KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Takrolimus 1 mg
(monohidrat halinde)
Yardımcı madde(ler):
Laktoz monohidrat 107 mg
Soya lesitin Eser miktarda (kullanılan baskı mürekkebinin % 0,99'u)
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Uzatılmış salimli sert kapsül
Gövdesi açık kahverengi, kapağı beyaz, üzerinde siyah renkte “1 mg” baskısı olan, beyaz- sarımsı toz veya komprimat (14.0-14.6 mm uzunluğunda) içeren içeren sert jelatin kapsüller.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötikendikasyonlar
Böbrek veya karaciğer nakli uygulanan erişkin hastalarda organ reddinin profilaksisinde endikedir.
Diğer immünosüpresif ilaçlarla yapılan tedavilere dirençli erişkin hastalarda allograft reddinin tedavisinde kullanılır.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
DAİLİPORT takrolimusun günde bir kez uygulanan oral formülasyonudur. DAİLİPORT tedavisi, yeterli deneyime ve ekipmana sahip hekimler tarafından yapılan dikkatli izlemeyigerektirmektedir. Bu tıbbi ürün sadece immünosüpresif tedavide ve transplant hastalarınıntedavisinde deneyimli hekimler tarafından reçete edilmeli ve yalnızca bu hekimler tarafındanimmünosüpresif tedavideki değişiklikler uygulanmalıdır.
Takrolimushızlıveya uzatılmış salimli formülasyonlarmm dikkatsiz, kasıtlı olmadan veya denetimsiz olarak birbiriyle değiştirilmesi emniyetli değildir. Bu durum, organreddine yol açabilir veya takrolimusa sistemik maruziyette klinik farklılıklara bağbolarak, bağışıkkk sisteminin aşırı baskdanmasım da kapsayan yan etki sıklığınıartırabilir. Hastalar, günlük doza karşılık gelen tek bir takrolimus formülasyonu iletedavilerine devam etmelidirler; formülasyondaki veya uygulanan dozdaki değişiklikleryalnızca organ nakli uzmanının yakın denetimi altında gerçekleştirilmelidir(Bkz. 4.4 Özelkullanım uyarıları ve önlemlerive4.8 İstenmeyen etkiler).
Uygulanan takrolimus herhangi bir alternatif formülasyonla değiştirildiğinde, terapötik ilaç izlemi mutlaka gerçekleştirilmeli ve sistemik takrolimus maruziyetininsürdürüldüğünden emin olmak amacıyla doz ayarlamaları yapılmabdır.
Belge Do
ıPozoloji
Aşağıda önerilen başlangıç dozları yalnızca bir kılavuz olarak görülmelidir. DAİLİPORT rutin olarak ameliyat sonrası dönemin başında diğer immünosüpresif ajanlarla birlikte kullanılabilir.Doz, seçilen immünosüpresan rejime bağlı olarak değişebilir. DAİLİPORT dozları primerolarak, kan seviyelerinin izlenmesi yardımıyla her bir hastadaki reddin ve tolere edilebilirliğin,klin
ik(Bkz. Terapötik ilaç izlemi).kl
inikişaretleri belirgin ise, immünosüpresif rejimin değiştirilmesi düşünülmelidir.
De novo
böbrek ve karaciğer nakli yapılan hastalarda, 1. gün takrolimus uzatılmış salimli sert kapsüller için takrolimus EAAO-24 ' ı eşdeğer dozlarda hızlı salım kapsüller için bulunana kıyaslasırasıyla, % 30 ve % 50 daha düşük olmuştur. Çukur seviyeleri ile ölçülen sistemik maruziyet4. günden itibaren hem böbrek hem karaciğer nakli yapılan hastalarda her iki formülasyon içinde benzerdir. DAİLİPORT kullanan hastalarda, transplantasyon sonrası erken dönemde uygunilaç maruziyetinden emin olmak amacıyla ilk iki hafta süresince takrolimus çukur seviyelerinindikkatli ve sık takibi önerilmektedir. Takrolimus düşük klerensli bir madde olduğu için, kararlıduruma ulaşmadan önce DAİLİPORT dozunun ayarlanması birkaç gün sürebilir.
Organ reddini baskılamak için, bağışıklık sisteminin baskılanması sürdürülmelidir. Bu nedenle, oral tedavi süresine bir limit verilememektedir.
Böbrek transplantasyonunda reddin profılaksisi:
DAİLİPORT tedavisi, 0,2-0,3 mg/kg/gün dozu günde bir kez sabahlan uygulayarak başlamalıdır. Uygulama, cerrahi müdahaleden sonraki 24 saat içinde başlamalıdır.
DAİLİPORT dozlan, transplantasyon sonrası dönemde genellikle azaltılır. Bazı vakalarda, birlikte uygulanan immünosüpresif tedavinin sonlandınlması ile DAİLİPORT monoterapisinegeçilebilir. Hastanın durumunda transplantasyon sonrasında meydana gelen değişikliklertakrolimusun farmakokinetik özelliklerini değiştirebilir ve takrolimus dozunun ayarlanmasınıgerektirebilir.
Karaciğer transplantasyonunda reddin profılaksisi:
DAİLİPORT tedavisi, 0,1-0,2 mg/kg/gün dozu günde bir kez sabahlan uygulayarak başlamalıdır. Uygulama, cerrahi müdahaleden sonra yaklaşık 12-18 saat içerisinde başlamalıdır.
DAİLİPORT dozlan, transplantasyon sonrası dönemde genellikle azaltılır. Bazı vakalarda, birlikte uygulanan immünosüpresif tedavinin sonlandınlması ile DAİLİPORT monoterapisinegeçilebilir. Hastanın durumunda transplantasyon sonrasında meydana gelen değişikliklertakrolimusun farmakokinetik özelliklerini değiştirebilir ve takrolimus dozunun ayarlanmasınıgerektirebilir.
Takrolimus hızlı salimli kapsül ile tedavi edilen hastalarda DAİLİPORT'a eecis:
Günde iki kez takrolimus hızlı salimli kapsül uygulanan organ nakli yapılmış hastalarda günde tek doz DAİLİPORT tedavisine geçiş, toplam günlük doza göre 1:1 (mg:mg) şeklinde olmalıdır.DAİLİPORT sabah uygulanmalıdır.
Toplam günlük doz 1:1 (mg:mg) olacak şekilde takrolimus hızlı salimli kapsülden (günde iki kez) DAİLİPORT'a (günde bir kez) geçen stabil hastalarda, DAİLİPORT için sistemiktakrolimus maruziyeti (EAAO-24) takrolimus hızlı salimli kapsüle göre yaklaşık %10 dahadüşük olmuştur. Takrolimus çukur seviyeleri (C24) ile DAİLIPORT'un sistemik maruziyeti(EAAO-24) arasındaki ilişki takrolimus hızlı salimli kapsülünküne benzemektedir. Takrolimushızlı salimli kapsülden DAİLİPORT'a geçilirken takrolimus çukur seviyeleri geçişten önce vegeçtikten sonraki iki hafta içerisinde ölçülmelidir. DAİLİPORT'a geçtikten sonra takrolimusçukur seviyeleri izlenmeli ve benzer sistemik maruziyeti sağlamak üzere gerekli dozdeğişiklikleri yapılmalıdır. Benzer sistemik maruziyet sağlanana kadar doz ayarlamasıyapılmalıdır.
Siklosporin tedavisinden takrolimus tedavisine seçilmesi:
Hastalar siklosporin bazlı tedaviden, takrolimus bazlı tedaviye geçirilirken dikkatli olunmalıdır
(Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).
Siklosporin ile takrolimusun birlikte uygulanması önerilmemektedir.Hastanın klinik durumu ve siklosporin kzın konsantrasyonu dikkate alınarak DAİLİPORTtedavisi başlanmalıdır. Siklosporin kan konsantrasyonları yüksek olan hastalarda takrolimustedavisi ertelenmelidir. Pratikte, siklosporin tedavisi sonlandınldıktan 12-24 saat sonratakrolimus tedavisine başlanmaktadır. Siklosporin klerensi etkilenmiş olabileceğinden,siklosporin tedavisi sonlandınldıktan sonra da kan konsantrasyonunun izlenmesisürdürülmelidir.
Allograft reddinin tedavisi:
Red ataklannm kontrolü için takrolimus dozunun artınlması, tedaviye kortikosteroid eklenmesi ve mono/poliklonal antikorlann kısa süreli kullanımı söz konusu olabilmektedir. Şiddetli adversreaksiyonlar gibi toksisite belirtileri gözlenirse DAİLİPORT dozunun düşürülmesi gerekebilir
(Bkz. Bölüm 4.8).
Böbrek ve karaciğer transplantasyonundan sonra allosraft reddinin tedavisi:
Diğer immünosüpresanlardan günlük DAİLİPORT'a geçmek için, tedaviye organ reddinin profilaksisi için sırasıyla böbrek ve karaciğer transplantasyonunda önerilen başlangıç oraldozları ile başlanmalıdır.
Kalp transplantasyonundan sonra allosraft reddinin tedavisi:
DAİLİPORT'a geçilen erişkin hastalarda, 0,15 mg/kg/gün'lük başlangıç oral dozu sabah günde bir kez uygulanmalıdır.
Pişer allosraft transplantasyonlarından sonra allograft reddinin tedavisi:
Akciğer, pankreas ve bağırsak transplantasyonu yapılan hastalarda DAİLİPORT ile ilgili herhangi bir klinik deneyim olmamasına rağmen, takrolimus hızlı salimli kapsül akciğertransplantasyonu yapılan hastalarda 0,1 - 0,15 mg/kg/gün'lük, pankreas transplantasyonuyapılan hastalarda 0,2 mg/kg/gün'lük ve bağırsak transplantasyonu yapılan hastalarda 0,3mg/kg/gün'lük başlangıç oral dozlarında kullanılmaktadır.
Terapötik ilaç izlemi
Dozlama primer olarak, tam kan takrolimus çukur seviyesinin izlenmesi ile birlikte her bir hastadaki red ve tolerabilitenin klinik olarak değerlendirilmesine dayanmalıdır.
Optimum dozlamaya yardım etmek amacıyla, tam kanda takrolimus konsantrasyonlarını belirlemede birkaç immünoassay bulunmaktadır. Yayınlanan literatürden alman konsantrasyondeğerleri ile klinik pratikteki bireysel değerler dikkatle karşılaştırılmalı ve uygulanan tetkikyöntemine ilişkin bilgiler dikkate alınmalıdır. Mevcut kli
n
ik pratikte, immünoassay yöntemlerkullanılarak tam kan düzeyleri izlenmektedir.
Takrolimus çukur seviyeleri (C24) ile sistemik maruziyet (EAAO-24) arasındaki ilişki DAİLİPORT ve takrolimus hızlı salimli kapsül formülasyonlan arasında benzerdir.
Transplantasyon sonrası dönemde tam kan takrolimus çukur seviyeleri izlenmelidir. Takrolimus kan çukur seviyelerini belirlemek amacıyla alınacak kan örneği DAİLİPORT dozlamasısonrasındaki yaklaşık 24 saat içerisinde, bir sonraki DAİLİPORT dozundan hemen (çukurkonsantrasyon) önce alınmalıdır. Transplantasyondan sonraki iki hafta süresince çukurseviyesinin sık aralıklarla takip edilmesi ve idame tedavisi sırasındaki periyodik takip ile devamedilmesi önerilmektedir. Takrolimus hızlı salimli kapsülden DAİLİPORT'a geçtikten sonra,doz ayarlaması ve immünosüpresif tedavide değişiklikler yapıldığında veya takrolimuslabirlikte takrolimus tam kan konsantrasyonunu değiştirebilecek ilaçların kullanımı durumunda,takrolimusun kan çukur seviyeleri yakından izlenmelidir
(Bkz. Bölüm 4.5).
Kan seviyelerininölçüm sıklığı hastanın klinik gereksinimlerine göre düzenlenmelidir. Takrolimus düşükklerensli bir etkin madde olduğundan, hedeflenen kararlı durum elde edilemeden önceDAİLİPORT doz rejiminin ayarlanması birkaç gün alabilir.
Klinik çalışma verileri, 20 ng/ml'nin altındaki takrolimus kan çukur seviyeleri ile hastaların büyük bir çoğunluğunun başarıyla tedavi edilebileceğini göstermektedir. Tam kan seviyelerideğerlendirilirken hastanın klinik durumu da göz önüne alınmalıdır. Klinik pratikte,transplantasyon sonrası erken dönemde, tam kan çukur seviyeleri karaciğer transplantasyonuuygulanmış hastalarda 5-20 ng/ml, böbrek ve kalp transplantasyonu uygulanmış hastalarda 10-20 ng/ml arasında değişmektedir. Bunu izleyen idame tedavisi boyunca, karaciğer, böbrek vekalp transplant alıcılarında kan konsantrasyonları genellikle 5-15 ng/ml aralığında olmuştur.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Önerilen hedef aralığındaki kan çukur seviyelerini elde edebilmek için, ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda dozun azaltılması gerekebilir.
Böbrek yetmezliği:
Takrolimusun farmakokinetik özellikleri renal fonksiyonlar tarafından etkilenmediğinden
(Bkz. Bölüm 5.2),Irk:
Beyaz ırka kıyasla, siyah ırktan hastalarda benzer çukur seviyelerini yakalamak için yüksek takrolimus dozlarına gereksinim duyabilmektedir.
Erkek ve kadın hastaların benzer çukur seviyelerini yakalamak için fa
rklGeriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda doz ayarlamasının gerekli olduğunu gösteren bir veri bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon:
DAİLİPORT'un 18 yaş altındaki çocuklardaki güvenlilik ve etkililiği henüz belirlenmemiştir. Bu konuda sınırlı bilgi bulunmaktadır fakat bir pozoloji önerisi yapılamaz.
Uygulama şekli:
DAİLİPORT takrolimusun günde bir kez kullanılan oral formülasyonudur. DAİLİPORT'un günlük oral dozunun günde bir kez sabahlan alınması önerilmektedir. DAİLİPORT uzatılmışsalimli sert kapsüller blisterden çıkanldıktan hemen sonra alınmalıdır. Hastalar nem çekiciyiyutmamalan yönünde uyanlmalıdır. Kapsüller bütün halde sıvı (tercihen su) ile birlikteyutulmalıdır. Maksimum emilim sağlanabilmesi için, DAİLİPORT aç kamına veyayemeklerden en az bir saat önce veya 2-3 saat sonra alınmalıdır
(Bkz. Bölüm 5.2).
Atlanan birsabah dozu, aynı gün içerisinde mümkün olan en kısa sürede alınmalıdır. Ertesi gün çift dozalınmamalıdır.
Transplantasyon sonrası erken dönemde oral ilaçlan kullanamayan hastalarda, takrolimus tedavisi, uygun olan endikasyon için tavsiye edilen oral dozun yaklaşık olarak 1/5'i oranındabir dozda intravenöz olarak başlatılabilir.
4.3 Kontrendikasyonlar
DAİLİPORT, takrolimus veya diğer makrolitler veya bileşiminde bulunan diğer maddelere
(Bkz. Bölüm 6.1)4.4 Özel kullanım uyanları ve önlemleri
Sınırlı güvenlilik ve etkililik verisi bulunması sebebiyle, DAİLİPORT'un 18 yaş altındaki çocuklardaki kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Erişkin hastalann diğer immünosüpresiflere dirençli allograft reddinin tedavisinde, DAİLİPORT ile ilgili henüz klinik veri bul
unma
maktadır.
Takrolimus hızlı veya uzatılmış salimli formülasyonlarmın dikkatsiz, kasıtlı olmadan veya denetimsiz olarak birbiriyle değiştirilmesi emniyetli değildir. Bu durum, organreddine yol açabilir veya takrolimusa sistemik maruziyetteklinik farklıhklara bağholarak, bağışıklık sisteminin aşırı baskılanmasını da kapsayan yan etki sıkkğınıartırabilir. Hastalar, günlük doza karşıbk gelen tek bir takrolimus formülasyonu iletedavilerine devam etmelidirler; formülasyondaki veya uygulanan dozdakideğişiklikler yalnızca organ nakli uzmanının yakın denetimialtında
gerçekleştirilmelidir(Bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şeklive4.8 İstenmeyen etkiler).
Uygulanan takrolimus herhangi bir alternatif formülasyonla değiştirildiğinde, terapötik ilaç izlemi mutlaka gerçekleştirilmeli ve sistemik takrolimus maruziyetininsürdürüldüğünden emin olmak amacıyla doz ayarlamaları yapdmalıdır._
c
Belge Do Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys'18 yaş altı çocuklarda DAİLİPORT kullanımı tavsiye edilmemektedir, güvenliliği veetkililiği konusunda yeterli bilgi yoktur._
Erişkin kalp nakli alıcılarında transplant reddinin profilaksisinde DAİLİPORT ile ilgili henüz
kl
inik veri bulunmamaktadır.
Transplantasyon sonrasındaki ilk aylarda şu parametrelerin düzenli takibi gerekmektedir:
Kan basıncı, EKG, hastanın nörolojik ve görme durumu, açlık kan şekeri, elektrolitler (özellikle potasyum), karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, hematolojik parametreler,pıhtılaşma parametreleri ve plazma protein değerleri. Bu ölçümlerde klinik olarak anlamlıdeğişiklikler gözlenirse, immünosüpresif tedavi dozu gözden geçirilmelidir.
Etkileşim potansiyeli olan maddeler
CYP3A4 inhibitörleri veya indükleyicileri, rejeksiyon veya toksisite de dahil olmak üzere ciddi advers reaksiyonlara yol açan ilaç etkileşimleri potansiyeli nedeniyle, yalnızca bir organnakli uzmanına danışıldıktan sonra takrolimus ile birlikte uygulanmalıdır
(Bkz. Bölüm 4.5).
CYP3A4 inhibitörleri
CYP3A4 inhibitörleri ile birlikte kullanım, takrolimus kan düzeylerini artırabilir ve bu da nefrotoksisite, nörotoksisite ve QT uzaması dahil olmak üzere ciddi advers reaksiyonlara yolaçabilir. Güçlü CYP3A4 inhibitörlerinin (ritonavir, kobisistat, ketokonazol, itrakonazol,posakonazol, vorikonazol, telitromisin, klaritromisin veya josamisin gibi) takrolimus ilebirlikte kullanılmasından kaçınılması önerilir. Eğer kaçınılması mümkün değilse, uygunşekilde benzer takrolimus maruziyetini sürdürmek amacıyla takrolimus dozunu ayarlamakiçin bir organ nakli uzmanının gözetimi altında birlikte uygulamanın ilk birkaç günündenbaşlayarak takrolimus kan seviyeleri sık sık izlenmelidir. Böbrek fonksiyonu, QT aralığıdahil EKG ve hastanın klinik durumu da yakından izlenmelidir.
Doz ayarlaması, her hastanın bireysel durumuna göre yapılmalıdır. Tedavi başlangıcında dozun hemen azaltılması gerekebilir
(Bkz. Bölüm 4.5).
Benzer şekilde CYP3A4 inhibitörlerinin kesilmesi, takrolimusun metabolizma hı
z
ım etkileyerek takrolimusun kan seviyelerinin tedavi edici düzeyin altmda kalmasına yol açabilirve bu nedenle bir organ nakli uzmanının hastayı yakından izlemesi ve gözetim altında tutmasıgerekir.
CYP3A4 indükleyicileri
CYP3A4 indükleyicileri ile birlikte kullanım, takrolimus kan düzeylerini düşürebilir ve potansiyel olarak nakil reddi riskini artırabilir. Güçlü CYP3 A4 indükleyicilerinin (rifampisin,fenitoin, karbamazepin gibi) takrolimus ile birlikte kullanılmasından kaçınılması önerilir.Eğer kaçınılması mümkün değilse, uygun şekilde benzer takrolimus maruziyetini sürdürmekamacıyla takrolimus dozunu ayarlamak için bir organ nakli uzmanının gözetimi altmdabirlikte uygulamanın ilk birkaç gününden başlayarak takrolimus kan seviyeleri sık sıkizlenmelidir.
Graft fonksiyonu da yakından izlenmelidir
(Bkz. Bölüm 4.5).
Benzer şekilde CYP3A4 indükleyicilerinin kesilmesi, takrolimusun metabolizma hızı
n
ı
g
etkileyebilir ve bu nedenle takrolimusun terapötik kan seviyelerinin yükselmesine yol açabilir ve bu nedenle bir transplant uzmanının yakından hastayı izlemesi ve gözetim altındatutması gerekir.
Bitkisel preparatlar
Takrolimusun kan konsantrasyonlarında ve kli
nki(Bkz. Bölüm 4.5).
Diğer etkileşimler
Siklosporin ve takrolimusun kombine kullanımından kaçınılmalı ve daha önceden siklosporin almış hastalara takrolimus verilirken dikkatli olunmalıdır
(Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.5).
Fazla miktarda potasyum alımından veya potasyum tutucu diüretiklerin kullanımından kaçınılmalıdır
(Bkz. Bölüm 4.5).
Nörotoksik etkileri olduğu bilinen ilaçlar ile takrolimusun kombinasyonlan, bu etkilerin riskini artırabilir
(Bkz. Bölüm 4.5).
Aşılama
Immünosupresanlar aşıya cevabı etkileyebilir ve takrolimus ile tedavi sırasındaki aşı daha az etkili olabilir. Canlı zayıflatılmış aşı uygulamasından kaçınılmalıdır.
Nefrotoksisite
Takrolimus, nakil sonrası hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğuna neden olabilir. Aktif müdahale olmaksızın akut böbrek yetmezliği, kronik böbrek yetmezliğine ilerleyebilir.Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar, takrolimus dozunun azaltılmasıgerekebileceğinden yakından izlenmelidir. Nefrotoksisite riski, takrolimus nefrotoksisite ileilişkili ilaçlarla birlikte uygulandığında artabilir (Bkz. Bölüm 4.5). Takrolimusun nefrotoksiketkileri olduğu bilinen ilaçlarla eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır. Birlikteuygulamadan kaçımlamadığı durumlarda, takrolimusun çukur kan düzeyi ve böbrekfonksiyonu yakından izlenmeli ve nefrotoksisite meydana gelirse dozajın azaltılmasıdüşünülmelidir.
Gastrointestinal bozukluklar
Takrolimus ile tedavi edilen hastalarda gastrointestinal perforasyon bildirilmiştir. Gastrointestinal perforasyon yaşamı tehdit edici veya ciddi bir duruma yol açabilecek tıbbiaçıdan önemli bir olay olduğundan şüpheli semptomlar veya belirtilerin ortaya çıkmasındanhemen sonra yeterli tedavi uygulanmalıdır.
Diyare vakaları sırasında takrolimus kan seviyeleri belirgin şekilde değişebileceğinden, diyare vakaları sırasında takrolimus konsantrasyonlarının daha sık görüntülenmesiönerilmektedir.
Kardivak bozukluklar
Takrolimus hızlı salimli kapsül ile tedavi edilen hastalarda seyrek olarak, kardiyomiyopati olarak bildirilen ventriküler hipertrofi veya septum hipertrofisi gözlenmiştir; bu olaylarDAİLİPORT ile de oluşabilir. Çoğu vaka geri dönüşlü olmuş ve özellikle takrolimus kan
j
çukur konsantrasyonları önerilenden daha yüksek olarak gözlenmiştir. Önceden mevcut kalp hastalığı, kortikosteroid kullanımı, hipertansiyon, karaciğer veya böbrek yetmezliği,enfeksiyonlar, sıvı yüklenmesi ve ödem gibi diğer faktörlerin bu
klnTorsades de Pointes'z
neden olabilir.
Bu nedenle tanı konmuş veya şüphelenilen konjenital uzun QT sendromu veya
Torsades de Pointes(Bkz. Bölüm 4.5).
Lenfoproliferatif bozukluklar ve tümörler
Takrolimus ile tedavi edilen hastalarda Epstein-Barr Virüsü (EBV) ile ilişkili lenfoproliferatif bozukluklar gelişebildiği bildirilmiştir
(Bkz. Bölüm 4.8).
Antilenfosit antikorları gibi birlikteuygulanan immünosüpresif kombinasyonlar (örneğin basiliksimab, daklizumab), EBV ileilişkili lenfoproliferatif bozukluk riskini artırmaktadır. EBV-viral kapsid antijeni (VCA)negatif hastalarda lenfoproliferatif bozukluk gelişme riskinin daha yüksek olduğubildirilmektedir. Bu nedenle bu hasta grubunda (EBV-viral kapsid antijeni (VCA) negatifhastalarda) DAİLİPORT tedavisi öncesinde EBV-VCA serolojisi tetkik edilmelidir. Tedavisırasında, EBV-PCR yöntemi ile dikkatlice takip edilmesi önerilmektedir. Kanda pozitif EBV-PCR varlığı aylarca devam edebilir ve bu durum lenfoproliferatif bozukluk veya lenfomayıişaret etmez.
Diğer güçlü immünosüpresif bileşiklerle olduğu gibi, sekonder kanser riski bilinmemektedir
(Bkz. Bölüm 4.8).
Diğer immünosüpresif bileşiklerle olduğu gibi, potansiyel malign deri değişiklikleri gelişme riski nedeniyle, güneşe ve UV ışığına maruziyet koruyucu bir giysi ve yüksek koruma faktörlügüneş kremi kullanarak engellenmelidir.
Fırsatçı enfeksiyonlar dahil enfeksiyonlar
DAİLİPORT da dahil olmak üzere immünosupresanlar ile tedavi edilen hastalarda fırsatçı enfeksiyonlara (bakteriyel, fungal, viral ve protozoal) yakalanma riski artmıştır. BK virüsününeşlik ettiği nefropati, CMV enfeksiyonu ve JC virüsünün (John Cunningham virüs) eşlik ettiğiprogresif multifokal lökoensefalopati (PML) bu enfeksiyonlar arasmda yer alır. Ayrıcahastaların viral hepatit enfeksiyonlarına (örneğin, hepatit B ve C reaktivasyonu ve de novoenfeksiyonu yanı sıra kronik olabilen hepatit E) yakalanma riski artmıştır. Bu enfeksiyonlarsıklıkla yüksek bir immünosüpresif yük ile ilişkilidir ve kötüleşen hepatik veya renalfonksiyonları veya nörolojik semptomları olan immün sistemi baskılanmış hastalardahekimlerin ayırt edici tanılarda göz önünde bulundurması gereken graft reddi dahil olmaküzere ciddi veya ölümcül durumlara yol açabilir. Önlem ve müdahale uygun klinik kılavuzlardoğrultusunda yapılmalıdır.
g
Posterior reversibl ensefalopati sendromu (PRES)
Takrolimus ile tedavi edilen hastalarda posterior reversibl ensefalopati sendromu (PRES) gelişimi bildirilmiştir. Eğer takrolimus alan hastalarda baş ağnsı, nöbetler, değişen mentaldurum ve görme ile ilgili rahatsızlıklar gibi PRES'i belirleyen semptomlar varsa, radyolojikbir tetkik (örn. MRI) uygulanmalıdır. Eğer PRES tanısı koyulmuş ise, yeterli kan basıncı venöbet kontrolü ile sistemik takrolimus uygulamasına derhal son verilmesi önerilir. Gerekenönlemlerin alınmasını takiben, hastaların çoğu tamamen iyileşmiştir.
Göz hastalıkları
Takrolimus ile tedavi edilen hastalarda bazen görme kaybına kadar ilerleyen göz hastalıkları bildirilmiştir. Bazı vakalar alternatif immünosupresana geçmeye karar verdiklerin bildirmiştir.Hastalara görme keski
n
liğindeki değişiklikleri, görme rengindeki değişiklikleri, bulanık görmeveya görme alanı bozukluğundaki değişiklikleri bildirmeleri tavsiye edilmelidir ve budurumlarda, bir oftalmolog yönlendirmesiyle uygun şekilde derhal değerlendirme yapılmasıönerilmektedir.
Saf kırmızı hücre aplazisi
Takrolimus ile tedavi edilen hastalarda saf
kı
rmızı hücre aplazisi [PRCA (Püre Red Celi Aplasia)] vakaları raporlanmıştır. Tüm hastalarda parvovirüs B19 enfeksiyonu, altta yatanhastalık ya da PRCA ile ilişkili eşlik eden ilaçlar gibi PRCA risk faktörleri bildirilmiştir.
Özel popülasvonlar
Beyaz ırktan olmayan ve yüksek immünolojik riskte olan hastalarda (örneğin retransplantasyon, panel reaktif antikorlann-PRA-varlığı) sınırlı deneyim vardır.
Şiddetli karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz azaltılması gerekebilir
(Bkz. Bölüm 4.2 ).
Yardımcı maddeler
DAİLİPORT kapsüller laktoz içerir. Kalıtsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği veya glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.
DAİLİPORT kapsüllerin üzerindeki baskı boyası soya lesitin içermektedir. Yer fıstığı ve soyaya karşı aşın duyarlı olan hastalarda, aşın duyarlılık riski ve ciddiyeti, DAİLİPORTkullanımının yaran ile karşılaştınlarak değerlendirilmelidir.
Bu tıbbi ürün her “doz”unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”. Dozu nedeniyle sodyuma bağlı herhangi bir uyan gerekmemektedir.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Metabolik etkileşimler
Sistemik olarak mevcut takrolimus karaciğerde CYP3A4 izoenzimi tarafından metabolize olmaktadır. Aynca bağırsak duvannda bulunan CYP3A4 tarafından gerçekleştirilengastrointestinal metabolizmasına dair kanıtlar da bulunmaktadır. CYP3A4 izoenzimini inhibeettiği veya indüklediği bilinen tıbbi ürünler veya bitkisel ilaçlarla birlikte kullanımıtakrolimusun metabolizmasını etkileyebilir ve dolayısıyla takrolimus kan seviyeleriniartırabilir veya azaltabilirler. Benzer şekilde, bu tür ürünlerin veya bitkisel ilaçlann kesilmesi,takrolimusun metabolizma hızını ve dolayısıyla takrolimusun kan seviyelerini etkileyebilir.
g
Farmakokinetik çalışmalar, CYP3A4 inhibitörleri ile birlikte uygulandığında takrolimus kan seviyelerindeki artışın, esas olarak gastrointestinal metabolizmanın inhibisyonu nedeniyletakrolimusun oral biyoyararlanımmdaki artışın bir sonucu olduğunu göstermiştir. Karaciğerklirensi üzerindeki etkisi daha az belirgindir.
CYP3A4 metabolizmasını değiştirme ya da takrolimus kan seviyelerini etkileme potansiyeli bulunan maddeler ile birlikte alındığında graft fonksiyonu, QT uzaması (EKG ile)nörotoksisite dahil renal fonksiyon ve diğer yan etkilerle birlikte bir organ nakli
ua(Bkz. Bölüm 4.24.4).
Benzer şekilde hastalar, takrolimusmaruziyeti üzerindeki etkiler artabileceğinden veya önlenebileceğinden, takrolimusunCYP3A4'ü etkileyen birden fazla maddeyle birlikte kullanılması durumunda yakındanizlenmelidir.
Takrolimus üzerine etkisi olan tıbbi ürünler aşağıdaki tabloda listelenmektedir. İlaç-ilaç etkileşim örneklerinin kapsayıcı veya kapsamlı olması amaçlanmamıştır ve bu nedenlemetabolizma yolu, etkileşim yollan, potansiyel riskler ve birlikte uygulanmasına ilişkinalınacak spesifik aksiyonlar ile ilgili bilgiler için takrolimus ile birlikte uygulanan her ilacınkısa ürün bilgisi/kullanma talimatına başvurulmalıdır.
Takrolimus üzerinde etkisi olan tıbbi ürünler
İlaç/Madde Sınıfı veya Adı
|
İlaç etkileşim etkisi
|
Birlikte uygulamaya ilişkin öneriler
|
Greyfurt veya greyfurt suyu
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlannıartırabilir ve ciddi adversreaksiyon (örn.,nörotoksisite, QT uzaması)riskini artırabilir.[Bkz.Bölüm 4.41.
|
Greyfurt veya greyfurt suyundan kaçınılmalıdır.
|
Siklosporin
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarınıartırabilir. Ek olarak,sineıjistik/aditif nefrotoksiketkiler meydana gelebilir.
|
Siklosporin ve takrolimusun eş zamanlı kullanımındankaçınılmalıdır.[Bkz. Bölüm4.4].
|
Nefrotoksik veya nörotoksik etkileri olduğubilinen ürünler:
aminoglikozitler, giraz inhibitörleri, vankomisin,sülfametoksazol vetrimetoprim, NS Ali'ler,gansiklovir, asiklovir,amfoterisin B, ibuprofen,sidofovir, foskamet
|
Takrolimusun nefrotoksik veya nörotoksik etkileriniartırabilir.
|
Takrolimusun nefrotoksik etkileri olduğu bilinenilaçlarla eş zamanlıkullanımındankaçınılmalıdır. Birlikteuygulamadan kaçımlamadığızaman, böbrek fonksiyonuve diğer yan etkilerizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuayarlanmalıdır.
|
-Du bdg |
güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.- |
|
|
|
Güçlü CYP3A4 inhibitörleri:
antifungal ajanlar (örn. ketokonazol, itrakonazol,posakonazol, vorikonazol),makrolid antibiyotikler(örn. telitromisin,troleandomisin,klaritromisin, josamisin),HIV proteaz inhibitörleri(örn., ritonavir, nelfinavir,sakinavir, HCV proteazinhibitörleri (örn.,dasabuvir ile birlikte veyadasabuvir olmadankullanıldığında telaprevir,boseprevir ve ombitasvir veparitaprevirin ritonavir ilekombinasyonu), nefazodon,farmakokinetik arttırıcıkobisistat ve kinazinhibitörleri idelalisib,seritinib.
Makrolid antibiyotik eritromisin ile de güçlüetkileşimlergözlemlenmiştir.
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlannıartırabilir ve yakın izlemgerektiren ciddi adversreaksiyon (örn.,nefrotoksisite, nörotoksisite,QT uzaması) riskiniartırabilir [Bkz. Bölüm 4.4].
Takrolimus dozunun hemen azaltılmasına rağmen,birlikte uygulamadan sonraki1-3 gün içinde takrolimusseviyelerinde hızlı ve keskinartışlar meydana gelebilir.
Genel takrolimus maruziyeti >5 kat artabilir. Ritonavirkombinasyonları birlikteuygulandığında takrolimusmaruziyeti >50 kat artabilir.
Neredeyse tüm hastalarda takrolimus dozununazaltılması gerekebilir vetakrolimusun geçici olarakkesilmesi de gerekli olabilir.
Takrolimus kan konsantrasyonlarıüzerindeki etki, birlikteuygulama tamamlandıktansonra birkaç gün devamedebilir.
|
Birlikte kullanımından kaçınılması önerilir. Güçlübir CYP3A4 inhibitörününbirlikte uygulanmasıkaçınılmazsa, güçlüCYP3A4 inhibitörününbaşlatıldığı gün takrolimusdozunun atlanmasıdüşünülmelidir. Takrolimuskan konsantrasyonlarınadayanarak, ertesi güntakrolimusa azaltılmış birdozda yeniden başlanmalıdır.Hem takrolimus dozundakihem/veya dozlamasıklığındaki değişikliklerinkişiye özgü olması gerekirve başlangıçta
değerlendirilmesi, (ilk birkaç gün içinde başlayarak) sıksık izlenmesi ve CYP3A4inhibitörleri verilirken vetamamlandıktan sonrayeniden değerlendirilmesigereken takrolimus çukurkonsantrasyonlarına göregerektiği şekildeayarlanmalıdır.
Tamamlandıktan sonra, takrolimusun uygun dozu vedozlama sıklığı, takrolimuskan konsantrasyonlarınagöre yönlendirilmelidir.Renal fonksiyon, QTuzaması için EKG ve diğeryan etkiler yakındanizlenmelidir.
|
Orta veya zayıf CYP3 A4 inhibitörleri:
antifungal ajanlar (örn., flukonazol, isavukonazol,klotrimazol, mikonazol),makrolid antibiyotikler(örn., azitromisin),kalsiyum kanal blokerleri(örn., nifedipin, nikardif>in, ^
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarınıartırabilir ve ciddi adversreaksiyon (örn.,nörotoksisite, QT uzaması)riskini artırabilir [Bkz. Bölüm4.4].Takrolimus seviyesindehızlı bir artış meydanagelebilir.
e, guveıılı elekifoııık uııza ile mızalaııııusıif.— |
Birlikte uygulamanın ilk birkaç gününden başlayaraktakrolimus tam kan çukurkonsantrasyonları sık sıkizlenmelidir. Gerekirsetakrolimus dozuazaltılmalıdır[Bkz. Bölüm4.2].Renal fonksiyon, QTuzaması için EKG ve diğer
|
|
|
diltiazem, verapamil), amiodaron, danazol,etinilestradiol, lansoprazol,omeprazole, HCVantiviraller
elbasvir/grazoprevir ve glecaprevir/pibrentasvir,CMV antiviral letermovirve tirozin kinazinhibitörleri nilotinib,krizotinib, imatinib veSchisandra sphenantheraekstraktı içeren (Çin)bitkisel ilaçlan
|
|
yan etkiler yakından izlenmelidir.
|
in vitroolarak aşağıdaki maddelerin takrolimusmetabolizmasınınpotansiyel inhibitörleriolduğu gösterilmiştir:bromokriptin, kortizon,dapson, ergotamin,gestoden, lidokain,mefenitoin, midazolam,nilvadipin, noretisteron,kinidin, tamoksifen
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlannıartırabilir ve ciddi adversreaksiyon (örn.,nörotoksisite, QT uzaması)riskini artırabilir[Bkz. Bölüm4.4].
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlanizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuazaltılmalıdır [Bkz. Bölüm4.2].
Renal fonksiyon, QT uzaması için EKG ve diğeryan etkiler yakındanizlenmelidir.
|
Güçlü CYP3A4 indükleyicileri:
rifampisin, fenitoin, karbamazepin, apalutamid,enzalutamid, mitotan veyaSt. John's Wort (Hypericum perforatum-San kantaron)
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlannıazaltabilir ve organ reddiriskini artırabilir [Bkz. Bölüm4.4].
Takrolimus kan konsantrasyonlannamaksimum etki, birlikteuygulamadan 1-2 haftasonra elde edilebilir. Etki,tedavinin
tamamlanmasından 1-2 hafta sonra sürebilir.
|
Birlikte kullanımından kaçınılması önerilir.Kaçınılması mümkündeğilse, hastaların takrolimusdozunun artırılmasıgerekebilir. Takrolimusdozundaki değişikliklerinkişiye özgü olması gerekirve başlangıçta
değerlendirilmesi, (ilk birkaç gün içinde başlayarak) sıksık izlenmesi ve CYP3A4indükleyicisi verilirken vetamamlandıktan sonrayeniden değerlendirilmesigereken takrolimus çukurkonsantrasyonlanna göregerektiği şekildeayarlanmalıdır. CYP3A4indükleyicisinin kullanımısona erdikten sonratakrolimus dozununkademeli olarak ayarlanması
|
|
|
|
|
gerekebilir. Graft fonksiyonu yakından izlenmelidir.
|
Orta CYP3A4 indükleyicileri:
metamizol, fenobarbital, izoniazid, rifabutin,efavirenz, etravirin,nevirapin; zayıf CYP3A4indükleyicileri:flukloksasilin
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarınıazaltabilir ve organ reddiriskini artırabilir[Bkz. Bölüm4.4].
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarıizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuarttırılmalıdır[Bkz. Bölüm4.2].
Graft fonksiyonu yakından izlenmelidir.
|
Plazma proteinleri için yüksek afiniteye sahipolduğu bilinen ürünler,örneğin: NSAİİ'ler, oralantikoagülanlar, oralantidiyabetikler
|
Takrolimus geniş ölçüde plazma proteinlerinebağlanır. Plazmaproteinlerine yüksekafiniteye sahip olduğubilinen diğer aktifmaddelerle olası etkileşimlergöz önündebulundurulmalıdır.
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarıizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuayarlanmalıdır[Bkz. Bölüm4.2].
|
Prokinetik ajanlar: metoklopramid, simetidinve magnezyum-alüminyum-hidroksit
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarınıartırabilir ve ciddi adversreaksiyon (örn.,nörotoksisite, QT uzaması)riskini artırabilir.
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarıizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuazaltılmalıdır [Bkz. Bölüm4.2].
Renal fonksiyon, EKG ile QT uzaması ve diğer yanetkiler için yakındanizlenmelidir.
|
Kortikosteroidlerin idame dozlan
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarınıazaltabilir ve organ reddiriskini artırabilir[Bkz. Bölüm4.4].
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarıizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuartırılmalıdır [Bkz. Bölüm4.2].
Graft fonksiyonu yakından izlenmelidir.
|
Yüksek doz prednizolon veya metilprednizolon
|
Akut rejeksiyon tedavisi için uygulandığında takrolimuskan seviyelerine etkisi (artışveya azalma) olabilir.
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonlarıizlenmelidir ve gerekirsetakrolimus dozuayarlanmalıdır.
|
Direkt etkili antiviral (DEA) tedavisi
|
DEA tedavisi sırasında hepatit virüsünün
|
Takrolimus tam kan çukur konsantrasyonları
|
|
|
temizlenmesiyle ilgili olarak karaciğer fonksiyonundakideğişikliklerle takrolimusunfarmakokinetiği üzerindeetkisi olabilir. Takrolimuskan seviyelerinde bir azalmameydana gelebilir. Bununlabirlikte, bazı DEA'lannCYP3A4 inhibe etmepotansiyeli, bu etkiye karşıkoyabilir veya takrolimuskan düzeylerinin artmasınaneden olabilir.
izlenmelidir ve sürekli etkililik ve güvenliliğisağlamak için gerekirsetakrolimus dozuayarlanmalıdır.
Takrolimus tedavisi hiperkalemi ile ilişkili olabileceğinden veya daha önceden var olan hiperkalemiyi şiddetlendirebileceğinden, fazla miktarda potasyum alımı veya potasyum tutucudiüretiklerden (örn. amilorid, triamteren veya spironolakton) kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).Takrolimus, trimetoprim ve kotrimoksazol (trimetoprim/sülfametoksazol) gibi serumpotasyumunu artıran diğer ajanlarla birlikte uygulandığında, trimetoprimin amilorid gibipotasyum tutucu bir diüretik olarak etki gösterdiği bilindiğinden dikkatli olunmalıdır. Serumpotasyumunun yakından izlenmesi önerilir.
Takrolimusun diğer tıbbi ürünlerin metabolizması üzerindeki etkisi:
Takrolimus bilinen bir CYP3A4 inhibitörüdür; bu nedenle CYP3A4 tarafından metabolize olduğu bilinen tıbbi ürünler ile takrolimusun birlikte kullanımı bu gibi ürünlerinmetabolizmasını etkileyebilmektedir.
Siklosporinin yanlanma ömrü, beraberinde takrolimus verildiğinde uzamaktadır. İlave olarak, sineıjistik/aditif nefrotoksik etkiler oluşabilir. Bu nedenle siklosporin ve takrolimusun kombineuygulanması önerilmez ve daha önceden siklosporin kullanmış hastalara takrolimus verilirkendikkatli olunmalıdır
(Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Takrolimusun fenitoinin kan seviyelerini artırdığı gösterilmiştir.
Takrolimus, artan hormon maruziyetine bağlı olarak steroid yapıdaki kontraseptiflerin klerensini azaltabileceğinden, kontraseptif önlemler üzerinde karar verirken özel dikkatgösterilmelidir.
Statinler ile takrolimus arasındaki etkileşimlere dair sınırlı deneyim bulunmaktadır. Klinik veriler, takrolimus ile birlikte kullanıldığında statinlerin farmakokinetiklerinin etkilenmediğinigöstermektedir.
Hayvan verileri, takrolimusun potansiyel olarak pentobarbital ve antipirinin klerensini azalttığı ve yanlanma süresini artırdığını göstermektedir.
Mikofenolik asit
Mikofenolik asidin enterohepatik resirkülasyonunu engelleyen siklosporinden, bu etkinin olmadığı takrolimus kombinasyon tedavisine geçiş yapılırken, mikofenolik asit maruziyeti
değişebileceğinden dikkatli olunmalıdır. Mikofenolik asidin enterohepatik siklusuna müdahale eden ilaçlar mikofenolik asidin plazma seviyesini ve etkililiğini azaltma potansiyeline sahiptir.Mikofenolik asidin terapötik ilaç izlemesi, siklosporinden takrolimusa ya da tam tersi durumageçerken uygun olabilir.
Immünosupresanlar aşılanma cevabını etkileyebilir ve takrolimus tedavisi sırasında yapılan aşılama daha az etkili olabilir. Canlı zayıflatılmış aşıların kullanımından sakımlmalıdır
(Bkz.Bölüm 4.4).4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)
Takrolimus, artan hormon maruziyetine bağlı olarak steroid yapıdaki kontraseptiflerin klerensini azaltabileceğinden, kontraseptif önlemler üzerinde karar verirken özel dikkatgösterilmelidir. Etkili ve hormonal olmayan doğum kontrol yöntemleri tercih edilmelidir.
Gebelik dönemi
Takrolimusun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir
(Bkz. Bölüm 5.3).aa
malıdır.
İnsan verileri takrolimusun plasentadan geçebildiğim göstermektedir. Organ transplantı yapılan hastalardan elde edilen sınırlı veriler, diğer immünosüpresanlara kıyasla takrolimustedavisinde hamilelik süresince ve sonrasında artan yan etki riski olduğunu göstermemektedir.Fakat bazen kendiliğinden oluşan düşük vakaları bildirilmiştir. Bugüne kadar, herhangi birbaşka epidemiyolojik veri bulunmamaktadır. Daha güvenli bir alternatif olmadığında ve eldeedilecek yarar fetusa olan potansiyel riski karşıladığında takrolimus tedavisi gebe kadınlardadüşünülebilir.
In utero
maruziyet durumunda, takrolimusun olası yan etkilerine (özellikleböbrekler üzerindeki etkileri) karşı yenidoğanın izlenmesi tavsiye edilmektedir. Prematüredoğum (<37 hafta) (sıklığı 123 doğumda 66'sı; örneğin: %53,7; ancak veriler yenidoğanlannbüyük kısmının gebelik yaşı için normal doğum ağırlığına sahip olduğunu göstermiştir.) veaynı zamanda yenidoğanda genellikle kendi kendine normale dönen hiperkalemi riski (sıklığı111 yeni doğandan 8'i; örneğin: %7,2) bulunmaktadır.
Fare ve tavşanlarda, takrolimus matemal toksisite gözlenen dozlarda embriyofetal toksisiteye sebep olmuştur
(Bkz. Bölüm 5.3).Laktasyon dönemi
insan verileri, takrolimusun anne sütüne geçtiğini göstermektedir. Yeni doğandaki zararlı etkileri göz ardı edilemeyeceğinden, DAİLİPORT kullanırken kadın hastalaremzirilmemelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Takrolimusun erkek fertilitesi üzerindeki olumsuz etkisi, farelerde sperm sayısı ve motilitede azalma şeklinde gözlenmiştir
(Bkz. Bölüm 5.3).
Takrolimus, görsel ve nörolojik bozukluklara neden olabilir. Takrolimus ile birlikte alkol alındığında bu etkiler güçlenebilir. Bu nedenle hastalar araç ve makine kullanırken dikkatliolmaları konusunda uyarılmalıdır.
Takrolimusun (DAİLİPORT) araç ve makine kullanma üzerindeki etkileri üzerinde herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
4.8 İstenmeyen etkiler
Altta yatan ciddi bir hastalığın varlığı ve başka ilaçların da kullanımı nedeniyle, immünosüpresif ilaç kullanımı ile ilişkili yan etkilerin saptanması güçtür.
En yaygın olarak bildirilen yan etkiler (hastaların %10'undan fazlasında görülen) tremor, renal bozukluklar, hiperglisemik durumlar, diabetes mellitus, hiperkalemi, enfeksiyonlar,hipertansiyon ve insomniadır.
Her bir sıklık grubu içinde, istenmeyen etkiler azalan ciddiyet sırasma göre sunulmuştur. Advers reaksiyonların sıklığı aşağıdaki gibi tanımlanmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın(>1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000);çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Diğer immünosüpresif ilaçlarla olduğu gibi, takrolimus kullanan hastalarda enfeksiyon riski artmaktadır (viral, bakteriyel, fungal ve protozoal). Daha önceden mevcut olan enfeksiyonlarda alevlenebilir. Hem yaygın, hem de lokalize enfeksiyonlar oluşabilir.
DAİLİPORT'u de içine alan immünosupresanlar ile tedavi gören hastalarda, BK virüsünün eşlik ettiği nefropati vakaları, CMV enfeksiyonu ve aynı zamanda JC virüsünün (JohnCunningham virüs) eşlik ettiği progresif multifokal lökoensefalopati (PML) vakalarıbildirilmiştir.
İyi huylu, kötü huylu ve tammlanamayan neoplazmalar
immünosüpresif tedavi kullanmakta olan hastalarda malignite riski artmaktadır. Takrolimus tedavisine bağlı olarak, EBV ile ilişkili lenfoproliferatif bozuklukların da bulunduğu kötühuylu ve iyi huylu neoplazmlann ve cilt malignitelerinin gözlendiği bildirilmiştir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Anemi, trombositopeni, lökopeni, kırmızı kan hücre analizlerinde
anormallik, lökositoz
Yaygın olmayan: Koagülopati, pansitopeni, nötropeni, koagülasyon ve kanama analizlerinde anormallik
Seyrek: Trombotik trombositopenik purpura, hipoprotrombinemi, trombotik
mikroanjiyopati
Bilinmiyor: Saf
kımBağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Takrolimus kullanan hastalarda, aleıjik ve anafilaktoid reaksiyonlar gözlenmiştir
(Bkz. Bölüm 4.4).
Seyrek: Hirsutizm
Metabolizma ve beslenme hastakklan
Çok yaygın: Diabetes mellitus, hiperglisemik durumlar, hiperkalemi
Yaygın: Metabolik asidozlar, diğer elektrolit anormallikleri, hiponatremi, fazla sıvı
yüklenmesi, hiperürisemi, hipomagnezemi, hipokalemi, hipokalsemi, iştah azalması, hiperkolestrolemi, hiperlipidemi, hipertrigliseridemi,hipofosfatemi
Yaygın olmayan: Dehidratasyon, hipoglisemi, hipoproteinemi, hiperfosfatemi
Psikiyatrik hastalıklar
Çok yaygın: Uykusuzluk
Yaygın: Konfüzyon vedezoryantasyon, depresyon, anksiyete belirtileri,
halüsinasyon, mental bozukluklar, sıkıntılı ruh hali, ruh hali bozuklukları ve düzensizlikleri, kabuslarYaygın olmayan: Psikotik bozukluk
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı, tremor
Yaygın: Sinir sistemi bozukluğu nöbetleri, bilinç bozukluğu, parestezi ve
disestezi, periferik nöropati, sersemlik, yazma bozukluğu Yaygın olmayan: Ensefalopati, santral sinir sistemi hemorajisi ve serebrovasküler olaylar,koma, paralizi ve parezi, konuşma ve dil bozuklukları, amneziSeyrek:Hipertoni
Çok seyrek: Miyasteni
Bilinmiyor: Posterior reversibl ensefalopati sendromu (PRES)
Göz hastalıkları
Yaygın: Göz bozuklukları,bulanık görme, fotofobi
Yaygın olmayan: Katarakt Seyrek:Körlük
Bilinmiyor: Optik nöropati
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Tinnitus
Yaygın olmayan: Hipoakuzi Seyrek:Sinir-duyusal sağırlık
Çok seyrek: Duyma bozukluğu
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: İskemik koroner arter bozuklukları, taşikardi
Yaygın olmayan: Kalp yetmezlikleri, ventriküler aritmi ve kardiyak arrest, supraventriküler aritmi, kardiyomiyopatiler, ventriküler hipertrofi, palpitasyonlarSeyrek:Perikardiyal efüzyon
Çok seyrek:
Torsades dePoirıtes
Çok yaygın: Hipertansiyon
Yaygın: Tromboembolik ve iskemik olaylar, vasküler hipotansif bozukluklar,
hemoraji, periferik vasküler bozukluklar Yaygın olmayan: Derin venöz tromboz, şok, infarktüs
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Parankimal akciğer bozuklukları, dispne, plevral efüzyon, öksürük, farenjit,
burun tıkanıklığı ve enflamasyon
Yaygın olmayan: Solunum yetmezliği, solunum yolu bozuklukları, astım Seyrek:Akut respiratuar distres sendromu
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın: İshal, bulantı
Yaygın: Gastrointestinal bulgu ve belirtiler, kusma, gastrointestinal ve abdominal
ağrılar, gastrointestinal inflamatuvar durumlar, gastrointestinal hemoraji, gastrointestinal ülserasyon ve perforasyon, assit, stomatit ve ülserasyon,konstipasyon, dispeptik bulgu ve belirtiler, aşın gaz oluşumu, şişkinlik vedistansiyon, sulu dışkılama
Yaygın olmayan: Akut ve kronik pankreatit, peritonit, paralitik ileus, gastroözofajeal reflü, gastrik boşaltım bozukluğu
Seyrek: Pankreatik psödokist, subileus
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın: Safra kanalı bozukluklan, hepatoselüler hasar ve hepatit, kolestaz ve sanlık
Seyrek: Venooklüzif karaciğer hastalığı hepatik arter trombozu
Çok seyrek: Karaciğer yetmezliği
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Döküntü,prurit, alopesi, akne, fazla terleme
Yaygın olmayan: Dermatit, ışığa duyarlılık
Seyrek: Toksik epidermal nekroliz(Lyell's sendromu)
Çok seyrek: Stevens-Johnson sendromu
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Artralji, sırt ağnsı, kas spazmlan, uzuvlarda ağn
Yaygın olmayan: Eklem bozukluklan Seyrek:Hareketlilikte azalma
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok yaygın: Böbrek bozukluğu
Yaygın: Böbrek yetmezliği, akut böbrek yetmezliği, toksik nefropati, renal
tübüler nekroz, üriner anormallikler, oligüri, mesane ve üretral belirtiler Yaygın olmayan: Hemolitik üremik sendrom, anüriÇok seyrek:Nefropati,kanamalı sistit
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: Dismenore ve uterus kanaması
,jg
Yaygın: Febril bozukluklar, ağrı ve huzursuzluk, astenik durumlar, ödem, vücut
sıcaklığı algısında bozulma
Yaygın olmayan: Grip benzeri hastalık, gergin hissetme, anormal hissetme, çoklu organ yetmezliği, göğüste baskı hissi, sıcaklık intoleransıSeyrek:Düşme, ülser, göğüste sıkışma hissi, susuzluk
Çok seyrek: Yağ dokusunda artış
Araştırmalar:
Çok yaygın: Yaygın:
Yaygın olmayan: Çok seyrek:
Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik Kan alkalin fosfataz artışı, kilo artışı
Amilaz artışı, EKG anormalliği, kalp atımı ve nabızda anormallik, vücut ağırlığında azalma, kanda laktat dehidrogenaz artışıEkokardiyogram anormalliği, elektrokardiyogramda QT uzaması
Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar:
Yaygın: Primer greft disfonksiyonu
Hızlı veya uzatılmış etkili takrolimus formülasyonlannın, dikkatsiz, kasıtlı olmadan veya denetimsiz olarak yapılan ilaç değişimini kapsayan tedavi hataları incelenmiştir. Organreddinin eşlik ettiği vakalar bildirilmiştir (mevcut verilerden vaka sıklığı tayin edilememiştir).
Seçili advers reaksiyonların tanımı
Uzuvlarda ağrı, Kalsinörin İnhibitörü İle İndüklenen Ağrı Sendromu'nun (CİPS) bir parçası olarak, yayınlanmış bir dizi vaka raporunda tanımlanmıştır. Tipik olarak, alt uzuvlardabilateral ve simetrik, şiddetli, artan bir ağrı olarak ortaya çıkar ve supra-terapötik takrolimusseviyeleri ile ilişkili olabilir. Bu sendrom, takrolimus dozunun azaltılmasına yanıt verebilir.Bazı vakalarda, alternatif bir immunsupresana geçiş gerekli olmuştur.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; eposta:[email protected]; tel: O 800 314 00 08; faks: 0. 312 218 35 99).
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımı ile ilgili deneyim sınırlıdır. Takrolimus ile bildirilen birkaç kazayla doz aşımı vakasında tremor, baş ağrısı, bulantı ve kusma, enfeksiyonlar, ürtiker, letarji, kan üre azotunda,serum kreatinin konsantrasyonunda ve alanin aminotransferaz düzeylerinde artış gözlenmiştir.
Takrolimus tedavisinin spesifik antidotu bulunmamaktadır. Doz aşımı durumunda genel destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanmalıdır.
Takrolimusun yüksek molekül ağırlığına bağlı olarak suda çözünürlüğünün az olması ve plazma proteinleri ile eritrositlere yüksek oranda bağlanması nedeniyle, takrolimusundiyalizle uzaklaştınlamayacağı söylenebilir. Yüksek plazma seviyesi bulunan izolehastalarda, hemofiltrasyon veya diyafiltrasyon, toksik konsantrasyonları azaltmada etkiliolmuştur. Oral zehirlenme durumlarında, eğer ilaç alındıktan hemen sonra uygulanırsa, mide
lavajı ve/veya absorbanlann (aktif kömür gibi) kullanımı yararlı olabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Immünosüpresanlar, kalsinörin inhibitörleri ATC kodu: L04AD02
Etki mekanizması
Moleküler düzeyde, takrolimusun etkilerinin, intraselüler birikiminden sorumlu bir bileşik olan, sitozolik proteine (FKBP-12) bağlandığı düşünülmektedir. Takrolimus-FKBP-12kompleksinin, spesifik ve kompetitif olarak kalsinörine bağlanması ve inhibe etmesi, T-lenfositsinyal transdüksiyon yollarında kalsiyuma bağlı bir inhibisyon oluşturur. Böylece sitokin gensetinin genlerinin transkripsiyonu engellenir
Takrolimus,
in vitroin vivo
deneylerde etkililiği kanıtlanmış çok kuvvetli bir immünosüpresif maddedir.
Takrolimus özellikle organ reddinden sorumlu olan sitotoksik lenfositlerin oluşumunu inhibe eder. T lenfosit aktivasyonunu ve T-yardımcı hücrelerine bağımlı B hücrelerininproliferasyonunu inhibe eder. Bunların yanı sıra, interlökin-2, 3 ve D-interferon gibilenfokinlerin oluşumunu ve interlökin-2 reseptörünün ekspresyonunu da baskılar.
Günde bir kez kullanılan takrolimus olan DAİLİPORT ile yapılan
kl
inik çalışmaların sonuçlan
Karaciğer nakli
Takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül ve takrolimus hızlı salimli kapsülün, kortikosteroidler ile kombinasyonunun etkililik ve güvenliliği 471 de novo karaciğer nakli yapılmış hastadakarşılaştınlmıştır. Biyopsi ile kanıtlanmış akut rejeksiyon oranı, takrolimus uzatılmış salimlisert kapsül grubunda (N=237) nakli takip eden ilk 24 hafta içinde akut organ reddi %32,6,takrolimus hızlı salimli kapsül grubunda (N=234) ise %29,3 olarak doğrulanmıştır. Tedavifarkı (takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül - takrolimus hızlı salimli kapsül) %3,3 'tür (% 95güven aralığı [-%5,7, %12,3]). 12 ay süresince hasta sağ kalım oranlan takrolimus uzatılmışsalimli sert kapsül için %89,2 ve takrolimus hızlı salimli kapsül için %90,8 olup; takrolimusuzatılmış salimli sert kapsül grubunda 25 hasta (14 kadın, 11 erkek) ve takrolimus hızlı salimlikapsül grubunda 24 hasta (5 kadın, 19 erkek) ölmüştür. 12 ay süresince organ sağ kalımıtakrolimus uzatılmış salimli sert kapsül için %85,3 ve takrolimus hızlı salimli kapsül için%85,6'dır.
Böbrek nakli
Takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül ve takrolimus hızlı salimli kapsülün, mikofenolat mofetil (MMF) ve kortikosteroidler ile kombinasyonunun etkililik ve güvenliliği 667 de novoböbrek nakli yapılmış hastada karşılaştınlmıştır. Biyopsiyle kanıtlanmış akut rejeksiyon oranı,takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül grubunda (N=331) nakli takip eden ilk 24 hafta içindeakut organ reddi %18,6, takrolimus hızlı salimli kapsül grubunda (N=336) ise %14,9 olarakdoğrulanmıştır. Tedavi farkı (takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül- takrolimus hızlı salimlikapsül)
%
3,8'dir (%95 güven aralığı [-%2,1, %9,6]). 12 ay süresince hasta hayatta kalmaoranlan takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül için %96,9 ve takrolimus hızlı salimli kapsül
2Q
için %97,5 olup; takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül grubunda 10 hasta (3 kadın, 7 erkek) ve takrolimus hızlı salimli kapsül grubunda 8 hasta (3 kadın, 5 erkek) ölmüştür. 12 ay süresinceorgan sağkalım takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül için %91,5 ve takrolimus hızlı salimlikapsül için %92,8'dir.
Takrolimus hızlı salimli kapsül, siklosporin ve takrolimus uzatılmış salimli sert kapsülün basiliksimab antikor indüksiyonu, MMF ve kortikosteroidler ile kombinasyonlarının etkililikve güvenliliği 638 de novo böbrek nakli yapılmış hastada karşılaştınlmıştır. 12 ayda etkililikbaşarısızlığı oranı (ölüm, organ kaybı, biyopsiyle kanıtlanmış akut rejeksiyon oranı veyaizlemede kaybedilen) takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül grubunda (N=214) %14,takrolimus hızlı salimli kapsül grubunda (N=212) %15,1 ve siklosporin grubunda (N=212)%17'dir. Tedavi farkı siklosporine karşı takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül için(takrolimus uzatılmış salimli sert kapsül- siklosporin) -%3 (% 95,2 güven aralığı [-% 9,9,
%%92,9
ve siklosporin için %95,7'dir.
Primer organ nakillerinde günde iki kez kullanılan başka bir takrolimus olan takrolimus hızlı salimli kapsül tedavisinin klinik etkililiği ve güvenliliği:
Takrolimus hızlı salimli kapsül, pankreas, akciğer ve bağırsak naklini takiben kullanılan primer immünosupresif bir tıbbi ürün olarak kabul görmüş bir tedavi olmak üzere geliştirilmiştir.Yayımlanmış prospektif çalışmalarda oral takrolimus hızlı salimli kapsül primerimmünosupresan olarak akciğer naklini takiben yaklaşık 175 hastada, pankreas naklinitakiben 475 hastada ve bağırsak naklini takiben 630 hastada araştırılmıştır. Toplamda oraltakrolimus hızlı salimli kapsülün bu yayımlanmış çalışmalardaki güvenlilik profili, takrolimushızlı salimli kapsülün karaciğer, böbrek ve kalp naklinde primer tedavi olarak kullanılmışolduğu büyük çalışmalarda bildirilen güvenlilik profili ile benzer bulunmuştur. Her birendikasyonda en büyük çalışmaların etkililik sonuçlan aşağıda özetlenmiştir:
Akciğer nakli
Oral takrolimus hızlı salimli kapsül kullanılarak yakın zamanda gerçekleştirilen çok merkezli bir çalışmanın ara analizinde takrolimus veya siklosporin için 1:1 oranında randomize edilen110 hastanın verileri ele alındı. Takrolimus 0,01 ila 0,03 mg/kg/gün dozunda devam edenintravenöz infüzyon olarak başlanmıştır ve oral takrolimus 0,05 ila 0,3 mg/kg/gün dozdauygulanmıştır. Organ naklini takip eden ilk yıl içinde siklosporin ile tedavi edilen hastalara karşıakut red epizodlannda daha düşük bir sıklık (%22,6'ya karşı %11,5) ve daha düşük kronik redsıklığı, bronşiyolitis obliterans sendromu (%8,57'ye karşı %2,86) bildirilmiştir. Bir yıllıkhasta sağkalım oranı takrolimus grubu için %80,8 ve siklosporin grubu için ise %83'tür.
Diğer bir randomize çalışma, siklosporin verilen 67 hastaya karşı takrolimus verilen 66 hasta ile yapılmıştır. 10 ila 20 ng/ml hedef kan düzeylerini sağlamak amacıyla takrolimus 0,025mg/kg/gün dozda sürekli intravenöz infüzyon şeklinde başlanmıştır ve bunu izleyen dozayarlamaları ile 0,15 mg/kg/gün dozda oral takrolimus uygulanmıştır. 1-yıl hasta sağkalımı
2«j
takrolimus grubunda %83 ve siklosporin grubunda %71 olup; 2-yıl sağkalım, sırasıyla %76 ve %66 olarak saptanmıştır. Her 100 hasta başına akut organ reddi epizottan takrolimus içinnümerik olarak siklosporin grubundan (1,09 epizod) daha az (0,85 epizod) olarak saptanmıştır.Siklosporin grubundaki hastalann %38'i ile karşılaştırdığında, takrolimus grubundakihastalann %21,7' sinde bronşiyolitis obliterans gelişmiştir (p=0,025). Takrolimus ile tedaviedilen hastalann siklosporin tedavisine (n=2) geçmesine oranla, siklosporin ile tedavi edilenhastalann daha önemli bir kısmının (n=13) takrolimus tedavisine geçmesi gerekmiştir(p=0,02) (Keenan ve arkadaşlan, Arın Thoracic Surg 1995; 60-580).
İlave yapılan bir iki-merkez çalışmasında, 24 hastanın yer aldığı siklosporin grubuna karşı 26 hastanın yer aldığı takrolimus grubu randomize edilmiştir. 12 ila 15 ng/ml hedef kan düzeylerinisağlamak amacıyla takrolimus 0,05 mg/kg/gün dozda sürekli intravenöz infüzyon şeklindebaşlanmıştır ve bunu izleyen doz ayarlamalan ile 0,1 ila 0,3 mg/kg/gün dozda oral takrolimusuygulanmıştır. 1-yıl hasta sağkalım oranlan takrolimus grubunda %73,1 ve siklosporingrubunda %79,2 olarak saptanmıştır. Akut organ rejeksiyonu ile karşılaşılmama oranı 6 ayda(%45,8'e karşı %57,7) ve akciğer naklini takip eden 1 yıl içinde takrolimus grubunda dahayüksek (%33,3'e karşı %50) olmuştur.
Üç çalışma benzer sağkalım oranlannı göstermiştir. Akut organ reddi sıklığı her üç çalışmada da takrolimus grubunda sayısal olarak daha az ve bir çalışmada takrolimus grubundabronşiyolit obliterans sendromu önemli oranda daha düşük sıklıkta bildirilmiştir.
Pankreas nakli
Takrolimus hızlı salimli kapsülün kullanıldığı, eş zamanlı olarak pankreas ve böbrek nakli yapılan randomize olarak takrolimus (n=103) veya siklosporin (n=102) verilen 205 hastanınyer aldığı çok merkezli bir çalışma yapılmıştır. 5.günden itibaren 8 ila 15 ng/ml ve 6. aydansonra, 5 ila 10 ng/ml hedef kan düzeylerini sağlamak amacıyla, protokol başına 0,2 mg/kg/günbaşlangıç oral doz, bunu izleyen doz ayarlamalan ile birlikte uygulanmıştır. Bir yılda her i
ki
grupta da renal organ sağkalımı benzer oranlarda olduğu halde, pankreas sağkalımıtakrolimusta %91,3 oranı ile, %74,5 olan siklosporine karşı anlamlı bir şekilde yüksektir (p <0,0005). Toplam 34 hasta siklosporinden takrolimusa geçmiş olup; yalnızca 6 takrolimushastasının alternatif tedaviye ihtiyacı olmuştur.
Bağırsak nakli
Bağırsak naklini takiben primer tedavi için oral takrolimus hızlı salimli kapsülün kullanıldığı, yayımlanmış tek merkezli bir klinik çalışma, takrolimus ve prednizolon alan 155 hastanın (65bağırsak nakli, 75 karaciğer ve bağırsak nakli ve 25 multiviseral) aktüaryel sağkalım oram 1yılda %75,5 yılda %54 ve 10 yılda %42 olarak göstermiştir. Daha önceki yıllarda takrolimusunbaşlangıç dozu 0,3 mg/kg/gün olarak belirtilmiştir. 11 yıllık süre boyunca artan deneyimlerdoğrultusunda sonuçlar sürekli olarak gelişmiştir.
Epstein-Barr (EBV) ve sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonlarının erken tayini, kemik iliği takviyesi, interlökin-2 antagonisti daklizumabm ilave kullanımı, takrolimusun 10 ila 15 ng/mlhedef konsantrasyonları ile düşük başlangıç dozlarında kullanılması ve son olarak allograftirradyasyonu gibi farklı yeniliklerin bu endikasyonda ileri sonuçların alınmasına katkıdabulunduğu düşünülmektedir.
Emilim:
İnsanlarda, takrolimusun gastrointestinal yolla emiliminin olabileceği gösterilmiştir. Hızlı salimli takrolimus genel olarak hemen emilir. DAİLİPORT, Cmaks'a yaklaşık 2 saatte ulaşanuzatılmış bir oral emilim profili gösteren, takrolimusun uzatılmış salimli formülüdür. Emilimdeğişkendir ve takrolimusun ortalama oral biyoyararlanımı (takrolimus hızlı salimli kapsülformülüne göre araştırılan) %20-25 aralığındadır (erişkin hastalarda bireysel olarak %6-43aralığındadır). DAİLİPORT'un oral biyoyararlanımı yemeklerden sonra alındığındaazalmıştır. DAİLİPORT'un emilim hızı ve derecesi yemekle birlikte alındığında azalmıştır.
Safra akışı takrolimusun emilimini etkilememektedir ve bu nedenle DAİLİPORT tedavisi oral olarak başlatılabilir.
Kararlı durumda eğri altı alan ve tam kzın çukur seviyeleri arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Tam kan çukur seviyelerinin izlenmesi bu nedenle sistemik maruziyetkonusunda iyi bir tahmin sağlar.
Dağılım
:
İntravenöz infüzyondan sonra insanlarda takrolimus dağılımı bifazik olarak tanımlanabilmektedir.
Sistemik dolaşımda takrolimusun eritrositlere güçlü olarak bağlanması, tam kan konsantrasyonu/plazma konsantrasyonu oranının 20:1 olması ile sonuçlanır. Plazmadatakrolimus, plazma proteinlerine, özellikle serum albumin ve alfa-1-asit glikoproteine, yüksekoranda (>% 98,8) bağlanır.
Takrolimus, vücuda yaygın olarak dağılır. Plazma konsantrasyonlarına bağlı kararlı durum dağılım hacmi sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 1300 L'dir. Buna karşılık gelen tam kan değeriise yaklaşık 47,6 L'dir.
Bivotransformasvon:
Takrolimus, primer olarak sitokrom P450 (CYP3A4) tarafından geniş çapta karaciğerde metabolize edilir. Ayrıca takrolimus bağırsak duvarında önemli oranda metabolizeolmaktadır. Tanımlanan birkaç metabolit bulunmaktadır. Bu metabolitlerden sadece birtanesinin takrolimusunkine benzer bir immünosüpresif aktivitesinin olduğu
in vitro
olarakgösterilmiştir. Diğer metabolitlerin zayıf immünosüpresif aktivitesi bulunmaktadır veya hiçbulunmamaktadır. Sistemik dolaşımda inaktif metabolitlerden sadece bir tanesi düşükkonsantrasyonlarda bulunmaktadır. Bu nedenle, metabolitler takrolimusun farmakolojikaktivitesine katkıda bulunmamaktadır.
Eliminasvon:
Takrolimus düşük klerensli bir maddedir. Sağlıklı gönüllülerde tam kan konsantrasyonlarından tahminle hesaplanan ortalama toplam vücut klerensi saatte 2,25 L'dir.Erişkin karaciğer, böbrek ve kalp transplantasyonlu hastalarda toplam vücut klerensi sırasıyla
4,1 L/saat, 6,7 L/saat ve 3,9 L/saat olarak gözlenmiştir. Transplantasyon sonrasında gözlenenyüksek klerens oranlarından, takrolimusun serbest kısmının artışıyla sonuçlanan düşük
23
hematokrit veya protein düzeyi veya kortikosteroidlerin takrolimus metabolizmasını artırması gibi etkenlerin sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Takrolimusun yanlanma süresi uzun ve değişkendir. Sağlıklı gönüllülerde tam kandaki ortalama yanlanma süresi yaklaşık 43 saattir.
^C-işaretli takrolimusun intravenöz ve oral uygulaması sonrasında, radyoaktivitenin çoğu feçes ile elimine olmuştur. Radyoaktivitenin yaklaşık %2'si idrarda elimine olmuştur.Takrolimusun
%Y5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Sıçanlarda ve babunlarda gerçekleştirilen toksisite çalışmalarında etkilenen başlıca organlar böbrekler ve pankreas olmuştur. Sıçanlarda, takrolimus sinir sisteminde ve gözlerde toksiketkilere neden olmuştur. Takrolimusun intravenöz uygulamasından sonra tavşanlardatersinebilir kardiyotoksik etkiler gözlenmiştir.
0,1-1 mg/kg takrolimus ani infüzyon/bolus enjeksiyonu intravenöz uygulandığında, bazı hayvan türlerinde QTc'nin (düzeltilmiş QT) devam ettiği gözlemlenmiştir. Bu dozlarla eldeedilen tepe kan konsantrasyonları, Takrolimus ile klinik transplantasyonda gözlenen ortalamatepe konsantrasyonların 6 katı kadar olan, 150 ng/mL'dir.
Sıçan ve tavşanlarda, takrolimus ciddi matemal toksisite gözlenen dozlarda embriyofetal toksisiteye sebep olmuştur. Sıçanlarda, doğum dahil dişi üreme fonksiyonları toksik dozdabozulmuştur ve yavrularda düşük ağırlık, düşük yaşama becerisi ve düşük büyümegözlenmiştir.
Sıçanlarda takrolimusun, azalmış sperm sayısı ve motilite gibi erkek üremesindeki negatif etkileri gözlenmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Kapsül içeriği:
Etilselüloz
Hipromelloz
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Magnezyum stearat
Kapsül kabuğu:
Parlak mavi FCF (E133)
Allura
kı
rmızı AC (E 129)
Titanyum dioksit (E171)
Gün batımı sansı (El 10)
Jelatin (sığır kaynaklı)
Baskı mürekkebi:
Şellak vernik
24
Allura
kı
rmızı AC alüminyum lake (E 129)
Parlak mavi FCF alüminyum lake (E133)
Gün batımı sansı FCF alüminyum lake (El 10)
Propilen glikol (E1520)
Lesitin (soya)
Simetikon
6.2 Geçimsizlikler
Takrolimus PVC (polivinilklorid) ile geçimsizdir.
6.3 Raf ömrü
24 ay
Alüminyum poşeti açıldıktan sonra, 20±5°C'de 12 ay saklanabilir.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Nemden korumak amacıyla orijinal ambalajında ve kuru bir yerde saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/PVDC alüminyum blisterler, nem çekici (desikant) ile birlikte alüminyum torbaya sanlıdır.
Her bir blisterde 10 kapsül bulunur.
Ambalaj büyüklükleri: 30, 50 ve 100 uzatılmış salimli sert kapsüller Tüm ambalaj boyutlan pazarlanmayabilir.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Takrolimusun immünosupresif etkilerine dayanarak, hazırlama sırasında takrolimus ürünlerinde bulunan enjeksiyon veya toz formülasyonlannın solunmasından veya deri veyamukoza zarlanyla doğrudan temasından kaçınılmalıdır. Böyle bir temas meydana gelirse, cildiyıkayınız ve etkilenen göz veya gözleri yıkayınız.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik”lerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sandoz İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Suryapı & Akel İş Merkezi
Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan Eroğlu Cad. No: 6
34805 Kavacık/Beykoz/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2022/637
İlk ruhsat tarihi: 09.11.2022 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ