Kalp Damar Sistemi » Renin - Anjiyotensin Sistemi » Anjiyotensin II Antagonistleri » Anjiyotensin II Antagonistleri » Irbesartan
KISA URUN BILGISI
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SANBARTAN 300 mg film tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:
Her bir film tablet 300 mg irbesartan içermektedir.
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 25.850 mg Kroskarmelloz sodyum 18.790 mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1.'e bakımz.
3. FARMASÖTİK FORM
Film tablet
Beyaz, oval, iki yüzü bombeli, bir yüzünde girintili olarak 300 yazılı, diğer yüzü çentikli, film kaplı tablet. Çentiğin amacı yutmak için tabletin kınlmasım kolaylaştırmaktır.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
SANBARTAN esansiyel hipertansiyon tedavisinde kullanılır. Hipertansiyonlu ve Tip 2 diabetes mellituslu hastalardaki böbrek hastalığının tedavisinde antihipertansif tedavinin bir parçası olarak kullamhr (Bkz. Bölüm 5.1.)*
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloj i/uygulama sıklığı ve süresi
SANBARTAN 'mn tavsiye edilen başlangıç ve idame dozu günde bir defa aç veya tok alınabilen 150 mg'dır. Günde tek doz 150 mg ile elde edilen 24 saatlik kan basıncı kontrolü, 75 mg'lık dozdan daha iyidir. Bununla birlikte, özellikle hemodiyaliz hastalan ve 75 yaşın üzerindeki hastalarda tedaviye 75 mg'lık doz ile başlanması düşünülmelidir.
Günde tek doz 150 mg ile kan basıncı yeterli oranda kontrol altında tutulamayan hastalarda, doz 300 mg'a yükseltilebilir ya da başka bir antihipertansif ajan eklenebilir. Özellikle, hidroklorotiyazid gibi bir diüretik ilavesinin SANBARTAN ile aditif etkisi gösterilmiştir (Bkz. Bölüm 4.5.).
Hipertansif tip 2 diyabetik hastalarda tedavi 150 mg, günde tek doz irbesartan ile başlatılmalı ve renal hastalığın tedavisinde tercih edilen idame dozu olan günde tek doz 300 mg'a titre edilmelidir. Hipertansif tip 2 diyabetik hastalarda SANBARTAN'ın böbrek üzerine olan olumlu etkisinin gösterilmesi irbesartamn hedeflenen kan basıncına ulaşmak için ihtiyaç duyulan diğer antihipertansif ajanlara ek olarak kullanıldığı klinik çalışmalara dayanmaktadır (Bkz. Bölüm 5.1,).
Uygulama şekli:
SANBARTAN tabletler oral kullanım içindir. Yemekler ile veya yemeklerden bağımsız olarak kullamlabilir.
özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Hemodiyaliz hastalarmda tedaviye daha düşük bir dozla başlanması (75 mg) düşünülmelidir (Bkz. Bölüm 4.4.).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ve orta derecede karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Ciddi karaciğer yetersizliği olan hastalarda klinik deneyim yoktur.
Pediyatrik popülasyon:
Güvenliliği ve etkinliği ile ilgili yeterince veri bulunmadığı için irbesartanın çocuklarda ve adolesanlarda kullamiması tavsiye edilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.8., 5.1. ve Bölüm 5.2.).
Geriyatrik popülasyon:
75 yaşın üzerindeki hastalarda tedaviye 75 mg'hk doz ile başlanması düşünülmesine rağmen yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez.
Diğer:
Intravasküler volüm eksikliği:
SANBARTAN tedavisine başlamadan önce sıvı ve/veya sodyum kaybı düzeltilmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
• SANBARTAN'm bileşimindeki herhangi bir maddeye aşırı duyarlılığı olanlarda
(Bkz. Bölüm 6.1.)
• Gebelikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.4. ve 4.6.).
• Laktasyon (Bkz. Bölüm 4.6.)
4.4. Özel kuUanım uyarılan ve önlemleri
Intravasküler volüm eksikliği
Diyette tuz kısıtlaması, diyare veya kusma gibi yoğun diüretik tedavi sonucu sıvı ve/veya sodyum kaybı olan hastalarda, özellikle ilk dozdan sonra, semptomatik hipotansiyon görülebilir. Bu gibi durumlar SANBARTAN tedavisine başlamadan önce düzeltilmelidir.
Renovasküler hipertansiyon
Bilateral böbrek arterlerinde daralma olan ya da çalışan tek böbrek arterinde daralma bulunan hastalarda renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen ilaçlann kullamiması, ciddi hipotansiyon ve böbrek yetersizliği riskini artırır. İrbesartan kullanan hastalarda böyle bir etkinin görüldüğü bildirilmemekle birlikte, anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile de benzer etki beklenmektedir.
Böbrek yetersizliği ve böbrek transplantasyonu
SANBARTAN'm böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanılması durumunda, serum potasyımı ve kreatinin düzeylerinin periyodik olarak izlenmesi önerilmektedir. SANBARTAN'm yakın dönemde böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim bulunmamaktadır.
Tip 2 diyabeti ve böbrek hastalığı olan hipertansif hastalar
İrbesartanın böbrek ve kardiyovasküler olaylar üzerindeki etkisi ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda yapılmış bir analize göre tüm alt gruplarda aynı değildir. Özellikle bu etkiler
2
kadınlarda ve beyaz ırktan olmayanlarda daha zayıftır (Bkz. Bölüm 5.I.).
Hiperkalemi
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen diğer ilaçlarda olduğu gibi SANBARTAN ile tedavi sırasında özellikle böbrek yetersizliği, diyabetik böbrek hastalığına bağlı aşikar proteinüri ve/veya kalp yetmezliği durumunda hiperkalemi görülebilir. Riskli hastalarda serum potasyumunun yakın takibi önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.5.).
Lityum:
SANBARTAN ile lityumun kombine kullammı tavsiye edilmez (Bkz. Bölüm 4.5.).
Aort ve mitral kapak daralması, obstrüktif hipertrofık kardiyomiyopati
Diğer vazodilatör ilaçlarda olduğu gibi, SANBARTAN kullanırken de aort veya mitral kapak
daralması ya da obstrüktif hipertrofık kardiyomiyopatisi olan hastalarda özel bir dikkat
gösterilmelidir.
Primer aldosteronizm
Primer aldosteronizmi olan hastalarda, renin-anjiyotensin sistemini baskılayarak etki gösteren antihipertansif ilaçlara genel olarak cevap alıımiaz. Bu nedenle, bu tip hastalarda SANBARTAN kullammı önerilmemektedir.
Genel
Damar tonüsü ve böbrek fonksiyonları esas olarak renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine bağlı olan hastalarda (örn. ciddi konjestif kalp yetersizliği ya da renal arter stenozu dahil böbrek hastalığı olan hastalar), bu sistemi etkileyen anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri veya anjiyotensin II reseptör antagonistlerinin kullanılması durumunda akut hipotansiyon, azotemi, oligüri veya nadiren akut böbrek yetersizliği ile karşılaşılabilir. Herhangi bir antihipertansif ajanda olduğu gibi, iskemik kardiyopati ya da iskemik kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda kan basıncının aşırı derecede düşmesi miyokard enfarktüsü ya da inme ile sonuçlanabilir. Hipertansif siyah ırk popülasyonundaki düşük renin düzeylerinin daha sık görülmesinden dolayı anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinde de gözlendiği gibi irbesartan ve diğer anjiyotensin antagonistleri, kan basıncım düşürmede siyah ırkta siyah olmayanlara göre daha az etkilidir (Bkz. Bölüm 5.1.).
Gebelik
Anjiyotensin II reseptör antagonistleri (AIIRA) gebelikte kontrendikedir. AIIRA tedavisinin devamı gerekli ise, planlanan gebeliklerde önceden, gebelikte kullanım için güvenlik profili kanıtlanmış, uygun alternatif bir tedaviye geçilmelidir. Gebelik tamsı konulur ise, AIIRA ile tedavi hemen durdurulmalı ve uygunsa, altematif tedaviye başlanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3. ve 4.6.).
Laktoz
Bu tıbbi ürün her film tablette 25.850 mg laktoz içerir. Bu nedenle galaktoz intoleransı, özel laktaz eksikliği formu (Lapp lactase deficiency) veya glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu gibi nadir kalıtsal problemleri olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Sodyum:
Bu tıbbi ürün her film tablette 1 mmol ( 23 mg )'dan daha az sodyum ihtiva eder. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
Pediatrik hastalar
İrbesartan yaşlan 6 ile 16 arasında değişen çocuklarda araştırılmıştır, ancak eldeki mevcut veriler irbesartamn çocuklarda kullanılmasımn önerilmesi için henüz yeterli değildir (Bkz. Bölüm 4.8., 5.1. ve 5.2.).
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Diüretikler ve diğer antihipertansif ajanlar:
Diğer antihipertansif ajanlar, irbesartamn hipotansif etkisini artırabilir. Bununla birlikte SANBARTAN, tiyazid diüretikleri, uzun etkili kalsiyum kanal blokerleri, beta blokerler gibi diğer antihipertansif ajanlarla birlikte güvenle kullanılmaktadır. Daha önce yüksek dozda diüretiklerle yapılan tedavi volüm azalmasına yol açabilir. Bu durumda SANBARTAN ile tedaviye başlandığında hipotansiyon riski gelişebilir. (Bkz. Bölüm 4.4.).
Potasyum takviyesi ve potasyum tutucu diüretikler:
Renin-anjiyotensin sistemini etkileyen diğer ilaçların kullanımına dayanan dene3dmler, potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviye edici ajanlar, potasyum içeren yapay tuz preparatlan ya da serum potasyum seviyesini artıran diğer ilaçlarla (örneğin heparin) birlikte kullanımının serum potasyumunda artışa yol açabileceğini göstermiştir ve bundan dolayı tavsiye edilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.4.).
Lityum:
Lityumla birlikte anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinin kullamiması durumunda, serum lityum konsantrasyonunun geri dönüşümlü bir biçimde arttığı ve toksisite geliştiği bildirilmiştir. Benzer etkiler irbesartan ile bu zamana kadar nadiren bildirilmiştir. Bu yüzden bu kombinasyon tavsiye edilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.4.). Eğer kombinasyon yarar sağlayacaksa serum lityum düzeylerinin dikkatli takibi önerilmektedir.
Nonsteroid antienflamatuar ilaçlar:
Anjiyotensin II antagonistleri, nonsteroid antienflamatuar ilaçlarla (selektif C0X-2 inhibitörleri, asetilsalisilik asit (>3 g/gün) ve selektif olmayan NSAİİ gibi) aynı anda kullanıldıklannda, antihipertansif etkileri azalabilir. Anjiyotensin II antagonistleri ile NSAİ ilaçlann birlikte kullamiması, ADE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibitörleriyle de olduğu gibi, olası bir akut böbrek yetmezliği ve özellikle daha önce renal fonksiyonu bozuk olan hastalarda, serum potasyumunun yükselmesi de dahil olmak üzere, böbrek fonksiyonlannda kötüleşme riskinin artmasına neden olabilir.
Kombinasyon, özellikle yaşlı hastalarda dikkatli uygulanmalıdır. Hastalar yeterli miktarda su içmeli ve kombine kullamma başlanmasım takiben ve daha sonra da periyodik olarak, böbrek fonksiyonlanmn izlenmesine dikkat edilmelidir.
İrbesartan etkileşimleri için ilave bilgi:
Klinik çalımalarda, irbesartamn farmakokinetiği hidroklorotiyazidden etkilenmemiştir. İrbesartan, esas olarak CYP2C9 tarafından, daha az olarak da glukuronidasyonla metabolize olur. İrbesartan CYP2C9 tarafından metabolize edilen bir ilaç olan varfarin ile birlikte kullamidığında, anlamlı bir farmakokinetik ya da farmakodinamik etkileşim gözlenmemiştir.
Rifampisin gibi CYP2C9 indüktörlerinin irbesartanın farmakokinetiği üzerindeki etkileri değerlendirilmemiştir. İrbesartamn digoksin ile birlikte kullanımı, digoksinin farmakokinetiğini değiştirmemiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
İrbesartamn gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar SANBARTAN'ı kullanırken etkin bir doğum kontrol yöntemi uygulamalıdır.
Gebelik dönemi
SANBARTAN gebelikte kontrendikedir. Planlanan gebeliklerde önceden uygun alternatif bir tedaviye geçilmelidir. Gebeliğin 2. ve 3. trimesterlerinde renin-anjiyotensin sistemine direk etki eden maddeler fotal ve neonatal böbrek yetersizliğine, fotal kafatası hipoplazisine ve hatta fötal ölümlere sebep olabilir.
Uzun dönemli tedavi sırasında gebelik tanısı konulur ise irbesartan en kısa sürede kesilmeli, kafatası ve böbrek fonksiyonlan ekografı ile kontrol edilmelidir.
Laktasyon dönemi
SANBARTAN laktasyon döneminde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3.). İrbesartamn insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. İrbesartan emziren sıçanlarda süte geçer.
Üreme yeteneği/Fertilite
İrbesartanla yapılan hayvan çalışmalannda, sıçan fetüslarmda doğumdan sonra kaybolan geçici toksik etkiler (böbreğin pelvis kavitasyonunda artış, hidroüreter ya da cilt altı ödemi) gözlenmiştir. Tavşanlarda, ölüm dahil, önemli matemal toksik etkilere sebep olan dozlarda düşük ya da erken resorpsiyon bildirilmiştir. Sıçan veya tavşanlarda teratojenik etki gözlenmemiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeterliliği üzerine etkilerine dair bir çalışma bulunmamaktadır. Farmakodinamik özellikleri göz önüne alındığında irbesartamn bu yeteneği etkilemesi olası değildir. Taşıt ya da makine kullanımı söz konusu olduğunda tedavi sırasında oluşabilecek baş dönmesi ya da yorgunluk göz önünde bulundurulmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Aağıda listelenen advers etkilerin sıklığı şu şekilde tanımlanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygm (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Hipertansiyon:
Hipertansiyonlu hastalarda yapılan plasebo kontrollü çalımalarda, toplam advers olay insidansı açısından, irbesartan ve plasebo grupları arasında fark gözlenmemiştir (sırasıyla % 56.2 ve % 56.5). Klinik ya da laboratuvarda ortaya çıkan advers olaya bağlı ilacın bırakılma sıklığı, irbesartanla tedavi edilen hasta grubunda (%3.3), plasebo ile tedavi edilen hasta grubundan (%4.5) azdır. Advers olay insidansı doza (önerilen doz aralığında), cinsiyete, yaşa, ırka ya da tedavi süresine bağlı değildir.
Hipertansiyon ve renal hastalıkla birlikte tip 2 diyabet:
Hipertansiyonu, tip 2 diyabeti, mikroalbüminürisi ve normal renal fonksiyonu olan hastalarda, hipertansiyon başlığı altında bildirilen advers reaksiyonlara ek olarak, ortostatik baş dönmesi ve ortostatik hipotansiyon, hastaların
Yo
0.5'inde (seyrek olarak) ve plaseboya kıyasla daha yüksek oranda bildirilmiştir.
1965 hastanın irbesartan ile tedavi edildiği plasebo-kontrollü çalışmalarda, aşağıdaki advers olaylar bildirilmiştir:
Sinir sistemi hastalıkları:
Yaygın: Baş dönmesi
Kardiyak hastahklar:
Yaygın olmayan: Taşikardi
Vasküler hastalıklar:
Yaygın olmayan: Yüzde kızarma
Solunum, göğüs bozuklukları ve medıastinal hastalıklar:
Yaygın olmayan: Öksürük
Gastrointestinal hastalıklar:
Yaygın: Bulantı/kusma
Yaygın olmayan: İshal, dispepsi/mide yanması
Üreme sistemi ve meme ile ilgili bozukluklar:
Yaygın olmayan: Cinsel disfonksiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar:
Yaygın: Yorgunluk Yaygın olmayan: Göğüs ağnsı
Laboratuvar bulguları:
Yaygın: İrbesartan ile tedavi edilen hastalarda sıklıkla plazmadaki kreatin kinaz değerlerinde anlamlı artışlar gözlenmiştir (% 1.7). Bu artışların hiçbiri, klinik olarak tam konulabilen kas iskelet sistemi olaylan ile bağlantılı bulunmamıştır.
Kronik böbrek yetmezliği ve aşikar proteinürisi olan diyabetik hipertansif hastalarda, hastalann % 2'sinden fazlasında ve plaseboya kıyasla daha yüksek oranda bildirilen advers reaksiyonlar şunlardır:
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Ortostatik baş dönmesi
Vasküler hastalıklar:
Yaygın: Ortostatik hipotansiyon
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları:
Yaygın: Kas-iskelet ağnsı
Laboratuvar bulgulan:
Hiperkalemi, irbesartanla tedavi edilen hastalarda, plasebo grubuna kıyasla daha sık ortaya çıkmıştır. Mikroalbüminürisi ve normal böbrek fonksiyonu olan diyabetik, hipertansiyonlu hastalarda, hiperkalemi (> 5.5 mEq/l), 300 mg irbesartan grubunda %29.4 ve plasebo grubunda % 22 oramnda görülmüştür. Kronik böbrek yetmezliği ve aşikar proteinürisi olan diyabetik, hipertansiyonlu hastalarda, hiperkalemi (> 5.5 mEq/l) irbesartan grubundaki hastaların % 46.3'ünde (çok sık) ve plasebo grubundaki hastaların % 26.3'ünde görülmüştür. İrbesartanla tedavi edilen ve ilerlemiş diyabetik böbrek hastalığı bulunan hipertansiyonlu hastalann %1.7'sinde (sık), hemoglobin düzeyinde klinik açıdan anlamlı olmayan bir düşme gözlenmiştir.
Bunlara ek olarak, irbesartanm piyasaya çıkmasından bugüne kadar, aşağıdaki advers reaksiyonlar da bildirilmiştir; bu advers reaksiyonlar spontan raporlardan elde edilmiş olup görülme sıklıkları belirlenememiştir:
Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Diğer anjiyotensin II reseptör antagonistlerinde olduğu gibi, kızartı, ürtiker, anijiyoödem gibi aşın duyarlılık reaksiyonlan nadiren bildirilmiştir.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları:
Hiperkalemi
Sinir sistemi hastalıkları:
Baş ağnsı
Kulak ve iç kulak hastalıkları:
Tinnitus
Gastrointestinal hastalıklar:
Tat değişikliği
Hepatobiliyer hastalıklar:
Hepatit, anormal karaciğer fonksiyonu
Kas-iskelet bozuklukları, bağdoku ve kemik hastahklan:
Artralji, miyalji (bazı vakalarda artmış plazma kinaz seviyeleri ile birlikte), kas kramplan
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:
Böbrek yetmezliği de dahil olmak üzere risk altındaki hastalarda görülen böbrek fonksiyon bozukluklan (Bkz. Bölüm 4.4.)
Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Lökositoklastik vaskülit
Anjiyotensin II reseptör blokörleri alan hastalarda nadir vakalarda rabdomiyoliz bildirilmiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediatrik popülasyon:
Yaşlan 6 ile 16 arasında değişen, 318 hipertansiyonlu çocuk ve adolesanda yapılan randomize bir çalışmada, araştırmanın 3 hafta süreli çift-kör fazında aşağıdaki advers etkiler meydana gelmiştir: Baş ağnsı (%7.9), baş dönmesi (%1.9), öksürük (%0.9)
Bu araştırmamn 26 haftalık açık-etiketli döneminde en yaygın gözlenen laboratuar anormallikleri, ilacı kullanan çocukların % 2 sinde ortaya çıkan yüksek CK düzeyleri ve kreatinin yükselmeleri (%6.5) olmuştur.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
8 hafta boyunca günlük 900 mg'a kadar olan dozlarda irbesartan alan yetişkinlerde toksisite görülmemiştir. Doz aşımımn en sık rastlanan belirtilerinin hipotansiyon ve taşikardi olacağı tahmin edilmektedir. Aynca doz aşımına bağlı bradikardi de görülebilir. İrbesartan ile doz aşımının tedavisine yönelik özel bir bilgi yoktur. Hasta yakından izlenerek, semptomatik ve destekleyici tedavi yapılmalıdır. Hastanın kusturulması ve/veya mide lavajı önerilir. Doz aşımımn tedavisinde aktif kömür de yararlı olabilir. İrbesartan hemodiyalizle vücuttan uzaklaştınlamaz.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
5.1. Farmakodinamik özellikleri
Farmakoterapötik grubu: Anjiyotensin-II antagonistleri ATC kodu: C09CA04
Etki mekanizması:
İrbesartan anjiyotensin-II reseptörlerinin ATj alt tipinin güçlü, oral olarak aktif ve selektif antagonistidir. İrbesartamn, kaynağı ya da sentez yolundan bağımsız olarak ATı reseptörlerinin aracılık ettiği anjiyotensin-II etkilerinin hepsini bloke etmesi beklenmektedir. Anjiyotensin-II (ATı) reseptörlerinin selektif olarak antagonize edilmesi, plazma renin ve anjiyotensin-II düzeylerinin yükselmesine ve plazma aldosteron konsantrasyonunun azalmasına neden olur. Önerilen dozlarda tek başına irbesartan, serum potasyum düzeyi üzerinde önemli bir etki göstermez. İrbesartan, anjiyotensin-II'yi oluşturan ve bradikinini inaktif metabolitlerine parçalayan bir enzim olan ADE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) (kininaz II) enzimini baskılamaz. İrbesartan aktivitesi için metabolik yoldan aktivasyona gerek yoktur.
Klinik etkinlik:
Hipertansiyon:
İrbesartan, kalp atım hızını minimum düzeyde etkileyerek kan basıncını düşürür. Kan basıncındaki düşme, günde tek dozluk uygulamalar için 300 mg'ın üzerindeki dozlarda plato yapmaya eğilim ile birlikte doza bağlıdır. Günlük tek doz 150 mg ve 300 mg'lık uygulamalar ile elde edilen oturur ya da yatar pozisyondaki kan basıncı değerlerindeki düşme (uygulamadan 24 saat sonra) ortalama 8-13/5-8 mmHg (sistolik/diyastolik) olup, bu değerler
plasebo ile elde edilenden daha yüksektir. Kan basıncındaki maksimum düşüşe, uygulamayı takiben 3-6 saat içinde ulaşılır ve en az 24 saat boyunca kan basıncı düşürücü etki korunur. 24 saatteki kan basıncı düşüşü, önerilen dozlarda alınan diyastolik ve sistolik cevaplann doruk değerlerinin % 60-70'dir. Tek doz 150 mg ile 24 saatte elde edilen ortalama ve kan basıncı değerleri, aym toplam dozun günde 2 defada uygulanması ile elde edilen değerlerle eşdeğerdir.
İrbesartanın kan basıncım düşürücü etkisi, tedavinin başlangıcından sonra 1-2 hafta içinde belirgin hale gelir ve 4-6 hafta içinde maksimum etkisine ulaşır. Antihipertansif etki uzun süreli tedavi boyunca devam eder. Irbesartan tedavisi kesildikten sonra, kan basıncı yavaş yavaş başlangıçtaki değerine döner. Rebound hipertansiyon görülmemiştir.
Irbesartamn tiyazid tipi bir diüretikle birlikte kullanımı sonucu kan basıncım düşürücü etkisi artar. Tek başına irbesartan ile yeterli oranda kontrol altına alınamayan hastalarda, günde tek doz irbesartan tedavisine düşük doz hidroklorotiyazid (12.5 mg) ilavesi ile kan basıncı değerlerinde 7-10/3-6 mmHg (sistolik/diyastolik) ek düşme sağlanır.
SANBARTAN'm etkinliği yaş veya cinsiyetten etkilenmez. Diğer renin-anjiyotensin sistemini etkileyen ilaçlarda olduğu gibi, siyah ırkta hipertansif hastalar irbesartan monoterapisine daha az cevap verirler. İrbesartanın düşük doz hidroklorotiyazid (örneğin günde 12.5 mg) ile birlikte uygulanması siyah ırka ait hastalardaki antihipertansif cevabı beyaz ırk hastalannkine yaklaştınr. Serum ürik asit veya üriner ürik asit sekresyonlanna klinik olarak önemli etkisi yoktur.
Yaşları 6 ile 16 arasında değişen, risk altındaki 318 (diyabetli, ailesinde hipertansiyon öyküsü bulunan) hipertansiyonlu çocuk ve adolesanda, irbesartanın düşük (0.5 mg/kg), orta (1,5 mg/kg) ve yüksek (4,5 mg/kg) hedef titrasyon dozlarıyla kan basıncındaki düşüş, üç haftalık bir dönem boyunca incelenmiştir. Üç haftanın sonunda primer etkililik değişkeninde başlangıca nazaran görülen ortalama düşüş, oturur konumdaki sistolik kan basıncı için düşük doz ile, 11.7 mmHg; orta doz ile 93 mmHg ve yüksek doz ile 13.2 mmHg seviyesinde bulunmuştur. Bu dozlar arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Oturur konumdaki diyastolik kan basıncı için ayarlanmış ortalama değişiklik sırasıyla düşük doz ile, 3.8 mmHg; orta doz ile 3.2 mmHg ve yüksek doz ile 5.6 mmHg seviyesinde bulunmuştur. Bunu takiben hastalann aktif ilaç veya plasebo alacakları şekilde yeniden randomize edildikleri iki haftalık ilave bir dönem boyunca plasebo alan hastalarda oturur durumdaki sistolik kan basıncında
2.4, diyastolik kan basıncında 2.0 mmHg düzeyinde bir artış görülmüştür. İrbesartan alan hastalarda ise bütün dozlarda oturur durumdaki sistolik kan basıncında +0.1 ve diyastolik kan basıncında - 0.3 mmHg düzeyinde bir değişiklik tespit edilmiştir (Bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli).
Hipertansiyon ve renal hastalıkla birlikte tip 2 diyabet:
“İrbesartan Diyabetik Neft-opati Çalışması” (IDNT) irbesartanın kronik böbrek yetmezliği ve aşikar proteinürisi olan hastalardaki böbrek hastalığının ilerlemesini azalttığını göstermektedir, İrbesartan diyabetik nefropati çalışması (IDNT) irbesartan, amplodipin ve plasebo arasında karşılaştırmalı olarak yapılmış çift kör, kontrollü, morbidite ve mortalite çalışmasıdır. Proteinüri >900 mg/gün ve serum kreatinin aralığı 1.0-3.0 mg/dl olan 1715 tip 2 diyabetik hipertansif hastada irbesartan'ın böbrek hastalığının ilerleyişi ve tüm nedenlere bağh mortalite üzerine uzun dönemdeki etkileri (ortalama 2.6 yıl) incelenmiştir, irbesartan 75 mg'dan idame dozu olan 300 mg'a kadar, amlodipin 2.5 mg'dan 10 mg'a kadar titre edilmiştir ve plasebo tolere edildiği gibi kullanılmıştır. Başlangıç sistolik kan basıncı 160 mmHg'nin üstünde olduğunda, önceden tammlanan hedef kan basıncı olan <135/85 mmHg veya sistolik basınçta 10 mmHg'lık azalmaya ulaşabilmek için tüm tedavi gruplanndaki hastalar tipik olarak 2
-A
arasında değişen antihipertansif ajan (diüretikler, beta blokerler, alfa blokerler gibi) kullanmıştır. Plasebo grubundaki hastaların % 60'ı bu hedef kan basıncma ulaşırken irbesartan ve amplodipin grubundaki hastaların sırasıyla % 76 ve % 78 'i bu hedef kan basıncına ulaşmıştır. İrbesartan, serum kreatininin iki katına çıkması, son dönem böbrek hastalığı veya tüm nedenlere bağlı mortaliteden oluşan birincil birleşik sonlanım noktasımn relatif riskini anlamlı olarak azaltmıştır. İrbesartan grubundaki hastaların yaklaşık %33'ü birincil renal birleşik sonlanım noktasına ulaşmıştır. Plasebo grubunda bu oran %39, amlopidin grubunda % 41'dir (plaseboya (p=0.024) karşı %20 relatif risk azalması ve amplodipine (p=0.006) karşı %23 relatif risk azalması). Birincil sonlamm noktasının birleşenleri tek tek değerlendirildiğinde tüm nedenlere bağlı mortalitede etki görülmezken, son dönem böbrek hastalığmm azalmasında olumlu bir eğilim ve serum kreatininin iki katına çıkmasında anlamlı azalma gözlenmiştir.
Cinsiyet, ırk, yaş, diyabet süresi, başlangıç kan basıncı, serum kreatinini ve albümin atılımı oram alt gruplar arasında tedavi etkisi açısından değerlendirilmiştir. Tüm tedavi grubunun sırasıyla %32 ve %26'sım oluşturan kadın ve siyah ırktan olanlann oluşturduğu alt gruplarda güven aralığımn dışında kalmasa da böbrek yararlanımı açık olmamıştır, Plasebo grubuna karşı irbesartan grubundaki kadınlarda ölümcül olmayan miyokard enfarktüsü sıklığında artış ve erkeklerde ölümcül olmayan miyokard enfarktüsü sıklığında azalma gözlenmiş olsa da ölümcül olan ve ölümcül olmayan kardiyovasküler olayların oluşturduğu ikincil sonlanım noktasında tüm popülasyonu oluşturan üç grup arasında fark yoktur. Amlodipin tedavi grubu ile karşılaştınldığmda irbesartan tedavi grubunda kadınlarda Ölümcül olmayan miyokard enfarktüsü ve inme sıklığı artmıştır. Tüm popülasyonda kalp yetmezliğine bağlı hastaneye yatma ise azaltılmıştır. Kadınlardaki bu bulgular tam olarak açıklanmamıştır.
İrbesartan'ın “Tip
2
Diyabetes Mellituslu Hipertansif Hastalarda Mikroalbüminüri Üzerine Etkisi” çalışması (IRMA 2), 300 mg dozunda irbesartamn, mikroalbüminürili hastalarda aşikar proteinüriye ilerleyişi geciktirdiğini göstermiştir. IRMA 2, tip 2 diyabetli, mikroalbüminürili (30-300 mg/gün) ve normal böbrek fonksiyonu olan (serum kreatinini <1.5 mg/dl erkeklerde ve <1.1 mg/dl kadınlarda) 590 hastanın alındığı plasebo kontrollü, çift kör bir morbidite çalışmasıdır. Çalışmada irbesartan'm klinik (aşikar) proteinüriye ilerleyişteki uzun dönemli (2 yıl) etkileri araştınimıştır (üriner albümin atılım hızı (UAER) >300 mg/gün ve UAER başlangıç değerlerinden en az % 30 artış). Önceden belirlenen hedef kan basıncı <135/85 mmHgMır. Hedef kan basıncına ulaşabilmek için başka hipertansif ajanlar da (ADE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör antagonistleri ve dihidropiridin grubu kalsiyum kanal blokerleri haricinde) eklenmiştir. Tüm tedavi gruplarında benzer kan basıncı değerlerine ulaşılırken, aşikar proteinüri olan sonlanım noktasına plasebo (% 14.9) veya 150 mg irbesartan grubuna (% 9.7) kıyasla 300 mg irbesartan grubunda daha az hasta (% 5.2) ulaşmıştır. Plasebo (p=0.0004) grubuyla karşılaştırılınca yüksek dozda relatif risk azalması % 70'dir. Glomerüler filtrasyon hızında (GFR) eşlik eden bir iyileşme tedavinin ilk üç ayında gözlenmemiştir. Klinik proteinüriye ilerleyişteki yavaşlama en erken 3 ayda belirginleşmiş ve 2 yıllık süre boyımca devam etmiştir. İrbesartan 300 mg grubunda (%34) normoalbüminüriye gerileme (<30 mg/gün) plasebo grubundan (%21) daha sık olmuştur.
5.2. Farmakokinetik Özellikler
Emilim:
İrbesartan, oral yoldan uygulamayı takiben iyi absorbe edilir; ortalama mutlak biyoyararlammı yaklaşık % 60-80'dir. İrbesartanın biyoyararlanımı yemeklerden etkilenmez.
Dağılım:
Plazma proteinlerine yaklaşık % 96 oranında bağlanır, kanda bağlanma oram ise dikkate alınmayacak kadar düşüktür. Dağılım hacmi 53-93 litredir. C işaretli irbesartamn oral veya intravenöz uygulanmasım takiben plazmada dolaşan radyoaktif maddenin %80-85'i değişmemiş irbesartandır.
Bivotransformasvon:
İrbesartan, karaciğerde glukuronid konjügasyonu ve oksidasyon yollanyİa metabolize edilir. Dolaşımdaki başlıca metaboliti irbesartan giukuronittir (yaklaşık % 6). Sitokrom P450 izoenzimleri ile yapılan in vitro oksidasyon çalışmalannda, irbesartamn esas olarak CYP2C9 tarafından okside edildiği, CYP3A4 ile metabolizasyonunun önemsiz olduğu kaydedilmiştir.
İrbesartan 10-600 mg terapötik doz aralığında doğrusal ve doz ile orantılı farmakokinetik özellikler gösterir. Önerilen maksimum dozun iki katma karşılık gelen 600 mg dozunda, oral emilimde orantılı olandan daha düşük bir artış gözlenmiştir; bunun mekanizması bilinmemektedir. Oral yoldan uygulamayı takiben 1.5-2 saat sonra doruk plazma konsantrasyonlanna ulaşır.
Eliminasvon:
Total plazma ve böbrek klerensleri sırasıyla 157-176 ve 3-3.5 ml/dakika arasındadır. İrbesartamn terminal eliminasyon yan ömrü ortalama 11-15 saattir. Günde tek doz uygulamaya başlandıktan sonra, 3 gün içinde kararlı durum konsantrasyonlanna ulaşır. Günde tek doz olarak tekrarlanan uygulamalarda irbesartamn plazmada sımrlı miktarda (< %20) biriktiği kaydedilmiştir. Bir çalışmada, hipertansif kadın hastalarda bir şekilde daha yüksek irbesartan plazma konsantrasyonlan gözlenmiştir. Bununla beraber, irbesartamn yan-ömrü ve birikme miktannda fark saptanmamıştır. Kadın hastalarda doz ayarlatmasına gerek yoktur. Yaşlı kişilerde (65 yaş ve üzeri) irbesartamn EAA ve Cmaks değerleri gençlerinkinden (18-40 yaş) bir şekilde daha yüksektir. Ancak, terminal eliminasyon yan ömrü önemli oranda değişmemiştir. Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez. İrbesartan ve metabolitleri hem
14
safra hem de böbrek yoluyla vücuttan atılırlar. C işaretli irbesartamn oral ya da intravenöz uygulanmasım takiben, radyoaktif maddenin yaklaşık %20'si idrarda ve kalanı feçeste bulımur. Dozun %2'den daha az oranı idrar ile değişmeden atılır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
İrbesartamn farmakokinetiği, böbrek bozukluğu olan ya da hemodiyalize giren hastalarda anlamlı derecede değişmemiştir. İrbesartan hemodiyalizle vücuttan uzaklaştınlamaz.
Karaciğer vetmezliği:
Hafif ve orta derecede karaciğer sirozu olan hastalarda, irbesartamn farmakokinetiği anlamlı derecede değişmez. Ciddi karaciğer sirozu olan hastalarda çalışma yapılmamıştır.
Pediatrik popülasvon:
İrbesartamn farmakokinetik özellikleri, 23 hipertansif çocuk üstünde yapılan bir çalışmayla incelenmiştir. Hastalara 4 hafta süreyle (2 mg/kg) günde tek doz veya multipl doz şeklinde ve maksimum günlük doz 150 mg olacak şekilde irbesartan verilmiştir. 23 çocuktan 21 tanesinin (12 yaşın üstünde olan on iki çocuk ve yaşı 6 ile 12 arasında olan dokuz çocuk) erişkinlerle farmakokinetik özellikler açısından kıyaslanabilir olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar çocuklardaki Cmaks, eğri altındaki alan (EAA) ve klerens hızlannın, günde 150 mg irbesartan alan erişkinlerle kıyaslanabilir olduğunu göstermiştir. Günde tek doz şeklinde tekrarlayıcı şekilde uygulanmasıyla, irbesartanm plazmada sımrlı bir (% 18) birikime uğradığı gözlenmiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik olarak uygun dozlarda verilen irbesartanm anormal sistemik ya da hedef organ toksisitesine yol açtığına dair veri yoktur. Klinik dışı güvenlilik çalışmalannda, yüksek doz irbesartanm (sıçanlarda >250 mg/kg/gün ve makaklarda >100 mg/kg/gün) kırmızı kan hücresi parametrelerini (eritrosit, hemoglobin, hematokrit) düşürdüğü gözlenmiştir. İrbesartan, sıçanlarda ve makaklarda çok yüksek dozlarda (>500 mg/kg/gün) böbreklerde dejeneratif değişikliklere (interstisyel nefrit, tübüler distansiyon, bazofilik tübüller, plazma üre ve kreatinin konsantrasyonlannda artış gibi) sebep olur; bu etkilerin renal perfuzyonunun azalmasına yol açan hipotansif etkilere bağlı olduğu düşünülmektedir, İrbesartan, aynca, jukstaglomerüler hücrelerde hiperplazi/hipertrofi başlatmıştır (sıçanlarda >90 mg/kg/gün, makaklarda >10 mg/kg/gün). Bütün bu değişikliklerin irbesartanm farmakolojik etkinliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Renal jukstaglomerüler hücrelerin hiperplazi/ hipertrofisi, insanlara uygulanan terapötik dozlardaki irbesartanla ilişkili gibi görünmemektedir.
Mutajenite, klastojenite ya da karsinojeniteyi gösteren herhangi bir veri bulunmamaktadır. İrbesartanla yapılan hayvan çalışmalarında, sıçan fetüslarmda doğumdan sonra kaybolan geçici toksik etkiler (böbreğin pelvis kavitasyonunda artış, hidroüreter ya da cilt altı ödemi) gözlenmiştir. Tavşanlarda, ölüm dahil, önemli matemal toksik etkilere sebep olan dozlarda düşük ya da erken resorpsiyon bildirilmiştir. Sıçan veya tavşanlarda teratojenik etki gözlenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mikrokristalin selüloz Laktoz monohidrat Kroskarmeloz sodyum Silika, kolloidal, susuz Hipromeloz (Pharmacoat 603)
Mikrokristalin selüloz, silikalı Magnezyum stearat Hipromeloz (Pharmacoat 606)
Hidroksipropilselüloz Makrogoller Titanyum dioksit Talk
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizlik bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
25®C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajm niteliği ve içeriği
28 film tablet içeren Al/PVC/PVDC blisterlerde ambalajlanmıştır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullamimamış olan ürünler ya da atık materyaller 'Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği' ve 'Ambalaj ve Ambalaj Atıklanmn Kontrolü Yönetmelikleri'ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sandoz İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Küçükbakkalköy Mah.
Şehit Şakir Elkovan Cad.
No:2 34750 Kadıköy/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
134/93
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 26.11.2012 Ruhsat yenileme tarihi:-
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ