Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Prosek 20 Mg Kapsül Kısa Ürün Bilgisi

KISA URUN BILGISI

1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

PROSEK 20 mg enterik kaplı mikropellet içeren kapsül

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:Yardımcı madde (1er):

Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Kapsül.

Mikropellet içeren, opak sarı baş ve beyaz gövdeli sert jelatin kapsül.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

PROSEK;

Yetişkinlerde


• Duodenum ülserinin tedavisinde,

• Tekrarlayan duedonum ülserinin önlenmesinde,

• Gastrik ülserlerin tedavisinde,

• Tekrarlayan gastrik ülserlerin önlenmesinde,

• Uygun antibiyotiklerle kombinasyonu peptik ülser hastalığındaki

Helicobacter pylori(H. pylori)

eradikasyonunda,

• Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların (NSAİİ) kullanımı ile ilişkili gastrik veduodenum ülserlerinin tedavisinde,

• Risk altındaki hastalarda NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerininönlenmesinde,

• Reflü özofajit tedavisinde,

• İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisinde,

• Gastro-özofajiyal reflü hastalığının (GÖRH) semptomatik tedavisinde,

• Zollinger-Ellison sendromunun tedavisinde.

Çocuklarda


1 yaşından büyük ve > l0 kg olan çocuklarda


Reflü özofajit tedavisinde,

• GÖRH'de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisinde.

4 yaşından büyük çocuklarda ve adölesanlarda


Antibiyotiklerle kombinasyonu H. pylori ile ilişkili duodenum ülserinin tedavisindeendikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:

Yetişkinlerde pozoloji

Duodenum ülserlerinin tedavisi


Aktif duodenum ülseri olan hastalarda önerilen doz günde bir defa 20 mg'dır. Çoğu hastada iyileşme iki hafta içinde gerçekleşir. İlk doz rejiminden sonra tamameniyileşmeyen hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki iki haftalık tedavi periyodundansonra meydana gelir. Tedaviye zayıf yanıt veren duodenum ülserli hastalarda günde bir defa40 mg PROSEK önerilmektedir ve iyileşme genellikle dört hafta içinde olur.

Tekrarlayan duodenum ülserlerinin önlenmesi


H. pyloriH. pylori

eradikasyonunun mümkün olmadığında önerilen doz, günde bir defa 20 mg'dır. Bazıhastalarda günde bir defa 10 mg yeterli olabilir. Tedavi başarısız olursa, doz 40 mg'aartırılabilir.

Gastrik ülserlerinin tedavisi


Önerilen günlük doz günde bir defa 20 mg'dır.. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içinde gerçekleşir. İlk doz rejiminden sonra tamamen iyileşmeyen hastalar için, iyileşmegenellikle dört haftalık tedavi periyodundan sonra meydana gelir. Tedaviye zayıf yanıtveren gastrik ülserli hastalarda günde bir defa 40 mg PROSEK önerilmektedir ve iyileşmegenellikle sekiz hafta içinde olur.

Tekrarlayan gastrik ülserlerin önlenmesi


Tedaviye zayıf yanıt veren gastrik ülserli hastalarda nüksün önlenmesi için önerilen doz günde bir defa 20 mg'dır. Gerekirse doz günde bir defa 40 mg'a artırılabilir.

Peptik ülser hastalığında H. pylori eradikasyonu


H. pylori'nin

eradikasyonu için antibiyotik seçiminde hastanın ilaç toleransı göz önünde bulundurulmalıdır ve ulusal, bölgesel ve lokal direnç verileri ve tedavi kılavuzları dikkatealınmalıdır.

• 20 mg PROSEK + 500 mg klaritromisin + 1.000 mg amoksisilin, bir hafta boyunca herbiri günde iki defa veya

• 20 mg PROSEK + 250 mg klaritromisin (alternatif olarak 500 mg) + 400 mgmetronidazol (veya 500 mg metronidazol veya 500 mg tinidazol), bir hafta boyunca her birigünde iki defa veya

• Günde bir defa 40 mg PROSEK ile birlikte bir hafta boyunca her biri günde üç defa 500mg amoksisilin ve 400 mg metronidazol (veya 500 mg metronidazol veya 500 mgtinidazol).

Her bir tedavi rejiminde eğer hasta yine

H. pylori

pozitif ise, tedavi tekrarlanabilir.

NSAHkullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisi


NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisi için önerilen doz günde bir defa 20 mg'dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içinde gerçekleşir. İlk tedavidensonra tamamen iyileşmemiş olan hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki dört haftalıktedavi periyodunda olur.

Risk altındaki hastalarda NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin önlenmesi


Risk altındaki hastalarda (yaş > 60, gastrik ve duodenum ülser geçirmiş olması, üst GI kanama geçmişinin olması) NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik veya duodenum ülserlerininönlenmesi için, önerilen doz günde bir defa 20 mg'dır.

Reflü özofajit tedavisi


Önerilen doz günde bir defa 20 mg'dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içinde gerçekleşir. İlk tedaviden sonra tamamen iyileşmemiş olan hastalar için, iyileşme genellikle bir sonrakidört haftalık tedavi periyodunda olur.

Şiddetli özofajiti olan hastalarda günde bir defa 40 mg önerilmektedir ve iyileşme genellikle sekiz hafta içinde gerçekleşir.

İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisi


İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisi için önerilen doz günde bir defa l0 mg'dır. Gerekirse, doz günde bir defa 20-40 mg'a artırılabilir.

GÖRH'nin semptomatik tedavisi


Önerilen doz günlük 20 mg'dır. Hastalar günlük l0 mg dozuna da yeterince yanıt verebilir ve bu nedenle bireysel doz ayarlaması değerlendirilmelidir.

Günlük 20 mg PROSEK dozu ile dört haftalık tedavi sonrasında semptom kontrolü yapılamaz ise tekrar bir inceleme önerilmektedir.

Zollinger-Ellison sendromunun tedavisi


Zollinger-Ellison sendromlu hastalarda doz hastaya göre ayarlanmalıdır ve tedaviye klinik olarak endike olduğu sürece devam edilmelidir. Önerilen başlangıç dozu günde 60 mg'dır.Şiddetli ve diğer tedavilere yeterli yanıt vermeyen tüm hastalar etkili şekilde kontroledilmiştir ve % 90'dan fazla hasta günlük 20-120 mg'da tutulmuştur. Dozlar günlük 80mg'ı aşarsa doz bölünmeli ve günde iki defa olarak verilmelidir.

Uygulama şekli

PROSEK kapsüllerin sabah, tercihen aç karnına ve bütün olarak yarım bardak su ile alınması önerilmektedir. Kapsüller çiğnenmemeli veya ezilmemelidir.

Yutma güçlüğü olan hastalar ve yarı katı gıda içebilen veya yutabilen çocuklar için

Hastalar, kapsülü açıp içeriğini yarım bardak su ile yutabilir veya içeriği, kısmen asidik birsıvıya (örneğin meyve suyu, elma suyu veya gazsız su) ya da elma püresi içine karıştırarakda alabilir. Hastaların bu dispersiyonu hemen (veya 30 dakika içinde) içmeleri ve ilacıiçmeden hemen önce karıştırmaları ve yarım bardak su ile çalkalayarak tekrar içmeleriönerilmektedir.

Alternatif olarak hastalar kapsülü emebilir ve yarım bardak su ile pelletleri yutabilir. Enterik kaplı pelletler çiğnenmemelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgilerBöbrek yetmezliği:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 5.2).

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda günlük 10-20 mg doz yeterli olabilir (bkz. Bölüm 5.2).

Pediyatrik popülasyon:

1 yaşından büyük ve > 10 kg olan çocuklarda


3

Reflü özofajit tedavisi


GÖRH'de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisiÖnerilen pozoloji aşağıdaki gibidir:


Yaş
Ağırlık

Pozoloji

> 1 yaş
10-20 kg

Günde bir defa l0 mg. Gerekirse doz günde bir defa 20 mg'a artırılabilir.

> 2 yaş
> 20 kg

Günde bir defa 20 mg. Gerekirse doz günde bir defa 40 mg'a artırılabilir.

Reflü özofajit:.

Tedavi süresi 4-8 haftadır.

GÖRH'de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisv.

Tedavi süresi 2-4 haftadır. Eğer semptom kontrolü 2-4 haftalık tedavi sonrasında yapılamamış ise hasta tekrarincelenmelidir.

4 yaşından büyük çocuklar ve adölesanlardaH. p^lori ile ilişkili duodenum ülserinin tedavisi


Uygun kombinasyon tedavisi seçerken, bakteriyel direnç, tedavi süresi (en yaygın olarak 7 gün olup bazen 14 güne kadar sürebilir) ve antibakteriyel ajanların uygun kullanımı ile ilgiliulusal, bölgesel ve lokal kılavuzlar dikkate alınmalıdır.

Tedavi bir uzman tarafından uygulanmalıdır.

Önerilen pozoloji aşağıdaki gibidir


Ağırlık

Pozoloji

15-30 kg

İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan l0 mg, PROSEK, amoksisilin 25 mg/kg vücut ağırlığı ve klaritromisin7,5 mg/kg vücut ağırlığı.

31-40 kg

İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 20 mg PROSEK, 750 mg amoksisilin ve klaritromisin 7,5 mg/kgvücut ağırlığı.

> 40 kg

İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 20 mg, PROSEK, 1 g amoksisilin ve 500 mg klaritromisin.

Geriyatrik popülasyon (> 65 yaş):

Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 5.2).

4.3. Kontrendikasyonlar

Omeprazole, benzimidazol türevlerine veya formüldeki herhangi bir maddeye aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Diğer proton pompası inhibitörleri (PPİ'ler) gibi omeprazol de nelfinavir ile birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Herhangi bir alarm belirtisinde (örn. önemli derecede istenmeyen kilo kaybı, tekrarlayan kusma, disfaji, hematemez veya melena) ve şüphelenilen ya da tanısı konmuş gastrik ülservakalarında kötü huylu olması bertaraf edilmiş olmalıdır çünkü tedavi, semptomlarıhafifleterek tanıyı geciktirebilir.

Atazanavirin PPİ'ler ile beraber kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.5). Atazanavirin bir PPİ ile kombinasyonunun kaçınılmaz olduğuna karar verilirse, atazanavirin 400 mg'a kadar olanartan dozu ile 100 mg ritonavir kombinasyonunda yakın klinik izleme (örn. virüs yükü)önerilmektedir ve omeprazol 20 mg'ı aşmamalıdır.

Tüm asit bloke eden ürünlerde olduğu gibi omeprazol, hipo veya aklorhidri nedeniyle B12 vitamini (siyanokobalamin) emilimini azaltabilir. Bu durum uzun süreli tedavidevücutlarındaki B12 vitamin deposu azalmış veya B12 vitamini emiliminde azalma riski olanhastalarda dikkate alınmalıdır.

Omeprazol bir CYP2C19 inhibitörüdür. Omeprazol ile tedaviye başlarken veya sonlandırırken, CYP2C19 yolu ile metabolize olan ilaçlar ile ilgili olası etkileşimlerdeğerlendirilmelidir. Klopidogrel ile omeprazol arasında etkileşim gözlenmiştir (bkz. Bölüm4.5). Bu etkileşimin klinik ilişkisi belirsizdir. Bir önlem olarak, omeprazol ile klopidogrelineş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.

Hipomagnezemi

:

PPİ'ler ile en az 3 ay süreyle tedavi edilen hastalarda ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra nadiren semptomatik ve asemptomatik hipomagnezemi bildirilmiştir. Ciddi adversolaylar tetani, aritmiler ve nöbetleri içermektedir. Çoğu hastada hipomagnezemi tedavisimagnezyum replasmanını ve PPİ tedavisinin kesilmesini gerektirmektedir. Uzun süre tedavialması beklenen ya da PPİ'leri digoksin gibi ilaçlar ya da hipomagnezemiye neden olabilecekilaçlarla (örn: diüretikler) birlikte alan hastalar için sağlık mesleği mensupları PPİ tedavisinebaşlamadan önce ve daha sonra periyodik olarak magnezyum düzeylerini takip edebilirler.

Kemik kırığı:


Yayınlanmış çeşitli gözlemsel çalışmalar, PPI tedavisinin, kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Çoklugünlük dozlar ve uzun süreli PPI tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlananyüksek doz alan hastalarda kırık riski artmıştır. Hastalar, tedavi edildikleri durum için uygunolan en düşük dozda ve en kısa süreli PPI tedavisini almalıdırlar.

Gözlemsel çalışmalar, PPİ'lerin genel kırık riskini % 10-40 oranında artırabileceğini önermektedir. Bu artışın bir kısmı, diğer risk faktörlerinden olabilir. Osteoporoz riski olanhastalar, güncel klinik kılavuzlara göre tedavi edilmeli ve yeterli düzeyde D vitamini vekalsiyum almalıdır.

Subakut kütanöz lupus eritematozus

Proton pompa inhibitörleri çok seyrek olarak subakut kütanöz lupus eritematozus vakaları ile ilişkilendirilmiştir. Özellikle derinin güneşe maruz kalan alanlarında olmak üzere lezyonlarınortaya çıkması ve artraljinin eşlik etmesi durumlarında hasta acilen tıbbi yardım almalı vesağlık mesleği mensubu PROSEK tedavisinin kesilmesini değerlendirmelidir. Daha önce birproton pompa inhibitörü tedavisi sonrası subakut kütanöz lupus eritematozus gelişmişolması, aynı durumun diğer proton pompa inhibitörleri ile de görülme riskini arttırır.

Nöroendokrin tümörler için yapılan incelemelerde etkileşimler:


Gastrik asit düzeyindeki ilaç kaynaklı azalmalara sekonder olarak serum kromogranin A (CgA) düzeyleri artmaktadır. Artmış CgA düzeyi nöroendokrin tümörler için yapılan tanıincelemelerinde yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Uygulayıcılar CgA düzeylerinideğerlendirmeden önce geçici PPİ tedavisine ara vermeli ve eğer başlangıçtaki CgAdüzeyleri yüksek ise testi tekrar etmelidirler. Eğer seri testler yapılıyorsa (örn.monitorizasyon için) testler arasındaki referans aralıkları değişebileceği için testler aynılaboratuvarda yapılmalıdır. İlk ölçümden sonra CgA ve gastrin düzeyleri referans aralığadönmemiş ise, ölçümler PPİ tedavisine ara verdikten 14 gün sonra tekrarlanmalıdır (bkz.Bölüm 5.1).

Kronik hastalığı olan bazı çocukların her ne kadar önerilmese de uzun süreli tedaviye ihtiyaçları olabilir.

PPİ'ler ile tedavi,

SalmonellaCampylobacterClostridium difficile

gibi gastrointestinal enfeksiyon riskinde az da olsa bir artışa nedenolabilir (bkz. Bölüm 5.1).

Özellikle bir yıldan fazla olanlar olmak üzere tüm uzun süreli tedavilerde olduğu gibi hastalar düzenli olarak kontrol altında tutulmalıdır.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Omeprazolün diğer ilaçların farmakokinetiğine etkisi pH'ya bağımlı absorpsiyona sahip ilaçlar


Omeprazol ile tedavi süresince intagastrik asiditedeki azalma pH'ya bağımlı absorpsiyona sahip ilaçların emilimini artırabilir veya azaltabilir.

Nelfinavir, atazanavir


Nelfinavir ve atazanavirin plazma seviyeleri, omeprazol ile eş zamanlı kullanımla azalır. Omeprazolün nelfinavir ile eş zamanlı kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).Omeprazolün (günde bir defa 40 mg) eş zamanlı kullanımı ortalama nelfinavir maruziyetiniyaklaşık % 40 oranında azaltmış ve farmakolojik olarak aktif metaboliti olan M8'in ortalamamaruziyeti ise yaklaşık % 75-90 oranında azalmıştır. Etkileşim ayrıca CYP2C19inhibisyonunu da içerebilir.

Omeprazolün atazanavir ile eş zamanlı kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.4). Sağlıklı kişilerde omeprazolün (günde bir defa 40 mg) 300 mg atazanavir/l00 mg ritonavir ile eşzamanlı kullanımı, atazanavir maruziyetinin % 75 oranında azalmasına neden olmuştur.Atazanavir dozunu 400 mg'a arttırmak da omeprazolün atazanavir maruziyeti üzerindekietkisini ortadan kaldırmamıştır. Sağlıklı kişilerde omeprazolün (günde bir defa 20 mg) 400mg atazanavir/100 mg ritonavir ile eş zamanlı kullanımı günde bir kez 300 mgatazanavir/100 mg ritonavir ile karşılaştırıldığında atazanavir maruziyetinde yaklaşık %30'luk bir azalma ile sonuçlanmıştır.

Digoksin


Sağlıklı kişilerde omeprazol (günlük 20 mg) ile digoksinin birlikte kullanılması digoksinin biyoyararlanımını % 10 oranında artırmıştır. Digoksin toksisitesi nadiren raporlanmıştır.Fakat yaşlı hastalara yüksek dozda omeprazol verileceği zaman dikkat edilmelidir.Digoksinin terapötik ilaç izlemesi bu nedenle desteklenmelidir.

Klopidogrel


Sağlıklı kişilerde yapılan çalışma sonuçları, klopidogrel (300 mg yükleme dozu/75 mg günlük idame dozu) ile omeprazol (günlük ağızdan alınan 80 mg) arasında birfarmakokinetik/farmakodinamik etkileşim göstermiştir ve bu, klopidogrelin aktifmetabolitine maruziyette ortalama % 46'lık bir azalma ve maksimum trombosit agregasyonuinhibisyonunda (ADP ile uyarılan) ortalama % l6'lık bir azalma ile sonuçlanmıştır.

Önemli kardiyovasküler olaylar bakımından omeprazolün farmakokinetik/farmakodinamik etkileşiminin klinik uygulamaları ile ilgili tutarsız veriler, hem gözlemsel hem de klinikaraştırmalarda bildirilmiştir. Bir önlem olarak, omeprazolün klopidogrel ile eş zamanlıkullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

Diğer ilaçlar


Posakonazol, erlotinib, ketokonazol ve itakonazol emilimi önemli ölçüde azalmıştır, bu nedenle klinik etkililiği bozulabilir. Posakonazol ve erlotinibin eş zamanlı kullanımındankaçınılmalıdır.

CYP2CI9 ile metabolize olan ilaçlar


Omeprazol, omeprazolü metabolize eden ana enzim CYP2C19 'nin orta dereceli inhibitörüdür. Bu nedenle CYP2C19 ile de metabolize olan eş zamanlı alınan etkinmaddelerin metabolizması azalabilir ve bu ilaçlara olan sistemik maruziyet artar. Bu gibiilaçlara örnek R-varfarin ve diğer K vitamini antagonistleri, silostazol, diazepam vefenitoindir.

Silostazol


Omeprazolün, 40 mg dozda sağlıklı gönüllülere verildiği çapraz geçişli bir çalışmada, silostazolün Cmaks ve plazma-konsantrasyon zaman eğrisi altında kalan alan (EAA)seviyelerini sırasıyla % 18 ve % 26 ve aktif metabolitlerinden birinin Cmaks ve EAAseviyelerini sırasıyla % 29 ve % 69 artırdığı görülmüştür.

Fenitoin


Omeprazol tedavisine başladıktan sonra ilk iki hafta fenitoin plazma konsantrasyonunun izlenmesi önerilmektedir ve eğer fenitoin doz ayarlaması yapılmış ise, omeprazol tedavisiizlenmeli ve sonunda bir kez daha doz ayarlaması gereklidir.

Bilinmeyen mekanizmaSakinavir


Omeprazolün sakinavir/ritonavir ile eş zamanlı kullanımı, sakinavir plazma seviyelerinde yaklaşık % 70'lik bir artışa neden olmuştur. HIV enfekte hastalarda bu durum iyi tolerabiliteile ilişkilidir.

Takrolimus


Omeprazolün eş zamanlı kullanımının takrolimusun serum seviyelerini artırdığı bildirilmiştir. Böbrek fonksiyonu (kreatinin klirensi) ile birlikte takrolimus konsantrasyonlarıda yakından izlenmeli, gerekirse takrolimus dozu ayarlanmalıdır.

Metotreksat


PPİ'ler ile beraber verildiği zaman metotreksat seviyelerinin bazı hastalarda arttığı bildirilmiştir. Yüksek dozda metotreksat uygulamasında geçici olarak omeprazole araverilmesi düşünülmelidir.

Diğer ilaçların omeprazol farmakokinetiği üzerine etkisiCYP2CI9 veya CYP3A4 inhibitörleri


Omeprazol CYP2C19 ve CYP3A4 ile metabolize olduğundan CYP2CI9 veya CYP3A4'ü inhibe ettikleri bilinen ilaçlar (klaritromisin ve vorikonazol gibi) omeprazolün metabolizmahızını azaltarak omeprazol serum seviyelerinde artışa neden olabilir. Eş zamanlı vorikonazoltedavisi, omeprazol etkisini iki kattan fazla arttırmıştır. Omeprazolün yüksek dozları iyitolere edildiğinden genellikle omeprazol dozunun ayarlanması gerekmemektedir. Fakatşiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ve uzun süreli tedavi durumunda dozayarlanması değerlendirilmelidir.

CYP2C19 ve/veya CYP3A4 indükl^^icileri


CYP2Cl9 veya CYP3A4 veya her ikisini indüklediği bilinen ilaçlar (rifampisin ve St. John's wort gibi), omeprazolün metabolizmasını artırarak omeprazolün serum düzeylerininazalmasına neden olabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:

Omeprazolün pediyatrik kullanımını tavsiye etmek için yeterli veri yoktur.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi C.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden özel öneri bulunmamaktadır.

Gebelik dönemi

Üç prospektif epidemiyolojik çalışma (1.000'den fazla maruz kalma) sonuçları omeprazolün gebelik ve fetüs/yenidoğan sağlığı üzerinde zararlı bir etkisinin olmadığını göstermektedir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

PROSEK gebelikte ancak anneye sağlayacağı faydalar fetüs için potansiyel risklere üstünse kullanılmalıdır.

Laktasyon dönemi

ancak terapötik dozlarda kullanıldığında çocuk üzerine etkisi

Omeprazol anne sütüne geçer, olması beklenmez.

Üreme yeteneği/Fertilite

Rasemik karışımla yapılan hayvan çalışmalarında oral olarak verilen omeprazolün fertilite üzerinde bir etkisi olmadığı belirtilmiştir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

PROSEK'in araç ve makine kullanma üzerinde herhangi bir etkisinin olması beklenmemektedir. Sersemleme ve görme bozuklukları gibi yan etkiler olabilir (bkz. Bölüm4.8). Bu etkilerin görüldüğü hastalar araç ve makine kullanmamalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

En yaygın yan etkiler (hastaların % l-10'unda), baş ağrısı, abdominal ağrı, konstipasyon, diyare, şişkinlik ve bulantı/kusmadır.

Omeprazol ile yapılan klinik araştırmalarda ve pazarlama sonrası çalışmalarda aşağıdaki advers ilaç reaksiyonlarının görülebildiği bildirilmiştir veya bunlardan şüphelenilmiştir.Ancak hiçbiri doz ile bağlantılı bulunmamıştır. İstenmeyen etkiler, görülme sıklığı ve SistemOrgan Sınıfına göre sınıflandırılmıştır. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:

Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek: Lökopeni ve trombositopeni

Çok seyrek: Agranülositoz, pansitopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları

örn. ateş, anjiyoödem, anafilaktik

Seyrek: Hipersensitivite reaksiyonları,

reaksiyon/şok

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Seyrek: Hiponatremi.

Bilinmiyor: Hipomagnezemi, şiddetlihipomagnezemihipokalsemiye neden

olabilir.

Hipomagnezemi ayrıca hipokalemiyle de ilgili olabilir.

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın olmayan: Uykusuzluk

Seyrek: Ajitasyon, konfüzyon, depresyon, indipozisyon

Çok seyrek: Agresyon, halüsinasyonlar,yorgunluk

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın:

Yaygın olmayan: Seyrek:

Çok seyrek:

Baş ağrısı

Sersemleme, parestezi, somnolans Tat alma bozukluğu

Geri dönüşümlü oryantasyon bozukluğu

Göz hastalıkları

Seyrek: Bulanık görme

Çok seyrek: Geri dönüşümüolmayangörmebozukluğu (intravenöz omeprazol

enjeksiyonu uygulanan kritik hastaların izole olgularında görülmüş olup nedensellik ilişkisi belirlenmemiştir)

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Vertigo

Kardiyak hastalıkları

Çok seyrek: Göğüs ağrısı (anjina pektorise benzeyebilir.)

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Seyrek: Bronkospazm

Gastrointestinal hastalıkları

konstipasyon, diyare, şişkinlik, bulantı/kusma,

Yaygın: Abdominal ağrı,

fundik bez polipleri (benign)

Seyrek:
Çok seyrek: olguda histolojikadlandırılmıştır.Bilinmiyor:gastrin düzeyleridönmüştür.

Ağız kuruluğu, stomatit ve gastrointestinal kandidiyazis Gastrik mukoz membranın çok kromozomlu hipertrofisi, çoğuolarak, benign ve geri dönüşümlü olan beze benzeri kistler olarak

Mikroskopik kolit, omeprazol ile tedavinin ilk iki haftasında serum artmış olup tedavinin sonlandırılmasından sonra normal değerlere

Hepato-bilier hastalıkları

Yaygın olmayan: Karaciğer enzimlerinde yükselme

Seyrek: Sarılık eşlik eden veya etmeyen hepatit

Çok seyrek: Karaciğer yetmezliği, daha önce karaciğer hastalığı olan hastalarda

ensefalopati

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın olmayan: Dermatit, kaşıntı, döküntü, ürtiker

Seyrek: Alopesi, fotosensitivite

Çok seyrek: Eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal

nekroliz (TEN)

Biinmiyor: Subakut kütanöz lupus eritematozus (bkz. Bölüm 4.4)

Kas - iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın olmayan: Kalça, bilek veya omurga kırığı

Seyrek: Artralji, miyalji

Çok seyrek: Kas zayıflığı, rabdomiyoliz

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Seyrek: İnterstisyel nefrit

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Çok seyrek: Jinekomasti

Bilinmiyor: Cinsel güçte yaşanan rahatsızlıklar

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

Yaygın olmayan: Halsizlik, periferik ödem

Seyrek: Aşırı terleme

Özel popülasyona ilişkin ek bilgilerPediyatrik popülasyon

Omeprazolün güvenliliği, 0 ila 16 yaşlarındaki asitle ilişkili bir hastalığı olan toplam 310 çocukta değerlendirilmiştir. 749 güne kadar ciddi eroziv özofajit üzerine yapılan bir klinikaraştırmada omeprazolün idame tedavisini alan 46 çocuktan elde edilen uzun süreligüvenlilik verileri kısıtlıdır. Advers etki profili, hem kısa süreli hem de uzun sürelitedavideki yetişkinlerde olduğu gibidir. Ergenlik ve gelişme döneminde omeprazoltedavisinin etkileri hakkında uzun süreli veriler bulunmamaktadır.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarmm raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

İnsanlarda omeprazolün doz aşımı etkileri hakkında bilgi kısıtlıdır. Literatürde, 560 mg'a kadar olan dozlar tarif edilmiş ve 2.400 mg omeprazole (önerilen klinik dozun 120 katı)varan tek oral dozlarla ilgili nadir bildirimler bulunmaktadır. Bulantı, kusma, sersemleme,abdominal ağrı, diyare ve baş ağrısı bildirilmiştir. Ayrıca apati, depresyon ve konfüzyonuntek başına tarif edildiği vakalar da vardır.

Tanımlanan semptomlar geçicidir ve ciddi bir sonlanım bildirilmemiştir. Eliminasyon hızı (birinci derece kinetiği) doz artışı ile değişmemiştir. Tedavi gerekirse semptomatiktir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Proton pompası inhibitörleri ATC Kodu: A02BC01

Etki mekanizması


İki enantiyomerin rasemik bir karışımı olan omeprazol, mide asit sekresyonunu yüksek oranda hedeflenmiş bir etki mekanizması yoluyla azaltır. Pariyetal hücrelerdeki protonpompasının spesifik bir inhibitörüdür, hızlı bir şekilde etki gösterir ve günde bir defa alınandoz ile, mide asit sekresyonunun tersinebilir inhibisyonu üzerinden kontrol sağlar.

Omeprazol zayıf bir baz olup, pariyetal hücre içerisinde intrasellüler kanaliküllerin yüksek oranda asidik olan ortamında aktif formuna çevrilir ve H+/K+-ATPaz enzimini (asitpompası) inhibe eder. Mide asidi oluşum prosesinin son basamağındaki bu etki dozabağımlıdır ve uyarıdan bağımsız olarak hem bazal asit sekresyonu hem de uyarılmış asitsekresyonunun inhibisyonunu oldukça etkili biçimde sağlamaktadır.

Farmakodinamik etkiler


Gözlenen tüm farmakodinamik etkiler, omeprazolün asit sekresyonu üzerindeki etkisi ile açıklanabilir.

Mide asidi sekresyonuna etkisi


Günde bir defa oral yoldan alınan omeprazol ile 4 günlük tedaviyle maksimum etkisine ulaşarak gündüz ve gece gerçekleşen mide asidi sekresyonunun hızlı ve etkin inhibisyonusağlanır. 20 mg omeprazol ile duodenum ülserli hastalarda 24 saatlik intragastrik asiditesindeen az % 80'lik ortalama azalma korunur ve pentagastrin stimülasyonundan sonra asit tepedeğerlerindeki ortalama azalma, uygulanan dozdan 24 saat sonra yaklaşık % 70'dir.

Oral olarak alınan 20 mg omeprazol, duodenal ülserli hastalarda 24 saatlik sürede ortalama 17 saat süreyle intragastrik pH'ı > 3'de tutar.

Omeprazol, azalan asit sekresyonu ve intragastrik asiditenin bir sonucu olarak GÖRH olan hastalarda yemek borusunun asit maruziyetini doza bağlı olarak azaltır/normalize eder.

Asit sekresyonunun inhibisyonu, omeprazolün EAA'sı ile ilişkilidir ve belirtilen zamanda gerçek plazma konsantrasyonu değildir.

Omeprazol tedavisi sırasında taşifilaksi gözlenmemiştir.

H. p^lori üzerindeki etkisi


H. pylori,H. Pylori,H. ^^lori,H. Pylori,

mide kanseriningelişmesinde artan bir riskle ilişkili olan atrofik gastritin gelişmesinde en önemli faktördür.

Omeprazol ve antimikrobiyaller ile

H. pylori

eradikasyonu, peptik ülserlerinin iyileşmesinde yüksek hız ve uzun süreli gerileme ile ilişkilidir.

İkili tedaviler test edilmiş ve üçlü tedavilere göre daha az etkin bulunmuştur. Fakat bilinen hipersensitivitenin herhangi bir üçlü kombinasyonun kullanımını imkansız kıldığıdurumlarda ikili tedavilerin kullanımı düşünülebilir.

Asit inhibisyonu ile ilişkili diğer etkiler


Uzun süreli tedaviler sırasında gastrik glandüler kistlerin görülme sıklığında bir miktar artış bildirilmiştir. Bunlar asit sekresyonunun inhibisyonu sonucu ortaya çıkan selim ve geridönüşlü değişikliklerdir.

PPİ'ler dahil, herhangi bir sebepten dolayı azalan gastrik asidite, gastrointestinal sistemde normal olarak var olan bakterilerin sayısında artışa neden olur. PPİ'ler ile tedavi

SalmonellaCampylobacterClostridium difficile

gibi gastrointestinal enfeksiyonların riskini az da olsa artırabilir.

Asit sekresyonunu inhibe eden ilaçlarla tedavi sırasında, asit sekresyonunun azalmasına bağlı olarak serum gastrin düzeyi yükselir. Aynı zamanda azalan gastrik asiditeden dolayı CgAartar. Artan CgA düzeyi, nöroendokrin tümörler için araştırmaları engelleyebilir. Literatürraporları, PPİ tedavisinin CgA ölçümlerinden önce 5 gün ila iki hafta arasında durdurulmasıgerektiğini belirtmektedir. Böylece PPİ tedavisinden son yüzeysel olarak artan CgAseviyelerinin referans aralığına geri dönmesine olanak sağlanır.

Omeprazol ile uzun süreli tedavide, muhtemelen serum gastrin düzeylerindeki artışa bağlı olarak bazı hastalarda (çocuklar ve yetişkinler) enterokromafin-benzeri hücrelerde (ECL)artış görülmüştür. Bu bulguların klinik önemi olmadığı düşünülmektedir.

Pediyatrik kullanım

Şiddetli reflü özofajiti olan çocuklarda (1-16 yaş) yapılmış kontrollü olmayan bir çalışmada, 0,7-1,4 mg/kg arasındaki dozlarda uygulanan omeprazol, olguların %90'ında özofajit düzeyini iyileştirmiş ve reflü semptomlarını azaltmıştır. Tek kör birçalışmada, klinik açıdan GÖRH tanılı 0-24 ay arasındaki çocuklar 0,5 mg/kg, 1,0 mg/kg yada 1,5 mg/kg omeprazol ile tedavi edilmiştir. Kusma/regürjitasyon epizotlarının sıklığı, 8haftalık tedaviden sonra dozdan bağımsız olarak % 50 oranında azalmıştır.

Çocuklarda H. pylori eradikasyonu


Randomize, çift kör bir klinik çalışma (Heliot çalışması), iki antibiyotik (amoksisilin ve klaritromisin) ile omeprazol kombinasyonunun, gastritli, 4 yaş ve üzerindeki çocuklarda

H.pyloriH. pylori

eradikasyon oranı, omeprazol + amoksisilin + klaritromisin ile % 74,2 (23/31 hasta),

12

amoksisilin + klaritromisin ile de % 9,4 (3/32 hasta). Fakat dispeptik semptomlara göre herhangi kliniksel bir yarara dair kanıt bulunmamaktadır. Bu çalışma 4 yaşından küçükçocuklar için herhangi bir bilgiyi desteklememektedir.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Omeprazol ve omeprazol magnezyum aside dayanıksızdır ve bu nedenle ağız yolundan enterik kaplı granüllü kapsüller halinde alınır. Omeprazolün emilimi hızlı olup doz alındıktansonra pik plazma seviyelerine yaklaşık l-2 saat sonra ulaşılır. Omeprazolün emilimi incebağırsakta olur ve genellikle 3-6 saat içinde tamamlanır. Yiyeceklerle birlikte alınmasınınbiyoyararlanımı üzerine etkisi yoktur. Omeprazolün oral olarak tek doz verilmesinden sonrasistemik yararlanım (biyoyararlanım) yaklaşık % 40'dır. Günde tek doz olarak düzenlikullanıldığında biyoyararlanımı yaklaşık % 60'a yükselir.

Dağılım:


Sağlıklı gönüllülerdeki görünür dağılım hacmi yaklaşık 0,3 L/kg vücut ağırlığıdır. Omeprazol, plazma proteinlerine % 97 oranında bağlanır.

Biyotransformasyon:


Omeprazol, sitokrom P450 (CYP) sistemi ile tamamen metabolize olur. Omeprazol metabolizmasının büyük bir bölümü, polimorfik CYP2C19'a bağlıdır ve CYP2C19 hidroksi-omeprazolün oluşumundan sorumlu olup plazmadaki en önemli metabolittir. Omeprazolünmetabolizmasının geri kalan başka bir spesifik izoform olan CYP3A4 'e bağlıdır ve CYP3A4plazmadaki plazmadaki temel metabolit olan omeprazol sülfon oluşumundan sorumludur.Omeprazolün CYP2C19'a olan yüksek eğiliminin bir sonucu olarak, CYP2C19 için diğersubstratlar ile kompetitif bir inhibisyon ve metabolik ilaç-ilaç etkileşim olasılığı vardır. FakatCYP3A4'e olan düşük eğilim nedeniyle, omeprazolün diğer CYP3A4 substratlarınınmetabolizmasını inhibe etme potansiyeli yoktur. Bununla birlikte omeprazolün ana CYPenzimleri üzerinde inhibitör etkisi yoktur.

Beyaz ırk popülasyonunun yaklaşık % 3'ü ve Asyalı popülasyonun ise % l5-20'sinde fonksiyonel CYP2C19 enzimi eksiktir, bunlara yavaş metabolize ediciler denir. Bu türkişilerde omeprazol metabolizması muhtemelen temel olarak CYP3A4 ile katalize olur.Günde tek doz tekrarlayan 20 mg omeprazol alımından sonra, ortalama EAA, yavaşmetabolize edicilerde fonksiyonel CYP2Cl9 enzimine sahip olanlardan (hızlı metabolizeediciler) 5 ila 1 0 kat daha yüksektir. Ortalama pik plazma konsantrasyonları da 3 ila 5 katdaha fazladır. Bu bulguların omeprazolün dozajına etkisi yoktur.

Eliminasyon:


Omeprazolün plazma eliminasyon yarı ömrü, hem tek doz hem günde bir defa oral olarak alınan tekrarlayan doz için genellikle bir saatten kısadır. Omeprazol, doz aralıklarındatamamen plazmadan uzaklaştırılır ve günde tek doz uygulamasında birikim eğilimigöstermez. Omeprazolün oral dozunun neredeyse % 80'i metabolitleri halinde idrarla atılırve kalanı esas olarak safra salgısından dolayı feçesle atılmaktadır.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Omeprazolün tekrarlanan kullanımı ile EAA artar. Bu artış doz ile bağlantılıdır ve tekrarlanan dozlardan sonra EAA'da daha çok doz orantılı bir artışa neden olmaktadır.Zaman ve doz bağımlılığı, omeprazol ve/veya metabolitlerinin (örn. sülfon) CYP2C19

13

enzimini inhibe etmesi nedeni ile ilk geçiş metabolizması ve sistemik klirensteki azalmaya bağlı olabilir.

Omeprazolün metabolitlerinin hiçbirinin mide asidi sekresyonuna etkisi yoktur.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Karaciğer yetmezliği

:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda omeprazolün metabolizması bozulmuştur ve bunun sonucu olarak EAA artmıştır. Günde tek doz kullanım ile omeprazol birikim eğilimigöstermez.

Böbrek yetmezliği

:

Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda, sistemik biyoyararlanım eliminasyon hızı dahil omeprazolün farmakokinetiği değişmemiştir.

Yaşlı hastalar

:

Omeprazolün metabolizma hızı, yaşlı hastalarda (75-79 yaş) kısmen azalmıştır.

Pediyatrik hastalar

:

1 yaşından büyük çocukların önerilen dozlar ile tedavisi sırasında yetişkinlerle karşılaştırıldığında benzer plazma konsantrasyonları elde edilmiştir. 6 aydan daha küçükçocuklarda omeprazol klirensi omeprazolün metabolize edilmesi için kapasitenin düşükolması nedeniyle azdır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Omeprazol ile ömür boyu tedavi edilen sıçanlarda gastrik ECL-hücre hiperplazisi ve karsinoidler gözlenmiştir. Bu değişimlere asit salgısının uzun süreli baskılanmasına bağlıolarak gelişen hipergastrinemi neden olur. H2-reseptör antagonistleri ve PPİ'ler ile tedavi vekısmi fundektomiden sonra da benzer bulgulara rastlanmıştır. Bu nedenle bu değişimlerkullanılan ilaçlardan hiçbirinin tek başına direkt etkisine bağlı değildir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Eritrosin (E127)

Kinolin sarısı (E104)

Titanyum dioksit (E171)

Jelatin (sığır kaynaklı)

6.2. Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

6.3. Raf ömrü

24 ay.

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

30°C altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklanmalıdır.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutuda Alu/Alu blister ambalajda 14 kapsül.

6.6. Tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Sanofi İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Şişli-İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

216/81

9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 04.09.2008 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Prosek 20 Mg Kapsül

Etken Maddesi: Omeprazol

Pdf olarak göster

Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri

  • Prosek 20 Mg Kapsül - KUB
  • Prosek 20 Mg Kapsül - KT
  • Google Reklamları

    İlgili İlaçlar

  • Prosek 20 Mg 14 Kapsül
  • Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.