Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Furomid 20 Mg/2 Ml Im/iv Ampul Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

FUROMİD 20 mg/2 mL I.M./I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Her bir 2 mL'lik ampul çözelti,

Etkin madde:

Furosemid...............................20 mg

Yardımcı maddeler:

Sodyum klorür.......................15 mg

Sodyum hidroksit...................6 mg

Diğer yardımcı maddeler için bölüm 6.1' e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyonluk çözelti Berrak çözelti

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar

• Kronik konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu (eğer diüretik tedavigerekiyorsa)

• Akut konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu

• Kronik böbrek yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu

• Gebelik veya yanıklara bağlı olan dahil, akut böbrek yetmezliğinde sıvı atılımının idameettirilmesi

• Nefrotik sendromlara bağıntılı sıvı retansiyonu (eğer diüretik tedavisi gerekiyorsa)

• Karaciğer hastalığı ile bağıntılı sıvı retansiyonu (eğer aldosteron antagonistleriyletedavinin desteklenmesi gerekiyorsa)

• Hipertansiyon

• Hipertansif kriz (destekleyici önlem olarak),

• Zorlu diürez desteği

4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

İstenen etkiyi sağlamak için yeterli olan en düşük doz kullanılmalıdır.

FUROMİD yalnızca oral uygulamanın mümkün veya etkili olmadığı durumlarda (örn. bağırsak emilimi bozukluğunda) ya da eğer hızlı etki gerekiyorsa intravenöz yoldan verilir.Eğer intravenöz tedavi kullanılıyorsa, mümkün olan en kısa sürede oral tedaviye geçilmesiönerilmektedir.

Optimum etkinlik elde etmek ve kontr-regülasyonu baskılamak için, tekrarlanan bolus enjeksiyonları yerine genellikle devamlı FUROMİD infüzyonu tercih edilmektedir.

Bir veya birkaç akut bolus dozundan sonra takip tedavisi için devamlı FUROMİD infüzyonunun uygulanamadığı durumlarda, uzun aralarla yüksek bolus dozlarının verildiği birrejim yerine, kısa aralarla (yaklaşık 4 saat) düşük dozların verildiği bir takip rejimi tercihedilmelidir.

Erişkinlerde, hem intravenöz hem oral uygulama için önerilen maksimum günlük FUROMİD dozu 1500 mg'dır.

Tedavi süresi endikasyona göre değişmektedir ve hekim tarafından bireysel hasta bazında belirlenir.

Uygulama şekli:

İntravenöz enjeksiyon/infüzyon:

İntravenöz FUROMİD yavaş enjeksiyon veya infüzyon yoluyla uygulanmalıdır; 4 mg/dakika hızı aşılmamalıdır. Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (serum kreatinin > 5mg/dl), 2,5 mg/dakika infüzyon hızının aşılmaması önerilmektedir.

FUROMİD'in 10 mg/ml konsantrasyonunun 1 mg/ml konsantrasyona kadar seyreltilebilmesi için enjeksiyonluk %0,9'luk sodyum klorür çözeltisi veya enjeksiyonluk Ringer Laktatçözeltisi direkt olarak kullanılması uygundur. Seyreltilen çözeltilerin en kısa zamandakullanılması önerilmektedir. İnfüzyon çözeltisi aseptik koşullarda ve profesyonel sağlıkçalışanları tarafından hazırlanmalıdır. FUROMİD akan bir infüzyon çözeltisine ilaveedilmemeli ve herhangi başka bir ilaçla infüzyonu şeklinde kullanılmamalıdır. Ürün bilgisindeyer alan koşullar ve seyrelticiler dışında farklı bir uygulama yöntemiyle veya farklı bir veyadaha fazla ilaçla beraber veya eklenerek verilmemelidir.

İntramüsküler enjeksiyon:

İntramüsküler uygulama, oral veya intravenöz uygulamanın mümkün olmadığı istisnai olgularla sınırlı olmalıdır. İntramüsküler enjeksiyonun pulmoner ödem gibi akut hastalıklarıntedavisi için uygun olmadığına dikkat edilmelidir.

FUROMİD ampul enjektörde başka ilaçlarla karıştırılmamalıdır.

FUROMİD, tamponlama kapasitesi olmayan yaklaşık 9 pH değerine sahip bir çözeltidir. Bu nedenle, etkin madde 7'nin altındaki pH değerlerinde çökelebilir. Dolayısıyla, eğer bu çözeltiseyreltilecek olursa, seyreltilen çözeltinin pH'sının zayıf alkalen ila nötral aralıkta olmasınadikkat edilmelidir.

Seyreltilmiş çözeltilerin mümkün olan en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:

Kronik böbrek yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansivonu:


FUROMİD'e natriüretik yanıt, böbrek yetmezliğinin derecesi ve sodyum dengesi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir ve bu nedenle bir dozun etkisinin tam olarak öngörülmesimümkün değildir. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda, başlangıçtaki sıvı kaybınınkademeli olması için dozun dikkatlice titre edilmesi gerekir. Erişkinler için bu, günde yaklaşık2 kg vücut ağırlığı (yaklaşık 280 mmol Na+) kaybına yol açan bir doz anlamına gelmektedir.

Önerilen oral başlangıç dozu, günde 40 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük toplam doz, tek doz ya da ikiye bölünmüş dozlar halinde verilebilir.

Diyaliz hastalarında, olağan oral idame dozu günde 250 mg - 1500 mg'dır.

İntravenöz tedavide, FUROMİD dozu, 0,1 mg/dakika devamlı intravenöz infüzyonla başlanıp, daha sonra infüzyon hızı yanıta göre her yarım saatte bir kademeli olarak arttırılarakbelirlenebilir.

Akut böbrek yetmezliğinde sıvı atılımının idame ettirilmesi:


FUROMİD'e başlamadan önce hipovolemi, hipotansiyon ve anlamlı elektrolit ve asit-baz dengesizliği düzeltilmelidir. Mümkün olan en kısa sürede intravenöz uygulama yolundan oraluygulama yoluna geçilmesi önerilmektedir.

Önerilen başlangıç dozu 40 mg olup, intravenöz enjeksiyon olarak verilir. Bu dozun sıvı atılımında arzu edilen artışı sağlamaması halinde, FUROMİD, 50 mg - 100 mg/saat hızındabaşlanan devamlı intravenöz infüzyon yoluyla verilebilir.

Nefrotik sendromla bağıntılı sıvı retansiyonu:


Önerilen oral başlangıç dozu, günde 40 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük toplam doz, tek doz ya da bölünmüş birkaç doz halinde verilebilir, (bkz.bölüm 4.4)

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer hastalığıyla bağıntılı sıvı retansiyonu:


FUROMİD, aldosteron antagonistleri tek başına kullanıldığında yetersiz kaldığı olgularda aldosteron antagonistleriyle tedaviyi desteklemek için kullanılır. Ortostatik intolerans veyaelektrolit ve asit-baz dengesizlikleri gibi komplikasyonlardan kaçınmak için, doz dikkatlicetitre edilerek başlangıçtaki sıvı kaybının kademeli olması sağlanmalıdır. Erişkinler için bu,günde yaklaşık 0,5 kg vücut ağırlığı kaybına yol açan bir doz anlamına gelmektedir.

Önerilen oral başlangıç dozu, günde 20 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük doz, tek doz ya da bölünmüş dozlar halinde verilebilir. Eğer intravenöztedavi mutlaka gerekiyorsa, başlangıç tek dozu 20 mg - 40 mg'dır.

Diğer:

Kronik konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu


Önerilen oral başlangıç dozu, günde 20 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük dozun iki veya üçe bölünmüş dozlar halinde verilmesi önerilmektedir.

Akut konjestif kalp yetmezliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu


Önerilen başlangıç dozu, intravenöz bolus enjeksiyonu yoluyla verilen 20 mg - 40 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir.

Hipertansiyon


FUROMİD tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombinasyon halinde kullanılabilir. Olağan oral idame dozu günde 20 mg - 40 mg'dır. Kronik böbrek yetmezliği ile bağıntılıhipertansiyonda daha yüksek dozlar gerekebilir.

Hipertansif kriz


Önerilen başlangıç dozu 20 mg - 40 mg olup, intravenöz bolus enjeksiyonu yoluyla verilir.

Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir.

Zehirlenmede zorlu diürez desteği


FUROMİD, elektrolit çözeltileri infüzyonlarına ek olarak intravenöz yoldan verilir. Doz, FUROMİD'e yanıta göre değişir. Tedaviden önce ve tedavi sırasında sıvı ve elektrolitkayıpları düzeltilmelidir. Asit veya alkalen maddelerle zehirlenme durumunda, idrarınsırasıyla alkalizasyon veya asidifikasyonu yoluyla eliminasyon daha da arttırılabilir.

Önerilen başlangıç dozu 20 mg - 40 mg olup, intravenöz enjeksiyon yoluyla verilir.

Pediyatrik popülasyon:

Bebeklerde ve 15 yaşından küçük çocuklarda FUROMİD sadece istisnai olarak hayatı tehdit edici durumlarda parenteral yolla kullanılmalıdır. Parenteral uygulama için ortalama günlükdoz 0,5 mg/kg vücut ağırlığıdır. İstisnai olarak furosemid 1 mg/kg vücut ağırlığına kadarintravenöz olarak uygulanabilir.

Geriyatrik popülasyon:

Demansı olan yaşlı hastalarda doz ayarı dikkatli yapılmalıdır.

4.3 Kontrendikasyonlar

FUROMİD aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:

• Furosemide ya da FUROMİD'in herhangi bir yardımcı maddesine aşırı duyarlılığı olanhastalarda (bkz. Bölüm 6.1). Sulfonamidlere (örn. sulfonamid antibiyotikler veyasulfonilüreler) alerjik olan hastalar furosemide çapraz duyarlılık gösterebilir.

• Hipovolemi veya dehidratasyonu olan hastalarda.

• Furosemide yanıt vermeyen anürik böbrek yetmezliği olan hastalarda.

• Nefrotoksik veya hepatotoksik ajanlarla zehirlenme sonucu gelişen böbrek yetmezliği olanhastalarda.

• Hepatik koma ile ilişkili böbrek yetmezliği olan hastalarda.

• Şiddetli hipopotasemisi olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.8).

• Şiddetli hiponatremisi olan hastalarda.

• Hepatik ensefalopatiyle bağıntılı pre-komatöz ve komatöz durumları olan hastalarda.

• Emziren kadınlarda.

Gebelik sırasında kullanım için, bkz. bölüm 4.6

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

İdrar çıkışından emin olunmalıdır. Kısmi idrar çıkışı obstrüksiyonu olan hastalar (örn. mesane boşalma bozukluğu, prostat hiperplazisi veya üretra daralması olan hastalarda) artan idrarüretimi şikayetlere neden olabilir ya da şiddetlendirebilir. Dolayısıyla bu hastalar özellikletedavinin başlangıç evreleri sırasında dikkatli izleme gerektirir.

FUROMİD ile tedavi düzenli tıbbi gözetimi gerekli kılmaktadır. Aşağıdaki durumlarda dikkatli takip gereklidir:

Hipotansiyonu olan hastalarda,

Kan basıncında belirgin düşmenin özellikle risk altına sokacağı hastalarda, örn., koroner arter ya da beyni besleyen kan damarlarında belirgin stenozu olan hastalar,

Latent veya manifest diabetes mellitusu olan hastalarda (kan şekeri seviyesi düzenli olarak takip edilmelidir)

Gut ve hiperürisemi hastalarında (serum ürik asit düzeyi düzenli takip edilmelidir), Miksiyon bozukluğu (örn. prostat hipertrofisi, hidronefroz, üreter stenozu) olan hastalarda,Hepatorenal sendromu, yani, şiddetli karaciğer hastalığıyla bağıntılı fonksiyonel böbrekyetmezliği olan hastalarda (örn. Karaciğer sirozu),

Hipoproteinemisi olan hastalarda (ör. nefrotik sendromla bağıntılı olarak (furosemidin etkisi zayıflayabilir ve ototoksisitesi artabilir), dikkatli doz titrasyonu gerekir.

Prematüre bebeklerde (olası nefrokalsinozis/nefrolitiazis gelişimi; böbrek fonksiyonları takip edilmeli, ultrasonografı uygulanmalıdır.

• Lityum tuzları ile eş zamanlı kullanımında (lityum seviyeleri takip edilmelidir, bkz. bölüm4.5),

• Akut porfiri durumunda (diüretiklerin akut porfiri durumunda kullanımmın güvenliolmadığı düşünülmektedir ve böyle bir durumda dikkatli olunmalıdır).

Solunum güçlüğü sendromu olan prematüre bebeklerde, yaşamlarının ilk haftalarında FUROMİD ile diüretik tedavi, patent duktus arteriyozus riskini arttırabilir.

Özellikle yaşlılar, hipotansiyona neden olabilen başka ilaçlar kullanan ve hipotansiyon açısından risk taşıyan tıbbi durumları olan hastalar başta olmak üzere, FUROMİD ile tedaviedilen hastalarda baş dönmesi, bayılma veya bilinç kaybına sebep olan semptomatikhipotansiyon gelişebilir.

Miksiyon bozuklukları olan hastalarda (örn., prostat hiperplazisi olan hastalar) FUROMİD tedavisi, sadece serbest idrar akışı sağlanabilmişse kullanılmalıdır. Çünkü ürenin ani olarakyüksek miktarlarda atılımı, mesanenin aşırı genişlemesi ile beraber üre tutulumuna nedenolabilir.

FUROMİD, sodyum ve klorürün atılımında artışa ve dolayısıyla su atılımında artışa neden olur. Diğer elektrolitlerin (özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyumun) atılımında da artışsöz konusudur. FUROMİD tedavisi sırasında, artan elektrolit atılımına bağlı olarak vücut sıvıdengesinde bozukluklar ve elektrolit imbalansı sıkça gözlendiğinden, serum elektrolitlerinindüzenli olarak takip edilmesi gerekir.

Bilhassa uzun süreli FUROMİD tedavisi sırasında, serum elektrolitleri (özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum), bikarbonat, kreatinin, üre ve ürik asit ve aynı zamanda kan şekeri düzenliolarak takip edilmelidir.

Elektrolit bozuklukları gelişme riski yüksek olan hastalarda veya ciddi sıvı kaybı durumlarında (örn., kusma, diyare veya aşırı terlemeye bağlı) özellikle yakın takip gereklidir.Belirgin elektrolit bozuklukları ve asit-baz dengesinde bozulmanın yanı sıra hipovolemi vedehidratasyon da düzeltilmelidir. Bu, FUROMİD tedavisinin geçici olarak durdurulmasınıgerektirebilir.

Elektrolit bozukluklarının olası gelişimi altta yatan hastalıklardan (örn. karaciğer sirozu, kalp yetmezliği), eş zamanlı ilaç kullanımından (bkz. Bölüm 4.5) ve diyetten etkilenmektedir.

Artan idrar atılımının neden olduğu kilo kaybı, idrar atılımının miktarından bağımsız olarak,

1 kg/günü geçmemelidir.

Nefrotik sendromda yan etkilerin görülme riskinde artış olabileceğinden, doz dikkatle belirlenmelidir.

NSAİİ'ler FUROMİD'in ve diğer diüretiklerin diüretik etkisini azaltabilir. NSAİİ'lerin diüretikler ile birlikte kullanılması nefrotoksisite riskini arttırabilir.

Sorbitol ve FUROMİD'in eş zamanlı uygulanması dehidratasyonda artışa neden olabilir. Sorbitol diyareyi tetikleyerek daha fazla sıvı kaybına neden olabilir.

FUROMİD ile tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonu vakaları bildirilmiştir. Tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonu gelişirse tedavinin durdurulması önerilir. Yenidenuygulama gerekli görülürse, güneşe veya yapay UVA ışığına maruz olan bölgelerinkorunması önerilir.

Risperidon ile birlikte kullanım:

Demansı olan yaşlı hastalarda yapılan risperidon plasebo-kontrollü çalışmalarda, sadece furosemid ile tedavi edilen hastalar (67-90 yaşları arası, ortalama 80 yaş; %4,1) veya sadecerisperidon ile tedavi edilen hastalara (70-96 yaşları arası, ortalama 84 yaş; %3,1) kıyasla,furosemid ve risperidon ile tedavi edilen hastalardaki (75-97 yaşları arası, ortalama 89 yaş;%7,3) mortalite insidansında artış gözlenmiştir. Diğer diüretikler (özellikle düşük dozlardakitiyazid diüretikleri) ile birlikte risperidon kullanımı benzer bulgular ile ilişkili değildir.

Bu bulguyu açıklayan hiç bir patolojik mekanizma ve ölüme sebep olan tutarlı bir sebep bulunmamaktadır. Bununla birlikte, gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veyadiğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yararı, kullanıma karar verileceği zamanöncelikli olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Risperidon ile diğer diüretiklerin birliktekullanımı sonucu hastalardaki mortalite insidansında hiçbir artış görülmemiştir. Tedaviyebakılmaksızın, dehidratasyon mortalite için yüksek bir risk faktörüdür ve bu yüzden demansıolan yaşlı hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.3).

Sistemik lupus eritematozusun aktivasyonu veya alevlenmesi olasılığı bulunmaktadır.

FUROMİD kullanımı doping testlerinden pozitif yanıt verebilir. Ayrıca, FUROMİD'in doping ajanı olarak kötüye kullanılması sağlık için tehlike oluşturabilir.

Anafilaktik şok durumunda genellikle aşağıdaki acil önlemlerin alınması önerilir:


Terleme, bulantı, siyanoz gibi ilk belirtiler ortaya çıktığında enjeksiyona derhal son verilir. İğne vende bırakılır veya damar yolunun açık tutulması için vene uygun bir kanül yerleştirilir.Mutad olarak alınan diğer önlemlerle birlikte hasta başı aşağıya gelecek şekilde yatırılır vesolunum yolları açık tutulur.

Derhal uygulanması gereken ilaçlar:
i.v. yoldan derhal epinefrin (adrenalin) uygulanır:

Piyasada mevcut 1/1000 lik bir epinefrin çözeltisinin 1 ml'si 10 ml'ye seyreltilir ve bunun 1ml'si (0,1 mg epinefrin) nabız ve kan basıncı kontrol edilerek yavaş bir şekilde enjekte edilir(ritm bozukluklarına dikkat!). Epinefrin enjeksiyonları gerekirse tekrarlanabilir (kullanmatalimatına bakınız).

Daha sonra i.v. yoldan glukokortikoidler, mesela 250-1000 mg metilprednizolon-21 - hidrojen süksinat uygulanır. Gerekirse glukokortikoid dozları tekrarlanır (bu tür ilaçların Kısa ÜrünBilgisi'ne bakınız).

Bunu takiben i.v. yoldanvolüm sübstitüsyonu

yapılır.

Diğer tedavi önlemleri:

Yapay solunum, oksijen inhalasyonu, kalsiyum ve antihistaminiklerin uygulanmasıdır. Daha önceden mevcut olan bir metabolik alkaloz (mesela dekompanze karaciğer sirozunda),FUROMİD ile tedavisi sırasında kötüleşebilir.

Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Besinler:

Besinlerle birlikte alındığında FUROMİD'in emiliminin etkilenip etkilenmediği ve ne ölçüde etkilendiği farmasötik formülasyona bağlıdır. Oral FUROMİD formülasyonlarının aç karnınaalınması önerilmektedir.

Önerilmeyen birlikte kullanımlar:

İzole olgularda, kloral hidrat aldıktan sonra 24 saat içinde intravenöz FUROMİD uygulaması yüz kızarması, terleme atakları, huzursuzluk, bulantı, kan basıncında artış ve taşikardiye yolaçabilir. Bu nedenle, FUROMİD'in kloral hidratla birlikte kullanılması önerilmemektedir.

FUROMİD ile aynı anda kullanılmaları durumunda, aminoglikozidler (örn. kanamisin, gentamisin, tobramisin) ve diğer ototoksik ilaçların ototoksisitesini arttırabilir. Bu durum geridönüşsüz hasara yol açabileceğinden, bu ilaçlar ancak zorlayıcı tıbbi nedenler varsaFUROMİD ile birlikte kullanılmalıdır.

Kullanım için önlemler:

Sisplatin ve FUROMİD'in eş zamanlı verilmesi halinde ototoksik etki riski bulunmaktadır. Ayrıca, sisplatin tedavisi sırasında zorlu diürez sağlamak amacıyla kullanıldığında,FUROMİD'n düşük dozlarda (örn., normal böbrek fonksiyonu olan hastalarda 40 mg) vepozitif sıvı dengesiyle verilmemesi halinde sisplatinin nefrotoksisitesi artabilir.

Oral FUROMİD ve sukralfat en az 2 saat arayla kullanılmalıdır, zira sukralfat FUROMİD'in bağırsaktan emilimini ve dolayısıyla etkisini azaltır.

FUROMİD lityum tuzlarının atılımını azaltır ve serum lityum düzeylerinde artışa neden olabilir ve bu da lityumun kardiyotoksik ve nörotoksik etkilerinde artış riski dahil olmak üzerelityum toksisitesi riskinde artışla sonuçlanabilir. Bu nedenle,hastalarda lityum düzeylerinin dikkatle izlenmesi önerilmektedir.

bu kombinasyonu alan

Eğer diğer antihipertansif ajanlar, diüretikler veya kan basıncını düşürme potansiyeli olan ilaçlar furosemid ile aynı anda kullanılıyorsa, kan basıncında belirgin bir düşüş beklenmelidir.Özellikle bir anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ACE inhibitörü) ya da anjiotensin IIreseptör antagonisti ilk kez verildiğinde ya da artırılmış bir dozda ilk kez olarak verildiğinde,kan basıncında şiddetli düşüş ve hatta şok ve böbrek fonksiyonunda kötüleşme (izolevakalarda akut böbrek yetmezliği) gözlenmiştir. Bir ACE inhibitörü veya anjiotensin IIreseptör antagonisti ile tedaviye başlamadan ya da dozunu arttırmadan önce FUROMİDuygulamasına geçici olarak ara verilmesi ya da en azından FUROMİD dozunun üç günsüreyle azaltılması düşünülmelidir.

Risperidon: Gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veya diğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yararı, kullanıma karar verileceği zaman öncelikli olarak gözönünde bulundurulmalıdır, (bkz. Bölüm 4.4; furosemid ile kombine risperidon kullanan,demansı olan yaşlı hastalarda mortalite artışı ile ilgili uyarılar)

Levotiroksin: Yüksek dozlardaki furosemid, tiroid hormonlarının taşıyıcı proteinlere bağlanmasını engelleyebilir ve dolayısıyla serbest tiroid hormonlarında başlangıç olarak birgeçici artışa ve bunu takiben toplam tiroid hormon seviyelerinde bir genel düşüşe neden olur.Tiroid hormonu seviyeleri takip edilmelidir.

Dikkate alınması gereken noktalar:

Asetilsalisilik asit dahil olmak üzere, non-steroid antiinflamatuvar ilaçların birlikte uygulanması FUROMİD'in etkisini azaltabilir. Dehidratasyon veya hipovolemisi olanhastalarda, non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar akut böbrek yetmezliğine neden olabilir.Salisilatlarla aynı zamanda FUROMİD kullanılırsa, salisilatların yüksek dozlarda toksisitesiartabilir.

Fenitoinin birlikte uygulanmasını takiben FUROMİD'in etkisinde zayıflama görülebilir.

FUROMİD ile glukokortikoidler, karbenoksolon veya laksatiflerin eş zamanlı kullanımı hipokalemi gelişme riski ile beraber potasyum deplesyonunda artışa neden olabilir. Bu açıdan,büyük miktarlarda meyan kökü karbenoksolon gibi davranabilir.

Kardiyak glikozidler ile eş zamanlı verildiğinde FUROMİD tedavisi sırasında hipokalemi ve/veya hipomagnezemi gelişmesi durumunda, kardiyak glikozitlere karşı miyokardhassasiyetinin artacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Elektrolit bozukluklarının varlığında,FUROMİD ve QT aralığı uzama sendromuna yol açan ilaçlar (örn. terfenadin, bazı sınıf I vesınıf III antiaritmik ajanlar) eş zamanlı kullanılırsa, ventriküler aritmi (torsades de pointesdahil) riski daha yüksek olacaktır.

Antihipertansif ajanlar, diüretikler veya kan basıncını düşürme potansiyeli olan diğer ilaçların FUROMİD ile birlikte verilmesi halinde, kan basıncında daha belirgin bir düşüşbeklenmelidir.

Probenesid ve metotreksat gibi, anlamlı renal tübüler sekresyona uğrayan diğer ilaçlar FUROMİD'in etkisini azaltabilir.

Öte yandan, FUROMİD bu ilaçların böbrek yoluyla atılımını azaltabilir. Yüksek dozla tedavi (özellikle de, hem FUROMİD hem diğer ilaçların yüksek dozu) söz konusu olduğunda budurum, ilaçların serum düzeylerinde artışa ve FUROMİD'e veya birlikte kullanılan ilaca bağlıadvers etki riskinde bir artışa yol açabilir.

FUROMİD ile birlikte kullanıldıklarında antidiyabetik ilaçların ve kan basıncını artıran sempatomimetiklerin (örn., epinefrin, norepinefrin) etkileri azalabilir.

Kürar-tipi kas gevşeticilerinin veya teofilinin etkileri FUROMİD ile artabilir.

FUROMİD ile birlikte kullanıldıklarında nefrotoksik ilaçların (örn. aminoglikozidler, sefalosporinler, polimiksinler gibi antibiyotikler) böbrek üzerindeki zararlı etkileri artabilir.

Belli sefalosporinlerin yüksek dozları ve FUROMİD ile eş zamanlı tedavi gören hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğu gelişebilir.

Siklosporin A ve FUROMİD'in eş zamanlı kullanımı, FUROMİD'in yol açtığı hiperürisemiye ve siklosporinin renal ürat atılımını bozmasına sekonder olarak gut artritiriskinde artışla bağıntılıdır.

FUROMİD ile tedavi edilen, radyokontrast nefropatisi açısından yüksek risk altındaki hastaların radyokontrast aldıktan sonra böbrek fonksiyonunda bozulma insidansı,radyokontrast almadan önce yalnızca intravenöz hidrasyon alan yüksek riskli hastalara kıyasladaha yüksek bulunmuştur.

Karbamazepin veya aminoglutetimidin FUROMİD ile eş zamanlı kullanımı hiponatremi riskini arttırabilir.

FUROMİD ve tiyazidlerin etkileşimi sonucu diürezde sinerjetik etki oluşur.

Metformin kan seviyeleri FUROMİD ile artış gösterebilir. Buna karşılık, metformin FUROMİD konsantrasyonunu düşürebilir. Bu risk, fonksiyonel böbrek yetmezliği durumundalaktik asidoz oluşumunda artış ile ilişkilidir.

Aynı zamanda kullanılmaları durumunda (özellikle hipoalbuminemide), FUROMİD ve fibrik asit türevlerinin (örn., klofibrat ve fenofibrat) kandaki seviyeleri yükselebilir. Bu durumunetkisinin/toksisitesinin artışı takip edilmelidir.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kullanımına ilişkin veri bulunmamaktadır.

Gebelik dönemi

Furosemidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin olduğunu göstermiştir (bkz. bölüm 5.3).İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Furosemid plasentayı geçtiğinden, gebelik esnasında beklenen yararın olası risklere karşı çok dikkatlice değerlendirmesinden sonra ve yalnızca kısa dönemler için kullanılmalıdır.

Diüretikler plasentanın perfüzyonunu ve dolayısıyla intrauterin büyümeyi bozdukları için, gebelikte hipertansiyon ve ödemin rutin tedavisi için uygun değildir.

Ancak maternal kalp yetmezliği veya renal yetmezlik için FUROMİD kullanılması gerekliyse, elektrolitler ve hematoktrit ve aynı zamanda fetüsün gelişimi doğru bir şekilde takipedilmelidir. Hiperbilirubinemi durumunda furosemid ile ilişkili olarak bilirubinin albumindenayrılması sonucu kernikterus riskinde artış görülmüştür.

Fetüste idrar üretimi uterusta stimüle edilebilir.

Prematüre bebeklerin furosemid ile tedavisini takiben ürolityazis ve nefrokalsinoz gözlenmiştir.

Fare, sıçan, kedi, tavşan ve köpek gibi çeşitli memeli türlerinde furosemid ile tedavi sonrasında anlamlı embriyotoksik veya teratojenik etkiler saptanmamıştır. Gebeliğin 7-11 ve14-18. günlerinde 75 mg/kg vücut ağırlığı furosemid ile tedavi edilen sıçan neslinde böbrekmatürasyonunda gecikme - diferansiyel glomerül sayısında azalma - tarif edilmiştir.

Furosemid plasental bariyeri geçer ve göbek kordonu kanında maternal serum konsantrasyonlarının %100'üne ulaşır. Bugüne değin, insanlarda furosemid ile ilişkiliolabilecek hiçbir malformasyon saptanmamıştır. Bununla birlikte, embriyo/fetüs üzerindeolası zararlı etkilerin kesin olarak değerlendirilmesine olanak verecek yeterli deneyimbulunmamaktadır.

Laktasyon dönemi

Furosemid anne sütüne geçer ve laktasyonu inhibe edebilir. Anne sütüyle alınan furosemidin bebek üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere herhangi bir araştırma yapılmamıştır.

FUROMİD ile tedavi edilen kadınlar bebeklerini emzirmemelidir. Eğer gerekliyse, emzirmeyi durdurmalıdırlar (bkz. Bölüm 4.3).

Üreme yeteneği/Fertilite

Furosemid, oral yoldan günde 90 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda erkek ve dişi sıçanların ve günde 200 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda dişi farelerin fertilitesini bozmamıştır.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Doğru bir şekilde kullanıldığı zaman bile bu tıbbi ürün, araç ve makine kullanımı veya bir koruma olmaksızın çalışabilme becerisini bozacak kadar hareketleri etkileyebilir. Bu durumözellikle tedavinin başlangıcında, dozun arttırılmasında veya başka bir preparata geçerken yada ilacı alkol ile birlikte alırken geçerlidir.

Bazı advers etkiler (örn. kan basıncında istenmeyen ölçüde belirgin bir düşüş) hastanın konsantre olma ve tepki verme yeteneğini bozabilir ve dolayısıyla bu yeteneklerin özellikleönemli olduğu durumlarda (örn., bir araç veya makine kullanma) risk oluşturabilir.

4.8 İstenmeyen etkiler

Sıklıklar, furosemidin çeşitli dozlarda ve endikasyonda verildiği toplam 1387 hasta üzerinde gerçekleştirilen çalışmaları referans alan literatür verisine dayanmaktadır. Aynı istenmeyenetki için farklı bir sıklık kategorisi elde edilmesi durumunda, sıklığı en yüksek olan kategoriseçilmiştir.

Uygulanabilir olduğunda, aşağıdaki sıklık aralığı kullanılır.

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, < 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000, < 1/100); seyrek (>1/10.000, < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın: Hemokonsantrasyon (diürez aşırı ise)

Yaygın olmayan: Trombositopeni Seyrek: Lökopeni, eozinofili

Çok seyrek: Agranülositoz, aplastik anemi veya hemolitik anemi (Agranülositoz belirtileri titreme ile birlikte ateş, mukozal değişiklikler ve boğaz ağrısı olabilir).

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Mukokütanöz reaksiyonlar (Deri ve deri altı doku hastalıklarına bakınız) Seyrek: Şiddetli anafilaktik veya anafilaktoid reaksiyonlar (örn. şokla birlikte) (tedavisi içinbkz. Bölüm 4.9)

Şokun ilk belirtileri kızarma, ürtiker gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme, bulantı ve siyanozu içerir.

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Çok yaygın: Elektrolit bozuklukları (semptomatik olanlar dahil), özellikle yaşlı hastalarda hipovolemi ve dehidratasyon, kan kreatininde artış, serum trigliserid düzeylerinde artışYaygın: Hiponatremi, hipokloremi (özellikle sodyum klorür alımı kısıtlıysa) hipokalemi(özellikle potasyum alımı eş zamanlı olarak azaldığında ve/veya potasyum kaybı artmışhastalarda (örn. kusma veya kronik diyare ile)) ve kan kolesterolünde artış, serum ürik asitartışı ve gut atakları

Yaygın olmayan: Glukoz toleransında azalma ve hiperglisemi. Diabetes mellitus hastalarında bu durum metabolik kontrolün bozulmasına yol açabilir; latent diabetes mellitus manifestolabilir.

Bilinmiyor: Hipokalsemi, hipomagnezemi, kanda üre artışı, metabolik alkaloz, kötüye kullanım ve/veya uzun süreli kullanım çerçevesinde Pseudo-Bartter sendromu.

Hiponatreminin yaygın olarak gözlenen semptomları apati, baldırda kramplar, anoreksi, asteni, sersemlik, kusma ve konfüzyondur.

Hipokalemi, nöromüsküler (kas güçsüzlüğü, parestezi, parezi), intestinal (kusma, konstipasyon, meteorizm), renal (poliüri, polidipsi) ve kardiyak (impuls oluşumu ve iletimbozuklukları) semptomlar halinde kendini gösterebilir. Ciddi potasyum kayıpları paralitikbağırsak tıkanıklığı, bilinç bozukluğu ve hatta komaya neden olabilir.

Hipokalsemi nadir vakalarda tetaniyi tetikleyebilir.
Hipomagnezemi sonucu, nadir vakalarda tetani veya kardiyak aritmi oluşumu gözlenmiştir.

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Hepatoselüler yetersizliği olan hastalarda hepatik ensefalopati Seyrek: Parestezi, vertigo, uyuklama, konfüzyon, kafada basınç hissiBilinmiyor: Baş dönmesi, bayılma ve bilinç kaybı, baş ağrısı

Göz hastalıkları

Seyrek: Miyopun ilerlemesi, bulanık görme, hipovolemi belirtileri ile beraber görme bozuklukları

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Özellikle de böbrek yetmezliği, hipoproteinemi (örn., nefrotik sendromda) olan hastalarda ve/veya intravenöz furosemid çok hızlı verildiğinde, çoğunlukla geçiciolmakla birlikte işitme bozuklukları. Furosemidin oral veya intravenöz uygulamasısonrasında, bazen geri dönüşümsüz olabilen sağırlık olguları bildirilmiştir. Seyrek: Tinnitus

Vasküler hastalıklar

Çok yaygın (intravenöz uygulama için): Ortostatik hipotansiyonu içeren hipotansiyon Seyrek: Vaskülit

Bilinmiyor: Tromboz (özellikle yaşlı hastalarda)

Diürezin çok yoğun olması durumunda, özellikle yaşlı hastalarda ve çocuklarda olmak üzere, dolaşım şikayetleri (dolaşım kollapsı dahil) oluşabilir. Bu şikayetler çoğunlukla baş ağrısı, başdönmesi, görme bozuklukları, ağız kuruluğu ve susuzluk, hipotansiyon ve ortostatikdisregülasyon olarak kendini gösterir.

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın olmayan: Bulantı Seyrek: Kusma, diyareÇok seyrek: Akut pankreatit

Hepatobiliyer hastalıklar

Çok seyrek: İntrahepatik kolestaz, kolestatik sarılık, hepatik iskemi, hepatik transaminazlarda artış

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın olmayan: Kaşıntı, ürtiker, döküntü, büllöz dermatit, eritema multiforme, pemfigoid, eksfolyatif dermatit, purpura, fotosensitivite reaksiyonuSeyrek: Lupus eritamatöz atağı veya aktivasyonu

Bilinmiyor: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, AJEP (akut jeneralize ekzantem püstülöz ) ve DRESS (eozinofili ve sistemik semptomlar ile birlikte ilaç döküntüsü)

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Seyrek: Bacak kası krampları, asteni, kronik artrit

Bilinmiyor: Çoğu zaman ciddi hipokalemi şeklinde olmak üzere rabdomiyoliz vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.3).

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Çok yaygın: Kan kreatininde artış Yaygın: İdrar miktarında artışSeyrek: Tübülointerstisyel nefrit

Bilinmiyor: İdrarda sodyum artışı, idrarda klorür artışı, kanda üre artışı, üriner obstrüksiyon belirtileri (örn. prostatik hipertrofi, hidronefroz, üreterik stenoz hastalarında) ve hatta ikincilkomplikasyonlarla beraber idrar retansiyonu (bkz. Bölüm 4.4), prematüre bebeklerdenefrokalsinozis ve/veya nefrolitiyazis, böbrek yetmezliği

Konjenital ve kalıtımsal/genetik hastalıklar

Bilinmiyor: Furosemidin prematüre bebeklere yaşamın ilk haftası içinde uygulanması halinde, patent duktus arteriyozusun devam etme riskinde artış

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Seyrek: Ateş

Bilinmiyor: İntramüsküler enjeksiyonu takiben ağrı gibi lokal reaksiyonlar

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0800 314 0008; faks: 03122183599)

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Belirtiler:

Akut veya kronik doz aşımında klinik tablo esas olarak elektrolit ve sıvı kaybının derecesine ve sonuçlarına bağlı olarak değişir. Doz aşımı, hipotansiyon, ortostatik disregülasyon,elektrolit bozuklukları (hipokalemi, hiponatremi, hipokloremi) veya alkoloza neden olabilir.Daha ciddi sıvı kaybı durumunda, belirgin hipovolemi, dehidratasyon, dolaşım kollapsı vetromboz gelişme eğilimi gösteren hemokonsantrasyon gelişebilir. Hızlı su ve elektrolitkayıplarında deliryum gözlenebilir. Nadir vakalarda anafilaktik şok (semptomları; terleme,bulantı, siyanoz, kan basında ciddi düşüş, bilinç bulanıklığı ve hatta koma) görülebilir.

Tedavi

Elektrolit ve sıvı dengesinde klinik açıdan anlamlı bozukluklar düzeltilmelidir. Bu bozukluklardan kaynaklanan ciddi komplikasyonların ve vücut üzerindeki diğer etkilerinönlenmesi ve tedavisiyle birlikte, bu düzeltici girişim genel ve spesifik yoğun tıbbi izleme veterapötik önlemleri gerekli kılabilir. Hemodiyaliz furosemid eliminasyonunu hızlandırmaz.

Doz aşımında veya hipovolemi belirtileri durumunda (hipotansiyon, ortostatik disregülasyon) FUROMİD tedavisi derhal durdurulmalıdır.

Yaşamsal bulguların takibine ilave olarak, su ve elektrolit dengesi, asit-baz eşitliği, kan şekeri ve idrardaki nitrojen içeren bileşikler için yinelenen kontroller yapılmalı ve gerektiğindedeviasyonlar düzeltilmelidir.

Miksiyon bozuklukları olan hastalarda (örn. prostat hiperplazisi olan hastalar) serbest idrar akışı sağlanmalıdır çünkü idrarın ani olarak yüksek miktarlarda akışı mesanenin aşırıgerilmesi ile beraber üriner retansiyona neden olabilir.

Hipovolemi tedavisi; volüm replasmanı

Hipokalemi tedavisi; potasyum replasmanı

Dolaşım kollapsı tedavisi; Bacaklar havaya gelecek şekilde supin pozisyonu, eğer gerekliyse şok tedavisi

Anafilaktik şok durumunda alınacak acil önlemler:

İlk belirtiler ortaya çıktığında (örn. kızarma, ürtiker gibi deri reaksiyonları, huzursuzluk, baş ağrısı, terleme, bulantı, siyanoz) aşağıdakiler uygulanmalıdır:

• Enjeksiyon/infüzyon durdurulur, damar yolu açık tutulur.

• Genel acil durum önlemlerinin yanı sıra, hasta bacaklar yukarıda olacak şekilde sırtüstüpozisyonda yatırılır, solunum yolları açık tutulur ve oksijen verilir.

• Eğer gerekli ise acil yoğun bakım önlemleri uygulanır (adrenalin (epinefrin), volümreplasman sıvıları, glukokortikoidler dahil).

1/1000'lik bir adrenalin çözeltisinin 1 ml'si 10 ml'ye seyreltilir ve bu çözeltinin 1 ml'si (0,1 mg adrenalin) nabız ve kan basıncı kontrol edilerek ve olası aritmi durumu takip edilerekyavaş bir şekilde enjekte edilir. Adrenalin uygulaması gerekirse tekrarlanabilir.

Daha sonra intravenöz yolla bir glukokortikoid (örn. 250 mg metilprednisolon) uygulanır. Gerekirse glukokortikoid dozları tekrarlanır.

Çocuklarda, yukarıda belirtilen dozlar vücut ağırlığına göre ayarlanır.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Yüksek tavanlı diüretikler, Sülfonamidler (yalın)

ATC kodu:C03CA01

Etki mekanizması:


Furosemid, nispeten güçlü ve kısa ömürlü hızlı başlangıçlı diürez sağlayan bir kıvrım diüretiktir. Furosemid, henle kıvrımının kalın çıkan kolunun luminal hücre membranında yeralan transport sistemini bloke eder; dolayısıyla, furosemidin salüretik etkisinin etkililiği, ilacınbir anyon transport mekanizması yoluyla tübüler lümene ulaşmasına bağlıdır.

Diüretik etki, henle kıvrımının bu kesiminde sodyum klorür reabsorbsiyonunun inhibisyonundan kaynaklanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, fonksiyonel sodyum atılımıglomerüler sodyum filtrasyonunun %35'ine varabilir. Artmış sodyum atılımı sonucu ozmotiksu tutulumunun ikincil etkileri, idrar atılımında artış ve distal tübüler potasyumsekresyonunda artıştır. Kalsiyum ve magnezyum iyonlarının atılımı da artar.

Furosemid, makula densa'da tübülo-glomerüler feed-back mekanizmasını kesintiye uğratır ve bunun sonucu da, salüretik aktivitede hiçbir azalma olmamasıdır. Furosemid renin-anjiotensin-aldosteron sisteminin doza bağlı stimülasyonuna neden olur.

Kalp yetmezliğinde, furosemid, venöz kapasitans damarları gevşeterek kardiyak preload' da akut bir azalmaya neden olur. Bu erken vasküler etkinin prostaglandin aracılığıyla oluştuğu verenin-anjiotensin-aldosteron sistemi ve bozulmamış prostaglandin sentezinin aktivasyonu ileyeterli böbrek fonksiyonunu gerekli kıldığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, natriüretiketkisinden dolayı, furosemid hipertansif hastalarda katekolaminlere karşı artmış vaskülerreaktiviteyi düşürmektedir.

Furosemidin antihipertansif etkisi sodyum atılımında artışa, kan hacminde azalmaya ve vasküler düz kasın vazokonstriktör uyaranlara duyarlılığında azalmaya bağlanabilir.

Farmakodinamik özellikler:


Furosemidin diüretik etkisi, intravenöz dozdan sonra 15 dakika içinde ve oral dozdan sonra 1 saat içinde görülür.

10 mg ila 100 mg dozlarda furosemid alan sağlıklı bireylerde diürez ve natriürezde doza bağlı bir artış olduğu gösterilmiştir. Sağlıklı kişilerde etki süresi, 20 mg intravenöz furosemiddozundan sonra yaklaşık 3 saat ve 40 mg oral dozdan sonra 3-6 saattir.

Hastalarda, bağlanmamış (serbest) furosemidin intratübüler konsantrasyonları (idrarda furosemid atılım hızı kullanılarak tahmin edilir) ile natriüretik etkisi arasındaki ilişki birsigmoid eğri biçiminde olup, furosemidin minimal etkili atılım hızı yaklaşık 10mikrogram/dakikadır. Bu nedenle, furosemidin devamlı infüzyonu tekrarlanan bolusenjeksiyonlarından daha etkilidir. Bunun yanı sıra, ilacın belirli bir bolus dozunun üzerinde,etkide anlamlı bir artış söz konusu değildir. İlacın tübüler sekresyonu ya da intra-tübüleralbümin bağlanmasının düşmesi halinde furosemidin etkisi azalır.

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Furosemid gastrointestinal yoldan hızla emilir. İlacın emilimi geniş bireyler arası ve birey içi değişkenlik gösterir. Sağlıklı gönüllülerde furosemidin biyoyararlanımı, tabletler için yaklaşık%50 - %70 ve oral çözelti için %80'dir. Hastalarda, ilacın biyoyararlanımı altta yatanhastalıklar dahil çeşitli faktörlerden etkilenir ve %30'a kadar düşebilir (örn., Nefrotiksendromda).

Besinlerle birlikte alındığında furosemidin emiliminin etkilenip etkilenmediği ve ne ölçüde etkilendiği farmasötik formülasyona bağlıdır.

Dağılım:


0,2 litredir. Dağılım hacmi altta

Furosemidin dağılım hacmi kg vücut ağırlığı başına 0,1 yatan hastalığa bağlı olarak daha yüksek olabilir.

Furosemid plazma proteinine, esas olarak albümine güçlü (%98 üzerinde) bağlanır.

Biyotransformasyon:


İdrarda geri alınan maddelerin %10 ila %20' si furosemidin bir glukuronit metabolitinden oluşmaktadır.

Eliminasyon:


Furosemidin eliminasyonu büyük ölçüde değişmemiş ilaç olarak, esas olarak proksimal tübüle sekresyon yoluyla gerçekleşir. İntravenöz uygulamadan sonra furosemid dozunun %60 ila%70'i bu yolla atılır. Kalan doz, muhtemelen safra sekresyonunu takiben feçes yoluyla atılır.

Normal renal fonksiyonda furosemidin eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 1 saattir; terminal renal yetmezlikte ise 24 saate kadar uzayabilir.

Furosemid anne sütünde atılır. Furosemid plasental bariyeri geçer ve fetüse yavaş yavaş taşınır. Fetüs veya yeni doğan bebekte anne ile aynı konsantrasyonda bulunur.

Hastalardaki karakteristik özellikler Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

Böbrek yetmezliğinde, furosemidin eliminasyonu yavaşlar ve yarılanma ömrü uzar; şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda terminal yarılanma ömrü 24 saate varabilir.

Nefrotik sendromda azalmış plazma protein konsantrasyonu daha yüksek bağlanmamış (serbest) furosemid konsantrasyonuna yol açar. Öte yandan, intratübüler albümine bağlanmave düşmüş tübüler sekresyondan dolayı bu hastalarda furosemidin etkinliği azalır.

Furosemid hemodiyaliz, periton diyalizi ve CAPD uygulanan hastalarında düşük düzeyde diyalize olur.

Karaciğer yetmezliğinde, esas olarak daha geniş bir dağılım hacminden dolayı furosemidin yarılanma ömrü %30-%90 oranında artar. Ayrıca, bu hasta grubunda tüm farmakokinetikparametrelerde geniş bir değişiklik vardır.

Diğer:

Konjestif kalp yetmezliği, şiddetli hipertansiyon ve geriyatrik popülasyon:

Konjestif kalp yetmezliği, şiddetli hipertansiyonu olan hastalarda ya da yaşlılarda, böbrek fonksiyonunda azalmadan dolayı furosemid eliminasyonu yavaşlar.

Prematüre ve miadında doğan bebekler:

Böbreğin matürite durumuna bağlı olarak, furosemidin eliminasyonu yavaşlayabilir. Eğer bebeğin glukuronizasyon kapasitesi bozuksa, ilacın metabolizması da yavaşlar. Konsepsiyonsonrası yaşı 33 haftanın üzerinde olan bebeklerde terminal yarılanma ömrü 12 saatinaltındadır. İki aylık ve daha büyük bebeklerde, terminal klirens erişkinlerdeki ile aynıdır.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Akut toksisite:

Çeşitli kemirgen türleri ve köpeklerde oral ve intravenöz furosemid uygulamasıyla yapılan araştırmalar düşük oranda akut toksisite ortaya koymuştur. Furosemidin LD

sc5050

400mg/kg vücut ağırlığından fazladır.

Kronik toksisite:

Sıçan ve köpeklerde 6 ve 12 aylık uygulamadan sonra, en yüksek dozaj gruplarında (insanlardaki terapötik dozun 10 -20 katı) renal değişiklikler (fokal fibroz, kalsifikasyondahil) görülmüştür.

Ototoksisite:

Furosemid, iç kulağın stria vaskülarisinde transport süreçlerini engelleyebilir ve muhtemelen (genellikle geri dönüşlü olan) işitme bozukluğuna yol açar.

Karsinojenite:

Furosemid dişi fare ve sıçanlara yaklaşık 2 yıl süreyle diyetleri içinde günde yaklaşık 200 mg/kg vücut ağırlığı (14.000 ppm) miktarında uygulanmıştır. Farelerde memeadenokarsinomu insidansında bir artış gözlenmiş, ancak sıçanlarda gözlenmemiştir. Bu dozinsanlarda uygulanan terapötik dozdan dikkate değer ölçüde daha yüksektir. Bunun yanı sıra,bu tümörler kontrol hayvanlarının %2 ila %8'inde gözlenen spontan olarak oluşan tümörlerlemorfolojik olarak tamamen aynıdır.

Dolayısıyla, bu tümör insidansının insanların tedavisinde geçerli olması olası görülmemektedir. Nitekim furosemid kullanımını takiben insan meme adenokarsinomuinsidansmda artış olduğuna ilişkin hiçbir bulgu yoktur. Epidemiyolojik araştırmalaradayanarak, insanlarda furosemid için bir karsinojeniklik sınıflandırması mümkün değildir.

Bir karsinojeniklik araştırmasında, sıçanlara günde 15 ve 30 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda furosemid uygulanmıştır. 15 mg/kg doz kategorisindeki erkek sıçanlar (ancak 30 mg/kg dozkategorisindekiler değil) nadir tümörlerde marjinal bir artış göstermiştir. Bu bulgularıntesadüfi olduğu kabul edilmektedir.

Sıçanlarda nitrosamin ile oluşturulan mesane karsinojenezi, furosemidin hızlandırıcı bir faktör olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sağlamamıştır.

Mutajenite:

Bakteri ve memeli hücrelerindeki in vitro testlerde, hem pozitif hem negatif sonuçlar elde edilmiştir. Ancak, gen ve kromozom mutasyonları indüksiyonu yalnızca furosemidinsitotoksik konsantrasyonlara ulaştığı durumlarda gözlenmiştir.

Üreme toksi sitesi:

Furosemid, oral yoldan günde 90 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda erkek ve dişi sıçanların ve günde 200 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda dişi farelerin fertilitesini bozmamıştır.

Fare, sıçan, kedi, tavşan ve köpek gibi çeşitli memeli türlerinde furosemid ile tedavi sonrasında anlamlı embriyotoksik veya teratojenik etkiler saptanmamıştır. Gebeliğin 7- 11 ve14-18. günlerinde 75 mg/kg vücut ağırlığı furosemid ile tedavi edilen sıçan neslinde böbrekmatürasyonunda gecikme - diferansiyel glomerül sayısında azalma tarif edilmiştir.

Furosemid plasental bariyeri geçer ve göbek kordonu kanında maternal serum konsantrasyonlarının %100'üne ulaşır. Bugüne değin, insanlarda furosemid etkilenimiylebağlantılı olabilecek hiçbir malformasyon saptanmamıştır. Bununla birlikte, embriyo/fetüsüzerinde olası zararlı etkilerin kesin olarak değerlendirilmesine olanak verecek yeterlideneyim elde edilmemiştir. Fetüste idrar üretimi uterusta stimüle edilebilir.

Prematüre bebeklerin furosemid ile tedavisini takiben ürolityazis ve nefrokalsinoz gözlenmiştir.

Anne sütüyle alınan furosemidin bebek üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere herhangi bir araştırma yapılmamıştır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Hidroklorik asit çözeltisi Sodyum hidroksitSodyum klorürEnjeksiyonluk su

6.2 Geçimsizlikler

Yoktur.

6.3 Raf ömrü6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

Tip I camdan (dayanma gücü yüksek borosilikat cam) yapılmış, halkalı 2 ml'lik amber renkli ampuller.

Her bir karton kutu; 5 adet 2 ml'lik ampul içermektedir.

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Deva Holding A.Ş.

Halkalı Merkez Mah. Basın Ekspres Cad.

No:1 34303 Küçükçekmece-İSTANBUL Tel:0212 692 92 92

Faks: 0212 697 00 24 E-mail: [email protected]

8. RUHSAT NUMARASI(LARI)

129/12

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 16.07.1980 Ruhsat yenileme tarihi: 30.03.2006

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Furomid 20 Mg/2 Ml Im/iv Ampul

Etken Maddesi: Furosemid

Pdf olarak göster

Google Reklamları

İlgili İlaçlar

  • Furomid 20 Mg 5 Ampul
  • Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.