KISA ÜRÜN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SURGAM® 300 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Tiaprofenik asit 300 mg
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Bikonveks, silindirik, yarık çizgili, 11 mm çapında beyaz tabletler
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut kas iskelet sistemi ağrıları ve postoperatif ağrı tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
SURGAM kullanmaya karar verilmeden önce, SURGAM'ın potansiyel faydaları ve riskleri ve diğer tedavi seçenekleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Hastaların bireysel tedaviamaçlarına uygun olarak en düşük etkili dozun en kısa süre boyunca kullanılmasıönerilmektedir (bkz. Bölüm 4.4).
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkinlerde;
Sabah ve akşam birer tablet olmak üzere yemekle ya da yemek sonrası (tok karnına) günde 2 tablet (=600 mg) alınır.
Uygulama şekli:
SURGAM tabletler oral uygulanır.
Tabletler kırılmamalı, çiğnenmeden bir miktar sıvı ile yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda tiaprofenik asit dikkatli kullanılmalıdır (böbrek fonksiyonunun özellikle dikkatle izlenmesi gerekir).
Ağır böbrek veya karaciğer yetersizliği olanlarda kontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon:
SURGAM'ın çocuklarda kullanımına dair yeterli veri bulunmamaktadır.
Semptomların kontrol altına alınabilmesi için gerekli en düşük etkili dozun, en kısa sürede uygulanması ile istenmeyen etkiler minimuma indirilebilir (bkz. Bölüm 4.4).
Geriyatrik popülasyon:
Non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), advers reaksiyonların ciddi sonuçları açısından yüksek risk altında olan yaşlı hastalarda daha dikkatli kullanılmalıdır.
Böbrek, kalp veya karaciğer yetmezliği durumunda, doz mümkün olduğunca düşük tutulmalıdır. Bu gibi durumlarda, doz günde iki kez 200 mg'a düşürülebilir.
Bir NSAİİ'nin gerekli olduğu düşünülürse, yaşlı hastalar mümkün olan en kısa süre için en düşük etkili dozu almalıdır ve NSAİİ tedavisinin başlamasının ardından gastrointestinalkanama için düzenli olarak izlenmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Tiaprofenik asit aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
- Tiaprofenik asit veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık geçmişi(bkz. Bölüm 6.1)
- Aktif veya rekürren peptik ülser/hemoraji (farklı iki veya daha fazla kanıtlanmış ülserasyon ya da kanama epizodu)
- Önceki NSAİİ tedavisiyle ilişkili gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsü
- Aktif mesane veya prostat hastalığı veya semptomları
- Rekürren idrar yolu hastalığı ya da geçmişi
- Daha önce ibuprofen, aspirin veya diğer NSAİİ'lere karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları(örn. astım, rinit, anjiyoödem veya ürtiker) gösteren hastalar
Bu hastalarda ciddi, nadiren ölümcül anafilaktik benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
- Gebeliğin son trimesteri boyunca (bkz. Bölüm 4.6)
- Şiddetli kalp, böbrek veya karaciğer yetmezliği
- Koroner arteriyel by-pass grefti (CABG) cerrahisini takiben peri-operatif ağrınıntedavisinde kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kardiyovasküler (KV) risk
• NSAİİ'ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskindeartışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olanveya KV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
• SURGAM koroner arter by-pass cerrahisini takiben peri-operatif ağrı tedavisindekontrendikedir.
Gastrointestinal (Gİ) risk
• NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecekciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, öncedenuyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİetkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
Semptomları kontrol etmek için gerekli olan en kısa süre için en düşük etkili doz kullanılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (bkz. Bölüm 4.2). NSAİİ'lerle uzun süre tedavi edilenhastalar, advers olayları izlemek için düzenli tıbbi gözetim altında tutulmalıdır.
SURGAM'ın siklooksijenaz-2 seçici inhibitörleri de dahil olmak üzere NSAİİ'lerle eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Tiaprofenik asit aşağıdaki hastalarda dikkatle kullanılmalıdır:
- Kronik böbrek yetmezliği olan hastalar (özellikle böbrek fonksiyonlarmm dikkatleizlenmesi gerekenler)
- Arteriyel hipertansiyon ve/veya kalp yetmezliği olan hastalar
- Yaşlı bireyler, özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibiNSAİİ'lere advers reaksiyon görülme sıklığı yüksek olan hastalar (bkz. Bölüm 4.2)
- Karaciğer yetmezliği geçmişi olan hastalar
UYARILARKARDİYOVASKÜLER ETKİLER Kardiyovasküler trombotik olaylar
Birçok COX-2 selektif ve non-selektif NSAİİ'ler ile 3 yıla kadar yapılan klinik araştırmalarda kardiyovasküler (KV) trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme gibi ölümcül olaylarınriskinde artış görülmüştür. Selektif COX-2 inhibitörü olsun veya olmasın, bütün NSAİİ'ler içinbenzer bir risk olabilir. Bilinen KV hastalığı olan veya KV hastalık riski taşıyan hastalar dahabüyük risk altında olabilir. NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda, istenmeyen bir KV olayaçısından potansiyel riski minimize etmek için en düşük etkin doz mümkün olan en kısa süreiçerisinde kullanılmalıdır. Daha öncesinde KV bir semptom bulunmasa bile, hekimler vehastalar bu tarz olayların gelişmesi açısından uyanık olmalıdırlar. Hastalar ciddi KV olaylarınbelirti ve/veya semptomları ve bunların oluşması durumunda yapılması gerekenler konusundabilgilendirilmelidir.
Aspirinin birlikte kullanılması durumunda, NSAİİ ile ilişkili ciddi KV trombotik olay riskinin azalacağına dair tutarlı herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Aspirin ve bir NSAİİ'nin eşzamanlı kullanımı ciddi gastrointestinal olay riskini kesinlikle arttırmaktadır (bkz.Gastrointestinal etkiler).
Koroner arteriyel by-pass grefti (CABG) cerrahisini takiben ilk 10-14 gün içindeki ağrının tedavisi için selektif bir COX-2 inhibitörü olan NSAİİ ile yapılan, geniş ölçekli, kontrollü ikiklinik çalışmada, miyokard infarktüsü ve inme sıklığının arttığı görülmüştür (bkz. Bölüm 4.3).
Koroner arteriyel by-pass grefti (CABG) cerrahisinde perioperatif ağrı için aspirin harici NSAİİ'lerle (örneğin parekoksib ve valdekoksib) tedavi edilen hastalarda arteriyel trombotikolaylarda risk artışı bildirilmiştir. Bu etki tiaprofenik asit ile gözlenmemiştir.
Klinik çalışma verileri ve epidemiyolojik veriler bazı NSAİİ'lerin kullanımının (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli tedavide), arteriyel trombotik olayların (örneğin miyokardinfarktüsü veya inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkili olabileceğine işaret etmektedir.Tiaprofenik asiti böyle bir riskten hariç tutmak için veriler yetersizdir.
NSAİİ'ler trombosit fonksiyonuna etki edebileceğinden, intrakraniyal hemoraj ve kanama diyatezi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Hipertansiyon
SURGAM dahil NSAİİ'ler hipertansiyonun yeni başlamasına veya önceden var olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olabilir, ki her iki durum da KV olay sıklığının artışınakatkı yapabilir. Tiyazid veya kıvrım diüretikleri kullanan hastaların NSAİİ alırken butedavilere verdiği yanıt bozulabilir. SURGAM dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalarındadikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisinin başlangıcında ve de tüm tedavi boyunca kanbasıncı yakından takip edilmelidir.
Konjestif kalp yetmezliği ve ödem
NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak sıvı tutulması ve ödem gözlenmiştir. SURGAM sıvı tutulması ve kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Tedavininbaşlangıcında, hipertansiyon, kardiyak yetmezliği, karaciğer sirozu veya nefrotik sendromöyküsü olan ve diüretik kullanan hastalarda idrar hacmi ve böbrek fonksiyonu dikkatleizlenmelidir.
Kontrolsüz hipertansiyonu, konjestif kalp yetmezliği, yerleşik iskemik kalp hastalığı, periferik arteriyel hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar, dikkatli bir şekildedeğerlendirildikten sonra tiaprofenik asit ile tedavi edilmelidir. Kardiyovasküler hastalık içinrisk faktörleri olan hastaların (örneğin hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigarakullanımı) daha uzun süreli tedavisine başlamadan önce de benzer bir dikkat gösterilmelidir.
Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon riski, kanama ve perforasyon
SURGAM dahil tüm NSAİİ'ler ince ve kalın bağırsak ile midede enflamasyon, kanama, ülserasyon ve perforasyon dahil olmak üzere ciddi, ölümcül olabilecek, gastrointestinal adversolaylara neden olabilir. Bu ciddi advers olaylar, NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda, bir uyarısemptomuyla birlikte olsun veya olmasın; herhangi bir zamanda meydana gelebilir. Üstgastrointestinal sistemde ciddi bir advers olay oluşan beş hastadan sadece birinde semptomgörülür. NSAİİ'lerin neden olduğu üst gastrointestinal ülserler, ağır kanama veya perforasyon,3-6 ay süreyle tedavi edilmiş hastaların yaklaşık % 1'inde; bir yıl süreyle tedavi edilmişhastaların yaklaşık %2-4'ünde meydana gelir. Bu eğilim kullanım süresi uzadıkça devam ederve tedavinin gidişatı sırasında herhangi bir anda ciddi bir gastrointestinal olayın oluşmasıihtimalini arttırır. Ancak kısa süreli tedavi de risksiz değildir.
Geçmiş öyküsünde ülser hastalığı veya gastrointestinal kanama mevcut olan kişilere NSAİİ reçete edilirken son derece dikkatli olmak gerekir. Geçmiş öyküsünde peptik ülser hastalığıve/veya gastrointestinal kanama bulunan hastalarda, NSAİİ kullanırken gastrointestinalkanama gelişmesi riski, bu risklerin hiçbiri bulunmayan hastalara kıyasla 10 kat dahayüksektir. NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda gastrointestinal kanama riskini arttıran diğerfaktörler eş zamanlı oral kortikosteroid, antikoagülan (örneğin varfarin), selektif serotoningeri alım inhibitörleri, anti-platelet ajanlar (örneğin aspirin), veya nikorandil kullanımı (bkz.Bölüm 4.5), NSAİİ tedavisi süresinin uzun olması, sigara kullanımı, alkol kullanımı, ileri yaşve genel sağlık durumunun bozuk olmasıdır. Spontan rapor edilen ölümcül gastrointestinalolayların çoğu, yaşlı veya zayıf düşmüş hastalarda meydana gelmektedir ve bu nedenle buhasta popülasyonunun tedavisinde özel dikkat gösterilmesi gerekir.
NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda potansiyel advers gastrointestinal olay riskini minimize etmek için, en düşük etkili doz, mümkün olan en kısa süre boyunca kullanılmalıdır.
Gastrointestinal toksisite hikayesi olan hastalarda, özellikle yaşlılarda, özellikle tedavinin ilk evrelerindeki herhangi bir anormal abdominal semptom (bilhassa gastrointestinal kanama)raporlanmalıdır. NSAİİ tedavisi sırasında hastalar ve hekimler gastrointestinal ülserasyon vekanama semptomları ve bulguları açısından tetikte olmalıdır. Eğer ciddi bir gastrointestinaladvers olay şüphesi varsa, derhal ilave değerlendirme yapılmalı ve tedavi başlatılmalıdır. Buciddi bir Gİ advers olay dışlanana kadar NSAİİ kesilmesini içerir. Yüksek risk bulunanhastalarda, NSAİİ dışındaki alternatif tedaviler değerlendirilmelidir.
Hasta SURGAM alırken gastrointestinal kanama ya da ülserasyon meydana gelirse, tedavi kesilmelidir.
NSAİİ, geçmiş öyküsünde gastrointestinal hastalık (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) bulunan hastalara, durumları şiddetlenebileceğinden, dikkatle verilmelidir (bkz. Bölüm 4.8).
Renal etkiler
NSAİİ'lerin uzun süreli kullanımı renal papiler nekrozis ve renal hasara sebebiyet verebilir. Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun sağlanmasında dengeleyici rol oynadığıhastalarda renal toksisite de görülmüştür. Bu hastalarda, NSAİİ kullanımı doza bağlı olarakprostaglandin formasyonunda azalmaya ve ikincil olarak da renal akışta azalmaya - ki bubelirgin bir renal dekompansasyona sebep olabilir - neden olabilir. Yetersiz böbrekfonksiyonu, kardiyak bozukluk, karaciğer yetmezliği, diüretik ve ADE inhibitörü kullanımıolan hastalar ve yaşlı hastalar bu reaksiyon açısından yüksek risk altındadır. NSAİİtedavisinin kesilmesi ardından genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.
Tenofovir disoproksik fumarat ile tedavi edilen ve renal disfonksiyona yönelik risk faktörleri bulunan hastalarda, yüksek dozlarda NSAİİ'lerin veya birden fazla NSAİİ'ninbaşlatılmasından sonra akut renal yetmezlik vakaları bildirilmiştir. Eğer tenofovir disoproksilfumarat bir NSAİİ ile beraber uygulanırsa, renal fonksiyon uygun şekilde takip edilmelidir.
Tiaprofenik asit ve diğer NSAİİ'lerde üriner semptomlar ve sistit bildirilmiştir. Tiaprofenik asidin, sistit bildirimi için diğer NSAİİ'lerden daha büyük bir eğilime sahip olduğugözükmektedir. Tiaprofenik asit, üriner semptomlarının başlamasından sonra tedaviye devamedilirse şiddetli hale gelebilecek sistite neden olabilir. Tanı konulmaması, bazı hastalardakapsamlı araştırmalara ve hatta cerrahi müdahaleye yol açmıştır. Sıklık, aciliyet, disüri,noktüri veya hematüri gibi üriner semptomlar ortaya çıkarsa, tiaprofenik asit derhaldurdurulmalı ve idrar tahlili ve idrar kültürü yapılmalıdır ve tamamen iyileşme kuraldır.Tiaprofenik asit ile tedaviye başlamadan önce, hekim hastanın tıbbi geçmişinden busemptomlara aşina olsa bile, hastadan doktoruna herhangi bir idrar semptomu hakkında bilgivermesi istenmelidir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar, sistit olabilecek üriner semptomlarınbaşlangıcı konusunda uyarılmalıdır ve bu durumda ilacı almayı bırakmaları ve tıbbi destekalmaları tavsiye edilmelidir.
İlerlemiş böbrek hastalığı
İleri böbrek hastalığı olan hastalarda SURGAM kullanımına ilişkin kontrollü klinik çalışma verisi mevcut değildir. Bu sebeple, ileri böbrek hastalığı olan hastalarda SURGAM ile tedaviönerilmez. SURGAM tedavisine başlanması gerekirse, hastanın renal fonksiyonlar açısındanyakından takip edilmesi önerilebilir.
Anafilaktoid reaksiyonlar
Diğer NSAİİ'lerle olduğu gibi, daha önce bilinen SURGAM kullanımı olmayan hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir. SURGAM, aspirin triadı bulunan hastalaraverilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak astımlı hastalarda, aspirin veya diğerNSAİİ'leri aldıktan sonra meydana gelir. Nazal polipi olsun veya olmasın; astımlı hastada rinitbelirtileri veya ağır, ölümcül bronkospazm oluşabilir (bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4).Anafilaktoid reaksiyon meydana gelen vakalarda acil tıbbi yardım aranması gerekir.
Cilt reaksiyonları
SURGAM dahil olmak üzere NSAİİ'ler eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) gibi, bazıları ölümle sonuçlanabilen ciddi deri ile ilişkiliciddi advers olaylara neden olabilir. Bu ciddi olaylar herhangi bir ön uyarı olmaksızın meydanagelebilir. Hastaların ciddi cilt semptom ve bulguları hususunda bilgilendirilmesi gerekir. Cilttedöküntü, mukozal lezyonlar veya başka bir aşırı duyarlılık belirtisi görülür görülmez
SURGAM kullanımına son verilmelidir.
Gebelik
Gebeliğin son döneminde, diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi ductus arteriosusun erken kapanmasına neden olabileceği için SURGAM kullanımından kaçınılmalıdır.
SURGAM kullanımı kadın fertilitesini bozabilir ve gebe kalmaya çalışan kadınlarda önerilmemektedir. Gebe kalma güçlüğü çeken veya kısırlık tedavisi geçiren kadınlarda,SURGAM'ın kesilmesi düşünülmelidir.
SLE ve karışık bağ dokusu hastalığı
Sistemik lupus eritematozus (SLE) ve karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalarda, aseptik menenjit riski artabilir (bkz. Bölüm 4.8).
ÖNLEMLER
Genel
SURGAM'ın kortikosteroidlerin yerine geçmesi veya kortikosteroid yetersizliğini tedavi etmesi beklenemez. Kortikosteroidlerin birdenbire kesilmesi, hastalığın alevlenmesine yolaçabilir. Uzatılmış kortikosteroid tedavisi altındaki hastalarda; eğer kortikosteroidlerinkesilmesi kararı alındıysa, tedavinin yavaşça azaltılarak sonlandırılması gerekir.
SURGAM'ın inflamasyon (ateş) azaltıcı farmakolojik aktivitesi, infeksiyöz olmayan, ağrılı durumların komplikasyonlarının tespit edilmesinde tanısal belirtilerden yararlanılmasınızorlaştırabilir.
Hepatik etkiler
SURGAM dahil, NSAİİ alan hastaların yaklaşık %15'inde, bir veya daha fazla karaciğer testinde sınırda yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anormallikleri tedavi devamederken ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya geçici olabilir. NSAİİ'lerle yapılan klinikaraştırmalarda, hastaların yaklaşık %1'inde ALT ve AST düzeylerinde önemli artışlar(normalin üst sınırının yaklaşık üç katı veya üstünde) görüldüğü bildirilmiştir. Ayrıca sarılık,ölümcül fulminant hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği gibi nadir ve bazılarıölümle sonuçlanan ağır karaciğer reaksiyonu olguları bildirilmiştir.
Karaciğer fonksiyon bozukluğunu gösteren semptom ve/veya bulguları olan ya da karaciğer testlerinde anormallik bulunan bir hasta, SURGAM ile tedavi edilirken daha şiddetli karaciğerreaksiyonu gelişmesine ilişkin kanıt açısından incelenmelidir. Eğer karaciğer hastalığıgelişimi ile uyumlu klinik semptom ve bulgular gelişirse ya da sistemik belirtiler (örn.eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa SURGAM'ın kesilmesi gerekir.
Hematolojik etkiler
SURGAM da dahil NSAİİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı tutulması, gizli veya ağır gastrointestinal kan kaybı ya da kan yapımı (eritropoiezis) üstünde tam olarakaçıklanamayan etkisi olabilir. SURGAM da dahil, NSAİİ'lerle uzun süreli tedavi görenhastalarda eğer anemi semptom veya bulguları görülürse, hemoglobin veya hematokritkontrolü yapılmalıdır.
NSAİİ'ler trombosit agregasyonunu inhibe eder ve bazı hastalarda kanama zamanında uzama gösterilmiştir. Aspirinin tersine, trombosit fonksiyonu üstündeki etkileri niceliksel olarak dahaaz, daha kısa süreli ve geri dönüşlüdür. SURGAM alan hastalar, kanama bozukluğu olan yada antikoagülan kullanan hastalar gibi trombosit fonksiyonlarındaki değişikliklerden olumsuz
etkilenebileceklerinden dikkatle izlenmelidir.
Önceden mevcut olan astım
Astımı olan hastalarda aspirine duyarlı astım bulunabilir. Aspirine duyarlı astım bulunan hastalarda aspirin kullanılmasıyla ölümcül olan ağır bronkospazm oluşmasıilişkilendirilmiştir. Geçmişte ya da mevcut bronşiyal astımı olan hastalarda dikkatleuygulanmalıdır, NSAİİ'lerin bu tür hastalarda bronkospazmı tetiklediği bildirilmiştir.
Aspirine duyarlı hastalarda, aspirin ile diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyon bildirildiğinden, SURGAM bu tip aspirin duyarlılığı bulunanhastalarda uygulanmamalı ve önceden astımı olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Psödo-alerjik reaksiyonlar döküntü, ürtiker ve anjiyoödem veya daha potansiyel olarak şiddetli belirtileri (örn. laringeal ödem, bronkokonstriksiyon ve şok) içerebilir. Rekürrenrinosinüzit, nazal polipozisi veya kronik ürtikeri olan hastalarda psödo alerjik reaksiyon riskidaha yüksektir. Astımlı hastalar özellikle tehlikeli reaksiyonların riski altındadır.
Hastalar için bilgi
Hastalar tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında aşağıda konularda
bilgilendirilmelidir.
1. Diğer NSAİİ'ler gibi, tiaprofenik asit, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekmiyokard infarktüsü veya inme gibi ciddi KV yan etkilere neden olabilir. Ciddi KV yanetkiler herhangi bir uyarı semptomu olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar göğüs ağrısı,nefes darlığı, zayıflık, konuşmada bozulma gibi semptom ve bulgular açısından dikkatliolmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğindehekimine danışmalıdır. Bu izlemin önemi açısından hastalar bilgilendirilmelidir. (bkz.Bölüm 4.4).
2. Diğer NSAİİ'ler gibi, tiaprofenik asit, Gİ rahatsızlığa ve nadiren de hastanede yatmayahatta ölüme neden olabilecek ülser ve kanama gibi ciddi Gİ yan etkilere neden olabilir.Ciddi Gİ sistem ülserasyonu ve kanaması herhangi bir uyarı semptomu olmadanoluşabilmesine rağmen, hastalar ülserasyon ve kanamanın semptom ve bulguları açısındandikkatli olmalı ve epigastrik ağrı, dispepsi, melena ve hematemez gibi hastalığın göstergesiherhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Bu izleminönemi açısından hastalar bilgilendirilmelidir. (bkz., Bölüm 4.4).
3. Diğer NSAİİ'ler gibi, tiaprofenik asit, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekeksfoliyatif dermatit, SJS ve TEN gibi ciddi dermatolojik yan etkilere neden olabilir. Ciddideri reaksiyonları herhangi bir uyarı olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar deridöküntüsü ve kabarcık, ateş semptom ve bulguları veya kaşıntı gibi hipersensitivitenindiğer bulguları açısından dikkatli olmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptomveya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Hastalarda herhangi bir döküntügelişirse hemen ilacı kesmeleri ve mümkün olduğunca çabuk hekimine danışması tavsiyeedilmelidir.
4. Açıklanamayan bir kilo artışı veya ödeme ait semptom ve bulguyu hastalar hızlıcahekimlerine bildirmelidir.
5. Hastalar hepatotoksisitenin semptom ve bulguları açısından bilgilendirilmelidir (bulantı,yorgunluk, letarji, sarılık, sağ üst kadranda hassasiyet ve soğuk algınlığı benzerisemptomlar). Bunlar oluştuğu takdirde, hastalar tedaviyi sonlandırmalı ve hızlı medikaltedavi almalıdır.
6. Hastalar anafilaktik reaksiyonun bulguları açısından bilgilendirilmelidir (nefes almadagüçlük, yüz ve boğazın şişmesi). Bunlar oluştuğunda, hastaların hızlıca acil servisegitmeleri konusunda uyarılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
7. Gebeliğin son döneminde, diğer NSAİİ'ler gibi, tiaprofenik asit alınmamalıdır çünküduktus arteriosusun erken kapanmasına neden olabilir.
Laboratuvar testleri
Ciddi gastrointestinal kanal ülserasyonları ve kanama, uyarı semptomları olmadan meydana gelebileceğinden; hekimlerin gastrointestinal kanama semptom ve bulgularını takip etmesigerekir. NSAİİ'lerle uzun süreli tedavi altındaki hastaların tam kan sayımları ve biyokimyaprofilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer veya böbrek hastalığıylauyumlu klinik bulgu ve semptomlar gelişirse, sistemik göstergeler ortaya çıkarsa (örn.eozinofili, ciltte döküntü, vb.) veya anormal karaciğer testleri devam ederse veya kötüleşirse;SURGAM'ın kesilmesi gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Heparin, hipoglisemik ajanlar ve diüretikler:
SURGAM proteine yüksek oranda bağlandığından, heparin gibi proteine yüksek oranda bağlanan diğer ilaçlarla eş zamanlı uygulanması önerilmemektedir. Hipoglisemik ajanlar,fenitoin ve diüretikler ile doz ayarlaması gerekebilir. Oral hipoglisemik ajanlar ile sülfonilüreilaçlarının metabolizmasının inhibisyonu, uzamış yarılanma ömrü ve hipoglisemi riskininarttığı bildirilmiştir.
Antikoagülanlar ve antiplatelet ajanlar:
Artan kanama riski nedeniyle NSAİİ'lerin antikoagülanlarla birlikte alınması güvenli değildir.
• Heparin
• K vitamini antagonistleri (örneğin varfarin)
• Trombosit agregasyon inhibitörleri (örneğin tiklopidin, klopidogrel)
• Trombin inhibitörleri (örneğin dabigatran)
• Direkt faktör Xa inhibitörleri (apiksaban, rivaroksaban, edoksaban gibi)
Birlikte uygulama zorunluysa, hasta yakından izlenmelidir.
Siklooksijenaz-2 seçici inhibitörleri dahil olmak üzere diğer analjezikler:
SURGAM'ın diğer NSAİİ'lerle (siklooksijenaz-2 seçici inhibitörleri dahil) ve yüksek doz salisilatlarla birlikte kullanılmasından, özellikle üst gastrointestinal hastalıklar açısındanyüksek risk oluşturması nedeniyle kaçınılmalıdır.
Lityum: Lityumun böbrek yoluyla atılımında azalma. NSAİİ'ler plazma lityum seviyelerinde yükselmeye ve renal lityum klirensinde azalmaya neden olur. Minimum lityumkonsantrasyonu ortalaması %15 oranında artmış ve böbrek lityum klirensi yaklaşık %20oranında azalmıştır. Bu etkiler renal prostaglandin sentezinin NSAİİ'ler tarafından inhibisyonadayandırılmaktadır. Bu nedenle, NSAİİ'ler ile lityumun eş zamanlı kullanımında hastalarlityum toksisitesi belirtileri açısından yakından takip edilmelidir.
Metotreksat: NSAİİ'lerin tavşan böbrek dilimlerinde metotreksat birikimini rekabetçi bir şekilde engellediği bildirilmiştir. Bu durum, metotreksat toksisitesini artırabileceklerinigösterebilir. NSAİİ'ler metotreksat ile eş zamanlı uygulandığında dikkatli olunmalıdır.
SURGAM'ın metotreksat ile eş zamanlı kullanılması, metotreksat eliminasyonunun azalmasına neden olur. Yüksek doz metotreksat ile eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.Düşük doz metotreksat ile dikkatli kullanılmalıdır.
Mifepriston: Aspirin ve diğer NSAİİ'ler, mifepristonun etkisini azaltabileceği için mifepriston
8|16
kullanımından en az 8-12 gün sonrasına kadar kullanılmamalıdır.
Birlikte uygulanmasında dikkat edilmesi gerekenler:
Kortikosteroidler: Gastrointestinal ülserasyon veya kanama riskinin artması nedeniyle SURGAM kortikosteroidlerle birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Nikorandil: Eş zamanlı olarak nikorandil ve NSAİİ kullanan hastalarda, gastrointestinal ülserasyon, perforasyon ve hemoraji gibi ciddi komplikasyonların riskinde artış söz konusudur(bkz. Bölüm 4.4).
Diüretikler: SURGAM diüretiklerle birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır. Hem diüretik hem antihipertansif etkide azalma ve böbrek bozukluğu ve/veya hiperkalemi riskinde artış.Diüretikler NSAİİ'lerin nefrotoksisite riskini arttırabilir.
Takrolimus: NSAİİ'ler takrolimus ile beraber kullanıldığında nefrotoksisite riskini arttırabilir.
Zidovudin: NSAİİ'ler zidovudin ile beraber kullanıldığında hematolojik toksisite riskini arttırabilir. Eş zamanlı zidovudin ve ibuprofen tedavisi almakta olan HIV (+) hemofilihastalarında, hemartroz ve hematom riskinde artışa ilişkin kanıt mevcuttur.
Antihipertansifler (A^E inhibitörleri ve Anjiyotensin II Reseptör Antagonistleri): Böbrek fonksiyonu tehlike altında olan hastalarda (örn. dehidrate hastalar veya yaşlı hastalar) olası akutböbrek yetmezliği dahil olmak üzere böbrek fonksiyonunun daha fazla kötüleşmesi.
Raporlar, NSAİİ'lerin ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceğini göstermektedir. A^E inhibitörleri ile eş zamanlı NSAİİ alan hastalarda bu etkileşime dikkatedilmelidir.
Tenofovir: Tenofovir disoproksil fumarat ve NSAİİ'lerin eş zamanlı kullanılması böbrek yetmezliği riskinde artışa neden olabilir.
Kardiyak glikozidler ve sülfonamidler: SURGAM kardiyak glikozidler ve sülfonamidler ile birlikte alınırken dikkatli olunmalıdır. Kardiyak glikozidlerle birlikte kullanıldığındaNSAİİ'ler, kalp yetersizliğinde artmaya, glomerüler filtrasyon hızında (GFR) azalmaya veplazma kardiyak glikozid seviyelerinde artmaya neden olabilirler.
Aspirin: SURGAM aspirin ile eş zamanlı uygulandığında, SURGAM'ın protein klirensi değişmemesine rağmen protein bağlanması azalır. Bu etkileşimin klinik önemibilinmemektedir, bununla birlikte diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, advers etkilerin artmapotansiyeli nedeniyle SURGAM ve aspirinin eş zamanlı uygulanması genellikleönerilmemektedir.
Furosemid: Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, SURGAM'ın bazı hastalarda furosemidin ve tiyazidin natriüretik etkisini azaltabildiğini göstermiştir. Bu yanıt, renalprostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlanmıştır. NSAİİ'lerle eş zamanlı tedavi sırasında,hasta böbrek yetmezliği belirtileri açısından (bkz. Bölüm 4.4) ve diüretik etkililiğisağlamak için yakından izlenmelidir.
Varfarin: Varfarin ve NSAİİ'lerin gastrointestinal kanama üzerindeki etkileri sinerjiktir, iki ilacı beraber kullananların gastrointestinal kanama riski, her bir ilacı ayrı ayrıkullananlarınkinden daha yüksektir.
Etkileşim olasılığı göz önüne alınması gerekenler:
- Trombolitikler: Hemoraji riskinde artış
- Antihipertansifler (diüretikler, beta blokerler, ADE inhibitörleri, anjiotensin Il-reseptör blokerleri): Bu ilaçların aktivitesinin azalması. Bu durum, yeni başlayan veya gerçekkonjestifkalp yetmezliği ve/veya hipertansiyonu olan hastalarda akılda tutulmalıdır.
Pentoksifilin: Kanama riskinde artış
Selektif serotonin reuptake inhibitörleri (SSRI): Gastrointestinal kanama riskinde artış.
Siklosporin: NSAİİ'ler siklosporin ile birlikte verildiğinde nefrotoksisite riski artabilir.
Kinolon grubu antibiyotikler: Hayvan verileri NSAİİ'lerin kinolona bağlı konvülsiyon riskini arttırabileceğini göstermiştir. NSAİİ'ler ile birlikte kinolon kullanan hastalarda konvülsiyongelişme riskinde artış gözlenebilir.
Aminoglikozidler veya probenesid: SURGAM'ın aminoglikozidler veya probenesid ile eş zamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır. Aminoglikozidler NSAİİ'ler ile etkileşerek duyarlıkişilerde böbrek fonksiyonlarında azalmaya, aminoglikozid eliminasyonunda azalmaya veplazma konsantrasyonlarında artışa neden olabilir. Probenesid ile NSAİİ ve metabolitlerininmetabolizmasında ve eliminasyonunda düşüş gözlenmiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi:
1.ve 2. trimester: C 3. trimester: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
İnsanlarda NSAİİ uygulaması ile ilişkili konjenital anormallikler bildirilmiştir, bununla birlikte sıklıkları düşüktür ve fark edilebilir bir yol izlememektedirler.
Tiaprofenik asit plasental bariyeri geçer.
1. ve 2. trimester: Hayvan çalışmalarında herhangi bir teratojenik etki ortaya çıkmamasına rağmen, gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde tiaprofenik asit uygulanması önerilmez. 1.trimesterde düşüklere neden olduğu bildirilmiştir.
3. trimester: Ductus arteriosus'un erken kapanması, doğumda gecikme, kanama eğilimi geliştirme ve yenidoğanda renal risk olasılıkları nedeniyle, gebeliğin 3. trimesterindetiaprofenik asit uygulanmamalıdır. Doğum başlangıcı gecikebilir ve bu sürede hem anne hemde çocukta kanama eğilimi artabilir (bkz. Bölüm 4.3).
Teratojenik Etkiler
Sıçan ve tavşanlarda yapılan üreme çalışmaları, gelişimsel anormalliklere dair kanıt göstermemiştir. Bununla birlikte, hayvan üreme çalışmaları her zaman insan tepkisiniöngörememektedir. Gebe kadınlarda yapılan yeterli ve iyi kontrollü çalışmabulunmamaktadır. Hayvan çalışmaları teratojenite kanıtını ortaya koymasa da, insan gebeliğive emzirme döneminde güvenli varsayılamaz ve diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi SURGAM,gebeliğin ilk iki trimesterinde veya doğum eylem sırasında, hastaya yönelik potansiyel yararıfetüsün potansiyel riskinden daha ağır basmadığı sürece kullanılmamalıdır.
Teratojenik olmayan etkiler
NSAİİ'lerin fetal kardiyovasküler sistem (duktus arteriyozus kapanması) üzerindeki bilinen etkileri nedeniyle, gebelik sırasında (özellikle geç gebelik) kullanımdan kaçınılmalıdır.
Doğum
NSAİİ'lerle yapılan sıçan çalışmalarında, prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen diğer ilaçlarda olduğu gibi, distosi insidansında artış, gecikmiş doğum ve yavruların hayatta kalmasıazalma gerçekleşmiştir. SURGAM'ın gebe kadınlarda doğum üzerindeki etkileribilinmemektedir.
Laktasyon dönemi
Anne sütündeki SURGAM seviyesi araştırılmıştır. Günlük toplam maruziyet çok az, uygulanan dozun yaklaşık %0,2'si kadardır ve bunun farmakolojik öneme sahip olmasımuhtemel değildir. Tiaprofenik asit anne sütüne geçtiğinden, emziren annelerde gerektiğindeya tedavi kesilmeli ya da emzirmeye ara verilmelidir.
Üreme yeteneği/ Fertilite
Embriyo ve fetotoksik etkiler, çok duyarlı türlerde 10 mg/kg vücut ağırlığı dozlarında görülmüştür. 75 mg/ kg vücut ağırlığı dozunun üstünde tavşanlarda blastositlerinimplantasyonu bozulmuştur. Sıçanlarda gebeliğin 3. trimesterinde uygulanan 16 mg/kg dozugebeliği ve doğumu uzatmıştır. Bu durum ölü doğum oranındaki artışa ve postnatal mortaliteoranının artışına sebep olmuştur. Sıçanlarda, 25 mg/kg vücut ağırlığının üzerindeki dozlardaebeveyn hayvanlardaki fertilite etkilenmemiştir.
NSAİİ'lerin kullanımı kadınlarda fertilite bozukluğuna neden olabilir ve gebelik planlayan kadınlarda önerilmemektedir. Gebe kalma güçlüğü olan ya da infertilite tetkikleri devam edenkadınlarda NSAİİ'lerin kesilmesi düşünülmelidir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Baş dönmesi, sersemlik, yorgunluk ve görmede bozukluk NSAİİ'lerin alınmasından sonra olası yan etkilerdir. Hasta bu yan etkileri görmesi durumunda, araç ve makinekullanmamalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki yan etkiler sistem organ sınıfına göre sınıflandırılmış ve sıklık dereceleri şu şekilde tanımlanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Sistit
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Trombositopeni, kanamaya bağlı olarak anemi gelişebilir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın: Spesifik olmayan alerjik reaksiyonlar, bronkospazm, dispne
Bilinmiyor: NSAİİ'lerin kullanımını takiben aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir, özellikle aspirin ve diğer NSAİİ'lere alerjisi olan hastalarda olmak üzere anafilaktik şok,
astım.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Bilinmiyor: Sodyum ve sıvı tutulumu (bkz. Bölüm 4.4)
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik Bilinmiyor: Baş ağrısı
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Bilinmiyor: Vertigo, kulak çınlaması ve uyuşukluk
Gastrointestinal hastalıkları
Çok yaygın: Üst abdominal ağrı Yaygın: Bulantı, kusma, dispepsi, diyare
Bilinmiyor: Melena, hematemez, anoreksi, hazımsızlık, mide yanması, flatulans,
konstipasyon, gastrit, kolit, Crohn hastalığı, ülseratif stomatit, pankreatit (bkz. Bölüm 4.4)
Özellikle yaşlılarda olmak üzere bazen peptik ülser, gastrointestinal hemoraji ve perforasyon bildirilmiştir, ve istisnai durumda ölümle ilişkilendirilmiş olabilir.
Hepato-bilier hastalıkları
Bilinmiyor: Hepatit, sarılık
Deri ve deri altı dokusu hastalıkları
Bilinmiyor: Döküntü, kaşıntı, ürtiker, purpura, alopesi, eritema ve dermatit bülloz (Stevens-Johnson sendromu veya toksik epidermal nekroliz), fotosensitivite reaksiyonu ve anjiyoödem
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: Mesane ağrısı, dizüri, pollakiüri, hematüri.
Üriner semptomların varlığında, devamlı ve uzun süreli tiaprofenik asit tedavisi sonrasında idrar yolu inflamasyonu gözlenmiştir.
NSAİİ'lerin çeşitli formlarda nefrotoksisiteye neden olduğu bildirilmiştir. Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, tiaprofenik asit ile de izole vakalarda tubulointerstisyel nefrit, nefrotik sendromve renal yetmezlik bildirilmiştir.
Araştırmalar
Bilinmiyor: Kanama zamanında uzama, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik
NSAİİ'ler ile bildirilen ancak özel olarak SURGAM ile ilişkili olmayan yan etkiler:
Eldeki verilere göre bu yan etkilere ait sıklıklar bilinmemektedir.Kan ve lenf sistemi hastalıkları:
Nötropeni, agranülositoz, aplastik anemi, hemolitik anemi
Psikiyatrik hastalıkları:
Depresyon, konfüzyon, halüsinasyonlar
Sinir sistemi hastalıkları:
Optik nörit
Ense sertliği, baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş veya dezoriyantasyonun eşlik ettiği aseptik
12|16
menenjit (özellikle mevcut sistemik lupus eritematozus, mikst bağ dokusu hastalığı gibi otoimmün hastalıkları olanlarda) (bkz. Bölüm 4.4)
Göz hastalıkları:
Görmede bozukluk
Vasküler hastalıkları:
Ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği NSAİİ'ler ile ilişkili olarak raporlanmıştır.
Klinik çalışma ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİİ'lerin kullanımmın (özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımda) arteriyal trombotik vakaların (örneğin miyokardiyalenfarktüs veya inme) riskinde yükselmeye neden olabileceğini öne sürmektedir (bkz. Bölüm4.4).
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları:
Parestezi
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar:
Yorgunluk, halsizlik
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir
Doz aşımı durumunda, destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanmalıdır.
a) Semptomlar:
Baş ağrısı, bulantı, kusma, epigastrik ağrı, gastrointestinal kanama, nadiren diyare, dezoryantasyon, eksitasyon, koma, sersemlik, baş dönmesi, kulak çınlaması, baygınlık, zamanzaman konvülsiyonlar. Belirgin zehirlenme durumunda akut böbrek yetmezliği ve karaciğerharabiyeti olasıdır.
b) Terapötik önlemler:
Doz aşımı durumunda, ana riskler gastrointestinal sistem üzerinedir ve erken gastrik lavaj endikedir.
Hastalara gerektiği şekilde semptomatik tedavi uygulanmalıdır.
Potansiyel olarak toksik miktarın alınmasını takip eden bir saat içerisinde aktif kömür uygulanması düşünülmelidir. Alternatif olarak, erişkinlerde, potansiyel olarak hayati tehlikeyesebep olabilecek doz alınması durumunda gastrik lavaj düşünülmelidir.
İdrar atılımının iyi olduğundan emin olunmalıdır.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından takip edilmelidir.
Potansiyel olarak toksik miktarın alınmasını takip eden 4 saat boyunca hastalar gözlem altında tutulmalıdır.
Sık ve uzamış konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile tedavi edilmelidir.
Hastanın klinik durumuna bağlı olarak diğer önlemler uygulanabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvar ve antiromatik ürünler, non-steroidler, propiyonik
asit türevleri
ATC kodu: M01AE11
Tiaprofenik asit, arilalkanoik asit ailesinden bir nonsteroidal antiinflamatuvar olup, benzoil-tienil'in propionik asit türevidir. Klasik NSAİİ olarak COX-1 ve COX-2 enzimlerini inhibe eder. Antiinflamatuvar, analjezik, antipiretik, prostaglandin sentezini ve trombositlerinagregasyonunu inhibe edici özellikleri vardır. Tiaprofenik asit, eklem kıkırdağındaproteoglikan sentezini inhibe etmez.
Yedi yıl süreli, çift kör kontrollü çalışma, tiaprofenik asidin, referans bir NSAİİ'den (indometazin) farklı olarak, diz osteoartriti olan hastalarda radyolojik bozulma hızındaanlamlı bir artışa neden olmadığını göstermiştir.
Tiaprofenik asidin artiküler kıkırdak üzerindeki etkileri
in vitroex-vivoex-vivo
deneyler de yapılmıştır. Bu deneylerde tiaprofenik asit, terapötikdoza eşdeğer konsantrasyonlarda, proteoglikanların biyosentezi baskılanmamıştır vesalgılanan proteoglikanların diferansiyonu değişmemiştir. Proteoglikan agregatlarınınbozunması inhibe edilmiştir. Bu sonuçlar, deney koşulları altında tiaprofenik asidin eklemkıkırdağı üzerinde nötr veya muhtemel faydalı etkisini öne sürmektedir.
Bu bulguların klinik önemi uzun süreli çift kör kontrollü bir çalışmada araştırılmıştır, tiaprofenik asit diz osteoartriti olan hastalarda eklem boşluğunun radyolojik bozunma oranınıönemli ölçüde arttırmamaktadır.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
İlaç alındıktan ortalama bir saat sonra serumda doruk değerlere ulaşır. Oral uygulamayı takiben (maksimum 90. dakikada) tek doz çalışmaları, 24. saatte sıfır plazmaseviyesi, t^ =1,5 ile 2 saat arası göstermiştir. Uzun süreli tedavi gören romatoid artrithastalarında emilim yetersizliği yoktur.
Dağılım:
Tiaprofenik asit ve metabolitleri tüm sıvılara dağılır.
Biyotransformasyon:
Başlıca metaboliti tiaprofenik asidin bir alkol türevidir. Proteine bağlanma oranı %97-98'dir. İdrar atılımının yaklaşık %10'unu oluşturan, düşük farmakolojikaktiviteye sahip iki ana metaboliti bulunur. Ana bileşik çoğunlukla asilglukuronid formundaatılır.
Eliminasyon:
Büyük bir kısmı değişmeksizin böbrekler, geri kalanı safra ile atılır. Eliminasyon yarı ömrü, dozdan bağımsız olarak 1,5-2,5 saattir. SURGAM hızla elimine edilirve tekrarlayan bölünmüş 600 mg/günlük dozdan sonra birikim olmamıştır. Plazma klirensi 6litre/saattir. %60'ı idrarda geri kalanı safrada elimine edilir.
Tekrarlayan dozlarında gençlerde veya böbrek fonksiyonları normal olan yaşlılarda dokularda birikme olmaz.
Doğrusal/doğrusal olmayan durum:Hastalardaki karakteristik özellikler Geriyatrik popülasyon
Tekrarlayan dozlarında ve böbrek fonksiyonları normal olan yaşlılarda dokularda birikme olmaz. Yaşlılarda farklı farmakokinetiğe dair kanıt bulunmamaktadır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut toksisite: Hayvan türlerine ve uygulama yoluna bağlı olarak tiaprofenik asidin kilogram başına LD50 değeri 190-780 mg'dır. İntoksikasyon semptomları artmış iritabilite, tremor,siyanoz, solunum gibi koordinasyon bozuklukları ve sedasyondur. Diseksiyon; asit, peritonityanında hipertrofi ve gastrointestinal lezyonların sonucu olarak mezentrik lenf nodüllerindekonjesyonu göstermiştir.
Kronik toksisite: Oral kronik toksisite çalışmaları sıçanlarda, köpeklerde ve babunlarda yapılmıştır. Feçeste kan görülen, anemi olan bütün hayvan türlerinde doza bağlıgastrointestinal lezyonlar meydana gelmiştir, bunlar doza bağlı gastrointestinal lezyonlardır,ayrıca dalakta reaktif değişiklikler ve kemik iliği yetmezliği görülmüştür. Serum ürekonsantrasyonları bazen yükselmiştir.
Mutajenite ve karsinojenite: Tiaprofenik asit mutajenik potansiyeli
in vitroin vivo
standart testler ile araştırılmıştır. Testlerde tiaprofenik asidin herhangi genotoksik potansiyeligörülmemiştir.
Sıçan ve farelerdeki uzun süreli çalışmalar, tiaprofenik asidin tümorojenik potansiyeli hakkında hiçbir kanıt göstermemiştir.
Üreme toksisitesi: Embriyo ve fetotoksik etkiler, çok duyarlı türlerde 10 mg/kg vücut ağırlığı dozlarında görülmüştür. 75 mg/ kg vücut ağırlığı dozunun üstünde tavşanlarda blastositlerinimplantasyonu bozulmuştur. Sıçanlarda gebeliğin 3. trimesterinde uygulanan 16 mg/kg dozugebeliği ve doğumu uzatmıştır. Bu durum ölü doğum oranındaki artışa ve postnatal mortaliteoranının yükselişine sebep olmuştur. Sıçanlarda, 25 mg/kg vücut ağırlığının üzerindekidozlarda ebeveyn hayvanlardaki fertilite etkilenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mısır nişastası
Pluronic F 68 (Polioksietilenpolioksipropilenglikol)
Talk
Magnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Işıktan koruyunuz.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
SURGAM 300 mg tablet, 20 tabletlik PVC/Alu blister ambalajlarda kullanıma sunulmuştur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve 'Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd. Şti.
Şişli - İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
197/35
9. İLK RUHSAT TARİHİ /RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 23.07.2001 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ