Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Rastel 25 Mg Çentikli Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI

1. BEŞERI TIBBI URUNUN ADI

RASTEL 25 mg çentikli film kaplı tablet

2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM

Etkin madde:

Deksketoprofen 25 mg

(25 mg deksketoprofen'e eşdeğer 36.9 mg deksketoprofen trometamol)

Yardımcı maddeler:

Sodyum nişasta glikolat 10.40 mg

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTIK FORM

Film kaplı tablet.

Beyaz, yuvarlak, çentikli film kaplı tabletler. Tabletler iki eşit parçaya bölünebilir.

4. KLİNIK ÖZELLIKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve dismenore tedavisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Oral kullanım içindir.

Erişkinler:


Ağrının cinsine ve şiddetine göre önerilen doz genellikle her 4-6 saatte bir 12.5 mg veya 8 saatte bir 25 mg'dır. Günlük toplam doz 75 mg'ı geçmemelidir.

Semptomları kontrol etmede gerekli olan en kısa süre için etkili olan en düşük dozu kullanarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.4).

RASTEL uzun süreli kullanım için düşünülmemelidir ve tedavi semptomatik dönem ile sınırlandırılmalıdır.

Uygulama şekli:

Tablet yeterli miktarda sıvı ile yutulmalıdır (örn.bir bardak su). Tüm NSAİİ'ler (Non Steroidal Antienflamatuar İlaçlar) gibi RASTEL tercihen yemekle birlikte ya da yemektensonra alınmalıdır. Ancak, yiyeceklerle birlikte uygulama ilacın absorpsiyon hızını geciktirdiğiiçin (bakınız Farmakokinetik özellikler), akut ağrı durumunda yemeklerden en az 30 dakikaönce alınması önerilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Hafif böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (kreatin klerensi 60-89 mL/dak) başlangıç dozu 50 mg günlük toplam doza indirilmelidir. RASTEL orta ve şiddetli böbrek fonksiyonbozukluğu olan hastalarda (kreatin klerensi<59 mL/dak) kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

Karaciğer yetmezliği:

Hafif veya orta derecede karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalar tedaviye düşük dozlarda (50 mg toplam günlük doz) başlamalı ve yakından izlenmelidir. RASTEL ciddikaraciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

RASTEL'in çocuklarda ve adolesanlarda yapılmış çalışmaları bulunmamaktadır. Bu nedenle çocuklarda ve adolesanlarda güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Çocuklar veadolesanlarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlı hastalarda tedaviye dozaj aralığının en düşüğünden (50 mg toplam günlük doz)

başlanması önerilmektedir. İyi tolerans gösterdikleri doğrulandıktan sonra dozaj genel

popülasyon için önerilen miktarlara yükseltilebilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

RASTEL aşağıdaki durumlarda uygulanmamalıdır:

• Deksketoprofene, diğer NSAİİ'lere veya üründeki herhangi bir yardımcı maddeye (6.1bölümünde listelenmiş olan) aşırı duyarlılığı olan hastalar,

• Benzer etkiye sahip maddelerin (örn. asetilsalisilik asit veya diğer NSAID'ler) astım,bronkospazm, akut rinit ataklarını hızlandırdığı veya nazal polipler, ürtiker veya anjiyonörotiködem oluşturduğu hastalar,

• Ketoprofen veya fibratlarla tedavi sırasında bilinen fotoallerjik veya fototoksikreaksiyonlar,

• Aktif veya şüpheli peptik ülseri/gastrointestinal kanaması olan hastalarda veya tekrarlayanpeptik ülser/ gastrointestinal kanama veya ülserleşme veya perforasyon öyküsü olanhastalar,

Kronik dispepsisi olan hastalar,

Bir önceki NSAİİ tedavisi ile ilgili olarak gastrointestinal kanama veya perforasyon öyküsü olan hastalar,

Aktif kanamaları veya kanama bozukluğu olan hastalar,

Crohn hastalığı veya ülseratif koliti olan hastalar,

Ciddi kalp yetmezliği olan hastalar,

Orta veya ciddi böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar (kreatin klerensi < 59 mL/dak), Ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalar (Child-Pugh kategorisi 10-15),Hemorajik diyatezi veya diğer pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar,

Şiddetli dehidrasyonu olan hastalar (kusma, diyare veya yetersiz sıvı alımından kaynaklı), Gebeliğin üçüncü trimesteri boyunca ve laktasyon döneminde (Bkz. Bölüm 4.6),

RASTEL, koroner arter by-pass greft (KABG) cerrahisinde, peri-operatif ağrı tedavisinde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.4.).

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleriUyarılar

Kardiyovasküler risk:

- NSAİİ'ler, ölümcül olabilecek kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard infarktüsü veinme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk, kullanım süresine bağlı olarak artabilir.Kardiyovasküler hastalığı olan veya kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini taşıyanhastalarda risk daha yüksek olabilir (Bkz. Uyarılar).

- RASTEL, koroner arter by-pass graft (KABG) cerrahisi perioperatif ağrı tedavisinde kontrendikedir (Bkz. Uyarılar).

Gastrointestinal (Gİ) risk

- NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecekciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, öncedenuyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİetkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar (Bkz. Uyarılar).


Çocuklarda ve adolesanlarda kullanım güvenirliliği tespit edilmemiştir.

Alerjik durum hikayesi olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

RASTEL'in, siklooksijenaz-2 seçici inhibitör dahil diğer NSAİİ'ler ile eşzamanlı olarak kullanımından kaçınılmalıdır.

Semptomları kontrol etmek için gerekli olan en kısa sürede ve etkili olan en düşük doz kullanılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.2 ve aşağıda bulunangastrointestinal ve kardiovasküler riskler).

Gastrointestinal (Gİ) etkiler-ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:


Uyarıcı semptomlar veya ciddi Gİ olay öyküsü olsun veya olmasın, tedavinin herhangi bir aşamasında, RASTEL dahil NSAİİ'ler mide, ince bağırsak ve kalın bağırsakta enflamasyon,kanama, gibi ölümcül olabilen Gİ advers etkilere neden olabilir. RASTEL alan hastalardagastrointestinal kanama ya da ülserasyon ortaya çıktığında tedavi kesilmelidir.

Özellikle de kanama veya perforasyonun eşlik ettiği ülser öyküsü olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.3) ve yaşlı bireylerde NSAİİ dozu arttırıldıkça gastrointestinal kanama, ülser veya perforasyon riski

uanmıştır.

Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

artmaktadır. Bir NSAİİ ile tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers olay gelişen her beş hastadan

Bu Delge, güvenil el^tronık imza ile imzalanmıştır.j o


Belge Do


yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'ler nedeniyle üst Gİ ülser, majör kanama veya perforasyonların, 3 ila 6 ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık % l'inde, bir yıl tedavigören hastaların ise yaklaşık %2-4'ünde meydana geldiği görülmektedir. Uzun süreli tedavisırasında bu eğilimlerin devam etmesi, hastanın tedavisinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİolay gelişme olasılığını arttırmaktadır. Bununla birlikte, kısa süreli tedavi dahi risksiz değildir.

NSAİİ kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastalarda, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama gelişme riski 10 kat fazladır. NSAİİ'lerile tedavi edilen hastalarda Gİ kanama riskini arttırabilecek diğer faktörler; oralkortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, NSAİİ'ler ile tedavinin uzaması, sigarakullanımı, alkol kullanımı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olmasıdır.

Ölümcül GI olaylara ait spontan bildirimlerin çoğu, yaşlı veya güçsüz hastalara aittir, dolayısıyla bu hasta gruplarının tedavisinde dikkatli olunmalıdır.

Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, hastalar mümkün olan en kısa süreyle ve en düşük etkili NSAİİ dozu ile tedavi edilmelidir. Hastalar ve hekimler NSAİİtedavisi sırasında Gİ ülserasyon ve kanama belirti ve semptomları açısından dikkatliolmalıdırlar ve eğer ciddi Gİ olaylardan şüphelenilmesi durumunda hemen ek birdeğerlendirme yapılmalı ve ek bir tedaviye başlanmalıdır. Eğer ciddi advers olay ortadankalkmazsa, NSAİİ tedavisi durdurulmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, NSAİİ'leriiçermeyen alternatif tedaviler planlanmalıdır.

Bütün NSAİİ'lerde olduğu gibi deksketoprofen trometamol tedavisine başlamadan önce tamamen iyileşme olduğundan emin olmak için herhangi bir özofajit, gastrit ve/veya peptikülser geçmişi araştırılmalıdır. Gastrointestinal semptomlar veya gastrointestinal hastalık öyküsüolan hastalar sindirim bozuklukları, özellikle de gastrointestinal kanama açısından izlenmelidir.

NSAİİ'ler, gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalara (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) dikkatle verilmelidir, çünkü durumları kötüleşebilir (bkz.Bölüm 4.8).

Yaşlılar: Yaşlılarda, NSAİİ'lerin, özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi advers reaksiyonların sıklığında bir artış görülmektedir (Bkz. Bölüm 4.2). Buhastalar mümkün olan en düşük dozda tedaviye başlamalıdır.

Bu hastalarda ve eş zamanlı düşük doz asetilsalisilik asit veya gastrointestinal riski arttırma olasılığı bulunan diğer ilaçları kullanması gereken hastalarda, koruyucu ajanlarla yapılan kombinasyontedavisi (örneğin, misoprostol veya proton pompası inhibitörleri) düşünülmelidir (bkz. Bölüm4.5).Gastrointestinal toksisite öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlılar, normal olmayanabdominal semptomları (özellikle gastrointestinal kanamayı) özellikle tedavinin başlangıçevresinde bildirmelidir.

Ülserasyon veya kanama riskini arttırabilecek oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, seçici serotonin geri alım inhibitörleri veya asetilsalisilik asit gibiantitrombositleri eşzamanlı alan hastalarda dikkatli olunması önerilmelidir. (Bkz. Bölüm 4.5).

Renal etkiler


Uzun süreli NSAİİ kullanımı renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlara yol açmaktadır.

Ayrıca, renal prostaglandinler renal perfüzyonun idamesinde kompanse edici bir rol oynadığı için, hastalarda renal toksisite de görülmüştür. Bu durumdaki hastalara NSAİİ uygulanmasıprostaglandin sentezinde ve ikincil olarak da renal kan akımında doza bağlı bir azalmaya sebepolabilmekte, bu da renal dekompansasyonu hızlandırabilmektedir. Böyle bir reaksiyonungözlenme riskinin çok yüksek olduğu hastalar böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalpyetmezliği, karaciğer disfonksiyonu olanlar, diüretik ve anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE)inhibitörü kullananlar ve yaşlılardır.

NSAİİ tedavisinin durdurulmasının ardından genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.

Bütün NSAİİ'lerde olduğu gibi RASTEL, plazma üre azot ve kreatinin düzeylerini arttırabilir. Diğer prostaglandin sentez inhibitörlerinde olduğu gibi, böbrek sistemi üzerinde glomerülernefrit, interstisyel nefrit, renal papiller nekroz, nefrotik sendrom ve akut böbrek yetmezliğineyol açabilen yan etkilerle ilişkilendirilebilir.

Yaşlı hastaların böbrek fonksiyonlarında bozulma olasılığı daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2).

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Bu tip hastalarda, NSAİİ kullanımı renal fonksiyon kötüleşmesi, sıvı tutulumu ve ödemle sonuçlanabilir. Ayrıca diüretiktedavi alan veya nefrotoksisite riskinin artmasından dolayı hipovolemi gelişebilecek olanhastalarda da dikkatli olunmalıdır.

Dehidrasyonu ve muhtemelen ilişkili artmış böbrek toksisitesini önlemek için tedavi sırasında yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır.

İlerlemiş böbrek hastalıkları:


Orta-şiddetli renal disfonksiyonu olan hastalarda (kreatin klerensi < 59 mL/dk) RASTEL kontrendikedir.

RASTEL'in ilerlemiş böbrek hastalığı olan hastalarda kullanımına ilişkin kontrollü klinik çalışmalardan elde edilmiş bilgi mevcut değildir. Bu nedenle, ileri böbrek hastalığı olan buhastalarda RASTEL ile tedavi önerilmemektedir. RASTEL tedavisinin başlatılmasıgerekiyorsa, hastanın böbrek fonksiyonunun yakından izlenmesi tavsiye edilir.

Karaciğer güvenliği:


Hepatik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Tüm diğer NSAİİ'ler gibi, bazı karaciğer parametrelerinde geçici küçük artışlara ve SGOT ve SGPT'de anlamlı artışlara neden olabilir. Bu gibi parametrelerde ilaçla ilişkili artışlarolduğunda, tedavi sona erdirilmelidir.

Yaşlı hastalarda karaciğer fonksiyon bozukluğu olması daha olasıdır (bkz. Bölüm 4.2).

Kardiyovasküler etkiler:


Hipertansiyon öyküsü ve / veya hafif ila orta derecede kalp yetmezliği olan hastalar için uygun izleme ve tavsiye gereklidir. NSAİİ tedavisi ile ilişkili olarak sıvı retansiyonu ve ödembildirildiği için kalp yetmezliği tetiklenmesi riski arttığından, özellikle daha önce kalpyetmezliği atakları olan kalp hastalığı öykülü hastalarda özel dikkat gösterilmelidir.

Klinik çalışma ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİİ'lerin (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide) kullanımının, arteriyel trombotik olay (örneğin miyokard enfarktüsü veyainme) riskinde küçük bir artış ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Deksketoprofen içinböyle bir riski hariç tutmak için yeterli veri yoktur.

Kardiyovasküler trombotik olaylar


Çok sayıda selektif ve non-selektif COX-2 inhibitörü ile yapılan, 3 yıla varan klinik çalışmalarda ölümcül olabilen, ciddi kardiyovasküler (KV) trombotik olay, miyokardenfarktüsü ve inme riskinde artma olduğu görülmüştür. Selektif veya non-selektif COX-2inhibitörü tüm NSAİİ'ler benzer risk taşıyabilir. Kardiyovasküler hastalığı olduğu veyakardiyovasküler hastalık riaki.tasıdığı bilinen , hastalar daha yüksek risk altında olabilir. NSAİİ

T3ubelge, gu^nlı eleKiromkımzane imzalanmıştır.

tedavisi gören hastalarda advers kardiyovasküler olay görülme riski olasılığını azaltmak için en düşük etkili doz, mümkün olan en kısa süreyle kullanılmalıdır. Önceden görülmüş birkardiyovasküler semptom olmasa bile hekim ve hasta bu tür olayların gelişmesine karşı tetikteolmalıdır. Hasta, ciddi kardiyovasküler olayların semptomları ve/veya belirtileri ve bunlarıngörülmesi halinde yapması gerekenler konusunda önceden bilgilendirilmelidir.

Eş zamanlı olarak aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımına bağlı artmış ciddi kardiyovasküler trombotik olay riskini azalttığı yönünde tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. NSAİİ'lerinaspirinle eş zamanlı olarak kullanımı ciddi Gİ olay görülme riskini arttırmaktadır.

KABG ameliyatını takip eden ilk 10-14 günlük dönemde ağrı tedavisi için verilen bir selektif COX-2 NSAİİ ile gerçekleştirilen iki geniş kontrollü klinik çalışmada miyokard enfarktüsü veinme insidansında artış görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.3. ). RASTEL, koroner arter bypass greft(KABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrı tedavisinde kontrendikedir.

Sonuç olarak, kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, tanı konmuş iskemik kalp hastalığı, periferal arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan bireylerdikkatli bir şekilde değerlendirildikten sonra deksketoprofen trometamol ile tedavi edilmelidir.Kardiyovasküler risk faktörleri taşıyan hastalarda uzun süreli tedaviye başlamadan önce de aynışekilde dikkat edilmelidir (ör. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara kullanımı).

Seçici olmayan tüm NSAİİ'ler, trombosit agregasyonunu inhibe edebilir ve prostaglandin sentezinin inhibisyonu yoluyla kanama süresini uzatabilir. Bu nedenle, hemostazı etkileyen,varfarin ya da diğer kumarinler veya heparinler gibi diğer tedaviyi alan hastalardadeksketoprofen trometamol kullanılması önerilmez.

Yaşlı hastaların kardiyovasküler fonksiyonlarında bozukluk olma olasılığı daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2).

Hipertansiyon:


Diğer tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, deksketoprofen de hipertansiyon oluşumuna veya daha önceden mevcut olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olur ve bu iki durum dakardiyovasküler olay riskinin artmasına neden olabilir. Tiyazid grubu diüretikler ya da kıvrımdiüretikler ile tedavi edilen hastaların NSAİİ'leri kullanırlarken diüretik tedaviye yanıtlarıazalabilir. Deksketoprofen de dahil, NSAİİ'ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatlikullanılmalıdır. Deksketoprofen tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı

Bu belge

Belge Dd^KB^ayakından (izİ®nmel^dirJZlAxRG83ZW56aklU Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:


Deksketoprofen dahil NSAİİ'ler ile tedavi edilen bazı hastalarda sıvı retansiyonu (tutulumu) ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle deksketoprofen sıvı retansiyonu veya kalp yetmezliği olanhastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

Deri reaksiyonları:


Deksketoprofen dahil NSAİİ'lerin kullanımı ile ilişkili olarak çok nadiren olmak üzere eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN)dahil bazı ölümcül ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir Bu ciddi olaylar herhangi bir uyarıolmaksızın oluşabilir. Tedavinin başlangıcında hastaların bu reaksiyonlar bakımından enyüksek risk altında olduğu görülmüştür, vakaların pek çoğunda reaksiyonun başlaması,tedavinin ilk ayı içerisinde meydana gelmiştir. Hastalar ciddi deri reaksiyonlarının işaret vesemptomları konusunda önceden bilgilendirilmelidirler ve deri döküntüsü, mukozal lezyonlarveya başka herhangi bir aşırı duyarlılık belirtisi görüldüğü ilk anda RASTEL kesilmelidir.

Anafilaktoid reaksiyonlar:


Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi deksketoprofen ile de, ilaca daha önceden maruz kalıp kalmadığı bilinmeyen bazı hastalarda, anafilaktoid reaksiyonlar görülebilir. RASTEL, aspirintriadı (astımlılarda görülen analjezik intolerans veya asetilsalisilik asit intoleransına (ASAİ)“Aspirin triadı” denilmektedir.) olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi, tipikolarak, nazal polipli ve polipsiz riniti olan veya aspirin ya da NSAİİ kullanmalarının ardındanşiddetli ve ölümcül olabilen bronkospazm görülen astımlı hastalarda ortaya çıkmaktadır. (Bkz.Bölüm 4.3. ve Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri — Önceden varolan astım).Anafilaktoid reaksiyon görüldüğünde acil servise başvurulmalıdır.

Gebelik:


Gebeliğin üçüncü trimesterinde diğer NSAİİ'ler gibi deksketoprofen de kullanılmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun (anne karnında açık olup doğumu takiben kapanması gereken,kalpten çıkan iki büyük atardamar [aort ve pulmoner arter] arasındaki açıklık) erkenkapanmasına neden olabilir. RASTEL, gebeliğin 3. trimesterinde ve laktasyon dönemindekontrendikedir.

Önlemler


Genel:


Deksketoprofenin kortikosteroid yerine geçmesi veya kortikosteroid eksikliğini tedavi etmesi beklenmemelidir. Kortikosteroidlerin aniden durdurulması, hastalığın alevlenmesine sebepolabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi görmekte olan hastalar, kortikosteroid tedavisinindurdurulmasına karar verilmesi halinde, tedavilerini yavaş ve kademeli olarak azaltmalıdır.RASTEL'in ateş ve enflamasyonu azaltmadaki farmakolojik aktivitesi, infeksiyöz olmadığıdüşünülen ağrılı durumların komplikasyonlarının saptanmasında kullanılan tanısal belirtilerinyararlanabilirliğini azaltabilir.

Hepatik etkiler:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde üst sınıra kadar yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuar anomalileriilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir.NSAİİ'ler ile gerçekleştirilen klinik çalışmalarda hastaların yaklaşık % l'inde ALT ve ASTaktivitelerinde ciddi artışlar (normal düzeyin üst limitinin üç katı veya daha fazla) bildirilmiştir.Ayrıca, seyrek olarak, sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğeryetmezliği gibi, bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları dabildirilmiştir.

Karaciğer bozukluğu semptomuna işaret eden rahatsızlığı olan veya anormal karaciğer test sonucu olan hastalarda, RASTELile tedavi sırasında daha ciddi hepatik reaksiyon olaylarınıngelişmiş olabileceğinden bu açıdan da değerlendirilmelidir. Karaciğer fonksiyon testlerindekibozukluk sürer veya kötüleşirse, karaciğer hastalığı ile uyumlu uygun klinik belirti veyasemptomlar gelişirse veya diğer bulgular (örneğin; eozinofili, deri döktüntüleri vb.) görülürseRASTEL tedavisi kesilmelidir ve uygun tetkikler istenmelidir.

Hematolojik etkiler:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya bariz Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanamayan bir etki olabilir. Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ'ler ile uzunsüreli tedavi gören hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu gösterirlersehemoglobin, hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

NSAİİ'lerin bazı hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerine etkileri kantitatif açıdan

daha az, daha kısa süreli ve^eri,dönMşüffllü^£^zaQpcedsnk9agülasyon bozukluğu olan ya da

antikoagülan kullanan ve trombosit fonksiyon değişikliklerinden dolayı istenmeyen etkilerin görülmesi muhtemel hastalar RASTEL kullanımı sırasında dikkatle izlenmelidir.

Hastalar için Bilgi


Bir NSAİİ ile tedaviyi başlatmadan önce ve devam eden tedavi süresince, periyodik olarak hastalara aşağıdaki bilgilerin verilmesi gerekir. Hastaların yazılan her reçeteye eşlik edenNSAİİ Kılavuzu'nu okuması teşvik edilmelidir.

1 .Diğer NSAİİ'ler gibi, RASTEL de miyokard enfarktüsü veya inme gibi ciddi kardiyovasküler yan etkilere neden olabilir. Bu tür yan etkiler hastaneye yatışla ve hatta ölümle neticelenebilir.Her ne kadar ciddi KV olaylar uyarıcı semptomlar olmadan meydana gelebilirse de, hastalarıngöğüs ağrısı, nefes darlığı, halsizlik, konuşma güçlüğü gibi semptom ve bulgular konusundatetikte olmaları ve gösterge oluşturan herhangi bir semptom veya bulgu gözlediği anda tıbbitavsiye aramaları gerekir. Hastalara bu izlemin taşıdığı önemin anlatılması gerekir (Bkz.UYARILAR, Kardiyovasküler Etkiler).

2. Diğer NSAİİ'ler gibi, RASTEL de gastrointestinal rahatsızlık ve nadir olarak ülser, kanamagibi hastaneye yatışla ve hatta ölümle neticelenen ciddi gastrointestinal yan etkilere nedenolabilir. Her ne kadar ciddi gastrointestinal kanal ülserasyonları ve kanama, uyarı semptomlarıolmadan da meydana gelebilse de, hastaların ülserasyon ve kanama semptomlarına karşı tetikteolması; epigastrik ağrı, dispepsi, melena ve hematemez gibi gösterge oluşturan herhangi birsemptom veya bulgu gözlediği anda tıbbi tavsiye istemeleri gerekir. Hastalara bu izlemintaşıdığı önemin anlatılması gerekir (Bkz. UYARILAR, Gastrointestinal Etkiler: Ülserasyon,Kanama ve Perforasyon Riski).

3. Diğer NSAİİ'ler gibi, RASTEL de ciltte eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson Sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) gibi ciddi yan etkilere neden olabilir. Bu tür yanetkiler hastaneye yatış ve hatta ölümle neticelenebilir. Her ne kadar ciddi cilt reaksiyonları uyarısemptomları ve bulguları olmadan da meydana gelebilse de, hastaların ciltte kabartı, döküntü,ateş veya kaşıntı gibi aşırı duyarlılık semptom ve bulgularına karşı tetikte olması; göstergeoluşturan herhangi bir semptom veya bulgu gözlediği anda tıbbi tavsiye istemesi gerekir.Hastalara, herhangi bir tipte cilt döküntüsü gelişirse derhal ilacı kesmeleri ve en kısa süredehekime başvurmaları tavsiye edilmelidir.

4. Hastaların açıklanamayan kilo artışı veya ödemle ilgili semptom ve bulgularını derhalhekimlerine bildirmesi gerekir.

5. Hastalarm karaciğer toksisitesiyle ilgili uyarıcı semptom ve bulgular (örneğin bulantı,yorgunluk, uyuşukluk, kaşıntı, sarılık, karın sağ üst kadranında hassasiyet ve grip benzerisemptomlar) hakkında bilgilendirilmesi gerekir. Eğer bunlar oluşursa, hastanın tedaviyi derhalkesmesi ve hemen tıbbi tedavi araması gerektiği anlatılmalıdır.

6. Hastaların anafilaksi benzeri reaksiyonun belirtileri (örn. soluk almada güçlük, yüzde veboğazda şişme) konusunda bilgilendirilmesi gerekir. Eğer bunlar meydana gelirse, hastanınderhal acil tıbbi tedavi araması gerektiği anlatılmalıdır (Bkz. UYARILAR).

7. Hamileliğin son evresinde diğer NSAİİ'ler gibi RASTEL de kullanılmamalıdır; çünkü duktusarteriozusun erken kapanmasına neden olabilir.

Önceden var olan astım:


Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı olan astımlı hastalarda aspirin kullanımı, ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla ilişkilendirilmiştir.Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm da dahilolmak üzere çapraz reaksiyon bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının bu formunun söz konusuolduğu hastalara RASTEL verilmemeli ve önceden astımı olan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır.

Laboratuvar testleri:


Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastaları izlemelidirler. Uzun süreliNSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimya profilleri periyodik olarak kontroledilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumlu klinik belirti ve semptomlargelişirse ya da sistemik belirtiler (örneğin; eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa ya dakaraciğer fonksiyon testleri anormal çıkarsa ya da kötüleşirse RASTEL tedavisidurdurulmalıdır.

Diğer bilgiler


Aşağıdaki rahatsızlıkları olan hastalarda özellikle dikkatli olunmalıdır:

- porfirin metabolizmasının konjenital bozukluğu (örn. akut aralıklı porfiri)

- dehidratasyon

- büyük ameliyattan hemen sonra

Doktor uzun süreli deksketoprofen tedavisinin gerekli olduğunu düşünürse, hastanın karaciğer ve böbrek fonksiyonları ile kan sayımı düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Çok nadir durumlarda ciddi akut aşırı duyarlılık reaksiyonları (örneğin anafilaktik şok) gözlenmiştir. RASTEL alımını takiben şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlarının ilkbelirtilerinde, tedavi kesilmelidir. Semptomlara bağlı olarak, tıbbi olarak gerekli prosedürleruzman sağlık görevlileri tarafından başlatılmalıdır.

Kronik rinit, kronik sinüzit ve/veya nazal polipoz ile kombine olarak astımı olan hastalar, asetilsalisilik asit ve/veya NSAİİ'lere karşı diğer insanlardan daha yüksek risk altındadır. Butıbbi ürünün uygulanması, özellikle asetilsalisilik aside veya NSAİİ'lere alerjisi olan hastalarda,astım ataklarına veya bronkospazmaya neden olabilir (bkz. Bölüm 4.3).

RASTEL hematopoetik bozukluklar, sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalara dikkatle uygulanmalıdır.

Altta yatan enfeksiyon semptomlarının maskelenmesi

Deksketoprofen, uygun tedavinin gecikmeli başlatılmasına ve dolayısıyla enfeksiyonun sonucunun kötüleşmesine neden olabilecek enfeksiyon semptomlarını maskeleyebilir. Bu, bakteriyel toplumkökenli pnömonide ve suçiçeği için bakteriyel komplikasyonlarda gözlenmiştir. Bu ilaç, enfeksiyonile ilişkili ağrının giderilmesi için uygulandığında enfeksiyonun izlenmesi tavsiye edilir. Hastanedışı ortamlarda, semptomlar devam ederse veya kötüleşirse hasta bir doktora danışmalıdır.

İstisnai olarak, suçiçeği ciddi kutanöz ve yumuşak dokuların enfeksiyöz komplikasyonlarının kaynağı olabilir. Bugüne kadar, NSAİİ'lerin bu enfeksiyonların kötüleşmesinde neden olan rolügöz ardı edilemez. Bu nedenle, suçiçeği durumunda RASTEL kullanımından kaçınılmasıönerilir.

Pediyatrik popülasyon


Çocuklarda ve ergenlerde kullanımının güvenli olup olmadığı tespit edilmemiştir.

RASTEL her tablette 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum ihtiva eder; içerdiği sodyum miktarı göz önüne alındığında herhangi bir yan etki beklenmez.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Aşağıdaki etkileşimler genelde tüm non steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) için geçerlidir:

Önerilmeyen kombinasyonlar:


-

Yüksek doz salisilatlar (> 3g/gün) ve diğer NSAİİ'ler (siklooksijenaz-2 seçici inhibitörleri dahil): Sinerjistik etkiyle gastrointestinal ülser ve kanama riskini arttırabilecekleri için,birkaç NSAİİ'nin eşzamanlı kullanılmasından kaçınılmalıdır.

- Antikoagülanlar: NSAİİ'ler, deksketoprofenin yüksek plazma proteinlerine bağlanması vetrombosit fonksiyonunu inhibe etmesi ve gastroduodenal mukozaya verilen hasarnedeniyle varfarin gibi antikoagülanların etkilerini artırabilir (Bkz. Bölüm 4.4). Eğer bukombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlem yapılmalı ve laboratuvar değerleritakip edilmelidir.

- Heparinler: Hemoraji riski artar (trombosit fonksiyonu inhibisyonu ve gastroduodenalmukoza hasarına bağlı olarak). Eğer kombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlemyapılmalı ve laboratuvar değerleri takip edilmelidir.

- Kortikosteroidler: Gastrointestinal ülserasyon veya kanama riski artışı vardır (Bkz. Bölüm4.4).

- Lityum (birçok NSAİİ'lerle tanımlanmıştır): NSAİİ'ler kan lityum düzeylerini (lityumunböbreklerle atılımını azaltarak) arttırırlar ve toksik düzeylere ulaşmasına neden olabilirler.Dolayısıyla, bu parametre, deksketoprofen ile tedavinin başlangıcı, doz ayarlanması vekesilmesi sırasında takip edilmelidir.

- Metotreksat, 15 mg/hafta veya daha yüksek dozlarda kullanılması:Genelde

antienflamatuvar ajanlarla metotreksatın renal klirensinin azalmasına bağlı olarak hematolojik toksisitesinde artış.

- Hidantoinler ve sülfonamidler: Bu bileşiklerin toksik etkileri artabilir.

- Aspirin: RASTEL aspirinle birlikte verildiğinde, serbest RASTEL klirensi değişmese deprotein bağlama oranı azalmaktadır. Bu etkileşimin klinik açıdan önemi bilinmiyor olmaklabirlikte, diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, RASTEL ve aspirinin eş zamanlı olarak verilmesi,advers etki görülme olasılığını artırdığından, genellikle önerilmemektedir.

Dikkat Gerektiren Kombinasyonlar:


-

Diüretikler, ADE inhibitörleri, antibakteriyel aminoglikozidler ve anjiyotensin II reseptör antagonistleri: Deksketoprofen, diüretiklerin ve antihipertansif ürünlerin etkisini azaltabilir.Bozulmuş böbrek fonksiyonlu bazı hastalarda (örneğin dehidrate hastalar ya da bozulmuşböbrek fonksiyonlu yaşlı hastalar) siklooksijenazı inhibe eden ajanlar ve ADE inhibitörleri,anjiyotensin II reseptör antagonistleri ya da antibakteriyel aminoglikozidlerin birliktekullanılması, böbrek fonksiyonunun genellikle geri dönüşümlü olacak şekilde daha dabozulmasına neden olabilir. Deksketoprofen ile bir diüretiğin birlikte reçetelendirildiğidurumlarda, hastaların yeterli düzeyde hidrate olduklarından emin olunmalı ve tedavininbaşlangıcında renal fonfesiyon^iızlenmelidir. iie imzalanmıştır.

- Metotraksatın 15 mg/hafta'dan daha düşük dozlarda kullanılması: Genellikle antienflamatuvar bileşiklerle renal klerensinin azaltılmasına bağlı olarak metotreksatınhematolojik toksisitesi artar. Kombinasyonun ilk haftalarında kan sayımı haftalık olarakizlenmelidir. Renal fonksiyonların hafifçe bozulmuş olduğu durumlarda ve aynı zamandayaşlılarda da izlem arttırılmalıdır.

- Pentoksifilin: Kanama riskinde artış. Klinik izleme arttırılmalı ve kanama zamanı daha sıkkontrol edilmelidir.

- Zidovudin: NSAİİ başladıktan bir hafta sonra meydana gelen şiddetli anemi ile retikulositler üzerine etkisinden dolayı oluşan artmış kırmızı hücre toksisitesi riski.NSAİİ'ler ile tedaviye başladıktan bir iki hafta sonra tam kan sayımı yapılmalı ve retikülositsayısı kontrol edilmelidir.

- Sülfonilüreler: NSAİİ'ler, sülfonilüreleri plazma proteinlerine bağlanma yerlerindenuzaklaştırarak hipoglisemik etkilerini arttırabilirler.

Göz Önünde Bulundurulması Gereken Kombinasyonlar:


-

Beta-blokörler: Bir NSAİİ ile tedavi, prostaglandin sentezinde inhibisyon ile antihipertansifetkilerini azaltabilir.

- Siklosporin ve takrolimus: NSAİİ'lerin renal prostaglandin aracılı etkileriyle nefrotoksisiteartabilir. Kombinasyon tedavisi süresince renal fonksiyonlar hesaplanmalıdır.

- Trombolitikler: Kanama riskinde artma.

- Antitrombosit ajanlar ve seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar): Gastrointestinalkanama riskinde artış (Bkz. Bölüm 4.4).

- Probenesid: Deksketoprofenin plazma konsantrasyonları artabilir; bu etkileşme, renaltubüler sekresyon bölgesindeki inhibitör bir mekanizmaya ve glukuronokonjugasyona bağlıolabilir ve deksketoprofen dozunun ayarlanmasını gerektirir.

- Kardiyak glikozidler: NSAİİ'ler plazma glikozit seviyelerini arttırabilir.

- Mifepriston: Teorik olarak, prostaglandin sentetaz inhibitörlerinin, mifepristonunetkinliğini değiştirebilme riski vardır. NSAİİ'ler mifepriston alımından sonraki 8-12 güniçinde kullanılmamalıdır.

- Kinolon Antibiyotikler: Hayvan çalışmaları ile elde edilen veriler, NSAİİ'ler ile birlikteyüksek dozda kinolon alımının, konvülsiyon gelişme riskini arttırabileceğinigöstermektedir.

- Tenofovir: NSAİİ ile eşzamanlı kullanım, plazma üre azotunu ve kreatininini artırabilir,böbrek fonksiyonu üzerinde potansiyel bir sinerjik etkiyi kontrol etmek için böbrekfonksiyonu izlenmelidir.

- Deferasiroks: NSAİİ'lerle birlikte kullanılması gastrointestinal toksisite riskini artırabilir.Deferasiroksun bu maddelerle birlikte kullanılması durumunda yakın klinik izlemegereklidir.

- Pemetrekset: NSAİİ'lerle birlikte kullanılması pemetrekset eliminasyonunu azaltabilir, bunedenle daha yüksek dozlarda NSAİİ'ler uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Hafif ila ortaderecede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi 45 ila 79 mL/dakika),pemetrekset uygulamasından 2 gün önce ve 2 gün sonra pemetrekset ile eş zamanlı NSAİİuygulamasından kaçınılmalıdır.

- Furosemid : Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, deksketoprofenkullanımının bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabildiğinigöstermektedir. Bu yanıt, renal prostaglandin sentezinin inhibe edilmesine bağlanmaktadır.NSAİİ'lerle eş zamanlı olarak tedavi uygulandığında hasta, böbrek yetmezliği belirtileriyönünden (bkz. Bölüm 4.4) ve diüretik etkililiğinden emin olmak için yakındanizlenmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

Pediyatrik popülasyon:

Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: 1. ve 2. trimesterde C; 3. trimesterde D'dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar uygun bir doğum kontrolü uygulamalıdır.

Gebelik dönemi

RASTEL gebeliğin üçüncü trimesterinde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Prostaglandin sentezi inhibisyonu, gebeliği ve/veya embriyo/fetüs gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, gebeliğin erken dönemlerinde

•Bu belge.2;ü^^enli elektronik İmza İle İmzalanmıştır..! ı ıinı

prostaglandin sen

Belge Di

,luillnımındanıpenfaapdı§Mkttvpe:/kalptuffialfoçmâiyıPfllea-reWve 16

gastroşizis riskinde artış konusunda endişeleri arttırmıştır. Kardiovasküler malformasyonlar için mutlak risk % 1'den az bir orandan yaklaşık olarak % 1,5'e yükselmiştir. Riskin doz vetedavi süresi ile birlikte arttığına inanılmaktadır.

Gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde, deksketoprofen trometamol açık bir şekilde gerekli olmadığı takdirde verilmemelidir. Eğer deksketoprofen trometamol, gebe kalmaya çalışan veyagebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde olan bir kadın tarafından kullanılıyorsa, dozolabildiğince düşük tutulmalı ve tedavi süresi mümkün olduğu kadar kısa olmalıdır.

Hayvanlarda, bir prostaglandin sentez inhibitörü uygulanmasının, implantasyon öncesi ve sonrası kayıplarda artışla ve embiryo-fetal ölümle sonuçlandığı gösterilmiştir. Ek olarak,organogenetik dönemde bir prostaglandin sentez inhibitörü verilen hayvanlardakardiyovasküler sistem dahil olmak üzere çeşitli malformasyonların insidanslarının arttığıbildirilmiştir. Bununla birlikte, deksketoprofen ile yapılan hayvan çalışmaları üreme toksisitesivarlığını göstermemiştir (bkz. Bölüm 5.3).

Gebeliğin üçüncü trimesteri süresince, bütün prostaglandin sentez inhibitörleri fetüste aşağıdaki etkileri yapabilir:

- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriyozusun erken kapanması ve pulmonerhipertansiyon);

- Oligohidramnios ile böbrek yetmezliğine ilerleyebilen böbrek disfonksiyonu;

Gebeliğin sonunda ise anne ve yenidoğan aşağıdaki risklerle karşı karşıya kalabilir:

- Kanama zamanının uzama olasılığı, çok düşük dozlarda bile meydana gelebilecek birantiagregan etki;

- Gecikmiş veya uzamış doğum eylemine neden olabilen uterus kasılmasının inhibisyonu.

Laktasyon dönemi

Deksketoprofenin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektir. RASTEL emzirme sırasında kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Üreme yeteneği / Fertilite

Diğer NSAİİ'ler ile birlikte, deksketoprofen trometamol kullanımı kadınlarda fertiliteyi bozabilir ve gebe kalmaya çalışan kadınlarda önerilmemektedir. Gebe kalmakta zorlanan veyainfertilite açısından incelenen kadınlarda deksketoprofen trometamolün kesilmesidüşünülmelidir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

RASTEL tabletleri baş dönmesi, görme bozuklukları veya uyuşukluk gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu durumlarda tepki verme, karayolu trafiğinde aktif olarak yer alma ve araçkullanma yeteneği bozulabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

İstenmeyen etkilerin sınıflandırılmasında aşağıda belirtilen terminoloji kullanılmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (>1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).

Klinik araştırmalarda deksketoprofen trometamol ile en azından olası ilişkili olabileceği bildirilen istenmeyen etkilerle, deksketoprofen trometamolün pazarlanmasından sonrabildirilmiş olan istenmeyen etkiler aşağıda tabloda verilmiş, sistem organ sınıfı ve görülmesıklığı olarak sınıflandırılmıştır:

SİSTEM ORGAN SINIFI

Yaygın

(>1/100-<1/10)

Yaygın

olmayan

(>1/1000-

<1/100)

Seyrek

(>1/10000-

<1/100)

Çok seyrek izole bildirimler(<1/10000)

Kan ve lenf sistemi hastalıkları




nötropeni

trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları



larinks ödemi

anafılaktik şok dahil anafilaktik reaksiyon

Metabolizma ve

beslenme

hastalıkları



anoreksi

Psikiyatrik

hastalıklar


insomnia

anksiyete



Sinir sistemi hastalıkları


Baş ağrısı,
sersemlik,
somnolans
parestezi, senkop

Göz hastalıkları




bulanık görme

Kulak ve iç kulak hastalıkları


vertigo

tinnitus

Kardiyak

hastalıklar


palpitasyonlar

(çarpıntı)


taşikardi

Vasküler

hastalıklar

bugı ulama KuJu. 1ZW56Q3N

yüz kızarması

;nli elektronik imza ile im2W56aklU-DbIkb '

hipertansiyon

alanmıştır.

lakıu Adıesı.lıllus.//wwvv.luıl

hipotansiyon

kıye.guv.lı/saglik-lıluk-ebys'


Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıklar



bradipne

bronkospazm,

dispne

Gastrointestinal

hastalıklar

bulantı ve/veya kusma,

abdominal ağrı, diyare, dispepsi

gastrit, konstipasyonağız kuruluğu,flatulans

peptik ülser, peptik ülserkanaması veyaperforasyonu (bkz.Bölüm 4.4.)

pankreatit

Hepatobiliyer

hastalıklar



hepatoselüler

hasar


Deri ve deri altı doku hastalıkları


cilt döküntüleri

ürtiker, akne,

terlemede artma

Stevens Johnson sendromu, toksikepidermal nekroliz(Lyell sendromu),anjiyoödem, yüzdeödem, fotosensitivitereaksiyonları, kaşıntı

Kas-iskelet bozuklukları, bağdoku ve kemikhastalıkları



sırt ağrısı


Böbrek ve idrar yolu hastalıkları



Akut renal bozukluk, poliüri

nefrit veya nefrotik
sendrom

Üreme sistemi ve meme hastalıkları



menstrüel

bozukluklar;

prostatik

bozukluklar


Genel bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıklar


yorgunluk, ağrı, asteni, rigor,kırgınlık

periferal ödem


Araştırmalar



karaciğer fonksiyon testindeanormallik

Gastrointestinal: En yaygın gözlenen advers olaylar, gastrointestinal olanlardır. Bazen ölümcül peptik ülser, perforasyon veya gastrointestinal kanama, özellikle yaşlılarda meydana gelebilir(Bkz. Bölüm 4.4). Bulantı, kusma, ishal, flatulans, konstipasyon, dispepsi, karın ağrısı, melena,hematemez, ülseratif stomatit, kolit ve Crohn hastalığında şiddetlenme (Bkz. Bölüm 4.4)uygulama sonrasında bildirilmiştir. Daha az sıklıkta, gastrit gözlenmiştir. NSAİİ tedavisiyleilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kardiyak bozukluk raporlanmıştır.

Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi, aşağıdaki istenmeyen etkiler görülebilir: sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olanlarda özellikle daha fazla görülebilenaseptik menenjit; hematolojik reaksiyonlar (purpura, aplastik ve hemolitik anemi ve nadirolarak agranülositoz ve medüller hipoplazi).

Steven Johnson Sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz dahil bülloz reaksiyonlar (çok nadir) bildirilmiştir.

Klinik çalışma ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİİ'lerin kullanımının (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide) arteriyel trombotik olayların görülme (özellikle miyokardenfarktüsü veya inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. (Bkz.Bölüm 4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9.Doz aşımı ve tedavisi

Aşırı dozu takiben ortaya çıkan semptomlar bilinmemektedir. Benzer tıbbi ürünler, gastrointestinal (kusma, anoreksi, abdominal ağrı) ve nörolojik bozukluklara (uyuşukluk,vertigo, dezoryantasyon, baş ağrısı) neden olmuşlardır.

lıkla alınması veya aşırı kullanım durumunda, derhal, hastanın klinik durumuna göre semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Aktif kömür uygulanması bir saat içinde, bir yetişkin yada bir çocuk tarafından 5 mg/kg'den daha fazla doz alındığında uygulanmalıdır.

Deksketoprofen trometamol vücuttan diyalizle uzaklaştırılabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvar ve antiromatik ürünler, non-steroidler, propiyonik asit türevleri

ATC kodu: M01AE17

Deksketoprofen trometamol S-(+)-2-(3-benzoilfenil)propiyonik asidin trometamin tuzu, non-steroid antienflamatuvar ilaç grubuna (M01A) dahil analjezik, antienflamatuvar ve antipiretik bir ilaçtır.

Etki mekanizması

Non-steroid antienflamatuvar ilaçların etki mekanizması, siklooksijenaz yolağının inhibisyonuyla prostaglandin sentezinin azaltılmasıyla ilgilidir. Özellikle, araşidonik asitin,prostaglandinler (PGE1, PGE2, PGF2a, ve PGD2) ve aynı zamanda prostasiklin (PGI2) vetromboksanları (TxA2 ve TxB2) oluşturan, siklik endoperoksitlere (PGG2 ve PGH2,)transformasyonunun inhibisyonu söz konusudur. Ayrıca, prostaglandin sentezinin inhibisyonu,kinin gibi diğer inflamasyon mediyatörlerini de etkileyerek, direkt etkiye ilaveten indirekt biretkiye de neden olur.

Farmakodinamik etkiler

Deksketoprofenin deney hayvanları ve insanlar üzerindeki deneylerde COX-1 ve COX-2 aktivitelerinin inhibitörü olduğu gösterilmiştir.

Klinik etkililik ve güvenlilik

Çeşitli ağrı modellerinde yapılan klinik çalışmalar, deksketoprofen trometamolün etkin analjezik etkisi olduğunu göstermiştir. Analjezik etki başlangıcı bazı çalışmalardauygulamadan sonra 30 dakika içinde elde edilmiştir. Analjezik etki 4-6 saat sürmektedir.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Deksketoprofen trometamolün insanlara oral uygulanmasından 30 dakika sonra (aralık 15-60 dakika) Cmax'a ulaşır. Yiyeceklerle birlikte uygulandığında, EAA (eğri altında kalan alan)değişmemekte, buna karşın deksketoprofen trometamolün Cmax'ı düşmekte ve absorpsiyon hızıgecikmektedir (tmax artışı).

Dağılım:


Deksketoprofen trometamolün dağılım ve eliminasyon yarılanma-ömrü sırasıyla 0,35 ve 1,65 saattir. Plazma proteinlerine yüksek bağlanma (%99) gösteren diğer ilaçlarda olduğu gibidağılım hacminin ortalama değeri 0,25 l/kg'dan düşüktür.

Biyotransformasyon:


Deksketoprofen trometamolün uygulanmasından sonra idrarda sadece S-(+) enantiyomerin elde edilmesi, insanlarda R-(-) enantiyomere dönüşüm olmadığını göstermektedir. Çok dozlufarmakokinetik çalışmalarında, son uygulamadan sonraki EAA'nın tek doz uygulamadan sonraelde edilenden farklı olmadığının gözlenmesi, ilaç birikiminin oluşmadığına işaret etmektedir.

Eliminasyon:


Deksketoprofenin başlıca eliminasyon yolu glukuronid konjugasy onunu izleyen renal atılımdır.

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:


Deksketoprofen trometamol, oral dozu takiben sistemik maruziyet sırasında doza bağlı bir artış ile doğrusal farmakokinetik gösterir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Preklinik veriler, güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, üreme toksisitesi ve immünofarmakolojinin klasik çalışmalarına dayanarak insanlar için özel birtehlike göstermemiştir. Farelerde ve maymunlarda yürütülen kronik toksisite çalışmaları, insaniçin önerilen maksimum dozdan 2 kat daha yüksek dozlarda, bir Gözlemlenmeyen Yan EtkiDüzeyi (No Observed Adverse Effect Level) (NOAEL) vermiştir.

Maymunlarda, yüksek dozlarda gözlenen başlıca istenmeyen etki dışkıda kan, azaltılmış vücut ağırlığı artışında azalma ve en yüksek dozda, eroziv gastrointestinal lezyonlardır. Maymunlardayüksek dozlarda gözlenen başlıca istenmeyen etki doz-bağımlı olarak gelişen gastrointestinalerozyonlar ve ülserlerdir. Bu etkiler, önerilen maksimum insan dozundan 14-18 kat daha yüksekbir ilaç maruziyetini belirleyen dozlarda ortaya çıkmıştır. Hayvanlarda kanserojen potansiyelüzerine çalışma yoktur.

NSAİİ'lerin tüm farmakolojik sınıfı için kabul edildiği gibi, deksketoprofen trometamol, hayvan modellerinde, hem dolaylı olarak hamile annelerde gastrointestinal toksisite yoluyla,hem de doğrudan fetüsün gelişimi üzerine etkisiyle embriyo-fetal sağkalımda değişikliklereneden olabilir.

6. FARMASOTIK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mikrokristalin selüloz (pH 101)

Mısır nişastası

Sodyum nişasta glikolat (Tip A)

Gliseril distearat Opadry II 85F18422 white*

* Opadry II 85F18422 white boyar madde içeriği:

Polivinil Alkol Titanyum DioksitPEG 3350 PowderTalk

6.2. Geçimsizlikler

Bilinen geçimsizliği yoktur.

6.3. Raf ömrü

48 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

250C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Opak PVC/PVDC, alüminyum folyo.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “ Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

EİP Eczacıbaşı İlaç Pazarlama A.Ş.

Büyükdere Caddesi Ali Kaya Sokak No:5 34394 Levent/Şişli, İstanbulTel: 0 212 350 80 00Faks: 0 212 350 84 64

8. RUHSAT NUMARASI

2021/239

9. ILK RUHSAT TARIHI / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 16.08.2021 Ruhsat yenileme tarihi: -

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ



İlaç Bilgileri

Rastel 25 Mg Çentikli Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Deksketoprofen Trometamol

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.