Sinir Sistemi » Psikoanaleptikler » Antidepresanlar » Seçici Serotonin Gerialım İnhibitörleri » Sitalopram
KISA ÜRÜN BtLGİSt
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI AS-CİLOG 40 mg Film Tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:
Her bir film tablet; 40 mg sitalopram (50,0 mg sitalopram hidrobromür olarak) içerir. Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 150.0 mg
Yardımcı maddelerin listesi için, bkz. bölüm 6.1.
3. FARMASÖTİK FORM Film Tablet
Beyaz, oval, çentikli, çentiğin her iki tarafmda simetrik olarak '40' ve 'APO' baskılı film kaplı tabletler.
Tabletler eşit yarımlara bölünebilir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik Endikasyonlar
Depresyon tedavisi ve relaps/rekürenslerin önlenmesi, Agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluğu,
ObsesifKompUlsif Bozukluk (0KB) tedavilerinde kullanılır.
4.2. Pozoloji ve Uygulama Şekli
Pozoioji/uyguİama sildiği ve süresi:
Tedavi süresi
Antidepresan etki genelde 2-4 hafta içinde görülür. Antidepresanlarla tedavi semptomatik olduğundan, iyileşmeden sonra relapsları engellemek için genellikle 6 ay gibi uygun bir süre boyunca tedavi devam ettirilmelidir. Tekrarlayıcı (ünİpolar) depresyonu olan hastalarda yeni krizlerin önlenmesi için, idame tedavisine birkaç yıl devam edilmelidir.
Panik bozukluğu tedavisi amacı ile kullanıldığında AS-CİLOG, yaklaşık 3 ay sonra maksimum etki gösterir ve tedaviye devam edildiği sürece cevap korunur.
0KB tedavisinde etkinin başlaması 2-4 hafta olup, iyileşme zaman içinde görülür.
SSRI tedavisinin kesilmesiyle görülen çekilme semptomları
Tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır. Çekilme reaksiyonu riskini azaltmak için sitalopram tedavisine en az 1 - 2 haftalık süre içinde yavaş yavaş doz azaltımı yapılarak son verilmelidir (bkz. bölüm 4,4 ve bölüm 4.8). Dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesini takiben tolere edilemeyen semptomlar meydana gelirse Önceden reçete edilen doza devam edilmesi düşünülebilir. Daha sonra doktor daha yavaş bir hızla dozu azaltmaya devam edebilir.
Erişkinler
Depresyon tedavisi
AS-CİLOG oral yoldan tek doz olarak, günde 20 mg kullanılır. Her hastanm kişisel cevabı ve depresyonun şiddetine göre doz en fazla, günde 60 mg'a çıkanlabilir.
Panik bozukluğu tedavisi
Günlük 20 mg'lık doza çıkmadan önce ilk hafta, günde 10 mg oral doz önerilir. Hastanın vereceği bireysel cevaba göre doz, günde en fazla 60 mg'a çıkılabilir,
0KB tedavisi
Başlangıç için önerilen günlük doz 20 mg'dır. Klinik değerlendirmeye göre gerekirse günlük doz, 20 mg'lık doz artışlanyla 60 mg'a çıkarılabilir.
Uygulama şekli:
AS-CİLOG günde tek doz olarak kullanılır. AS-CİLOG besin alımından bağımsız olarak günün herhangi bir zamanında alınabilir.
özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler;
Böbrek yetmezliği:
Hafif ya da orta derecede böbrek bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Börek işlevi ciddİ olarak azalmış (kreatinin klerensi <20 ml/dakika) hastalann tedavisine ilişkin bİlgİ mevcut değildir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer işlevi azalmış olan hastalar 30 mg/günlük dozun üzerine çıkmamalıdır. Pediyatrik popOlasyon (18 yaş altı):
AS-CİLOG, çocuklar ve 18 yaşın altındaki adolesanlann tedavisinde
kullamimamalıdır (bkz. bölüm 4.4).
Geriyatrik popOlasyon (65 yaş Ustfl):
Yaşlı hastalarda doz günde en fazla 40 mg'dır.
CYP2C19 enzimi için zayıf metabolizörler
CYP2C19 enzimi için zayıf metabolizör olan hastalarda tedavinin ilk iki haftahk
bölümünde başlangıç dozu olarak günde 10 mg kullanılması önerilir. Bireysel hasta cevabına göre doz günde 20 mg'a yükseltilebilir (bkz. bölüm 5.2).
4.3. Kootreodikasyonlar
Etken madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir (bkz. bölüm 6.1).
Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOH
SSRI ile MAOI (selektif MAO-B inhibitörü olan selejilin ve reversibl MAOI olan moklobemid de dahil olmak üzere) alan ve SSRI tedavisini bırakıp MAOI tedavisine başlamış hastalarda ciddi ve bazen Ölümcül reaksiyonlar rapor edilmiştir.
Bazı vakalarda serotonin sendromuna benzer özelliklere rastlanmıştır.
Sitalopram, selejilin de dahil olmak üzere, günde 10 mg ve üzeri dozlarda bir MAOI ile beraber kullanılmamalıdır.
Non-selektif MAOrierle tedaviye son verildikten 14 gün sonra ve moklobemid ile tedaviye son verildikten en az bir gün sonra sitalopram tedavisine başlanabilir. Sitalopram tedavisine son verildikten 7 gün sonra MAOI'ier ile tedaviye başlanabilir (bkz. bölüm 4.5).
Pimozid ile beraber verilmesi kontrendikedir.
Nadir kalıtsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamalan gerekir.
4.4. özel kullanım uyanları ve önlemleri
Yaşlı hastalarda ve karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalarda tedavi için bakınız bölüm 4.2.
Antidepresan ilaçların özellikle çocuklar ve 24 yaşma kadar olan gençlerdeki kullanımlannm, intihar düşünce ya da davranışlannı artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında ilaç dozunun artınima/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşın hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek
ailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir.
_
Çocuklar ve 18 vasin altındaki adolesanlarda kullanımı
Antidepresanlar, çocuklar ve 18 yaşın altındaki adolesanların tedavisinde kullanılmamalıdır. Klinik çalışmalarda antidepresanlar ile tedavi edilen çocuklar ve adolesanlar, plasebo ile tedavi edilenlerle karşılaştırıldığında intiharla ilişkili davranışlar (intihar girişimi ve intihar düşünceleri) ve düşmanlık (çoğunlukla saldırganlık, zıtlaşma davranışı ve sinirlilik) daha sık gözlenmiştir. Klinik bir gereksinime dayanarak yine de tedavi etme karan alınırsa, hasta İntihar semptomlannın ortaya çıkmasına karşı dikkatle
izlenmelidir.
Paradoksal anksivete
Panik bozukluğu olan bazı hastalar antidepresan tedavisinin başında, artan anksiyete semptomları sergileyebilir. Bu paradoksal reaksiyon, tedaviye başlanmasından itibaren ilk iki hafta içinde çoğunlukla hafifler. Olası paradoksal anksiyojenik etkileri azaltmak için düşük başlangıç dozu önerilir (bkz. bölüm 4.2).
Hiponatremi
Muhtemelen uygun olmayan antidiüretik hormon salgısı sebebiyle, SSRI kullanımı ile beraber ender görülen yan etki olarak hiponatremi rapor edilmiştir. Özellikle yaşlı bayan hastalar riskli grup olarak görülmektedir.
İntih^ntihar dü^ce^
Depresyon, intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilişkili olaylar) riskinde artış ile ilişkilendirilmektedir. Bu risk anlamlı bir remisyon oluşuncaya kadar devam etmektedir. Tedavinin ilk birkaç haftası veya daha fazla sürede bir gelişme oluşamayabileceği için hastalar bir gelişme oluşuncaya kadar yakmdan izlenmelidir. Genel bir klinik tecrübeye göre iyileşmenin erken evrelerinde intihar riski artabilir.
Sitalopramın reçetelendirildiği diğer psikiyatrik durumlar da intiharla ilişkili olayların riskinde bir artış ile ilİşkilendirilebilİr. tlave olarak bu durumlar majör depresif bozukluklar ile ko-morbid olabilir. Bundan dolayı majör depresif bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken uygulanan önlemlerin aynısı diğer psikiyatik bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken de uygulanmahdır.
İntiharla ilişkili olaylara ait bir hikayesi olan hastalar veya tedavi başlangıcından önce anlamlı derecede intihar düşüncesi sergileyen kişilerde intihar düşüncesi veya intihar girişimi riskinin daha fazla olduğu bilinmektedir ve tedavi sırasında dikkatli bir izleme yapılmalıdır. Psikiyatrik bozukluğu olan yetişkin hastalarda, antidepresanlara ilişkin yapılan, plasebo kontrollü bir meta-analİz çalışması, 25 yaşın altındaki hastalarda intihar davranışı riskinin, plasebo ile karşılaştmldığında, antidepresan alanlarda arttığını göstermiştir. Yüksek risk taşıyan hastalar, özellikle tedavinin erken evrelerinde ve doz değişikliklerini izleyen dönemlerde yakmdan izlenmelidir.
Hastalar (ve hastaya bakım verenler), herhangi bir klinik kötüleşme, İntihar davranışı veya düşüncesi ve davranışlarda olağan dışı değişiklikler ortaya çıkması olasılığına karşı hastanın izlenmesi gerektiği konusunda ve bu semptomlar ortaya çıktığında hemen bir doktora başvurması gerektiği konusunda uyarılmalıdır.
Akatizi/psİkomotor huzursuzluk
SSRiySNRI (SNRI; Serotonin-noradrenalin geri alım inhibitörü) kullanımı, akatizi gelişimi (sübjektif olarak hoş olmayan veya sıkıntılı huzursuzluk ile karakterize ve çoğu kez oturamama veya hareketsiz duramama ile karakterize hareket etme ihtiyacı) ile ilişkilendirilmiştir. Bu durum çoğunlukla tedavinin ilk birkaç haftası içinde oluşmaktadır. Bu semptomların geliştiği hastalarda, dozun arttıniması zararlı olabilir.
Marti
Manik-depresif hastalarda, manik faza doğru değişim görülebilir. Hasta manik faza girerse sitalopram kesilmelidir.
Nöbetler
Her ne kadar hayvan çalışmalannda sitalopramın epileptojenik potansiyeli olmadığı gösterilmiş olsa da, diğer antidepresanlar gibi sitalopram da nöbet öyküsü olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Diyabet
Diğer psikotropik ilaçlarda olduğu gibi sitalopram, diyabet hastalannda antidiyabetik tedaviyi ayarlamayı gerektirecek kadar insülin ve glikoz cevaplarını değiştirebilir. Ek olarak, depresyon hastalığının kendisi de hastalann glikoz dengesini etkileyebilir.
Serotonin sendromu
Sitalopram serotoneıjik etkisi olan ilaçlarla (sumatriptan veya diğer triptanlar, tramadol ve triptofan gibi) beraber kullanıhrsa dikkatli olunmalıdır.
SSRI tedavisi gören hastalarda ender olarak 'serotonin sendromu' rapor edilmiştir. Ajitasyon, konfiizyon, tremor, miyokloni ve hipertermi gibi semptomların birlikte oluşumu bu durumun gelişimine İşaret edebilir (bkz. bölüm 4.5).
Kanama
SSRI'lar ile tedavide ekimoz ve purpura gibi yüzeyel kanama bozukluklan bildirilmiştir, SSRIMarla tedavi edilen yaşlı hastalarda gastrointestinal kanama riski artabilir, özellikle oral antikoagülanlar ve trombosİt işlevini etkilediği bilinen bazı ilaçlarla (örneğin; atipik antipsikotikler ve enotiyazinler, trisiklik antidepresanlarm çoğu, asetilsalisilik asit ve non-steroidal antİenflamatuvar ilaçlar (NSAU), tiklopidin ve dipiridamol) birlikte SSRI kullanan veya kanama bozukluğu öyküsü olan hastalar tarafından kullanılması konusunda özenli olunmahdır (bkz. bölüm 4.5).
Sitalopramın minör bİr metaboliti olan didemetilsİtalopramm artmış miktarları duyarlı bireylerde teorik olarak QTc aralığını uzatabileceğinden; yatkınlığı etkileyebilecek faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak, Önceden kardiyak durumu olan 277 hastanın da içinde bulunduğu, toplam 2500 hastanın EKG takiplerinin yapıldığı klinik çalışmalarda, klinik olarak anlamh bİr değişiklik bildirilmemiştir.
Glokom
Diğer SSRI'larla olduğu gibi, sitalopram midriyazise neden olabileceği içİn dar açılı glokomu olan veya glokom hikayesi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
EKT (Elektrokonvülsif terapi)
SSRIMann ve EKT'nin eşzamanlı uygulanması konusunda kısıtlı klinik tecrübe olduğu için dikkatli olunmalıdır.
Geri dönüşümlü etki oluşturan, selektif MAO-A inhibitörleri
Serotonin sendromuna yol açma riski nedeniyle sitalopram ve MAO-A inhibitörlerinin beraber kullanımı genellikle önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.5).
Non-selektif, irreversibl MAO-inhibitörleri ile beraber tedavi konusunda daha fazla bilgi için bölüm 4.5'e bakınız.
St. John's Wort
St. John's Wort (Hypericum perforatum) içeren bitkisel preparatlar ile SSRI'lann beraber kullanımı yan etki insidansmda artışa yol açabilir (bkz. bölüm 4.5).
SSRI tedavisinin kesilmesiyle eörülen cekitme semotomlan
Tedavi aniden kesildiğinde genel olarak çekilme semptomlan görülür (bkz, bölüm 4.8). Sitalopram ile yürütülen rekürans önleme çalışmasında aktif tedavinin kesilmesinden sonraki yan etkiler sitaloprama devam eden hastalann % 20'sine karşı tedavinin kesildiği hastalann %40'ında görülmüştür.
Çekilme semptomlannm riski tedavi süresi ve dozu ile doz azaltma hızım içeren birkaç faktöre bağlı olabilir. Baş dönmesi, duyusal bozukluklar (parestezi dahil), uyku bozuklukian (imsomnia ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, konfüzyon, terleme, baş ağnsı, diyare, palpitasyon, duygusal instabilite, irritabilite ve görme bozukluktan en yaygın olarak bildirilen reaksiyonlardır. Bu semptomlar genellikle hafif ve orta şiddettedir fakat bazı hastalarda şiddetli olabilirler.
Çoğu zaman kesilen tedavinin ilk birkaç günll İçinde ortaya çıkarlar fakat istemeden doz atlamış olan hastalarda bu tür semptomlann görülmesine ilişkin çok seyrek rapor bulunmaktadır.
Bu semptomlar genellikle kişiye özgüdür ve çoğu zaman iki hafta içinde çözümlenmesine rağmen bazı bireylerde bu süre uzayabilir (2-3 ay veya daha fazla). Bundan dolayı tedavi kesileceği zaman sitalopram hastanın ihtiyaçlanna göre birkaç hafta veya ayUk sürede yavaş yavaş azaltılmahdır (bkz. bölüm 4.2; SSRI tedavisinin kesilmesiyle görülen çekilme semptomlan).
Yardımcı maddeler
Film tabletler laktoz monohidrat içermektedir. Galaktoza toleransı olmayan, Lapp laktaz eksikliği olan veya glikoz-galaktoz emilimi kötü olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.
Bu tıbbi ürün sodyum içermektedir. Dozu nedeniyle herhangi bir uyan gerektirmemektedir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakodinamik etkileşmeleri
Farmakodinamik seviyede; sitalopramm moklobemid ve buspiron ile birlikte kullanımı sonucu birkaç serotonin sendromu vakası görülmüştür.
Sitalopramla olan klinik deneyim, nöroleptiklerle herhangi bir klinik etkileşim ortaya çıkarmamjştır. Ancak, diğer SSRI'larla olduğu gibi, farmakodinamik etkileşim olasılığı dışlanamaz.
Kontrendike kombinasyonlar
MAOrier (non-selektif ve selektif A (moklobemid)) - 'serotonin sendromu' riski (bkz. bölüm 4.3).
Pimozid
Çalışmanın başından itibaren sürekli olmamasına karşın, günde 40 mg rasemik sitalopram ile tedavi edilenlere 11 gün süresince 2 mg tek doz pimozidin beraber uygulanması pimozidin EAA ve Cmaks değerlerinde artışa yol açmıştır.
Uzun QT sendromuna neden olan di%er ilaçlarla birlikte kullanım:
Pimozid ve sitalopramın beraber kullanımı QTc aralığında yaklaşık olarak 10 msn'lik anlamlı bir artış ile sonuçlanmıştır. Pimozidin düşük dozunda elde edilen etkileşim nedeniyle sitalopram ve pimozidin beraber kullanımı kontrendikedir.
Kullammında önlem gerektiren kombinasyonlarSeiejilin (selektif MAO-B inhibitörü)
Sitalopram (günde 20 mg) ve selejiiinin (günde 10 mg) (selektif bir MAO-B inhibitörü) beraber alındığı bir farmakokinetik/farmakodinamİk etkileşme çalışmasında, klinik olarak ilgili etkileşmeler gözlenmemiştir. Hastalar selejilin-sitalopram kombinasyonunu iyi tolere etmişlerdir.
Serotonerjik ilaçlar
Lityum ve triptofan.
Sitalopramın lityumla beraber verildiği klinik çahşmalarda farmakodinamik etkileşmelere rastlanmamıştır. Ancak, SSRI'lar lityum veya triptofan İle beraber verildiğinde etki artışına dair raporlar mevcuttur, bu sebeple, sitalopramın bu ilaçlarla beraber kullanımında dikkat edilmelidir. Serotonerjik ilaçların (tramadol, sumatriptan) beraber alınması 5-HT'ye bağlı etkilerin artışına yol açabilir.
St. JohnWorl
SSRl'lar İle St.John's Wort (hyperİcum perforatum) arasında İstenmeyen etkilerin artışı ile sonuçlanabilecek dinamik etkileşmeler olabilir (bkz, bölüm 4.4).
Kanama
SSRl'lar ile tedavide ekİmoz ve purpura gİbi yüzeyel kanama bozuklukları rapor edilmiştir, özellikle oral antikoagülanlar ve platelet İşlevini etkilediği bilinen bazı ilaçlarla (örneğin; atipİk antipsikotikler ve fenotiyazinler, trİsiklİk antidepresanlann çoğu, asetilsalisilik asit ve non-steroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAID), tiklopİdin ve dipiridamol) birlikte SSRI kullanan veya kanama bozukluğu öyküsü olan hastalar tarafından kullanılması konusunda dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4.4).
Elektrokonvülzif tedavi (EKT)
Elektrokonvülzif tedavi ile sitalopramm kombine kullanımının risk veya yararlannı ortaya koyan klinik çalışma mevcut değildir (bkz. bölüm 4.4).
Alkol
SSRIMar ile alkol kombinasyonu tavsiye edilmez. Ancak, klinik çalışmalarda sitalcpram ile alkol arasında advers farmakodinamik etkileşmelere rastlanmamıştır.
Farmakokinetik etkileşmeleri
Sitalopramm demetilsitaloprama biyotrasformasyonu; sitokrom P450 sistemi izozimleri olan CYP2C19 (yaklaşık % 38), CYP3A4 (yaklaşık % 31) ve CYP2D6 (yaklaşık % 31) tarafından gerçekleştirilir. Sitalopramm birden fazla CYP tarafından metabolize edilmesi; biyotransformasyon inhibisyonuolasılığımn daha düşük olduğu ve sitalopramm klinik pratikte diğer ilaçlarla beraber almmasımn, farmakokinetik ilaç etkileşmeleri oluşturma riskinin daha az olduğu anlamına gelir.
Diter Hacların sitalopram farmakokinetiH üzerine etkisi
Ketokonazolle (potent CYP3A4 inhibitörü) beraber alınması sitalopramm farmakokinetiğini değiştirmemiştir. Lityum ve sitalopram ile yapılan farmakokinetik etkileşme çalışmasında herhangi bir farmakokinetik etkileşmeye rastlanmamıştır. Simetidin (potent CYP2D6, 3A4 ve 1A2 inhibitörü) sitalopramm ortalama kararlı durum seviyelerinde orta derecede artışa yol açmıştır. Simetidinle beraber almdığmda, genel olarak sitalopram dozunun azaltılması önerilmez.
Sitalopramm di^er Haclar üzerine etkileri
Sitalopramla metoprololün (bİr CYP2D6 sübstratı) beraber alındığı bir farmakokinetik / farmakodinamik etkileşme çalışması; metoprolol konsantrasyonlannda iki katı artış olduğunu göstermiştir ancak, metoprololün sağlıkh gönülltilerde kan basıncı ve kalp hızı üzerinde olan etkisinde istatistiksel olarak belirgin bir artış gözlenmemiştir. Sitalopram ve demetilsitalopram; belirgin inhibitör etkisi olduğu bilinen diğer SSRI'larla karşılaştınidığında, CYP2C9, CYP2E1 ve CYP3A4'ün ihmal edilebilir ölçüde inhibitörieri ve sadece CYPl A2, CYP2C19 ve CYP2D6'nm zayıf inhibitörleridir. Bu sebeple; CYP1A2 sübstratlanyla (klozapin ve teofılin), CYP2C9 (varfarin), CYP2C19 (imipramin ve mefenitoin), CYP2D6 (sparteİn, imİpramin, amitriptilin ve risperİdon) ve CYP3A4 (varfarin, karbamazepin ve triazolam) ile sitalopram beraber verildiğinde farmakokinetiğinde değişme görülmemiş veya klinik olarak önemli olmayan çok ufak değişiklikler görülmüştür.
Yapılan bir farmakokinetik çalışmada, sitalopram digoksinin farmakokinetiğinde hiçbir değişime yol açmamıştır; yani, sitalopram P-glikoproteini ne indüklemekte, ne de inhibe etmektedir.
özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik veGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Gebelik dönemi
Hamilelerde kullanımı hakkında klinik tecrübe smırlıdır. Ancak yararm riskten fazla olduğu durumlarda kullanılmalıdır.
Hamileliğin ileri evrelerinde (özellikle son üç ayında) AS-CİLOG kullammı devam ederse, yeni doğanlar gözlemlenmelidir. Hamilelik süresince ilacın aniden kesilmesi önlenmelidir.
Hamileliğin ileri evrelerinde SSRI/SNRI kullanımı sonrası yeni doğanlarda şu etkiler oluşabilir; solunum güçlüğü, siyanoz, apne, nöbetler, ısı dengesizliği, beslenme güçlüp, kusma, hipoglisemi, hipertonİ, hipotoni, hiperrefleksi, tremor, huzursuzluk, aşın hassasiyet, letarji, sürekli ağlama, uyuklama hali ve uyuma zorluğu. Bu semptomlar, serotojenik etkilerden veya kesilme semptomlarından dolayı olabilir, örneklerin çoğunda komplikasyonlar ilaç alındıktan sonra hemen veya kısa bir süre içinde (<24 saat) başlamaktadır.
Gebeliğin ileri evrelerinde, SSRI kullanımı sonrası, yenİ doğanda kalıcı puhnoner hipertansiyon (PPHN) riskinde artış görülebilir. Ancak, şu andaki durumda ayn ayn her bir SSRI için potansiyel risk belirlenememektedir
Laktasyon dönemi
Sitalopram anne sütüne geçer. Emmekte olan bebeğin, annenin aldığı günlük dozun (mg/kg) yaklaşık % 5'ini alacağı tahmin edilmektedir. Yenidoğanlarda hiç etki görülmemiştir veya minör etkiler görülmüştür. Ancak eldeki bilgi çocuklardaki riskin değerlendirilebilmesi için yetersiz olduğundan, emziren annelerde kullanımından sakımimalıdır.
Üreme yetcDeği/Fertilitc
Üreme toksisite çalışmalarından (segment I; fertilite ve genel üreme performası, segment II; teratojenite ve segment III; peri-post natal çalışmalar) alınan verilere göre, sitalopramın hamilelik potansiyeli olan kadınlarda kullanımı hakkında özel dikkat gösterilmesi için bir sebep yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanımı Özerindeki etkiler
Sitalopram entellektüel işlev ve psikomotor performansı etkilemez. Ancak, psikotropik ilaç kullanan hastaların genel dikkat ve konsantrasyonlarının bozulması beklenebilir. Bu sebeple, hastaların araba ve makine kullanmamaları önerilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Sitalopramla gözlemlenen advers etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Tedavinin ilk veya ikinci haftalannda daha sık olarak görülürler ve ardından genellikle kaybolurlar, Advers etkiler “MedDRA Tercih Edilen Terim”e göre verilmiştir.
Şu reaksiyonlar için doz yanıt ilişkisi vardır: terleme artışı, ağız kuruluğu, uykusuzluk, uyuklama hali, ishal, bulantı ve yorgunluk.
Aşağıdaki tablo, çift-kör plasebo kontrollü çalışmalarda veya pazarlama sonrasında dönemde hastaların %1'i ve % Tinden fazlasında görülen ve SSRI'lar ve/veya sitalopramla ilişkilendirilen advers etkilerin yüzdesini göstermektedir. Sıklıklar şu şekilde gruplandınlmaktadır; çok yaygın (>1/10); yaygm {>1/100, <1/10); yaygm olmayan (>1/1000, <1/100); seyrek (>1/10000, <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
MedDRA SOC
|
Sıklık
|
Advers etki
|
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Trombositopeni
|
Bağışıklık sistemi bozuklukları
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Hipersensitivite Anafılaktik reaksiyon
|
Endokrin
bozukluktan
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Uygun olmayan ADH salgısı
|
Metabolizma ve
beslenme
bozuklukları
|
Yaygm (>İ/100, <I/10j
|
İştah azalması
|
Yaygın olmayan (>1/1000, <1/100)
|
iştah artışı
|
Seyrek (>1/10000, <1/1000)
|
Hiponatremi
|
Psikiyatrik
bozukluklar
|
Yaygın (>1/100, <1/10)
|
Ajitasyon, libido azalması, anksiyete, sinirlilik hali, konfilzyonel durum, orgazm anomalisi (kadın)
|
Yaygın olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Agresyon, depersonalizasyon, halüsinasyon, mani
|
Seyrek (>1/10000, <1/1000)
|
İntiharla İlişkili olaylar (bkz. bölüm 4.4)
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Panik atak, bruksizm, huzursuzluk
|
Sinir sistemi bozuklukları
|
Çok yaygm (>1/10)
|
Uyuklama hali, uykusuzluk
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
Tremor, parestezi
|
Yaygm olmayan (>1/1000, <1/I00)
|
Senkop
|
Seyrek (>1/10000, <1/1000)
|
Grand mal konvülsiyon, Diskinezİ
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Konvülsiyon, serotonin sendromu, ekstrapiramidal bozukluk, akatizi, hareket bozukluğu
|
Göz bozuklukları
|
Yaygın olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Midriyazis
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Görme bozukluğu
|
Kulak ve iç kulak bozukluklan
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
Çınlama
|
Kardiyak
bozukluklar
|
Yaygm olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Bradikardi, taşikardi
|
Vasküler
bozukluklar
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Ortostatik hipotansiyon
|
Solunum sistemi, göğüs ve m^iastinal bozukluklar
|
YavRin (>1/100, <1/10)
|
Esneme
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Burun kanaması
|
Gastrointestinal
bozukluklar
|
Çok yayfim (>1/10)
|
Ağız kuruluğu, bulantı
|
Yavem (>1/100, <1/10)
|
İshal, kusma
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Gastrointestinal kanama (rektal kanama dahil)
|
Hepato
-biiier
bozukluklar
|
Seyrek (>1/10000, <1/1000)
|
Hepatit
|
Deri ve deri altı doku bozukluklan
|
Çok yaygm (>1/10)
|
Terleme artışı
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
Kaşıntı
|
Yaygm olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Ürtiker, alopesi, kızanklık, purpura
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Ekimoz, anjiyoödem
|
Kas-iskelet
sistemi
bozuklukları, bağ doku ve kemik bozukluklan
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
Mİyaljİ, artralji
|
Böbrek ve idrar yolu bozukluklan
|
Yaygm olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Ürİner retansiyon
|
Üreme sistemi ve meme
bozukluklan
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
İktidarsızlık, boşalma bozukluğu, boşama eksikliği
|
Yaygın olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Kadın: Menorajİ
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Kadın: Metroraji Erkek: Priapizm, galaktore
|
Genel ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
Yorgunluk
|
Yaygm olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Ödem
|
Tetkikler
|
Yaygm (>1/100, <1/10)
|
Kilo azalması
|
Yaygm olmayan (>1/1000, <1/100)
|
Kilo artışı
|
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
|
Karaciğer işlev testinde anomali
|
Hasta sayısı: Sitalopram/plasebo = 1346/545
Pazarlama sonrası dönemde çoğunlukla önceden kardiyak hastalığı olan hastalarda QT-uzamasma ilişkin vakalar bildirilmiştir.
SSRI tedavisinin kesilmesiyle görülen çekilme semptomları
Sitalopram tedavisinin özellikle aniden kesilmesi genellikle çekilme semptomlanna neden olur. En yaygın olarak bildirilenler: baş dönmesi, duyusal bozukluklar (parestezi dahil), uyku bozukluklan (insomnia ve şiddetli rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, konfüzyon, terleme, baş ağrısı, diyare, palpitasyon, duygusal dengesizlik, aşırı hassasiyet ve görme bozukluklan. Bu semptomlar genellikle hafif ve orta şiddette ve kişiye özgüdür fakat bazı hastalarda şiddetli olabilir ve/veya daha uzun sürebilirler. Bundan dolayı sitalopram tedavisi daha fazla gerekli görülmediğinde tedavinin kesilmesi doz azaltılarak yavaş yavaş yapılmalıdır (bkz. bölüm 4.2 ve bölüm 4.4).
4.9. Doz Aşımı ve tedavisi
Toksisite
Sitalopram doz aşımı konusunda kapsamlı klinik veri sınırlıdır ve birçok vaka bildirimi diğer ilaçlar/alkol ile beraber kullanımmdaki doz aşımlannı içermektedir. Sitalopramla tek başına doz aşımında Ölüm vakalan bildirilmiştir fakat ölüm vakalarının çoğunluğu beraber kullanıldığı ilaçlann doz aşımını içermektedir.
Semptomlar
Sitalopram doz aşımında şu semptomlar bildirilmiştir: konvülsiyon, taşikardi, uyuklama hali, QT uzaması, koma, kusma, tremor, hipotansiyon, kalp durması, bulantı, serotonin sendromu, ajitasyon, bradikardi, baş dönmesi, bundle branch blok, QRS uziiması, hipertansiyon ve midriyazis.
Tedavi
Spesifik bir antidotu bulunmamaktadır. Havayolu açılır ve açık tutulur, yeterli oksijenasyon ve solunum fonsiyonu sağlanır. Gastrİk lavaj ve aktif kömür kullanımı dikkate ahnmalıdır.Oral yoldan mideye geçiş sonrası hemen gastrik lavaj uygulanmalıdır. Genel semptomatik destekleyici ölçümler ile birlikte kardiyak ve yaşamsal belirtilerin izlenmesi önerilmektedir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu:
antidepresan, selektif serotonin geri alım İnhibitörü,
ATC kodu: N 06 AB 04
Etki mekanizması
Biyokimyasal çalışmalar ve davranış çalışmaları sitalopramın, serotonin (5-HT)-geri
alımmm potent bir inhibitörU olduğunu göstermiştir. Uzun dönem sitalopram tedavisi sonucu 5-HT geri alım inhibisyonuna tolerans oluşmaz.
Sitalopram, noradrenalin (NA), dopamin (DA) ve gama aminobutirik asit (GABA) geri alımı Üzerinde hiç etkisi olmayan veya minimal etkisi olan çok selektif bir Serotonin Geri Alım Inhibitörü'dür (SSRI) Birçok trisiklik antidepresanın ve bazı yeni SSRl'lann aksine sitalopramın; 5-HTia, 5-HT2, DA Di ve D2 reseptörleri, al-,
a2%in vitroin
v/vo testler, reseptör afınitesinin olmadığını doğrulamıştır. Sitalopramın; ağız kuruluğu, mesane ve bareak rahatsızlığı, görme bulanıklığı, uyuklamahali,kardiyotoksİsiteveortostatik hipotansiyon gibi geleneksel yan etkilere neden daha az sebep olduğu, reseptörler tlzerinde etkisinin olmaması ile açıklanabilir.
Sitalopramın ana metabolitlerinin, potens ve selektivite oranlan sitalopramdan daha düşük olmasına rağmen SSRI özelliğini taşırlar. Ancak, metabolitlerin selektivite oranlan birçok yeni SSKl'nınkinden daha yüksektir. Metabolitler genel antidepresan etkisine katkıda bulunmazlar.
Farmakodinamik etkileri
Hızlı göz hareketi (REM) uykusunun önlenmesi, antidepresan aktiv itenin habercisi olarak kabul edilir. Sitalopram; trisiklik antidepresanlar, diğer SSRI'lar ve monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri gibi REM uykusunu önler ve derin yavaş dalga uykusunu arttırır.
Sitalopram opioid reseptörlere bağlanmasa da, bilinen opioid analjeziklerin antinosiseptif etkisini kuvvetlendirir.
İnsanlarda sitalopram kognitif (entellektüel işlev) ve psikomotor performansı düşürmez. Tek başına alındığında veya alkolle beraber kullanılsa da, sedatif özellikleri yoktur veya minimaldir.
Gönüllülerde yapılan tek doz çalışmasında, sitalopramın tükürlik salgılamayı azaltmadığı görülmüştür. Sağlıklı gönüllülerde yapılan hİç bİr çalışmada, sitalopramın kardiyovasküler parametreler üzerinde belirgin etkisi görülmemiştir. Sitalopramın büyüme hormonu serum seviyeleri üzerinde etkisi yoktur. Sitalopram serotoninin proklaktin uyarıcı etkisine sekonder olarak diğer S SRİ'1ar gibİ plazma prolaktin düzeylerini artırabilir. Ancak bunun klinik bir anlamlılığı görülmemiştir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilİm:
Emilim hemen hemen tamdır ve besin alımından bağımsızdır (Tmaks ortalama 3 saat). Oral biyoyararlanım yaklaşık % 80'dir.
Da&ılım:
Görünür dağılım hacmi (Vd)6 yaklaşık 12-17 L/kg'dır, Sitalopram ve ana metabolitleri için plazma protein bağlanması
%
80'in altındadır.
Sitalopram; aktif demetilsitalopram, didemetilsitalopram, sitalopram-N-oksit ve aktif olmayan bir deamine propiyonik asit türevine metabolize olur. Ana maddeden daha zayıf olmalarına rağmen, tüm aktif metabolitler de S SRİ'dır. Değişmeden kalan sitalopram plazmadaki baskın maddedir. Demetilsitalopram ve didemetilsitalopram konsantrasyonlan genellikle, sitalopram konsantrasyonunun sırasıyla % 30-50 ve % 5-lO'udur. Sitalopramm demetİlsitaloprama biyotrasformasyonu; CYP2C19 (yaklaşık
%
38), CYP3A4 (yaklaşık % 31) ve CYP2D6 (yaklaşık % 31) tarafından gerçekleştirilir.
E
liminasyon:
Eliminasyon yan ömrü (Tl/2) yaklaşık 114 gündür. Sİstemik sitalopram plazma klerensi (Cls) yaklaşık 0.3-0.4 L/dakika ve oral plazma klerensi (Cloral) yaklaşık 0.4 L/daJ(ikadır. Sitalopramm önemli kısmı (% 85) karaciğer ile, geri kalan % 15'i böbreklerden atılır; günlük dozun %12-23'ü değişmemiş sitalopram olarak idrarla atılır. Karaciğer (rezidüel) klerensi yaklaşık 0.3 L/dakika, böbrek klerensi yaklaşık 0.05-0.08 L/dakikadır.
Doğrusallık:
Kinetiği doğrusaldır. Sabit halde plazma seviyelerine 1-2 haftada ulaşılır. 300 nmol/L'lik (165-405 nmol/L) ortalama konsantrasyonlara 40 mg'lik günlük dozla erişilmiştir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaslı hastalar f65 vas üstü^
Yaşlı hastalarda metabolizmanın hızının düşük olması sonucu, daha uzun yan ömürler (1.5-3.75 gün) ve düşük klerens değerleri (0.08-0.3 L/dakika) gözlenmiştir. Aym dozla tedavi edilen yaşlı hastalarda kararlı plazma konsantrasyon değerleri daha genç hastalara göre yaklaşık İki kat daha fazladır.
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer işlevi azalmış olan hastalarda sitalopram daha yavaş elimine edilir. Karaciğer işlevi normal olan hastalara göre, sitalopram yarı ömrü yaklaşık iki kat daha uzun ve belirli bir dozda sitalopram kararlı plazma konsantrasyonlan yaklaşık İki -katı daha fazladır.
Böbrek yetmezliği
Sitalopram; börek işlevi hafif ve orta derecede azalmış olan hastalarda daha yavaş elimine olur ve bunun, sitalopramm farmakokinetiği üzerine önemli bir etkisi yoktur. Börek işlevi ciddi derecede azalmış olan (kreatinin klerensi <20 ml/dakika) hastaların tedavisine ait bilgi mevcut değildir.
Polimorfizm
İn
vivo
araştırmalar, sitalopram metabolizmasının spartein/debrizokin oksidasyonunun
(CYP2D6) polimorfızmi üzerine klinik olarak önemli etkisi olmadığım göstermiştir. CYP2C19 için önlem olarak, zayıf metabolize edici olduğu bilinen kişilerde başlangıç dozu olarak 10 mg dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm 4.2).
Farmakokinetik/farmakodinamik ilişkiler
Sitalopram plazma seviyeleri ile terapötik yanıt veya yan etkiler arasında belirgin bir ilişki yoktur. Metabolitler genel antidepresan etkisine katkıda bulunmazlar.
SJ. Klinik öncesi gttvenlilik verileri
Akut toksisite:
Sitalopramın akut toksisitesi düşüktür.
Kronik toksisite:
Kronik toksisite çalışmalarında, sitalopramın terapötik kullanımına ilişkin, endişe arzedecek bir duruma rastlanmamıştır.
Üreme toksisitesi:
Üreme toksisite çalışmalarından (segment I; fertilite ve genel Üreme performası, segment II; teratojenite ve segment III; peri-post natal çalışmalar) alınan verilere göre, sitalopramın hamilelik potansiyeli olan kadınlarda kullanımı hakkında özel dikkat göstermeye sebep yoktur. Sitalopram, düşük konsantrasyonlarda, anne sütüne geçer.
Matemal toksisite oluşturan 56 mg/kg/gün'lük dozlarda, sıçanlarda yapılan embriyotoksisite çahşmalannda, omurga ve göğüs kafesi kemiğinde, kemik anomalileleri görülmüştür. Verilen bu doz, insanlardaki terapötik dozun yaklaşık 2-3 katıdır. Sıçanlarda, sitalopram, fertilite, gebelik ve postnatal gelişme üzerinde etki yapmamış ancak yavrularm doğum ağırlığında azalma görülmüştür. Sitalopram ve metabolitlerİ, matemal plazma düzeyinin 10-15 katı daha fazla fötal konsantrasyonlara erişir. Hamileler ve emzirme dönemindeki annelere ilişkin klinik deneyim sınırlıdır.
Mutaienik ve karsinoienik potansiyel:
Sitalopramın mutajenik veya karsinojenik etki potansiyeli yoktur.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat,
Mikrokristalin selüloz,
Kroskarmeloz sodyum.
Magnezyum stearat Hidroksietil selüloz,
Makrogol 8000,
Titanyum dİoksit (E 171).
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3 Raf ömrü
24 ay.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25X'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız,
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, Al/PVC/PVDC blisterde 28 film tablet.
6.6 Beşeri tıbbi Üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıklann Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklannm Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHtBt
APOTEX İlaç San. ve Tic. Ltd. Şti,
Kanlıca Mah. Muhtarbey Sok. No. 14 Beykoz-lstanbul TÜRKİYE
Telefon: 0216 425 83 66 Faks: 0216 425 83 67
8. RUHSAT NUMARASI
133/71
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsatlandırma tarihi: 01.08.2012 Ruhsat yenileme tarihi;
10 . KÜB'Ün YENİLENME TARİHİ