Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Griport 650 Mg/ 4 Mg/ 60 Mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

GRİPORT 650 mg/ 4 mg/ 60 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİEtkin maddeler:

Parasetamol.......................650 mg

Psödoefedrin HCl......................60 mg

Klorfeniramin maleat..................4 mg

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir)............63,76 mg

Yardımcı maddelerin tümü için bölüm 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet.

Beyaz renkli, oval şekilli, bikonveks, bir yüzü çentikli (çentiğin amacı yalnızca, gerektiğinde daha rahat yutmak için tabletin kırılmasını kolaylaştırmaktır, tabletin eşit dozlara bölünmesi içindeğildir) tabletler.

4. KLİNİK ÖZELLİKLERİ
4.1. Terapötik endikasyonlar

GRİPORT tablet; üst solunum yolları akut enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir. Analjezik, antipiretik, antihistaminik ve dekonjestan etkiye sahip kombinasyonpreparatıdır.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji, uygulama sıklığı ve süresi:

12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: 6 ya da 8 saat ara ile 1 tane alınmak üzere günde ortalama 3 ya da 4 tablettir.

Günlük maksimum doz 4 tablettir.

Alkol alan kişilerde, hepatotoksisite nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı (3 tableti) aşmaması gerekir.

Semptomların giderilebilmesi için etkili olduğu en düşük dozda kullanılmalıdır.

Uygulama şekli:

GRİPORT, oral yoldan alınır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

Hafif-orta şiddette karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm

4.4.Pediyatrik popülasyon:

12 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur fakat herhangi bir hastalığın eşlik ettiği durumlarda doz ve dozlama sıklığı uygun bir şekilde azaltılmalıdır (Bkz. Bölüm 5.2.Farmakokinetik özellikler).

4.3. Kontrendikasyonlar

GRİPORT tablet aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.

• İlacın içindeki etkin maddeler veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırıduyarlılığı olanlarda12 yaşın altındaki çocuklarda

Şiddetli karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) ve böbrek yetmezliği olan hastalarda Şiddetli hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalardaŞiddetli koroner arter hastalığı olanlarda

Diğer sempatomimetik ilaçlar (dekonjestanlar, trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar ya da amfetamin benzeri psikostimülanlar) ve beta-blokörlerle birlikte veyaantihipertansifler ile birlikte kullanım

Monoamino oksidaz inhibitörleri (MAOİ) ile tedavi olanlarda (GRİPORT kullanımından önceki 14 gün içinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil)/RIMA almış ve/veya almaya devam eden hastalarda) kontrendikedir. Psödoefedrin vebu tip bir ilacın aynı zamanda kullanılması kan basıncında yükselmeye neden olabilir.Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomuMesane boynunda obstrüksiyonPiloroduodenal obstrüksiyonStenoz yapan peptik ülserAkciğer hastalıkları (astım dahil)

Epilepsi

Diabetes mellitusu olanlarda,

Hipertiroidizm olanlarda Glokomu olanlarda (dar açılı glokom dahil)

Feokromositoma olanlarda

G6PD (glukoz-6-fosfat dehidrojenaz) eksikliği olanlarda

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

• Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımınilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir derireaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacınkullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir.Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içerenbaşka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen StevenJohnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralizeekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

Akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP): Bu akut püstüler döküntü tedavinin ilk iki gününde ateş ve genellikle cilt kıvrımlarında, gövdede ve üst uzuvlarda yer alançeşitli, küçük, genellikle yaygın ödemli eritemden ileri gelen foliküler olmayanpüstüller ile ortaya çıkabilir. Hastalar dikkatle gözlemlenmelidir. Pireksi, eritem veyaçok sayıda küçük püstül oluşumu gibi belirti ve bulgular gözlenirse bu ilacın kullanımıdurdurulmalıdır ve gerekli ise uygun önlemler alınmalıdır.

Anemisi olanlar, akciğer hastaları, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatle kullanılmalıdır. Önceden mevcut hepatikhastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasındaperiyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrekyetmezliği (kreatinin klerensi <10 mL/dk) halinde, doktorun parasetamol kullanımınınyarar/risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hastakesintisiz izlenmelidir.

Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz ve daha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir. 1248 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancakklinik semptomlar dozun alınmasından 1- 6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.

Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.

Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.

Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda ya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği(Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz(ALT) düzeyi yükselebilir.

Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyon rezervini azaltan ilaçların eşzamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitusgibi çeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.

Sepsis gibi glutatyon eksikliği olan hastalarda, parasetamol kullanımı metabolik asidoz riskini arttırabilir.

Ciddi bir enfeksiyonunuz varsa bu metabolik asidoz riskini arttırabilir.

Metabolik asidoz belirtileri şunlardır:

- Derin, hızlı ve zorlanarak nefes alıp vermek

- Mide bulantısı ve kusma

- İştahsızlık

Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına neden olabilir. Glutatyon seviyesi azalmış, düzenli olarak alkol kullanan, anoreksik, düşük vücutkütle indeksi olan ya da beslenme yetersizliği olan kişilerde karaciğer fonksiyonbozukluğu/ hasarı tespit edilmiştir. Bu durumlar mevcutsa dikkatli kullanılmalıdır.Genelde, özellikle diğer analjeziklerle kombinasyon halinde kesintisiz parasetamolkullanılması, kalıcı böbrek hasarına ve böbrek yetmezliği riskine (analjezik nefropatisi)yol açabilir.

Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarak hemoliz vakaları görülebilir.

Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlara ve daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bundan dolayı, buhastalar parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.

Hematopoietik disfonksiyon durumunda dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındaki sürenin uzatılması gibi önlemler alınmalıdır.

Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle antienflamatuvar ilaçlara aşırı duyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon veparasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anaflaktik şok bildirilmiştir.Alkolik karaciğer hastaları dikkatli kullanmalıdır.

Alkol alan kişilerde, parasetamole bağlı hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan GRİPORT dozunun 2000 mg'ı (3 tableti) aşmamalıdır.

Parasetamol, psödoefedrin hidroklorür veya klorfeniramin maleat içeren diğer ilaçların GRİPORT ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır. Parasetamol içeren başkailaçlarla birlikte kullanımı doz aşımına neden olabilir. Parasetamol doz aşımı sonuçlarıkaraciğer nakli ya da ölüme kadar varabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir.Parasetamol içeren ve ağrı kesici, ateş düşürücü, grip ve nezle semptomlarını gidericiya da uykuya yardımcı ilaçlar ile birlikte kullanılması önerilmez.

3- 5 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmaması halinde, hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışmasıönerilir.

Aritmisi olanlarda,

Kardiyovasküler hastalığı olanlarda,

İskemik kalp hastalığı olanlarda,

Hipertansiyonu olanlarda,

Normotansif hastalarda psödoefedrinin görünür hiçbir presör etkisi olmamakla beraber, GRİPORT hafif-orta şiddette hipertansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır(Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar, Bkz. Bölüm 4.5. Diğer tıbbi ürünler ileetkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri). Kontrol edilemeyen hipertansiyonu olanhastalarda GRİPORT'un kan basıncı üzerindeki etkisi gözlenmelidir.

Prostat hipertrofisi (hiperplazisi) olanlarda,

Halüsinasyonlar, huzursuzluk, uyku düzensizliği oluştuğunda kesilmelidir.

Şiddetli derecede karaciğer yetmezliği olanlarda ve böbrek yetmezliği olanlarda, özellikle birlikte kardiyovasküler bir hastalığı olanlarda,

60 yaş üzerindeki hastalarda,

Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.

Serebral ateroskleroz,

İdiyopatik ortostatik hipotansiyon,

Psödoefedrin ile iskemik kolit bildirimleri olmuştur. Şayet abdominal ağrı, rektal kanama ya da iskemik kolitin diğer semptomları gelişirse, psödoefedrin derhaldurdurulmalı ve doktora başvurulmalıdır.

Psödoefedrinle iskemik optik nöropati vakaları bildirilmiştir. Ani görme kaybı veya skotom gibi görme keskinliğinde azalma meydana gelirse, psödoefedrin bırakılmalıdır.Uzun süreli kullanımından kaçınılmalıdır. 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.

Seyrek olarak psödoefedrin dahil olmak üzere sempatomimetik ilaçlarla posterior geri dönüşlü ensefalopati (PRES)/ geri dönüşlü serebral vazokonstriksiyon sendromu (RCVS) bildirilmiştir.Bildirilen semptomlar ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve görmebozukluğudur. Olguların çoğu uygun tedavi ile birkaç günde düzelmiştir. PRES/RCVSsemptomları gelişmesi halinde psödoefedrin hemen kesilmelidir.

Klorfeniraminin antikolinerjik etkileri olan diğer ilaçlar ile beraber kullanımında; epilepsi, glokom da dahil olmak üzere artmış göz içi basıncı, prostat hipertrofisi, şiddetli hipertansiyonya da kalp hastalığı, bronşit, bronşektazi ve astım, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği gibidurumlarda dikkatle kullanılmalıdır. Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilereve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler).Zihin karışıklığı olan yaşlı hastaların kullanımından kaçınılmalıdır.

Klorfenaminin antikolinerjik özellikleri bazı hastalarda uyuşukluk, baş dönmesi, bulanık görme ve psikomotor bozulmaya neden olabilir ve bu da makine ve araç kullanma yeteneğini ciddişekilde etkileyebilir.

Anksiyolitikler ve hipnotikler gibi sedasyona neden olan ilaçlarla eşzamanlı kullanım, yatıştırıcı etkilerde artışa neden olabilir, bu nedenle bu ilaçlarla eşzamanlı olarak klorfenaminalmadan önce tıbbi tavsiye alınmalıdır.

Klorfeniramin alkolün etkilerini artırabilir ve bu nedenle eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.

Antihistaminik içeren öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları ve diğer antihistaminik ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır.

Bu tıbbi ürün laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacıkullanmamaları gerekir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Parasetamol:

Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.

Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.

Kloroform, siklopropan, hal otan, enfluran veya izofluran gibi hal oj enli anestezik ajanlarla eşzamanlı kullanım, ventriküler aritmileri tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya oral kontraseptifler ve rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzimindüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamoldozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde,terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.

Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.

Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındakietkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR)değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir, arada bir tek seferlik ya dabirkaç dozluk kullanımda kanama üzerine belirgin bir etki beklenmemektedir. Bundan dolayı,oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamolkullanmamalıdır.

5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.

Parasetamol ve azidotimidin (AZT- zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.

İmatinib ile eş zamanlı düzenli parasetamol kullanımından kaçınılmalı veya kullanım kısıtlanmalıdır.

Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde böbreklerdekiolumsuz etkiye ve diğer istenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.

Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.

St. John's Wort

{Hypericum perforatum-

sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.

Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir.

Probenesid, parasetamolün metabolizmasını engeller.

Psödoefedrin hidroklorür:

GRİPORT, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcılar ve amfetaminbenzeri psikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerin katabolizmasını etkileyenmonoamin oksidaz inhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kanbasıncının yükselmesine neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar). Moklobemidve oksitosin ile birlikte kullanımı tansiyon yükselmesine sebebiyet verebilir. Psödoefedriniçermesinden dolayı GRİPORT, bretilyum, betanidin, guanetidin debrizokin, metildopa vealfa ve beta adrenerjik blokör ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçlarınetkisini kısmen tersine çevirir. Kardiyak glikozidler disritmi riskine, ergot alkaloidleri iseergotizm riskine sebep olabilir.

Antikolinerjik (trisiklik antidepresanlar gibi) ilaçların etkisini artırır.

Klorfeniramin maleat:

Klorfeniramin, santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.

Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi (SSS) depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlarve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.

Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.

Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Herhangi bir veri bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

Herhangi bir veri bulunmamaktadır.

4.6.Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye:

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.

Gebelik dönemi

GRİPORTiçin, gebelikte kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; gebelik, embriyo-fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişimüzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik riskbilinmemektedir.

Gebeliğin ilk üç aylık döneminde psödoefedrin maruziyeti ve fetal anormallikler görülmesi olasılığının bağlantısı göz önünde bulundurularak ilacın gebelik süresince kullanımındankaçınılmalıdır.

Klorfeniramin maleatın hamile kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. Üçüncü trimesterde kullanım yenidoğan veyaprematüre yenidoğanlarda reaksiyonlara neden olabilir. Doktor tarafından önerilmedikçehamilelik sırasında kullanılmamalıdır.

GRİPORT, gebelik döneminde yalnızca doktor tavsiyesi ile ve ilacın risk/fayda oranı göz önüne alınarak kullanılmalıdır.

Laktasyon dönemi

Emzirme döneminde hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.

Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etki derecesi bilinmemektedir. Ağız yoluyla tek doz psödoefedrin verilen annenin sütüyle 24 saat içindebunun %0,4-0,7'sinin atılacağı tahmin edilmektedir. Klorfeniramin maleat anne sütüne önemlimiktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle beraberkullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibeedebilir.

GRİPORT, eğer hekim ilacın emziren anneye sağlayacağı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskten fazla olacağına inanıyorsa dikkatle kullanılmalıdır.

Üreme yeteneği/ Fertilite

GRİPORT'un üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma bulunmamaktadır.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

GRİPORT uyuşukluğa, bazı hastalarda ise baş dönmesi veya somnolansa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar.Uyku hali, sedatifler, trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.

Klorfeniraminin antikolinerjik özellikleri uyuşukluğa, baş dönmesine, bulanık görme ve psikomotor bozukluklara neden olabilir ve bu da hastaların araç ve makine kullanmakabiliyetlerini ciddi biçimde engelleyebilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor)

Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.


Advers reaksiyonlar

SIKLIK

Parasetamol

Psödoefedrin

Klorfeniramin

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Anemi

Seyrek1


Seyrek

Hemolitik anemi

Seyrek


Bilinmiyor

Methemoglobinemi

Seyrek1


Seyrek

Trombositopeni

Seyrek2


Seyrek

Trombositopenik

purpura

Seyrek2


Seyrek

Lökopeni

Seyrek2


Seyrek

Nötropeni

Seyrek2


Seyrek

Pansitopeni

Seyrek2


Seyrek

Agranülositoz

Çok seyrek


Seyrek

Kan diskrazisi



Bilinmiyor

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Alerjik reaksiyonlar

Seyrek


Bilinmiyor

Anaflaktik reaksiyon

Seyrek


Bilinmiyor

Lyell sendromu

Çok seyrek



Bronkospazm

Bilinmiyor



Pozitif alerji testi

Bilinmiyor



İmmün

trombositopeni

Bilinmiyor



Anjiyoödem



Bilinmiyor

Metabolizma ve

beslenme

hastalıkları

Anoreksi



Bilinmiyor

Psikiyatrik

hastalıkları

Sinirlilik


Yaygın


İnsomnia


Yaygın


Yorgunluk


Yaygın olmayan

Telaş hali


Yaygın olmayan

Ajitasyon


Yaygın olmayan

Halüsinasyon


Seyrek3


Paranoid delüzyon


Seyrek


Konfüzyon



Bilinmiyor

Eksitabilite


Seyrek

Bilinmiyor

Depresyon



Bilinmiyor

Kabuslar



Bilinmiyor

Huzursuzluk



Bilinmiyor

Sinir sistemi Hastalıkları**

Baş ağrısı

Yaygın

Bilinmiyor

Yaygın

Baş dönmesi

Yaygın


Yaygın

Somlonans

Yaygın


Çok y aygın

Parestezi

Yaygın



Santral sinir sistemi stimülasyonu

Bilinmiyor



Ensefalopati

Bilinmiyor



İnsomnia

Bilinmiyor



Tremor

Bilinmiyor



Sersemlik


Yaygın


İrritabilite


Bilinmiyor

Bilinmiyor

Anksiteyete


Bilinmiyor


Konsantre olamama



Yaygın

Sedasyon



Çok yaygın

Koordinasyon

bozukluğu



Yaygın

Çocuklarda
paradoksikal
eksitasyon



Bilinmiyor

Yaşlılarda konfüzyonel psikoz



Bilinmiyor

Göz hastalıkları

Bulanık görme



Yaygın

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Tinnitus



Bilinmiyor

Kardiyak

hastalıkları

Taşikardi


Seyrek

Bilinmiyor

Hipertansiyon


Seyrek


Diğer kardiyak disritmiler


Seyrek


Palpitasyon



Bilinmiyor

Aritmi



Bilinmiyor

Hipotansiyon



Bilinmiyor

Vasküler

hastalıkları

Kan basıncı artışı


Seyrek4


Solunum, göğüs hastalıkları vemediastinalhastalıkları

Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri

Yaygın



Analjezik astım sendromu da dahilastım

Seyrek



Bronkospazm

Sey rek



Bronşial sekresyonda kalınlaşma



Bilinmiyor

Gastrointestinal

hastalıkları

Bulantı

Yaygın

Yaygın

Yaygın

Kusma

Yaygın

Yaygın

Bilinmiyor

Dispepsi

Yaygın


Bilinmiyor

Flatulans

Yaygın




Karın ağrısı

Yaygın


Bilinmiyor

Konstipasyon

Yaygın



Gastrointestinal

kanama

Yaygın

olmayan



Diyare

Sey rek


Bilinmiyor

Ağız kuruluğu


Yaygın

Yaygın

Hepato-biliyer

hastalıkları

Hepatik bozukluk

Seyrek1



Sarılık dahil hepatit



Bilinmiyor

Hepatik disfonksiyon

Çok seyrek



Deri ve derialtı doku hastalıkları

Deri döküntüsü

Seyrek

Seyrek

Bilinmiyor

Kaşıntı

Seyrek



Ürtiker

Seyrek


Bilinmiyor

Alerjik ödem

Seyrek



Anjiyoödem

Seyrek



Akut jeneralize
eksantematöz
püstülozis

Seyrek*



Eritema multiform

Seyrek



Stevens-Johnson

sendromu

Seyrek*



Toksik epidermal nekroliz

Seyrek*



Hipersensitivite

reaksiyonları


Seyrek


Diğer
sempatomimetiklerle çapraz reaksiyon


Seyrek


Alerjik dermatit


Seyrek5


Eksfoliyatif dermatit dahil alerjikreaksiyonlar



Bilinmiyor

Fotosensitivite



Bilinmiyor

Deri reaksiyonları



Bilinmiyor

Kas-iskelet bozukluklar, bağdoku ve kemikhastalıkları

Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu



Bilinmiyor

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Papiler nekroz

Yaygın

olmayan2



Dizüri


Yaygın olmayan


Üriner retansiyon


Yaygın olmayan6

Bilinmiyor

Genel bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıkları

Halsizlik



Yaygın

Göğüs sıkışması



Bilinmiyor

1 Parasetamolün çok miktarda alınması durumunda

2 Parasetamolün uzun süre kullanılması durumunda

3 Özellikle çocuklarda

4Sistolik kan basıncı artışı gözlenmiştir. Terapötik dozlarda psödoefedrinin kan basıncı üzerindeki etkisi klinik olarak anlamlı değildir.

5Psödoefedrin kullanımı ardından bronkospazm, anjiyoödem gibi sistemik belirtileri olan/olmayan çeşitli alerjik deri reaksiyonları bildirilmiştir.

6 Erkek hastalarda üriner retansiyon (önceden mevcut bir prostatik büyüme durumu hazırlayıcı bir faktör olabilir.)

*Ölümcül sonuçlara neden olabilir. Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.

** Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler) (Bkz. Bölüm 4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Parasetamol

Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozutakiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikteparasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrügenellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirinden sonra 14CO2 atılımındaazalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür, veyakonvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ilekaraciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar parasetamole bağlı fulminant karaciğeryetmezliğini takiben gelişen akut tubüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir.Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olanhastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tubüler nekroz oluşabilir. Aşırıdozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıdabulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlardaalımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.

Semptomlar: Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Hepatik disfonksiyon ve karaciğer toksisitesi ile birlikteçoğu zaman akut pankreatit de gözlenmiştir. Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamoldoz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz, parasetamol doz aşımının dozlailişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saatiçinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirginolmayabilir.

Tedavi: Erken dönemde belirgin semptom olmamasına karşın hasta hemen hastaneye gönderilmelidir. Semptomlar bulantı ve kusma ile sınırlı olabilir ve doz aşımı şiddetini ya daorgan hasarı riskini yansıtmayabilir. Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak içinparasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastriklavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir.Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır.Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bunedenle, hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından enaz 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altındadeğerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkolbağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavieşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşıdaha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğeryetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.

Özellikle kardiyovasküler sistem ve solunum yollarına ilişkin semptomatik ve destekleyici önlemler alınmalıdır. Konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile kontrol altına alınmalıdır.Belirgin heyecanlanma ve halüsinasyonların tedavisi için klorpromazin kullanılabilir. Şiddetlihipertansiyonun fentolamin gibi bir alfa-adrenoreseptör blokörü ilaç ile tedavi edilmesigerekebilir. Kardiyak aritmileri kontrol altına almak için beta-blokör bir ilaç kullanılmasıgerekebilir.

Psödoefedrin

Semptomlar: Psödoefedrin doz aşımında eksitasyon, huzursuzluk, halüsinasyon, hipertansiyon ve aritmi gibi merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem semptomları ortaya çıkabilir.Şiddetli olgularda psikoz, konvülsiyon, koma ve hipertansif kriz gelişebilir. Potasyumun hücredışından hücre içine kayması nedeniyle serum potasyum düzeyi düşebilir.

Tedavi: Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonugerekebilir. Beta blokörler kardiyovasküler komplikasyonları ve hipokalemiyi düzeltebilir.İstenirse, psödoefedrin atılımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir.

Klorfeniramin maleat

Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovaskülerkolaps.

Tedavi; Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik vedestekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolitdengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.

Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Öksürük ve soğuk algınlığı preparatları; Diğer soğuk algınlığı

preparatları

ATC kodu: R05X

Etki mekanizması:

Parasetamol

Parasetamol, analjezik ve antipiretik bir ajandır. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlıolduğu düşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santral siklooksijenazüzerine daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolün analjezik veantipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-enflamatuvar özellikler gösterir. Bu durum;enflamatuvar dokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerde hücresel peroksitleriçermesi ve bu hücresel peroksitlerin parasetamolün siklooksijenaz inhibisyonunu önlemesiyleaçıklanabilir.

Psödoefedrin HCl

Psödoefedrin, doğrudan veya dolaylı sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde vetaşikardi yaratılmasında efedrinden daha az etkilidir, ayrıca merkezi sinir sistemininuyarılmasında da etkisi daha düşüktür. Psödoefedrin 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakikaiçinde ulaşır.

60 mg psödoefedrinin, soğuk algınlığı ve rinitli hastalarda ve normal kişilerde ve alerjik rinitli hastalarda histamin uygulanmasından sonra nazal hava akımı ile ölçüldüğü şekilde, etkili birnazal dekonjestan olduğu gösterilmiştir.

Klorfeniramin maleat

Klorfeniramin maleat; antihistaminik bir madde olup, kılcal damarlardaki geçirgenliği azaltarak burun akıntısı, aksırma, gözde sulanma ve kaşıntı gibi belirtileri giderir.

5.2. Farmakokinetik özelliklerParasetamol

Emilim


Parasetamolün absorpsiyonu başlıca ince bağırsaklardan pasif difüzyon ile olur. Gastrik boşalma, oral uygulanan parasetamol absorpsiyonu için hız sınırlayıcı bir basamaktır. Dorukplazma parasetamol konsantrasyonu formülasyona bağlı olarak genellikle oral uygulamadansonra 30 ila 90 dakika arasında meydana gelir. Parasetamol değişken bir oranda ilk geçişmetabolizmasına uğradığı için oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tam olarakbulunmaz. Erişkinlerdeki oral biyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarına bağlıolduğu görülmektedir. Oral biyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya 2 g(tablet formu) dozundan sonra yaklaşık %90'a yükselir.

Dağılım

:
Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0,95 L/kg'dır. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli oranda bağlanmaz.Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.

Biyotransformasyon

:

Terapötik dozlardan sonra parasetamolün plazma yarılanma ömrü 1,5-2,5 saat arasındadır. Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır.İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfat konjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarıminör bir yolla sitokrom P-450 karma fonksiyonlu oksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 veCYP3A4) ile reaktif bir metabolit olan asetamidokinona dönüşür. Bu metabolit hızlaindirgenmiş glutatyon ile konjuge olur ve sistein ve merkaptürik asit konjugatları şeklinde atılır.Büyük miktarlarda parasetamol alındığında hepatik glutatyon azalabilir ve vital hepatoselülermakromoleküllerine kovalan olarak bağlanan hepatosit asetamidokinonun aşırı birikmesine yolaçar. Bu da doz aşımı durumunda görülebilen hepatik nekroza yol açar.

Eliminasyon

:

Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 mL/dk/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'ye bağlı değildir. Uygulananilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halinde atılır. Sağlıklı bireylerde terapötikdozun yaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır.

Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum

:

Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler, glutatyon tarafından bağlanır venontoksik konjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımı halinde, karaciğerin (glutatyonoluşumunu kolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu tükenir; ilacın toksikmetabolitleri karaciğerde birikir ve karaciğer hücre nekrozu gelişir ve bu da karaciğerfonksiyonunda bozulmaya ve giderek hepatik komaya kadar ilerler.

Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Renal yetmezlikte farmakokinetik:

2-8 saat arasında olan ortalama plazma yarılanma ömrü normal ve böbrek yetmezliği olan hastalarda aynıdır, fakat böbrek yetmezliğinde eliminasyonhızı 8-24 saat arasında azalır. Kronik renal yetmezlikte glukuronid ve sülfat konjugatlarındabelirgin birikme olur. Ana bileşiğin kısıtlı rejenerasyonuyla kronik böbrek yetmezliği olanhastalarda biriken parasetamol konjugatlarında bir miktar ekstra eliminasyon oluşabilir. Kronikböbrek yetmezliğinde parasetamol doz aralıklarını uzatmak tavsiye edilir. Hemodiyalizdeparasetamol plazma düzeyleri azalabileceğinden terapötik kan düzeylerini korumak için ilaveparasetamol dozları gerekebilir.

Hepatik yetmezlikte farmakokinetik:

Hafif karaciğer hastalığı olan hastalardaki ortalama plazma yarılanma ömrü normal bireylerdekine benzerdir, fakat ciddi karaciğer yetmezliğindeönemli derecede uzar (yaklaşık %75). Bununla beraber, yarılanma ömrünün uzamasının klinikönemi belli değildir; çünkü karaciğer hastalığı olan hastalarda ilaç birikmesi ve hepatoksisiteolduğu kanıtlanmamış ve glutatyon konjugasyonu azalmamıştır. Kronik stabil karaciğerhastalığı olan 20 hastaya 13 gün süreyle günde 4 g parasetamol verilmesi karaciğerfonksiyonunda bozulmaya yol açmamıştır. Hafif karaciğer hastalığında, önerilen dozlardaalındığında parasetamolün zararlı olduğu kanıtlanmamıştır. Bununla beraber, şiddetli karaciğerhastalığında, plazma parasetamol yarılanma ömrü önemli derecede uzamıştır.

Yaşlılarda farmakokinetik:

Genç ve yaşlı sağlıklı denekler arasında farmakokinetik parametrelerde gözlenen farklılıkların klinik olarak önemli olduğu düşünülmemektedir.Bununla beraber serum parasetamol yarılanma ömrünün belirgin derecede arttığını (yaklaşık%84) ve parasetamol klerensinin zayıf, hareketsiz ve yaşlı hastalarda sağlıklı genç kişilerenazaran azaldığını (yaklaşık %47) düşündüren kanıtlar vardır.

Çocuklarda farmakokinetik:Psödoefedrin hidroklorür

Emilim:


Psödoefedrin, oral uygulama sonrasında herhangi bir presistemik metabolizma olmadan, gastrointestinal kanaldan hızlıca ve tamamen emilir. Sağlıklı yetişkin gönüllülerde, 60 mgpsödoefedrinin verilmesi yaklaşık 1,5 saat sonra (Tmaks) yaklaşık 180 ng/mL'lik bir dorukplazma konsantrasyonu (Cmaks) yaratmıştır.

Dağılım:


Psödoefedrinin görünen dağılım hacmi (Vd/F) yaklaşık 2,8 L/kg'dır.

Biyotransformasyon:


Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (t1/2) yaklaşık 5,5 saattir. Erkeklerde psödoefedrin çok az metabolize olur, yaklaşık %90'ı değişmeden idrarla atılır. Yaklaşık %1'i karaciğerdemetabolize olur, N-demetilasyon ile norpsödoefedrine dönüşür.

Eliminasyon:


Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun %55 ile %90'ı herhangi bir değişikliğe uğramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klerensi (Cl/F) 7,5 mL/dk/kg'dır. Sabiteliminasyon hızı yaklaşık 0,13sa-1'dir. İdrar asitlendiğinde psödoefedrinin idrar ile dışarı atılmahızı artar. Bunun tersine, idrar pH'si arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır.

Böbrek yetmezliği psödoefedrinin plazma düzeylerini artıracaktır.

Zayıf bir temelde, böbrekten atılım düzeyi idrarın pH'sine bağlıdır. Düşük idrar pH'sine, tübüler geri emilim minimaldir ve idrar akış hızı ilacın klerensini etkilemez.

Yüksek pH'de (>7,0), psödoefedrin yaygın şekilde renal tubülde geri emilir ve renal klerens idrar akış hızına bağlıdır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetmezliği:


Böbrek yetmezliği artmış plazma düzeylerine yol açar.

Psödoefedrin ile böbrek yetmezliğinde yapılmış spesifik çalışma yoktur. Ancak çeşitli derecelerde böbrek yetmezliği olan hastalarda 60 mg psödoefedrin +8 mg akrivastinkapsüllerinin tek doz uygulamasını takiben orta şiddetli ve şiddetli böbrek yetmezliği olanhastalarda sağlıklı gönüllülere nazaran psödoefedrin Cmax değeri 1,5 misli artmıştır. Tmax değeriböbrek hastalarında değişmemiştir. Yarılanma ömrü, sağlıklı gönüllülere nazaran hafif veşiddetli böbrek yetmezliğinde sırasıyla 3-12 misli artmıştır.

Karaciğer yetmezliği

:

Hepatik yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin ile yapılmış hiçbir spesifik çalışma yoktur.

Yaşlı hastalarda

:

Yaşlı hastalarda 60 mg psödoefedrin +8 mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen tı/2 sağlıklı gönüllülerdekinin 1,4 katı olmuştur. Görünen Cl/F sağlıklıgönüllülerdekinin 0,8 katı olmuştur ve Vd/F değişmemiştir. Psödoefedrin ile yaşlılarda yapılmışspesifik bir çalışma yoktur.

Klorfeniramin maleat

Emilim:


Klorfeniramin, oral uygulamayı takiben gastrointestinal sistemden iyi emilir. Etkiler 30 dakika içinde gelişir, 1 ila 2 saat içinde maksimuma ulaşır ve 4 ila 6 saat sürer. Plazma yarıömrünün 12 ila 15 saat olduğu tahmin edilmektedir.

Dağılım:


Dolaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir.

Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.

Biyotransformasyon ve eliminasyon

:

Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçişmetabolizmasına uğrar. Klorfeniraminin

farmakokinetiğinde belirgin bireysel farklılıklar bulunmaktadır; yarı ömrü 2-43 saat arasında bildirilmiştir. Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil vedidesmetil klorfeniramindir. Değişmeyen ilacın yaklaşık %22'si ve metabolitleri başlıca idraryoluyla atılır. Dışkıda sadece eser miktarda bulunmuştur.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileriParasetamol

Akut Toksisite:

Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yenidoğan sıçanlarda önemli oranda daha fazla toksik olmasınınsebebi ise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı bir metabolizmasının bulunması veyenidoğan sıçanlarda hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olmasıdır.

Köpeklere ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur; bu nedenle bu hayvan cinslerinde oral LD50 değeri saptanamamıştır.

Kronik Toksisite:

Toksik dozların verilmesinin ardından deney hayvanlarında yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir. Otopsisırasında, abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza irritasyonu gözlenmiştir.

Mutajenik ve Tümörojenik Potansiyel:

Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucuolarak açıklanmıştır. Dolayısıyla, bir eşik doz varsayılabilir.

Diyeti 6,000 ppm(parts per million)'ye kadar olan erkek sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada parasetamolün karsinojenik aktivitesine ilişkin herhangi bir bulgu bildirilmemiştir.

Mononükleer hücre lösemisi insidansının artmasından dolayı dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulguları söz konusudur. Diyeti 6,000 ppm'ye kadar olan farelerde yapılan 2 yıllık birçalışmada ise parasetamolün karsinojenik aktivitesini gösteren herhangi bir bulgusaptanmamıştır.

Üreme Toksisitesi:

İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup, gerekhamileliğin seyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki görülmemiştir.

Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.

Psödoefedrin hidroklorür

Bakteri ve memelilere yapılan

in vivoin vitro

tahlillerde psödoefedrinin genotoksik olmadığı saptanmıştır.

Psödoefedrinin karsinojenik potansiyeli olup olmadığı hakkında yeterli bilgi yoktur.

Psödoefedrin, sıçanlarda 432 mg/kg/gün oral doza veya tavşanlarda 200 mg/kg/gün oral doza kadar teratojenik etki göstermemiştir.

Klorfeniramin maleat

Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmiştir)

Mısır nişastası Hidroksipropil selülozKroskarmelloz sodyumMikrokristalin selülozKolloidal silikon dioksitMagnezyum stearatPolivinil alkolTitanyum dioksitMakrogolTalk

6.2 Geçimsizlikler

Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

6.3 Raf ömrü

36 ay.

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında, çocukların erişemeyeceği yerlerde saklayınız.

Işıktan ve nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

20 film kaplı tablet içeren PVC/Alu blister ambalajlarda.

6.6 Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği" ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Veysel Karani Mah. Çolakoğlu Sok.,

No:10, 34885, Sancaktepe/ İstanbul Tel : (0216) 564 80 00Faks:(0216) 564 80 99

8. RUHSAT NUMARASI(LARI)

2014-61

9. İLK RUHSAT TARİHİ /RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 08.02.2014 Ruhsat yenileme tarihi:

KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Griport 650 Mg/ 4 Mg/ 60 Mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Parasetamol, Psödoefedrin Hcl, Klorfeniramin Maleat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

İlgili İlaçlar

  • Griport 20 Film Kaplı Tablet
  • Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.