Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ALT=alanin aminotransferaz; AST=aspartat aminotransferaz; İAH= İnterstitiyel akciğer hastalığı; N/n=hasta sayısı * Pazarlama sonrası tespit edilen advers ilaç reaksiyonu. ® PT MedDRA 17.1'e göre listelenmiştir. ^ Enfeksiyonlar, Enfeksiyonlar ve Enfestasyonların Sistem Organ Sınıfına ait olan tüm PT'leri kapsar. c Nötropeni şu PT'leri kapsar: Nötropeni, Azalmış nötrofil sayısı. d Lökopeni şu PT'leri kapsar: Lökopeni, Azalmış beyaz hücre sayısı. e Anemi şu PT'leri kapsar: Anemi, Düşük hemoglobin, Düşük hematokrit. f Trombositopeni şu PT'leri kapsar: Trombositopeni, Azalmış trombosit sayısı. g Stomatit şu PT'leri kapsar: Aftöz stomatit, Dudak iltihabı, Glossit, Glossodini, Ağız ülseri, Mukoza inflamasyonu, Ağız ağrısı, Orofarengeal rahatsızlık, Orofarengeal ağrı, Stomatit. h Döküntü şu PT'leri kapsar: Döküntü, Makülopapüler döküntü, Kaşıntılı döküntü, Eritematöz döküntü, Papüler döküntü, Dermatit, Akneiform Dermatit, Toksik deri erüpsiyonu. İAH / pnömonit, interstisyel akciğer hastalığının (dar) Sistem Organ Sınıfına ait olan tüm PT'leri kapsar. j Venöz tromboembolizm şu PT'leri içerir: pulmoner emboli, emboli, derin ven trombozu, periferik emboli, tromboz. Tablo 5, üç randomize çalışmanın toplu verilerinde gözlenen laboratuvar anormalliklerini göstermektedir. Tablo 5. Üç randomize çalımanın toplu verilerinde gözlenen laboratuvar anormallikleri
AST=aspartat aminotransferaz; ALT=alanin aminotransferaz; N=hasta sayısı; N/A=geçerli değil. Not: Laboratuvar sonuçları NCI CTCAE versiyon 4.0 şiddet derecesine göre derecelendirilmiştir. * letrozol ya da fulvestrant Seçili advers reaksiyonların tanımıToplamda kombinasyondan bağımsız olarak REAMPLA alan hastalardan 716'sında (%82,1) herhangi bir derece nötropeni bildirilmiş; Derece 3 nötropeni 500 (%57,3) hastada, Derece 4nötropeni 97 hastada (%11,1) bildirilmiştir (bkz. Tablo 4). 3 randomize klinik çalışmada herhangi bir derece nötropeninin ilk epizotuna kadar geçen ortanca süre 15 gün (12-700 gün) ve Derece >3 nötropeninin ortanca süresi 7 gün olmuştur. Fulvestrant ile kombine olarak REAMPLA alan hastaların %0,9'unda ve letrozol ile kombine olarak palbosiklib alan hastaların %1,7'sinde febril nötropeni bildirilmiştir. Genel olarak klinik programda REAMPLA'ya maruz kalan hastaların yaklaşık %2'sinde febril nötropeni bildirilmiştir. Şüpheli advers reaksiyonların raporlanmasıRuhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TUFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99). 4.9 Doz aımı ve tedavisiPalbosiklib ile doz aşımı durumunda gerek gastrointestinal (örneğin, bulantı, kusma) gerekse hematolojik (örneğin, nötropeni) toksisite oluşabilir ve bu durumda genel destekleyici bakımsağlanmalıdır. 5.FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER5.1 Farmakodinamik özelliklerFarmakoterapotik grup (ATC kodu): Antineoplastik ilaçlar, protein kinaz inhibitörleri, siklin-bağımlı kinaz (CDK) inhibitörleri ATC kodu: L01EF01. Etki mekanizmasıPalbosiklib siklin bağımlı kinaz (CDK) 4'ün ve 6'nın yüksek seçiciliğe sahip, geri dönüşlü bir inhibitörüdür. Siklin D1 ve CDK 4/6, hücresel proliferasyona neden olan birden fazla sinyalyolağının akışında rol alan enzimlerdendir. Farmakodinamik etkiler Palbosiklib, CDK4/6'nın inhiblfyÖfiuVÖtuyla 'fiücrön'iÖ^G^1^'hücre döngüsü fazından S fazına Belge Doİlerlemesini engelleyerek, hücre proliterasyonunu azaltmaktadır. PalbosıMıbın moleküler profili meme kanseri hücre hattı panelinde test edilmesi; özellikle ER-pozitif meme kanserlerinde olmak üzere luminal meme kanserine karşı yüksek etkililik gösterdiğini ortayakoymuştur. Test edilen hücre serilerinde, retinoblastom (Rb) kaybı, palbosiklib aktivitesininkaybıyla birliktedir. Bununla birlikte taze tümör örnekleri ile yapılan bir takip çalışmasındaRB1 ekspresyonu ve tümör yanıtı arasında bir ilişki gözlemlenmemiştir. Aynı şekilde, hastadanelde edilen ksenograft (PDX) in vivomodellerde, palbosiklibe verilen yanıtla aralarında birilişki gözlemlenmemiştir. Mevcut klinik veriler klinik etkililik ve güvenlilik bölümündebildirilmektedir (bkz. Bölüm 5.1).Kardiyak Elektrofizyolojiİleri evre meme kanseri olan 77 hastada palbosiklibin kalp atım hızı aralığına göre düzeltilmiş QT aralığı (QTc) üzerine etkisi; başlangıca göre değişiklik ve ilgili farmakokinetik verilerideğerlendiren eş zamanlı elektrokardiyografi (EKG) kullanılarak değerlendirilmiştir.Palbosiklib önerilen günlük 125 mg dozunda QTc'yi klinik olarak anlamlı şekilde uzatmamıştır(Doz şeması 3/1). Klinik etkililik ve güvenlilikRandomize Faz 3 Çalışma PALOMA-2: letrozol ile kombine REAMPLAER-pozitif, HER2-negatif küratif amaçlı rezeksiyon ya da radyasyon tedavisi yapılamayan lokal olarak ilerlemiş ya da ileri evre hastalıkları için daha önce sistemik tedavi almamışmetastatik meme kanseri hastası kadınlarda yapılan uluslararası, randomize, çift kör, plasebokontrollü, paralel gruplu, çok merkezli bir çalışmada letrozol ile kombine palbosiklib etkililiğiletrozol artı plasebo ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Toplam 666 postmenopozal hasta 2:1 oranında palbosiklib ile letrozol koluna ya da plasebo ile letrozol koluna randomize edilmiş ve hastalığın yerine (viseral/viseral olmayan); (neo) adjuvantedavinin bitiminden hastalığın nüksetmesine kadar geçen hastalıksız süreye (yeni başlayanmetastatik <12 aya karşı >12 ay) ve önceki (neo) adjuvan kanser tedavilerin türüne (daha öncehormonal tedavi alanlara karşı daha önce hormonal tedavi almayanlar) göre ayrılmıştır. İlerievre semptomatik, viseral yayılmış, kısa sürede yaşamı tehdit eden komplikasyon gelişim riskiolan hastalar (masif, kontrolsüz efüzyonları [plevral, perikardial, peritoneal], pulmonerlenfanjiti ve %50 üzerinde karaciğer tutulumu olan hastalar dahil) çalışmaya alınmak içinuygun bulunmamıştır. Hastalar, hangisi daha önce olursa objektif hastalık progresyonuna, semptomatik kötüleşmeye, kabul edilemez toksisite gelişimine, ölüme, ya da olurun geri çekilmesine kadar atandıklarıtedaviyi almaya devam etmiştir. Tedavi kolları arasında çapraz geçişe izin verilmemiştir. Hastaların başlangıçtaki demografik özellikleri ve prognostik özellikleri palbosiklib artı letrozol kolu ile plasebo artı letrozol kolları arasında uyumlu şekilde eşleştirilmiştir. Buçalışmaya kaydedilen hastaların medyan yaşı 62 (aralık 28-89) olarak hesaplanmış ve hastaların%48,3'ü kemoterapi alırken %56,3'ü ileri evre meme kanseri tanısından önce (neo) adjuvananti-hormonal tedavi almış, %37,2'si ise daha önce (neo) adjuvan tedavi olarak sistemik tedavialmamıştır. Hastaların çoğunluğunda (%97,4) başlangıçta metastatik hastalık varken,%23,6'sında yalnızca kemikte hastalık ve %49,2'sinde viseral hastalık görülmüştür.
Çalışmanın birincil sonlanım noktası araştırıcının değerlendirdiği, Tümörlerde Yanıt off^'^İ'1”g!'göre'"pr9&resyonsuz sağ Belge lakip Adresı:htti?s://www.turKiye.gov.'t
ka
Değerlendirme Kriterleri Belge Doolmuştur. İkincil etkililik sonlanım noktaları objektif yanıtı (OY), klinik yarar yanıtını (KYY), güvenliliği ve yaşam kalitesinde değişikliği (YKD) kapsamıştır. 26 Şubat 2016 veri kesim tarihinde, çalışmada birincil hedef olan PFS'nin iyileştirilmesi amacına ulaşılmıştır. Gözlenen tehlike oranı (HR) palbosiklib ile letrozol lehine 0,576 (%95güven aralığı [GA]: 0,46-0,72) ve kademeli log-sıra testi 1-yönlü p değeri <0,000001 olmuştur.15 aylık bir ek izlemeden sonra birincil ve ikincil sonlanım noktalarının güncellenmiş bir analiziyapılmıştır (veri kesim tarihi: 31 Mayıs 2017). Toplam 405 PFS olayı gözlenmiştir; sırasıylapalbosiklib ile letrozol kolunda 245 olay (%55,2) ve karşılaştırma kolunda 160 olay (%72,1). Tablo 6, araştırıcı ve bağımsız inceleme değerlendirmesine göre, PALOMA 2 çalışmasının birincil ve güncellenmiş analizlerine dayanan etkililik sonuçlarını göstermektedir.
N=Hasta sayısı; GA=Güven aralığı; TE=Tahmin edilemez; OY=Objektif yanıt; KYY=Klinik yarar yanıtı; PFS=Progresyonsuz sağkalım * İkincil sonlanım noktalarının sonuçları RECIST 1.1 versiyonuna göre doğrulanmış ve doğrulanmamış yanıtlara dayanmaktadır. 31 Mayıs 2017 veri kesim tarihine dayalı olarak PFS için Kaplan-Meier eğrisi Şekil 1'de gösterilmektedir.
PAL=Palbosiklib; LET=Letrozol; PCB=Plasebo. Tedavi etkisinin iç tutarlılığını araştırmak için prognostik faktörlere ve başlangıç özelliklerine göre önceden belirlenmiş bir dizi alt grup PFS analizi yapılmıştır. Ayrıştırma faktörlerine vebaşlangıç özelliklerine göre tanımlanan ayrı hasta alt gruplarında hastalık progresyonu ve ölümriskinde palbosiklib ile letrozol kolu lehine bir azalma gözlenmiştir. 31 Mayıs 2017 veri kesim tarihine göre, riskteki bu düşüş şu alt gruplarda gözlenmeye devam etmiştir: (1) viseral metastazları olan hastalarda (HR= 0,62 [%95 GA: 0,47-0,81], ortanca PFS[mPFS] 19,3 aya karşılık 12,3 ay) ya da viseral metastazı olmayan hastalarda (HR= 0,50 [%95GA: 0,37-0,67], mPFS 35,9 aya karşılık 17,0 ay) ve (2) yalnızca kemikte hastalığı olanhastalarda (HR= 0,41 [%95 GA: 0,26-0,63], mPFS 36,2 aya karşılık 11,2 ay) ya da hastalığıyalnızca kemikte olmayanlarda (HR= 0,62 [%95 GA: 0,50-0,78], mPFS 24,2 aya karşılık 14,5ay) belirgin olmuştur. Benzer şekilde, immünohistokimya (IHC) ile tümörlerinde Rb proteiniekspresyonunun pozitif olduğu gösterilen 512 hastada hastalık progresyonu ve ölüm riskindepalbosiklib ile letrozol kolu lehine bir azalma gözlenmiştir (HR =0,543 [%95 GA: 0,4330,681], mPFS 27,4 aya karşılık 13,7 ay). IHC ile tümörlerinde Rb ekspresyonu negatif olan 51hastada tedavi kolları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı olmamıştır; palbosiklib ileletrozol koluna karşılık plasebo ile letrozol kolu sırasıyla (HR =0,868 [%95 GA: 0,424-1,777],mPFS 23,2 aya karşılık 18,5 ay). 31 Mayıs 2017 güncellenmiş veri kesim tarihine göre, viseral hastalık olan ve olmayan hasta alt gruplarında değerlendirilen ek etkililik ölçümleri (OY ve İlk tümör yanıtına kadar geçen süre(TYKGS)) Tablo 7'de gösterilmektedir.
Güncellenen analizler sırasında, randomizasyondan takip eden ikinci tedaviye kadar geçen medyan süre palbosiklib ile letrozol kolunda 38,8 ay ve plasebo ile letrozol kolunda 28,8 ay,HR=0,73 (%95 GA: 0,58-0,91) olmuştur. PALOMA-2 çalışmasının final genel sağkalım (GS) analizinin sonuçları Tablo 8'de sunulmaktadır. Ortalama 90 aylık takip süresinden sonra nihai GS sonuçları istatistiksel olarakanlamlı değildir. GS'nin Kaplan-Meier grafiği Şekil 2'de gösterilmiştir. Tablo 8. PALOMA-2 (tedavi amaçlı popülasyon) - Final genel sağkalım sonuçları
Şekü2.çalışması
Randomize Faz 3 Çalışma PALOMA-3: fulvestrant ile kombine REAMPLAMenopoz durumundan bağımsız olarak, daha önce (neo) adjuvan ya da metastatik çerçevede verilen endokrin tedaviden sonra hastalığı ilerlemiş HR-pozitif, HER2-negatif, küratif amaçlırezeksiyon ya da radyasyon tedavisi yapılamayan lokal olarak ilerlemiş ya da metastatik memekanseri hastası kadınlarda yapılan uluslararası, randomize, çift kör, paralel gruplu, çok merkezlibir çalışmada fulvestrant ile kombine palbosiklibin etkililiği fulvestrant artı plasebo kullanımıile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. İleri evre hastalık için adjuvan endokrin tedavi sırasında ya da tamamlandıktan sonra 12 ay içinde ya da önceki endokrin tedavi sırasında ya da tamamlandıktan sonra 1 ay içindeprogresyon göstermiş toplam 521 premenopozal/perimenopozal ve postmenopozal dönemdekikadın 2:1 oranında palbosiklib ile fulvestrant koluna ya da plasebo ile fulvestrant kolunarandomize edilmiş; önceki hormonal tedaviye belgelenmiş duyarlılık, çalışmaya giriştemenopoz durumu (premenozal/perimenopozal duruma karşılık postmenopozal durum) veviseral metastazlarının varlığına göre gruplandırılmıştır. Premenopozal/perimenopozal kadınlarLHRH agonisti goserelin kullanmıştır. İleri evre/metastatik, semptomatik, viseral yayılmışhastalığı olan, kısa sürede yaşamı tehdit edici komplikasyon yaşama riski bulunan (masif,kontrolsüz efüzyonları [plevral, perikardial, peritoneal], pulmoner lenfanjiti ve % 50 üzerindekaraciğer tutulumu olan hastalar dâhil) hastalar çalışmaya alınmak için uygun bulunmamıştır. Hastalar, hangisi daha önce olursa nesnel hastalık progresyonuna, semptomatik kötüleşmeye, kabul edilemez toksisite gelişimine, ölüme, ya da olurun geri çekilmesine kadar atandıklarıtedaviyi almaya devam etmiştir. Tedavi kolları arasında çapraz geçişe izin verilmemiştir. BelgeDoğrulama Kodu: ,lZW5ÂQ3NRZlÂxS3kQZmxXSHY3fi3NRQ3NRçalışmaya kaydedilen hastaların medyan yaşı 57
(aralik'29'' p Akçesi Jıttps://www.turkiye.gov;tr/s,aglik-tilck-ebys,-88) olmuştur. Her bir tedavi kolundaHastaların başlangıçtaki demografik özellikleri ve prognostik özellikleri palbosiklib artı fulvestrant kolu ile ulasebo^rii' fufve§tra'ni'''kÖljaii 'aTâsfnda'^yumlu şekilde eşleştirilmiştir. Bu iğnilamaKodu:,lZW5İ)03NKZlAxS3kQZmxXSHY3i53NR03NR , Belge Takip Adfesiittps://www.turlflve?gov?tr/s,aglik-tıtck-ebvs,hastaların çoğunluğu beyaz ırktandı, önceki hormonal tedaviye duyarlıydı ve postmenopozal dönemdeydi. Ortalama %20 hasta pre/perimenopozaldi. Tüm hastalar daha önce sistemik tedavi almıştı ve her bir tedavi kolundaki hastaların çoğunluğu primer tanıları için daha önce bir kemoterapialmıştı. Hastaların yarısından çoğunda (%62) bir ECOG PS=0 ve %60'ında viseral metastazlarvardı ve %60'ı primer tanıları için birden fazla hormonal tedavi rejimi almışlardı. Çalışmanın birincil sonlanım noktası, (RECIST) 1.1'e göre araştırıcının değerlendirildiği PFS olmuştur. Destekleyici PFS analizleri Bağımsız Merkezi Radyolojik Değerlendirmeyedayanmıştır. İkincil etkililik sonlanım noktaları OY, KYY, genel sağkalım (GS), güvenlilik veağrı sonlanım noktasında kötüleşmeye kadar geçen süreyi (TTD) kapsamıştır. Çalışma, planlanan PFS olaylarının %82'si üzerinden yapılan ara analizde araştırıcının değerlendirdiği PFS'nin uzaması olan birincil hedefine ulaşmıştır. Sonuçlar öncedenbelirlenmiş Haybittle-Peto etkililik sınırını geçerek (a=0,00135), PFS'de istatistiksel olarakanlamlı bir uzama ve klinik olarak anlamlı bir tedavi etkisi göstermiştir. Etkililik verilerinin daha ileri bir güncellemesi Tablo 9'da verilmektedir. Ortalama 45 aylık bir takip süresinden sonra, final genel sağkalım (GS) analizi 310 olaya (randomize hastaların 60%'ı) dayalı olarak gerçekleştirildi. Palbosiklib artı fulvestrantkolundaki medyan GS'de plasebo artı fulvestrant koluna kıyasla 6,9 aylık bir fark gözlenmiştir;bu sonuç 0,0235 (tek taraflı) olarak belirlenen anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıbulunmamıştır. Plasebo artı fulvestrant kolunda randomize edilen hastaların 15,5%'i,progresyon sonrası tedavi olarak palbosiklib ve diğer CDK inhibitörlerinden kullanmıştır. Araştırıcı tarafından değerlendirilen PALOMA-3 çalışmasının PFS ve final OS sonuçları Tablo 9'da, ilgili Kaplan-Meier eğrisi Şekil 3 ve 4'te gösterilmektedir. Tablo 9. Etkililik sonuçları - PALOMA-3 çalışması (Araştmcınm değerlendirmesi tedavi amaçlı popülasyon)
KYY=Klinik yarar yanıtı; GA=Güven aralığı; N=Hasta sayısı; OY=Objektif yanıt; İkincil sonlanım noktalarının sonuçları RECIST 1.1 versiyonuna göre doğrulanmış ve doğrulanmamış yanıtlara dayanmaktadır. *İstatistiksel olarak anlamlı değil. ^ Viseral metastatik ve önceden endokrin tedavisine duyarlı olan yanıtlardan randomizasyon aracılığı ile log-rank testinden elde edilmiş tek taraflı p değeri Şekil 3. Kaplan-Meier progresyonsuz sağkalım grafiği (araştırıcı değerlendirmesi,tedavi amaçlı popülasyon) - PALOMA-3 çalışması(Veri kesim tarihi 23 Ekim 2015)
FUL=Fulvestrant; PAL=Palbosiklib; PCB=Plasebo. Stratifikasyon faktörlerine ve başlangıç özelliklerine göre tanımlanan tüm hasta alt gruplarında, palbosiklib ile fulvestrant kolunda hastalık progresyonu ve ölüm riskinde azalma gözlenmiştir.Bu durum, premenopozal/perimenopozal kadınlarda (HR=0,46 [%95 GA: 0,28-0,75]) vepostmenopozal kadınlarda (HR = 0,52 [%95 GA: 0,4-0,66]) ve viseral metastatik hastalığı olanhastalarda (HR =0,5 [%95 GA: 0,38-0,65]) ve viseral metastazları olmayan hastalarda (HR =0,48 [%95 GA: 0,33-0,71]) belirgin olmuştur. Ayrıca metastatik hastalık için önceki tedavi basamaklarından bağımsız olarak fayda gözlenmiştir; tedavi basamağı 0 (HR=0,59 [%95 GA: 0,37-0,93]), 1 (HR=0,46 [%95 GA: 0,320,64]), 2 (HR=0,48 [%95 GA: 0,3-0,76]) ya da >3 (HR = 0,59 [%95 GA: 0,28-1,22]). Şekil 4. Kaplan-Meier genel sağkalım grafiği (araştırıcı değerlendirmesi, tedavi amaçlı popülasyon) - PALOMA-3 çalışması (Veri kesim tarihi 13 Nisan 2018)
FUL=Fulvestrant; PAL=Palbosiklib; PCB=Plasebo. Viseral hastalık olan ve olmayan hasta alt gruplarında değerlendirilen ek etkililik ölçümleri (OY ve ilk tümör yanıtına kadar geçen süre (TYKGS)) Tablo 10'da gösterilmektedir.
Hasta tarafından bildirilen semptomlar Avrupa Kanser Araştırması ve Tedavisi Örgütü (EORTC) yaşam kalitesi anketi (QLQ)-C30 ve Meme Kanseri Modülü (EORTC QLQ-BR23)kullanılarak değerlendirilmiştir. Palbosiklib ile fulvestrant kolunda toplam 335 hasta ve tekbaşına fulvestrant kolunda 166 hasta başlangıçta ve başlangıçtan sonra en az bir ziyarette anketidoldurmuştur. Kötüleşmeye kadar geçen süre, başlangıç ve başlangıca göre ağrı semptom skorlarında >10 puan artış olması arasında geçen süre olarak önceden tanımlanmıştır.Fulvestranta palbosiklibin eklenmesi; plasebo artı fulvestrant ile karşılaştırıldığında ağrı semptomunda kötüleşmeye kadar geçen süreyi anlamlı olarak geciktirerek bir semptom yararı sağlamıştır(ortanca 8 aya karşılık 2,8 ay;.HR=0,.6,4 r%95 GA:. ,0,49-0,851; p<0,001). ^ ./32Hu'belge, güvenli elektroniK imza ile imzalanmıştır.' ^^5.2 Farmako kinetik özelliklerPalbosiklibin farmakokinetiği, ileri meme kanseri hastalarını içeren solid tümörlü hastalarda ve sağlıklı kişilerde karakterize edilmiştir. Emilim:Palbosiklibin ortalama Cmaks değeri genellikle oral uygulamayı izleyen 6 ila 12 saat arasında gözlenmiştir. REAMPLA'nın oral 125 mg dozundan kullanımdan sonraki ortalama mutlakbiyoyararlanımı %46'dır. 25 mg ile 225 mg doz aralığında, EAA ve Cmaks genellikle doz iledoğru orantılı olarak artmaktadır. 8 gün boyunca tekrar edilen günde bir defa doz alınmasınınardından kararlı duruma erişilmiştir. Tekrar edilen günde bir uygulama ile palbosiklib, 2,4'lük(1,5-4,2 aralığı) bir medyan birikim oranıyla birikmiştir. Gıda etkisi:Açlık koşullarında palbosiklib emilimi ve maruziyeti, popülasyonun yaklaşık %13'ünde çok düşük bir düzeyde gerçekleşmiştir. Gıda alınması, popülasyonun bu küçük alt grubundapalbosiklibe maruziyeti arttırmıştır, ancak popülasyonun geri kalan kısmında klinik olarakdikkate değer bir miktarda değiştirmemiştir. Gece boyunca aç kaldıktan sonra alınanREAMPLA ile kıyaslandığında, REAMPLA alımından bir saat önce ve iki saat sonra yüksek-yağlı gıdaların alınması durumunda palbosiklibin EAAinf ve Cmaks değerleri sırasıyla %21 ve%38; düşük-yağlı gıdaların alınması durumunda sırasıyla %12 ve %27; ve orta-yağlı gıdalarınalınması durumunda sırasıyla %13 ve %24 artmıştır. Ek olarak gıda alımı, hem bireyler arasıhem de bireyiçi palbosiklib maruziyet değişkenliğini belirgin olarak azaltmıştır. Bu sonuçlaragöre, palbosiklib gıda ile alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.2). Dağılım:Palbosiklibin insan plazması proteinlerine in vitroin vivoin vivoIn vitroolarak, palbosiklibin insan hepatositlerinin içinealınması başlıca pasif difüzyon yoluyla olmuştur. Palbosiklib OATPlBl'in ya da OATP1B3'ünbir substratı değildir.Biyotransformasyon:In vitroin vivoçalışmalar, palbosiklibin insanlarda büyük ölçüde hepatik metabolizmaya uğradığını göstermiştir. 125 mg [14C] palbosiklibin 125 mg tek dozunun insanlara oral yollauygulanmasının ardından, palbosiklib için majör primer metabolik yolaklar oksidasyon vesülfonasyon olmuştur. Açilasyon ve glukuronidasyon ise minör yolaklar olarak katkısağlamıştır. Palbosiklib, plazmada dolaşan ve ilaç kaynaklı en büyük madde olarakbulunmuştur.Ürünün büyük çoğunluğu metabolitler şeklinde atılmıştır. Palbosiklibin sülfamik asit konjugatı, uygulanan dozun %25,8'ini oluşturan ve dışkıda bulunan ana ilaç-ilişkili bileşen olaraksaptanmıştır. İnsan hepatositleri ile gerçekleştirilen in vitroçalışmalarda, karaciğer sitozolik veS9 fraksiyonları ve rekombinant SULT enzimleri, esas olarak CYP3A'nın ve SULT2A1'inpalbosiklib metabolizmasında yer aldığını ortaya koymuştur.Eliminasyon:ortalaması 63 L/saat ve pla§ma' ^liffliria's!yöfi"yaffl'anma^ömrü''28,8 saat olmuştur. Tek doz oral ığ-ulama Kodu: lZW5fiQ3NRZlAxS3k(KmxX§HY3Q3NR(23NR Takıp Adresı:https://www.turkây^goy.tr/sa 24tck-ebysr C] palbosiklib verilen 6 sağlıklı erkek gönüllüde, toplam uygulanan radyoalctıt dozun
Belge Do İleri meme kanseri hastalarında palbosiklibin görünür oral klirensinin (CL/F) geometrik ortalama medyan %92'si 15 gün içinde geri kazanılmış; dışkı (dozun %74'ü) ana atılım yolu olmuştur, dozun %17'si ise idrar yoluyla geri kazanılmıştır. Dışkı ve idrarda değişmemiş palbosiklibatılımı sırasıyla %2 ve %7 oranında olmuştur. In vitroolarak klinik konsantrasyonlarda palbosiklib bir CYP1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2C19 ve 2D6 inhibitörü değildir ve CYP1A2, 2B6, 2C8 ve 3A4 indükleyicisi değildir.In vitrodeğerlendirmeler klinik konsantrasyonlarda pablosiklibin organik anyon taşıyıcısı (OAT)1, OAT3, organik katyon taşıyıcısı (OCT)2, organik anyon taşıyıcısı polipeptid(OATP)1B1, OATP1B3 ve safra tuzu atım pompasının (BSEP) etkileri üzerinde inhibisyonpotansiyelinin düşük olduğunu göstermektedir.Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:25 mg ile 225 mg doz aralığında, EAA ve Cmaks genellikle doz ile doğru orantılı olarak artmaktadır. Hastalardaki karakteristik özelliklerYaş, Cinsiyet ve Vücut Ağırlığı:Kanser hastası 183 kişide (yaşları 22 ile 89 arasında ve vücut ağırlıkları 38 ile 123 kg arasında değişen 50 erkek ve 133 kadın hasta) yapılan bir popülasyon farmakokinetik analizine görecinsiyetin maruz kalınan palbosiklib seviyesine etkisi bulunmamıştır ve yaş ve vücut ağırlığınınmaruz kalınan palbosiklib seviyesine klinik olarak önemli bir etkisi yoktur. Pediyatrik Popülasyon:REAMPLA'nın farmakokinetiği,18yaşındanküçük olan hastalar üzerinde değerlendirilmemiştir. Karaciğer yetmezliğiFarklı derecelerde karaciğer yetmezliği olan hastalarda yapılan bir farmakokinetik çalışmadan elde edilen veriler, normal karaciğer fonksiyonuna sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında maruzkalınan serbest palbosiklib seviyesinin (serbest EAAinf) hafif karaciğer yetmezliği olangönüllülerde %17 (Child-Pugh sınıf A) düştüğü ve orta (Child-Pugh sınıf B) ve ciddi (Child-Pugh sınıf C) karaciğer yetmezliği olan hastalarda sırasıyla %34 ve %77 arttığını göstermiştir.Normal karaciğer fonksiyonuna sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında maruz kalınan serbestpalbosiklibin pik seviyesi (serbest Cmaks) hafif, orta ve ciddi karaciğer yetmezliğinde sırasıyla%7, %38 ve %72 artmıştır. Ek olarak Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) sınıflamasına göre hafifkaraciğer yetmezliği [total bilirubin < Normalin Üst Sınırı (NÜS) ve Aspartat Aminotransferaz(AST) > NÜS ya da total bilirubin >1-1,5 x NÜS ve herhangi bir seviyede AST] olan 40 hastayıda kapsayan 183 ileri evre kanser hastasından oluşan bir popülasyonda yapılan farmakokinetikanalize göre, hafif karaciğer yetmezliğinin palbosiklibin farmakokinetiği üzerinde etkisibulunmamıştır. Böbrek yetmezliğiFarklı derecelerde böbrek yetmezliği olan gönüllülerde yapılan bir farmakokinetik çalışma verileri, normal böbrek fonksiyonuna(CrCl >90 mL/dakika)sahip gönüllülerle karşılaştırıldığında, hafif(60 mL/dakika<CrCl<90 mL/dakika),orta
Kp.di>; lZW56Q3NRZlA}sS3k0Zm}iXStIY3O3NRQ3NR . Belge Takip Adresı:https://www.turkıye.goY.tr/saglik-titck-ebys
zlıgı olan nastayı içeren toplam 184 ilen derece kanser hastasında yapılan bir popülasyon
(30 mL/dakika<CrCl<60 mL/dakika) ve ciddi (CrCl <30 mL/dakika) böbrek yetmezliği olan hastalarda maruz kalınan toplam palbosiklib seviyesinin (EAAinf) sırasıyla %39, %42 ve %31arttığını göstermiştir. Normal böbrek fonksiyonuna sahip gönüllülerle karşılaştırıldığındamaruz kalınan palbosiklibin pik seviyesi (Cmaks) hafif, orta ve ciddi böbrek yetmezliğindesırasıyla %17, %12 ve %^Ayrıca™^3® hSfif“9efece ve 29 orta derecede böbrek yetmezliği olan hastayı içeren toplam farmakokinetik analizine göre hafif ve orta böbrek yetmezliğinin palbosiklibin farmakokinetiği üzerinde etkisi bulunmamıştır. Palbosiklibin farmakokinetiği hemodiyaliz gerektiren hastalardaincelenmemiştir. Etnik kökenSağlıklı gönüllülerde yapılan bir farmakokinetik çalışmasında, tek bir oral dozdan sonra Asyalı olmayan gönüllülerle karşılaştırıldığında palbosiklibin EAAinf ve Cmaks değerleri Japonhastalarda sırasıyla %30 ve %35 daha yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte bu bulgu, Japonya da Asyalı meme kanseri hastalarında yapılan sonraki çalışmalarda birden fazla dozverildikten sonra tutarlı bir şekilde tekrarlanmamıştır. Asyalı ve Asyalı olmayanpopülasyonlardaki kümülatif farmakokinetik, güvenlilik ve etkililik verilerin analizine göre,Asya ırkı için doz ayarlaması yapılmasının gerekmediği değerlendirilmektedir. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileriTekli ve/veya tekrarlayan dozların takibinde, primer hedef organ bulguları arasında sıçanlarda ve köpeklerde hematolenfopoietik ve erkek üreme organı üzerinde ve sadece sıçanlarda kemikve aktif olarak büyüyen kesici dişler üzerindeki etkileri bulunmuştur. Bu sistemik toksik etkilergenel olarak EAA'ya göre klinik dozlarda maruz kalınan seviyelerde görülmüştür.Hematopoietik, erkek üreme sistemleri ve kesici dişler üzerindeki etkilerin kısmen ya datamamen geri döndüğü gözlenmiş, 12 haftalık bir süreyle doz uygulanmadığında kemiketkisinin geri dönüşlü olduğu gösterilememiştir. Ek olarak, telemetrik olarak takip edilenköpeklerde Cmaks'a göre insanda klinik olarak maruz kalınan seviyelerin 4 katı seviyelerdekardiyovasküler etkiler (QTc uzaması, kalp atım hızında azalma ve RR aralığında ve sistolikkan basıncında artış) belirlenmiştir. Karsinojenite Palbosiklib, 6 aylık bir transgenik fare ve 2 yıllık bir sıçan çalışmasında karsinoj eni site açısından değerlendirilmiştir. Palbosiklib, transgenik farelerde 60 mg/kg/gün dozuna kadarkarsinojenisite açısından negatif bulunmuştur (Etki gözlenmeyen düzey [NOEL] EAA'ya göreinsan klinik maruziyetinin yaklaşık 11 katı). Palbosiklib ile ilişkili neoplastik bulgular arasında30 mg/kg/gün dozda erkek sıçanların merkezi sinir sisteminde mikroglial hücre tümörlerininsıklığında artışı içermekte olup; dişi sıçanlarda 200 mg/kg/gün'e kadar herhangi bir dozdaneoplastik bulguya rastlanmamıştır. Palbosiklib ile ilgili karsinojenisite etkilerine ilişkinNOEL, erkek ve dişilerde sırasıyla 10 mg/kg/gün (EAA'ya göre insan klinik maruziyetininyaklaşık 2 katı) ve 200 mg/kg/gün (EAA'ya göre insan klinik maruziyetinin yaklaşık 4 katı)olmuştur. Erkek sıçan neoplastik bulgularının insanlarla ilişkisi bilinmemektedir. Genotoksisite Bir bakteriyel ters mutasyon (Ames) analizinde palbosiklib mutajenik bulunmamıştır ve in vitroinsan lenfosit kromozumu anormalliği analizinde yapısal bir kromozom anomalisiniindüklememiştir.Palbosiklib >100 mg/kg/gün dozlarında in vitroolarak Çin Hamsteri Over hücrelerinde ve erkek sıçan kemik iliği hücrelerinde anöjenik bir mekanizmayla mikroçekirdekleri indükl emiştir.EAA'ya göre hayvanların maruz kaldığı anöjenisite için etki gözlenmeyen düzey, insan klinikmaruziyet dozları ile karşılaştırıldığında yaklaşık 7 kat yüksektir.Bu belge Belge Do Fertilitenin bozulması Palbosiklib 300 mg/kg/gün dozuna (EAA'ya göre insan klinik maruziyetinin yaklaşık üç katı) kadar test edilen herhangi bir dozda dişi sıçanlarda çiftleşme ve fertiliteyi etkilememiştir vetekrarlayan doz toksisite çalışmasında sıçanlarda 300 mg/kg/gün ve köpekte 3 mg/kg/gündozlarına (EAA'ya göre insan klinik maruziyetinin sırasıyla yaklaşık 5 ve 3 katı) kadar dişiüreme organlarında advers etki gözlenmemiştir. Sıçanlarda ve köpeklerde saptanan klinik dışı bulgulara dayanarak palbosiklibin erkek bireylerde üreme fonskiyonunu ve fertilitesini bozma potansiyeli olduğu düşünülmektedir.Testiste, epididimde, prostatta ve seminal vezikülde palbosiklibe bağlı bulgular arasında organağırlığında azalma, atrofi veya dejenerasyon, hipospermi, tübül içinde hücre artıklarınınbirikmesi, sperm hareketliliğinde ve yoğunluğunda azalma ve sekresyonda azalma vardır. Bubulgular, sıçanlarda ve/veya köpeklerde; EAA'ya göre insan klinik maruziyetinden sırasıyla >9kat daha yüksek ya da subterapötik dozlarda gözlenmiştir. Sıçanlarda ve köpeklerde sırasıyla 4ve 12 hafta süreyle doz uygulanmadığında erkek üreme organı üzerindeki etkilerde kısmi olarakgeri dönüş gözlenmiştir. Erkek üreme organı bulgularına karşın, EAA'ya göre insan klinikmaruziyetinden 13 kat daha yüksek seviyelerde erkek sıçanların çiftleşme ve fertilitesi üzerindeetki saptanmamıştır. Gelişimsel toksisite Palbosiklib, hücre döngüsünün düzenlenmesinde rol alan siklin bağımlı kinaz 4 ve 6'nın geri dönüşlü inhibitörüdür. Bu nedenle eğer gebelik sırasında kullanılırsa fetüsün zarar görme riskivardır. Palbosiklibin gebe hayvanlarda fetotoksik olduğu saptanmıştır. >100 mg/kg/gündozlarda sıçanlarda iskelet değişikliği (yedinci servikal vertebrada kot sıklığında artış)sıklığında artış gözlenmiştir. Sıçanlarda anneye toksik olan 300 mg/kg/gün dozda (EAA'yagöre insan klinik maruziyetinin 3 katı) fetal vücut ağırlığında azalma gözlenirken tavşanlardaanneye toksik olan 20 mg/kg/gün dozda (EAA'ya göre insan klinik maruziyetinin 4 katı) önbacaklarda falanksların küçük olması dahil iskelet değişiklikleri sıklığında artış gözlenmiştir.Fetüsün gerçekte maruz kaldığı seviye ve çapraz-plasenta transferi incelenmemiştir. 6.FARMASOTIK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesiMikrokristalin selüloz (PH102) Laktoz monohidrat (Ürün sığır kaynaklı laktoz monohidrat içermektedir) Sodyum nişasta glikolat (Type A) (Ürün patates kaynaklı nişasta içermektedir)Kolloidal silikon dioksitMagnezyum stearat Jelatin Kapsül KılıfıJelatin (Ürün sığır kaynaklı jelatin içermektedir) Kırmızı demir oksit (E172ii) Sarı demir oksit (E172iii) Titanyum Dioksit (E171) Baskı MürekkebiŞellak (Ürün böcek kaynaklı şellak içermektedir) Etanol Titanyum dioksit İzopropil alkolAmonyum hidroksitN-Butil AlkolPropilen glikol (E1520) Simetikon 6.2 GeçimsizliklerBilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır. 6.3 Raf ömrü36 ay. 6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler30°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. 6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği75, 100, 125 mg kapsüller 2 boyutunda, opak, açık turuncu gövdesi ve açık turuncu kapağı olan, kapak üzerinde beyaz mürekkep ile “Pfizer” ve gövde üzerinde “PBC 75” yazılı 7 veya 21 adet sert jelatin kapsül. 6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemlerKullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir. 7. RUHSAT SAHİBİPfizer PFE İlaçları A.Ş. Esentepe Mah. Büyükdere Cad. Levent 199 Blok No: 199 İç Kapı No: 106 Şişli / İstanbul 8.RUHSAT NUMARASI/NUMARALARI2018/614 9.İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİİlk ruhsat tarihi: 14.11.2018 Ruhsat yenileme tarihi: 10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız! Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz. |