Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

İrontu 500mg/25ml İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Flakon Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BILGISI

1. BEŞERI TIBBI ÜRÜNÜN ADI

İRONTU 500 mg/25 ml İ.V. infüzyon için çözelti içeren flakon Steril, sitotoksik

2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM

Etkin madde:

Konsantre çözeltide 20 mg/ml irinotekan hidroklorür trihidrat olmak üzere, 1 flakon, 500 mg irinotekan hidroklorür trihidrat içermektedir.

Yardımcı madde(ler):

D-Sorbitol: 45 mg/ml

Sodyum hidroksit: (pH 3,0 ile 3,8'e ayarlamak için))

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTIK FORM

Berrak, açık sarı renkte, partikül içermeyen konsantre infüzyon çözeltisi

4. KLİNIK ÖZELLIKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Kolorektal kanser:

İRONTU, ilerlemiş kolorektal kanser tedavisinde:

- İlerlemiş hastalık için daha önceden kemoterapi almamış hastalarda 5-florourasil (5-FU) ve folinik asit (FA) ile beraber,

- 5-FU içeren tedavi rejimleri ile cevap alınamayan hastalarda tek ajan olarak kullanılır.

Küçük hücreli akciğer kanserinin yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavisinde:

Küçük hücreli akciğer kanserinde birinci basamak kemoterapi sonrası yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavide tek ilaç olarak veya kombinasyonrejimlerinde kullanılır.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Sadece yetişkinlerde kullanılır.

İRONTU tedavisine hastalığın objektif progresyonuna veya kabul edilemeyecek toksisite görülene kadar devam etmelidir.

Kolorektal kanser: Monoterapide:

Önerilen İRONTU dozu, üç haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 350 mg/m2'dır.

Kombinasyon tedavisinde:

İRONTU'nun şu üç tedavi şemasında, 5-florourasil ve folinik asit ile kombinasyonunun etkinliği ve güvenliliği araştırılmıştır:

İRONTU artı 5FU/FA, haftalık uygulama:


Önerilen İRONTU dozu, haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 80 mg/m 'dır, ardından folinik asit ve sonra 5-FU infüzyonu yapılır. Tedavi 6 hafta sürdürülüpbir hafta ara verilir.

İRONTU artı 5FU/FA, 2 haftada bir:


Önerilen İRONTU dozu, iki haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 180 mg/m2'dır, ardından folinik asit ve sonra 5-FU infüzyonu yapılır.

Değişmeli uygulama:


1. Gün: Önerilen İRONTU dozu, altı haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 350 mg/m2'dır.

22 ila 26. günler: Folinik asit ardından 5-florourasil infüzyonu 6 haftada bir yapılır.

Küçük hücreli akciğer kanserinin yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavisinde:Monoterapide:

Önerilen İRONTU dozu üç haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 300 mg/m2'dır.

Kombinasyon tedavisinde:

İRONTU artı sisplatin uygulaması:


İRONTU kemoterapinin 1., 8. ve 15. günlerinde 60 mg/m2 dozunda 30-90 dakikalık i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. İRONTU uygulamasının tamamlanmasından hemen sonra,kemoterapinin 1. günü sisplatin 60 mg/m2 dozunda 60 dakikalık i.v. infüzyon şeklindeuygulanır. Kemoterapi her 4 haftada bir tekrarlanır.

Uygulama şekli:

İRONTU'nun tüm dozları, 30 ila 90 dakika boyunca periferik veya merkezi bir vene infüzyonla intravenöz infüzyon olarak uygulanır.

Doz ayarlamaları:

İRONTU, tüm advers etkilerin NCI-CTC (Amerika Ulusal Kanser Enstitüsü Genel Toksisite Kriterleri) kriterlerine göre derece 0 ve 1'e kadar gerilemesinden ve tedaviyebağlı diyarenin tamamen ortadan kalkmasından sonra verilmelidir.

Bir sonraki infüzyon verilirken İRONTU ve eğer varsa 5-FU dozu bir önceki infüzyon sırasında gözlenen advers etkinin en kötü derecesine göre azaltılmalıdır. Tedavi, tedaviyebağlı advers etkilerin tamamen düzelmesine izin vermek amacıyla 1-2 haftaertelenmelidir. Aşağıdaki advers etkiler görüldüğünde İRONTU ve/veya varsa 5-FU dozu% 15 ila 20 azaltılmalıdır:

• Hematolojik toksisite (4. derece nötropeni, febril nötropeni (3-4. derece nötropeni, ve2-4. derece ateş), trombositopeni, lökopeni (4. derece).

• Hematolojik olmayan toksisite (3-4. derece)

Aşağıdaki durumlara sahip hastalarda İRONTU'nun başlangıç dozunun 1-seviye düşürülmesi düşünülmelidir:

>65 yaş, pelvik /abdominal radyoterapi almış olmak, performans durumunun 2 olması, bilirubin düzeylerinin yükselmesi. Total bilirubin düzeyi > 2 mg/dl olan hastalardakullanımı ile ilgili yeterli veri olmadığından bu düzeylerde kullanımı önerilmemektedir.Hastalara uygulama öncesinde antiemetik ajanlarla premedikasyon yapılması önerilir.Kolinerjik belirtileri olan hastalarda profilaktik veya terapötik olarak atropin uygulamasıyapılması önerilmektedir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Karaciğer yetmezliği:

Monoterapide: Kan bilirubin seviyesi üst normal sınırın (ULN) 3 katına kadar ve performans durumu < 2 olan hastalarda İRONTU'nun başlangıç dozu saptanmalıdır.Hiperbilirubinemisi olan ve protrombin zamanı % 50'den daha fazla olan bu hastalarda,İRONTU'nun klerensi azalmıştır (bkz. Bölüm 5.2 Farmakokinetik Özellikler) ve bunedenle hematotoksisite riski artmıştır. Böylece, bu hastalarda haftalık tam kan sayımıizlemesi yapılmalıdır.

• Bilirubin seviyesi üst normal sınırın (ULN) 1.5 katına kadar olan hastalardaİRONTU'nun tavsiye edilen dozu 350 mg/ m2'dir

• Bilirubin seviyesi üst normal sınırın (ULN) 1.5 ila 3 katı arasında olan hastalardaİRONTU'nun tavsiye edilen dozu 200 mg/ m2'dir.

• Bilirubin seviyesi üst normal sınırın (ULN) 3 katından fazla olan hastalar İRONTUile tedavi edilmemelidir. (bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar ve Bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri)

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda İRONTU'nun kombine tedavisi ile ilgili veri bulunmamaktadır.

Böbrek yetmezliği:

Bu hasta popülasyonunda çalışma yapılmamış olduğu için böbrek fonksiyonları bozuk hastalarda İRONTU'nun kullanımı önerilmemektedir. (bkz. Bölüm 4.3Kontrendikasyonlar ve Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)

Pediyatrik popülasyon:

İRONTU'nun pediyatri hastalarında etkinliği henüz belirlenmemiştir.

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlılarda spesifik farmakokinetik çalışmaları yapılmamıştır. Ancak bu hastaların biyolojik fonksiyonları yavaşlamış olduğu için bu popülasyonda doz dikkatli seçilmelidir.Bu popülasyon ile daha yoğun araştırmalara ihtiyaç bulunmaktadır. (bkz. Bölüm 4.4 Özelkullanım uyarıları ve önlemleri)

Kullanılan rejime bağlı olarak bu popülasyon için belirli doz önerileri geçerli olabilir. (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve Bölüm 4.2 Pozoloji/uygulamasıklığı ve süresi.)

Diğer:

Radyoterapi:

Daha önce pelvik/abdominal radyoterapi almış hastalarda İRONTU uygulamasının ardından miyelosüpresyon riski artar. Hekimler, önceden yaygın radyoterapi görmüşhastaları tedavi ederlerken dikkatli olmalıdırlar. Kullanılan rejime bağlı olarak bupopülasyon için belirli doz önerileri geçerli olabilir (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji veuygulama şekli.).

Performans durumu:

Performans durumu düşük olan hastaların İRONTU ile ilişkili advers olay geçirme riski yüksektir. Doğu Ortak Onkoloji Grubu (ECOG) performans durumu 2 olan hastalar için,kullanılan rejime bağlı olarak özel doz önerileri geçerli olabilir (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji veuygulama şekli.) Performans durumu 3 veya 4 olan hastalar İRONTUalmamalıdırlar.

İrinotekan/5-FU/LV veya 5-FU/LV ajanların karşılaştırıldığı klinik çalışmalarda başlangıçtaki performans durumu 2 olanlarda, performans durumu 0 veya 1 olanlaranazaran daha yüksek oranda hastaneye yatış, nötropenik ateş, tromboembolizm, tedavininbirinci kürde kesilmesi ve erken ölüm olayları gözlenmiştir.

4.3. Kontrendikasyonlar

• Kronik iltihaplı bağırsak hastalığı ve/veya bağırsak tıkanmalarında,

• İrinotekan hidroklorür trihidrat veya İRONTU'nun bileşenlerinden herhangi birineşiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonu göstermiş olanlarda,
• Gebelik ve laktasyonda (bkz. bölüm 4.6 Gebelik ve laktasyon ve 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri),

• Bilirubin seviyesi normal üst sınırın 3 katından yüksek olan hastalarda (bkz. Bölüm4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri),

• Ağır kemik iliği yetmezliği olan hastalarda,

• ECOG performans durumu 2'den büyük olan hastalarda,

• Eşzamanlı kantaron (Binbirdelik Otu [St. John's Wort]) kullanan hastalarda,

İRONTU kullanımı kontrendikedir.

Setuksimab ve bevasizumab ile ilgili ek kontrendikasyonlar için bu tıbbi ürünlerin ürün bilgilerine başvurunuz.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

İRONTU sitotoksik kemoterapi uygulaması konusunda uzman ünitelerde ve mutlaka

antikanser kemoterapisi konusunda uzman bir hekimin gözetiminde uygulanmalıdır.



İRONTU'nun advers olaylarının doğası ve sıklığı göz önünde bulundurularak aşağıdaki durumlarda, kullanıma karar vermek için beklenen yararlar ve muhtemel terapötik riskleridikkatle kıyaslanmalıdır.

• Risk faktörü bulunan hastalar, özellikle ECOG performans durumu = 2 olanlar

• Nadiren, advers olaylara karşı alınması gereken önlemleri içeren önerilereuymayacağı düşünülen hastalar (geç diyare başladığında büyük miktarda sıvı alımı ileberaber derhal ve uzun süreli antidiyaretik tedaviye başlanması). Bu tip hastalar için sıkıhastane gözetimi önerilir.

• İRONTU monoterapide kullanıldığında, genellikle 3-haftada bir dozaj planı ile reçeteedilir. Ancak özellikle ağır nötropeni riski olan veya yakın takip gerektiren hastalardahaftalık dozaj planı verilmesi düşünülebilir. (bkz. Bölüm 5. Farmakolojik Özellikler)

Gecikmiş Diyare

İRONTU'nun verilmesi üzerinden 24 saatten fazla bir süre geçtikten sonra veya bir sonraki kürden önce herhangi bir zamanda ortaya çıkabilecek geç diyare riski konusunda hastalaruyarılmalıdır. Monoterapide ilk sıvı dışkının görülme zamanı İRONTU infüzyonundanortalama 5 gün sonradır. Geç diyare dehidratasyona, elektrolit dengesizliğine veya sepsiseyol açabileceğinden yaşamı tehdit edebilir. Hastalar diyarenin başladığını doktorlarınaderhal bildirmeli ve uygun tedaviye hemen başlanmalıdır.

Diyare riski yüksek hastalar daha önce abdominal/pelvik radyoterapi görmüş olup başlangıçta hiperlökositozu bulunan ve performans statüsü 2 ve üstü olan hastalar vekadınlardır. Doğru tedavi edilmezse özellikle de beraberinde nötropeni bulunanhastalarda diyare yaşamı tehdit edici düzeyde olabilir.

İlk sıvı dışkı görülür görülmez hasta büyük miktarda, elektrolit içeren içecekler içmeye başlamalı ve diyareyi önleyici tedaviye derhal başlanmalıdır. Bu tedavi İRONTU'nunuygulandığı merkez tarafından reçete edilmelidir. Hasta hastaneden çıktıktan sonra,diyare başlar başlamaz tedavisine başlayabilme amacıyla reçete edilmiş ilacı teminetmelidir. Ek olarak, hasta İRONTU uygulayan doktorunu veya üniteyi diyareninmeydana gelişi hakkında haberdar etmelidir.

Geç diyarede önerilen diyare tedavisi yüksek doz loperamiddir (4 mg ilk uygulama olarak, daha sonra 2 saatte bir 2 mg). Tedavi son sıvı dışkı görüldükten sonra 12 saatsürdürülmeli ve değiştirilmemelidir. Paralitik ileus riski nedeniyle tedavi hiçbir koşuldabu dozlarda ardarda 48 saatten uzun süre sürdürülmezken, 12 saatten de kısa olmamalıdır.

Diyare ile birlikte ağır nötropeni (nötrofil sayısı < 500 hücre/mm^) de mevcutsa, antidiyareik tedaviye ek olarak, geniş spektrumlu bir antibiyotik profilaktik olarakverilmelidir.

Aşağıdaki durumlarda, diyare tedavisi için antibiyotik tedavisine ek olarak hastane tedavisi önerilir:

• Beraberinde ateş de olan diyare,

• Ağır diyare (intravenöz hidratasyon gerektiren),

• Yüksek doz loperamid tedavisine başlanmasına rağmen 48 saatten uzun süren diyare.

Hasta daha önceki kürlerde geç diyare geçirmiş olsa dahi, loperamid profilaktik olarak verilmemelidir.

Ağır diyare görülen hastalarda sonraki kürlerde doz azaltılması önerilir (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi).

Erken Diyare

İRONTU verildikten sonar 24 saat içinde ortaya çıkabilecek erken diyare konusunda hastalar uyarılmalıdır.

Hematoloji

Klinik çalışmalarda, NCI CTC 3. ve 4. derece nötropeni sıklığı önceden pelvik / abdominal radyoterapi alan hastalarda bu tür radyoterapi almayanlardan daha yüksek olmuştur.Başlangıç serum total bilirubin düzeyleri 1,0 mg/dL veya üstü olan hastalarda bu değerinaltında olanlara göre, birinci döngü 3. veya 4. derece nötropeni yaşama olasılığı anlamlıderecede yüksektir.

İRONTU tedavisi sırasında haftalık tam kan sayımı yapılması önerilir. Hastalar nötropeni riski ve ateşin önemi konusunda uyarılmalıdır. Febril nötropeni (ateş > 38°C ve nötrofilsayısı <1000 hücre/mm^) hastanede geniş spektrumlu, intravenöz yoldan kullanılanantibiyotiklerle derhal tedavi edilmelidir.

Ağır hematolojik etkiler görülen hastalarda bir sonraki kürde doz azaltılması önerilir (bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli).

Ağır diyaresi olan hastalarda artmış hematolojik toksisite ve enfeksiyon riski bulunmaktadır. Ağır diyaresi olan hastalarda tam kan sayımı yapılmalıdır.

İmmünosüpresan Etkileri/Enfeksiyonlara Karşı Yüksek Duyarlılık

İRONTU da dahil olmak üzere kemoterapötik ajanlar tarafından bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda canlı veya canlı zayıflatılmış aşıların uygulanması ciddi veya ölümcülenfeksiyonlara neden olabilir. İRONTU alan hastalara canlı aşı yapmaktan kaçınılmalıdır.Ölü veya inaktif aşılar uygulanabilir; ancak, bu aşılara cevap azalabilir.

Karaciğer yetmezliği

Karaciğer fonksiyon testleri, başlangıçta ve her kür öncesinde yapılmalıdır.

İRONTU'nun klerensinin azalması ve bu sebeple hematotoksisite riskinin artması sebebiyle, bilirubini normalin üst sınırına göre 1,5 ila 3 kat arasında değişen hastalardatam kan sayımı haftalık olarak takip edilmelidir (bkz. Bölüm 5.2 FarmakokinetikÖzellikler). Bilirubin düzeyleri normal üst sınırının 3 katından fazla olan hastalar içinbkz. 4.3 Kontrendikasyonlar bölümü.

Bulantı ve kusma

Her İRONTU tedavi küründen önce antiemetiklerle profilaktik tedavi önerilir. Bulantı ve kusma sıklıkla bildirilmiştir. Geç diyare ile birlikte kusması olan hastalar mümkünolduğu kadar çabuk hastaneye yatırılmalıdır.

Akut kolinerjik sendrom

Akut kolinerjik sendrom meydana gelirse (erken diyare olarak tanımlanır ve abdominal kramplar, göz bebeğinin küçülmesi, salya artması, terleme gibi çeşitli belirtilerden oluşur)klinik olarak kontrendike değilse, atropin sülfat (0.25 mg subkutan olarak) uygulanmalıdır.

Bu belirtiler, irinotekanın infüzyonu sırasında veya kısa süre sonra görülebilir, irinotekanın ana bileşiğinin antikolinesteraz aktivitesiyle ilişkili olduğu düşünülür ve daha yüksekirinotekan dozları ile daha sık ortaya çıkması beklenir.

Astımlı hastalara dikkatle yaklaşılmalıdır. Akut ve ağır kolinerjik sendrom geçiren hastalarda İRONTU'nun sonraki uygulamalarında profilaktik atropin sülfat tedavisiverilmesi önerilir.

Solunum bozuklukları

İrinotekan tedavisi sırasında, interstisyel pulmoner hastalığın pulmoner infiltrat olarak görülmesi yaygın değildir. İnterstisyel pulmoner hastalık ölümcül olabilir. İnterstisyelpulmoner hastalık gelişimi ile muhtemelen ilişkili risk faktörleri arasında önceden akciğerhastalığı olması, pnömotoksik ilaçların ve koloni stimule-edici faktörlerin kullanılması veradyoterapi yer alır. Risk faktörü olan hastalar İRONTU tedavisi sırasında ve öncesindesolunum semptomları açısından yakından izlenmelidirler.

Böbrek fonksiyonu bozuk hastalar

Serum kreatinin veya BUN'de artışlar gözlenmiştir. Akut böbrek yetmezliği vakaları görülmüştür. Bu olaylar, genellikle enfeksiyon komplikasyonlarıyla veya kusma, bulantıveya ishal ile ilgili dehidrasyonla ilişkilendirilmiştir. Tümör lizisi sendromu nedeniylenadiren renal disfonksiyon vakaları da bildirilmiştir.

Yaşlılar

Yaşlı hastalarda genel olarak biyolojik fonksiyonlarda, özellikle karaciğer fonksiyonlarında azalma meydana gelmesinin sıklığı nedeniyle bu popülasyonda

İRONTU'nun doz seçiminde dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli).

Kronik inflamatuar bağırsak hastalığı ve/veya bağırsak tıkanıklığı

Bağırsak tıkanıklığı giderilene kadar hastalar İRONTU ile tedavi edilmemelidir.

Işın tedavisi

Daha önce pelvik/abdominal radyoterapi gören hastalar irinotekan uygulamasından sonra artmış miyelosüpresman riski altındadır. Doktorlar daha önce radyasyona maruz kalmışhastaları tedavi etmek için dikkatli olmalıdır (örn. > %25 radyasyona maruz kalmış kemikiliği ve irinotekan tedavisine başlamadan önce 6 hafta içinde). Bu popülasyon için dozayarlaması yapılabilir (Bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli).

Kardiyak bozukluklar

Miyokardiyal iskemik olaylar, irinotekan tedavisinin ardından temelde kalp rahatsızlığı olan hastalarda, kardiyak hastalıklar için bilinen diğer risk faktörlerinde veya öncekisitotoksik kemoterapide ağırlıklı olarak görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).Sonuç olarak, bilinen risk faktörlerine sahip hastalar yakından izlenmeli vedeğiştirilebilentüm risk faktörlerini en aza indirgemek için harekete geçilmelidir (örn.sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve hiperlipidemi).

Vasküler bozukluklar

İrinotekan, altta yatan neoplazmaya ek olarak birden fazla risk faktörü ile başvuran hastalarda nadiren tromboembolik olaylarla (pulmoner emboli, venöz tromboz ve arteriyeltromboemboli) ilişkilendirilmiştir.

Ekstravazasyon

İRONTU, vezikan olarak bilinmese de, damar dışına çıkmasından kaçınmak için gereken önlemler alınmalı ve infüzyon yeri iltihap (yangı) açısından izlenmelidir. İlaç damar dışınaçıkarsa infüzyon bölgesinin bol suyla yıkanması ve buz uygulaması önerilmektedir

UGT1A1 aktivitesinin düşük olduğu hastalar

Gilbert sendromlu (UGT1A1*28 veya UGT1A1*6 varyantları için homozigot) hastalar gibi UGT1A1 için zayıf metabolizör olan hastalar, irinotekan tedavisinden sonra görülenşiddetli nötropeni ve diyare bakımından yüksek risk altındadır. Bu risk, irinotekan dozdüzeyi ile birlikte artmaktadır.

İrinotekanın başlangıç dozunda ne kadar azaltma yapılması gerektiği net olarak belirlenmemiş olsa da, UGT1A1 için yavaş metabolizör olan hastalarda, özellikle 180mg/m^ üzerinde bir doz alması gereken hastalar veya sağlık durumu kırılgan olanhastalarda, irinotekanın başlangıç dozunun azaltılması düşünülmelidir. Bu hastapopülasyonlarında doz önerisi için uygun klinik kılavuzlar dikkate alınmalıdır. Dahasonraki irinotekan dozları, hastanın bireysel tedavi toleransına bağlı olarak artırılabilir.

UGT1A1 genotiplemesi, şiddetli nötropeni ve diyare riski yüksek olan hastaların belirlenmesi amacıyla kullanılabilir. Öte yandan, irinotekan tedavisi ile gözlemlenentoksisitelerden sorumlu tek parametrenin UGT1A1 polimorfizmi olmaması nedeniyletedaviye başlamadan önce genotipleme yapmanın klinik faydası belirsizliğini

Diğer

Diyare ve/veya kusma nedeniyle dehidrate olmuş veya sepsis olan çok nadir vakalarda böbrek yetmezliği, hipotansiyon ve dolaşım bozuklukları gözlenmiştir.

İRONTU sorbitol içerdiğinden dolayı, kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir. Tedavi sırasında ve tedavi kesildikten sonra enaz üç ay süreyle kontraseptif önlemler alınmalıdır.

Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

İrinotekanın antikolinesteraz aktivitesi olduğu bilindiğinden, İRONTU ve nöromusküler bloke edici ajanlar arasında etkileşim varlığı gözardı edilemez. Antikolinesteraz aktivitesiolan ilaçlar suksametonyumun nöromusküler bloke edici etkisini uzatabilir ve non-depolarizan ilaçların nöromusküler bloğunu antagonize edebilirler.

Bazı çalışmalar, CYP3A-indükleyici antikonvülsan ilaçlarla (örn. karbamazepin, fenobarbital veya fenitoin) birlikte uygulamanın; irinotekan, SN-38 ve SN-38 glukuronidmaruziyetini azaltabildiğini ve farmakodinamik etkilerin de azalmasına neden olduğunugöstermiştir. Bu tür antikonvülsan ilaçların etkileri SN-38 ve SN-38G'nin EAA'larının %50 veya daha fazla azalmasına yol açmıştır. Sitokrom P450 3A enzim indüksiyonuna ekolarak artan glukuronidasyon ve artan biliyer atılım, irinotekana ve onun metabolitlerinemaruziyetin azaltılmasında rol oynayabilir.

Bir çalışmada, tek başına irinotekan verilmesine kıyasla eş zamanlı ketokonazol uygulamasının, APC'nin EAA değerinde %87'lik azalmaya ve SN-38'in EAA'sında%109'luk artışa neden olduğu gösterilmiştir. (APC=7-etil-10-[4-N-[(5-aminopentanoikasid)-1-piperidino]-karboniloksi-kamptotesin kimyasal isimli inaktif minör metabolit).

Sitokrom P450 3A4 yoluyla ilaç metabolizmasını inhibe ettiği (örn. ketokonazol) ya da indüklediği (örn. rifampisin, karbamazepin, fenobarbital veya fenitoin) bilinen ilaçları eşzamanlı kullanan hastalarda dikkatli olunmalıdır. İrinotekan ile birlikte bu metabolikyolun bir inhibitörü/indükleyicisinin uygulanması, irinotekanın metabolizmasınıdeğiştirebilir ve bu nedenle kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).

900 mg St. John's Wort (Kantaron (Binbirdelik otu) - Hypericum perforatum) ile birlikte 350 mg/m2 irinotekan'ın uygulandığı küçük ölçekli bir farmakokinetik çalışmasında (n=5),irinotekanın aktif metaboliti, SN-38 plazma konsantrasyonlarında % 42'lik bir azalmagözlenmiştir. Kantaron SN-38 plazma düzeylerini düşürür. Bu nedenle, kantaron İRONTUile birlikte uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).

Kombinasyon rejiminde eş zamanlı 5-florourasil/folinik asit uygulaması irinotekanın farmakokinetiğini değiştirmez.

İrinotekanın güvenlilik profilinin setuksimabtan etkilendiğini veya tersini gösteren bir

Bir çalışmada tek başına ve bevasizumab ile kombinasyon şeklinde irinotekan/5FU/FA alan hastalarda irinotekan konsantrasyonları benzer bulunmuştur. İrinotekanın aktifmetaboliti SN-38'in konsantrasyonları bir hasta alt grubunda (tedavi kolu başına yaklaşık30 hasta) analiz edilmiştir. Tek başına irinotekan/5FU/FA alan hastalar ilekarşılaştırıldığında bevasizumab ile kombinasyon şeklinde İrinotekan/5FU/FA alanlardaSN-38 konsantrasyonları ortalama %33 daha yüksek bulunmuştur. Hastalar arasındakibireysel değişkenliğin fazla olması ve örneklemin sınırlılığı nedeniyle, SN-38düzeylerinde gözlenen artışın bevasizumaba bağlı olup olmadığı bilinmemektedir. Diyareve lökopeni advers olaylarında hafif düzeyde artış görülmüştür.

Bevasizumab ile kombinasyon şeklinde İrinotekan/5FU/FA alan hastalarda irinotekan dozu için daha fazla azaltma yapıldığı bildirilmiştir.

Bevasizumab ile İRONTU kombinasyonunda ağır diyare, lökopeni ya da nötropeni gelişen hastalarda, en ciddi yan etkinin derecesine göre irinotekan dozu modifiyeedilmelidir. (bkz. Bölüm 4.2)

Deksametazonun antiemetik profilakside kullanımı, İRONTU kullanan hastalarda görülebilen lenfositopeni ihtimalini artırır. Bununla birlikte ciddi fırsatçı infeksiyonlargörülmemiştir ve özellikle lenfositopeniye bağlanan bir komplikasyon yoktur.

İrinotekanın uygulanmasından önce diabetes mellitus geçmişine sahip olan veya glikoz intoleransı bulunan hastalarda hiperglisemi gözlenmiştir. Antiemetik profilaksisi olarakverilen deksametazon, bazı hastalarda hiperglisemi görülmesini artırmış olabilir.

İRONTU tedavisi süresince laktasif kullanımının diyare şiddetini artırması beklenir.

Diüretikler: İRONTU'nun kullanımıyla gelişen kusma ve/veya ishale sekonder

dehidratasyon gözlenebilir. Hekim, İRONTU kullanımı sırasında aktif kusması ve/veya diyaresi olan hastalarda diüretik tedavisini kesmek isteyebilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon:

Etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar ve erkekler tedavi boyunca ve sırasıyla tedaviden 1 ay ve 3 ay sonrasına kadar etkili kontrasepsiyon kullanmalıdır.

Gebelik dönemi

İRONTU'nun gebe kadınlarda kullanımı ile ilgili yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar

bulunmamaktadır. İrinotekamn embriyotoksik, fetotoksik ve teratojen olduğu tavşan ve sıçanlarda gösterilmiştir. Bu nedenle İRONTU gebelikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm4.3. Kontrendi kasyonl ar).

Laktasyon dönemi

Emziren sıçanların sütünde 14C-irinotekan tespit edilmiştir. İRONTU'nun insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emzirilen bebekler üzerinde advers etki potansiyelinedeniyle İRONTU tedavisi sırasında emzirme kesilmelidir. (bkz. Bölüm 4.3.Kontrendikasyonlar)

Üreme yeteneği/Fertilite

İrinotekanın üreme yeteneğine etkisi hakkında insanlara yönelik bir veri yoktur. Hayvanlarda irinotekanın yavruların doğurganlığına olumsuz etkileri belgelenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3Klinik öncesi güvenlilik verileri).

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Hastalar, İRONTU uygulaması sonrası 24 saat içinde baş dönmesi ve görme bozuklukları olabileceği konusunda uyarılmalı ve bu semptomlar meydana geldiğinde araç ve makinekullanmamaları tavsiye edilmelidir.

4.8. İstenmeyen etkilerKlinik Çalışmalar

Advers reaksiyon verileri, metastatik kolorektal kanser çalışmalarından kapsamlı bir şekilde toplanmıştır; sıklıklar aşağıda sunulmuştur. Diğer endikasyonların advers etkilerininkolorektal kanserinkine benzer olması beklenmektedir.

İrinotekanın en yaygın görülen (>1/10) doz-sınırlayıcı advers reaksiyonları, gecikmiş diyare (uygulamadan 24 saat sonra ortaya çıkmaktadır) ve nötropeni, anemi ve trombositopeni dedahil olmak üzere kan hastalıklarıdır.

Nötropeni doz sınırlı bir toksik etkidir. Nötropeni geri dönüşümlüdür ve kümülatif değildir; monoterapide veya kombinasyon tedavisinde en alt düzeye kadar geçen gün 8 gündür. Çokyaygın ciddi geçici akut kolinerjik sendrom gözlenmiştir.

Başlıca semptomlar, erken ishal ve irinotekan infüzyonu boyunca veya infüzyondan sonraki ilk 24 saat içinde meydana gelen karın ağrısı, terleme, miyoz ve artmış salivasyon gibi çeşitlidiğer semptomlar olarak tanımlanır. Bu belirtiler atropin uygulamasından sonra kaybolur(Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

MONOTERAPİ

Monoterapide önerilen doz 350 mg/m2 olan 765 hastadan irinotekan uygulanmasıyla muhtemel veya muhtemelen ilişkili olduğu düşünülen aşağıdaki advers etkiler raporedilmiştir. Her sıklık grubunda, ciddiyetin azalması amacıyla advers reaksiyonlarsunulmuştur.

İstenmeyen etkiler, çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor) olarak sınıflandırılır.

Monoterapide irinotekan ile bildirilen advers reaksiyonlar (Her 3 haftalık programda

MedDRA sistem organ sınıfı

Sıklık kategorisi

Tercih edilen terim

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın

Enfeksiyon

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Çok yaygın

Nötropeni

Çok yaygın

Anemi

Yaygın

Trombositopeni

Yaygın

Febril nötropeni

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Çok yaygın

İştah azalması

Sinir sistemi hastalıkları

Çok yaygın

Kolinerjik sendrom

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın

Diyare

Çok yaygın

Kusma

Çok yaygın

Bulantı

Çok yaygın

Karın ağrısı

Yaygın

Kabızlık

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Çok yaygın

Alopesi (geri dönüşümlü)

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Çok yaygın

Mukozal inflamasyon

Çok yaygın

Yüksek ateş

Çok yaygın

Asteni

Araştırmalar

Yaygın

Kan kreatinin artışı

Yaygın

Transaminaz (SGPT ve SGOT) artışı

Yaygın

Biliubin artışı

Yaygın

Kan alkalin fosfataz artışı

Seçilen advers reaksiyonların tanımı (monoterapi)

Ağır diyare: Diyare kontrolü için verilen tavsiyelere uyan hastaların %20'sinde ağır diyare gözlenmiştir. Değerlendirilebilir kürlerin %14'ünde ağır diyare meydana gelir. İrinotekaninfüzyonu sonrası ilk sıvı dışkının görülmeye başlamasına kadar geçen medyan süre 5gündür.

Bulantı ve kusma: Antiemetiklerle tedavi edilen hastaların yaklaşık %10'unda bulantı ve kusma ciddi düzeydedir.

Kabızlık: Hastaların %10'undan azında gözlemlenir.

Nötropeni: Hastaların % 78,7'sinde nötropeni gözlenmiş olup % 22,6'sında ağır (nötrofıl sayısı <500 hücre/mm^) olarak saptanmıştır. Değerlendirilebilir kürlerde, hastaların %18'inin nötrofil sayısı 1000 hücre/mm^'ün altında, bunların %7,6'smm ise <500 hücre/mm^dür. Tam iyileşmeye genellikle 22 günde ulaşılmıştır.

Ağır nötropeni ve ateş: Hastaların % 6.2'si ve kürlerin % 1.7'sinde ağır nötropeni ile birlikte ateş gözlenmiştir.

Hastaların yaklaşık % 10,3'ünde enfeksiyöz ataklar meydana gelmiştir (kürlerin %2,5'i). Bunların % 5.3'ünde (kürlerin %1,1'i) ağır nötropeni de bulunmakta olup 2 vaka da ölümlesonuçlanmıştır.

Anemi: Monoterapi hastalarının %58,7'sinde anemi bildirilmiştir (% 8'inde hemoglobin <8 g/dl ve %0,9'unda hemoglobin <6,5 g/dl).

Trombositopeni: Hastaların %7,4'ü ve kürlerin %1,8'inde trombositopeni (< 100.000 hücre/mm^) gözlenmiştir.

Hastaların %0,9'unda ve kürlerin %0,2'sinde trombosit sayısı < 50.000 hücre/mm^ olarak bulunmuştur. Hastaların hemen hemen hepsi 22. güne kadar iyileşmegöstermişlerdir.

Akut kolinerjik sendrom: Monoterapide tedavi edilen hastaların % 9'unda ciddi geçici akut kolinerjik sendrom gözlenmiştir.

Asteni: Monoterapide tedavi edilen hastaların %10'undan azında asteni ciddi düzeydedir. İrinotekan ile nedensel ilişki açık bir şekilde tespit edilmemiştir. Ateş, enfeksiyonyokluğunda ve ciddi nötropeni olmaksızın % 12'sinde meydana gelmiştir.

Laboratuvar testleri: İlerleyici karaciğer metastazı olmayan hastaların monoterapisinde; transaminazların, alkalen fosfatazın ya da bilirubininin geçici ve hafif-orta şiddette artışısırasıyla %9,2, %8,1 ve %1,8 hastada gözlenmiştir. Hastaların %7,3'ünün serum kreatinindüzeyinde geçici ve hafif-orta şiddette artış gözlenmiştir.

Kombinasyon tedavisi

İrinotekan ile ilişkilendirilen istenmeyen etkiler bu bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır. İrinotekanın güvenilirlik profilinin setuksimabdan etkilendiğine veya tersinin olduğuna dairbir kanıt bulunmamaktadır. Setuksimab ile kombinasyon halinde kullanımda, ek olarakbildirilen istenmeyen etkiler setuksimab ile olması beklenen etkilerdir (örn. akne formundadöküntü %88).

Setuksimab ile kombinasyon halinde irinotekanın advers etkileri hakkında bilgi için ürünlerin kendi kısa ürün bilgilerine bakınız.

İrinotekan/bolus 5-FU/FA'ya bevasizumab eklenmesiyle ilişkili başlıca önemli risk 3.derece hipertansiyondur. Ayrıca, sadece irinotekan/bolus 5-FU/FA'yı alan hastalaranazaran, bu rejimde ishal ve lökopeni gibi 3./4.derece kemoterapi advers olayları sıklığında

küçük bir artış görülmüştür. Bevasizumab kombinasyonu ile ilgili diğer bilgiler ve advers reaksiyonlar için, bevasizumabın ürün bilgilerine başvurulmalıdır.

İrinotekan ile kapesitabinin kombine kullanımında, kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenlere ek olarak veya kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenden daha yükseksıklıkta görülen advers etkiler şunlardır:

Çok yaygın, tüm derecelerdeki advers etkiler:

Tromboz/emboli;

Yaygın, tüm derecelerdeki advers etkiler:

Aşırı duyarlılık reaksiyonu, kardiyak

iskemi/enfarktüs;

Yaygın, derece 3 ve derece 4 advers etkiler:

Febril nötropeni.

(Kapesitabinin advers etkilerinin tam listesi için, kapesitabin ürün bilgisi dokümanına bakınız.)

İrinotekan ve bevasizumab ile kapesitabin kombine kullanımında, kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülenlere ek olarak veya kapesitabinin tek başına kullanımı ile görülendendaha yüksek sıklıkta görülen 3. ve 4. derece advers etkiler şunlardır:

Yaygın, derece 3 ve derece 4 advers etkiler:

Nötropeni, tromboz/emboli, hipertansiyon ve kardiyak iskemi/enfarktüs.

(Kapesitabinin ve bevasizumab advers etkilerinin tam listesi için, kapesitabin ve bevasizumab ürün bilgileri dokümanlarına bakınız.)

İrinotekan metastatik kolorektal kanser için 5-FU ve FA ile kombinasyon halinde çalışılmıştır. Derece 3 hipertansiyon, bolus irinotekan/5-FU/FA'ya bevasizumabeklenmesiyle ilgili başlıca önemli risk oluşturmuştur. Buna ek olarak, bu rejimle diyareninve lökopeninin derece % kemoterapi yan etkilerinde yalnız bolus irinotekan/5-FU/FA alanhastalara kıyasla küçük bir artış olmuştur. Bevasizumab ile kombinasyon halinde adversreaksiyonlar hakkında diğer bilgiler için bevasizumab kısa ürün bilgisine bakınız.

Klinik araştırmalardaki advers etkilerin güvenlik verileri, MedDRA Sistem Organ Sınıflarında kan ve lenfatik sistem bozuklukları, gastrointestinal bozukluklar ve deri vesubkütanöz doku bozukluklarındaki NCl derece 3 ya da 4 ya da sık görülen muhtemeladvers olayları açıklamaktadır.

145 hastaya 2-haftalık dozaj rejimi ile 180 mg/m2 İrinotekan ve 5-FU/FA kombinasyonunun uygulanması sırasında ortaya çıkan ve İrinotekan tedavisi ile ilişkisimuhtemel ya da olası olan yan etkiler aşağıda sıralanmıştır:

Kombinasyon tedavisinde irinotekan ile bildirilen advers reaksiyonlar (Her 2 haftalık programda 180 mg/m2 )

MedDRA sistem organ sınıfı

Sıklık kategorisi

Tercih edilen terim

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın
Enfeksiyon

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Çok yaygın
Trombositopeni
Çok yaygın
Nötropeni
Çok yaygın
Anemi
Yaygın
Febril nötropeni

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Çok yaygın
İştah azalması

Sinir sistemi hastalıkları

Çok yaygın
Kolinerjik sendrom

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın
Diyare
Çok yaygın
Kusma
Çok yaygın
Bulantı
Yaygın
Karın ağrısı
Yaygın
Kabızlık

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Çok yaygın
Alopesi (geri dönüşümlü)

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Çok yaygın
Mukozal inflamasyon
Çok yaygın
Asteni
Yaygın
Yüksek ateş

Araştırmalar

Çok yaygın

Transaminaz (SGPT ve SGOT) artışı

Çok yaygın
Biliubin artışı
Çok yaygın
Kan alkalin fosfataz artışı

Seçilen advers reaksiyonların tanımı (kombinasyon terapisi)

Ağır diyare

:

Diyare kontrolü için verilen tavsiyelere uyan hastaların % 13,1'inde ağır diyare gözlenmiştir. Değerlendirilebilir kürlerin % 3,9'unda ağır diyare meydanagelir.

Bulantı ve kusma: Daha düşük ciddi bulantı ve kusma insidansı ile karşılaşılmıştır (hastalarda görülme sıklığı: sırasıyla %2,1 ve %2,8).

Kabızlık: İrinotekan'a ve/veya loperamid'e göre kabızlık hastaların %3,4'ünde görülmüştür.

Nötropeni: Hastaların %82,5'inde nötropeni gözlenmiş olup %9,8'inde ağır (nötrofil sayısı <500 hücre/mm3) olarak saptanmıştır. Değerlendirilebilir kürlerde, hastaların %67,3'ününnötrofil sayısı 1.000 hücre/mm^'ün altında, %2,7'sinin de nötrofil sayısı <500 hücre/mm3idi. Tam iyileşmeye genellikle 7-8 günde ulaşılmıştır.

Ateş: Hastaların % 3,4'ü ve kürlerin %0,9'unda ağır nötropeni ile birlikte ateş gözlenmiştir. Hastaların yaklaşık %2'sinde enfeksiyöz ataklar meydana gelmiştir (kürlerin %0,5'i).

Bunların %2,1'inde (kürlerin %0,5'i) beraberinde ağır nötropeni de bulunmakta olup 1 vakada ölümle sonuçlanmıştır.

Anemi: Hastaların %97,2'sinde anemi bildirilmiştir (%2,1'inde hemoglobin <8 g/dl).

Trombositopeni: Hastaların %32,6'sında ve kürlerin %21,8'inde trombositopeni (<100.000 hücre/mm3) gözlenmiştir. Hiçbir ciddi trombositopeni (<50.000 hücre/mm3) vakası ilekarşılaşılmamıştır.

Akut kolinerjik sendrom: Kombinasyon tedavisinde hastaların % 1,4'ünde ciddi geçici akut kolinerjik sendrom gözlenmiştir.

Asteni: Kombinasyon tedavisindeki hastaların %6,2'sinde asteni ciddi düzeydedir. İrinotekan ile nedensel ilişki açık bir şekilde tespit edilmemiştir. Ateş, enfeksiyonyokluğunda ve ciddi nötropeni olmaksızın % 6,2'sinde meydana gelmiştir.

Laboratuvar Testleri:

İlerleyici karaciğer metastazı olmayan hastaların kombinasyon tedavisinde, SGPT, SGOT, alkalen fosfataz veya bilirubin serum düzeylerinden herhangi birinde geçici artış(1.derece ve 2) sırasıyla hastaların % 15, % 11, % 11 ve % 10'unda gözlenmiştir.Hastaların sırasıyla %0, %0, %0 ve %1'inde geçici 3.derece artışlar gözlenmiştir.4.derece artış hiç gözlenmemiştir.

Çok nadiren amilaz ve/veya lipaz düzeyinde artış bildirilmiştir.

Nadir vakada hiponatremi ve hipokalemi bildirilmiş olup çoğunlukla kusma ve diyareye bağlıdır.

ÇALIŞMALARDAHAFTALIK İRİNOTEKAN DOZAJI İLE KLİNİK RAPORLANAN DİĞER ADVERS ETKİNLİKLER

İrinotekanla yapılan klinik çalışmalarda bildirilen ilaçla ilgili ilave vakalar: Ağrı, sepsis, rektal bozukluk, GI monilisi, hipomagnezemi, döküntü, cilt belirtileri, anormal yürüme,konfüzyon, baş ağrısı, senkop, cilt kızarması, bradikardi, idrar yolu enfeksiyonu, göğüsağrısı, artmış GGTP, ekstravazasyon ve tümör lizis sendromu, kardiyovasküler bozukluklar(anjina pektoris, kalp durması, miyokard enfarktüsü, miyokardiyal iskemi, periferikvasküler bozukluk, vasküler bozukluk) ve tromboembolik olaylar (arteryel tromboz,serebral enfarktüs, serebrovasküler olay, derin tromboflebit, alt ekstremitede emboli,pulmoner embol, tromboflebit, tromboz ve ani ölüm) (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri).

Pazarlama Sonrası Gözetim

Pazarlama sonrası gözetimden kaynaklanan sıklıklar bilinmemektedir (mevcut verilerden tahmin edilemez).

MedDRA sistem organ sınıfı

Tercih edilen terim

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

• Bakteriyolojik olarak belgelenmiş birPsödomembranöz kolit (Clostridium difficile)

• Sepsis

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

• Antiplatelet antikorlarla periferik trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları

• Aşırı duyarlılık reaksiyonu

• Anafilaktik reaksiyon

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

• Dehidrasyon (diyare ve kusmaya bağlı olarak)

• Hipovolemi

Sinir sistemi hastalıkları

• Konuşma bozuklukları genelde geçici olup, bazı vakalarda olay, irinotekanın infüzyonu


sırasında veya kısa süre sonra görülen kolinerjik sendroma atfedilir.

• Parestezi

Kardiyak hastalıklar

• Hipertansiyon (infüzyon sırasında veyasonrasında)

• Kardiyo dolaşım yetmezliği*

Vasküler hastalıklar

• Hipotansiyon*

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

• İrinotekan tedavisi sırasında pulmoner

infiltrat olarak bulunan interstisyel pulmoner hastalık nadirdir; Dispne gibi erken belirtilerbildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).

• Dispne (Bkz. Bölüm 4.4)

• Hıçkırık

Gastrointestinal hastalıklar

• Bağırsak tıkanıklığı

• İleus: Önceden kolit olmaksızın ileus vakalarıda bildirilmiştir.

• Megakolon

• Gastrointestinal hemoraji

• Kolit: Bazı vakalarda kolit, ülserasyon,kanama, ileus veya enfeksiyon nedeniylekomplike olur.

• Tiflit

• İskemik kolit

• Ülseratif kolit

• Gastrointestinal kanama

• Semptomatik veya asemptomatik pankreasenzim yüksekliği

• Bağırsak delinmesi

Deri ve deri altı doku hastalıkları

• Cilt reaksiyonları

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

• Kas kasılması veya krampları

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

• Böbrek yetmezliği ve akut böbrek yetmezliğigenelde enfekte hale gelen hastalarda ve/veyaciddi gastrointestinal toksisiteden arındırılmışhacim.*

• Böbrek yetmezliği*

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

• İnfüzyon yeri reaksiyonları

Araştırmalar

• Kan amilazı artışı

• Lipaz artışı

• Hipokalemi

• Çoğunlukla diyare ve kusma ile ilişkilihiponatremi

• Progresif karaciğer metastazı yokluğundaserum transaminaz düzeylerinde çok nadirenartışlar (örn. AST ve ALT) bildirilmiştir.

*Diyare ve/veya kusma ile ilişkili dehidrasyon atakları veya sepsis yaşayan hastalarda nadiren böbrek yetmezliği, hipotansiyon veya kardiyo dolaşım yetmezliği vakaları gözlemlenmiştir.


Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonuTürkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir(www.titck.gov.tr; e- posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 3599).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Önerilen terapötik dozun yaklaşık iki katı dozlarda ölümcül olabilecek doz aşımı bildirilmiştir. Bildirilen en belirgin advers reaksiyonlar, ağır nötropeni ve ağır diyaredir.Diyare nedeniyle oluşan dehidrasyonu önlemek ve herhangi bir enfeksiyöz komplikasyonutedavi etmek için azami destek bakım verilmelidir. İRONTU'nun doz aşımı için bilinen birantidotu yoktur.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ilaçlar ATC kodu:L01CE02

Deneysel veri

İrinotekan, kamptotesinin yarı-sentetik bir türevidir. DNA topoizomeraz I'in spesifik inhibitörü olarak etki eden bir antineoplastik ajandır. Çoğu dokuda karboksilesteraztarafından SN-38'e metabolize olur. SN-38 (aktif metabolit) pürifiye edilmiş topoizomeraz Iüzerinde irinotekandan daha etkili ve çeşitli mürin ve insan tümör hücre serileri üzerindedaha sitotoksiktir. DNA topoizomeraz I'in irinotekan veya SN-38 ile inhibisyonu ile tekzincirli DNA lezyonları meydana gelir ve DNA replikasyon sarmalı bloke olur. Bu dasitotoksisiteye neden olur. Bu sitotoksik aktivite zamana bağımlı ve S fazına spesifiktir.

Bu sayede irinotekan ve SN-38'in

in vitro

olarak P glikoprotein MDR tarafından anlamlı düzeyde tanınmadığı görülmüştür, bu nedenle doksorubisin ve vinblastine dirençli hücredizilerine karşı sitotoksik aktivite göstermektedir.

Ayrıca irinotekan, mürin tümör modellerinde (PO3 pankreatik duktal adenokarsinom, MA16/C meme adenokarsinomu, C38 ve C51 kolon adenokarsinomları) ve insanksenogreflerinde (Co-4 kolon adenokarsinomu, Mx-1 meme adenokarsinomu, Mx-1

adenokarsinomu, ST-15 ve SC-16 gastrik adenokarsinomlar)

in vi^vo

olarak geniş bir antitümör etkinliğe sahiptir. İrinotekan, P-glikoprotein MDR (vinkristin ve doksorubusine dirençli P388lösemilerin) eksprese eden tümörlere karşı da aktiftir.

İrinotekanın antitümör aktivitesinin yanı sıra en belirgin farmakolojik etkisi asetilkolinesteraz inhibisyonudur.

Klinik veri

Monoterapide:


Önceki 5-FU tedavisi başarısızlıkla sonuçlanmış metastatik kolorektal kanserli 980'den fazla hastada, üç haftada bir dozaj takviminde Faz II/III klinik çalışmaları gerçekleştirildi. Çalışmanınbaşlangıcında 5-FU ile belgelenmiş progresyon gösteren 765 hastada irinotekanın etkinliğideğerlendirildi.


Faz III

Destek tedaviye karşılık İrinotekan

5FU'ya karşılık İrinotekan

İrinotekan

Destek

tedavi


İrinotekan

5FU


N=183

n=90

P değeri

N=127

n=129

P değeri

6.aydaki progresyonsuzsağkalım (%)

NA
NA

33.5 *
26.7
p=0.03

12. aydaki sağkalım (%)

36.2 *
13.8
p=0.0001
44.8 *
32.4
p=0.0351

Medyan sağkalım (ay)

9.2*
6.5
p=0.0001
10.8*
8.5
p=0.0351
NA: Uygulanamaz.
*: İstatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı

Her 3 haftada bir dozaj takvimi ile 455 hasta üzerinde yürütülen Faz II çalışmalarında,

6.aydaki progresyonsuz sağkalım % 30 iken medyan sağkalım 9 aydı. Progresyona kadar geçen süre medyan olarak 18 haftaydı.

2

haftalık dozaj planı ile kıyaslandığında, 125 mg/m 'lik başlangıç dozunda 193

İlaveten, ardışık 4 hafta boyunca haftada bir 90 dakikalık intravenöz infüzyon olarak 125 mg/m2'lik doz ile tedavi edilen, ardından da 2 haftalık dinlenme arası verilen 304 hastadakarşılaştırmalı olmayan faz II çalışmaları gerçekleştirildi. Bu çalışmalarda progresyona kadargeçen süre (medyan) 17 hafta, medyan sağkalım ise 10 aydı. 3 haftada bir dozaj planı,

hastada benzer bir güvenlik profili gözlendi. İlk sıvı dışkının başlamasına kadar geçen medyan süre 11 gündü.

Kombinasyon tedavisi


5-FU ve Folinik asit ile kombinasyon:


Daha önce tedavi almamış metastatik kolorektal kanserli 385 hastanın her 2 haftada bir ya da haftalık olarak tedavi aldıkları bir Faz III çalışması yürütüldü. İki haftada bir dozaj rejiminin 1.günü 180 mg/m2 irinotekan uygulamasını folinik asit (2 saat boyunca 200 mg/m2 intravenözinfüzyon) ve 5-fluorourasil (400 mg/m intravenöz bolusu takiben, 22 saat boyunca 600 mg/mintravenöz infüzyon) infüzyonu takip etmiştir. 2. gün folinik asit ve 5-fluorourasil aynı doz vezaman planında uygulanmıştır. Haftalık programda 6 hafta süresince 80 mg/m irinotekanuygulamasını önce folinik asit (2 saat boyunca 500 mg/m2 intravenöz infüzyon) daha sonra 5-FU (24 saat boyunca 2300 mg/m intravenöz infüzyon) infüzyonu takip etmiştir.

Yukarıda anlatılan iki tedavi rejimini içeren kombinasyon tedavisi çalışmasında irinotekan'ın etkinliği tedavi edilmiş 198 hastada değerlendirilmiştir:


Kombinasyon tedavileri (n=198)

Haftalık program (n=50)

2 haftada bir program (n=148)

İrinotekan

+5FU/FA

5FU/FA

İrinotekan

+5FU/FA

5FU/FA

İrinotekan

+5FU/FA

5FU/FA

Yanıt oranı

(%)

40.8 *
23.1 *
51.2 *
28.6 *
37.5 *
21.6 *

p değeri

p<0.001
p=0.045
p=0.005

Progresyona kadar geçen medyansüre (ay)

6.7
4.4
7.2
6.5
6.5
3.7

p değeri

p<0.001
AD
p=0.001

Medyan

Yanıt süresi (ay)

9.3
8.8
8.9
6.7
9.3
9.5

p değeri

AD
p=0.043
AD

Medyan Yanıt süresi ve stabilizasyon (ay)

8.6
6.2
8.3
6.7
8.5
5.6

p değeri

p<0.001
AD
p=0.003

Tedavi başarısızlığına kadar geçen medyansüre (ay)

5.3
3.8
5.4
5.0
5.1
3.0

p değeri

p=0.0014
AD
p<0.001

Medyan sağkalım (ay)

16.8
14.0
19.2
14.1
15.6
13.0

p değeri

p=0.028
AD
p=0.041

5 FU: 5-fluorourasil FA: folinik asitAD: anlamlı değil

*: her bir protokol popülasyon analizi için

Şiddetli diyare insidansı, haftalık program ile 5FU/FA irinotekan kombinasyonu uygulanmış hastalarda % 44,4 yalnızca 5FU/FA uygulanmış hastalarda %25,6 idi.

T

Şiddetli nötropeni (nötrofil sayısı <500 hücre/mm ) insidansı 5FU/FA ile kombine olarak irinotekan uygulanmış hastalarda %5,8 yalnızca 5FU/FA uygulanmış hastalarda %2,4 idi.Ek olarak hastanın genel sağlık durumunun bozulmasına kadar geçen medyan süre,irinotekan kombinasyonu uygulanan grupta, yalnızca 5FU/FA uygulanan gruptakindenanlamlı düzeyde daha uzundu.

Bu faz III çalışmada EORTC QLQ-C30 anket formu kullanılarak yaşam kalitesi değerlendirildi. Genel durumda kesin olarak bozulmaya kadar geçen zaman irinotekangruplarında daima daha geç oldu. Genel Sağlık Durumu/Yaşam kalitesi değerlendirmesiirinotekan kombinasyonlu grupta anlamlı düzeyde olmasa da kısmen daha iyiydi. Bu durumirinotekan kombinasyonunun yaşam kalitesini etkilemeden etkinliğine ulaşabildiğinigöstermektedir.

Setüksimab ile kombinasyon:


EMR 62 202-013: Önceden metastatik kanser için tedavi görmemiş metastatik kolorektal kanserli hastalarda yürütülen bu randomize çalışmada irinotekan ile birlikte infüzyon olarak5-florourasil/folinik asit (5-FU/FA) tedavisiyle (599 hasta) aynı tedaviye setuksimabkatılmasını karşılaştırmıştır. KRAS durumu değerlendirilebilen hasta popülasyonundaKRAS doğal tip tümörlü hastaların oranı % 64 olmuştur.

Bu çalışmadan elde edilen etkililik verileri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:


Genel popülasyon

KRAS doğal tip popülasyon


Setüksimab +

FOLFIRI

Setüksimab +

FOLFIRI


FOLFIRI


FOLFIRI


Değişken/değer

(N=599)

(N=599)

(N=172)

(N=172)

ORR





% (% 95 GA)

46.9

(42.9, 51.0)

38.7 (34.8, 42.8)

59.3

(51.6, 66.7)

43.2

(35.8, 50.9)

p-değeri
0.0038
0.0025
PFS




Risk oranı (% 95 GA)
0.85 (0.726, 0.998)
0.68 (0.501, 0.934)
p-değeri
0.0479

0.0167

GA: Güven aralığı

FOLFIRI: İrinotekan ile beraber infüzyon olarak 5-FU/FA ORR: Objektif yanıt oranı (tam veya kısmi yanıt veren hastalar)PFS: “Hastalıkta ilerleme olmadan sağkalım süresi”

İrinotekan içeren sitotoksik tedavinin başarısızlığı sonrasında setüksimah ile birlikte kullanım:


İrinotekan ve setuksimab kombinasyonunun etkinliği iki klinik çalışmada incelendi. İrinotekan içeren sitotoksik tedavisi başarısızlıkla sonuçlanmış ve Karnofsky performansdurumu en az 60 olan -ki çoğunda Karnofsky performans durumu >80 idi- EGFR- ekspreseeden metastatik kolorektal kanserli toplam 356 hasta kombinasyon tedavisi aldı.

EMR 62 202-007: Bu randomize çalışma setuksimab ve irinotekan kombinasyonu (218 hasta) ile setuksimab monoterapisini (111 hasta) karşılaştırdı.

IMCL CP02-9923: Bu tek-kollu açık-etiketli çalışma 138 hastada kombinasyon tedavisini inceledi.

Bu çalışmalardan elde edilen etkinlik verileri aşağıdaki tabloda özetlenmektedir:

Çalışma

N

ORR

DCR

PFS (ay)

OS (ay)



n

%

% 95 GA

n

(%)

% 95 GA

Medyan

% 95 GA

Medyan

% 95 GA

Setüksimab + İrinotekan

EMR 62 202007

218

50

(22.9)

17.5,

29.1

121

(55.5)

48.6,

62.2

4.1

2.8,

4.3

8.6

7.6,

9.6

IMCLCP02-

9923

138

21

(15.2)

9.7,

22.3

84

(60.9)

52.2,

69.1

2.9

2.6,

4.1

8.4

7.2,

10.3

Setüksimab

EMR 62 202007

111

12

(10.8)

5.7,

18.1

36

(32.4)

23.9,

42.0

1.5

1.4,

2.0

6.9

5.6,

9.1

GA = Güven aralığı, DCR = hastalık kontrol oranı (en azından 6 hafta boyunca tam, kısmi yanıt veren veya stabil kalan hastalar), ORR = objektif yanıt oranı (tam veya kısmiyanıt veren hastalar) OS = toplam sağkalım zamanı, PFS= progresyonsuz sağkalım

Setüksimabın irinotekan ile kombinasyonunun etkinliği, setuksimab monoterapisinden, objektif yanıt oranı (ORR), hastalık kontrolü oranı (DCR) ve progresyonsuz sağkalım (PFS)yönünden daha fazlaydı. Randomize edilmiş çalışmada, genel sağkalım üzerinde bir etkigörülmemiştir (risk oranı 0,91; p=0,48).

Bevasizumah ile kombinasyon


Randomize, çift-kör, aktif kontrollü bir faz III klinik çalışma, metastatik kolon veya rektum kanserinde 1.basamak irinotekan/5FU/FA ile bevasizumab kombinasyonunu değerlendirdi(AVF2107g Çalışması). İrinotekan/5FU/FA kombinasyonuna bevasizumabın eklenmesitoplam sağkalımda istatiksel olarak anlamlı bir artışla sonuçlandı. Toplam sağkalım ileölçülen klinik fayda daha önceden belirlenen yaş, cinsiyet, performans skoru, primertümörün lokalizasyonu, tutulan organların sayısı ve metastatik hastalığın süresine göretanımlanmış tüm hasta alt gruplarında gözlendi. (bkz.
Ayrıca bevasizumabın ürün bilgileri). AVF2107g Çalışmasının etkinlik sonuçları aşağıdaki tabloda özetlenmektedir.


AVF2107g

1. kol İrinotekan/5FU/FA + Plasebo -

2. kol İrinotekan5FU/FA + Bevasizumaba

Hasta sayısı

411

402

Toplam sağkalım



Medyan zaman (ay)

15.6

20.3

% 95 Güven aralığı

14.29 - 16.99

18.46 - 24.18

Risk oranıb

0.660

p-değeri

0.00004

Progresyonsuz sağkalım



Medyan zaman (ay)

6.2

10.6

Risk oranı

0.54

p-değeri

<0.0001

Toplam yanıt oranı



(%) Oran

34.8

44.8

% 95 Güven aralığı

30.2 - 39.6

39.9 - 49.8

p-değeri

0.0036

Yanıtın devam süresi



Medyan zaman (ay)

7.1

10.4

25-75 yüzde (ay)

4.7 - 11.8

6.7 - 15.0

a 2 haftada bir 5 mg/kg bKontrol koluna göre, nısbi

Kapesitabin ile kombinasyon:


Randomize, kontrollü bir faz III çalışmasından (CAIRO) elde edilen veriler, metastatik kolorektal kanser hastalarının birinci basamak tedavisinde irinotekan tedavisiyle kombineolarak 3 haftada bir 2 hafta boyunca 1000 mg/m2 başlangıç dozu ile kapesitabin tedavisiverilmesini desteklemektedir. 820 hasta ardışık tedavi (n=410) veya kombinasyontedavisi (n=410) alacak şekilde randomize edilmiştir. Ardışık tedavi, birinci basamaktakapesitabin (14 gün boyunca günde iki kere 1250 mg/m ), ikinci basamakta irinotekan (1.günde 350 mg/m2), üçüncü basamakta kapesitabin (14 gün boyunca günde iki kere 1000mg/m ) ve oksaliplatin (1.günde 130 mg/m ) kombinasyon tedavisini içermektedir.

Kombinasyon tedavisi, birinci basamakta kapesitabin (14 gün boyunca günde iki kere 1000 mg/m2) ve irinotekan (1. günde 250 mg/m2) kombinasyonu (XELIRI) ile ikincibasamakta kapesitabin (14 gün boyunca günde iki kere 1000 mg/m ) ve oksaliplatin (1.günde 130 mg/m ) kombinasyonunu içermektedir. Tüm tedavi kürleri 3 haftalıkaralıklarla uygulanmıştır. Birinci basamak tedavide, tedavi hedeflenen popülasyondaki(Intent-to-treat [ITT]) medyan progresyonsuz sağkalım süresi tek başına kapesitabinkullanımında 5,8 ay (% 95 GA; 5,1 - 6,2 ay), XELIRI ile 7,8 ay (% 95 GA; 7 - 8,3 ay)olmuştur (p=0,0002).

Çok merkezli, randomize, kontrollü bir faz II çalışmasının (AIO KRK 0604) ara analizinden elde edilen veriler, metastatik kolorektal kanser hastalarının birinci basamaktedavisinde irinotekan ve bevasizumab tedavisiyle kombine olarak 3 haftada bir 2 haftaboyunca 800 mg/m2 başlangıç dozu ile kapesitabin tedavisi verilmesini desteklemektedir.115 hasta kapesitabin ve irinotekan kombinasyon tedavisi (XELIRI) ile bevasizumabtedavisi alacak şekilde randomize edilmiştir: kapesitabin (iki hafta boyunca günde ikikere 800 mg/m doz uygulamasını takiben 7 gün istirahat), irinotekan (3 haftada bir 1.günde 200 mg/m2 30 dakikalık infüzyon olarak) ve bevasizumab (3 haftada bir 1. günde7,5 mg/kg 30-90 dakikalık infüzyon olarak). Toplamda 118 hasta kapesitabin veoksaliplatin kombinasyon tedavisi ile birlikte bevasizumab tedavisi alacak şekilderandomize edilmiştir: kapesitabin (2 hafta boyunca günde 2 kere 1000 mg/m dozuygulamasını takiben 7 gün istirahat), oksaliplatin (3 haftada bir 1. günde 130 mg/m2 2saatlik infüzyon olarak) ve bevasizumab (3 haftada bir 1. günde 7,5 mg/kg 30-90dakikalık infüzyon olarak). Tedavi hedeflenen popülasyonda (Intent-to-treat[ITT])6.aydaki medyan progresyonsuz sağkalım % 80'e (XELIRI ile birlikte bevasizumab)karşılık %74 (XELOX ile birlikte bevasizumab) olmuştur. Toplam yanıt oranı (tam cevapve kısmi cevap) %45'e (XELOX ile birlikte bevasizumab) karşılık % 47 (XELIRI ilebirlikte bevasizumab) olmuştur.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler:

Emilim:


İnsanlarda intravenöz infüzyonun ardından, irinotekan plazma konsantrasyonları, ortalama terminal eliminasyon yarı-ömrü yaklaşık 6 saat olmak üzere çoklu üstel(multieksponansiyel) şekilde düşer. Aktif metabolit SN-38'in ortalama terminaleliminasyon yarı-ömrü yaklaşık 10 saattir. Lakton ve hidroksi asit formları dengedeolduğundan, irinotekan ve SN-38'in lakton (aktif) formlarının yarı ömürleri, toplamirinotekan ve SN-38'e benzerdir.

Aktif metabolit SN-38'in maksimum konsantrasyonları, genellikle irinotekanın 90 dakikalık infüzyonunun bitimini takip eden 1 saat içerisinde görülür.

Dağılım:


İrinotekan, plazma proteinlerine orta düzeyde bağlanır (%30 ila %68'i bağlıdır). SN-38, insan plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanır (yaklaşık %95 bağlıdır). İrinotekan veSN-38'in ağırlıklı olarak bağlandığı plazma proteini albümindir.

Biyotransformasyon:


İrinotekamn aktif metabolit SN-38'e metabolik olarak dönüştürülmesine karboksilesteraz enzimleri aracılık eder ve esas olarak karaciğerde gerçekleşir. SN-38 daha sonra ağırlıklıolarak UDP-glukuronozil transferaz 1A1 (UGT1A1) enzimi aracılığı ile bir glukuronidmetaboliti oluşturmak üzere konjugasyona uğrar. UGT1A1*28 polimorfizmi gibi dahadüşük enzim aktivitesine neden olan genetik polimorfizme sahip hastalarda UGT1A1aktivitesi daha düşüktür (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). SN-38glukuronid,

in vitro

iki hücre dizisinin kullanıldığı sitotoksisite tayinlerinde SN-38'in1/50 ila 1/100 aktivitesine sahiptir.

Eliminasyon:

Uç haftada bir 100 ila 750 mg/m dozda 30-dakikalık intravenöz infüzyon uygulanan 60 hastada yapılan bir faz I çalışmada, irinotekan bifazik ya da trifazik eliminasyon profiligöstermiştir.

Ortalama plazma klerensi 15 L/saat/m ve kararlı durumda dağılım hacmi (Vss) 157 L/m olarak bulunmuştur. Trifazik modelde birinci fazın plazma yarılanma ömrü 12 dakika,ikinci fazın yarılanma ömrü 2.5 saat ve son fazın yarılanma ömrü 14.2 saat olmuştur. SN-38, ortalama son eliminasyon yarılanma ömrü 13.8 saat olmak üzere, bifazik eliminasyonprofili göstermiştir. Önerilen 350 mg/m 'lik dozda yapılan infüzyonun sonunda,irinotekanın ve SN-38'in ortalama tepe plazma konsantrasyonları sırasıyla 7.7 ^g/ml ve56 ng/ml; ortalama eğri altında kalan alan (EAA) değerleri de sırasıyla 34 ^g.saat/ml ve451 ng.saat/ml olarak tespit edilmiştir. Genellikle SN-38 için farmakodinamikparametreler, bireyler arasında büyük farklılıklar göstermiştir.

İrinotekanın idrardan atılımı %11 ila %20; SN-38'in <%1 ve SN-38 glukuronidin de %3'tür. İki hastada irinotekan uygulamasından sonraki 48 saat boyunca irinotekan vemetabolitlerinin safra ve idrardan toplam atılımı yaklaşık olarak % 25 (100 mg/m2) ila%50 (300 mg/m2) arasında değişmektedir.

14,

C-işaretli ilaç ile yapılan kütle dengesi ve metabolizma çalışmaları; irinotekanın intravenöz uygulanan dozunun, % 33'ünün safra aracılığıyla dışkı ve % 22'sinin idraryoluyla olmak üzere, % 50'den fazlasının değişmemiş ilaç olarak atıldığını göstermiştir.

İrinotekan klerensi, üst normal limitin 1.5 ila 3 katı bilirubinemisi olan hastalarda yaklaşık % 40 azalır. Bu hastalarda 200 mg/m 'lik bir irinotekan dozu, karaciğerparametreleri normal olan kanserli hastalarda 350 mg/m2 uygulandığında gözlenenebenzer bir plazma ilaç maruziyetine neden olur.

Doğrusallık/doğrusalolmayan durum

:
50 ila 350 mg/m doz aralığında, irinotekanın EAA'sı dozla birlikte doğrusal olarak artar; SN-38'in EAA'sı ise doz orantısallığından daha az artış gösterir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Geriyatrik


Haftalık plan kullanılarak uygulanan irinotekamn farmakokinetiği, irinotekan toksisitesinde yaşın etkisini araştırmak için prospektif olarak tasarlanmış, 183 hastadanoluşan bir çalışmada değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın sonuçları, <65 yaşındakihastalarla >65 yaşındaki hastalar karşılaştırıldığında irinotekan, SN-38 ve SN-38glukoronidin farmakokinetiği arasında bir fark olmadığını göstermiştir. Tasarım amacıprospektif olarak yaşın etkisini araştırmak olmayan ve 162 hastayı kapsayan birçalışmada, >65 yaşındaki hastalara kıyasla, <65 yaşındaki hastalarda doza göre normalizeedilmiş irinotekan farmakokinetik parametrelerinde küçük (%18'den az) fakat istatikselaçıdan önemli farklar gözlenmiştir. SN-38 için doza göre normalize edilmiş EAA0.24, >65yaşındaki hastalarda <65 yaşındaki hastalardan %11 daha yüksektir, bu fark istatikselaçıdan anlamlı değildir.

Pediyatrik


İrinotekan ve ana metabolitlerinin pediyatrik popülasyondaki farmakokinetiği, ABD ve Avrupa'da yapılan klinik çalışmalarda araştırılmıştır. Genel olarak, irinotekanfarmakokinetiği ile ilgili sonuçlar ve varılan genel kararlar, ABD ve Avrupa'da yapılançalışmalar arasında karşılaştırılabilir niteliktedir.

Bu çalışmalar arasında bulgulardaki tüm farklar muhtemelen araştırılan doz farkları (ABD ve Avrupa çalışmalarında, sırasıyla, 20 ila 200 mg/m ve 200 ila 720 mg/m ) ileirinotekan ve SN-38'in farmakokinetik parametreleri için belirlenen değerlerdeki belirginhastalar arası değişkenliğe atfedilebilir.

ABD çalışmaları


İrinotekan ve SN-38'in farmakokinetik parametreleri 50 mg/m (60 dk. infüzyon, n=48) ve 125 mg/m2 (90 dk. infüzyon, n=6) doz düzeylerinde 2 ayrı pediatrik solid tümörçalışmasında belirlenmiştir. İrinotekan klerensi (ortalama ± S.D.), 50 mg/m doz için 17,3± 6.7 l/saat/m2 ve 125 mg/m2 doz için 16,2 ± 4,6 l/saat/m2 olarak yetişkinlerdekideğerlerden daha yüksektir. Çocuklardaki günlük dozaj rejimlerinde irinotekan ve SN-38'in hafif birikimi gözlenmiştir [3 hafta bir günlük x 5 veya 3 haftada bir (günlük x 5) x2 hafta boyunca]. Doza göre normalize edilmiş SN-38 EAA değerlerinin yetişkinler veçocuklar arasında karşılaştırılabilir olduğu bulgusu, pediatrik popülasyonunda irinotekanklerensinde görülen artışla tutarsız olup muhtemelen belirgin hastalar arası değişkenliğiyansıtmıştır (SN-38 EAA'nın % CV değerleri, %84 ila %120 arasındadır).

Aslında, veri değişkenliği dikkate alınmayarak karşılaştırma yapıldığında, pediatrik hastalardaki SN-38 maruziyeti yetişkinlere oranla yaklaşık %30 daha düşüktür.

Avrupaçalışmaları


İrinotekan ve ana metabolitlerinin farmakokinetiği, 200 ila 720 mg/m lik doz düzeylerindeki (2 saatlik infüzyon, n=77) bir faz I çalışmasında solid tümörlü pediatrikhastalarda araştırılmıştır. İrinotekan, SN-38, APC ve NPC'ye sistemik maruziyet dozlaorantılıdır. İrinotekan ve metabolitlerinin farmakokinetik parametreleri, 18 ± 8 l/saat/m2'likirinotekan plazma klerensi ve 104 ± 84 l/m 'lik kararlı durum dağılım hacmi değerleriyle(ortalama ± S.D.) belirgin hastalar arası değişkenlik göstermiştir. İrinotekan klerensi,ergenlerde çocuklara göre %26 daha düşüktür.

Doza göre normalize edilmiş SN-38 ve SN-38G maruziyetleri, ergenlerde çocuklara göre sırasıyla %52 ve %105 daha yüksektir. Pediatrik popülasyonda yetişkinlere nazaranirinotekan klerensi daha yüksek; SN-38, SN-38G ve APC maruziyetinin doza görenormalize edilmiş değerleri ise daha düşüktür.

Faz II çalışmasının bir parçası olarak 3 haftada 1 saatlik infüzyonda 600 mg/m irinotekan alan, medülloblastom veya nöroblastom da dahil, nükseden veya tedaviyedirençli rabdomiyosarkom primitif nöroektodermal tümör (PNET) hastası 83 çocuk veergende irinotekanın bir toplum farmakokinetiği analizi gerçekleştirilmiştir. İrinotekanklerensi ve EAA ortalama değerleri, bireyler arası ve aynı bireylerin farklı ölçümleriarasında büyük değişkenlik göstermiş olup, bu durum Avrupa faz I pediatrik çalışmasındabelirlenene benzerdir.

Cinsiyet


İrinotekanın farmakokinetiği cinsiyetten etkileniyor gibi görülmemektedir.

Irk


İrinotekanın farmakokinetiği üzerinde ırkın etkisi değerlendirilmemiştir.

Karaciğer yetmezliği


Karaciğer disfonksiyonu olan hastalarda irinotekan klerensi azalırken, aktif metabolit SN-38'e maruziyet göreceli olarak artmıştır. Bu etkilerin büyüklüğü, serum toplam bilirubin ve transaminaz konsantrasyonlarındaki artışla ölçülen karaciğer yetmezliğinin derecesi ileorantılıdır.

Böbrek yetmezliği


Böbrek yetmezliğinin irinotekanın farmakokinetiği üzerindeki etkisi değerlendirilmemiştir.

UGT1A1 aktivitesinin düşük olduğu hastalar


Üridin difosfat-glukuronozil transferaz 1A1 (UGT1A1), irinotekanın aktif metaboliti olan SN38'in, inaktif SN-38 glukuronide (SN-38G) metabolik deaktivasyonunda rol oynar.UGT1A1 geni oldukça polimorfiktir ve bu durum bireye bağlı olarak değişken metabolikkapasitelerin görülmesi anlamına gelir. UGT1A1'in en iyi karakterize edilmiş genetikvaryantları UGT1A1*28 ve UGT1A1*6'dır. UGT1A1 ekspresyonundaki (Gilbert sendromuve CriglerNajjar gibi) bu varyantlar ve diğer konjenital eksiklikler, bu enzimin azalmışaktivitesi ile ilişkilidir.

UGT1A1'i yavaş metabolize eden hastalarda (örn. UGT1A1*28 veya *6 varyantları için homozigot), SN-38 birikiminin bir sonucu olarak irinotekan uygulamasını takibennötropeni ve diyare gibi ciddi advers reaksiyon riski artar. Birçok meta-analizden eldeedilen verilere göre, irinotekan dozları >180 mg/m^ alan hastalarda risk daha yüksektir.(bkz. bölüm 4.4).

UGT1A1 genotiplemesi, şiddetli nötropeni ve diyare riski yüksek olan hastaların belirlenmesi amacıyla kullanılabilir. Homozigot UGT1A1*28, Avrupa, Afrika, YakınDoğu ve Latin popülasyonunda %8-20 sıklıkta görülür. UGT1A1*6 varyantı bupopülasyonlarda neredeyse hiç görülmemektedir. Doğu Asya popülasyonunda UGT1A1varyantlarının sıklığı *28/*28 için yaklaşık %1-4, *6/*28 için %3-8 ve *6/*6 için %2-6'dır.

Orta ve Güney Asya popülasyonunda UGT1A1 varyantlarının sıklığı *28/*28 için %17, *6/*28 için %4 ve *6/*6 için %0,2'dir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri:

Karsinojenite/Mutajenite


CHO-hücrelerinde yapılan,

in vitroin vivo

küçük çekirdek (mikronukleus) testlerinde irinotekan ve SN-38'in mutajenikoldukları gösterilmiştir.

Ames testinde mutajenik bir potansiyeli bulunmadığı gösterilmiştir.

13 hafta boyunca haftada bir kez en fazla 150 mg/m2 maksimum dozda (insan için önerilen dozun yarısından az) tedavi edilen sıçanlarda, tedavi sonlandıktan 91 hafta sonra tedavi ileilişkili hiçbir tümör bildirilmemiştir.

İrinotekan ile tekli ve tekrarlayan doz toksisite çalışmaları, farelerde, sıçanlarda ve köpeklerde yürütülmüştür. Ana toksik etkiler hematopoetik ve lenfatik sistemlerdegörülmüştür. Köpeklerde, bağırsak mukozasında atrofi ve fokal nekroza bağlı gecikmeliishal bildirilmiştir. Ayrıca köpekte de alopesi gözlemlenmiştir.

Bu etkilerin şiddeti doza bağlı ve geri döndürülebilir niteliktedir.

Üreme

İrinotekan sıçanlarda ve tavşanlarda insan terapötik dozunun altındaki dozlarda teratojeniktir. Sıçanlarda, tedavi edilen hayvanlarda dışsal anormalliklerle doğan yavrulardoğurganlıkta azalma göstermiştir. Bu, morfolojik olarak normal olan yavrulardagörülmemiştir. Gebe sıçanlarda plasental ağırlığın azaldığı ve yavrularda fetal canlılığınazaldığı ve davranışsal anormalliklerin arttığı gözlenmiştir.

6. FARMASOTIK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

D-Sorbitol Laktik asit

Sodyum hidroksit (pH 3,5'e ayarlamak için) Hidroklorik asit (pH 3,5'e ayarlamak için)Enjeksiyonluk su

6.2. Geçimsizlikler

Bilinmemektedir.

Diğer ilaçlarla karıştırmayınız.

6.3. Raf ömrü

Açılmamış flakonlarda:


36 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

.o

IRONTU, 25 C'nin altındaki oda sıcaklığında ışıktan korunarak saklanmalıdır.

Dondurmayınız. Buzlukta ya da derin dondurucuda saklamayınız.

Flakon açıldıktan sonra:


Flakon açıldıktan sonra, derhal seyreltilmelidir.

İRONTU çözeltisi seyreltilerek hazırlandıktan hemen sonra kullanılmalıdır.

Seyreltildikten sonra:


Ürün %0.9 sodyum klorür veya %5 dekstroz çözeltileri ile seyreltildiğinde, fiziksel ve kimyasal olarak 25 C'de 24 saat, 2-8 °C'de 48 saat stabildir.

İnfüzyon çözeltisine başka ilaçlar ilave edilmemelidir. Çözelti ve içinde bulunduğu kap olanak verdiği sürece parenteral ilaç ürünleri uygulanmadan önce partikül madde ve renkdeğişikliği bakımından gözle kontrol edilmelidir.

Mikrobiyolojik açıdan, infüzyon çözeltileri kullanım öncesinde derhal hazırlanmalı ve hazırlanma sonrasında derhal kullanılmalıdır. Eğer derhal kullanılmazsa, kullanım öncesikullanılmakta olan saklama zamanları ve koşulları kullanıcının sorumluluğundadır verekonstitüsyon/seyreltme, kontrol edilmiş ve valide edilmiş aseptik koşullardayapılmazsa, normal olarak 2-8°C'de 24 saatten daha uzun olmamalıdır.

Ürün tek kullanımlıktır.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutuda, alüminyum flip-off kırmızı kapak ve gri renkli klorobutil kauçuk tıpalı, 30 R'lik amber renkli tip I cam flakon, 1 adet.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Herhangi bir kullanılmamış ürün ya da atık materyal, yerel düzenlemelere uygun olarak atılmalıdır.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygunolarak imha edilmelidir.

Diğer potansiyel olarak toksik antineoplastik ilaçlarda olduğu gibi İRONTU dikkatle hazırlanmalıdır. Hazırlanırken gözlük, maske ve eldiven gerekmektedir.

Eğer hazırlama sırasında deri ile temas ederse derhal sabun ve su ile yıkanmalıdır. Eğer mukoz membranlarla temas ederse derhal su ile yıkanmalıdır.

29

Parenteral müstahzarlar, çözelti ve kabı olanak tanıyorsa, uygulamadan önce partikül maddelere ve renk bozulmalarına karşı gözle iyice incelenmelidir. Flakonu partikülmaddelere karşı inceleyin ve müstahzarı, flakondan şırıngaya çekildiğinde tekrarinceleyin.

Intravenöz infüzyonun uygulama için hazırlanması

Diğer enjeksiyonla uygulanan ürünlerde olduğu gibi İRONTU, ASEPTİK olarak hazırlanmalıdır (Bkz. Bölüm 6.3. Raf ömrü).

Rekonstütisyon sonrası flakonlarda herhangi bir çökelti gözlemlenirse, ürün sitotoksik ajanların standart prosedürlerine göre imha edilmelidir.

Aseptik koşullarda flakondan gereken miktarda kalibre edilmiş enjektör ile çekilen İRONTU çözeltisi 250 ml'lik infüzyon torbasına veya % 0.9 (a/h) sodyum klorürçözeltisi veya % 5 (a/h) glukoz çözeltisi içeren şişeye enjekte edilir. 0,12 - 2,8 mg/mlnihai konsantrasyon aralığına seyreltilmelidir. İnfüzyon manuel olarak çevrilir vekarıştırılır.

7. RUHSAT SAHİBİ

Onko İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Gebze OSB2 Mah. 1700.sok.

No:1703/2 Çayırova Kocaeli Telefon: 0850 250 66 56e-mail:

[email protected]


8.RUHSAT NUMARASI(LARI)

2017/340

9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 24.05.2017 Ruhsat yenileme tarihi:-

10.KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

İrontu 500mg/25ml İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Flakon

Etken Maddesi: Irinotekan Hidroklorür

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.