Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Jerassi 3 Mg/30 Mcg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

JERASSİ 3 mg/30 mcg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin maddeler:Yardımcı maddeler:

Her bir film kaplı tablet 48,17 mg laktoz monohidrat (sığır sütünden eldeedilen) içerir.

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet.

Açık sarı renkli, yuvarlak, bikonveks film kaplı tablet

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar

Gebeliği önleyici etkisinin yanı sıra antimineralokortikoid ve antiandrojenik etkileri sayesinde, hormona bağlı su tutulması ve buna bağlı belirtilerle, akne ve seboreden yakınan kadınlardaetkilidir.

JERASSİ reçete etme kararı, venöz tromboembolizmi (VTE) olan kadınlar başta olmak üzere her kadının mevcut risk faktörleri ve JERASSİ ile ortaya çıkan VTE riskinin diğer kombinehormonal kontraseptifler (KHK) ile karşılaştırması (Bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4) dikkatealınarak verilmelidir.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Kombine oral kontraseptifler (KOK), doğru şekilde kullanıldıklarında yılda yaklaşık %1 başarısızlık oranına sahiptir. İlaç unutulduğunda ya da yanlış kullanıldığında başarısızlık oranıartabilir.

Tabletler paketin üstünde gösterildiği sırayla, her gün yaklaşık aynı zamanda bir miktar suyla alınmalıdır. Birbirini izleyen 21 gün boyunca her gün bir tablet alınır. Her bir sonraki pakete 7günlük, sıklıkla çekilme kanamasının izlendiği, tablet alınmayan dönemi takiben geçilir. Bukanama genellikle son film kaplı tabletin alınmasını takiben 2.-3. gün başlar ve bir sonrakipakete başlandığında kesilmemiş olabilir.

Uygulama şekli:

Oral kullanım

B!

1/25

JERASSİ'ye başlangıç


Bir önceki ay hormonal kontraseptif kullanımı yoksa: Tablet alımına kadının normal siklusunun ilk günü (kanamasının ilk günü) başlanmalıdır. Tabletlere 2. ile 5. günler arasında başlanmasıda kabul edilebilir, ancak bu durumda ilk siklus için tablet alınmaya başlanmasından itibarenyedi gün boyunca ilave olarak bir bariyer kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.

Bir KHK'dan geçiş (KOK, vajinal halka, transdermal flaster)


Kullanıcı tercihen, bir önceki KOK'un son tabletini (hormon içeren son tablet) aldığı günü izleyen günde JERASSİ'ye başlamalıdır. En geç, önceki KOK'un tabletsiz döneminin veyahormon içermeyen tablet döneminin ertesi gününde başlayabilir. Vajinal halka ya datransdermal flaster kullanılması durumunda, kullanıcı döngü paketindeki son halkanın ya daflasterin çıkarıldığı gün ya da en geç bir sonraki uygulamanın yapılması gereken günJERASSİ'ye başlamalıdır.

Yalnız progestojen içeren bir yöntemden (minipil, enjeksiyon, implant) ya da progestojen salımlı rahim içi sistemden (RİS) geçiş


Minipilden herhangi bir günde, (implant veya RİS'in çıkarıldığı gün, enjeksiyonda ise bir sonraki enjeksiyonun yapılması gereken gün) geçiş yapılabilir. Ancak tüm bu koşullarda tabletalımının ilk 7 günü ek bir bariyer yöntemi kullanılması önerilir.

İlk trimestr düşüğünden sonra


Hemen başlanabilir. Bu durumda ek kontraseptif yöntemlere ihtiyaç duyulmaz.

Doğumdan ya da ikinci trimestr düşüğünden sonra


(Emziren kadınlar için bkz. 4.6 Gebelik ve laktasyon) Kullanıcı doğum veya ikinci trimestr düşüğünü takip eden 21.-28. günlerde başlaması konusunda uyarılmalıdır. Eğer daha geçbaşlanacaksa tablet kullanımının ilk yedi gününde ek bir bariyer yöntemi önerilir. Ancak dahaönce bir cinsel birleşme olduysa, oral kontraseptife başlamadan önce gebelik ekarte edilmeli yada kullanıcı bir sonraki kanama dönemini beklemelidir.

Tablet alımı unutulduğunda


Eğer kullanıcı tabletini almakta 12 saatten daha az geç kalmışsa, kontraseptif koruyuculuk azalmaz. Hatırlanır hatırlanmaz tablet alınmalı ve bir sonraki tabletler de her zamanki gibialınmaya devam edilmelidir. Eğer 12 saatten daha fazla gecikme olmuşsa kontraseptifkoruyuculuk azalmış olabilir. Bu durumda 2 temel kural uygulanır:

1. Tablet alımına hiçbir zaman 7 günden fazla ara verilmez.

2. Hipotalamus-hipofiz-over aksının düzgün şekilde baskılanması için 7 gün boyunca aravermeden tablet alınması gereklidir.

Buna bağlı olarak günlük uygulamada şu öneriler verilebilir:

1. Hafta: Aynı zamanda iki tablet almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu tabletihatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan tabletlerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir.Takip eden 7 gün boyunca kondom gibi ek bir bariyer yöntemi kullanılmalıdır. Tablet alımınınunutulduğu günden önceki 7 gün içinde cinsel birleşme olmuşsa gebelik olasılığı göz önünealınmalıdır. Ne kadar çok tablet unutulursa ve bu tabletlerin unutulduğu gün tabletsiz dönemene kadar yakınsa gebelik riski o kadar yüksektir.

2. Hafta: Aynı zamanda iki tablet almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu tabletihatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan tabletlerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir.Eğer ilk unutulan tablete kadar 7 gün boyunca tabletler doğru olarak alınmışsa ek yöntemkullanmaya gerek yoktur. Aksi takdirde ya da kadın birden fazla tablet unutmuşsa sonraki 7gün boyunca ek önlemler alınmalıdır.

3. Hafta: Tabletsiz dönemin yaklaşıyor olması nedeniyle güvenirlikte azalma riski yüksektir.Yine de, tablet alımında ayarlamalar yapılarak kontraseptif korumada azalma önlenebilir. Eğerunutulan tabletten önceki 7 gün boyunca tabletler doğru olarak alındıysa, aşağıdaki ikiseçenekten birinin uygulanmasıyla ek bir kontraseptif yönteme gerek kalmaz aksi takdirde buseçeneklerden ilki seçilip, ayrıca 7 gün boyunca ek önlemler alınması gerekir.

1. Aynı zamanda iki tablet almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu tableti hatırlarhatırlamaz içmelidir. Kalan tabletlerini normal zamanda kullanmaya devam edebilir. Birsonraki kutuya, 7 gün ara vermeden mevcut kutu biter bitmez başlanmalıdır. Kullanıcıdaikinci kutunun sonuna kadar bir çekilme kanaması beklenmez. Ancak tablet alındığıgünlerde lekelenme veya ara kanama görülebilir.

2. Kullanmakta olduğu kutuyu bırakması önerilebilir. 7 günlük (tableti unuttuğu günler dahil)aradan sonra yeni kutuya başlanır.

Tablet almayı unutan kullanıcıda ilk tabletsiz dönemde beklenen çekilme kanaması görülmezse gebelik olasılığı göz önüne alınmalıdır.

Mide-bağırsak bozuklukları durumunda


Şiddetli mide-bağırsak bozukluklarının olması durumunda emilim tam olmayabilir ve ek kontraseptif önlemler alınmalıdır.

Eğer tablet alımını takiben 3-4 saat içinde kusma olursa 'Tablet alımı unutulduğunda' bölümünde unutulan tabletler için verilen öneriler geçerlidir. Eğer kadın normal tablet almaprogramını değiştirmek istemezse, gereken ekstra tabletleri başka bir kutudan almalıdır.

Menstrüasyonun öne alınması ya da ertelenmesi


Menstrüasyonu ertelemek için JERASSİ almaya 7 günlük ara verilmeden devam edilir. Bu uzatma 2. paket bitinceye kadar istenildiği kadar sürdürülebilir. Bu süre içinde, ara kanama ya

da lekelenme meydana gelebilir. Daha sonra olağan 7 günlük aradan sonra, JERASSİ alımına düzenli şekilde devam edilir.

Menstrüasyonu haftanın başka bir gününe kaydırmak için, tabletsiz dönem istenildiği kadar kısaltılabilir. Aralık kısaldıkça, çekilme kanaması meydana gelmeme ve ikinci paketkullanılırken ara kanama ya da lekelenme olması riski (menstrüasyonu ertelemede olduğu gibi)artar.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği

JERASSİ, ciddi böbrek yetmezliğinde ya da akut böbrek yetmezliğinde kullanılmamalıdır. Ayrıca '4.3 Kontrendikasyonlar ve 5.2 Farmakokinetik özellikler' bölümüne bakınız.

Karaciğer yetmezliği

JERASSİ ağır karaciğer hastalığı durumunda kullanılmamalıdır. Ayrıca '4.3 Kontrendikasyonlar ve 5.2 Farmakokinetik özellikler' bölümüne bakınız.

Pediyatrik popülasyon

JERASSİ yalnızca menarştan sonra endikedir. Doz ayarlamasına gerek olduğunu öneren herhangi bir veri bulunmamaktadır.

Geriyatrik popülasyon

Uygulanabilir değildir. JERASSİ menopozdan sonra endike değildir.

4.3 Kontrendikasyonlar

KOK'lar aşağıdaki koşulların varlığında kullanılmamalıdır ve ilk kez KOK kullanımı sırasında bunlardan herhangi biri ortaya çıkacak olursa, tedavi hemen kesilmelidir.

• VTE varlığı veya riski

o Venöz tromboembolizm - mevcut VTE (antikoagülanlar üzerinde) veya öyküsü (örn. derin ven trombozu [DVT] veya pulmoner embolizm [PE])o APC direnci (Faktör V Leiden dahil), antitrombin III eksikliği, protein C eksikliği,protein S eksikliği gibi VTE için bilinen kalıtsal veya kazanılmış yatkınlıko Uzun süreli hareketsizliğe neden olan majör cerrahi müdahale (Bkz. Bölüm 4.4)o Çoklu risk faktörlerinin varlığından kaynaklanan yüksek VTE riski (Bkz. Bölüm4.4)

• Arteriyel tromboembolizm (ATE) varlığı veya riski

o Arteriyel tromboembolizmi - mevcut ATE, ATE öyküsü (örn. miyokard infarktüsü) veya prodromal durum (örn. anjina pektoris)o Serebrovasküler hastalık - mevcut inme, inme veya prodromal durum öyküsü (örn.geçici iskemik atak, TIA)

o Hiperhomosisteinemi ve antifosfolipid antikorlar (antikardiyolipin antikorlar, lupus antikoagülanı) gibi ATE için bilinen kalıtsal veya kazanılmış yatkınlıko Fokal nörolojik semptomlu migren öyküsü.

o Çoklu risk faktörlerinden kaynaklanan yüksek ATE riski (Bkz. Bölüm 4.4) veya aşağıdaki gibi bir ciddi risk faktörü varlığı:

• vasküler semptomlu diabetes mellitus

• şiddetli hipertansiyon

• şiddetli dislipoproteinemi

Karaciğer fonksiyon değerleri normale dönmedikçe, ağır karaciğer hastalığı varlığı veya öyküsü,

Ağır veya akut böbrek yetmezliği,

Karaciğer tümörü varlığı veya öyküsü (iyi veya kötü huylu),

Eğer seks steroidlerinden etkileniyorsa genital organların veya memenin bilinen ya da şüpheli malign hastalıkları,

Tanı konulmamış vajinal kanama,

Bilinen gebelik veya gebelik şüphesi,

Etkin ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.

JERASSİ, ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir, glekaprevir/pibrentasvir veya sofosbuvir/velpatasvir/voxilaprevir içeren tıbbi ürünlerle eş zamanlı kullanım içinkontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5).

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Uyarılar


Aşağıda belirtilen durum veya risk faktörlerinden herhangi biri varsa, JERASSİ'nin uygun olup olmadığı hasta ile tartışılmalıdır.

Bu durumlardan veya risk faktörlerinden herhangi birinin şiddetlenmesi veya ilk defa ortaya çıkması halinde, hastanın JERASSİ kullanımının sonlandırılmasının gerekli olup olmadığınınbelirlenmesi için doktoru ile iletişime geçmesi tavsiye edilmelidir.

Şüpheli veya onaylanmış VTE veya ATE durumunda, KHK kullanımı kesilmelidir. Antikoagülan tedaviye başlandığında, antikoagülan tedavinin (kumarin) teratojenisitesinedeniyle, yeterli alternatif kontrasepsiyon başlatılmalıdır.

B!

5/25

Dolaşım bozukluklarıVTE riski

KHK kullanan kadınlarda VTE riski kullanmayanlara göre artar.

Levonorgestrel, norgestimat veya noretisteron içeren ürünler en düşük VTE riski ile ilişkilendirilmiştir. JERASSİ gibidiğer ürünlerde ise bu riskin iki katına kadar çıkabilir. En düşük VTE riskine sahipolduğu bilinenlerden farklı bir ürünün kullanılması kararı, ancak kadının KHK'lerleilişkili VTE riskini, mevcut risk faktörlerinin bu riski nasıl etkilediğini ve VTE riskininkullanımının ilk yılında en yüksek olduğunu anladığından emin olduktan sonraalınmalıdır. Ayrıca KHK kullanımına 4 hafta veya daha uzun süre ara verildikten sonratekrar başlandığında riskin arttığını gösteren bazı kanıtlar vardır.

KHK kullanmayan ve gebe olmayan kadınlarda, 10.000 kişiden yaklaşık 2'si bir yıllık süre içinde VTE geliştirir. Bununla birlikte, herhangi bir kadında altta yatan risk faktörlerine bağlıolarak söz konusu risk çok daha yüksek olabilir (aşağı bakınız).

Drospirenon içeren KHK kullanan 10.000 kadından 9 ila 12'sinin bir yıl içinde VTE geliştireceği tahmin edilmektedir1; bu oran levonorgestrel içeren KHK kullanan kadınlarda 6civarındadır2.

Düşük dozlu KHK'ler ile bir yıldaki VTE sayısı gebelikte veya postpartum dönemde kadınlarda beklenen sayıdan düşüktür.

VTE, bu vakaların %1-2'sinde ölümcül olabilir.

KHK kuUanuıayalar Levonorgesti'el içeren

(2vaka) kHK (5-7 vaka)

Di'ospü'eııoıı içeren KHK (9-12 vaka) '


^Bu insidanslar, epidemiyolojik çalışma verilerinin toplamından, levonorgestrel içeren KHK'lara kıyasla farklı ürünler için nispi riskler kullanılarak tahmin edilmiştir.

^Kullanmayanlar için yaklaşık 2,3 ila 3,6 aralığına karşı levonorgestrel içeren kombine hormonal konstraseptifler için göreceli riske bağlı olarak yılda 10.000 kadından 5'i ila 7'siaralığının orta noktası

Son derece nadir olarak, KHK kullanıcılarında diğer kan damarlarında (örn. hepatik, mesenter, böbrek veya retinal toplardamarlar ve atardamarlar) tromboz meydana geldiği rapor edilmiştir.

VTE risk faktörleri

Venöz tromboembolik komplikasyon riski KHK kullanıcılarında özellikle çoklu risk faktörleri olduğunda, ilave risk faktörleri olan kadınlarda ciddi ölçüde artabilir (Bkz. Tablo: VTE Riskfaktörleri).

Yüksek venöz tromboz riski oluşturan çoklu risk faktörleri mevcut olan kadında JERASSİ kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Bir kadın birden fazla risk faktörüne sahipse riskartışı tüm faktörlerin ayrı ayrı toplamından fazla olabilir ve bu durumda toplam VTE riskidikkate alınmalıdır. Fayda ve risk dengesinin negatif olduğu düşünülüyorsa KHK reçeteedilmemelidir (Bkz. Bölüm 4.3).


Tablo: VTE Risk faktörleri

Risk faktörü:

Açıklama

Obezite (vücut kitle indeksi 30 kg/m2'nin üstündeyse)

Vücut kitle indeksi yükseldiğinde risk ciddi ölçüde artar.

Diğer risk faktörleri mevcutsa özellikle dikkate alınmalıdır.

Uzun süreli hareketsizlik, majör cerrahi müdahale, bacaklara ve pelvise cerrahimüdahale, nörocerrahi, veya majörtravma

Not: 4 saatten fazla hava yolu seyahati dahil geçici hareketsizlik de özelliklediğer risk faktörleri olan kadınlarda VTEiçin bir risk faktörü olabilir.

Bu durumlarda ilacı kesmek (cerrahi müdahale durumunda en az 4 hafta) ve tamamen iyileştikteniki hafta sonrasına kadar devam etmemek önerilir.İstenmeyen gebeliği önlemek için başka birkontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.

Önceden JERASSİ kesilmemişse, antitrombotik tedavi düşünülmelidir.

Pozitif aile geçmişi (Hiçbir ebeveyn ya da kardeşte erken yaşlarda (örn. 50yaşından genç) VTE görülmemişse.)

Kalıtsal bir eğilimden şüpheleniliyorsa, KHK kullanımından önce mutlaka bir uzmandan tavsiyealınmalıdır.

VTE ile ilişkili diğer tıbbi durumlar

Kanser, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom ve kronik inflamatuar bağırsakhastalıkları (Crohn hastalığı veya ülseratif kolit) veorak hücre hastalığı.

İlerleyen yaş

Özellikle 35 yaş üstü


Variköz venlerin ve yüzeysel tromboflebitin venöz tromboembolideki olası rolü konusunda görüş birliği yoktur.

Gebelikte ve özellikle 6 haftalık puerperium periyodunda tromboemboli riskindeki artış dikkate alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.6).

VTE semptomları (DVT ve PE)

Semptomlar olması halinde, kadınlara acil tıbbi yardım almaları ve sağlık çalışanlarını KHK aldıkları konusunda bilgilendirmeleri tavsiye edilmelidir.

DVT semptomları aşağıdakileri kapsayabilir:

- bacakta/ayakta tek taraflı ya da bacaktaki bir damar boyunca şişme;

- bacakta yalnızca ayakta dururken ya da yürürken hissedilebilen ağrı ya da hassasiyet,

- etkilenen bacakta sıcaklık artışı; bacakta ciltte kırmızılık ya da renk değişmesi.

Pulmoner embolizm (PE) semptomları aşağıdakileri kapsayabilir:

- aniden ortaya çıkan, açıklanamayan nefes darlığı ya da hızlı soluma;

DU belge

Belge Do


- hemoptizi ile ilişkili olabilen ani öksürük;

- keskin göğüs ağrısı;

- şiddetli dengesizlik ya da baş dönmesi;

- hızlı veya düzensiz kalp atışı.

Bu semptomlardan bazıları (örn. “nefes darlığı”, “öksürük”) özgün değildir ve daha yaygın ya da daha az şiddetli olaylar (örn. solunum yolu enfeksiyonları) şeklinde yanlış yorumlanabilir.

Vasküler oklüzyona ilişkin diğer belirtiler; bir ekstremitedeki ani ağrı, şişme ya da mavi tonda hafif renk değişikliği olabilir.

Gözde tıkanma meydana geldiği takdirde, semptomlar ağrısız bulanık görme ile başlayıp görme kaybına kadar ilerleyebilir. Bazen, görme kaybı aniden meydana gelebilir.

ATE riski

Epidemiyolojik çalışmalarda, KHK kullanımı ATE (miyokard enfarktüsü) veya serebrovasküler olay (örn. geçici iskemik atak, inme) riskinde artışla ilişkilendirilmiştir.

ATE ölümcül olabilir.

ATE risk faktörleri

Arteriyel tromboembolik komplikasyon veya serebrovasküler olay riski, risk faktörleri olan KHK kullanıcılarında artar (Bkz. Bölüm Tablo: ATE Risk faktörleri).

Yüksek arteriyel tromboz riskine maruz bırakan ciddi ya da çoklu ATE risk faktörleri mevcut olan kadında JERASSİ kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Bir kadında birden fazlarisk faktörü varsa, riskteki artışın ayrı ayrı faktörlerin toplamından daha yüksek olması olasılığıvardır. Bu durumda VTE toplam riski dikkate alınmalıdır. Fayda ve risk dengesinin negatifolduğu düşünülüyorsa, KHK reçete edilmemelidir (Bkz. Bölüm 4.3).

Tablo: ATE risk faktörleri

Risk faktörü:

Açıklama

İlerleyen yaş

Özellikle 35 yaş üstü

Sigara

Kadınlar KHK kullanıyorsa sigara içmemeleri tavsiye edilmelidir. 35 yaşın üzerindeki sigaraiçmeye devam eden kadınlarda farklı birkontrasepsiyon yönteminin kullanılmasışiddetle tavsiye edilmelidir.

Dolaşım bozuklukları ile ilgili advers etkilerin ortaya çıkma riski özellikle 35 yaş üzeri vesigara içen kadınlarda yüksektir.

Hipertansiyon


Obezite (vücut kitle indeksi 30 kg/m2'nin üstündeyse)

Vücut kitle indeksi arttığında risk ciddi ölçüde artar. Diğer risk faktörleri mevcutsa özellikledikkate alınmalıdır.

Pozitif aile geçmişi (Hiçbir ebeveyn ya da kardeşte erken yaşlarda (örn. 50 yaşındangenç) VTE görülmemişse.)

Kalıtsal bir eğilimden şüpheleniliyorsa, KHK kullanımından önce mutlaka bir uzmandantavsiye alınmalıdır.

Migren

KHK kullanımı sırasında migrenin şiddetinde veya sıklığında bir artış (serebrovasküler olayiçin bir ön belirti olabilir) ilacın hemenkesilmesi için bir neden olabilir.

Advers vasküler olaylarla ilişkili diğer tıbbi durumlar

Diabetes mellitus, hiperhomosisteinemi, kalp kapak hastalığı ve atriyal fibrilasyon,dislipoproteinemi ve sistemik lupuseritematozus.

ATE semptomları

Semptomlar görüldüğünde, en kısa sürede tıbbi yardıma başvurmaları ve KHK kullandıklarım sağlık uzmanına bildirmek konusunda kadınlar bilgilendirilmelidir.

Serebrovasküler bir olaya ilişkin semptomlar şunlardır:

- yüzde, bacak veya kolda, özellikle vücudun bir tarafında ani hissizlik ya da güçsüzlük;

- ani yürümede güçlük, baş dönmesi, denge ya da koordinasyon kaybı;

- ani konfüzyon, konuşma ya da kavramada güçlük;

- bir ya da her iki gözde ani görme güçlüğü; ani yürüme güçlüğü,

- bilinen nedeni olmayan ani, şiddetli veya uzun süren baş ağrısı;

- bilinç kaybı ya da nöbetin eşlik ettiği ya da tek başına bayılma.

Geçici belirtiler olayın geçici iskemik atak olduğunu göstermektedir.

Miyokard enfarktüsü (MI) semptomları şunları kapsayabilir:

- göğüs, kol ya da göğüs kemiği altında ağrı, rahatsızlık, basınç, ağırlık, sıkışma ya dadolgunluk hissi;

- sırt, çene, boğaz, kol ve mideye yayılan rahatsızlık;

- dolgunluk, hazımsızlık ya da sıkıştırma hissi;

- terleme, bulantı, kusma ya da baş dönmesi;

- aşırı güçsüzlük, anksiyete, nefes darlığı;

- hızlı veya düzensiz kalp atışı.

Tümörler


Bazı epidemiyolojik çalışmalarda, uzun süreli KOK kullamcılarma (> 5 yıl) yönelik servikal kanser riskinin artması rapor edilmiştir, ancak bu bulgunun cinsel davranışın ve insan papillomavirüsü (HPV) gibi diğer faktörlerin neden olduğu etkilere ne ölçüde bağlı olduğu halen birtartışma konusudur.

54 epidemiyolojik çalışmaya ait bir meta-analiz, halen KOK kullanan kadınlarda meme kanseri teşhisi konma bağıl riskinin hafifçe arttığını (RR = 1,24) bildirmiştir. Bu yüksek risk, KOKkullanımının sonlandırılmasını izleyen 10 yıllık süre içerisinde aşamalı olarak ortadankalkmaktadır. Meme kanseri 40 yaşın altındaki kadınlarda nadir görüldüğü için, mevcut ve sonzamanlardaki KOK kullanıcılarında meme kanseri teşhisi sayısı, genel meme kanseri riskinegöre düşüktür. Bu çalışmalar sebep sonuç ilişkisine dair kanıt sunmamaktadır. Gözlemlenenrisk artışının nedeninin, KOK kullanıcılarında meme kanserinin erken teşhis edilmesi,KOK'ların biyolojik etkileri veya her ikisinin bir birleşiminin olması mümkündür. KOKkullanmış kadınlarda teşhis edilen meme kanserleri hiç KOK kullanmamış kadınlarda teşhisedilen kanserlerden klinik olarak daha az ilerlemiş olma eğilimi göstermektedir.

KOK kullanıcılarında nadir olarak iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Sınırlı olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara yol açar.KOK kullanan kadınlarda, şiddetli üst batın ağrısı, karaciğerde büyüme ya da batın içi kanamabulguları ortaya çıkması durumunda ayırıcı tanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır.

Daha yüksek dozda uygulanan KOK'ların (50 mikrogram etinilestradiol) kullanımı ile endometriyal ve yumurtalık kanseri riski azalır. Bunun daha düşük dozda uygulanan KOK'lariçin de geçerli olup olmadığı halen teyit edilecektir.

Diğer durumlar


JERASSİ'deki progestin bileşeni, potasyum koruyucu özellikleri olan bir aldosteron antagonistidir. Çoğu durumda, potasyum düzeylerinde artış beklenmez. Bununla birlikte, klinikbir çalışmada, hafif veya orta şiddette böbrek yetmezliği olan ve eş zamanlı olarak potasyumkoruyucu tıbbi ürünleri kullanan bazı hastalarda, serum potasyum düzeyleri drospirenon alımısırasında anlamlı olmayan hafif bir artış göstermiştir. Bu nedenle, böbrek yetmezliği nedeni ilebaşvuran hastalarda ilk tedavi döngüsü sırasında serum potasyumunun; üst referans aralığındave özellikle de potasyum koruyucu tıbbi ürünlerin eşzamanlı kullanımı sırasında bir ön tedaviserum potasyumunun kontrol edilmesi önerilir. Ayrıca Bkz. Bölüm 4.5.

Hipertrigliseridemisi olan ya da bu şekilde bir aile öyküsüne sahip bulunan kadınlarda, KOK kullanımıyla pankreatit gelişimi riskinde artış ortaya çıkabilir.

KOK alan kadınların çoğunda kan basıncında hafif artış görüldüğü bildirilmesine rağmen, klinik olarak anlamlı artış enderdir. Bununla beraber, KOK kullanımı sırasında ortaya çıkanklinik olarak belirgin bir hipertansiyfiniegel^işijffiindeaızhekimin KOK kullanımını kesmesi ve

Belge Do


hipertansiyon tedavisine başlaması gerekir. Antihipertansif tedavi sırasında normal tansiyon değerlerinin elde edilmesi durumunda, KOK kullanımı tekrar gözden geçirilebilir.

Aşağıdaki koşulların hem gebelikte hem de KOK kullanımı ile meydana geldiği veya kötüleştiği bildirilmiştir, ancak KOK kullanımı ile ilişkisi kesinlik kazanmamıştır: Kolestazabağlı sarılık ve/veya kaşıntı; safra taşı oluşumu; porfiri; sistemik lupus eritematozus; hemolitiküremik sendrom; Sydenham koresi; herpes gestationis; otoskleroza bağlı duyma kaybı.

Kalıtsal anjiyoödemi olan kadınlarda, ekzojen östrojen anjiyoödem semptomlarını uyarabilir ya da şiddetlendirebilir.

Karaciğer fonksiyonlarında görülen akut ve kronik değişiklikler, KOK kullanımının fonksiyon testi değerleri normale dönene dek kesilmesini gerektirebilmektedir. Gebelik sırasında ilk kezortaya çıkan ya da daha önce seks steroidlerinin kullanıldığı sırada görülmüş olan kolestatiksarılığın nüks etmesi KOK kullanımının kesilmesi gerekliliğini göstermektedir.

KOK'lar periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabiliyorsa da, düşük dozlu (<0,05 mg etinilestradiol içeren) kombine oral kontraseptif kullanan bir diyabetik hastadatedavi rejiminde değişiklikler yapma gerekliliğini gösteren bir kanıt yoktur. Ancak, KOKkullanan diyabetik kadınlar özellikle ilk başta dikkatle gözlenmelidir.

Crohn hastalığı, ülseratif kolit ve epilepsinin kötüleşmesi KOK kullanımı ile ilişkilendirilmiştir.

Depresif ruh hali ve depresyon, hormonal kontraseptif kullanımının iyi bilinen istenmeyen etkileridir (Bkz. Bölüm 4.8).

Depresyon ciddi olabilir ve bu durum intihar davranışı ve intihar için iyi bilinen bir risk faktörüdür. Kadınların, duygudurum değişiklikleri ve tedaviye başladıktan kısa bir süre sonrada dahil olmak üzere depresif belirtiler görülmesi durumunda doktorlarına başvurmalarıönerilir.

Kloazma, özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda bazen gelişebilir. Kloazmaya eğilimi olan kadınlar KOK kullandıkları sürece güneşe veya ultraviyole ışınlarına maruzkalmaktan kaçınmalıdırlar.

Tıbbi muayene / konsültasyon


Hastanın oral kontraseptif kullanmaya başlamadan önce ve sonrasında düzenli aralıklarla tıbbi öyküsü (aile öyküsünü de içerecek şekilde) değerlendirilmelidir ve gebelik ekarte edilmelidir.Kan basıncı ölçülmeli ve fiziksel muayene kontrendikasyonlar (Bkz. Bölüm 4.3) ile uyarılar(Bkz. Bölüm 4.4) doğrultusunda gerçekleştirilmelidir. VTE ve ATE semptomları, bilinen riskfaktörleri ve şüpheli tromboz durumunda ne yapılacağı, JERASSİ'nin diğer KHK'lara kıyasla

riski de dahil olmak üzere venöz ve arteriyel tromboz bilgilerine kadının dikkatini çekmek önemlidir.

Ayrıca kadın, kullanma talimatını dikkatle okuması ve yapılan tavsiyelere uyması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Bu değerlendirmelerin içeriği ve sıklığı ilgili kılavuzlardoğrultusunda olmalı ve kadına özgü şekilde uyarlanmalıdır.

Oral kontraseptiflerin HIV enfeksiyonu (AIDS) ve diğer cinsel yolla geçen hastalıklara karşı koruyucu olmadığı bilgisi kullanıcılara verilmelidir.

Azalmış etkinlik


KOK'ların etkinliği tablet alımı unutulduğunda (Bkz. Bölüm 4.2), mide-bağırsak bozuklukları olması halinde (Bkz. Bölüm 4.2), ya da eş zamanlı ilaç tedavilerinde (Bkz. Bölüm 4.5)azalabilir.

Azalmış siklus kontrolü


Tüm KOK'larda özellikle kullanımın ilk aylarında düzensiz kanamalar (lekelenme veya kırılma kanaması) gelişebilir. Bu nedenle herhangi bir düzensiz kanamanın değerlendirilmesi yaklaşık3 siklusluk bir adaptasyon süresinden sonra anlamlıdır.

Eğer kanama düzensizliği devam eder veya kanamalar düzenliyken ortaya çıkarsa non-hormonal etkenler göz önüne alınmalı ve malignite veya gebeliğin ekarte edilmesi için kürtajın da dahil olabileceği uygun tanısal girişimlerde bulunulmalıdır.

Bazı kadınlarda tablet alınmayan dönemde çekilme kanaması oluşmayabilir. Eğer KOK, “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli” bölümünde belirtilen şekilde kullanıldıysa kadının gebe olmasıbeklenmemektedir. Ancak KOK, ilk gerçekleşmeyen çekilme kanamasından önce kullanımkurallarına uygun kullanılmadıysa ya da çekilme kanaması iki kez gerçekleşmediyse KOKkullanımına devam etmeden önce gebelik ekarte edilmelidir.

Laktoz:


JERASSİ tablet başına 48,17 mg laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen) içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz galaktozmalabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmaması gerekir.

4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Not: Olası etkileşimlerin tanımlanması için eşzamanlı ilaçların reçeteleme bilgilerine bakılmalıdır.

Diğer tıbbi ürünlerin JERASSİ ile etkileşimleri


Mikrozomal enzimleri indükleyen ilaçlar ile arasındaki etkileşimler seks hormonu klirensinde artışa neden olabilir, bu durum da ara kanamaya ve/veya kontraseptif başarısızlığa yolaçabilirler.

Birkaç günlük tedavinin ardından enzim indüksiyonu gözlemlenebilir. En fazla enzim indüksiyonu genellikle birkaç hafta içinde görülür. Enzim indüksiyonu, ilaç tedavisininkesilmesinin ardından 4 hafta kadar sürebilir.

Kısa Süreli Tedavi


Enzim indükleyen ilaçlarla tedavi edilmekte olan kadınlar, KOK'a ek olarak geçici bir süre bariyer yöntemi ya da başka bir kontrasepsiyon yöntemi kullanmalıdırlar. Eşzamanlı ilaç tedavisüresinin tamamı boyunca ve tedavinin kesilmesinden sonraki 28 gün boyunca bariyer yöntemikullanmalıdırlar. Eğer ilaç tedavisi KOK kutusundaki tabletlerin bitiminden sonra devamediyorsa, bir sonraki KOK kutusuna ara vermeden devam edilmelidir.

Uzun Süreli Tedavi


Karaciğer enzimini indükleyici etkin maddeler ile uzun süreli tedavi gören kadınlarda, başka bir güvenilir, hormonal olmayan kontrasepsiyon yöntemi önerilmektedir.

Literatürde aşağıdaki etkileşimler bildirilmiştir.

KOK klirensini artıran maddeler (enzimlerin uyarılmasıyla KOK etkililiğinin azalması),

örn. Barbituratlar, bosentan, karbamazepin, fenitoin, primidon, rifampisin ve HIV ilaçları ritonavir,nevirapin ve efavirenz ve muhtemelen felbamat, griseofulvin, okskarbazepin, topiramat vebitkisel ilaç sarı kantaron (hypericum perforatum) içeren ürünler.

KOK klirensi üzerine değişken etkilere sahip maddeler; örn;


KOK ile birlikte uygulandığında birçok HIV/HCV proteaz inhibitörü ve nükleozid olmayan ters transkriptaz inhibitörleri plazma östrojen veya progesteron konsantrasyonlarınıazaltabilmekte ya da artırabilmektedir. Bu değişiklikler bazı olgularda klinik açıdan anlamlıolabilir.

Bu nedenle, olası etkileşimleri ve ilgili önerileri tanımlamak için eşlik eden HIV / HCV ilaçlarının reçeteleme bilgilerine başvurulmalıdır. Herhangi bir şüphe durumunda, proteazinhibitörü veya nükleosit olmayan ters transkriptaz inhibitörü tedavisi konusunda kadınlartarafından ek bir bariyer kontraseptif metodu kullanılmalıdır.

KOK klirensini azaltan maddeler (enzim inhibitörleri):


Enzim inhibitörleriyle potansiyel etkileşimlerin klinik önemi bilinmemektedir.

Azol antifungaller (örn. itrakonazol, vorikonazol, flukonazol), verapamil, makrolidler (örn. klaritromisin, eritromisin), diltiazem ve greyfurt suyu gibi güçlü ve orta düzeyde CYP3A4inhibitörleri östrojen veya progesteron veya her ikisinin de plazma konsantrasyonunu artırabilir.

Drospirenon (3 mg/gün)/etinilestradiol (0,02 mg/gün) kombinasyonunun güçlü CYP3A4 inhibitörü ketakonazol ile 10 gün boyunca birlikte alımında drospirenonun ve etinilestradiolünEAA'sı (0-24 saat) sırasıyla 2,7 (90%CI: 2,44; 2,95) ve 1,40 kat (90%CI: 1,31, 1,49) artmıştır.

60-120 mg/gün etorikoksib dozlarının 0,035 mg etinilestradiol içeren KHK ile eş zamanlı olarak alındığı takdirde etinilestradiolün plazma konsantrasyonlarını sırasıyla 1,4-1,6 katarttırdığı görülmüştür.

KOK'ların diğer tıbbi ürünler üzerine etkisi:


Oral kontraseptifler KOK'lar diğer bazı ilaçların metabolizmasını etkileyebilir. Buna bağlı olarak plazma ve doku konsantrasyonları artabilir (örn. siklosporin) ya da azalabilir (örn.lamotrigin).

İn vitro

olarak, drospirenon P450 sitokrom enzimleri CYP1A1, CYP2C9, CYP2C19 ve CYP3A4'ü zayıf ila orta düzeyde inhibe edebilir.

Omeprazol simvastatin veya midazolam kullanan gönüllü kadınlarda yürütülen

in vivo

etkileşim çalışmasında elde edilen sonuçlara göre drospirenonun 3 mg'lık dozlarda diğerilaçların sitokrom P450 enzim aracılı metabolizmalarıyla klinik açıdan anlamlı bir etkileşimsergileme olasılığı bulunmamaktadır.

1^ vitro

etinilestradiol hem CYP2C19, CYP1A1 ve CYP1A2'nin geri döndürülebilir inhibitörü, hem de CYP3A4/5, CYP2C8 ve CYP2J2'nin mekanizma temelli inhibitörüdür. Klinikçalışmalarda etinilestradiol içeren hormonal kontraseptifin uygulanması CYP3A4substratlarının (örn. midazolam) plazma konsantrasyonlarında herhangi bir artışa yol açmaz yada sadece zayıf bir artışa yol açarken, CYP1A2 substratlarının plazma konsantrasyonları hafif(örn. teofilin) veya orta düzeyde (örn. melatonin ve tizanidin) artabilmektedir.

Farmakodinamik etkileşimler


Hepatit C virüsü enfeksiyonları (HCV) için tedavi gören hastalarda, ribavirinli veya ribavirinsiz, ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir içeren tıbbi ürünlerle yapılan klinikçalışmalar sırasında, normalin üst sınırının (ULN) 5 katından fazla transaminaz (ALT)yükselmeleri, kombine hormonal kontraseptifler (KHK'lar) gibi etinilestradiol içeren ilaçlarkullanan kadınlarda önemli ölçüde daha sık meydana gelmiştir. Ek olarak,glekaprevir/pibrentasvir veya sofosbuvir/velpatasvir/voxilaprevir ile tedavi edilen hastalardada, KHK gibi etinilestradiol içeren ilaçlar kullanan kadınlarda ALT yükselmeleri gözlenmiştir(Bkz. Bölüm 4.3).

Bu nedenle, JERASSİ kullanıcıları, bu kombinasyon ilaç rejimleriyle tedaviye başlamadan önce alternatif bir kontrasepsiyon yöntemine (örn. sadece progestojenle kontrasepsiyon veya

hormonal olmayan yöntemler) geçmelidir. JERASSİ, bu kombinasyon ilaç rejimleri ile tedaviyi tamamladıktan 2 hafta sonra yeniden başlatılabilir.

Böbrek yetmezliği olmayan hastalarda, drospirenon ve ACE inhibitörleri veya NSAİ ilaçlar ile birlikte kullanımı, serum potasyum üzerinde önemli bir etki göstermemiştir. Bununla birlikte,JERASSİ'nin aldosteron antagonistleri veya potasyum koruyucu diüretiklerle birlikte kullanımıhenüz çalışılmamıştır. Bu durumda, serum potasyum ilk tedavi döngüsü boyunca testedilmelidir. Ayrıca Bkz. Bölüm 4.4.

Diğer etkileşmelerLaboratuvar testleri

Kontraseptif steroidlerin kullanılması karaciğer, tiroid, adrenal ve böbrek fonksiyonunun biyokimyasal parametreleri, (taşıyıcı) proteinlerin plazma düzeyleri, örn. kortikosteroidbağlayıcı globulin ve lipid/lipoprotein fraksiyonları, karbonhidrat metabolizması ve pıhtılaşmave fibrinoliz parametreleri dahil olmak üzere bazı laboratuvar testlerinin sonuçlarınıetkileyebilir. Değişiklikler genellikle normal laboratuvar aralığında kalır. Drospirenon hafifderecedeki antimineralokortikoid etkinliğine bağlı olarak, plazma renin etkinliğinde ve plazmaaldosteronunda bir artışa neden olur.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği

JERASSİ, ciddi böbrek yetmezliğinde ya da akut böbrek yetmezliğinde kullanılmamalıdır. Ayrıca '4.3 Kontrendikasyonlar ve 5.2 Farmakokinetik özellikler' bölümüne bakınız.

Karaciğer yetmezliği

Ayrıca '4.3

JERASSİ ağır karaciğer hastalığı durumunda kullanılmamalıdır. Kontrendikasyonlar ve 5.2 Farmakokinetik özellikler' bölümüne bakınız.

Pediyatrik popülasyon

JERASSİ yalnızca menarştan sonra endikedir. Doz ayarlamasına gerek olduğunu öneren herhangi bir veri bulunmamaktadır.

Geriyatrik popülasyon

Uygulanabilir değildir. JERASSİ menopozdan sonra endike değildir.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye:

Gebelik kategorisi: X


Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

JERASSİ bir oral kontraseptiftir ve gebelik önleyici etkisi bulunmaktadır.

Gebelik dönemi:

JERASSİ gebelik döneminde kontrendikedir.

JERASSİ kullanımı sırasında gebelik meydana gelmesi durumunda kullanım durdurulmalıdır. Ancak, yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce KOK kullanmış olan kadınlarınçocuklarında doğumsal kusur riskinde herhangi bir artışı ne de erken gebeliği süresinceyanlışlıkla KOK kullanıldığında oluşan bir teratojenik etkiyi göstermemiştir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve emzirme döneminde istenmeyen etkiler olduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3). Bu hayvan verilerine dayanarak, aktif bileşiklerinhormonal etkisine bağlı istenmeyen etkiler göz ardı edilemez. Bununla birlikte, gebeliksırasında KOK'larla genel deneyim, insanlarda fiili bir istenmeyen etkiye yönelik kanıt ortayakoymamıştır.

JERASSİ'nin gebelikte kullanımına ilişkin veriler, JERASSİ'nin gebelik, fetüs ya da yenidoğanın sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında sonuçlara varılmasına izinveremeyecek kadar kısıtlıdır. Konu hakkında epidemiyolojik veri henüz mevcut değildir.

JERASSİ kullanımına yeniden başlarken postpartum dönem sırasında artan VTE riski dikkate alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2).

Laktasyon dönemi:

KOK'ların kullanımı süt miktarında azalmaya ve sütün bileşiminde değişikliğe yol açabileceğinden dolayı laktasyon etkilenebilir. Bu yüzden emziren anne bebeğini süttenkesinceye kadar KOK kullanımı genellikle önerilmemelidir. Kontraseptif steroidler vemetabolitleri küçük miktarlarda süte geçebilir. Bu miktar bebeği etkileyebilir.

Üreme yeteneği/Fertilite:

JERASSİ, bir oral kontraseptiftir. Kullanıldığı sürece fertiliteyi engeller.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanma becerileri üzerinde etkisi ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. KOK kullanımının araç ve makine kullanma becerileri üzerinde herhangi bir etkisigözlenmemiştir.

4.8 İstenmeyen etkiler

Güvenlilik profilinin özeti

JERASSİ ile en sık bildirilen advers reaksiyonlar bulantı ve meme ağrısıdır. Kullanıcıların %6'sından fazlasında görülür.

Ciddi advers reaksiyonlar ATE ve VTE'dir.

Advers reaksiyonların listesi

Drospirenon+etinilestradiol ile yapılmış klinik çalışmalarda (n=4897) bildirilen advers ilaç reaksiyonlarının sıklığı aşağıda özetlenmiştir. Her bir frekans grup içinde, advers ilaçreaksiyonları azalan ciddiyete göre sunulmuştur. Advers reaksiyonlar, aşağıda sistem-organsınıfı (MedDRA) ve sıklık derecesine göre listelenmektedir. Sıklık dereceleri şu şekildetanımlanmaktadır; çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100, <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000,<1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor). Sadece pazarlama sonrası gözlem sırasında tanımlanan ve sıklığıtahmin edilemeyen ilave advers ilaç reaksiyonları “bilinmiyor” şeklinde listelenmiştir.

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Seyrek: Aşırı duyarlılık, astım

Psikiyatrik hastalıkları

Yaygın: Duygu durum değişikliği, depresyon/depresif duygu durumu Yaygın olmayan: Libidoda artış, libidoda azalma

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş ağrısı

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Seyrek: Hipoakuzi

Vasküler hastalıklar

Yaygın: Migren

Yaygın olmayan: Hipotansiyon, hipertansiyon

Seyrek: Venöz tromboembolizm (VTE), arteriyel tromboembolizm (ATE)

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın: Bulantı

Yaygın olmayan: Kusma, ishal

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın olmayan: Akne, egzama, kaşıntı, saç dökülmesi Seyrek: Eritema multiforme, eritema nodozum

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Yaygın: Menstrüel bozukluklar, meme ağrısı, ara kanama, lekelenme, göğüslerde hassasiyet, vajinal deşarj, vulvovajinal kandidiyazis

Yaygın olmayan: Meme büyümesi, vajinal enfeksiyon Seyrek: Memede akıntı

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın olmayan: Sıvı tutulumu, kiloda artış, kiloda azalma

Seçilmiş advers reaksiyonların tanımlanması

KHK kullanan kadınlarda 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri bölümünde daha ayrıntılı olarak ele alınmış miyokard infarktüsü, inme, geçici iskemik ataklar, venöz tromboz vepulmoner emboli dahil olmak üzere arteriyel ve venöz trombotik ve tromboembolik olaylardaartış riski gözlemlenmiştir.

KOK'lar grubu ile ilgili olduğu düşünülen, sıklığı çok düşük olan ya da geç semptom başlangıcı olan advers reaksiyonlar aşağıda listelenmiştir (“4.3 Kontrendikasyonlar”, “4.4 Özel KullanımUyarıları ve Önlemleri” bölümlerine de bakınız.).

Bölüm 4.4 Özel tartışma ve kullanım önlemleri bölümünde tartışılan KOK kullanan kadınlarda aşağıdaki ciddi advers olaylar bildirilmiştir:

- Venöz tromboembolik bozukluklar

- Arteriyel tromboembolik bozukluklar

- Hipertansiyon

- Karaciğer tümörleri

- KOK kullanımı ile ilişkinin kesin olmadığı durumların oluşması veya bozulması:Crohn hastalığı, ülseratif kolit, epilepsi, rahim miyomu, porfiri, sistemik lupuseritematozus, herpes gestasyon, Sydenham koresi, hemolitik üremik sendrom, kolestazabağlı sarılık

- Kloazma

- Karaciğer fonksiyonunun akut veya kronik bozuklukları, karaciğer fonksiyonununbelirteçleri normale dönene kadar KOK kullanımının kesilmesini gerektirebilir.

- Kalıtsal anjiyoödemi olan kadınlarda, eksojen östrojenler anjiyoödem semptomlarınıuyarabilir ya da şiddetlendirebilir.

Meme kanseri tanısının sıklığı KOK kullananlar arasında hafifçe artmıştır. 40 yaşın altındaki kadınlarda meme kanseri seyrek olduğundan, meme kanserinin total riski ile ilgili ek sayıdüşüktür. KOK kullanımının nedensellik ilişkisi bilinmemektedir. Daha fazla bilgi için Bkz.Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4.

Etkileşimler


Ara kanamalar ve/veya kontraseptif başarısızlık oral kontraseptiflerin diğer ilaçlarla (enzim indükleyiciler) etkileşiminin sonucu olabilir (Bkz. Bölüm 4.5).

J ^^öuT^erge, güvenli ei^fromK imza ile imzalanmıştır

Belge Do


Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

JERASSİ'nin doz aşımı ile ilgili klinik deneyim yoktur. KOK'ların kullanımı sonucu elde edilen deneyimlere göre KOK kullanımında görülebilecek belirtiler, bulantı, kusma ve çekilmekanamasıdır. Çekilme kanaması, ilacı yanlışlıkla almaları halinde kız çocuklarında menarştanönce bile görülebilir. Antidotu yoktur ve tedavisi semptomatik olmalıdır.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Progestojenler ve östrojenler, sabit doz kombinasyonlar ATC kodu: G03AA12

KOK'ların kontraseptif etkisi ovulasyon inhibisyonu ve servikal salgıdaki değişiklikler gibi birçok faktörün etkileşmesi ile ortaya çıkar.

Pazarlama Sonrası Güvenlilik Çalışmaları (PASS) VTE tanı sıklığının düşük östrojen dozunda (<50 mikrogram etinilestradiol) KOK kullanıcıları için her 10.000 kadında, yılda 7-10 arasındadeğiştiğini göstermiştir. En son veriler, VTE tanısı sıklığının, gebe olmayan KOK kullanmayankullanıcılarda her 10.000 kadın için yılda yaklaşık 4 olduğunu ve 10.000 gebe veya doğumsonrası kadında 20 ila 30 arasında değiştiğini göstermektedir.

KOK kullanımı ile ilişkili VTE riski östrojen bileşeninden kaynaklanır. KOK'ların progesteron bileşeni tarafından VTE riski üzerine etkisi halen tartışılmaktadır. VTE riski açısındanetinilestradiol/drospirenon içeren KOK'ların levonorgestrel içeren KOK'larla kıyaslandığıepidemiyolojik çalışmalarda VTE riskinin artmadığı veya 3 kata kadar arttığını gösteren farklısonuçlar bildirilmiştir. Çalışmaların çoğunda etinilestradiol/drospirenon incelenmiştir.

Özellikle etinilestradiol/drospirenon 0,03 mg/3 mg için iki onay sonrası taahhüt çalışması tamamlanmıştır. Bir prospektif aktif izlem çalışmasında, etinilestradiol/drospirenon kullananVTE için diğer risk faktörleri olan veya olmayan kadınlarda VTE insidansı, levonorgestreliçeren KOK ve diğer KOK (diğer KOK markalarının) kullanıcıları ile aynı aralıktabulunmuştur. Diğer, etinilestradiol/drospirenon kullanıcılarını diğer KOK kullanıcılarıylakarşılaştıran prospektif, kontrollü bir veri tabanı çalışması da tüm kohortlarda benzer bir VTEinsidansını doğrulamıştır.

Gebeliğe karşı koruma dışında, bazı olumsuz yönleri olmakla beraber (Bkz. Bölüm 4.4., Bölüm 4.8) doğum kontrol yöntemine karar vermede yararlı olacak birçok olumlu yönü de vardır.Sikluslar daha düzenli, kanamalar sıklıkla daha az ağrılı ve hafiftir. Kanamaların hafifliği,demir yetmezliği oluşmasında azalmaya yol açar.

Drospirenon, kontrasepsiyon dışında bazı yararlar sağlar. Antimineralokortikoid özelliği sayesinde, sıvı tutulması nedeniyle ortaya çıkan kilo artışı ve diğer belirtileri engeller.Östrojenin yol açtığı sodyum tutulmasını önleyerek, iyi bir toleransa ve premenstrüel sendromüzerinde olumlu etkilere yol açar. Drospirenon, etinilestradiol ile birlikte HDL'de artışa yolaçarak lipid profilini olumlu etkiler. Antiandrojenik etkisi sayesinde deri üzerinde olumluetkilere ve akne lezyonlarında ve deri yağlanmasında azalmaya yol açar. Ek olarak, drospirenonetinilestradiole bağlı seks hormonu bağlayıcı globulin (SHBG) artışını, dolayısıyla endojenandrojenlerin bağlanması ve inaktive edilmesini engellemez.

Drospirenonun androjenik, östrojenik, glukokortikoid ve antiglukokortikoid etkinliği yoktur. Bu durum antimineralokortikoid ve antiandrojenik özellikleri ile, drospirenonun biyokimyasalve farmakolojik profilinin doğal progesterona çok benzemesini sağlar. Bunların dışında,endometriyum ile yumurtalık kanserlerinde azalma gösterilmiştir. Ayrıca, daha yüksek dozluKOK'ların (0,05 mg etinilestradiol) memenin fibrokistik tümörlerinde, yumurtalık kistlerinde,pelvik inflamatuvar hastalık ve ektopik gebelik sıklıklarında azalma sağladığı gösterilmiştir.Düşük doz KOK'larda da bu özelliğin geçerliliği henüz tam olarak saptanmamıştır.

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler

Drospirenon

Emilim

:

Ağızdan alınan drospirenon hızla ve hemen hemen tamamen emilir. Tek alımını takiben yaklaşık 1-2 saat sonra yaklaşık 38 ng/mL olan en yüksek etkin madde düzeyine ulaşılmıştır.Biyoyararlılığı yaklaşık %76-85'dir. Gıdalarla birlikte alımı, biyoyararlanımı etkilemez.

Dağılım:


Oral uygulamadan sonra, serum drospirenon düzeyleri 31 saatlik terminal yarılanma ömrü ile azalır. Drospirenon serum albuminine bağlanır. SHBG'e (seks hormonu bağlayıcı globulin) yada CBG'ye (kortikoid bağlayıcı globulin) bağlanmaz. %95-97'si non-spesifik olarak albuminebağlanırken, toplam serum konsantrasyonun yalnızca %3-5'i bağlanmamış halde bulunur.Etinilestradiole bağlı SHBG yükselmesi drospirenonun serumda proteine bağlanmasınıetkilemez. Drospirenonun dağılım hacmi yaklaşık 3,7±1,2 L/kg'dır.

Biyotransformasyon:


Drospirenon tam olarak metabolizasyona uğrar. Plazmada bulunan ana metabolitleri drospirenonun lakton halkasının açılmasıyla oluşturulan asit formu ve indirgenmenin ve bunu

takiben sülfatasyonun oluşturduğu 4,5-dihidro-drospirenon-3-sülfattır. Drospirenon, aynı zamanda CYP3A4 tarafından katalize edilen oksidatif metabolizmaya tabidir. Plazmadanklirens hızı yaklaşık 1,2-1,5 mL/dak/kg'dır.

İn vitro

olarak, drospirenon P450 sitokrom enzimleri CYP1A1, CYP2C9, CYP2C19 ve CYP3A4'ü zayıf ila orta düzeyde inhibe edebilir.

Eliminasyon:


Drospirenon'un serum düzeyleri iki evrede azalır. Terminal dispozisyon evresi yaklaşık 31 saatlik yarılanma ömrü ile karakterizedir. Drospirenon değişmemiş olarak atılmaz.Metabolitleri halinde böbrek ve safradan 1,4/1,2 oranıyla atılır. Böbrek ve safraylametabolitlerinin atılım yarılanma ömrü yaklaşık 1,7 gündür.

Doğrusallık / doğrusal olmayan durum:


Drospirenon farmakokinetiği, SHBG düzeylerinden etkilenmez. Günlük uygulamayı takiben, serum düzeyi, 2-3 kat artarak, tedavi siklusunun ikinci yarısı boyunca, sabit serum düzeyineulaşır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek bozukluğunun etkisi:

Hafif düzeyde böbrek bozukluğu (kreatinin klirensi 50-80 mL/dak) olan kadınlar ile böbrek fonksiyonları normal olan (kreatinin klirensi>80 mL/dak) kadınların kararlı durum serumdrospirenon düzeyleri karşılaştırılabilir sonuçlar vermiştir. Orta derecede böbrek bozukluğu(kreatinin klirensi 30-50 mL/dak) olan kadınların serum drospirenon düzeyleri böbrekfonksiyonu normal olan kadınlar ile karşılaştırıldığında %37 daha yüksek bulunmuştur.Drospirenon tedavisi tüm gruplar tarafından iyi tolere edilmiştir. Drospirenon tedavisi serumpotasyum konsantrasyonu üzerine klinik olarak anlamlı bir etki göstermemiştir.

Karaciğer bozukluğunun etkisi:

Orta derecede hepatik fonksiyon bozukluğu olan kadınlarda (Child-Pugh B) ve hepatik fonksiyonu normal olan kadınlarda ortalama serum drospirenon konsantrasyon-zaman profilleriemilim/dağılım fazları süresince benzer Cmaks değerleri elde edilerek karşılaştırılabilirbulunmuştur. Orta derecede hepatik bozukluğu olan gönüllülerde drospirenonun ortalamaterminal yarılanma ömrü, normal hepatik fonksiyona sahip gönüllülere kıyasla 1,8 kat dahayüksektir.

Görünen oral klirens (CL/f) orta derecede hepatik bozukluğu olan gönüllülerde normal hepatik fonksiyona sahip gönüllüler ile karşılaştırıldığında %50 azalmıştır. Normal hepatik fonksiyonasahip gönüllülerle karşılaştırıldığında orta derecede hepatik bozukluğu olan gönüllülerdegözlenen drospirenon klirensindeki azalma her iki grupta serum potasyumkonsantrasyonlarında belirgin bir farklılık yaratmamıştır. Diyabet varlığı ve spironolakton

tedavisi (hastanın hiperkalemi eğilimini artıran iki durum) de serum potasyum düzeylerini normal sınırın üzerine çıkarmamıştır. Sonuç olarak drospirenonun hafif ve orta derecedekaraciğer bozukluğu olan hastalarda (Child-Pugh B) iyi tolere edildiği söylenebilir.

Etnik gruplar

Etnik faktörlerin drospirenon ve etinilestradiolün farmakokinetikleri üzerine etkileri genç, sağlıklı beyaz ve Japon kadınlarda tek ve yinelenen günlük oral uygulama sonrasıaraştırılmıştır. Sonuçlar, Japon ve beyaz kadınlar arasındaki etnik farklılıkların drospirenon veetinilestradiolün farmakokinetikleri üzerine klinik olarak anlamlı etkisi olmadığını göstermiştir.

Etinilestradiol

Emilim:


Ağızdan alınan etinilestradiol hızla ve tamamen emilir. En yüksek plazma düzeyleri olan 54100 pg/mL'ye 1-2 saat sonra ulaşılır. Emilim ve karaciğerden ilk geçiş esnasında etinilestradiol yoğun bir metabolizasyona uğrar ve yaklaşık % 20-65 gibi kayda değer bir ferdi değişkenlikleyaklaşık %45 ortalama oral biyoyararlılık ile sonuçlanır. Etinilestradiolle eş zamanlı gıda alımı,deneklerin %25'inde biyoyararlılıkta azalmaya yol açarken, diğerlerinde herhangi bir değişiklikgörülmemiştir.

Dağılım:


Etinilestradiol serum albuminine yüksek oranda fakat non-spesifik olarak (yaklaşık %98) bağlanır ve karaciğerde CBG ve SHBG sentezini artırır. Dağılım hacmi yaklaşık 2,8-8,6 L/kgolarak bildirilmiştir.

Biyotransformasyon:


Etinilestradiol önemli bağırsak ve hepatik ilk geçiş metabolizmasına tabidir esas olarak aromatik hidroksilasyon ile metabolize olur. Etinilestradiol ve oksidatif metabolitler öncelikle,glukronid veya sülfat ile konjuge olurlar. Metabolik klirens hızı 2,3-7 mL/dk/kg'dır.

Eliminasyon:


Etinilestradiol serum düzeyleri, yarı ömürleri sırasıyla 1 ve 10-20 saat olan, 2 dispozisyon evresinde azalır. Etinilestradiol değişmemiş olarak atılmaz. Metabolitler halinde böbrek vesafradan 4:6 oranında atılır. Metabolitlerin atılımının yarı ömrü yaklaşık 1 gündür.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


tek dozla

Bu düzeye tedavi siklusunun ikinci yarısında, serum ilaç düzeyleri, karşılaştırıldığında, %40-110 oranında daha yüksek olduğunda ulaşılır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Laboratuvar hayvanlarında, drospirenon ve etinilestradiolün etkileri bilinen farmakolojik etkiyle ilişkili olanlarla sınırlıÖidlik^üreffiSatfiksişitesi çalışmaları türe özgü olarak


değerlendirilen hayvanlarda embriyotoksik ve fetotoksik etkiler olduğunu ortaya çıkarmıştır. Drospirenon+etinilestradiol kullamcılarmdaki maruziyetin aşılmasıyla sıçan fetuslarında cinselfarklılaşma üzerinde etkiler geliştiği, maymunlarda bunun olmadığı gözlenmiştir.

Çevresel risk değerlendirme çalışmaları, etinilestradiol ve drospirenonun sucul ortam için risk teşkil etme potansiyeli olduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 6.6).

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilen)

Mısır nişastası Prejelatinize nişastaPovidon K 25Magnezyum stearat

Film Kaplama:


Hidroksipropilmetil selüloz (E464)

Makrogol (E1521)

Talk (E553b)

Titanyum dioksit (E171)

Sarı demir oksit (E172)

6.2 Geçimsizlikler

Herhangi bir geçimsizlik yoktur.

6.3 Raf ömrü

24 ay.

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

25oC altında oda sıcaklığında saklayınız.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

Alüminyum folyo - şeffaf PVC/PE/PVDC blister ambalajda 21 adet film kaplı tablet.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Bu tıbbi ürün çevre için risk oluşturabilir (Bkz. Bölüm 5.3). Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının KontrolüYönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHIBI

Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156 Sancaktepe / İSTANBULTel: (0216) 398 10 63Faks: (0216) 419 27 80

8. RUHSAT NUMARASI

2023/307

9. İLK RUHSAT TARIHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 12.08.2023 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ



İlaç Bilgileri

Jerassi 3 Mg/30 Mcg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Drospirenon, Etinil Estradiol

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.