KISA BILG^1. BEŞERİ TIBB ÜRj^N ADI
DEKSİT 25 mg/8 mg tablet
2. ^^ATİF VE KAN^^TİF ^^^İMEtkin maddeler:
Her bir tablet 25 mg deksketoprofene q;deier 36,9 mg deksketoprofen trometamol ve 8 mg ti^^^^ikosid içerir.
Yadıma maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakmız.
3. FARMA^OTİK FORM
Tablet
Sarımsı, yuvarlak, düz çentikli tablet görünümündedir. Çentik, tabletin 2 eşit parçaya bölünmesini kolaylaştırmaktadır.
4. K^MK ÖZELUKLER
4.1. Terapitik endikasyonlar
D^^İT osteoartrit, vertebral kolonun ^^lı sendromla^^klem romatizma, ^ılı kas
spazmlarının semptomatik tedavisinde, travma sonram ve postoperatif ^^a endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/ uygulama sık^^^^e süresi
Önerilen ve ^^lük maksimum doz, her 12 saatte bir (^^de 2 kez) bir tablet (25 mg / 8 mg) yani bir ^mde en fazla 2 (50 mg/16 mg deksketoprofen/ti^^^^ikosid/^ı) tablettir.
Önerilen tedavi süresi 5-7 ^mdür, toplam tedavi süresi ^Pşık 7 ^n ile sınırlıdır. Önerilen dozla^^^ ^^nasmdan veya u^rn süreli kull^^^^^^ kaçımlmaMır.
Uygulama şekli:
Sadece ^ızdan kullum içindir.
Tabletler tok k^mna bir
Belge Do
yolu ile uygulamay takiben diyare ortaya çık
2Öz^ü
lasyonlara il^kin ek bilgiler:
Böbrek/Karac^er yetmezl^:
Deksketoprofen
Hafif derec^^^öbrek fonksiyon bozukluu olan hastalarda (kreatinin klirens 50-80 mL/dak) b^^n^ dozu 50 mgtoplam doza indirilmelidir. Deksketoprofen o^^^etli böbrek
fonksiyon bozukluk olan hastalarda (kreatinin klirens<50 mL/dak) kullmılmama^ır.
Hafif veya orta derecede karac^er fonksiyon bozukluu bulunan hastalar tedaviye düşük dozlarda (50 mg toplam ^^ük doz) b^^ımdı ve y^^an izlenmelidir. Deksketoprofen şiddetlikarac^er fonksiyon bozukluu olan hastalarda kullrnılmamaMır.
Ti^^)lşikosid
Ti^^^^ikos^^ böbrek/karac^er yetmezl^i olan hastalardaki ^venilirlik ve etkinl^i incelenmem^tir.
Pediyatrik p^ülasyon:
Deksketoprofen
Çocuklarda ve adelosanlarda deksketoprofenin güvenlilii ve etkililiini belirlemeye yönelik çalışma yapılmadıından, 18 yaşından küçüklerde kullanımı önerilmemektedir.
Tiyokolşikosid
Tiyokolşikosidin 16 yaşın altındaki çocuklarda kullammı önerilmemektedir.
DEKSİT, 18 yaşın altındaki çocuklarda kullamimamalıdır.
Geriyatrik p^ülasyon:
Deksketoprofen
Y^ı hastalarda deksketoprofen tedavisine dozaj ara^mn en düşüünden (50 mg toplam ^^ük doz) b^^ım^ı önerilmektedir. İyi tolerans ^^terdikleri d^ıda^ktan sonra dozaj genelpopülas^^^ ^in önerilen miktarlara ^^^ilebilir.
Bu belge
Belge 6Q3NRQ3NRZW56ZmxXRG83M0FyZmxX Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
Ti^^^^ikosidin y^ı hastalardaki ^venilirlik ve etkinimi incelenmem^tir.
Non-steroidal antiinflamatuvar il^ (NSAİ) içeren i^çlar ile tedavi sıra^nda Gastrointestinal Sistem (GSyde oluşabilecek kanamalar asından hastal^^ düzenli olarak izlenmesi gerekir.
4.3. Kontrendikasyonlar
D^^İT durumlarda kontrendikedir:
• Deksketoprofene, tiyokdşikoside, d^er NS^Ü'lere veya D^^^T'in içersindeki herhangi bir y^^ma maddeye k^ıduy^^^ı olan hastalar,
• G^ek paralizide, adale hipotonisinde,
• Kanama problemleri olan ve antikoa^^^ ilaç kullanan hastalarda,
• Gastrointestinal kanama veya d^er aktif kanamalm veya kanama bozukluu olan hastalarda,
• Aktif veya şüpheli peptik ülseri/kan^ası olan hastalarda veya tekrarlayan peptik ülser/kanama (k^tlanmş ülse^^^ıe veya kan^^atun iki veya daha fa^^^ ferklı episodu)veya kronik dispepsiolan hastalarda,
• ^ önceki NS^H tedavisi ile ilgili olarak gastrointestinal kanama veya delinme öyküsü olan hastalarda,
• Crohn h^^^ı veya ülseratif koliti olan hastalarda,
• ^ronşiyal astım ö^^üsü olan hastalarda,
• Şiddetli kalp yetersizl^i olan hastalarda,
• Orta veya şiddet^^ıbrek fonksiyon bozukl^lu olan hastalarda,
• Şiddetli karayer fonksiyon bozukluu olan hastalarda,
• Hemorajik diatezi veya dS^^ ^^laşma bozukl^^^ ^an hastalarda,
• Koroner arter bypass greft (KABG) ameliya:ı durumunda perioperatif tedavisinde
(bkz. 4.4),
• Tüm gebelik ve laktasy^^üresince,
• Çocuk doyurma potansiyeli olan ve etkili kontrasepsiyon kullanmayan kanlarda
kontrendikedir (bkz. 4.6),
• 18 yaş ve altındaki hastalarda,
• Aspirin veya dier NSAİİTerin alımı sonucunda astım, ürtiker veya alerjik tipte reaksiyonöyküsü olan hastalar tarafından kullanılmEimadıdır. Bu tür hastalarda NSAİI'ye balı
şiddetli, nadiren ölümcül olan, anafilaksi benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Bölüm
4.4).
4.4. Özel kulla^n uyanla^^ ^ önlemleri
Deksketoprofen
Kardiyovasküler (KV) riskler:
-NSAİl'ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine balı olarak artabilir. KV hastalıı olan veyaKV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
DEKSİT TABLET koroner arter by-pass cerrahisi preoperatif arı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (Gİ) riskler:
NSAİİTer kanama, ülserasyon, mide veya baırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı birsemptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler.
Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
Uy^Eir:
Çocuklarda ve adolesanlarda deksketoprofenin kull
u
m ^venilirl^i tespit edi^^oniştir.
Alerjik durum hikayesi olan hastalarda kull^^ken dikkatli olunmadır.
Yaşlılarda NSAİİTer ile istenmeyen etkilerin insidansı yüksektir. Bu hastalarda tedaviye düşük dozlarda başlanmalıdır.
DEKSİTTn ^çici siklooksijenaz-2 (COX-2) inhibitörleri dahil d^er NSÂİTer ile ^ zamanlı olarak kull^^^^^rn kaçınılmadır. Semptomlar kontrol etmekte gerekli olan en kısa süre içinetkili olan en düşük dozu kullmılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (bkz. ^dim 4.2).
Gastrointestinal (Gİ) etkiler-Gl ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:
Deksketoprofen dahil NS^ÜTer, mide, ince barsak veya kahn barsakta inflamasyon, kanama, ülserasyon veya perforasyon gibi ölüm^ olabilen ciddi G advers etkilere neden olabilir. BirNS^n ile tedavi sm^da ciddi bir G advers olay gel^tiren her b^ hastadan yalıca birisemptomatiktir. NS^Ter nedeniyle üst G ülser, bü^k kanama veya perforasyonlamı, 3 ila 6ay breyle tedavi edilen hastalmn yakl^k %1'inde, bir yİ tedavi giren hastalan ise y^^şık
%2 ila %4^ ar^^^a meydSna'gel^i'l
kullanım süresinin uzaması
Belge Do
FyZmxX
ile devam eder ve hastanın tedavisinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİ olay gelişirime olasılıını arttırır. Ne var ki, kısa süreli tedavi dahi risksiz delildir.
NS^n'ler, önceden ülser h^^ıı veya G kanama hikayesine sahip hastalara ^etelenirken son derece dikkatli olu^alıdır. Yollan ça^^ıalar, NS^^odlanan, önceden peptik ülser ve/veyaG kanama hikayesine sahip hastalar, bu risk f^örlerine sahip olmayan hastalara kyasla Gİkanama gel^tirme riskinin 10 kat fazla old^^nu ^steraıiştir. Ülser hikayesine ek olarak yollança^^ıalarda, G kanama riskini kırabilecek ^^^^kiler gibi birlikte uygulanan bir çok tedavive komorbiditeye yol ^abilecek bir çok durum tanımlan^ıtır: oral kortikosteroidlerle tedavi,antikoa^knlarla (varfarin) veya antitrombosit ajanlarla (aspirin) tedavi, ^çici serotonin geriahm inhibtorleri ile tedavi, NS^'ler ile tedavinin uz^^^ı, sigara kullum, alkol kullmrnı,ilerlem^ y^ ve genel sa|hk durumunun kötü olm^ı. Fatal G olaylarspontan
raporlum çoju yaşlı ve genel salık durumu bozuk hastalar tarkıdan bildiriliştir; bu nedenle bu popülasyonda tedavi u^^amrkm özellikle dikkatli olmak gerekmektedir.
Gİ sistemle ilişkili bir advers olaym potansiyel riskini en aza indirmek için, hastalar mümkün oİEm en kısa süreyle ve en düşük etkili NSAİİ dozu ile tedavi edilmelidir. Hastalar ve doktorlarNSAİİ tedavisi sırasında Gİ ülserasyon ile kanama belirti ve semptomlan açısından dikkatliolmalıdırlar ve eer ciddi Gİ olaylardan şüphelenilirse hemen ek bir deerlendirme yapılmalı veilave bir tedaviye başlanmeılıdır. Eer ciddi advers olay ortadan kedkmazsa, NSAİİ tedavisidurdunılmedıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, NSAİİ'leri içermeyen alternatif tedavilerdikkate alınmalıdır.
Uyarıcı semptomİEir veya ciddi Gİ olay öyküsü olsun veya olmasın, tedavinin herhangi bir aşamasında, ölümcül olabilen Gİ kanama, ülserasyon veya perforasyon, tüm NSAİİ'ler ilebildirilmiştir. DEKSİT alan hastalarda Gİ kanama ya da ülserasyon ortaya çıktıında tedavi
kesilmelidir.
Özellikle kanama ya da delinme ile komplike ohnuş (bkz. Bölüm 4.3) ülser geçmişi olan hastalarda ve yaşlılarda, NSAİİ dozu arttıkça gastrointestinal kanama, ülserasyon ya da
perforasyon riski de artar.
Yaşlılar: Yaşlılarda, NSAİİ'lerin, özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve
>u belge,-güvenli elektiıoııik, İmza İlâ İmzalanmıştır,.ı . ı* /ı ıA/¦^\
Bütün NSAİİ'lerde olduu gibi deksketoprofen trometamol tedavisine başlamadan önce tamamen iyileşme olduundan emin olmak için herhangi bir özofajit, gastrit ve/veya peptik ülsergeçmişi araştırılmalıdır. Gastrointestinal semptomlar veya gastrointestinal hastalık öyküsü olanhastalar sindirim bozuklukları, özellikle de gastrointestinal kanama açısından izlenmelidir.
NSAlİ'ler, gastrointestinal hastdık öyküsü (ülseratif kolit, Crohn hastalıı) olan hastdara, hastalıklanmn şiddetini arttırabileceinden (bkz. Bölüm 4.8) dikkatli bir şekilde verilmelidir.
Bu hastalarda ve aynı zamanda eş zamanlı düşük doz asetilsalisilik asit veya gastrointestinal kanama riskini artırması muhtemel dier ilaçların kullammımn gerektii hastalarda, koruyucuajanlar (öm.ile birlikte ilave tedavi düşünülmelidir.
Gastrointestinal toksisite öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlılar, normal olmayan abdominal semptomları (özellikle gastrointestinal kanamayı) özellikle tedavinin başlangıç evresinde
bildirmelidir.
Ülserasyon veya kanama riskini arttırabilecek oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, seçici serotonin geri alım inhibitörleri veya asetilsalisilik asit gibi antitrombositilaçları eşzamanlı alan hastalarda dikkatli olunması tavsiye edilmiştir (bkz. Bölüm 4.5).
Tüm non-selektif NSAİİTer trombosit agregasyonunu inhibe edebilir ve prostagİEindm sentezinin
^^^^^üir. Bu nedenle, hemostazı etkileyen varfarin ya da dier kumarinler veya heparinler ile tedavi uygulanan hastal^ı deksketoprofen trometamolkullanması öneri
lm
ez.
Renal etkiler:
Uzun süreli NSAli kullanımı renad papiler nekroz ve dier renal hasarİEira yol açmeıktadır. Ayrıca, renal prostaglandinler renal perfüzyonun idamesinde kompanse edici bir rol oynadıı içinhastalarda renal toksisite de görülmüştür. Böyle hastalarda NSAİİ uygulanması prostaglandinformasyonunda ve ikincil olarak da renal kan akışında doza balı bir azalmaya sebep olabilmekte,bu da aşikar renal dekompansasyonu hızlandırabilmektedir. Bu tür bir risk altındaki hastalar,
ve
|
|
11^n1.1Bubelge, güvenli elektronikifözaile imzal^mıştıı;.. «ı•ı ı ı*
Belge ı^ıetmüıgı.
anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü kulİ8inanlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin durdurulmasımn ardmdan genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.
Bütün NSAİİ'ler gibi, DEKSiT plazma üre eızotunu ve kreatinini arttırbilir. Dier prostaglandin sentez inhibitörleri gibi glomerüler nefrit, intersitisyel nefrit, renal papiller nekroz, nefrotinsendrom ve akut rend yetmezlie yol açabilen renal sistem üzerinde istenmeyen etkilerle ilişkiliolabilir.
İlerlemiş böbrek hastalıkları:
Deksketoprofen trometamolün ilerlemiş böbrek hastalıı olan hastalarda kullammma ilişkin kontrollü çalışmalardan elde edilmiş bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilerlemiş böbrekhastalıı olan hastalarda DEKSİT tedavisi önerilmemektedir. Eer DEKSİT tedavisibaşlatılmışsa, hastanın rend fonksiyonlarının yakından takip edilmesi önerilir.
Kardiyovmküler trombotik olaylar:
Çok sa^^ selektif COX-2 ve non-selektif NSAİİ ile yollan, 3 yla varan klinik çd^ıalarda ölümdi olabilen, ciddi kardiyov^üler (KV) trombotik olay, miyokard inf^^sü ve inmeriskinde artma ^terilm^tir. COX-2 selektif ve non-selektif tüm NS^Ter benzer risktaşıyabilir. Kardiyovaskiler hastacı old^u veya kardiyov^üler h^^hk riski taşıdıı bilinenhastalar daha ^ksek bir risk altoda olabilir. NSAİİ tedavisi gören hastalarda adverskardiyovasküler olay görülme riski olasılıım eızaltoak için en düşük etkili doz mümkün olan enkısa süreyle kullamimalıdır. Önceden görülmüş bir kardiyovaskülersemptom olmasa bile hekimve hasta böyle olay gelişimlerine karşı tetikte olmalıdır. Hasta, ciddi kardiyovasküler olaylarınsemptom ve/veya belirtileri ile bunlann görülmesi halinde yapması gerekenler konusundabilgilendirilmelidir.
Eş zamanlı olarak aspirin kulla
nını
n, NSAİİ kullammma balı artmış ciddi kardiyovasküler trombotik olay riskini azalttıı yönünde tutarlı bir kamt bulunmamaktadır. NSAİİ'nin aspirinleeş zamanlı olarak kullanımı ciddi Gİ olay görülme riskini arttırmaktadır (bkz. Bölüm 4.4).
Koroner arter bypass greft (KABG) ameliyatını takip eden ilk 10-14 günlük dönemde arı tedavi^^^CTİlen COX-2 selektif bir NSAİİ üzerinde gerçekleştirilen iki büyük, kontrollü
klinik çalışmada miyokard infarktüsü ve inme insidansmda artış görülmüştür (bkz. Bölüm 4.3).
Kontrol edilemeyen hipertansiyon, konjestif kalp yetmezlii, iskemik kalp hastalıı tanısı konan, perifer^d arter hastalıı ve/veya serebrovasküler hastalıı olan hastalarda dikkatli bir şekildedüşünüldükten sonra DEKSİT ile tedavi edilmelidir.
Hipertansiyon:
Dier tüm NSAli'lerde olduu gibi, deksketoprofen trometamol da hipertansiyon oluşumuna veya daha önce mevcut hipertansiyonun kötüleşmesine ve bu iki durum da kardiyovaskülerolaylar riskinin artmasına neden olabilir. Tiazid grubu diüretikler ya da loop (kıvnm) diüretiklerile tedavi edilen hastaların NSAİİ'leri kullamrlarken diüretik tedavi yamtları bozulabilir.Deksketoprofen trometamol da dahil, NSAlİ'ler hipert^ınsiyonlu hastalarda dikkatlikullanılmalıdır. Deksketoprofen trometamol tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kanbasıncı yakından izlenmelidir.
Konjestif kalp yetmezlik ^ ödem:
Deksketoprofen trometamol dahil NSAİİ'ler ile tedavi edilen bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle, DEKSİT sıvı retansiyonu veya kalp yetmezlii olan hastalardadikkatle kullanılmalıdır.
Hipertansiyon ve/veya hafif-orta konjestif keılp yetmezlii öyküsü olan hastalarda NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak sıvı tutulumu ve ödem bildirildii için uygun izlem ve öneriler gereklidir.
Yaşlı hastalarda böbrek, kardiyovasküler veya karacier fonksiyon bozukluu ortaya çıkması daha olasıdır (bkz. Bölüm 4.2).
Klinik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler bazı NSAİİ Terin kull
anınn
(özellikle, yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide) arteriyel trombotik olayların (özellikle miyok^ırd enfarktüsüveya inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkilendirilebileceini düşündürmektedir.
Deksketoprofen trometamol için böyle bir riski hmç tutmak ^in veriler yetersizdir.
Kontrol al^^^^ olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezdi, hmı k^^nuş iskemik kalp h^^Mıı, periferal arter h^^Mıı ve/veya serebrov^üler hastacı olan hastalar dikkatli birşekilde deerlendirildikten sonra deksketoprofen trometamol ile tedavi edilmelidir.Kardiyov^üler risk fa^rleri taşıyan hastalarda uzun süreli tedaviye b^^madan önce de a^ışekilde dikkat edilmelid^ör. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara kullum)-
Anafilaktoid reaksiyonlar:
D^er NS^'ler ile ol^u gibi, deksketoprofen trometamol ile de ender vakalarda, ilaca daha önce maruz kalm^sı^, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar dahil alerjik reaksiyonlargidebilir. DEKSİT, aspirin tri^ı olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi, tipikolarak, bronşiyal astım, veızomotor ri
ni
t ve burun polipozisi bulunan hastdarda aspirin ya daNSAİİ kullanmal^mm ^^ndan şiddetli ve ölümdi olabilen bronkospazm ^^teren astimhhastalarda oluşm^^dır (bkz.4.3 Bölüm 4.4). Anafilaktoid reaksiyon görüldüünde acil
y^^m y^ı^^lıdır.
Deri reaksiyonları:
Deksketoprofen trometamol de dahil olmak üzere NS^Ü'lerin kull^^mıyla içkili olarak çok nadir eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve Toksik Epidermal Nekrolizi de içerenve baal^^^ ^ürüoi olan ciddi cilt reaksiyonlan bildiriliştir. Bu ciddi olaylar uym olm^sızmoluşabilir. Tedavinin ilk ayı içinde reaksiyonların başladıı görülmektedir. Hastalara ciddi derireaksiyonlarımn belirti ve semptomları bildirilmeli ve deri döküntüsü ya da aşırı duyarlılıınherhangi başka bir belirtisinde ilacın durdurulması gerektii söylenmelidir.
Hamilelik:
Gebeliin geç dönemlerinde dier NSAİİTer gibi deksketoprofen trometamol de
kullmılmamaMır, çünkü duktus arteriozusun (anne kamında açık olup do^mu takiben kapaması gereken, kalpten çıkan iki ^^ük atardamar [aort ve pulmoner arter] arasındakiaçıld^) erken kapanm^^a neden olabilir.
Fertilite:
Dier NS^n'ler ile ol^u gibi, deksketoprofen trometamol kullum dişi fertilitesine zarar verebilir ve gebe kalmaya çdışan k^nl^^ önerilmemektedir. Gebe kalmakta zorlanan veyakısırlık tedavisi alanlarda, deksketoprofen trom^^^olün kesi^^^^^ ^^inülmelidir.
Önlemler:
Genel:
Deksketoprofen trometamoMn kortikosteroid yerine geçmesi veya kortikosteroid eksikl^ini tedavi etmesi beklenmemelidir. Kortikosterodin aniden du^^^^lması h^^^m alevlenmesinesebep olabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi girmekte olan hastalar, kortikosteroid
.... ...Bu-belge, güvenli.elektronikimzaileimzalanmıştıc.. .... i* ı ı
Belge Dctgdavisiöinı 2durd^^^wi62!ı;ilâfG^er^Jmfi§k haii§de,Tİgdâvıiles^://¥#vmiyeeoka4iffl-eÂik-olarak
azaltmalıdır.
DEKSİT'in ^e^indeki deksketoprofen trom^^^olün [^^^ ve] enflamasyonu azaltmadaki farmakolojik aktivitesi, infeksi^z olmaı düşünülen aniı durumlamı komplikasyonlarımtanıda kull^ıl^^ ^ tanısal belirtilerin fayd^^n azaltabilir.
DEKSİT hematopoietik bozukluklar, sistemik lupus eritematozus veya mikst ba dokusu hastalıı olan hastalarda dikkatli kullamimalıdır.
Hepatik etkiler:
Deksketoprofen trometamol da dahil olmak üzere NSAİ alan hastalmn %15 kadımda bir veya daha fazlatestinde sınır seviyede ^^^İmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar
anomalileri ilerleyebilir, ^^işmeden kalabilir veya tedaviye devam edilginde kendil^inden geçebilir. N^İİ'ler ile g^ç^^^^ilen klinik çdışmalarda hastalım yakl^k %EindeALT ve AST seviyelerinde dikkate ^»er dışlar (normal düzeyin üst limit^^ üç k^ı veya dahafazla) bildiriliştir. Aym;a, seyrek olarak, s^ık ve ölüm^^ üminan hepatit, karac^er nekrozuve ^^^ier yetmezdi gibi, baalm ölümle son^^^^^^^ddetli hepatik reaksiyon vakalan dabildirilm^tir.
Deksketoprofen trometamol ile u^rn süreli ted^ sır^^rnia, bir ihtiyat tedbiri olarak, karac^er fonksiyonlanmı düzenli olarak izlenmesi gerekir. Anormal karac^er fonksiyon testleri sebateder ve^^ötül^rse, karayer h^^^ına uygun klinik belirtiler veya semptomlar gel^^e veyad^er bel^^^^^ömein eozinofili, deri dökünieri vs.) göiürse D^^İT ile tedavi kesilmelidir.
Hematolojik etkiler:
Deksketoprofen trometamol da dahil olmak üzere NSAİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli ya da geniş G kan ka^ı veya eritropoez üzerindeki tamolar^^ tenımlanamayan bir etki olabilir. D^^GT de dahil olm^ üzere NS^'ler ile u^m sürelitedavi giren hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu göstermeseler bile hemoglobinve hematokrit seviyel^^i düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.
NS^'lerin baz hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzatilan ^terilm^tir. Aspirinin tersine, bunlamı trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdandaha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Önceden koa^asyon bozukluk olan ya daantikoagilan kullanan ve trombosit fonksiyon ^^işikliklerinden adv^ şekilde etkilenebilecekhastalar D^^İT ku^^ımi5sıM^^a?ıdikka!tlekiial;@nm©ljdiraıştır.
önceden var olan astım:
Astımı hastalarda aspirine duy^ı asüm söz konusu olabilir. Aspirine duy^ı olan astimlı hastalarda aspirinkullmım, ölümleson^lanabilenşiddetli bronkospazmla
i^kilendirilmştir. Aspirin duy^^ıı olan bu hastalarda aspirin ile ^er NS^Ü'ler arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaktivite bildirild^inden, aspirin duy^mımn buformunun söz konusu old^lu hastalara D^^İT verilmemeli ve önceden astoıı olan hastalardadikkatli ku^ıılmamır.
Hastalar için bilgi
DEKSİT, dier NS.Aİİ'ler gibi, miyokard infarktüsü ya da felç gibi ciddi kardiyovasküler yan etkilere neden olabilir ve bunlar hastanede yatma ve hatta ölüm ile sonuçlanabilir. Ciddikardiyovasküler olaylar uyarıcı semptomlar olmadan meydana gelebilirse de, hastalar göüsarısı, nefes darlıı, halsizlik, konuşmada pelteklik gibi belirti ve semptomlara dikkat etmeli vebunlara benzer herhangi bir belirti ya da semptom görürlerse tıbbi yardım eılmeılıdır. Hastalara buizlemenin önemi vurgulanmalıdır (bkz. bölüm 4.4).
Bu sınıftaki dier ilaçlar gibi DEKSİT de rahatsızlıa ve nadiren, hastanede yatmayı gerektirebilen ve hatta öldürücü olabilen gastrointestin
2
il ülser ve kanama gibi ciddi yan etkilere
neden olabilir.
Ciddi gastrointestinal sistem ülserasyon ve kanaması, uyancı semptomlar bulunmadan da meydana gelebildii için, doktorlar kronik tedavi uygulanan hastalan ülserasyon ve kanamamnbelirti ve bulgularına dikkat etmeleri konusunda uyEirmalı ve epigastrik an, dispepsi, melena vehematemezi içeren herhangi bir belirti ya da semptom bakımındaın izlemeli ve onlara da buizlemenin önemini bildirmelidirler (bkz. bölüm 4.4).
Deksketoprofen, dier NSAllTer gibi, eksfolyatif dermatit, Stevens Johnson sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz gibi hastanede yatmayı gerektiren ve hatta ölümcül olabilen, deride ciddi yanetkilere neden olabilir. Ciddi deri reaksiyonları uyarı olmadan meydana gelebilirse de, hastalarderide döküntü ve vezikül, ateş ya da kaşınma gibi dier aşırı duyarlılık belirti ve semptomlarınadikkat etmeli ve herhangi bir belirti ya da semptom görürlerse tıbbi yeırdım almdıdır. Hastalaırdaherhangi tip bir döküntü meydana gelirse ilacı hemen durdurmalan ve mümkün olduunca çabukdoktorlanna danışmaları söylenmelidir.
Hastalara, açıklanamayan kilo artışı ya da ödem belirti ve semptomlarım hemen doktorlarma bildirmeleri söylenmelidir.
Hastalara hepatotoksisitenin uyarıcı belirti ve semptomlan konusunda bilgi verilmelidir (örnein; bulantı, yorgunluk hali, letarji, prurit, sarılık, sa üst kadranda duyarlılık ve grip benzerisendrom). Eer bunlar meydana gelirse, hastalara tedaviyi durdurup hemen tıbbi yardım almalansöylenmelidir.
Hastalara, bir anafilaktoid reaksiyon meydana gelirse (örnein; solunum güçlüü, yüz ya da boazda şişme) acil tıbbi yardım almalan da söylenmelidir (bkz. bölüm 4.4).
DESKİT, dier NSAİİ'ler gibi, hamileliin son evrelerinde alınmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun erken kapanmasına neden olacaktır.
Laboratuvar testleri:
Ciddi G si^^ı ülserasyonlan ve kanama, uyma semptomlar olmadan ortaya çıkabild^inden, hekimler G kan^^an
m
belirti ya da semptomlm açısından hastalm izlemelidirler. Uzundönemli NS^ tedavisi giren hastalmn tam kan sa^n ve biyokimya profilleri periyodik olarakkontrol edilmelidir. E|er karac^er uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelese ya da sistemikbel^^^r (ör. eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa ya da karac^er test son^lan anormalçıkarsa ya da kötül^'se DEKSİT a^ı durdurulmadır.
Tiyokolşikosid
Preklinik çalışmalar günde iki kez oral uygulamada 8 mg dozlarmda gözlenen insan maruziyetine y^n konsantrasyonlarda tiyokolşikozid metabolitlerinden birinin(SL59.0955) anöploidiyi (yani,bölünen Micrelerd^^kromozon sayısı) indüklediini göstermiştir, (bkz. ^dim
5.3^^ ^öploidinin teratojenisite, embriyotoksisite/fetotoksisite spont^ dşük ve bozulmuş erkek fertilitesi için bir risk faktörü ve kanser için potrnsiyel bir risk faktörü olarakgörünmektedir. Tedbir Eimaçlı olarak önerilen dozu aşan dozlarda ürün kullammmdan veya uzunsüreli kullanımdan kaçınılmalıdır, (bkz ^dim 4.2).
Pazarlama sonr^ı deneyiminde, ti^^^^İkosidle sitolitik ve kolestatik hepatit bildirilm^tir. Eş z^anlı olarak NS^H veya parasetamol kullanan hastalarda ^ır vakalar ^rn. fulminanhepatit) bildiriliştir. Hastalar karac^er toksisitesiyle ilgili olabilecek belirtileri hemenbildirmeleri konusunda uy^^^^^idır (bkz. ^üm 4.8).
Ti^^^^ikos^^ çocuklarda kullmı^Gnerilmemektedir.
, ... • ,,Bu belge, güveııli elektronik,imza ile imzalanmışta. , . ,,,,... ,T.^^ö^ftşid6^z«lliklezepifeısbiSll»yea§ialardaeyaTa|Mfeeittrıskivolaftyh.a§ialaid&-titi9-feetl6^z«lliklezepifeısbiSll»yea§ialardaeyaTa|Mfeeittrıskivolaftyh.a§ialaid&-titi9-feetl
eri
|
|
Belge Do
hı^^dırabilir (bkz. 4.8).
Hastalar, potansiyel gebelik riski ve izlenecek olan etkili kontrasepsiyon yöntemleri hakkında dikkatli bir şekilde bilgilendirilmelidir.
Oral uygulamay takiben diyare giralmesi halinde ti^^tolşikosid tedavisi kesilmelidir.
4.5. Dier übbi ü^nler ile etkil^imler ve d^er etki^^m şekilleri
Deksketoprofen
Önerilmeyen kombinasyonlar:
Yüksek doz salisilatlar (> 3 g/gün) dahil dier NSAİİ'ler:
Bazı
NSAİİ'ler ile birlikte uygulanması sinerjik etkiyle gastrointestinal ülser ve kanama riskini arttırabilir.
Aspirin:
Deksketoprofen aspirin ile birlikte verild^inde, serbest deksketoprofen klirensi deşmese de protein baklama ormı azalmaktadr. Bu etk^^^^nin klinik açıdan önemi bilinmiyor olmaklabirli^^^^ier NS^Ü'lerde old^iu gibi, deksketoprofen ve aspirininz^^nlı olarak verilmesi,
advers etki ^^^^^lasılıım ^^ndıından, genellik^inerilmemektedir.
Antikoa^lanlar:
NS^n'ler, varfarin (bkz. ^^üm 4.4) gibi antikoa^lanlamı etkilerini, deksketoprofenin ^ksek plazma proteini ba^la^^sı, trombosit fonksiyonu inhibisyonu ve gastroduodenalmukoza hasm nedeniyle kırabilir. E|er bu kombinasyondan ^^nılamyorsa, y^^ klinikgizlem y^ı^^^ı ve laboratuvar delerleri takip edilmelidir.
Varfarin:
Varfarin ve NS^H'lerin G kanamalar üzerindeki etkisi sinerjistik özelliktedir; yani bu iki ilaa birlikte kullanan hastalan ciddi G kanama içirme riski, bu iki ilaa tek b^a^^^^ullananhastalara gire daha ^^sektir.
Heparinler:
Hemoraji riski artar (trombosit fonksiyonu inhibisyonu ve gastroduodenal mukoza has^mıa balı olarak). E|er kombinasyondan k^nılamyorsa, y^^ klinik gizlem y^ı^^^ ve laboratuvar
Kortikosteroidler:
Gastrointestinal ülserasyon veya kanama riski ^şı va^ır (bkz. 4.4).
Lityum (birçok NSAİl'lerle tanımlanmıştır).NS^'ler
plazma lityum düzeylerinde artışa ve renal lityum klirensinde azalmaya yol ^makt^r. Ortalama minimum lityum konsantrasyonu%15 ^^ıış ve renal klirens y^^şık %20 azalmşto. Bu etkiler renal prostaglandin sentezininNS^n tartıdan inhibe edilmesine ballanmakta^. Dolabıyla, NS^H'ler ve lityum ^z^anlıolarak verild^inde hasta lityum toksisitesi ^raünden dikkatle izlenmelidir.
Metotreksat, 15 mg/hafta veya daha yüksek dozlarda kullanılması:
Genelde anti- inflamatuvar ajanlarla metotr^^,tın renal klirensinin azalm^^a b^lı olarak hematolojik toksisitesindegizlenir. NS^Ü'lerin t^^^ böbrek kesitlerinde metotreksat
^^nülasyonunu rekabete daydı olarak inhibe ett^i bildiriliştir. Bu durum, NS^'lerin metotreksat toksisitesini kırabileceini ^terir. NS^Ü'ler metotreksat ile e zamanlıuygulamyorsa dikkatli olunmaiır.
Hidantoinler ve sülfonamidler:
Bu bileklerin toksik etkileri artabilir.
Dikkat gerektiren kombinasyonlar:
Diüretikler, ADE inhibitörleri ve anjiyotensin II rese^ör antagonistleri ve aminoglikozid antibakteriyeller:
Deksketoprof^^liüretiklerin ve antihipertansif üiılerin etkisini azaltabilir. Mevcut raporlarda, NS
^n'l
erin ADE-inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilecei belirtilmektedir. Buetk^^e^^j NS^'leri ADE-inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda dikkate a^^^alıdır.Kompromize böbrek fonksiyonlu baz hastalarda ^rne|in dehidrate hastalar ya da kompromizeböbrek fonksiyonlu y^ı hastalar) siklooksijenaz inhibe eden ajanlar ve ADE inhibitörleri yada anjiyotensin II res^ör antagonistlerinin ve aminoglikozid grubu antibiyotiklerin birliktekull^d^^ böbrek fonksiyonunun daha da bozulm^^a neden olabilir, bu durum genelde geridönüşümlüdür. Deksketoprofen ile bir diüre^in birlikte ^etelendirild^i durumlarda,diüretikler NS^Ü'lerin nefrotoksisite riskini kırabilece|inden hastalmn yeterli düzeydehidrate olduklardan emin olunmdı ve tedavinin b^^ın^^ıda renal fonksiyonlar izlenmelidirCbkz. bölüm 4.4V
)grulama Kodu: 1ZW56Q3
Furosemid:
Klinik çahşmalar ve pazarlama sonr^ı gözlemler, deksketoprofen kullmı^mın b^ı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin n^üretik etkisini azaltabild^ini ^termektedir. Bu ymıt, renalprostaglandin sentezinin inhibe edilmesine ballanmakta^ NS^H'lerle ^ z^anlı olaraktedavi uyguladıında hasta, böbrek yetmezl^i belirtileri ^^inden (bkz.4.4) ve
diüretik etkilil^inden emin olmak ^in y^^an izlenmelidir.
Metotraksatın 15 mg/hafta 'dan daha düşük dozlarda kullamiması:
Genellikle antiinflamatuvar bileklerle renal klirensinin azalü^^^^a b^lı olarak metotr^^^ın hematolojik toksisitesi artar. Kombinasyonun ilk haftalamıda kan saymhaftahk olarak izlenmelidir. Renal fonksiyonlamı hafifçe bozuluş olda|u durumlarda ve a^ızamanda yalılarda da izlem ^ın^^alıdır.
Pentoksifilin:
Kanama riskini arttor. Klinik izleme ^ttırı^^ılı ve kanama z^anı daha sık kontrol edilmelidir.
Zidovudin:
NS^n ahmna b^^^dıktan bir hafta sonra oluşan şiddetli anemi ile retikulositler üzerinden artmış eritrosit toksisitesi görülür. NS^H'ler ile tedaviye b^^iıktan iki hafta sonra tam kansaym ve ret^^^sit sa^ı kontrol edilmelidir.
Süifonilüreler:
NS^n'ler, ^^^nilüreleri plazma proteinlerine ballanma yerlerinden uzlaştırarak hipoglisemik etkilerini kırabilirler. (çok seyrek)
Göz önünde bulundurulması gereken kombinasyonlar:
Beta blokörler:
Bir NS^n ile tedavi, prostaglandin sentezinde inhibisyon ile beta blokörlerin antihipertansif etkilerini azaltabilir.
Siklosporintakrolimus:
NS^Ü'lerin renal prostaglandin sentez inhibisyonu araah etkileriyle nefrotoksisite artabilir. Kombinasyon tedavisi süresince renal fonksiyonlar hesaplanmadır.
Trombolitikler:
Kanama riskini ^ırır.
Antitrombosit ajanlar ve seçiciserotonin gerialım inhibitörleri (SSRI'lar):
Gastrointestinal kanama riskini ^ırır (bkz. 4.4).
Probenesid:
Deksketoprofenin plazma konsantrasyonla artabilir; bu etk^^me renal tübüler sekresyon bölgesindeki inhibdr bir mekanizmaya ve glukuronid konjugasyonuna b^lı olabilir vedeksketoprofen dozunun ayarla^^^ım gerektirir.
Kardiyak glikozidler:
NS^Ü'ler kalp yetmezl^ini kötül^tirebilir, glom^iler filtras^ra hı^n (G^^^üşürebilir ve plazma glikozit seviyelerini artırabilir.
Mifepriston:
Prostaglandin sentetaz inhibitörlerinin, teorik olarak mifepristonun etkinl^ini deştirmesi riski taşıdıından, NS^H'ler mifepriston ahmndan sonraki 8-12kullrnılmamadır.
Kinolon antibiyotikler:
Hayvan ça^^ıalrn ile elde edilen veriler, NS^H'ler ile birlikte yiksek dozda kinolon ah^^n, konvülsiyon gel^^^^iskini ^ırabilec^ini ^termektedir.
Ti^^^^ikosid
Y^m z^^ı klinik te^beler önüne ahnarak, ti^^^^ikosid, steroid olmayan
antiinflamatuvar ajanlar, fenilbutazon, analjezikler ve nörit tedavisinde kull^ılan preparatlar, anabolik steroidler, sedatifler, barbidiratlar ve süksinilkolin ile b^ı^b ve ^venli bir şekildebirlikte uygulanmazdır.
Ti^^^^ikosidin kas-iskelet s^^totıi üzerinde kas ge^etici etki ^teren d^er ilalarla birlikte a^^^^ birbirlerinin etkisini aranabileceklerinden dolay önerilmemektedir.sebepten
ötürü, düz k^^r üzerine etkili olan bir d^er i^çla birlikte kullmı^ısı durumunda, istenmeyen etkilerin gimime sıkanınihtimaline k^ı, daha dikkatli olunmdı ve hastanın
gizlemlenmesi gerekmektedir.
Tiyokolşikosid antikoagülanlarla birlikte kullanılmamalıdır.
Özel p^ülasyonlara il^kin ek bilgiler
Öz^^ıpülasyonlara i^kin etk^^^n ça^^^ası y^ı^^^ıştır.
Pediyatrik p^ülasyon:
Deksketoprofen ve tiyokolşikosid kombinasyonunun etkileşim çalışması yapılmEimıştır. Ayrıca
çocuklarda ve adolesanlarda y^ıl^^ ça^^ıal^Hıulunmam^adır. Bu nedenle ^venilirl^i ve etkinl^^^amtl^^mnıştır. 18 y^nd^^ ^çüklerde kull^lmamaMır.
4.6. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: X'dir.
Çocuk doyurma potansiyeli bulunan kadnlar/D^lum kont^ü (Kontrasepsiyon)
DEKSİT gebelik döneminde kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).
Çocuk dourma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doum kontrolü uygulamak zorundadırlar.
Gebelik dinemi
Deksketoprofen
Prostaglandin sentezinin inhibisyonu hamilelii ve/veya emhriyo/fetal gelişimi etkileyebilir. Epidemiyoloji çalışmalarından elde edilen veriler hamileliin erken dönemlerinde prostaglandinsentez inhibitörünü kullandıktan soma gastrosis ve kardiyak malformasyon ve düşük riskindeartışlar olduunu göstermiştir. Kardiyak malformasyon riski % 1 'den daha aşaıda olup yaklaşık
% 1.5'e yükselmiştir. Riskin doz ve tedavinin süresi ile artabileceine inanılmaktadır. Hayvanlarda yapılan çalışmalar prostaglandin sentez inhibitör kullamlmasımn pre- ve post-implantasyon kaybının artmasına ve embriyo-fetal ölüme neden olduunu göstermiştir.Organojenik süreçte hayvanlara verilen prostaglandin sentez inhibitörü kardiyovasküler dahilçeşitli malformasyonlann insidansmı arttırmıştır. Deksketoprofen trometamol ile yürütülenhayvan çalışmalarmda üreme toksisitesi gözlenmemiştir.
Gebelin birinci ve ikinci trimesterinde, deksketoprofen trometamol açık bir şekilde gerekli olmaı takdirde verilmemelidir. ^er deksketoprofen trometamol, gebe kalmaya çakışan veyagebelin birinci ve ikinci trimesterinde olan bir k^n tartıdan kull^^yorsa, dozolabil^ince düşük tutu^^^ ve ted^ süresi mümkün olduu kad^^ısa olmaMır.
Gebelin üçün^^ ^rnesteri süresinc^^ Mtün prostaglandin sentez inhibitörleri fahişte aşaıdaki etkileri yapabilir:
- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun pr^^atüre kap^^ası ve pulmonerhipertansiyon);
- Oligohidroamniyoz ile böbrek yetmezl^ine neden olabilec^^öbrek disfonksiyonu;Gebelin sonunda anne ve yeni^|an:
- Kanama z^^mm uzama olasılıı, çok düşük dozlarda bile meydana gelebilecek bir antiagregan etki;
- Gecikil veya uza^; do^m eylemine neden olabilen uterus kontraksiyonu inhibisyonu.
Tiyokolşikosid
Hayvanlar üzerinde yürütülen çalışmalarda teratojenik etkiler dahil olmak üzere üreme toksisitesi görülmüştür (bkz. bölüm 5.3.). Gebelik sırasında kullamm güvenilirliinideerlendirebilmek amacıyla yeterli klinik veri bulunmamaktadır. Dolayısıyla, embriyo ve fetüsiçin oluşabilecek potansiyel zararlar bilinmemektedir. Sonuç olarak, tiyokolşikosid gebelikdöneminde ve çocuk dourma potamsiyeli olup etkili kontrasepsiyon kullanmayan kadınlardakontrendikedir (bkz. bölüm 4.3.).
Sonuç olarak, DEKSİT gebelik döneminde kontrendikedir (bkz. bölüm 4.3).
Laktasyon dinemi
Bu^^e kadar yollan sınırlı ça^^ıalarda, ^ünde çok düşük konstantrasyonlarda
NS^n'ler ^OTÜlebilmekle birlikte, deksketoprofenin sütüne g^ip ^çmed^i
bilinmemektir. Tiyokolşikosidin anne sütüne geçmesi nedeniyle, DEKSİT kull^ınımı emzirme sürecinde kontrendikedir.
Üreme yete^^^^ertilite
D^er NS^n'ler ile birlikte, deksketoprofen trometamol kull^mı fertiliteyi etkileyebilir ve gebe kalmaya çahşan kanlarda önerilmemektedir. Gebe kalmakta zorlanan veya infertiliteaçısından ar^^tolan kanlarda deksketoprofen trom^^^olün kesilmesi düşünülmelidir. A^çazorunlu olmaı sürece gebel^in birinci ve ikinci trimesterinde deksketoprofen trometamolku^ıılm^alıdır.
Sıçanlar üzerinde gerçekleştirilen fertilite çalışmasında, 12 mg/kg'a kadar olan dozlarda -hiçbir klinik etki indüklemeyen doz seviyelerinde - hiçbir fertilite bozulması göstermemiştir.Tiyokolşikosid ve metabolitleri, farklı konsantrasyon seviyelerinde anöjenik aktivitegöstermektedir (bkz. Genotoksisite); bu durum, insan fertilitesinin bozulması için bir riskfaktörüdür (bkz. bölüm 5.3). Bir önlem olarak, ürünün önerilen dozun üzerindeki dozlarda veyauzun süreli kullammmdan kaçınılmalıdır (bkz. bölüm 4.2).
4.7. A^ç ve makine kullamm üzerindeki etkiler
D^^İT aklıktan sonra sersemlik, somnolans, b^ dönmesi, halsizlik ve girme bozukluklm gibi istenmeyen etkiler olabileceinden makine veya araç kulla
nı
mı yetenei üzerinde hafif veyaorta şiddette etkiler oluşturabilir. Makine veya araç kullamrken dikkatli olunmalıdır veyamakine veya araç kullammmdan kaçınılmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Deksketoprofen trometamoMn ve ti^^^^ikosidin ayı ayı kullmı^ma b^lı olarak rapor edilen advers etkilerlistelenm^tir:
Çok ya^n (>1/10); ya^n (>1/100 ila < 1/10); yay^ olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hasta^^arı
Çok seyrek: Nötropeni, trombositopeni
Baışıiddi sistemi ^^alı^n
Seyrek: L^^^s ödemi
Çok seyrek: Anafilaktik şok dahil anafilaktik reaksiyon
Metabolizma ve beslenme ^^alı^rı
Seyrek: Anoreksi
Psikiyatrik ^^alıklar
Yay^ olmayan: insomnia, anksiyete
Sinir sistemi ^^alı^rı
Yay^ olmayan: B^ baş dönmesi, somnolans
Seyrek: Parestezi, senkop
^^alı^^rı
Çok seyrek: ^^nık girme
Kulak ve iç kulak hastah^rı
Yay^ olmayan: Vertigo Çok seyrek: Tinnitus
Kardiyak ^^alıklar
Yay^ olmayan: Palpitasyonlar Çok seyrek: T^cardi
Vaskiler ^^alıklar
Yay^ olmayan: Yüz kızarm^ı Seyrek: HipertansiyonÇok seyrek: Hipotansiyon
Solunu^^iüs bozuklu^^^ ve mediastinal ^^alıklar
Seyrek: Bradipne
Gastrointestinal hastahklar
Yay^: ve/veya kusma, abdominal ^ı, diyare, dispepsi
Yay^ olmayan: Gastrit, konstipasyon, kurulucu, flatulans
Seyrek: Pept^^lser, pept^^lser kan^^^ı veya perforasyonu (bkz. 4.4)
Çok seyrek: Pankreatit
Hepato-bilier ^^ahklan
Seyrek: Hepatit
Çok seyrek: Hep^^^^lüler hasar
Deri ve deria^^loku h^^h^n
Yay^ olmayan: Ci^^^künMeri Seyrek: Ürtiker, akne, terlemede artış.
Çok seyrek: Stevens Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell sendromu) anji^raörot^idem, yizde ödem, fotosensitivite reaksiyonla k^nü
Kas-iskelet bozuklu^^^ ba doku ve kemik ^^alı^rı
Seyrek: ^^^^rısı
Böbrek ve idrar yolu h^^lı^rı
Seyrek: Poluiri, akut renal yetmezlik Çok seyrek: Nefrit veya nefrotik sendrom
Üreme sistemi ve meme ^^alı^^rı
Seyrek: Menstrual bozukluklar, prostatik bozukluklar
Genel bozukluklar ve uygulama ^^esine iHşkin ^^alıklar
Yay^ olmayan: Yorgunluk, asteni, ri^^ kır^Wc
Seyrek: Perifer^^lem
Artırmalar
Gastrointestinal: En ya^n g3zlenen advers olaylar, gastrointestinal olanl^ır. Baz^^lüm^l peptik ülser, perforasyon veya gastrointestinal kanama, özellikle yoklarda meydana gelebilir(bkz.4.4). ^^ntı, kusma, ishal, flatulans, konstipasyon, dispepsi, krnn a?^ı, melena,
hematemez, ülseratif stomatit, kolit ve Crohn şiddetlenme (bkz.4.4)
uygulama sonr^^da bildiriliştir. Daha ^ sıldıkta, gastrit gözlenm^tir. Pankreat^^ nadir
olarak bildiriüştir.
Ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezdi NSAİ tedavisi ile içkili olarak bildiriüştir. D^er NSAİ'ler ile olduu gibi, aıdaki istenmeyen etkiler giriilebilir: sistemik lupus eritematozusveya k^şık b^^ ikusu hastacı olanl^i özellikle daha fazla g)^^ilen aseptik menenjit;hematolojik reaksiyonlar (purpura, aplastik ve hemolitik anemi ve nadir olarak agr^^ositoz vemedüller hipoplazi).
Steven Johnson Sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz d^d bülloz reaksiyonlar ^ok nadir). Klinikve epidemiyolojik veriler, baz NS^H'lerin kull^^^^m (özellikle yüksek
dozlarda ve uzun süreli tedavide) arteriyel trombotik olaylmn (özellikle miyokard enfarktüsü veya inme) riskinde küçük bir iış ile içkili olab^^eini düşündürmektedir. (bkz. Büm 4.4).
Daha nadir rapor edilen d^er advers reaksiyonlar şunüır:
Renal: İnterstisyel nefrit, nefrotik ve böbrek yetmezdi gibi çeşM^ Mçimlerde
nefrotoksisite.
Karayer: Anormal karayer fonksiyonu, hepatit ve s^ık.
Nöroloji ve duyu organlan: Görme bozuklukla, optik nörit, b^ arılan, parestezi, aseptik menenjit semptomla (özellikle, sistemik lupus eritematozus, k^;ık bai dokusu h^^Mıı gibimevcut otoim^n bozuklukla olan hastalarda), ense sertl^i, b^ arısı, bulanü, kusma, ^ş yada dezoryantasyon (bkz. ^üm 4.4), depresyon, kon^yon, hüsinasyonlar, tinnitus, vertigo,sersemlik, ^^m^^^alsizlik ve b^^ inmesi.
Hematolojik olaylar: Trombositopeni, nötropeni, agr^iısitoz, aplastik anemi ve hemolitik anemi.
Dermatolojik olaylar: Steven Johnson Sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz dahil bülloz
imza ile imzalanmıştır.
se
mx.
Ti^^^^ikosid
Klinik ça^^ıalarda g)zlemlenen ve tiyotolşikosid ahmna
h^h
olan advers etkiler aşaıda listelenm^tir:
Baışıklık sistemi hastalıkları
Yay^ olmayan: K^nü Seyrek: Ürtiker,
Bilinmiyor: Anji^^örot^idem, i.m. uygulamay takihen an^^^^ik şok
Sinir sistemi ^^alı^rı Yaygın: Somnolans
Bilinmiyor: Vazovagal senkop (genellikle i.m. uygulamayı takip eden dakikalarda meydana gelir), geçici bilinç bulamklıı ve eksitasyon, konvülsiyonlar.
Kardiyak ^^alıklar
Seyrek: Hipotansiyon
Gastrointestinal hastahklar
Yaygın: Diyaıre (bkz. Bölüm 4.4), gastralji
Seyre^^ ^^^^^
1
, kusma
Hepatobilier hastalık
lar
Bilinmiyor: Sistolitik ve kolestatik hepatit (bkz. Bölüm 4.4)
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Alerjik deri reaksiyonu
Sünheli advers reaksivonlarm ranorlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak salar. Salık meslei mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir, (www.titck.gov.tr; e-posta:
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamolün aşın doz semptomlan bilinmemektedir. NSAlI'lerle ilişkili olarak şunlar gözlemlenmiştir:
a) Semptomlar
B^ ^^sı, bulantı, kusma, epigastrik gastrointestinal kanama, nadiren ishal,
dezoryantasyon, eksitasyon, koma, b^^ ^^mıesi, sersemlik, tinnitus, baygnhk, zaman zaman konvülsiyonlar. Belirgin zehirlenme durumlamıda, akut renal yetersizlik ve karac^er hasarıolasıdır.
b) Ter^iti^ OTİemler
lıkla al
ın
ması ve^^ ^rhal, hastamn klinik durumuna ^e
semptomatik tedavi uygulanma^r. Bir yetkin ya da bir çocuk tar^ndan 5 m^g'dan daha fazla a^^^^^ıda bir saat içinde, akt^^^mür uygul^^^^iüşünülmelidir.
Alternatif olarak, yet^kinlerde, potansiyel hay^^^ ^^^ce oluşturan bir doz a^^^^ imamımda
bir saat ^inde gastrik lav^^ ^lünülmelidir. iyi idrar çıkımı s^ilanmaMır.
Renal ve karac^er fonksiyonu y^^an izlenmelidir.
Hastalar, potansiyel toksik miktarlarda doz ahmndan sonra en az dört saat ^izlenmelidir.
Mc ya da uza^^^ toıvülsiyonlar intrav^iz diazepam ile tedavi edilmelidir.
H^^^^m klinik durumuna gire, b^ka tedbirler a^^^ası gerekebilir.
Deksketoprofen trometamol vücuttan diyalizle uz^^^^^tolabilir.
Ti^^^^ikosid
Ti^^^^ikosid ile tedavi edilen hastalarda dozun spesifik bir semptomu bildirilmem^tir.
Tedavi:
Doz ^ım oldu^nda, medikal gizlem ve semptomatik tedbirler önerilmektedir (bkz. ^^im 5.3).
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Propiyonik asit türevleri ve santral etkili miyorelaksan ATC Kodu: M03BX55 (Deksketoprofen ve Tiyokolşikosid kombinasyonu)
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamol S-(+)-2-(3-benzoilfenil) propiyonik asidin trometamin tuzu, non-steroid antiinflamatuvar ilaç grubuna (MOl A) dahil analjezik, antiinflamatuvar ve antipiretik bir ilaçtır.
Non-steroid antiinflamatuvar ilaçların etki mekanizması, siklooksijenaz yolaımn inhibisyonuyla prostaglandin sentezinin azaltılmasıyla ilgilidir. Özellikle, prostaglandinlerPGEl, PGE2, PGF2a, ve PGD2 ve aym zamanda prostasiklin PGI2 ve tromboksanlan (TxA2ve TxB2) oluşturan, araşidonik asitin südik endoperoksitlere, PGG2 ve PGH2,transformasyonunun inhibisyonu söz konusudur. Aynca, prostaglandin sentezinin inhibisyonu,kinin gibi dier inflamasyon mediyatörlerini de etkileyerek, direkt etkiye ilaveten indirekt biretkiye de neden olur.
Deksketoprofenin hayvem ve insanlar üzerindeki deneylerde COX-1 ve COX-2 aktivitelerinin inhibitörü olduu gösterilmiştir.
Çeşitli arı modellerinde yapılan klinik çeılışmalar, deksketoprofen trometamolün etkin analjezik etkisi olduunu göstermiştir. Analjezik etki başlangıcı bazı çalışmedarda uygulamadan sonra 30dakika içinde elde edilmiştir. Analjezik etki 4^^ Emektedir.
Tiyokolşikosid
Tiyokolşikosid, kas gevşetici farmakolojik etkinlie sahip, yeın-sentetik sülfürlenmiş bir kolşikosid türevidir.
Tiyokolşikosid,
in vitro
ortamda yalnızca GABAeıjik ve striknine-duyarlı glisineıjik reseptörlere balanır. Bir GABAerjik reseptör antagonisti olarak etkinlik gösterentiyokolşikosid, kas gevşetici etkilerini supraspinal düzeyde düzenleyici kompleksmekanizmaleırla gösteriyor olabilir; bununla birlikte glisineıjik etki mekanizması hmçtutulamaz. Tiyokolşikosidin GABAeıjik reseptörleriyle etkileşim özellikleri, dolaşımdaki anametaboliti olan glukuronid türeviyle kalitatif ve kantitatif olarak ortaktır (bkz. Bölüm 5.2).
Tiyokolşikosid ve ana metabolitinin kas gevşetici özellikleri,
in vivo
olarak sıçan ve tavşanlarda gerçekleştirilen çeşitli prediktif modellerle gösterilmiştir. Tiyokolşikosidin spinalize sıçanlardakas gevşetici etkisinin bulunmaması, bu bileşiin baskın supraspinal etkisini göstermektedir.
Deneysel çalışmalarda oral, subkutan, intraperitoneal ve intramusküler uygulamalardan sonra tiyokolşikosidin antiinflamatuvar ve analjezik etkileri olduu anlaşılmıştır.
Ayrıca, elektroensefalografik (EEG) çalışmalarda, tiyokolşikosidin ve ana metabolitinin hiçbir sedatifgösterilmiştir.
5.2. Farmakokin^^ özelliklerGend özellikler
Emilim
:
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamo^ insanlara oral uygulanm^^^an 30 dakika sonra (arahk 15-60 dakika) Cmak^^^ ^aşır. Yiyeceklerle birlikte uygulan^^^da, EAA (eiri altoda kalan alan)düşmemekte, buna ka^n deksketoprofen trom^^^olün Cmak^^^işmekte ve absorpsi^ra hızıgecikmektedir (^toış tmaks).
Ti^^^^ikosid
Oral uygulamadan sonra, plazmada tiyokolşikosid hiç saptanmamaktadır. Yalnızca iki metabolit gözlenmektedir:
Farmakolojik olarak aktif metabolit SL18.0740 ve inaktif metabolit SL59.0955'tir. Her iki metabolit için de maksimum plazma konsantrasyonları tiyokolşikosid uygulamasından 1 saatsonra görülür. 8 mg'hk tek bir tiyokolşikosid oral dozundan sonra, SL18.0740'a ait Cmaks veEAA deerleri sırasıyla, yaklaşık 60 ng/mL ve 130 ng.saat/mL'dir. SL59.0955 için bu deerlerçok daha düşüktür: Cmaks yaklaşık 13 ng/mL'dir; EAA ise 15.5 ng.saat/mL (3 saate kadar) -39.7 ng.saat/mL (24 saate kadar) arasında deişir.
D^^ım
:
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamo^ d^ıtoı ya^ın^^ 0.35 saattir. Plazma proteinlerine
yiksek bulanma (%99) ^steren d^er ilalarda olduu gibi d^ıtoı hacminin ortalama deleri 0.25 L/kgdan ^^ktür. Çkikedozluefarmakfflkinetikiriça^ıialtonda, son uygulamadan sonraki
EA^^n tek doz uygulamadan sonra elde edilenden f^^ olm^^ınm gizlenmesi, il^ birikiminin ol^^^^ıının bir ^tergesidir. Deksketoprofen y^^ksenobiotiklerin
birikiminde yer almaz.
Ti^^^şikosid
Tiyokolşikosid insanlarda serum proteinlerine düşük düzeyde balanır (% 13) ve bu balanma terapötik tiyokolşikosid konsantrasyonuna baımlı deildir; serum protein balanmasında esasol^ırak serum albumini rol oynamaktadır.
Tiyokolşikosidin sanal daılım hacmi ve sistemik klirensi yaklaşık olarak sırasıyla 43 L/saat ve
19 L/saattir.
Biyotransformasyon
:
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamo^ uygulanm^^^an sonra idrarda sadece S-(+) enantiomerin elde edilmesi, insanlarda R-(-) enantiomere dönüşüm olm^^mı ^^termektedir. Çok dozlufarmakokinetik ça^^ıal^mda, son uygulamadan sonraki EA^^n tek doz uygulamadan sonraelde edilenden farklı olm^^ımn gizlenmesi, il^^ toikiminin oluşm^^^^a iş
2
iret etmektedir.
Ti^^^^ikosid
Oral uygulama sonranda ti^^^^ikosid önce aglikon 3-demetilti^^ılşikosin (SL59.0955) metabolize olur. Bu basamak, temel olarak oral yolla uygulandıında, dol^ımda deşmemiştiyotolş^^^^^^metabolizma ile meydana gelir.
Daha sonra SL59.0955, ti^^^^ikoside ^dq?er farmakolojik etkinl^e sahip olan SLl8.074'e metaboli^^^layısıyla, oralsonrasında ti^^^^ikosidin farmakolojik
etkinl^ini destekl^^^ ^rıca, SL59.0955, didemetil-ti^^tolşism'e demetile edilir.
Eliminasyon
:
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamoMn eliminasyon ym ö
mr
ü 1.65 saattir. Deksketoprofen trometamolün uygulanmasmdeın sonra idrarda sadece S-(+) enantiomerinin elde edilmesi,insanlarda R-(^^^^^^adımı göstermektedir. Deksketoprofenin b^ıca
Ti^^^^ikosid
Oral uygulamadan sonra, toplam radyoaktivite temel olarak feçesle atılırken (% 79) üriner boşaltım yalnızca %20' dir. Deişmemiş tiyokolşikosid, idrar veya feçes yoluyla atılmaz.SLl 8.0740 ve SL59.0955, idrar ve feçeste bulunurken, didemetil-tiyokolşisin yalmzca feçestegörülür. Tiyokolşikosidin oral uygulamasından sonra, SL18.0740 metaboliti, 3.2 - 7 saataralıındaki görünür tı
/2/2
ile elimine edilir.
Do^^^^ Dorusal olmayan durum:
Deksketoprofen
Deksketoprofen trometamol, oral dozu takiben sistemik maruziyet sıramda doza b^lı bir ^ş ile dorusal farmakokinetik ^terir.
Ti^^^^ikosid Veri mevcut delildir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Deksketoprofen
^^rek yetmezlmi:
Hafif-orta şiddette böbrek bozukluk olan ^raülMerde, 12.5 mg deksketoprofen trom^^^olün tek dozunun a^^^asmm ^^dan, sa?^b ^müdülerle k^^^^^^^^iımda sadece Cmaks'dasıra^yla %22 ve %37 oramda dışlar gi^^^niştir. Genel olarak, böbrek yetersizl^i olanhastalarda deksketoprofen için doz ayarl^^ısı önerilmektedir (bkz. ^^im 4.2).
Karacmer yetmezlmi:
Hafif-^^^ ^^ette karac^er yetersizl^i olan hastalarda tek ve tekrar eden dozlamı ahmnı takiben, sa?^b ^toüHulerle k^^^^^^toldıında farmakokinetik parametrelerde istatistikselolarak ^amlı f^Mılıklar gizlenmem^tir. Genel olarak, karac^er yetersizl^i olan hastalardadoz ayarl^^ı önerilmektedir (bkz. ^^im 4.2.).
Y^lar:
25 mg deksketoprofen trom^^^olün oral yolla verilmesinin ^^ndan, g^ç ^^ülMerle k^^^^^^^^dımda, y^ı ^raüüülerin EAA ve y^^ ^ür delerlerinde y^^şık ^^^^lik bir ^ışgimto^ür ve tek veya tekrar eden dozlardan sonra, klirenste ^^^^lık bir düşüş gimto^ür;Tmaks ve Cmak^a bir d^^ımımeydanaetgelraem^ircaTıftkpar eden dozlan takiben plazmada
önemli oranda il^ birikimi gizlenmese de y^lı hastalarda böbrek yetersizl^inde, bu popülas^^^dikkatli bir doz ayarl^^ısı gerekmektedir (bkz.4.2).
Ti^^^^ikosid Veri mevcut delildir.
5.3. Klinik öncesi givenlilik verileri
Deksketoprofen
Preklinik veriler, givenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksis^ üreme toksisitesi ve i^^ünofarmakolojinin klasik çd^ıal^ma dayanarak insanlar için özel bir tehlike^termem^tir. Fareler ve maymu^^ üzerinde yi^tülen kronik toksisite ç
2
Ü^ıal^ıda,Advers Etki Gözlemlememiş Düzey (No Observed Adverse Effect Level (NOAEL)) 3mg/kg^n olarak tespit edilm^tir. Yüksek dozlarda gizlenen b^lıca istenmeyen etkidoz-b^rnlı olarak gelmen gastrointestinal erozyonlar ve ülserlerdir.
Ti^^^^ikosid
Akut toksisiteTi^^jlşikosid, ^ksek dozlarda, oral yoldan akut uygulamay takiben köpeklerde şiddetli kusmay^^ıçanlarda diyareye ve hem rodentlerde hem de rodent olmayanlardakonvülsiyonlara sebep oluştur.
Kronik toksisite
Ti^^^^^^osid profili, parenteral ve oral uygulama^^ takiben
in vitroin vivo
olarak de?erl^^^^^niştir.
Hem sıçanlarda <2 mg/kg/^^ük tekrarlayan dozlarda hem de insan-olmayan primatlarda <2,5 mg/kg/^^ük tekrarlayan dozlarda, 6 ayhk dönemlere kadar oral yoldan uygulananti^^^^ikosid ile, primatlarda 0,5 mg/kg/^ıe kadar tekrarlayan dozlarda 4 hafta breyleintr^^cüler yoldan uygulanan ti^^^^ikosid iyi tolere edilm^tir.
Yüksek dozlarda, oral yolla akut uygulama sonr^^^a ti^^^^ikosid kipeklerde kusmayı, sıçanlarda diyareyi ve hem kemirgen hem de kemirgen olmayanlara^ tonvülziyonlanindüklem^tir.
Tekrarlanan uygulama sonrasmda, tiyokolşikosid, oral yolla gastro^^^^^^^^^^^ozuklukları (enterit, kusma) ve intramüsküler yolla kusmayı indüklemiştir.
Karsinojenite:
Karsinojenik potansiyeli dejerl^^^^^^emiştir.
Genotoksisite:
Tiyoko^ikosidin kendisi, bakterilerde gen mutasyonunu (Ames testi),
in vitro
kromozomal hasai (insan lenfositlerinde kromozom aberasyon testi) ve in vivo kromozomal haşan (farekemik ilginde in vivo intraperitonal mikronukleus test^^ ^^^^^emiştir.
Majör glukuro-konjüge metaboliti SL18.0740, bakterilerde gen mutasyonunu (Ames testi) indüklememiştir; ancak in vitro kromozomal hasarı (insan lenfositleri üzerinde in vitromikronukleus testi) ve in vivo kromozomal hasarı (oral olarak uygulanan fare kemik ilginde invivo intraperitoneal mik^^^^^^^mdüklemiştir. Mikronukleuslann, çounlukla
kromozom kaybı (FISH sentromer boyamadan sonra sentromer pozitif mikronukleuslar) sonucunda ol^^ası, ^^^^^ik özelliklerin bir ^stergesidir. SL18.074^ı ^^^nik etkisi, in
vitrovitrovitro
kromozomal has^^insan lenfositleri üzerinde in vitro mikronukleus testi) ve in vivokromo^^^^ıasarı^^ulanan sıçan kemik ilginde in vivo oral mikronukleus testi)
indüklemniştir. Mikronukleuslamı, ço^nlukla kromozom ka^ı (FISH veya CREST sentromer boyama-boyamadan sonra sentromer pozitif mik^^^^euslar) sonucunda oluşmam, anöjeniközeliklerinin bir^^tergesidir.SL59.0955'in ^^nik etkisi, in
vitro
testteki
konsantrasyonlarda ve in vivo testteki maruziyetlerde, oral olarak günde iki kez 8 mg'lık terapötik dozİEirda insan plazmasında gözlemlenene yaıkın gözlemlenmiştir.
Anojenik etki, ^^^^en hücrelerde ^^ıloid Mcre ol^^^una sebep olabilir. Anöploidi, germ hüerelerini etkilediinde, teratojenisite, embriyotoksisite/ spontan düşük, bozulmuş erkekfertilitesi için bir risk faktörü olarak ve somatik hücreleri etkilediinde kanser için
potansiyelbir risk faktörü
olarak bilinen kromozom sayısında bir deişimdir ve heterozigosite kaybıdır.
Teratoj enite
Sçanlarda 12 mg'lık dozda tiyoko^ikosid fetotoksisite (gel^ıe gerildi, embriyo ölümi, cinsiyet d^ı^ ormında bozulma) ile birlikte majör malformasyonlara neden olm^^^^^oksiketki içermeyen doz 3 mg/^^^to'dür.
Sçanlar üzerinde gerç^^^tirilen bir fertilite ça^^ıasmd^^ olan dozlarda,
^bir klinik etki ol^^rmayan doz seviyelerinde, fertilite bozulması gizl^^emiştir. Tiyoko^kosid ve metabolitl^^^seviyelerinde anöjenik etki
göstermektedir; bu durum, insan fertilitesinin bozulması için bir risk faktörü olarak
bilinmektedir.
6. FARMA^^İK ÖZELUKLER
6.1. Yarana maddelerin listesiKısmi prej ektinize mısır nişastasıSodyum nişasta glikolat Tip AMikrokristal selüloz PH 102Mikrokristal selüloz PH 101Magnezyum stearat
Saf su
6.2. G^imsizlikler
Gçerli dgjil.
6.3. Raf ömni
24 ay.
6.4. Sakla^^^ yönelik özel tedbirler
25°C'nin altında ^a sıcak^mda nemden ve ışıktan koruyarak sakla^uz.
6.5. Am^^jın nitel^^^ ^ içerii
14 tabletlik PVC/PVD/Alüminyum blister ambalajda ve karton kutu içerisinde kullanma talimatı ile birlikte sunulmuştur.
6.6. B^eri
tıü^ıdimhasıd^
er özd önlemler
Kullanılmam^ ol^ ürünler ya da aük materyaller “Tıbbi Atıklan Kontrolü Yönetmeli” ve
Belge DogAmbalaıjı: A^di^^^MteoiüiKifiaBstmBliiSne uygun ¦olarak-dimıha :edümelidifov.tr/sagiik-titck-ebys
7. RUHSAT
S^HBI
Drogsan İlaçlan San. ve Tic. A.Ş.
Ouzlar Mah. 1370. Sok. No: 7/3 06520 Balgat / Ankara - Türkiye
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2017/954
9. İLK RUHSAT TA^Iİ/RUH^^^ENİLEME TA^lt
İlk ruhsat tarihi: 21.12.2017 Ruhsat yenileme tarihi:
10. ^B'ün YENİLENME TARİH