Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Timosol Göz Damlası % 0.25 Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI

1. BEŞERI TIBBI URUNUN ADI

TİMOSOL® göz damlası % 0,25 Steril

2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM

Etkin madde:

1 mL göz damlası 2,5 mg timolole eşdeğer 3,4 mg timolol maleat içerir.

Yardımcı madde:

Benzalkonyum klorür 0,1 mg

Diğer yardımcı maddeler için bakınız bölüm 6.1.

3. FARMASÖTIK FORM

Göz damlası

Berrak ve renksiz çözelti

4. KLİNIK ÖZELLIKLER

4.1 Terapötik endikasyonlar

TİMOSOL aşağıdakiler gibi göz içi basıncınm arttığı durumlarda, basıncın düşürülmesi amacı ile kullanılır;

• Yüksek göz iç basıncı (oküler hipertansiyon) olan hastalarda

• Afakisi olanlar dahil kronik açık açılı glokomu olan hastalarda

• Sekonder glokomu olan bazı hastalarda

4.2 Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:

Günde iki kez 1'er damla etkilenen göze uygulanır.

TİMOSOL uzun süreli kullanımlar için uygundur.

Klinik yanıt yetersiz olursa; pozoloji, %0,5'lik form ile günde iki kez 1'er damla olarak düzenlenebilir.

Timolol tedavisine yanıt birkaç haftada stabilleştiği için, tedavi başlangıcından yaklaşık 4 hafta sonra göz içi basıncı tekrar değerlendirilmelidir.

Göz içi basıncının arzu edilen seviyelerde kalması koşulu ile çoğu hastada günde tek doz uygulamaya geçilebilir.

Uygulama şekli:

Göze uygulanır.

Göz damlaları genel olarak damlalık ucunun göz veya ciltle temas etmeyeceği biçimde kullanılmalıdır.

TİMOSOL'ü kullanmadan önce ellerinizi yıkayınız.

Kullanım için aşağıdaki şekilde hareket ediniz:

• Kapağı açınız (Şekil 1).

• İlk uygulamada kapağın altındaki halkayı atınız (Şekil 2). Kapağı tekrar tamamen ve sıkıcavidalayınız (Şekil 3). Böylece damlalıktaki zar delinir ve damlalık akmaya başlar.

• Şişeyi baş ve orta parmaklarınız arasında tutarak ters çeviriniz.

• Ters çevrilmiş şişenin üzerine işaret parmağınız ile bir kerede uygulayacağınız hafif basınçile TİMOSOL'ün bir damlası akacaktır (Şekil 4).

• Kafanızı hafifçe geriye doğru yatırınız. Göz kapağı ve gözünüz arasında bir kese oluşacakkadar parmağınızla alt göz kapağınızı aşağı doğru çekiniz. Damlanın oluşan kese içinedamlatılması gerekmektedir (Şekil 5).

• Damlalık ucunu göze yaklaştırınız. Eğer yardımcı olacaksa bir ayna kullanınız.

• Damlalığı gözünüze, göz kapağınıza, gözünüzün etrafındaki yüzeylere veya diğeryüzeylere değdirmeyiniz. Değdirirseniz, damlalığa mikroorganizmalar bulaşabilir.

• TİMOSOL'ü damlattıktan sonra alt göz kapağınızı yavaşça serbest bırakınız, gözünüzükapatınız ve göz-burun arası bölgeye bir parmağınız ile hafifçe bastırınız (Şekil 6). Bu önlemTİMOSOL'ün vücudun diğer bölgelerine yayılımını önleyecektir.

• Eğer damlayı iki gözünüze de kullanmanız gerekiyorsa yukarıdaki adımları diğer gözünüziçin de tekrarlayınız.

• Eğer damla gözünüze gelmezse tekrar deneyiniz.

• Kullandıktan sonra TİMOSOL'ün kapağını sıkıca kapatınız.

• Gözünüz için kullandığınız başka bir ilaç daha varsa, her iki ilaç uygulaması arasında 1015 dakikalık ara veriniz.

• Damlalığın ucu sadece bir damla damlatılması için ayarlanmıştır, damlalığın ucunugenişletmeye çalışmayınız.

Uygulama sonrası yaklaşık 2 dakika boyunca gözyaşı kanalına basınç uygulanması veya göz kapaklarının kapalı tutulması ilacın sistemik emilimini azaltır. Böylece sistemik yan etkilerinazalması ve lokal etkinin artması sağlanır.Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda TİMOSOL veya timolol göz damlası kullanımı ile ilgili çalışma yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon:

Verilerin sınırlı olması nedeni ile, timololün yalnızca primer konjenital ve primer jüvenil glokomda cerrahi bir yaklaşım için karar verilirken veya cerrahi tedavi başarısız olursa başkabir seçenek bulununcaya kadar, geçici bir süre için kullanılması önerilir.

Pediyatrik hastalarda timolol ile tedavinin riskleri ve faydası ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. Kullanım öncesinde sistemik anormalliklerin varlığını sorgulamak üzereayrıntılı bir pediyatrik öykü alınmalı ve fizik muayene yapılmalıdır.

Klinik verilerin kısıtlı olması nedeni ile spesifik bir doz önerisi verilememektedir.

Eğer faydası olası risklerinden daha fazla ise mümkün olan en düşük etkin madde konsantrasyonu günde bir defa uygulanmalıdır. Eğer bu uygulama ile arzu edilen göz içibasıcı seviyesine ulaşılamıyorsa etkilenen göze en fazla günde iki kez uygulamaya dikkatli birşekilde geçilebilir. Günde iki kez uygulama yapılacak ise uygulamalar arasında 12 saatolmasına dikkat edilmelidir.

Özellikle yenidoğanlar olmak üzere pediyatrik hastalar ilk uygulamadan sonraki 1-2 saat süresince oküler ve sistemik etkiler açısından yakından gözlenmelidir.

Pediyatrik kullanımlarda etkin maddenin %0,1 konsantrasyonları yeterli olabilir.

Geriyatrik popülasyon:

Doz ayarlaması gerekmemektedir.

4.3 Kontrendikasyonlar

• Bronşiyal astım ya da bronşiyal astım öyküsü dahil olmak üzere reaktif hava yollarıhastalığı.

• Ciddi kronik obstrüktif pulmoner hastalığı

• Sinüs bradikardisi

• Hasta sinüs sendromu

• Sino-atriyal blok

• Bir kalp pili ile kontrol edilemeyen ikinci ya da üçüncü derece atrio-ventriküler blok

• Belirgin kalp yetmezliği

• Kardiyojenik şok

• İlacın etkin maddesi veya diğer herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılık (bkz. bölüm 6.1)

Diğer topikal oftalmik ajanlar gibi timolol de sistemik olarak absorbe olur. Beta-adrenerjik etkisinden ötürü; tıpkı sistemik kullanılan beta-adrenerjik bloker ajanlarda görüldüğü gibitimolol kullanımında da beta-adrenerjik sistem blokajına bağlı kardiyovasküler, pulmoner vediğer sistemlere ait advers reaksiyonlar görülebilmektedir. Topikal oftalmik ajan kullanımısonrası sistemik yan etki görülme insidansı, sistemik kullanılan ajanlara oranla daha düşüktür.Sistemik emilimi azaltmak için bölüm 4.2 ye bakınız.

Kardiyak bozukluklar:


Kardiyovasküler hastalık ve hipotansiyon (örn. Koroner arter hastalığı, Prinzmetal anjina, kalp yetmezliği) öyküsü olan hastalarda beta bloker tedavisi dikkatle değerlendirilmeli; diğerajanlarla tedavi olasılıkları gözden geçirilmelidir. Kardiyovasküler hastalık öyküsü olanhastalar, tedavi süresince mevcut hastalıklarının ve advers reaksiyonların kötüleşmesiaçısından dikkatle takip edilmelidir.

İletim zamanına negatif etkisi nedeniyle, beta-blokörler birinci derece kalp bloğu olan hastalara yalnızca dikkatli bir şekilde verilmelidir.

TİMOSOL ile tedaviye başlamadan önce kalp yetmezliği uygun şekilde kontrol altına alınmalıdır. Ciddi kalp hastalığı olan kişiler kalp yetmezliğinin belirtileri açısındangözlenmeli ve nabız sayıları takip edilmelidir.

Vasküler bozukluklar:


Periferik dolaşım bozukluğu/rahatsızlığı (örn. Raynaud hastalığının veya Raynaud sendromunun ağır formları) öyküsü olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

Respiratuvar bozukluklar:


Bazı oftalmik beta-bloker ajanların kullanımı sonrası astım öyküsü olan hastada gelişen bronkokonstriksiyona bağlı ölüm de dahil olmak üzere, solunumsal reaksiyonlar bildirilmiştir.

TİMOSOL hafif/orta derecede kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda dikkatle ve sadece olası yarar, potansiyel riskten fazla ise kullanılmalıdır.

Hipoglisemi/diyabet:


Labil diyabet öyküsü olan veya spontan hipoglisemi yatkınlığı olan hastalarda, beta-bloker ajanlar akut hipogliseminin bulgu ve semptomlarını maskeleyebileceğinden dikkatliolunmalıdır.

Beta-bloker ajanlar hipertiroidizm bulgularını da maskeleyebilmektedir.

Korneal hastalıklar


Oftalmik beta-blokerler göz kuruluğunu tetiklemektedir. Korneal hastalık öyküsü olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

Diğer beta-bloker ajanlar


Halihazırda sistemik beta-bloker tedavi alan hastada timolol kullanımı; intraoküler basınç üzerindeki etkiyi veya sistemik beta-blokajın sonucu olarak ortaya çıkan etkileri potansiyelizeeder. Bu hastalarda tedaviye yanıt dikkatle gözlenmelidir. Aynı anda iki topikal beta-blokerajanın kullanımı önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.5).

Beta-adrenoseptör blokeri ajan kullanımına bağlı ciltte kızarma ve/veya göz kuruluğu vakaları rapor edilmiştir. Bildirilen insidans düşük olmakla beraber tedavinin sonlandırılması ilesemptomlar düzelmiştir. Ortaya çıkan semptomlar başka şekilde açıklanamıyor ise ilaçkullanımının sonlandırılması düşünülmelidir. Beta blokaj tedavisi tedrici sonlandırılmalıdır.

Anafilaktik reaksiyonlar


Beta bloker kullanan, atopi veya ciddi anafilaktik reaksiyon öyküsü olan hastalar; alerjenlere karşı daha hassas hale gelebileceği gibi anafilaktik reaksiyonda kullanılacak olağan epinefrin(adrenalin) dozlarına da tolerans geliştirmiş olabilir.

Koroid dekolmanı


Aköz humor üretimini baskılayıcı tedaviler (örn. timolol, asetazolamid) sonrası koroid dekolmanı vakaları bildirilmiştir.

Cerrahi anestezi


Beta-bloker oftalmik preparat kullanan hastalarda sistemik beta-agonist etkilerin bloklanabileceği bilgisi (örn. adrenalin kullanımı) anestezi uzmanı ile paylaşılmalıdır.

Konvansiyonel sert kontakt lens kullanan glokom hastalarında TİMOSOL genel olarak iyi tolere edilmektedir. Polimetilmetakrilat (PMMA) haricinde sert lens yapımında kullanılanmateryaller ile yapılmış herhangi bir klinik çalışma mevcut değildir.

Dar açılı glokom hastalarında tedavide ilk hedeflenen açının açılmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için miyotik ajan kullanılarak pupillerin konstriksiyonu sağlanmalıdır.Timolol, pupil üzerinde az etkili ya da etkisizdir.

Dar açılı glokom vakalarında artmış intraoküler basıncı düşürmek için timolol tek başına kullanılmamalı; miyotik ajan ile kombine edilmelidir.

Timolol maleat göz damlalarını uzun süreli kullanan hastalarda, hipotansif oküler yanıtta azalma olduğu bildirilmiştir.

Kas güçsüzlüğü: Beta-adrenerjik blokajın, bazı miyastenik semptomlarla (örn. diplopi, pitozis, yaygın güçsüzlük) seyreden kas güçsüzlüğü durumlarını potansiyelize ettiğibildirilmiştir. Miyastenia gravis veya miyastenik sendrom öyküsü olan hastalarda kasgüçsüzlüğünü şiddetlendirdiği durumlar nadiren bildirilmiştir.

Hastalar, damlalığın ucunun göze veya çevre yapılara değdirilmemesi hususunda bilgilendirilmelidir.

Hastalar; düzgün muhafaza edilmeyen solüsyonların oküler enfeksiyonlara yol açan bakteriler tarafından kontamine olma riski taşıması açısından bilgilendirilmelidir. Kontaminesolüsyonların kullanımı körlüğe kadar gidebilen ciddi hasarlara yol açabilmektedir.

Hastalar, tedavi esnasında gelişebilecek herhangi bir oküler durumda (örn. travma, oküler cerrahi veya enfeksiyon) en kısa sürede hekime başvurmaları ve halihazırda devam edentedavinin devam edip etmeyeceğini danışmaları hususunda bilgilendirilmelidir (bkz. bölüm4.2).

Topikal oftalmik solüsyonların çoklu doz şişelerinin kullanımına bağlı olarak gelişen bakteriyel keratit vakaları bildirilmiştir. Şişeler, korneal hastalığı veya oküler epitelyal yüzeybozukluğu olan hastalar tarafından gayriihtiyari olarak kontamine edilmektedir.

Pediatrik popülasyon:


Timolol genç glokom hastalarında genel olarak dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm 5.2). Ebeveynler, potansiyel yan etkiler konusunda gerektiğinde tedaviyi sonlandırmaları açısındanbilgilendirilmelidir (bkz. bölüm 4.8). Örneğin, öksürük veya hırıltıya dikkat edilmelidir.

Apne ve Cheyne-Stokes solunumu gelişme ihtimali olduğundan ilaç yenidoğan, bebek ve küçük çocuklarda aşırı dikkatli olarak kullanılmalıdır. Timolol kullanan yenidoğanlardataşınabilir apne monitörü kullanılabilir.

TİMOSOL, benzalkonyum klorür içerdiğinden dolayı, göz irritasyonuna neden olabilir. Yumuşak kontak lenslerle temasından kaçınınız. Benzalkonyum klorür yumuşak lenslerderenk değişimi meydana getirebilir. Uygulamadan önce kontak lensi çıkartınız ve lensi takmakiçin en az 15 dakika bekleyiniz. Yumuşak kontakt lenslerin renklerinin bozulmasına nedenolduğu bilinmektedir.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Timolol ile etkileşen ilaçlar açısından spesifik bir çalışma yapılmamıştır.

Oral kalsiyum kanal blokeri, beta-adrenerjik bloker ajanlar, antiaritmikler (amiodaron dahil), dijital glikozitleri, rauwolfia alkaloitleri, parasempatomimetikler ve guanetidin ile birliktekullanımı; hipotansiyon ve/veya belirgin bradikardi ile sonuçlanan additif etkileşimpotansiyeli taşımaktadır.

Her ne kadar timolol pupil üzerinde yok sayılabilecek etki/etkisiz kabul edilse de oftalmik bet-bloker ajanlar veya epinefrinle eşzamanlı kullanımı sonucu midriazis gelişen vakalarbildirilmiştir.

Timololün, CYP2D6 inhibitörleri (kinidin, floksetin, paroksetin) ile kombine kullanımının sistemik beta-blokajı (azalmış kalp atımı, depresyon) potansiyelize ettiği bildirilmiştir.

Oral beta-adrenerjik bloker ajan kullanımı, klonidinin geri çekilmesine bağlı rebound hipertansiyonu alevlendirebilir.

Rezerpin gibi katekolamin-azaltıcı ilaç kullanan hastalarda beta-bloker kullanımı yakın gözlem gerektirir. Additif etkileşim sonucu hipotansiyon ve/veya belirgin bradikardi gelişmeolasılığı vardır ve buna bağlı olarak vertigo, senkop veya postural hipotansiyon gelişebilir.

Kalp fonksiyonları normal olan hastalarda oral kalsiyum kanal blokeri ilaçlarla beta-bloker kombine tedavisi sorun teşkil etmezken; kalp fonksiyonları bozulmuş hastalarda dikkatedilmelidir.

Beta-bloker tedavi alan hastalarda oral kalsiyum kanal blokeri ajan başlanması durumunda hipotansiyon, AV iletim bozukluğu ve sol ventriküler yetmezlik gelişme riski mevcuttur.

Kardiyovasküler yan etkiler, kullanılan kalsiyum kanal blokerinin cinsine bağlıdır. Nifedipin gibi dihidropiridin türevleri hipotansiyona yol açarken; verapamil veya diltiazem daha sıklıklaAV iletim bozukluğuna veya sol ventriküler yetmezliğe yol açmaktadır.

İntravenöz kalsiyum kanal blokerleri, beta-adrenerjik bloker ajan kullanan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Diltiazem veya verapamil ile beta-adrenerjik bloker veya dijitallerin eşzamanlı kullanımı; AV iletim zamanında uzamaya yol açabilir.

Beta-blokerler, antidiyabetik ajanların hipoglisemik etkilerini artırabilir. Beta-blokerler, hipogliseminin bulgu ve semptomlarını maskeleyebilir (bkz. bölüm 4.4 özel kullanımuyarıları ve önlemleri).

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlar ile ilgili olarak herhangi bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon

Pediyatrik popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi C'dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ile ilgili yeterli klinik veri mevcut değildir. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.

Gebelik dönemi

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz.bölüm 5.3.). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. TİMOSOL açıkça gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Sistemik emilimi azaltmak için bölüm4.2'ye bakınız.

Epidemiyolojik çalışmalar malformatif etki göstermemiştir, ancak beta blokörler oral yoldan uygulandığında intrauterin büyümede gecikme riski görülmüştür. Ayrıca beta blokörlerdoğuma dek uygulandığında yenidoğanda beta blokaj belirti ve bulguları (örn. bradikardi,hipotansiyon, solunum sıkıntısı ve hipoglisemi) görülmüştür. Bu nedenle, yeni doğanlardoğum sonrası birkaç gün için dikkatli bir şekilde gözlemlenmelidir.

TİMOSOL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Oküler uygulama sonrası timolol anne sütüne geçer. Emziren annelerin ya timolol kullanmayı ya da emzirmeyi bırakma kararı, ilacın anne için önemine dayanmalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

Klinik olmayan veriler, timololün erkek veya kadın fertilitesi üzerindeki herhangi bir etkisini göstermemektedir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Bu tıbbi ürünün araç ve makine kullanma becerisi üzerindeki etkisine ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Araç sürerken veya farklı makineleri kullanırken zaman zamanrefraktif değişiklikler, diplopi, pitozis, sık sık hafif ve geçici bulanık görme atakları ve ara sırabaş dönmesi veya yorgunluk atakları dahil olmak üzere görme bozukluklarının meydanagelebileceği dikkate alınmalıdır.

4.8 İstenmeyen etkiler

Klinik çalışmalar ve satış sonrası gözetim çalışmalarından elde edilen verilere göre istenmeyen etkiler aşağıda organ sistem sınıflamasına ve sıklıklarına göre sunulmuştur.

Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sınıflandırılmıştır:

Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.

Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.

Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

Seyrek Çok seyrekBilinmiyor

1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.

10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

Topikal olarak uygulanan diğer oftalmik ilaçlar gibi topikal uygulanan timolol de emilerek sistemik dolaşıma geçer. Bu nedenle, topikal olarak ugulanan timolol, sistemik olarakuygulanan beta blokör ilaçlarda görülen advers etkilere benzer etkilere neden olabilir.Topikal oftalmik uygulamada karşılaşılan advers etkilerin insidansı, sistemik uygulamalardakarşılaşılanlara göre daha düşüktür.

Aşağıdaki advers reaksiyonlar, bu veya diğer timolol maleat içeren formülasyonlarla yapılmış klinik çalışmalarda veya ilacın piyasaya verilmesinden sonra bildirilmiştir. Sistemikuygulanan timolol maleat ile yapılan klinik çalışmalarda ek yan etkiler bildirilmiştir, bu yanetkiler oftalmik olarak uygulanan timolol maleatın potansiyel yan etkileri olarakdüşünülebilir. Ayrıca, oftalmik beta bloker sınıfında görülen ve potansiyel olarak TİMOSOLile de ortaya çıkabilecek advers reaksiyonlar da listelenmiştir.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Sistemik


Bilinmiyor: Non trombositopenik purpura

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Oküler


Seyrek: Sistemik lupus eritematosuz

Bilinmiyor: Pruritus dahil sistemik alerjik reaksiyonlar

Sistemik


Bilinmiyor: Anafilaksi dahil alerjik reaksiyonların belirti ve bulguları, anjioödem, ürtiker, lokal ve genel döküntü, anafilaktik reaksiyon

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Oküler


Bilinmiyor: Hipoglisemi

Sistemik


Bilinmiyor: Hiperglisemi

Psikiyatrik hastalıklar

Oküler


Yaygın olmayan: Depresyon

Seyrek: Uykusuzluk, kabus görme, hafıza kaybı

Bilinmiyor: Halüsinasyon

Sistemik


Bilinmiyor: Konsantrasyon azalması, rüyalarda artma

Sinir sistemi hastalıkları

Oküler


Yaygın: Baş ağrısı, sersemleme Yaygın olmayan: Bayılma

Seyrek: Serebrovasküler olay, serebral iskemi, miyastenia gravis belirti ve bulgularında artış Bilinmiyor: Parestezi

Sistemik


Bilinmiyor: Vertigo, bölgesel güçsüzlük

Yaygın: Oküler tahriş belirti ve bulguları (örneğin yanma, sızlama, kaşıntı, gözde yaşarma, kızarıklık), konjonktivit, blefarit, keratit, göz kuruluğu, kornea duyarlılığında azalma, bulanıkgörme

Yaygın olmayan: Refraktif değişiklikler (bazı durumlarda miyotik tedavinin durdurulması nedeniyle)

Seyrek: Diplopi, pitozis ve filtrasyon cerrahisi sonrası koroid dekolmanı gibi görme bozuklukları (bkz. bölüm 4.4).

Bilinmiyor: Kornea erozyonu

Ciddi korneal hasarı olan hastalarda, fosfat içeren göz damlalarının kullanımına bağlı olarak, çok seyrek olarak korneal kalsifikasyon bildirilmiştir.

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Oküler


Seyrek: Tinnitus

Kardiyak hastalıklar

Oküler


Yaygın olmayan: Bradikardi

Seyrek: Göğüs ağrısı, aritmi, kalp bloğu, konjestif kalp yetmezliği, çarpıntı, kardiyak arest, ödem

Bilinmiyor: Kalp yetmezliği

Sistemik


Bilinmiyor: Atriyoventriküler blok (ikinci veya üçüncü derece), sino-atriyal blok, pulmoner ödem, arteriyel yetmezliğin kötüleşmesi, anjina pektorisin kötüleşmesi, vazodilatasyon

Vasküler hastalıklar

Oküler


Seyrek: Kladikasyon, hipotansiyon, Raynaud fenomeni, ayak ve ellerde soğuma

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Oküler


Yaygın olmayan: Dispne

Seyrek: Bronkospazm (özellikle daha önce bronkospastik hastalığı olanlarda), solunum yetmezliği, öksürük

Sistemik


Bilinmiyor: Raller

Gastrointestinal hastalıklar

Oküler


Yaygın olmayan: Bulantı, dispepsi Seyrek: Diyare, ağız kuruluğuBilinmiyor: Disguzi, karın ağrısı, kusma

Seyrek: Alopesi, psöriyazis benzeri döküntü veya psöriyazisin şiddetlenmesi Bilinmiyor:Deride döküntü

Sistemik


Bilinmiyor: Terleme, eksfolyatif dermatit

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Oküler


Bilinmiyor: Miyalji

SistemikÜreme ve meme hastalıkları

Oküler


Seyrek: Libidoda azalma, Peyronie hastalığı Bilinmiyor: İmpotans gibi seksüel fonksiyon bozukluğu

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Sistemik


Bilinmiyor: İşeme zorlukları

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Oküler


Yaygın olmayan: Asteni, yorgunluk

Sistemik


Bilinmiyor: Ekstremite ağrısı, egzersiz toleransında azalma

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir

(www.titck.gov.tr[email protected];4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Intoksikasyon semptomları


Timolol ile, sersemleme, baş ağrısı, nefes darlığı, bradikardi, hipotansiyon, bronkospazm, akut kalp yetmezliği ve kalp durması gibi sistemik beta-adrenerjik blokörlerle görülenlerebenzer sistemik etkilerle sonuçlanan aşırı doz aşımı bildirimleri olmuştur (bkz.bölüm 4.8).

Doz aşımı durumunda;

1- Yutulmuş ise gastrik lavaj önerilir. Çalışmalar timololün kolayca diyaliz olmadığınıgöstermiştir.

2- Semptomatik bradikardi: vagal blokajı indüklemek için intravenöz olarak 0,25 ila 2 mgatropin sülfat kullanılmalıdır. Bradikardi devam ederse, intravenöz izoprenalin hidroklorürdikkatli uygulanmalıdır. Refrakter vakalarda, kalp pili kullanımı düşünülebilir.

3- Hipotansiyon:dopamin, dobutamin veya noradrenalin gibi bir sempatomimetik

baskılayıcılar kullanılmalıdır. Refrakter vakalarda, glukagon kullanımının faydalı olduğu bildirilmiştir.

4- Bronkospazm: izoprenalin hidroklorür kullanılmalıdır. Aminofilin ile ek terapi düşünülebilir.

5- Akut kalp yetmezliği: dijital, diüretikler ve oksijen ile konvansiyonel tedavi derhalyapılmalıdır. Refrakter olgularda intravenöz aminofilinin kullanılması önerilmektedir.Takiben ve gerekirse, faydalı olduğu bildirilen glukagon kullanılabilir.

6- Kalp bloğu (ikinci veya üçüncü derece): izoprenalin hidroklorür veya kalp pili kullanılmalıdır.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Oftalmolojikler/Antiglokom ilaçları ve miyotikler/Beta blokör ajanlar ATC-kodu: S01ED01

Etki mekanizması

Timolol maleat, beta-adrenerjik reseptöre reversibl bağlandığından, bu reseptörün stimülasyonundan doğan normal biyolojik yanıtın oluşmasını engeller. Bu spesifik kompetitifantagonizm, beta-adrenerjik reseptörün agonist aktivitesinin, endojen veya ekzojenkaynaklardan köken alması fark etmeksizin, tetiklenmesini inhibe eder. Ortamdaki agonistkonsantrasyonunun artırılması, bu blokajı ortadan kaldırarak normal biyolojik yanıtın yenidenalınmasını sağlar.

Klinik etkililik ve güvenlilik

Miyotiklerin aksine, timolol akomodasyon veya pupil genişliğine çok az etkili veya hiç etkisi olmadan göz içi basıncını azaltır. Kataraktı olan hastalarda lentiküler opasitelerin çevresindensağlanabilen görme yetisinin pupil konstriksiyonuna bağlı olarak nispeten azalması bu sayedeengellenir. Hasta tedavisini bir miyotikten timolole değiştirirken, miyotiğin etkisi geçtiktensonra refraksiyon kusurunun değerlendirilmesi gerekebilir. Bazı hastalarda uzun süreli timololkullanımı sonrası yanıtın azaldığı bildirilmiştir.

Pediyatrik popülasyon

Pediyatrik popülasyonda timolol (günde 2 kez 1 damla %0.25, %0.5) kullanımı ile ilgili oldukça sınırlı sayıda veri bulunmaktadır. Yaşları 12 gün-5 yaş arası değişen 105 çocuklayapılan (timolol için n:71), 12 haftaya kadar bir tedavi süresi olan, çift maskeli, randomizeküçük bir klinik çalışmada, primer konjenital ve primer juventil glokom endikasyonlarmmkısa süreli tedavisinde timololün etkili olduğuna dair bulgular saptanmıştır.

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Tek bir dozdan sonra göz içi basıncındaki düşüşün başlangıcı yarım saat içinde gözlenebilir. Maksimum etki bir veya iki saat içinde ortaya çıkar; göz içi basıncınm önemli ölçüdedüşmesi, tek bir dozla 24 saate kadar uzun bir süre korunabilir.

Emilim:


Plazma ilaç konsantrasyonu çalışmalarında, %0.5'lik timolol maleat oftalmik çözeltisinin günde iki kez uygulanması sonrasında timolole sistemik olarak maruz kalma oranlarıbelirlenmiştir. Sabah dozunu izleyen ortalama doruk plazma konsantrasyonu 0,46 ng/ml veöğleden sonraki dozu izleyen ortalama doruk plazma konsantrasyonu da 0,35 ng/ml olarakbelirlenmiştir.

Dağılım:


Timolol plazma proteinlerine çok az oranda bağlanmakta olup, plasenta ve süte geçer. Plazma yarı - ömrü 4 saat olarak bildirilmiştir. Sistemik dolaşıma karışan miktarları ile ilgili herhangibir veri bulunmamaktadır.

Biyotransformasyon:


Timolol büyük oranda karaciğerde metabolize edilir.

Eliminasyon:


Metabolitleri bazı değişmemiş timolol ile birlikte idrarla atılır. Timolol hemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Doz orantısallığı gösterilmiştir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Sistemik


Farmakokinetik parametreler hipertansif hastalarda ve çoklu dozları takiben değişmemektedir. Timololün metabolizma hızı bireyler arası değişkenlik gösterir. Zayıf metabolize edicilerde(yaklaşık %10), hızlı metabolize edicilere oranla daha yüksek plazma düzeyleri ve daha yavaşeliminasyon görülür. Bununla birlikte, plazma konsantrasyonları ve yarılanma ömrü bireylerarasında tekrarlanabilirdir. Terapötik yanıt ve advers etkilerin bazıları timololün plazmakonsantrasyonlarına bağlı olduğundan yavaş metabolize edicilerde normale göre daha düşükdozların kullanılması gerekebilir.

Topikal


Pediyatrik popülasyon

Her göz damlasının %80 oranında nazolakrimal sisteme geçtiği; nazal mukoza, konjonktiva, nazolakrimal kanal, orofarenks, bağırsaklar veya artmış gözyaşı akışına bağlı ciltten emilmeksuretiyle sistemik dolaşıma katılabildiği erişkin verileriyle ispatlanmıştır.

Çocuklardaki kan hacminin yetişkinlerdekinden daha küçük olması nedeniyle, dolaşımdaki konsantrasyonun daha yüksek olabileceği dikkate alınmalıdır. Ek olarak, yenidoğanlar henüzolgunlaşmamış metabolik enzim yollarına sahiptir ve bu, eliminasyon yarılanma ömründe birartışa ve advers etkilerin potansiyalize olmasına neden olabilir.

Çocuklarda, özellikle infantlarda, %0,25 lik preparat uygulaması sonrası plazma timolol seviyelerinin, erişkindeki %0,5 lik preparat uygulaması sonrası konsantrasyonlardan oldukçayüksek olduğunu, buna bağlı olarak özellikle bronkospazm ve bradikardi gibi yan etkileringelişme riskinin artabileceğini gösteren sınırlı sayıda veri mevcuttur.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Sırası ile bir ve iki yıl süren çalışmalarda topikal olarak timolol uygulanan tavşanlarda ve köpeklerde oküler advers etki gözlenmemiştir. İlacın Oral LD50'si, dişi fare ve sıçanlardasırası ile1,19 ve 900 mg/kg'dır.

Karsinojenez, mutajenez, fertilitenin bozulması


Timolol maleatın 2 yıl boyunca erkek sıçanlara 300 mg/kg/gün (insanlar için önerilen maksimal dozun 300 kat yükseği) oral olarak verildiği çalışmada, adrenal bez feokromasitomainsidansında, istatistiksel olarak anlamlı bir (p< 0,05) artış görüldü. Sıçanlarda insanlar içinönerilen maksimal oral dozun 25 veya 100 kez fazlasının kullanımıyla bu tip değişiklikleroluşmadı.

Farelere ömürleri boyunca oral yoldan 500 mg/kg/gün (insanlarda önerilen maksimum dozların 500 katı) uygulama ile benign ve malign pulmoner tümör, benign uterin polip vememe adenokarsinomu insidansında istatistiksel (p< 0,05) olarak anlamlı artışlar olmuştur,ancak bu artışlar 5 veya 50 mg/kg/gün ile gözlenmemiştir. Dişi fareler ile post-mortemdönemde yapılan, uterus ve akciğer değerlendirmeleri ile sınırlı bir sonraki çalışmada da 500mg/kg/gün uygulama ile pulmoner tümör insidansında istatistiksel olarak anlamlı artışgözlenmiştir.

5 veya 50 mg/kg/gün timolol uygulaması ile gözlenmeyen ancak 500 mg/kg/gün uygulaması ile dişi farelerde artan meme adenokarsinomu gelişimi serum prolaktin seviyelerindekiyükselmeler ile ilişkilendirilmiştir. Kemirgenlerde meme adenokarsinomlarının artaninsidansı, serum prolaktinini yükselten birkaç başka terapötik ajanın uygulanmasıyla dailişkilendirilmiştir, ancak insanlarda serum prolaktin seviyeleri ile meme tümörleri arasındahiçbir korelasyon kurulmamıştır. Ayrıca, insanlarda önerilen maksimum oral doz olan 60mg'a kadar timolol maleatın oral yoldan uygulandığı yetişkin kadın deneklerde, serumprolaktininde klinik olarak anlamlı bir değişiklik olmamıştır.

Timolol maleat,

in vivoin vitro

neoplastik hücre transformasyon testinde /100 mcg/ml'ye kadar)değerlendirildiğinde mutajenik potansiyele sahip değildi. Ames testlerinde yüksek timololkonsantrasyonları (5.000 veya 10.000 mcg/plak) kullanıldığında, diğer suşlarda olmamasınakarşın test edici suş TA100 ile (yedi testte) revertantlarda istatistiksel olarak anlamlı artışgözlendi. Test suşu olan TA100 ile yapılan çalışmalarda tutarlı bir doz-yanıt ilişkisigözlenmedi ve testin kontrole göre revertant oranı 2'ye ulaşmadı. Genellikle 2 oranı pozitifbir Ames testi için kriter olarak kabul edilir.

Sıçanlardaki üreme ve fertilite çalışmalarında, insanlarda önerilen maksimum oral dozun 150 katına kadar olan dozlarda erkek veya dişi fertilitesi üzerinde herhangi olumsuz bir etkigözlenmemiştir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Disodyum fosfat dihidrat Sodyum dihidrojen fosfat dihidratBenzalkonyum klorürSodyum hidroksitEnjeksiyonluk su

6.2 Geçimsizlikler

Benzalkonyum klorür yumuşak kontakt lenslerde birikebilir; bu nedenle benzalkonyum klorürür içeren tüm göz damlalarının uygulanması esnasında gözde kontakt lensbulunmamalıdır. İlaç damlatıldıktan en az 15 dakika sonra kontakt lensler tekrar gözetakılabilir.

6.3 Raf ömrü

36 ay

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

30°C'nin altındaki oda sıcaklığında, ışıktan korunarak saklanmalıdır.

TİMOSOL açıldıktan sonra 15 gün içinde kullanılmalıdır.

İlaç son kullanma tarihinden sonra kullanılmamalıdır (ambalaj veya etiket üzerinde yer almaktadır).

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutuda, beyaz polipropilen kapak ile kapatılmış, kendinden damlalıklı, şeffaf, LDPE şişede 5 mL solüsyon ve kullanma talimatı ile birlikte sunulmaktadır.

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Özel bir gereklilik yoktur.

Genel kural olarak, göz damlaları kullanılırken damlalık ucunun göz veya ciltle temas etmesinden kaçınılmalıdır.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atık Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıkları Kontrol Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Bilim İlaç San. ve Tic. A.Ş.

34398 Şişli/İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

137/43

9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 05.11.1985 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLE.ME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Timosol Göz Damlası % 0.25

Etken Maddesi: Timolol Maleat

Pdf olarak göster

Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri

  • Timosol Göz Damlası % 0.25 - KUB
  • Timosol Göz Damlası % 0.25 - KT
  • Google Reklamları

    Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.