Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Aseket-s 50 Mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

ASEKET-S 50 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir film kaplı tablet etkin madde olarak 50 mg deksketoprofen'e eşdeğer 73,8 mg deksketoprofen trometamol içerir.

Yardımcı maddeler:

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet.

Beyaz, yuvarlak, bir tarafı çentikli film kaplı tabletler. Film kaplı tabletler iki eşit parçaya bölünebilir.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar

Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve dismenore tedavisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Oral kullanım içindir.

Erişkinler:

Ağrının cinsine ve şiddetine göre önerilen doz 8 saatte bir 25 mg (1/2 tablet) veya günde bir defa 50 mg'dır (1 tablet). Günlük toplam doz 75 mg'ı geçmemelidir.

Semptomları kontrol etmede gerekli olan en kısa süre için etkili olan en düşük dozu kullanarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.4).

ASEKET-S uzun süreli kullanım için düşünülmemelidir ve tedavi semptomatik dönem ile sınırlandırılmalıdır.

Uygulama şekli:

Tablet yeterli miktarda sıvı ile yutulmalıdır (örn. bir bardak su). Tüm NSAİİ'ler gibi ASEKET-S tercihen yemekle birlikte ya da yemekten sonra alınmalıdır. Ancak, yiyeceklerlebirlikte uygulama ilacın absorpsiyon hızını geciktirdiği için (Bkz. Farmakokinetik özellikler),akut ağrı durumunda yemeklerden en az 30 dakika önce alınması önerilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:

Hafif böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi 60-89 ml/dak) başlangıç dozu 50 mg günlük toplam doza indirilmelidir. ASEKET-S orta ve şiddetli böbrek fonksiyonbozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi <59 ml/dak) kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

Karaciğer yetmezliği:

Hafif veya orta derecede karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalar tedaviye düşük dozlarda (50 mg toplam günlük doz) başlamalı ve yakından izlenmelidir. ASEKET-S şiddetlikaraciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

ASEKET-S'in çocuklarda ve adolesanlarda yapılmış çalışmaları bulunmamaktadır. Bu nedenle çocuklarda ve adolesanlarda güvenliliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Çocuklar veadolesanlarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlı hastalarda tedaviye dozaj aralığının en düşüğünden (50 mg toplam günlük doz) başlanması önerilmektedir. İyi tolerans gösterdikleri doğrulandıktan sonra dozaj genelpopülasyon için önerilen miktarlara yükseltilebilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

ASEKET-S aşağıdaki durumlarda uygulanmamalıdır:

- Deksketoprofene, diğer NSAİİ'lere veya üründeki herhangi bir yardımcı maddeye (6.1bölümünde listelenmiş olan) aşırı duyarlılığı olan hastalar,

- Benzer etkiye sahip maddelerin (örn. asetilsalisilik asit veya diğer NSAID'ler) astım,bronkospazm, akut rinit ataklarını hızlandırdığı veya nazal polipler, ürtiker veyaanjiyonörotik ödem oluşturduğu hastalar,

- Ketoprofen veya fibratlarla tedavi sırasında bilinen fotoalerjik veya fototoksik reaksiyonlar,

- Aktif veya şüpheli peptik ülseri/gastrointestinal kanaması olan hastalarda veyatekrarlayan peptik ülser/gastrointestinal kanama veya ülserleşme veya perforasyon öyküsüolan hastalar,

- Kronik dispepsisi olan hastalar,

- Geçmişte uygulanan NSAİİ tedavisi ile ilgili olarak gastrointestinal kanama veyaperforasyon öyküsü olan hastalar,

- Aktif kanamaları veya kanama bozukluğu olan hastalar,

- Crohn hastalığı veya ülseratif koliti olan hastalar,

- Şiddetli kalp yetmezliği olan hastalar,

- Orta veya ciddi böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar (kreatinin klerensi <59 ml/dak)

- Ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalar (Child-Pugh kategorisi 10-15),

- Hemorajik diyatezi veya diğer pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar,

- Şiddetli dehidrasyonu olan hastalar (kusma, diyare veya yetersiz sıvı alımından kaynaklı),

- Gebeliğin üçüncü trimesteri boyunca ve laktasyon döneminde (Bkz. Bölüm 4.6).

- ASEKET-S, koroner arter by-pass greft (KABG) cerrahisinde, peri-operatif ağrıtedavisinde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.4.).

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleriUyarılar

Kardiyovasküler risk:

-NSAİİ'ler ölümcül olabilecek kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk, kullanım süresine bağlı olarak artabilir.Kardiyovasküler hastalığı olan veya kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini taşıyanhastalarda risk daha yüksek olabilir (Bkz. Uyarılar).

- ASEKET-S, koroner arter by-pass graft (KABG) cerrahisi perioperatif ağrı tedavisinde kontrendikedir (Bkz. Uyarılar).

Gastrointestinal (Gİ) risk:

NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, öncedenuyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİ

etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar (Bkz. Uyarılar).

_

Çocuklarda ve adolesanlarda kullanım güvenliliği tespit edilmemiştir.

Alerjik hikayesi olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

ASEKET-S'in, siklooksijenaz-2 seçici inhibitörleri de içeren diğer NSAİİ'ler ile eşzamanlı olarak kullanımından kaçınılmalıdır.

Semptomları kontrol etmekte gerekli olan en kısa süre için etkili olan en düşük dozu kullanılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.2 ve aşağıda bulunangastrointestinal ve kardiovasküler riskler).

Gastrointestinal (Gİ) etkiler-ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:


Uyarıcı semptomlar veya ciddi Gİ olay öyküsü olsun veya olmasın, tedavinin herhangi bir aşamasında, ASEKET-S dahil NSAİİ'ler mide, ince bağırsak ve kalın bağırsakta inflamasyon,kanama gibi ölümcül olabilen Gİ advers etkilere neden olabilir. ASEKET-S alan hastalardagastrointestinal kanama ya da ülserasyon ortaya çıktığında tedavi kesilmelidir.

Özellikle de kanama veya perforasyonun eşlik ettiği ülser öyküsü olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.3) ve yaşlı bireylerde NSAİİ dozu arttırıldıkça gastrointestinal kanama, ülser veyaperforasyon riski artmaktadır. Bir NSAİİ ile tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers olay gelişenher beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'ler nedeniyle üst Gİ ülser, majör kanamaveya perforasyonların, 3 ila 6 ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık %1'inde, bir yıl tedavigören hastaların ise yaklaşık %2-4'ünde meydana geldiği görülmektedir. Uzun süreli tedavisırasında bu eğilimlerin devam etmesi, hastanın tedavisinin herhangi bir safhasında ciddi birGİ olay gelişme olasılığını arttırmaktadır. Bununla birlikte, kısa süreli tedavi dahi risksizdeğildir.

NSAİİ kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastalarda, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama gelişme riski 10 kat fazladır. NSAİİ'lerile tedavi edilen hastalarda Gİ kanama riskini arttırabilecek diğer faktörler; oralkortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, NSAİİ'ler ile tedavinin uzaması, sigarakullanımı, alkol kullanımı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olmasıdır.

Ölümcül GI olaylara ait spontan bildirimlerin çoğu, yaşlı veya güçsüz hastalara aittir, dolayısıyla bu hasta gruplarının tedavisinde dikkatli olunmalıdır.

Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, hastalar mümkün olan en kısa süreyle ve en düşük etkili NSAİİ dozu ile tedavi edilmelidir. Hastalar ve hekimler NSAİİtedavisi sırasında Gİ ülserasyon ve kanama belirti ve semptomları açısından dikkatliolmalıdırlar ve eğer ciddi Gİ olaylardan şüphelenilmesi durumunda hemen ek birdeğerlendirme yapılmalı ve ek bir tedaviye başlanmalıdır. Eğer ciddi advers olay ortadankalkmazsa, NSAİİ tedavisi durdurulmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, NSAİİ'leriiçermeyen alternatif tedaviler planlanmalıdır.

Bütün NSAİİ'lerde olduğu gibi deksketoprofen trometamol tedavisine başlamadan önce tamamen iyileşme olduğundan emin olmak için herhangi bir özofajit, gastrit ve/veya peptikülser geçmişi araştırılmalıdır. Gastrointestinal semptomlar veya gastrointestinal hastalıköyküsü olan hastalar sindirim bozuklukları, özellikle de gastrointestinal kanama açısındanizlenmelidir.

NSAİİ'ler, gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalara (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) dikkatle verilmelidir, çünkü durumları kötüleşebilir (bkz.Bölüm 4.8).

Yaşlılar: Yaşlılarda, NSAİİ'lerin, özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi advers reaksiyonlarının sıklığında bir artış görülmektedir (Bkz. Bölüm 4.2).Bu hastalar mümkün olan en düşük dozda tedaviye başlamalıdır.

Bu hastalarda ve eş zamanlı düşük doz asetilsalisilik asit veya gastrointestinal riski arttırma olasılığı bulunan diğer ilaçları kullanması gereken hastalarda, koruyucu ajanlarla yapılankombinasyon tedavisi (örneğin, misoprostol veya proton pompası inhibitörleri) düşünülmelidir(bkz. Bölüm 4.5).

Gastrointestinal toksisite öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlılar, normal olmayan abdominal semptomları (özellikle gastrointestinal kanamayı), özellikle tedavinin başlangıç evresindebildirmelidir.

Ülserasyon veya kanama riskini arttırabilecek oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, seçici serotonin geri alım inhibitörleri veya asetilsalisilik asit gibiantitrombositleri eşzamanlı alan hastalarda dikkatli olunması önerilmelidir (bkz. Bölüm 4.5).

Renal etkiler


Uzun süreli NSAİİ kullanımı renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlara yol açmaktadır. Ayrıca, renal prostaglandinler renal perfüzyonun idamesinde kompanse edici bir rol oynadığıiçin, hastalarda renal toksisite de görülmüştür. Bu durumdaki hastalara NSAİİ uygulanmasıprostaglandin sentezinde ve ikincil olarak da renal kan akımında doza bağlı bir azalmaya sebepolabilmekte, bu da renal dekompansasyonu hızlandırabilmektedir. Böyle bir reaksiyonungözlenme riskinin çok yüksek olduğu hastalar böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalpyetmezliği, karaciğer disfonksiyonu olanlar, diüretik ve anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE)inhibitörü kullananlar ve yaşlılardır.

NSAİİ tedavisinin durdurulmasının ardından genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.

Bütün NSAİİ'lerde olduğu gibi ASEKET-S plazma üre azot ve kreatinini arttırabilir.

Diğer prostaglandin sentez inhibitörleri gibi, glomerüler nefrit, interstisyel nefrit, renal papillar nekroz, nefrotik sendrom ve akut böbrek yetmezliğine yol açabilen yan etkilerleilişkilendirilebilir.

Yaşlı hastaların böbrek fonksiyonlarında bozulma olasılığı daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2).

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Bu tip hastalarda, NSAİİ kullanımı renal fonksiyonda kötüleşme, sıvı tutulumu ve ödemle sonuçlanabilir. Ayrıcadiüretik tedavi alan veya nefrotoksisite riskinin artması nedeniyle hipovolemi gelişebilecekolan hastalarda da dikkatli olunmalıdır.

Dehidrasyonu ve muhtemelen ilişkili artmış böbrek toksisitesini önlemek için tedavi sırasında yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır.

İlerlemiş böbrek hastalıkları:


Orta-şiddetli renal disfonksiyonu olan hastalarda (kreatinin klerensi <59 ml/dak) ASEKET-S kontrendikedir.

ASEKET-S'in ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda kullanımına ilişkin kontrollü klinik çalışmalardan elde edilmiş bilgi mevcut değildir. Bu nedenle, ileri böbrek hastalığı olan buhastalarda ASEKET-S ile tedavi önerilmemektedir. ASEKET-S tedavisinin başlatılmasıgerekiyorsa, hastanın böbrek fonksiyonunun yakından izlenmesi tavsiye edilir.

Karaciğer güvenliliği:


Hepatik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Tüm diğer NSAİİ'ler gibi, bazı karaciğer parametrelerinde geçici küçük artışlara ve SGOT ve SGPT'de anlamlı artışlara neden olabilir. Bu gibi parametrelerde ilaçla ilişkili artışlarolduğunda, tedavi sona erdirilmelidir.
Yaşlı hastalarda karaciğer fonksiyon bozukluğu olması daha olasıdır (bkz. Bölüm 4.2).

Kardiyovasküler etkiler:


Hipertansiyon öyküsü ve / veya hafif ila orta derecede kalp yetmezliği olan hastalar için uygun izleme ve tavsiye gereklidir. NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak sıvı retansiyonu ve ödembildirildiği için kalp yetmezliği tetiklenmesi riski arttığından, özellikle daha önce kalpyetmezliği atakları olan kalp hastalığı öykülü hastalarda özel dikkat gösterilmelidir.

Klinik çalışma ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİİ'lerin (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide) kullanımının, arteriyel trombotik olay (örneğin miyokard enfarktüsü veya inme)riskinde küçük bir artış ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Deksketoprofen için böylebir riski hariç tutmak için yeterli veri yoktur.

Kardiyovasküler trombotik olaylar


Çok sayıda selektif ve non-selektif COX-2 inhibitörü ile yapılan, 3 yıla varan klinik çalışmalarda ölümcül olabilen, ciddi kardiyovasküler (KV) trombotik olay, miyokardinfarktüsü ve inme riskinde artma olduğu görülmüştür. Selektif veya non-selektif COX-2inhibitörü tüm NSAİİ'ler benzer risk taşıyabilir. Kardiyovasküler hastalığı olduğu veyakardiyovasküler hastalık riski taşıdığı bilinen hastalar daha yüksek risk altında olabilir. NSAİİtedavisi gören hastalarda advers kardiyovasküler olay görülme riski olasılığını azaltmak içinen düşük etkili doz, mümkün olan en kısa süreyle kullanılmalıdır. Önceden görülmüş birkardiyovasküler semptom olmasa bile hekim ve hasta bu tür olayların gelişmesine karşı tetikteolmalıdır. Hasta, ciddi kardiyovasküler olayların semptomları ve/veya belirtileri ve bunlarıngörülmesi halinde yapması gerekenler konusunda önceden bilgilendirilmelidir.

Eş zamanlı olarak aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımına bağlı artmış ciddi kardiyovasküler trombotik olay riskini azalttığı yönünde tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. NSAİİ'lerinaspirinle eş zamanlı olarak kullanımı ciddi Gİ olay görülme riskini arttırmaktadır.

KABG ameliyatını takip eden ilk 10-14 günlük dönemde ağrı tedavisi için verilen bir selektif COX-2 NSAİİ ile gerçekleştirilen iki geniş kontrollü klinik çalışmada miyokard infarktüsü veinme insidansında artış görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar). ASEKET-S,koroner arter bypass greft (KABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrı tedavisindekontrendikedir.

Sonuç olarak, kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, tanı konmuş iskemik kalp hastalığı, periferal arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalardikkatli bir şekilde değerlendirildikten sonra deksketoprofen trometamol ile tedavi edilmelidir.Kardiyovasküler risk faktörleri taşıyan hastalarda uzun süreli tedaviye başlamadan önce deaynı şekilde dikkat edilmelidir (ör. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigarakullanımı).

Seçici olmayan tüm NSAİİ'ler, trombosit agregasyonunu inhibe edebilir ve prostaglandin sentezinin inhibisyonu yoluyla kanama süresini uzatabilir. Bu nedenle, hemostazı etkileyen,varfarin ya da diğer kumarinler veya heparinler gibi diğer tedaviyi alan hastalardadeksketoprofen trometamol kullanılması önerilmez (bkz. Bölüm 4.5).

Yaşlı hastaların kardiyovasküler fonksiyonlarında bozukluk olma olasılığı daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2).

Hipertansiyon:


Diğer tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, deksketoprofen de hipertansiyon oluşumuna veya daha önceden mevcut olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olur ve bu iki durum dakardiyovasküler olay riskinin artmasına neden olabilir. Tiyazid grubu diüretikler ya da kıvrımdiüretikler ile tedavi edilen hastaların NSAİİ'leri kullanırlarken diüretik tedaviye yanıtlarıazalabilir. Deksketoprofen de dahil, NSAİİ'ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatlikullanılmalıdır. Deksketoprofen tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı(KB) yakından izlenmelidir.

Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:


Deksketoprofen dahil NSAİİ'ler ile tedavi edilen bazı hastalarda sıvı retansiyonu (tutulumu) ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle deksketoprofen sıvı retansiyonu veya kalp yetmezliği olanhastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

Deri reaksiyonları:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak çok nadir eksfolyatif dermatit, Stevens- Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekrolizi (TEN) deiçeren ve bazıları ölümcül olan ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Buciddi olaylar herhangi bir uyarı olmaksızın oluşabilir. Tedavinin başlangıcında hastaların bureaksiyonlar bakımından en yüksek risk altında olduğu görülmüştür, vakaların pek çoğundareaksiyonun başlaması, tedavinin ilk ayı içerisinde meydana gelmiştir. Hastalar ciddi derireaksiyonlarının işaret ve semptomları konusunda önceden bilgilendirilmelidirler ve deridöküntüsü, mukozal lezyonlar veya diğer aşırı duyarlılık belirtileri ilk görüldüğü andaASEKET-S derhal kesilmelidir.

Anafilaktoid reaksiyonlar:


Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi deksketoprofen ile de, ilaca daha önceden maruz kalıp kalmadığı bilinmeyen bazı hastalarda, anafilaktoid reaksiyonlar görülebilir. ASEKET-S,aspirin triadı (Astımlılarda görülen analjezik intolerans veya asetilsalisilik asit intoleransına(ASAİ) "Aspirin triadı" denilmektedir.) olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi,tipik olarak, nazal polipli ve polipsiz riniti olan veya aspirin ya da NSAİİ kullanmalarmınardından şiddetli ve ölümcül olabilen bronkospazm görülen astımlı hastalarda ortayaçıkmaktadır, (Bkz. Bölüm 4.3. ve Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri - Öncedenvarolan astım). Anafilaktoid reaksiyon görüldüğünde acil servise başvurulmalıdır.

Gebelik:


Gebeliğin üçüncü trimesterinde diğer NSAİİ'ler gibi deksketoprofen de kullanılmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun (anne karnında açık olup doğumu takiben kapanması gereken,kalpten çıkan iki büyük atardamar [aort ve pulmoner arter] arasındaki açıklık) erkenkapanmasına neden olabilir. ASEKET-S, gebeliğin 3. trimesterinde ve laktasyon dönemindekontrendikedir.

Önlemler


Genel:


Deksketoprofenin kortikosteroid yerine geçmesi veya kortikosteroid eksikliğini tedavi etmesi beklenmemelidir. Kortikosteroidlerin aniden durdurulması, hastalığın alevlenmesine sebepolabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi görmekte olan hastalar, kortikosteroid tedavisinindurdurulmasına karar verilmesi halinde, tedavilerini yavaş ve kademeli olarak azaltmalıdır.ASEKET-S'in ateş ve enflamasyonu azaltmadaki farmakolojik aktivitesi, infeksiyöz olmadığıdüşünülen ağrılı durumların komplikasyonlarının saptanmasında kullanılan tanısal belirtilerinyararlanabilirliğini azaltabilir.

Hepatik etkiler:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde üst sınıra kadar yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvaranomalileri ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğindengeçebilir. NSAİİ'ler ile gerçekleştirilen klinik çalışmalarda hastaların yaklaşık %1'inde ALTve AST aktivitelerinde ciddi artışlar (normal düzeyin üst limitinin üç katı veya daha fazla)bildirilmiştir. Ayrıca, seyrek olarak, sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozu vekaraciğer yetmezliği gibi, bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları dabildirilmiştir.

Karaciğer bozukluğu semptomuna işaret eden rahatsızlığı olan veya anormal karaciğer test sonucu olan hastalarda, deksketoprofen ile tedavi sırasında daha ciddi hepatik reaksiyonolaylarının gelişmiş olabileceği açısından değerlendirilmelidir. Anormal karaciğer fonksiyontestleri sebat eder veya kötüleşirse, karaciğer hastalığına uygun klinik belirtiler veyasemptomlar gelişirse veya diğer belirtiler (örneğin; eozinofili, deri döküntüleri vb.) görülürseASEKET-S ile tedavi durdurulmalı ve uygun tetkikler istenmelidir.

Hematolojik etkiler:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya bariz Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanamayan bir etki olabilir. Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ'ler ile uzunsüreli tedavi gören hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu gösterirlersehemoglobin, hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

NSAİİ'lerin bazı hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerine etkileri kantitatifaçıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Önceden koagülasyon bozukluğu olanya da antikoagülan kullanan ve trombosit fonksiyon değişikliklerinden dolayı istenmeyenetkilerin görülmesi muhtemel hastalar ASEKET-S kullanımı sırasında dikkatle izlenmelidir.

Önceden var olan astım:


Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı olan astımlı hastalardaaspirin kullanımı,ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla

ilişkilendirilmiştir. Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyon bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının buformunun söz konusu olduğu hastalara ASEKET-S verilmemeli ve önceden astımı olanhastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Laboratuvar testleri:


Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastalarıizlemelidirler. Uzun süreli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimyaprofilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumluklinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (örneğin; eozinofıli, döküntü,vb.) ortaya çıkarsa ya da karaciğer fonksiyon testleri anormal çıkarsa ya da kötüleşirseASEKET-S tedavisi durdurulmalıdır.

Diğer bilgiler


Aşağıdaki rahatsızlıkları olan hastalarda özellikle dikkatli olunmalıdır:

- porfirin metabolizmasının konjenital bozukluğu (örn. akut aralıklı porfiri)

- dehidratasyon

- büyük ameliyattan hemen sonra

Doktor uzun süreli deksketoprofen tedavisinin gerekli olduğunu düşünürse, hastanın karaciğer ve böbrek fonksiyonları ile kan sayımı düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Çok nadir durumlarda ciddi akut aşırı duyarlılık reaksiyonları (örneğin anafilaktik şok) gözlenmiştir. ASEKET-S alımını takiben şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlarının ilkbelirtilerinde, tedavi kesilmelidir. Semptomlara bağlı olarak, tıbbi olarak gerekli prosedürleruzman sağlık görevlileri tarafından başlatılmalıdır.

Kronik rinit, kronik sinüzit ve/veya nazal polipoz ile kombine olarak astımı olan hastalar, asetilsalisilik asit ve/veya NSAİİ'lere karşı diğer insanlardan daha yüksek risk altındadır. Butıbbi ürünün uygulanması, özellikle asetilsalisilik aside veya NSAİİ'lere alerjisi olan hastalarda,astım ataklarına veya bronkospazmaya neden olabilir (bkz. Bölüm 4.3).

ASEKET-S hematopoetik bozukluklar, sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalara dikkatle uygulanmalıdır.

Altta yatan enfeksiyon semptomlarının maskelenmesi


Deksketoprofen, uygun tedavinin gecikmeli başlatılmasına ve dolayısıyla enfeksiyonun sonucunun kötüleşmesine neden olabilecek enfeksiyon semptomlarını maskeleyebilir. Bu,bakteriyel toplum kökenli pnömonide ve suçiçeği için bakteriyel komplikasyonlardagözlenmiştir. Bu ilaç, enfeksiyon ile ilişkili ağrının giderilmesi için uygulandığındaenfeksiyonun izlenmesi tavsiye edilir. Hastane dışı ortamlarda, semptomlar devam ederse veyakötüleşirse hasta bir doktora danışmalıdır.

İstisnai olarak, suçiçeği ciddi kutanöz ve yumuşak dokuların enfeksiyöz komplikasyonlarının kaynağı olabilir. Bugüne kadar, NSAİİ'lerin bu enfeksiyonların kötüleşmesinde neden olan rolügöz ardı edilemez. Bu nedenle, suçiçeği durumunda ASEKET-S kullanımından kaçınılmasıönerilir.

Pediyatrik popülasyon


Çocuklarda ve ergenlerde kullanımının güvenli olup olmadığı tespit edilmemiştir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Aşağıdaki etkileşmeler genelde tüm non steroidal antienflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) için

geçerlidir:

Önerilmeyen kombinasyonlar:


- Yüksek doz silikatlar da (> 3g/gün) dahil olmak üzere diğer NSAİİ'ler (siklooksijenaz-2seçici inhibitörleri dahil): Sinerjistik etkiyle gastrointestinal ülser ve kanama riskiniarttırabileceklerinden, birkaç NSAİİ'nin eşzamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır.

- Antikoagülanlar: NSAİİ'ler, deksketoprofenin yüksek plazma proteinlerine bağlanması vetrombosit fonksiyonunu inhibe etmesi ve gastroduodenal mukozaya verilen hasarnedeniyle, varfarin gibi antikoagülanların etkilerini artırabilir. (bkz.Bölüm 4.4). Eğer bukombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlem yapılmalı ve laboratuvar değerleritakip edilmelidir.

- Heparinler: Hemoraji riski artar (trombosit fonksiyonu inhibisyonu ve gastroduodenalmukoza hasarına bağlı olarak). Eğer kombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinikgözlem yapılmalı ve laboratuvar değerleri takip edilmelidir.

- Kortikosteroidler: Gastrointestinal ülserasyon veya kanama riski artışı vardır (Bkz. Bölüm4.4).

- Lityum (birçok NSAİİ'larla tanımlanmıştır): NSAİİ'ler kan lityum düzeylerini (lityumunböbreklerle atılımını azaltarak) arttırırlar ve toksik düzeylere ulaşmasına neden olabilirler.Dolayısıyla, bu parametre, deksketoprofen ile tedavinin başlangıcı, doz ayarlanması vekesilmesi sırasında takip edilmelidir.

- Metotreksat'ın 15 mg/hafta veya daha yüksek dozlarda kullanılması: Genelde, antienflamatuar ajanlalarla renal klirensinde meydana gelen azalma sonuucunda gelişen,metotreksat hematolojik toksisitesindeki artış.

- Hidantoinler ve sulfonamidler: Bu bileşiklerin toksik etkileri artabilir.

- Aspirin: ASEKET-S aspirinle birlikte verildiğinde, serbest ASEKET-S klirensi değişmesede protein bağlama oranı azalmaktadır. Bu etkileşimin klinik açıdan önemi bilinmiyorolmakla birlikte, diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, ASEKET-S ve aspirinin eş zamanlı olarakverilmesi, advers etki görülme olasılığını artırdığından, genellikle önerilmemektedir.

Dikkat gerektiren kombinasyonlar:


- Diüretikler, ADE inhibitörleri, antibakteriyel aminoglikozidler ve anjiyotensin II reseptör

antagonistleri: Deksketoprofen, diüretiklerin ve antihipertansif ürünlerin etkisini

azaltabilir. Bozulmuş böbrek fonksiyonlu bazı hastalarda (örneğin dehidrate hastalar ya da bozulmuş böbrek fonksiyonlu yaşlı hastalar) siklooksijenazı inhibe eden ajanlar ve ADEinhibitörleri, anjiyotensin II reseptör antagonistleri ya da antibakteriyel aminoglikozidlerinbirlikte kullanılması, böbrek fonksiyonunun genellikle geri dönüşümlü olacak şekildedaha da bozulmasına neden olabilir. Deksketoprofen ile bir diüretiğin birliktereçetelendirildiği durumlarda, hastaların yeterli düzeyde hidrate olduklarından eminolunmalı ve tedavinin başlangıcında renal fonksiyonlar izlenmelidir.

- Metotraksatın 15 mg/hafta'dan daha düşük dozlarda kullanılması: Genellikle antiinflamatuvar bileşiklerle renal klerensinin azaltılmasına bağlı olarak metotreksatınhematolojik toksisitesi artar. Kombinasyonun ilk haftalarında kan sayımı haftalık olarakizlenmelidir. Renal fonksiyonların hafifçe bozulmuş olduğu durumlarda ve aynı zamandayaşlılarda da izlem arttırılmalıdır.

- Pentoksifilin: Kanama riskinde artış. Klinik izleme arttırılmalı ve kanama zamanı daha sıkkontrol edilmelidir.

- Zidovudin: NSAİİ alımına başlandıktan bir hafta sonra oluşan şiddetli anemi ile retikulositler üzerindeki etkiyle kırmızı hücre toksisitesinde artma riski. NSAİİ'ler iletedaviye başladıktan bir iki hafta sonra tam kan sayımı ve retikülosit sayısı kontroledilmelidir.

- Sülfonilüreler: NSAİİ'ler, sulfonilüreleri plazma proteinlerine bağlanma yerlerindenuzaklaştırarak hipoglisemik etkilerini arttırabilirler.

Göz önünde bulundurulması gereken kombinasyonlar:


- Beta-blokerler: Bir NSAİİ ile tedavi, prostaglandin sentezinde inhibisyon ileantihipertansif etkilerini azaltabilir.

- Siklosporin ve takrolimus:NSAİİ'lerin renal prostaglandin aracılı etkileriyle

nefrotoksisite artabilir. Kombinasyon tedavisi süresince renal fonksiyonlar hesaplanmalıdır.

- Trombolitikler: Kanama riskinde artma.

- Antitrombosit ajanlar ve seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar):Gastrointestinal kanama riskinde artış (Bkz. Bölüm 4.4).

- Probenesid: Deksketoprofenin plazma konsantrasyonları artabilir; bu etkileşme, renaltubüler sekresyon bölgesindeki inhibitör bir mekanizmaya ve glukuronokonjugasyonabağlı olabilir ve deksketoprofen dozunun ayarlanmasını gerektirir.

- Kardiyak glikozidler: NSAİİ'ler plazma glikozit seviyelerini artırabilir.

- Mifepriston:Prostaglandin sentetaz inhibitörlerinin, teorik olarak mifepristonun

etkinliğini değiştirmesi riski taşıdığından, NSAİİ'ler mifepriston alımından sonraki 8-12 gün içinde kullanılmamalıdır.

- Kinolon Antibiyotikler: Hayvan çalışmaları ile elde edilen veriler, NSAİİ'ler ile birlikteyüksek dozda kinolon alımının, konvülsiyon gelişme riskini artırabileceğini göstermektedir.

- Tenofovir: NSAİİ ile eşzamanlı kullanım, plazma üre azotunu ve kreatininini artırabilir,böbrek fonksiyonu üzerinde potansiyel bir sinerjik etkiyi kontrol etmek için böbrekfonksiyonu izlenmelidir.

- Deferasiroks: NSAİİ'lerle birlikte kullanılması gastrointestinal toksisite riskini artırabilir.Deferasiroksun bu maddelerle birlikte kullanılması durumunda yakın klinik izlemegereklidir.

- Pemetrekset: NSAİİ'lerle birlikte kullanılması pemetrekset eliminasyonunu azaltabilir, bunedenle daha yüksek dozlarda NSAİİ'ler uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Hafif ila ortaderecede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi 45 ila 79 ml/dakika),pemetrekset uygulamasından 2 gün önce ve 2 gün sonra pemetrekset ile eş zamanlı NSAİİuygulamasından kaçınılmalıdır.

- Furosemid: Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, ASEKET-S kullammınm bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabildiğini göstermektedir.Bu yanıt, renal prostaglandin sentezinin inhibe edilmesine bağlanmaktadır. NSAİİ'lerle eşzamanlı olarak tedavi uygulandığında hasta, böbrek yetmezliği belirtileri yönünden (bkz.Bölüm 4.4) ve diüretik etkililiğinden emin olmak için yakından izlenmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin mevcut veri bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

Pediyatrik popülasyona ilişkin mevcut veri bulunmamaktadır.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye:

Gebelik kategorisi: 1. ve 2. trimesterde C; 3. trimesterde D'dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar uygun bir doğum kontrolü uygulamalıdır.

Gebelik dönemi

ASEKET-S gebeliğin üçüncü trimesterinde kontrendikedir. (Bkz. Bölüm 4.3).

Prostaglandin sentezi inhibisyonu, gebeliği ve/veya embriyo/fetüs gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, gebeliğin erken dönemlerindeprostaglandin sentezi inhibitörünün kullanımından sonra düşük ve kalp malformasyonları vegastroşizis riskinde artış konusunda endişeleri arttırmıştır. Kardiyovasküler malformasyonlariçin mutlak risk % 1'den az bir orandan yaklaşık olarak % 1,5'e yükselmiştir. Riskin doz vetedavi süresi ile birlikte arttığına inanılmaktadır.

Gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde, deksketoprofen trometamol açık bir şekilde gerekli olmadığı takdirde verilmemelidir. Eğer deksketoprofen trometamol, gebe kalmaya çalışanveya gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde olan bir kadın tarafından kullanılıyorsa, dozolabildiğince düşük tutulmalı ve tedavi süresi mümkün olduğu kadar kısa olmalıdır.Hayvanlarda, bir prostaglandin sentez inhibitörü uygulanmasının, implantasyon öncesi vesonrası kayıplarda artışla ve embiryo-fetal ölümle sonuçlandığı gösterilmiştir. Ek olarak,organogenetik dönemde bir prostaglandin sentez inhibitörü verilen hayvanlardakardiyovasküler sistem dahil olmak üzere çeşitli malformasyonların insidanslarının arttığıbildirilmiştir. Bununla birlikte, deksketoprofen ile yapılan hayvan çalışmaları üreme toksisitesivarlığını göstermemiştir (bkz. Bölüm 5.3).

Gebeliğin üçüncü trimesteri süresince, bütün prostaglandin sentez inhibitörleri fetüste aşağıdaki etkileri yapabilir:

- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun prematüre kapanması ve pulmonerhipertansiyon);

- Oligohidroamniyoz ile böbrek yetmezliğine neden olabilecek böbrek disfonksiyonu;

Gebeliğin sonunda anne ve yenidoğan aşağıdaki risklerle karşı karşıya kalabilir:

- Kanama zamanının uzama olasılığı, çok düşük dozlarda bile meydana gelebilecek birantiagregan etki;

- Gecikmiş veya uzamış doğum eylemine neden olabilen uterus kontraksiyonu inhibisyonu.

Laktasyon dönemi

Deksketoprofenin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektir. ASEKET-S emzirme sırasında kontrendikedir. (bkz. Bölüm 4.3).

Üreme yeteneği / Fertilite

Diğer NSAİİ'ler ile birlikte, deksketoprofen trometamol kullanımı fertiliteyi etkileyebilir ve gebe kalmaya çalışan kadınlarda önerilmemektedir. Gebe kalmakta zorlanan veya infertiliteaçısından araştırılan kadınlarda deksketoprofen trometamolün kesilmesi düşünülmelidir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

ASEKET-S tabletleri baş dönmesi, görme bozuklukları veya uyuşukluk gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu durumlarda tepki verme, karayolu trafiğinde aktif olarak yer alma vearaç kullanma yeteneği bozulabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

İstenmeyen etkilerin sınıflandırılmasında aşağıda belirtilen terminoloji kullanılmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (>1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).

Klinik araştırmalarda deksketoprofen trometamol ile en azından olası ilişkili olabileceği bildirilen istenmeyen etkilerle, deksketoprofen trometamolün pazara verilmesinden sonrabildirilmiş olan istenmeyen etkiler aşağıda tabloda verilmiş, sistem organ sınıfı ve görülmesıklığı olarak sınıflandırılmıştır:

SİSTEM

ORGAN

SINIFI

Yaygın

(>1/100-

<1/10)

Yaygın

olmayan

(>1/1.000-

<1/100)

Seyrek

(>1/10.000-

<1/100)

Çok seyrek izole bildirimler(<1/10.000)

Kan ve lenf

sistemi

hastalıkları




Nötropeni,

Trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları



Larinjial ödem

Anafılaktik şok dahil anafilaktikreaksiyon

Metabolizma ve

beslenme

hastalıkları



Anoreksi

Psikiyatrik

hastalıklar


İnsomnia,

Anksiyete



Sinir sistemi hastalıkları


Baş ağrısı, Sersemlik,Somnolans
Parestezi, Senkop

Göz hastalıkları




Bulanık görme

Kulak ve iç

kulak

hastalıkları


Vertigo

Tinnitus

Kardiyak

hastalıklar


Palpitasyonlar

Taşikardi

Vasküler

hastalıklar


Yüz kızarması
Hipertansiyon

Hipotansiyon

Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıklar



Bradipne

Bronkospazm,

Dispne

Gastrointestinal

hastalıklar

Bulantı ve/veya kusma,
Abdominal ağrı, Diyara, Dispepsi
Gastrit, KonstipasyonAğız kuruluğu,Flatulans
Peptik ülser, Peptik ülserkanaması veyaperforasyonu(Bkz. Bölüm 4.4.)

Pankreatit

Hepato-bilier

hastalıklar



Hepatoselüler

hasar


Deri ve deri altı doku hastalıkları


Cilt döküntüleri
Ürtiker
Akne
Terlemede artma
Stevens Johnson sendromu,

Toksik epidermal nekroliz (Lyellsendromu),Anjiyoödem,Yüzde ödem,Fotosensitivitereaksiyonları,Kaşıntı

Kas-iskelet bozuklukları vebağ doku vekemikhastalıkları



Sırt ağrısı

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları



Akut renal bozukluk, Poliüri
Nefrit veya Nefrotik sendrom

Üreme sistemi ve

meme

hastalıkları



Menstrüel
bozukluklar;
Prostatik
bozukluklar

Genel

bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıklar


Yorgunluk, Ağrı, Asteni, Rigor,Kırgınlık
Periferal ödem

Araştırmalar



Karaciğer fonksiyon testianormalliği

Gastrointestinal: En yaygın gözlenen advers olaylar, gastrointestinal olanlardır. Bazen ölümcül peptik ülser, perforasyon veya gastrointestinal kanama, özellikle yaşlılarda meydanagelebilir (Bkz. Bölüm 4.4). Bulantı, kusma, ishal, flatulans, konstipasyon, dispepsi, karınağrısı, melena, hematemez, ülseratif stomatit, kolit ve Crohn hastalığında şiddetlenme (Bkz.Bölüm 4.4) uygulama sonrasında bildirilmiştir. Daha az sıklıkta, gastrit gözlenmiştir.

NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kardiyak bozukluk raporlanmıştır.

Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi, aşağıdaki istenmeyen etkiler görülebilir: Sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olanlarda özellikle daha fazla görülebilenaseptik menenjit; hematolojik reaksiyonlar (purpura, aplastik ve hemolitik anemi ve nadirolarak agranülositoz ve medüller hipoplazi).

Steven Johnson Sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz dahil bülloz reaksiyonlar (çok nadir).

Klinik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİİ'lerin kullanımmın (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide) arteryel trombotik olayların (özellikle miyokard enfarktüsüveya inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. (Bkz. Bölüm4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr;e- posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Aşırı dozu takiben ortaya çıkan semptomlar bilinmemektedir. Benzer tıbbi ürünler, gastrointestinal (kusma, anoreksi, abdominal ağrı) ve nörolojik (uyuşukluk, vertigo,dezoryantasyona neden olmuşlardır.

lıkla alınması veya aşırı kullanım durumunda, derhal, hastanın klinik durumuna göre semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Aktif kömür uygulanması bir saat içinde, bir yetişkin yada bir çocuk tarafından 5 mg/kg'den daha fazla doz alındığında uygulanmalıdır.Deksketoprofen trometamol vücuttan diyalizle uzaklaştırılabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup:ATC kodu:

M01AE17

Deksketoprofen trometamol S-(+)-2-(3-benzoilfenil) propiyonik asidin trometamin tuzu, non-steroid antiinflamatuvar ilaç grubuna (M01A) dahil analjezik, antiinflamatuvar ve antipiretik bir ilaçtır.

Etki mekanizması


Non-steroid antiinflamatuar ilaçların etki mekanizması, siklooksijenaz yolağının

inhibisyonuyla prostaglandin sentezinin azaltılmasıyla ilgilidir. Özellikle, prostaglandinler PGE1, PGE2, PGF2a, ve PGD2 ve aynı zamanda prostasiklin PGI2 ve tromboksanları (TxA2 veTxB2) oluşturan, araşidonik asitin siklik endoperoksitlere, PGG2 ve PGH2, transformasyonununinhibisyonu söz konusudur. Ayrıca, prostaglandin sentezinin inhibisyonu, kinin gibi diğerinflamasyon mediyatörlerini de etkileyerek, direkt etkiyeolur.

ilaveten indirekt bir etkiye de neden

Farmakodinamik etkiler


Deksketoprofenin hayvan ve insanlar üzerindeki deneylerde COX-1 ve COX-2 aktivitelerinin inhibitörü olduğu gösterilmiştir.

Klinik etkililik ve g:üvenlilik


Çeşitli ağrı modellerinde yapılan klinik çalışmalar, deksketoprofen trometamol'ün etkin analjezik etkisi olduğunu göstermiştir. Analjezik etki başlangıcı bazı çalışmalarda uygulamadansonra 30 dakika içinde elde edilmiştir. Analjezik etki 4-6 saat sürmektedir.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Deksketoprofen trometamolün insanlara oral uygulanmasından 30 dakika sonra (aralık 15-60 dakika) Cmaks'a ulaşır. Yiyeceklerle birlikte uygulandığında, EAA (eğri altında kalan alan)değişmemekte, buna karşın deksketoprofen trometamolün Cmaks'ı düşmekte ve absorpsiyon hızıgecikmektedir (artmış tmaks).

Dağılım:


Deksketoprofen trometamolün dağılım ve eliminasyon yarılanma ömrü, 0,35 ve 1,65 saattir. Plazma proteinlerine yüksek bağlanma (% 99) gösteren diğer ilaçlarda olduğu gibi dağılımhacminin ortalama değeri 0,25 l/kg'dan düşüktür.

Biyotransformasyon:


Deksketoprofen trometamolün uygulanmasından sonra idrarda sadece S-(+) enantiomerin elde edilmesi, insanlarda R-(-) enantiomere dönüşüm olmadığını göstermektedir. Çok dozlufarmakokinetik çalışmalarında, son uygulamadan sonraki EAA'nın tek doz uygulamadan sonraelde edilenden farklı olmadığının gözlenmesi, ilaç birikiminin oluşmadığına işaret etmektedir.

Eliminasyon:


Deksketoprofenin başlıca eliminasyon yolu glukuronid konjugasyonunu izleyen renal atılımdır.

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:


Deksketoprofen trometamol, oral dozu takiben sistemik maruziyet sırasında doza bağlı bir artış ile doğrusal farmakokinetik gösterir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Preklinik veriler, güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, üreme toksisitesi ve immünofarmakolojinin klasik çalışmalarına dayanarak insanlar için özel birtehlike göstermemiştir. Farelerde ve maymunlarda yürütülen kronik toksisite çalışmaları, insaniçin önerilen maksimum dozdan 2 kat daha yüksek dozlarda, bir Gözlemlenmeyen Yan EtkiDüzeyi (No Observed Adverse Effect Level) (NOAEL) vermiştir.

Maymunlarda, yüksek dozlarda gözlenen başlıca istenmeyen etki dışkıda kan, azaltılmış vücut ağırlığı artışında azalma ve en yüksek dozda, eroziv gastrointestinal lezyonlardır.

Maymunlarda, yüksek dozlarda gözlenen başlıca istenmeyen etki doz-bağımlı olarak gelişen gastrointestinal erozyonlar ve ülserlerdir. Bu etkiler, önerilen maksimum insan dozundan 1418 kat daha yüksek bir ilaç maruziyetini belirleyen dozlarda ortaya çıkmıştır. Hayvanlardakanserojen potansiyel üzerine çalışma yoktur.

NSAİİ'lerin tüm farmakolojik sınıfı için kabul edildiği gibi, deksketoprofen trometamol, hayvan modellerinde, hem dolaylı olarak hamile annelerde gastrointestinal toksisite yoluyla,hem de doğrudan fetüsün gelişimi üzerine etkisiyle embriyo-fetal sağkalımda değişikliklereneden olabilir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mısır nişastası Mikrokristalin selülozSodyum nişasta glikolatGliserol distearatHidroksipropilmetil selülozTitanyum dioksit (E171)

Propilen glikol Makrogol 6000

6.2. Geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan koruyarak saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutuda, opak PVC/PE/PVDC-Alu folyo blister ambalajda 20 veya 30 film kaplı tablet içeren kutularda kullanıma sunulmaktadır.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Herhangi bir kullanılmamış ürün veya atık materyal “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHIBI

Berko İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.

Yenişehir Mah. Özgür Sok. No: 16-18 Ataşehir/İstanbul 0 216 456 65 70 (Pbx)

0 216 456 65 79 (paks)

[email protected]8. RUHSAT NUMARASI

2022/36

9. ILK RUHSAT TARIHI / RUHSAT YENİLEME TARIHI

İlk ruhsatlandırma tarihi: 15.02.2022 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Aseket-s 50 Mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Deksketoprofen Trometamol

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.