KISA URUN BILGISI
1 BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
BUTINUP 50 mg sert kapsül Sitotoksik
2 KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir kapsül 50 mg sunitinib içerir
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddelerin tam listesi için Bölüm 61'e bakınız
3 FARMASÖTİK FORM
Ürün sert kapsül boyutu “1” olan, karamel kapak ve karamel gövdeli, gövdesinde beyaz mürekkep ile “SB 50” ve beyaz şerit baskılı ve sarı-turuncu granüller içeren sert kapsül şeklindesunulmaktadır
4 KLİNİK ÖZELLİKLER
41 Terapötik endikasyonlar
Gastrointestinal Stromal Tümör (GİST)
BUTİNUP imatinib mesilat tedavisine dirençli veya intoleran anrezektabl ve/veya metastatik gastrointestinal stromal tümörlerin (GİST) tedavisinde endikedir
Metastatik Renal Hücreli Karsinom (mRHK)
BUTİNUP ilerlemiş ve/veya metastatik renal hücreli karsinom (mRHK) tedavisinde endikedir Pankreatik Nöroendokrin Tümör (pNET)
BUTİNUP, metastatik veya lokal ileri evrede olup cerrahi tedavisi mümkün olmayan, somatostatin analogları tedavisi sonu progresyon gelişen iyi differansiye pankreatiknöroendokrin tümörlerin (pNET) tedavisinde endikedir
42 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Tedavi kanser ilaçlarını uygulama konusunda tecrübeli bir hekim tarafından başlatılmalıdır
GİST ve mRHK için; önerilen BUTINUP dozu 4 hafta kesintisiz günde 1 defa 50 mg ağızdan alınarak ve daha sonra 2 hafta ara vermek suretiyle 6 haftalık kürü tamamlayacak şekildedir
pNET için BUTINUP'un önerilen dozu; planlı bir ara verme dönemi olmaksızın günde bir kez oral yolla 37,5 mg'dır
Belge Do
ve 75 mg'ı geçmemelidir
GİST ve mRHK için, 12,5 mg'lık artış veya azaltmalarla doz modifikasyonları bireysel ;üvenlilik ve tolerabiliteye bağUb^âk uygülanabilfr'”Güö^k'dozlar 25 mg'ın altına düşmemeli
ralamaKodu: lZW5603NRZıaıxXzlAxRü83O3NRSHY3YnUv Belge Takip Adresi:https://wwwtıffkıvegovtr/saglik-Titck-ebvs
Bireysel güvenlilik ve tolere edilebilirlik göz önüne alınarak, pNET için 12,5 mg'lık adımlarla doz ayarlaması yapılabilir Faz III pNET çalışmasında uygulanan maksimum doz günde 50 mgolmuştur
Bireysel güvenlilik ve tolerabiliteye bağlı olarak doza ara vermek gerekebilir
Rifampisin gibi kuvvetli CYP3A4 indükleyici ile birlikte BUTINUP kullanımından sakınılmalıdır Eğer kullanılması gerekiyorsa, kullanan hastalarda dozun 12,5 mg'lıkmiktarlarla (GİST ve mRHK için günde 87,5 mg'a kadar veya pNET için günde 62,5 mg'akadar) artırılması gerekebilir Klinik yanıt ve tolerabilite dikkatle izlenmelidir Ketokonazolgibi CYP3A4 inhibitörü ile birlikte BUTINUP kullanımından sakınılmalıdır Eğer birliktekullanılması mutlaka lazımsa kullanan hastalarda tolerabilite ve/veya klinik yanıta bağlı olarakBUTINUP dozu 12,5 mg'lık kademelerle GlST ve mRHK için günlük minimum 37,5 mg'aveya pNET için günde 25 mg'a düşürülebilir Eşzamanlı ilaç seçiminde CYP3A4'ü indükleyiciveya inhibe edici potansiyeli çok düşük olan veya hiç olmayan alternatif ilaçlar düşünülmelidir(Bkz Bölüm 44)
Uygulama şekli:
BUTINUP, aç karnına veya yemekle beraber, oral olarak alınabilir Bir doz atlandıysa hastaya ilave doz verilmemelidir Hasta bir sonraki gün önerilen normal doz ile devam etmelidir
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Hafif (Child-Pugh Sınıf A) ve orta (Child-Pugh Sınıf B) karaciğer yetmezliği olan hastalarda başlanç dozunun ayarlamasına gerek yoktur Ciddi (Child-Pugh Sınıf C) karaciğer yetersizliğiolan hastalarda çalışma yapılmamıştır Bu nedenle şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalardasunitinib kullanımı ile ilgili bir öneride bulunulamamaktadır (Bkz Bölüm 52)
Orta-ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda veya hemodiyalize giren son dönem böbrek yetmezliği hastalarına sunitinib verilirken başlanç doz ayarlaması gerekli değildir Takip edendozlar güvenlilik ve tolerabiliteye göre ayarlanmalıdır (Bkz Bölüm 52)
Pediyatrik popülasyon:
Sunitinibin 18 yaşın altındaki hastalardaki güvenlilik ve etkililiği değerlendirilmemiştir Şu an var olan veriler bölüm 48, 51 ve 52'de anlatılmıştır, fakat popülasyonda BUTINUP kullanımıönerilmemektedir
Geriyatrik popülasyon:
Sunitinibe ait klinik çalışmalardaki hastaların yaklaşık %34'ünün yaşı 65 veya üzeridir Genç ve yaşlı hastalar arasında güvenlilik ve etkililik açısından herhangi bir anlamlı farkgözlenmemiştir
43 Kontrendikasyonlar
Sunitinib veya BUTINUP kapsülleri bileşenlerinden herhangi birine aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir (Bkz Bölüm 61)
44 Özel kullanım uvanlaft* vesnlemleri™"*
“ Ulama i^du: rZW56Q3NR2fnxXZIAxRG83Q3NRSHY3YnUy
Belge Do
Potent CYP3A4 indükleyicileri sunitinibin plazma konsantrasyonunu azaltabileceğind(
2
birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (Bkz Bölüm 42 ve 45)
Potent CYP3A4 inhibitörleri sunitinibin plazma konsantrasyonunu arttırabileceğinden birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (Bkz Bölüm 42 ve 45)
Cilt ve doku bozuklukları
Hastalar aynı zamanda BUTİNUP ile tedavi boyunca saç veya ciltte depigmentasyon olabileceği konusunda uyarılmalıdır Ciltte kuruluk, kalınlık veya çatlama, ayak tabanları veyaavuç içlerinde nadiren kızarıklık veya kabarcıklar diğer olası dermatolojik etkiler arasındasayılabilir
Yukarıda adı geçen olaylar kümülatif (birikimli) değildir; tipik olarak reversibl olup genellikle tedaviye son vermeyi gerektirmemiştir Piyoderma gangrenosum (genellikle sunitinibkullanımı bırakıldıktan sonra geri dönüşlü olan ağrılı deri ülseri) vakaları bildirilmiştir Bazılarıölümle sonuçlanmış eritema multiforme (EM), Steven-Johnson sendromu (SJS) ve toksikepidermal nekroliz (TEN) dahil ciddi kutanöz reaksiyonlar bildirilmiştir SJS, TEN veya EMbelirtileri veya semptomları (örn genellikle su toplaması ve mukozal lezyonlar ile seyredenilerlemiş deri döküntüleri) mevcutsa, sunitinib tedavisi sonlandırılmalıdır SJS veya TENteşhisi doanmışsa, tedaviye tekrar başlanmamalıdır EM'den şüphelenilen bazı olgularda,reaksiyonun sona ermesinin ardından daha düşük dozda sunitinib tedavisine yenidenbaşlanması hastalar tarafından tolere edilmiştir Bu hastalardan bazıları eş zamanlı olarakkortikosteroid ve antihistaminik tedavisi almıştır (Bkz Bölüm 48)
Hemoraji ve tümörlerin kanaması
Sunitinib ile yapılan klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası deneyimlerde, gastrointestinal sistem, solunum, üriner sistem ve beyin hemorajisi gibi bazıları ölümcül olabilecek hemorajikolaylar bildirilmiştir (Bkz Bölüm 48)
Kanama olaylarının rutin değerlendirmesi, tam kan sayımı ve fizik muayene ile yapılmalıdır
Hemorajik olaylar yaşamış solid tümörlü hastaların, yaklaşık yarısında en çok görülen hemorajik advers olay burun kanamasıdır Burun kanaması olaylarından bazıları ciddi olup, çokseyrek olarak ölüme yol açmıştır
Tümörlerin kanama olayları bazen tümör nekrozuna eşlik eder, bu kanamalar fatal olabilir
Tümör hemorajisi aniden oluşabilir ve akciğer tümörleri olgularında, ciddi ve hayatı tehdit edici hemoptizi veya akciğer kanaması olarak görülebilir mRHK, akciğer kanseri ve GİST tedavisiiçin sunitinib kullanan hastalarda pazarlama sonrası deneyim olarak akciğer kanaması (bazılarıölümle sonuçlanmıştır) oluşmuş ve bu durum klinik çalışmalarda da gözlemlenmiştirBUTİNUP, akciğer kanseri olan hastalarda kullanım için onaylı değildir Eş zamanlı olarakantikoagülan (örn; varfarin, asenokumarol) tedavisi alan hastalar tam kan sayımı(trombositler), koagülan faktörler (PT/INR) ve fiziksel muayene ile periyodik olarak kontroledilmelidir
Gastrointestinal olaylar
Diyare, mide bulantısı/kusma, karın ağrısı, dispepsi ve stomatit en çok rapor edilen gastrointestinal yan etkilerdir Ayrıca özofajit de rapor edilmiştir (Bkz Bölüm 48)
flAi«RG83Q3I,
veya antidiyareik ilaç tedavisi ile sağlanab
ebys
Sunitinib ile tedavi edilen, intra-abdominal maligniteleri olan hastalarda gastrointestinal perforasyonu kapsayabilen, ciddi ölümcül gastrointestinal komplikasyonlar oluşmuştur
Hipertansiyon
Ciddi hipertansiyon (>200 mmHg sistolik veya 110 mmHg diyastolik) dahil sunitinib ile ilişkili olarak hipertansiyon bildirilmiştir Hastalar hipertansiyon için taranmalı ve uygun oldukçakontrol edilmelidir İlaç müdahalesiyle kontrol edilemeyen ağır hipertansiyonlu hastalardageçici olarak ilaç tedavisinin durdurulması önerilir Hipertansiyon uygun olarak kontrol altınaalındığında tedaviye yeniden başlanabilir (Bkz Bölüm 48)
Hematolojik bozukluklar
Sunitinib ile ilişkili olarak azalmış mutlak nötrofil sayıları ve azalmış trombosit sayısı bildirilmiştir (Bkz Bölüm 48) Yukarıda adı geçen olaylar kümülatif (birikimli) değil; tipikolarak reversibl olup genellikle tedaviye son vermeyi gerektirmemiştir Faz III çalışmalardakibu olayların hiçbiri ölümcül olmamakla birlikte pazarlama sonrası deneyimlerdetrombositopeni ve nötropenik enfeksiyonların eşlik ettiği hemorajili durumlarda seyrek olarakölüm olguları rapor edilmiştir
Sunitinib ile tedavi esnasında erken ve geç dönemde anemi gözlenmiştir
BUTİNUP ile tedavi gören hastalarda, her tedavi kürünün başlancında tam kan sayımı yapılmalıdır (Bkz Bölüm 48)
Kardiyak bozukluklar
Sunitinib kullanan hastalarda bazıları ölümle sonuçlanan, kalp yetmezliği, kardiyomiyopati, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun normalin alt sınırının altına düşmesi, miyokardit vemiyokardiyal iskemi ve miyokard enfarktüsünün de dahil olduğu kardiyovasküler olaylar raporedilmiştir Bu veriler sunitinibin kardiyomiyopati riskini arttırdığını göstermektedir İlaca özgüetki dışında sunitinib ile indüklenen kardiyomiyopati için tedavi gören hastalarda ilave riskfaktörleri tespit edilmemiştir Bu olaylar açısından risk taşıyan veya kardiyovasküler hikayesiolan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (Bkz Bölüm 48)
Sunitinib uygulamasından önce 12 ay içinde miyokard enfarktüsü (ciddi/stabil olmayan anjinayı kapsayan), koroner/periferik arter by-pass grafti, semptomatik KKY, serebrovaskülerolay veya geçici iskemik atak veya akciğer embolisi gibi kardiyak bulguları olan hastalar,Sunitinib klinik çalışmalarına dahil edilmemiştir Bunun gibi eş zamanlı rahatsızlıkları olanhastaların sunitinible ilişkili sol ventrikül işlev bozukluğu gelişimi için daha yüksek bir riskteolup olmadıkları bilinmemektedir Doktorlara BUTİNUP'un risk/yarar oranını göz önündebulundurmaları tavsiye edilir Kardiyak risk faktörü olan ve/veya koroner arter hastalığıhikayesi olan hastalar BUTİNUP alırken, KKY'nin klinik belirtileri ve semptomları içindikkatli olarak gözlenmelidirler Hasta sunitinib alırken, SVEF için başlanç ve periyodikdeğerlendirmeleri de düşünülmelidir Kardiyak risk faktörleri olmayan hastalarda, ejeksiyonfraksiyonunun başlanç değeri ölçülmelidir
KKY'nin klinik belirtilerinin varlığında, sunitinibin kesilmesi önerilir Sunitinib dozu, klinik KKY bulgusu olmayan ancak, SVEF<%50 ve başlanca göre>%20 düşüş göstermiş hastalardakesilmeli ve /veya azaltılmalıdır
Bu belge
ıo§Taıar'al3ğıı uz36(Jİ'NRZmxXZlAxRG8303NRSHY3YnU3' Belge Takip Adresi:https://wwwturkiyegovtr/saglik-titck-gbyg
umtımb'e maruz kalan hastalarda QT aralığı uzaması ve
Torsade depointesTorsade de pointes
de dahil olmak üzere ventriküler aritmilerde artmış b
riske yol açabilir Sunitinib; bilinen QT aralığı uzama öyküsü, antiaritmik ya da QT aralığını uzatabilen bir ilaç alan veya daha önceden bilinen önemli kardiyak hastalığı, bradikardi veyaelektrolit bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır Güçlü CYP3A4 inhibitörleri ileeş zamanlı tedavi, sunitinibin plazma konsantrasyonunu yükseltebileceği için, dikkatlikullanılmalıdır (Bkz Bölüm 42, 45 ve 48)
Venöz tromboembolik olaylar
Derin ven trombozu ve pulmoner emboli de dahil olmak üzere sunitinib alan hastalarda tedaviye bağlı venöz tromboembolik olaylar bildirilmiştir (Bkz Bölüm 48) Pazarlama sonrasıdeneyimlerde ölümcül sonuç veren pulmoner emboli vakaları gözlenmiştir
Arteriyel tromboembolik olaylar
Sunitinib ile tedavi edilen hastalarda bazıları ölümcül olan arteriyel tromboembolik (ATE) olaylar raporlanmıştır En sık gözlenen olaylar serebrovasküler olaylar, geçici iskemik atak veserebral enfarktüs şeklindeydi Altta yatan malign hastalık ve yaşın 65 veya üzerinde olmasınaek olarak, hipertansiyon, diyabet ve daha önceki tromboembolik hastalık ATE ile ilişkili riskfaktörleri arasında yer alır
Anevrizmalar ve arter diseksiyonları
Vasküler endotelyal büyüme faktör (VEGF) yolak inhibitörlerinin, hipertansiyonu olan veya olmayan hastalarda kullanılması, anevrizmalar ve/veya arter diseksiyonları oluşumunukolaylaştırabilir BUTINUP'a başlamadan önce hipertansiyon veya anevrizma öyküsü gibi riskfaktörleri olan hastalarda bu risk dikkatle değerlendirilmelidir
Trombotik Mikroanjiyopati (TMA)
Trombotik trombositopenik purpura (TTP) ve hemolitik uremik sendorumu (HUS) dahil olmak üzere, bazen böbrek yetmezliğine veya ölümcül bir sonuca yol açan, hemolitik anemi,trombositopeni, yorgunluk, nörolojik belirtilerde dalgalanma, böbrek yetmezliği ve ateşgörülmesi durumunda TMA tanısı düşünülmelidir TMA gelişen hastalarda sunitinib tedavisidurdurulmalı ve acilen tedaviye başlanmalıdır Sunitinib tedavisinin bırakılmasından sonraTMA etkilerinin düzeldiği gözlemlenmiştir (Bkz Bölüm 48)
Tiroid disfonksiyonu
Tiroid fonksiyonlarının başlançta laboratuvar ölçümleri tüm hastalara önerilir ve hipotiroidizmli veya hipertiroidizmli hastalar, sunitinib tedavisi başlatılmadan önce standarttıbbi uygulama ile tedavi edilmelidirler Sunitinib tedavisi sırasında her 3 ayda bir tiroidfonksiyonları rutin olarak izlenmelidir Ek olarak, sunitinib tedavisindeki bütün hastalar, tiroiddisfonksiyonun belirtileri ve semptomları için yakından gözlenmelidirler Tiroiddisfonksiyonuna dair belirtileri ve/veya semptomları olan hastalarda tiroid fonksiyonununlaboratuvar takibi yapılmalı ve standart tıbbi tedavi uygulanmalıdır
Sunitinib ile tedavi edilen hastalarda erken veya geç olarak hipotirodizm gözlenmiştir (Bkz Bölüm 48)
Pankreatit
Sunitinib kullanan çeşitli solid tümörlü hastalarda serum lipazı ve amilazında artışlar görülmüştür Çeşitli solid tümörlü hastalarda lipaz seviyelerindeki artışlar geçici olmuş vegenellikle pankreatite ait semptomlar veya belirtilere eşlik etmemişlerdir (Bkz Bölüm 48)
ır p
:RÇffi3Q3;'
ve uygun destek
Bazıları ölümcül olabilen a
Belge Doama Kodu: lZW56Q3NRZmxXZl
sunitinib kesilmeli
t olguları bildirilmiştir Eğer pankreatit bulguları varsa
teda -------p _T
1
„
Hepatotoksisite
Sunitinib tedavisi gören hastalarda hepatotoksisite gözlemlenmiştir Sunitinib tedavisi gören solid tümörlü hastaların %1'inden azında, bazıları ölümle sonuçlanan, karaciğer yetmezliğiolguları görülmüştür Tedaviye başlanmadan, her tedavi siklusunda ve klinik olarak endikeolduğu durumlarda karaciğer fonksiyon testleri (alanin transaminaz [ALT], aspartattransaminaz [AST], bilirubin seviyeleri) takip edilmelidir Eğer karaciğer yetmezliğisemptomları veya belirtileri mevcutsa, sunitinib tedavisi durdurulmalı ve durum düzelmediysetedaviye devam edilmemeli ve uygun destekleyici tedavi yapılmalıdır (Bkz Bölüm 48)
Böbrek fonksiyonu
Böbrek bozuklukları, böbrek yetmezliği ve/veya akut böbrek yetmezliği olan hastalarda, bazıları ölümcül olan olgular bildirilmiştir (Bkz Bölüm 48)
Sunitinib alan hastalardaki böbrek bozukluğu/yetmezliği ile ilişkili risk faktörleri arasında, altta yatan renal hücreli karsinoma ek olarak, ilerlemiş yaş, diyabet, altta yatan böbrek işlevbozukluğu, kalp yetmezliği, hipertansiyon, sepsis, dehidratasyon/hipovolemi ve rabdomiyolizyer alır
Orta ve ileri derecede proteinürisi olan hastalarda devam eden sunitinib tedavisinin güvenliliği sistematik olarak değerlendirilmemiştir
Proteinüri ve nadiren nefrotik sendrom olguları raporlanmıştır Başlançta idrar tahlili yapılması önerilir ve hastalarda proteinürinin gelişimi ya da kötüleşmesi takip edilmelidirNefrotik sendromlu hastalarda sunitinib kesilmelidir
Fistül
Eğer fistül oluşumu gözlenirse, sunitinib tedavisi hemen kesilmelidir Fistüle sahip hastalarda sunitinib kullanımına devam edilmesi ile ilgili sınırlı bilgi mevcuttur (Bkz Bölüm 48)
Yara iyileşmesinde gecikme
Sunitinib tedavisi süresince yara iyileşmesinde gecikme olguları rapor edilmiştir
Sunitinibin yara iyileşmesi üzerindeki etkisine dair resmi klinik çalışma yapılmamıştır Majör cerrahi girişim geçirecek olan hastalarda sunitinib tedavisine geçici olarak ara verilmesiönerilir Majör cerrahi müdahaleden ne kadar sonra sunitinib tedavisine yeniden başlanacağıkonusunda sınırlı klinik deneyim mevcuttur Bu nedenle, majör bir cerrahi müdahaleyi takibensunitinib tedavisine yeniden devam etme, operasyon sonrası iyileşmeye bağlı klinikdeğerlendirmeyle kararlaştırılır
Çenede osteonekroz
Sunitinib ile tedavi edilen kanser hastalarında çene osteonekrozu olguları bildirilmiştir Olguların çoğu daha önceden veya eş zamanlı olarak iv bifosfonat tedavisi alan hastalardabildirilmiş olup bu durum çene osteonekrozu için belirlenmiş bir risk faktörüdür BUTINUP veiv bifosfonatlar aynı anda veya ardı ardına kullanıldığında dikkatli olunmalıdır
İnvaziv dental girişimler de tanımlanmış risk faktörüdür BUTİNUP ile tedaviye başlamadan önce dental muayene ve preventif dental işlemler üzerinde düşünülmelidir Önceden veya halihazırda iv bifosfonat alan hastalarda mümkünse invaziv dental prosedürlerden kaçınılmalıdır
S Bkz Bölüm 4 8)BU BELGE, GÜVENLI ELEKTRONIK IMZA ILE IMZALANMıŞTıR,
Hipersensitivite/Anjiyoödem
Eğer hipersensitivite nedeniyle anjiyoödem oluşursa, sunitinib tedavisi kesilmeli ve standart tıbbi bir bakım yapılmalıdır (Bkz Bölüm 48)
Nöbetler
Sunitinib klinik çalışmalarında ve pazarlama sonrası deneyimlerde nöbetler gözlenmiştir Hipertansiyon, baş ağrısı, uyarılabilirlikte azalma, mental fonksiyonlarda değişiklik ve kortikalkörlüğü kapsayan görme kaybı gibi geri dönüşlü lökoensefalopati sendromunu (RPLS) iletutarlı nöbetleri ve bulguları/semptomları olan hastalar, hipertansiyonun kontrol altına alınmasıdahil tıbbi müdahale ile kontrol edilmelidirler Sunitinibin geçici olarak durdurulması önerilir;düzelmeyi takiben, tedavi eden doktorun kararı ile tedavi devam ettirilebilir (Bkz Bölüm 48)
Tümör Lizis Sendromu (TLS)
Bazıları ölümcül olan TLS olguları klinik çalışmalarda nadir olarak gözlenmiştir ve sunitinib kullanan hastalarda pazarlama sonrası deneyimlerde raporlanmıştır TLS için risk faktörleriarasında yüksek tümör yükü, önceden var olan kronik böbrek yetmezliği, oligüri,dehidratasyon, hipotansiyon ve asidik idrar bulunur Bu hastalar yakından takip edilmeli veklinik olarak belirtildiği şekilde tedavi edilmeli ve profilaktik hidrasyon göz önündetutulmalıdır
Enfeksiyonlar
Nötropeni ile birlikte veya nötropeni olmaksızın bazıları ölümle sonuçlanan ciddi enfeksiyonlar bildirilmiştir Perineum'un da dahil olduğu bazen ölümcül olabilen nekrotizan fasiitis olgularıseyrek olarak rapor edilmiştir (Bkz Bölüm 48)
Sunitinib tedavisi nekrotizan fasiitis gelişmiş hastalarda kesilmeli ve uygun tedaviye hemen başlanmalıdır
Hipoglisemi
Sunitinib tedavisi sırasında bazıları klinik olarak semptomatik olan ve bilinç kaybından dolayı hastaneye kaldırılmayı gerektiren kan şekerinde düşüş bildirilmiştir Semptomatik hipoglisemidurumunda BUTİNUP tedavisine geçici olarak ara verilmelidir Diyabet hastalarındahipoglisemi riskini en aza indirmek için kullanılan anti-diyabetik ilaçların dozunun ayarlanmasıgerekliliğini değerlendirmek için kan glukoz seviyesi düzenli olarak kontrol edilmelidir (BkzBölüm 48)
45 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır
Sunitinib plazma konsantrasyonunu artırabilen ilaçlar:
CYP3A4 inhibitörlerinin etkisi
Sağlıklı gönüllülerde tek doz sunitinib ile potent CYP3A4 inhibitörü, ketokonazolün eş zamanlı uygulanması sunitinib+primer metabolit kompleksinin Cmaks ve EAA
0
-® değerlerini sırasıyla%49 ve %51 artırır
BUTİNUP'un potent CYP3A4 sınıfından diğer inhibitörler (örn itrakonazol, ritonavir, greyfurt suyu, eritromisin, klaritromisin) ile birlikte uygulanması sunitinib konsantrasyonlarını
ığnnaraa Kodu: lZW56Q3?JRZm^AA!İRG83Q3>JRSBY3yntJv ,Beݧe T^kıp Adresı:httDs://wwwturkıvegovtr/sagliK-titck-ebvs
Belge Do
artırabilir Bu nedenle, mhıbıtörlerle birlikte uygulamadan kaçınılmalıdır veya CYP3 A4 mhıb edici potansiyeli olmayan veya en az potansiyeli olan alternatif bir eş zamanlı ilaç seçir
düşünülmelidir Bunun mümkün olmadığı durumlarda, tolere edilebilirlik dikkatli şekilde izlenerek, BUTINUP dozunun GİST ve mRHK için günde minimum 37,5 mg'a ve pNET için25 mg'a indirilmesi gerekebilir (Bkz Bölüm 42)
Meme kanseri direnç proteini (BCRP) inhibitörlerinin etkisi
Sunitinib ile BRCP inhibitörleri arasında etkileşim ile ilgili sınırlı klinik veri bulunmaktadır ve sunitinib ile diğer BCRP inhibitörleri arasında etkileşim olasılığı göz ardı edilemez (BkzBölüm 52)
Sunitinib plazma konsantrasyonunu azaltabilen ilaçlar:
CYP3A4 indükleyicilerinin etkisi
Sağlıklı gönüllülerde tek doz Sunitinibin CYP3A4 indükleyicisi, rifampisin ile eş zamanlı uygulanması sunitinib+primer metabolit kompleksinin Cmaks ve EAAo-oo değerlerini sırasıyla%23 ve %46 azaltmıştır
BUTINUP'un potent CYP3A4 indükleyicileri (örn deksametazon, fenitoin, karbamazepin, rifampisin, fenobarbital veya sarı kantaron olarak da bilinen Hypericum perforatum/St John'sWortj ile birlikte uygulanması sunitinib konsantrasyonlarını azaltabilir Bu nedenle,indükleyicilerle birlikte uygulamasından kaçınılmalıdır veya CYP3A4 indükleyici potansiyeliolmayan veya en az potansiyeli olan alternatif bir eş zamanlı ilaç seçimi düşünülmelidir Bununmümkün olmadığı durumlarda, tolere edilebilirlik dikkatli şekilde izlenerek, BUTINUPdozunun 12,5 mg'lık artışlarla arttırılması gerekebilir (GİST ve mRHK için günde 87,5 mg'aya da pNET için günde 62,5 mg'a kadar) (Bkz Bölüm 42)
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Bu popülasyonla ilgili herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır
46 Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar BUTINUP tedavisi sırasında gebe kalmama konusunda uyarılmalıdır Tedavi süresince uygun doğum kontrol yöntemi uygulanmalı ve gebekalmaktan kaçınılmalıdır
Gebelik dönemi
Sunitinib gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır BUTINUP, potansiyel yararı fetüse olan potansiyel riskinden fazla olmadığısürece, gebelik döneminde kullanılmamalıdır
Gebe kadınlar üzerinde yapılan bir çalışma yoktur Hayvanlarda yapılan çalışmalar, fetal malformasyonlar dahil olmak üzere üreme toksisitesi göstermiştir (Bkz Bölüm 53) Gebelikdöneminde BUTINUP kullanılırsa veya hasta BUTINUP tedavisi sırasında gebe kalırsa; hasta,ilacın fetüs üzerindeki potansiyel zararlı etkisi konusunda uyarılmalıdır
Bu belge
Belge Doama Kodu: lZW56Q3NRZmxXZl AxRG83Q3NRSHY3YnUy Belge Takip Adresi:https://wwwturkiyegovtr/saglik-titck-ebys
Laktasyon dönemi
Sunitinib ve/veya metabolitleri sıçan sütüne geçmektedir Sunitinib veya onun primer aktif metabolitinin, insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir İlaçların genelde insan sütünegeçmesi ve emzirilen bebekler üzerinde ciddi advers etki potansiyeli nedeniyle BUTİNUPtedavisi sırasında emzirme durdurulmalıdır
Üreme yeteneği/Fertilite
Klinik dışı bulgulara dayalı olarak, erkek ve dişi fertilitesi BUTİNUP tedavisinden etkilenebilir (Bkz Bölüm 53)
47 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
BUTİNUP araç ve makine kullanımı yeteneği üzerinde minor etkilere sahiptir Hastalar BUTİNUP ile tedavi sırasında baş dönmesi olabileceği konusunda uyarılmalıdır
48 İstenmeyen etkiler
Sunitinib ile ilişkilendirilen ve bazıları ölümcül olan en önemli ciddi advers etkiler böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, pulmoner emboli, gastrointestinal perforasyon ve hemorajidir (örnsolunum yolları, gastointestinal, tümör, idrar yolları ve beyin hemorajileri) Herhangi birderecedeki en yayn advers etkiler (RHK, GİST ve pNET çalışmalarındaki hastalarda görülen)iştahta azalma, tat alma bozuklukları, hipertansiyon, bitkinlik, gastrointestinal bozukluklar (örndiyare, bulantı, stomatit, dispepsi ve kusma), ciltte renk farklılaşması ve palmar-plantareritrodizestezi sendromudur Bu semptomlar tedavi devam ederken hafifleyebilir Hipotirodizmtedavi esnasında ortaya çıkabilir Hematolojik rahatsızlıklar (örn nötropeni, trombositopeni veanemi) çok yayn advers etkilerdendir
Bölüm 44 ve 48'de belirtilen advers etkiler dışında sunitinib tedavisi ile ilgili olması olası olan ölümcül olaylar çoklu organ yetmezliği, disemine intravasküler koagülasyon, peritonealhemoraji, adrenal yetmezlik, pnömotoraks, şok ve ani ölümdür
7115 kişilik bir veri setinden GİST, mRHK ve pNET hastalarında bildirilen advers reaksiyonlar, sistem, organ, sınıf ve sıklık derecesine göre aşağıda listelenmiştir Klinikçalışmalarda belirlenen pazarlama sonrası yan etkiler de yer almaktadır
Çok yayn (>1/10), yayn (>1/100 ila <1/10), yayn olmayan (>1/1000 ila <1/100), seyrek (>1/10000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor) olarak tanımlanmaktadır
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yayn: Viral enfeksiyonlara, solunum enfeksiyonlarıb*, abselerc*, mantar enfeksiyonlarıd, idrar yolu enfeksiyonları, deri enfeksiyonlarıe, sepsisf*
Yayn olmayan: Nekrotizan fasiitis*, bakteriyel enfeksiyonlarg
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok Yayn: Anemi, trombositopeni, nötropeni, lökopeni
Yayn: Lenfopeni
Yayn olmayan: Pansitopeni
Seyrek: Trombo,tik mikroan^iyofat^*''
elektronik imza ile imzalanmıştır
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yayn olmayan: Hipersensitivite Seyrek: Anjiyoödem
Endokrin hastalıkları
Çok Yayn: Hipotiroidizm Yayn olmayan: HipertiroidizmSeyrek: Tiroidit
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok Yayn: İştahsızlıki
Yayn: Dehidratasyon*, hipoglisemi
Seyrek: Tümör lizis sendromu*
Psikiyatrik hastalıklar
Çok Yayn: Uykusuzluk Yayn: Depresyon
Sinir sistemi hastalıkları
Çok Yayn: Sersemlik, baş ağrısı, tat alma bozukluklarıj
Yayn: Parestezi, periferal nöropati, hipoestezi, hiperestezi
Yayn olmayan: Serebral hemoraji*,serebrovasküler olay*, geçici iskemik atak
Seyrek: Geri dönüşlü posterior ensefalopati sendromu
Göz hastalıkları
Yayn: Periorbital ödem, lakrimasyon artışı, göz kapağında ödem Kardiyak hastalıklar
Yayn: Miyokardiyal iskemik *, ejeksiyon fraksiyonunda azalma1
Yayn olmayan: Miyokardiyal enfarktüsm*, kalp yetmezliği*, konjestif kalp yetmezliği,
kardiyomiyopati*, perikard efüzyonu, elektrokardiyogramda QT uzaması
Seyrek: Sol ventriküler yetmezlik*, Torsades de pointes
Vasküler hastalıklar
Çok Yayn: Hipertansiyon
Yayn: Derin ven trombozu, sıcak basma, yüzün kızarması
Yayn olmayan: Tümör hemoraji
Bilinmiyor: Anevrizmalar ve arter diseksiyonları*
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıkları
Çok Yayn: Burun kanaması, dispne, öksürük
Yayn: Pulmoner emboli*, plevral efüzyon*, hemoptizi, orofarengeal ağrın, nazal konjesyon, burunda kuruluk, efor dispnesi
Yayn olmayan: Pulmoner hemoraji*, solunum yetmezliği*
Gastrointestinal hastalıklar:
Çok Yayn: Stomatito, abdominal ağrıp, kusma, diyare, dispepsi, mide bulantısı, kabızlık Yayn: Gastro-özofageal reflü hastalığı, disfaji, gastrointestinal hemoraji*, özofajit*,
abıd-snissl ,diftastiiya?«ablom^naC|ffits^S,ıkı^Sh^iaiii,tdpi|/>fil|as,a=^^
sı, ağız ülseri,
proktaljı, keılıtıs, hemoroid, glossodını, oral ağrı, gaz, ağız kuruluğu, ağızda rahatsızlı
geğirme
Yayn olmayan: Gastrointestinal perforasyonq*, pankreatit, anal fistül, kolitr
Hepato-biliyer hastalıklar
Yayn olmayan: Karaciğer yetmezliği*, Seyrek: Hepatit
kolesistits*, karaciğer fonksiyon anormallikleri
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok Yayn: Ciltte renk değişikliğit, palmar-plantar eritrodizestezi sendromu, döküntü
u, saç renginde değişim, cilt kuruluğu
Yayn: Ciltte soyulma, deri reaksiyonu^, egzema, su toplaması, eritem, saç dökülmesi, akne, prurit, cilt hiperpigmentasyonu, deride lezyon, hiperkeratoz, dermatit, tırnak bozuklukları^Seyrek: Eritema multiforme*, Stevens-Johnson sendromu*, gangrenli piyodermi, toksikepidermal nekroz*
Kas-iskelet hastalıkları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Çok Yayn: Ekstremitelerde ağrı, eklemlerde ağrı, sırt ağrısı Yayn: Kas iskelet ağrısı, kas güçsüzlüğü, miyalji, kas spazmıYayn olmayan: Çenede osteonekroz, fistül*
Seyrek: Rabdomiyoliz*, miyopati
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yayn: Kromatüri, böbrek yetmezliği*, akut böbrek yetmezliği*, proteinüri Yayn olmayan: İdrar yolunda hemorajiSeyrek: Nefrotik sendrom
Genel hastalıklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yayn: Mukozal inflamasyon, bitkinlikx, ödemy, ateş Yayn: Göğüs ağrısı, ağrı, grip benzeri belirtiler, ürpermeYayn olmayan: Yara iyileşmesinde gecikme
Araştırmalar
Yayn: Kilo kaybı, beyaz kan hücresi sayısında azalma, lipaz artışı, trombosit sayısında azalma, hemoglobin azalması, amilaz artışız, aspartat amino transferazda artış, alanin aminotransferaz artışı, kanda kreatinin artışı, kan basıncı artışı, kanda ürik asit artışıYayn olmayan: Kanda kreatin fosfokinaz artışı, kanda tiroid stimülan hormon (TSH) artışı
*Ölümcül olayları içermektedir Aşağıdaki terimler birleştirilmiştir:aNasofaranjit ve oral herpes
bBronşit, alt solunum yolu enfeksiyonu, pnömoni ve solunum yolu enfeksiyonu
cApseler, eklemli organlarda apseler, anal apseler, diş eti apseleri, karaciğer apsesi, pankreatik
apseler, perineal apseler, perirektal apseler, rektal apseler, subkutan apseler ve diş apseleri
dÖzofaringal kandidiyaz, oral kandidiyaz
eSelülit, deri enfeksiyonları
fSepsis ve septik şok
gAbdominal apseler, abdominal sepsis, divertikülit, osteomiyelit
hTrombotik mikroanjiyopati, trombotik trombositopenik purpura, hemolitik üremik sendrom iİştahta azalma, anoreksijDisguzi, agüzi, tat alma duyusunda bozulmakAkut koroner
Belge Doama Kodu:\Z'
miyokardiya
sendrom, afeitria® 'iefctfetts^^gtab^^^olffiayaR'^tanjina, koroner arterde tıkanma,
emi
Belge Takip
https:/
/turkiyegovtr/saglik-titck-ebys
' Ejeksiyon fraksiyonunda azalma/anormallik
mAkut miyokardiyal enfarktüs, miyokardiyal enfarktüs, sessiz miyokardiyal enfarktüs nOrofaringeal ve faringolaringeal ağrıoStomatit ve aftöz stomatit
pAbdominal ağrı, alt abdominal ağrı ve üst abdominal ağrı qGastrointestinal perforasyon ve intestinal perforasyon^Kolit ve kolit iskemiksKolesistit ve akalkülöz kolesistit
tDeride sararma, deride renk değişikliği ve pigmentasyon bozuklukları
uPsöriyaziform dermatit, eksfoliyatif döküntü, döküntü, eritrematöz döküntü, foliküler döküntü, generalize döküntü, maküler döküntü, makülo papüler döküntü, papüler döküntü, pruritikdöküntü
vDeri reaksiyonları ve deri bozuklukları, wTırnak bozuklukları ve renk değişikliklerixBitkinlik, asteni
yYüz ödemi, ödem ve periferal ödem zAmilaz ve amilaz artışı
Seçilmiş advers etkilerin tanımları:
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Bazı olgularda, nötropeninin eşlik ettiği veya etmediği kimileri ölümcül olan ciddi enfeksiyonlar rapor edilmiştir Bazen fatal olabilen, perineumunki de dahil olmak üzerenekrotizan fasiit gözlenmiştir (Bkz Bölüm 44)
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
Grade 3 ve 4 şiddetindeki olgularda azalmış mutlak nötrofil sayısı, faz III GİST çalışmasındaki hastaların sırasıyla %10 ve %1,7'sinde, faz III mRHK çalışmasındaki hastaların %16 ve%1,6'sında ve faz III pNET çalışmasındaki hastaların %13 ve %2,4'ünde bildirilmiştir Grade3 ve 4 şiddetindeki olgularda azalmış trombosit sayısı, faz IÛ GİST çalışmasındaki hastalarınsırasıyla %3,7 ve %0,4'ünde, faz III mRHK çalışmasındaki hastaların %8,2 ve %1,1'inde vefaz III pNET çalışmasındaki hastaların %3,7 ve %1,2'sinde bildirilmiştir (Bkz Bölüm 44)Bir faz III GİST çalışmasında, plasebo alan hastaların %17'sine karşılık, sunitinib alanhastaların %18'inde kanama bulguları oluşmuştur Daha önceden tedavi almamış mRHKhastalarında, interferon-a (IFN-a) alan hastaların %11'ine karşılık, sunitinib alan hastaların%39'u kanama bulguları göstermiştir IFN-a grubundaki hastaların 5'ine (%1,7) karşı, sunitinibkullananlardan 17 (%4,5) hasta Grade 3 kanama bulgusu göstermiştir Sitokin-refrakter mRHKiçin sunitinib alan hastaların %26'sında kanama gözlenmiştir Faz III pNET çalışmasındaplasebo kullanan hastaların %9,85'ine kıyasla sunitinib kullanan hastaların %21,7'sinde burunkanaması dışında kanama olayları gözlenmiştir (Bkz Bölüm 44)
Klinik araştırmalarda GİST'i olan hastaların yaklaşık %2'sinde tümör hemorajisi meydana gelmiştir
Bağışıklık sistemi bozuklukları
Anjiyoödemi de içeren aşırı duyarlılık reaksiyonları raporlanmıştır (Bkz Bölüm 44)
Endokrin hastalıkları
Daha önceden tedavi almamış hastalarla yapılan bir mRHK çalışmasında, sunitinib kullanan hastaların 61'inde (%16) ve IFN-a kolunda 3 hastada (<%1) ve sitokine-refrakter hastalarla,vapılan iki mRHK çalışmas?nöah,asiŞ^^rıft^7®sinde '(%4)^dfers etki , olarak hipotiroidizm , rapor
edilmiştir
Belge Do
Ayrıca, sitokin-refrakter mRHK hastaların 4 (%2) tanesinde TSH yükselmeleri rapor edilmiştir Sonuç olarak, mRHK popülasyonunun %7'sinde, tedaviyle ortaya çıkan hipotiroidizmin klinikve laboratuvar kanıtı vardır Gelişen hipotiroidizm sunitinib kullanan GİST'i olan hastaların%6,2'sinde görülürken bu oran plasebo kullanan hastalarda %1'dir Faz III pNET çalışmasındasunitinib alan 6 hastada (%7,2) ve plasebo alan bir hastada (%1,2) hipotiroidizm bildirilmiştir
Meme kanseri olan hastalardaki prospektif olarak yürütülen iki çalışmada tiroid fonksiyonu izlendi; sunitinibin meme kanserinde kullanımı onaylanmamıştır Bir çalışmada, sunitinib alan15 (%13,6) hastada ve standard bakım gören 3 (%2,9) hastada hipotiroidizm raporlanmıştırKan TSH'sinde artış, sunitinib alan 1 (%0,9) hastada bildirilmiş ve standart bakım görenkimsede rastlanmamıştır Hipertiroidizm, sunitinib ile tedavi edilen herhangi bir hastadaraporlanmamıştır ve standard bakım gören 1 hastada (%1,0) raporlanmıştır Bir diğerçalışmada; hipotiroidizm, sunitinib alan toplam 31 (%13) hastada ve kapesitabin alan 2 (%0,8)hastada bildirilmiştr Kan TSH artışı, sunitinib alan 12 (%5,0) hastada bildirilmiştir vekapesitabin alan hiçbir hastada görülmemiştir Hipertiroidizm, sunitinib alan 4 (%1,7) hastadabildirildi ve kapesitabin alan hiçbir hastada bildirilmemiştir Kan TSH düşüşü, sunitinib alan 3(%1,3) hastada bildirilmiştir ve kapesitabin alan hiçbir hastada bildirilmemiştir T4 artışı,sunitinib alan 2 (%0,8) hastada bildirilmiştir ve kapesitabin alan 1 (%0,4) hastada bildirilmiştirT3 artışı, sunitinib alan 1 (%0,8) hastada ve kapesitabin alan hiçbir hastada bildirilmemiştirBildirilen tüm tiroid-ilişkili olaylar Grade 1 ve 2 'de olmuştur (Bkz Bölüm 44)
Metabolizma ve beslenme bozuklukları
mRHK ve GİST hastaları ile karşılaştırıldığında pNET hastalarında daha fazla sıklıkta hipoglisemi olayları rapor edilmiştir Yine de klinik çalışmalarda gözlemlenen bu yan etkilerinçoğunun çalışma tedavisi ile ilgili olduğu düşünülmemiştir (Bkz Bölüm 44)
Sinir sistemi bozuklukları
Sunitinib'in klinik çalışmalarında ve pazarlama sonrası deneyimlerinde, geri dönüşümlü posterior lökoensefalopati'nin nöbet ve radyolojik kanıtı bulunan hastalarda, kimisi ölümcülolan az sayıda (%<1) bildirim olmuştur Beyin metastazına ait radyolojik kanıtı olan veyaolmayan hastalarda nöbet gözlemlenmiştir (Bkz Bölüm 44)
Kardiyak bozukluklar
Sunitinib ile tedavi gören GİST'i olan hastaların yaklaşık %2'sinde, sitokine refrakter mRHK hastalarının %4'ünde ve plasebo ile tedavi gören hastaların %2'sinde, sol ventrikül ejeksiyonfraksiyonunda (SVEF) normalin en düşük sınırının altında ve %20'den daha fazla azalmalarolmuştur SVEF'deki bu düşüşler düzenli bir progresyon göstermeyip, sıklıkla tedavinindevamında iyileşmeyle sonuçlanmıştır Daha önceden tedavi almamış mRHK çalışmasında,sunitinib ve IFN-a'daki hastaların sırasıyla, %27'si ve %15'i, normalin alt sınırının altında birSVEF değeri göstermiştir Sunitinib alan iki hastada (<%1) konjestif kalp yetmezliği (KKY)teşhis edilmiştir
GİST hastalarının %1,2'sinde ve plasebo ile tedavi gören hastaların %1'inde 'kalp yetmezliği', 'konjestif kalp yetmezliği veya 'sol ventrikül yetmezliği' gibi advers olaylar bildirilmiştirPivotal faz III GİST çalışmasında (n=312) tedaviye bağlı ölümcül kardiyak reaksiyonlarçalışmanın her iki kolunda (sunitinib ve plasebo) %1 oranında görülmüştür Sitokine refraktermRHK hastalarında yapılan faz II çalışmada hastalardan %0,9'unda tedaviye bağlı ölümcülmiyokard enfarktüsü görülürken daha önceden tedavi almamış mRHK hastalarında yapılan fazIII çalışmada IFN-a alan hastaların %0,6'sında ölümcül kardiyak olaylar görülmüş olup
aLaib;&ö%1)
III
sunitinib al an has
Belge Tak^) Â^Çesr^Httı
hastada tedavi ile ilişkili fatal kalp yetmezliği meydana gelmiştir
Vasküler hastalıklar
Hipertansiyon: Hipertansiyon klinik çalışmalarda çok yayn olarak bildirilmiştir Bu hasta popülasyonunun yaklaşık %2,7'sinde sunitinib dozu azaltılmış veya geçici olarak ertelenmiştirBu hastaların hiçbirinde sunitinib ile tedaviye son verilmemiştir Bu hasta popülasyonununyaklaşık %4,7'sinde ciddi hipertansiyon (>200 mmHg sistolik veya 110 mmHg diyastolik)meydana gelmiştir Hipertansiyon, daha önceden tedavi görmemiş mRHK için IFN-a alanhastaların %3,6'sına karşılık, sunitinib alan hastaların yaklaşık %33,9'unda rapor edilmiştirCiddi hipertansiyon, önceden tedavi edilmemiş sunitinib hastalarının %12'sinde ve IFN-a alanhastaların %1'inden azında oluşmuştur Faz III pNET çalışmasında hipertansiyon plasebo alanhastaların %4,9'unda raporlanmışken sunitinib alanlar hastalarda bu oran %26,5'dir pNETolan hastalarda şiddetli hipertansiyon, sunitinib alanların %10'unda ve plasebo alanların%3'ünde meydana gelmiştir
Venöz tromboembolik olaylar: GİST ve mRHK dahil olmak üzere yapılan klinik çalışmalarda sunitinib alan solid tümörlü hastaların yaklaşık %1'inde tedaviye bağlı venöz tromboembolikolaylar raporlanmıştır
Bir faz III GİST çalışmasında plasebo alan herhangi bir hastada venöz tromboembolik olay tespit edilmemesine karşın sunitinib alan yedi hastada (%3) venöz tromboembolik olay tespitedilmiştir: bu yedi hastanın beşinde, Grade 3 derin ven trombozu (DVT) ve ikisinde Grade 1ya da 2 derin ven trombozu (DVT) gelişmiştir Bu yedi GİST hastasının dördünde, ilk DVTincelemesini takiben tedavi kesilmiştir
Tedavi görmemiş mRHK hastalarında yapılan faz III çalışmada sunitinib alan on üç hastada (%3) ve iki sitokine refrakter mRHK çalışmasındaki dört hastada (%2) venöz trombolik olayraporlanmıştır Bu hastaların dokuzunda pulmoner emboli mevcut olup, birinde Grade 2, diğersekiz tanesinde ise Grade 4 derecesindedir Bu hastalardan 8'inde birinde Grade 1, ikisindeGrade 2, dördünde Grade 3 ve birinde Grade 4 derecesinde olmak üzere DVT bulunmaktadırSitokine refrakter mRHK çalışmasındaki pulmoner embolisi mevcut olan bir hastada dozkesilmesine gerek duyulmuştur
IFN-a alan tedavi görmemiş mRHK hastalarının altısında (%2), venöz tromboembolik olaylar gözlenmiştir; bir hastada (<%1) Grade 3 DVT ve beş hastanın (%1) hepsinde Grade 4 olanpulmoner emboli görülmüştür
Faz III pNET çalışmasında sunitinib alan 1 hastada (%1,2) ve plasebo alan 5 hastada (%6,1) venöz tromboembolik olaylar bildirilmiştir Plasebo kullanan 2 hastada biri Grade 2 biri Grade3 olmak üzere DVT bulunmaktadır
GİST, mRHK ve pNET çalışmalarının hiç birinde ölümcül bir olgu bildirilmemiştir Ölüm ile sonuçlanan olgular pazarlama sonrası görülmüştür
Faz III çalışmalarında sunitinib alan GİST hastalarının yaklaşık %3,1'inde ve mRHK hastalarının yaklaşık %1,2'sinde pulmoner emboli olguları gözlenmiştir Faz III çalışmalarındasunitinib alan pNET hastalarında pulmoner emboli görülmemiştir Pazarlama sonrasıçalışmalarda ölümle sonuçlanan seyrek olgular gözlenmiştir
Sunitinib uygulamasından önce 12 ay içinde pulmoner emboli yaşayan hastalar sunitinib klinik ahil edilmemiştir
Faz III çalışmalarında sunitinib alan hastalardan, GİST hastalarının yaklaşık %17,8'inde, mRHK hastalarının yaklaşık %26,7'sinde ve pNET hastalarının %12'sinde pulmoner olaylar(dispne, plevral efüzyon, pulmoner emboli veya pulmoner ödem gibi) bildirilmiştir
Klinik çalışmalarda sunitinib alan GİST ve mRHK hastaları dahil solid tümörlü hastaların yaklaşık %22,2'sinde pulmoner olaylar gözlemlenmiştir
Gastrointestinal bozukluklar
GİST veya mRHK tedavisi için sunitinib alan hastalarda nadiren (%1'inden az) pankreatit görülmüştür Faz III pNET çalışmasında tedavi ile ilişkili pankreatit bildirilmemiştir (BkzBölüm 44)
Bir faz III GİST çalışmasında plasebo alan hastaların %0,98'inde ölümcül gastrointestinal kanama görülmüştür
Hepato-biliyer bozukluklar
Karaciğer fonksiyon testi anormalliklerini, hepatit veya karaciğer yetmezliğini içerebilen hepatik disfonksiyon bildirilmiştir (Bkz Bölüm 44)
Deri ve deri altı doku hastalıkları
İlacın bırakılmasıyla geri dönüşlü olan piyoderma gangrenosum (ağrılı deri ülseri) bildirilmiştir (Bkz Bölüm 44)
Kas-iskelet sistemi ve bağ dokusu bozuklukları
Bazıları akut böbrek yetmezliği ile birlikte olan miyopati ve/veya rabdomiyoliz olguları rapor edilmiştir Kas toksisitesinin belirtileri veya semptomları görülen hastaların bakımları standarttıbbi uygulamalar dotusunda yapılmalıdır (Bkz Bölüm 44)
Bazı olgularda ölümle sonuçlanan, bazen tümör nekrozu ve regresyonu ile bazen ilişkili olan fistül oluşumu rapor edilmiştir (Bkz Bölüm 44)
Sunitinib ile tedavi edilen kanser hastalarında çene osteonekrozu olguları bildirilmiştir; olguların çoğu daha önceden veya eş zamanlı olarak iv bisfosfonat tedavisi almışlardır ve/veyainvazif dental işlemler gerektiren dental hastalık hikayesine sahiptirler ve bu durumlar çeneosteonekrozu için belirlenmiş risk faktörleridir (Bkz Bölüm 44)
Araştırmalar
Klinik olmayan çalışmalardan
(in vitro ve in vivo )
elde edilen veriler, önerilen insan dozunun üzerindeki dozlarda sunitinibin kalp aksiyon potansiyelinin repolarizasyon sürecini inhibeettiğini yani QT uzamasına neden olduğunu ortaya koymaktadır
Solid tümörlü 450 hastanın %1,1'inde 60 msn'den fazla sürede başlanca kıyasla değişimler ve %0,5'inde ise QTc aralığında 500 msn'yi aşan artışlar meydana gelmiştir; bu parametrelerin herikisi de potansiyel anlamlı değişiklikler olarak kabul edilmiştir Yaklaşık olarak terapötikkonsantrasyonun iki katında sunitinibin QTkF (Frederika konsantrasyonu) aralığını uzattığıgösterilmiştir
QT aralığı uzaması, ilerlemiş maligniteli 20-87 yaşları arasında 24 hastanın katıldığı bir deney ile araştırılmıştır Bu çalışmanın terapötik konsantrasyonlarda (3 gün) baseline correctionmetodu kullanılarak ve terapötik dozdan daha fazla (9 gün) dozda her iki başlanç düzeltme
Belge Do
gstodKkul^anjlarsfeeldg; FAdl!ltsosiçi?itSŞn''i^bifQT?|a^^i«(%92wG,âı,üiü,;mik>tlmi"
ile ortalama plasebo ayarlı değişiklik >10 msn olarak tanımlanmıştır) üzerinde etkisi olduğunu göstermiştir Hiçbir hastanın QT aralığı >500 msn değildir 3 günde dozdan 24 saat sonra (ya
50 mg'lik önerilen başlanç dozundan sonra beklenen terapötik plazma konsantrasyonunda) baseline correction metodu kullanılarak QTcF aralığı üzerinde bir etki gözlenmiş olmasınarağmen bu bulgunun klinik olarak önemi belirsizdir
Terapötik doza ya da terapötik maruz kalmadan daha büyük doza karşılık gelen zamanlarda kapsamlı bir seri EKG değerlendirmesi yapıldığında değerlendirilebilir veya tedavisiamaçlanan hasta (ITT) grubundan hiçbirinde görülen QT aralığında uzama “ciddi” (yani yanetkiler için ortak terminoloji kriteri (CTCAE) versiyon 30'a göre Grade 3'e eşit veya büyük)değildir
Tedavi edici plazma konsantrasyonlarında, başlanca göre maksimum ortalama QTcF değişikliği 9 msn (%90 GA: 15,1 msn) olmuştur Tedavi edici konsantrasyonların yaklaşıkolarak iki katında, başlanca göre maksimum QTcF ortalama değişikliği 15,4 msn (%90 GA:22,4 msn) olmuştur Bir pozitif kontrol olarak kullanılan moksifloksasin (400 mg), başlancagöre 5,6 msn'lik bir maksimum ortalama QTcF değişikliği göstermiştir Herhangi bir hastadaGrade 2'den (CTCAE v30) daha büyük QTc aralığı gözlenmemiştir (Bkz Bölüm 44)
mRHK'da uzun dönem güvenlilik
mRHK hastalarında sunitinibin uzun dönem güvenliliği; ilk basamak; bevasizumab-refrakter ve sitokin-refrakter tedavi rejimlerinde 5739 hastaya ait verilere dayanarak (bu hastaların 807'si(%14) >2 yıldan 6 yıla kadar tedavi görmüştür) tamamlanmış 9 klinik çalışmaya dahil olanhastalar analiz edilmiştir Uzun dönem sunitinib tedavisi alan 807 hastada; 6 yıllık periyodboyunca yeni vaka olarak ortaya çıkabilen ve zaman içinde artan hipotiroidi hariç olmak üzere;tedavi ile ilişkili advers olayların (TİAO) çoğu öncelikle ilk 6 ay-1 yılda oluşmuş ve sonrasındastabil seyretmiş ya da zamanla sıklıkta azalma göstermiştir Sunitinib ile uzatılmış tedavi yeniTİAO tipleri ile ilişkili görünmemektedir
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Sunitinib'in güvenlilik profili, aşağıda açıklandığı gibi bir faz I doz arttırma çalışmasından, bir faz II açık etiketli çalışmadan, bir faz 1/2 tek kollu çalışmadan ve yayınlardan elde edilmiştir
Refrakter solid tümörleri olup, büyük bölümü primer beyin tümörü tanısıyla katılan 35 hastada; 30'u pediyatrik hastalardan (3-17 yaş) ve 5'i genç erişkin hastalardan (18-21 yaş) oluşan, oralsunitinibe ilişkin bir faz I doz artış çalışması gerçekleştirilmiştir Çalışmaya katılan herkesteyan etkiler gözlemlenmiştir; kardiyak toksisite de dahil bu yan etkilerin çoğu ciddidir (toksisitegrade >3) En yayn görülen yan etkiler, gastrointestinal (GI) toksisite, nötropeni, halsizlik veALT yükselmesidir Kardiyak yan etki riski daha önceden antrasiklinlere veya kardiyakirradyasyona maruz kalmış pediyatrik hastalarda kalmamışlara oranla daha yüksek olmuşturDaha önceden antrasiklinlere veya kardiyak irradyasyona maruz kalmasından bağımsız olarakbu pediyatrik hastalarda maksimum tolere edilen doz (MTD) tanımlanmıştır (Bkz Bölüm 51)
Reküran/progresif/refrakter ileri dereceli gliomu (HGG) veya epandimomu bulunan, 27'si pediyatrik (3-16 yaş) ve 2'si genç erişkin hastadan (18-19 yaş) oluşan 29 hastada, faz II açıketiketli bir çalışma gerçekleştirilmiştir Her iki grupta da Grade 5 advers reaksiyongörülmemiştir En yayn (>%10) tedaviye bağlı advers reaksiyonlar nötrofil sayısının azalması(6 [%20,7] hasta) ve intrakraniyal hemoraji (3 [%10,3] hasta) olmuştur
İleri anrezektabl GİST'i olan 6 pediyatrik hastada (13-16 yaş) Faz 1/2 tek kollu bir çalışma
bulantısı, beyaz kan hücresi
s://wwwturkıvegoVtr/saglık-tıtck-ebvs,Jâpj,Lm;ıtır,2Ens!k,iöisl5fA
*^W5f)t53NKmxXZl*A;«R'ö8T(j3NR'Sr[Y3YrrÜ>^ Belge Takıp A4re^ı:nttns:/7wwwturkiyegpVtr7sagrı'k-titck-e6ys
sayısında azalma, nötropeni ve baş ağrısı olmuştur ve her bin 3 (%50) hastada primer olarak
Belge Do
Grade 1 veya 2 seviyesinde görülmüştür 6 hastadan 4'ünde (%66,7) Grade 3-4 tedaviye ba|
16
advers reaksiyon (Grade 3 hipofosfatemi, nötropeni ve trombositopenin her biri 1 hastada ve 1 hastada Grade 4 nötropeni) görülmüştür Bu çalışmada ciddi advers reaksiyonlar (SAEler) veyaGrade 5 advers reaksiyonlar bildirilmemiştir Hem klinik çalışmada hem de yayınlarda,güvenlilik profili yetişkinlerde bilinen güvenlilik profili ile uyumlu olmuştur
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TUFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (wwwtitckgovtr; e-posta:tufam@titckgovtr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)
49 Doz aşımı ve tedavisi
BUTINUP kullanımında doz aşımının tedavisi için spesifik bir antidot yoktur ve doz aşımı tedavisi için genel destekleyici ölçümler gerekmektedir Endike ise, emilmemiş ilacıneliminasyonu emesis ve gastrik lavaj ile yapılabilir Doz aşımı olguları bildirilmiştir; bazıolgular sunitinibin bilinen güvenlilik profiliyle uyumlu olan advers olaylarla ilişkilidir
5 FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
51 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antinoeplastik ilaçlar, protein kinaz inhibitörleri ATC kodu: L01XE04
Sunitinib; tümör gelişiminde, neoanjiyogenezde ve kanserin metastatik progresyonunda rol oynayan bir çok tirozin kinaz reseptörünü (TKR) inhibe eder Sunitinib trombosit kaynaklıbüyüme faktörü reseptörleri (PDGFRa ve PDGFRP), VEGF reseptörleri (VEGFR1, VEGFR2ve VEGFR3), kök hücre faktör reseptörü (KIT), Fms-tipi tirozin kinaz-3 (FLT3), koloni uyarıcıfaktör reseptörü (CSF- 1R) ve glial hücre kaynaklı nörotrofik faktör reseptörünün (RET)inhibitörü olarak tanımlanmıştır Başlıca metaboliti olan desetil sunitinibin, biyokimyasal vehücresel testlerde sunitinibe benzer etkide olduğu gösterilmiştir
Klinik Çalışmalar
Sunitinibin klinik güvenlilik ve etkililiği imatinibe toleransı olmayan veya imatinib rezistan olan (imatinib tedavisi süresince veya sonrasında hastalık progresyonu görülen) maligngastrointestinal stromal tümörlü (GİST) hastaların tedavisinde ve metastatik renal hücrekarsinomlu (mRHK) hastaların tedavisinde ve anrezektabl pNET olan hastaların tedavisindearaştırılmıştır
Etkililik; GİST'de tümör progresyonuna kadar geçen süreyi (TTP) ve sağkalımdaki artışı, tedavi uygulanmamış mRHK için progresyonsuz sağkalımı ve sitokine dirençli mRHK içinobjektif yanıt oranlarını, pNET için de progresyonsuz sağkalımı temel almıştır
Gastrointestinal Stromal Tümörler (GİST)
İmatinibe (medyan maksimum günlük doz 800 mg) dirençli ve intoleransı olmasından dolayı GİST tedavisinde başarısız olunan hastalarda açık etiketli, doz ayarlama çalışmasıgerçekleştirilmiştir Çalışmaya ilacı farklı doz ve doz şeması uygulanan sürelerde uygulayan 97
rââff'5^^piiafePBnerilentedavi süresi olan
4
'3NRSHY3YnUy Belge Takıp Adresı:https://wwwturkıyegQvtr/saglık-tıtc__
şeması") 50 mg olarak almıştır Bu çalışmada medyan TTP
Belge Do
¦'f
--------------- ----,„,,
ıp, 2
afta ara vermek suretiyle 34,0 haftadır ( %95 GA = 22,0 hafta-46,0 hafta)
İmatinibi tolere edemeyen veya imatinib (medyan maksimum günlük doz 800 mg) ile tedavi esnasında veya sonrasında hastalık progresyonu görülen GİST'i olan hastalarda randomize, çift-kör ve plasebo-kontrollü bir faz III çalışma gerçekleştirilmiştir Bu çalışmada 312 hasta,hastalık progresyonu veya çalışmadan başka bir sebeple çekilme olmadığı sürece 50 mg Sunitibveya plaseboyu ağızdan günde bir kez ve 4/2 şemasına göre alacak şekilde randomize (2:1)edilmiştir (hastaların 207'si Sunitinib, 105'i plasebo almıştır) Çalışmanın primer etkililiksonlanım noktası, randomizasyondan objektif tümör progresyona kadar geçen süre olaraktanımlanan TTP idi
Önceden belirlenen ara dönem analizinde, Sunitinib için medyan TTP (progresyona kadar geçen süre) araştırmacı değerlendirmesinde 28,9 hafta (%95 GA=21,3-34,1 hafta) ve bağımsızdeğerlendirmeye göre 27,3 hafta (%95 GA=16,0-32,1) olup, plasebo kolundaki araştırmacıdeğerlendirmesine göre 5,1 haftalık (%95 GA=4,4-10,1), bağımsız değerlendirmedeki 6,4haftalık (%95 GA=4,4-10,0) TTP'den istatistiksel anlamlı olarak daha uzun olmuştur Genelsağkalım (OS)'deki fark istatistiksel olarak sunitinib lehinedir [HR: 0,491 (%95 GA:0,290-0,831)] Ölüm riski sunitinib koluyla karşılaştırıldığında plasebo kolunda 2 kat fazladır
Etkililik ve güvenlilik interim analiz sonuçları sonrası çalışma körlemeden çıkarılmış ve plasebo kolundaki hastalara açık etiketli sunitinib tedavisi önerilmiştir
Başta plasebo alan 99 hastada dahil çalışmanın açık etiketli tedavi fazında toplam 255 hasta sunitinib almıştır
Çalışmanın açık etiket fazındaki primer ve sekonder sonlanım noktası analizleri zamanında elde edilen interim analiz sonuçlarını doamıştır (Bkz Tablo 1)
Tablo 1 GİST etkilik sonlanım noktası özetleri (ITT popülasyonu)
|
Çift-kör tedavia
|
|
|
Medyan (% 95 GA)
|
Risk Oranı
|
Plasebo / Çapraz geçişgrubutedavib
|
Sonlanım
noktası
|
Sunitinib
|
Plasebo
|
(% 95 GA)
|
p
|
Primer
|
|
TTP (hafta)
|
|
Ara
|
27,3 (16,0-32,1)
|
6,4 (4,4-10,0)
|
0,329 (0,233-0,466)
|
<0,001
|
-
|
Final
|
26,6 (16,0-32,1)
|
6,4 (4,4-10,0 )
|
0,339 (0,244-0,472)
|
<0,001
|
10,4 (4,3-2,0)
|
Sekonder
|
|
PFS (hafta) c
|
|
Ara
|
24,1 (11,1-28,3)
|
6,0 (4,4-9,9)
|
0,333 (0,238-0,467)
|
<0,001
|
-
|
Final
|
22,9 (10,9-28,0)
|
6,0 (4,4-9,7)
|
0,347 (0,253-0,475)
|
<0,001
|
-
|
ORR (%)d
|
|
Ara
|
6,8 (3,7-11,1)
|
0 (-)
|
NA
|
0,006
|
-
|
Final
|
6,6 (3,8-10,5)
|
0 (-)
|
NA
|
0,004
|
10,1 (5,0-17,8)
|
OS (hafta)e
|
|
Ara
|
-
|
-
|
0,491 (0,290-0,831)
|
0,007
|
-
|
Final
|
72,7 (61,3-83,0)
|
54,9 (45,7-96,0)
|
0,876 (0,679-1,129)
|
0,306
|
-
|
|
Kısaltmalar: GA = güven aralığı;,ITTn=etâdavisiamaç^naftşhasta; NA = uygulanamaz; ORR =
|
progresyonuna kadar geçen süre
a ITT popülasyonunun çift-kör tedavi sonuçları ve uygun olduğu şekilde merkezi radyologların incelemesi kullanmıştır
b Çalışma körlemeden çıkarıldıktan sonra plasebodan sunitinibe geçen 99 hastanın etkilili sonuçları
Başlanç noktası, çaprazlama olduğunda sıfırlanmış ve etkililik analizleri araştırmacının değerlendirmesi baz alınarak yapılmıştır
c Ara PFS sayıları orijinal verilerin tekrar hesaplanması sonucu güncellenmiştir d Objektif yanıt oranları (ORR) %95 GA ile, onaylanmış yanıt veren hasta yüzdesiolarak verilmiştir
e Medyan verilere henüz olgunlaşmadığından ulaşılamamıştır
ITT popülasyonundaki medyan OS sunitinib ve plasebo kollarında sırasıyla 72,7 hafta ve 64,9 haftadır (HR 0,876, %95 GA: 0,679-1,129, p = 0,306) Bu analizde plasebo kolu daha öncedenaçık etiketli sunitinib tedavisi almış ve plaseboya randomize edilmiş hastaları içermektedir
Tedavi edilmemiş renal hücreli karsinomu (mRHK)
Tedavi-edilmemiş mRHK'li hastalarda tek ajan olarak sunitinib ve IFN-a'yı karşılaştıran bir faz III randomize çalışma yapılmıştır Yedi yüz elli (750) hasta ya sunitinib ile tekrarlayan 6haftalık siklüsler halinde 4 hafta 50 mg günlük oral doz takiben 2 hafta dinlenme (4/2 dozşeması) veya ilk hafta 3 milyon ünite (MU) ikinci hafta 6 MU ve üçüncü hafta 9 MU ve bundansonra her hafta ardışık olmayan günlerde subkütan olarak IFN-a almak üzere randomizeedilmiştir (1:1)
Sunitinib tedavisinin medyan süresi 11,1 ay (0,4-46,1 aralığında), IFN-a tedavisinin medyan süresi ise 4,1 aydır (0,1-45,6 aralığında) Tedavi ile alakalı ciddi yan etkiler sunitinib ve IFN-aalan hastalarda sırasıyla %23,7 ve %6,9 olarak raporlanmıştır Bunun yanında yan etkilerdendolayı tedavinin yarım bırakılma oranı sunitinib için %20 iken IFN-a için %23'dür Dozkesilmesi sunitinib kullanan 202 hastada (%54) görülmüşken IFN-a kullanan hastalarda bu sayı141'dir (%39) Doz azaltılması ise sunitinib ve IFN-a kullanan hastaların sırasıyla 194 (%52)ve 98 (%27)'inde görülmüştür Hastalar progresyon görülene kadar ya da tedaviden çıkarılanakadar tedavi edilmişlerdir
Primer etkililik sonlanım noktası progresyonsuz sağkalımdır (PFS) Planlı bir ara analiz, sunitinib için IFN-a'nın üstünde istatistiksel olarak anlamlı bir avantaj göstermiştir Buçalışmada medyan PFS sırasıyla 47,3 ve 22,0; HR 0,415'tir (%95 GA: 0,320-0,539, p<0,001)Diğer sonlanım noktaları objektif yanıt oranı (ORR), OS ve güvenliliktir Primer sonlanımnoktası elde edildikten sonra çekirdek radyolojik değerlendirmeye devam edilmemiştir Finalanalizde araştırıcının değerlendirmesi ile ORR sunitinib kolu için %46 (%95 GA: 41-51) IFN-a kolu için %12 (%95 GA: 9-16) olarak belirlenmiştir (p<0,001)
IFN-a ile karşılaştırıldığında sunitinib tedavisi daha uzun sağkalım süreleriyle ilişkilendirilmiştir Medyan OS sunitinib kolu için 114,6 hafta (%95 GA: 100,1-142,9) ve IFN-a kolu için 94,9 hafta (%95 GA: 77,7-117,0) olmuştur [HR= 0,821 (%95 GA: 0,673-1,001);log-rank testi ile p=0,0510]
ITT popülasyonunda gözlemlenen ve çekirdek radyolojik laboratuvar değerlendirmesine ile belirlenen genel PFS ve OS tablo 2'de özetlenmiştir:
Tablo 2 - Daha önce tedavi edilmemiş mRHK etkililik sonlanım noktası özetleri (ITT popülasyonu)
PFS özeti
|
Sunitinib
(N = 375)
|
IFN-a (N = 375)
|
Progrese olmayan veya ölen hastalar [n (%)]
|
161 (42,9)
|
176 (46,9)
|
Progrese olmayan veya ölen hastalar [n (%)]
|
214 (57,1)
|
199 (53,1)
|
PFS (hafta)
|
Çeyrek (%95 GA)
|
%25
|
22,7 (18,0-34,0)
|
10,0 (7,3-10,3)
|
%50
|
48,3 (46,4-58,3)
|
22,1 (17,1-24,0)
|
%75
|
84,3 (72,9-95,1)
|
58,1 (45,6-82,1)
|
Tabakalandırılmamış analiz
|
Risk oranı(sunitinib vs IFN-ro)
|
0,5268
|
Risk oranı için %95 GA
|
(0,4316-0,6430)
|
p-değeria <0,0001
|
OS özeti
|
Sunitinib
(N = 375)
|
IFN-a (N = 375)
|
Progrese olmayan veya ölen hastalar
[n (%)]
|
185 (49,3)
|
175 (46,7)
|
Progrese olmayan veya ölen hastalar [n (%)]
|
190 (50,7)
|
200 (53,3)
|
OS (hafta)
|
Çeyrek (%95 GA)
|
%25
|
56,6 (48,7-68,4)
|
41,7 (32,6-51,6)
|
%50
|
114,6 (100,1-142,9)
|
94,9 (77,7-117,0)
|
%75
|
NA (NA-NA)
|
NA (NA-NA)
|
Tabakalandırılmamış analiz
|
Risk oranı (sunitinib vs IFN- a)
|
0,8209
|
Risk oranı için %95 GA
|
(0,6730-1,0013)
|
p-değeria
|
0,0510
|
|
Kısaltmalar: GA = güven aralığı; IFN-a = interferon-alfa; ITT = tedavisi amaçlanan hasta;
N = hasta sayıs ı;
NA = uygulanamaz; OS = genel sağkalım; PFS = progresyonsuz sağkalım a 2 taraflı log-rank testinden
|
Sitokin-refrakter metastatik renal hücreli karsinom
Sunitinib ile bir faz 2 çalışma gerçekleştirilmiştir Çalışma interleukin-2 ya da IFN-a ile birlikte önceki sitokin tedavisine refrakter hastaları kapsamaktadır 63 hasta 50 mg oral sunitinib (6haftalık tamamlanmış siklüs-4 hafta boyunca günde bir kere ve takiben 2 hafta dinlenmeperiyodu (4/2 doz şeması)) ile başlamıştır Primer sonlanım noktası ORR'dir RECIST (solidtümörlerde yanıt değerlendirme kriteri) kriterlerine göre belirlenmiştir
Bu çalışmada objektif yanıt oranı % 36,5'dır (%95 GA: %24,7-%49,6) Progresyona kadar geçen süre (TTP) 37,7 haftadır (%95 GA: 24,0-46,4 hafta)
Açık etiketli, tek kollu, çok merkezli, doayıcı bir çalışmada sunitinibin etkililik ve hasta 4/2 şemasına göre en az 1 doz 50 mg sunitinib almıştır
Bu çalışmanın primer sonlanım noktası ORR'dir Sekonder sonlanım noktası TTP, yanıt süresi (DoR) ve OS'yi içermektedir Bu çalışmada ORR %35,8 (%95 GA: %26,8-%47,5) MedyanDoR'ye ve OS'ye henüz ulaşılamamıştır
Pankreatik nöroendokrin tümörler (pNET)
Destekleyici faz 2, açık etiketli, çok merkezli çalışma, rezektabl olmayan pNET'li hastalarda günde tek ajan olarak sunitinibin etkililiğini ve güvenliliğini, 4/2 şemasında [4 haftalık tedavi,2 haftalık dinlenme periyodu, günde bir kere 50 mg] değerlendirdi 66 hastanın pankreatikadacık hücreli tümör kohortunda birincil sonlanım noktası yanıt oranı %17 idi
Unrezektabl pNET olan hastalarda tek başına sunitinib ile ilgili faz III, çok merkezli, uluslararası, randomize, çift kör plasebo kontrollü bir pivot çalışma yapılmıştır
Hastalar, RECIST'e dayalı olarak, önceki 12 ay içinde belgelenmiş progresyona ihtiyaç duydu ve planlanmış bir istirahat dönemi (n = 86) veya plasebo (n = 85) olmadan, günde bir kez 37,5mg sunitinib almak üzere randomize edildi (1: 1)
Primer objektif, plasebo alan hastalara karşı sunitinib alan hastalarda PFS'yi karşılaştırmaktı Diğer sonlanım noktaları arasında OS, ORR, Hasta Tarafından Bildirilen Sonuçlar ve güvenlikyer almaktadır
Demografik veriler, sunitinib ve plasebo grupları arasında karşılaştırılabilir düzeydeydi Buna ek olarak, sunitinib hastalarının %49'unda plasebo hastalarının %52'sinde fonksiyonel olmayantümörler vardı ve her iki kolun %92'sinde karaciğer metastazı vardı
Çalışmada somatostatin analoglarının kullanımına izin verildi
Sunitinib hastalarının toplam %66'sı buna karşın plasebo hastalarının %72'si daha önce sistemik tedavi aldı Buna ek olarak, sunitinib hastalarının %24'ü plasebo hastalarının ise %22'sisomatostatin analogları almıştır
Plaseboya kıyasla sunitinib için araştırmacılar tarafından değerlendirilen PFS'de klinik olarak anlamlı bir avantaj gözlenmiştir Medyan PFS, sunitinib kolunda 11,4 ay ve plasebo kolunda5,5 ay olmuştur [risk oranı (nispi risk) : 0,418 (%95 GA 0,263-0,662), p = 0,0001]
Hastalığın progresyonunu belirlemek için RECIST'in araştırmacı tümör ölçümleri uygulanmasına dayanan türetilmiş tümör yanıt değerlendirmeleri yapıldığında benzer sonuçlargözlemlenmiştir (Tablo 3) Değerlendirilen temel özelliklerin tüm alt gruplarında, önceki alınansistemik tedavilerin sayısına göre bir analizi de içerecek şekilde sunitinib lehine bir risk oranıgözlenmiştir Sunitinib kolunda 29 hasta ve plasebo kolunda 24 hasta önceden sistemik tedavialmadı; bu hastalardan PFS için risk oranı 0,365 (%95 GA: 0,156-0,857), p = 0,0156 idi Benzerşekilde, sunitinib kolundaki 57 hastada (28'i önceden bir sistemik terapi ve 29'u önceden 2veya daha fazla sistemik terapi almış) ve plasebo kolundaki 61 hastada (25'i önceden birsistemik terapi ve 36'sı önceden 2 veya daha fazla sistemik terapi almış), PFS için risk oranı0,456 (%95 GA: 0,264-0,787), p = 0,0036 idi
Progresyon kararının, araştırmacı tarafından bildirilen tümör ölçümlerine dayandığı, PFS olayı olarak muamele edilen çalışma sonlandırma haricindeki nedenlerle sansürlenmiş tümhastalarda PFS duyarlılık analizi yapıldı Bu analiz, sunitinibin tedavi etkisinin konservatif bir
'oama Kodu: lZW56Q3NRZmxXZ 1 Âi«RG8^3NRŞHY3YnUy
ortaya koyarak birincil analizi desteklemiştir
pNET ile ilgili pivot çalışma, bağımsız bir “İlaç İzleme Komitesi”'nin önerisi üzerine erken sonlandırılmıştır ve birincil sonlanım noktası, her ikisi de tedavi etkisinin tahminlerini etkilemişolan araştırmacı değerlendirmesine dayandırılmıştır
PFS'nin araştırmacı temelli değerlendirmesinde yanlılığı bertaraf edebilmek için kör bağımsız merkez incelemesi yapıldı; bu inceleme araştırmacı değerlendirmesini desteklemiştir Tablo3'te gösterilmiştir
Tablo 3 - Faz III çalışmasından elde edilen pNET etkinliği sonuçları
Etkililik parametresi
|
Sunitinib (n = 86)
|
Plasebo (n = 85)
|
HR
(% 95 GA)
|
p-değeri
|
Araştırmacı değerlendirmesine göre progresyonsuzsağkalım[medyan, aylar (%95GA)]
|
11,4
(7,4-19,8)
|
5,5
(3,6-7,4)
|
0,418
(0,263
0,662)
|
0,0001a
|
Araştırıcı tümör değerlendirmelerineRECIST uygulanmasınadayanan türetilmiş tümör yanıtıdeğerlendirmesiile progresyonsuzsağkalım[medyan, aylar (%95GA)]
|
12,6
(7,4-16,9)
|
5,4
(3,5-6,0)
|
0,401
(0,252
0,640)
|
0,000066a
|
Tümör değerlendirmelerinin kör bağımsız merkez gözdengeçirilmesiyleprogresyonsuz
sağkalım[medyan, aylar (%95 GA)],
|
12,6
(11,1-20,6)
|
5,8
(3,8-7,2)
|
0,315
(0,181
0,546)
|
0,000015 a
|
Genel sağkalım [5 yıl takip] [medyan, aylar (%95 GA)]
|
38,6
(25,6-56,4)
|
29,1
(16,4-36,8)
|
0,730
(0,504
1,057)
|
0,0940 a
|
Objektif yanıt oranı [%, (%95 GA)]
|
9,3
(3,2-15,4)
|
0
|
NA
|
0,0066b
|
|
GA=Güven Aralığı, HR=Risk Oranı, NA=Uygulanamaz, pNET=Pankreati Tümör
aİki taraflı, tabakalanmamış log rank testi bFisher's Exact testi
k Nöroendokrin
|
OS verileri, çalışma sonunda olgunlaşmamıştır Sunitinib kolu için [20,6 ay (%95 GA 20,6, NR) verileri, plasebo kolu için NR (%95 GA 15,5, NR) verileri ile karşılaştırıldığında risk oranı:0,409 (%95 GA: 0,187-0,894), p-değeri = 0,0204]'dır Sunitinib kolunda 9 ve plasebo kolunda21 ölüm meydana gelmiştir
Hastalık progresyonu sırasında hastalar körleştirilmemiştir ve plasebo alan hastalara, ayrı bir uzantı çalışmasında açık etiketli sunitinibe erişim sunulmuştur Çalışmanın erken dönemdesonlanması nedeniyle, kalan hastalar körleştirilmemiştir ve bu hastalara, ayrı bir uzantıçalışmasında açık etiketli sunitinibe erişim sağlanmıştır Plasebo kolundaki 85 hastadan(%69,4) 59'u, hastalığın ilerlemesi veya çalışma sonlanmasındaki körleme kalktıktan sonra açıketiketli sunitinibe geçti Uzatma çalışmasında 5 yıllık izlem sonrasında gözlemlenen OS, 0,730(%95 GA 0,504-1,057) risk oranını gösterdi
Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavisi Organizasyonu Yaşam Kalitesi Anketinden (EORTC QLQC-30) alınan sonuçlar; toplamda genel sağlık ile ilişkili yaşam kalitesinin ve beş fonksiyonalanının (fiziksel, rol, bilişsel, duygusal ve sosyal), sınırlı advers semptomatik etkilerle,plaseboya karşı sunitinib tedavisi alan hastalarda korunduğunu göstermiştir
Progresif, ileri/metastatik, iyi diferansiye edilmiş, rezeke edilemeyen pNET'li hastalarda sunitinibin etkililiğini ve güvenilirliğini değerlendiren faz IV çok uluslu, çok merkezli, tekkollu, açık etiketli bir çalışma gerçekleştirildi
Belge gf^iıStâ^45
hasta) günde bir kez 37,5 mg oral yoldan sunitinib ile kesintisiz günlük dozlama programı i-'
tedavi gördü
Araştırmacı tarafından değerlendirilen progresyonsuz sağkalım hem genel popülasyonda (%95 GA: 10,9-16,7) hem de hiçbir tedavi almamış kohortta (%95 GA: 7,4-16,8) 13,2 ay idi
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalarda sunitinib kullanımına ilişkin deneyimler kısıtlıdır (Bkz Bölüm 42)
Refrakter solid tümörleri olup, büyük bölümü primer beyin tümörü tanısı olan 35 hastada; 30'u pediyatrik hastalardan (3-17 yaş) ve 5'i genç erişkin hastalardan (18-21 yaş) oluşan, oralsunitinibe ilişkin, bir faz I doz artış çalışması gerçekleştirilmiştir Çalışmanın birinci kısmındadoz kısıtlayıcı kardiyotoksisite gözlenmiş ve bu nedenle önceden potansiyel kardiyotoksiktedaviler (antrasiklinler dahil) veya kardiyak radyasyon uygulanan hastalar dışlanacak şekildedüzeltme yapılmıştır Daha önce kanser tedavisi alan fakat kardiyak toksisite açısından riskfaktörleri bulunmayan hastaların yer aldığı çalışmanın ikinci kısmında, 4/2 şemasında günlük15 mg/m2 dozunda (MTD) sunitinib genellikle tolere edilebilir ve klinik açıdan kontrol altınaalınabilir olmuştur Olguların hiçbirinde tam yanıt veya kısmi yanıt elde edilmemiştir 6 hastada(%17) stabil hastalık gözlenmiştir GİST'i olan bir hasta, 15 mg/m2 doz düzeyinde dahil edilmişve yarara ilişkin kanıt gözlenmemiştir Gözlenen advers ilaç reaksiyonları genel olarakerişkinlerde görülenlere benzer bulunmuştur (Bkz Bölüm 48)
HGG veya epandimomu bulunan, 27'si pediyatrik hastadan (3-16 yaş) ve 2'si genç erişkin hastadan (18-19 yaş) oluşan 29 hastada, faz II açık etiketli bir çalışma gerçekleştirilmiştirÇalışma, hastalık kontrolünün olmaması nedeniyle planlı bir ara dönem analizi sırasındakapatılmıştır Medyan PFS, HGG grubunda 2,3 ay ve epandimoma grubunda 2,7 ay olmuşturMedyan genel OS, HGG grubunda 5,1 ay ve epandimoma grubunda 12,3 ay olmuştur Enyayn (>% 10) tedaviye bağlı advers olayların, her iki grupta kombine olarak nötrofil sayısınınazalması (6 hasta [%20,7]) ve intrakraniyal hemoraji (3 hasta [%10,3]) olduğu bildirilmiştir(Bkz Bölüm 48)
Günde 15 mg/m2 ila 30 mg/m2 arasında değişen dozlarda 4/2 şemasına göre sunitinib alan, yaşları 13-16 arasında değişen GİST'i olan 6 pediyatrik hastada oral sunitinibin bir faz 1/2çalışmasından elde edilen kanıtlar ve mevcut yayınlanmış veriler (GİST'i olan 20 pediyatrikveya genç erişkin hasta) sunitinib tedavisinin, 26 hastadan 18'inde (%69,2) hem imatinibyetersizliğinden veya intoleransından sonra (21 hastadan 16'sında stabil hastalık) hem denovo/cerrahi ameliyat sonrasında (5 hastadan 2'sinde stabil hastalık) hastalık stabilizasyonusağladığı gözlenmiştir Faz 1/2 çalışmasında, 6 hastanın 3'ünde stabil hastalık ve 3'ündehastalık ilerlemesi gözlenmiştir (sırasıyla 1 hastaya neo adjuvan ve 1 hastaya adjuvan imatinibverilmiştir) Aynı çalışmada, 6 hastanın 4'ünde (%66,7) Grade 3-4 tedaviye bağlı advers olaylar(Grade 3 hipofosfatemi, nötropeni ve trombositopeninin her biri 1 hastada ve 1 hastada Grade4 nötropeni) görülmüştür Ek olarak, yayınlar, 5 hastada gözlenen şu Grade 3 advers ilaçreaksiyonları bildirmiştir: Yorgunluk (2), gastrointestinal advers ilaç reaksiyonları (diyaredahil) (2), hematolojik advers ilaç reaksiyonları (anemi dahil) (2), kolesistit (1), hipertiroidizm(1) ve mukozit (1)
GİST'i olan pediyatrik hastalarda (6-17 yaş grubu) sunitinibin farmakokinetik (PK) ve kilit güvenlilik ile etkililik sonlanım noktalarının ekstrapolasyonu amacıyla, bir popülasyon PK vefarmakokinetik/farmakodinamik (PK/PD) analizi gerçekleştirilmiştir Bu analizde GİST veya,solid tümörleri olan erişkinlerdeffve''solfd'tüfflörfeti*ö^*pediy'atrik hastalard an toplanan veriler
Belge Doama Kodu: lZW56Q®RZmffiZlAxRG83Q3NRSJlt3YnÜy Belge Tafip Adresı:nttps://wwwtu™yegovtr/sagliKttıtck-ebyş
temel alınmıştır Modelleme anatızlerı dotusunda, küçük yaş ve düşük vücut ölçümlerinin plazma ilaç maruziyetine güvenlilik ve etkililik yanıtlarını olumsuz etkilemediği belirlenmişti'
Sunitinib yarar/riskinin, küçük yaş veya düşük vücut ölçümlerinden olumsuz etkilenmediği ve başlıca plazma ilaç maruziyetine bağlı olduğu görülmüştür
Avrupa İlaç Ajansı, böbrek veya renal pelvis karsinomunun (nefroblastom, nefroblastomatoz, berrak hücreli sarkom, mezoblastik nefrom, renal medüller karsinom ve böbrek rabdoid tümörühariç olmak üzere) tedavisinde çocuk nüfusun tüm alt gruplarında sunitinib ile yapılançalışmaların sonuçlarını sunma yükümlülüğünden feragat etti (çocuklarda kullanım hakkındabilgi için bölüm 42'ye bakın)
Avrupa İlaç Ajansı, gastroenteropankreatik nöroendokrin tümörlerin (nöroblastom, nöroganglioblastoma, feokromasitom hariç) tedavisinde çocuk nüfusunun tüm alt gruplarındasunitinib ile yapılan çalışmaların sonuçlarını sunma yükümlülüğünden feragat etti (bkzçocuklarda kullanım hakkında bilgi için bölüm 42)
52 Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Sunitinibin farmakokinetiği 135 sağlıklı gönüllüde ve solid tümörlü 266 hastada değerlendirilmiştir Her iki grupta da farmakokinetik benzerdir
25-100 mg'lık doz aralığında plazma konsantrasyon-zaman eğrisi altındaki alan (EAA) ve Cmaks dozla orantılı olarak artar Günlük tekrarlayan uygulamalarda sunitinib miktarı 3-4katına çıkarken, primer metabolitinin miktarı 7-10 katına çıkar Sunitinib ve primer aktifmetabolitin kararlı durum konsantrasyonlarına 10-14 gün içinde ulaşılır 14 gün itibariylesunitinib ve aktif metabolitinin kombine plazma konsantrasyonları 62,9-101 ng/ml olup, bukonsantrasyonlar klinik verilerde öngörülen
in vitroin vivo
olarak tümör stazı/büyümesini azaltacak hedef konsantrasyonlardır Primeraktif metabolit toplam maruziyetin %23-%37'sini oluşturmaktadır Tekrarlayan günlükuygulamalarda veya test edilen doz rejimlerinin tekrarlayan kürlerinde sunitinib veya primeraktif metabolitinin farmakokinetiğinde anlamlı değişiklikler olmamıştır
Emilim:
Sunitinib ağızdan uygulanmasını takiben 6-12 saat (Tmaks) içinde maksimum konsantrasyona (Cmaks) ulaşır Yiyeceklerin sunitinibin biyoyararlanımına herhangi bir etkisi yoktur
Dağılım:
Sunitinib ve primer aktif metabolitinin
in vitro
çalışmalarda konsantrasyondan bağımsız olarak plazma proteinine bağlanma derecesi sırasıyla %95 ve %90 olmuştur Sunitinib için dağılımhacmi (Vd), dokulara dağılımı gösterecek şekilde, büyüktür (2230 litre)
Metabolik etkileşimler
Test edilen tüm sitokrom P450 izoformları (CYP1A2, CYP2A6, CYP2B6, CYP2C8, CYP2C9, CYP2C19, CYP2D6, CYP2E1, CYP3A4/5, ve CYP4A9/11) için hesaplanan
in vitro
Kideğerleri; sunitinib ve primer aktif metabolitinin, bu enzimlerle metabolize olan diğer etkinmaddelerin metabolizmasını indükleme ihtimalinin az olacağını göstermektedir
Biyotransformasyon:
Sunitinib asıl olarak, bir sitokrom P450 enzimi olan CYP3A4 tarafından metabolize edilir Primer aktif metaboliti desetil sunitinibtir ve bu metabolit tekrardan CYP3A4 tarafından
ibtenf'CYPyA^nddükeyfciieri veya inhibitörleri ile birlikti
Q3NRSHY3YnUy Bejge Tmip Adre^ı:httpsr//wwwtumyegov tr/sagliK-tıtck-ebys
ızma düzeyi değişebileceğinden, birlikte kulfammındaı
metabolize edilir Sunitinibin®,
)6ruT^a Kochi: 1 AV56Q3NRZtpxfe;AxRGS
Belge Do
ulfanımı ile sunitinibin plazma düzeyi kaçınılmalıdır (Bkz Bölüm 44 ve 45)
Eliminasyon:
Atılım primer olarak feçes yoluyla (%61) gerçekleşir Renal eliminasyon metabolitler ile birlikte uygulanan dozun %16'sıdır Sunitinib ve primer aktif metaboliti plazmada, idrarda vefeçeste görülen ilaç bağlantılı esas bileşiklerdir ve sırasıyla %91,5, %86,4 ve %73,8 oranındagörülmektedir Minör metabolitler idrar ve feçeste görülmüş, ancak genellikle plazmadagörülmemişlerdir Total oral klerens (CL/F) 34-62 litre/saat olmuştur Sağlıklı gönüllülere tekdoz oral uygulamanın ardından sunitinibin terminal yarılanma ömrü yaklaşık olarak 40-60 saatiken, primer aktif desetil metabolitininki 80-110 saat olmuştur
BCRP inhibitörü olan ilaçlarla birlikte kullanım
In vitro
ortamda sunitinib, efluks taşıyıcı BCRP'nın substratıdır A6181038 çalışmasında bir BCRP inhibitörü olan gefitinibin, sunitinib veya toplam ilacın (sunitinib + metabolit) Cmaks veEAA değerleri üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisi olmamıştır (Bkz Bölüm 45) Buçalışma mRHK'lı hastalarda sunitinibin gefitinib ile birlikte kullanıldığında güvenlilik/tolereedilebilirliği, maksimum tolere edilen dozu ve antitümör aktivitesinin araştırıldığı çok merkezli,açık etiketli, faz 1/2 bir çalışmadır Gefitinib (günlük 250 mg) ve sunitinib (4 hafta kullanımsonrası 2 hafta ara verecek şekilde günlük 37,5 mg [Kohort 1, n=4] veya 50 mg [Kohort 2,n=7]) birlikte uygulandığındaki farmakokinetikleri sekonder çalışma objektifi olarakdeğerlendirilmiştir Sunitinib farmakokinetik parametrelerindeki değişiklikler klinik olarakanlamlı bulunmamış ve bir ilaç-ilaç etkileşimi olduğunu göstermemiştir; ancak göreceli düşükhasta sayısı (N=7+4) ve farmakokinetik parametrelerdeki hastalar arası varyasyonun orta-yüksek seviyede olması göz önüne alındığında, bu çalışmanın farmakokinetik ilaç-ilaçetkileşimi sonuçlarını değerlendirirken dikkatli olunması gerekmektedir
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Sunitinib ve aktif metaboliti esas olarak karaciğer tarafından metabolize edilir Hafif (Child-Pugh Sınıf A) veya orta (Child-Pugh Sınıf B) karaciğer yetmezliği olan hastalarda sunitinibin tek bir dozuna sistemik maruz kalım, normal karaciğer fonksiyonu olan deneklerlekarşılaştırıldığında benzer olmuştur Sunitinib, ciddi (Child- Pugh Sınıf C) karaciğeryetersizliği olan hastalarda çalışılmamıştır
Çalışmalara ALT veya AST değerleri >2,5xULN (normalin en üst sınırı) veya karaciğer metastazı > 5,0 x ULN olan hastalar dahil edilmemiştir
Böbrek yetmezliği:
Popülasyon farmakokinetik analizleri, kreatinin klerensi 42-347 ml/dak olan hastalarda, sunitinibin klerensinin değişmediğini göstermektedir Tek doz sunitinib uygulamasından sonra,ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <30ml/dak) olan kişilerle normal renal fonksiyona(kreatinin klerensi >80ml/dak) sahip kişilerde sistemik maruziyet aynı olmuştur Son evreböbrek yetmezliği hastalarında sunitinib ve primer metabolitinin hemodiyalizle eliminasyonuyapılamasa da, normal böbrek fonksiyonuna sahip kişilerle karşılaştırıldığında sistemikmaruziyet sunitinib için %47, primer metaboliti için %31 daha az olmuştur
Kilo ve performans durumu:
Demografik verinin popülasyon farmakokinetik analizi, vücut ağırlığı veya performans durumunda, başlanç doz ayarlamalarının gerekli olmadığını gösterir
Cinsiyet:
Eldeki veriler kadınlarda görünür sunitinib klerensinin (CL/F) erkeklere oranla %30 daha <|
olduğunu göstermektedir; ancak bu fark başlanç dozunun değiştirilmesini gerektirmemektedir
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik hastalarda sunitinib kullanımına ilişkin deneyimler kısıtlıdır (Bkz bölüm 42) GİST ve solid tümörleri olan erişkin hastaları ve solid tümörleri olan pediyatrik hastaları içeren topluveritabanına ilişkin popülasyon PK analizleri tamamlanmıştır Yaş ve vücut ölçümlerinin(toplam vücut ağırlığı veya vücut yüzey alanı) yanı sıra diğer eş değişkenlerin sunitinib vemetabolitlerinin önemli PK parametreleri üzerindeki etkisini değerlendirmek üzere adımsal eşdeğişken modelleme analizleri yapılmıştır Test edilen yaş ve vücut ölçümü ile ilişkili eşdeğişkenlerden yaş, sunitinibin görünen klerensi üzerinde anlamlı bir eş değişken olarakbelirlenmiştir (pediyatrik hasta ne kadar küçükse, görünen klerens o kadar düşüktür) Benzerşekilde, vücut yüzey alanı, aktif metabolitin görünen klerensi üzerinde anlamlı bir eş değişkenolarak belirlenmiştir (vücut yüzey alanı ne kadar düşükse, görünen klerens o kadar düşüktür)
Ayrıca, 3 pediyatrik çalışmadan toplu veri setine ilişkin birleştirilmiş popülasyon PK analizine göre (2 pediyatrik solid tümör çalışması ve 1 pediyatrik GİST çalışması: 6-11 yaş ve 12-17 yaş)başlanç vücut yüzey alanı (BSA), sunitinibin ve aktif metabolitinin görünen klirensi üzerindeanlamlı bir eş değişken olarak belirlenmiştir Bu analize dayanarak, BSA değerleri 1,10 ve 1,87m2 arasında olan pediyatrik hastalarda günlük yaklaşık 20 mg/m2'lik bir doz, sunitinib ve aktifmetabolitine plazma maruziyetinin (EAA'nın %75 ila %125'i arasında), GİST'i olanyetişkinlere, 4/2 şemasına göre (EAA 1233 nghr/mL) günlük 50 mg sunitinib uygulaması ilegözlenen plazma maruziyetine benzer olması beklenir Pediyatrik çalışmalarda, 15 mg/m2 olanbaşlanç sunitinib dozu (faz I doz-artış çalışmasında tanımlanan MTD'ye göre, Bkz Bölüm51), GİST'i olan pediyatrik hastalarda 22,5 mg/m2'ye ve ardından bireysel hastagüvenliliği/tolere edilebilirliğine bağlı olarak 30 mg/m2'ye (toplam günlük 50 mg dozuaşmayacak şekilde) yükselmiştir Ayrıca, GİST'i olan pediyatrik hastalarda yayınlanmışliteratürlere göre, 16,6 mg/m2 ila 36 mg/m2 arasında değişmekte olan hesaplanmış başlançdozu, toplam günlük 50 mg dozu aşmayacak şekilde 40,4 mg/m2'ye kadar yükselmiştir
53 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Maymun ve sıçanlarda 9 aya kadar devam eden tekrarlayan doz toksisite çalışmalarında primer hedef organ etkileri gastrointestinal sistem (maymunlarda emezis ve diyare), adrenal bez(sıçanlarda fibrozis görülen nekrozu takiben ve maymunlarda kortikal konjesyon ve/veyahemoraji), hemolenfopoetik sistem (kemik iliği hiposelülaritesi ve timusta lenfoid dokununazalması, dalak ve lenf nodülü), ekzokrin pankreas (tek hücre nekrozuyla asinar hücredegranülasyonu), tükrük bezi (asinar hipertrofi), eklem (büyüme plağı kalınlaşması), uterus(atrofi), overler (azalmış foliküler gelişim) görülmüştür Tüm bu bulgular klinik olarak anlamlıbir sunitinibin plazma maruziyeti seviyesinde görülmüştür QT aralığında uzama, böbrektemezangiyal matriks, gastrointestinal sistemde ve oral mukozada hemoraji ve testislerde (tübüleratrofi) ve anterior pitüiter hücreleri hipertrofisi diğer çalışmalarda görülen ilave etkilerarasındadır Uterustaki (endometriyal atrofi) ve kemik büyüme plağındaki (fizeal kalınlaşmaveya kıkırdak displazisi) değişimler sunitinibin farmakolojik etkisiyle ilişkilendirilmiştir Bubulguların çoğu tedavi kesildiğinde 2-6 hafta içinde geri dönüşümlü olmuştur
Genotoksisite
lücrelerinde yapısal kromozom
esı:tıttpş://wwwturkiye^Qvtr/sagliK-tıtcK-ebYş
¦ " olarak metabolik
ıgu
in vitro
Belge Do
Sunitinibin genotoksik potansiyeli
in vitroin vivo
olarak değerlendirilmiştir Sunitinib, sıçan karaciğeri ile sağlanan metabolik aktivasyonu kullanan bakterilerde mutajenik değildiSunitinib
)gmlama Kodu: lZWDöy>JNKZmxAZlAxKLröJy>iNKöblY J Yn^iy lielge laKm Adresı:Jjttpş://
aberasyonuna neden olmamıştır İnsan periferik kan lenfositlerinde aktivasyon varlığında ve yokluğunda poliploidi (sayısal kromozom aberasyonu) gözlenmişti
in vitro
)grulama Kodı
Sunitinib, sıçan kemik iliğinde
in vivo
olarak klastojenik değildi Esas aktif metabolit genotoksisite açısından değerlendirilmemiştir
Karsinojenite
1 aylık oral gavaj doz-aralığı belirleme çalışmasında (0, 10, 25, 75 veya 200 mg/kg/gündozlarında) devamlı günlük dozlama yapılan rasH2 transgenik farelerde test edilen en yüksekdozda (200 mg/kg/gün) dudenumun Brunner bezinin karsinoması ve hiperplazisi gözlenmiştir
RasH2 transgenik farelerde günlük dozlama ile 6 aylık bir oral gavaj karsinojenite çalışması (0, 8, 25, 75 (50'ye azaltılan) mg/kg/gün) yapılmıştır Günlük 25 mg/kg'lık ve daha fazla dozlarda1-veya 6- aylık süreleri (günlük önerilen dozu kullanan hastaların EAA'sının 7,3 katı veya dahafazlası) takiben gastroduodenal karsinomalar, arka plan hemajiyosarkom insidansında artış,ve/veya gastrik mukozal hiperplazi gözlenmiştir
2 yıllık bir sıçan karsinojenite çalışmasında (0, 0,33, 1, veya 3 mg/kg/gün), sunitinibin 7 günlükuygulamasız periyodların takip ettiği 28 günlük sikluslarla uygulanması; erkek sıçanlara 3mg/kg/gün dozda 1 yılı aşkın uygulamayı (RDD (önerilen günlük doz) uygulanan hastalardaEAA'nın 7,8 katı veya daha fazla) takiben adrenal medullada feokromositom ve hiperplaziinsidansında artışla sonuçlanmıştır Dişilerde >1 mg/kg/gün ve erkeklerde 3 mg/kg/günuygulamayı takiben duodenumda Brunner bez karsinomu oluşmuştur ve erkeklerde 3mg/kg/gün uygulamayı takiben glandüler midede müköz hücre hiperplazisi belirgindir (EAA,RDD uygulanan hastaların sırasıyla >0,9, 7,8 ve 7,8 katı) Sunitinib uygulaması ile yapılan fareve sıçan karsinojenite çalışmalarında (rasH2 transgenik) gözlenen beoplastik bulgularıninsanlara etkisi belirlenmemiştir
Üreme ve Gelişim Toksisitesi
Üreme toksisite çalışmalarında dişi ya da erkek fertilitesi üzerine herhangi bir etki gözlemlenmemiştir Bununla birlikte, sıçanlarda ve maymunlarda yapılmış tekrar-doz toksisiteçalışmalarında, klinik açıdan anlamlı sistemik maruz kalım düzeylerinde, foliküler atrezi,korpora lutea dejenerasyonu, uterusta endometrial değişiklikler ve uterus ve over ağırlıklarındaazalma şeklinde dişi fertilitesi üzerindeki etkiler gözlenmiştir Erkek fertilitesi üzerinde insanınsistemik olarak maruz kaldığının 25 katı plazma temas seviyelerinde, testislerde tübüler atrofi,epididimiste sperm azalması ve prostat ve seminal veziküllerde kolloid deplesyon şeklindeetkiler gözlenmiştir
Sıçanlarda, embriyo-fetal mortalite, insanın sistemik olarak maruz kaldığının 5,5 katı maruziyette; yaşayan fetüslerin sayısında azalma, rezorbsiyonların (erken ve toplam) sayısındaartış, implantasyon sonrası kayıplarda artış, 28 gebeden 8'inde yavru sayısı kaybı olarakbelirlendi Tavşanlarda, insanın sistemik olarak maruz kaldığının 3 katı plazma maruz kalımdüzeylerinde; rezorbsiyon sayısındaki artışa bağlı olarak uterus ağırlığında ve canlı fetüssayısında azalma, implementasyon sonrası kayıplarda artış ve 6 gebeden 4'ünde yavru sayısıkaybı gözlendi
Belge Dcfgru]
Sıçanlarda organogenezis sırasında >5 mg/kg/gün sunitinib ile tedavi, insanın sistemik olarak maruz kaldığının 5,5 katı plazma maruz kalım düzeylerinde ortaya çıkar ve özellikletorasik/lumbar vertebrada osifikasyonda gecikmeyle karakterize fetal iskelet malformasyonlarıinsidansında artışı içeren gelişimsel etkilerle sonuçlanır Tavşanlarda, gelişim etkileri, kliniktegözlenene yaklaşık olarak eşit plazma seviyelerindeki artmış yarık dudak insidansı ve insanınsistemik olarak maruz kaldığının 2,7 katı plazma maruziyet düzeyinde artmış yarık dudak veyarık damak insidansını kapsar
Sunitinib (0,3, 1,0, 3,0 mg/kg/gün), hamile sıçanlarda pre ve postnatal gelişim çalışmasında değerlendirilmiştir 1 mg/kg/gün'den büyük dozlarda gebelik ve laktasyon döneminde maternalkilo alımı azalmıştır ancak 3 mg/kg/gün doza kadar (tahmini maruziyet RDD uygulananhastalarda EAA'nın 2,3 katı veya daha fazla) herhangi bir maternal üreme toksisitesigözlenmemiştir 3 mg/kg/gün dozda emzirmeden kesilme öncesi ve sonrası yavrularınağırlıklarında azalma gözlenmiştir 1 mg/kg/gün dozda gelişim toksisitesi gözlenmemiştir(yaklaşık maruziyet RDD uygulanan hastalarda EAA'nın 0,9 katı veya daha fazla)
6 FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
61 Yardımcı maddelerin listesi
Kapsül içeriği:
Mikrokristalin selüloz Manitol
Kroskarmeloz sodyum Providon K-30Magnezyum stearatSaf su
Kapsül kılıfı (Boş karamel/karamel sert jelatin kapsül baskısı, boyut 1):
Jelatin (sığır jelatini)
Titanyum Dioksit (E171)
Sarı demir oksit (E172)
Kırmızı Demir Oksit (E172)
Siyah demir oksit (E172)
Beyaz Baskı Mürekkebi:
Şellak
(Kerria lacca
kaynaklı)
Titanyum dioksit (E171)
İzopropil alkol n-butanolPropilen glikol
62 Geçimsizlikler
Geçerli değildir
63 Raf ömrü
24 ay
64 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır
65 Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutuda, şeffaf PVC/PCTFE/alüminyum blister ambalaj içerisinde sunulmaktadır
Her bir kutu 14 ve 28 sert kapsül içermektedir
66 Beşeri tıbbi üründen aiitftıkalannmad^elesjfl iimtanVşerdiğer özel önlemler
“Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir |
7
RUHSAT SAHIBI
GENVEON İlaç San ve Tic AŞ Maslak-Sarıyer/İSTANBULTel: 0 212 376 65 00Faks: 0 212 213 53 24
8
RUHSAT NUMARASI
2023/255
9
ILK RUHSAT TARIHI/RUHSAT YENILEME TARIHI
İlk ruhsat tarihi: 23062023 Ruhsat yenileme tarihi:
10 KÜB'ÜN YENILENME TARIHI