KISA URUN BILGISI
¡ Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'abildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8. Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması.
1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
AVORAN 14 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir film kaplı tablet 14 mg teriflunomid içerir.
Yardımcı maddeler:
Her bir tablet 47,5 mg laktoz monohidrat (sığır kaynaklı laktoz) içerir.
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet
Açık mavi renkli, yuvarlak film kaplı tabletler
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
AVORAN, relaps ve remisyonla seyreden multipl sklerozu (MS) olan yetişkin hastaların tedavisi için endikedir (Etkinliğin belirlendiği popülasyona ilişkin önemli bilgiler için lütfenbölüm 5.1'e bakınız ).
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Tedavi, multipl sklerozun yönetiminde deneyimli olan bir hekim tarafından başlatılmalı ve gözlenmelidir.
Pozoloji:
AVORAN 'ın önerilen dozu günde bir kez 14 mg'dır.
Uygulama şekli:
Film kaplı tabletler oral kullanım içindir. Tabletler su ile bütün halinde yutulmalıdır. AVORAN yemekten önce veya sonra alınabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği
Hafif, orta veya şiddetli böbrek yetmezliğine sahip olup diyalize girmeyen hastalar için doz ayarlaması gerekli değildir.
Şiddetli böbrek yetmezliğine sahip olup diyalize giren hastalar değerlendirilmemiştir. Teriflunomid, bu popülasyonda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).
Karaciğer yetmezliği
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Teriflunomid, şiddetli karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm4.3).
Pediyatrik popülasyon
10 ila 18 yaş aralığındaki çocuklarda AVORAN 'ın güvenlilik ve etkililiği henüz saptanmamıştır. Multipl sklerozun tedavisine yönelik olarak doğumdan itibaren 10 yaşına kadarolan çocuklarda teriflunomid kullanımı mevcut değildir.
Veri bulunmamaktadır.
Geriyatrik popülasyon
Güvenlilik ve etkililiğe ilişkin yetersiz veri nedeniyle AVORAN, 65 yaş ve üzeri hastalarda dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
- Etkin maddeye veya bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine aşırıduyarlılık
- Şiddetli karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda (Child-Pugh sınıf C)
- Gebe kadınlar veya teriflunomid tedavisi sırasında ve tedavi sonrasında plazma düzeyleri0,02 mg/l üzerinde olduğu sürece güvenilir doğum kontrol yöntemi kullanmayan doğumpotansiyeline sahip kadınlar (Bkz. Bölüm 4.6). Tedaviye başlamadan önce gebelikdışlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.6).
- Emziren kadınlarda (Bkz. Bölüm 4.6)
- Şiddetli bağışıklık yetmezliği durumlarına sahip hastalarda, örn. AIDS.
- Belirgin kemik iliği fonksiyonu azalması veya belirgin anemi, lökopeni, nötropeni veyatrombositopenisi olan hastalarda
- Şiddetli aktif enfeksiyonu olan hastalarda (Bkz. Bölüm 4.4), iyileşene kadar
- Bu hasta grubundaki klinik deneyim yetersiz olduğundan şiddetli böbrek yetmezliği olupdiyalize giren hastalarda
- Şiddetli hipoproteinemisi olan hastalar, örn. nefrotik sendrom.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İzleme
Tedavi öncesinde
AVORAN tedavisine başlamadan önce aşağıdakiler değerlendirilmelidir:
• Kan basıncı
• Alanin aminotransferaz / serum glutamik pirüvik transaminaz (ALT/SGPT)
• Diferansiyel beyaz kan hücresi (akyuvar) ve trombosit sayısı dahil olmak üzere tam kanhücre sayımı.
Tedavi sırasında
AVORAN tedavisi sırasında aşağıdakiler değerlendirilmelidir:
Kan basıncı
Periyodik olarak kontrol edilir.
Alanin aminotransferaz / serum glutamik pirüvik transaminaz (ALT/SGPT)
Karaciğer enzimleri AVORAN tedavisine başlamadan önce, tedavinin ilk 6 ayı boyunca en az dört haftada bir ve sonrasında düzenli olarak
• AVORAN, öncesinde karaciğer bozukluğu olan hastalara diğer potansiyel hepatotoksikilaçlarla birlikte verildiğinde veya açıklanamayan bulantı, kusma, karın ağrısı,yorgunluk, anoreksiya veya sarılık ve/veya koyu renkli idrar gibi klinik belirti vesemptomlar orataya çıktığında ek izlem düşünülmelidir.
• Karaciğer enzimleri, tedavinin ilk 6 ayında iki haftada bir, ardından tedavi başladıktansonra en az 2 yıl boyunca en az 8 haftada bir değerlendirilmelidir.
• Normal üst limitin (NÜL) 2 ve 3 katı olan ALT (SGPT) artışları için, haftalık izlemegerçekleştirilmelidir.
• Tedavi sırasındaki belirti ve semptomlara (örn. enfeksiyon) dayanarak tam kan hücresayımı yapılmalıdır.
Hızlandırılmış eliminasyon prosedürü
Teriflunomid, plazmadan yavaş atılır. Hızlandırılmış eliminasyon prosedürü olmadan, 0,02 mg/l'nin altında plazma konsantrasyonlarına ulaşmak ortalama 8 ay sürer, ancak maddeklerensindeki kişisel varyasyon nedeniyle bu süre 2 yıla kadar çıkabilir. Teriflunomidinbırakılmasından sonra herhangi bir zamanda hızlandırılmış eliminasyon prosedürükullanılabilir (prosedür ayrıntıları için Bölüm 4.6 ile 5.2'ye bakınız).
Hepatik etkiler
Teriflunomid alan hastalarda karaciğer enzimlerinde artış gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu artışlar, çoğunlukla tedavinin ilk 6 ayında meydana gelmiştir.
Teriflunomid ile tedavi sırasında, bazen hayatı tehdit edici olmak üzere ilaçla indüklenen karaciğer hasarı (DILI) vakaları gözlenmiştir. Çoğu DILI vakası, teriflunomid tedavisinebaşlandıktan haftalar veya aylar sonra ortaya çıkmıştır ancak DILI uzun kullanım sonucundada ortaya çıkabilmektedir.
Teriflunomid ile karaciğer enzim artışı ve DILI riski, önceden karaciğer bozukluğu olan hastalarda, diğer hepatotoksik ilaçlarla eş zamanlı tedavide ve/veya önemli miktarlarda alkoltüketiminde daha yüksek olabilir. Dolayısıyla hastalar karaciğer hasarının belirtileri vesemptomları açısından yakından izlenmelidir.
Teriflunomid tedavisi, karaciğer hasarından şüphe edildiği takdirde kesilmeli ve hızlandırılmış eliminasyon prosedürü düşünülmelidir. Artan karaciğer enzimleri (NÜL'nin 3 katından fazla)doğrulandığı takdirde teriflunomid tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.
Tedavi kesilmesi durumunda transaminaz seviyeleri normalleşene kadar karaciğer testlerine devam edilmelidir.
Hipoproteinemi
Teriflunomid proteine yüksek oranda bağlandığından ve bağlanması albümin konsantrasyonlarına bağlı olduğundan, bağlanmayan teriflunomid plazmakonsantrasyonlarının, nefrotik sendromda olduğu gibi hipoproteinemili hastalarda artmasıbeklenebilir. Teriflunomid şiddetli hipoproteinemisi olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Kan basıncı
Teriflunomid tedavisi sırasında kan basıncı artışı görülebilir (Bkz. Bölüm 4.8). Teriflunomid tedavisinin başlangıcından önce ve sonrasında periyodik olarak kan basıncı kontrol edilmelidir.Kan basıncı artışı teriflunomid tedavisi öncesince ve sırasında uygun bir şekilde yönetilmelidir.
Enfeksiyonlar
Şiddetli aktif enfeksiyonu olan hastalarda enfeksiyon giderilene kadar teriflunomid tedavisinin başlangıcı ertelenmelidir.
Plasebo kontrollü çalışmalarda, AVORAN ile ciddi enfeksiyonlarda artış gözlenmemiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Ancak AVORAN'ın immunomodülatör etkisine bağlı olarak, hastada ciddi birenfeksiyonun gelişmesi durumunda, AVORAN tedavisinin askıya alınması düşünülmeli veterapiye yeniden başlamadan önce fayda ve riskler değerlendirilmelidir. Uzun yarılanma ömrünedeniyle, kolestiramin veya kömür ile hızlandırılmış eliminasyon düşünülmelidir.
AVORAN alan hastalara, enfeksiyon semptomlarını bir hekime bildirmeleri söylenmelidir. Aktif akut veya kronik enfeksiyonu olan hastalar, enfeksiyon(lar) giderilene kadar AVORANtedavisine başlamamalıdır.
Klinik çalışmalarda sistematik olarak tüberküloz taraması gerçekleştirilmediğinden latent tüberküloz enfeksiyonu olan hastalarda AVORAN 'ın güvenliliği bilinmemektedir. Tüberküloztaraması test sonucu pozitif olan hastalar AVORAN tedavisinden önce standart tıbbi uygulamaile tedavi edilir.
Solunuma bağlı reaksiyonlar
Pazarlama sonrası deneyimde teriflunomid ile interstisyel akciğer hastalığı (İAH) ve ayrıca pulmoner hipertansiyon vakaları da bildirilmiştir. İAH öyküsü olan hastalarda risk artabilir.
İAH, tedavi sırasında herhangi bir zamanda akut olarak değişken klinik görünümler ile ortaya çıkabilir. İAH ölümcül olabilir. Sürekli öksürük ve dispne gibi yeni başlayan veya kötüşelenpulmoner semptomlar, tedavinin kesilmesi ve uygun şekilde daha ayrıntılı inceleme yapılmasıiçin etken olabilir. Eğer ilacın kesilmesi gerekli ise, hızlandırılmış bir eliminasyonprosedürünün başlatılması dikkate alınmalıdır.
Hematolojik etkiler
Beyaz kan hücre sayısında başlangıca göre ortalama %15'den az bir düşme gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Önlem olarak, AVORAN tedavisine başlamadan önce diferansiyel beyaz kan hücresayımı ve trombositleri de kapsayan güncel bir tam kan sayımı mevcut olmalı ve klinik belirtive semptomlar (örn., enfeksiyonlar) gerektirdiğinde AVORAN terapisi sırasında tam kansayımı değerlendirilmelidir.
Önceden anemi, lökopeni ve/veya trombositopenisi olan hastalar ile kemik iliği fonksiyonu bozulmuş hastalar veya kemik iliği supresyonu riski olan hastalarda, hematolojik bozukluk riskiartar. Böyle etkilerin ortaya çıkması durumunda, teriflunomidin plazma düzeylerini düşürmekiçin hızlandırılmış eliminasyon prosedürü (yukarı bakınız) düşünülmelidir.
Pansitopeni dahil olmak üzere şiddetli hematolojik reaksiyonların söz konusu olması durumunda, AVORAN ve herhangi bir eş zamanlı miyelosüpresif tedavi kesilmeli veteriflunomid hızlandırılmış eliminasyon prosedürü düşünülmelidir.
Cilt reaksiyonları
AVORAN ile tedavide, bazen Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) dahil olmak üzere ölümcül olan ciddi cilt reaksiyonları ve eozinofili ve sistemiksemptomlu ilaç reaksiyonu (DRESS) vakaları bildirilmiştir.
Şiddetli jeneralize majör cilt reaksiyonlarına (Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz-Lyell sendromu veya eozinofili ve sistemik semptomlu ilaç reaksiyonu) ilişkin şüpheuyandıran cilt ve/veya mukoza reaksiyonları (ülseratif stomatit) gözlenmesi durumunda,teriflunomid ve bağlantılı olabilecek tüm diğer tedaviler kesilmeli ve hızlandırılmışeliminasyon prosedürü derhal başlatılmalıdır. Böyle durumlarda hastalar teriflunomide tekrarmaruz bırakılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Teriflunomid kullanımı sırasında, sedef hastalığının yeni başlangıcı (püstüler sedef hastalığı dahil) ve önceden var olan sedef hastalığının kötüleşmesi rapor edilmiştir. Tedavinin kesilmesive hızlandırılmış bir eliminasyon prosedürünün başlatılması hastanın hastalığı ve tıbbi geçmişidikkate alınarak düşünülebilir.
Periferik nöropati
AVORAN alan hastalarda periferik nöropati vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Hastaların çoğu AVORAN'ın kesilmesinden sonra düzelmiştir. Ancak, nihai sonuç açısından geniş birdeğişkenlik söz konusudur, bazı hastalarda nöropati iyileşirken bazı hastalarda semptomlardevam etmiştir. AVORAN alan bir hastada doğrulanmış periferik nöropatinin gelişmesidurumunda, AVORAN terapisinin kesilmesi ve hızlandırılmış eliminasyon prosedürüyapılması düşünülmelidir.
Aşılama
İki klinik çalışma inaktif neoantijen (ilk aşılama) ya da rapel (tekrar maruziyet) aşılamanın AVORAN tedavisi sırasında güvenli ve etkili olduğunu göstermiştir. Canlılığı azaltılmışaşıların kullanımı enfeksiyon riski taşıyabilir ve bu nedenle bu kullanımdan kaçınılmalıdır.
İmmünosüpresif veya immünomodülatör terapiler
Leflunomid, teriflunomidin ana bileşiği olduğundan, teriflunomidin leflunomid ile birlikte uygulanması önerilmemektedir.
MS tedavisi için kullanılan antineoplastik veya immunosüpresif terapilerin birlikte uygulanması değerlendirilmemiştir. Teriflunomidin eş zamanlı olarak bir yıla kadar interferonbeta veya glatiramer asetat ile uygulandığı güvenlilik çalışmaları herhangi bir özel güvenlilikendişesi ortaya çıkarmamıştır; ancak teriflunomid monoterapisi ile karşılaştırıldığında dahayüksek advers reaksiyon oranı gözlenmiştir. Multipl skleroz tedavisinde bu kombinasyonlarınuzun süreli güvenliliği saptanmamıştır.
AVORAN 'a veya AVORAN 'dan geçiş
Teriflunomidin interferon beta veya glatiramer asetat ile eş zamanlı olarak uygulanmasına ilişkin klinik veriler temelinde, interferon beta veya glatiramer asetat sonrasında teriflunomidebaşlarken veya teriflunomid sonrasında interferon beta veya glatiramer asetata başlarkenherhangi bir bekleme süresi gerekli değildir.
AVORAN'a derhal başlanması durumunda natalizumabın uzun yarılanma ömrü nedeniyle, natalizumabın kesilmesinden 2-3 ay sonraya kadar eş zamanlı maruziyet ve dolayısıyla eşzamanlı immün etkiler meydana gelebilir. Bu nedenle, hastalarda natalizumabdan AVORAN'ageçerken dikkat edilmelidir.
Fingolimodun yarılanma ömrüne dayanarak, fingolimodun kesilmesinden sonra dolaşımdan temizlenme için tedavisiz 6 haftalık bir süre ve lenfositlerin normal aralığa dönmesi için de 1 -2 aylık bir süre gereklidir. Bu sürede AVORAN'a başlanması fingolimoda eş zamanlımaruziyete neden olacaktır. Bu, immün sistem üzerinde ilave bir etkiye neden olabilir ve bunedenle dikkat edilmelidir.
MS hastalarında, medyan tı/2z 14 mg'lık tekrarlayan dozlar sonrasında yaklaşık 19 gündür. AVORAN tedavisinin durdurulmasına karar verilirse, 5 yarılanma ömrü aralığı sırasında (bazıhastalarda daha yüksek olmasına rağmen yaklaşık 3,5 ay) diğer terapilere başlanmasıAVORAN'a eş zamanlı maruziyete neden olacaktır. Bu, immün sistem üzerinde ilave bir etkiyeneden olabilir ve bu nedenle dikkat edilmelidir.
İyonize kalsiyum seviyelerinin tayininde etkileşim
Leflunomid ve/veya teriflunomid (leflunomidin aktif metaboliti) ile tedavi sırasında iyonize kalsiyum seviyesi ölçümleri, kullanılan iyonize kalsiyum analiz cihazının türüne (örn. kan gazıanaliz cihazı) bağlı olarak hatalı bir şekilde düşük değerler gösterebilir. Bu sebeple, leflunomidveya teriflunomid tedavisi gören hastalarda gözlenen düşük iyonize kalsiyum seviyelerinindoğruluğu sorgulanmalıdır. Şüpheli ölçümlerin olması durumunda, total albumine göreayarlanan serum kalsiyum konsantrasyonunun tespit edilmesi önerilmektedir.
Laktoz
AVORAN tabletler laktoz içerdiğinden, galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetersizliği veya glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu gibi nadir kalıtsal problemleri olan hastalar bu ilacıkullanmamalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer maddelerin teriflunomid üzerine farmakokinetik etkileşimleri
Teriflunomid için primer biyotransformasyon yolu hidrolizdir ve oksidasyon minör bir yoldur.
Güçlü sitokrom P450 (CYP) ve taşıyıcı indükleyicileri:
Bir CY^2B6, 2C8, 2C9, 2C19, 3A indükleyicisi ve P-glikoprotein [P-gp] ve meme kanseri direnç proteini [BCRP] gibi eflüks taşıyıcılarının indükleyicisi olan rifampisinin tekrarlayandozlarının (22 gün boyunca günde bir kez 600 mg) teriflunomid (70 mg tek doz) ile birlikteuygulanması, teriflunomid maruziyetinde yaklaşık %40 düşüşe neden olmuştur. Rifampisin ilekarbamazepin, fenobarbital, fenitoin ve St. John Wort gibi diğer bilinen güçlü CYP ve taşıyıcıindükleyicileri, teriflunomid tedavisi sırasında dikkatli kullanılmalıdır.
Kolestiramin veya aktif kömür
Teriflunomid alan hastaların, kolestiramin veya aktif kömür ile tedavi edilmesi önerilmemektedir, çünkü hızlandırılmış eliminasyon istenmemesi durumunda bu tedavi,plazma konsantrasyonlarında hızlı ve anlamlı bir azalmaya neden olur. Mekanizmanınteriflunomidin enterohepatik geri kazanımının kesilmesi ve/veya gastrointestinal diyaliziolduğu düşünülmektedir.
Teriflunomidin diğer maddeler üzerine farmakokinetik etkileşimleriTeriflunomidin CYP2C8 substratı repaglinid üzerindeki etkisi
Teriflunomidin tekrarlayan dozları sonrasında ortalama repaglinid Cmaks ve EAA değerlerinde bir artış (sırasıyla 1,7 ve 2,4 kat) olmuştur; bu da teriflunomidin in vivo olarak CYP2C8'ininhibitörü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle repaglinid, paklitaksel, pioglitazon veyarosiglitazon gibi CYP2C8 tarafından metabolize edilen tıbbi ürünler, teriflunomid tedavisisırasında dikkatli kullanılmalıdır.
Teriflunomidin oral kontraseptif üzerine etkisi: 0,03 mg etinilestradiol ve 0,15 mg levonorgestrel
Teriflunomidin tekrarlayan dozları sonrasında ortalama etinilestradiol Cmaks ve EAA0-24 değerlerinde (sırasıyla 1,58 ve 1,54 kat) ve levonorgestrel Cmaks ve EAA0-24 değerlerinde(sırasıyla 1,33 ve 1,41 kat) artış olmuştur. Teriflunomidin bu etkileşiminin, oralkontraseptiflerin etkililiğini advers olarak etkilemesi beklenmese de teriflunomid ile kullanılanoral kontraseptif ilaçların türü ve dozu göz önünde bulundurulmalıdır.
Teriflunomidin CYP1A2 substratı üzerindeki etkisi: kafein
Teriflunomidin tekrarlayan dozları kafeinin (CYP1A2 substratı) ortalama Cmaks ve EAA değerlerini sırasıyla %18 ve %55 oranında düşürmüş olup; bu da teriflunomidin in
vivo
olarakCYP1A2'nin zayıf bir indükleyicisi olduğunu göstermektedir. Bu nedenle CYP1A2 tarafındanmetabolize edilen tıbbi ürünler (duloksetin, alosetron, teofilin ve tizanidin), etkililiklerindeazalma olabileceğinden teriflunomid tedavisi sırasında dikkatli kullanılmalıdır.
Teriflunomidin varfarin üzerindeki etkisi
Teriflunomidin tekrarlı dozlarının S-varfarinin farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkisi yoktur; bu da teriflunomidin CYP2C9'un bir inhibitörü veya indükleyicisi olmadığınıgöstermektedir. Varfarinin tek başına uygulanması ile karşılaştırıldığında teriflunomid varfarinile birlikte uygulandığında pik uluslararası normalleştirilmiş oranda (INR) %25'lik bir düşüşgözlenmiştir. Bu nedenle varfarin teriflunomid ile birlikte uygulandığında, yakın INR takibi veizlemesi önerilmektedir.
Teriflunomidin organik anyon taşıyıcı 3 (OAT3) substratları üzerindeki etkisi
Teriflunomidin tekrarlayan dozları sonrasında ortalama sefaklor Cmaks ve EAA değerlerindebir artış (sırasıyla 1,43 ve 1,54 kat) olmuştur; bu da teriflunomidin in vivo olarak OAT3'üninhibitörü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle teriflunomidin sefaklor, benzilpenisilin,
siprofloksasin, indometazin, ketoprofen, furosemid, simetidin, metotreksat, zidovudin gibi OAT3 substratları ile birlikte uygulanması sırasında dikkatli olunması önerilmektedir.
Teriflunomidin BCRP ve/veya organik anyon taşıyıcı polipeptit B1 ve B3 (OATP1B1/B3) substratları üzerindeki etkisi
Teriflunomidin tekrarlayan dozları sonrasında ortalama rosuvastatin Cmaks ve EAA değerlerinde (sırasıyla 2,65 ve 2,51 kat) bir artış olmuştur. Ancak, plazma rosuvastatinmaruziyetindeki bu artışın HMG-CoA redüktaz aktivitesi üzerinde görünür bir etkisiolmamıştır. Rosuvastatin için teriflunomid ile eş zamanlı uygulamada %50'lik bir doz azaltımıönerilmektedir. Diğer BCRP (örn., metotreksat, topotekan, sulfasalazin, daunorubisin,doksorubisin) ve özellikle HMG-CoA redüktaz inhibitörleri olmak üzere OATP ailesi (örn.simvastatin, atorvastatin, pravastatin, metotreksat, nateglinid, repaglinid, rifampisin)substratları için, teriflunomidin eş zamanlı uygulaması dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.Hastalar, tıbbi ilaçlara aşırı maruz kalmaya ilişkin belirti ve semptomlara yönelik olarakyakından izlenmeli ve bu tıbbi ürünlerde doz azaltımı düşünülmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: X
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar, tedavi sırasında ve teriflunomid plazma düzeyleri 0,02 mg/l üzerinde olduğu sürece tedavi sonrasında etkili doğum kontrolü kullanmakzorundadır. Bu sürede, kadınlar tedaviyi uygulayan hekim ile doğum kontrolünü bırakma veyadeğiştirmeye ilişkin tüm planları tartışmalıdır.
Teriflunomidin oral kontraseptif üzerine etkisi: 0,03 mg etinilestradiol ve 0,15 mg levonorgestrel
Teriflunomidin tekrarlayan dozları sonrasında ortalama etinilestradiol Cmaks ve EAA0-24 değerlerinde (sırasıyla 1,58 ve 1,54 kat) ve levonorgestrel Cmaks ve EAA0-24 değerlerinde(sırasıyla 1,33 ve 1,41 kat) artış olmuştur. Teriflunomidin bu etkileşiminin, oralkontraseptiflerin etkililiğini advers olarak etkilemesi beklenmese de teriflunomid ile kullanılanoral kontraseptif ilaçların türü ve dozu göz önünde bulundurulmalıdır.
Adet başlangıcında bir gecikme veya gebelikten şüphelenilmesine neden olan başka bir nedenin söz konusu olması durumunda hasta, gebelik testi için derhal hekimi bilgilendirmeli ve testinpozitif çıkması durumunda hekim ve hasta gebeliğe ilişkin riski tartışmalıdır. Aşağıdatanımlanan hızlandırılmış eliminasyon prosedürü ile ilk adet gecikmesinde teriflunomidin kandüzeyinin hızlıca düşürülmesi mümkünse fetüsteki risk azalabilir.
Teriflunomid tedavisi alan ve gebe kalmak isteyen kadınlarda ilaç kesilmelidir ve 0,02 mg/l'nin altında bir konsantrasyonu daha hızlı bir şekilde elde etmek üzere hızlandırılmış eliminasyonprosedürü önerilmektedir (aşağıya bakınız):
Hızlandırılmış eliminasyon prosedürünün kullanılmaması durumunda, teriflunomid plazma düzeylerinin ortalama 8 ay boyunca 0.02 mg/l'nin üzerinde olması beklenebilir; ancak, bazıhastalarda 0,02 mg/l'nin altında plazma düzeylerine ulaşmak 2 yıla kadar sürebilir. Bu nedenle,kadın gebe kalmaya çalışmadan önce teriflunomid plazma konsantrasyonları ölçülmelidir.Teriflunomid plazma konsantrasyonunun 0,02 mg/l'nin altında olduğu belirlendiğinde, plazmakonsantrasyonu en az 14 günlük bir süre sonrasında tekrar belirlenmelidir. Her iki plazmakonsantrasyonu da 0,02 mg/l'nin altındaysa, fetüse yönelik herhangi bir risk beklenmez.Numune testine ilişkin daha ayrıntılı bilgi için lütfen Ruhsat Sahibi veya yerel temsilcisi ileirtibata geçiniz (Bkz. Bölüm 7).
Hızlandırılmış eliminasyon prosedürü Teriflunomid tedavisinin bırakılmasından sonra:
• 11 gün boyunca günde 3 kez kolestiramin 8 g uygulanır, kolestiramin 8 g'ın iyi tolereedilmemesi durumunda günde üç kez kolestiramin 4 g kullanılabilir,
• Alternatif olarak, 11 gün boyunca her 12 saatte bir 50 g aktif kömür tozu uygulanır.
Ancak, hızlandırılmış eliminasyon prosedüründen sonra en az 14 gün aralıkla yapılan 2 ayrı test ile doğrulaması ve 0,02 mg/l'lik plazma düzeyinin ilk ortaya çıkışı ile fertilizasyon arasındabir buçuk aylık bir bekleme süresi gereklidir.
Hem kolestiramin hem de aktif kömür tozu, östrojenlerin ve progestojenin emilimini etkileyebilir; öyle ki kolestiramin veya aktif kömür tozu ile hızlandırılmış eliminasyonprosedürü sırasında oral kontraseptifler ile güvenilir doğum kontrol garanti olmayabilir.Alternatif kontraseptif yöntemlerin kullanımı önerilmektedir.
Gebelik dönemi
Teriflunomidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin sınırlı miktarda veri mevcuttur. Hayvanlarda yapılan çalışmalar, üreme toksisitesi göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3).Teriflunomid, gebelik sırasında uygulandığında ciddi doğum kusurlarına neden olabilir.Teriflunomid, gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).
Erkeklerde kullanım
Teriflunomid tedavisi ile erkek aracılı embriyo-fetüs toksisite riskinin düşük olduğu düşünülmektedir (Bkz. Bölüm 5.3).
Laktasyon dönemi
Hayvanlarda yapılan çalışmalar teriflunomidin anne sütüne geçtiğini göstermiştir. Bu nedenle emziren kadınlar teriflunomid kullanmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvanlarda yapılan çalışmaların sonuçları, fertilite üzerinde herhangi bir etki göstermemiştir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara ilişkin yeterince veri olmamasına rağmen, erkek ve kadın fertilitesiüzerinde herhangi bir etki beklenmemektedir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
AVORAN araç ve makine kullanımı üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir ya da önemsiz bir etkiye sahiptir.
Leflunomid ile bildirilen baş dönmesi gibi advers reaksiyonların söz konusu olması durumunda, hastanın konsantre olma ve uygun tepki verme yetisi bozulabilir. Bu durumda hastalar araç vemakine kullanımından kaçınmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
Teriflunomid ile tedavi edilen (7 mg ve 14 mg) hastalarda en sık bildirilen advers reaksiyonlar şunlardır:
baş ağrısı (%17,8, %15,7), ishal (%13,1, %13,6) artan ALT (%13, %15), bulantı (%8, %10,7) ve saç dökülmesi (%9,8, %13,5) dir. Genel olarak, baş ağrısı, ishal, mide bulantısı ve saçdökülmesi, hafif ila orta şiddetli olup , geçici ve nadiren tedavinin kesilmesine neden olmuştur.
Teriflunomid, leflunomidin ana metabolitidir. MS hastalarına teriflunomid reçete ederken, leflunomidin romatoid artrit veya psoriatik artriti olan hastalardaki güvenlilik profilini gözönünde bulundurmak uygun olabilir.
Advers reaksiyonların tablolu listesi
Teriflunomid, dört farklı plasebo-kontrollü çalışmada (7 mg ve 14 mg teriflunomid için sırasıyla 1.045 ve 1.002 hasta) ve bir aktif ilaç karşılaştırmalı çalışmada (teriflunomid tedavigruplarının her birinde 110 hasta) yaklaşık 672 gün medyan süre boyunca günde bir kezteriflunomide maruz kalan toplam 2.267 (1,155 hasta teriflunomid 7 mg and 1,112 hastateriflunomid 14 mg) tekrarlayan MS (Nükseden Multipl Skleroz, RMS) formu olan yetişkinhastada değerlendirilmiştir.
AVORAN ile bildirilen ve plaseboya göre teriflunomid 7 mg ya da 14 mg ile en az %1 daha yüksek oranda saptanan advers reaksiyonlar aşağıda gösterilmiştir. Sıklıklar aşağıdaki gibitanımlanmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila<1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000'e); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldekiverilerden hareketle tahmin edilemiyor). Her bir sıklık grubunda advers reaksiyonlar azalanciddiyete göre sıralanmıştır.
Sistem organ sınıfıÇok yaygınYaygınYaygın
Yaygın
olmayanSeyrekÇok
seyrekBilinmiyor
Enfeksiyonlar
ve
enfestasyonlar
Grip,
Üst solunum yolu
enfeksiyonu,
İdrar yolu
enfeksiyonu,
Bronşit,
Sinüzit,
Farenjit, Sistit,
Viral
gastroenterit, Oral herpes,Diş
enfeksiyonu,
Larenjit,
Ayak mantarı
Sepsis dahil
Şiddetli
enfeksiyonlar
Kan ve lenf
sistemi
hastalıkları
Hafif
trombositopeni
(trombosit
<100G/l)
Sistem organ sınıfı |
Çok yaygın |
Yaygın |
Yaygın
olmayan |
Seyrek |
Çok
seyrek |
Bilinmiyor |
Bağışıklık
sistemi
hastalıkları
|
|
Hafif alerjik reaksiyonlar
|
Anafilaksi ve
Anjiyoödem
dahil
hipersensiti-
vite
reaksiyonları (erken ya da
geç)
|
|
|
|
Metabolizma ve
beslenme
hastalıkları
|
|
|
Dislipidemi
|
|
|
|
Psikiyatrik
hastalıkları
|
|
Anksiyete
|
|
|
|
|
Sinir sistemi hastalıkları
|
Baş ağrısı
|
Parestezi, Siyatik,Karpal tünelsendromu
|
Hiperestezi,
Nevralji,
Periferik
nöropati
|
|
|
|
Kardiyak
hastalıklar
|
|
Palpitasyonlar
|
|
|
|
|
Vasküler
hastalıklar
|
|
Hipertansi
yonb
|
|
|
|
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıkları
|
|
|
İnterstisyel
akciğer
hastalığı
|
|
|
Pulmoner
hipertansiyon
|
Gastrointestinal
hastalıkları
|
Diyare,
Bulantı
|
Pankreatit,
Üst karında ağrı, Kusma,Diş ağrısı
|
Stomatit Kolit
|
|
|
|
Hepatobiliyer
hastalıklar
|
Alanin aminotransferaz (ALT)artışıb
|
Gamma
glutamil
tr ansferaz
(GGT) artışıb,
Aspartat
aminotransferaz
artışıb
|
|
Akut
hepatit
|
|
İl açla
indüklenen karaciğer hasarı(DILI)
|
Sistem organ sınıfı |
Çok yaygın |
Yaygın |
Yaygın
olmayan |
Seyrek |
Çok
seyrek |
Bilinmiyor |
Deri ve deri altı doku
hastalıkları
|
Alopesi
|
Döküntü,
Akne
|
Tırnak
bozuklukları, Sedef hastalığı(püstüler dahil),Şiddetli derireaksiyonları^
|
|
|
|
Kas-iskelet bozukluklar,bağdoku ve kemikhastalıkları
|
|
Kas-iskelet ağrısı, Miyalji,Artralji
|
|
|
|
|
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
|
|
Pollaküri
|
|
|
|
|
Üreme sistemi ve memehastalıkları
|
|
Menoraji
|
|
|
|
|
Genel
bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıklar
|
|
Ağrı, Astenia
|
|
|
|
|
Laboratuvar
bulguları
|
|
Kilo
kaybı,
Nötrofil
sayısında
azalmab,
Akyuvar
sayısında
azalmab,
Kanda
kreatinin
fosfokinaz
artışı
|
|
|
|
|
Yaralanma, zehirlenme veprosedürelkomplikasyonlar
|
|
|
Post-travmatik
ağrı
|
|
|
|
|
a : Lütfen advers reaksiyonların detaylı tanımı bölümüne bakınız. b : Bakınız bölüm 4.4.
|
Seçilen advers reaksiyonların tanımıAlopesi
Alopesi; plasebo ile tedavi edilen hastalarda %5,1 ile karşılaştırıldığında 14 mg teriflunomid ile tedavi edilen hastaların %13,9'unda saç dokusu değişikliği ile birlikte ya da yalnızca saçincelmesi, saç yoğunluğunda azalma ve saç kaybı olarak bildirilmiştir. Çoğu vaka, saç derisiüzerinde dağınık veya yaygın olarak tanımlanmıştır (tam saç kaybı bildirilmemiştir) veçoğunlukla ilk 6 ayda meydana gelmiş olup teriflunomid 14 mg ile tedavi edilen 139 hastanın121'inde (%87,1) sorun çözülmüştür. Saç dökülmesi nedeniyle tedavinin kesilmesi, plasebogrubunda %0,1 iken 14 mg teriflunomid grubunda %1,3 olmuştur.
Hepatik etkiler
Plasebo kontrollü çalışmalarda aşağıdakiler saptanmıştır:
Başlangıç durumuna göre ALT artışı (laboratuvar verilerine dayanarak) - Plasebo kontrollü çalışmalarda güvenlilik popülasyonu |
|
Plasebo |
Teriflunomid 14 mg |
|
(N=997) |
(N=1002) |
> 3 NÜL
|
66/994 (%6,6)
|
80/999 (%8,0)
|
> 5 NÜL
|
37/994 (%3,7)
|
31/999 (%3,1)
|
> 10 NÜL
|
16/994 (%1,6)
|
9/999 (%0,9)
|
> 20 NÜL
|
4/994 (%0,4)
|
3/999 (%0,3)
|
ALT >3 NÜL ve TBILI >2 NÜL
|
5/994 (%0,5)
|
3/999 (%0,3)
|
Hafif derecede transaminaz artışı (ALT < 3 x NÜL) plasebo ile karşılaştırıldığında teriflunomidle tedavi edilen gruplarda daha sık görülmüştür. 3 kat ya da daha fazla NÜL artışısıklığı, tedavi grupları arasında dengeli bulunmuştur. Transaminazdaki bu artışlar çoğunluklatedavinin ilk 6 ayında meydana gelmiştir ve tedavinin kesilmesi ile geri dönüşlü olmuştur.İyileşme süresi ay ve yıl arasında değişmiştir.
Kan basıncı etkileri
Plasebo kontrollü çalışmalarda aşağıdakiler belirlenmiştir:
-
Plasebo alan hastaların %15,5'ine karşılık 14 mg/gün teriflunomid alan hastaların%19,9'unda sistolik kan basıncı > 140 mm Hg bulunmuştur;
- Plasebo alan hastaların %2'sine karşılık 14 mg/gün teriflunomid alan hastaların%3,8'inde sistolik kan basıncı > 160 mm Hg bulunmuştur;
- Plasebo alan hastaların %13,6'sına karşılık 14 mg/gün teriflunomid alan hastaların%21,4'ünde diyastolik kan basıncı > 90 mm Hg bulunmuştur.
Enfeksiyonlar
Plasebo kontrollü çalışmalarda, plasebo (%2,2) ile karşılaştırıldığında teriflunomid 14 mg ,7) ile ciddi enfeksiyonlarda artış gözlenmemiştir. Her bir grubun %0,2'sinde ciddi fırsatçı
enfeksiyonlar ortaya çıkmıştır. Pazarlama sonrası deneyimde bazen ölümcül olmak üzere sepsis dahil şiddetli enfeksiyonlar bildirilmiştir.
Hematolojik etkiler
AVORAN ile yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda beyaz kan hücresi (BKH) sayısını (başlangıç düzeyinden <%15, esas olarak nötrofil ve lenfosit azalması) etkileyen ve bazıhastalarda daha fazla olmak üzere ortalama bir düşüş gözlenmiştir. Başlangıca göre ortalamadüşüş ilk 6 haftada meydana gelmiş, ardından tedavi sırasında düşük düzeylerde (başlangıcagöre <%15) stabilize olmuştur. Kırmızı kan hücresi (KKH) (<%2) ve trombosit sayısı (<%10)üzerindeki etkisi daha az belirgindir.
Periferik nöropati
Plasebo kontrollü çalışmalarda polinöropati ve mononöropati (örn., karpal tünel sendromu) dahil olmak üzere periferik nöropati, teriflunomid alan hastalarda plasebo alan hastalardan dahasık bildirilmiştir. Pivotal, plasebo kontrollü çalışmalarda, sinir iletimi çalışmaları ile doğrulananperiferik nöropati insidansı, 14 mg teriflunomid alan hastalarda %1,9 iken (898 hastadan17'sinde), plasebo alan hastalarda %0,4 (898 hastadan 4'ünde) olmuştur. Teriflunomid 14 mgalan ve periferik nöropati gelişen 5 hastada tedavi kesilmiştir. Bu hastalardan 4'ünde tedavininkesilmesinden sonra iyileşme bildirilmiştir.
İyi huylu, kötü huylu ve belirlenmeyen tümörler (kistler ve polipler dahil)
Klinik çalışma deneyiminde teriflunomid ile malignite riskinde artış görülmemektedir. Özellikle lenfoproliferatif bozukluklar olmak üzere malignite riski, bağışıklık sisteminietkileyen bazı diğer ajanların kullanımıyla artmaktadır (sınıf etkisi).
Şiddetli cilt reaksiyonları
Pazarlama sonrası denetimde teriflunomid ile şiddetli cilt reaksiyonları olguları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
Asteni
Plasebo kontrollü çalışmalarda, asteni sıklığı, plasebo, teriflunomid 7 mg ve teriflunomid 14 mg grubunda sırasıyla % 2,0, % 1,6 ve % 2,2 idi.
Sedef hastalığı
Plasebo kontrollü çalışmalarda, sedef hastalığı için sıklıklar plasebo, 7 mg teriflunomid ve 14 mg teriflunomid grubunda sırasıyla % 0,3, % 0,3 ve % 0,4.
Gastrointestinal bozukluklar
Pazarlama sonrası Teriflunomid ile yetişkinlerde, nekrotizan pankreatit ve pankreatik psödokist vakaları dahil olmak üzere nadiren pankreatit vakaları bildirilmiştir. Pankreas olayları,teriflunomid tedavisi sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir ve bu da hastaneye yatışaneden olabilir ve/veya düzeltici tedavi gerektirebilir
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
İnsanlarda teriflunomid doz aşımı veya intoksikasyonu ile ilgili bir deneyim bulunmamaktadır. Günde 70 mg teriflunomid, sağlıklı deneklere 14 güne kadar uygulanmıştır. Adversreaksiyonlar, MS hastalarında teriflunomidin güvenlilik profili ile tutarlı bulunmuştur.
Tedavi
Önemli doz aşımı veya toksisite durumunda eliminasyonu hızlandırmak için kolestiramin veya aktif kömür önerilmektedir. Önerilen eliminasyon prosedürü, 11 gün boyunca günde üç kezkolestiramin 8 g'dır. Bunun iyi tolere edilmemesi durumunda, 11 gün boyunca günde üç kezkolestiramin 4 g kullanılabilir. Alternatif olarak kolestiraminin bulunmaması durumunda, 11gün boyunca günde iki kez aktif kömür 50 g da kullanılabilir. Ayrıca, tolerabilite nedenlerindendolayı gerekli olması durumunda, kolestiramin veya aktif kömürün ardışık günlerde verilmesigerekmemektedir (Bkz. Bölüm 5.2).
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Selektif immunosüpresanlar ATC Kodu: L04AA31
Etki mekanizması
Teriflunomid, antienflamatuar özelliklere sahip olan ve yeni primidin sentezi için gerekli olan mitokondriyal enzim dihidroorotat dehidrogenazını (DHO-DH) selektif ve geri dönüşlü olarakinhibe eden immünomodülatör bir ajandır. İnhibisyon sonucu olarak teriflunomid
de novoFarmakodinamik etkiler
Bağışıklık sistemi
Kandaki bağışıklık hücresi sayısı üzerindeki etkisi: Plasebo kontrollü çalışmalarda günde bir kez teriflunomid 14 mg tedavisi 0,3 x 109/l'den az olmak üzere lenfosit sayımında düşüşe nedenolmuştur, söz konusu düşüş tedavinin ilk 3 ayında meydana gelmiş ve düzeyler tedavi sonunakadar korunmuştur.
QT aralığını uzatma potansiyeli
Sağlıklı deneklerde gerçekleştirilen plasebo kontrollü kapsamlı QT çalışmasında, ortalama kararlı durum konsantrasyonlarındaki teriflunomid, plasebo ile karşılaştırıldığında QTcFaralığını uzatma potansiyeli göstermemiştir: Teriflunomid ve plasebo arasındaki en büyükzaman eşleşmeli ortalama fark, 3,45 ms olup, %90 güvenlik aralığının üst sınırı 6,45 ms.bulunmuştur.
Renal tübüler fonksiyon üzerindeki etkisi
Plasebo kontrollü çalışmalarda, plasebo ile karşılaştırıldığında teriflunomid ile tedavi edilen hastalarda serum ürik asitte %20 - 30 oranında ortalama düşüş gözlenmiştir. Plasebo ilekarşılaştırıldığında teriflunomid grubunda serum fosfor düzeyinde ortalama düşüş yaklaşık%10 olmuştur. Bu etkilerin renal tübüler atılım artışı ile ilgili olduğu ve glomerüler fonksiyondeğişikliğine bağlı olmadığı düşünülmektedir.
Klinik etkililik ve güvenlilik
AVORAN 'ın etkisi, tekrarlayan MS'li hastalarda günde bir kez teriflunomid 7 mg ve 14 mg dozlarını değerlendiren iki plasebo kontrollü çalışma olan TEMSO ve TOWER çalışmasındagösterilmiştir.
Tekrarlayan MS'li toplam 1088 hasta, TEMSO çalışmasında 108 haftalık bir süre ile 7 mg (n=366) veya 14 mg (n=359) teriflunomid veya plasebo (n=363) almak üzere randomizeedilmiştir. Tüm hastalara kesin MS tanısı (McDonald kriterlerine (2001) dayanarak) konmuş,tüm hastalar ilerleme ile veya ilerleme olmaksızın tekrarlayan klinik seyir göstermiş ve çalışmaöncesi yılda en az bir tekrarlama (relaps) veya çalışma öncesi 2 yılda en az 2 relaps yaşamıştır.Başlangıçta hastaların Genişletilmiş Özürlülük Durumu Ölçeği (EDSS) puanı <5,5bulunmuştur.
Çalışma popülasyonunun yaş ortalaması 37,9'dur. Hastaların çoğunda relaps ve remisyonla seyreden multipl skleroz (%91,5) vardır, ancak hastaların bir alt grubunda sekonder progresif(%4,7) veya progresif tekrarlayan multipl skleroz (%3,9) vardır. Çalışmaya dahil edilmedenönceki yıldaki ortalama relaps sayısı 1,4 olup, hastaların %36,2'sinde başlangıçta gadolinyumtutan lezyonlar vardı. Başlangıçta medyan EDSS puanı 2,50'ydi. 249 hasta (%22,9) başlangıçta> 3,5 EDSS puanı almıştır. İlk semptomdan itibaren hastalığın ortalama süresi 8,7 yıldır.
Hastaların çoğu (%73) çalışmaya girmeden önceki 2 yıl boyunca hastalık modifiye edici terapi almamıştır. Çalışma sonuçları Tablo 1'de verilmiştir.
TEMSO uzun süreli uzatmalı güvenlilik çalışmasından elde edilen uzun dönem takip sonuçları (genel ortalama tedavi süresi yaklaşık 5 yıl, maksimum tedavi süresi yaklaşık 8,5 yıl), yeni veyabeklenmedik güvenlilik bulguları sunmamıştır.
Tekrarlayan MS'li toplam 1169 hasta, TOWER çalışmasında son hastanın randomize edilmesinden sonra 48. haftada biten değişken tedavi süresi için 7 mg (n=408) veya 14 mg(n=372) teriflunomid veya plasebo (n=389) almak üzere randomize edilmiştir. Tüm hastalarakesin MS tanısı (McDonald kriterlerine (2005) dayanarak) konmuş, tüm hastalar ilerleme ileveya ilerleme olmaksızın tekrarlayan klinik seyir göstermiş ve deney öncesi yılda en az birrelaps veya deney öncesi 2 yılda en az 2 relaps yaşamıştır. Başlangıçta hastaların GenişletilmişÖzürlülük Durumu Ölçeği (EDSS) puanı <5,5 bulunmuştur.
Çalışma popülasyonunun yaş ortalaması 37,9'dur. Hastaların çoğunda relaps ve remisyonla seyreden multipl skleroz (%97,5) vardır, ancak hastaların bir alt grubunda sekonder progresif(%0,8) veya progresif tekrarlayan multipl skleroz (%1,7) vardır. Çalışmaya dahil edilmedenönceki yıl içinde ortalama relaps sayısı 1,4'tür. Başlangıçta gadolinyum tutan lezyonlara ilişkinveri yoktur. Başlangıçta medyan EDSS puanı 2,50'ydi. 298 hasta (%25,5) başlangıçta > 3,5EDSS puanı almıştır. İlk semptomdan itibaren hastalığın ortalama süresi 8,0 yıldır. Hastalarınçoğu (%67,2) çalışmaya girmeden önceki 2 yıl boyunca hastalık modifiye edici terapialmamıştır. Çalışma sonuçları Tablo 1'de verilmiştir.
Tablo 1- Temel Sonuçlar ( onaylı doz için, tedavi edilmesi amaçlanan popülasyon) |
|
TEMSO |
3 çalışması |
TOWER çalışması |
|
Terifluno mid14 mg |
Plasebo |
Teriflunomid 14 mg |
Plasebo |
N
|
358 |
363 |
370 |
388 |
Klinik Sonlanımlar |
|
|
|
|
Yıllık relaps oranı
|
0,37
|
0,54
|
0,32
|
0,50
|
Risk farkı (%95 Güvenlik aralığı)
|
-0,17 (-0,26, -0,08)
|
-0,18 (-0,27, -0,09)
|
Relaps olmayan hafta 108
|
%56,5 %45,6
|
%57,1
|
%46,8
|
Tehlike oranı (%95 GA)
|
0,72, (0,58, 0,89)
|
^ ^ ^ ^ ^ ^ 0,63, (0,50, 0,79)
|
3 aylık Sürekli Özürlülük İlerlemesi hafta 108
|
%20,2
|
%27,3
|
%15,8
|
%19,7
|
Tehlike oranı (%95 GA)
|
0,70 (0,51, 0,97)*
|
0,68 (0,47, 1,00)*
|
6 aylık Sürekli Özürlülük İlerlemesi hafta 108
|
%13,8
|
%18,7
|
%11,7
|
%11,9
|
Tehlike oranı (%95 GA)
|
0,75 (0,50, 1,11)
|
0,84 (0,53, 1,33)
|
|
TEMSO çalışması |
TOWER çalışması |
MR sonlanım noktaları |
|
|
Ölçülmedi
|
BOD'deki değişiklik hafta108^1)
|
0,72
|
2,21
|
Plaseboyla ilgili değişiklik
|
%67
|
108. haftada Gd tutan lezyonların ortalama sayısı
|
0,38
|
1,18
|
Plaseboyla ilgili değişiklik
|
^ ^ ^ ^ ^ ^ -0,80 (-1,20, -0,39)
|
|
Terifluno mid14 mg |
Plasebo |
Teriflunomid 14 mg |
Plasebo |
N
|
358 |
363 |
370 |
388 |
(%95 GA)
|
|
|
Tek aktif lezyonların sayısı /tarama
|
0,75
|
2,46
|
Plaseboyla ilgili değişiklik (%95 GA)
|
%69, (%59; %77)
|
|
**** p<0,0001 *** p<0,001 ** p<0,01 * p<0,05 plasebo ile karşılaştırıldığında (1) BOD: hastalık yükü: ml'de toplam lezyon hacmi (T2 ve T1 hipointens)
Yüksek hastalık aktivitesine sahip hastalardaki etki:
TEMSO'da yüksek hastalık aktivitesine sahip hasta alt grubunda (n= 127), relapslarda ve 3 aylık sürekli özürlülük ilerlemesi üzerinde tutarlı tedavi etkisi gözlenmiştir. Çalışmanın tasarımınedeniyle, yüksek hastalık aktivitesi bir yıl içerisinde 2 veya daha fazla relaps ve beyin MR'ındabir veya daha fazla Gd tutan lezyon olarak tanımlanmıştır. MR verisi elde edilmediğindenTOWER'da benzer alt grup analizi yapılmamıştır.
Tam ve yeterli bir beta interferon seyrine (normalde en az bir yıllık tedavi) yanıt veremeyen, terapideyken önceki yılda en az bir relaps geçirmiş olan ve kranial MR'da en az 9 T2 hiperintenslezyona veya en az 1 Gd tutan lezyona sahip olan hastalarda veya önceki 2 yıl ilekarşılaştırıldığında önceki yılda değişmeyen veya artan relaps hızına sahip olan hastalarda verimevcut değildir.
TOPIC çift kör, plasebo kontrollü bir çalışma olup, ilk klinik demiyelizan olay gelişen hastalarda (yaş ortalaması 32,1) günde tek doz 7 mg ve 14 mg teriflunomid tedavisini 108haftaya dek değerlendirmiştir. Primer sonlanım noktası ikinci klinik atağa (relaps) kadar geçensüredir. Toplam 618 hasta 7 mg (n=205) ya da 14 mg (n=216) teriflunomid ya da plasebo(n=197) tedavisine randomize edilmiştir. 2 yılda ikinci klinik atak riski plasebo grubunda%35,9 ve teriflunomid 14 mg tedavi grubunda %24,0 bulunmuştur (risk oranı: 0,57, %95güvenlik aralığı 0,38 - 0,87, p=0,0087). TOPIC çalışması sonuçları relaps ve remisyonlaseyreden MS hastalarında (ilk klinik demiyelizan olay ve zaman içinde yerleşimi genişleyenMR lezyonları olan erken relaps ve remisyonla seyreden MS dahil) teriflunomid etkililiğinidoğrulamıştır.
Teriflunomidin etkililiği, en az 48 haftalık tedavi süresinde (en fazla 114 hafta) 324 randomize hasta ile yapılan bir çalışmada (TENERE), subkutan interferon beta-1a'nın (önerilen haftada üçkez 44 ^g dozunda) etkililiğiyle karşılaştırılmıştır. Başarısızlık riski (doğrulanmış relaps veyatedaviyi kalıcı olarak bırakma, hangisi daha önce olursa), primer sonlanım noktasıdır.Teriflunomid 14 mg grubunda tedaviyi kalıcı olarak bırakan hasta sayısı 111 kişi arasından 22kişi (%19,8) olup, nedenleri advers olaylar (%10,8), etkisizlik (%3,6), diğer nedenler (%4,5) vetakip kaybıdır (%0,9). İnterferon beta-1a grubunda tedaviyi kalıcı olarak bırakan hasta sayısı104 kişi arasından 30 kişi (%28,8) olup, nedenleri advers olaylar (%21,2), etkisizlik (%1,9),diğer nedenler (%4,8) ve protokole uyumsuzluktur (%1). Teriflunomid 14 mg/gün, primersonlanım noktasında interferon beta-1a'dan daha üstün bulunmamıştır: 96 haftada Kaplan-Meier metodu ile hesaplanan tedavi başarısızlığı oranı %41,1'e karşı %44,4'tür (teriflunomid14 mg'a karşı interferon beta-1a grubu, p=0,595).
Pediyatrik popülasyon
Avrupa İlaç Kurumu, multipl sklerozun tedavisinde doğumdan 10 yaşına kadar olan çocuklarda AVORAN ile yapılan çalışmaların sonuçlarını ibraz etme yükümlülüğünden feragat etmiştir(pediyatrik kullanıma ilişkin bilgi için Bkz. Bölüm 4.2).
Avrupa İlaç Kurumu, multipl sklerozda pediyatrik popülasyonun bir ya da daha fazla alt grubunda AVORAN ile yapılan çalışmaların sonuçlarını ibraz etme yükümlülüğünüertelemiştir (pediyatrik kullanıma ilişkin bilgi için Bkz. Bölüm 4.2).
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Maksimum plazma konsantrasyonlarına ulaşma medyan süresi, yüksek biyoyararlanım (yaklaşık %100) ile teriflunomidin tekrarlayan oral uygulamasını takiben doz sonrası 1 ila 4saattir.
Gıdaların teriflunomid farmakokinetiği üzerinde klinik olarak önemli bir etkisi yoktur.
Sağlıklı gönüllü ve MS hastalarından elde edilen veriler kullanılarak yapılan popülasyon farmakokinetik (PopPK) analizinden elde edilen öngörülen ortalama farmakokinetikparametrelerde kararlı durum konsantrasyonuna yavaş ulaşılmıştır (diğer bir deyişle %95kararlı durum konsantrasyonlarına yaklaşık 100 günde (3,5 ay) ulaşılır) ve hesaplanan EAAbirikim oranı yaklaşık 34 kattır.
Dağılım:
Teriflunomid muhtemelen albumin olmak üzere plazma proteinine yüksek oranda bağlanır (>%99) ve temel olarak plazmada dağılır. Dağılım hacmi tek intravenöz (IV) uygulamasonrasında 11 L'dir. Ancak, sıçanlarda kapsamlı organ dağılımı gözlendiğinden bu, büyük birolasılıkla eksik yapılmış bir tahmindir.
Biyotransformasyon:
Teriflunomid orta derecede metabolize edilir ve plazmada saptanan tek bileşendir. Teriflunomid için primer biyotransformasyon yolu hidroliz olup, oksidasyon minör yoldur.Sekonder yollar oksidasyonu, N-asetilasyonu ve sülfat konjugasyonunu içerir.
Eliminasyon:
Teriflunomid, ağırlıklı olarak safra yoluyla değişmemiş tıbbi ürün olarak ve çoğu doğrudan sekresyon ile mide bağırsak kanalından atılmaktadır. Teriflunomid, doğrudan sekresyonakatılan BCRP efflüks taşıyıcısının bir substratıdır. 21 gün boyunca uygulanan dozun %60,1'ifeçes (%37,5) ve üre (%22,6) yoluyla atılmaktadır. Kolestiramin ile yapılan hızlı eliminasyonprosedürü sonrasında ayrıca %23,1'i geri kazanılmıştır (çoğunlukla feçeste). Sağlıklı gönüllülerve MS hastalarında PopPK modeli kullanılarak yapılan teriflunomid farmakokinetikparametreleri öngörüsüne göre 14 mg'lık tekrarlayan doz sonrasında medyan t1/2z yaklaşık 19gündür. Tek IV uygulaması sonrasında, teriflunomidin toplam vücut klerensi 30,5 ml/sa'dir.
Hızlandırılmış Eliminasyon Prosedürü: Kolestiramin ve aktif kömür
Teriflunomidin dolaşımdan atılması, muhtemelen bağırsak düzeyinde yeniden emilim proseslerini kesintiye uğratarak kolestiramin veya aktif kömür uygulanması yoluylahızlandırılabilir. Teriflunomid tedavisinin kesilmesinden sonra günde üç kez 8 g kolestiramin,günde üç kez 4 g kolestiramin veya günde iki kez 50 g aktif kömür ile teriflunomideliminasyonunun hızlandırılmasına yönelik 11 günlük prosedür sırasında ölçülen teriflunomidkonsantrasyonları, bu rejimlerin teriflunomid eliminasyonunu hızlandırma konusunda etkiliolduğunu, teriflunomid plazma konsantrasyonlarında %98'den fazla düşüşe neden olduğunu vekolestiraminin kömürden hızlı olduğunu göstermiştir. Teriflunomidin kesilmesinden ve gündeüç kez 8 g kolestiramin uygulanmasından sonra, teriflunomid plazma konsantrasyonu 1. gününsonunda %52, 3. günün sonunda %91, 7. günün sonunda %99,2 ve 11. günün tamamlanmasındaise %99,9 azalmıştır. 3 eliminasyon prosedürü arasında yapılacak seçim, hastanıntolerabilitesine bağlıdır. Günde üç kez kolestiramin 8 g'ın iyi tolere edilmemesi durumunda,günde üç kez kolestiramin 4 g kullanılabilir. Alternatif olarak aktif kömür de kullanılabilir(teriflunomid plazma konsantrasyonunu hızlı bir şekilde düşürmek gerekmedikçe, 11 gününardışık olmasına gerek yoktur).
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
Sistemik maruziyet, teriflunomidin 7 - 14 mg doz aralığında oral uygulama ardından dozla orantılı bir şekilde artmaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikleri
Cinsiyet, Yaşlılar, Pediyatrik hastalar
PopPK analizine dayanarak sağlıklı denekler ve MS hastalarında çeşitli intrinsik değişkenlik kaynakları belirlenmiştir: yaş, vücut ağırlığı, cinsiyet, ırk ve albumin ile bilirubin düzeyleri.Ancak etkileri sınırlı kalmıştır (<%31).
Karaciğer yetmezliği
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliği, teriflunomidin farmakokinetiği üzerinde bir etkiye sahip değildir. Bu nedenle hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda dozayarlaması gerekli değildir. Ancak teriflunomid, şiddetli karaciğer yetmezliğine sahiphastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.3).
Böbrek yetmezliği
Şiddetli böbrek yetmezliği, teriflunomidin farmakokinetiği üzerinde bir etkiye sahip değildir. Bu nedenle hafif, orta ve şiddetli derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasıgerekli değildir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Tekrarlanan doz toksisitesi
Teriflunomidin fare, sıçan ve köpeklere sırasıyla 3, 6 ve 12 aya kadar tekrarlayan doz uygulaması, majör toksisite hedeflerinin kemik iliği, lenfoid organlar, ağız boşluğu/midebağırsak yolu, üreme organları ve pankreas olduğunu göstermiştir. Ayrıca kırmızı kan hücreleriüzerinde oksidatif etkiye ilişkin kanıt gözlenmiştir. Anemi, trombosit sayısında azalma ilelökopeni, lenfopeni ve sekonder enfeksiyonlar dahil olmak üzere bağışıklık sistemi üzerindekietkiler, kemik iliği ve/veya lenfoid organlar üzerindeki etkilerle ilişkilidir. Etkilerin çoğu,bileşiğin temel etki mekanizmasını yansıtmaktadır (bölünen hücrelerin inhibisyonu).Hayvanlar, teriflunomidin farmakolojisine ve dolayısıyla toksisitesine insanlardan dahaduyarlıdır. Sonuç olarak hayvanlardaki toksisite, insan terapötik düzeylerine eşdeğer veya budüzeylerden düşük olarak bulunmuştur.
Genotoksik ve kanserojen potansiyel
Teriflunomid
in vitro
olarak mutajenik veya in vivo olarak klastojenik değildir. In vitro olarak gözlemlenen klastojenisitenin DHO-DH inhibisyonunun farmakolojisinden kaynaklanannükleotid havuz dengesizliğiyle ilgili dolaylı bir etki olduğu düşünülmektedir. Minör metabolitTFMA (4-triflorometilanilin) in vivo olarak değil in vitro olarak mutajenisite ve klastojenisiteyeneden olmuştur.
Sıçan ve farelerde karsinojenisite kanıtı gözlenmemiştir.
Üreme toksisitesi
Teriflunomidin düşük sperm sayısı dahil olmak üzere erkek üreme organları üzerindeki advers etkilerine rağmen sıçanlarda fertilite etkilenmemiştir. Tedavi edilmemiş dişi sıçanlarlaçiftleşmeden önce teriflunomid uygulanan erkek sıçanların yavrularında eksternal sakatlıklargörülmemiştir. Teriflunomid, insan terapötik aralığındaki dozlarda sıçan ve tavşanlardaembriyotoksik ve teratojeniktir. Teriflunomid gebelik ve laktasyon sırasında gebe sıçanlarauygulandığında yavru üzerinde de advers etkiler görülmüştür. Teriflunomid tedavisi ile erkekaracılı embriyo-fetüs toksisitesinin düşük olduğu düşünülmektedir. Tedavi edilen hastanınsemeni aracılığıyla tahmin edilen dişi plazma maruziyetinin, 14 mg oral teriflunomidsonrasında plazma maruziyetinden 100 kat düşük olması beklenmektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı laktoz) Mısır nişastasıHidroksipropil selüloz LFMikrokristalin selüloz (Avicel PH 101)Sodyum nişasta glikolatTalk
Kalsiyum stearat
Film Kaplama
Opadry 03F205047-B Blue
Hidroksipropil metilselülozTitanyum dioksit (E 171)
Polietilen glikol 8000
FD&C Blue #2 İndigo karmin (E 132)
6.2. Geçimsizlikler
Yeterli veri yoktur.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altında oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, Al/Al folyo blister ambalajda, 28 adet film kaplı tablet
6.6. İmhaya yönelik özel tedbirler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sanovel İlaç San. ve Tic. A.Ş.
İstinye Mahallesi, Balabandere Caddesi,
No:14 34460 Sarıyer/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2023/452
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 15.11.2023 Ruhsat yenilenme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ