Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Diprospan 5 Mg + 2 Mg/1 Ml Enjeksiyonluk Süspansiyon Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

DIPROSPAN 5 mg + 2 mg/1 mL Enjeksiyonluk Süspansiyon Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Betametazon dipropionat 6,43 mg (5 mg betametazona eşdeğer)

Betametazon sodyum fosfat 2,63 mg (2 mg betametazona eşdeğer)

Yardımcı maddeler:

Sodyum fosfat, dibazik, susuz 2 mg Sodyum klorür5 mg

Disodyum edetat 0,1 mg

Benzil alkol 9 mg

Metilparaben 1,3 mg

Propilparaben 0,2 mg

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyonluk Süspansiyon

Yabancı maddeler içermeyen, kolayca süspansiyon haline geçebilen, beyaz partiküller içeren, berrak, renksiz, hafifçe viskoz likid.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar

Kortikoterapi adjuvan bir tedavidir, konvansiyonel tedaviye alternatif değildir.

İntramusküler uygulama

DIPROSPAN kortikosteroidler ile tedaviye yanıt verdiği bilinen çeşitli romatizmal, dermatolojik ve alerjik hastalıkların yanısıra kolajen hastalıkları ve diğer hastalıklarıntedavisi için endikedir.

Kas-iskelet sistemine uygulama (intraartiküler ve periartiküler uygulama ve yumuşak dokunun içine doğrudan uygulama)

Osteoartrit ve romatoid artritte kısa süreli uygulamada adjuvan tedavi olarak (hastanın akut bir episod veya alevlenme durumunda iyileşebilmesi için)

İntralezyonel uygulama

Dermatolojik hastalıklar için.

Ayağa lokal uygulama

Heloma durum veya heloma molle altında görülen bursit, topuk dikeninin altındaki bursit, halluks rigidusun altındaki bursit, digiti quinti varusun üzerindeki bursit, sinovyal kistler,Morton metatarsaljisi (Morton nöromu), tenosinovit ve küboid kemik periostitinde kısasüreli adjuvan tedavi olarak (hastanın akut bir episod veya alevlenme durumundaiyileşebilmesi için).

Tipik durumlar

Alerjik durumlar

Status asthmaticus, kronik bronşiyal astım, mevsimsel ya da yıl boyu devam eden alerjik rinit, şiddetli alerjik bronşit, kontakt dermatit, atopik dermatit, saman nezlesi,anjiyonörotik ödem, serum hastalığı, ilaçlara karşı veya böcek ısırmalarına karşı aşırıduyarlılık reaksiyonları.

Romatizmal hastalıklar

Osteoartrit, romatoid artrit, bursit, lumbago, siyatik, koksidini, akut gut artriti, tortikolis, gangliyon kisti, ankilozan spondilit, radikülit, eksoztoz, fasiit.

Dermatolojik hastalıklar

Atopik dermatit (numüler ekzema), nörodermatit (lokalize liken simpleks), kontakt dermatit, ağır güneş yanığı, ürtiker, hipertrofik liken planus, necrobiosis lipoidicadiabeticorum, alopesi areata, diskoid lupus eritematosus, keloidler, pemfigus, herpetiformdermatit, kistik akne.

Kollajen hastalıkları

Sistemik lupus eritematosus, skleroderma, dermatomiyozit ve poliarteritis nodosanın seçilmiş vakalarında idame tedavisi olarak veya bir alevlenme sırasında.

Neoplastik hastalıklar

Erişkinlerde lösemi ve lenfomanın ve çocuklarda akut löseminin palyatif tedavisi

Diğer durumlar

Adrenogenital sendrom, spru, kortikosteroidlere duyarlı kan diskrazileri, nefrit ve nefrotik sendrom.

DIPROSPAN primer ya da sekonder adrenokortikal yetmezlik tedavisinde kullanılabilir ancak bu durumda mineralokortikoidlerin de tedaviye eklenmesi gerekir.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekli

Kullanmadan önce çalkalayınız.

DOZ DEĞİŞKENDİR VE TEDAVİ EDİLEN HASTALIĞA, ŞİDDETİNE VE HASTANIN KLİNİK YANITINA BAĞLI OLARAK HER BİR HASTANINİHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA AYARLANMALIDIR.

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Doz mümkün olduğunca düşük olmalı ve uygulama sıklığı mümkün olduğunca az olmalıdır.

Başlangıç dozu tatmin edici bir yanıt alınıncaya kadar korunmalı ya da ayarlamalar yapılmalıdır. Makul bir süreden sonra tatminkar klinik yanıt alınmaması halindeDIPROSPAN dozu kademeli biçimde azaltılarak tedavi kesilmeli ve başka uygun birtedavi seçilmelidir.

Olumlu yanıt alınması durumunda, başlangıç dozu uygun klinik yanıta ulaşılmasını sağlayan en düşük doza kadar uygun aralıklarla küçük basamaklarla kademeli azaltılarakuygun idame dozu belirlenebilir.

Uygulama şekli:

DIPROSPAN, intravenöz veya subkutan uygulama için kullanılamaz.

Sistemik Uygulama


Sistemik tedavinin söz konusu olduğu durumların çoğunda tedaviye 1 ila 2 mL ile başlanır ve gerektiğinde tekrarlanır. Ürün derin intramüsküler (IM) enjeksiyonlaintragluteal olarak uygulanır. Uygulamanın dozu ve sıklığı, hastanın hastalığının şiddetineve tedaviye verdiği yanıta bağlıdır. Uygun hayat kurtarıcı tedavilerle kontrol altınaalınmış sistemik lupus eritematosus ve status asthmaticus gibi kritik bir hastalıktatedaviye 2 mL ile başlanması gerekebilir.

Dermatolojik hastalıkların büyük çoğunluğu 1 mL DIPROSPAN'ın intramüsküler enjeksiyonuna iyi yanıt verir. Hastalığın verdiği yanıta göre bu dozda uygulamatekrarlanabilir.

Solunum yolu hastalıklarında DIPROSPAN'ın intramüsküler enjeksiyonundan birkaç saat sonra semptomlarda düzelme görülmüştür. Bronşiyal astım, saman nezlesi, alerjik bronşitve alerjik rinitte 1 ila 2 mL'lik dozlar ile semptomlar üzerinde etkin kontrolsağlanmaktadır.

Gerektiğinde tekrarlanan 1 ila 2 mL'lik IM DIPROSPAN dozlarıyla akut ve kronik bursit tedavisinde çok iyi sonuçlar alınmıştır.

Lokal Uygulama


Eş zamanlı olarak lokal anestezik kullanılması nadiren gerekli olur (enjeksiyon ağrısızdır). DIPROSPAN ile birlikte bir lokal anestezik kullanılması isteniyorsa,DIPROSPAN lidokain hidroklorür (%1 veya %2), prokain hidroklorür (%1 veya %2)veya formülasyonunda paraben bulunmayan benzer bir lokal anestezik ile karıştırılabilir(flakon içinde değil, enjektör içinde). Metilparaben, propilparaben, fenol ve bunlarabenzer maddeleri içeren anesteziklerden kaçınılmalıdır. Önce gereken miktardaDİPROSPAN ve daha sonra lokal anestezik enjektöre çekilir ve ardından enjektör hafifçesallanır.

Akut bursit için:

(subdeltoid, subakromiyal ve prepatellar):

Doğrudan bursa içine yapılan 1 veya 2 mL'lik enjeksiyon birkaç saat içinde ağrıyı azaltır ve tam hareket serbestliği sağlar.

Kronik bursit için:

Akut tedaviden sonra olumlu yanıt elde edildiğinde doz azaltılabilir.

Tenosinovit, tendinit ve peritendinit için:

Akut: Tek bir enjeksiyon hastanın durumunda hemen iyileşme sağlayabilir.

Kronik: Hastanın durumuna bağlı olarak enjeksiyonlar tekrarlanabilir.

Romatoid artrit ve osteoartrit için:

0,5 ila 2 mL DIPROSPAN intraartiküler yolla uygulandıktan sonra, romatoid artrit ve osteoartrit ile ilişkili ağrı, sızı ve tutukluğun iyileşmesi için iki ila dört saat yeterli olabilir.İyileşme süresi iki hastalık için büyük bir değişkenlik gösterir ve vakaların çoğunda dörthafta veya daha uzun bir zaman alır. DIPROSPAN'ın intraartiküler enjeksiyonu eklemdeve periartiküler dokularda iyi tolere edilir.

Önerilen dozlar:

1 ila 2 mL 0,5 ila 1 mL0,25 ila 0,5 mL

Büyük eklemler (diz, kalça gibi)

Orta büyüklükte eklemler (dirsek gibi) Küçük eklemler (el gibi)

Dermatolojik hastalıklar için:

Dermatolojik hastalıklar intralezyonel DIPROSPAN uygulamasına yanıt verebilir. Doğrudan tedavi uygulanmayan belirli lezyonların yanıtı tıbbi ürünün hafif sistemiketkisinden kaynaklanabilir. 0,2 mL/cm2 DIPROSPAN, 26 G iğne takılmış tüberkülinenjektörüyle intradermal yolla enjekte edilir (subkutan yolla değil). Tüm enjeksiyonbölgelerine uygulanan toplam miktar 1 mL'yi geçmemelidir.

Kortikosteroidlere duyarlı ayak hastalıkları için:

Heloma durum altında görülen bursit 0,25 mL dozunda iki enjeksiyon ile kontrol altına alınabilir. Halluks rigidus (baş parmağın fleksiyon deformitesi), digiti quinti varus (enküçük ayak parmağının içe kıvrıklığı) ve akut gut artriti gibi hastalıklarda semptomlarhızla giderilir. 1,9 cm'lik 25 G iğne takılmış tüberkülin iğnesi ayağa yapılanenjeksiyonların çoğu için uygundur.

Yaklaşık olarak haftada bir kez uygulanması önerilen dozlar şöyledir:

bursit
0,25 ila 0,5 mL 0,5 mL0,5 mL0,5 mL
0,25 ila 0,5 mL 0,25 ila 0,5 mL0,5 mL0,5 mL0,5 ila 1 mL

heloma durum ya da heloma molle altında: topuk dikeninin altında:halluks rigidusun altında:beşinci ayak parmağında:

sinoviyal kistler: Morton metatarsaljisi:tenosinovit:

küboid kemik periostiti: akut gut artriti:

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Böbrek yetmezliği durumunda dikkat edilmesi önerilir (Bkz. Bölüm 4.4).

Karaciğer yetmezliği:

Betametazon karaciğerde metabolize edilir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda klirens yavaşlar ya da gecikir (Bkz. Bölüm 5.2).

Pediyatrik popülasyon:Geriyatrik popülasyon:4.3 Kontrendikasyonlar

DIPROSPAN süspansiyon, diğer kortikosteroidlerde olduğu gibi, sistemik mantar hastalığı olanlarda, betametazon dipropiyonat, betametazon sodyum fosfat, diğerkortikosteroidler ya da DIPROSPAN'ın içindeki diğer maddelere aşırı duyarlı olankişilerde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 6.1).

DIPROSPAN, idiyopatik trombositopenik purpurası olan hastalarda intramüsküler yoldan UYGULANAMAZ.

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

DIPROSPAN intravenöz veya subkutan uygulamada kullanılamaz.

Epidural kortikosteroid enjeksiyonlarından sonra bazıları ölümle sonuçlanan ciddi nörolojik olaylar bildirilmiştir. Raporlanan spesifik olaylar arasında, burada belirtilenlerlesınırlı olmamak üzere, spinal kord enfarktüsü, parapleji, kuadripleji, kortikal körlük veinme bulunmaktadır. Bu ciddi nörolojik olaylar, floroskopi ile ve floroskopi olmadanbildirilmiştir. Kortikosteroidlerin epidural uygulamasının güvenliliği ve etkililiğikanıtlanmamıştır ve kortikosteroidler bu kullanım için onaylanmamıştır.

Sistemik kortikosteroidlerin uygulanmasından sonra ölümcül olabilen feokromositoma krizi bildirilmiştir. Kortikosteroidler, yalnızca uygun bir risk/yarar değerlendirmesindensonra şüpheli veya tanımlanmış feokromositoma olan hastalara uygulanmalıdır.

ANTİSEPTİK TEKNİKLER GEREKLİDİR.

DIPROSPAN iki betametazon esteri içerir; bunlardan biri, betametazon sodyum fosfat olup, enjeksiyon yerinden hızla emilir. Bu nedenle, bu ürünü kullanırken hekimDIPROSPAN'ın bu çözünebilir bileşeninin sistemik etkiye yol açabileceğini hesabakatmalıdır.

Kronik kullanım sırasında (çok yüksek dozlarda, sadece kısa bir süre sonra) ya da kortikosteroid gereksiniminde artış olduğunda (enfeksiyon, travma, ameliyat gibi streslidurumlardan sonra) uygulamanın sonlandırılması veya aniden azaltılması adrenalyetmezliği hızlandırabilir. Bu nedenle dozun kademeli olarak azaltılması gerekir. Streslidurumlarda bazen kortikosteroidleri tekrar uygulamak veya dozu arttırmak gerekir.

Doz azaltımı yakın tıbbi gözetim altında yapılmalıdır ve bazı durumlarda uzatılmış veya yüksek doz tedaviden sonra hastanın 1 yıla kadar izlenmesi gerekir.

Adrenal yetmezliğin semptomları şunlardır: rahatsızlık, kas güçsüzlüğü, zihinsel bozukluklar, letarji, kas ve kemik ağrısı, deri deskuamasyonu, dispne, anoreksi, bulantı,kusma, ateş, hipoglisemi, hipotansiyon, dehidratasyon ve hatta, tedavinin ani olarakkesilmesinden sonra ölüm. Adrenalyetmezliğintedavisikortikosteroidler,

mineralokortikoidler, su, sodyum klorür ve glukoz uygulanmasını içerir.

Kortikosteroidlerin yüksek dozlarının hızlı intravenöz enjeksiyonu kardiyovasküler kollapsa neden olabilir; bu nedenle enjeksiyon 10 dakikalık süre boyunca uygulanmalıdır.

Parenteral kortikosteroid tedavisi verilen hastalarda seyrek olarak, şok olasılığıyla birlikte anafilaktoid/anafilaktik reaksiyonlar gerçekleşmiştir. Kortikosteroidlere alerjik reaksiyonöyküsü olan hastalarda uygun önlemler alınmalıdır.

Uzun süreli kortikosteroid tedavilerinde, potansiyel faydalar risklerle karşılaştırıldıktan sonra parenteral uygulamadan oral uygulamaya geçilmesi düşünülmelidir.

İntraartiküler enjeksiyonlar

da şunları bilmek önemlidir:

-Bu tip uygulama lokal ve sistemik etkilere yol açabilir.

-Septik sürecini dışlamak amacıyla eklem içerisinde bulunabilecek sıvının incelenmesi şarttır.

-Daha önceden enfekte olmuş bir ekleme lokal enjeksiyon yapmaktan kaçınılmalıdır.

-Ağrı ve lokal şişlikte net artış, eklem hareketliliğinde artan kısıtlılık, ateş ve rahatsızlık septik artrit sorusunu akla getirmelidir. Eğer enfeksiyon tanısı doğrulanırsa uygun birantimikrobik tedaviye başlanmalıdır.

-Stabil olmayan eklemlere, enfekte bölgelere ve intervertebral boşluklara kortikosteroidleri enjekte edilmemelidir.

-Osteoartritli eklemlere enjeksiyonların tekrarlı olarak yapılması eklemdeki tahribatı ağırlaştırabilir.

-Sonrasında tendon rüptürü ortaya çıkabileceğinden kortikosteroidleri doğrudan tendonların içine enjekte etmekten kaçınılmalıdır.

Kortikosteroidlerin intramüsküler enjeksiyonu

lokal doku atrofisini önlemek amacıyla büyük kas kitlelerinin içine derin olarak yapılmalıdır.

Yumuşak doku ya da lezyon ve eklem içine kortikosteroid uygulanması,

sistemik ve lokal etkilere neden olabilir.

Risk altındaki spesifik gruplar


Betametazonun glukokortikoid özellikleri nedeniyle (glukozun proteinlere dönüşmesi) diyabetik hastalarda betametazon yalnızca kısa bir süre ve sadece yakın tıbbi gözetimaltında kullanılabilir.

Hipotiroidizmi ya da sirozu olan hastalarda glukokortikoid etkisinde artış vardır.

Kornea perforasyonu olasılığı sebebiyle oküler herpes simpleksi olan hastalarda DIPROSPAN kullanımından kaçınılmalıdır.

Kortikosteroidler ile tedavi sırasında psikotik bozukluklar ortaya çıkabilir. Duygusal instabiliteye veya psikoza yatkınlık kortikosteroidlerle tedavi sırasında kötüleşebilir.

Aşağıdaki durumlarda dikkatli olunması önerilir:

-nonspesifik ülseratif kolit, perforasyon riski, apse ve diğer piyojenik enfeksiyonlar; -divertikülit;

-intestinal anastomoz;

-gastroduodenal ülser;

-böbrek yetmezliği;

-hipertansiyon;

-osteoporoz;

-miyastenia gravis;

-glokom -akut psikozlar;

-viral ve bakteriyel enfeksiyonlar;

-mantar enfeksiyonları;

-büyüme geriliği;

-tüberküloz;

-Cushing sendromu;

-diyabet;

-kalp yetmezliği;

-tedavisi zor olan epilepsi;

-tromboembolizm veya tromboflebit eğilimleri;

-gebelik.

Kortikosteroid tedavisinin komplikasyonları doz ve tedavi süresiyle bağlantılı olduğundan, her hasta için doz ve tedavi süresi açısından risk/yarar oranınındeğerlendirilmesi gerekir.

Kortikosteroidler enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir veya enfeksiyonun saptanmasını zorlaştırabilir.

Direncin azalması nedeniyle kullanım sırasında yeni enfeksiyonlar ortaya çıkabilir.

Uzun süreli kullanım posteriyor subkapsüler katarakta (özellikle çocuklarda) ya da glokoma neden olabilir; bu durumlar optik sinirlere zarar verebilir ve mantarlara veyavirüslere bağlı sekonder oküler enfeksiyonları ağırlaştırabilir.

Uzun süreli tedavide (6 haftadan uzun) göz hastalıkları uzmanına düzenli muayeneye gidilmesi gerekir.

Kortikosteroidlerin orta ve yüksek dozları hipertansiyona, sıvı retansiyonuna ve potasyum atılımında artışa neden olabilir. Bu etkilerin, yüksek dozlarda kullanıldıkları durumlardışında, sentetik türevlerle ortaya çıkma olasılığı daha düşüktür. Düşük sodyumlu diyet vepotasyum takviyesi düşünülebilir. Tüm kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırır.

KORTİKOTERAPİ ALAN HASTALARA AŞAĞIDAKİ TEDAVİLER VERİLEMEZ:

- ÇİÇEK AŞISI;

- NÖROLOJİK KOMPLİKASYON VE YETERSİZ ANTİKOR YANITI RİSKİ NEDENİYLE DİĞER BAĞIŞIKLAMA YÖNTEMLERİ (ÖZELLİKLE YÜKSEKDOZDA).

Bununla birlikte, bağışıklama uygulamaları, kortikosteroidleri hastalıklar için replasman tedavisi olarak alan hastalarda gerçekleştirilebilir (Addison hastalığı gibi).Kortikosteroidlerin immün supresif dozlarını alan hastalar, özellikle çocuklar, suçiçeği yada kızamığa maruz kalmaktan kaçınmaları konusunda uyarılmalıdır.

Aktif tüberküloz durumunda kortikosteroidler, uygun bir antitüberküloz tedavisiyle birlikte kortikosteroidlerin kullanıldığı fulminan veya dissemine tüberküloz vakalarıylasınırlandırılmalıdır.

Latent tüberkülozu olan veya tüberküline reaksiyon gösteren hastalarda kortikosteroidler endike ise hastalık yeniden aktifleşebileceğinden sıkı takip gereklidir. Uzun sürelikortikosteroid tedavisi sırasında hastalar kemoprofilaksi almalıdır.

Kemoprofilaktik bir programda rifampisin kullanılması durumunda, rifampisinin kortikosteroidlerin metabolik hepatik klirensi üzerindeki artırıcı etkisi dikkate alınmalıdır;kortikosteroid dozunda ayarlama gerekebilir.

Kortikosteroidlerin bebeklerin ve çocukların büyüme hızını azaltabilmesi ve endojen kortikosteroid üretimini engelleyebilmesi nedeniyle uzun süreli kortikosteroid tedavisisırasında büyüme ve gelişme dikkatle izlenmelidir.

Kortikosteroidler bazen bazı hastalarda spermlerin sayısını ve hareketliliğini

değiştirebilir.

Görme Bozuklukları

Sistemik ve topikal (intranazal, inhale ve intraoküler dahil) kortikosteroid kullanımında görme bozuklukları bildirilebilmektedir. Eğer hastada bulanık görme veya diğer görmebozuklukları gibi semptomlar görülürse, hastanın katarakt, glokom veya santral serözkoryoretinopati (SSKR) gibi seyrek görülen hastalıkların da dahil olabileceği görmebozukluklarınınolasınedenlerinindeğerlendirilmesiiçin oftalmoloğa sevki

düşünülmelidir.

Benzil alkol:

Bu ilaç her 1 mL'de 9 mg benzil alkol içerir.

Benzil alkol alerjik reaksiyonlara neden olabilir.

Benzil alkol eliminasyonu değişkendir; yenidoğan gibi küçük bebeklerde ve alkol dehidrojenaz polimorfizmi olan bireylerde benzil alkol vücutta birikir ve toksisiteye yolaçar.

İntravenöz benzil alkol uygulaması, yenidoğanlarda ciddi advers olaylar ve ölümle ilişkilendirilmiştir (“nefes darlığı sendromu”). Toksisitenin meydana gelebileceğiminimum benzil alkol miktarı bilinmemektedir.

Küçük çocuklarda birikme (akümülasyon) nedeniyle artmış risk söz konusudur.

Özellikle karaciğer veya böbrek yetmezliği olan kişilerde, birikim ve toksisite riski (metabolik asidoz) nedeniyle yüksek hacimler dikkatli ve sadece gerekli isekullanılmalıdır.

DIPROSPAN, alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmeli) ve istisnai olarak bronkospazma neden olabilecek metil parahidroksibenzoat (E218) ve propilparahidroksibenzoat (E216) içerir.

Sodyum:

Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mg)'dan az sodyum ihtiva eder; yani esasında sodyum içermez.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Diğer ilaçlar ile etkileşim:

Fenobarbital, rifampin, fenitoin ya da efedrin kortikosteroidlerle birlikte kullanıldığında, kortikosteroidlerin metabolizmasını hızlandırdıklarından terapötik etkilerini azaltabilir.

KORTİKOTERAPİ ALAN HASTALARA AŞAĞIDAKİ TEDAVİLER VERİLEMEZ:

- ÇİÇEK AŞISI;

- NÖROLOJİK KOMPLİKASYON VE YETERSİZ ANTİKOR YANITI RİSKİ NEDENİYLE DİĞER BAĞIŞIKLAMA YÖNTEMLERİ (ÖZELLİKLE YÜKSEKDOZDA).

Bununla birlikte kortikosteroidleri replasman tedavisi olarak alan hastalarda bağışıklama uygulamaları gerçekleştirilebilir (Addison hastalığı gibi).

Tiyazidler gibi diüretikler ile kombine kullanım glukoz intoleransı riskini arttırabilir.

Kortikosteroid ile eş zamanlı olarak östrojen alan hastalar aşırı kortikosteroid etkileri yönünden izlenmelidir.

Kortikosteroidlerin kardiyak glikozitler ile eş zamanlı uygulanması hipokalemiye bağlı olarak aritmi ya da dijitalis toksisite riskini arttırabilir. Kardiyak glikozitleri alan hastalargenellikle potasyum kaybına neden olan diüretikler de alırlar; bu durumda potasyumdüzeyi ölçümleri yapmak önemlidir. Kortikosteroidler, amfoterisin B'nin neden olduğupotasyum kaybını arttırabilir. Bu ilaç kombinasyonlarından birini alan tüm hastalardaserum elektrolitleri, özellikle de serum potasyum düzeyi yakından izlenmelidir.

Kortikosteroidlerin kumarin tipi antikoagülanlarla birlikte kullanımı antikoagülan etkileri doz ayarlaması gerektirecek kadar arttırabilir ya da azaltabilir. Glukokortikoidler ilebirlikte antikoagülan alan hastalarda kortikosteroidler ile indüklenen gastrointestinal ülserolasılığı veya iç kanama riskinde artış olasılığı dikkate alınmalıdır.

Kortikosteroidler kanda salisilatların konsantrasyonunu düşürebilir. Kortikosteroidlerin dozu düşürülürken veya tedavi kesilirken, hastalar salisilizm varlığı yönünden kontroledilmelidir. Glukokortikoidlerin salisilatlar ile kombine kullanımı gastrointestinal ülserinsıklığını ve şiddettini arttırabilir.

Non-steroid antienflamatuvar ilaçlar veya alkol ile kombine kullanım gastrointestinal ülser gelişme riskini veya mevcut ülserin kötüleşme riskini arttırabilir.

Glukokortikoidlerin intrinsik hiperglisemik etkisi nedeniyle, diyabetik hastalarda bazen oral antidiyabetik ajanların veya insülinin dozunun ayarlanması gerekir.

Somatotropin ile kombine kullanım bu hormona yanıtı inhibe edebilir. Somatotropin uygulanması sırasında, vücut yüzey alanının metrekaresi başına günde 300- 450 mcg'den(0,3-0,45 mg) yüksek betametazon dozlarından kaçınılmalıdır.

CYP3A inhibitörleriyle (örn., kobisistat içeren ürünler) eş zamanlı tedavinin sistemik yan etkilerin riskini arttırması beklenir. Fayda, sistemik kortikosteroid yan etkilerinin riskindeartıştan fazla olmadıkça bu kombinasyondan kaçınılmalıdır; böyle bir durumda hastalarsistemik kortikosteroid yan etkileri açısından izlenmelidir.

Diğer etkileşim şekilleri

:

Laboratuvar testleri


Kortikosteroidler nitroblue tetrazoliyum redüksiyon testini etkileyerek yalancı negatif sonuçlara neden olabilir.

Hasta kortikosteroidler ile tedavi edilirken, parametrelerin ve laboratuvar testlerinin (deri testleri, tiroid hormon düzeyleri gibi) yorumlanması sırasında bu durum dikkatealınmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Pediyatrik popülasyon:4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi C'dir.

İnsanlarda yeterli teratojenik çalışmalar yapılmadığından glukokortikoidler gebelik sırasında, laktasyon döneminde ve çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara,yalnızca bu ilaçların annenin, embriyonun veya fetusun sağlığına faydaları ve potansiyelriskleri kapsamlı biçimde değerlendirildikten sonra uygulanabilir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Gebe kadınlarda DIPROSPAN kullanımı hakkında yeterli veri olmadığı için, çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların uygun kontrasepsiyon kullanmaları önerilir.

Hem kortikosteroid hem de östrojen alan hastalar, aşırı kortikosteroid etkileri için gözlemlenmelidir.

Gebelik dönemi

Doğumdan önce kortikoterapi endike ise, avantajlar ve dezavantajlar tartılmalı ve klinik fayda yan etkiler (büyümenin inhibisyonu ve artmış enfeksiyon riski dahil) ilekarşılaştırılmalıdır.

Bazı durumlarda kortikosteroid tedavisine gebelik döneminde devam edilmesi ve hatta dozunun arttırılması gerekir (örn., replasman kortikoterapisinde).

Betametazonun intramusküler yolla uygulanması, ürünün doğumdan >24 saat önce (gebeliğin 32.haftasından önce) verilmesi halinde fetusta dispne sıklığında anlamlı birazalma sağlar.

Yayınlanmış veriler kortikosteroidlerin gebeliğin 32. haftasından sonra profilaktik kullanımının halen tartışmalı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, hekimkortikosteroidler gebeliğin 32. haftasından sonra kullanıldığında, anne ve fetusa yönelikfaydaları ve potansiyel riskleri karşılaştırmalıdır.

Kortikosteroidler doğumdan sonra hyalin membran hastalığının tedavisi için endike değildir.

Prematüre bebeklerde hyalinmembran hastalığının profilaktik tedavisinde,

kortikosteroidler preeklampsi veya eklampsisi olan veya plasenta lezyonlarına dair bulguları olan gebe kadınlara uygulanmamalıdır.

Gebeliği sırasında yüksek dozlarda kortikosteroidler verilen annelerin bebekleri, adrenal yetmezlik bulguları açısından dikkatle izlenmelidir.

Doğumdan önce annelere betam etazon enjeksiyonları uygulandığında bebeklerde, fetüs adrenal bezlerinin hem definitif zonunda hem de fetal zonlarında, fetal büyümehormonunun ve muhtemelen steroidlerin üretimini düzenleyen hipofiz hormonlarınıngeçici inhibisyonu görülmektedir. Ancak, fetal hidrokortizonun inhibisyonu doğumsonrasında strese karşı verilen pitüiter-adrenokortikal yanıtı etkilemez.

Kortikosteroidler plasentadan kolayca geçtiğinden, gebeliklerinin büyük bölümünde veya bazı dönemlerinde kortikosteroid verilen annelerin yenidoğan bebekleri veya küçükçocukları çok nadir görülen konjenital katarakt olasılığı açısından dikkatle muayeneedilmelidir.

Gebelik döneminde kortikosteroid alan kadınlar, doğumdan kaynaklanan strese bağlı adrenal yetmezliğin tespit edilmesi amacıyla kontraksiyonlar sırasında ve sonrasında vedoğum sırasında izlenmelidir.

Çalışmalar, geç preterm doğum riski taşıyan kadınlara uygulanan antenatal kısa süreli betametazonun neonatal hipoglisemi riskinin arttığını göstermiştir.

Laktasyon dönemi

Kortikosteroidler plasenta bariyerini geçer ve anne sütünde saptanabilir.

DIPROSPAN anne sütüyle beslenen bebeklerde advers reaksiyonlara yol açabildiğinden, tıbbi ürünün anne açısından önemi dikkate alınarak emzirmenin durdurulması ve tıbbiürünün kesilmesi arasında bir karar verilmelidir.

Üreme yeteneği/ Fertilite

DIPROSPAN'ın üreme yeteneği/fertilite üzerine etkileriyle ilgili herhangi bir veri mevcut değildir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Yüksek dozlar uygulandığında merkezi etkiler (öfori, insomnia ve uzun süreli tedavi sırasında ortaya çıkabilecek görme bozuklukları açısından dikkatli olunmalıdır.

4.8 İstenmeyen etkiler

DIPROSPAN ile gözlemlenen advers reaksiyonlar, diğer kortikosteroidler için belirtilenlerle aynı olup, hem doz hem de tedavi süresi ile ilgilidir.

Genel olarak kortikosteroidler ile gözlenen advers reaksiyonlar arasında, aşağıdaki etkiler özellikle belirtilmelidir:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).

Bağışıklık sistemi hastalıkları:

Bilinmiyor: Kortikosteroidler cilt testlerinin inhibisyonuna neden olabilir, enfeksiyon semptomlarını maskeleyebilir ve latent bir enfeksiyonu aktif hale getirebilirler. Ayrıca,özellikle mikobakteriler, tüberküloz, Candida albicans veya virüs nedenli enfeksiyonakarşı direnci azaltabilirler. Anafilaktik ve alerjik reaksiyonlar, hipotansif reaksiyonlarveya şokla ilgili reaksiyonlar

Endokrin hastalıkları:

Bilinmiyor: Cushing sendromunun klinik semptomları, menstrüel bozukluklar diyabetiklerde insülin veya oral antidiyabetik ajanlara olan ihtiyaç artışı, fetal çocukgelişiminde inhibisyon, karbonhidratlara karşı toleransta düşüş, latent diabetes mellitusbelirtileri, özellikle stres durumunda (travma, cerrahi operasyon ve hastalık gibi) zararlı

olan hipofiz ve adrenal korteksin sekonder inhibisyonu

Metabolizma ve beslenme hastalıkları:

Bilinmiyor: Protein katabolizması ile birlikte negatif azot dengesi, lipomatoz, kilo artışı, sodyum retansiyonu, potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz, sıvı retansiyonu

Psikiyatrik hastalıklar:

Bilinmiyor: Öfori, duygudurum bozuklukları, kişilik değişiklikleri ve şiddetli depresyon, hiperiritabilite, insomnia, özellikle psikiyatrik öyküsü olan hastalarda psikotikreaksiyonlar, depresyon

Sinir sistemi hastalıkları:

Bilinmiyor: Nöbetler, vertigo, baş ağrısı, migren, artmış intrakranial basınç (psödotümör serebri)

Göz hastalıkları:

Bilinmiyor: Intraoküler basınçta artış (psödotümör serebri: bkz. Sinir sistemi hastalıkları); glokom, posterior subkapsüler katarakt, ekzoftalmus, bulanık görme (ayrıca Bkz. Bölüm4.4)

Kardiyak hastalıklar:

Bilinmiyor: Duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon

Gastrointestinal hastalıklar:

Bilinmiyor: Kanamalı ve olası perforasyonlu gastrik ülser, pankreatit, abdominal distansiyon, bağırsak perforasyonu, ülseratif özofajit, bulantı, kusma

Deri ve deri altı doku hastalıkları:

Bilinmiyor: Deri atrofisi, iyileşmede gecikme, ince ve hassas deri, peteşi, morarma, alerjik dermatit, anjiyonörotik ödem, fasial eritem, terlemede artış, ürtiker

Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları:

Bilinmiyor: Kaslarda güçsüzlük, kaslarda kütle kaybı, miyastenia gravis'de miyastenik semptomların alevlenmesi, bazen şiddetli kemik ağrısı ve spontan kırıklarla osteoporoz(vertebral kompresyon kırıkları), aseptik kemik nekrozu (femur ve humerus başlarında),tendon rüptürü, steroid miyopati, patolojik kırıklar, eklem instabilitesi

AŞAĞIDAKİ YAN ETKİLER PARENTERAL KORTİKOTERAPİ SIRASINDA GÖZLENEBİLİR:

Yüz ve kafanın intralezyonel tedavisi ile ilişkili nadir görülen körlük vakaları, hiperpigmentasyon veya hipopigmentasyon, subkutan ve kutanöz atrofi, steril apse,enjeksiyon sonrası alevlenme (eklem içi kullanımdan sonra), Charcot artropatisi.

Tekrarlanan eklem içi uygulamadan sonra, eklem hasarı meydana gelebilir. Kontaminasyon riski vardır.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine

olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilansMerkezi(TÜFAM)'nebildirmeleri gerekmektedir

([email protected] Doz aşımı ve tedavisi

Semptomlar:

glukokortikoidlerin akut doz aşımları hayati tehlike

Betametazon dahil olmak üzere, oluşturmaz.

Diyabet, glokom, aktif peptik ülser gibi spesifik kontrendikasyonların yokluğunda veya dijitalis, kumarin tipi antikoagülan ya da potasyum kaybına yol açan diüretikler gibiilaçlar alınırken, birkaç gün süreyle çok yüksek dozlarda glukokortikoid kullanımı çokciddi sonuçlar doğurmamaktadır.

Önlemler:

Kortikosteroidlerin metabolik etkileri, temel hastalığın ya da eşlik eden hastalığın zararlı etkileri ya da ilaç etkileşimleri sonucunda oluşan komplikasyonların uygun tedavisiyapılmalıdır. Yeterli sıvı alımı sağlanmalı, serum ve idrar elektrolitleri, özellikle sodyumve potasyum düzeyleri izlenmelidir. Elektrolit dengesizliği varsa tedavi edilmelidir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanıma yönelik kortikosteroidler, glukokortikoidler ATC kodu: H02AB01

Betametazon sentetik bir glukokortikoiddir (9 alfa-floro-16 beta-metilprednizolon). Betametazon güçlü antienflamatuvar, immün supresif ve antialerjik etkilere sahiptir.

Betametazon klinik yönden anlamlı mineralokortikoid etkiye sahip değildir. Glukokortikoidler hücre membranlarına difüzyonla yayılır ve spesifik sitoplazmikreseptörler ile kompleksler oluştururlar. Daha sonra bu kompleksler hücre çekirdeğinegirer, DNA'ya (kromatin) bağlanır ve elçi RNA transkripsiyonunu ve çeşitli enzimlerinprotein sentezini uyarırlar. Sonuç olarak sistemik glukokortikoid kullanımında gözlenenetkilerden bu kompleksler sorumludur. Enflamasyon ve bağışıklık süreçleri üzerindekiönemli etkilerine ek olarak, glukokortikoidler karbonhidratlar, proteinler ve lipidlerinmetabolizmasını da etkilerler. Son olarak, kardiyovasküler sistem, iskelet kasları vemerkezi sinir sistemini de etkilerler.

Enflamasyon ve bağışıklık süreçleri üzerindeki etki:

Glukokortikoidlerin antienflamatuvar, immün supresif ve antialerjik özellikleri onların terapötik uygulamalarının çok önemli bir kısmından sorumludur. Bu özelliklerin anabileşenleri şunlardır: enflamasyon bölgesinde immün yönden aktif hücrelerin sayısındaazalma, vazodilatasyonda azalma, lizozom membranlarının stabilizasyonu, fagositozuninhibisyonu, prostaglandinlerin ve ilgili maddelerin üretiminde azalma.

Antienflamatuvar aktivite hidrokortizonunkinden yaklaşık 25 kat daha fazla ve prednizolonunkinden 8-10 kat daha fazladır (ağırlık temelinde).

Karbonhidratların ve proteinlerin metabolizması üzerindeki etki:

Glukokortikoidler protein katabolizmasını uyarır. Açığa çıkan aminoasitler karaciğerde glukoneogenez işlemiyle glukoza ve glikojene dönüştürülür. Periferik dokularda glukozalımı azalır ve bu da özellikle diyabete yatkınlığı olan hastalarda hiperglisemiye veglukozüriye neden olur.

Lipid metabolizması üzerindeki etki:

Glukokortikoidler lipolitik aktiviteye sahiptir. Bu lipoliz ekstremitelerde daha belirgindir. Glukokortikoidler esas olarak gövde, boyun ve baş bölgesinde görülen lipojenik etkiye desahiptir. Tüm bu etkiler yağ depolarının yeniden dağılımına neden olur.

Kortikosteroidlerin maksimum farmakolojik aktivitesi pik serum düzeylerinden daha sonra ortaya çıkar ve bu, bu ilaçların etkilerinin çoğunun tıbbi ürünün direkt aktivitesinedeğil, enzim aktivitesinin değişmesine bağlı olduğunu gösterir.

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:

Betametazon dipropionat ve betametazon sodyum fosfatı içeren sentetik adrenokortikal analoglar, lokal enjeksiyon yerinden absorbe edilerek lokal ve sistemikterapötik etkiler ve diğer farmakolojik etkiler oluştururlar.

Dağılım:

Bir kortikosteroidin biyolojik etki düzeyinin kortikosteroidin toplam plazma konsantrasyonundan çok, bağlanmamış kortikosteroid ile ilişkili olduğu görünmektedir.Betametazon önemli düzeyde plazma proteinlerine bağlanır (konsantrasyon aralığınınortalaması = %62,5); ancak genel normal plazma seviyelerinde hidrokortizon %89oranında bağlanır. Hidrokortizonun 100 katına kadar olan konsantrasyonlardabetametazon hidrokortizonun bağlanmasını etkilememektedir; betametazon esas olarakalbumine bağlanmaktadır.

Biyotransformasyon:

Diğer glukokortikosteroidler gibi betametazon da karaciğerde metabolize olur. Kimyasal açıdan betametazon, metabolizmasını etkileyecek kadar diğerdoğal kortikosteroidlerden belirli derecede farklıdır.

Eliminasyon:

Genel olarak kortikosteroidlerin farmakodinamik etkileri, ölçülebilir plazma düzeyleri periyodundan da uzun sürdüğünden, kortikosteroid kan düzeyleri (total veyabağlanmamış) ile terapötik etkileri arasında herhangi bir özgün ilişki gösterilmemiştir.

Sistematik olarak verilen betametazonun plazma yarılanma süresi 300 dakika veya daha uzun olup, biyolojik yarılanma süresi 36-54 saat arasındadır. İkame tedavisi dışında etkinve güvenilir kortikosteroid dozları temel olarak ampirik denemelerle belirlenmiştir.

Oral veya parenteral yoldan uygulanan betametazonun plazma yarı ömrü, yaklaşık 90 dakika olan hidrokortizonun aksine >300 dakikadır. Hepatik hastalığı olan hastalarda,betametazonun klirensi normal deneklerden daha yavaştır.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Uygulanabilir değildir.

6. FARMASOTIK ÖZELİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Sodyum fosfat, dibazik, susuz

Sodyum klorür

Disodyum edetat

Polisorbat 80

Benzil alkol

Metilparaben

Propilparaben

Sodyum karboksimetilselüloz Polietilen glikolEnjeksiyonluk su

6.2 Geçimsizlikler

DIPROSPAN süspansiyon, bileşiminde metilparaben, propilparaben, fenol ve bunlara benzer maddeleri içeren anesteziklerle karıştırılarak kullanılmamalıdır.

6.3 Raf ömrü

24 aydır.

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altında, oda sıcaklığında, donmaktan korunarak saklanmalıdır.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

Ambalaj şekli : Ampul

Ambalaj Malzemesi : Renksiz cam Tip I

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Geçerli olduğu takdirde kullanılmış olan ürünler ya da atık materyaller 'Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği' ve 'Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri'ne uygun olarakimha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Organon Turkey İlaçları Ltd. Şti.

Esentepe Mah. Büyükdere Cad.

Kanyon Blok No: 185 İç Kapı No:271 Şişli - İstanbulTelefon : (212) 268 20 68Faks:(212) 319 76 00

8. RUHSAT NUMARASI

2022/216

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 11.04.2022 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Diprospan 5 Mg + 2 Mg/1 Ml Enjeksiyonluk Süspansiyon

Etken Maddesi: Betametazon Dipropiyonat, Betametazon Sodyum Fosfat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.