KISA URUN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
KARDORİTM 2,5 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir film kaplı tablet 2,5 mg bisoprolol fumarat içerir.
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet
Beyaz renkli, yuvarlak, bombeli, tek çentikli film kaplı tabletler Tabletler iki eşit parçaya bölünebilir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
• Hipertansiyon tedavisinde
• Koroner kalp hastalığı (anjina pektoris) tedavisinde
Sadece CIBISII (stabil kronik orta ila şiddetli kalp yetersizlişi) için:
•
Stabil kronik orta ila şiddetli kalp yetersizliğinin tedavisinde ADE inhibitörlerine,diüretiklere ve tercihe bağlı olarak kardiyak glikozitlere ek olarak
Sadece CIBIS III (stabil kronik kalp yetersizliği) için:
Stabil kronik kalp yetersizliğinin tedavisinde
• Atriyal fibrilasyonda (Preeksitasyon eşlik eden durumlar hariç) kalp hızının azaltılmasında endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Hipertansiyon veya anjina pektoris tedavisinde
Yetişkinlerde: Her iki endikasyon için doz günde bir kez 5 mg bisoprolol fumarattır. Gerekirse doz günde bir kez 10 mg bisoprolol fumarata kadar arttırılabilir.
Önerilen maksimum doz, günde bir kez 20 mg bisoprolol fumarattır.
Tüm olgularda dozaj, özellikle nabız hızı ve terapötik başarıya göre bireysel olarak ayarlanmalıdır.
loStabil ıkron.
Belge Di
Tedavi edilecek kişilerin stabil kronik kalp yetersizliği hastası olmaları ve son 6 hafta içinde akut yetersizlik geçirmemiş olmaları ve ayrıca son 2 hafta içinde hastanın temel tedavisindebüyük bir değişiklik yapılmamış olması gerekir. Tedavinin ön koşulu hastaların bisoprolol iletedaviye başlamadan önce optimal dozda bir ADE inhibitörü (veya ADE inhibitörlerinin iyitolere edilemediği durumlarda başka bir vazodilatör ile) ve bir diüretik ile ve ayrıca opsiyonelolarak bir kardiyak glikozid ile tedavi ediliyor olması gerekir.
Tedaviyi yürüten doktorun kronik kalp yetersizliği konusunda deneyimli olması önerilir.
Stabil kronik kalp yetersizliğinin tedavisine ilke olarak küçük dozlarla titrasyon yapılarak başlanmalıdır; dozlar aşağıda açıklandığı gibi yavaş bir şekilde arttırılmalıdır.
Doz titrasyonu sürecinde doz artışı hastanın mevcut dozu nasıl tolere ettiğine bağlı olarak yapılmalıdır.
1 hafta süreyle günde bir kez 1,25 mg bisoprolol fumarat, iyi tolere edilmesi durumunda doz;
1 hafta süreyle günde bir kez 2,5 mg bisoprolol fumarata yükseltilir, iyi tolere edilmesi durumunda doz;
1 hafta süreyle günde bir kez 3,75 mg bisoprolol fumarata yükseltilir, iyi tolere edilmesi durumunda doz;
4 hafta süreyle günde bir kez 5 mg bisoprolol fumarata yükseltilir, iyi tolere edilmesi durumunda doz;
4 hafta süreyle günde bir kez 7,5 mg bisoprolol fumarata yükseltilir, iyi tolere edilmesi durumunda doz;
10 mg bisoprolol fumarata yükseltilir ve idame edilir.
Tedavinin 1,25 mg bisoprolol fumarat ile başlatılmasından sonra, hastalar yaklaşık 4 saat gözlenmelidir (özellikle kan basıncına, kalp hızına, ileti bozukluklarına ve kalp yetersizliğininkötüleştiğini gösteren belirtilere dikkat edilmelidir).
Önerilen maksimum günlük doz günde bir kez 10 mg bisoprolol fumarattır.
Advers olayların görülmesi bazı hastaların önerilen maksimum doz ile tedavi edilmesini engelleyebilir. Gerektiğinde ulaşılan doz tekrar aşamalı olarak düşürülebilir ve hastatarafından iyi tolere edilen maksimum doz ile tedaviye devam edilir. Gerekli görülürsetedaviye ara verilebilir ve daha sonra uygun şekilde tekrar başlatılabilir.
Titrasyon fazı sırasında kalp yetersizliğinin kötüleşmesi veya toleransın iyi olmaması durumunda, öncelikle bisoprolol dozunun düşürülmesi veya eğer gerekiyorsa (ciddihipotansiyon, akut pulmoner ödem ile kalp yetersizliğinin kötüleşmesi, kardiyojenik şok,semptomatik bradikardi veya AV blok durumlarında) kullanımın hemen kesilmesi önerilir.
Stabil kronik kalp yetersizliğinin tedavisi [CIBIS III1
Kronik kalp yetersizliğinin standart tedavisi, bir ADE inhibitörü (veya ADE inhibitörlerine intolerans durumunda bir anjiyotensin reseptör blokeri), bir beta bloker, diüretikler ve uygunolduğunda kardiyak glikozitlerden oluşur. Bisoprolol tedavisi başlatıldığında hastalar stabilolmalıdır (akut yetersizlik durumu olmamalıdır).
Tedaviyi gerçekleştiren hekimin kronik kalp yetersizliği tedavisinde deneyimli olması tavsiye edilir.
Titrasyon fazı
Stabil kronik kalp yetersizliğinin bisoprolol ile tedavisi bir titrasyon fazını gerektirir.
Önerilen başlangıç dozu günde bir kez 1,25 mg bisoprolol fumarattır. Bireysel toleransa bağlı olarak doz, iki hafta veya daha uzun aralıklarla günde bir kez 2,5 mg, 3,75 mg, 5 mg, 7,5 mgve 10 mg'a yükseltilir.
Doz artışı iyi tolere edilmezse, tedaviye daha düşük bir dozda devam edilebilir.
Önerilen maksimum doz günde bir kez 10 mg'dır.
Titrasyon fazında, yaşamsal belirtilerin (kalp hızı, kan basıncı) ve kötüleşen kalp yetersizliğinin belirtilerinin yakından izlenmesi önerilir.
Tedavinin modifikasyonu
Önerilen maksimum doz iyi tolere edilmezse, kademeli doz azaltımı düşünülebilir.
Kalp yetersizliğinin, hipotansiyonun veya bradikardinin geçici olarak kötüleşmesi durumunda, birlikte kullanılan ilacın dozunun yeniden değerlendirilmesi önerilir. Bisoprololdozunun geçici olarak azaltılması veya ilacın kesilmesinin göz önünde bulundurulması dagerekebilir.
Hasta tekrar stabil hale geldiğinde, bisoprololün yeniden verilmesi ve/veya yukarı titrasyonu daima değerlendirilmelidir.
Atriyal fibrilasyonda (Preeksitasyon eşlik eden durumlar hariç) kalp hızının azaltılması
Günde bir kez 2,5 mg-10 mg arası dozlarda bisoprolol fumarat kullanılır. Dozaj hastalarınkalp atım hızına göre bireysel olarak ayarlanmalıdır.
Uygulama süresi (tüm endikasyonlar):
Bisoprolol ile tedavi genellikle uzun sürelidir.
Durumun geçici olarak kötüleşmesine yol açabileceğinden, bisoprolol ile tedavi aniden kesilmemelidir. Özellikle iskemik kalp hastalarında tedavi birden kesilmemelidir. Günlükdozun kademeli olarak azaltılması önerilir.
Uygulama şekli:
Ağızdan kullanım içindir.
KARDORİTM tablet sabahları kahvaltıdan önce, kahvaltı sırasında veya kahvaltıdan sonra bir miktar sıvı ile birlikte yutulmalı ve çiğnenmemelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Sadece hipertansiyon veya aniina ^pektorisiçin:
Hafif ile orta dereceli karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, normalde dozaj ayarlaması gerekmemektedir. Ciddi böbrek yetersizliği (kreatinin klirensi <20ml/dakika) ve ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda önerilen maksimumgünlük doz 10 mg'lık bisoprolol fumaratı aşmamalıdır.
Diyaliz hastalarında bisoprolol kullanımıyla ilgili deneyimler sınırlı olmasına rağmen doz rejiminin değiştirilmesini gerektiren hiçbir kanıt bulunmamaktadır.
Sadece kronik kalp yetersizliği için:
Kalp yetersizliği ile birlikte karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda bisoprololün farmakokinetiği ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu hastalardadoz titrasyonu özel dikkat gösterilerek yapılmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Bisoprololün çocuklarda kullanımıyla ilgili deneyim bulunmamaktadır, bu nedenle çocuklarda kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
Bu popülasyonda, doz ayarlamasına gerek yoktur.
4.3. Kontrendikasyonlar
KARDORİTM bisoprolol veya yardımcı maddelerden (bkz. Bölüm 6.1) herhangi birine aşırı duyarlı olan hastalarda kontrendikedir.
Ayrıca aşağıda belirtilen rahatsızlıkları olan hastalarda da kontrendikedir:
• Akut kalp yetersizliği veya intravenöz inotropik tedavi gerektiren dekompanse kalp yetersizliği atakları sırasındaKardiyojenik şok
İkinci veya üçüncü derece AV blok (pacemaker/kalp pili kullanımı olmaksızın)
Hasta sinüs sendromu Sinoatriyal blokSemptomatik bradikardiSemptomatik hipotansiyon
Ağır bronşiyal astım veya ağır kronik obstrüktif akciğer hastalığı Raynaud sendromunun ağır formları ve şiddetli oklüzif periferik arter hastalıklarıTedavi edilmemiş feokromositoma (bkz. Bölüm 4.4)
Metabolik asidoz
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Sadece kronik kalp yetersizliği tedavisinde:
Stabil kronik kalp yetersizliğinin bisoprolol ile tedavisi, özel bir titrasyon fazıyla başlatılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).
Tüm endikasyonlar için:
Özellikle iskemik kalp hastalığı olan hastalarda bisoprolol ile tedavi, açıkça gerekli olmadığı sürece, aniden kesilmemelidir, çünkü bu, kalp rahatsızlığının geçici olarak kötüleşmesineneden olabilir (bkz. Bölüm 4.2).
Sadece hipertansiyon veya aniina^pektoris tedavisinde:
Bisoprolol, hipertansiyon veya anjina pektoris ve eşlik eden kalp yetersizliği olan hastalarda dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.
Stabil kronik kalp yetersizliğinin bisoprolol ile tedavisinin başlangıcında titrasyon uygulanması ve düzenli olarak izlenmesi gerekir (Dozaj ve uygulama şekli için bkz. Bölüm
4.2) .
Aşağıdaki hastalıklar ve koşullar ile birlikte kalp yetersizliği bulunan hastalarda bugüne kadar bisoprolol ile yeterli terapötik çalışma yapılmamıştır:
• NYHA sınıf II kalp yetersizliği
• İnsüline bağımlı diyabetes mellitus (tip I)
• Böbrek yetmezliği (serum kreatinin > 300 mikromol/L)
• Karaciğer yetmezliği
• 80 yaşın üstündeki hastalar
• Sınırlayıcı kardiyomiyopati
• Konjenital kalp hastalığı
• Hemodinamik olarak belirgin organik kapak hastalığı
• Son 3 ay içinde miyokard enfarktüsü
Sadece kronik kalp yetersizliği tedavisinde [CIBISIII]:
Stabil kronik kalp yetersizliğinin bisoprolol ile tedavisinin başlangıcında titrasyon uygulanması ve düzenli olarak izlenmesi gerekir (Dozaj ve uygulama şekli için bkz. Bölüm
4.2) .
Aşağıdaki hastalıklar ve koşullar ile birlikte kalp yetersizliği bulunan hastalarda bugüne kadar bisoprolol ile yeterli terapötik çalışma yapılmamıştır:
• İnsüline bağımlı diyabetes mellitus (tip I)
• Ciddi böbrek yetmezliği
• Ciddi karaciğer yetmezliği
• Sınırlayıcı kardiyomiyopati
• Konjenital kalp hastalığı
• Hemodinamik olarak belirgin organik kapak hastalığı
• Son 3 ay içinde miyokard enfarktüsü
Bütün endikasyonların tedavisinde:
Bisoprolol, aşağıdaki durumlarda dikkatle kullanılmalıdır:
• Kan glukoz değerlerinde büyük dalgalanmalar gösteren diyabetes mellitus; hipoglisemisemptomları (örn; taşikardi, palpitasyon veya terleme) maskelenebilir
• Uzun süreli açlık
• Devam eden desensitizasyon tedavisi. Diğer beta-blokerlerde olduğu gibi, bisoprolol hemalerjenlere duyarlılığı hem de anaflaktik reaksiyonların şiddetini arttırabilir. Epinefrin, buvakalarda her zaman istenen terapötik etkiyi sağlamaz.
• Birinci derece AV blok
• Prinzmetal anjina; koroner vazospazm vakaları gözlemlenmiştir. Yüksek beta 1 seçiciliğinerağmen, Prinzmetal anjinası olan hastalara bisoprolol uygulandığında anjina atakları tamamendışlanamaz. Son derece dikkatli olunmalıdır.
• Oklüzif periferik arter hastalığı. Özellikle tedavinin başlangıcında şikayetler artabilir.
Kişisel veya ailesel psöriazis hikayesi olan kişilere beta blokörler (örn; bisoprolol) ancak yarar/risk oranı dikkatlice dengelendikten sonra verilmelidir.
Bisoprolol tedavisi sırasında tirotoksikoz semptomları maskelenebilir.
Feokromositoma hastalarına bisoprolol ancak alfa reseptör blokajı sonrasında uygulanmalıdır.
Genel anestezi uygulanacak hastalarda beta-blokaj; indüksiyon, entübasyon ve ameliyat sonrası dönemde aritmi ve miyokard iskemisi sıklığını azaltır. Beta-blokajın ameliyattan sonrada sürdürülmesi önerilmektedir. Diğer ilaçlar ile bradiaritmi, refleks taşikardinin hafiflemesive kan kaybına karşı gelişen refleks taşikardi yeteneğinde azalmaya yol açabilecek etkileşimpotansiyeli nedeni ile anestezist beta-blokajdan haberdar olmalıdır. Eğer beta-blokertedavisinin ameliyattan önce kesilmesi gerektiği düşünülüyorsa, bu kademeli olarak yapılmalıve anesteziden yaklaşık 48 saat önce tamamlanmalıdır.
Kardiyoselektif (beta1) beta blokerlerin, akciğer fonksiyonu üzerinde seçici olmayan beta blokerlere göre daha az etkisi olabilmesine rağmen, tüm beta blokerlerde olduğu gibi,kullanımları için zorunlu klinik nedenler olmadıkça, obstrüktif hava yolu hastalığı olanhastalarda bunların kullanımından kaçınılmalıdır. Bu tür nedenlerin mevcut olduğudurumlarda, KARDORİTM dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Semptomlara neden olabilenbronşiyal astım veya diğer kronik obstrüktif akciğer hastalıklarında, birlikte bronkodilatörtedavisi uygulanması önerilir. Bazen astımlı hastalarda hava yolu direncinde bir artış meydanagelebilir ve buna bağlı olarak, beta 2 uyarıcıların dozunun artırılması gerekebilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Önerilmeyen kombinasyonlar:
Sadece kronik kalp yetersizliği tedavisinde:
Sınıf I antiaritmik ilaçlar (örn; kinidin, disopiramid; lidokain, fenitoin; flekainid, propafenon): Atriyo-ventriküler ileti süresini uzatabilir ve negatif inotropik etkiyi artırabilir.
Bütün endikasyonların tedavisinde:
Verapamil ve daha düşük ölçüde diltiazem gibi kalsiyum antagonistleri:
Kontraktilite ve atriyo-ventriküler ileti üzerinde negatif etki oluşabilir. Verapamil tipi kalsiyum antagonistlerinin intravenöz yoldan uygulanması, beta bloker tedavisi görenhastalarda şiddetli hipotansiyona ve atriyo-ventriküler blokaja yol açabilir.
Merkezi etkili antihipertansif ilaçlar (örn; klonidin, metildopa, moksonodin, rilmenidin):
Merkezi etkili antihipertansif ilaçların eşzamanlı kullanımı merkezi sempatik tonusu daha dadüşürerek kalp hızında ve kardiyak debide azalmaya ve vazodilatasyona yol açabilir. Özelliklebeta blokerin bırakılmasından önce ilacın ani olarak kesilmesi “rebound hipertansiyon” riskiniartırabilir.
Dikkatle kullanılması gereken kombinasyonlar:
Sadece hipertansiyon ya da anjina pektoris tedavisinde:
Sınıf I antiaritmik ilaçlar (örn; kinidin, disopiramid; lidokain, fenitoin; flekainid, propafenon): Atriyo-ventriküler ileti süresini uzatabilir ve negatif inotropik etkiyi arttırabilir.
Bütün endikasyonların tedavisinde:
Dihidropridin tipi kalsiyum antagonistleri (örn; felodipin ve amlodipin):
Eşzamanlı kullanımda hipotansiyon riskinde artış ve kalp yetersizliği olan hastalarda ventriküler pompa fonksiyonunun bozulmasında artış olasılığı dışlanamaz.
Sınıf III antiaritmikler (örn; amiodaron): Atriyo-ventriküler ileti zamanı uzayabilir.
Parasempatomimetik ilaçlar: Eşzamanlı kullanım atriyo-ventriküler ileti süresini ve bradikardi riskini arttırabilir.
Topikal beta blokerler (örn; glokom tedavisinde kullanılan göz damlaları) bisoprololün sistemik etkisini arttırabilir.
İnsülin ve oral antidiyabetikler: Kan şekerini düşürme etkisinin artması beta-
adrenoseptörlerinin blokajı hipoglisemi semptomlarını maskeleyebilir.
Anestezikler: Refleks taşikardinin zayıflaması ve hipotansiyon riskini arttırabilir (genel anestezi hakkında daha fazla bilgi için bkz. Bölüm 4.4).
Alkol: Alkol beta blokerlerin hipotansif etkisini artırabilir.
Dijital glikozidler: Atriyo-ventriküler ileti süresinin artması ile kalp hızının azalması.
Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar (NSAID): Bisoprololün hipotansif etkisini azaltabilirler.
Beta sempatomimetikler (örn; izoprenalin, dobutamin): Bisoprolol ile birlikte kullanıldığında her iki ajanın da etkisi azalabilir.
Beta ve alfa adrenoseptörleri aktive eden sempatomimetikler (örn; norepinefrin, epinefrin): Bisoprolol ile birlikte kullanımları, bu ajanların alfa adrenoseptör etkili damar daraltıcıetkilerini maskeleyerek kan basıncını arttırabilir ve intermitan kladikasyo şikayetlerinialevlendirebilir. Bu tür etkileşimler non-selektif beta blokörler ile daha fazla görülebilir.
Kan basıncını düşürme potansiyeli olan (örn; trisiklik antidepresanlar, barbitüratlar, fenotiazinler) ilaçların antihipertansif ajanlar ile birlikte kullanımı hipotansiyon riskiniarttırabilir.
Moksisilat: Şiddetli postural hipotansiyona neden olması muhtemeldir.
Birlikte kullanımında dikkate alınması gerekenler:
Meflokin: Bradikardi riskini arttırabilir.
Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAO-B inhibitörleri hariç): Beta-blokörlerin hipotansif etkisinde artış, ama aynı zamanda hipertansif kriz riski
Rifampisin: Olasılıkla karaciğerde ilaç metabolizmasında rol oynayan enzimlerin
indüksiyonuna bağlı olarak bisoprololün yarı ömründe hafif azalma. Normalde doz ayarlaması gerekli değildir.
Ergotamin türevleri: Periferik dolaşım sorunlarının alevlenmesi
4.6. Gebelik ve laktasyon
Belge DoGenealKtoaVSliy\e::
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Bu konuda spesifik bir bilgi bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Bisoprololün farmakolojik etkinliği gebelik ve/veya fetus/yenidoğan üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Genel olarak, beta-adrenoseptör blokörler plasental perfüzyonu azaltır ki, bu durum uterus içi büyüme bozukluklarına, fötal ölüme, düşük veya erken doğuma neden olabilir. Fetus ve yenidoğanda advers olaylar (örneğin; hipoglisemi ve bradikardi) görülebilir. Eğer bir beta-adrenoseptör blokörle tedavi gerekli ise, beta 1 selektif adrenoseptör blokörler tercih edilir.
KARDORİTM, kesin olarak gerekli olmadıkça gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Eğer bisoprolol ile tedavinin gerekli olduğu düşünülüyorsa, uteroplasental kan akımı ve fötalbüyüme izlenmelidir. Gebelik veya fetus üzerinde zararlı etkilerin görülmesi durumundaalternatif tedavi tedbirleri düşünülmelidir. Yenidoğan bebek, yakından izlenmelidir.Hipoglisemi ve bradikardi semptomları genellikle yaşamın ilk 3 günü içinde oluşur.
Laktasyon dönemi
Bisoprololün insan sütüyle atılıp atılmadığı ve bisoprololün emzirilen çocuklardaki güvenliliği bilinmemektedir.
Bu nedenle, KARDORİTM emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Üreme yeteneği üzerine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Koroner kalp hastalığı olan hastalar üzerinde yapılan bir araştırmada, bisoprolol hastaların araç kullanma performansını etkilememiştir. Bununla birlikte, ilaca karşı verilenreaksiyonlardaki bireysel farklılıklardan dolayı, araç veya makine kullanma yeteneğibozulabilir. Bu durum, özellikle bisoprolol tedavisinin başlangıcında, ilaç değiştirildiğinde vealkol ile birlikte kullanım söz konusu olduğunda göz önünde tutulmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler ile ilgili sıklıklar şu şekilde tanımlanır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000);çok seyrek (<1/10.000), sıklığı bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Depresyon, uyku bozuklukları
Seyrek: Kabus görme, halüsinasyon, anksiyete, psikoz, konfüzyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik*, baş ağrısı*
Belge Do
Seyrek: Gözyaşı azalması (eğer hasta kontakt lens kullanıyorsa göz önünde tutulmalıdır),
azalan görme
Çok seyrek: Konjunktivit
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Seyrek: İşitme bozukluğu
Kardiyak hastalıklar
Çok yaygın: Bradikardi (kronik kalp yetersizliği hastalarında)
Yaygın: Önceden mevcut olan kalp yetersizliğinin kötüleşmesi (kronik kalp yetersizliği hastalarında)
Yaygın olmayan: AV ileti bozuklukları, önceden mevcut olan kalp yetersizliğinin kötüleşmesi (hipertansiyon veya anjina pektoris hastalarında), bradikardi (hipertansiyon veya anjinapektoris hastalarında)
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Ekstremitelerde üşüme veya uyuşukluk hissi, özellikle kalp yetersizliği hastalarında hipotansiyon
Yaygın olmayan: Ortostatik hipotansiyon Seyrek: Ekstremitelerde siyanoz, parestezi
Eğer Raynaud's hastalığı veya intermittan klodikasyon (yürürken bacaklarda ağrı) varsa, bisoprolol bunları daha kötüleştirebilir.
Bilinmiyor: Senkop
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın olmayan: Bronşiyal astım veya obstrüktif hava yolu hastalığı geçmişi olan kişilerde
bronkospazm
Seyrek: Alerjik rinit
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, kusma, ishal, kabızlık gibi gastrointestinal şikayetler
Hepatobiliyer hastalıklar
Seyrek: Hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıklar
Seyrek: Kaşıntı, kızarıklık, döküntü gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları ve anjioödem
Çok seyrek: Alopesi. Beta blokörler psöriazisi tetikleyebilir veya artırabilir veya psöriazis
benzeri döküntüye yol açabilir.
Kas iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Kas zayıflığı ve kas krampları Seyrek: Kas ve eklem ağrısı
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Seyrek: Erektil disfonksiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Astenia (kronik kalp yetersizliği hastalarında), yorgunluk*
i^f*
SySs:Siy
a^»j*la'ieS!»r!;
Belge Do
'^ip ÂdresEhttps
kiye.gov.tr/saglik-titck-ebysLaboratuvar bulguları
Seyrek: Trigliserit artışı ve karaciğer enzimlerinde (ALAT, ASAT) artış
Sadece
hipertansiyon veya anjina pektoris hastalarına verilir.
*Bu semptomlar, özellikle tedavinin başlangıcında görülür. Genellikle hafif derecede olup 1-2 hafta içinde ortadan kalkar.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Belirtiler
Bir beta-blokörün doz aşımında en sık beklenecek bulgular; bradikardi, hipotansiyon, bronkospazm, akut kalp yetersizliği ve hipoglisemidir. Bisoprolol ile doz aşımına yönelikdeneyim sınırlıdır ve bildirilen birkaç doz aşımı olgusu vardır. Bradikardi ve/veyahipotansiyon gözlenmiştir. Tüm hastalar iyileşmiştir. Tek bir yüksek doz bisoprolole karşıduyarlılıkta kişiler arası büyük farklılık vardır ve kalp yetersizliği hastaları muhtemelen dahaduyarlıdır.
Tedavi
Genel olarak, eğer doz aşımı görülürse; bisoprolol tedavisinin sonlandırılması, destekleyici ve semptomatik tedavinin uygulanması önerilir.
Beklenen farmakolojik etkisine ve diğer beta blokerler için yapılan önerilere dayanarak, klinik olarak gerekli görülürse aşağıdaki genel kurallar göz önünde bulundurulmalıdır.
Bradikardi: İntravenöz atropin uygulanır. Eğer yanıt yetersiz kalırsa, izoprenalin ya da pozitif kronotropik özellikleri olan başka bir ajan dikkatle uygulanır. Bazı durumlarda transvenözkalp pili uygulanması gerekebilir.
Hipotansiyon: İntravenöz sıvı ve vazopresörler uygulanır. İntravenöz glukagon yararlı olabilir.
AV blok (ikinci ya da üçüncü derece): Hastalar yakından izlenmeli ve intravenöz izoprenalin ya da geçici kalp pili uygulaması ile tedavi edilmelidir.
Kalp yetersizliğinin akut ağırlaşması: İntravenöz diüretikler, inotropik ajanlar, vazodilatör ajanlar intravenöz uygulanır.
Bronkospazm: İzoprenalin, beta2-sempatomimetik ajanlar ve/veya aminofilin gibi
bronkodilatör tedavi uygulanır.
Hipoglisemi: İntravenöz glukoz uygulanır.
Sınırlı veriler bisoprololün zor diyaliz edildiğini göstermektedir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Beta blokör, selektif ATC kodu: C07AB07
Bisoprolol intrinsik sempatomimetik aktivitesi ve membran stabilize edici etkisi olmayan, yüksek beta 1 selektif adrenoseptör bloke edici bir ajandır. Bronş ile ilgili damarların düzkaslarındaki beta 2 reseptörlerine ve metabolik regülasyon beta 2 reseptörlerine çok düşükafinite gösterirler. Bu nedenle, bisoprololün solunum yolu direncini ve beta 2 ile uyarılanmetabolik işlemleri etkilemesi beklenmez. Beta 1 selektivitesi terapötik doz aralığının dışındada geçerlidir.
Bisoprololün bilinen negatif inotropik etkisi yoktur.
Bisoprolol oral uygulamadan 3-4 saat sonra maksimum etkiye ulaşır. Plazma eliminasyon yarılanma süresi 10-12 saattir ve günde tek doz ile 24 saatlik etki sağlar.
Bisoprololün maksimum antihipertansif etkisine genellikle 2 hafta sonunda ulaşılır.
Kronik kalp yetersizliği olmayan koroner kalp hastalarına akut uygulamada, bisoprolol kalp hızını ve atım hacmini ve böylece kardiyak debiyi ve oksijen tüketimini düşürür. Kronikuygulamada önceden artmış periferik direnç düşer. Beta blokerlerin antihipertansif etkisininaltında yatan bir etki mekanizması olarak, diğerlerinin yanı sıra, plazma renin aktivitesinindepresyonu ele alınmaktadır.
Bisoprolol, sempatoadrenerjik aktiviteye yanıtı, kardiyak beta reseptörlerin blokajı yoluyla baskılar. Bu, kalp hızında ve kasılmada bir azalmaya ve dolayısıyla, altta yatan koroner kalphastalığı olan anjina pektorisli olgularda istenen etki olan miyokardiyal oksijen tüketimindebir azalmaya neden olur.
Etkililik
Hipertansiyon veya koroner kalp hastalığı olan hastalarda yapılan kontrollü klinik çalışmalar, günde 10 mg bisoprololün etkisinin günlük 100 mg atenolol veya 100 mg metoprolol ilebenzer olduğunu göstermiştir.
Toplamda, kronik kalp yetersizliği olan 2647 hasta CIBIS II çalışmasına dahil edilmiştir.
Hastaların %83'ü (n = 2202) NYHA sınıf III ve %17'si (n = 445) NYHA sınıf IV idi. Bu bireylerde, stabil semptomatik sistolik kalp yetersizliği vardı (ekokardiyografiye göreejeksiyon fraksiyonu <%35). Toplam mortalite %17,3'ten %11,8'e düşürülmüştür (mutlakazalma: %5,5; bağıl azalma: %34).
Ani ölümlerde azalma (%6,3'e karşı %3,6, bağıl azalma: %44) ve hastaneye yatışı gerektiren kalp yetersizliği ataklarının sayısında azalma (%17,6'ya karşı %12, bağıl azalma: %36)gözlenmiştir. Son olarak, NYHA sınıflandırmasına göre fonksiyonel durumda anlamlı bir
Bdg. D.„,
g85tesiJffliıtiyBi
u sırasında bradikardi (%0,53),
hipotansiyon (%0,23) ve akut dekompansasyon (%4,97) nedeniyle hastaneye yatışlar gözlenmiştir, ancak bu durumlar plasebo grubundakinden daha sık meydana gelmemiştir (%0,%0,3 ve %6,74).
CIBIS III çalışması, daha önce ADE inhibitörleri, beta blokerler veya anjiyotensin reseptör blokerleri ile tedavi edilmemiş, hafif ila orta derecede kronik kalp yetersizliği (NYHA sınıf IIveya III) olan ve sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu <%35 olan, 65 yaş ve üzeri 1010 hastayıaraştırmıştır. Çalışma, tedaviye başlama sırasını tersine çevirerek, bisoprolol (hedef doz gündebir kez 10 mg) ile ilk altı aylık monoterapinin ardından 6 ila 24 ay daha tedaviye ADEinhibitörü enalaprilin (hedef doz günde iki kez 10 mg) eklenmesinin etkililiğini vegüvenliliğini karşılaştırmıştır. Her bir grup 505 hastadan oluşmaktaydı.
İki strateji, tüm nedenlere bağlı mortalite veya hastaneye yatışın birleştirilmiş birincil sonlanım noktası açısından kör olarak ve bu bileşenlerin her biri için ayrı ayrı karşılaştırıldı.Tedavi amaçlı popülasyonda, birincil sonlanım noktası, önce bisoprolol grubunda 178 hastada(%35,2), önce enalapril grubunda ise 186 hastada (%36,8) meydana gelmiştir ve öncebisoprolol tedavisinin önce enalapril tedavisi ile benzer oranda etkili olduğunu (en az o kadaretkili olduğunu) göstermiştir. Önce bisoprolol ile 65 hasta, önce enalapril ile 73 hastaölmüştür (gruplar arası fark p=0,44) ve önce bisoprolol ile 151, önce enalapril ile 157 hastahastaneye yatırılmıştır (p=0,66). İki grupta ciddi ve toplam advers olayların sayısı benzerolmuştur. Birinci yıla ait verilerin analizi, önce bisoprolol stratejisinin, önce enalaprilstratejisine kıyasla, tüm nedenlere bağlı mortaliteyi %31 oranında azaltmaya yönelik anlamlıolmayan bir eğilimi olduğuna işaret etmiştir. Esas olarak, birinci yıl içinde ani ölüm riskininistatistiksel olarak anlamlı şekilde %46 (p=0,049) oranında azalması, önce bisoprololgrubunda daha iyi sağkalım elde edilmesine katkıda bulunmuştur.
Kronik kalp yetersizliği tedavisinin başlatılmasına yönelik iki strateji, benzer bir birleştirilmiş ölüm ve hastaneye yatış oranı göstermiş olup, önce bisoprolol grubunda, özellikle ani ölümünazaltılması yoluyla, sağkalımda uzama eğilimi gözlenmiştir. Sonuçlar, kronik kalp yetersizliğitedavisine, bisoprolol ile başlamanın da enalapril ile başlamak kadar güvenli ve etkiliolduğunu göstermektedir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Bisoprololün %90'ından fazlası gastrointestinal sistemden emilir, küçük ilk geçiş metabolizmasının <%10 civarında olması nedeniyle oral kullanımda yaklaşık %90 oranındamutlak bir biyoyararlanıma sahiptir.
Dağılım:
yaklaşık
Dağılım hacmi 3,5 L/kg'dır. Bisoprololün plazma proteinine bağlanma oranı, %30'dur.
Biyotransformasyon:
Bisoprolol, eşit ölçüde etkili iki yolla vücuttan uzaklaştırılır: %50'si karaciğer tarafından metabolize edilerek inaktif metabolitlere dönüştürülür ve bu metabolitler böbrekler yoluylaatılır. Kalan %50'si metabolize edilmeden böbrekler yoluyla atılır. Bu nedenle bisoprolol,hafif veya orta şiddette karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda genellikledoz ayarlaması gerektirmez.
Eliminasyon:
Toplam klirensi, yaklaşık olarak 15 L/saattir. Plazma eliminasyon yarı-ömrü, 10-12 saattir.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Bisoprololün farmakokinetiği doğrusal ve yaştan bağımsızdır.
Özel popülasyonlardaki farmakokinetik özellikler
Kronik kalp yetersizliği olan hastalarda (NYHA sınıf III), bisoprololün plazma seviyeleri daha yüksektir ve yarı ömrü sağlıklı gönüllülere kıyasla uzar. Kararlı durumda maksimum plazmakonsantrasyonu, günlük 10 mg dozda 64±21 ng/ml'dir ve yarı ömrü 17±5 saattir.
Stabil kronik kalp yetersizliği ve eşlik eden bozulmuş karaciğer veya böbrek fonksiyonu olan hastalarda farmakokinetiği çalışılmamıştır.
Geriyatrik
:
Bu popülasyonda, doz ayarlamasına gerek yoktur.
Pediyatrik
:
Pediyatrik popülasyonda farmakokinetik veri yoktur.
Böbrek yetmezliği
:
Eliminasyon, böbrek ve karaciğerde aynı oranda gerçekleştiği için karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doz ayarlamalarına genellikle gerek duyulmaz.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi veriler, güvenlik farmakolojisi, tek ve tekrarlayan doz toksisitesi, mutajenisite veya karsinojenisite konusundaki geleneksel çalışmalara dayanarak insanlar için özel risklerortaya koymaz.
Üreme toksikolojisi çalışmalarında bisoprololün doğurganlık veya genel üreme performansı üzerinde etkisi saptanmamıştır.
Diğer beta-blokörler gibi, bisoprololün yüksek dozları maternal (yiyecek alımında azalma ve kilo kaybı) ve embriyol/fötal toksisiteye (rezorpsiyon sıklığında artış, yavruların doğumağırlığında azalma, fiziksel gelişmede gecikme) neden olmakla birlikte teratojenisiteye yolaçmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mikrokristalin Selüloz PH 102 Dibazik kalsiyum fosfat susuzPrejelatinize mısır nişastasıPovidon K30Kolloidal silika 200 susuzMagnezyum stearat
DoFilm,.kapiama mcfseryalk0
(Bileşimi: HPMC 2910/Hipromelloz, Titanyum dioksit, Talk)
6.2. Geçimsizlikler
Ürün ile ilgili geçimsizlik bildirilmemiştir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, 30 tablet içeren şeffaf PVC/PE/PVDC-Alüminyum blister ambalajlarda.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Özel bir gereklilik yoktur. Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygunolarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
NOBEL İLAÇ PAZARLAMA ve SANAYİİ LTD. ŞTİ.
İnkılap Mah. Akçakoca Sok. No:10 34768 Ümraniye/İSTANBULTel: (216) 633 60 00Faks: (216) 633 60 01
8. RUHSAT NUMARASI
2022/707
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 30.11.2022 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ