KISA URUN BILGISI
¡ Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'abildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
CIMZIA 200 mg/ml enjeksiyonluk çözelti içeren S.C. steril kullanıma hazır enjektör Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
1 mL'lik kullanıma hazır enjektör içinde:
Certolizumab pegol 200 mg
Yardımcı maddeler:
Sodyum asetat Sodyum klorür
CIMZIA,
Escherichia colf de
eksprese edilen, tümör nekroz faktör alfa'ya (TNFa) karşı rekombinant hümanize bir antikor Fab' parçacığıdır ve polietilen glikol (PEG) ile konjugeedilmiştir.
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kullanıma hazır enjektör içinde enjeksiyonluk çözelti.
Berrak ile opak, renksiz ile sarı renkte, yaklaşık 4,7'lik bir pH'ya sahip bir çözelti.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Romatoid artrit
CIMZIA, metotreksat (MTX) ile birlikte, erişkin hastalarda, orta ile ağır şiddette aktif romatoid artrit tedavisinde, metotreksatı da içeren hastalık-modifiye edici antiromatizmal ilaçlara(DMARD' ler) karşı cevabın yetersiz olduğu durumlarda kullanılır.
CIMZIA, metotreksata karşı intolerans geliştiği vakalarda veya metotreksat ile devam eden tedavinin uygun olmadığı durumlarda monoterapi olarak verilebilir.
CIMZIA metotreksat ile birlikte, daha önce metotreksat ya da diğer bir DMARD ile tedavi edilmemiş erişkin hastalarda, ağır şiddette, aktif ve progresif romatoid artrit tedavisindekullanılır.
CIMZIA'nın metotreksat ile birlikte verildiğinde, radyografi ile ölçüldüğü üzere eklem hasarının ilerleme hızını azalttığı ve fiziksel fonksiyonu iyileştirdiği gösterilmiştir.
Crohn hastalığı
CIMZIA, konvansiyonel tedaviye karşı cevabın yetersiz olduğu orta ile ağır şiddette aktif hastalığı olan erişkin hastalarda Crohn hastalığının bulgu ve belirtilerini azaltma ve klinikcevabın idamesinde endikedir.
Psöriyatik artrit
CIMZIA'nın, hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlara (DMARD'lar) karşı cevabın yetersiz olduğu erişkin hastalarda aktif psöriyatik artrit tedavisinde tek başına veya metotreksatile birlikte kullanımı endikedir.
Aksiyel spondilartrit
CIMZIA, aksiyel spondilartriti olan erişkin hastaların tedavisinde aşağıdakileri kapsayacak şekilde endikedir:
Ankilozan spondilit (AS)
Erişkinlerde konvansiyonel tedaviye yeterli spondilitin tedavisinde endikedir.
cevap alınamamış ağır aktif ankilozan
o
Radyografık olarak AS kanıtı olmayan aksiyel spondilartrit
MRI ile objektif inflamasyon bulgularının olduğu (yüksek CRP'nin eşlik ettiği ya da etmediği) ancak radyografik olarak AS kanıtı olmayan ve nonsteroid antiinflamatuvarilaçlara yetersiz yanıt veren veya bu ilaçlara intoleransı olan ciddi aksiyel spondilartrityetişkin hastalarda endikedir.
Plak psöriazis
CIMZIA, yetişkinlerde siklosporin, metotreksat veya PUVA gibi sistemik tedaviler ile cevap alınamayan, bu ilaçların kontrendike olduğu veya bu tedavileri tolere edemeyen hastalarda, ortaşiddette veya şiddetli plak psöriazis tedavisinde kullanılır.
Terapötik etkiler ile ilgili detaylar için
bölüm 5.1. Farmakodinamik Özellikler
bölümüne bakınız.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Tedavi, CIMZIA'nın endike olduğu koşulların teşhis ve tedavisinde deneyimli uzman hekimler tarafından başlatılmalı ve denetlenmelidir.
Pozoloji
Yükleme dozu
Erişkin hastalarda önerilen CIMZIA başlangıç dozu 0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg'dır (her birinde 2 x 200 mg subkütan enjeksiyon). Romatoid artrit ve psöriyatik artrit için, MTX, uygunolan durumlarda, CIMZIA ile tedavi boyunca sürdürülmelidir.
İdame dozu
Romatoid artrit
Romatoid artriti olan erişkin hastalarda başlangıç dozundan sonra önerilen idame dozu iki haftada bir 200 mg' dır. Klinik cevabın teyidinden sonra, dört haftada bir 400 mg'lık alternatif
idame dozudüşünülebilir.MTX,uygunolandurumlarda,CIMZIA ile tedaviboyunca
sürdürülmelidir.
Psöriyatik artrit
Psöriyatik artriti olan erişkin hastalarda başlangıç dozundan sonra önerilen idame dozu iki haftada bir 200 mg'dır. Klinik cevabın teyidinden sonra, dört haftada bir 400 mg'lık alternatifidamedozudüşünülebilir.MTX,uygunolandurumlarda,CIMZIA ile tedaviboyunca
sürdürülmelidir.
Aksiyel spondilartrit
Aksiyel spondilartriti olan erişkin hastalarda başlangıç dozundan sonra önerilen idame dozu iki haftada bir 200 mg ya da dört haftada bir 400 mg'dır. En az 1 yıl boyunca CIMZIAtedavisinden sonra sürdürülebilir remisyonda olan hastalarda idame dozun 4 haftada bir 200 mgolarak azaltılması düşünülebilir (bkz. bölüm 5.1).
Crohn hastalığı
Klinik cevap elde edilen hastalarda, önerilen idame doz her dört haftada bir 400 mg'dir.
Plak psöriazis
Plak psöriazisli erişkin hastalar için başlangıç dozundan sonra CIMZIA idame dozu 2 haftada bir 200 mg'dır. Yeterli cevabın alınmadığı hastalarda 2 haftada bir 400 mg'lık idame dozu dadüşünülebilir (bkz. bölüm 5.1).
Plak psöriazisli erişkinlerdeki mevcut veriler, klinik yanıtın genellikle 16 haftalık tedavi içinde elde edildiğini ileri sürmektedir. Tedavinin ilk 16 haftası içinde terapötik yarar kanıtıgörülmeyen hastalarda devam eden tedavi dikkatle değerlendirilmelidir. Başlangıçta kısmiyanıt veren bazı hastalar, 16 haftadan sonra devam eden tedaviyle sonradan iyileşmegösterebilir.
Uygulama sıklığı ve süresi
Romatoid artrit, psöriyatik artrit ve aksiyel spondilartrit endikasyonları için mevcut veriler, tedavinin 12 haftası içinde klinik cevabın elde edildiğini öne sürmektedir. Devam eden tedavi,tedavinin ilk 12 haftası içinde terapötik fayda bulgusu göstermeyen hastalarda dikkatlice tekrardeğerlendirilmelidir.
Dozu atlayan hastaların hatırlar hatırlamaz bir sonraki CIMZIA dozunu enjekte etmeleri ve ardından kullanma talimatında belirtildiği şekilde bunu izleyen dozları enjekte etmeye devametmeleri tavsiye edilmelidir.
Uygulama şekli
ile
Kullanıma hazır enjektörün toplam içeriği (1 mL) sadece subkütan enjeksiyon uygulanmalıdır. Enjeksiyon için uygun bölgeler, uyluk veya karın bölgelerini içermektedir.
Enjeksiyon tekniği ile ilgili uygun bir eğitimin ardından, hekiminiz uygun olduğuna karar verirse, hastalar kendi kendine CIMZIAyı kullanıma hazır enjektörü kullanarak enjekteedebilir ve gerekli tıbbi takip yapılır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
CIMZIA bu özel hasta popülasyonlarında çalışılmamıştır. Doz önerileri yapılamaz (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
18 yaş altı çocuklarda ve ergenlerde CIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği henüz saptanmamıştır. Mevcut veri bulunmamaktadır.
CIMZIA orta ila şiddetli aktif Crohn hastalığı olan çocukların tedavisi için değerlendirilmiştir. 6-17 yaş aralığındaki 99 hastada gerçekleştirilen ve 62 haftaya kadar süren açık etiketli,randomize, paralel grup, çoklu doz çalışmada etkililik gösterilememiştir. Çok sayıda hastanınayrılması nedeniyle çalışma vaktinden erken sonlandırılmıştır.
Geriyatrik popülasyon:
65 yaş ve üzeri yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Popülasyon farmakokinetik analizleri, yaşın bir etkisi olmadığını göstermiştir (bkz. Bölüm 5.2).
4.3 Kontrendikasyonlar
CIMZIA;
- Etkin madde veya Bölüm 6.1'de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşıaşırı duyarlılığı olanlarda,
- Aktif tüberküloz veya sepsis veya fırsatçı enfeksiyonlar gibi diğer ağır enfeksiyonlarda(bkz. Bölüm 4.4),
- Orta ile ağır kalp yetmezliğinde (NYHA sınıfları III/IV) (bkz. Bölüm 4.4) kontrendikedir.
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Enfeksiyonlar:
Hastalar, CIMZIA ile tedaviden önce, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında tüberküloz enfeksiyonu da dahil, tüm enfeksiyonların bulgu ve belirtileri için yakından takip edilmelidir.CIMZIA' nın eliminasyonu, 5 ayı bulabileceği için, bu periyod boyunca izleme devametmelidir (bkz. Bölüm 4.3).
Kronik veya lokalize enfeksiyonlar dahil olmak üzere, klinik açıdan önemli aktif bir enfeksiyonu olan hastalarda, enfeksiyon kontrol altına alınıncaya dek CIMZIA ile tedaviyebaşlanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
CIMZIA ile tedavi altındayken yeni bir enfeksiyon geliştiren hastalar yakından izlenmelidir. Eğer bir hastada yeni ciddi bir enfeksiyon gelişirse, enfeksiyon kontrol altına alınıncaya kadarCIMZIA uygulanmamalıdır. Tekrar eden veya fırsatçı enfeksiyon hikayesi olan veya hastalarıenfeksiyona eğilimli hale getirebilen (eş zamanlı immunosupresif tedavilerin kullanımınıiçeren) altta yatan koşulları olan hastalarda CIMZIA'nın kullanımı hekimler tarafındandikkatlice değerlendirilmelidir.
Romatoid artritli hastalar, hastalıklarına ve eş zamanlı alınan tıbbi ürünlere bağlı olarak enfeksiyonun tipik belirtilerini (ateş gibi) göstermeyebilir. Bu nedenle, herhangi birenfeksiyonun erken teşhisi, özellikle ağır bir enfeksiyonun atipik klinik bulguları, teşhis vetedavinin başlatılmasındaki gecikmeleri engellemek için son derece önemlidir.
4
Sepsis ve tüberkülozu (miliyer, disemine ve ekstrapulmoner hastalık) içeren ağır enfeksiyonlar ve fırsatçı enfeksiyonlar (örn. histoplazmozis, nokardiya, kandidiyazis) CIMZIA alanhastalarda bildirilmiştir. Bu olayların bazıları ölümcüldür.
CIMZIA ile tedavi olan hastalarda ölüme veya hastaneye yatışa sebep olabilen, çoklu-organ sistem ve bölgeleri etkileyebilen ciddi enfeksiyon riski artmıştır. TNF -alfa blokörü ilaçlarlatedavi olan hastalarda bakteriyel, mikobakteriyel, invazif fungal, viral, parazitik kaynaklıfırsatçı enfeksiyonlar ya da aspergilloz, blastomikoz, kandidiyaz, koksidioidomikoz,histoplazmoz, legionella, listeria, pnömosistoz ve tüberküloz dahil olmak üzere diğer fırsatçıpatojenler rapor edilmiştir. Hastalarda sıklıkla lokalize hastalıktansa yaygın (dissemine)hastalık bildirilmiştir.
Tüberküloz:
CIMZIA ile tedaviye başlanmadan önce, tüm hastalar, hem aktif veya inaktif (latent) tüberküloz enfeksiyonu açısından değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme, tüberküloz hikayesiolan hastalar, aktif tüberkülozlu kişilere önceden olası maruziyet yaşamış hastalar ve daha önceve/veya halihazırda immünosupresif tedavi gören hastalar için detaylı bir tıbbi geçmişiiçermelidir. Uygun tarama testleri (örn. Tüberkülin cilt testi ve göğüs grafisi) tüm hastalarda(lokal öneriler uygulanabilir) yapılmalıdır. Reçeteyi yazan hekimler, özellikle ciddi bir şekildehasta olanlarda veya bağışıklık yanıtı önemli derecede azalmış kişilerde, yanlış negatiftüberkülin cilt test sonuçlarının yaratabileceği riskten haberdar olmalıdır.
Eğer aktif tüberküloz tedaviden önce veya tedavi süresince teşhis edildi ise, CIMZIA tedavisi başlatılmamalıdır ve tedavi kesilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).
Eğer inaktif (latent) tüberkülozdan şüpheleniliyor ise, tüberküloz tedavisi konusunda uzman bir hekime danışılmalıdır. Aşağıda açıklanan tüm durumlarda, CIMZIA tedavisinin yarar/riskdengesi çok dikkatlice değerlendirilmelidir.
Eğer latent tüberküloz teşhis edildi ise CIMZIA ile tedaviye başlanmadan önce uygun anti-tüberküloz tedavisine lokal önerilere uygun olarak başlanmalıdır.
Latent tüberküloz için negatif bir testi olmasına rağmen tüberküloz için önemli risk faktörleri olan hastalarda ve uygun bir tedavi seyrinin konfirme edilmediği, geçmişte latent veya aktiftüberküloz hikayesi olan hastalarda CIMZIA ile tedaviye başlanmadan anti-tüberküloztedavisinin kullanımı ayrıca düşünülmelidir. BCG aşısı olup olmadığına bakılmaksızın latenttüberküloz enfeksiyonu için herhangi bir potansiyel olması durumunda, CIMZIA ile tedaviyebaşlamadan önce, tüberküloz taraması için uygun testlerin yapılması düşünülmelidir.
Tedavi öncesinde veya tedavi ile eş zamanlı profilaktik tüberküloz tedavisine rağmen, CIMZIA da dahil olmak üzere TNF-antagonistleri kullanan hastalarda aktif tüberküloz vakaları meydanagelmiştir. Aktif tüberküloz için daha önce başarılı bir tedavi görmüş bazı hastalarda, CIMZIAile tedavi gördükleri sırada tüberküloz tekrar gelişmiştir.
CIMZIA ile tedavi esnasında veya tedaviden sonra, hastalara, eğer tüberküloz enfeksiyonuna işaret eden belirti/bulgular (örn. devamlı öksürük, aşırı zayıflama/kilo kaybı, düşük derecedeateş, halsizlik) geliştiriyorlarsa, tıbbi tavsiye aramaları konusunda talimat verilmelidir.
Hepatit B Virüs reaktivasyonu:
Hepatit B virüsünü kronik taşıyan (yani, yüzey antijeni pozitif) ve CIMZIA dahil TNF antagonistleri alan hastalarda Hepatit B reaktivasyonu meydana gelmiştir. Bazı vakalarda HBVreaktivasyonu ölümcül olmuştur.
Hastalar, CIMZIA ile tedaviye başlamadan önce HBV enfeksiyonu bakımından test edilmelidir. HBV enfeksiyonu testi pozitif olan hastaların hepatit B tedavisinde uzman olan bir hekimedanışılması tavsiye edilmektedir.
CIMZIA ile tedavi gerektiren HBV taşıyıcısı hastalar, tedavi süresince ve tedavinin sona ermesini takiben birkaç ay boyunca aktif HBV enfeksiyonu bulgu ve belirtileri açısındanyakından takip edilmelidir. HBV reaktivasyonunu önlemek için TNF antagonisti tedavisi ilebirlikte antiviral tedavi alan HBV taşıyıcısı hastaların tedavisi ile ilgili yeterli veribulunmamaktadır. HBV reaktivasyonu gelişen hastalarda, CIMZIA ile tedavi kesilmeli veuygun bir destekleyici tedavi ile etkin bir anti-viral tedavi başlatılmalıdır.
Maligniteler ve lenfoproliferatif bozukluklar:
TNF blokörlerinin kullanımına bağlı olarak lösemi-kan kanseri (Akut myeloid lösemi, kronik lenfositik lösemi ve kronik myeloid lösemi) geliştiği bildirilmiştir.
Malignite gelişiminde TNF antagonisti tedavisinin potansiyel rolü bilinmemektedir. Malignite geçmişi olan hastalarda TNF antagonisti tedavisine başlanması veya tedavi esnasında malignitegeliştiren hastalarda tedaviye devam edilmesi düşünüldüğü zaman önlem alınmalıdır.
Mevcut bilgiler doğrultusunda, TNF antagonisti ile tedavi edilen hastalarda lenfoma, lösemi veya diğer malignitelerin gelişme riski göz ardı edilmemelidir.
CIMZIA (tüm endikasyonlar için) ve diğer TNF antagonistleriyle yapılan klinik çalışmalarında, plasebo alan kontrol hastalarına göre TNF antagonisti alan hastalar arasında daha çok lenfoma vediğer maligniteler bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Crohn hastalığı ve diğer hastalıkların CIMZIAçalışmalarının kontrollü ve açık etiketli bölümleri süresince, 1.319 plasebo alan hastada 100 hastayılında 0,6 (0,1, 1,7) oranına karşı, CIMZIA tedavisi alan 4.650 hastada 100 hasta yılı başına 0,5(0,4, 0,7) oranında (%95 güven aralığı) malignite (non-melanoma deri kanseri hariç)gözlemlenmiştir. Çalışmaların kontrollü kısımlarının sınırlı süresi ve kontrol grubundaki hastasayısı, kesin sonuçlar çıkarabilmeyi engellemiştir.
Tüm TNF antagonistlerinin klinik çalışmalarının kontrollü kısımlarında, kontrol hastaları ile karşılaştırıldığında, TNF antagonisti alan hastalarda daha çok lenfoma vakası gözlemlenmiştir.Crohn hastalığı ve diğer araştırma kullanımları için CIMZIA'nın kontrollü çalışmalarında,CIMZA ile tedavi edilen 2.657 hasta arasında bir lenfoma vakası ve plasebo alan 1.319 hastaarasında bir Hodgkin lenfoma meydana gelmiştir.
Pazarlama sonrası verilerde, TNF antagonisti ile tedavi edilen hastalarda lösemi vakaları bildirilmiştir. Uzun süreli, yüksek derecede aktif inflamatuvar hastalığı olan romatoid artritlihastalarda artan bir lenfoma ve lösemi riski bulunmaktadır ve bu durum risk tahminlerinizorlaştırmaktadır. Kronik olarak immünosupresan tedavilerine ihtiyaç duyan Crohn hastaları,TNF antagonisti tedavisinin yokluğunda dahi lenfoma gelişimi açısından genel popülasyondandaha yüksek risk altında olabilir (bkz. Bölüm 4.8). Malignite geçmişi olan hastaları içeren veyaCIMZIA alırken malignite geliştiren hastalarda tedavinin devam ettiği hiçbir klinik çalışmayapılmamıştır.
Romatoid artriti olan ve TNF antagonisti ile tedavi edilen kadın hastalarda servikal kanser oluşumları görülmüştür. CIMZIA kullanan 60 yaş üzeri hastalarda, periyodik servikal kansertaramasına devam edilmelidir.
Deri kanserleri:
Certolizumab pegolü de içerecek şekilde TNF antagonistleri ile tedavi edilen hastalarda Melanoma ve Merkel hücreli karsinom vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Özellikle derikanseri riski taşıyan hastalarda periyodik deri muayenesi önerilmektedir.
Pediatrik maligniteler:
Pazarlama sonrası verilerde, TNF antagonistleri ile tedavi edilen (tedavi başlangıcı 18 yaş ve altı) çocuk, ergen ve genç erişkinler (22 yaşa kadar) arasında bazısı ölümcül olan malignitevakaları bildirilmiştir. Vakaların yaklaşık yarısı lenfomadır. Diğer vakalar farklı değişkenliktemaligniteleri temsil etmektedir ve aralarında genellikle immunosupresyon ile ilişkili nadirmaligniteler de yer almaktadır. TNF antagonistleri ile tedavi edilen çocuklar ve ergenlerdemalignite gelişimi açısından bir risk olduğu göz ardı edilmemelidir.
TNF antagonistleri ile tedavi edilen hastalarda pazarlama sonrası dönemde, çok agresif bir hastalık seyrine sahip, genellikle ölümcül ve T hücreli lenfomanın nadir bir türü olanHepatosplenik T hücreli lenfoma vakaları bildirilmiştir. Bildirilen TNF antagonisti vakalarınınçoğu Crohn hastalığı veya ülseratif koliti olan adölesan ve genç erişkin erkeklerde meydanagelmiştir. Bu hastaların hemen hepsi TNF antagonistiyle eş zamanlı olarak veya teşhisten önceimmünosupresan azatiyoprin ve/veya 6-merkaptopürin kullanmışlardır. CIMZIA ile tedaviedilen hastalarda Hepatosplenik T hücreli lenfoma gelişmesi riski göz ardı edilemez.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH):
Orta ila ağır derecede kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda diğer bir TNF antagonisti olan infliximabın kullanımını değerlendiren bir klinik araştırma çalışmasında,kontrol hastalarına kıyasla infliximab ile tedavi edilen hastalarda sıklıkla akciğer veya baş veboyunda daha çok malignite bildirilmiştir. Bu durum geçmişinde sigara bağımlılığı bulunanhastaların tümünde geçerlidir. Bu nedenle KOAH hastalarında herhangi bir TNF antagonistikullanıldığı zaman ve sigara bağımlılığına bağlı malignite için yüksek risk altında olanhastalarda önlem alınmalıdır.
Konjestif kalp yetmezliği:
CIMZIA, orta veya ağır kalp yetmezliğinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Başka bir TNF antagonisti ile yapılan bir klinik çalışmada, konjestif kalp yetmezliğinin kötüleşmesi vekonjestif kalp yetmezliğine bağlı mortalitenin artması gözlemlenmiştir. CIMZIA alan romatoidartrit hastalarında ayrıca konjestif kalp yetmezliği vakaları bildirilmiştir. CIMZIA, hafif kalpyetmezliği (NHYA sınıf I/II) olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Yeni başlayan veyakötüleşen konjestif kalp yetmezliği belirtileri geliştiren hastalarda CIMZIA ile tedavikesilmelidir.
Hematolojik reaksiyonlar:
Aplastik anemi dahil pansitopeni vakaları TNF antagonistleri ile nadir olarak bildirilmiştir. Medikal olarak anlamlı sitopeniyi (örn. lökopeni, pansitopeni, trombositopeni) içerenhematolojik sistem advers reaksiyonları, CIMZIA ile bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Tümhastalara, CIMZIA kullanırken, kan diskrazileri veya enfeksiyonunu (örn. sürekli ateş,morarma, kanama, solgunluk) düşündüren bulgu ve belirtiler geliştirdikleri takdirde derhaldoktorlarına danışmaları tavsiye edilmelidir. Doğrulanmış anlamlı hematolojik anomalisi olanhastalarda, CIMZIA tedavisinin kesilmesi dikkate alınmalıdır.
Nörolojik olaylar:
TNF antagonistlerinin kullanımı, multipl skleroz da dahil olmak üzere nadir olarak demiyelinizan hastalığın yeni başlayan veya şiddetlenen klinik belirtileri ve/veya radyografikkanıtı ile ilişkilendirilmiştir. Önceden var olan veya yakın zamanda başlayan demiyelinizanbozuklukları olan hastalarda, CIMZIA tedavisine başlamadan önce, TNF antagonistitedavisinin yararları ve riskleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Nöbet bozukluğu, nörit, veperiferal nöropatiyi içeren nadir nörolojik bozukluklar CIMZIA ile tedavi edilen hastalardabildirilmiştir.
Aşırı duyarlılık:
Çalışmalarda CIMZIA uygulamasını takiben nadir olarak ağır aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Bu reaksiyonlardan bazıları ilk CIMZIA uygulamasından sonra meydanagelmiştir. Eğer ağır reaksiyonlar oluşursa, CIMZIA ile tedavi derhal kesilmelidir ve uygun birtedaviye geçilmelidir.
Diğer bir TNF antagonistine karşı ağır bir aşırı duyarlılık reaksiyonu deneyimi olmuş hastalarda CIMZIA kullanımı ile ilgili sınırlı ölçüde bir veri bulunmaktadır, bu tip hastalardadikkat edilmesi önerilir.
Lateks duyarlılığı
CIMZIA kullanıma hazır enjektörün çıkarılabilir kapağının içinde bulunan iğne kılıfı doğal kauçuk lateks türevi içermektedir. Lateks duyarlılığı olan kişilerde doğal kauçuk lateksi iletemas etmek ciddi alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilir. CIMZIA kullanıma hazırenjektörün çıkarılabilir kapağında bu zamana kadar antijenik lateks proteini tespit edilmemiştir.Ancak lateks duyarlılığı olan kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonuna dair potansiyel riskitamemen dışlanamaz.
İmmünosupresyon:
TNF (tümör nekroz faktörü) inflamasyona aracı olduğundan ve hücresel immün cevapları düzenlediğinden, CIMZIA dahil TNF antagonistlerinin, immünosupresyona sebep olarakenfeksiyon ve malignitelere karşı konakçı savunmalarını etkileme olasılığı bulunmaktadır.
Otoimmünite:
CIMZIA ile tedavi antinüklear antikorların (ANA) ve yaygın olmayacak şekilde lupus-benzeri bir sendromun gelişimi ile sonuçlanabilir (bkz. Bölüm 4.8). CIMZIA ile uzun süreli tedavininotoimmün hastalıkların gelişimi üzerine etkisi bilinmemektedir. Eğer bir hasta, CIMZIA iletedaviyi takiben lupus-benzeri sendromu düşündüren belirtiler geliştirirse, tedavi kesilmelidir.CIMZIA özel olarak bir lupus popülasy onunda çalışılmamıştır (bkz. Bölüm 4.8).
Bağışıklama:
CIMZIA ile tedavi edilen hastalara, canlı aşılar dışında aşılama yapılabilir. CIMZIA alan hastalarda; canlı aşılara karşı yanıt veya canlı aşılar ile sekonder enfeksiyon bulaşması ile ilgiliherhangi bir veri bulunmamaktadır. CIMZIA ile eş zamanlı olarak canlı aşılaruygulanmamalıdır.
Romatoid artrit hastaları ile yapılan plasebo kontrollü bir klinik çalışmada, CIMZIA ile eş zamanlı olarak polisakkarid pnömokok ve influenza aşısı uygulanması durumunda CIMZIA veplasebo grupları arasında benzer antikor yanıtı gözlemlenmiştir. CIMZIA ve eş zamanlı olarakmetotreksat alan hastalarda, tek başına CIMZIA alan hastalara kıyasla daha düşük humoralyanıt gözlenmiştir. Bu durumun klinik açıdan önemi bilinmemektedir.
Diğer biyolojik ajanlarla eş zamanlı kullanım:
Anakinra (bir interlökin-1 antagonisti) veya abatacept (bir CD28 modülatörü) ve diğer TNF antagonisti etanercept'in birlikte kullanıldığı klinik çalışmalarda, ağır enfeksiyonlar venötropeni bildirilmiştir, bu durumun tek başına TNF antagonisti terapisine kıyasla ek birfaydası olmamıştır. Abatacept veya anakinra tedavisi ile diğer bir TNF antagonistinin birliktekullanımında görülen advers olayların doğası nedeniyle anakinra veya abatacept ve diğer TNFantagonistlerinin kombinasyonundan benzer toksisiteler ortaya çıkabilir. Bu nedenle,CIMZIA'nın anakinra veya abatacept ile birlikte kullanımı önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.5).
Cerrahi girişim:
CIMZIA ile tedavi edilen hastalarda cerrahi prosedürlerle ilgili güvenlilik deneyimi sınırlıdır. Eğer bir cerrahi girişim planlanıyorsa, certolizumab pegolün 14 günlük yarılanma ömrü dikkatealınmalıdır. CIMZIA ile tedavisi devam ederken cerrahi operasyon geçirmesi gereken bir hasta,enfeksiyonlar açısından yakından izlenmelidir ve uygun aksiyonlar alınmalıdır.
Aktive edilmiş parsiyel tromboplastin zamanı (aPTZ) tayini:
CIMZIA ile tedavi edilen hastalarda, belirli koagülasyon testleri ile etkileşimler tespit edilmiştir. CIMZIA koagülasyon anomalileri olmayan hastalarda, aPTZ tayin sonuçlarınınyanlışlıkla yüksek çıkmasına sebep olabilir. Bu etki, Diagnostica Stago'dan PTZ-LupusAntikoagülan (LA) testi ve Standart Hedef Aktive edilmiş Parsiyel Tromboplastin Zamanı(SHA-PTZ) Otomat testleri ve Instrumentation laboratuarlarından Hemosil aPTZ-SP sıvı veHemosil liyofilize silika testleri ile gözlenmiştir. Diğer aPTZ tayinleri de etkilenebilir. CIMZIAterapisinin koagülasyon üzerinde
in vivo
etkisinin olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.CIMZIA'yı aldıktan sonra hastalarda, anormal koagülasyon sonuçlarının yorumlanmasına çokdikkat edilmelidir. Trombin zamanı (TZ) ve protrombin zamanı (PZ) tayinleri ile girişimgözlenmemiştir.
65 yaş üstü hastalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi enfeksiyon riski 65 yaş altındakilere göre daha yüksektir. Yaşlı hastalar tedavi edilirken özellikle enfeksiyonların oluşma riskiaçısından özel dikkat gösterilmelidir.
CIMZIA, 400 mg'ında 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum içerir; yani esasında “sodyum-içermediği kabul edilebilir”.
Takip edilebilirlik:
Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Popülasyon farmakokinetik analizlerine göre; metotreksat, kortikosteroidler, non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ve analjezikler ile eş zamanlı tedavinin, certolizumab pegolün farmakokinetiğini etkilemediği gösterilmiştir.
CIMZIA ve anakinra veya abataceptin birlikte kullanımı önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4).
CIMZIA'nın metotreksat ile birlikte uygulanmasının, metotreksatın farmakokinetiği üzerine anlamlı bir etkisi olmamıştır. Çalışmalar arası karşılaştırmada, certolizumab pegolünfarmakokinetiği sağlıklı deneklerde daha önce gözlemlenenlere benzer görünmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: B
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda gebeliği önlemek için uygun bir doğum kontrolü yönteminin kullanımı düşünülmelidir. Gebelik planlayan kadınlar için CIMZIA'nıneliminasyon oranına bağlı olarak son CIMZIA dozunun uygulamasının ardından 5 ay boyuncadoğum kontrol yönteminin kullanılmasına devam edilmesi düşünülebilir (bkz. Bölüm 5.2),ancak kadınların tedaviye olan ihtiyaçları da göz önüne alınmalıdır (aşağıdaki bölüme bakınız).
Gebelik dönemi
Sınırlı sayıda gebelikte maruz kalma olgularına iliskin veriler, CIMZIA'nın plasentaya hiç geçmediğini veya minimum düzeyde geçtiğini ve CIMZIA'nın gebelik üzerinde ya dafetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olmadığını göstermektedir. Bugünekadar sınırlı sayıda epidemiyolojik veri (bilinen gebelik sonuçları ile CIMZIA'ya maruz kalmışgebeliklerden 500'den fazla prospektif olarak toplanan veri) elde edilmiştir ve bu verilerCIMZIA'nın malformatif etkisi olduğunu göstermemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılançalısmalar, CIMZIA'nın gebelik/embriyonal/fetal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişimüzerinde etkisi olduğuna dair herhangi bir kanıt ortaya koymamıştır (bkz. bölüm 5.3).
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır ve CIMZIA gebelik esnasında sadece eğer klinik olarak ihtiyaç duyuluyorsa kullanılmalıdır.
Bilinen gebelik sonuçları ile CIMZIA'ya maruz kalmış 1300'den fazla prospektif olarak toplanan gebelikten elde edilen veriler (birinci trimester sırasında 1000'den fazla gebelikCIMZIA'ya maruz kalmıştır) CIMZIA'nın malformatif bir etkisi olmadığına işaret etmektedir.Gebelik sırasında CIMZIA uygulanması ile ilişkili riskte bir artışın olmadığı sonucuna varmakiçin mevcut klinik deneyim hala sınırlı olduğundan daha fazla veri toplanacaktır.
Bir kemirgen anti-rat TNFa'nın kullanıldığı hayvan çalışmaları, fetusa bir zarar veya fertilite bozukluğuna dair herhangi bir kanıt ortaya koymamıştır Ancak, bunlar insan üreme toksisitesiile ilgili olarak yeterli değildir (bkz. Bölüm 5.3).
T^-a inhibisyonuna bağlı olarak gebelik sırasında uygulanan CIMZIA, yenidoğanlarda normal immün yanıtını etkileyebilir. CIMZIA gebelik esnasında sadece eğer klinik olarakihtiyaç duyuluyorsa kullanılmalıdır.
Klinik-dışı çalışmalar, certolizumab pegolün homolog Fab parçacığının (Fc bölgesi olmayan) plasental geçişinin düşük veya ihmal edilebilir düzeyde olduğunu önermektedir (bkz. Bölüm5.3).
CIMZIA ile tedavi edilen (her anne için 4 haftada bir 400 mg) Crohn hastalığı olan 10 hamile kadında yürütülen bir başka klinik çalışmada, maternal kandaki ve doğumun gerçekleştiğigünde kordon ve infant kanındaki certolizumab pegol konsantrasyonları, 0,41 mcg/mL veüzerindeki konsantrasyonları ölçebilen bir miktar tayini ile ölçülmüştür. CIMZIA'nın son dozu,ortalama olarak doğumdan 19 gün (5-42 gün aralığında) önce verilmiştir. Plazma certolizumabpegol konsantrasyonları, kordon kanında “ölçülebilir değil” ila 1,66 mcg/mL, infant kanında“ölçülebilir değil” ila 1,58 mcg/mL ve maternal kanda 1,87-59,57 mcg/mL aralığında olmuştur.İnfantlardaki plazma certolizumab pegol konsantrasyonları, annelerdekinden (en az %75) dahadüşük olmuş ve bu durum certolizumab pegolün plasental transferinin düşük seviyedeolduğunu göstermiştir. Bir infantta, plazma certolizumab pegol konsantrasyonu 4 haftadan uzunbir sürede 1,02'den 0,84 mcg/mL'ye inmiştir ve bu durum CIMZIA'nın infantlardaerişkinlerden daha düşük oranda elimine edilebileceğini de göstermiştir.
Bir klinik çalışmada, 16 kadın gebelik sırasında 2 haftada bir 200 mg veya 4 haftada bir 400 mg certolizumab pegol ile tedavi edilmiştir. Doğum sırasında 14 bebekte ölçülen certolizumabpegol plazma konsantrasyonları, 13 örnekte Kantifikasyon Limitinin Altında (BLQ)bulunmuştur; birinde konsantrasyon 0,042 mcg/mL ve doğum sırasındaki bebek/anne plazmaoranı %0,09 olarak belirlenmiştir. 4. haftada ve 8. haftada tüm infant konsantrasyonları BLQolarak kaydedilmiştir. Bebeklerde certolizumab pegol konsantrasyonlarının düşük seviyedeolmasının klinik anlamı bilinmemektedir. Gebelik esnasında canlı veya canlı-atenüe aşılar (örnBCG aşısı) uygulanmadan önce, anneye en son uygulanan CIMZIA dozunu takiben en az 5 aybeklenmesi önerilmektedir (bu aşıların yararları açık bir şekilde, bebeklere canlı veya canlıatenüe aşılar uygulanmasının teorik riskine ağır basmadıkça).
Laktasyon dönemi
CIMZIA tedavisi uygulanmış, emziren 17 kadında yapılan bir klinik çalışmada, certolizumab pegolün plazmadan anne sütüne minimum düzeyde geçtiği gözlenmiştir. 24 saatlik periyotboyunca bebeğe ulaşan maternal certolizumab pegol doz oranı %0,04 ila %0,30 olarakhesaplanmıştır. Ayrıca, certolizumab pegol, oral uygulamadan sonra gastrointestinal sistemdeparçalanan bir protein olduğu için emzirilen bebekte mutlak biyoyararlanımın çok düşük olmasıbeklenmektedir. Bu doğrultuda, CIMZIA, emzirme sırasında kullanılabilir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Erkek kemirgenlerde sperm motilite ölçümleri üzerinde etkiler ve sperm sayısında bir azalma eğilimi fertilite üzerinde görünür bir etki olmadan, gözlemlenmiştir (bkz. Bölüm 5.3).
Semen kalitesi parametrelerine CIMZIA'nın etkisinin değerlendirildiği bir klinik çalışmada, 20 sağlıklı erkek gönüllü 400 mg subkütan tek doz CIMZIA veya plasebo almak üzere randomizeedilmiştir. On dört haftalık takip periyodu boyunca, plaseboya kıyasla CIMZIA' nın semenkalitesi parametreleri üzerine tedavi edici etkilerinin olmadığı görülmüştür.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
CIMZIA, araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde minör bir etki yapabilir. CIMZIA'nın uygulanmasını takiben sersemlik hissi (vertigo, görme bozukluğu ve yorgunluk) oluşabilir.
4.8 İstenmeyen etkiler
Romatoid artrit
CIMZIA, romatoid artritli 4.049 hastada kontrollü ve açık etiketli çalışmalarda 92 aya kadar çalışılmıştır.
Plasebo-kontrollü çalışmalarda, CIMZIA alan hastalar, plasebo grubuna kıyasla yaklaşık 4 kat uzun bir süre CIMZIA'ya maruz kalmıştır. Maruziyet süresindeki bu fark, temel olarak plaseboalan hastaların daha erken geri çekilmesine dayanmaktadır. Ayrıca, Çalışma RA-I ve RA-II'de,16. haftada, cevap vermeyenler için zorunlu bir geri çekme olmuştur ve geri çekilenlerinçoğunluğu plasebo alanlardır.
Kontrollü çalışmalar boyunca, advers reaksiyonlara bağlı tedaviyi bırakan hastaların oranı CIMZIA ile tedavi edilen hastalar için %4,4 ve plasebo alan hastalar için %2,7'dir.
En yaygın görülen advers reaksiyonlar, “Enfeksiyon ve enfestasyon” (CIMZIA ile tedavi edilen hastaların %14,4'ü, plasebo alan hastaların %8,0'inde) ve “Genel bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkin hastalıklar” (CIMZIA ile tedavi edilen hastaların %8,8'i, plasebo alanhastaların %7,4'ünde) ve deri ve deri altı doku hastalıkları (CIMZIA ile tedavi edilen hastaların%7,0'ı, plasebo alan hastaların %2,4'ünde) olarak bilinen sistem organ sınıflarına aittir.
Crohn hastalığı
Aşağıda açıklanan veriler, Crohn hastaları ile yapılan çalışmalarda 400 mg subkütan dozda CIMZIA'ya maruziyeti yansıtmaktadır. Kontrollü çalışmalardaki güvenlilik popülasyonunda,Crohn hastalığı olan toplamda 620 hasta 400 mg dozunda CIMZIA ve 614 gönüllü (0, 2 ve 4.haftada CIMZIA'nın açık etiket dozunun ardından Çalışma Crohn Hastalığı 2 (CH2)'deplaseboya randomize edilen gönüllüler dahil) plasebo almıştır. Kontrollü ve kontrolsüzçalışmalarda, 1.564 hasta aynı doz seviyesinde CIMZIA almıştır; bunlardan 1.350'si 400 mgCIMZIA almıştır. Gönüllülerin yaklaşık %55'i kadın, %45'i erkek, %94'ü beyaz ırk olmuştur.Aktif gruptaki hastaların çoğunluğu, 18-64 yaşları arasında olmuştur.
Kontrollü klinik çalışmalar esnasında, ciddi advers reaksiyon gösteren hastaların oranı CIMZIA için %10, plasebo için %9 olmuştur. CIMZIA ile kontrollü klinik çalışmalarda en yaygınadvers reaksiyonlar (CIMZIA ile tedavi edilen hastaların >%5'inde meydana gelen veplaseboya kıyasla daha yüksek insidanslı), CIMZIA ile tedavi edilen hastaların %20'sinde veplasebo alan hastaların %13'ünde üst solunum yolu enfeksiyonları (örneğin; nazofarenjit,larenjit, viral enfeksiyon); CIMZIA ile tedavi edilen hastaların %7'sinde ve plasebo alanhastaların %6'sında idrar yolu enfeksiyonları (örneğin; mesane enfeksiyonu, bakteriüri, sistit)ve artralji (%6 CIMZIA, %4 plasebo) olmuştur.
Kontrollü klinik çalışmalarda advers reaksiyonlar dolayısıyla tedaviden kesilen Crohn hastalarının oranı, CIMZIA için %8, plasebo için %7 olmuştur. CIMZIA'nın bırakılmasına yolaçan en yaygın advers reaksiyonlar (en az 2 hasta için ve plasebodan daha yüksek birinsidansla) abdominal ağrı (%0,4 CIMZIA, %0,2 plasebo), diyare (%0,4 CIMZIA, %0 plasebo)ve intestinal obstrüksiyon (%0,4 CIMZIA, %0 plasebo) olmuştur.
Aksiyel spondilartrit
CIMZIA başlangıçta, 24 haftalık plasebo kontrollü fazı takip eden 24 haftalık doz-kör periyot ve 156 haftalık açık etiketli tedavi periyodu içeren, 4 yıla kadar süren AS001 klinikçalışmasında aktif aksiyel spondilartriti olan (ankilozan spondilit ve non-radyografik aksiyelspondilartriti içeren) 325 hastada çalışılmıştır. CIMZIA daha sonra 52 haftalık plasebokontrollü non-radyografik aksiyel spondilartriti olan 317 hastada çalışılmıştır (AS0006).CIMZIA, sürdürülebilir remisyonda olan hastalar için 48 haftalık açık etiketli (N=736) hazırlıkfazının ardından 48 haftalık plasebo kontrollü faz (N=313) içeren ve 96 haftaya kadar devameden klinik çalışmada (C-OPTIMISE) aksiyel spondilartrit (ankilozan spondilit ve non-radyografik aksiyel spondilartrit dahil) tanılı hastalarda da çalışılmıştır. CIMZIA ayrıca,kayıtlara geçmiş anterior üveit alevlenmesi öyküsü olan 89 aksiyel spondiloartrit hastasındayürütülen 96 haftalık bir açık etiketli çalışmada çalışılmıştır. Dört çalışmanın tümündekihastalar için ortaya çıkan güvenlilik profili, romatoid artritteki güvenlilik profili ve CIMZIA ileelde edilen önceki deneyimler ile tutarlılık göstermektedir.
Psöriyatik artrit
CIMZIA, 24 haftalık plasebo kontrollü fazı takip eden 24 haftalık doz-kör periyot ve 168 haftalık açık etiketli tedavi periyodu içeren, 4 yıla kadar süren PsA001 klinik çalışmasındapsöriyatik artriti olan 409 hastada çalışılmıştır. CIMZIA ile tedavi edilen psöriyatik artritlihastalar için güvenlilik profili, romatoid artritteki güvenlilik profili ve CIMZIA ile elde edilenönceki deneyimler ile tutarlılık göstermektedir.
Plak psöriazis
CIMZIA psöriazisli 1112 hastanın yer aldığı kontrollü ve açık etiketli çalışmalarda 3 yıla kadar kadar değerlendirilmiştir. Faz III programında, başlangıç ve idame dönemlerini 96 haftalık açıketiketli bir tedavi dönemi takip etmiştir (bkz. Bölüm 5.1). 2 haftada bir 400 mg CIMZIA ve 2haftada bir 200 mg CIMZIA'nın uzun süreli güvenlilik profili önceki CIMZIA deneyimleri ilebenzer ve tutarlıdır.
16 haftaya kadar kontrollü klinik çalışmalar sırasında, ciddi advers olay gelişen hastaların oranı CIMZIA için %3,5, plasebo için %3,7 olmuştur.
Kontrollü klinik çalışmalarda advers olaylar nedeniyle tedaviyi bırakan hastaların oranı CIMZIA ile tedavi edilen hastalar için %1,5, plasebo alan hastalar içinse %1,4 olarakbelirlenmiştir.
16 haftalık süre içerisinde system organ sınıflarına göre bildirilen en yaygın advers reaksiyonlar; enfeksiyonlar ve enfestasyonlar CIMZIA tedavisi alan hastaların %6,1'inde veplasebo alanların %7'sinde bildirilmiştir; genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkindurumlar CIMZIA tedavisi alan hastaların %4,1'inde ve plasebo alanların %2,3'ündebildirilmiştir ve deri ve deri altı doku bozuklukları CIMZIA tedavisi alan hastaların %3,5'indeve plasebo alanların %2,8'inde bildirilmiştir.
Temel olarak plasebo kontrollü klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası olgular doğrultusunda bildirilen en azından CIMZIA ile olası bağlantılı advers reaksiyonlar sıklık ve sistem organsınıfına göre aşağıda listelenmiştir.
Bu sıklık kategorileri aşağıda tanımlanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (elde edilen verilerle tahminedilemiyor).
Her sıklık grubundaki istenmeyen etkiler, ciddiyet derecesi gittikçe azalacak şekilde sıralanmıştır.
Enfeksiyon ve enfestasyonlar
Yaygın:
Bakteriyel enfeksiyonlar (apse dahil), viral enfeksiyonlar (herpes zoster,
papillomavirüs ve influenza dahil)
Yaygın olmayan:İyi huylu ve kötü huylu neoplazmlar (kist ve polipler de dahil olmak üzere)
Yaygın olmayan:
Kan ve lenfatik sistem maligniteleri (lenfoma ve lösemi dahil), solid organ tümörleri, non-melanoma deri kanserleri, pre-kanseröz lezyonlar (oral lökoplaki, melanositiknevus), benign tümörler ve kistler (cilt papilloma dahil)
Seyrek:Bilinmiyor:Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın:
Eozinofilik bozukluklar, lökopeni (nötropeni, lenfopeni dahil)
Yaygın olmayan:
Anemi, lenfadenopati, trombositopeni, trombositoz
Seyrek:Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan:
Vaskulit, lupus eritematozus, ilaç aşırı duyarlılığı (anafilaktik şok dahil), alerjik bozukluklar, pozitif otoantikor
Seyrek:
anjiyonörotik ödem, sarkoidoz, serum hastalığı, panikülit (Eritema nodosum dahil), dermatomiyozit semptomlarının kötüleşmesi***
Endokrin hastalıklar Seyrek:Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın olmayan:Seyrek:Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan:
Anksiyete ve duygudurum bozuklukları (ilişkili belirtiler dahil)
Seyrek:Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın:
Baş ağrısı (migren dahil), duyusal anormallikler
Yaygın olmayan:
Periferik nöropatiler, sersemlik hissi, tremor
Seyrek:
Nöbet, kraniyal sinir enflamasyonu, koordinasyon veya denge bozukluğu
Bilinmiyor:Göz hastalıkları
Yaygın olmayan:Kulak ve iç kulak hastalıkları Yaygın olmayan:Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan:
Kardiyomiyopatiler (kalp yetmezliği dahil), iskemik koroner arter bozuklukları (miyokard enfarktüsü ve anjina pektoris dahil), aritmiler (atriyal fibrilasyon dahil),palpitasyonlar
Seyrek:Vasküler hastalıklar Yaygın:
Hipertansiyon
(herhangi bir bölgede), hiperkoagülasyon senkop, ödem (periferal ve fasiyal dahil),
Yaygın olmayan:
Hemoraji veya kanama (tromboflebit ve pulmoner embolizm dahil),ekimozlar (Hematom ve peteşi dahil)
Raynaud fenomeni, livedo reticularis,
Seyrek:
Serebrovasküler olay, arteriyoskleroz,
telenjiektazi
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın olmayan:Seyrek:Gastrointestinal hastalıklar Yaygın:
Bulantı
Yaygın olmayan:Seyrek:Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın:
Hepatit (hepatik enzim artışı dahil)
Yaygın olmayan:Seyrek:Deri ve deri altı doku hastalıkları Yaygın:
Döküntü
Yaygın olmayan:
Alopesi, psöriazis başlangıcı veya kötüleşmesi (palmoplantar püstüler psöriazis dahil) ve ilişkili koşullar, dermatit ve egzema, ter bezi bozukluğu, deri ülseri,fotosensitivite, akneler, ciltte renk değişikliği, deri kuruluğu, tırnak ve tırnak yatağıbozuklukları
Seyrek:
Deri dökülmesi ve deskuamasyonu, büllöz koşullar, saç dokusu bozukluğu, Stevens-Johnson sendromu***, eritema multiforme***, likenoid reaksiyonlar
Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları Yaygın olmayan:Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan:Seyrek:Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan:
Menstrual siklus ve uterin kanama bozuklukları (amenore dahil), meme bozuklukları, spontan düşük ve azoospermi
Seyrek:Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın:
Pireksi, ağrı (herhangi bir bölgede), asteni, kaşıntı (herhangi bir bölgede), enjeksiyon bölgesi reaksiyonu
Yaygın olmayan:
Üşüme hissinin eşlik ettiği titreme hali, influenza benzeri hastalık, değişen sıcaklık algılamaları, gece terlemeleri, vücutta aniden gelişen sıcaklık hissi, genel fizikselsağlığın bozulması
Seyrek:Araştırmalar
Yaygın olmayan:Seyrek:
Kan ürik asidinde artış
Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar Yaygın olmayan:
Cilt yaralanmaları, iyileşmenin bozulması
* Bu olaylar, TNF antagonistleri ile ilişkilidir, fakat CIMZIA ile görülme sıklığı bilinmemektedir.
** Pazarlama sonrası dönemde TN^ alfa inhibitörleri kullanan hastalarda seyrek otoimmün hepatit vakaları raporlanmıştır.
*** Bu olaylar TN^ antagonistleri ile ilişkilidir.
Enfeksiyonlar:
Crohn hastalığındaki kontrollü çalışmalardaki enfeksiyonların insidansı, CIMZIA ile tedavi edilen hastalar için %38 ve plasebo alan hastalar için %30 olmuştur. Enfeksiyonlar, başlıca üstsolunum yolları enfeksiyonlarından (CIMZIA için %20, plasebo için %13) oluşmuştur.Kontrollü klinik çalışmalar esnasındaki ciddi enfeksiyonların insidansı, CIMZIA ile tedaviedilen hastalar için hasta yılı başına %3, plasebo alan hastalar için %1 olmuştur. Gözlemlenenciddi enfeksiyonlar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, pnömoni ve piyelonefriti içermiştir.
Romatoid artritte plasebo kontrollü klinik çalışmalarda yeni enfeksiyon vakalarının insidans oranı tüm CIMZIA ile tedavi edilen hastalar için 1,03/hasta-yılı iken plasebo alan hastalar için0,92/hasta-yılı'dır. Enfeksiyonlar; başlıca üst solunum yolu enfeksiyonları, idrar yoluenfeksiyonları, alt solunum yolu enfeksiyonları ve herpes viral enfeksiyonlarındanoluşmaktadır (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4)
Plasebo kontrollü romatoid artrit klinik çalışmalarda, plasebo gruplarına kıyasla CIMZIA tedavi gruplarında daha fazla yeni ciddi enfeksiyon advers reaksiyon vakası olmuştur (tüm CIMZIAdozları için 0,07/hasta-yılı iken plasebo için 0,02/hasta-yılı'dır). En sık görülen ciddienfeksiyonlar pnömoni ve tüberküloz enfeksiyonlarıdır. Ciddi enfeksiyonlar arasında ayrıcainvazif fırsatçı enfeksiyonlar (pnömositoz, fungal özofajit, nokardiyoz ve dissemine herpeszoster gibi) yer almaktadır. Zaman boyunca devam eden maruziyet ile artan enfeksiyon riskikanıtı bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 4.4).
Psöriazisteki plasebo kontrollü çalışmalarda yeni enfeksiyon olgularının insidans oranı CIMZIA tedavisi alan hastalar için 1,37/hasta yılı, plasebo alan hastalar için 1,59/ hasta yılı'dır.Enfeksiyonlar temel olarak üst solunum yolu enfeksiyonları ve viral enfeksiyonlardan (herpesenfeksiyonları dahil) oluşmuştur. Ciddi enfeksiyonların insidansı CIMZIA tedavisi alanlarda0,02/hasta yılı olmuştur. Plasebo alan hastalarda ciddi enfeksiyon bildirilmemiştir. Zamaniçinde sürekli maruziyet ile enfeksiyon riskinde artış kanıtına rastlanmamıştır.
Maligniteler ve lenfoproliferatif bozukluklar:
9.227 hasta yılını temsil eden 4.049 hastanın tedavi edildiği, CIMZIA RA klinik çalışmalarda derideki non-melonomlar hariç 5 lenfoma vakasını kapsayan 121 malignite gözlenmiştir.Romatoid artrit klinik çalışmalarında CIMZIA ile oluşan lenfoma vakalarının insidans oranı,0,05/100 hasta-yılı iken melanoma vakalarının insidans oranı 0,08/100 hasta-yılıdır (bkz.Bölüm 4.4). Faz III psöriatik artrit klinik çalışmasında bir lenfoma vakası gözlenmiştir.
Toplam 1112 hastanın tedavi edildiği ve 2300 hasta yılını temsil eden CIMZIA psöriazis klinik çalışmalarında; melanom dışı cilt kanseri hariç, 1 lenfoma olgusu içeren 11 malignitegözlemlenmiştir.
Otoimmünite:
Crohn hastalığındaki klinik çalışmalarda, negatif başlangıç ANA titrelerine sahip plasebo alan hastaların %2'si ve CIMZIA ile tedavi edilen hastaların %4'ü, çalışmalar esnasında pozitiftitreler geliştirmiştir. CIMZIA ile tedavi edilen 1.564 Crohn hastasından biri lupus sendromunabenzer semptomlar geliştirmiştir.
Romatoid artrit klinik çalışmalarında, başlangıçta ANA negatif olan hastalarda, CIMZIA ile tedavi edilenlerin %16,7'si pozitif ANA titresi geliştirirken, plasebo grubunda bu oran,deneklerin %12,0'sidir. Başlangıçta anti-dsDNA negatif olan hastalarda, CIMZIA ile tedaviedilenlerin %2,2'si pozitif anti-dsDNA titresi geliştirirken, plasebo grubunda bu oran,deneklerin %1,0'idir. Romatoid artrit için hem plasebo kontrollü hem açık etiketli uzun sürelitakip çalışmalarında, yaygın olmayan lupus-benzeri sendrom vakaları bildirilmiştir. Diğerimmün-aracılı koşullar ile ilgili seyrek bildiri bulunmaktadır; CIMZIA ile nedensel ilişkibilinmemektedir. CIMZIA ile uzun süreli tedavinin otoimmün hastalıklar geliştirme üzerineetkisi bilinmemektedir.
Enjeksiyon bölgesi reaksiyonları:
Plasebo-kontrollü romatoid artrit klinik çalışmalarında, CIMZIA ile tedavi edilen hastaların %5,8'i, plasebo alan hastaların ise %4,8'i enjeksiyon bölgesi reaksiyonu (eritem, kaşıntı,hematom, ağrı, şişme veya morarma gibi) geliştirmiştir. CIMZIA ile tedavi edilen hastaların%1,5'unda enjeksiyon bölgesi ağrısı gözlenmiştir ve hiçbir vaka tedavinin kesilmesine nedenolmamıştır.
Kreatin fosfokinaz yüksekliği:
Romatid artrit (RA) popülasyonuna kıyasla aksiyel spondilartritli (AksSpA) hastalarda genellikle kreatin fosfokinaz (CPK) yüksekliği daha sık görülmüştür. Görülme sıklığı hemplasebo alan hastalarda (AksSpA popülasyonunda %2,8; RA popülasyonunda %0,4) hemCIMZIA ile tedavi edilen hastalarda (AksSpA popülasyonunda %4,7; RA popülasyonunda%0,8) artmıştır. AksSpA çalışmasındaki CPK yüksekliği çoğunlukla hafif ila orta şiddette,doğal olarak geçici, tedaviden kesilmeye neden olacak bir vaka bulunmamasıyla birlikte klinikaçıdan önemi bilinmemektedir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Klinik çalışmalarda, doz-sınırlayan toksisite kanıtı gözlenmemiştir. 800 mg SC ve 20 mg/kg IV'ye çıkan çoklu dozlar uygulanmıştır. Doz aşımı vakalarında hastaların, advers reaksiyonveya etkilerin bulgu ve belirtileri açısından yakından izlenmesi tavsiye edilir ve hastalara derhaluygun semptomatik tedavi uygulanmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: İmmünosupresanlar, tümör nekroz faktör alfa (TNFa) inhibitörleri ATC kodu: L04AB05
Etki mekanizması:
CIMZIA insan TN^-a için yüksek afiniteye sahiptir ve 90 pM'lik bir dissosiasyon sabiti (KD) ile bağlanır. TNF-a, inflamuvar proseslerde merkezi rolü olan bir anahtar pro-inflamatuvarsitokindir. CIMZIA seçici olarak TNF-a'yı
(in vitro
L929 mürin fibrosarkoma sitotoksisitetayininde insan TNF-a'nın inhibisyonu için 4 ng/mL'lik %90 inhibitör konsantrasyonu [IC90] )nötralize eder fakat lenfotoksin a'yı (TNF-B) nötralize etmez.
CIMZIA'nın membrana bağlı ve çözünür insan TNF-a'yı, doza bağlı bir şekilde nötralize ettiği gösterilmiştir. Monositlerin CIMZIA ile inkübasyonu, insan monositlerinde interlökin-1 Büretimi ve lipopolisakkarit-indüklü TNF-a'nın doza bağlı inhibisyonu ile sonuçlanmıştır.
CIMZIA, normal tam bir antikorda bulunan kristalize (Fc) bir fragment bölgesini içermemektedir. Bu nedenle komplemana bağlanmaz veya antikora bağlı
in vitroin vitro
apoptozisi veya nötrofildegranülasyonunu indüklemez.
Klinik etkililik:
Crohn hastalığı
Crohn Hastalığı Aktivite İndeksi (CHAİ) 220-450 (dahil) puan olarak ifade edilen, orta ila şiddetli aktif Crohn hastalığı olan 18 ve üzeri yaşta hastalarda yapılan çift kör, randomize,plasebo kontrollü iki çalışmada CIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği değerlendirilmiştir. Her ikiçalışmada da CIMZIA 400 mg dozda subkütan olarak uygulanmıştır. Crohn hastalığı için sabiteşzamanlı tedavilere izin verilmiştir.
Çalışma Crohn Hastalığı 1 (CH1)
Çalışma CH1, aktif Crohn hastalığı olan 662 hastada yapılan randomize plasebo kontrollü bir çalışma olmuştur. CIMZIA veya plasebo, 0, 2 ve 4. haftalarda ve daha sonra 24. haftaya kadarher dört haftada bir uygulanmıştır. 6. ve 26. haftalarda değerlendirmeler yapılmıştır. Klinikyanıt CHAİ skorunda başlangıca kıyasla en az 100 puanlık azalma olarak; klinik remisyon ise150 puanlık veya daha az bir mutlak CHAİ skoru olarak tanımlanmıştır. Çalışma CH1 içinbulgular, Tablo A'da sunulmaktadır. 6. haftada, kontrollerle karşılaştırıldığında, CIMZIA iletedavi edilen hastalar için klinik yanıt verenlerin oranı istatistiksel olarak önemli oranda dahabüyük olmuştur. Klinik remisyon oranlarındaki fark, 6. haftada istatistiksel olarak önemli
olmamıştır. Hem 6. hem de 26. haftada klinik yanıt içerisinde olan hastaların oranındaki fark da istatistiksel olarak önemli olmuş ve klinik yanıtın devamlılığını göstermiştir.
Tablo A Çalışma CH1 - Klinik Yanıt ve Remisyon, Genel Çalışma Popülasyonu
|
Zaman noktası
|
Yanıt veya Remisyon %'si (%95 GA)
|
|
Plasebo
|
CIMZIA 400 mg
|
|
(N=328)
|
(N=331)
|
6. hafta
|
|
|
Klinik Yanıt#
|
%27 (%22, %32)
|
%35 (%30, %40)*
|
Klinik Remisyon#
|
%17 (%13, %22)
|
%22 (%17, %26)
|
26. hafta
|
|
|
Klinik Yanıt
|
%27 (%22, %31)
|
%37 (%32, %42)*
|
Klinik Remisyon
|
%18 (%14, %22)
|
%29 (%25, %34)*
|
Hem 6. hem 26. hafta
|
|
|
Klinik Yanıt
|
%16 (%12, %20)
|
%23 (%18, %28)*
|
Klinik Remisyon
|
%10 (%7, %13)
|
%14 (%11, %18)
|
|
p-değeri < 0,05 lojistik regresyon testi
# Klinik yanıt, CHAİ'de en az 100 puan azalma olarak ifade edilmektedir; klinik remisyon CHAİ < 150 puan olarak ifade edilmektedir.
|
Çalışma CH2
Çalışma CH2, aktif Crohn hastalığı olan hastalarda randomize bir tedaviden çekilme çalışması olmuştur. Çalışmaya giren tüm hastalar, başlangıçta 0, 2 ve 4. haftalarda CIMZIA 400 mg iledozlanmış ve daha sonra 6. haftada klinik yanıt (CHAİ skorunda en az 100 puanlık azalmaolarak tanımlanmaktadır) için değerlendirilmiştir. 428 klinik yanıt verenden oluşan bir grup, 8.haftadan başlayarak 24. haftaya kadar idame tedavisi olarak her dört haftada bir CIMZIA 400mg veya plasebo almak üzere 6. haftada randomize edilmiştir. Yanıt vermeyenler 6. haftadaçalışmadan çekilmiştir. Son değerlendirme, 26. haftadaki CHAİ skoruna dayanmıştır.Tedaviden çekilen veya kurtarma tedavisi alan hastaların klinik yanıtta olmadığı kabuledilmiştir. Randomize edilen, yanıt veren üç hasta çalışma enjeksiyonu almamış ve ITTanalizinden dışlanmıştır.
Klinik yanıt ve remisyon için bulgular Tablo B'de gösterilmektedir. 26. haftada, 6. haftada yanıt verenlerin istatistiksel açıdan önemli ölçüde daha büyük oranı, plasebo alan gruplakarşılaştırıldığında, CIMZIA ile tedavi edilen grupta klinik yanıt ve klinik remisyondaolmuştur.
Tablo B
Çalışma CH2 - Klinik Yanıt ve Klinik Remisyon
|
Zaman noktası
|
Yanıt veya Remisyon %'si (%95 GA)
|
|
CIMZIA 400 mg x 3 +
|
CIMZIA
|
|
Plasebo
|
400 mg
|
|
N=210
|
N=215
|
26. hafta
|
|
|
Klinik Yanıt#
|
%36 (%30, %43)
|
%63 (%56, %69)*
|
Klinik Remisyon#
|
%29 (%22, %35)
|
%48 (%41, %55)*
|
|
* p < 0,05
# Klinik yanıt, CHAİ'de en az 100 puan azalma olarak ifade edilmektedir; klinik remisyonCHAİ < 150 puan olarak ifade edilmektedir.
|
İmmünosupresanlar ve kortikosteroidlerin başlangıçtaki kullammınm, CIMZIA'ya verilen klinik yanıt üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır.
Romatoid artrit
RA-I (RAPID 1) ve RA-II (RAPID 2) isimli Amerikan Romatoloji Koleji (ACR) kriterleri'ne göre aktif romatoid artrit teşhisi konmuş 18 yaş ve üzeri hastalarda yapılan 2 randomize,plasebo-kontrollü,çift-kör klinik çalışmada CIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği
değerlendirilmiştir. Başlangıç öncesi, hastaların her birinin 9'un üzerinde şiş ve hassas eklemi ve en az 6 aylık aktif romatoid artrit geçmişi bulunmaktadır. CIMZIA, her iki çalışmada da 2 ayiçin haftalık en az 10 mg'lık stabil dozlarda minimum 6 aylık bir süre için oral MTX ilekombine halde subkütan olarak uygulanmıştır. CIMZIA'nın MTX'den ayrı olarak DMARD'larile kombine kullanımına ait bir deneyim bulunmamaktadır.
Daha önce DMARD kullanmamış (DMARD-naif) aktif romatoid artriti olan yetişkin hastalarda yapılan randomize, plasebo-kontrollü, çift-kör bir klinik çalışmada (C-EARLY) CIMZIA'nınetkililiği ve güvenliliği değerlendirilmiştir. C-EARLY çalışmasında hastalar 18 yaş veüzerinde, 4 ve daha fazla şiş ve hassas eklemi olan ve 1 yıl içinde orta ila ağır şiddette aktif veprogresif RA tanısı konmuş olmalıdır (2010 ACR/Avrupa Romatoloji Cemiyetleri (EULAR)sınıflandırma kriterlerinde belirlendiği gibi). Başlangıçta, hastalara ortalama 2,9 aydır RA tanısıkonmuştur ve hastalar DMARD naiftir (MTX dahil). CIMZIA ve plasebo tedavi kolundakihastaların her ikisine de 0. haftadan itibaren MTX başlanmış (10 mg/hafta) ve 8. hafta itibarı iletolere edilebilen maksimum doza kadar titrasyon yapılmış (minimum 15 mg/hafta, maksimum25 mg/hafta olmasına izin verilmiştir) ve çalışma boyunca korunmuştur (plasebo ve CIMZIAiçin 8 haftadan sonra ortalama MTX dozu sırasıyla 22,3 mg/hafta ve 21,1 mg/haftadır.).
Tablo 1: Klinik çalışma tanımı
|
Çalışma
numarası
|
Hasta
sayısı
|
Aktif doz rejimi
|
Çalışma amacı
|
RA-I (52 hafta)
|
982
|
MTX ile 400 mg (0,2,4. hafta)
MTX ile 2 haftada bir 200 mg veya400 mg
|
Yapısal hasarın inhibisyonu ve belirti ve bulgularının tedavisi içindeğerlendirme
Ko-primer sonlanım noktaları: 24. haftada ACR 20 ve 52.haftadamTSS'de başlangıçtan değişim
|
RA-II (24 hafta)
|
619
|
MTX ile 400 mg (0,2,4. hafta)
MTX ile 2 haftada bir 200 mg veya400 mg
|
Yapısal hasarın inhibisyonu ve belirti ve bulgularının tedavisi içindeğerlendirme
Primer sonlanım noktası: 24. haftada ACR 20
|
C-EARLY (52 haftayakadar)
|
879
|
MTX ile 400 mg (0,2,4. hafta)
MTX ile 2 haftada bir 200 mg
|
DMARD-naif hastalarda yapısal hasarın inhibisyonu ve belirti vebulgularının tedavisi içindeğerlendirmePrimer sonlanım noktası:
52.haftada sürdürülebilir remisyon* gösteren hastaların oranı
|
|
mTSS: modifiye Total Sharp Skoru
*52. haftada sürdürülebilir remisyon 40 ve 52. haftanın her ikisinde DAS28[ESR]<2,6 olarak tanımlanmıştır.
|
Belirti ve bulgular:
Klinik çalışmalar RA-I ve RA-II'nin sonuçları Tablo 2'de gösterilmiştir. Sırasıyla her iki klinik çalışmada da plaseboya kıyasla 1. hafta ve 2.hafta'dan istatistiksel açıdan daha büyük ACR 20ve ACR 50 cevapları elde edilmiştir. 52. hafta (RA-I) ve 24. hafta (RA-II) boyunca cevaplarkorunmuştur. RA-I'de başlangıçta aktif tedaviye randomize edilen 783 hasta arasından, 508'i52 haftalık plasebo kontrollü tedaviyi tamamlamış ve açık etiketli ek çalışmaya girmiştir.Bunların arasından, 427'si 2 yıllık açık etiketli takip çalışmasını tamamlamıştır ve bu nedenletoplamda 148 haftalık bir süre CIMZIA'ya maruziyet olmuştur. Bu zaman noktasında gözlenenACR20 cevap oranı %91'dir. 28 Eklemin Değerlendirildiği Hastalık Aktivite İndeksi - EritrositSedimantasyon Hızı (DAS28 (ESR))'de başlangıçtan düşme (RA-I), plaseboya kıyasla 52.haftada (RA-I) ve 24. haftada (RA-II) anlamlı ölçüde daha büyüktür (p<0,001) ve açık etiketliek çalışmadan RA-I'e kadar 2 yıl boyunca bu durum korunmuştur.
Tablo 2: RA-I ve RA-II klinik çalışmalarda ACR ceva
|
bı
|
|
Çalışma RA-I |
|
Çalışma RA-II |
|
|
Metotreksat kombinasyonu |
Metotreksat kombinasyonu |
|
(24 ve 52. haftalar) |
(24. hafta) |
|
Cevap
|
Plasebo + MTX
|
CIMZIA 200 mg +
|
Plasebo + MTX
|
CIMZIA 200 mg +
|
|
N=199
|
MTX, iki haftada bir
|
N=127
|
MTX, iki haftada bir
|
|
|
N=393
|
|
N=246
|
ACR 20 |
|
|
|
|
24. hafta
|
%14
|
%59**
|
%9
|
%57**
|
52. hafta
|
%13
|
%53**
|
N/A
|
N/A
|
ACR 50 |
|
|
|
|
24. hafta
|
%8
|
%37**
|
%3
|
%33**
|
52. hafta
|
%8
|
%38**
|
N/A
|
N/A
|
ACR 70 |
|
|
|
|
24. hafta
|
%3
|
%21**
|
%1
|
%16*
|
52. hafta
|
%4
|
%21**
|
N/A
|
N/A
|
Majör
|
%1
|
%13**
|
|
|
Klinik
|
|
|
|
|
Cevap*
|
|
|
|
|
CIMZIA vs. plasebo: *p<0,01, **p<0,001
* Majör klinik cevap devam eden 6 aylık bir periyod boyunca her değerlendirmede ACR 70 cevabının elde edilmesi olarak tanımlanır.
Wald p değerleri, tedavi ve alan için faktörler ile birlikte lojistik regresyon kullanarak tedavilerin karşılaştırması için kullanılır.
Söz konusu sonlanım noktası ve zaman noktasına veri katkısı olan denek sayısına (n) dayalı N'den farklı olabilecek cevap yüzdesi
C-EARLY çalışması primer ve temel sekonder sonlanım noktalarını karşılamıştır. Çalışmadan elde edilen temel noktalar Tablo 3'te sunulmaktadır.
Bütün analiz kısmı, cevapsızlara istinaden eksik değerler için kullanılmıştır.
Tablo 3: C-EARLY çalışması: 52. haftada sürdürülebilir remisyon ve düşük hastalık aktivitesi
|
Cevap
|
Plasebo + MTX N=213
|
CIMZIA 200 mg + MTX N= 655
|
Sürdürülebilir remisyon*
(40. ve 52. haftada DAS28(ESR) <2,6)
|
%15,0
|
|
%28,9**
|
Sürdürülebilir düşük hastalık aktivitesi
(40. ve 52. haftada DAS28(ESR) <3,2)
|
%28,6
|
|
%43,8**
|
* C-EARLY çalışmasının primer sonlanım noktası (52. haftaya
|
kadar)
|
|
|
** CIMZIA + MTX vs plasebo +MTX: p<0,001 p değeri; tedavi, bölge, başlangıçtaki RA tanısından itibaren geçen süre (<4 ay vs >4 ay) faktörleri kullanılarak lojistik regresyon modeliile hesaplanmıştır.
CIMZIA + MTX grubundaki hastalarda, plasebo+MTX grubuna kıyasla başlangıç noktasından DAS28(ESR)'de 2. hafta gibi kısa bir süreden itibaren daha fazla azalma gözlenmiş ve 52.haftaya kadar devam etmiştir (her ziyarette p<0,001). İyileşme üzerindeki değerlendirmeler(DAS28(ESR) <2,6), Düşük Hastalık Aktivitesi (DAS28(ESR)<3,2) durumu, ziyaretlerdedeğerlendirilen ACR50 ve ACR70, CIMZIA +MTX tedavisinin plasebo +MTX tedavisinekıyasla daha hızlı ve daha yüksek cevaplar sağlandığını göstermiştir. DMARD-naif hastalardabu sonuçlar tedavinin 52 haftası boyunca korunmuştur.
Radyografik cevap:
RA-I'de yapısal eklem hasarı radyografiksel olarak değerlendirilmiş ve bu, başlangıca kıyasla 52. haftada mTSS ve bileşenlerinde, erozyon skorunda ve eklem boşluk daralma skorundadeğişiklik olarak ifade edilmiştir. CIMZIA hastaları, 24. hafta ve 52. haftada plasebo alanhastalara kıyasla anlamlı ölçüde daha az radyografik ilerleme göstermiştir. (bakınız Tablo 4).Plasebo grubunda, hastaların %52'si, CIMZIA 200 mg tedavi grubundaki hastaların ise %69'u,52. haftada radyografik ilerleme (mTSS <0,0) göstermemiştir.
Tablo 4: RA-I' de
|
2 ay boyunca değişiklikler
|
|
|
Plasebo + MTX N=199
Ortalama (SD) |
CIMZIA 200 mg +MTX N=393
Ortalama (SD) |
CIMZIA 200 mg + MTX - Plasebo+MTX
Ortalama farkı |
mTSS 52. hafta
|
2,8 (7,8)
|
0,4 (5,7)
|
-2,4
|
Erozyon skoru 52. hafta
|
1,5 (4,3)
|
0,1 (2,5)
|
-1,4
|
Eklem boşluk daralma skoru52. hafta
|
1,4 (5,0)
|
0,4 (4,2)
|
-1,0
|
|
p değerleri, hem mTSS hem erozyon skoru için <0,001, eklem boşluk daralma skoru için de <0,01'dir. Başlangıca göre sıralanmış değişimlerdeki her ölçüm için bölge ve tedavinin faktörolarak ve başlangıç değerinin de kovaryant olarak alındığı bir ANCOVA analizi yapılmıştır.
|
RA-I'de başlangıçta aktif tedaviye randomize edilen 783 hastadan 508'i 52 haftalık plasebo-kontrollü tedaviyi tamamlamıştır ve açık-etiketli ek çalışmaya girmiştir. CIMZIA (RA-I ve açık etiketli ek çalışma) ile en az 2 yıllık tedaviyi tamamlamış ve 2.yıl zaman noktasındadeğerlendirilebilir veriye sahip 449 hastadan oluşan alt grupta yapısal hasarın ilerlemesinindevamlı olarak inhibe edildiği gösterilmiştir.
C-EARLY'de CIMZIA+MTX, 52. haftada plasebo+MTX ile kıyaslandığında radyografik progresyonu inhibe etmiştir (bakınız Tablo 5). Plasebo+MTX grubunda (mTSS'dekideğişiklikle,5) hastaların %49,7'sinde, CIMZIA+MTX grubunda (p<0,001) ise hastaların%70,3'ünde 52. haftada radyografik progresyon görülmemiştir.
Tablo 5: C-EARLY çalışmasında 52. haf
|
fada radyografik değişiklik
|
|
Plasebo + MTX N=163
Ortalama (SD) |
CIMZIA 200 mg +MTX N=528
Ortalama (SD) |
CIMZIA 200 mg + MTX - Plasebo+MTXFark*
|
mTSS 52. hafta
|
1,8 (4,3)
|
0,2 (3,2)**
|
-0,978 (-1,005, -0,500)
|
Erozyon skoru 52. hafta
|
1,1 (3,0)
|
0,1 (2,1)**
|
-0,500 (-0,508, -0,366)
|
JSN skoru 52. hafta
|
0,7 (2,3)
|
0,1 (1,7)**
|
0,000 (0,000, 0,000)
|
Lineer ekstrapolasyon ile radyografik kısım
*Hodges-Lehmann geçiş ve % 95 asimptotik (Moses) güven aralığının nokta tahmini. **CIMZIA+MTX vs plasebo+MTX P<0,001. P değeri; tedavi, bölge, başlangıçtaki RAtanısından itibaren geçen süre (<4 ay vs >4 ay) faktörlerine göre ve başlangıç aralığı ortakdeğer olarak kullanılarak, ANCOVA modeli ile hesaplanmıştır.
Fiziksel fonksiyon cevabı ve sağlıkla ilişkili sonuçlar:
RA-I ve RA-II'de CIMZIA ile tedavi edilen hastaların plaseboya kıyasla, Sağlık Değerlendirme Anketi-Sakatlık İndeksi tarafından değerlendirilen fiziksel fonksiyonunda ve YorgunlukDeğerlendirme Skalası tarafından bildirilen 1. haftadan çalışmaların sonuna kadar yorgunlukdurumunda anlamlı iyileşmeler olduğu rapor edilmiştir. Her iki klinik çalışmada da CIMZIA iletedavi edilen hastaların, SF-36 Fiziksel ve Mental Bileşen Özetleri ve tüm alan skorlarındaanlamlı ölçüde yüksek iyileşmeler görülmüştür. Açık etiketli ek çalışmadan RA-I'e kadar 2 yılboyunca, fiziksel fonksiyon ve Sağlıkla İlgili Yaşam Kalitesi'ndeki iyileşmeler korunmuştur.CIMZIA ile tedavi edilen hastalar için plaseboya kıyasla Çalışma Üretkenlik Anketi'ndeistatistiksel açıdan anlamlı iyileşmeler olduğu bildirilmiştir.
C-EARLY'de CIMZIA+MTX ile tedavi edilen hastalarda 52. haftada, plasebo+MTX ile kıyaslandığında Artrit Ağrısı Hasta Değerlendirmesi'nde değerlendirildiği üzere, ağrıdabelirgin bir iyileşme rapor edilmiştir: - 44,0 vs -48,5 (en küçük kare ortalaması) (p<0,05).
DoseFlex klinik çalışması
CIMZIA'nın 2 doz rejiminin (2 haftada bir 200 mg ve 4 haftada bir 400 mg) plaseboya karşı etkililik ve güvenliliği, ACR kriterleri'ne göre aktif romatoid artrit teşhisi konmuş, MTX'eyeterli cevap vermeyen, erişkin hastalarda 18 haftalık açık etiketli başlangıç çalışması ve 16haftalık, randomize, çift kör, plasebo kontrollü klinik çalışma ile değerlendirilmiştir.
Hastalar, açık etiketli başlangıç döneminde 0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg'lık yükleme dozunu takiben 2 haftada bir 200 mg CIMZIA almışlardır. 16. haftada tedaviye cevap verenler (ACR20'ye erişenler), 18. haftada 16 haftalık ek süre boyunca MTX ile kombine olarak; her 2haftada bir 200 mg CIMZIA, her 4 haftada bir 400 mg CIMZIA veya plaseboya randomizeedilmişlerdir (toplam çalışma süresi: 34 hafta). Bu üç grup, aktif başlangıç dönemini takibenklinik cevap açısından iyi dengelenmiştir (ACR 20: 18. haftada %83-84).
Bu çalışmanın primer sonlanım noktası 34. haftada ACR 20 cevap verme oranıdır. 34. haftadaki sonuçlar Tablo 6'da gösterilmiştir. 34. haftada İki CIMZIA rejimi de sürdürülebilirklinik cevap vermiştir ve bu cevap istatistiksel olarak plaseboya karşılık anlamlıdır. ACR 20sonlanım noktasına hem 2 haftada bir 200 mg'lık hem de 4 haftada bir 400 mg'lık CIMZIA ileerişilmiştir.
Tablo 6: 34. haftada Doseflex klinik çalışmasındaki ACR cevabı
|
0-16 hafta arasında tedavi rejimi |
0., 2. ve 4. haftada CIMZIA 400 mg + MTX ve bunu |
|
takiben her 2 haftada bir CIMZ |
lA 200 mg + MTX |
18. ila 34. hafta arasında |
|
|
|
randomize, çift kör tedavi rejimi |
Plasebo + |
Her 2 haftada bir |
Her 4 haftada bir |
|
MTX |
CIMZIA 200 mg |
CIMZIA 400 mg |
|
|
+ MTX |
+ MTX |
|
|
N=70 |
N=69 |
|
N=69 |
|
|
ACR20 |
%45
|
%67
|
%65
|
p-değeri*
|
N/A
|
0,009
|
0,017
|
ACR50 |
%30
|
%50
|
%52
|
p-değeri*
|
N/A
|
0,020
|
0,010
|
ACR70 |
%16
|
%30
|
%38
|
p-değeri*
|
N/A
|
0,052
|
0,005
|
|
N/A: Uygulanabilir değildir.
* CIMZIA 200 mg vs plasebo ve CIMZIA 400 mg vs plasebo karşılaştırmaları için Wald-p değerleri, tedavi için faktörler ile birlikte lojistik regresyon modeli kullanılarak hesaplanır.
Psöriyatik artrit
Psöriyatik Artrit Sınıflandırma Kriterleri'ne göre en az 6 aydır aktif psöriyatik artrit başlangıcı olan 18 yaş ve üzeri 409 erişkin hastada yapılan çok merkezli randomize, plasebo-kontrollü,çift-kör klinik çalışmada (PsA001) CIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği değerlendirilmiştir.Hastalarda 3 ve üzeri şiş ve hassas eklem bulunmakta olup akut faz reaktanları artmıştır.Hastalar ayrıca aktif psöriyatik deri lezyonlarına ya da dökümante edilmiş bir psöriazisgeçmişine sahiptir ve en az 1 ya da daha fazla DMARD'a cevap vermemiştir.
Hastaların daha önce bir TNF antagonistiyle tedavi edilmiş olmasına izin verilmiş ve hastaların %20'si daha önce TNF antagonistine maruz kalmıştır. Hastalar 0, 2 ve 4'üncü haftada 400mg'lık CIMZIA yükleme dozu (her iki tedavi kolu için) veya plasebo almış ve bunu takiben ikihaftada bir 200 mg veya dört haftada bir 400 mg CIMZIA veya 2 haftada bir plasebo ile idameetmiştir. Eş zamanlı NSAİ ilaç ve konvansiyonel DMARD alan hastaların yüzdesi sırası ile%72,6 ve %70,2'dir. İki primer sonlanım noktası; 12. haftada ACR20 cevabını veren hastalarınyüzdesi ile 24. haftadaki modifiye Total Net Skorunda (mTSS'de) başlangıç noktasından olandeğişikliktir. Predominant semptomları sakroilit ya da aksiyel spondilartrit olan hastalardaCIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği ayrı olarak analiz edilmemiştir.
Çalışmanın 24 haftalık çift-kör plasebo kontrollü tedavi periyodunu, 24 haftalık doz-kör tedavi periyodu ve 168 haftalık açık etiketli tedavi periyodu takip etmiştir. Çalışmanın maksimumsüresi 216 haftadır. Hem doz-kör hem de açık etiketli takip periyotlarındaki tüm hastalaraCIMZIA verilmiştir. Toplam 264 gönüllü (%64,5) çalışmayı 216. haftanın sonundatamamlamıştır.
ACR cevabı:
CIMZIA ile tedavi edilen hastalara, plasebo alan hastalara kıyasla 12. hafta ve 24. haftada istatistiksel anlamı daha yüksek (p<0,001) ACR 20 cevabı elde edilmiştir. ACR20 cevapverenlerin yüzdesi, CIMZIA ile tedavi edilen hastalar için (her 2 haftada bir 200 mg veya herdört haftada bir 400 mg CIMZIA) plaseboya kıyasla başlangıçtan 24. haftaya kadar herziyarette klinik olarak anlamlıdır (her ziyarette nominal p<0,001). CIMZIA ile tedavi edilenhastalarda 12. ve 24. haftada psöriyatik artritin periferal aktivite parametrelerinde (örn. şişeklem sayısı, ağrılı/hassas eklem sayısı, daktilit ve entezit) iyileşmeler görülmüştür (nominal pdeğeri p<0,001). PsA001 klinik çalışmasının temel etkililik sonuçları Tablo 7'de gösterilmiştir.
Tablo 7: PsA001 klinik çalışmasının temel etkililik ^ sonuçları (hasta yüzdeleri)
|
Cevap |
Plasebo
N=136 |
CIMZIA(a)200 mg 2 haftada birN=138 |
CIMZIA(b) 400 mg 4 haftada birN=135 |
ACR20
12. hafta
|
%24
|
%58**
|
%52**
|
24. hafta
|
%24
|
%64**
|
%56**
|
ACR50
12. hafta
|
%11
|
%36**
|
%33**
|
24. hafta
|
%13
|
%44**
|
%40**
|
ACR70
12. hafta
|
%3
|
%25**
|
%13*
|
24. hafta
|
%4
|
%28**
|
%24**
|
|
Cevap |
Plasebo
N=86 |
CIMZIA200 mg 2 haftada bir
N=90 |
CIMZIA400 mg 4 haftada bir
N=76 |
PASI 7512. hafta |
%14
|
%47***
|
%47***
|
24. hafta |
%15
|
%62***
|
%61***
|
48. hafta |
N/A
|
%67
|
%62
|
(a) CIMZIA 0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg yükleme dozunu takiben her 2 haftada bir 200 mgverilmiştir.
(b) CIMZIA 0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg yükleme dozunu takiben her 4 haftada bir 400 mgverilmiştir.
(c) Başlangıçta en az %3 psöriyatik tutulum BSA'sı bulunan deneklerde.
*p<0,01, CIMZIA vs plasebo
**p<0,001, CIMZIA vs plasebo ***p<0,001(nominal), CIMZIA vs plaseboSonuçlar randomize gruptandır.
Tedavi Farkı: CIMZIA 200 mg-plasebo, CIMZIA 400 mg -plasebo (ve buna karşılık gelen %95 CI ve p-değeri) çift taraflı Wald asimptotik standart hataları testi ile hesaplanmıştır. NRI
(cevapsızlara dayanılarak) tedaviyi bırakanlar veya eksik verisi olan hastalar için kullanılmıştır.
Başlangıçta her 2 haftada bir 200 mg veya her 4 haftada bir 400 mg CIMZIA alacak şekilde randomize edilen 273 hastadan 237'si (%86,8'i) 48. haftada halen tedaviyi almaya devametmiştir. Her 2 haftada bir 200 mg CIMZIA ile randomize edilen 138 hastadan 92, 68 ve 48'i48. haftada sırasıyla ACR20/50/70 cevabı vermiştir. Her 4 haftada bir 400 mg CIMZIA ilerandomize edilen 135 hastadan 89, 62 ve 41'i sırasıyla ACR20/50/70 cevabı vermiştir.
Çalışmada kalan hastalarda, ACR 20, 50 ve 70 cevap oranları 216 hafta boyunca korunmuştur. Bu durum diğer periferal aktivite parametrelerinde de (örn. şiş eklem sayısı, ağrılı/hassas eklemsayısı, daktilit ve entezit) görülmüştür.
Radyografik cevap:
PsA001 klinik çalışmasında yapısal eklem hasarının ilerlemesinin inhibisyonu radyografiksel olarak değerlendirilmiş ve bu, başlangıca kıyasla 24. haftada mTSS ve bileşenlerinde, erozyonskorunda ve eklem aralığı daralma skorunda değişiklik olarak ifade edilmiştir. mTSS skorupsöriyatik artrit için el distal interfalanksiyal eklemlerinin dahil edilmesi ile modifiyeedilmiştir. CIMZIA tedavisi 24. haftada başlangıçtan itibaren mTSS skorundaki değişiklik iletayin edildiği gibi radyografik ilerlemeyi plasebo alan hastalara kıyasla anlamlı ölçüde inhibeetmiştir. (LS ortalama [±SE] skoru plasebo grubunda 0,28 [±0,07] iken CIMZIA bütün dozajlargrubunda 0,06 [±0,06]: p=0,007).
Radyografik ilerleme riski yüksek olan hasta alt grubunda (başlangıç m TSS skoru>6), radyografik ilerlemenin inhibisyonu CIMZIA tedavisi ile 48 haftaya kadar elde edilmiştir.Çalışmada kalan hastalarda radyografik ilerlemenin inhibisyonu 216. haftaya kadarkorunmuştur.
Fiziksel fonksiyon cevabı ve sağlık ile ilişkili sonuçlar:
PsA001 klinik çalışmasında hastaların fiziksel fonksiyonları Sağlık Değerlendirme Anketi-Engellilik İndeksi ile; ağrıları Artrit Ağrısı Hasta Değerlendirmesi ile yorgunlukları ise Yorgunluk Değerlendirme Ölçeği ile değerlendirilerek CIMZIA ile tedavi olan hastalardaplaseboya kıyasla önemli derecede iyileşme olduğu bildirilmiştir. CIMZIA ile tedavi edilenhastalarda, psöriyatik artrit yaşam kalitesi (PsAQoL) ve SF-36 Fiziksel ve Mental Bileşenler ileölçülen sağlıkla ilişkili yaşam kalitesinde ve Çalışma Üretkenlik Anketi ile ölçülen psöriatikartrit ile ilişkili iş ve evde üretkenlikte, plaseboya kıyasla, önemli derecede iyileşmebildirilmiştir. Bu iyileşmeler 48. haftaya kadar devam etmektedir. Daha önce belirtilen tümsonuçlarda iyileşme 216 hafta boyunca korunmuştur.
Aksiyel spondilartrit (non-radyografık aksiye! spondilartrit ve ankilozan spondilit alt popülasyonları)
AS001
CIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği Uluslararası Spondilartrit Değerlendirme Topluluğu (ASAS) tarafından aksiyel spondilartrit sınıflandırma kriterlerinde belirtildiği şekilde; en az üçaydır aktif aksiyel spondilartriti olan, 18 yaş ve üzeri 325 erişkin hastada yapılan çok merkezli,randomize, plasebo-kontrollü, çift-kör klinik çalışma (AS001) ile değerlendirilmiştir.
Aksiyel spondilartrit genel popülasyonu, ankilozan spondilit (AS) için radyografik kanıtı olan veya olmayan (non-radyografik aksiyel spondilartrit (nr-AksSpA)) ankilozan spondilit (AS) altpopülasyonlarını içermektedir. Bu çalışmadaki hastalar aktif olarak hastalığı taşımaktadır vehastalık; BATH Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivite İndeksinde (BASDAI) tanımlandığıüzere 0'dan 10'a kadar Numaralandırılmış Değerlendirme Ölçeği'nde, BASDAI>4, spinalağrı>4 olan ve artmış CRP'si veya manyetik rezonans görüntülemede sakroilite dair güncel
kanıt bulunması şeklinde tanımlanmıştır. Hastaların NSAİ ilaçlara karşı tolerans geliştirmesi veya daha önce en az bir NSAİ ilaca karşı yeterli cevap vermemiş olması gereklidir.
Tüm hastaların %16'sı daha önce TNF antagonistine maruz kalmıştır. Hastalar 0, 2 ve 4'üncü haftada 400 mg'lık CIMZIA yükleme dozu (her iki tedavi kolu için) veya plasebo almış vedaha sonra iki haftada bir 200 mg veya dört haftada bir 400 mg CIMZIA ya da plasebo iletedaviye devam etmiştir. Hastaların %87,7'si eş zamanlı NSAİ kullanmıştır. Primer etkililiksonlanım noktası on ikinci haftadaki ASAS20 cevap oranıdır.
Çalışmanın 24 haftalık çift-kör, plasebo kontrollü tedavi periyodunu, 24 haftalık doz-kör tedavi periyodu ve 156 haftalık açık etiketli tedavi periyodu takip etmiştir. Çalışmanın maksimumsüresi 204 haftadır. Hem doz-kör hem de açık etiketli takip periyotlarındaki tüm hastalaraCIMZIA verilmiştir. Toplam 199 gönüllü (randomize edilen gönüllülerin %61,2'si) çalışmayı204. haftanın sonunda tamamlamıştır.
Temel Etkililik Sonuçları:
AS001 klinik çalışmasında 12. haftada ASAS20 cevapları; plasebo alan hastaların %38'ine kıyasla 2 haftada bir 200 mg CIMZIA alan hastaların %58'inde, dört haftada bir 400 mgCIMZIA alan hastaların %64'ünde elde edilmiştir (p<0,01). Genel popülasyonda, ASAS20cevap verenlerin yüzdesi, plasebo grubuna kıyasla 2 haftada bir 200 mg CIMZIA ve 4 haftadabir 400 mg CIMZIA alan tedavi gruplarında 1. haftadan 24. haftaya kadar her ziyarette, klinikolarak anlamlı ve önemli ölçüde daha yüksektir (her bir ziyarette (p<0,001)). 12. ve 24.haftalarda ASAS40 cevabı görülen hasta yüzdesi, CIMZIA tedavi gruplarında plasebo alangruba kıyasla daha yüksektir.
Ankilozan spondilit ile non-radyografik aksiyel spondilartrit alt popülasyonlarında benzer sonuçlar elde edilmiştir. Kadınlarda, 12. hafta zaman noktasından sonraya kadar, ASAS20cevapları plasebodan istatistiksel açıdan farklı değildir.
ASAS 5/6, Kısmi Remisyon ve BASDAI-50'deki iyileşmeler 12. ve 24. haftada istatistiksel açıdan önemlidir ve 48. haftaya kadar genel popülasyonda ve alt popülasyonda korunmuştur.AS001 klinik çalışmasından elde edilen temel etkililik sonuçları, Tablo 8'de gösterilmiştir.Çalışmada kalan hastalarda, daha önce belirtilen tüm temel etkililik sonuçlarında iyileşme tümpopülasyonda ve alt popülasyonlarda 204 hafta boyunca korunmuştur.
Tablo 8: AS001 k
inik çalışmasındaki temel etkililik sonuçları (hasta yüzdesi)
|
Parametre |
Ankilozan spondilit |
Non-radyografik aksiyel spondilartrit |
Aksiyel Spondilartrit Genel popülasyon |
|
Plasebo
N=57 |
CIMZIA Bütün dozrejimleri(a)N=121 |
Plasebo
N=50 |
CIMZIA bütün dozrejimleri(a)
N=97 |
Plasebo
N=107 |
CIMZIA bütün dozrejimleri(a)N=218 |
ASAS20(b,c)12. /hafta
|
%37
|
%60*
|
%40
|
%61*
|
%38
|
%61**
|
24. hafta
|
%33
|
%69**
|
%24
|
%68**
|
%29
|
%68**
|
ASAS40(c,d)12. hafta
|
%19
|
%45**
|
%16
|
%47**
|
%18
|
%46**
|
24. hafta
|
%16
|
%53**
|
%14
|
%51**
|
%15
|
%52**
|
|
ASAS 5/6(c,d>12. hafta24. hafta
|
%9
%5
|
%42**
%40**
|
%8
%4
|
%44**
%45**
|
%8
%5
|
%43**
%42**
|
Kısmi |
|
|
|
|
|
|
remisyon(c,d) |
%2
|
%20**
|
%6
|
%29**
|
%4
|
%24**
|
12. hafta
|
%7
|
%28**
|
%10
|
%33**
|
%9
|
%30**
|
24. hafta
|
|
|
|
|
|
|
BASDAI 50 (c,d) |
|
|
|
|
|
|
12. hafta
|
%11
|
%41**
|
%16
|
%49**
|
%13
|
%45**
|
24. hafta
|
%16
|
%49**
|
%20
|
%57**
|
%18
|
%52**
|
CIMZIA tüm doz rejimleri = 0,2 ve 4. haftalarda 400 mg yükleme dozunu takiben her 2 haftada bir 200 mg CIMZIA verilmesinden elde edilen bilgiler ile 0,2 ve 4. haftalarda 400 mgyükleme dozunu takiben her 4 haftada bir 400 mg CIMZIA verilmesinden elde edilen bilgilerintoplamı
(b) Randomize kısımdan alınan sonuçlar
Wald-p değerleri; tedavi ve alan için faktörler ile birlikte lojistik regresyon kullanarak tedavilerin karşılaştırması için kullanılır.
(d) Bütün analiz kısmıNA = mevcut değil*p< 0,05 CIMZIA vs plasebo**p<0,001 CIMZIA vs plasebo
Spinal mobilite:
Spinal mobilite Bath Ankilozan Spondilit Mobilite İndeksi ile çift-kör, plasebo kontrollü periyotta, başlangıç, 12. hafta ve 24. hafta dahil çeşitli zaman noktalarında değerlendirilmiştir.Başlangıç sonrası ziyaretlerin her birinde CIMZIA ile tedavi edilen hastalarda plasebo alanhastalara kıyasla klinik olarak anlamlı ve istatistiksel açıdan belirgin farklar gösterilmiştir.Kronik yapısal hasarın non-radyografik aksiyel spondilit artrit hastalarında daha az olmasınedeniyle plasebodan farklılık; non-radyografik aksiyel spondilartrit alt popülasyondaankilozan spondilit alt popülasyonuna kıyasla daha yüksek olmaya eğilimlidir.
Çalışmada kalan hastalarda Bath Ankilozan Spondilit Mobilite İndeksi lineer skorunda 24. haftada elde edilen iyileşme 204 hafta boyunca korunmuştur.
Fiziksel fonksiyon cevabı ve sağlık ile ilişkili sonuçlar:
AS001 klinik çalışmasında, hastaların fiziksel fonksiyonları BASFI ile; ağrı ise Total ve Noktürnal Sırt Ağrısı Numaralandırılmış Değerlendirme Ölçeği ile değerlendirilerek CIMZIAile tedavi olan hastalarda plaseboya kıyasla önemli derecede iyileşme olduğu bildirilmiştir.BASDAI - yorgunluk maddesi ile bildirildiği üzere yorgunluk durumunda; Ankilozan SpondilitYaşam Kalitesi, SF-36 Fiziksel ve Mental Bileşen Özetleri ve tüm alan skorları ile ölçüldüğüüzere sağlıkla ilişkili yaşam kalitesinde plaseboya kıyasla önemli derecede iyileşme olduğubildirilmiştir. CIMZIA ile tedavi edilen hastalarda, plaseboya kıyasla çalışma üretkenlik anketiile bildirildiği üzere işte ve evde aksiyel spondilartrit ilişkili üretkenlikte belirgin iyileşmelerolduğu bildirilmiştir. Çalışmada kalan hastalarda, daha önce belirtilen tüm sonuçlardaiyileşmeler 204 hafta boyunca büyük ölçüde korunmuştur.
Manyetik Rezonans Görüntülemede (MRG) inflamasyonun inhibisyonu:
153 hastanın dahil edildiği bir görüntüleme alt çalışmasında, inflamasyon belirtileri MRI ile 12. haftada değerlendirilmiş ve bu, başlagıca kıyasla sakroiliak eklemler için SPARCC (KanadaSpondilartrit Araştırma Konsorsiyumu) skorunda ve omurga için Berlin modifikasyonlarından
bir skor olan ASspiMRI skorunda değişiklik olarak ifade edilmiştir. CIMZIA ile tedavi edilen hastalarda (tüm doz gruplarında), 12. haftada genel aksiyel spondilartrit popülasyonu ilebirlikte ankilozan spondilit ve non-radyografik aksiyel spondilartrit alt popülasyonlarında,sakroiliak eklemler ve omurgadaki inflamasyon belirtilerinde belirgin inhibisyon gözlenmiştir.Çalışmada kalan, başlangıç değerleri ve 204. hafta değerleri değerlendirilen hastalarda hemsakroiliak eklemde (n=72) hem de omurgada (n=82) inflamatuvar belirtilerin inhibisyonuaksiyel spondilartriti olan popülasyonun tamamında ve ayrıca AS ve nr-askSpA altpopülasyonlarında 204 hafta boyunca büyük ölçüde korunmuştur.
C-OPTIMISE
Sürdürülebilir remisyonda olan hastalarda doz azaltımı ve tedaviden çekilmenin etkililiği ve güvenliliği, erken aktif axSpA'lı (semptom süresi 5 yıldan az), ASDAS skoru >2.1 olan (veAS001 çalışmasıyla benzer hastalık dahil etme kriterleri) ve en az 2 NSAİİ'ye yetersiz yanıtveren ya da NSAİİ'lere intoleransı veya kontrendikasyonu olan erişkin hastalarda (18-45 yaş)değerlendirilmiştir. AxSpA'nın hem AS hem de nr-axSpA alt popülasyonlarında yer alanhastalar 48 haftalık açık etiketli hazırlık dönemine alınarak (Bölüm A) 0, 2 ve 4. haftalarda400'er mg CIMZIA'nın verildiği 3 yükleme dozunun ardından 6. haftadan 46. haftaya kadar 2haftada bir 200 mg CIMZIA kullanmıştır.
Sürdürülebilir remisyon sağlayan (en az 12 haftalık dönem boyunca inaktif hastalık [ASDAS <1.3] olarak tanımlanmıştır) ve 48. haftada remisyonda kalan hastalar Bölüm B'ye randomizeedilerek 48 hafta boyunca 2 haftada bir 200 mg CIMZIA (N=104), 4 haftada bir 200 mgCIMZIA (doz azaltımı, N=105) veya plasebo (tedaviden çekilme, N=104) almıştır.
Primer etkililik değişkeni, Bölüm B sırasında alevlenme gelişmeyen hasta yüzdesi olarak belirlenmiştir.
Bölüm B'de alevlenme gelişen, yani 2 ardışık vizitte ASDAS skoru >2.1 veya Bölüm B sırasında herhangi bir vizitte ASDAS skoru >3.5 olan hastalar en az 12 hafta boyunca kurtarmatedavisi olarak 2 haftada bir 200 mg CIMZIA almıştır (plasebo alan hastalarda 0, 2 ve 4.haftalarda 400 mg Cimzia yükleme dozuyla beraber).
Klinik yanıt
Bölüm A'da 48. haftada sürdürülebilir remisyon sağlayan hasta yüzdesi genel axSpA popülasyonunda %43.9 olarak belirlenmiş ve nr-axSpA (%45.3) ve AS (%42.8) altpopülasyonlarında benzer bulunmuştur.
Bölüm B'de randomize edilen hastalar (N=313) arasında alevlenme gelişmeyen hasta oranı, 2 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisi (%83.7) veya 4 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisine(%79.0) devam edildiğinde, tedaviden çekilmeye (%20.2) kıyasla istatistiksel olarak anlamlıölçüde (p <0.001, NRI) daha yüksek kaydedilmiştir.
Tedaviden çekilen grup ile CIMZIA tedavisi alan her iki grup arasında alevlenmeye kadar geçen süreyle ilgili fark istatistiksel olarak anlamlı (her karşılaştırma için p <0.001) ve klinikaçıdan anlamlı bulunmuştur. Plasebo grubundaki alevlenmeler CIMZIA bırakıldıktan yaklaşık8 hafta sonra başlamış ve alevlenmelerin büyük kısmı tedavi bırakıldıktan sonra 24 hafta içindegerçekleşmiştir (Şekil 1).
Şekil 1: Alevlenmeye kadar geçen süreye ilişkin Kaplan-Meier eğrisi
)(5İJ
lU
M)
0)
s | |
PBO
|
"3
0)
s
<u
E
<u
Yanıt vermeyen impütasyonu (NRI) kullanılmıştır: Bulgular Randomize Kümede elde edilmiştir
Not: Alevlenmeye kadar geçen süre, randomizasyon tarihinden alevlenme tarihine kadar geçen süre olarak tanımlanmıştır. Alevlenme gelişmeyen çalışma katılımcılarında alevlenmeye kadargeçen süre 96. hafta Vizitinin gerçekleştiği tarihte sansürlenmiştir.
Kaplan-Meier grafiği, katılımcıların <%5'inin halen çalışmaya devam ettiği 97. haftada kesilmiştir.
Bölüm B'de elde edilen bulgular Tablo 9'da sunulmuştur.
Tablo 9 : Bölüm B'de 96. haftada klinik yanıtın korunması
Sonlanım noktaları |
Plasebo
(tedaviden
çekilme)
N=104 |
2 haftada bir 200 mg CIMZIAN=104 |
4 haftada bir
200 mg CIMZIA N=105 |
ASDAS-MI, n(%)^
|
|
Bölüm B Başlangıcı (48. hafta)
|
84 (80.8)
|
90 (86.5)
|
89 (84.8)
|
96. hafta
|
11 (10.6)
|
70 (67.3)*
|
61 (58.1)*
|
ASAS40, n (%)! |
|
Bölüm B Başlangıcı (48. hafta)
|
101 (97.1)
|
103 (99.0)
|
101 (96.2)
|
96. hafta
|
22 (21.2)
|
88 (84.6)*
|
77 (73.3)*
|
Bölüm B başlangıcına göre BASDAI değişikliği (48.hafta), LS ortalaması (SH)2 |
|
96. hafta
|
3.02 (0.226)
|
0.56 (0.176)*
|
0.78 (0.176)*
|
Bölüm B başlangıcına göre ASDAS değişikliği (48.hafta), LS ortalaması (SH)2 |
|
96. hafta
|
1.66 (0.110)
|
0.24 (0.077)*
|
0.45 (0.077)*
|
1 Yanıt vermeyen impütasyonu (NRI) kullanılmıştır; Bulgular Randomize Kümede eldeedilmiştir
2 Karma model tekrarlı ölçümler (MMRM) kullanılmıştır; Bulgular Randomize Kümede eldeedilmiştir
ASDAS-MI = Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivitesi Skoru-Majör İyileşme; ASAS = Uluslararası Spondiloartrit Değerlendirme Derneği; ASAS40= ASAS %40 yanıt kriterleri; SH= Standart hata;
Not: ASDAS majör iyileşme, başlangıca göre >2.0 azalma olarak tanımlanmıştır.
Not: ASDAS klinik iyileşme değişkenleri ve ASAS değişkenlerinin tanımlanması için referans olarak Bölüm A Başlangıcı kullanılmıştır* Plaseboya kıyasla CIMZIA için nominal p <0.001
Manyetik Rezonans Görüntülemede (MRI) inflamasyon inhibisyonu
Bölüm B'de inflamasyon bulguları, 48. hafta ve 96. haftada MRI ile değerlendirilmiş ve Berlin modifikasyonlarında ASspiMRI-a skoru ve SIJ SPARCC'de başlangıca göre değişiklik olarakifade edilmiştir. 48. haftada sürdürülebilir remisyonda olan hastalarda inflamasyon gelişmemişveya çok düşük düzeyde gelişmiştir; ayrıca tedavi grubundan bağımsız olarak 96. haftadaanlamlı inflamasyon artışı gözlenmemiştir.
Alevlenme gelişen hastalarda tekrar tedavi
Bölüm B'de plasebo alan hastaların %70'i (73/104), 4 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisi alan hastaların %14'ü (15/105) ve 2 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisi alan hastaların%6.7'sinde (7/104) alevlenme gelişmiş ve ardından 2 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisiuygulanmıştır.
4 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisine atanan grupta alevlenme gelişen 15 hastanın tamamında 12 haftalık CIMZIA kurtarma tedavisi tamamlanmış ve ASDAS verileri eldeedilmiştir; bu hastaların 12'sinde (%80) açık etiketli tedavi tekrar başlatıldıktan 12 hafta sonraASDAS Düşük veya İnaktif hastalık (tümü ASDAS <2.1) kaydedilmiştir.
Tedaviden çekilmeye atanan grupta alevlenme gelişen 73 hastanın 71'inde 12 haftalık CIMZIA kurtarma tedavisi tamamlanmış ve ASDAS verileri elde edilmiştir; bu hastaların 64'ünde(%90) açık etiketli tedavi tekrar başlatıldıktan 12 hafta sonra ASDAS Düşük veya İnaktifhastalık (tümü ASDAS <2.1) kaydedilmiştir.
C-OPTIMISE çalışmasının bulgularına göre, bir yıl boyunca CIMZIA tedavisinden sonra sürdürülebilir remisyonda olan hastalarda doz azaltımı düşünülebilir (bkz. bölüm 4.2). CIMZIAtedavisinin bırakılması yüksek alevlenme riskiyle ilişkilidir.
Non-Radyografik aksiyel spondilartrit (nr-AksSpA)
CIMZIA'nın etkililiği ve güvenliliği 52 haftalık, çok merkezli, randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir klinik çalışma (AS0006) ile erişkin-başlangıçlı aksiyel spondilartriti ve en az 12aydır süren sırt ağrısı olan 18 yaş ve üzerindeki 317 hastada değerlendirilmiştir. Hastaların nr-AksSpA için ASAS kriterlerini doldurması (aile geçmişi olmaması ve NSAİ ilaçlara iyi yanıtvermemesi) gerekmekte ve normalin üst sınırının üzerinde C-reaktif protein seviyeleri (CRP)ve/veya manyetik rezonans görüntüleme ile tespit edilmiş sakroilit gibi objektif inflamasyonbulgularının olması, yani inflamatuvar hastalık belirtisi bulunması [pozitif CRP (> ULN)ve/veya pozitif MRI] ancak sakroiliak eklemlerdeki yapısal hasarla ilgili kesin radyografikkanıtı bulunmaması gerekmektedir. Hastalar 0'dan 10'a kadar numaralandırılmış NRS'ye göreBASDAI>4 ve spinal ağrı>4 olarak tanımlanan şekilde aktif hastalık sahibidir. Hastaların NSAİilaçlara karşı toleransı olmamalıdır veya daha önce en az 2 NSAİ ilaca karşı yeterli cevapvermemiştir. Hastalar 0, 2 ve 4. haftalarda plasebo veya 400 mg'lık CIMZIA yükleme dozununardından her 2 haftada bir 200 mg CIMZIA ile tedavi edilmiştir. Standart bakım (SC) (örn.,NSAID'ler, DMARD'lar, kortikosteroidler, analjezikler) kullanımına ve doz ayarlamasına herzaman izin verilmiştir. Primer etkililik değişkeni, 52. haftada elde edilen Ankilozan SpondilitHastalık Aktivite Skorundaki majör iyileşme (ASDAS-MI) cevabıdır. ASDAS-MI yanıtı,başlangıç noktasına göre ASDAS azalması (iyileşme) > 2,0 olarak veya olabilecek en düşükpuana ulaşılması olarak tanımlanmıştır. ASAS 40 sekonder sonlanım noktasıdır. BaşlangıçtaCIMZIA grubunda ve plasebo grubunda sırasıyla hastaların % 37 ve % 41'i yüksek hastalıkaktivitesine (ASDAS >2,1, <3,5), % 62 ve % 58'i ise çok yüksek hastalık aktivitesine(ASDAS> 3,5) sahiptir
Klinik Yanıt
SI eklemlerinde radyografik inflamasyon belirtileri olmayan deneklerde yapılan AS0006 çalışması, daha önce AS001 çalışmasında bu alt grupta gösterilen etkiyi doğrulamıştır.
52. haftada, plasebo ile tedavi edilen hastalara kıyasla CIMZIA ile tedavi edilen hastaların istatistiksel olarak anlamlı daha büyük bir oranında ASDAS-MI cevabı elde edilmiştir.CIMZIA ile tedavi edilen hastalar plaseboya kıyasla, CRP de dahil olmak üzere, aksiyelspondilartrit hastalık aktivitesinin birçok bileşeninde iyileşme sergilemiştir. Hem 12. hem de52. haftalarda, ASAS 40 cevapları plasebodan anlamlı derecede daha büyüktür. Temel sonuçlarTablo 10'da gösterilmiştir.
Tablo 10: AS0006 çalışmasında ASDAS-MI ve ASAS 40 cevapları (hasta yüzdesi)
Parametre |
Plasebo
N=158 |
CIMZIA(a)200 mg 2 haftada birN=159 |
ASDAS-MI
|
|
|
52. hafta
|
%7
|
%47*
|
ASAS 40
|
|
|
12. hafta
|
%11
|
%48*
|
52. hafta
|
%16
|
%57*
|
|
0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg yükleme dozunu takiben her 2 haftada bir 200 mg CIMZIA verilmiştir.
* p<0,001
Tüm yüzdeler bütün analiz kısmında cevap veren hasta oranını yansıtır.
|
52. haftada, ASDAS'a göre inaktif hastalık sonucunu (ASDAS <1,3) elde eden hastaların yüzdesi, CIMZIA grubu için% 36,4, plasebo grubu için% 11,8 olmuştur.
52. haftada, CIMZIA ile tedavi edilen hastalar, MASES'te plaseboya kıyasla klinik olarak anlamlı bir iyileşme göstermişlerdir (LS ortalama değişimi başlangıca göre sırasıyla -2,4; -0,2olmuştur).
Plak ^ psöriazis
CIMZIA'nın etkililik ve güvenliliği en az 6 aydır orta ila ağır şiddette kronik plak psöriazisli 18 yaş ve üzerindeki hastaların yer aldığı iki plasebo kontrollü çalışma (CIMPASI-1 ve CIMPASI-2) ve bir plasebo ve aktif kontrollü çalışmada (CIMPACT) değerlendirilmiştir. HastalarınPsöriazis Alan ve Şiddet İndeksi (PASI) skoru > 12, vücut yüzey alanı (BSA) tutulumu > %10,Hekimin Global Değerlendirmesi (PGA) > 3 'dür ve hastalar sistemik tedavi ve/veya fototerapive/veya kemofototerapi adayıdır. Önceden herhangi bir biyolojik tedavide 'primer' yanıtsızolarak değerlendirilen hastalar (tedavinin ilk 12 haftası içinde yanıt vermeyenler olaraktanımlananlar) Faz III çalışmalardan (CIMPASI-1, CIMPASI-2 ve CIMPACT) hariçtutulmuştur. CIMZIA'nın etkililik ve güvenliliği CIMPACT çalışmasında etanercept ilekarşılaştırılarak değerlendirilmiştir.
CIMPASI-1 ve CIMPASI-2 çalışmalarında ko primer etkililik sonlanım noktaları 16. haftada PASI 75 elde eden ve PGA “temiz” veya “neredeyse temiz” (başlangıca göre en az 2 puanazalmayla) olarak kaydedilen hastaların oranıdır. CIMPACT çalışmasında, primer etkililiksonlanım noktası 12. haftada PASI 75 elde eden hastaların oranıdır. 16. haftaya ait PASI75 vePGA anahtar sekonder sonlanım noktaları olarak ele alınmıştır. On altıncı haftaya ait PASI 90,3 çalışmada da anahtar bir sekonder sonlanım noktası olarak değerlendirilmiştir.
CIMPASI-1 ve CIMPASI-2 çalışmalarında sırasıyla 234 hasta ve 227 hasta değerlendirilmiştir. Her iki çalışmada da hastalar; plasebo veya 2 haftada bir 200 mg CIMZIA (0, 2 ve 4. haftalarda400 mg CIMZIA ile yükleme dozundan sonra) ya da 2 haftada bir 400 mg CIMZIA almaküzere randomize edilmiştir. CIMZIA tedavisine randomize edilmiş olup 16. haftada PASI 50yanıtı elde eden hastalar, 48. haftaya kadar randomize edildikleri dozda CIMZIA almayadevam etmiştir. Orijinal olarak plaseboya randomize edilen 16. hafta itibarıyla PASI 50 yanıtıelde edilip PASI 75 yanıtı elde edilmeyen hastalara 2 haftada bir 200 mg CIMZIA verilmiştir(16, 18 ve 20. haftalarda 400 mg CIMZIA yükleme dozuyla birlikte). 16. haftada yeterli yanıtgörülmeyen (PASI 50 yanıtı vermeyen) hastalar en fazla 128 hafta için açık etiketli olarak 2haftada bir 400 mg CIMZIA almaya uygun bulunmuştur.
CIMPACT çalışması 559 hastayı değerlendirmiştir. Hastalar 16. haftaya kadar plasebo veya 2 haftada bir 200 mg CIMZIA (0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg CIMZIA ile yükleme dozundansonra) veya 2 haftada bir 400 mg CIMZIA veya 12. haftaya kadar haftada iki kez 50 mgetanercept almak üzere randomize edilmiştir. Orijinal olarak CIMZIA tedavisine randomizeedilmiş olup 16. haftada PASI75 yanıtı elde edilen hastalar orijinal dozlama programına göreyeniden randomize edilmişlerdir. 2 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisi alan hastalar, 2haftada bir 200 mg CIMZIA, 4 haftada bir 400 mg CIMZIA veya plasebo almak için yenidenrandomize edilmiştir. 2 haftada bir 400 mg CIMZIA tedavisi alan hastalar, 2 haftada bir 400mg CIMZIA, 2 haftada bir 200 mg CIMZIA veya plasebo almak için yeniden randomizeedilmiştir. Hastalar 48 hafta süresince çift kör plasebo kontrollü bir şekilde değerlendirilmiştir.16. hafta itibarıyla PASI 75 yanıtı elde etmemiş olan tüm hastalar, bir kurtarma tedavisi kolunageçmiş ve açık etiketli olarak en fazla 128 hafta için 2 haftada bir 400 mg CIMZIA almıştır.
Her üç çalışmada da, 48. haftada PASI 50 yanıtını veren hastalar için 48 haftalık körleştirilmiş idame dönemini 96 haftalık açık etiketli bir tedavi dönemi izlemiştir. 2 haftada bir 400 mgCIMZIA alan hastalar da dahil olmak üzere tüm bu hastalar için, her 2 haftada bir CIMZIA 200mg alacak şekilde açık etiketli dönem başlatılmıştır.
Hastalar ortalama 45,7 yaşında (18-80 yaş), bunların %7,2'si 65 yaş üzeri olmak üzere ağırlıklı olarak erkek (% 64) ve beyaz ırktı (%94). Bu plasebo kontrollü çalışmalarda plasebo veyaCIMZIA almak üzere randomize edilen 850 hastanın %29'u psöriazis tedavisi için öncedensistemik tedavi almamış hastalardır. Psöriazis tedavisi için hastaların %47'si önceden fototerapiveya kemofototerapive %30'u önceden biyolojik tedavi almıştır. Bu plasebo kontrollüçalışmalarda plasebo veya CIMZIA almak için randomize edilmiş 850 hastanın %14'ü en az birTNF antagonisti, %13'ü bir anti-IL-17 ve %5'i bir anti-IL 12/23 tedavisi almıştır. Hastaların%18'I başlangıçta psöriyatik artrit öyküsü bildirmiştir. Başlangıçta ortalama PASI skoru 20olup, 12 ila 69 arasında değişmiştir. Başlangıç PGA skoru orta (%70) ila şiddetli (%30)arasındadır. Ortalama başlangıç BSA %25 olup, %10 ile %96 arasında değişmiştir.
16. ve 48. haftada klinik yanıt
CIMPASI-1 ve CIMPASI-2 çalışmalarının önemli bulguları Tablo 11'da yer almaktadır.
ablo 11: CIMPASI-1 ve CIMPASI-2 çalışmalarında 16 ve 48. haftalardaki klinik yanıt
|
|
16. hafta |
48. hafta |
CIMPASI-1 |
|
Plasebo
N=51
|
CIMZIA 200 mg 2
haftada bira) N=95
|
CIMZIA 400 mg
2 haftada bir N=88
|
CIMZIA 200 mg
2 haftada bir
N=95
|
CIMZIA 400 mg
2 haftada bir N=88
|
PGA temiz veya
neredeyse
temizb)
|
%4,2
|
%47,0*
|
%57,9*
|
%52,7
|
%69,5
|
PASI 75
|
%6,5
|
%66,5*
|
%75,8*
|
%67,2
|
%87,1
|
PASI 90
|
%0,4
|
%35,8*
|
%43,6*
|
%42,8
|
%60,2
|
|
|
16. hafta |
48. hafta |
CIMPASI-2 |
|
Plasebo
N=49
|
CIMZIA 200 mg
2 haftada bir a) N=91
|
CIMZIA 400 mg 2 haftada birN=87
|
CIMZIA 200 mg 2 haftada birN= 91
|
CIMZIA 400 mg 2 haftada birN= 87
|
PGA temiz veya
neredeyse
|
%2,0
|
%66,8*
|
%71,6*
|
%72,6
|
%66,6
|
PASI 75
|
%11,6
|
%81,4*
|
%82,6*
|
%78,7
|
%81,3
|
PASI 90
|
%4,5
|
%52,6*
|
%55,4*
|
%59,6
|
%62,0
|
a 0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg yükleme dozunu takiben 2 haftada bir uygulanan 200 mg CIMZIA.
b) PGA 5 kategori ölçeği. “Temiz” (0) veya “neredeyse temiz” (1) şeklindeki tedavi başarısı; psöriazise dair hiçbir bulgu olmaması ya da lezyonlarda normal ila pembe renk olması,plaklarda kalınlaşma olmaması ve minimal fokal pullanma olması veya hiç pullanmaolmamasına karşılık gelir.
* CIMZIA vs plasebo: p <0,0001.
PASI ve PGA için yanıt oranları ve p değerleri bir lojistik regresyon modeli doğrultusunda hesaplanmış, eksik veriler için MCMC yöntemine dayalı çoklu impütasyon kullanılarak yaklaşıkdeğer verilmiştir. Kurtarma tedavisine geçen veya tedaviyi bırakan hastalar (PASI 50 yanıtı eldeetmemeye dayalı olarak) 48. haftada yanıt vermeyenler olarak değerlendirilmiştir.
Sonuçlar Randomize Kümeden elde edilmiştir.
CIMPACT çalışmasının önemli bulguları Tablo 12'da sunulmuştur.
|
12. hafta |
16. hafta |
|
Plasebo
N=57
|
CIMZIA 200 mg 2haftada bira) N=165
|
CIMZIA 400 mg 2haftada birN=167
|
Etanercept 50 mghaftada ikikez
N=170
|
Plasebo
N=57
|
CIMZIA 200 mg2 haftadabir
N=165
|
CIMZIA 400 mg
2 haftada bir N=167
|
PASI 75
|
%5
|
%61,3*§
|
%66,7*§§
|
%53,3
|
%3,8
|
%68,2*
|
%74,7*
|
PASI 90
|
%0,2
|
%31,2*
|
%34,0*
|
%27,1
|
%0,3
|
%39,8*
|
%49,1*
|
PGA
temiz
veya
neredeyse
temiz b)
|
%1,9
|
%39,8**
|
%50,3*
|
%39,2
|
%3,4
|
%48,3*
|
%58,4*
|
|
)0, 2 ve 4. haftalarda 400 mg yükleme dozunu takiben 2 haftada bir uygulanan 200 mg
|
CIMZIA.
b)PGA 5 kategori ölçeği. “Temiz” (0) veya “neredeyse temiz” (1) şeklindeki tedavi başarısı; psöriazise dair hiçbir bulgu olmaması ya da lezyonlarda normal ila pembe renk olması,plaklarda kalınlaşma olmaması ve minimal fokal pullanma olması veya hiç pullanmaolmamasına karşılık gelir.
* CIMZIA vs plasebo: p <0,0001.
§ Haftada 2 kez 50 mg etanercept'e karşı 2 haftada bir 200 mg Cimzia eşit etkililik göstermiştir (önceden tanımlanmış %10'luk non-inferiorite marjinine göre etanercept ile 2haftada bir 200 mg Cimzia'nın farkı %8,0, %95 GA-2,9, 18,9)
§§ Haftada iki kez 50 mg etanercepte karşı 2 haftadabir 400 mg Cimzia üstünlük (süperiorite) göstermiştir (p<0,05)
** CIMZIA vs Plasebo p<0,001. Yanıt oranları ve p değerleri bir lojistik regresyon modeline dayanmaktadır. Eksik veriler için MCMC yöntemine dayalı çoklu impütasyon kullanılarakyaklaşık değer verilmiştir.
Sonuçlar Randomize Kümeden elde edilmiştir.
3 çalışmada da, PASI 75 yanıt oranının 4. haftadan başlayarak CIMZIA için plaseboya kıyasla anlamlı derecede yüksek olduğu belirlenmiştir.
Her iki CIMZIA dozu da yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, VKİ (vücut kitle indeksi), psöriazis hastalık süresi, sistemik terapilerle önceki tedavi ve biyolojiklerle önceki tedaviye bağlı olmaksızınplaseboya kıyasla etkililik göstermiştir.
Yanıtın korunması
CIMPASI-1 ve CIMPASI-2'nin birleşik analizinde, 16. hafta itibarıyla PASI 75 yanıtı veren hastalar arasında 2 haftada bir 400 mg CIMZIA (175 randomize hastanın 134'ü, N=134) veya 2haftada bir 200 mg CIMZIA alanlar (186 randomize hastanın 132'si, N=132) için yanıtın 48.haftada korunması sırasıyla %98,0 ve %87,5 olarak kaydedilmiştir. 16. hafta itibarıyla PGA temizya da neredeyse temiz olarak kaydedilen hastalar arasında 2 haftada bir 400 mg CIMZIA (175hastada 103, N=103) veya 2 haftada bir 200 mg CIMZIA (186 hastada N=95) alanlar için yanıtın48. haftada korunması sırasıyla %85,9 ve %84,3 olarak saptanmıştır.
96 haftalık ek bir açık etiketli tedaviden sonra (144 Hafta) yanıtın korunması değerlendirilmiştir. Randomize edilen tüm hastaların yüzde yirmi birinin takibi, 144. haftadan önce kaybedilmiştir.Her 2 haftada bir 200 mg CIMZIA kullanan ve 48 ila 144. haftalar arasında açık etiketli tedaviyegiren tamamlayıcı çalışma hastalarının yaklaşık % 27'sinin dozları yanıtın sürdürülmesi için her 2haftada bir 400 mg CIMZIA'ya yükseltilmiştir. Tedavi başarısızlığı olan tüm hastaların yanıtvermeyenler olarak kabul edildiği bir analizde; ilgili son nokta için her 2 haftada bir 200 mgCIMZIA alan tedavi grubunda yanıtın sürdürülmesi, 96 haftalık ek bir açık etiketli tedaviden sonra16. haftada yanıt veren hastalar için PASI 75 % 84,5 olmuş, PGA içinse % 78.4 temiz veyaneredeyse temiz olmuştur. Her 2 haftada bir CIMZIA 200 mg alarak açık etiketli döneme girenCIMZIA (her 2 haftada bir 400 mg) tedavi grubunda yanıtın sürdürülmesi, 16. haftada yanıt verenhastalarda PASI 75 için % 84,7 PGA içinse % 73,1 temiz veya neredeyse temiz olmuştur.
Bu yanıt oranları; bir lojistik regresyon modeline dayanır; bu modelde, tedavideki başarısızlık için NRI ile kombine edilerek çoklu impütasyon (MCMC yöntemi) yöntemi kullanılarak eksik veriler48 veya 144 haftayı geçecek şekilde impüte edilmiştir.
CIMPACT çalışmasında 2 haftada bir 400 mg CIMZIA tedavisi alıp 16. hafta itibarıyla PASI 75 yanıtı veren ve 2 haftada bir 400 mg CIMZIA, 2 haftada bir 200 mg CIMZIA veya plasebo almaküzere yeniden randomize edilen hastalar arasında 48. haftada PASI 75 yanıtı kaydedilenlerin yüzdeoranı CIMZIA grupları için plaseboya kıyasla daha yüksek bulunmuştur (sırasıyla %98,0, %80,0ve %36,0). 2 haftada bir 200 mg CIMZIA tedavisi alıp 16. hafta itibarıyla PASI 75 yanıtı veren ve4 haftada bir 400 mg CIMZIA, 2 haftada bir 200 mg CIMZIA veya plasebo almak üzere yenidenrandomize edilen hastalar arasında 48. haftada PASI 75 yanıtı kaydedilenlerin yüzde oranı daCIMZIA grupları için plaseboya kıyasla daha yüksek bulunmuştur (sırasıyla %88,6, %79,5 ve%45,5). Eksik veriler için yanıt vermeyenler impütasyonu kullanılmıştır.
Yaşam kalitesi / Hasta tarafından bildirilen sonuçlar
16.haftada (CIMPASI-1 ve CIMPASI-2), plaseboya kıyasla Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksinde (DLQI) başlangıca göre istatistiksel anlamlı iyileşmeler gösterilmiştir. 16.haftadaDLQI'daki başlangıca göre ortalama düşüşler (iyileşmeler); 2 haftada bir 200 mg CIMZIA ile -8,9ila -11,1 arasında; 2 haftada bir 400 mg CIMZIA ile -9,6 ila -10,0 arasında değişmektedir veplasebo için -2,9 ila 3,3 arasındadır.
Ayrıca 16. haftada, CIMZIA tedavisi, Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksi (DLQI) skoru 0 veya 1 olan hastalar bakımından daha yüksek bir oranla ilişkilendirilmiştir (2 haftada bir 400 mgCIMZIA, sırasıyla %45,5 ve %50,6; 2 haftada bir 200 mg CIMZIA sırasıyla %47,4 ve %46,2;plasebo için sırasıyla %5,9 ve %8,2).
DLQI puanındaki iyileşmeler, 144 hafta boyunca sürdürülmüş veya biraz azalmıştır.
CIMZIA tedavisi alan hastalarda Hastane Anksiyetesi ve Depresyon Ölçeğinde (HADS)-D plaseboya kıyasla daha fazla iyileşme bildirilmiştir.
İmmünojenisite:
Aşağıdaki veriler, ELISA'da ve ardından daha hassas bir yöntemde certolizumab pegole karşı antikorlarla ilgili test sonuçları pozitif kabul edilen hasta oranını yansıtır ve yüksek orandatestin hassasiyeti ve spesifikliğine bağlıdır. Bir testte gözlemlenen antikor (nötralizan antikordahil) pozitifliği insidansı yüksek oranda, testin hassasiyeti ve spesifikliği, test metodolojisi,örneğin işlenmesi, örnek alma zamanı, eşzamanlı ilaçlar ve altta yatan hastalığı içeren çeşitlifaktörlere bağlıdır. Bu nedenle, aşağıda belirtilen çalışmalarda certolizumab pegole karşıgözlemlenen antikor insidansı ile diğer çalışmalarda veya diğer ürünlere karşı gözlemlenenantikor insidansının karşılaştırılması yanıltıcı olabilir.
Romatoid Artrit
CIMZIA'ya karşı antikorları olan (en az 1 kez tespit edilmiş) hastaların genel yüzdesi RA plasebo-kontrollü çalışmada %9,6'dır. Antikor-pozitif hastaların yaklaşık üçte biri
in vitro
nötralize edici aktivitesi olan antikorlara sahiptir. Eş zamanlı immünosupresan (MTX) iletedavi edilen hastalar, başlangıçta immünosupresan almayan hastalara kıyasla daha düşükantikor geliştirme oranına sahiptir. Antikor oluşumu, ilaç plazma konsantrasyonunun düşmesive bazı hastalarda da etkililiğin azalması ile ilişkilidir.
İki uzun süreli (5 yıla kadar süren maruziyet) açık etiketli çalışmada, en az bir durumda CIMZIA'ya karşı antikor oluşturanhastaların toplam oranı %13'tür (tüm hastaların %8,4'ündeCIMZIA'ya karşı geçici antikor oluşmuş ve ilave olarak %4,7'sinde ise kalıcı antikoroluşmuştur). İlaç plazma konsantrasyonunda sürekli düşüş olan antikor pozitif hastalarıntoplam oranı %9,1 olarak hesaplanmıştır. Plasebo kontrollü çalışmalara benzer şekilde, bazıhastalarda antikor pozitifliği, etkililiğin azalması ile ilişkilendirilmiştir.
Faz III çalışma verilerine dayanan bir farmakodinamik model, MTX ile kombine tedavi olmaksızın, önerilen doz rejiminde (yükleme dozunu takiben iki haftada bir 200 mg) 6 aydahastaların %15 civarında bir kısmının antikor geliştirdiğini öngörmektedir. Bu sayı eş zamanlıMTX tedavisinin artan dozları ile azalmaktadır. Bu veriler gözlenen veriler ile uyumludur.
Psöriyatik artrit
Psöriyatik artriti olan hastalar ile yapılan Faz III plasebo kontrollü çalışmada (PsA001) 24. haftaya kadar CIMZIA'ya karşı antikorları olan (en az 1 kez tespit edilmiş) hastaların genelyüzdesi %11,7'dir. Antikor oluşumu ilaç plazma konsantrasyonunda azalma ileilişkilendirilmiştir.
Tüm çalışma boyunca (4 yıla kadar süren maruziyet), en az bir durumda saptanabilen, CIMZIA'ya karşı antikor oluşturan hastaların toplam oranı %17,3'tür (%8,7'sinde CIMZIA'yakarşı geçici antikor oluşumu, ilave olarak %8,7'sinde ise kalıcı antikor oluşumu görülmüştür.).
İlaç plazma konsantrasyonlarında sürekli düşüş olan antikor pozitif hastaların toplam oranı %11,5 olarak hesaplanmıştır.
Plak ^ psöriazis
Faz III plasebo ve aktif kontrollü çalışmalarda 48 haftaya varan tedavi süresince CIMZIA antikorlarının en az bir kez pozitif bulunduğu hastaların yüzde oranları 2 haftada bir 400 mgCIMZIA ve 2 haftada bir 200 mg CIMZIA için sırasıyla %8,3 (22/265) ve %19,2 (54/281) olarakbelirlenmiştir. CIMPASI-1 ve CIMPASI-2 çalışmalarında 60 hastanın antikor pozitif olduğu, buhastaların 27'sinin nötralizan antikorlar için değerlendirilebilir olduğu ve pozitif test sonuçlarıverdiği görülmüştür. Açık etiketli tedavi periyodunda ilk antikor pozitifliği hastaların% 2,8'inde(19/668) gözlenmiştir. Antikor pozitifliği daha düşük ilaç plazma konsantrasyonuyla ve bazıhastalarda azalmış etkililikle ilişkilendirilmiştir.
Aksiyel spondilartrit
AS001
Aksiyel spondilartriti (ankilozan spondilit ve non-radyografik aksiyel spondilartrit alt popülasyonları) olan hastalar ile yapılan Faz III plasebo kontrollü çalışmada (AS001) 24.haftaya kadar CIMZIA'ya karşı antikorları olan (en az 1 kez tespit edilmiş) hastaların genelyüzdesi %4,4'tür. Antikor oluşumu ilaç plazma konsantrasyonunda azalma ileilişkilendirilmiştir.
Tüm çalışma boyunca (192 haftaya kadar süren maruziyet), en az bir durumda saptanabilen, CIMZIA'ya karşı antikor oluşturan hastaların toplam oranı %9,6'dır (%4,8'inde CIMZIA'yakarşı geçici antikor oluşumu, ilave olarak %4,8'inde ise kalıcı antikor oluşumu görülmüştür.).
İlaç plazma konsantrasyonlarında sürekli düşüş olan antikor pozitif hastaların toplam oranı %6,8 olarak hesaplanmıştır.
AS0006 ve C-OPTIMISE
AS0006 çalışmasında ilk kez kullanılan (daha sonra C-OPTIMISE çalışmasında da kullanılmıştır) daha hassas ve ilaç toleranslı test sonucunda CIMZIA'ya karşı ölçülebilirantikor saptanan örnek oranı daha yüksek ve dolayısıyla antikor pozitif olarak sınıflandırılanhasta insidansı daha yüksek bulunmuştur. AS0006 çalışmasında 52 haftaya kadar süren tedavisonrasında certolizumab pegole karşı antikor pozitif olan hastaların toplam insidansı % 97(248/255 hasta) olarak bulunmuştur. Sadece en yüksek fitreler, azalmış CIMZIA plazmaseviyeleri ile ilişkilendirilmiş, ancak etkililik üzerinde herhangi bir etki gözlenmemiştir.CIMZIA'ya karşı antikorlarla ilgili benzer bulgular C-OPTIMISE çalışmasında da görülmüştür.Ayrıca C-OPTIMISE çalışmasının bulguları, dozun 4 haftada bir 200 mg CIMZIA olarakazaltılmasının immünojenisite sonuçlarını değiştirmediğini de göstermiştir.
AS0006 çalışmasında Herhangi bir zamanda anti-CIMZIA antikoru pozitif olan hastaların yaklaşık % 22'sinde (54/248) nötrleştirici olarak sınıflandırılan antikorlar vardır. C-OPTIMISEçalışmasında antikorların nötrleştirme durumu değerlendirilmemiştir.
Crohn hastalığı
Hastalar, çalışma CH1 ve CH2 esnasında, certolizumab pegole karşı antikorlar için çoklu zaman noktalarında test edilmiştir. Antikor pozitif hastaların genel yüzdesi, devamlı olarakCIMZIA'ya maruz kalan hastalarda %8 olmuştur; yaklaşık %6'sı
in vitro5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler:
Certolizumab pegol plazma konsantrasyonları büyük ölçüde doz-orantılıdır ve romatoid artrit, psöriazis ve Crohn hastalarında gözlemlenen farmakokinetik sağlıklı deneklerde görülenleuyumludur.
Emilim:
Subkütan uygulamayı takiben, certolizumab pegolün doruk plazma konsantrasyonları, enjeksiyon sonrası 54-171 saat arasına ulaşır.
Certolizumab pegol iv uygulamaya kıyasla sc uygulamayı takiben yaklaşık %80'lik (%76-88 arasında değişen) bir biyoyararlanıma (F) sahiptir.
Dağılım:
Kararlı durum dağılım hacmi (Vss) Crohn hastalığı olan hastalarda, romatoid artriti olan hastalarda ve plak psöriazisi olan erişkin hastalarda yapılan popülasyon farmakokinetikanalizlerinde 4,7 ila 8 L olarak hesaplanmıştır.
Biyotransformasyon:
PEGilasyon, PEG polimerlerinin peptidlere kovalen bağlanması, birçok değişik mekanizma (renal klirensin azalması, proteolizin azalması ve immünojenisitenin azalması dahil) iledolaşımdan bu bileşiklerin biyotransformasyonunu ve eliminasyonunu geciktirir. Dolayısıylacertolizumab pegol PEG ile konjuge edilmiş bir antikor Fab' fragmentidir, bu konjugasyonFab'ın terminal plazma yarılanma ömrünü (tı/2), tam bir antikor ürünü ile elde edilebilecekyarılanma ömrü değerine uzatmak içindir. Certolizumab pegol metabolizması insanlardaçalışılmamıştır.
Eliminasyon:
Test edilen tüm dozlar için terminal eliminasyon fazı yarılanma ömrü (t1/2) yaklaşık 14 gündür. RA popülasyon farmakokinetik analizinde S.C. uygulamayı takiben hesaplanan klirens,%30,8'lik bir denekler arası ve %22,0'lik vakalar arası bir değişkenlik ile 21,0 mL/saattir. Birönceki ELISA metodu kullanılarak değerlendirildiğinde, certolizumab pegole karşı antikorlarınbulunması, klirenste yaklaşık 3 kat bir artışa neden olur. 70 kg'lık bir kişi ilekarşılaştırıldığında, 40kg ve 120kg ağırlığındaki her bir RA hastasında sırasıyla klirens %29daha düşük ve %38 daha yüksektir. Psöriazisli hastalarda subkütan dozlamayı takiben klirens,kişiler arası değişkenlik %22,2 (CV) olmak üzere 14 mL/saattir.
S.C. dozlamanın ardından klirensin, Crohn hastalığı popülasyonu PK analizinde, %38 denekler arası değişkenlik (CV) ve %16 vakalar arası değişkenlikle birlikte, 17 mL/saat olduğu tahminedilmiştir.
Fab' fragmenti protein bileşiklerinden meydana gelir ve proteoliz ile peptid ve aminoasitlere parçalanması beklenir. De-konjuge PEG bileşiği hızlıca plazmadan elimine olur ve bilinmeyenbir dereceye kadar idrar yoluyla atılır.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Certolizumab pegol plazma konsantrasyonları büyük ölçüde doz-orantılıdır
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaş:
Geriyatrik popülasyon: Yaşlı deneklerde özel klinik çalışmalar yapılmamıştır. Ancak, 78 deneğin (popülasyonun %13,2'si) 65 yaş ve üzeri olduğu ve en yaşlı deneğin 83 yaşında olduğuromatoid artritli hastalarda yapılan popülasyon farmakokinetik analizinde yaşın bir etkisigözlenmemiştir. Plak psöriazisli yetişkin hastalara ilişkin bir popülasyon farmakokinetiğianalizinde yaşın herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.
Cinsiyet:
Certolizumab pegolün farmakokinetiği üzerine cinsiyetin bir etkisi bulunmamaktadır. Vücut ağırlığının azalması ile klirens azaldığından, kadınlarda genellikle daha yüksek bircertolizumab pegol sistemik maruziyeti elde edilebilir.
Karaciğer/ Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliğinin certolizumab pegolün veya PEG fraksiyonunun farmakokinetiği üzerine etkisini değerlendirmek için özel klinik çalışmalar yapılmamıştır. Ancak, hafif böbrekyetmezliği olan denekleri baz alan popülasyon farmakokinetik analizi, kreatinin klirensinin biretkisi olmadığını göstermiştir. Orta ve ağır böbrek yetmezliğinde dozlama önerisi yapabilmekiçin yeterli veri bulunmamaktadır.
Certolizumab pegolün PEG fraksiyonunun farmakokinetiğinin böbrek fonksiyonuna bağlı olacağı beklenmektedir fakat böbrek yetmezliği olan hastalarda değerlendirilmemiştir.
Karaciğer yetmezliğinin certolizumab pegolün farmakokinetiği üzerine etkisini değerlendirmek için özel klinik çalışmalar yapılmamıştır.
Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki:
Faz II ve Faz III klinik çalışmalarda romatoid artritli hastalardan elde edilen veriler doğrultusunda, dozlamaaralığı boyuncacertolizumab pegolün ortalama plazma
konsantrasyonu (Cavg) ve etkililik (ACR 20 cevap tanımı) arasında bir popülasyon maruziyet-cevap ilişkisi kurulmuştur. ACR 20 cevabın maksimum olasılığının yarısını (EC50) üreten tipik Cavg 17 mikrogram/mL'dir (%95 GA: 10-23 mikrogram/mL). Benzer şekilde, psöriazislihastalardan elde edilen Faz III klinik çalışma verileri doğrultusunda, certolizumab pegolünortalama plazma konsantrasyonu ve PASI arasında EC90 11,1 mikrogram/mL olmak üzere birpopülasyon maruziyeti-yanıt ilişkisi saptanmıştır.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Sinomolgus maymununda pivotal klinik olmayan güvenlilik çalışmaları yapılmıştır. Sıçanlarda ve maymunlarda, insanlara verilenlerden daha yüksek dozlarda, çok sayıda organda (lenfdüğümleri, enjeksiyon bölgeleri, dalak, böbreküstü bezi, uterus, serviks, beyinin koroidpleksusu ve koroid pleksusun epitelial hücreleri) esasen makrofajlarda, histopatoloji ileaçıklanan hücresel vaküolasyon bulunmuştur. PEG bileşiğinin hücresel alımı sonucu bubulgunun ortaya çıkması olasıdır. İnsan vaküole makrofajların
in vitro
fonksiyonel çalışmaları,test edilen tüm fonksiyonların muhafaza edildiğini göstermektedir. Sıçanlardaki çalışmalar,uygulanan PEG'in %90'nından fazlasının tek doz uygulamayı takiben 3 ay içinde elimineolduğunu ve başlıca atılım yolunun idrarla atılım olduğunu göstermektedir.
Certolizumab pegol, rodent TNF ile çapraz reaksiyona girmemektedir. Bu nedenle, üreme toksikoloji çalışmaları, sıçan TN^'i tanıyan bir homolog reaktifi ile yapılmıştır. Bu verilerindeğeri ile insan risk değerlendirmesi sınırlayıcı olabilir. Devam eden TN^a supresyonunutakiben bir rodent anti-rat TNFa PEG'lenmiş Fab' (cTN3 PF) kullanarak sıçanlarda annesağlığında ve üreme potansiyelinde, embriyo-fetal ve peri- ve post natal üreme indisleriüzerinde advers etki görülmemiştir. Erkek sıçanlarda, sperm motilitesinin azalması ve spermsayısında bir düşme trendi gözlenmiştir.
Dağılım çalışmaları ile cTN3 PF'nin fetal ve neonatal dolaşıma plasental ve süt transferinin ihmal edilebilir olduğu gösterilmiştir. Certolizumab pegol insan neonatal Fc reseptörüne(FcRn) bağlanmamaktadır.
Ex-vivo
insan kapalı dolaşım plasental geçiş modelinden elde edilenveriler, fetal kompartmana transferin az veya ihmal edilebilir düzeyde olduğunu önermektedir.Ayrıca insan FcRn'si ile transfekte olmuş hücrelerde FcRn aracılı transsitoz deneyleri, ihmaledilebilir transfer olduğunu göstermektedir (bakınız Bölüm 4.6)
Klinik öncesi çalışmalarda mutajenik veya klastojenik etkiler gösterilmemiştir. CIMZIA'nın karsinojenisite potansiyelini değerlendirmek için hayvanlar üzerinde üzün süreli çalışmalaryapılmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum asetat Sodyum klorürEnjeksiyonluk su
6.2 Geçimsizlikler
Geçimlilik çalışmaları olmadığından bu tıbbi ürünler diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
6.3 Raf ömrü
24 ay
En fazla 250C'ye kadar olan oda sıcaklığındaki raf ömrüne ilişkin Bölüm 6.4'e bakınız.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
2-8°C arasında saklayınız. Dondurmayınız ve ışıktan koruyunuz.
Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve orijinal ambalajında saklayınız.
CIMZIA kullanıma hazır enjektör, ışıktan korunarak 250C'ye kadar olan oda sıcaklığında en fazla 10 güne kadar tek bir zaman periyodu için saklanabilir. Bu 10 günlük zaman periyodununsonunda CIMZIA kullanıma hazır enjektör
ya kullanılmalı ya da hala kullanılmamışsaatılmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
2 adet 200 mg certolizumab pegol içeren bromobütil kauçuk tıpalı 1 mL kullanıma hazır cam (tip I) enjektör ve 2 alkollü tampon. İğne kılıfı stiren bütadien kauçuk olup doğal kauçuklateksinin bir türevini içerir (bakınız Bölüm 4.4).
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”'ne uygun olarak imha edilmelidir.
Bu tıbbi ürün sadece tek bir kullanım içindir.
Kullanıma hazır enjektör içinde CIMZIA'nın hazırlanması ve uygulanması için ayrıntılı bilgiler kullanma talimatında yer almaktadır.
7. RUHSAT SAHİBİ
UCB Pharma A.Ş.
Palladium Tower, Barbaros Mah. Kardelen Sok. No:2 Kat:24/80 34746 Ataşehir, İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
135/01
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 13.12.2012 Ruhsat yenileme tarihi: 06.11.2018
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
43