KISA ÜRÜN BILGISI
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'abildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ILARIS 150 mg/ml enjeksiyonluk çözelti Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her flakon 150 mg canakinumab içermektedir.
Canakinumab fare hibridoma Sp2/0 hücrelerinde ekspresyonu yapılan bir rekombinant insan monoklonal antikorudur.
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti.
Çözelti berrak ila opalesandır ve renksiz ila hafif kahverengimsi sarı renktedir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Periyodik ateş sendromları
ILARIS, yetişkinlerde, adölesanlarda ve 2 yaş ve üzerindeki çocuklarda aşağıdaki otoenflamatuar periyodik ateş sendromlarının tedavisinde endikedir:
Kriyopirin ilişkili Periyodik Sendromlar (CAPS)
ILARIS, vücut ağırlığı 7,5 kg ve üzerinde olan 2 yaş ve üstü çocuk ve yetişkinlerde Kriyopirin ilişkili Periyodik Sendromların (CAPS) tedavisinde endikedir:
- Ailevi Soğuk Otoinflamatuvar Sendrom (FCAS) / Ailevi Soğuk Ürtiker (FCU)
- Muckle-Wells Sendromu (MWS)
ILARIS, Neonatal Başlangıçlı Multisistem İnflamatuvar Hastalık (NOMID) / Kronik İnfantil Nörolojik, Kütanöz, Artiküler Sendrom (CINCA) tedavisinde endikedir.
Ailevi Akdeniz ateşi (FMF)
ILARIS, kolşisine dirençli FMF olgularında endikedir. ILARIS, uygunsa, kolşisin ile kombinasyon halinde verilmelidir.
ILARIS ayrıca Sistemik Jüvenil İdiyopatik Artrit (SJİA) tedavisinde de endikedir:
Sistemik Jüvenil İdiyopatik Artrit (SJİA)
ILARIS nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ve sistemik kortikosteroidler ile önceki tedaviye yeterince yanıt vermemiş 2 yaş ve üzerindeki hastalarda aktif Sistemik Jüvenilİdiopatik Artrit (SJİA) tedavisi için endikedir. ILARIS monoterapi olarak veya metotreksat ilekombinasyon halinde verilebilir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Tedavi, ilgili endikasyonun tanı ve tedavisinde uzman doktorlar tarafından başlatılmalı ve kontrol edilmelidir.
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
CAPS
Yetişkinler, ergenler ve 2 yaş veya üzeri çocuklarYetişkinler, ergenler ve > 4 yaşındaki çocuklar
- Vücut ağırlığı > 40 kg olan hastalar için 150 mg
- Vücut ağırlığı > 15 kg ve <40 kg olan hastalar için 2 mg/kg
- Vücut ağırlığı > 7,5 kg ve <15 kg olan hastalar için 4 mg/kg
2 ila <4 yaşındaki çocuklar:
- Vücut ağırlığı > 7,5 kg olan hastalar için 4 mg/kg
Bu, her sekiz haftada bir subkutan enjeksiyonla tekli doz olarak uygulanır.
Başlangıç dozu 150 mg veya 2 mg/kg olan hastalar için, tedavinin başlatılmasından 7 gün sonra tatmin edici bir klinik yanıt (döküntü ve diğer jeneralize inflamatuvar semptomlarda düzelme)elde edilmezse, 150 mg veya 2 mg/kg'da ikinci bir ILARIS dozu düşünülebilir. Ardından tamtedavi yanıtı elde edilirse her 8 haftada bir 300 mg veya 4 mg/kg'lık yoğun doz uygulama rejimisürdürülmelidir. Dozun bu şekilde artırılmasından 7 gün sonra tatmin edici bir klinik yanıt eldeedilmezse, 300 mg veya 4 mg/kg'da üçüncü bir ILARIS dozu düşünülebilir. Ardından tamtedavi yanıtı elde edilirse, bireysel klinik yargı temelinde her 8 haftada bir 600 mg veya 8mg/kg'lık yoğun doz uygulama rejimi sürdürülmelidir.
Başlangıç dozu 4 mg/kg olan hastalar için, tedavinin başlatılmasından 7 gün sonra tatmin edici bir klinik yanıt elde edilmezse, 4 mg/kg'da ikinci bir ILARIS dozu düşünülebilir. Ardından tamtedavi yanıtı elde edilirse, bireysel klinik yargı temelinde her 8 haftada bir 8 mg/kg'lık yoğundoz uygulama rejimi sürdürülmelidir.
4 haftadan kısa aralıklarda veya 600 mg ya da 8 mg/kg üzerindeki dozlarda doz uygulama ile klinik deneyim kısıtlıdır.
FMF
Yetişkinler, ergenler ve 2 yaş veya üzeri çocuklar
FMF hastalarında önerilen canakinumab başlangıç dozu aşağıdaki gibidir:
• Vücut ağırlığı > 40 kg olan hastalar için 150 mg
• Vücut ağırlığı > 7,5 kg ve < 40 kg olan hastalar için 2 mg/kg
Bu doz, subkutan enjeksiyon yoluyla tek bir doz olarak dört haftada bir uygulanır.
Tedavi başladıktan 4 ay sonra tatmin edici bir klinik ve laboratuvar yanıt elde edilmezse, Canakinumab dozu her 4 haftada bir 300 mg (veya vücut ağırlığı < 40 kg olan hastalar için 4mg/kg) olacak şekilde arttırılmış doza geçilebilir.
Klinik iyileşme olmayan hastalarda canakinumab tedavisine devam edilmesi, tedaviyi sürdüren hekim tarafından yeniden değerlendirilmelidir.
SJIA
Vücut ağırlığı > 7,5 kg olan SJİA'lı hastalar için önerilen ILARIS dozu her dört haftada bir subkutan enjeksiyon ile uygulanan 4 mg/kg'dır (maksimum 300 mg'a kadar). Klinik düzelmeolmayan hastalarda ILARIS ile tedaviye devam, tedavi eden doktor tarafından yenidendeğerlendirilmelidir.
Uygulama şekli:
İlaç deri altına enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Enjeksiyon tekniği ile ilgili uygun eğitim verildikten sonra, hekim uygun görürse ve gerektiği durumlarda tıbbi takiple birlikte hasta veya hastanın bakımı ile ilgilenen kişi ILARIS'i enjekteedebilir (bkz. Bölüm 6.6).
Sulandırılmış çözeltinin hazırlanması ve kullanılması ile ilgili talimatlar için bkz. Bölüm 6.6.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Bununla beraber, bu hastalardaki klinik deneyim sınırlıdır.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda özel olarak yapılmış klinik çalışma mevcut değildir. Canakinumab bir insan IgG immünoglobulini olduğundan, karaciğer yetmezliğinincanakinumab farmakokinetiğini etkilemesi beklenmemektedir.
Pediyatrik popülasyon:
ILARIS'in 2 yaş altındaki CAPS, FMF'li hastalar ile SJİA'lı hastalarda güvenlilik ve etkililiği belirlenmemiştir. Halihazırda mevcut veriler bölüm 4.8, 5.1 ve 5.2'de açıklanmakla birliktepozolojiye ilişkin bir öneride bulunulamaz.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Bununla birlikte, bu hastalardaki klinik deneyim sınırlıdır.
65 yaş üstü hastalarda klinik deneyim sınırlı olduğundan dikkatli olunması tavsiye edilir.
4.3. Kontrendikasyonlar
ILARIS, etkin madde ya da bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
Aktif, ciddi enfeksiyon (bkz Bölüm 4.4)
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İzlenebilirlik:
Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Enfeksiyonlar:
ILARIS ciddi enfeksiyon insidansının artması ile bağlantılıdır. Bu nedenle, ILARIS tedavisi sırasında ve sonrasında enfeksiyon bulguları ve belirtileri için hasta dikkatlice kontroledilmelidir. Enfeksiyonlu, nüksetmiş enfeksiyon öyküsü bulunan ya da hastayı enfeksiyonayatkın hale getiren durumların gözlendiği hastalara ILARIS uygulanırken dikkatli olunmalıdır.
Tıbbi girişim gerektiren aktif bir enfeksiyonun gözlendiği hastalarda ILARIS ile tedaviye başlanmamalı ya da devam edilmemelidir.
ILARIS tedavisi sırasında izole olağandışı veya fırsatçı enfeksiyon vakaları (aspergilloz, atipik mikobakteriyel enfeksiyonlar, herpes zoster dahil) bildirilmiştir. ILARIS'in bu olaylarlanedensel ilişkisi olasılık dışı bırakılamamaktadır.
ILARIS'in tümör nekroz faktörü (TNF) inhibitörleri ile birlikte kullanılması önerilmemektedir; çünkü bu ciddi enfeksiyon riskini arttırabilir (bkz. Bölüm 4.5).
Tüberküloz taraması :
Klinik çalışmalarda bir PPD deri testi ile test edilmiş CAPS hastalarının yaklaşık %12'sinde, ILARIS tedavisi sırasında latent ya da aktif bir tüberküloz enfeksiyonu ile ilgili klinik kanıtarastlanmasa da, takip testinde pozitif bir sonuç elde edilmiştir.
ILARIS gibi interlökin-1 (IL-1) inhibitörlerinin kullanılmasının tüberküloz için reaktivasyon riskini artırıp artırmadığı bilinmemektedir. Tedavi başlamadan önce, tüm hastalar hem aktifhem de latent tüberküloz enfeksiyonu açısından değerlendirilmelidir. Özellikle yetişkinlerde budeğerlendirme detaylı bir tıbbi öyküyü kapsamalıdır. Uygun tarama testleri (örn., tüberkülinderi testi, interferon gama salınım analizi [IGRA] veya göğüs röntgeni) tüm hastalardayürütülmelidir (yerel öneriler uygulanabilir). Hastalar ILARIS tedavisi sırasında ve sonrasındatüberküloz işaret ve semptomları açısından yakından takip edilmelidir. Tüm hastalar ILARIStedavisi sırasında tüberkülozu düşündüren belirti veya semptomların (örn., persistan öksürük,kilo kaybı, subfebril vücut sıcaklığı) ortaya çıkması durumunda tıbbi öneriye başvurmaları içinyönlendirilmelidir. PPD testinin negatiften pozitife dönmesi durumunda, özellikle yüksek risklihastalarda tüberküloz enfeksiyonu için alternatif tarama yöntemleri düşünülmelidir.
Nötropeni ve lökopeni:
ILARIS'in de dahil olduğu IL-1'i inhibe eden ilaçlar ile nötropeni (mutlak nötrofil sayımı [ANC] < 1,5 x 109/L) ve lökopeni gözlenmiştir. Nötropenisi ya da lökopenisi olan hastalardaILARIS tedavisi başlatılmamalıdır. Nötrofil sayımları dahil beyaz kan hücrelerinin tedavibaşlatılmadan önce ve tedaviden 1 ila 2 ay sonra değerlendirilmesi önerilmektedir (bkz. Bölüm4.8). Kronik ya da tekrarlayan tedaviler için, beyaz kan hücrelerinin periyodik olarak tedavisüresince değerlendirilmesi önerilmektedir. Eğer hasta nötropenik ya da lökopenik olursa,beyaz kan hücreleri sayımı yakından izlenmeli ve tedavinin bırakılması düşünülmelidir.
Maligniteler:
ILARIS ile tedavi edilen hastalarda malignite olayları bildirilmiştir. Anti-interlökin (IL-1) tedavisi ile malignitelerin gelişme riski bilinmemektedir.
Aşırı duyarlılık reaksiyonları:
ILARIS tedavisi ile aşırı duyarlılık reaksiyonları kaydedilmiştir. Bu vakaların çoğunluğu hafif şiddettedir. ILARIS için 2600'ün üzerinde hasta ile yapılan klinik geliştirme sırasında, hiç biranafilaktik ya da anafilaktoid reaksiyon kaydedilmemiştir. Diğer yandan, enjekte edilenproteinler için nadir olmayan aşırı duyarlılık reaksiyonları riski göz ardı edilemez. (bkz. Bölüm4.3).
Hepatik fonksiyon:
Klinik çalışmalarda geçici ve asemptomatik olarak serum transaminaz ya da bilirubin düzeylerinde yükselme vakaları kaydedilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Aşılar:
ILARIS alan hastalarda canlı aşılar aracılığıyla ikincil enfeksiyon bulaşması ile ilgili veri mevcut değildir. Bu nedenle, yararların açık bir şekilde risklerden daha ağır basmadığıdurumlarda, ILARIS ile eş zamanlı olarak canlı aşılar uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
ILARIS tedavisi başlatılmadan önce, yetişkin ve pediyatrik hastalara pnömokokkal aşı ve inaktive grip aşısı da dahil olmak üzere önerilmiş olan tüm aşılar uygulanmalıdır.
CAPS hastalarında NLRP3 genindeki mutasyon:
NLRP3 geninde doğrulanmış bir mutasyonun olmadığı CAPS hastalarından elde edilen deneyim sınırlıdır.
SJİA'lı hastalarda makrofaj aktivasyon sendromu:
Makrofaj aktivasyon sendromu (MAS) özellikle SJİA olmak üzere romatoid durumların görüldüğü hastalarda gelişebilecek yaşamı tehdit eden, bilinen bir hastalıktır. Eğer MASoluşursa veya bundan şüphe edilirse, değerlendirme ve tedaviye mümkün olduğunca erkenbaşlanmalıdır. Hekimler MAS'ı tetiklediği bilindiğinden, enfeksiyon ve SJİA ağırlaşmasınailişkin semptomlara dikkat etmelidir. Klinik çalışma deneyimine dayalı olarak ILARIS, SJİA'lıhastalarda MAS insidansını artırır görünmemekle birlikte, kesin bir sonuç çıkarılamamaktadır.
Eozinofili ve sistemik semptomlarla birlikte olan ilaç reaksiyonu (DRESS):
Eozinofili ve sistemik semptomlarla birlikte olan ilaç reaksiyonu, özellikle sistemik juvenil idiyopatik artritli (SJIA) hastalarda olmak üzere, ILARIS ile tedavi edilen hastalarda seyreksıklıkla bildirilmiştir. Bu durum ölümcül olabileceğinden DRESS'li hastaların hastaneyeyatırılması gerekebilir. DRESS belirti ve semptomları mevcutsa ve alternatif bir etiyolojibelirlenemiyorsa, ILARIS yeniden uygulanmamalı ve farklı bir tedavi düşünülmelidir.
4.5 Dier tıbbi ürünler ile etkileimler ve dier etkileimekilleri
ILARIS ile diğer tıbbi ürünler arasındaki etkileşimler resmi çalışmalarda incelenmemiştir.
Başka bir IL-1 blokeri ile TNF inhibitörlerinin birlikte uygulandığı durumda ciddi enfeksiyon insidansının yükseldiği bildirilmiştir. ILARIS'in TNF inhibitörleri ile birlikte kullanılmasıönerilmez; çünkü bu durum ciddi enfeksiyon riskini arttırabilir.
Karaciğer CYP450 enzimlerinin ekspresyonu, IL-1 beta gibi kronik enflamasyonu uyaran sitokinler tarafından baskılanabilir. Böylece, canakinumab gibi güçlü sitokin inhibitör tedavisiuygulandığında CYP450 ekpresyonu geri döndürülebilir. Bu, dozun kişiye göre ayarlandığı darbir terapötik indekse sahip CYP450 substratları için klinik açıdan önemlidir. Bu tip bir tıbbiürünle tedavi edilen hastalarda canakinumabın başlatılmasını takiben, etki ya da ilaç etkenmaddesinin konsantrasyonu terapötik olarak izlenmeli ve tıbbi ürünün dozu kişiye göre gereklioldukça ayarlanmalıdır.
ILARIS alan hastalarda canlı aşıların etkileri ya da canlı aşılar aracılığıyla ikincil enfeksiyon bulaşması ile ilgili veri mevcut değildir. Bu nedenle yararların açık bir şekilde risklerden dahaağır basmadığı durumlarda, ILARIS ile eş zamanlı olarak canlı aşılar uygulanmamalıdır.ILARIS tedavisi başlatıldıktan sonra canlı aşılarla aşılama yapılacaksa, son ILARISenjeksiyonundan sonra ve bir sonrakinden önce en az 3 ay beklenmesi önerilmektedir (bkzbölüm 4.4).
Eğer mümkünse, ILARIS ile tedavi başlatılmadan önce pediyatrik ve yetişkin hastaların tüm immünizasyonlarının tamamlanması önerilmektedir (bkz Bölüm 4.4).
Sağlıklı yetişkin insanlarda yapılan bir çalışmanın sonuçları, ILARIS'in 300 mg'lık tek dozunun, grip ve meningococcus bazlı glikolize protein aşıları ile bağışıklama sonrasındaantikor cevaplarının başlamasını ve devamlılığını etkilemediğini göstermiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
4 yaş ve daha küçük CAPS hastalarında yapılan 56 haftalık, açık etiketli bir çalışmadan elde edilen sonuçlar, standart bakım kapsamındaki canlı olmayan çocukluk dönemi aşıları yapılmıştüm hastalarda koruyucu antikor düzeylerinin geliştiğini göstermiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi:C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü(Kontrasepsiyon)
.
ILARIS tedavisi süresince ve son dozu takiben 3 ay etkili kontraseptif kullanılmalıdır.
Gebelik dönemi
Canakinumab'ın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir
.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ve-veya/embriyonal/fetal gelişim/ve-
veya/doğum/ve-veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkileri bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Hayvan üreme çalışmalarında her zaman insandaki yanıt öngörülemediğinden, ILARIS gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Gebe olan ya da gebe kalmayı planlayan kadınlar sadece yarar-risk değerlendirmesinden sonra tedavi edilmelidir.
Hayvan çalışmaları, canakinumabın plasentayı geçtiğini ve fetüste saptanabildiğini göstermektedir. İnsanda herhangi bir veri mevcut değildir, ancak canakinumab G sınıfından(IgG1) bir immünoglobulin olduğundan, insanda transplasental geçiş beklenir. Bunun kliniketkisi bilinmemektedir. Bununla birlikte, rahimde canakinumaba maruz kalan yeni doğanbebeklere, annenin doğumdan önceki son canakinumab dozunu takip eden 16 hafta boyuncacanlı aşı uygulanması önerilmez. Gebelik sırasında canakinumab alan kadınlara, yeni doğanbebeklerine herhangi bir aşı yapılmadan önce bebeğin sağlık uzmanına bilgi vermeleri talimatıverilmelidir.
Laktasyon
Canakinumab'ın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar canakinumab'ın süt ile atıldığını göstermektedir. Hayvan çalışmaları, bir mürin anti-mürin IL-1 beta antikorunun emzirilen fare yavrularının gelişimi üzerinde herhangi biristenmeyen etki yaratmadığını ve antikorun yavrulara geçtiğini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ILARIS tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verirken emzirmeninçocuk açısından faydası ve ILARIS tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkatealınmalıdır.
Fertilite
ILARIS'in insan fertilitesi üzerindeki potansiyel etkisi ile ilgili resmi çalışmalar yapılmamıştır. Canakinumabın marmosetlerdeki
(C. jacchus)4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
ILARIS ile tedavi baş dönmesi/vertigo ya da asteniye sebep olarak araç ve makine kullanma yeteneğini azaltabilir. ILARIS tedavisi sırasında bu tarz semptomlar yaşayan hastalar araç vemakine kullanmadan önce bu durumun tamamen ortadan kalkmasını beklemelidir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
En sık bildirilen advers ilaç reaksiyonları başlıca üst solunum yolu olmak üzere enfeksiyonlardır. Ciddi enfeksiyonlar gözlenmekle birlikte, olayların çoğu hafif ila ortaşiddettedir. Doz ve tedavi süresinin advers ilaç reaksiyonlarının tip ya da sıklığı üzerinde biretkisi olmamıştır.
ILARIS ile tedavi edilen hastalarda aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4).
ILARIS ile tedavi edilen hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
İstenmeyen etkiler MedDRA sistemi organ sınıfına göre listelenmiştir. Her bir sistem organ sınıfı içinde, advers ilaç reaksiyonları ilk sırada en yaygın olan yer alacak şekilde sıklıkkategorisine göre sınıflandırılır. Sıklık kategorileri şu düzen kullanılarak belirlenmiştir: Çokyaygın (>1/10), yaygın (> 1/100 ila < 1/10), yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100), seyrek (>1/10.000 ila < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden yola çıkılaraktahmin edilemiyor). İstenmeyen etkiler her bir sıklık grubunda azalan ciddiyete göre verilmiştir.
CAPS, FMF ve SJIA'da advers olayların tablo halinde özeti
MedDRA Sistem Organ Sınıfı |
Endikasyonlar: CAPS, FMF, SJIA |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar |
Çok Yaygın
|
Solunum yolu enfeksiyonu (pnömoni, bronşit, influenza, viral enfeksiyon, sinüzit, rinit, farenjit, tonsilit, nazofarenjit, üstsolunum yolu enfeksiyonu)
Kulak enfeksiyonu Selülit
Gastroenterit İdrar yolu enfeksiyonu
|
Yaygın
|
Vulvovajinal kandidiyazis
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Yaygın
|
Baş dönmesi/vertigo
|
Gastrointestinal hastalıklar |
Çok yaygın
|
Karın ağrısı (üst)1
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları |
Çok yaygın
|
Enjeksiyon bölgesi reaksiyonu
|
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları |
Çok yaygın
|
Eklem ağrısı1
|
Yaygın
|
Müsküloskeletal ağrı1
|
Araştırmalar |
Çok yaygın
|
Azalmış kreatinin renal klirensi 1, * Proteinüri 1, #
Lökopeni 1, ##
|
Yaygın
|
Nötropeni##
|
Yaygın olmayan
|
Trombosit sayımında azalma##
|
1 SJIA'da
|
|
# tahmini kreatinin klirensine dayalı, çoğu geçicidir
# çoğu daldırma çubuğu ile geçici eser miktarda ila 1+ pozitif üriner proteini temsil eder
# # Daha fazla bilgi için aşağı bakınız
|
SJIA havuzlanmış analizi
Klinik çalışmalarda 2 ila <12 yaş arası 321 hasta, 12 ila <16 yaş arası 88 hasta ve 16 ila <20 yaş arası 36 hasta dahil olmak üzere 2 ila <20 yaş arası toplam 445 SJIA hastası ILARISalmıştır. Tüm SJIA hastalarının havuzlanmış bir güvenlik analizi, 16 ila <20 yaşları arasındakigenç yetişkin SJIA hastalarının alt kümesinde, ILARIS'in güvenlik profilinin, 16 yaşındanküçük SJIA hastalarında gözlenenlerle tutarlı olduğunu göstermiştir.
Seçilmiş advers reaksiyonlarla ilgili açıklamalar
CAPS hastalarında uzun vadeli veriler ve laboratuvar anormallikleri
CAPS hastaları üzerinde ILARIS ile gerçekleştirilen klinik çalışmalar sırasında, hemoglobin için ortalama değerler artmış ve lökosit, nötrofil ve trombosit değerleri azalmıştır.
CAPS hastalarında nadiren transaminaz yükselmeleri gözlenmiştir.
ILARIS ile tedavi edilmiş CAPS hastalarında, transaminazlarda eş zamanlı yükselmeler olmaksızın serum bilirubinde asemptomatik ve hafif yükselmeler gözlenmiştir.
Doz yükseltme ile birlikte yapılan uzun vadeli, açık etiketli çalışmalarda, enfeksiyon (gastroenterit, solunum yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonu), kusma ve sersemlik,diğer doz grupları ile karşılaştırıldığında 600 mg ya da 8 mg/kg doz grubunda daha sıkbildirilmiştir.
FMF hastalarında laboratuar anormallikleri
Nötrofiller
Hastaların % 6,5'inde (yaygın) nötrofil sayısında > Derece 2 seviyesine düşme ve hastaların % 9,5'inde Derece 1 seviyesine düşme meydana gelmiş olmakla birlikte, düşüşler genelliklegeçicidir ve nötropeni ile ilişkili enfeksiyon bir advers reaksiyon olarak tanımlanmamıştır.
Trombositler
Hastaların % 0,6'sında trombosit sayısında düşüş (> Derece 2) meydana gelmiş olmakla birlikte, kanama bir advers reaksiyon olarak tanımlanmamıştır. Trombositlerde hafif ve geçici
9
Derece 1 seviyesine düşüş hastaların % 15,9'unda meydana gelmiş ancak ilişkili herhangi bir kanama advers olayı olmamıştır.
SJIA hastalarında laboratuvar anormallikleri Hematoloji
SJIA programının genelinde, 33 hastada (%16,5) lökosit (WBC) sayımlarında geçici azalma (< 0,8 x LLN) bildirilmiştir.
SJIA programının genelinde, 12 hastada (%6) mutlak nötrofil sayımlarında (ANC) 1 x 109/L'den daha düşük düzeylere geçici azalmalar bildirilmiştir.
SJIA programının genelinde, 19 hastada (%9,5) trombosit sayımlarında geçici azalmalar (<LLN) gözlenmiştir.
ALT/AST
SJIA programının genelinde, 19 hastada (%9,5) > 3 x normalin üst sınırı (ULN) düzeyinde yüksek ALT ve/veya ALT bildirilmiştir.
Gözlemsel çalışmadan uzun süreli veriler
Toplam 243 CAPS hastası (> 2 ila < 17 yaş arası 85 pediyatrik hasta ve 18 yaş ve üzeri 158 erişkin hasta), uzun süreli bir kayıt çalışmasında (ortalama 3.8 yıl canakinumab maruziyeti)rutin klinik uygulamada canakinumab ile tedavi edilmiştir. Canakinumabın bu ortamda uzunsüreli tedaviyi takiben gözlemlenen güvenlilik profili, CAPS hastalarında yapılan girişimselçalışmalarda gözlemlenen profillerle tutarlı olmuştur.
Pediyatrik popülasyon
Çalışmalara dahil edilmiş 80 pediyatrik CAPS hastası (2-17 yaşları arasında) bulunmaktadır. Genel olarak, genel CAPS popülasyonu ile karşılaştırıldığında (yetişkin ve pediyatrikhastalardan oluşmaktadır, N=211), pediyatrik hastalarda enfeksiyon epizotlarının sıklığı veşiddeti de dahil olmak üzere ILARIS'in güvenlilik ve tolerabilite profilinde klinik açıdananlamlı farklılıklar yoktur. Üst solunum yolu enfeksiyonları en sık bildirilen enfeksiyonolaylarıdır.
16 haftalık bir çalışmada canakinumab alan 102 TRAPS, H
ID
S/MKD ve FMF hastası (2-17 yaş) yer almıştır. Genel olarak, genel popülasyona kıyasla pediyatrik hastalarda canakinumabıngüvenlilik ve tolere edilebilirlik profilinde klinik olarak anlamlı bir fark olmamıştır.
Yaşlı popülasyon
65 yaş ve üzeri hastalarda gözlenen güvenlilik profilinde anlamlı farklılıklar yoktur.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Aşırı doz ile deneyim sınırlıdır. Erken klinik çalışmalarda, hastalar ve sağlıklı gönüllüler akut toksisite kanıtına rastlanmaksızın intravenöz veya subkutan yolla uygulanan 10 mg/kg'a varanyüksek dozlar almıştır.
Doz aşımı durumunda hastanın advers reaksiyonlar veya etkilerin semptomları veya belirtileri açısından izlenmeleri ve gerekli olduğunda uygun semptomatik tedavinin başlatılmasıönerilmektedir.
5.
FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: İmmünosupresanlar, interlökin inhibitörleri ATC Kodu: L04AC08
Etki mekanizması
Canakinumab, IgG1/K izotipinin tamamen insan monoklonal bir anti-human interlökin-1 beta (IL-1 beta) antikorudur. Canakinumab yüksek bir afinite ile spesifik olarak insan IL-1 betayabağlanır ve insan IL-1 betanın biyolojik aktivitesini onun IL-1 reseptörleri ile etkileşiminiengelleyerek nötralize eder; bu şekilde IL-1 beta ile indüklenen gen aktivasyonu veinflamatuvar medyatörlerin üretimi engellenir.
Farmakodinamik etkiler
CAPS ve FMF:
Klinik çalışmalarda, kontrolsüz aşırı IL-1 beta üretimine sahip CAPS ve FMF hastaları canakinumab ile tedaviye hızlı ve sürekli bir yanıt göstermiştir. (Örneğin; yüksek C-reaktifprotein (CRP) ve serum amiloid A (SAA) yüksek nötrofil ve trombosit sayıları ve lökositozhızla normale dönmüştür.)
SJİA:
Sistemik Jüvenil İdiopatik Artrit başlıca IL-1-beta olmak üzere pro-inflamatuvar sitokinler aracılığıyla doğal immünitenin neden olduğu şiddetli bir otoinflamatuvar hastalıktır.
SJİA'nın yaygın özellikleri ateş, döküntü, hepatosplenomegali, lenfadenopati, poliserozit ve artrittir. Canakinumab ile tedavi, SJİA'nın hem artiküler hem de sistemik özelliklerinde hızlıve kalıcı bir iyileşme sağlamış ve buna çoğu hastada inflamasyonlu eklem sayısında anlamlı birazalma, ateşte hızlı düzelme ve akut faz reaktanlarında azalma eşlik etmiştir (bkz. Kliniketkililik ve güvenlilik).
Klinik etkililik ve güvenlilik
CAPS:
Canakinumab etkililiği ve güvenliliği, çeşitli şiddetlerde hastalığa ya da farklı CAPS fenotiplerine (FCAS/FCU, MWS ve NOMID/CINCA gibi) sahip 211 yetişkin ve pediyatrikhastalarda gösterilmiştir. Sadece NLRP3 mutasyonu doğrulanan hastalar pivotal çalışmalaradahil edilmiştir.
Faz I/II çalışmada, canakinumab tedavisinin etkileri hemen ortaya çıkmış ve doz uygulamasından bir gün sonra semptomlar ortadan kalkmış ya da semptomlarda klinik olarakanlamlı iyileşme sağlanmıştır. Yüksek CRP ve SAA gibi laboratuvar parametreleri, yükseknötrofil ve trombosit sayıları, canakinumab enjeksiyonundan sonraki birkaç gün içinde hızlıcanormale dönmüştür.
Pivotal çalışma, 48 haftalık, üç bölümlü çok merkezli bir çalışmadır; yani, 8 haftalık açık etiketli dönem (Kısım I), 24 haftalık randomize, çift kör, plasebo kontrollü bırakma dönemi(Kısım II) ve bunu takip eden 16 haftalık açık etiketli dönem (Kısım III). Çalışmanın amacı,CAPS'li hastalarda canakinumabın (her 8 haftada 150 mg ya da 2 mg/kg) etkililik, güvenlilikve tolere edilebilirliğinin değerlendirilmesidir.
Kısım I: Tedavi başlatıldıktan sonra 7 gün içinde, hastaların %97'sinde canakinumaba tam bir klinik yanıt ve biyomarker yanıtı (hekimin otoinflamatuvar ve cilt hastalığı üzerindeki bileşikdeğerlendirmesi < minimal ve CRP ya da SAA değerleri < 10 mg/litre olarak tanımlanmıştır)gözlenmiştir. Hekimin otoinflamatuvar hastalık aktivitesi ile ilgili klinik değerlendirmesindeanlamlı iyileşmeler olmuştur: genel otoinflamatuvar hastalık aktivitesi değerlendirmesi, cilthastalığı (ürtiker tipi cilt döküntüsü), artralji, miyalji, baş ağrısı/migren, konjonktivit,yorgunluk/huzursuzluk değerlendirmesi, diğer bağlantılı semptomlarla ilgili değerlendirme,hastanın semptom değerlendirmesi.
Kısım II: Pivotal çalışmanın bırakma döneminde, birincil sonlanım noktası hastaların hastalık nüksü/alevlenme oranı olarak tanımlanmıştır; canakinumaba randomize hastaların hiçbirinde(%0) alevlenme görülmezken, plaseboya randomize edilenlerin %81'inde alevlenme meydanagelmiştir.
Kısım III: Kısım II'de plaseboyla tedavi edilmiş ve canakinumab tedavisinin uygulandığı açık etiketli uzatma dönemine kaydolmuş hastalarda da, sürekli canakinumab ile tedavi edilenhastalarla karşılaştırıldığında, hastalık aktivitesinde anlamlı klinik ve serolojik iyileşmelermeydana gelmiştir.
Faz III çalıma, pivotal plasebo kontrollü geri çekme döneminde (II. Kısım) gözlenen etkililiin tablo haline getirilmiözeti
Faz III çalıma, pivotal plasebo kontrollü geri çekme dönemi (II. Kısım) |
|
Canakinumab n = 15
|
Plasebo n = 16
|
p-değeri
|
Birincil sonlanım noktası (alevlenme)
II. Kısımda hastalık alevlenmesinin olduğu hastaların oranı
|
0 (%0)
|
13 (%81)
|
< 0,001
|
İnflamatuvar belirteçler*
C-reaktif protein, mg/l Serum amiloid A, mg/l
|
1,1 (0,4) 2,27 (-0,2)
|
19,93(10,5)
71,09(14,35)
|
< 0,001 0,002
|
* II. Kısmın başlangıcına göre ortalama (medyan) değişim
|
İki açık etiketli, kontrollü olmayan, uzun vadeli faz III çalışma yürütülmüştür. Biri, CAPS hastalarında canakinumaba ilişkin bir güvenlilik, tolerabilite ve etkililik çalışmasıdır. Toplamtedavi süresi 6 ay ila 2 yıl arasında değişmiştir. Diğeri Japon CAPS hastalarında 48 haftayavaran uzatma fazı ile birlikte, 24 hafta boyunca etkililik ve güvenliliği değerlendirmek üzerecanakinumab ile yürütülen açık etiketli bir çalışmadır. Birincil hedef dozun artırıldığı hastalarda dahil olmak üzere 24. haftada relapssız hasta oranını değerlendirmektir.
Bu iki çalışma için birleştirilmiş etkililik analizinde, daha önce canakinumab ile tedavi edilmemiş hastaların %65,6'sı 150 mg veya 2 mg/kg'da tam yanıt elde ederken, hastaların%85,2'si hiçbir dozda tam yanıt elde etmemiştir. 600 mg veya 8 mg/kg (veya hatta daha yüksek)ile tedavi edilen hastalardan %43,8'i tam yanıt elde etmiştir. Daha büyük pediyatrik ve yetişkinhastalara kıyasla 2 ila <4 yaşındaki daha az hasta tam yanıt (%57,1) elde etmiştir. Tam yanıtelde eden hastalardan %89,3'ünde yanıt relapssız korunmuştur.
Dozun her 8 haftada bir 600 mg'a (8 mg/kg) artmlmasını takiben tam yanıt elde eden bireysel hastalardan edinilen deneyim, önerilen dozlar ile (>15 kg ve <40 kg ağırlığındaki hastalar için150 mg veya 2 mg/kg) tam yanıt elde etmeyen ya da tam yanıtı koruyamayan hastalarda dahayüksek bir dozun faydalı olabileceğini düşündürmektedir. Artırılmış bir doz FCAS veyaMWS'ye kıyasla NOMID/CINCA semptomları olan hastalara ve 2 ila <4 yaşındaki hastalaradaha sık uygulanmıştır.
Rutin klinik uygulamada pediyatrik ve yetişkin CAPS hastalarında ILARIS tedavisinin uzun süreli güvenliliği ve etkililiği hakkında veri sağlamak için 6 yıllık bir gözlemsel veritabanıçalışması yapılmıştır. Çalışmaya 243 CAPS hastası dahil edilmiştir (18 yaşından küçük 85 hastadahil). Hastalık aktivitesi, çalışmadaki tüm başlangıç sonrası zaman noktalarında hastaların %90'ından fazlasında mevcut değil veya hafif/orta dereceli olarak değerlendirilmiştir ve ortalamaserolojik enflamasyon belirteçleri (CRP ve SAA) başlangıç sonrası tüm zaman noktalarındanormaldir (<10 mg / litre). ILARIS alan hastaların yaklaşık % 22'sinde doz ayarlamasıgerekmesine rağmen, terapötik etkinin olmaması nedeniyle hastaların sadece küçük bir bölümü(%1,2) ILARIS'i kesmiştir.
Pediyatrik popülasyon
ILARIS ile yürütülen CAPS çalışmaları 2 ila 17 yaş aralığında toplamda 80 pediyatrik hasta içermiştir (yaklaşık yarısı mg/kg bazında tedavi edilmiştir). Genelde, genel CAPSpopülasyonuna kıyasla pediyatrik hastalarda ILARIS'in etkililik, güvenlilik ve tolerabiliteprofilinde klinik olarak anlamlı farklar söz konusu değildir. Pediyatrik hastaların çoğu kliniksemptomlarda ve objektif enflamasyon belirteçlerinde (örn., SAA ve CRP) iyileşme eldeetmiştir.
4 yaş ve altındaki pediyatrik CAPS hastalarında canakinumabın etkililiğini, güvenliliğini ve tolere edilebilirliğini değerlendirmek için 56 haftalık, açık etiketli bir çalışma yapılmıştır. 2-8mg/kg'lık ağırlığa dayalı başlangıç dozları kullanılarak 17 hasta (2 yaşın altındaki 6 hasta dahil)değerlendirilmiştir. Çalışmada ayrıca canakinumabın standart çocukluk aşılarına karşıantikorların gelişimi üzerindeki etkisi de incelenmiştir. 2 yaşın altındaki hastalarda, 2 yaş veüzerindeki hastalara kıyasla güvenlilik veya etkililik açısından hiçbir fark gözlemlenmemiştir.Canlı olmayan, standart bakım çocukluk aşıları alan tüm hastalarda (N=7) koruyucu antikorseviyeleri gelişmiştir.
FMF:
Canakinumabın TRAPS, HIDS/MKD ve FMF tedavisi için etkililiği ve güvenliliği, üç ayrı
hastalık kohortundan oluşan tek, pivotal, faz III, 4 kısımlı bir çalışmada (N2301) gösterilmiştir.
- Kısım I: Her hastalık kohortunda 2 yaş ve üzerindeki hastalar, hastalık alevlenmesinin başlangıcı açısından değerlendirildikleri 12 haftalık bir tarama periyoduna girmişlerdir.
- Kısım II: Alevlenme başlangıcındaki hastalar, 16 haftalık çift kör, plasebo kontrollü bir tedavi periyoduna randomize edilmiş, bu süre boyunca 4 haftada bir 150 mg canakinumab(vücut ağırlığı < 40 kg olan hastalar için 2 mg/kg) subkutan (s.c.) veya plasebo almışlardır.28 günden büyük ancak 2 yaşından küçük hastaların, randomize olmayan hastalar olarakdoğrudan Kısım II'nin açık koluna çalışmaya girmelerine izin verilmiştir (ve birinciletkinlik analizinden çıkarılmışlardır).
- Kısım III: 16 haftalık tedaviyi tamamlayan ve yanıt verenler olarak sınıflandırılan hastalar, 24 haftalık, çift-kör geri çekme periyodu için her 8 haftada bir canakinumab 150 mg (< 40kg hastalar için 2 mg/kg) S.C. veya plasebo almak üzere yeniden randomize edilmiştir.
- Kısım IV: Canakinumab ile tedavi edilen tüm Kısım III hastaları, 72 haftalık açık etiketli bir tedavi uzatma periyoduna girmeye uygun olmuşlardır.
28 günlük ve üzeri yaşta toplam 185 hasta çalışmaya alınmış ve çalışmanın II. kısmına 2 yaş ve üzeri toplam 181 hasta randomize edilmiştir.
Randomize tedavi periyodunun (Kısım II) birincil etkililik sonlanım noktası, her bir kohort içinde 15. günde başlangıçtaki hastalık alevlenmesi düzelen ve 16 haftalık tedavi döneminingeri kalanında yeni bir alevlenme yaşamayan (tam bir yanıt olarak tanımlanır) yanıt veren hastaoranıdır. Başlangıçtaki hastalık alevlenmesinin düzelmesi, Hekimin Hastalık Aktivitesi KüreselDeğerlendirmesi (PGA) < 2 (“minimum veya hastalık yok”) ve CRP'nin normal aralıkta (<10mg/L) olması veya başlangıca göre azalmanın > %70 olması olarak tanımlanmıştır. Yenialevlenme, PGA skoru > 2 (“hafif, orta veya şiddetli hastalık”) ve CRP > 30 mg/L olaraktanımlanmıştır. Tamamı 16. hafta sonuçlarına (Kısım II'nin sonu) dayanan ikincil sonlanımnoktaları, PGA skoru < 2 olan hastaların oranını, serolojik remisyona giren hastaların oranını(CRP < 10 mg/L olarak tanımlanır) ve normalleştirilmiş SAA düzeyine sahip hastaların oranını(SAA < 10 mg/L olarak tanımlanır) içermiştir.
Birincil etkililik sonlanım noktası açısından canakinumab, üç hastalık kohortunun tümü için plasebodan üstün olmuştur. Canakinumab ayrıca her üç kohortta da PGA < 2 ve CRP < 10 mg/Likincil sonlanım noktalarında plaseboya kıyasla üstün etkililik göstermiştir. Her üç kohorttaplaseboya kıyasla canakinumab tedavisi ile 16. haftada daha yüksek hasta oranlarında SAAnormalize olmuş (<10 mg/L), TRAPS hastalarında istatistiksel olarak anlamlı bir farkgözlemlenmiştir (aşağıda, çalışma sonuçlarını içeren Tabloya bakınız).
Faz III çalışmanın pivotal, randomize, plasebo kontrollü tedavi periyodunda (Kısım II) etkililiğinin tablo halinde özeti
Faz III çalışmanın pivotal, randomize, plase |
bo kontrollü ted |
avi periyodu (Kısım II) |
|
Canakinumab n/N (%)
|
Plasebo n/N (%)
|
p değeri
|
Birincil sonlanım noktası (hastalık alevlenmesi)- 15. günde başlangıçtaki hastalık alevlenmesinde düzelme olan ve 16 haftalık tedavi periyodunun geri kalanında yeni biralevlenme yaşamayan hastaların oranı
|
FMF
|
19/31 (61,29)
|
2/32 (6,25)
|
< 0,0001*
|
HIDS/MKD
|
13/37 (35,14)
|
2/35 (5,71)
|
0,0020*
|
TRAPS
|
10/22 (45,45)
|
2/24 (8,33)
|
0,0050*
|
İkincil sonlanım noktaları (hastalık ve enflamatuar belirteçler) |
Hekimin Global Değerlendirmesi < 2
|
|
|
|
FMF
|
20/31 (64,52)
|
3/32 (9,38)
|
< 0,0001**
|
HIDS/MKD
|
17/37 (45,95)
|
2/35 (5,71)
|
0,0006**
|
TRAPS
|
10/22 (45,45)
|
1/24 (4,17)
|
0,0028**
|
C-reaktif protein < 10 mg/l
|
|
|
|
FMF
|
21/31 (67,74)
|
2/32 (6,25)
|
<0,0001**
|
HIDS/MKD
|
15/37 (40,54)
|
2/35 (5,71)
|
0,0010**
|
TRAPS
|
8/22 (36,36)
|
2/24 (8,33)
|
0,0149**
|
Serum amiloid A < 10 mg/l
|
|
|
|
FMF
|
8/31 (25,81)
|
0/32 (0,00)
|
0,0286
|
HIDS/MKD
|
5/37 (13,51)
|
1/35 (2,86)
|
0,0778
|
TRAPS
|
6/22 (27,27)
|
0/24 (0,00)
|
0,0235**
|
n=yanıt verenlerin sayısı; N=değerlendirilebilir hasta sayısı
*, Fisher kesin testine göre 0,025 seviyesinde istatistiksel önemi (tek taraflı) gösterir
|
** her kohort için açıklayıcı değişkenler olarak sırasıyla tedavi grubu ve başlangıç PGA, CRP veya SAA ile lojistik regresyon modeline dayalı olarak 0.025 seviyesinde istatistiksel önemi
(tek taraflı) gösterir
Doz yükseltme
Çalışmanın II. kısmında, hastalığı aktif devam eden canakinumab ile tedavi edilen hastalar, ilk ay içinde 150 mg'lık (veya < 40 kg hastalar için 2 mg/kg) ek bir doz almıştır. Bu ek doz, ilktedavi dozundan en erken 7 gün sonra uygulanabilmiştir. Dozu yükseltilen tüm hastalar, her 4haftada bir 300 mg'lık (veya < 40 kg hastalar için 4 mg/kg) artan dozda kalmıştır.
Birincil sonlanım noktasının keşifsel analizinde, ilk dozdan sonra yetersiz yanıt alan hastalarda, ilk ay içinde 4 haftada bir 300 mg (veya 4 mg/kg) doza yükseltmenin alevlenme kontrolünüdaha da artırdığı, hastalık aktivitesinin azaldığı ve CRP ve SAA seviyelerini normalleştirdiğigözlemlenmiştir.
Pediyatrik hastalar:
Yaşları > 28 gün ve < 2 yıl olan randomize olmayan iki HIDS/MKD hastası çalışmaya dahil edilmiş ve canakinumab almıştır. Bir hastada tek doz 2 mg/kg canakinumab aldıktan sonra 15.günde başlangıçtaki alevlenme düzelmiş fakat hasta, bu ilk dozdan sonra ciddi advers olaylar(pansitopeni ve karaciğer yetmezliği) nedeniyle tedaviyi bırakmıştır. Bu hastanın, çalışmabaşlangıcında immün trombositopenik purpura öyküsü ve anormal hepatik fonksiyonları vardı.İkinci hasta canakinumab 2 mg/kg başlangıç dozu ve 3. haftada 2 mg/kg ek dozu almıştır ve 5.haftada, çalışmanın II. kısmının sonuna 4 haftada bir 4 mg/kg dozu alacak şekilde titreedilmiştir. Hastalık alevlenmesi 5. haftada düzelmiştir ve hasta çalışmanın II. kısmının sonunda(16. hafta) herhangi bir yeni alevlenme yaşamamıştır.
SJİA:
ILARIS'in aktif SJİA tedavisi için etkililiği iki pivotal çalışmada (G2305 ve G2301) değerlendirilmiştir. Kaydedilen hastalar 2 ila 20 yaşın altındadır (başlangıçta ortalama yaş 8,5ve ortalama hastalık süresi 3,5 yıl) ve aktif artritli >2 eklem, ateş ve yükselmiş CRP iletanımlanan aktif hastalığa sahiptir.
Çalışma G2305:
Çalışma G2305 4 mg/kg'lık (300 mg'a kadar) tek bir subkutan ILARIS dozu veya plasebo kullanımına randomize edilmiş 84 hastada ILARIS'in kısa vadeli etkililiğini değerlendirmeküzere yürütülen randomize, çift kör, plasebo kontrollü, tek dozlu, 4 haftalık bir çalışmadır (43hasta ILARIS ve 41 hasta plasebo kullanmıştır). Bu çalışmanın primer amacı, 15. günde ateşgörülmemesini (ateş <38°C) içerecek şekilde uyarlanmış pediyatrik ACR—(AmerikanRomatoloji Derneği) yanıt kriterlerinde en az %30 iyileşme elde eden hasta oranı açısındanILARIS'in plaseboya karşı üstünlüğünü göstermektir.
Ayrıca “inaktif hastalık” (SJİA'ya bağlanabilecek aktif artrit, ateş, döküntü, serozit, hepatomegali veya lenfadenopati yokluğu, normal CRP ve hekimin, hastalık aktivitesine işaretetmeyen genel değerlendirmesi olarak tanımlanır) değerlendirilmiştir.
Pediyatrik ACR yanıtları 6 temel sonuç değişkeninin 3'ünde başlangıca göre yüzde iyileşme (%30, %50, %70, %90 ve %100) ve geri kalan değişkenlerden >1'inde >%30 kötüleşme olaraktanımlanır. Temel sonuç değişkenleri hekimin genel hastalık aktivitesi değerlendirmesi,ebeveynin veya hastanın genel sağlık değerlendirmesi, aktif artrit görülen eklem sayısı, kısıtlıhareket açıklığına sahip eklem sayısı, CRP ve fonksiyonel kapasiteyi (Çocukluk Çağı SağlıkDeğerlendirme Anketi - CHAQ) içermiştir.
Tüm primer ve sekonder sonlanım noktaları karşılanmıştır. Pediyatrik ACR yanıtı ve inaktif hastalığa göre hasta yüzdesi aşağıda sunulmaktadır.
ILARIS tedavisi, 15 ve 29. günlerde plasebo ile karşılaştırıldığında tüm pediatrik ACR yanıt puanlarını iyileştirmiştir.
15. ve 29. günde pediyatrik ACR yanıtı ve hastalık durumu
|
15. gün
|
|
29. gün
|
|
|
ILARIS
|
Plasebo
|
ILARIS
|
Plasebo
|
|
N=43
|
N=41
|
N=43
|
N=41
|
ACR30
|
%84
|
%10
|
%81
|
%10
|
ACR50
|
%67
|
%5
|
%79
|
%5
|
ACR70
|
%61
|
%2
|
%67
|
%2
|
ACR90
|
%42
|
%0
|
%47
|
%2
|
ACR100
|
%33
|
%0
|
%33
|
%2
|
İnaktif hastalık
|
%33
|
%0
|
%30
|
%0
|
Tüm ACR skorları için tedavi farklılığı p< 0,0001 olup, inaktif hastalık için mevcut değildir.
|
Sistemik ve artritik bileşenleri içeren uyarlanmış pediyatrik ACR bileşenleri için bulgular genel yanıt bulguları ile tutarlıdır. 15. günde, aktif artrit ve kısıtlı hareket açıklığı görülen eklemsayısında başlangıca göre medyan değişiklik ILARIS için (n=43) sırasıyla %67 ve %73 iken,plasebo için (N=41) medyan değişiklik %0 ve %0'dır. 15. günde hasta ağrı skorundaki ortalamadeğişiklik (0 100 mm görsel analog ölçeği) plasebo (N=25) için +4.5 mm'ye kıyasla ILARIS(N=43) için 50 mm'dir. ILARIS ile tedavi edilen hastalarda ağrı skorunda ortalama değişiklik29. günde tutarlıdır.
Çalışma G2301:
Çalışma G2301 aktif SJİA'lı hastalarda ILARIS ile alevlenmelerin önlenmesine ilişkin randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir geri çekme çalışmasıdır. Çalışma iki bağımsız primersonlanım noktasına sahip iki ana kısımdan (steroidlerin aşamalı olarak başarılı bir şekildekesilmesi ve alevlenmeye kadar geçen süre) oluşmuştur. Kısım I'e (açık etiket) 177 hastakaydedilmiş ve 32 haftaya kadar 4 haftada bir uygulanan 4 mg/kg (300 mg'a kadar) ILARISalmıştır. Kısım II'deki (çift kör) hastalar, 37 alevlenme olayı meydana gelene kadar her 4haftada bir ILARIS 4 mg/kg ya da plasebo almıştır.
Kortikosteroid dozunun azaltılması
Kısım I'de kortikosteroid kullanan 128 hastadan 92'si kortikosteroid azaltma girişiminde bulunmuş, 57'sinde (%62) kortikosteroidler başarılı bir şekilde azaltılmış, 42'si (%46)kortikosteroid kullanmayı bırakmıştır.
Alevlenmeye kadar geçen süre
Kısım II'de canakinumab alan hastalarda alevlenme riski plasebo grubuna kıyasla %64 azalmıştır (tehlike oranı: 0,36; %95 GA: 0,17 ila 0,75; p=0,0032). Plasebo veya canakinumabaatanmış olmaları fark etmeksizin, Kısım Il'ye giren 100 hastanın 63'ü gözlem süresi boyunca(maksimum 80 haftaya kadar) bir alevlenme yaşamamıştır.
Çalışma G2305 ve G2301'de sağlıkla bağlantılı yaşam kalitesi sonuçları:
ILARIS ile tedavi edilen hastaların yaşam kalitesi ve günlük işlev gösterme kapasitelerinde hızlı, kalıcı ve klinik olarak ilgili iyileşmelerle sonuçlanmıştır. Çocukluk Çağı SağlıkDeğerlendirme Anketi En Küçük Kareler ortalamalarındaki iyileşme plaseboya karşı ILARISiçin 0,69 olup, bu değer 0,19'luk minimum klinik olarak önemli farkın 3,6 katını temsiletmektedir (p= 0,0002). Çalışma G2301'in I. Kısmının sonunda başlangıca göre medyaniyileşme 0,88'dir (%79). Çalışma G2305'te plaseboya karşı ILARIS için Çocuk Sağlık Anketi-PF50 skorlarında istatistiksel olarak anlamlı iyileşmeler bildirilmiştir (fiziksel p= 0,0012;psikososyal sağlık p = 0,0017).
Havuzlanmış etkililik analizi:
Çalışma G2305, G2301 ve uzatma çalışmalarından ILARIS tedavisinin ilk 12 haftasına ilişkin veriler, etkililiğin korunup korunmadığını değerlendirmek üzere birleştirilmiştir. Bu verilerpediyatrik ACR yanıtları ve her bir pediyatrik ACT temel bileşeninde ayrı ayrı çalışmalardagözlenene benzer iyileşmeleri göstermiştir. 12. haftada uyarlanmış pediyatrik ACR30, 50, 70,90 ve 100 cevapları sırasıyla %70, %69, %61, %49 ve %30' du, hastaların %28' inde inaktifhastalık mevcuttu (N=178).
Sınırlı olmasına rağmen, klinik çalışmalardan elde edilen kanıtlar tocilizumab veya anakinraya cevap vermeyen hastaların canakinumaba cevap verebileceğini göstermiştir.
Çalışma G2301E1:
G2305 ve G2301 çalışmalarında gözlemlenen etkililik, açık etiketli uzun süreli uzatma çalışması G2301E1'de korunmuştur. Çalışmadaki 270 SJIA hastasının 147'si, G2305 veyaG2301 (Kohort I) çalışmalarında canakinumab ile tedavi görmüştür ve 123 hasta önceden hiçcanakinumab kullanmamıştır (Kohort II). Kohort I'deki hastalar ortanca 3,2 yıl (5,2 yıla kadar)ve Kohort II'deki hastalar ortanca 1,8 yıl (2,8 yıla kadar) süreyle tedavi edilmiştir. Uzatmaçalışmasında, tüm hastalar 4 haftada bir 4 mg/kg (maksimum 300 mg'a kadar) canakinumabalmıştır. Her iki kohortta da, iyi kontrollü yanıt veren hastaların (geriye dönük olarakuyarlanmış pediatrik ACR > 90 olarak tanımlanır) ve eş zamanlı kortikosteroid gerektirmeyenhastaların canakinumab dozlarını 4 haftada bir 2 mg/kg'a düşürmelerine izin verilmiştir(62/270; %23).
Çalışma G2306:
Çalışma G2306, 4 haftada bir 4 mg/kg canakinumab alan SJIA hastalarında ILARIS dozunun azaltılması (4 haftada bir 2 mg/kg) veya doz aralığının uzatılması (8 haftada bir 4 mg/kg) iletedavi yanıtının sürdürülmesini değerlendirme amaçlı açık etiketli bir çalışmadır. En az 4 haftaboyunca eşzamanlı kortikosteroid ve/veya metotreksat kullanımının kesilmesiyle inaktifhastalık durumunu sürdürebilen hastalar dahil olmak üzere canakinumab monoterapisi ile arkaarkaya en az 6 ay boyunca inaktif hastalık durumunu sürdüren (klinik remisyon) 2 ila 22 yaşlarıarasındaki 75 hasta, 4 haftada bir 2 mg/kg canakinumab (N=38) veya her 8 haftada bir 4 mg/kgcanakinumab (N=37) almak üzere randomize edilmiştir. 24 hafta sonra, azaltılmış doz (4haftada bir 2 mg/kg) alan hastaların %71'i (27/38) ve uzatılmış doz aralığı uygulanan hastaların%84'ü (31/37) (8 haftada bir 4 mg/kg) 6 ay boyunca inaktif hastalık durumunu koruyabilmiştir.Daha fazla doz azaltma (4 haftada bir 1 mg/kg) veya doz aralığı uzatma (12 haftada bir 4 mg/kg)ile devam eden ve klinik remisyonda olan hastaların %93'ü (26/28) ve %91'i (30/33) 6 ayboyunca inaktif hastalık durumunu koruyabilmiştir. Bu en düşük doz rejiminde 6 ay daha inaktifhastalık durumunu koruyan hastaların canakinumabı kesmesine izin verilmiştir. Genel olarak,doz azaltma veya doz aralığı uzatma kollarına randomize edilen hastaların %33'ü (25/75)canakinumab tedavisini sonlandırmayı ve 6 ay boyunca inaktif hastalık durumunu korumayıbaşarmıştır. Her iki tedavi kolundaki advers olayların oranı, 4 haftada bir 4 mg/kg ILARIS iletedavi edilen hastalarda görülen orana benzer olmuştur.
İmmünojenisite:
CAPS ve SJİA için ILARIS ile tedavi edilen hastaların sırasıyla yaklaşık %1,5 ve %3'ünde ILARIS'e antikor gelişmiştir. SJİA klinik çalışmalarının çoğunda daha yüksek duyarlılığa sahipköprüleme analizi kullanılmıştır. Nötralizan antikor tespit edilmemiştir. Antikor gelişimi ileklinik yanıt veya advers olaylar arasında belirgin bir korelasyon gözlenmemiştir.
16 haftalık tedavi boyunca 150 mg ve 300 mg'lık dozlarla tedavi edilen TRAPS, HIDS/MKD ve FMF hastalarında hastalarında canakinumaba karşı antikor gözlemlenmemiştir.
5.2. Farmako kinetik özelliklerGenel Özellikler
CAPS
Emilim:
Pik serum canakinumab konsantrasyonu (Cmaks), yetişkin CAPS hastalarında 150 mg'lik tek bir subkutan uygulamadan yaklaşık 7 gün sonra meydana gelmiştir. Ortalama terminal yarı ömür26 gündür. Tipik bir yetişkin CAPS hastasında (70 kg) tek bir subkutan 150 mg dozdan sonraCmaks ve EAAinf için ortalama değerler 15,9 mcg / mL ve 708 mcg *d / mL olarak belirlenmiştir.CAPS popülasyonunda yürütülen popülasyon farmakokinetik analizine dayalı olarak, cilt altıyoldan uygulanan canakinumabın mutlak biyoyararlanımı %66 olarak hesaplanmıştır.Maruziyet parametreleri (EAA ve Cmaks) intravenöz infüzyon olarak verilen 0,3 ila 10 mg/kgveya subkutan enjeksiyon olarak verilen 150 ila 600 mg doz aralığında dozla orantılı olarakartmıştır. 8 haftada bir 150 mg (ya da 2 mg/kg) subkutan uygulamadan sonra öngörülen kararlıdurum maruziyet değerleri (Cmin,ss, Cmaks,ss, EAAss,8w) <40 kg (4 mcg / mL, 19,9 mcg / mL, 566mcg *d/mL) ve >70 kg (4,6 mcg / mL, 17,8 mcg / mL, 545 mcg *d/mL) kilo kategorileri ilekarşılaştırıldığında 40-70 kg kilo kategorisinde (6,6 mcg / mL, 24,3 mcg / mL, 767 mcg *d/mL) biraz daha yüksek olmuştur. 6 ay boyunca 8 haftada bir 150 mg subkutan canakinumabuygulamasını takiben beklenen birikim oranı 1,3 kattır.
Dağılım
Canakinumab serum IL-1 beta'ya bağlanır. Canakinumabın dağılım hacmi (Vss) vücut ağırlığına göre değişmiştir. Vücut ağırlığı 70 kg olan bir CAPS hastasında 6,2 litre olduğu tahminedilmiştir.
Eliminasyon
Canakinumabın belirgin klirensi (CL/F) vücut ağırlığı ile artmaktadır. Bu değer, vücut ağırlığı 70 kg olan bir CAPS hastasında 0,17 L/gün, vücut ağırlığı 33 kg olan bir SJIA hastasında 0,11L/gün olarak hesaplanmıştır. Vücut ağırlığı farklılıkları hesaba katıldıktan sonra, CAPS ve SJIAhastaları arasında canakinumabın farmakokinetik özellikleri açısından klinik olarak anlamlı birfark gözlenmemiştir.
Canakinumabın farmakokinetik özelliklerinde, tekrarlanan uygulama sonrasında hızlandırılmış klirens veya zamana bağlı değişiklik belirtisi yoktur. Vücut ağırlığı için düzeltme yapıldıktansonra cinsiyet veya yaşa bağlı farmakokinetik farklılık gözlenmemiştir.
Doğrusallık/ doğrusal olmayan durum
Tekrarlı uygulamayı takiben canakinumabın farmakokinetik parametrelerinde hızlanmış klirens ya da zamana bağlı değişim işaretlerine rastlanmamıştır. Vücut ağırlığına göre düzeltmeyapıldıktan sonra, cinsiyet ya da yaşa bağlı farmakokinetik değişiklikler gözlenmemiştir.
FMF
FMF hastalarında biyoyararlanım bağımsız olarak belirlenmemiştir. 55 kg (0,14 L/d) vücut ağırlığındaki FMF popülasyonundaki görünür klirens (CL/F), 70 kg (0,7 L/d) vücutağırlığındaki CAPS popülasyonu ile benzerdir. Görünür dağılım hacmi (V/F), 55 kg vücutağırlığında 4,96 L bulunmuştur.
4 haftada bir 150 mg'lık tekrarlanan subkutan uygulamadan sonra 16. haftadaki canakinumab minimum konsantrasyonu (Cmin) 15,4 ± 6,6 pg/mL olarak hesaplanmıştır. Tahmini kararlıdurum EAAtau, 636,7 ± 260,2 pg*d/mL bulunmuştur.
SJIA
SJIA hastalarında biyoyararlanım bağımsız olarak belirlenmemiştir. Kg vücut ağırlığı başına belirgin klirens (kg başına CL/F) SJIA ve CAPS popülasyonunda benzerdir (kg başına 0,004L/d). Kg başına belirgin dağılım hacmi (kg başına V/F) 0,14 L/kg'dır.
4 haftada bir 4 mg/kg tekrarlı uygulamadan sonra, SJIA hastalarında canakinumab birikim oranı 1,6 kat olmuştur. Kararlı duruma 110 gün sonra ulaşılmıştır. Cmin,ss, Cmaks,ss ve EAA,ss4w içingenel öngörülen ortalama (± SD) sırasıyla 14,7 ± 8,8 mcg / mL, 36,5 ± 14,9 mcg / mL ve 696,1± 326,5 mcg*d/ mL olarak belirlenmiştir.
Her yaş grubundaki EAAss4w, 2-3, 4-5, 6-11 ve 12-19 yaşları için 692, 615, 707 ve 742 mcg *d/ mL 'dir. Ağırlığa göre sınıflandırıldığında, daha yüksek vücut ağırlığı (>40 kg) kategorisi ilekarşılaştırıldığında, daha düşük vücut ağırlığı kategorisinde (<40 kg), Cmin,ss (11,4 karşısında19 mcg/ mL) ve EAAss (594 karşısında 880 mcg*d/ mL) için daha düşük bir (%30-40) medyanmaruziyet gözlenmiştir.
Popülasyon farmakokinetik modelleme analizine dayanarak, 16 ila 20 yaş arasındaki genç yetişkin SJIA hastalarındaki canakinumab farmakokinetiği, 16 yaşından küçük hastalardakinebenzerdir. 20 yaşın üzerindeki hastalarda 4 mg/kg (maksimum 300 mg) doz düzeyindeöngörülen canakinumab kararlı durum maruziyetleri, 20 yaşın altındaki SJIA hastalarındagözlenenle benzer olmuştur.
Pediyatrik popülasyon
4 yaş ve üstü pediyatrik hastalarda tek bir subkutan canakinumab 150 mg veya 2 mg/kg uygulamasının ardından 2 ila 7 gün (Tmaks) arasında canakinumab pik konsantrasyonlaraulaşılmıştır. Terminalin yarı ömür, yetişkinlerde gözlenen farmakokinetik özelliklere benzerşekilde 22,9 ila 25,7 gün arasındadır. Popülasyon farmakokinetik modelleme analizinedayanarak, 2-4 yaş arası çocuklardaki canakinumabın farmakokinetiği, 4 yaş ve üstühastalardakine benzerdir. Subkutan emilim oranının yaşla birlikte azaldığı ve en genç hastalardaen hızlı olduğu görülmüştür. Buna göre, daha genç SJIA hastalarında (2-3 yıl) Tmaks, daha yaşlıSJIA hastalarına (12-19 yıl; Tmaks 6 gün) göre daha kısa olmuştur (3.6 gün). Biyoyararlanım(EAAss) etkilenmemiştir.
İlave bir farmakokinetik analiz, 2 yaşın altındaki 6 pediyatrik CAPS hastasındaki canakinumabın farmakokinetiğinin 2-4 yaşarası pediyatrik hastalarda gözlenen
19
farmakokinetiğe benzer olduğunu göstermiştir. Popülasyon farmakokinetik modelleme analizine dayanarak, 2 mg/kg'lık bir dozdan sonra beklenen maruziyetler CAPS pediyatrik yaşgrupları boyunca benzerdir; ancak çok düşük vücut ağırlığına sahip pediyatrik hastalarda(örneğin, 10 kg) yetişkin hastalardakine (150 mg doz) göre yaklaşık %40 daha düşüktür. Bu,CAPS hastalarında daha yüksek vücut ağırlığı gruplarında daha yüksek maruziyetlerinolduğuna dair gözlemlerle tutarlıdır.
FMF'de, 4 haftada bir 2 mg/kg canakinumab subkutan uygulamasının ardından 2 ila < 20 yaş arasındaki yaş gruplarında maruziyet parametreleri (çukur konsantrasyonlar) benzerbulunmuştur.
Farmakokinetik özellikler CAPS, FMF ve SJIA pediyatrik popülasyonlarında benzerdir.
Yaşlı popülasyon
Yaşlı hastalar ve 65 yaşın altındaki yetişkin hastalar arasında klirense dayalı farmakokinetik parametreler açısından değişiklik gözlenmemiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik dışı veriler, çapraz reaktivite, tekrarlanan doz toksisitesi, immünotoksisite, üreme ve gelişme toksisitesi ile ilgili geleneksel çalışmalara dayalı olarak insanlar için özel bir tehlikeortaya koymamaktadır.
Canakinumab ile resmi karsinojenisite çalışmaları yapılmamıştır.
6. FARMASOTIK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mannitol
L-histidin
L-histidin HCl monohidrat Polisorbat 80Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
Geçimlilik çalışmaları mevcut olmadığından, bu tıbbi ürün uygulanırken diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
6.3. Raf ömrü
36 ay
Mikrobiyolojik bir perspektiften, ürün ilk defa açıldıktan hemen sonra kullanılmalıdır.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
2°C - 8°C arasında buzdolabında saklanmalıdır. Dondurmayınız. Işıktan korumak için orijinal ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Gri klorobutil kauçuk tıpalı, Al/PP flip-off kapaklı, 1 mL çözelti içeren, 2 ml'lik renksiz tip I cam flakon
6.6. Beşeri tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış ürün ya da artık materyaller ''Tıbbi Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
ILARIS 150 mg/ml enjeksiyonluk çözelti bireysel kullanıma yönelik tek kullanımlık bir flakonda tedarik edilir.
Uygulama talimatları
Uygulamadan önce flakonun oda sıcaklığına gelmesine izin verin. Çözelti, görünür partikül içermemeli ve berrak ila opalesan olmalıdır. Çözelti, renksiz olmalıdır veya hafifkahverengimsi-sarı bir renk tonuna sahip olabilir. 18 G veya 21 G x 2 inç iğne (veya piyasadamevcut bir benzeri) ve 1 mL lik bir enjektör yoluyla uygulanacak olan doza bağlı olarak gereklihacmi dikkatli bir şekilde çekiniz. Gerekli hacim çekildikten sonra, ilaç çekme iğnesininbaşlığını yerine takarak enjektörden çıkarın ve derhal ilacı subkutan yoldan enjekte etmek için27 G x 0,5 inç'lik bir iğneyi (veya piyasada mevcut bir benzeri) enjektöre takın.
Bertaraf
Flakon tek kullanımlıktır. Geriye kalan hacim enjeksiyondan hemen sonra atılmalıdır. Hastalar veya onların bakıcıları, flakonların, enjektörlerin ve iğnelerin yerel gerekliliklere uygun şekildeimha edilmesine yönelik prosedürler konusunda eğitilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Novartis Sağlık, Gıda ve Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
Kavacık/Beykoz/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2019/507
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
08.10.2019
10. KÜB'ÜN YENİLENMETARİHİ