KISA URUN BILGISI
1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
OFANS ODT 20 mg ağızda dağılabilir tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir ağızda dağılabilir tablet 20 mg olanzapin içerir.
Yardımcı madde(ler):
Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı) 151,40 mg
Yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Ağızda dağılabilir tablet.
Sarı, yuvarlak, bir yüzünde '20' yazan diğer yüzü düz olan tabletler.
Ağıza yerleştirilerek ya da su veya uygun bir içecek içerisinde eritilerek kullanılır.
4.
KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Yetişkinler ve 13-17 yaş arası ergenlerde:
Olanzapin, şizofreni grubu psikotik bozuklukların tedavisinde endikedir.
Olanzapin, başlangıç tedavisine yanıt vermiş hastaların idame tedavisinde klinik düzelmenin sağlanmasında etkilidir.
Bipolar bozuklukta olanzapin, orta derece ile ağır manik dönemlerin tedavisinde ve reküransların önlenmesinde endikedir.
Hekimler 13-17 yaş arası ergenler için alternatif tedaviler arasında karar verirken, kilo artışı ve hiperlipidemi için artan potansiyeli de (lipid ve prolaktin değişikliklerinin yetişkin hastalarayapılan çalışmalardan daha fazla olduğu bildirilmiştir) göz önünde bulundurmalıdır. Hekimlerergenlere bu ilacı verirken potansiyel uzun dönem riskleri de dikkate almalıdır. Bu durumbirçok vakada hekimleri öncelikli olarak diğer ilaçları kullanmaya yönlendirebilir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Yetişkinler
Şizofreni: Olanzapinin önerilen başlangıç dozu günde 10 mg'dır.
Manik dönem: Başlangıç dozu, monoterapide genellikle günde tek doz uygulanan 15 mg veya kombinasyon tedavisinde günde 10 mg (bkz. bölüm 5.1).
Bipolar bozuklukta reküransın önlenmesi: Önerilen başlangıç dozu günde 10 mg'dır. Manik dönem tedavisi için olanzapin kullanan hastalarda, reküransın önlenmesi için tedaviye aynıdozda devam edilmelidir. Eğer yeni bir manik, mikst ya da depresif dönem olursa, gerektiğişekilde doz ayarlaması ve klinik olarak endike olduğu şekilde duygudurum semptomları için ektedavi ile olanzapin tedavisine devam edilmelidir.
Şizofreninin, manik dönemlerin ve bipolar bozuklukta reküransın önlenmesi tedavisi sırasında, günlük doz, kişisel klinik duruma bakılarak günde 5-20 mg arasında ayarlanabilir. Önerilenbaşlangıç dozundan daha yüksek bir doza, yalnızca klinik olarak uygun şekilde yenidendeğerlendirme yapıldıktan sonra geçilmeli ve artış, doz aralıkları 24 saatten kısa olmayacakşekilde yapılmalıdır. Olanzapinin emilimi yiyeceklerden etkilenmediği için, aç veya tok karnınaverilebilir. Olanzapin kullanımı kesilirken, kademeli doz azaltımına gidilmelidir.
13-17 yaş arası ergenler
Şizofreni: Olanzapinin önerilen başlangıç dozu, hedef doz 10 mg/gün olacak şekilde günde bir defa 2.5 veya 5 mg'dır. Olanzapinin emilimi gıdadan etkilenmediği için, aç veya tok karnınaverilebilir. Şizofrenili ergen hastalarda etkinliği 2.5 ila 20 mg/gün'lük esnek dozaj aralığında,en sık görülen ortalama doz olan 12,5 mg/gün (ortalama doz 11,1 mg/gün) ile yapılan klinikçalışmalarla kanıtlanmıştır. Doz ayarlaması gerektiğinde, 2,5 mg veya 5mg'lık doz artışı ya daazaltımı önerilmektedir.
Günde 20 mg'ın üzerindeki dozların güvenliliği ve etkililiği klinik çalışmalarda değerlendirilmemiştir.
İdame tedavisi: Ergen hastalardaki şizofreninin idame tedavisinde olanzapinin etkinliği sistematik olarak değerlendirilmemiştir; ancak, olanzapinin yetişkin ve ergen hastalardakifarmakokinetik parametrelerinin kıyaslanması ile birlikte erişkin hastaların verilerinden idametedavisinin etkinliği tahmin edilebilir. Bu nedenle, genellikle tedaviye cevap veren hastalarınakut cevabın dışında remisyonu azaltmak için gereken en düşük dozda tedaviye devam etmeleriönerilmektedir. İdame tedavisine devam edilip edilmeyeceğini belirlemek için hastalarperiyodik olarak tekrar değerlendirilmelidir.
Bipolar bozukluk (manik ya da mikst dönemler): Oral olanzapinin önerilen başlangıç dozu, hedef doz 10 mg/gün olacak şekilde günde bir defa 2,5 veya 5 mg'dır. Olanzapinin emilimigıdadan etkilenmediği için, aç veya tok karnına verilebilir. Bipolar I bozukluğu olan ergenlerde(manik ya da mikst dönemlerde) etkinliği 2,5 ila 20 mg/gün'lük esnek dozaj aralığında, en sıkgörülen ortalama doz olan 10,7 mg/gün (ortalama doz 8,9 mg/gün) ile yapılan klinikçalışmalarla kanıtlanmıştır. Doz ayarlaması gerektiğinde, 2,5 mg veya 5mg'lık doz artışı ya daazaltımı önerilmektedir.
Günde 20 mg'ın üzerindeki dozların güvenliliği ve etkililiği klinik çalışmalarda değerlendirilmemiştir.
İdame tedavisi: Ergen hastalardaki bipolar bozukluğun (manik ya da mikst dönemler) idame tedavisinde olanzapinin etkinliği sistematik olarak değerlendirilmemiştir; ancak, olanzapininyetişkin ve ergen hastalardaki farmakokinetik parametrelerinin kıyaslanması ile birlikte erişkinhastaların verilerinden idame tedavisinin etkinliği tahmin edilebilir. Bu nedenle, genellikletedaviye cevap veren hastaların akut cevabın dışında remisyonu azaltmak için gereken en düşükdozda tedaviye devam etmeleri önerilmektedir. İdame tedavisine devam edilip edilmeyeceğinibelirlemek için hastalar periyodik olarak tekrar değerlendirilmelidir.
Uygulama şekli:
OFANS ODT ağızda dağılabilir tablet, ağıza yerleştirildikten sonra tükürük içerisinde kısa sürede dağılır ve kolaylıkla yutulabilir. Ağıza yerleştirilmiş olan tabletin ağızdan çıkarılmasıkolay değildir. Ağızda dağılabilir tablet kırılgan yapıda olduğu için, blister ambalajındançıkarıldıktan hemen sonra alınmalıdır. Başka bir seçenek de tabletin kullanımdan hemen öncebir bardak suda ya da uygun nitelikteki başka bir içecek (ör. portakal suyu, elma suyu, süt yada kahve) içerisinde eritilmesidir.
Ağızda dağılabilir olanzapin tabletleri ile film kaplı olanzapin tabletleri biyoeşdeğerdir ve emilim hızı ve oranları benzerdir. Ağızda dağılabilir olanzapin tabletleri, film kaplı tabletlerinyerine kullanılabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:Pediyatrik popülasyon:
Güvenlilik ve etkililiğe ilişkin veri olmadığı için 13 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz. 13- 17 yaş arası ergenlerde güvenliliğe ve etkililiğe ilişkin veriler kısıtlı olduğu için kullanımıönerilmemekle birlikte fayda/zarar oranı göz önünde bulundurularak potansiyel uzun dönemriskleri de dikkate alınmalıdır. Bu durum birçok vakada hekimleri öncelikli olarak diğer ilaçlarıkullanmaya yönlendirebilir.
Şizofreni ve bipolar bozuklukla alakalı manik ya da mikst dönemlerin tedavisinde olanzapinin güvenliliği ve etkinliği, 13-17 yaş arası ergenlerde yapılan kısa dönemli çalışmalardasaptanmıştır. Olanzapinin ergenlerde kullanımı 2,5 mg/gün'den 20 mg/gün'e kadar olan dozaralığında olanzapin alan 268 ergende yapılan yeterli ve iyi kontrol edilmiş olanzapinçalışmalarından elde edilen bulgularla desteklenmektedir. Ergenler için önerilen başlangıç dozuyetişkinler için olandan daha düşüktür (bkz. Pozoloji ve uygulama şekli 4.2). Yetişkinlerleyapılan klinik çalışmalardaki hastalarla kıyaslandığında, ergen hastalarda daha fazla kilo alımıve sedasyon gözlenmiştir ve total kolesterol, trigliseridler, LDL kolesterol, prolaktin vekaraciğer aminotransferaz seviyelerinde daha önemli artışlar yaşanmıştır (bkz. Bölüm 4.4, 4.8,5.1 ve 5.2).
Geriyatrik popülasyon:
Rutin olarak daha düşük bir başlangıç dozu (5 mg/gün) endike değildir, ancak 65 yaş ve üzerindekilerde, klinik özellikleri gerektirdiğinde düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Cinsiyet:
Erkek hastalara kıyasla kadın hastalarda, başlangıç dozu ve doz aralığının rutin olarak değiştirilmesi gerekmemektedir.
Sigara içenler:
Sigara içen hastalarla içmeyenler kıyaslandığında, başlangıç dozu ve doz aralığının rutin olarak değiştirilmesi gerekmemektedir. Olanzapin metabolizasyonu sigara içimi ile indüklenebilir.Klinik izleme önerilmektedir ve gerekirse olanzapin dozunun artırılması düşünülebilir (bkz.bölüm 4.5).
Metabolizmayı yavaşlatan (kadın cinsiyeti, geriyatrik yaş, sigara içmeme durumu) birden fazla etkenin varlığı durumunda, başlangıç dozunun azaltılması düşünülmelidir. Bu tip hastalardadoz artırılması gerektiğinde dikkatle yapılmalıdır. (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.2).
4.3. Kontrendikasyonlar
• Etkin madde veya bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırıduyarlılığı olan hastalarda,
• Dar açılı glokom riski taşıdığı bilinen hastalarda,kullanımı kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Antipsikotik tedavisi sırasında, hastanın klinik durumundaki iyileşme birkaç günden birkaç haftaya kadar sürebilir. Bu süre zarfında hastalar yakından izlenmelidir.
Demansa bağlı psikoz ve/veya davranış bozukluğu
Antipsikotik ilaçlar ile tedavi edilen demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastalarda ölüm riski yüksektir. Olanzapin, demansa bağlı psikoz ve/veya davranış bozukluğu tedavisi içinonaylanmamıştır ve bu grup hastalarda mortalite ve serebrovasküler olay riskindeki artışnedeniyle kullanımı önerilmemektedir. Demansa bağlı psikozu ve/veya davranış bozukluğuolan yaşlı hastalarda (ortalama yaş 78) yürütülen plasebo kontrollü klinik araştırmalarda (612 hafta süreyle), oral olanzapinle tedavi edilen hastalardaki ölüm insidansı, plasebo verilenhastalara göre 2 kat daha yüksek olmuştur (sırasıyla %3,5 ve %1,5). Ölüm insidansındakiartış, olanzapin dozu (ortalama günlük doz 4,4 mg) veya tedavi süresi ile ilişkili değildir.Olanzapin kullanımıyla mortalitede artış görülen hasta popülasyonunda altta yatan riskfaktörleri arasında, 65 yaş üzerinde olma, disfaji, sedasyon, malnutrisyon ve dehidrasyon,pulmoner sorunların varlığı (ör. aspirasyonlu veya aspirasyonsuz pnömoni) veya birliktebenzodiazepin kullanımı bulunmaktadır. Ancak ölüm insidansı, bu risk faktörlerindenbağımsız olarak, olanzapin ile tedavi edilen hastalarda plasebo verilen hastalardan dahayüksektir.
Aynı klinik çalışmalarda, ölüm de dahil olmak üzere, serebrovasküler advers reaksiyonlar (CVAE ör. inme, geçici iskemik atak) bildirilmiştir. Serebrovasküler advers reaksiyonlarda,oral olanzapinle tedavi edilen hastalarda plasebo alan hastalara göre CVAE'de 3 kat artışolmuştur (sırasıyla %1,3'e karşılık %0,4). Serebrovasküler advers etki görülen, oralolanzapin ve plasebo alan hastaların tümü önceden var olan risk faktörlerine sahiptir. 75 yaşüzerinde olma ve vasküler/mikst tip demans, olanzapin tedavisi ile ilişkili serebrovasküleradvers olaylar için risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmalarda, olanzapinin etkililiğikanıtlanmamıştır.
Parkinson hastalığı
Parkinson hastalarında dopamin agonistlerinin yol açtığı psikozun tedavisinde olanzapin kullanımı önerilmemektedir. Klinik çalışmalarda, olanzapin kullanan hastalarda, Parkinsonsemptomlarında kötüleşme ve halüsinasyonlar plasebo kullananlara göre çok yaygın ve dahasık bildirilmiş (bkz. Bölüm 4.8) ve psikotik semptomların tedavisinde olanzapin plasebodandaha etkili bulunmamıştır. Bu çalışmalarda, hastaların başlangıçta anti-Parkinson ilaçlarının endüşük etkin dozunda stabil kalmaları ve çalışma boyunca aynı anti-Parkinson ilacında (dopaminagonisti) ve dozunda kalmaları istenmektedir. Olanzapin, günde 2,5 mg ile başlanarak,araştırmacının kararına göre günde maksimum 15 mg'a kadar titre edilmiştir.
Nöroleptik Malign Sendrom (NMS)
NMS, antipsikotik ilaç tedavisiyle ilişkili potansiyel olarak hayatı tehdit eden bir durumdur. Olanzapin ile ilişkili olarak NMS vakaları da seyrek olarak bildirilmiştir. NMS'un klinikbelirtileri hiperpireksi, adale sertliği, zihinsel durumda değişiklik ve otonomik instabilitedir(düzensiz nabız ya da kan basıncı, taşikardi, diaforez ve kardiyak ritim bozukluğu). Ek belirtilerolarak yükselmiş kreatinin fosfokinaz, miyoglobinüre (rabdomiyoliz) ve akut böbrekyetmezliği sayılabilir. Eğer hasta ^MS'a ilişkin belirti ve semptomlar gösterirse veya NMS'aait ek klinik belirtiler olmaksızın açıklanamayan yüksek ateş görülüyorsa, olanzapin dahil tümantipsikotik ilaçlar kesilmelidir.
Hiperşlisemi ve diyabet
Bazı ölümcül vakalar da dahil olmak üzere, yaygın olmayan şekilde ketoasidoz ya da koma ile ilişkili hiperglisemi ve/veya diyabetin alevlenmesi veya gelişmesi durumları bildirilmiştir (bkz.bölüm 4.8). Bazı vakalarda önceden kilo artışı olmasının kolaylaştırıcı bir faktör olabileceğibildirilmiştir. Kullanılan antipsikotik kılavuzları ile uyumlu olarak uygun klinik izlemeönerilebilir. (örn. başlangıçta, olanzapin tedavisine başladıktan 12 hafta sonra ve daha sonrayılda bir kez kan şekerinin ölçülmesi). OFANS ODT dahil herhangi bir antipsikotik ajanlatedavi edilen hastalar hiperglisemi (polidipsi, poliüri, polifaji ve güçsüzlük gibi) belirti vesemptomları için ve diabetes mellituslu veya diabetes mellitus risk faktörlerini taşıyan hastalarkötüleşen glukoz kontrolü için düzenli olarak gözlenmelidir. Kilo düzenli olarak izlenmelidir(örn. başlangıçta, olanzapin tedavisine başladıktan 4, 8 ve 12 hafta sonra ve daha sonra üç aydabir).
Lipid değişiklikleri
Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda olanzapinle tedavi edilen hastalarda lipidlerde istenmeyen değişiklikler gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Özellikle dislipidemik hastalar ve lipid bozukluğugelişme riski olan hastalarda, klinik olarak uygun olduğu şekilde lipid değişiklikleri kontroledilmelidir OFANS ODT dahil, herhangi bir antipsikotik ajanla tedavi gören hastalar,kullanılan antipsikotik kılavuzları ile uyumlu olarak lipidler açısından düzenli olarakizlenmelidir (örn. başlangıçta, olanzapin tedavisine başladıktan 12 hafta sonra ve daha sonra 5yılda bir).
AntikolinerUk aktivite
Olanzapin,
in vitro
antikolinerjik aktivite gösterirken, klinik çalışmalar süresince bağlantılı olayların insidansının düşük olduğu bildirilmiştir. Her ne kadar, eşlik eden hastalıkları olanlardaolanzapin kullanımına ait klinik deneyim sınırlıysa da, prostat hipertrofisi veya paralitik ileusuve ilişkili durumları olan hastalarda dikkatle reçete edilmesi önerilir.
Hepatik _ fonksiyon
Özellikle tedavinin başlangıcında, karaciğer aminotransferazları, ALT ve AST'ın geçici asemptomatik artışları yaygın olarak görülmüştür. Yükselen ALT ve/veya AST'ı olanhastalarda, karaciğer yetmezliği belirtisi ve semptomları olan hastalarda, sınırlı karaciğerişlevsel rezervi ile ilişkili altta yatan hastalığı olanlarda ve potansiyel olarak hepatotoksikilaçlarla tedavi edilen hastalarda dikkatli olunmalı ve takip yapılmalıdır. Hepatit teşhisi konanvakalarda (hepatoselüler, kolestatik veya mikst karaciğer hasarı dahil) olanzapin tedavisikesilmelidir.
Nötropeni
Herhangi bir sebeple düşük lökosit ve/veya nötrofil sayımı olan hastalarda, nötropeniye yol açtığı bilinen ilaçları kullanan hastalarda, geçmişinde ilaca bağlı gelişmiş kemik iliğidepresyonu/toksisitesi olan hastalarda, beraberindeki bir hastalık, radyasyon tedavisi veyakemoterapi nedeniyle kemik iliği depresyonu olan hastalarda ve hipereozinofilik durumlarıveya miyeloproliferatif hastalığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Olanzapinle birliktevalproat kullanıldığında yaygın olarak nötropeni bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Tedavinin kesilmesi
Olanzapin aniden kesildiğinde terleme, insomnia, tremor, anksiyete, bulantı veya kusma gibi akut semptomlar seyrek olarak (> %0,01 ve <%0,1) bildirilmiştir.
QT aralığı
Klinik çalışmalarda, klinik olarak anlamlı QTc uzamaları (Fridericia QT düzeltmesi - başlangıç QTcF <500 milisaniye olan hastaların başlangıçtan sonraki herhangi bir zamanda [QTcF] > 500milisaniye), olanzapin ile tedavi edilen hastalarda yaygın değildir (%0,1- %1) ve ilişkilikardiyak olaylarda plaseboya göre anlamlı fark bulunmamaktadır. Buna rağmen olanzapin,özellikle konjenital uzun QT sendromu, konjestif kalp yetmezliği, kalp hipertrofisi, hipokalemiveya hipomagnezemisi olan hastalarda, özellikle yaşlılarda, QTc aralığını artırdığı bilinenilaçlarla birlikte reçete edilirken dikkatli olunmalıdır.
Olanzapin tedavisinin ve venöz tromboembolizmin geçici ilgisi yaygın olmayan şekilde bildirilmiştir. Olanzapin tedavisi ile venöz tromboembolizm görülmesi arasında bir nedensellikilişkisi saptanmamıştır. Ancak, şizofrenisi olan hastalarda çoğunlukla venöz tromboembolizmrisk faktörleri var olduğundan, hastaların hareketsizliği gibi VTE ile ilgili tüm risk faktörleribelirlenmeli ve önleyici tedbirler alınmalıdır.
Genel SSS etkisi
Olanzapinin başlıca santral sinir sistemi (SSS) etkileriyle birlikte, diğer santral etkili ilaçlarla ve alkolle birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır.
In vitro
olarak dopamin antagonizmasısergilediğinden, olanzapin direkt ve indirekt dopamin agonistlerinin etkisini antagonizeedebilir.
Nöbetler
Olanzapin, nöbet geçmişi olan hastalarda veya nöbet eşiğini düşürebilecek faktörlerin görüldüğü hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Olanzapin ile tedavi edilen hastalarda nöbetleryaygın olmayan şekilde bildirilmiştir. Bu vakaların çoğunda, nöbet öyküsü ya da nöbet oluşumuiçin risk faktörlerinin olduğu rapor edilmiştir.
Tardif diskinezi
Bir senelik veya daha kısa süreli karşılaştırmalı çalışmalarda, olanzapinle bağlantılı, tedaviyle ortaya çıkan diskinezi insidansı istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha düşüktür. Her ne kadartardif diskinezi riski uzun süre ilaca maruz kalanlarda artıyor olsa da, olanzapin alan hastalardatardif diskinezi belirti ve semptomları ortaya çıkarsa dozun azaltılması veya ilacın kesilmesidüşünülmelidir. Bu semptomlar geçici olarak kötüleşebilir ve hatta tedavi kesildikten sonra bileortaya çıkabilir.
Postüral hipotansiyon
Olanzapinin yaşlılarda kullanımıyla ilgili olarak yapılan klinik çalışmalarda, postüral hipotansiyon seyrek olarak görülmüştür. Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, 65 yaşınüzerindeki hastalarda tansiyonun belirli aralarla ölçülmesi önerilir.
Ani kardiyak ölüm
Olanzapinle yapılan pazarlama sonrası raporlarda, olanzapin kullanan hastalarda ani kardiyak ölüm vakası bildirilmiştir. Retrospektif gözlemsel kohort çalışmasında, olanzapinle tedaviedilen hastalardaki tahmini ani kardiyak ölüm riski antipsikotik kullanmayan hastalarda görülenriske göre yaklaşık iki katına kadar yüksek bulunmuştur. Çalışmada, olanzapinin riski topluanalizde atipik antipsikotiklerle olan riskle kıyaslanabilir düzeydedir.
Pediyatrik popülasyon
Olanzapin, 13 yaşın altındaki çocukların tedavisinde kullanılmak için endike değildir. 13-17 yaş aralığındaki hastalarda yapılan çalışmalar, kilo alımı, metabolik parametrelerde değişimlerve prolaktin düzeylerinde artışlar dahil, çeşitli istenmeyen etkiler göstermiştir.
Böbrek hastalığı ve prolaktine bağlı meme kanseri olan kişilerde dikkatli kullanılmalıdır.
Laktoz (inek sütü kaynaklı)
Her bir ağızda dağılabilir tablet 151,40 mg laktoz içermemektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz - galaktoz malabsorpsiyon problemi olanhastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Uyku apnesi sendromu:
Olanzapin kullanan hastalarda uyku apnesi sendromu rapor edilmiştir. Eş zamanlı olarak santral sinir sistemi depresanı kullanan hastalar ile uyku apnesi öyküsü olan ya da uyku apnesi riskitaşıyan (örn: aşırı kilolu/ obezler veya erkekler) hastalarda olanzapin kullanılırken dikkatliolunmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer şekilleri
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır.
Olanzapini etkileyen potansiyel etkileşimler
Olanzapin CYP1A2 ile metabolize olduğundan, bu izoenzimi özellikle indükleyen veya inhibe eden maddeler olanzapinin farmakokinetiğini etkileyebilir.
CYP1A2'nin indüksiyonu
Olanzapin metabolizması sigara içme ve karbamazepinle indüklenip olanzapin konsantrasyonlarında azalmaya yol açabilir. Olanzapin klerensinde yalnızca hafiften ortadereceye kadar artış gözlenmiştir. Klinik sonuçlar sınırlı olmakla birlikte monitorizasyontavsiye edilir ve eğer gerekirse olanzapin dozunda artış düşünülebilir (bkz. Bölüm 4.2).
CYP1A2'nin inhibisyonu
Spesifik CYP1A2 inhibitörü olan fluvoksaminin, olanzapinin metabolizmasını belirgin bir şekilde inhibe ettiği kanıtlanmıştır. Fluvoksamini takiben alınan olanzapinin maksimumkonsantrasyonundaki ortalama artış sigara içmeyen kadınlarda %54 ve sigara içen erkeklerde%77 olmuştur. Olanzapinin ortalama eğri altındaki alan (EAA) artışı, sırasıyla %52 ve %108olmuştur. Fluvoksamin veya siprofloksasin gibi herhangi bir CYP1A2 inhibitörü kullanımındadaha düşük bir olanzapin başlangıç dozu düşünülmelidir. Bir CYP1A2 inhibitörü ile tedavibaşlatılmışsa, olanzapin dozunun azaltılması düşünülmelidir.
Azalmış biyoyararlanım
Aktif kömür oral olanzapin biyoyararlanımını %50-60 azalttığı için, olanzapinden en az 2 saat önce veya sonra alınmalıdır.
Fluoksetin (CYP2D6 inhibitörü), tek doz olarak kullanılan antasit (alüminyum, magnezyum) veya simetidinin olanzapinin farmakokinetiğini anlamlı olarak etkilemediği bulunmuştur.
Olanzapinin diğer ilaçları etkileme potansiyeli
Olanzapin, dopamin agonistlerin direkt ve indirekt etkilerini antagonize edebilir.
Olanzapin,
in vitroin vivo
çalışmalarda doğrulandığı gibi, belirtilen etkin maddelerde herhangi birmetabolizma inhibisyonu olmadığından özel bir etkileşim beklenmez: trisiklik antidepresan(çoğunlukla CYP2D6 yolu), varfarin (CYP2C9), teofilin (CYP1A2) ya da diazepam (CYP3A4ve 2C19).
Lityum veya biperidenle birlikte uygulandığında olanzapin etkileşim göstermemiştir.
Valproatın plazma seviyelerinin terapötik olarak izlenmesi, eş zamanlı olanzapin kullanımına başlandıktan sonra valproat dozunun ayarlanması gerekmediğini göstermiştir.
Genel SSS etkisi
Alkol ve santral sinir sistemi depresyonuna neden olan ilaçları kullanan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Olanzapinin Parkinson hastası ve demansı olan hastalarda anti-Parkinson ilaçları ile birlikte kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.4).
QTc aralığı
Olanzapinin, QTc aralığını artırdığı bilinen ilaçlar ile beraber kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Olanzapin 13 yaş altı pediyatrik popülasyonda etkililik ve güvenlilik çalışılması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hastalar olanzapin tedavisi sırasında gebe kalırlarsa veya gebe kalmaya niyetleri varsa doktorlarını bilgilendirmeleri gerektiği konusunda uyarılmalıdırlar.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlarda yeterli ve iyi kontrol edilmiş çalışma bulunmamaktadır. Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddetideğişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidal işaretler /ekstrapiramidal semptomlar)ve/veya ilaç kesilme semptomları gibi advers reaksiyonlar açısından risk altındadırlar. Busemptomlar, ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans, solunum güçlüğü veya beslenmebozukluklarını içermektedir. Bu nedenle, yeni doğanlar dikkatli bir şekilde izlenmelidir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
OFANS ODT, gerekli olmadıkça (yalnızca fetüse olabilecek potansiyel riskine karşın potansiyel yararları düşünülerek) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Emziren sağlıklı annelerde gerçekleştirilen bir oral olanzapin çalışmasında, olanzapinin anne sütüne geçtiği saptanmıştır. Kararlı durumda ortalama yeni doğan maruziyetinin (mg/kg),anneye uygulanan olanzapin dozunun (mg/kg) %1,8'i olduğu tahmin edilmektedir. Hastalareğer olanzapin kullanıyorsa emzirmemeleri konusunda uyarılmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Fertilite üzerindeki etkileri bilinmemektedir (preklinik bilgi için bkz. Bölüm 5.3)
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkilere yönelik bir çalışma yapılmamıştır. Olanzapin somnolans ve baş dönmesine neden olabileceğinden, hastalar motorlu araçlar dadahil makine kullanımı sırasında dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Yetişkinler
Klinik çalışmalarda, olanzapin kullanımı ile ilişkili olarak en sık (hastaların > %1'i) olarak görülen advers etkiler somnolans ve kilo alımı, eozinofili, prolaktin, kolesterol, glukoz vetrigliserit düzeylerinde artış (bkz. bölüm 4.4), glukozüri, iştah artışı, baş dönmesi, akatizi,Parkinsonizm, lökopeni, nötropeni (bkz. bölüm 4.4), diskinezi, ortostatik hipotansiyon,antikolinerjik etkiler, hepatik aminotransferazlarda geçici asemptomatik artışlar (bkz. bölüm4.4), döküntü, asteni, yorgunluk, ateş, artralji, artmış alkalen fosfataz, yüksek gamaglutamiltransferaz, yüksek ürik asit, yüksek kreatin fosfokinaz ve ödemdir.
Aşağıda spontan bildirim ve klinik çalışmalardaki laboratuvar incelemelerini ve advers reaksiyonlar listelenmiştir. Tüm sıklık gruplarında, advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasıylasunulmuştur.
Sıklık ifadeleri şu şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila <1/100); seyrek (> 1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek(<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın : Eozinofili, lökopeni10, nötropeni10
Seyrek : Trombositopeni11
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan : Aşırı duyarlılık 11
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın Yaygın
Yaygın olmayan
Seyrek
: Kilo artışı1
: Yükselmiş kolesterol düzeyleri2,3, yükselmiş glukoz düzeyleri4, yükselmiş trigliserit düzeyleri2,5, glukozüri, iştahta artış: Bazı ölümcül vakalar da dahil olmak üzere çok seyrek olarak ketoasidozya da koma ile ilişkili diyabetin alevlenmesi veya gelişmesi (bkz. bölüm4.4)11
: Hipotermi12
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın Yaygın
Yaygın olmayan
Seyrek
Somnolans,
Baş dönmesi, akatizi6, Parkinsonizm6, diskinezi6 Nöbet geçmişi ya da nöbet risk faktörü taşıyan birçok vakada nöbetlerbildirilmiştir11, distoni, (okülojirasyon dahil)11, tardif diskinezi11,amnezi9, dizartri, kekeleme11, huzursuz bacak sendromu*,11: Nöroleptik malign sendrom (bkz. Bölüm 4.4)12, ilacın kesilmesindensonra gelişen semptomlar7,12
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Yaygın olmayan : Epistaksis9
Seyrek : Uyku apnesi sendromu
Kardiyak hastalıkları
Yaygın olmayan : Bradikardi, QTc uzaması (bkz. Bölüm 4.4)
Seyrek : Ventriküler taşikardi/ fibrilasyon, ani ölüm (bkz. Bölüm 4.4)11
Vasküler hastalıkları
Çok yaygın :Ortostatik hipotansiyon10
Yaygın olmayan :Tromboembolizm (pulmoner embolizm vederinven trombozudahil)
(bkz. Bölüm 4.4)
Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın : Kabızlık ve ağız kuruluğu dahil olmak üzere hafif, geçici antikolinerjik
etkiler
Yaygın olmayan : Abdominal distensiyon9, salya hipersekresyonu11 Seyrek:Pankreatit
Hepato-bilier hastalıkları
Yaygın :Özellikle tedavinin ilk dönemlerindekaraciğer aminotransferazlarında
(ALT, AST) geçici, asemptomatik yükselmeler (bkz. Bölüm 4.4)
Seyrek : Hepatit (hepatoselüler, kolestatik veya mikst karaciğer hasarı dahil)11
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın
Yaygın olmayan Bilinmiyor
Döküntü
Işığa duyarlılık reaksiyonu, alopesi
Eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS)
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın : Artralji9
Seyrek : Rabdomiyoliz11
Böbrek ve idrar hastalıkları
Yaygın olmayan : Üriner inkontinans, üriner retansiyon, idrar yapmada zorlanma11Üreme sistemi ve göğüs hastalıkları
Yaygın
Yaygın olmayan Seyrek
Erkeklerde erektil disfonksiyon, kadınlarda ve erkeklerde azalmış libido Amenore,meme büyümesi, kadınlarda galaktore,
jinekomasti/erkeklerde meme büyümesi : Priapizm12
Gebelik, pueperiyum durumları ve perinatal hastalıkları
Bilinmiyor : Yeni doğanlarda ilaç yoksunluk sendromu (bkz. Bölüm 4.6)
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
: Asteni, yorgunluk, ödem, pireksi10 : Titreme, yüzde ödem, intihar girişimi**
: Titreme ve ateş, sersemlik hissi, ani ölüm**
Yaygın
Yaygın olmayan Seyrek
Araştırmalar
Çok yaygın Yaygın
Bilinmiyor
;8
: Yükselmiş plazma prolaktin düzeyleri
11
: Artmış alkalen fosfotaz10, yüksek kreatin fosfokinaz11, yüksek gama
Glutamiltransferaz10, yüksek ürik asit : Artmış total bilirubin
4Sonradan yüksek seviyelere çıkan (> 7 mmol/L) başlangıçtaki açlık normal seviyeleri (<5,56 mmol/L) için izlenmiştir. Açlık glukoz değerinin başlangıçtaki sınır değerlerden (> 5,56- <7mmol/L), yüksek değerlere (> 7 mmol/L) kadar değişimi çok yaygındır.
5Sonradan yüksek seviyelere çıkan (> 2.26 mmol/L) başlangıçtaki açlık normal seviyeleri (<1,69 mmol/L) için izlenmiştir. Açlık trigliserid değerinin başlangıçtaki sınır değerlerden (>1,69- <2,26 mmol/L), yüksek değerlere (> 2,26 mmol/L) kadar değişimi çok yaygındır.
6Klinik çalışmalarda, olanzapin ile tedavi edilen hastalarda parkinsonizm ve distoni insidansı sayısal olarak plasebo verilenlere göre daha fazladır ancak istatistiksel olarak anlamlı derecedefarklı değildir. Olanzapin ile tedavi edilen hastalarda parkinsonizm, akatizi ve distoni insidansı,titre edilmiş haloperidol dozları alan hastalardan daha azdır. Bireylerin önceden var olan akutve tardif ekstrapiramidal hareketleri geçmişi hakkında detaylı bilgi olmadığı durumda,olanzapinin daha az tardif diskinezi ve/veya diğer tardif ekstrapiramidal sendromlar yarattığısonucuna varılamaz.
7Olanzapin aniden kesildiğinde terleme, insomnia, tremor, anksiyete, bulantı veya kusma gibi akut semptomlar bildirilmiştir.
812 haftaya kadar olan klinik çalışmalarda olanzapinle tedavi edilen hastalarda plazma prolaktin konsantrasyonları normal taban çizgisinde olan prolaktin değerinin üst sınırını yaklaşık %30aşmıştır. Bu hastaların büyük çoğunluğunda bu yükselmeler genellikle hafif ve normal değerinüst sınırının 2 katı kadar altında kalmıştır. Genellikle olanzapinle tedavi edilen hastalarda memeve menstrüel ilişkili klinik belirtiler (ör. kadınlarda amenore, meme büyümesi, galaktore,erkeklerde jinekomasti/meme büyümesi) yaygın değildir. Potansiyel olarak cinsel fonksiyonlailişkili advers reaksiyonlar (ör. Erkeklerde erektil fonksiyon bozukluğu ve her iki cinstelibidoda azalma) yaygın olarak gözlenmektedir.
9 Birleşik Olanzapin Veritabanındaki klinik çalışmalardan tespit edilen advers olaylar 10Birleşik Olanzapin Veritabanında yer alan klinik çalışmalarda ölçülen değerlerinincelenmesine göre
11Birleşik Olanzapin Veritabanını kullanarak tespit edilen sıklık ile pazarlama sonrası spontan bildirimlerden belirlenen advers etkiler.
12Birleşik Olanzapin Veritabanını kullanarak %95 güven aralığının en üst limitindeki tahmini sıklık ile pazarlama sonrası spontan bildirimlerden tespit edilen advers etkiler.
*Olanzapin klinik çalışma veritabanını kullanarak tespit edilen sıklık ile pazarlama sonrası spontan advers olay bildirimlerinden belirlenen advers olay
**Bu terimler ciddi advers olayları ifade eder fakat advers ilaç reaksiyonları tanımını karşılamazlar.
Ciddiyetleri nedeniyle burada bahsedilmiştir.
Uzun süreli maruziyet (en az 48 hafta)
Kilo artışı, glukoz, toplam/LDL/HDL kolesterol veya trigliseritlerinde klinik olarak anlamlı değişiklikler olan hastaların oranı zaman içinde artmıştır. 9-12 aylık tedaviyi tamamlayanyetişkin hastalarda ortalama kan glukozu artış hızı yaklaşık 6 ay sonra yavaşlamıştır.
Özel^popülasyonlara ilişki-n ek bilgiler
Demansı olan yaşlı hastalarda yapılan klinik çalışmalarda olanzapin tedavisi, ölüm ve serebrovasküler advers reaksiyonların plaseboya göre daha yüksek insidansı ileilişkilendirilmiştir (bkz. bölüm 4.4). Bu hasta grubunda, olanzapin kullanımı ile ilişkilendirilenve çok yaygın görülen advers etkiler yürümede anormallik ve düşmelerdir. Pnömoni, vücutsıcaklığında artış, letarji, eritem, görsel halüsinasyonlar ve üriner inkontinans yaygın olarakgörülmüştür.
Parkinsonla ilişkili ilaca bağlı (dopamin agonistleri) psikozu bulunan hastaların katıldığı klinik çalışmalarda, Parkinson semptomlarında kötüleşme ve halüsinasyonlar çok yaygın olarak veplaseboya göre daha sık bildirilmiştir.
Bipolar mani hastalarında yapılan bir klinik çalışmada, olanzapinin valproatla birlikte kullanımı, %4,1 oranında nötropeniye neden olmuştur; bu duruma katkıda bulunan olası birfaktör yüksek plazma valproat düzeyleri olabilir. Olanzapinin lityum veya valproatla birliktekullanımı tremor, ağız kuruluğu, iştah artışı ve kilo alımı seviyelerinde artışa (> %10) nedenolmuştur. Konuşma bozukluğu da yaygın olarak bildirilmiştir. Olanzapinin lityum veyadivalproeksle birlikte kullanıldığı tedaviler boyunca hastaların %17,4'ünde, akut tedavi (6haftaya kadar) boyunca başlangıç kilosuna göre > %7 artış gözlenmiştir. Bipolar bozukluğuolan hastalarda reküransın önlenmesi için uzun süreli olanzapin tedavisi (12 aya kadar),hastaların %39,9'unun kilosunda başlangıç kilolarına göre > %7 artış ile ilişkilendirilmiştir.
Pediyatrik Popülasyon
Olanzapin, 13 yaşın altındaki çocuk hastaların tedavisi için endike değildir. Ergenler ve yetişkinlerin karşılaştırılması için hiçbir çalışma tasarlanmamış olmasına rağmen, ergençalışmalarından elde edilen veriler, yetişkin çalışmalarından elde edilenler ile karşılaştırılmıştır.
Aşağıda, yetişkin hastalara kıyasla ergen hastalarda (13-17 yaş) daha fazla sıklıkta rapor edilen veya sadece ergen hastalar ile yapılan kısa süreli klinik çalışmalarda bildirilen advers etkilerözetlenmektedir. Klinik olarak anlamlı kilo artışının (> %7) ergen hasta popülasyonunda benzermaruziyete tabi kalan yetişkinlere kıyasla daha sık meydana geldiği görülmüştür. Kilo artışınınve klinik olarak anlamlı kilo artışı yaşayan ergen hastaların oranı, kısa süreli maruziyete kıyaslauzun süreli maruziyette (en az 24 hafta) daha büyük olmuştur.
Her sıklık grubu içinde belirtilen advers reaksiyonlar azalan ciddiyete göre sıralanmıştır. Sıklık terimleri: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10).
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
: Kilo alımı13, trigliserit düzeylerinde artış14, iştah artışı : Kolesterol düzeylerinde artış
15
Çok yaygın Yaygın
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın : Sedasyon (hipersomnia, letarji, somnolans dahil)
Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın : Ağız kuruluğu
Hepato-bilier hastalıklar
Çok yaygın : Karaciğer aminotransferazlarında (ALT / AST; bkz. Bölüm 4.4)
yükselmeler
: Toplam bilirubin düzeyinde düşüş, GGT düzeyinde artış, plazma prolaktin düzeylerinde artış16
13Kısa süreli tedavi sonrası (ortalama süre 22 gün), başlangıç vücut ağırlığına (kg) göre > %7 kilo artışı çok yaygın, (%40,6), > %15 kilo artışı yaygın (%7,1) ve > %25 kilo artışı da yaygın(%2,5) olarak görülmüştür. Uzun süreli maruziyette (en az 24 hafta), hastaların %89,4'ündebaşlangıç vücut ağırlığına göre > %7, %55,3'ünde > %15 ve %29,1'inde > %25 kilo artışıolmuştur.
14Sonradan yüksek seviyelere çıkan (> 1.467 mmol/L) başlangıçtaki açlık normal seviyeleri (<1.016 mmol/L) için izlenmiştir. Açlık trigliserit değerinin başlangıçtaki sınır değerlerden (>1.016- <1.467 mmol/L), yüksek değerlere (> 1.467 mmol/L) kadar değişmiştir.
15Sonradan yüksek seviyelere çıkan (> 5.17 mmol/L) başlangıçtaki açlık normal seviyelerindeki değişiklikler (<4.39 mmol/L) yaygın olarak izlenmiştir. Açlık toplam kolesterol değerininbaşlangıçtaki sınır değerlerden (> 4.39- <5.17 mmol/L), yüksek değerlere (> 5.17 mmol/L)kadar değişimi çok yaygındır.
16Plazma prolaktin düzeylerindeki artış, yetişkin hastaların %47,4'ünde rapor edilmiştir.
>2,5 mg/gün dozlarında olanzapinle tedavi edilen ergen hastalarda (13-17 yaş) %5 ve üzerinde ve plasebodan 2 kat daha sık olarak gözlenen yan etkiler aşağıdaki gibidir;
Sedasyona, kilo artışı, baş ağrısı, iştah artışı, baş dönmesi, karın ağrısıb, ekstremitelerde ağrı, halsizlik, ağız kuruluğu.
a hipersomnia, letarji, sedasyon ve somnolansı içerir b alt ve üst karın ağrısını içerir
>2,5 mg/gün dozlarında olanzapinle tedavi edilen ergen hastalarda (13-17 yaş) %2 ve üzerinde ve plasebodan 2 kat daha sık olarak gözlenen yan etkiler aşağıdaki gibidir;
Sedasyona, kilo artışı, baş ağrısı, iştah artışı, baş dönmesi, ekstremitelerde ağrı, halsizlik, ağız kuruluğu, kabızlık, nazofarenjit, ishal, huzursuzluk, karaciğer enzimlerinde (ALT, AST)yükselmeb, dispepsi, burun kanaması, solunum yolu enfeksiyonuc, sinüzit, artralji, kas-iskeletsertliği.
a hipersomnia, letarji, sedasyon ve somnolansı içerir.
b alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST) ve hepatik enzim karaciğer enzimlerini içerir.
c alt solunum yolları enfeksiyonu, solunum yolları enfeksiyonu, viral solunum yolları enfeksiyonu, üst solunum yolları enfeksiyonu, viral üst solunum yolları enfeksiyonunu içerir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
(www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; Tel: 0 800 314 00 08; Faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisiBelirti ve semptomlar:
Doz aşımına ilişkin çok yaygın semptomlar (> %10 insidans); taşikardi, ajitasyon/saldırganlık, konuşma bozukluğu, çeşitli ekstrapiramidal semptomlar ve sedasyondan komaya kadar değişenazalmış bilinç seviyesidir.
Tıbbi bakımdan anlamlı doz sekelleri arasında deliryum, konvülziyon, koma, olası nöroleptik malign sendrom, solunum depresyonu, aspirasyon, hipertansiyon veya hipotansiyon, kardiyakaritmi (aşırı doz vakalarının <%2'sinde) ve kalp durması bulunmaktadır. 450 mg gibi düşükakut doz aşımı durumunda ölümcül sonuçlar bildirilmesine karşın, yaklaşık 2 g oral olanzapinkullanımını takiben sağ kalım da bildirilmiştir.
Doz aşımı tedavisi
Olanzapin için özel bir antidot bulunmamaktadır. Kusmaya zorlanma önerilmez. Doz aşımı tedavisinin standart prosedürleri önerilebilir (ör. gastrik lavaj, aktif kömür uygulaması). Aktifkömürün birlikte uygulaması ile olanzapinin oral biyoyararlanımı %50-60 oranında azalmıştır.
Hipotansiyonun ve dolaşım yetersizliğinin sebep olduğu kollapsın tedavisi ve solunum fonksiyonunun desteği de dahil olmak üzere, klinik tabloya göre semptomatik tedaviuygulanmalı ve hayati organ fonksiyonları izlenmelidir. Beta stimülasyon hipotansiyonukötüleştireceği için epinefrin, dopamin ya da beta-agonist aktivitesi olan diğer sempatomimetikilaçlar kullanılmamalıdır. Olası aritmilerin saptanması için kardiyovasküler izlem gereklidir.Hasta iyileşene kadar yakın tıbbi gözlem ve izleme sürdürülmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Psikoleptikler, antipsikotikler ATC kodu: N05AH03
Etki mekanizması:
Olanzapin, bir seri reseptör sistemi üzerinde geniş farmakolojik profil sergileyen, antipsikotik, antimanik ve duygudurum dengeleyici bir ajandır.
Klinik öncesi çalışmalarda, olanzapin, serotonin 5HT
2A/2Cin vitroin vivo
olarak D2 aktivitesinden çok dahafazla 5HT2 aktivitesi göstermiştir. Elektrofizyolojik çalışmalar, olanzapinin motor fonksiyonlailgili striatal (A9) yolaklarda az etki gösterirken, selektif olarak mezolimbik (A10)dopaminerjik nöronların ateşlemesini azalttığını ortaya koymuştur. Olanzapin, motor yanetkilerin göstergesi olan katalepsinin oluşması için gerekenin altındaki dozlarda, antipsikotikaktivitenin bir test belirteci olan şartlanmış kaçınma yanıtını azaltır. Diğer bazı antipsikotikbileşiklerin aksine, olanzapin “anksiyolitik” teste verilen yanıtı artırır.
Farmakodinamik etkiler:
Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir tek oral doz (10 mg) Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) çalışmasında olanzapin, D2 reseptör tutulumuna göre daha yüksek 5HT
2A
tutulumuoluşturmuştur. İlave olarak, şizofreni hastalarında yapılan bir Tek Foton Emisyon BilgisayarlıTomografisi (SPECT) görüntüleme çalışması, olanzapine yanıt veren hastaların, klozapineyanıt veren hastalarla kıyaslandığında, başka diğer antipsikotiklere ve risperidona yanıt verenhastalardan daha düşük striatal D2 tutulumuna sahip olduklarını göstermiştir.
Klinik etkililik ve güvenlilik:
Olanzapin, pozitif ve negatif semptomları olan 2900'den fazla şizofreni hastasında yapılan iki plasebo kontrollü çalışmanın ikisinde ve üç karşılaştırmalı kontrollü çalışmanın ikisinde, pozitifsemptomlarda olduğu kadar, negatif semptomlarda da anlamlı olarak büyük iyileşmelersağlamıştır.
Farklı seviyelerde şizofreni, şizoafektif ve ilişkili depresif sendromlar (Montgomery-Asberg Depresyon Değerlendirme Ölçeğinde başlangıç ortalaması 16.6) dahil alakalı bozuklukları olan1481 hastada yapılan bir çok uluslu, çift-kör, karşılaştırma çalışmasında, başlangıç ve bitişduygudurum skoru değişikliği amaçlı bir prospektif sekonder analiz, olanzapinin (-6.0)haloperidole (-3.1) göre istatistiksel olarak anlamlı iyileşme (p=0.001) sağladığını göstermiştir.
Bipolar bozukluğun manik ve mikst dönemlerini geçiren hastalarda, manik semptomların azaltılması açısından olanzapin, 3 haftadan sonra hem plasebo hem de valproat semisodyumdan(divalproeks) daha üstün etki göstermiştir. Olanzapinin haloperidole karşı uygulandığıkarşılaştırmalı bir çalışmada, 6 ve 12 haftada hastaların manik ve depresif semptomlarınınsemptomatik remisyonunun gerçekleşme oranında benzer etkililiğe sahip olduklarıgösterilmiştir. En az 2 hafta boyunca lityum veya valproat tedavisi uygulanan hastalarda,tedaviye 10 mg olanzapin eklenmesi, 6 haftadan sonra mani ve depresyon semptomlarında,valproat ve lityumun tek başlarına uygulanmasına göre çok daha fazla azalma sağlamıştır.
Olanzapinle elde edilen remisyon ve sonrasında olanzapin ya da plaseboya randomize edilmiş manik dönemdeki hastalarda yapılan 12 aylık bir reküransın önlenmesi çalışmasında olanzapin,bipolar reküransın primer bitiş noktası için plaseboya göre istatistiksel olarak anlamlı birüstünlük göstermiştir. Olanzapin ayrıca, mani veya depresyon reküransının önlenmesindeplaseboya göre istatistiksel olarak anlamlı bir avantaj sağlamıştır.
Olanzapin ile birlikte lityumla elde edilen remisyon ve daha sonra tek başına olanzapin ya da lityuma randomize edilmiş manik dönemdeki hastalarda yapılan ikinci bir 12 aylık çalışmadaolanzapin, istatistiksel olarak bipolar reküransın primer bitiş noktasındaki lityumun altındakalmamıştır (olanzapin %30, lityum %38,3, p=0.055).
Olanzapin ile birlikte bir duygudurum dengeleyici ilaçla (lityum ya da valproat) stabilize olan manik veya mikst dönemdeki hastalarda yapılan bir 18 aylık birlikte tedavi çalışmasında,sendromik (diagnostik) kriterlere göre tanımlanan bipolar reküransın geciktirilmesinde,olanzapinin lityum veya valproat ile birlikte uzun süreli tedavi, tek başına lityum veya valproatagöre istatistiksel olarak anlamlı bir üstünlük sağlamamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Ergenlerdeki (13-17 yaş) deneyim, 200'den az ergen hastada şizofrenide (6 hafta) ve mani ile ilişkili bipolar I bozuklukta (3 hafta) olmak üzere kısa dönem etkililik verileri ile sınırlıdır.Olanzapin günde 2,5 mg esnek doz ile kullanılmaya başlanmış ve 20 mg'a artırılmıştır.Olanzapin ile tedavi sırasında, yetişkinler ile kıyaslandığında ergenler anlamlı oranda daha fazlakilo almıştır. Açlık toplam kolesterol, LDL kolesterol, trigliseritler ve prolaktin düzeylerindeki(bkz. bölüm 4.4 ve 4.8) değişimlerin büyüklüğü, yetişkinlere göre ergenlerde daha fazlaolmuştur. Bu etkilerin düzeltilmesine yönelik veri mevcut değildir ve uzun dönem güvenlilikverileri sınırlıdır (bkz. bölüm 4.4 ve 4.8). Uzun süreli güvenlilikle ilgili bilgiler başlıca açık-etiketli ve kontrol grubu olmayan çalışma verileriyle sınırlıdır.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Ağızda dağılabilir olanzapin tabletleri ile film kaplı olanzapin tabletleri biyoeşdeğerdir ve emilim hız ve oranları aynıdır. Ağızda dağılabilir olanzapin tabletleri, film kaplı tabletlerinyerine kullanılabilir.
Genel özellikler
Emilim:
Olanzapin, oral uygulamadan sonra iyi emilir, doruk plazma konsantrasyonlarına 5-8 saatte ulaşır. Emilimi yiyeceklerden etkilenmez. İntravenöz uygulamaya oranla mutlak oralbiyoyararlanımı araştırılmamıştır.
Dağılım:
Olanzapinin kan proteinlerine bağlanma oranı 7 ile yaklaşık 1000 ng/ml arasında değişen bir konsantrasyonda; yaklaşık %93'tür. Olanzapin özellikle albümine ve a1-asit-glikoproteinebağlanmaktadır.
Biyotransformasyon:
Olanzapin, konjugatif ve oksidatif yollarla karaciğerde metabolize olur. Dolaşımdaki ana metaboliti, kan beyin engelini aşamayan, 10-N-glukuroniddir. Sitokrom P450-CYP1A2 veP450-CYP2D6 N-desmetil ve 2-hidroksimetil metabolitlerinin oluşumuna katkıda bulunurlar,her ikisi de hayvan deneylerinde olanzapinden daha az in vivo farmakolojik aktivitegöstermiştir. Hakim olan farmakolojik aktivite ana ilaç olanzapinden kaynaklanmaktadır.
Eliminasyon:
Oral uygulamadan sonra, sağlıklı vakalarda, olanzapinin ortalama terminal eliminasyon yarılanma ömrü yaşa ve cinsiyete göre değişmiştir.
Erkek hastalara karşın kadın hastalarda ortalama atılım yarı ömrü daha uzundur (32,3 saate karşın 36,7 saat) ve klerens daha düşüktür (27.3 l/saate karşın 18.9 l/saat). Buna karşın,olanzapin (5-20 mg) kadın hastalarda da (n=467) erkek hastalarda (n= 869) olduğu gibi birgüvenlilik profili göstermiştir.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Veri yoktur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı olmayan vakalara karşın sağlıklı yaşlılarda (65 ve üstü) ortalama eliminasyon yarılanma ömrü uzamıştır (33,8 saate karşın 51,8 saat) ve klerens azalmıştır (18,2 L/saate karşın 17,5L/saat). Yaşlılarda görülen bu farmakokinetik değişkenlik gençlerdekinden farklılık göstermez.Şizofrenisi olan 65 yaşın üstündeki 44 hastada, günde 5 ile 20 mg arasında uygulanan dozlardikkat çekici hiçbir yan etki profili sergilememiştir.
Böbrek yetmezliği:
Sağlıklı vakalara karşın böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi < 10 mL/dak.) ortalama atılım yarı ömründe (32,4 saate karşın 37,7 saat) veya ilacın klerensinde (25,0 L/saatekarşın 21,2 L/saat) anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Kütle balans çalışması sonucundaradyoişaretli olanzapinin yaklaşık %57'si, idrarda esas olarak metabolitleri halindebulunmuştur.
Karaciğer yetmezliği:
Klinik olarak anlamlı (Child-Pugh Sınıflandırması A (n = 5) ve B (n = 1)) sirozu bulunan 6 hastada, bozulmuş karaciğer fonksiyonunun etkisine ilişkin küçük bir çalışma, oral yoldanverilen olanzapinin farmakokinetiği üzerinde çok az etki göstermiştir (2,5- 7,5 mg tek doz):Hafif ila orta dereceli karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalar, karaciğer fonksiyonbozukluğu olmayan hastalara kıyasla hafifçe artmış sistematik klirense ve daha hızlıeliminasyon yarılanma ömrüne sahiptir (n = 3). Sirozlu hastalarda (4/6; % 67) hepatik fonksiyonbozukluğu olmayan hastalara (0/3; % 0) kıyasla daha fazla sigara içicisi bulunmaktadır.
Irk:
Beyaz, Japon ve Çinli gönüllüler ile yapılan bir klinik çalışmada, bu üç popülasyon arasında farmakokinetik parametreler açısından bir farklılık görülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Ergenler (13-17 yaş): Olanzapinin ergenler ve yetişkinlerdeki farmakokinetiği benzerdir. Klinik çalışmalarda, ergenlerdeki ortalama olanzapin maruziyeti yaklaşık %27 daha yüksektir.Ergenler ve yetişkinler arasındaki demografik farklara daha düşük ortalama vücut ağırlığıdahildir ve ergenlerin birkaç tanesi sigara kullananlardır. Bu tip faktörlerin, ergenlerdegözlenen daha yüksek ortalama maruziyete olası katkısı vardır.
Sigara kullanımı:
Sigara içenlere karşın sigara içmeyen hastalarda (kadınlar ve erkekler) ortalama atılım yarılanma ömrü uzamış (30,4 saate karşın 38,6 saat) ve klirens azalmıştır (27,7 l/saate karşın18,6 l/saat).
Gençlere karşın yaşlı hastalarda, erkeklere karşın kadınlarda ve sigara içenlere karşın sigara içmeyenlerde olanzapinin plazma klerensi daha düşüktür. Ancak, olanzapinin klirensinin veyarılanma ömrünün yaş, cinsiyet ve sigara içmenin etkisinin boyutu fertler arasındaki tümdeğişkenlikle karşılaştırınca küçüktür.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut (tek doz) toksisite
Kemirgenlerdeki oral toksisite belirtileri, güçlü nöroleptik bileşiklerde gözlenen etkilerle uyumludur: hipoaktivite, koma, tremor, klonik konvülziyonlar, salivasyon ve kilo alımındabaskılanma. Medyan letal dozlar yaklaşık 210 mg/kg (fareler) ve 175 mg/kg (sıçanlar) olarakbulunmuştur. Köpekler, 100 mg/kg'a kadar olan dozları mortalite olmadan tolere edebilmiştir.Klinik belirtiler arasında sedasyon, ataksi, tremor, kalp atım hızında artış, solunum güçlüğü,miyozis ve anoreksi bulunmaktadır. Maymunlarda 100 mg/kg'a kadar olan tekli oral dozlaraşırı bitkinliğe ve daha yüksek dozlarda bilinç bulanıklığına neden olmuştur.
Tekrarlanan doz toksisitesi
Farelerde 3 aya ve sıçan ve köpeklerde 1 yıla kadar süren çalışmalarda gözlenen başlıca baskın etkiler SSS depresyonu, antikolinerjik etkiler ve periferik hematolojik bozukluklardır. SSSdepresyonuna karşı tolerans gelişmiştir. Yüksek dozlarda büyüme parametreleri azalmıştır.Sıçanlarda prolaktin düzeyindeki artışla uyumlu reversibl etkiler arasında over ve rahimağırlıklarında azalma ve vajinal epitel ve meme bezindeki morfolojik değişikliklerbulunmaktadır.
Hematolojik toksisite
Her türde hematolojik parametreler üzerinde etkiler gözlenmiştir. Bunlar arasında farelerin dolaşımdaki lökosit sayısında azalma ve sıçanların dolaşımlarındaki lökositlerde spesifikolmayan azalmalar bulunmaktadır; ancak kemik iliği toksisitesini düşündüren herhangi birbulguyla karşılaşılmamıştır. Günde 8 ya da 10 mg/kg olanzapin ile tedavi edilen birkaç köpektereversibl nötropeni, trombositopeni ya da anemi gelişmiştir (maruz kalınan toplam olanzapinmiktarı [EAA] 12 mg'lık doz verilen bir erkek hasta ile karşılaştırıldığında 12-15 kez dahayüksektir). Sitopenik köpeklerde, kemik iliğindeki progenitör hücrelerde ya da proliferasyonhalindeki hücreler üzerinde olumsuz etki gözlenmemiştir.
Üreme toksisitesi
Olanzapin teratojenik etki göstermemiştir. Sedasyon erkek sıçanların çiftleşme becerisini etkilemiştir. Sıçanlarda 1,1 mg/kg'lık dozlar (insandaki maksimum dozun 3 katı) östrojenleilgili siklusları etkilemiştir; 3 mg/kg'lık doz (insandaki maksimum dozun 9 katı) üremeparametrelerini etkilemiştir. Olanzapin verilen sıçanların yavrularında fetal gelişimde gecikmeve yavruların bedensel aktivite düzeylerinde geçici azalma saptanmıştır.
Mutajenite
Olanzapin hiçbir standart testte mutajenik ya da klastojenik etkiler göstermemiştir. Bu testler arasında bakteriyel mutasyon testleri ve in vitro ve in vivo memeli testleri de bulunmaktadır.
Karsinojenite
Sıçan ve farelerde gerçekleştirilen çalışmaların sonuçlarına göre, olanzapinin karsinojenik olmadığı sonucuna varılmıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat
Düşük sübstitüe hidroksipropil seluloz (LHPCLH-11)
Sodyum siklamat Magnezyum stearatLevomentol
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
Işık ve nemden korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
25oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Alü/Alü blister ambalajda 28 adet ağızda dağılabilir tablet
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHIBI
Celtis İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Esenler / İSTANBUL Tel : 0850 201 23 23Faks : 0212 481 61 11e-mail: [email protected]
8. RUHSAT NUMARASI
2023/184
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 12.05.2023 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
1
Bütün başlangıç Vücut Kitle İndeksi (BMI) kategorilerinde klinik olarak anlamlı kilo artışı görülmüştür. Kısa süreli tedaviyi takiben (ortalama süre 47 gün) başlangıç vücut ağırlığına göre> %7 kilo artışı çok yaygın (%22,2), > %15 kilo artışı yaygın (%4,2) ve > %25 yaygın olmayan(%0,8) şekilde görülmüştür. Uzun süreli maruziyette (en az 48 hafta) başlangıç vücut ağırlığınagöre > %7, > %15 ve > %25 kilo artışı çok yaygındır (sırasıyla %64,4, %31,7 ve %12,3).