KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SEVASTRA 150 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Bir film kaplı tablet 150 mg erlotinibe eşdeğer miktarda 163,9 mg erlotinib hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler:
Sodyum nişasta glikolat 36 mg
Sodyum lauril sülfat 4,5mg
Susuz laktoz 4,5mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Bir yüzü “150” üzeri “E” baskılı, diğer yüzü düz, beyaz ila beyazımsı renkte, yuvarlak, bikonveks film kaplı tabletler halindedir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK):
SEVASTRA, epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR) gen exon 19 delesyonu ve/veya exon 21(L858R) mutasyonu akredite bir laboratuvarda gösterilen, metastatik non-skuamöz küçükhücreli dışı akciğer kanseri hastalarının birinci basamak tedavisinde ve yukarıda tanımlananmutasyon ve delesyonu olan non-skuamöz küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında birbasamak kemoterapi sonu progresyonunda ikinci basamak tedavisinde progresyona kadarkullanımı endikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
SEVASTRA tedavisi, antikanser terapilerin kullanımında deneyimli olan bir hekim tarafından başlatılmalıdır.
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;
Standart doz:
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri:
Belge Do
kemoterapi almamış hastalarda SEVASTRA tedavisine haşlamadan önce EGFR mutasyon
İleri veya metastatik evre küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olan birinci basamak
testi yapılmalıdır.
1 / 20
Önerilen günlük SEVASTRA dozu yemeklerden en az bir saat önce veya en az iki saat sonra alınmak üzere 150 mg'dır.
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Doz ayarlaması gerektiğinde, dozu 50 mg'lık adımlarla düşürmeniz tavsiye edilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
CYP3A4 substratları ve düzenleyicileri ile eş zamanlı kullanımında doz ayarlaması gerekebilir (Bkz. Bölüm 4.5).
Karaciğer yetmezliği:
Erlotinib birincil olarak karaciğer aracılığıyla metabolize edilir ve safra ile itrah edilir. Hafif derece karaciğer fonksiyon bozukluğu (Child-Pugh skoru 7-9) olan hastalar karaciğerfonksiyonu yeterli olan hastalar ile karşılaştırıldığında, erlotinib atılımı benzer olmasınarağmen, karaciğer yetmezliği olan hastalarda SEVASTRA uygulanırken dikkatli olunmalıdır.Eğer ciddi advers olaylar gelişirse, doz azaltımı veya SEVASTRA'ya ara verilmesidüşünülmelidir. Ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (AST/SGOT veALT/SGPT değerleri > 5 x normal üst sınır) erlotinibin güvenliliği ve etkililiği çalışılmamıştır(Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2). Total bilirubini normal üst limitten 3 kat yüksek olan hastalardaSEVASTRA kullanılmamalıdır.
Böbrek yetmezliği:
Erlotinibin güvenlilik ve etkililiği böbrek yetmezliği bulunan hastalarda (serum kreatinin konsantrasyonu >1,5 x normal üst sınır) araştırılmamıştır. Farmakokinetik çalışmalara görehafif veya orta derece böbrek yetmezliği hastalarında doz ayarlaması gerekmemektedir (Bkz.Bölüm 5.2). İleri derece böbrek yetmezliği hastalarında SEVASTRA kullanımıönerilmemektedir.
Pediyatrik popülasyon:
Erlotinibin güvenlilik ve etkililiği onaylı endikasyonlarda 18 yaşın altındaki hastalarda araştırılmamıştır. Pediyatrik hastalarda kullanımı önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
Erlotinibin güvenlilik ve etkililiği yaşlı hastalarda araştırılmamıştır.
Sigara içenler:
Sigara içmenin erlotinib maruziyetini %50-60 azalttığı gösterilmiştir. Halihazırda sigara içen küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında tolere edilebilen maksimumSEVASTRA dozu 300 mg'dır.
Sigara içmeye devam eden hastalarda, başarısız kemoterapi sonrası ikinci basamak tedavide önerilen 150 mg doz ile karşılaştırıldığında 300 mg doz kullanımı etkililikte artışgöstermemiştir. Güvenlilik verileri 300 mg ve 150 mg dozları arasında karşılaştırılabilirdirancak, daha yüksek erlotinib dozu alan hastalarda döküntü, interstisyel akciğer hastalığı ve
diyare insidansında sayısal bir artış o bırakmaları önerilmelidir (bkz. Bölüm 4.4, 4.5, 5.1 ve 5.2).
lmuştur. Halihazırda sigara içen hastalara sigarayı
'1 Ax Belge Takip Adresı:hTXps://www.turkıye.gov.tr/saglık-tfttk-eb'ys
2 / 20
4.3 Kontrendikasyonlar
SEVASTRA, erlotinib veya Bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda kontrendikedir.
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
EGFR mutasyon durumunun saptanması
SEVASTRA'nın lokal ileri ya da metastatik KHDAK'de birinci basamak tedavide kullanımı değerlendirilirken, hastanın EGFR mutasyon durumunun belirlenmesi önemlidir.
Doku örneğinden elde edilen tümör DNA'sını veya kan (plazma) örneğinden elde edilen dolaşımdaki serbest DNA'yı (cfDNA) kullanan, önceden belirlenmiş pozitiflik limitleri olanve EGFR mutasyon durumunun belirlenmesi konusunda faydası kanıtlanmış, valide, sağlam,güvenilir ve duyarlı bir test uygulanmalıdır.
Eğer plazma bazlı cfDNA kullanılmış ve sonuç aktive edici mutasyonlar yönünden negatif bulunmuşsa, plazma bazlı testle yalancı negatif sonuçlar çıkması muhtemel olduğundanmümkünse doku testi de yapılmalıdır.
Sigara içenler
Sigara içmeyenlere kıyasla sigara içenlerde erlotinib plazma konsantrasyonlarının düşük olması sebebiyle, halihazırda sigara içenlere sigarayı bırakmaları önerilmelidir.Konsantrasyondaki düşüş derecesinin klinik olarak anlamlı olması beklenmektedir (bkz.Bölüm 4.2, 4.5, 5.1 ve 5.2).
İnterstisyel Akciğer Hastalığı
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tedavisi için erlotinib almakta olan hastalarda çok seyrek olarak, bazıları ölümcül olabilen, interstisyel akciğer hastalığı (İAH) benzeriolgular bildirilmiştir. KHDAK'deki BR.21 isimli çalışmada ciddi interstisyel akciğer hastalığıbenzeri olguların görülme sıklığı plasebo ve erlotinib gruplarında %0,8 olmuştur.
KHDAK için randomize kontrollü klinik çalışmaların (kontrol grubu olmaması nedeniyle faz I ve tek kollu faz II çalışmaları hariç) meta analizinde, İAH benzeri olguların insidansıerlotinib grubunda %0,9 ve kontrol grubundaki hastalarda %0,4 olmuştur.
İnterstisyel akciğer hastalığı benzeri olgu bulunduğundan şüphe edilen hastalarda bildirilen tanılara bazı örnekler, pnömoni, radyasyon pnömonisi, aşırı duyarlılık pnömonisi, interstisyelpnömoni, interstisyel akciğer hastalığı, obliteratif bronşiyolit, pulmoner fibrozis, akutsolunum sıkıntısı sendromu (ASSS), akciğer infiltrasyonu, alveolittir. Bu semptomlar,erlotinib tedavisine başladıktan birkaç gün sonra ile birkaç ay arasında ortaya çıkmıştır. Eşzamanlı veya öncesindeki kemoterapi, öncesinde radyoterapi, daha önceden mevcut olanparankimal akciğer hastalığı, metastatik akciğer hastalığı veya pulmoner enfeksiyonlar gibikarıştırıcı faktörler sık görülmüştür. Japonya'da yapılan çalışmalarda daha yüksek interstisyelakciğer hastalığı insidansı (%1,5 mortalite oranı ile yaklaşık olarak %5) görülmüştür.
Dispne, öksürük ve ateş gibi ani başlangıçlı yeni ve/veya ilerleyici açıklanamayan pulmoner semptomlar gelişen hastalarda, SEVASTRA tedavisi tanısal değerlendirmeler tamamlananadek kesilmelidir. İnterstisyel akciğer hastalığı tanısı konacak olursa, SEVASTRA tedavisi
kesilmeli ve gereken uygun tedaviyeoaşlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8).
3 / 20
Diyare, dehidratasyon, elektrolit dengesizliği, böbrek yetmezliği
Erlotinib kullanmakta olan hastaların yaklaşık %50'sinde diyare (bazı nadir vakalarda ölümle sonuçlanabilen) gözlenmiş olup, orta ve şiddetli diyarenin loperamid ile tedavi edilmesigerekir. Bazı olgularda dozun düşürülmesi gerekli olabilir. Klinik çalışmalarda 50 mg'lıkadımlar şeklinde doz düşürülmesi yapılmıştır. 25 mg'lık adımlar şeklinde doz azaltma üzerineçalışılmamıştır. Şiddetli veya inatçı diyare, bulantı, iştahsızlık ve dehidratasyon ile birliktekusma görülmesi halinde SEVASTRA tedavisi kesilmeli ve dehidratasyonu tedavi etmek içingerekli önlemler alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8). Hipokalemi ve akut renal yetmezliği vakaları(bazıları ölümcül olabilen) seyrek olarak bildirilmiştir. Bazı renal yetmezlikler eş zamanlıkemoterapi uygulaması ile iç içe girerken, bazıları da diyareye, kusma ve/veya iştahsızlığabağlı dehidratasyona sekonder olmuştur. Daha şiddetli veya inatçı diyare vakalarında veyadehidratasyona yol açan vakalarda, özellikle kötüleştiren risk faktörü (özellikle beraberkullanılan kemoterapi ve diğer ilaçlar, semptomlar veya hastalıklar veya ileri yaş dahil diğeryatkınlık durumları) bulunan hasta gruplarında, SEVASTRA tedavisi kesilmelidir ve hastayıintravenöz olarak yoğun bir şekilde rehidrate etmek için gerekli önlemler alınmalıdır. Ekolarak, dehidratasyon riski bulunan hastalarda, böbrek fonksiyonları ve potasyum dahil serumelektrolitleri periyodik olarak izlenmelidir.
Hepatit, hepatik yetmezlik
Erlotinib tedavisi sırasında, ölümcül de olabilen seyrek hepatik bozukluk vakaları bildirilmiştir. Karıştırıcı faktörler önceden var olan karaciğer hastalığı veya eşlik edenhepatotoksik medikasyonları içermektedir. Bu yüzden, bu hastalarda periyodik karaciğerfonksiyon testleri düşünülmelidir. Karaciğer fonksiyonlarındaki değişiklikler ciddi olduğundaSEVASTRA dozlamasına ara verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8). SEVASTRA'nın ciddi hepatikdisfonksiyonu olan hastalarda kullanılması önerilmemektedir.
Gastrointestinal perforasyon
Erlotinib kullanan hastalarda yaygın olmayan (bazı vakalarda ölümle sonuçlanabilen) şekilde görülen gastrointestinal perforasyonun gelişme riski yüksektir. Antianjiyogenik ilaçlar,kortikosteroid, NSAİİ ve/veya taksan bazlı kemoterapi ile eş zamanlı tedavi alan veya dahaönceden peptik ülserasyon veya divertiküler hastalık geçmişi olan hastalarda risk yüksektir.Gastrointestinal perforasyon gelişen hastalarda, SEVASTRA tedavisi kalıcı olarakkesilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).
Büllöz veya eksfoliyatif deri hastalıkları
Steven Johnson sendromu/toksik epidermal nekrolizi işaret eden çok seyrek vakaları içeren, bazıları ölümcül olabilen büllöz, kabartılı ve eksfolyatif deri rahatsızlıkları bildirilmiştir (Bkz.Bölüm 4.8). Hastalar ciddi büllöz, kabartılı ve eksfoliyatif deri rahatsızlıkları geliştirirse,SEVASTRA tedavisine ara verilmelidir veya kesilmelidir. Büllöz ve eksfolyatif derirahatsızlıkları bulunan hastalar deri enfeksiyonuna karşı test edilmeli ve lokal tedavikılavuzlarına göre tedavi edilmelidir.
Oküler hastalıklar
Belge Do
Hastalarda göz enflamasyonu, lakrimasyon, ışığa hassasiyet, bulanık görme, gözde ağrı ve/veya kızarıklık gibi akut ya da kötüleşen keratit oluşumuna işaret eden semptomlarıngörülmesi halinde derhal göz hekimine başvurulmalıdır. Eğer ülseratif keratit teşhis edilmişseSEVASTRA tedavisine ara verilmelidir veya kesilmelidir. Eğer keratit teşhis edilmişsetedaviye devam edilmesinin risk-yarar değerlendirmesi dikkatlice yapılmalıdır. SEVASTRAkeratit, ülseratif keratit ve şiddetli göz kuruluğu öyküsü olanlarda dikkatle kullanılmalıdır.
A kullanımı sırasında çok seyrek korneal perforasyon veya ülserasyon vakaları bildirilmiştir.
4 / 20
Korneal perforasyon ve ülserasyon için risk faktörleri; kirpik değişiklikleri, keratokonjunktivit siccayı içeren diğer oküler hastalıklar ve kontakt lens kullanımıdır (bkz.Bölüm 4.8).
Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim
CYP3A4'ün potent indükleyicileri SEVASTRA'nın etkililiğini azaltabilirken CYP3A4'ün potent inhibitörleri toksisitede artışa yol açabilir. Bu tip tedavi ajanlarının birliktekullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Diğer etkileşim şekilleri
Erlotinib 5'ten yüksek pH seviyesinde çözünürlükte azalma ile karakterizedir. Proton pompası inhibitörleri, H2 antagonistleri ve antasidler gibi üst gastrointestinal sistemin pH'sınıdeğiştiren tıbbi ürünler, erlotinibin çözünürlüğünü dolayısıyla biyoyararlanımınıdeğiştirebilir. Bu ürünlerle birlikte kullanıldığında SEVASTRA dozunun artırılması,maruziyet düşüşünü telafi etmeyecektir. Erlotinibin proton pompası inhibitörleriyle birliktekullanımından kaçınılmalıdır. Erlotinibin, H2 antagonistleri ve antasidlerle birliktekullanımındaki etki bilinmemektedir, ancak düşük biyoyararlanım beklenmektedir.Dolayısıyla, bu kombinasyonların birlikte kullanılmasından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).SEVASTRA tedavisi sırasında antasid kullanımı gerekliyse, günlük SEVASTRA dozundanen az 4 saat önce veya 2 saat sonra alınmalıdır.
Diğer
SEVASTRA, daha önce herhangi bir EGFR yolağı inhibitörü kullanmış hastalarda kullanılmaz.
Yardımcı maddeler:
Her bir SEVASTRA tablet, susuz laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp-laktoz yetmezliği veya glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Her bir SEVASTRA 150 mg film kaplı tablet, her “doz”unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Etkileşim çalışmaları yalnızca yetişkinler üzerinde gerçekleştirilmiştir.
Erlotinib ve diğer CYP substratları
Erlotinib CYP1A1'in potent bir inhibitörü, CYP3A4 ve CYP2C8'in orta derecede inhibitörü ve
in vitro
UGT1A1 ile glukoronidasyonun güçlü bir inhibitörüdür. CYP1A1'in güçlüinhibisyonunun fizyolojik bağlamı CYP1A1'in insan dokularındaki çok sınırlı ekspresyonusebebiyle bilinmemektedir.
Erlotinib, CYP1A2'nin orta düzey inhibitörü olan siprofloksasin ile birlikte uygulandığında, erlotinibe maruziyet [EAA] %39 oranda anlamlı düzeyde artmış, öte yandan maksimumkonsantrasyon (C
maksmaks
seviyeleriiçin yaklaşık %60 ve %48 oranında artmıştır. Söz konusu artışların klinik anlamlılığısaptanmamıştır. Siprofloksasin veya güçlü CYP1A2 inhibitörleri (örn. fluvoksamin) erlotinibile kombine edildiğinde dikkatli olunmalıdır. Erlotinib kaynaklı advers reaksiyonlarıngözlenmesi halinde, erlotinibin dozu azaltılabilir.
5 / 20
Erlotinibin ön tedavisi veya eş zamanlı uygulaması, prototip CYP3A4 substratları midazolam ve eritromisinin klerensini değiştirmemiştir, ancak midazolamın oral biyoyararlammım%24'e kadar azalttığı görülmüştür. Başka bir klinik çalışmada, erlotinibin eş zamanlıuygulanan CYP3A4/2C8 substratı paklitakselin farmakokinetiğini etkilemediği gösterilmiştir.Bu nedenle diğer CYP3A4 substratlarının klerensi ile anlamlı etkileşimlerin olması pekmümkün değildir.
Glukoronidasyonun inhibisyonu, UGT1A1 'in substratları olan ve yalnızca bu yolla atılan tıbbi ürünlerle etkileşimlere neden olabilir. Düşük UGT1A1 ekspresyon seviyeleri bulunan veyagenetik glukoronidasyon bozukluklarına (örn. Gilbert hastalığı) sahip olan hastalar, artmışbilirubin serum konsantrasyonu ortaya koyabilir ve bu hastalar dikkatle tedavi edilmelidir.
Erlotinib insanlarda karaciğerde hepatik sitokromlar, birincil olarak CYP3A4 ve daha az ölçüde CYP1A2 ile metabolize edilmektedir. Bağırsakta CYP3A4 ile, akciğerde CYP1A1 ileve tümör dokusunda CYP1B1 tarafından gerçekleştirilen ekstrahepatik metabolizma daerlotinibin metabolik klerensine ayrıca katkıda bulunmaktadır. Bu enzimler tarafındanmetabolize edilen veya bu enzimlerin inhibitörü veya indükleyicisi olan ilaçlarla potansiyeletkileşimler ortaya çıkabilir.
CYP3A4 aktivitesinin potent inhibitörleri, erlotinib metabolizmasını azaltır ve erlotinib plazma konsantrasyonlarını arttırırlar. CYP3A4 metabolizmasının ketokonazol ileinhibisyonu (5 gün süreyle, ağızdan günde iki kez 200 mg) artmış bir erlotinibe maruz kalma(medyan erlotinib maruziyetinde %86 artış [EAA-eğri altı alan]) ve yalnızca erlotinibe kıyaslaCmaks değerinde %69'luk bir artışa yol açmıştır. Bu nedenle, erlotinib azol antifungalleri(başka deyişle ketakonazol, itrakonazol, vorikonazol) proteaz inhibitörleri, eritromisin veyaklaritromisin gibi güçlü CYP3A4 inhibitörleri ile kombine edildiğinde dikkatli olunmalıdır.Gerekli ise, özellikle toksisite görülüyorsa, erlotinib dozu azaltılmalıdır.
CYP3A4 aktivitesinin güçlü indükleyicileri, erlotinib metabolizmasını artırır ve erlotinib plazma konsantrasyonlarını anlamlı düzeyde düşürürler. Bir klinik çalışmada erlotinib vegüçlü bir CYP3A4 indükleyicisi olan rifampisinin (7 gün süreyle, ağızdan günde 1 kez 600mg) eş zamanlı kullanımı medyan erlotinib EAA seviyelerinde %69'luk düşüş ilesonuçlanmıştır. Rifampisinin 450 mg tek erlotinib dozu ile eş zamanlı uygulaması, erlotinibeortalama maruziyeti (EAA) rifampisin tedavisi olmaksızın uygulanan tek doz 150 mg erlotinibdozu ile gözlenen seviyenin %57,5'i ile sonuçlanmıştır. Bu nedenle, SEVASTRA'nınCYP3A4 indükleyicileriyle eş zamanlı uygulamasından kaçınılmalıdır. SEVASTRA'nınrifampisin gibi güçlü bir CYP3A4 indükleyicisi ile eş zamanlı uygulanması gerektiğihastalarda güvenlilik (böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve serum elektrolitleri dahil)yakından izlenerek dozda 300 mg'a kadar artış yapılması değerlendirilmelidir ve 2 haftadanuzun süreyle iyi tolere edilmesi halinde, yakın güvenlilik izlemesi ile 450 mg'a kadar bir artışdaha yapılması dikkate alınabilir. Örneğin fenitoin, karbamazepin, barbitüratlar veya St.John's Wort
(hypericum perforatum)
gibi diğer indükleyicilerle de maruziyet düzeyindeazalma oluşabilir. Söz konusu etkin maddeler erlotinib ile kombine edildiğinde dikkatedilmelidir. Mümkün olduğu zamanlarda güçlü CYP3A4 indükleyici aktivitesi bulunmayanalternatif tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir.
Erlotinib ve kumarin türevi antikoagülanlar
Erlotinib alan hastalarda yükselmiş Uluslararası Normalleştirilmiş Oran (INR-International Normalized Ratio) ve bazı durumlarda öldürücü bulunmuş kanama olgularına sebep olanvarfarin dahil kumarin türevi antikoagülanlar ile etkileşimler bildirilmiştir. Kumarin türeviantikoagülan ilaçları kullanmakta olan hastalar protrombin zamanı veya INR değişiklikleriaçısından düzenli olarak izlenmelidir.
6 / 20
Erlotinib ve statinler
SEVASTRA ile bir statin kombinasyonu, seyrek görülen rabdomiyoliz dahil statin kaynaklı miyopati potansiyelini artırabilir.
Erlotinib ve sigara içenler
Bir farmakokinetik etkileşim çalışmasının sonuçları sigara kullananlarda erlotinib uygulaması sonrasında EAA
infmaks
ve plazma konsantrasyonunda sigara kullanmayanlara kıyasla 24saatte sırasıyla anlamlı 2,8-, 1,5- ve 9 katı azalma olduğunu göstermiştir. Bu nedenlehalihazırda sigara içmekte olan hastalar SEVASTRA ile tedavi başlatılmadan önce mümkünolan en kısa sürede sigarayı bırakmaları için teşvik edilmelidir, çünkü aksi takdirde plazmaerlotinib konsantrasyonları azalmaktadır.
CURRENTS çalışmasından elde edilen veriler, sigara içen hastalarda önerilen 150 mg doz ile karşılaştırıldığında, 300 mg'lık yüksek erlotinib dozunun fayda gösterdiğine dair herhangi birkanıt göstermemiştir. Güvenlilik verileri 300 mg ve 150 mg dozları arasındakarşılaştırılabilirdir ancak, daha yüksek erlotinib dozu alan hastalarda döküntü, interstisyelakciğer hastalığı ve diyare insidansında sayısal bir artış olmuştur (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 5.1 ve5.2).
Erlotinib ve p-glikoprotein inhibitörleri
Erlotinib, P-glikoprotein etkin maddesi taşıyıcısı için bir substrattır. P-gp inhibitörleri (ör: siklosporin ve verapamil) ile eş zamanlı uygulama erlotinib dağılımını ve /veyaeliminasyonunu değiştirebilir. Bu etkileşimin sonucunda, ör. MSS toksisitesi açısından nelerolduğu saptanmamıştır. Bu tür durumlarda dikkatli olunmalıdır.
Erlotinib ve pH değiştiren tıbbi ürünler
Erlotinib 5'ten yüksek pH seviyesinde çözünürlükte azalma ile karakterizedir. Üst sindirim kanalının pH'sını değiştiren ilaçlar, erlotinib çözünürlüğünü ve buna bağlı olarakbiyoyararlanımını değiştirebilir. Erlotinibin bir proton pompası inhibitörü olan omeprazol ilebirlikte uygulanması erlotinib maruziyetini [EAA] ve maksimum konsantrasyonunu [C
maksmaksmaksmaks
sırasıyla sadece %15 ve %17 oranında azalmıştır. Antasitlerinerlotinib emilimi üzerindeki etkisi araştırılmamıştır, ancak emilim bozularak plazmaseviyelerinde düşüşe yol açabilir. Özet olarak, erlotinibin proton pompası inhibitörleri ilekombinasyonundan kaçınılmalıdır. SEVASTRA ile tedavi sırasında antasitlerin kullanımıdüşünülüyorsa, bu ilaçların erlotinibin günlük dozundan en az 4 saat önce veya 2 saat sonraalınması gerekir. Ranitidin kullanımı düşünülüyorsa, ayrı saatlere bölünerek kullanılmalı,başka deyişle erlotinib, ranitidin dozu alınmadan en az 2 saat önce veya alındıktan 10 saatsonra alınmalıdır.
Erlotinib ve Gemsitabin
Bir Faz Ib çalışmada, gemsitabinin erlotinib farmakokinetiği üzerinde anlamlı herhangi bir etkisine veya erlotinibin gemsitabin farmakokinetiği üzerinde anlamlı herhangi bir etkisinerastlanmamıştır.
7 / 20
Erlotinib ve Karboplatin/Paklitaksel
Erlotinib, platin konsantrasyonlarını artırır. Bir klinik çalışmada karboplatin ve paklitaksel ile birlikte erlotinib kullanımı, toplam platin EAA0_48 değerinde %10,6'lık bir artışa yol açmıştır.İstatistiksel olarak anlamlı olmasına rağmen, bu farkın klinik açıdan önemli olduğudüşünülmemektedir. Klinik uygulamada karboplatin maruziyetini artıran, böbrek yetmezliğigibi diğer kofaktörler olabilir. Erlotinib farmakokinetiği üzerine karboplatin veyapaklitakselin anlamlı etkisi bulunmamaktadır.
Erlotinib ve Kapesitabin
Kapesitabin, erlotinib konsantrasyonlarını artırabilir. Tek ajan olarak erlotinib uygulanan çalışmadan elde edilen değerlerle karşılaştırıldığında, kapesitabin ile birlikte uygulananerlotinib çalışmasında, erlotinib EAA'sı istatistiksel olarak anlamlı derecede artmaktadır veCmaks düzeyi sınırda bir artış göstermektedir. Kapesitabin farmakokinetiği üzerinde erlotinibinanlamlı etkisi bulunmamaktadır.
Erlotinib ve proteazom inhibitörleri
Çalışma mekanizmasına bağlı olarak, bortezomib dahil proteazom inhibitörlerinin erlotinib gibi EGFR inhibitörlerinin etkisini değiştirmesi beklenebilir. Bu değişim, proteazomdanEGFR degradasyonunu gösteren sınırlı klinik veriler ve preklinik çalışmalarladesteklenmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Erlotinibin 18 yaşın altındaki hastalarda etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Doğurganlık potansiyeline sahip kadınların SEVASTRA kullanırken gebe kalmaktan kaçınmaları konusunda uyarılmaları gereklidir. Tedavi sırasında ve tedavinintamamlanmasından sonraki en az iki hafta boyunca, yeterli doğum kontrol yöntemlerikullanılmalıdır.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlarda erlotinib kullanımı ile ilgili yeterince veri bulunmamaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar teratojenisite veya abnormal parturisyon ile ilgili bir sonuçgöstermemiştir. Buna karşın, gebelik üzerinde olası bir advers olay, tavşan ve sıçanlarda artanembriyo/fetal letalite görüldüğünden (bkz. Bölüm 5.3), göz ardı edilememektedir. İnsanlariçin potansiyel risk bilinmemektedir. SEVASTRA kesinlikle gerekli olmadıkça gebelikdöneminde kullanılmamalıdır. Gebe kadınlarda tedavi, ancak anne için beklenen faydaların,
r* ı •• •• i w i • i i - i i Bu belge, eüy enli, elektronikı imza ile imzalanmıştır, i.. .. i i* i*
Belge Do
aye.gov.tr/saglik-titck-ebys
fet ıü„saiçiftl4oğafeitlficskıiskierrdencdahaüstüxn olmas^efeea^in1desrüsrdüprülmelMLrye
Laktasyon dönemi
8 / 20
Erlotinibin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Erlotinibin süt üretimindeki etkisini veya anne sütünde bulunmasını değerlendiren herhangi bir çalışma yapılmamıştır.Bebek için potansiyel zarar bilinmediğinden, anneler SEVASTRA kullanırken ve son dozualdıktan en az 2 hafta sonraya kadar emzirmemeleri konusunda uyarılmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvanlarda yapılan çalışmalarda fertilite bozukluğu görülmemiştir. Ancak, hayvanlardaki çalışmalar, üreme parametreleri üzerinde etkileri olduğu gösterildiğinden fertilite üzerineadvers etkiler göz ardı edilemez (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlar için potansiyel riskbilinmemektedir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanımı üzerine etkileri ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır; bununla beraber erlotinib mental yeteneklerde zayıflama ile ilişkili değildir.
4.8 İstenmeyen etkiler
Erlotinibin güvenlilik değerlendirmesi, en az bir doz 150 mg erlotinib monoterapi alan 1500 hastadan ve gemsitabinle kombinasyon halinde 100 mg veya 150 mg erlotinib alan 300hastanın verilerine dayanmaktadır.
Erlotinib ile monoterapi veya kombinasyon halinde kemoterapi alan hastalarda ortaya çıkan advers reaksiyonların insidansı Ulusal Kanser Enstitüsü - Ortak Toksisite Kriterleri (NCI-CTC) Derecesine göre Tablo 1 'de özetlenmektedir. Listelenen istenmeyen etkiler erlotinib iletedavi edilen hastalarda plasebo grubuna göre daha sık (>%3) ve erlotinib grubunda hastalarınen az %10'unda ortaya çıkan advers reaksiyonlardır. Diğer klinik çalışmalarda ortaya çıkanistenmeyen etkiler Tablo 2'de özetlenmektedir.
Klinik araştırmalarda ortaya çıkan istenmeyen etkiler Tablo 1'de MedDRA organ sistemine göre sıralanmıştır. İstenmeyen etkileri sıklıklarına göre sıralamak için şu terimlerkullanılmıştır: çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000,<1/100); seyrek (>1/10,000, <1/1000); çok seyrek (<1/10,000); bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
Her bir sıklık gruplamasında, advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasına göre sunulmaktadır.
Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK)
(SEVASTRA, monoterapi olarak kullanılır.)
EGFR Mutasyonlu Hastaların Birinci Basamak Tedavisi
154 hastada gerçekleştirilen açık etiketli, randomize, Faz III ML20650 çalışmasında EGFRaktive edici mutasyonları olan KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde erlotinibingüvenliliği 75 hastada değerlendirilmiştir. Bu hastalarda yeni güvenlilik sinyallerigözlenmemiştir.
ML20650 çalışmasında erlotinib ile tedavi edilen hastalarda en sık görülen yan etkiler döküntü ve diyare olmuştur (sırasıyla %80 ve %57), çoğu Evre 1/2'dir ve girişim olmadan
,*ı i *ı • o Bııjhelge.. güveni i elektronik imza ilâ imzalanmıştır.in/r\->j
Bdge Doyanst
M^^A^^ enŞı-
n4e
görülmüştür. Evre 4 döküntü veya diyare görülmemiştir. Hem döküntü hem de diyare, hastaların %1'inde erlotinibin bırakılmasına neden olmuştur.
9 / 20
Döküntü ve diyare için doz modifikasyonları (kesilmeler veya azaltmalar), sırasıyla hastaların %11'i ve %7'sinde gerekli olmuştur.
İkinci ve İleri Basamak Tedavi
Randomize, çift-kör bir çalışmada (BR.21; erlotinib ikinci seçenek tedavi olarak uygulanmıştır), döküntü (%75) ve diyare (%54) en yaygın rapor edilen advers reaksiyonlarolmuştur. Çoğu şiddet açısından evre 1 veya evre 2 düzeyinde olmuş ve müdahaleye gerekkalmaksızın düzelmişlerdir. Evre 3/4 döküntü ve diyare erlotinib ile tedavi edilen hastalarınsırasıyla %9'unda ve %6'sında ortaya çıkmıştır ve her biri hastaların %1'inin çalışmadanayrılması ile sonuçlanmıştır. Döküntü ve diyare için hastaların sırasıyla %6 ve %1'inde dozdüşüşüne ihtiyaç olmuştur. BR.21 çalışmasında, döküntünün başlamasına kadar geçenmedyan süre 8 gün ve diyarenin başlamasına kadar geçen medyan süre 12 gün olarakbulunmuştur.
Genel olarak, döküntü gün ışığı alan bölgelerde ortaya çıkabilen veya kötüleşebilen hafif veya orta şiddette eritematöz ve papulopustüler döküntü olarak kendini belli etmektedir. Günışığına maruz kalan hastalarda, koruyucu giysiler ve/veya güneş koruyucu preparat (örn.mineral içeren) kullanımı önerilebilir.
Tablo 1: BR.21 (Erlotinib ile tedavi) ve PA.3 (Erlotinib+gemsitabin ile tedavi) çalışmalarında hastaların %>10'unda görülen ve plasebo grubuna göre dahasık (> 3%) görülen yan etkiler
|
Erlotinib (BR.21) N = 485 |
Erlotinib (PA.3) N = 259 |
Sıklık
kategorisi ve en yüksekinsidans |
NCI-CTC Evresi |
Tüm
Evreler |
3 |
4 |
Tüm
Evreler |
3 |
4 |
|
MedDRA Tercih Edilen Terimi |
%
|
%
|
%
|
%
|
%
|
%
|
|
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
|
|
|
|
|
|
|
|
Enfeksiyon*
|
24
|
4
|
0
|
31
|
3
|
<1
|
çok yaygın
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
|
|
|
|
|
|
|
|
Anoreksiya
|
52
|
8
|
1
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Kilo azalması
|
-
|
-
|
-
|
39
|
2
|
0
|
çok yaygın
|
10 / 20
|
Erlotinib (BR.21) N = 485 |
Erlotinib (PA.3) N = 259 |
Sıklık
kategorisi ve |
NCI-CTC Evresi |
Tüm
Evreler |
3 |
4 |
Tüm
Evreler |
3 |
4 |
en yüksek insidans |
MedDRA Tercih Edilen Terimi |
%
|
%
|
%
|
%
|
%
|
%
|
|
Göz hastalıkları
|
|
|
|
|
|
|
|
Kuru göz sendromu
|
12
|
0
|
0
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Konjuktivit
|
12
|
<1
|
0
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Psikiyatrik hastalıklar
|
|
|
|
|
|
|
|
Depresyon
|
-
|
-
|
-
|
19
|
2
|
0
|
çok yaygın
|
Sinir sistemi hastalıkları
|
|
|
|
|
|
|
|
Nöropati
|
-
|
-
|
-
|
13
|
1
|
<1
|
çok yaygın
|
Baş ağrısı
|
-
|
-
|
-
|
15
|
<1
|
0
|
çok yaygın
|
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
|
|
|
|
|
|
|
|
Dispne
|
41
|
17
|
11
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Öksürük
|
33
|
4
|
0
|
16
|
0
|
0
|
çok yaygın
|
Gastrointestinal hastalıklar
|
|
|
|
|
|
|
|
Diyare**
|
54
|
6
|
<1
|
48
|
5
|
<1
|
çok yaygın
|
Bulantı
|
33
|
3
|
0
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Kusma
|
23
|
2
|
<1
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Stomatit
|
17
|
<1
|
0
|
22
|
<1
|
0
|
çok yaygın
|
Karın ağrısı
|
11
|
2
|
<1
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Dispepsi
|
-
|
-
|
-
|
17
|
<1
|
0
|
çok yaygın
|
Flatulans
|
-
|
-
|
-
|
13
|
0
|
0
|
çok yaygın
|
Deri ve deri altı doku hastalıklarıDöküntü***
|
75
|
8
|
<1
|
69
|
5
|
0
|
çok yaygın
|
Kaşıntı
|
13
|
<1
|
0
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Kuru cilt
|
12
|
0
|
0
|
-
|
-
|
-
|
çok yaygın
|
Alopesi
|
-
|
-
|
-
|
14
|
0
|
0
|
çok yaygın
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
|
|
|
|
|
|
|
|
Yorgunluk
|
52
|
14
|
4
|
73
|
14
|
2
|
çok yaygın
|
Pireksi
|
-
|
-
|
-
|
36
|
3
|
0
|
çok yaygın
|
Titreme
|
-
|
-
|
-
|
12
|
0
|
0
|
çok yaygın
|
|
* Nötropeni ile birlikte olan veya olmayan ciddi enfeksiyonlar pnömoni, sepsis ve deri altı dokusu iltihabını içermektedir.
** Dehidrasyon, hipokalemi ve renal yetmezliğe yol açabilir.
*** Dermatit akneiform dahil döküntü güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
|
11 / 20
Tablo 2: Sıklığa Göre Advers Etkilerin Özeti
Sistem Organ Sınıfı |
Çok yaygın (>1/10) |
Yaygın (>1/100 ila<1/10) |
Yaygın olmayan (>1/1,000 ila<1/100) |
Seyrek (>1/10,000 ila<1/1,000) |
Çok seyrek (<1/10,000) |
Göz hastalıkları
|
|
- Keratit
- Konjunktivit1
|
- Kirpik
değişiklikleri2
|
|
- Kornealperforasyonlar
- Kornealülserasyon
- Üveit
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıkları
|
|
- Epistaksis
|
- İnterstisyel akciğer hastalığı(İAH)3
|
|
|
Gastrointestinal
hastalıkları
|
Diyare7
|
- Gastrointestinal kanama47
|
- Gastrointestinal perforasyonlar7
|
|
|
Hepato-biliyer
hastalıkları
|
- Karaciğer fonksiyontestleri
anormallikleri5
|
|
|
- Karaciğer yetmezliği6
|
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları
|
- Döküntü
|
- Alopesi
- Cilt Kuruluğu1
- Paronişi
- Folikülit
- Akne/akneyebenzer dermatit
- Deri çatlakları
|
- Hirşutizm
- Kaşdeğişiklikleri
- Tırnak kırılmasıve kaybı
- Hiperpigmentasyon gibi hafifderi
reaksiyonları
|
- Palmar plantar eritrodisestezisendromu
|
- Stevens Johnson sendromu/Toksikepidermalnekroliz
|
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
|
|
- Böbrek yetmezliği
|
- Nefrit
- Proteinüri
|
|
|
|
'PA.3 klinik çalışmasında.
2
|
Kirpiklerin uzaması, anormal uzaması ve kalınlaşmasını içerir.
3KHDAK veya diğer gelişmiş solid tümörlerin tedavisinde erlotinib kullanan hastaların fatalitesini içerir. Japonya'daki hastalarda daha yüksek insidans görülmüştür (bkz. Bölüm 4.4).
4
Klinik çalışmalarda, bazı olaylar aynı zamanda varfarin kullanımıyla, bazılarıysa aynı zamanda NSAİİ kullanımıyla ilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5).
5Alanin aminotransferaz [ALT], aspartat aminotransferaz [AST] ve bilirubin yükselmesi dahildir. Bu olaylar, PA.3 klinik çalışmasında çok yaygındır ve BR.21 klinik çalışmasında yaygındır. Görülen olaylar genellikle hafifila orta ciddiliktedir, geçicidir veya karaciğer metastazıyla ilişkilidir.
6Fataliteler dahildir. Altta yatan faktörler, önceden var olan karaciğer hastalığı veya aynı zamanda hepatotoksik ilaç kullanımını içermektedir. (bkz. Bölüm 4.4).
7 Fataliteler dahildir (bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr: e-posta: [email protected], tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Sağlıklı kişilerde 1000 mg'a varan ve kanser hastalarında 1600 mg'a varan tek oral dozlar
12 / 20
tolere edilmiştir. Sağlıklı kişilerde tekrarlanan günde iki kez 200 mg dozu, doz uygulamasının henüz birkaç gün sonrasından itibaren kötü tolere edilmiştir. Bu çalışmaların verilerinedayanarak, önerilen dozun üzerinde diyare, döküntü ve olası karaciğer transaminazlarıyükselmesi gibi şiddetli advers olaylar ortaya çıkabilir.
Yönetim
Doz aşımından şüphelenilmesi durumunda, SEVASTRA kesilmeli ve semptomatik tedavi başlatılmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ilaç, protein kinaz inhibitörü ATC kodu: L01EB02
Etki mekanizması:
Erlotinib epidermal büyüme faktör reseptörü/insan epidermal büyüme faktör tip 1 reseptörünün (EGFR, aynı zamanda HER1 olarak bilinen) inhibitörüdür. EGFR'ninintrasellüler fosforilizasyonunu etkili bir şekilde inhibe eder. EGFR/HER1 reseptörü normalhücre ve kanser hücrelerinin hücre yüzeylerinde eksprese edilir. Klinik dışı modellerde, EGFRfosfotirozininin inhibisyonu hücre stazı ve/veya ölümü ile sonlanmaktadır.
EGFR mutasyonları antiapoptotik ve proliferatif sinyal yollarında konstitütif aktivasyona yol açabilir. Erlotinibin bu EGFR mutasyon pozitif tümörlerde EGFR aracılı sinyalleri engelleyengüçlü etkisi, EGFR'nin mutant kinaz bölgesindeki ATP bağlayan bölgesine erlotinibin sıkıcabağlanmasına atfedilmiştir. Aşağı akım sinyalin engellenmesi nedeniyle, hücre çoğalmasıdurmakta ve intrinsik apoptotik yolla hücre ölümü başlamaktadır. EGFR'yi aktive eden bumutasyonların ekspresyonunun tetiklendiği fare modellerinde tümör regresyonu gözlenmiştir.
Klinik etkililik
- EGFR aktive eden mutasyonları olan hastalarda küçük hücreli dışı akciğer kanserinin (KHDAK) birinci basamak tedavisi (monoterapi olarak erlotinib uygulaması):
EGFR aktive eden mutasyonları olan KHDAK hastalarının birinci basamak tedavisinde erlotinib ilacının etkinliği faz III, randomize, açık etiketli çalışmada gösterilmiştir (ML20650,EURTAC). Bu çalışma metastatik veya lokal olarak ileri evre (evre IIIB ve IV) KHDAK olan,daha önce ilerlemiş hastalığı için kemoterapi veya sistemik antitümör tedavisi almamış, EGFRtirozin kinaz bölgesinde mutasyonları (ekson 19 delesyonu veya ekson 21 mutasyonu)bulunan beyaz ırktan hastalarda gerçekleştirilmiştir. Hastalar günlük erlotinib 150 mg veyadört döngü platin bazlı ikili kemoterapi almak üzere 1:1 oranında randomize edilmişlerdir.
Birincil sonlanım noktası, araştırmacının değerlendirdiği progresyonsuz sağkalım (PFS) olan çalışmaya ait etkililik sonuçları Tablo 3'te verilmektedir.
13 / 20
Şekil 1: ML20650 (EURTAC) çalışmasında araştırmacı tarafından değerlendirilen PFS için Kaplan-Meier eğrisi (Nisan 2012 kesimli)
HR=0,34
D P
(0/ö95 GA 0,23-0,49)
O 8
log-sıra P<0,0001
0.7
E 0
Erlotinib : N=86
Medyan PFS: 10.4 av
? 9
•i
Kemoterapi:N=87
Medyan PFS: 5,1 ay
Tedavıden yana geçen ay
Vaka savısı
Kemoterapi
Erlotinib
Erlotinib
Kemoterapi
Randomıze tedavi
HR: Risk oranı, GA: Güven aralığı, PFS: Progresyonsuz sağkalım
Tablo 3: ML20650 (EURTAC) çalışmasında Erlotinibin kemoterapi ile karşılaştırmalı etkililik sonuçları
|
|
Erlotinib |
Kemoterapi |
Risk Oranı (95% GA) |
p-değeri |
Önceden planlanmış araanaliz(%35 OSmatürite)(n=153)
Kesim tarihi: Ağu2010
|
|
n=77
|
n=76
|
|
|
Birincil sonlanım noktası:
Progresyonsuz Sağkalım (PFS, ay olarak medyan)
*
Araştırmacı tarafından değerlendirilen **
Bağımsız inceleme **
|
9.4
10.4
|
5,2
5,4
|
0,42
[0,27-0,64]
0,47
[0,27-0,78]
|
p<0,0001
p=0,003
|
En İyi Genel Yanıt Oranı (CR/PR)
|
%54,5
|
%10,5
|
|
p<0,0001
|
Genel Sağkalım (OS) (ay)
|
22,9
|
18,8
|
0,80
[0,47-1,37]
|
p=0,4170
|
Araştırma amaçlı analiz(%40 OSmatürite)
(n=173)
Kesim tarihi:
Oca2011
ğrulama Kodu: lZW56a |
|
n=86
|
n=87
|
|
|
PFS (ay olarak medyan), Araştırmacı tarafındandeğerlendirilen
|
9,7
|
5,2
|
0,37
[0,27-0,54]
|
p<0,0001
|
En İyi Genel Yanıt Oranı (CR/PR)
|
%58,1
lektronik imza il |
%14,9
i imzalanmıştır. |
|
p<0,0001
|
ilURG83YnUyYnUyRG83RG83;
OS (ay)
|
lAxE
19,3
|
elge Takip Adresi:ht
19,5
|
1,04
[0,65-1,68]
|
Y TR/S AGLIK-TITCK-EBYS
p=0,8702
|
Güncellenmiş analiz (%62 OSmatürite)(n=173)
|
|
n=86
|
n=87
|
|
|
PFS (ay olarak medyan)
|
10,4
|
5,1
|
0,34
[0,23-0,49]
|
p<0,0001
|
Kesim tarihi: Nisan 2012
|
OS*** (ay)
|
22,9
|
20,8
|
0,93
[0,64-1,36]
|
p=0,7149
|
|
CR=komple yanıt; PR=kısmi yanıt
* Hastalığın ilerlemesi veya ölüm riskinde %58'lik bir düşüş gözlemlenmiştir**Araştırmacı ve IRC arasındaki genel uyum oranı %70'tir.
*** Kemoterapi kolundaki hastaların daha sonra bir EGFR tirozin kinaz inhibitörü ile tedavi alan %82'si ve bu hastaların 2'si dışında tümünün daha sonra erlotinib kullanması ile yüksek bir çapraz geçiş oranı gözlemlenmiştir. |
-En az bir başarısız kemoterapi sonrası KHDAK tedavisi (monoterapi olarak erlotinib uygulaması):
İkinci-üçüncü basamak tedavi olarak erlotinib ilacının etkililik ve güvenliliği randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmada (BR.21) gösterilmiştir. Bu çalışmada yer alan 731 hastadaen az bir kemoterapi rejiminden sonra lokal olarak ilerlemiş veya metastatik KHDAK vardır.Hastalar günde bir kere oral olarak erlotinib 150 mg veya plasebo almak üzere 2:1 oranındarandomize edilmişlerdir. Çalışma son noktaları: genel sağkalım, progresyonsuz sağkalım(PFS), yanıt oranı, yanıt süresi, akciğer kanserine bağlı belirtilerin (öksürük, dispne ve ağrı)kötüleşmesine dek geçen süre ve güvenliliktir. Birincil sonlanım noktası sağkalımdır.
Demografik özellikler iki tedavi grubu arasında dengelidir. Hastaların üçte ikisi erkektir ve yaklaşık üçte birinde başlangıç Doğu Kooperatif Onkoloji Grubu (ECOG) performans durumu(PS) 2 olup, %9'unda başlangıç ECOG PS 3'tür. Erlotinib ve plasebo grubundaki hastalarınsırasıyla %93 ve 92 kadarı daha önce platin içeren rejim ve sırasıyla %36 ve %37 kadarı taksantedavisi almıştır.
Erlotinib grubunda plaseboya göre ölüm için ayarlanan tehlike oranı (HR) 0,73 (%95 GA, 0,60 - 0,87) (p =0.001) olarak saptanmıştır. 12. ayda yaşayan hastaların oranı erlotinib veplasebo grupları için sırasıyla %31,2 ve %21,5 olarak saptanmıştır. Medyan genel sağkalımerlotinib grubunda 6,7 ay iken (%95 GA, 5,5- 7,8 ay) plasebo grubunda 4,7 aydır (%95 GA,
4,1 - 6,3 ay).
Genel sağkalım üzerine etki farklı hasta alt kümelerinde incelenmiştir. Genel sağkalım üzerine erlotinib etkisi şu hastalarda benzerdir: başlangıç performans durumu (ECOG) 2-3 (HR =0,77, %95 GA, 0,6-1,0) veya 0-1 (HR = 0,73, %95 GA, 0,6-0,9), erkek (HR = 0,76, %95 GA,0,6-0,9) veya kadın (HR = 0,80, %95 GA, 0,6-1,1), < 65 yaş (HR = 0,75, %95 GA, 0,6-0,9)veya daha yaşlı hastalar (HR = 0,79, %95 GA, 0,6- 1,0), daha önce bir rejim alan hastalar (HR= 0,76, %95 GA, 0,6-1,0) veya daha önce birden fazla rejim alan (HR = 0,75, %95 GA, 0,61,0), beyazlar (HR = 0,79, %95 GA, 0,6-1,0) veya Asyalı hastalar (HR = 0,61, %95 GA, 0,41,0), adenokarsinomu olanlar (HR = 0,71, %95 GA, 0,6-0,9) veya skuamöz hücrelikarsinomu olanlar (HR = 0,67, %95 GA, 0,5-0,9). Şu hastalarda ise benzer değildir: diğerhistolojileri olanlar (HR 1,04, %95 GA, 0,7-1,5), tanıda hastalığı evre IV olan hastalar (HR =0,92, %95 GA, 0,7-1,2) veya tanıda hastalığı evre < IV olanlar (HR = 0,65, %95 GA, 0,5-0,8).Daha önce hiç sigara içmemiş olan hastalar, şu anda veya eskiden sigara içenlere nazaran (HR= 0,87, %95 GA, 0,71-1,05) erlotinibden daha fazla fayda sağlamıştır (sağkalım HR = 0,42,%95 GA, 0,28-0,64).
EGFR ekspresyon durumu bilinen hastaların %45 kadarında, EGFR pozitif tümörleri olanların
Bdge Dotefe^ft(oEaffl\°>68 (%95GAnı0,4<9-Mi4) m EGFRı«ggai£ tü^rüpian^Mi3teh^.kea0raatıPe§3 (% 95 GA, 0,63-1,36) olarak saptanmıştır (EGFR pharmDx kit kullanılan IHC iletanımlanmıştır ve yüzde ondan az boyalı tümör hücresi EGFR negatif olarak tanımlanmıştır).
15 / 20
Kalan %55 hastanın EGFR ekspresyon durumu bilinmemektedir ve HR 0,77 (%95 GA, 0,610,98) olarak saptanmıştır.
Erlotinib grubunda ortalama PFS 9,7 haftadır (%95 GA, 8,4 - 12,4 hafta) ve plasebo grubunda
8,0 haftadır (%95 GA, 7,9 - 8,1 hafta).
Objektif yanıt oranı, Solid Tümörlerde Yanıt Değerlendirme Kriterleri'ne (RECIST) göre erlotinib grubunda %8,9 olarak saptanmıştır (%95 GA, 6,4 - 12,0). İlk 330 hasta merkeziolarak değerlendirilmiştir (yanıt oranı %6,2);401 hasta araştırmacı tarafından
değerlendirilmiştir (yanıt oranı %11,2).
Medyan yanıt süresi 34,3 hafta olup, 9,7 ila 57,6+ hafta arasındadır. Tam yanıt, kısmi yanıt veya stabil hastalık yaşayan hasta oranı sırasıyla erlotinib ve plasebo gruplarında %44,0 ve%27,5 olarak saptanmıştır (p = 0,004).
Erlotinib için sağkalım faydası, (RECIST'e göre) nesnel tümör yanıtı elde etmeyen hastalarda da gözlenmiştir. Bunun kanıtı, en iyi yanıtı stabil hastalık veya progresif hastalık olan hastalararasında ölüm için HR'nin 0,82 (%95 GA, 0,68 - 0,99) olmasıyla ortaya konmuştur.Erlotinib, plaseboya nazaran semptomlar üzerinde de fayda göstermiş olup öksürük, dispneve ağrının kötüleşmesi için geçen süre anlamlı derecede uzamıştır.
Lokal ileri veya metastatik, sigara içen (yılda ortalama 38 paket) KHDAK hastalarında kemoterapi sonrası ikinci basamak tedavide iki erlotinib dozunun karşılaştırıldığı (300 mg'akarşılık 150 mg) çift-kör, randomize Faz III çalışmada (MO22162, CURRENTS), 300 mgdoz progresyonsuz sağkalım faydası göstermemiştir (sırasıyla 7 hafta ve 6,86 hafta).
Sekonder sonlanım noktalarının tümü primer sonlanım noktalarıyla tutarlıdır ve günde 300 mg ve 150 mg erlotinib ile tedavi edilen hastalar arasında sağkalım farkı görülmemiştir (HR1,03, %95 GA 0,80 - 1,32). Güvenlik verileri, 300 mg ve 150 mg dozları arasındakarşılaştırılabilirdir ancak, daha yüksek erlotinib dozu alan hastalarda döküntü, interstisyelakciğer hastalığı ve diyare insidansında sayısal bir artış olmuştur. CURRENTS çalışmasındanelde edilen veriler, sigara içen hastalarda önerilen 150 mg doz ile karşılaştırıldığında 300 mgdozla herhangi bir yarar görülmediğini göstermiştir.
CURRENT çalışmasındaki hastalar EGFR mutasyon durumuna göre seçilmemiştir (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 4.5 ve 5.2).
5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Oral uygulama sonrasında erlotinib ortalama doruk plazma düzeylerine oral dozdan yaklaşık 4 saat sonra ulaşır. Normal sağlıklı gönüllülerdeki bir çalışmada yaklaşık %59'luk birbiyoyararlanım elde edilmiştir. Bir oral doz sonrasındaki biyoyararlanım, yiyeceklerle birliktearttırılabilir.
Dağılım:
Erlotinib, 232 L'lik ortalama sanal dağılım hacmine sahiptir ve insan tümör dokularına dağılır. Günlük 150 mg oral erlotinib dozu almakta olan 4 hastada (3'ü küçük hücreli dışı akciğer
ndge D°kaınseriidtKHDAK],cbirindeYıiar^sRga3nsefli) yap» ^!rpçaifş^ada/rfedavrniöv9.sıü1ntüt^eFi
cerrahi eksizyonlardan alınan tümör örnekleri, tümördeki erlotinib konsantrasyonlarının
16 / 20
ortalama 1,185 ng/g doku olduğunu ortaya koymuştur. Bu da kararlı durumda gözlenen doruk plazma konsantrasyonlarının genel ortalamasının %63'üne karşılık gelmektedir. (%5-161aralığı). Primer aktif metabolitler ortalama 160 ng/g doku konsantrasyonlarında tespit edilmişolup bu değer de kararlı durumda gözlenen doruk plazma konsantrasyonlarının %113'lükgenel ortalamasına denk gelmektedir (%88-130). Plazma protein bağlanması yaklaşık olarak%95'tir. Erlotinib serum albumine ve alfa-1 asit glikoproteine (AAG) bağlanmaktadır.
Biyotransformasyon:
Erlotinib insanlarda karaciğerde hepatik sitokrom enzimleri tarafından, birincil olarak CYP3A4 ve daha az ölçüde CYP1A2 tarafından metabolize edilmektedir. CYP4A4'ünbağırsaktaki, CYP1A1'in akciğerdeki, CYP1B1'in tümör dokusundaki ekstrahepatikmetabolizması erlotinibin metabolik klerensine potansiyel olarak yardım eder.
Tespit edilen 3 ana metabolik yol mevcuttur: 1) yan zincirlerden biri veya her ikisinin O-demetilasyonu ve bunu takiben karboksilik aside oksidasyon; 2) asetilen kısmının oksidasyonu ve takiben aril karboksilik aside hidrolizi; ve 3) fenil-asetilen kısmının aromatikhidroksilasyonu. Yan zincirlerden birinin O-demetilasyonu ile oluşan OSI 420 ve OSI 413primer metabolitleri preklinik
in vitroin vivo
tümör modellerindeki erlotinib ilekarşılaştırılabilir etkiye sahiptir. Bunlar plazmada erlotinibin <%10'u oranında mevcutbulunup, erlotinib ile benzer farmakokinetik gösterirler.
Eliminasyon:
Erlotinib büyük oranda metabolitleri halinde birincil olarak feçes ile atılırken (>%90), renal eliminasyon bir oral dozun yalnızca küçük bir miktarına (yaklaşık %9) karşılık gelir. Tek ajanolarak erlotinib verilen 591 hastadaki bir popülasyon farmakokinetik analizi, 36,2 saatlikortalama yarı-ömürle, 4,47 L/saatlik ortalama görünen klerens ortaya koymuştur. Bu nedenle,kararlılık durumu plazma konsantrasyonlarına ulaşılmasının yaklaşık 7-8 gün içindegerçekleşmesi beklenmektedir.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Yeterli veri yoktur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Beklenen görünür klerens ile hasta yaşı, vücut ağırlığı, cinsiyet ve etnik özellikler arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. Erlotinib farmakokinetiğini değiştiren hastaya ait faktörler,serum total bilirubin, albümin ve alfa-1 asit glikoprotein konsantrasyonları ve sigarakullanımının devam etmesidir. Artmış total bilirubin serum konsantrasyonları ve albümin vealfa-1 asit glikoprotein konsantrasyonları daha yavaş hızda erlotinib klerensi ile birliktelikgöstermiştir. Bu farklılıkların klinik relevansı belli değildir. Bununla birlikte, sigara içenlerdedaha hızlı bir erlotinib klerensi gözlenmiştir. Bu durum, tek bir oral doz olarak 150 mgerlotinib alan, sigara içmeyen ve halihazırda sigara içen sağlıklı bireylerde yapılanfarmakokinetik çalışmada doğrulanmıştır. Cmaks'ın geometrik ortalaması sigara içmeyenlerde1056 ng/mL iken sigara içenlerde 689 ng/mL olmuştur ve sigara içenler için sigaraiçmeyenlere göre ortalama oran %65,2'dir (95% GA: 44,3 ila 95,9, p = 0,031). EAA0- inf içingeometrik ortalama sigara içmeyenlerde 18726 ngxh/mL ve sigara içenlerde 6718 ngxh/mLolmuştur ve ortalama oran %35,9'dur (%95 GA: 23,7 ila 54,3, p < 0,0001). C24h için geometrikortalama sigara içmeyenlerde 288 ng/mL ve sigara içenlerde 34,8 ng/mL olmuştur ve ortalama
oran %12,1'dir (%95 GA: 4,82 ila 30,2, p= 0,0001).
x Bu belge, güvemi elektronik imza ile imzalanmıştır.
Pivotal faz III KHDAK çalışmasında, halihazırda sigara içenlerde erlotinib için kararlı durum plazma konsantrasyonu 0,65 mcg/mL olmuştur ve bu değer sigarayı bırakanlarda veya hiç
17 / 20
sigara içmemiş bireylerde görülen konsantrasyonun iki katından daha azdır (1,28 mcg/mL, n=108). Bu etki ile birlikte görülen erlotinib plazma klerensinde %24'lük bir artışgözlenmiştir. Daha önce sigara içmiş olan KHDAK hastaları üzerinde yapılan faz I dozeskalasyon çalışmasında, kararlı durumdaki farmakokinetik analizleri erlotinib dozu 150mg'den maksimum tolere edilebilir doz olan 300 mg'ye artırıldığında erlotinib maruziyetindedoz orantılı artış göstermiştir. Bu çalışmadaki halihazırda sigara içenlerde uygulanan 300 mgdozda kararlı durum plazma konsantrasyonu 1,22 mcg/mL olmuştur (n=17) (bkz. Bölüm 4.2,4.4, 4.5 ve 5.1).
Populasyon farmakokinetik analizinden elde edilen sonuçlara göre bir opioid varlığının maruziyeti %11 oranında artırdığı görülmüştür.
Pediyatrik populasyon:
Pediyatrik hastalara özgün çalışmalar bulunmamaktadır.
Geriyatrik populasyon:
Yaşlı hastalara özgün çalışmalar bulunmamaktadır.
Karaciğer bozukluğu:
Erlotinib birincil olarak karaciğer aracılığıyla metabolize edilir. Solid tümörleri olan ve orta derecede hepatik fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda (Child-Pugh skoru 7-9) erlotinibEAA
0-tmaksmaks
değerinin orta derecede hepatik fonksiyon bozukluğu olan hastalardaistatiksel olarak anlamlı derecede daha düşük olmasına karşın bu farkın klinik olarak anlamlıolmadığı düşünülmektedir. Şiddetli hepatik disfonksiyonun erlotinib farmakokinetiğiüzerindeki etkisi ile ilgili veri bulunmamaktadır. Popülasyon farmakokinetik analizinde, totalbilirubinin artmış serum konsantrasyonlarının daha düşük erlotinib klerensi hızı ile ilişkiliolduğu görülmüştür.
Böbrek bozukluğu:
Erlotinib ve metabolitlerinin böbrekler tarafından atılımı önemli ölçüde değildir. Tek bir dozun %9'dan azı idrar ile atılmaktadır. Popülasyon farmakokinetik analizinde, erlotinibklerensi ve kreatinin klerensi arasında klinik olarak anlamlı bir ilişki görülmemiştir ancakkreatinin klerensi 15 ml/dk'den az olan hastalar ile ilgili bir veri bulunmamaktadır.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
En az bir hayvan türü veya çalışmada gözlenmiş olan kronik doz verilmesine bağlı etkiler kornea (atrofi, ülserasyon), deri (foliküler dejenerasyon ve enflamasyon, kızarıklık vealopesi), overler (atrofi), karaciğer (karaciğer nekrozu), böbrekler (renal papiller nekroz vetübüler dilatasyon) ve gastrointestinal sistem (mide boşalmasında gecikme ve diyare) üzerineetkileri içermiştir. Kırmızı kan hücresi parametreleri düşmüş ve beyaz kan hücreleri, önceliklede nötrofiller artmıştır. Alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST) vebilirubinde tedavi ile ilişkili artışlar meydana gelmiştir. Bu bulgular, klinik olarak anlamlımaruziyetlerin altındaki maruziyetlerde görülmüştür.
Etki mekanizmasına dayanarak, erlotinibin teratojenik olma potansiyeli bulunmaktadır.
11Bu, belge ,.,,,. ,
Bdge Do^gM
lat
daı^e6
f&fTe
les
d?„^^]mumiiâ
le£p
edilebılifx4ozAdvee
/v,ey:awm^aio^laia
k-tito
ksi
k
dozlarda yapılan reproduktif toksikoloji testlerinden elde edilen veriler reproduktif (sıçanlarda embriyotoksisite, tavşanlarda ise embriyo resorpsiyon ve fetotoksisite) ve gelişimsel (yavru
18 / 20
büyümesinde düşüş ve sıçanlarda sağkalım) toksisite göstermiştir ancak bu teratojenik değildir ve fertiliteyi olumsuz bozmamıştır. Bu bulgular klinik olarak anlamlı tümmaruziyetlerde görülmüştür.
Konvansiyonel genotoksisite çalışmalarında erlotinib negatif sonuç göstermiştir. Sıçanlarda ve farelerde erlotinib ile yapılan iki yıllık karsinojenisite çalışmaları insan terapötikmaruziyetini aşan maruziyetlere kadar negatif olmuştur (Cmaks ve/veya EAA'ya dayanarak,sırası ile 2 kata ve 10 kata kadar daha fazla).
Sıçanlarda UV irradyasyonu sonrası hafif derecede fototoksik deri reaksiyonu görülmüştür.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Susuz laktoz (inek sütünden elde edilmektedir)
Mikrokristalin selüloz (E460)
Sodyum nişasta glikolat Sodyum lauril sülfatMagnezyum stearat (E470 b)
Kollodial susuz silika Opadry beyazı (20A580000)
Saf Su
Opadry beyazı (20A580000) bileşimi:
Hipromelloz (E464)
Hidroksipropil selüloz (E463)
Titanyum dioksit (E171)
Sodyum lauril sülfat
6.2 Geçimsizlikler
Yeterli veri yoktur.
6.3 Raf ömrü6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
30 tabletlik OPA/AL/PVC-Alu-Alu blisterde sunulmaktadır.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış/Son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin imhası
.
Belge Do
19 / 20
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyallar “Tıbbi Atıkların Kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Turgut İlaçları A.Ş.
Şişli-İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2022/611
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 25.10.2022 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'NİN YENİLENME TARİHİ
20 / 20