvenlilik göstermiştir.
Perkütan koroner girişim (PKG) sırasında stent yerleştirilen non-valvüler atriyal fibrilasyonlu hastalar:
İki rivaroksaban rejimi ve bir VKA rejiminin güvenliliğini karşılaştırmak üzere primer aterosklerotik hastalık için stent yerleştirilen PKG uygulanmış non-valvüler atriyal fibrilasyonlu2124 hasta ile randomize, açık etiketli, çok merkezli bir çalışma (PIONEER AF-PKG)yapılmıştır. Hastalar, genel olarak 12 aylık bir tedavi için 1:1:1 şeklinde randomize edilmiştir.İnme veya TIA öyküsü olan hastalar hariç tutulmuştur.
27 / 42
Grup 1 günde bir kez rivaroksaban 15 mg (kreatinin klerensi: 30 - 49 ml/dk. olan hastalarda günde bir kez 10 mg) ile birlikte P2Y12 inhibitörü almıştır. Grup 2; 1, 6 veya 12 ay boyuncagünde iki kere rivaroksaban 2,5 mg artı DAPT (ikili antiplatelet tedavisi, yani klopidogrel 75 mg[veya alternatif P2Y12 inhibitörü] artı düşük dozda asetilsalisilik asit [ASA]) ve ardından gündebir kere rivaroksaban 15 mg (veya kreatinin klerensi: 30 - 49 ml/dk. olan gönüllülerde 10 mg)artı düşük dozda ASA almıştır. Grup 3; 1, 6 veya 12 ay boyunca dozu ayarlanmış VKA artıDAPT'ın ardından dozu ayarlanmış VKA artı düşük dozda ASA almıştır.
Birincil güvenlilik son noktası olan klinik olarak anlamlı kanama olayları, grup 1, grup 2 ve grup 3'te sırasıyla 109 (%15,7), 117 (%16,6) ve 167 (%24,0) gönüllüde meydana gelmiştir(sırasıyla HR 0,59; %95 CI 0,47-0,76; p<0,001 ve HR 0,63; %95 CI 0,50-0,80; p<0,001).Sekonder sonlanım noktası (kardiyovasküler olaylar birleşimi KV ölüm, MI veya inme), grup 1,grup 2 ve grup 3'te sırasıyla 41 (%5,9), 36 (%5,1) ve 36 (%5,2) gönüllüde meydana gelmiştir.
Rivaroksaban rejimlerinden her biri, stent yerleştirilen PKG geçirmiş non-valvüler atriyal fibrilasyon hastalarında VKA rejimine kıyasla, klinik olarak anlamlı kanama olaylarında anlamlıbir azalma sergilemiştir.
PIONEER AF-PKG'nin primer hedefi, güvenliliği değerlendirmektir. Bu popülasyondaki etkililik verileri (tromboembolik olaylar dahil) sınırlıdır.
DVTve PE tedavisi ve rekürren DVTve PE'nin önlenmesi
Rivaroksaban klinik programı Rivaroksabanın akut DVT ve PE başlangıç ve sürdürme tedavisi ile rekürren DVT ve PE önlenmesinde etkililiğini göstermek için tasarlanmıştır.12800'den fazla hasta dört randomize, kontrollü faz III klinik çalışmaya (Einstein DVT,Einstein PE ve Einstein Extension ve Einstein Choice) katılmıştır ve ek olarak Einstein DVT veEinstein PE çalışmalarının havuzlanmış verisi ile önceden belirlenmiş bir analizi yapılmıştır.Tüm çalışmaların toplam birleşik tedavi süresi 21 aydır.
Einstein DVT çalışmasında 3449 akut DVT hastası, DVT tedavisi ile rekürren DVT ve PE önlenmesi için çalışılmıştır (semptomatik PE gösteren hastalar bu çalışmanın dışındatutulmuştur). Tedavi süresi araştırıcının klinik yargısına göre 3, 6 veya 12 aya kadar sürmüştür.Akut DVT için başlangıçtaki 3 haftalık tedavide 15 mg rivaroksaban günde iki kezuygulanmıştır. Ardından günde tek doz 20 mg rivaroksaban kullanılmıştır.
28 / 42
EINSTEIN PE çalışmasında 4832 akut PE hastası, PE tedavisi ve rekürren DVT ve PE önlenmesi için çalışılmıştır. Tedavi süresi araştmcmın kararına bağlı olarak 3, 6 veya 12 aya deksürmüştür.
Başlangıç akut PE tedavisinde günde iki kez 15 mg rivaroksaban 3 hafta kullanılmıştır. Ardından günde tek doz 20 mg rivaroksaban verilmiştir.
EINSTEIN DVT ve EINSTEIN PE çalışmalarında, en az 5 gün boyunca enoksaparin tedavisi ile K vitamini antagonist tedavisi kombinasyonundan oluşan karşılaştırma tedavi rejimi PT/INRterapötik aralığa gelene dek (>2,0) uygulanmıştır. Tedavi PT/INR değerlerinin terapötik aralıkta(2,0 - 3,0) kalmasını sağlayacak biçimde doz ayarı yapılmış K vitamin antagonisti ilesürdürülmüştür.
Einstein Extension çalışmasında DVT ya da PE geçirmiş 1197 hasta rekürren DVT ve PE önlenmesi için çalışılmıştır. 6 ila 12 aylık DVT tedavi süresini tamamlamış hastalarda,araştırıcının klinik yargısına göre ilave 6 veya 12 ay daha tedavi sürdürülmüştür. TROMABAN20 mg günde tek doz rejimi plasebo ile karşılaştırılmıştır.
Einstein DVT, PE ve Extension da önceden belirlenmiş aynı primer ve sekonder etkililik sonuçlarını kullanmıştır. Primer etkililik sonucu rekürren DVT ve ölümcül ya da ölümcülolmayan PE birleşimi olarak tanımlanan semptomatik rekürren VTE olmuştur. Sekonderetkililik sonucu rekürren DVT, ölümcül olmayan PE ve tüm nedenlere bağlı ölümlerin birleşimiolarak tanımlanmıştır.
Einstein Choice çalışmasında, 6-12 aylık antikoagülan tedavisini tamamlamış doğrulanmış semptomatik DVT ve/veya PE'li 3396 hasta üzerinde, ölümcül PE veya ölümcül olmayansemptomatik rekürren DVT veya PE'nin önlenmesi için çalışılmıştır. Devam eden terapötikdozlu antikoagülan için endike hastalar çalışmanın dışında bırakılmıştır. Tedavi süresi, bireyselrandomizasyon tarihine bağlı olarak 12 ay kadardır (medyan: 351 gün). Günde bir kezTROMABAN 20 mg ve günde bir kez rivaroksaban 10 mg, günde bir kez 100 mg asetilsalisilikasit ile karşılaştırılmıştır.
Primer etkililik sonucu, rekürren DVT veya ölümcül ya da ölümcül olmayan PE birleşimi olarak tanımlanan semptomatik rekürren VTE olmuştur.
29 / 42
Einstein DVT çalışmasında (bkz. Tablo 5) rivaroksabanın birincil etkililik neticesi için en az enoksaparin/VKA kadar etkili olduğu gösterilmiştir (p < 0,0001 (eşdeğerlik testi); tehlike oranı:0,680 (0,443 - 1,042), p=0,076 (üstünlük testi)). Önceden belirtilen net klinik faydanın (primeretkililik sonucu artı majör kanama olayları) 0,67 tehlike oranıyla birlikte ((%95 CI= 0,47-0,95),nominal p değeri p=0,027) rivaroksaban lehinde olduğu bildirilmiştir. INR değerleri, ortalama189 günlük ortalama tedavi süresi için sürenin %60,3'dür ve 3-, 6- ve 12 aylık amaçlanan tedavisüresi gruplarında sırasıyla sürenin %55,4, %60,1 ve %62,8 ile terapötik aralık içinde kalmıştır.
Enoksaparin/VKA grubunda, eşit boyutlu üçlülerde ortalama merkez TTR seviyesi ile rekürren VTE (etkileşim (P=0,932) insidansı arasında net bir ilişki olmamıştır. Merkeze göre en yükseküçlü dahilinde rivaroksabanın varfarin karşısındaki tehlike oranı 0,69 olmuştur (%95 CI, 0,35 -1,35).
Birincil güvenlilik sonuçlarının görülme oranlarının (majör veya klinik olarak anlamlı non-majör kanama olayları) yanı sıra, ikincil güvenlilik sonuçlarının görülme oranları da (majör kanama olayları) her iki tedavi grubu için benzer olmuştur.
Tablo 5: Faz III Einstein DVT çalışması etkililik ve güvenlilik sonuçları |
Çalışma Popülasyonu |
Semptomatik akut derin ven trombozu olan 3449 hasta |
|
Rivaroksabana |
Enoksaparin
/VKAb
3, 6 ya da 12 ay |
Tedavi Dozu ve Süresi |
3, 6 ya da 12 ay N=1731 |
|
N=1718 |
Semptomatik rekürren VTE* |
36
(%2,1)
|
51
(%3,0)
|
Semptomatik rekürren PE |
20
(%1,2)
|
18
(%1,0)
|
Semptomatik rekürren DVT |
14
(%0,8)
|
28
(%1,6)
|
Semptomatik PE ve DVT |
1
(%0,1)
|
0
|
Ölümcül PE/PE dışlanamayan |
4
|
6
|
ölüm |
(%0,2)
|
(%0,3)
|
Majör veya klinik olarak anlamlı |
139
|
138
|
non-majör kanama |
(% 8,1)
|
(%8,1)
|
Majör kanama olayı |
14
(%0,8)
|
20
(%1,2)
|
|
30 / 42
a) 3 hafta boyunca günde iki kez rivaroksaban 15 mg ve ardından günde bir kez 20 mg
b) En az 5 gün boyunca VKA ile örtüşen ve ardından VKA'nın takip ettiği enoksaparin
*p:< 0.0001 (önceden belirlenmiş 2,0 HR'ye eşit etkinlik), p=0,076 (üstünlük) HR:0,68 (0,44 -1,04)
Einstein PE çalışmasında (bkz. Tablo 6) rivaroksabanın primer etkililik sonucu için enoksaparin/VKA ile eşit etkinlikte olduğu gösterilmiştir (p = 0,0026 (eşit etkinlik testi); HR:1,123 (0,749 - 1,684)).
Önceden belirlenmiş net klinik fayda (primer etkililik sonucu artı majör kanama olayları) 0,849 HR ile bildirilmiştir ((%95 CI: 0,633 - 1,139), nominal p değeri p= 0,275). INR değerleriortalama 215 günlük ortalama tedavi süresi için sürenin ortalama %63 ile terapötik aralıkdahilindedir ve 3, 6 ve 12 aylık amaçlanan tedavi süresi gruplarında sırasıyla sürenin %57, %62ve %65'i olmuştur. Enoksaparin/VKA grubunda, eşit boyutlu üçte birlik dilimlerde ortalamamerkez TTR (2,0 - 3,0'lık Hedef INR Aralığında Süre) seviyesi ve rekürren VTE insidansıarasında açık bir ilişki bulunmamıştır (etkileşim için p=0,082). Merkeze göre en yüksek üçtebirlik dilim içinde, varfarin karşısında rivaroksaban ile HR 0,642 olmuştur (%95 CI: 0,2771,484).
Primer güvenlilik sonucu için insidans oranları (majör veya klinik olarak anlamlı non-majör kanama olayları), rivaroksaban tedavi grubunda (%10,3 (249/2412)) enoksaparin/VKA tedavigrubuna (% 11,4 (274/2405)) göre biraz daha düşük olmuştur. Sekonder güvenlilik sonucu içininsidans (majör kanama olayları), rivaroksaban grubunda (%1,1 (26/2412)), 0,493 HR ile (%95CI: 0,308 - 0,789) enoksaparin/VKA grubuna (%2,2 (52/2405)) göre biraz daha düşük olmuştur.
31 / 42Tablo 6: Faz III EINSTEIN PE çalışması etkililik ve güvenlilik sonuçları
Çalışma popülasyonu |
Akut semptomatik pulmoner embolizmi olan 4832 hasta |
Tedavi dozu ve süresi |
Rivaroksabana |
Enoksaparin/ VKAb |
|
3,6 ve 12 ay |
3,6, ya da 12 ay |
|
N=2419 |
N=2413 |
Semptomatik rekürren VTE* |
50
|
44
|
|
(%2,1)
|
(%1,8)
|
Semptomatik rekürren PE* |
23
|
20
|
|
(%1,0)
|
(%0,8)
|
Semptomatik rekürren DVT |
18
|
17
|
|
(%0,7)
|
(%0,7)
|
Semptomatik PE ve DVT |
0
|
2
(<%0,1)
|
Ölümcül PE/PE |
11
|
7
|
dışlanamayan ölüm |
(%0,5)
|
(%0,3)
|
Majör veya klinik olarak anlamlı |
249
|
274
|
non-majör kanama |
(%10,3)
|
(%11,4)
|
Majör kanama olayı |
26
(%1,1)
|
52
(%2,2)
|
a) 3 hafta boyunca günde iki kez rivaroksaban 15 mg ve ardından günde bir kez 20 mg
b) En az 5 gün boyunca VKA ile örtüşen ve ardından VKA'nın takip ettiği enoksaparin
* p < 0,0026 (önceden belirtilmiş 2,0'lık bir HR'ye eşit etkinlik); HR: 1,123 (0,749 -1,684)
Einstein DVT ve EINSTEIN PE çalışma sonuçlarının önceden belirlenmiş havuzlanan analizi yapılmıştır (bkz. Tablo 7).
32 / 42Tablo 7: Faz III EINSTEIN DVT ve EINSTEIN PE çalışmalarının havuzlanmış analizinden etkililik ve güvenlilik sonuçları
Çalışma popülasyonu |
Akut semptomatik derin ven trombozu ya da |
|
pulmoner eıııbolizıııi olan 8281 hasta |
|
Rivaroksabana |
Enoksaparin/ VKAb |
Tedavi dozu ve süresi |
3,6 ve 12 ay |
3,6, ya da 12 ay |
|
N=4150 |
N=4131 |
Semptomatik rekürren VTE* |
86
(%2,1)
|
95
(%2,3)
|
Semptomatik rekürren PE |
43
(%1,0)
|
38
(%0,9)
|
Semptomatik rekürren DVT |
32
(%0,8)
|
45
(%1,1)
|
Semptomatik PE ve DVT |
1
(<%0,1)
|
2
(<%0,1)
|
Ölümcül PE/PE |
15
|
13
|
dışlanamayan ölüm |
(%0,4)
|
(%0,3)
|
Majör veya klinik olarak anlamlı |
388
|
412
|
non-majör kanama |
(%9,4)
|
(%10,0)
|
Majör kanama olayı |
40
(%1,0)
|
72
(%1,7)
|
a) 3 hafta boyunca günde iki kez rivaroksaban 15 mg ve ardından günde bir kez 20 mg
b) En az 5 gün boyunca VKA ile örtüşen ve ardından VKA'nın takip ettiği enoksaparin* p < 0,0001 (önceden belirlenen 1,75 HR'ye eşit etkinlik); HR: 0,886 (0,661 -1,186)
Havuzlanan analizin önceden belirlenen net klinik faydası (primer etkililik sonucu artı majör kanama olayları) 0,771 HR ile bildirilmiştir ((%95 CI: 0,614 - 0,967), nominal p değeri p=0,0244).
Einstein Extension çalışmasında (bkz. Tablo 8) rivaroksaban, primer ve sekonder etkililik sonuçları açısından plasebodan üstün olmuştur. Primer güvenlilik sonucu (majör kanamaolayları) sonucu, plaseboya kıyasla günde bir kez rivaroksaban 20 mg ile tedavi edilen hastalariçin önemli olmayan sayısal olarak yüksek insidans oranı gözlenmiştir. Sekonder güvenliliksonucu (majör veya klinik olarak anlamlı non-majör kanama olayları), plaseboya kıyasla gündebir kez rivaroksaban 20 mg ile tedavi edilen hastalar için daha yüksek oranlar göstermiştir.
33 / 42
Tablo 8: Faz III Einstein Extension çalışmasının etkililik ve güvenlilik sonuçları |
Çalışma popülasyonu |
Rekürren venöz tromboembolizmin önlenmesi ve sürekli tedavisi için 1197 hasta |
|
Rivaroksabana |
Plasebo |
Tedavi dozu ve süresi |
6 veya 12 ay |
6 veya 12 ay |
|
N=602 |
N=594 |
|
8
|
42
|
Semptomatik rekürren VTE* |
(%1,3)
|
(%7,1)
|
|
2
|
13
|
Semptomatik rekürren PE |
(%0,3)
|
(%2,2)
|
|
5
|
31
|
Semptomatik rekürren DVT |
(%0,8)
|
(%5,2)
|
Ölümcül PE/PE dışlanamayan |
1
|
1
|
ölüm |
(%0,2)
|
(%0,2)
|
|
4
|
0
|
Majör kanama olayları |
(%0,7)
|
(%0,0)
|
Klinik olarak anlamlı non-majör |
32
|
7
|
kanama |
(%5,4)
|
(%1,2)
|
|
a) Günde bir kez 20 mg rivaroksaban * p <0,0001 (üstünlük); HR: 0,185 (0,087 - 0,393)
Einstein Choice çalışmasında (bkz. Tablo 9), Rivaroksaban 20 mg ve 10 mg'ın ikisi de, primer etkililik sonucu açısından 100 mg asetilsalisilik asitten üstün olmuştur. Primer güvenlilik sonucu(önemli kanama olayları), 100 mg asetilsalisilik asit ile karşılaştırıldığında, günde bir kezRivaroksaban 20 mg ve 10 mg ile tedavi edilen hastalar için benzer olmuştur.
34 / 42Tablo 9: Faz III Einstein Choice çalışmasının etkililik ve güvenlilik sonuçları
Çalışma popülasyonu |
Rekürren venöz tromboembolizmin sürekli önlenmesi için 3396 hasta |
Tedavi dozu |
Günde bir kez |
Günde bir kez |
Günde bir kez |
Rivaroksaban |
Rivaroksaban |
ASA |
|
20 mg |
10 mg |
100 mg |
|
N=1107 |
N=1127 |
N=1131 |
Tedavi süresi medyanı |
|
|
|
[çeyrekler arası aralık] |
349 [189-362]
|
353 [190-362]
|
350 [186-362]
|
|
gün
|
gün
|
gün
|
|
17
|
13
|
50
|
Semptomatik rekürren VTE |
(%1,5)1
|
(%1,2)2
|
(%4,4)
|
|
6
|
6
|
19
|
Semptomatik rekürren PE |
(%0,5)
|
(%0,5)
|
(%1,7)
|
|
9
|
8
|
30
|
Semptomatik rekürren DVT |
(%0,8)
|
(%0,7)
|
(%2,7)
|
Ölümcül PE/PE |
2
|
0
|
2
|
dışlanamayan ölüm PE/ölüm |
(%0,2)
|
(%0,0)
|
(%0,2)
|
Semptomatik rekürren VTE, MI, |
19
|
18
|
56
|
inme veya SSS olmayan sistemik |
embolizm |
(%1,7)
|
(%1,6)
|
(%5,0)
|
|
6
|
5
|
3
|
Majör kanama olayları |
(%0,5)
|
(%0,4)
|
(%0,3)
|
Klinik olarak anlamlı non-majör |
30
|
22
|
20
|
kanama |
(2,7)
|
(2,0)
|
(1,8)
|
Semptomatik rekürren VTE veya |
23
|
17
|
53
|
majör kanama (net klinik fayda) |
(%2,1)+
|
(%1,5)++
|
(%4,7)
|
Faz III EINSTEIN programına ek olarak, rekürren VTE, majör kanama ve ölümü içeren merkezi sonuç kararı ile prospektif, girişimsel olmayan, açık etiketli kohort çalışması (XALIA)yürütülmüştür. Akut DVT'li 5142 hasta, klinik uygulamada bakım standardı antikoagülasyontedavisine kıyasla rivaroksabanın uzun süreli güvenliliğinin araştırılması için kaydolmuştur.Rivaroksabanın majör kanama, rekürren VTE ve tüm sebeplerden mortalite oranları sırasıyla%0,7, %1,4 ve %0,5'tir. Yaş, kanser ve böbrek yetmezliği dahil hasta başlangıç özelliklerindefarklılıklar mevcuttur. Ölçülmüş başlangıç farklılıklarına göre ayarlama yapmak için öncedenbelirlenmiş eğilim puanı katmanlı analiz kullanılmıştır, ancak buna rağmen geri kalan etkikarışımı sonuçları etkileyebilir. Majör kanama, rekürren VTE ve tüm sebeplerden mortalite içinrivaroksaban ile bakım standardının karşılaştırıldığı ayarlanmış HR sırasıyla 0,77 (%95 CI 0,40 -1,50), 0,91 (%95 CI 0,54 - 1,54) ve 0,51 (%95 CI 0,24 - 1,07) olmuştur. Klinik uygulamadaki busonuçlar bu endikasyondaki belirlenmiş güvenlilik profili ile tutarlıdır.
Yüksek risk taşıyan üçlü pozitif antifosfolipid sendromlu hastalar
Araştırmacı tarafından desteklenen randomize, açık etiketli, çok merkezli bir çalışmada körlenmiş sonlanım noktası karar verme yaklaşımı kullanılarak tromboz öyküsü ile antifosfolipid sendromutanısı olan ve tromboembolik olaylar bakımından yüksek risk taşıyan (lupus antikoagülan,antikardiyolipin antikorları ve anti-beta 2-glikoprotein I antikorları şeklindeki 3 fosfolipid testipozitif olan) hastalarda rivaroksaban ve varfarin karşılaştırılmıştır. Bu çalışma, rivaroksabankolundaki hastalarda fazla sayıda olay görülmesi sebebiyle, çalışmaya 120 hasta alındıktan sonraerken dönemde sonlandırılmıştır. Ortalama takip süresi 569 gündür. Ellidokuz hasta rivaroksaban 20mg (kreatinin klerensi < 50 ml/dak olan hastalar için 15 mg), 61 hasta ise varfarin (INR 2.0-3.0)almak üzere randomize edilmiştir. Rivaroksaban tedavisine randomize edilen hastaların %12'sindetromboembolik olaylar görülmüştür (4 iskemik inme ve 3 miyokard enfarktüsü). Varfarin tedavisinerandomize edilen hastalarda olay bildirilmemiştir. Rivaroksaban grubundaki 4 hastada (%7) vevarfarin grubundaki 2 hastada (%3) majör kanama gelişmiştir.
52 Farmakokinetik özellikler Genel özellikler
Emilim:
Tablet alımından sonra rivaroksaban hızla emilir ve maksimum konsantrasyonlar (Cmaks) 2-4 saatte görülür.
36 / 42
Rivaroksabanın oral emilimi neredeyse tamdır ve oral biyoyararlanımı 2,5 mg ve 10 mg doz için açlık/tokluk durumundan bağımsız olarak yüksektir (%80-%100). Yemeklerle alınması,rivaroksaban 2,5 mg ve 10 mg doz için, rivaroksabanın Cmaks ve EAA (eğri altı alan) değerlerinietkilemez.
Emilim miktarının azalması nedeniyle 20 mg tablet için oral biyoyararlanım açlık koşulunda %66 olarak saptanmıştır. Rivaroksaban 20 mg tablet gıdalarla birlikte alındığında açlık koşullarıaltında alınan tabletle kıyaslandığında ortalama EAA değerinin %39 arttığı gözlenmiştir ve bu daneredeyse tam emilim ve yüksek oral biyoyararlanımı göstermektedir. TROMABAN 15 mg ve20 mg gıdalarla birlikte alınmalıdır (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”).
Rivaroksaban farmakokinetiği açlık durumunda günde bir kez uygulanan yaklaşık 15 mg dozuna kadar neredeyse doğrusaldır. Tokluk durumda Rivaroksaban 10 mg, 15 mg ve 20 mg tabletlerdoz orantısallığı göstermiştir. Daha yüksek dozlarda rivaroksaban, artan dozla azalan emilimoranı ve azalmış biyoyararlanımın görüldüğü çözünmeyle sınırlı emilim göstermektedir.
Rivaroksaban farmakokinetiği bireyler arası %30-40 değişkenlik (%CV) ile orta derecededir.
Rivaroksabanın emilimi ilaç serbest bırakılmasının gastrointestinal kanalın hangi bölgesinde gerçekleştiğine bağlıdır. Rivaroksaban granülü ince bağırsak proksimalinde serbestbırakıldığında EAA ve Cmaks bakımından tablete kıyasla %29 ve %56 azalma olduğubildirilmiştir. İlaç serbest bırakılması ince bağırsak distalinde veya çıkan kolondagerçekleştiğinde maruziyet daha da azalmaktadır. Rivaroksabanın midenin distalineuygulanmasından kaçınılmalıdır, bu durum emilimin ve buna bağlı olarak ilaç maruziyetininazalmasına neden olabilir.
Ezilerek elma püresi içinde oral yoldan uygulanan veya ardından sıvı öğün alınmak üzere suda süspansiyon haline getirilerek gastrik tüpe uygulanan 20 mg rivaroksaban tablet ve bütün tabletile benzer biyoyararlanım (EAA ve Cmaks) elde edilmiştir. Rivaroksabanın öngörülebilen, dozlaorantılı farmakokinetik profili dikkate alındığında, bu çalışmada elde edilen biyoyararlanımbulgularının daha düşük rivaroksaban dozları için de geçerli olma ihtimali bulunmaktadır.
Dağılım:
İnsanlarda plazma proteinlerine bağlanma yaklaşık % 92 - % 95 ile yüksek orandadır ve serum albumini temel bağlayıcı bileşendir. Dağılım hacmi (Vss) yaklaşık 50 litre ile orta düzeydedir.
Biyotransformasyon:
Uygulanan rivaroksaban dozunun yaklaşık 2/3'ü metabolik degradasyona uğrar.
37 / 42
Eliminasyon:
Degradasyona uğrayan kısmın yarısı renal, diğer yarısı da fekal yoldan elimine edilir. Uygulanan dozun kalan 1/3'ü, başlıca aktif renal sekresyon yoluyla olmak üzere, direkt renalekskresyona uğrar ve idrarda değişmemiş etkin madde şeklinde bulunur.
Rivaroksaban, CYP3A4, CYP2J2 ve CYP'den bağımsız mekanizmalarla metabolize edilir. Morfolinon parçasının oksidatif degradasyonu ve amid bağlarının hidrolizi majörbiyotransformasyon alanlarıdır.
İn vitro
araştırmalara dayanarak, rivaroksaban P-gp (P-glikoprotein) ve Bcrp (meme kanseri direnç proteini) taşıyıcı proteinlerinin bir substratıdır.
Değişmemiş rivaroksaban insan plazmasındaki en önemli bileşiktir, dolaşımda majör ya da aktif metaboliti bulunmaz. Yaklaşık 10 l/saat'lik sistemik klerensi ile rivaroksaban düşük klerensli birilaç olarak sınıflandırılabilir. 1 mg dozun intravenöz uygulamasından sonra, eliminasyon yarıömrü yaklaşık 4,5 saattir. Oral uygulamanın ardından eliminasyon sınırlı absorpsiyon oranıylailişkili hale gelir. Rivaroksabanın plazmadan eliminasyonu genç bireylerde 5-9 saatlik, yaşlılarda11-13 saatlik terminal yarılanma ömrü ile gerçekleşir.
Doğrusallık/ Doğrusal olmayan durum:
Rivaroksabanın farmakokinetik özellikleri, aç karnına alınan günde bir defa yaklaşık 15 mg'ye kadar neredeyse doğrusaldır. Tokluk koşulunda Rivaroksaban 10 mg, 15 mg ve 20 mg tablet dozoransallığı göstermiştir. Daha yüksek dozlarda rivaroksaban, düşük biyoyararlanım ileçözünmeyle sınırlı absorpsiyon ve yüksek dozla azalan absorpsiyon oranı sergiler.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Geriyatrik popülasyon
Yaşlı hastalar, temel olarak düşük (belirgin) total ve renal klerense bağlı olarak yaklaşık 1.5 kat yüksek ortalama EAA değerleri ile genç hastalardan daha yüksek plazma konsantrasyonlarısergilerler. Doz ayarlaması gerekli değildir.
Cinsiyet
Erkek ve kadın hastalar arasında farmakokinetik ve farmakodinamik özelliklerde klinik olarak belirgin farklılıklar yoktur.
38 / 42
Farklı kilo kategorileri:
Vücut ağırlığındaki uç noktaların (<50 kg veya >120 kg) rivaroksaban plazma konsantrasyonları üzerinde sadece küçük bir etkisi vardır (%25'ten daha az). Doz ayarlaması gerekli değildir.
Çocuklar ve ergenler:
Çocuk ve 18 yaşından küçük ergenlerde güvenlilik ve etkililik saptanmamıştır.
Etnik farklılıklar:
Beyaz, Afrikalı-Amerikalı, Latin kökenli, Japon ya da Çinli hastalar arasında farmakokinetik ve farmakodinamik ile ilgili klinik olarak belirgin etnik farklılıklar gözlenmemiştir.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif karaciğer yetmezliği olan siroz hastaları (Child Pugh A), rivaroksaban farmakokinetiğinde neredeyse sağlıklı kontrol grubuyla karşılaştırılacak kadar minör değişiklikler gösterir(Rivaroksaban EAA'sında ortalamada 1,2 kat artış). Orta derece karaciğer yetmezliği olan sirozhastalarında (Child Pugh B), rivaroksaban ortalama EAA'sı sağlıklı gönüllülerlekarşılaştırıldığında anlamlı olarak 2,3 kat artmıştır. Bağlanmamış EAA 2,6 kat artmıştır. Buhastalarda ayrıca orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalara benzer şekilde, rivaroksabanınböbrek eliminasyonu azalmıştır. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin veribulunmamaktadır.
Orta derece karaciğer yetmezliği olan hastalarda sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında faktör Xa aktivitesinin inhibisyonu 2,6 kat artmıştır; PT uzaması benzer şekilde 2,1 kat artmıştır. Ortaderecede karaciğer yetmezliği olan hastalar rivaroksabana daha duyarlıdır; bu durumkonsantrasyon ve PT arasında daha dik bir FD/FK ilişki ile sonuçlanır.
TROMABAN, koagülapati ile ilişkili karaciğer hastalarında ve Child Pugh B ve C'li sirozlu hastalar dahil klinik açıdan önemli kanama riski taşıyan hastalarda kontrendikedir (bkz. bölüm“4.3 Konrendikasyonlar”).
Böbrek yetmezliği:
Kreatinin klerensi ölçümü yoluyla değerlendirilen renal fonksiyonda azalmayla bağlantılı olarak, rivaroksaban maruziyetinde artış vardır.
39 / 42
Hafif (kreatinin klerensi: 50-80 ml/dk), orta (kreatinin klerensi: 30-49 ml/dk) ya da ciddi (kreatinin klerensi: 15-29 ml/dk) renal yetmezliği olan bireylerde, rivaroksaban plazmakonsantrasyonları (EAA) sırasıyla 1,4, 1,5 ve 1,6 kat artmıştır. Farmakodinamik etkilerdekarşılık gelen artışlar daha belirgindir.
Hafif, orta ya da ciddi böbrek yetmezliği olan bireylerde, faktör Xa aktivitesinin genel inhibisyonu sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında sırasıyla 1,5, 1,9 ve 2,0 kat artmıştır; PTuzaması benzer şekilde sırasıyla 1,3, 2,2 ve 2,4 kat artmıştır.
Kreatinin klerensi <15 ml/dak olan hastalar için veri bulunmamaktadır.
Plazma proteinlerine bağlanmanın yüksekliği nedeniyle rivaroksabanın diyaliz ile temizlenmesi beklenmemektedir.
Kreatinin klerensi <15 ml/dak olan hastalarda kullanılması önerilmemektedir. TROMABAN kreatinin klerensi: 15-29 ml/dak olan ciddi böbrek yetmezliği hastalarında dikkatlikullanılmalıdır (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”).
Hastalarda farmakokinetik veriler:
Akut DVT'nin tedavisi için günde bir kez 20 mg rivaroksaban alan hastalarda, dozdan 2 - 4 saat ve yaklaşık 24 saat sonra (doz aralığı sırasında kabaca maksimum ve minimumkonsantrasyonları temsil eden) geometrik ortalama konsantrasyon (%90 tahmin aralığı) sırasıyla215 (22 - 535) ve 32 (6 - 239) mcg/l olmuştur.
Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki
Rivaroksaban plazma konsantrasyonu ile birkaç FD son noktası (Faktör Xa inhibisyonu, PT, aPTT, Heptest) arasındaki farmakokinetik/farmakodinamik (FK/FD) ilişki, geniş bir doz aralığı(günde iki defa 5 - 30 mg) uygulamasından sonra değerlendirilmiştir. Rivaroksaban ve Faktör Xaaktivitesi arasındaki ilişki en iyi Emaks modeliyle açıklanmıştır. PT için doğrusal kesişim modeligenel olarak verileri daha iyi açıklamıştır. Kullanılan farklı PT reaktiflerine bağlı olarak eğimönemli oranda farklılık göstermiştir. Neoplastin PT kullanıldığında, başlangıç PT değeri yaklaşık13 saniyedir ve eğim yaklaşık 3 - 4 saniye/(100 mcg /l)'dir. Faz II ve III'te FK/FD analizlerininsonuçları, sağlıklı gönüllülerde elde edilen verilerle tutarlı olmuştur.
53 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Güvenlilik farmakolojisi, tek doz toksisitesi, genotoksisite, fototoksisite, karsinojenik potansiyel ve jüvenil toksisitenin konvansiyonel çalışmalara dayalı klinik olmayan veriler insanlar için özelbir tehlike olmadığını ortaya koymaktadır.
40 / 42
Tekrarlanan doz toksisite çalışmalarında gözlemlenen etkiler, temelde rivaroksabanın abartılı farmakodinamik aktivitesinden kaynaklanmıştır. Sıçanlarda, yüksek IgG ve IgA plazmadüzeyleri klinik olarak anlamlı maruziyet düzeylerinde görülmüştür.
Sıçanlarda erkek veya dişi fertilitesi üzerinde herhangi bir etki görülmemiştir. Hayvan çalışmaları, rivaroksabanın farmakolojik etki şekliyle ilgili üreme toksisitesi göstermiştir (örn.hemorajik komplikasyonlar). Klinik olarak anlamlı plazma konsantrasyonlarında, embriyo-fetaltoksisite (implamantasyon sonrası kayıp, gerilemiş/ilerlemiş kemikleşme, karaciğerde çoklu açıkrenkli noktalar) ve yaygın malformasyonların artan insidansının yanı sıra plasentada değişikliklergözlenmiştir. Sıçanlarda prenatal ve postnatal çalışmalarda, annelere toksik olan dozlarda yavrucanlılığında azalma gözlenmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Sepitrap 4000,
Mikrokristalin selüloz 101,
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı),
Krospovidon,
Kolloidal silikondioksit,
Povidon K30,
Sodyum lauril sülfat fine,
Magnezyum stearat,
Film kaplama maddesi (Opadry red 03F250005)
- Hipromelloz,
- Kırmızı Demir Oksit (E172),
- Titanyum Dioksit (E171),
- Makrogol 4000.
62 Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
63 Raf ömrü
24 ay
41 / 42
64 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/PVDC -Alüminyum blisterlerde 28 adet tablet içerecek şekilde kullanıma sunulur
66 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereksinim yoktur.
Kullanılmamış olan ürün ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”'ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Farma-Tek İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Şerifali Mah. Bayraktar Bulvarı Beyan Sk.
No: 12 34775 Ümraniye/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2022/609
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi : 24.10.2022 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
42 / 42
1
p<0,001 (üstünlük) günde bir kez ASA 100 mg'a karşı günde bir kez rivaroksaban 20 mg; HR=0,34 (0,20-0,59)
2
p<0,001 (üstünlük) günde bir kez ASA 100 mg'a karşı günde bir kez rivaroksaban 10 mg; HR=0,26 (0,14-0,47)
+ Günde bir kez ASA 100 mg'a karşı günde bir kez rivaroksaban 20 mg; HR=0,44 (0,27-0,71), p=0,0009 (nominal)
++ Günde bir kez ASA 100 mg'a karşı günde bir kez rivaroksaban 10 mg; HR=0,32 (0,18- 0,55), p<0,0001 (nominal)
35 / 42