KISA URUN BILGISI
^^Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonlarıTÜFAM'a bildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasılraporlanır?
1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
GLARİN 100 ü/mL sc kullanım için enjeksiyonluk çözelti içeren kartuş Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Enjeksiyonluk çözeltinin her bir mL'si, 100 U (3,64 mg'a eşdeğer) insülin glarjin içermektedir.
Her bir 3 mL'lik çözelti kartuşu 300 U (10,92 mg) insülin glarjin içerir.
İnsülin glarjin, rekombinant DNA teknolojisi ile
Escherichia coli
kullanılarak üretilmiş bir biyobenzerdir,
Yardımcı maddeler:
Sodyum hidroksit pH ayarlayıcı
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kartuşlarda enjeksiyonluk çözelti GLARİN, berrak ve renksiz çözeltidir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Tip 1 diyabetli yetişkin ve 2 yaş ve üzerindeki çocuk hastalarda ve uzun etkili insülinin gerekli olduğu Tip 2 diyabetli yetişkin hastalarda endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Bu preparatın potensi ünite bazında belirtilmektedir. Bu birim GLARİN'e özeldir ve IU ile veya diğer insülin analoglarının potensi için kullanılan birimler ile aynı değildir (bkz, Bölüm5.1. Farmakodinamik özellikler).
GLARİN, uzatılmış etkiye sahip insülin analoğu olan insülin glarjin içermektedir. Her gün aynı saatte olmak şartıyla, günün herhangi bir saatinde, günde bir kez uygulanmalıdır.
İnsülin glarjin dozu ve uygulama zamanı kişiye göre ayarlanmalıdır. Tip 2 diabetes mellitus hastalarında GLARİN oral etkili antidiyabetik tıbbi ürünlerle beraber uygulanabilir.
Uygulama şekli:
GLARİN subkütan uygulanır.
GLARİN intravenöz uygulanmamalıdır. GLA^İN'in uzun süreli etkisi subkütan dokuya enjeksiyonuna bağlıdır. Normal subkütan dozun intravenöz yoldan uygulanması şiddetlihipoglisemiye yol açabilir.
GLARİN'in karın, uyluk veya deltoid yoldan uygulanmasından sonra serum insülin veya glukoz seviyelerinde klinik olarak anlamlı farklılıklar bulunmamıştır. Enjeksiyon yerleri herbir enjeksiyonda dönüşümlü olarak kullanılmalıdır. Lipodistrofi ve kütanöz amiloidoz riskiniazaltmak için bir enjeksiyon bölgesi içindeki enjeksiyon yerleri her enjeksiyonda dönüşümlüolarak kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
GLA^İN başka bir insülinle karıştırılmamalı veya seyreltilmemelidir. Karıştırma veya seyreltme, zaman/etki profilini değiştirebilir ve karıştırma ürünün çökmesine yol açabilir.
GLA^İN sadece subkütan enjeksiyon için uygundur.
GLARİN'i kullanmadan önce Bölüm 6.6. ve Kullanma Talimatı dikkatle okunmalıdır. (bkz. Bölüm 6.6)
Özel popülasyonlara ilişkin bilgiler:
Sınırlı deneyim nedeniyle, GLA^İN'in aşağıdaki hasta gruplarında etkililiği ve güvenliliği değerlendirilememiştir: 2 yaşın altındaki çocuklar, karaciğer yetmezliği veya orta/şiddetliböbrek yetmezliği olan hastalar (bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, azalan insülin metabolizması nedeniyle, insülin ihtiyacı düşebilir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda, azalan glukoneogenez kapasitesi ve azalan insülin metabolizması nedeniyle, insülin ihtiyacı düşebilir.
Pediyatrik popülasyon:
İnsulin glarjin'in güvenliliği ve etkililiği, adolesanlarda ve 2 yaş ve üzerindeki çocuklarda gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.1). Dozu ve uygulama zamanı kişiye göre ayarlanmalıdır.
2 yaşın altındaki çocuklarda insulin glarjin'in güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda (65 yaş ve üzeri), böbrek fonksiyonlarının zamanla bozulması, insülin ihtiyacında sabit bir düşüşe neden olabilir.
Diğer insülinlerden GLARIN'e geçiş
Orta veya uzun etkili insülinden, GLARİN'e geçerken, bazal insülin dozunda bir değişiklik yapılması ve birlikte kullanılan antidiyabetik tedavisinin (ilave regüler insülinlerin veya hızlıetkili insülin analoglarının dozu ve zamanlaması veya oral antidiyabetik ajanların dozu)ayarlanması gerekebilir.
Günde iki kez NPH insülinden GLARİN'e geçiş
Bazal insülinle tedavi şemasını günde iki kez NPH insülinden, günde tek doz GLARİN'e değiştiren hastalar, gece ve sabah erken saatlerde hipoglisemi riskini azaltmak için, tedavininilk haftalarında günlük bazal insülin dozlarını % 20-30 oranında azaltmalıdırlar.
İnsülin glarjin 300 ünite/mL'den GLARİN'e geçiş
GLARİN ve insülin glarjin 300 birim/mL biyoeşdeğer değildir ve doğrudan değiştirilemez. Hipoglisemi riskini azaltmak için, bazal insülin rejimini günde bir kez insülin glarjin 300ünite/ml olan bir insülin rejiminden günde bir kez GLARİN rejimine geçiren hastalar,dozlarını yaklaşık % 20 oranında azaltmalıdır.
İlk haftalardaki bu doz azaltımı, en azından kısmen, öğün vakti alınan insülin artırılarak telafi edilmeli, bu dönemden sonra doz şeması kişiye göre ayarlanmalıdır.
Diğer insülinlerden GLARİN'e geçiş sırasında ve bunu izleyen ilk haftalarda yakın metabolik kontrol önerilmektedir.
Düzelen metabolik kontrol ve bunun sonucunda insülin duyarlılığında meydana gelen artış nedeniyle dozlama şemasında yeniden ayarlama yapılması gerekebilir. Hastanın vücutağırlığı veya yaşam tarzı, insülin alım zamanı değiştiğinde ya da hipoglisemiye veyahiperglisemiye duyarlılığı arttıran başka koşulların meydana geldiği durumlarda da dozayarlaması gerekebilir (bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
İnsan insülinine karşı antikor oluşumu nedeniyle yüksek insülin dozları ile tedavi edilmekte olan hastalar GLARİN ile düzelen bir insülin yanıtı gösterebilirler.
4.3. Kontrendikasyonlar
Etkin madde veya Bölüm 6.1'de yer alan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Takip edilebilirlik
Biyobenzer ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Diğer tüm terapötik proteinlerde olduğu gibi GLARİN için de potansiyel immunojenisite riski söz konusudur.
GLARİN, diyabetik ketoasidozun tedavisi için uygun bir insülin seçeneği değildir. Bu gibi durumlarda intravenöz olarak uygulanan regüler insülin önerilmektedir.
Yetersiz kan şekeri kontrolü veya hipoglisemi veya hiperglisemi epizotlarına bir eğilim olması durumunda, doz ayarlaması yapmadan önce hastanın tedavi şemasına uyumu,enjeksiyon yerleri, uygun enjeksiyon tekniği ve diğer ilgili faktörler gözden geçirilmelidir.Hastanın başka bir tip veya marka insüline geçmesi sıkı bir tıbbi gözlem altında yapılmalıdır.Form, marka (üretici), tip (regüler, NPH, lente, uzun etkili, vs.), orijin (hayvan, insan, insaninsülin analoğu) ve/veya üretim yöntemi değişimleri; doz değişim ihtiyacı ile sonuçlanabilir.
Hastalar, lipodistrofi ve kutanöz amiloidoz riskini azaltmak için belirlenen enjeksiyon yerlerini her enjeksiyonda dönüşümlü olarak kullanmaları konusunda bilgilendirilmelidir. Bureaksiyonların oluştuğu enjeksiyonbölgelerine insülin enjeksiyonu yapılmasından sonra,insülin emiliminde gecikme ve glisemik kontrolde kötüleşme olması potansiyel bir risktir.Enjeksiyon yerinin, etkilenmemiş bir bölgeye doğru anlık olarak değiştirilmesininhipoglisemiye neden olduğu bildirilmiştir. Enjeksiyon bölgesinde değişiklik sonrasında kanglukoz izlemi önerilmektedir ve antidiyabetik ilaçlarda doz ayarlaması dikkate alınabilir.
Hipoglisemi
Hipogliseminin ortaya çıkma zamanı kullanılan insülinlerin etki profiline bağlıdır ve bu nedenle tedavi şeması değiştiğinde değişebilir. GLARİN'in bazal insülin sağlamasının dahasürekli olması nedeniyle daha az gece ve daha fazla erken sabah hipoglisemisi beklenebilir,
Hipoglisemik epizotların özel bir klinik anlam taşıyabileceği hastalarda özellikle dikkatli olunmalıdır ve kan şekeri izlenmesinin yoğunlaştırılması önerilebilir. Bu hastalar şunlardır:Beyni besleyen kan damarlarında veya koroner arterlerde anlamlı daralma (kardiyak veyaserebral hipoglisemi komplikasyonları riski) olan hastalar ya da proliferatif retinopatisi olanhastalar, özellikle de bu hastaların fotokoagülasyonla tedavi edilmediği (hipoglisemi sonrasıgeçici körlük riski) durumlar.
Hastalar, hipogliseminin uyarıcı semptomlarının azaldığı durumların farkında olmalıdırlar. Bazı risk gruplarında hipogliseminin uyarıcı semptomları değişebilir, daha az belirginolabilir veya hiç görünmeyebilir. Bu hastalar şunlardır;
- kan şekeri kontrolü belirgin biçimde düzelmiş olanlar
- yavaş gelişen hipoglisemisi olanlar
- yaşlılar
- hayvan insülininden insan insülinine geçiş yapanlar
- otonomik nöropatisi bulunanlar
- uzun süredir diyabeti olanlar
- bir psikiyatrik hastalığı bulunanlar
- belirli bazı tıbbi ürünleri birlikte kullananlar (bkz, Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ileetkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
Bu gibi durumlarda, hasta hipogliseminin farkına varmadan, ağır hipoglisemi (ve hatta bilinç kaybı) gelişebilir,
Subkütan insülin glarjinin uzatılmış etkisi hipogliseminin düzelmesini geciktirebilir.
Eğer glikozillenmiş hemoglobin için normal veya azalmış değerler saptanırsa, tekrarlayan, fark edilmemiş (özellikle gece) hipoglisemi epizotları olasılığı düşünülmelidir,
Hastanın tedavi ve diyet şemasına uyumu, doğru insülin uygulaması ve hipoglisemi semptomları hakkında farkındalık, hipoglisemi riskini azaltmak için son derece önemlidir,Hipoglisemiye yatkınlığı artıran faktörlerin varlığı özellikle yakın izlemeyi zorunlu kılar vedoz ayarlamasını gerektirebilir. Bu faktörler şunlardır:
- enjeksiyon bölgesinde değişiklik
- artan insülin duyarlılığı (örneğin stres faktörlerinin ortadan kaldırılmasıyla)
- alışılmamış, artan veya uzamış fiziksel aktivite
- eşlik eden hastalık durumu (örneğin kusma, diyare)
- yetersiz gıda alımı
- kaçırılan öğünler
- alkol tüketimi
- bazı kompanse edilmeyen endokrin bozuklukları (örneğin hipotiroidizm ve ön hipofiz
veya adrenokortikal yetersizlik)
- belirli bazı tıbbi ürünlerin birlikte kullanılması (bkz. Bölüm 4.5).
Hipokalemi
İnsülin glarjin dahil tüm insülin ilaçları, ekstraselülerden intraselüler boşluğa potasyum geçişine neden olarak hipokalmiye yol açar. Tedavi edilmeyen hipokalemi, solunum felcine,ventriküler aritmiye ve ölüme neden olabilir. Hipokalami riski olan hastalarda (örn.potasyum düşürücü ilaçlar kullanan hastalar, serum potasyum konsantrasyonuna duyarlıilaçlar alan hastalar) potasyum düzeyleri izlenmelidir.
İnsülin antikorları
İnsülin uygulanması, insülin antikorlarının oluşmasına sebep olabilir. Bu tür insülin antikorlarının varlığı, nadiren hiperglisemi veya hipoglisemiye eğilimi düzeltmek için insülindozunun ayarlanmasını gerektirebilir (bkz. Bölüm 5.1).
Eşlik eden hastalık
Eşlik eden bir hastalık olması durumunda daha yoğun bir metabolik izleme gerekir. Pek çok olguda, ketonlar için idrar testleri endikedir ve çoğunlukla insülin dozunun ayarlanmasıgerekir. İnsülin gereksinimi çoğunlukla artar. Tip 1 diyabeti olan hastalar çok az yiyebilselerveya hiç yiyemeseler veya kusma vb. sorunları yaşasalar bile az da olsa karbonhidrattüketimini sürdürmeli ve insülini asla tamamen bırakmamalıdırlar.
GLARİN Kartuş'un kullanımı
GLARİN 100 U/mL sc kullanım için enjeksiyonluk çözelti içeren kartuş sadece subkütan enjeksiyon için uygundur. GLA^İN'i kullanmadan önce Bölüm 6.6. ve Kullanma Talimatıdikkatle okunmalıdır. GLARİN Kullanma Talimatında önerildiği gibi kullanılmalıdır (bkz.Bölüm 6.6)
Uygulama hataları
Diğer insülinlerin, özellikle de kısa etkili insülinlerin yanlışlıkla insülin glarjin yerine uygulandığı ilaç uygulama hataları bildirilmiştir. Uygulama sırasında insülin glarjinle diğerinsülinleri karıştırmamak için, her enjeksiyondan önce insülinin etiketi mutlaka kontroledilmelidir.
GLARİN'in pioglitazonla birlikte uygulanması
Özellikle kalp yetmezliği gelişimi açısından risk faktörleri bulunan hastalarda, pioglitazonun insülinle birlikte kullanılması sırasında kalp yetmezliği olguları bildirilmiştir. GLARİN'inpioglitazonla birlikte uygulanması düşünüldüğünde bu risk göz önünde bulundurulmalıdır.Bu kombinasyonun uygulanması halinde, hastalar kalp yetmezliği belirti ve semptomları,kilo alımı ve ödem açısından takip edilmelidir. Kardiyak semptomlarda bozulma görülmesidurumunda, pioglitazon tedavisine son verilmelidir.
Bu tıbbi ürün her “doz”unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Çok sayıda madde glukoz metabolizmasını etkiler ve insülin glarjinin dozunun ayarlanmasını gerektirebilir.
Kan şekerini düşürücü etkiyi artırabilecek ve hipoglisemi yatkınlığını artırabilecek maddeler; oral antidiyabetik ajanlar, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri, disopiramid,fibratlar, fluoksetin, monoamino oksidaz (MAO) inhibitörleri, pentoksifilin, propoksifen,salisilatlar veya sülfonamid antibiyotikleri içermektedir.
Kan şekerini düşürücü etkiyi azaltabilecek maddeler; kortikosteroidler, danazol, diazoksid, diüretikler, glukagon, izoniazid, östrojenler ve progestojenler, fenotiazin türevleri,somatropin, sempatomimetik ajanlar (örneğin, epinefrin [adrenalin], salbutamol, terbutalin)ve tiroid hormonları, atipik antipsikotik tıbbi ürünler (örneğin klozapin ve olanzapin) veproteaz inhibitörlerini içermektedir,
Beta-blokörler, klonidin, lityum tuzları veya alkol insülinin kan şekerini düşürücü etkisini kuvvetlendirebilir veya zayıflatabilir. Pentamidin hipoglisemiye yol açabilir ve bazen bunuhiperglisemi izleyebilir,
Bunun yanı sıra, beta-blokörler, klonidin, guanetidin ve rezerpin gibi sempatolitik ilaçların etkisiyle, adrenerjik karşı-düzenleme belirtileri azalabilir veya kaybolabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C'dir,
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar/doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Oral kontraseptiflerin içindeki östrojen ve progestojenler GLARİN'in kan glukozunu düşürücü etkisini azaltabilir. GLARİN'in oral kontraseptifler üzerindeki etkisine ilişkin veribulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve veya/ doğum /ve veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz,Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Klinik olarak gerekliolmadıkça gebelikte GLARİN kullanılmamalıdır.
İnsülin glarjin için, kontrollü klinik çalışmalardan, gebelik ile ilgili klinik veri bulunmamaktadır. Pazarlama sonrası araştırmalarda gebe kadınlardan elde edilen çok sayıdaveri (1000'den fazla gebelikteki sonuçlar) gebelikte insülin glarijine ilişkin bir yan etkiye veinsülin glarjine bağlı malformatif ya da feto/neonatal toksisiteye işaret etmemektedir,Hayvan çalışmalarından elde edilen veriler üreme toksisitesine işaret etmemektedir,GLARİN'in gebelik döneminde kullanılması, klinik olarak gerekli olması durumundadüşünülebilir,
Önceden var olan veya gestasyonal diyabeti olan hastalar için hiperglisemi ile ilişkili advers sonlanımların önlenmesi açısından tüm gebelik süresince iyi metabolik kontrolünsürdürülmesi çok önemlidir. İnsülin gereksinimi ilk trimesterde azalabilir ve genellikle ikincive üçüncü trimesterde artar. Doğumdan hemen sonra, insülin gereksinimi hızla düşer (artanhipoglisemi riski). Bu nedenle kan şekerinin dikkatli izlenmesi çok önemlidir,
Laktasyon dönemi
İnsülin glarjinin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir, Bir peptid olan insülin glarjin insan sindirim sisteminde sindirilerek aminoasitlere indirgendiği için, ağızdan alınaninsülin glarjinin emzirilen yenidoğan/süt çocuklarında metabolik etki yapması beklenmez,Emziren kadınlarda insülin dozu ve diyette ayarlama yapılması gerekebilir,
Üreme yeteneği /Fertilite
Hayvan çalışmaları, fertilite açısından herhangi bir doğrudan zararlı etkiyi işaret etmemektedir,
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Hipoglisemi veya hiperglisemi veya örneğin görme bozukluğunun bir sonucu olarak hastanın konsantre olma ve tepki verme yeteneği etkilenebilir. Bu durum, bu yeteneklerin özellikleönemli olduğu (örn. araç veya makine kullanma gibi) durumlarda bir risk oluşturur,
Hastalara araba kullanırken hipoglisemiden kaçınmak için önlemler almaları tavsiye edilmelidir, Bu durum, hipogliseminin uyarıcı semptomlarına farkına varma yeteneği azalmışveya kaybolmuş kişilerde ya da sık hipoglisemi epizotları yaşayan kişilerde özellikleönemlidir. Bu koşullarda araç veya makine kullanmanın tavsiye edilebilir olup olmadığıdüşünülmelidir,
4.8. İstenmeyen etkiler
İnsülin tedavisinin genellikle en sık görülen istenmeyen etkisi olan hipoglisemi (çok yaygın), insülin dozunun insülin gereksinimine oranla fazla yüksek olması halinde meydana gelebilir(bkz. Bölüm 4.4.),
Aşağıda klinik çalışmalarda gözlenen ilgili advers reaksiyonlar sistem organ klasifikasyonuna ve azalan sıklığa göre listelenmiştir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000 ila <1/1.000); çokseyrek (<1/10,000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor),
Her bir sıklık grubunda, istenmeyen etkiler azalan ciddiyet (şiddet) düzeyine göre sıralanmıştır.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Alerjik reaksiyonlar
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Hipoglisemi
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Tat alma duyusunda bozukluk
Göz hastalıkları
Seyrek: Görme bozukluğu, retinopati
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Lipohipertrofi
Yaygın olmayan: Lipoatrofi Bilinmiyor: Kütanöz amiloidoz
Kas iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok seyrek: Kas ağrısı (miyalji)
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Enjeksiyon yeri reaksiyonları Seyrek: Ödem
Seçili advers reaksiyonların tanımı
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Şiddetli hipoglisemik ataklar, özellikle eğer tekrarlayan ataklar ise, nörolojik hasarlara yol açabilirler. Uzayan veya şiddetli hipoglisemik epizotlar yaşamı tehdit edici olabilir.
Pek çok hastada, nöroglikopeni belirti ve semptomları adrenerjik karşıt düzenlenme belirtilerini takip eder. Genellikle, kan glukozundaki düşüş ne kadar fazla ve hızlı olursa,karşı-düzenleme fenomeni ve bunun semptomları o kadar belirgin olur (bkz. Bölüm 4.4).
Bağışıklık sistemi hastalıkları
İnsüline karşı ani gelişen tipte alerjik reaksiyonlar seyrektir. İnsülinlere (insülin glarjin dahil) veya yardımcı maddelere karşı görülen bu tip reaksiyonlar genel deri reaksiyonları,anjiyoödem, bronkospazm, hipotansiyon ve şok ile bağlantılı olabilir ve yaşamı tehdit ediciolabilir.
Göz hastalıkları
Glisemik kontrolde belirgin bir değişiklik, göz merceklerinin dolgunluğu ve refraktif indeksindeki geçici değişikliklerden dolayı, geçici görme bozukluğuna neden olabilir.
Uzun süreli düzelen glisemik kontrol diyabetik retinopatinin ilerleme riskini azaltır. Bununla birlikte, glisemik kontrolde ani düzelme sağlayan yoğun insülin tedavisi de diyabetikretinopatinin geçici bir süre kötüleşmesine neden olabilir. Proliferatif retinopatisi olanhastalarda, özellikle fotokoagülasyon ile tedavi edilmemişse, şiddetli hipoglisemik epizotlargeçici görme kaybına yol açabilir.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Enjeksiyon yerinde lipodistrofi ve kutanöz amiloidoz oluşabilir ve lokal insülin absorpsiyonunu geciktirebilir. Enjeksiyon yerinin devamlı olarak değiştirilmesi bureaksiyonların azalmasına veya önlenmesine yardımcı olabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Enjeksiyon bölgesindeki reaksiyonlar, kızarıklık, ağrı, kaşıntı, ürtiker, şişme veya enflamasyonu içermektedir. İnsülinlere karşı enjeksiyon yerinde gözlenen çoğu minörreaksiyonlar çoğunlukla birkaç gün veya hafta içinde kaybolur.
Seyrek olarak ve özellikle daha önceki zayıf metabolik kontrol yoğun insülin tedavisi ile düzeltildiğinde, insülin sodyum tutulmasına ve ödeme neden olabilir.
Pediyatrik popülasyon
Genel olarak, 18 yaş ve altındaki hastalar için güvenlilik profili 18 yaş üstü hastalar ile benzerdir.
Pazarlama sonrası çalışmalardan elde edilen yan etki bildirimleri; 18 yaş ve altındaki hastalarda 18 yaş üstü hastalara göre, nispeten daha sık enjeksiyon yeri reaksiyonlarını(enjeksiyon yerinde ağrı, reaksiyon) ve deri reaksiyonlarını (döküntü, ürtiker) içermekteydi.2 yaş altındaki hastalarda herhangi bir klinik çalışma güvenlilik verisi mevcut değildir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir,
İnsülin doz aşımı, şiddetli ve bazen uzun süreli ve yaşamı tehdit eden hipoglisemiye yol açabilir,
Tedavi
Hafif hipoglisemi epizotları çoğunlukla oral karbonhidratlarla tedavi edilebilir. Tıbbi ürünün dozu, öğün alışkanlıkları veya fiziksel aktivitede ayarlamalar gerekebilir,
Koma, nöbet veya nörolojik bozukluğun eşlik ettiği daha şiddetli epizodlar, intramuüsküler/ subkütan glukagon ya da konsantre intravenöz glukoz ile tedavi edilebilir. Hipoglisemibelirgin klinik düzelmeden sonra da tekrarlayabileceği için karbonhidrat alınımının vehastanın izlenmesinin sürdürülmesi gerekebilir.
5. FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Enjeksiyonluk uzun-etkili insülinler ve analogları ATC Kodu: A10AE04*GLARİN biyobenzer bir ilaçtır.
Etki mekanizması
GLARİN, insülin glarjin içeren bir antidiyabetiktir. İnsülin glarjin rekombinant DNA teknolojisi ile üretilen bir insan insülini analoğudur. Nötral pH'de düşük çözünürlükgöstermek üzere tasarlanmıştır. İnsülin glarjin, GLARİN enjeksiyonluk çözeltinin asidikpH'sında (pH 4) tamamen çözünür. Subkütan enjeksiyonu takiben, asidik çözeltinötralleşerek mikro çökeltilerin oluşmasına yol açar. Bunlardan sürekli az miktardasalıverilen insülin glarjin düzgün, pikler içermeyen, uzun süreli ve öngörülebilirkonsantrasyon/zaman profili oluşturur.
İnsülin glarjin M1 ve M2 olmak üzere 2 aktif metabolite metabolize olur. (bkz, Bölüm 5,2)
İnsülin reseptörüne bağlanma:
In vitro
çalışmalar, insülin glarjin ile Mİ ve M2 metabolitlerinin insan insülin reseptörüne afinitesinin insan insülini ile benzer olduğunugöstermektedir.
IGF-1 reseptörüne bağlanma: İnsülin glarjinin insan IGF-1 reseptörüne afinitesi insan insülininin afinitesinden yaklaşık 5 ila 8 kat daha fazladır (ancak IGF-İ'in birinden yaklaşık
70 ila 80 kat daha düşüktür), oysa M1 ve M2 IGF-1 reseptörüne insan insülinine kıyasla biraz daha düşük afiniteyle bağlanmaktadır.
Tip I diyabetik hastalarda bulunan toplam insülin konsantrasyonunun (insülin glarjin ve metabolitleri), IGF-1 reseptörlerinin maksimum sayısının yarısı kadarının doygunluğaulaşması ve sonrasında IGF-1 reseptörü ile başlatılan mitojenik-proliferatif yolağınaktivasyonu için gerekenden belirgin olarak daha düşük olduğu gösterilmiştir. Endojen IGF-1'in fizyolojik konsantrasyonları mitojenik-proliferatif yolağı aktive edebilir; ancak,GLARİN tedavisi dahil olmak üzere insülin tedavisinde bulunan terapötik konsantrasyonlarIGF-1 yolağını aktive etmek için gereken farmakolojik konsantrasyonlardan belirgin olarakdaha düşüktür.
İnsülin glarjin de dahil olmak üzere insülinin primer aktivitesi glukoz metabolizmasının düzenlenmesidir. İnsülin ve analogları, özellikle iskelet kası ve yağ tarafından periferikglukoz alımını uyararak ve hepatik glukoz üretimini inhibe ederek kan glukoz düzeylerinidüşürürler. İnsülin, adipositte lipolizi inhibe eder, proteolizi inhibe eder ve protein senteziniartırır.
Klinik farmakoloji çalışmalarında, aynı dozlarda verildiğinde, intravenöz insülin glarjin ve insan insülininin eşit etki gücüne sahip olduğu gösterilmiştir. Tüm insülinlerde olduğu gibi,insülin glarjinin etki süresi fiziksel aktivite ve diğer değişkenlerden etkilenebilmektedir.
Sağlıklı bireylerde veya tip 1 diyabeti olan hastalarda yapılan öglisemik klemp çalışmalarında, subkütan uygulanan insülin glarjinin etki başlangıcı, insan NPH insülininekıyasla daha yavaş, etki profili düz, piksiz ve etkisi daha uzundur.
Aşağıdaki grafik hastalarda yapılan bir çalışmanın sonuçlarını göstermektedir.:
|
*Sabit plazma glukoz düzeyleri sağlamak üzere infüzyon yapılan glukoz miktarı olarak belirlenmiş (saat başı ortalama değerler)
|
Subkütan insülin glarjinin daha uzun süreli etkisi, daha yavaş olan absorpsiyon hızıyla doğrudan ilişkilidir ve günde tek doz uygulamayı desteklemektedir. İnsülin glarjin gibi insülinve insülin analoglarının etki süresi farklı bireylerde ya da bireyin kendisinde belirgindeğişkenlik gösterebilir.
Klinik bir çalışmada, hem sağlıklı bireylerde hem de tip 1 diyabeti olan hastalarda intravenöz
insülin glarjin ve insan insülini uygulaması sonrasında hipoglisemi semptomları veya karşı-düzenleme hormon yanıtları benzer olmuştur.
Klinik çalışmalarda, NPH-insülini ve insülin glarjin tedavi gruplarında insan insülini ve insülin glarjinle çapraz tepki gösteren antikorlar aynı sıklıkta gözlenmiştir.
Tip 2 diyabeti olan 1024 hastada günde tek doz insülin glarjinin diyabetik retinopati üzerindeki etkileri açık-etiketli 5 yıllık NPH (günde iki doz) kontrollü bir çalışmadadeğerlendirilmiştir. Diyabetik retinopatinin erken tedavi çalışmasında (ETDRS), derecesi 3veya üzerindeki basamakta retinopatisi olan bu hastaların retinopati ilerlemesi fundusfotografisi ile incelendi. İnsülin glarjin ile NPH insülin karşılaştırıldığında, diyabetikretinopatinin ilerlemesinde anlamlı bir farklılık görülmemiştir.
ORIGIN (Outcome Reduction with Initial Glargine INtervention) çalışması çok merkezli, randomize, 2x2 faktorial tasarımlı bir çalışma olup yüksek kardiyovasküler (KV) riski veaçlık glukoz (IFG) ya da glukoz toleransı (IGT) bozuk olan (katılımcıların % 12'si) veya enaz bir antidiyabetik oral ilaç ile tedavi edilen tip 2 diabetes mellitus hastası (katılımcıların %88'i) olan 12537 katılımcı ile yürütülmüştür. Katılımcılar FPG <95 mg/dl (5.3 mM) olacakşekilde insülin glarjin (n=6264) tedavisine ya da standart bakıma (n=6273) randomizeedilmiştir (1:1).
İlk ko-primer etkinlik sonucu, KV ölümün, ölümcül olmayan miyokard enfarktüsünün (MI) veya ölümcül olmayan inmenin ortaya çıktığı ilk ana kadar geçen süre; ikinci ko-primeretkinlik sonucu ise revaskülarizasyon prosedürünün (koroner, karotid veya periferal) veyakalp yetmezliği nedeniyle hastaneye yatışın veya ilk ko-primer sonuçlardan herhangi birininortaya çıktığı ilk ana kadar olan süredir.
İkincil sonlanımlar tüm nedenlere bağlı mortalite ve bir birleşik mikrovasküler sonlanımdır.
İnsülin glarjin standart bakım ile karşılaştırıldığında KV hastalık ve KV mortalite için rölatif riski değiştirmemiştir. İnsülin glarjin ve standart bakım arasında iki birincil sonlanım, busonlanımları oluşturan herhangi bir sonlanım bileşeni, tüm nedenlere bağlı mortalite ya dabirleşik mikrovasküler sonlanım açısından fark saptanmamıştır.
Çalışma sonunda ortalama insülin glarjin dozu 0,42 U/kg olarak saptanmıştır. Başlangıçta katılımcıların medyan HbA1c değeri % 6,4 iken medyan HbAlc değer aralığı, tedavisırasında insülin glarjin grubunda % 5,9- 6,4 ve izlem boyunca standart bakım grubunda %6,2-6,6 bulunmuştur. Şiddetli hipoglisemi oranı (etkilenen katılımcı/yıllarca etkilenen 100katılımcı) insülin glarjin grubunda 1,05 ve standart bakım grubunda 0,3; doğrulanmış ciddiolmayan hipoglisemi oranları sırasıyla 7,71 ve 2,44 olarak bildirilmiştir. 6 yıllık çalışmaboyunca insülin glarjin grubunun % 42'sinde herhangi bir hipoglisemi olayı görülmemiştir.
Tedavideki son muayenede vücut ağırlığında başlangıca göre insülin glarjin grubunda ortalama 1,4 kg artış ve standart bakım grubunda ortalama 0,8 kg azalma saptanmıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Randomize, kontrollü bir çalışmada, yaşları 6-15 arasında değişen tip 1 diyabetli pediyatrik hastalar (n=349), 28 hafta süreyle bazal-bolus insülin rejimiyle tedavi edildi; her öğündenönce regüler insan insülini uygulanmıştır. İnsülin glarjin günde bir kez yatmadan önce, NPHinsan insülini günde bir veya iki kez uygulandı. Her iki tedavi grubunda glikohemoglobin vesemptomatik hipoglisemi insidansı üzerinde benzer etkiler gözlenmiştir. Bununla beraber,insülin glarjin grubunda açlık plazma glukozunda başlangıç değerine göre gözlenen düşüş,NPH grubuna kıyasla daha fazla olmuştur. İnsülin glarjin grubunda gözlenen hipoglisemi dedaha hafifmiş. Bu çalışmada insülin glarjinle tedavi edilen hastaların 143'ü, ortalama takipsüresi 2 yıl olan kontrolsüz devam çalışmasında insülin glarjinle tedaviye devam etmiştir.İnsülin glarjinle tedavinin uzatıldığı bu dönemde, güvenlilikle ilgili yeni bir uyarı işaretisaptanmamıştır.
Yaşları 12-18 arasında değişen, tip 1 diyabetli 26 adolesanın dahil edildiği çapraz bir çalışmada, insülin glarjin + insülin lispro, NPH + regüler insan insüliniyle karşılaştırılmıştır.Her bir tedavi, rastgele sıra ile 16 hafta süreyle uygulanmıştır. Yukarıda tanımlananpediyatrik çalışmada olduğu gibi bu çalışmada da, başlangıç değerine kıyasla açlık plazmaglukozunda gözlenen azalma, insülin glarjin grubunda NPH grubundan daha fazlaymış.HbA1c'de başlangıç değerine göre gözlenen değişiklikler her iki tedavi grubunda benzerbulunmuştur. Bununla beraber, gece boyunca kaydedilen kan glukozu değerleri, insülinglarjin/lispro grubunda, NPH/regüler grubuna kıyasla anlamlı derecede daha yüksekmiş(ortalama en düşük nokta sırasıyla 5,4 mM'ye karşılık 4,1 mM). Buna paralel olarak,noktürnal hipoglisemi insidansları insülin glarjin/lispro grubunda % 32, NPH/regülergrubunda % 52 olarak saptanmıştır.
Yaşları 2-6 arasında değişen tip 1 diabetes mellituslu 125 çocuğun dahil edildiği 24 haftalık paralel grup çalışmasında, günde bir kez sabahları uygulanan insülin glarjin ve günde birveya iki kez bazal insülin olarak uygulanan NPH insülin karşılaştırılmıştır. Her iki gruba dayemeklerden önce bolus insülin verilmiştir.
Tüm hipoglisemilerde insülin glarjinin NPH'a üstünlüğünü gösteren birincil hedef sağlanmadı ve insülin glarjin hipoglisemi olaylarını arttırma trendi göstermiştir (insülinglarjin: NPH oranı (% 95 Cl) =1,18 (0,97-1,44).
Glikohemoglobin ve glukoz değişkenlikleri her iki tedavi grubunda benzer bulunmuştur. Bu çalışmada güvenlilikle ilgili yeni bir uyarı işareti saptanmamıştır.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Sağlıklı bireylerde ve diyabetik hastalarda, insülin glarjinin subkütan enjeksiyonunu takiben, serum insülin konsantrasyonları insan NPH insülinine kıyasla daha yavaş ve çok daha uzunsüreli absorpsiyon olduğunu ve bir doruk olmadığını göstermiştir. Dolayısıyla,konsantrasyonlar insülin glarjinin farmakodinamik aktivitesinin zaman profiliyle uyumlubulunmuştur. Şekil 1'deki grafik insülin glarjin ve NPH insülinin zamana göre aktiviteprofilini göstermektedir.
Dağılım:
Günde bir kez enjekte edilen insülin glarjin, ilk dozdan sonraki 2-4 gün içinde kararlı durum düzeyine ulaşır.
Biyotransformasyon:
Diyabetik hastalarda subkütan insülin glarjin enjeksiyonundan sonra, insülin glarjin Beta zincirinin karboksil ucunda hızla metabolize olarak, iki aktif metabolit olan M1 (21A-Gly-insülin) ve M2 (21A-Gly-des-30B-Thr-insülin) oluşmaktadır. Plazmada, dolaşımdaki başlıcabileşik M1 metabolitidir. Ml'e maruziyet uygulanan insülin glarjin dozuyla birlikte artar.Farmakokinetik ve farmakodinamik bulgular, insülin glarjin ile subkütan enjeksiyonunetkisinin esas olarak M1'e maruziyete dayandığını göstermektedir. İnsülin glarjin ve M2
metaboliti bireylerin büyük çoğunluğunda saptanabilir düzeyde bulunmamıştır ve saptanabildiklerinde de konsantrasyonlarının uygulanan insülin glarjin dozundan bağımsızolduğu bulunmuştur.
Eliminasyon:
İntravenöz yoldan uygulandığında insülin glarjin ve insan insülininin eliminasyon yarılanma ömrü karşılaştırılabilir.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
İnsülin glarjinin konsantrasyonları, farmakodinamik aktivitesinin zaman profiliyle uyumlu bulunmuştur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaş ve cinsiyet:
Klinik çalışmalarda yaş ve cinsiyete dayanan alt-grup analizleri, insülin glarjin ile tedavi edilen hastalarla bütün araştırma popülasyonu karşılaştırıldığında, güvenlilik ve etkililikaçısından herhangi bir farklılık göstermemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Yaşları 2-6 arasında değişen tip 1 diabetes mellituslu çocuklardaki farmakokinetik özellikler bir klinik çalışmada değerlendirilmiştir (bkz. Bölüm 5.1). İnsülin glarjinle tedavi edilençocuklarda, insülin glarjinin ve aktif metabolitleri olan M1 ve M2'nin plazma “çukur” (vadi)düzeyleri ölçülmüş, plazma konsantrasyonu değerlerinin erişkinlerle benzer olduğu ve kronikkullanımda insülin glarjinin veya metabolitlerinin birikme eğilimi göstermediği saptanmıştır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi veriler konvansiyonel güvenlilik farmakolojisi, tekrarlayan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel ve üreme toksisitesi ile ilgili çalışmalar baz alındığındainsanlar için özel bir tehlike göstermemektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Çinko klorür
M-krezol
Gliserin
Sodyum hidroksit veya hidroklorik asit Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
GLARİN diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
Kartuşun ilk kullanımdan sonraki raf ömrü
Direkt ışıktan ve sıcaklıktan korumak şartıyla, tıbbi ürün maksimum 4 hafta süre ile 25°C'nin altında saklanabilir. Kartuş içeren kalem buzdolabında saklanmamalıdır.
Her enjeksiyondan sonra ışıktan korumak için kalemin kapağı tekrar yerine takılmalıdır.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
Kullanılmamış kartuşlar
Buzdolabında (2-8°C'de) saklayınız.
Dondurmayınız.
GLARİN'in buzdolabında dondurucu bölme veya soğutma paketi ile doğrudan temasını önleyiniz.
Kartuşları ışıktan korumak için dış karton kutusunda saklayınız.
Kullanımdaki kartuşlar
Saklama koşulları için bkz. Bölüm 6.3.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Siyah tapa (bromobütil kauçuk) ve başlık (flençli alüminyum) ve kapak (bromobütil veya izopren kauçuk) içeren kartuşlarda (Tip I, renksiz, cam) 3 m mL çözelti.
5 kartuş içeren ambalajları bulunmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kartuş kullanmadan önce, 1-2 saat süre ile oda sıcaklığında tutulmalıdır.
Kartuş kullanılmadan önce incelenmelidir. Çözelti sadece berrak, renksiz ve görülebilir katı partikül içermeyen ve su benzeri görünüme sahip ise veya su benzeri görünümdeysekullanılmalıdır. GLARİN çözelti olduğu için, kullanılmadan önce yeniden süspansiyon halinegetirilmesi gerekmemektedir.
GLARİN başka bir insülinle karıştırılmamalı veya seyreltilmemelidir. Karıştırma veya seyreltme, zaman/etki profilini değiştirebilir ve karıştırma ürünün çökmesine yol açabilir.
Boş kalemler asla yeniden kullanılmamalıdır ve uygun bir şekilde atılmalıdır.
Herhangi bir kontaminasyonu önlemek için, her bir kullanıma hazır dolu enjeksiyon kalemi yalnız bir hasta tarafından kullanılmalıdır.
İnsülin glarjin ve diğer insülinler arasındaki ilaç kullanım yanlışlığını önlemek için insülin etiketi her enjeksiyon öncesi kontrol edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Mahmutbey Mah. 2477. Sok. No:23 Bağcılar / İstanbulTelefon : (0212) 410 39 50Faks:(0212)447 61 65
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2016/335
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 26.04.2016 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ