KISA ÜRÜN BILGISI1. BEŞERI TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
RİLACE PLUS 20 mg/25 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin maddeler:
20 mg lisinoprile eşdeğer 21,80 mg lisinopril dihidrat ve 25 mg hidroklorotiyazid içerir.
Yardımcı maddeler:
Mannitol 35 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Açık somon renkli, hafif bikonveks tabletlerdir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER4.1. Terapötik endikasyonlar
RİLACE PLUS, kombine tedavi gerektiren hastalarda esansiyel hipertansiyonun tedavisi için endikedir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji / uygulama sıklığı ve süresi
RİLACE PLUS tablet orta derece veya şiddetli hipertansiyon tedavisinde tercih edilmelidir. Monoterapi veya diğer ilaçlarla kontrol altına alınamayan hastalarda RİLACE PLUS tablettedavisine geçilebilir.
Doz, her hastada alınan yanıta göre ayarlanmalıdır. Genellikle 20 mg lisinopril + 12,5 mg hidroklorotiyazid yeterli kan basıncı kontrolünü sağlar. Bu dozun yeterli olmadığı hastalardahidroklorotiyazidin dozu yükseltilmek istendiğinde, 20 mg lisinopril + 25 mghidroklorotiyazid kullanılmalıdır.
RİLACE PLUS tabletin önerilen başlangıç tedavi dozu günde bir defa 1 tablettir. Eğer istenen terapötik etkiye bu dozla 2-4 hafta içerisinde ulaşılamazsa, RİLACE PLUS tabletin dozugünde bir defa iki tablet olmak üzere artırılabilir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).
Uygulama şekli
Sadece oral kullanım içindir. Tabletler bir bardak suyla çiğnenmeden yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Kreatinin klerensi 30 mL/dk. üzerinde olan hastalarda normal doz kullanılabilir.
Tiyazid grubu diüretikler böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda uygun bir diüretik olmayabilir ve kreatin klerensi 30 mL/dk. ve altında olan hastalarda (orta ve ağır böbrekyetmezliği olanlar) etkisizdir.
RİLACE PLUS böbrek yetmezliği olan hastalarda başlangıç tedavisi olarak kullamlmamalıdır. Kreatinin klerensi >30 ve <80 mL/dk olan hastalarda RİLACE PLUS,bileşenleri ancak tek tek titre edildikten sonra kullamlabilir. Hafif böbrek yetmezliğindelisinopril tek başına kullanıldığında, başlangıçta 5 ila 10 mg önerilir.
Ağır böbrek yetmezliği olanlarda, tiyazid grubu diüretik yerine bir kıvrım diüretiği lisinopril tedavisine eklenmelidir. Bu nedenle, kreatin klerensi düşük olan hastalarda RİLACE PLUSkullanılması önerilmez.
Önceki diüretik tedavisi:
RİLACE PLUS ile başlangıç dozunu takiben semptomatik hipotansiyon görülebilir. Bu durum daha önceki diüretik tedavisi nedeni ile vücudunda volümve/veya tuz kaybı meydana gelmiş hastalarda daha olasıdır.
RİLACE PLUS ile tedaviye başlamadan 2-3 gün önce diüretik tedavisi durdurulmalıdır. Eğer bu mümkün değilse, tedaviye tek başına 5 mg lisinopril dozu ile başlanmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
ve
Klinik çalışmalar, birlikte kullanılan lisinopril ve hidroklorotiyazidin etkililik tolerabilitesinin yaşlı ve genç hipertansif hastalarda benzer olduğunu göstermektedir.
20 ila 80 mg günlük doz aralığında kullanılan lisinopril, yaşlı (65 yaş ve üzeri) ve yaşlı olmayan hipertansif hastalarda eşit derecede etkilidir. Yaşlı hipertansif hastalarda, diyastolikkan basıncını düşürme açısından lisinopril monoterapisi, hidroklorotiyazid veya atenololünkullanıldığı monoterapiler kadar etkilidir. Klinik çalışmalarda, yaşın lisinoprilintolerabilitesine etkisi olmamıştır.
4.3. Kontrendikasyonlar
¦ Lisinoprile, bileşiminde bulunan yardımcı maddelere veya diğer anjiyotensin dönüştürücüenzim (ADE) inhibitörlerine karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen kişilerde,
¦ Hidroklorotiyazid veya diğer sülfonamid türevi ilaçlara karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen kişilerde,
ADEİ ile tedavi sırasında anjiyo-ödem görülmüş hastalarda,
Herediter ya da idiyopatik anjiyo-ödemi olan hastalarda,
Anürisi olan hastalarda,
Renal arter stenozu olan hastalarda,
Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatin klerensi <30 mL/dk.),
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda,
Gebelikte kontrendikedir.
RİLACE PLUS ile aliskiren içeren ilaçların birlikte kullanımı, diyabetes mellitus veya böbrek yetmezliği (GFR<60 ml/dak/1,73m2) olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5.ve 5.1).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Akut Solunum Toksisitesi
Hidroklorotiyazid alımından sonra akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) dâhil olmak üzere çok seyrek olarak ciddi akut solunum toksisitesi vakaları bildirilmiştir. Pulmoner ödemgelişimi tipik olarak hidroklorotiyazid alımından sonra dakikalar veya saatler içinde gelişir.Başlangıçta semptomlar dispne, ateş, pulmoner açıdan kötüye gitme ve hipotansiyonu içerir.
ARDS teşhisinden şüpheleniliyorsa, RİLACE PLUS tedavisi durdurulmalı ve uygun tedavi uygulanmalıdır. Hidroklorotiyazid alımını takiben daha önce ARDS yaşayan hastalarahidroklorotiyazid uygulanmamalıdır.
Semptomatik hipotansiyon
Bütün antihipertansif terapilerde olduğu gibi, bazı hastalarda semptomatik hipotansiyon görülebilir. Bu olay komplikasyonsuz hipertansif hastalarda nadiren görülmüştür. Ancakdiüretik tedavi, tuz kısıtlama diyeti, diyaliz, diyare ya da kusma gibi nedenlerle su kaybınauğramış veya renine bağlı ciddi hipertansiyonu olan hastalarda görülme olasılığı dahayüksektir.
Semptomatik hipotansiyon riski artmış olan hastalar tedaviye başlanırken ve doz ayarlanırken yakından izlenmelidir. Benzer uygulamalar, kan basıncında aşırı düşüşün miyokardinfarktüsüne ya da serebrovasküler olaya yol açabileceği, iskemik kalp hastalığı ya daserebrovasküler hastalığı olan kişiler için de geçerlidir.
Normal veya düşük kan basıncına sahip kalp yetmezliği olan bazı hastalarda, lisinopril ile sistemik kan basıncında ek düşüş olabilir. Bu etki beklenmektedir ve genellikle tedaviyibırakmamak için bir sebep değildir. Eğer hipotansiyon semptomatik hale gelirse, bir dozazalması veya lisinopril-hidroklorotiyazidin kesilmesi gerekli olabilir.
Semptomatik hipotansiyon riski yüksek olan hastalarda, tedavinin başlangıcı ve doz ayarlaması yakın tıbbi gözetim altında izlenmelidir.
Kan basıncındaki aşırı düşme, miyokard enfarktüsü veya serebrovasküler olaya neden olabileceğinden, iskemik kalp hastalığı veya serebrovasküler hastalığı olan hastalarda builaçla tedavi sırasında özel dikkat gösterilmelidir.
Hipotansiyon görülürse, hasta sırtüstü yatırılmalı ve gerekirse, intravenöz infüzyon yolu ile serum fizyolojik uygulanmalıdır. Geçici hipotansif cevap daha sonraki dozlar için birkontrendikasyon değildir. Kan hacmi ve basıncı düzenlendikten sonra, daha düşük dozlardatedavinin yeniden başlatılması mümkün olabilir veya ilacın formülündeki etkin maddelerdenbiri uygun şekilde tek başına kullanılabilir.
Aort ve mitral kapak stenozu / hipertrofik kardiyomiyopati
Diğer vazodilatörlerde olduğu gibi RİLACE PLUS, aort stenozu veya hipertrofik kardiyomiyopatisi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:
ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonununazaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'ın dual blokajınayol açtığından ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birliktekullanılması önerilmez (Bkz. Bölüm 4.5 ve 5.l).
Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.
Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri birlikte kullanılmamalıdır.
Böbrek fonksiyon bozukluğu
Tiyazidler, böbrek bozukluğu olan hastalarda kullanılmak için uygun diüretikler olmayabilir. Ayrıca kreatinin klerensinin 30 mL/dk veya daha düşük olduğu durumlarda (yani orta veyaşiddetli böbrek yetmezliği) etkili değildir.
RİLACE PLUS, her bir bileşenin titrasyonu kombine tabletteki dozlara ihtiyaç olduğunu gösterinceye kadar, böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 80 mL/dk) olan hastalardakullanılmamalıdır.
Kalp yetmezliği olan hastalarda, ADE inhibitörleri ile tedaviye başlamanın ardından hipotansiyon, böbrek fonksiyonlarında bir miktar bozulmaya yol açabilir. Bu durumdagenellikle tersine çevrilebilir akut böbrek yetmezliği bildirilmiştir.
ADE inhibitörleri kullanan bilateral böbrek arter stenozu veya soliter böbreğe giden arterin stenozu olan bazı hastalarda, kan üre ve serum kreatinin düzeylerinde tedavininkesilmesiyle düzelebilen yükselmeler görülmüştür. Bu özellikle böbrek yetmezliği olanhastalarda muhtemeldir. Eğer renovasküler hipertansiyon da mevcutsa şiddetli hipotansiyonve böbrek yetmezliği riski yüksektir. Bu hastalarda tedaviye, yakın tıbbi gözetim altında düşükdozlarla ve dikkatli doz titrasyonu ile başlanmalıdır. Diüretikler ile tedavi yukarıdaki durumakatkı yapan bir faktör olabileceğinden, RİLACE PLUS tedavisinin ilk birkaç haftasındaböbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Önceden bilinen herhangi bir böbrek rahatsızlığı olmayan bazı hipertansif hastalarda, lisinopril diüretikler ile kombine olarak verildiğinde kan üre ve serum kreatinin düzeylerindeminör ve geçici artışlar gözlenmiştir. Böyle bir durum RİLACE PLUS ile tedavi sırasındagörülürse, kombine tedaviye son verilmelidir. Tedaviye azaltılmış dozlarla yeniden başlamakmümkündür veya etkin maddelerden herhangi biri uygun şekilde tek başına kullanılabilir.
Önceki diüretik tedavisi
Diüretik tedavisi, lisinopril/hidroklorotiyazid kullanımına başlamadan 2-3 gün önce kesilmelidir. Bu mümkün değilse, tedaviye sadece lisinoprilin 5 mg'lık dozu ile başlanmalıdır.
Renal transplantasyon
Yakın zamanda böbrek nakli olan hastalarla ilgili deneyim bulunmadığından dolayı kullanılmamalıdır.
Hemodiyalizdeki hastalardaki anaflaktoid reaksiyonlar
Böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalarda RİLACE PLUS kullanılmamalıdır.
Bazı hemodiyaliz prosedürlerine giren (örn, yüksek-akış membran AN 69 ile ve dekstran sülfat ile düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin (LDL) aferezi sırasında) ve eş zamanlı olarakbir ADE inhibitörü ile tedavi edilen hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Buhastalarda farklı tipte bir diyaliz membranı veya farklı sınıftan bir antihipertansif ajankullanılması önerilir.
Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) afereziyle alakalı anafilaktoid reaksiyonlar
Nadiren, dekstran sülfat ile düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) aferezi sırasında ADE inhibitörü kullanan hastalarda yaşamı tehdit eden anafilaktoid reaksiyonlar gelişmiştir. Bureaksiyonlar, her bir aferezden önce ADE inhibitörü tedavisinin geçici olarak kesilmesi ileönlenmiştir.
Hepatik hastalıklar
Sıvı ve elektrolit dengesindeki küçük değişiklikler hepatik komaya neden olabileceği için tiyazidler, hepatik fonksiyon bozukluğu veya ilerleyen karaciğer hastalığı olanlarda dikkatlekullanılmalıdır.
ADE inhibitörleri nadiren kolestatik sarılık ya da hepatit ile başlayan ve ani gelişen nekroz ya da (bazen) ölümle devam eden sendrom ile ilişkilendirilmiştir. Bu sendromun mekanizmasıanlaşılmamıştır. Lisinopril/hidroklorotiyazid tedavisi sırasında sarılık gelişen ya da hepatikenzimlerin belirgin elevasyonu görülen hastalarda lisinopril/hidroklorotiyazid kullanımıdurdurulmalı ve uygun tıbbi takip başlatılmalıdır.
Ameliyat/anestezi
Büyük bir ameliyata girecek olan hastalarda veya hipotansiyona neden olacak maddelerle yapılan anestezi sırasında lisinopril, kompanse renin salgılanmasına sekonder olananjiyotensin II oluşumunu bloke edebilir. Eğer hipotansiyon görülürse ve bu mekanizmadankaynaklandığı düşünülüyorsa, volüm artırılması ile bu durum düzeltilebilir.
Metabolik ve endokrin etkileri
ADE inhibitörleri ve tiyazid tedavisi glukoz toleransını bozabilir. İnsülin dahil, antidiyabetik ajanlar için doz ayarlanması gerekli olabilir.
Oral antidiyabetik ilaçlar ya da insülin ile tedavi edilen diyabetik hastalarda, glisemik kontrol ADE inhibitörü ile tedavinin ilk ayında yakından izlenmelidir. Tiyazid tedavisi sırasında gizlidiyabet ortaya çıkabilir.
Tiyazidler idrardan kalsiyum atılımını azaltabilir ve serum kalsiyumunda aralıklı ve hafif yükselmeye neden olabilir. Belirgin hiperkalsemi gizli hiperparatiroidizmin bir göstergesiolabilir. Paratiroid fonksiyon testleri yapılmadan önce tiyazidler ile tedaviye ara verilmelidir.
Kolesterol ve trigliserid düzeylerindeki artış tiyazid içeren diüretik tedavisi ile ilişkili olabilir. Tiyazid tedavisi bazı hastalarda hiperürisemi ve/veya gut ortaya çıkmasına neden olabilir.Ancak, lisinopril idrardaki ürik asidi artırabilir ve böylece hidroklorotiyazidin hiperürisemiketkisini azaltabilir.
Elektrolit dengesizliği
Diüretik tedavi gören hastalarda, belirli aralıklarla, serum elektrolitlerinin tayini yapılmalıdır.
Hidroklorotiyazidi de içeren tiyazidler, sıvı ya da elektrolit dengesizliğine (hipokalemi, hiponatremi ve hipokloremik alkaloz) yol açabilir. Elektrolit/sıvı dengesizliği belirtileri; ağızkuruluğu, susama, güçsüzlük, uyuşukluk, sersemlik, karın ağrısı ya da kramplar, kasyorgunluğu, hipotansiyon, oligüri, taşikardi ve bulantı ya da kusma gibi mide-bağırsaksistemi rahatsızlıklarıdır. Ödemli hastalarda, sıcak havada dilüsyonel hiponatremi ortayaçıkabilir. Klorür eksikliği genellikle hafiftir ve tedavi gerektirmez. Tiyazidlerin,hipomagnezemi ile sonuçlanabilen, magnezyumun üriner atılımını arttırdığı gösterilmiştir.
Tiyazidler üriner kalsiyum atılımını azaltabilir ve serum kalsiyumun aralıklı ve zayıf elevasyonuna neden olabilir. Belirgin hiperkalsemi, gizli hiperparatiroidizmin göstergesiolabilir. Tiyazidler, paratiroid fonksiyon testleri yapılmadan önce kesilmelidir.
Hiperkalemi
Lisinopril de dahil olmak üzere ADE inhibitörleri ile tedavi edilen bazı hastalarda serum potasyum düzeylerinde artışlar gözlenmiştir.
Hiperkalemi gelişimi için risk altındaki hastalar arasında böbrek yetmezliği, diyabet ya da eşzamanlı potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviyeleri, potasyum içeren tuz ikameleriya da serumdaki potasyumu arttıran diğer ilaçları kullanan hastalar (örn. heparin, ko-trimoksazol olarak da bilinen trimetoprim/sülfametoksazol kombinasyonu) mevcuttur.Yukarıda belirtilen ajanların birlikte kullanımı uygun görülüyorsa, serum potasyumunundüzenli olarak izlenmesi tavsiye edilir (Bkz. Bölüm 4.5).
Diyabetik hastalar
Oral antidiyabetik ilaçlar ya da insülin ile tedavi edilen diyabetik hastalarda, glisemik kontrol ADE inhibitörü ile tedavinin ilk ayında yakından izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.5).
Hipersensitivite/Anjiyoödem
Lisinopril dahil, ADE inhibitörleri ile tedavi gören hastaların yüz, ekstremiteler, dudaklar, dil, glotis ve/veya larenksinde seyrek olarak anjiyoödem bildirilmiştir. Bu durum, tedavi sırasındaherhangi bir zamanda görülebilir. Böyle durumlarda, RİLACE PLUS uygulaması derhaldurdurulmalı ve hastayı göndermeden önce semptomların tamamen ortadan kalktığından eminolmak için uygun tedavi ve takip yapılmalıdır. Nefes almada zorluk olmaksızın sadece dilşişmesi olan durumlarda dahi, antihistaminikler ve kortikosteroidler ile tedavi yeterliolmayabileceğinden, hastaların uzun süre gözlenmesi gerekebilir.
Çok seyrek olarak, laringeal ödem veya dil ödemine bağlı ölümler bildirilmiştir. Özellikle daha önce hava yolu ameliyatı geçirmiş olan, dil, glotis veya larenks ödemi olan hastalarda,hava yolunun kapanması muhtemeldir. Bu gibi durumlarda hemen adrenalin uygulanmasıve/veya solunum yolunun açık tutulmasını içeren acil tedavi uygulanmalıdır. Semptomlartamamen ve sürekli olarak ortadan kalkıncaya kadar hasta yakın tıbbi gözlem altındaolmalıdır.
siyah olmayanlara nazaran daha yüksek
ADE inhibitörleri siyah ırka mensup hastalarda, oranda anjiyoödeme neden olur.
Özgeçmişinde ADE inhibitör tedavisi ile ilişkili olmayan anjiyoödem öyküsü olan hastalar, ADE inhibitörleri kullandıklarında artmış anjiyoödem riski altında olabilir (Bkz. Bölüm4.3).
Eş zamanlı olarak mTOR inhibitörleri (ör. Sirolimus, everolimus, temsirolimus) tedavisi alan hastalar anjioödem riskinde (örneğin solunum yollarının veya dilin şişmesi veya solunumbozukluğu olmadan) artış olabilir (Bkz. Bölüm 4.5).
Alerji veya bronşiyal astım hikayesi olan ya da olmayan hastalarda, tiyazid kullandıklarında hassasiyet reaksiyonları meydana gelebilir. Tiyazidlerin kullanımı ile sistemik lupuseritematoz aktive olabilir veya şiddeti artabilir.
Desensitizasyon
Desensitizasyon tedavisi (örn, himenoptera venom) sırasında ADE inhibitörü kullanan hastalarda uzamış anafilaktoid reaksiyonlar görülebilir. Aynı hastalarda, ADE inhibitörügeçici olarak verilmediği zaman bu reaksiyonlar önlenmiş, ancak kazara ilaç tekrarkullanıldığında yeniden ortaya çıkmıştır.
Nötropeni/agranülositoz
ADE inhibitörleri alan hastalarda nötropeni/agranülositoz, trombositopeni ve anemi raporlanmıştır. Renal fonksiyonu normal olan ve başka komplike faktörler olmayan hastalardanötropeni nadiren ortaya çıkar. ADE inhibitörünün kesilmesinden sonra nötropeni veagranülositoz geri dönüşlüdür. Kollajen damar hastalığı olan, immünosüpresan tedavi gören,allopurinol ya da prokainamid ile tedavi edilen veya bu komplike faktörlerle birlikte özellikledaha önceden gelen renal fonksiyon bozukluğu olanlarda lisinopril aşırı dikkatlekullanılmalıdır. Bu hastalardan bazılarında, birkaç durumda yoğun antibiyotik tedavisinecevap vermeyen ciddi enfeksiyonlar gelişmiştir. Bu hastalarda lisinopril kullanılırsa, beyazkan hücre sayımının periyodik olarak takip edilmesi tavsiye edilir ve hastalar enfeksiyonbelirtilerinin bildirilmesi konusunda bilgilendirilmelidir.
Irk
ADE inhibitörleri siyah ırktan hastalarda beyaz hastalara göre daha yüksek oranda anjiyoödeme neden olur.
Diğer ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, siyah hipertansif popülasyonda muhtemelen düşük renin düzeylerinin daha yüksek olması nedeniyle lisinopril, siyah hastalarda kan basıncınıdüşürmede daha az etkili olabilir.
Öksürük
ADE inhibitörleri kullananlarda öksürük bildirilmiştir. Tipik olarak öksürük inatçı ve nonprodüktif olup tedaviye son verildiğinde geçer. ADE inhibitörlerinin neden olduğuöksürük, öksürüğün ayırıcı tanısı olarak kabul edilmelidir.
Lityum
Lityum ve ADE inhibitörlerinin kombinasyonu genellikle önerilmez (Bkz. Bölüm 4.5).
Anti-doping testi
Bu ilacın içeriğinde bulunan hidroklorotiyazid, anti-doping testinde pozitif analitik sonuca neden olabilir.
Gebelik
Gebelik sırasında ADE inhibitörleri ile tedavi başlatılmamalıdır. Devam eden ADE inhibitör tedavisinin gerekli olduğu sonucuna varılmadıkça, hamile kalmayı planlayan hastalar, gebeliksırasında kullanımı güvenli olan alternatif anti-hipertansif tedavilere yönlendirilmelidir. Gebetanısı konulduktan sonra ADE inhibitörleri ile tedavi derhal durdurulmalıdır ve eğer uygunsaalternatif tedavi başlatılmalıdır.
Melanom dışı cilt kanseri
Danimarka Ulusal Kanser Kayıtlarına dayanarak yapılan iki epidemiyolojik çalışmada; artan kümülatif hidroklorotiyazid maruziyeti ile melanom dışı cilt kanseri [bazal hücreli karsinomve skuamöz hücreli karsinom] riskinde artış gözlenmiştir. Hidroklorotiyazidin fotosensitiviteyapıcı etkisi melanom dışı cilt kanserinde olası bir mekanizma olarak rol oynayabilir.
Hidroklorotiyazid alan hastalar melanom dışı cilt kanseri riski hakkında bilgilendirilmeli ve yeni lezyonlar için ciltlerini düzenli olarak kontrol etmeleri ve şüpheli deri lezyonlarını derhalbildirmeleri önerilmelidir. Hastalara deri kanseri riskini minimum düzeye indirmek üzeregüneş ışığı ve UV ışını maruziyetini sınırlandırmaları ve maruziyet durumunda yeterli korumauygulamaları tavsiye edilmelidir. Şüpheli deri lezyonları, histolojik biyopsi incelemeleri dedahil edilerek acil olarak incelenmelidir. Melanom dışı deri kanseri öyküsü olan hastalardahidroklorotiyazid kullanımının dikkatli bir şekilde tekrar gözden geçirilmesi de gerekebilir.(ayrıca bkz. Bölüm 4.8).
Bu tıbbi ürün, her tablette 35 mg mannitol ihtiva eder; hafif derecede laksatif etkisi olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleriAntihipertansif ajanlar
Lisinopril diğer antihipertansif ajanlarla kombine edildiğinde (örn. gliseril trinitrat ve diğer nitratlar, ya da diğer vazodilatörler), kan basıncında düşme meydana gelebilir.
Lisinoprilin aliskiren içeren ilaçlar ile kombinasyonundan kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).
Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) ADE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri veya aliskiren ile kombine kullanımı yoluyla çift blokajgöstermesini, tek bir RAAS-aktive edici ajan kullanımına kıyasla yüksek tansiyon,hiperkalemi ve azalan böbrek fonksiyonu (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers etkilerinyüksek sıklıkta görülmesiyle ilişkilendirmiştir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).
Anjiyoödem riskini arttırabilen ilaçlar
ADE inhibitörlerinin mTOR inhibitörleri (Ör; temsirolimus, sirolimus, everolimus) veya nötral endopeptidaz (NEP) inhibitörleri (Ör; rasekadotril) veya doku plazminojen aktivatörleri ilebirlikte kullanımı anjiyoödem riskini arttırabilir.
Lityum
Lityum genel olarak, diüretikler veya ADE inhibitörleri ile birlikte verilmemelidir. Diüretik ajanlar ve ADE inhibitörleri lityumun böbrek klerensini azaltır ve lityum toksisitesi için yüksekderecede risk yaratır. Bu tip preparatları kullanmadan önce lityum preparatlarının ürün bilgileriokunmalıdır. Eğer kombinasyon gerekli olursa serum lityum düzeyleri dikkatli takipedilmelidir.
Potasyum takviyeleri, potasyum tutucu ajanlar veya potasyum içeren tuz olarak kullanılan maddeler:
Tiyazid diüretiklerinin potasyum kaybına yol açan etkisi, genellikle lisinoprilin potasyum tutucu etkisi ile azaltılır. Potasyum takviyeleri, potasyum tutucu ajanlar veya potasyumiçeren tuzlar, özellikle böbrek fonksiyon yetersizliği olan hastalarda ya da diab etes mellitushastalarında serum potasyum düzeylerini önemli ölçüde yükseltebilir. Eğer RİLACE PLUSve bu ajanlardan herhangi birisinin birlikte kullanılması mutlaka gerekli ise, dikkatlikullanılmalı ve hastanın serum potasyum düzeyleri sık sık kontrol edilmelidir.
Torsades de pointes-tetikleyici tıbbi ürünler
Hipokalemi riski nedeniyle hidroklorotiyazid ve “torsades de pointes”i tetikleyen tıbbi ürünlerin (örneğin bazı antiaritmikler, bazı antipsikotikler ve “torsades de pointes”i tetiklediğibilinen diğer ilaçların) birlikte uygulanmasında dikkatli olunmalıdır.
Trisiklik antidepresanlar/ antipsikotikler /anestezikler
Bazı anesteziketkilitıbbiürünler,trisiklikantidepresanlarveantipsikotiklerinADE
inhibitörleri ile birlikte kullanımıkanbasıncındadahafazladüşmeyenedenolabilir(Bkz.
Bölüm 4.4).
Asetilsalisilik asit içeren steroid olmayan anti-enflamatuar ilaçlar (NSAİİ)
NSAİİ'nin kronik uygulanması (selektif COX-2 inhibitörleri, asetilsalisilik asit > 3 g/gün ve non-selektif NSAİİ) ADE inhibitörleri ve tiyazid diüretiklerin antihipertansif ve diüretiketkisini azaltabilir. NSAİİ ve ADE inhibitörleri serum potasyumunda artış üzerine additifetkileşme gösterir ve böbrek işlevinin bozulmasıyla sonuçlanabilir. Bu etki normalde geridönüşümlüdür. Ender olarak, özellikle yaşlı ve dehidrate olanlar gibi böbrek işlevininbozulduğu hastalarda, akut böbrek yetmezliği görülebilir.
Altın
ADE inhibitörleri kullanan hastalarda, altın (örneğin, sodyum orotiyomalat) enjeksiyonunu takiben nitritoid reaksiyonlar (sıcak basması, mide bulantısı, baş dönmesi ve hipotansiyon gibi,çok şiddetli olabilen vazodilatasyon semptomları) daha sık bildirilmiştir.
Sempatomimetikler
Sempatomimetikler ADE inhibitörlerin antihipertansif etkisini azaltabilir.
Tiyazidler, noradrenaline karşı arteriyel yanıtı azaltabilir, ancak terapötik kullanım için kan basıncını arttırıcı maddenin etkinliğini engellemek için yeterli değildir.
Antidiyabetikler
Bir tiyazid diüretik ile tedavi, glikoz toleransını bozabilir. Bu fenomen kombinasyon tedavisinin ilk haftalarında ve böbrek bozukluğu olan hastalarda daha sık ortaya çıkmaktadır.İnsülin içeren diğer antidiyabetik ilaçlar, diyabetik hastaların gereksinimlerine göreartırılabilir, azaltılabilir veya değişmeyebilir.
Diazoksidin hiperglisemik etkisi tiyazidler tarafından arttırılabilir.
Amfoterisin B (parenteral), karbenoksolon, kortikosteroidler, kortikotropin (ACTH) veya stimülan laksatifler
Hidroklorotiyazidin potasyum tüketme etkisinin, potasyum kaybı ve hipokalemi ile ilgili ilaçların dozlarının artmasına bağlı olması beklenebilir (örn. diğer kaliüretik diüretikler,laksatifler, amfoterisin, karbenoksolon, salisilik asit türevleri).
Hipokalemi, steroidlerin veya adrenokortikotropik hormonun (ACTH) birlikte kullanımı sırasında gelişebilir.
Kalsiyum tuzları
Tiyazid diüretikler, azalan atılım nedeniyle serum kalsiyum düzeylerini artırabilir. Kalsiyum takviyeleri veya D vitamini reçete edilmesi gerekiyorsa, serum kalsiyum seviyeleri izlenmelive doz buna göre ayarlanmalıdır.
Kalp glikozitleri
Tiyazidin yol açtığı hipokalemi ile ilişkili olarak dijital toksisite riskinde bir artış görülebilir (örn. ventriküler duyarlılıkta artış).
Kolestiramin ve kolestipol
Bunlar hidroklorotiyazidin emilimini geciktirebilir veya azaltabilir. Bu yüzden sülfonamid diüretikleri, bu ajanların alınmasından en az 1 saat önce veya 4-6 saat sonra alınmalıdır.
Depolarizan olmayan kas gevşeticileri
Tiyazidler, depolarizan olmayan iskelet kas gevşeticilerine yanıt verebilirler (örn. tubokurarin)
Trimetoprim
Trimetoprim ile ADE inhibitörleri ve tiyazidlerin birlikte uygulanması hiperkalemi riskini arttırır.
Sotalol
Tiyazidin tetiklediği hipokalemi, sotalolun tetiklediği aritmi riskini arttırabilir.
Allopurinol
ADE inhibitörleri ve allopurinolün birlikte uygulanması böbrek hasarı riskini arttırır ve lökopeni riskinde bir artışa yol açabilir.
Siklosporin
ADE inhibitörleri ve siklosporinin birlikte uygulanması hiperürisemi ve gut tipi komplikasyon riskini arttırır.
Lovastatin
ADE inhibitörleri ve lovastatinin birlikte uygulanması hiperkalemi riskini arttırır.
Sitostatikler, immünsupresanlar, prokainamid
ADE inhibitörlerinin bu ilaçlarla birlikte uygulanması lökopeni riskinde artışa yol açabilir (Bkz. Bölüm 4.4). Tiyazidler, sitotoksik tıbbi ürünlerin (örn., siklofosfamid, metotreksat) renalatılımını azaltabilir ve miyelosüpresif etkilerini kuvvetlendirebilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Ko-trimoksazol (trimetoprim / sülfametoksazol)
Eş zamanlı ko-trimoksazol (trimetoprim / sülfametoksazol) alan hastalarda hiperkalemi riski artmış olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Tiyazidler amantadinin neden olduğu yan etki riskini artırabilir. Postural hipotansiyon, aynı anda alkol, barbitürat veya anestezik alımıyla daha da kötüleşebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar /Doğum kontrolü/Kontrasepsiyon
ADE inhibitörü tedavisine devam edilmesi gerekli görülmedikçe, gebe kalmayı planlayan hastalar, gebelikte kullanım için kanıtlanmış bir güvenlilik profiline sahip alternatifantihipertansif tedavisine geçirilmelidir.
Devam eden ACE inhibitörleri tedavisi gerekli görülmedikçe, gebeliği planlayan hastalar, gebelikte kullanılmak üzere belirlenmiş bir güvenlik profiline sahip alternatif antihipertansiftedavilere değiştirilmelidir. Gebelik teşhisi konduğunda, ACE inhibitörleri ile tedavi derhaldurdurulmalı ve uygunsa alternatif tedaviye başlanmalıdır.
10
Gebelik dönemi ADE inhibitörleri
RİLACE PLUS'ın gebelik döneminde kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3)
Gebeliğin ilk trimesterinde ADE inhibitörlerine maruziyeti takiben oluşan teratojenite riskine ilişkin epidemiyolojik kanıtlar kesin olmamakla birlikte, riskte küçük bir artış olasılık dışıbırakılamaz.
Gebelik teşhisi konulduğunda, ADE inhibitörü ile tedavi derhal kesilmeli ve uygunsa, alternatif bir tedaviye başlanmalıdır.
Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde ADE inhibitörlerine maruziyetin insan fetotoksisitesini (azalmış renal fonksiyon, oligohidramnioz, kafatası kemikleşmesindegecikme) ve neonatal toksisiteyi (renal yetmezlik, hipotansiyon, hiperkalemi) indüklediğibilinmektedir (Bkz. Bölüm 5.3). Gebeliğin ikinci trimesterinden itibaren ADE inhibitörünemaruziyet olması durumunda, renal fonksiyon kontrolü ve kranial ultrason incelemesi önerilir(Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).
Hidroklorotiyazid
Gebelik döneminde, özellikle ilk trimester sırasında hidroklorotiyazid kullanımı ile ilgili sınırlı deneyim mevcuttur. Hayvanlar üzerindeki çalışmalar yeterli değildir.
Hidroklorotiyazid plasentaya geçer. Hidroklorotiyazid aksiyonunun farmakolojik mekanizmasına dayanarak, ikinci ve üçüncü trimesterde kullanım feto-plasental perfüzyonlauyuşabilir ve sarılık, elektrolit dengesizliği ve trombositopeni gibi fetal ve neonatal etkilereyol açabilir.
Hidroklorotiyazid, hastalık üzerine yararlı etkisi olmadan, plazma hacmi ve plasental hipoperfüzyonda düşüş riskine bağlı olarak gebelik ödemi, gebelik hipertansiyonu ya dapreeklampsi için kullanılmamalıdır.
Hidroklorotiyazid başka bir tedavinin uygulanamadığı nadir koşullar haricinde, esansiyel hipertansiyonu olan gebe kadınlarda kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi ADE inhibitörleri
Lisinopril/hidroklorotiyazidin emzirme sırasında kullanımına dair bilgi olmadığı için, bu dönemde kullanılması önerilmez; özellikle yeni doğan bir bebeği ya da prematüre bir bebeğiemzirirken, emzirme döneminde daha iyi bir güvenlilik profiline sahip olduğu kanıtlanmışalternatif tedaviler tercih edilmelidir.
Hidroklorotiyazid:
Hidroklorotiyazid, küçük miktarlarda insan sütü ile atılır. Yoğun diüreze neden olan yüksek dozlarda tiyazidler süt üretimini engelleyebilir. Emzirme sırasında lisinopril/hidroklorotiyazidkullanılması önerilmez. Emzirme döneminde lisinopril/hidroklorotiyazid kullanılıyorsa, dozlarmümkün olduğunca düşük tutulmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Veri bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Diğer antihipertansifler gibi, lisinopril/hidroklorotiyazid kombinasyon ürünleri araç ve makine kullanımı üzerinde hafif-orta düzeyde bir etkiye sahip olabilir. Özellikle tedavininbaşlangıcında, doz değiştirildiğinde veya alkolle birlikte kullanıldığında bu etkiler görülebilir.Ancak bu etkiler kişilerin duyarlılığına bağlıdır. Hastaların bu bakımdan uyarılmasıgerekmektedir.
Araç veya makine kullanırken, ara sıra baş dönmesi veya yorgunluğun meydana gelebileceği dikkate alınmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Lisinopril ve/veya hidroklorotiyazid ile tedavi sırasında istenmeyen etkiler gözlenmiş ve bildirilmiştir. Raporlama için aşağıdaki sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (> 1/10), yaygın (> 1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (> 1/1000 ila <1/100), seyrek (> 1/10000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
En yaygın bildirilen istenmeyen etkiler öksürük, sersemlik hissi, hipotansiyon ve baş ağrısıdır ve tedavi edilen hastaların %1-10'unda görülebilir. Klinik çalışmalarda, yan etkiler genelliklehafif ve geçici olmuştur ve çoğu durumda tedavinin kesilmesini gerektirmemiştir.
Lisinopril:Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Hemoglobinde azalma, hematokritte azalma.
Çok seyrek: Kemik iliği depresyonu, anemi, trombositopeni, lökopeni, nötropeni, agranülositoz (Bkz. Bölüm 4.4), hemolitik anemi, lenfadenopati, otoimmün hastalıklar.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Anaflaktik/anaflaktoid reaksiyonlar
Endokrin hastalıkları
Seyrek: Uygunsuz antidiüretik hormon salınımı sendromu (SIADH)
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: Hipoglisemi.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Duygulanım değişiklikleri, depresif semptomlar.
Seyrek: Mental konfüzyon.
Bilinmiyor: Halüsinasyonlar
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik hissi, baş ağrısı, senkop.
Yaygın olmayan: Parestezi, vertigo, tat değişiklikleri, uyku düzensizlikleri.
Seyrek: Koku duyusunda değişiklik.
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Yüksek riskli hastalarda muhtemelen aşırı hipotansiyona bağlı miyokard infarktüsü ya da serebrovasküler olay (Bkz. Bölüm 4.4), çarpıntı ve taşikardi.
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Ortostatik hipotansiyonu da içeren ortostatik etkiler
Yaygın olmayan: Raynaud sendromu Bilinmiyor: Yüz kızarması (flushing)
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Öksürük (Bkz. Bölüm 4.4).
Yaygın olmayan: Rinit
Çok seyrek: Bronkospazm, sinüzit, alerjik alveolit/eozinofilik pnömoni.
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Diyare, kusma.
Yaygın olmayan: Bulantı, karın ağrısı ve hazımsızlık Seyrek: Ağız kuruluğu.
Çok seyrek: Pankreatit, instestinal anjiyoödem.
Hepato-biliyer hastalıklar
Yaygın olmayan: Karaciğer enzimleri ve bilirubin düzeyinde yükselme.
Çok seyrek: Hepatoselüler veya kolestatik hepatit, sarılık ve karaciğer yetmezliği (Bkz. Bölüm 4.4).*
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Döküntü, kaşıntı.
Seyrek: Aşırı duyarlılık/anjiyonörotik ödem: yüz, ekstremiteler, dudak, dil, gırtlak ve/ veya larinksin anjiyonörotik ödemi (Bkz. Bölüm 4.4), ürtiker, alopesi, psöriyazis.
Çok seyrek: Terleme, pemfigus, toksik epidermal nekroliz, Stevens-Johnson Sendromu, eritema multiforme, kutanöz psödolenfoma 1
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Böbrek disfonksiyonu.
Seyrek: Üremi, akut böbrek yetmezliği.
Çok seyrek: Oligüri/anüri.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: İktidarsızlık.
Seyrek: Jinekomasti.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın olmayan: Asteni, yorgunluk.
Araştırmalar
Yaygın olmayan: Kan üresinde artış, serum kreatininde artış, hiperkalemi.
Seyrek: Hiponatremi.
*Çok seyrekolarak,bazıhastalardahepatitinkaraciğeryetmezliğinekadarilerlediği
bildirilmiştir. Lisinopril/hidroklorotiyazid kombinasyonu alan ve karaciğer enzimlerinde belirgin yükselme veya sarılık ortaya çıkan hastalarda lisinopril/hidroklorotiyazidkombinasyonu kesilmelidir ve bu hastalar uygun bir şekilde tıbbi olarak izlenmelidir.
HidroklorotiyazidEnfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Sialadenit.
İyi huylu neoplazmlar, malign ve belirtilmemiş (kist ve polip dahil)
Melanom dışı cilt kanseri (Bazal hücreli karsinom ve Skuamöz hücreli karsinom)
Seçilen yan etkilerin tanımı
Melanom dışı cilt kanseri: Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen mevcut verilere dayanarak, hidroklorotiyazid ve melanom dışı cilt kanseri arasında kümülatif doza bağımlıilişki gözlenmiştir (ayrıca bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Lökopeni, nötropeni/agranülositoz, trombositopeni, aplastik anemi, hemolitik anemi, kemik iliği depresyonu.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
İştahsızlık, hiperglisemi, glikozüri, hiperürisemi, elektrolit dengesizliği (hiponatremi ve hipokalemi, hipokloremik alkaloz ve hipomagnezemiyi içeren), kolesterol ve trigliseridlerdüzeyinde artış, gut.
Psikiyatrik hastalıklar
Huzursuzluk, depresyon, uyku bozukluğu.
Sinir sistemi hastalıkları
İştah kaybı, parestezi, sersemlik hissi.
Göz hastalıkları
Ksantopsi, akut miyop ve akut açı kapanması glokomu, geçici bulanık görüş.
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Vertigo.
Kardiyak hastalıklar
Postural hipotansiyon.
Vasküler hastalıklar
Nekrotizan anjitis (vaskülit, kütanöz vaskülit).
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Çok seyrek: Akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) (bkz. Bölüm 4.4)
Solunum sıkıntısı (pnömoni ve pulmoner ödem dahil).
Gastrointestinal hastalıklar
Gastrik irritasyon, diyare, konstipasyon, pankreatit.
Hepatobiliyer hastalıklar
Sarılık (intrahepatik kolestatik sarılık).
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Fotosensivite reaksiyonlan, döküntü, sistemik lupus eritematoz, kutanöz lupus eritematozus benzeri reaksiyonlar, kutanöz lupus eritematozusun reaktivasyonu, ürtiker, anafilaktikreaksiyonlar, toksik epidermal nekroliz.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Kas spazmı, kas güçsüzlüğü.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Böbrek disfonksiyonu, interstisyel nefrit.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Ateş, güçsüzlük.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisiBelirtiler
İnsanlarda doz aşımı için sınırlı miktarda veri mevcuttur. ADE inhibitörlerinin doz aşımı ile ilişkili olan semptomlar şunları içerebilir: hipotansiyon, dolaşım şoku, elektrolitdüzensizlikleri, böbrek yetmezliği, hiperventilasyon, taşikardi, çarpıntı, bradikardi,sersemlik hissi, anksiyete ve öksürük.
Hidroklorotiyazid doz aşımının ilave semptomları şunlardır; artmış diürez, bilincin baskılanması (koma dahil), konvülsiyonlar, parezi, kardiyak aritmiler ve böbrek yetmezliği.Eğer birlikte dijital de uygulanmışsa, hipokalemi kardiyak aritmileri arttırabilir.
Tedavi
Doz aşımının önerilen tedavisi normal salin solüsyonunun intravenöz infüzyonudur. Eğer hipotansiyon görülürse, hasta supin pozisyona getirilmelidir. Eğer mümkünse, anjiyotensin IIinfüzyonu ve/veya intravenöz katekolaminler ile tedavi de göz önüne alınabilir. İlaç kısazaman önce alınmışsa, lisinoprilin uzaklaştırılmasını hedefleyen önlemler alınır (Örneğinkusturma, mide lavajı, absorbanlar ve sodyum sülfatın uygulanması). Lisinopril geneldolaşımdan hemodiyalizle uzaklaştırılabilir (Bkz. Bölüm 4.4). Tedaviye dirençli bradikardiiçin pacemaker tedavisi endikedir. Yaşamsal bulgular, serum elektrolitleri ve kreatininkonsantrasyonları sık aralıklarla izlenmelidir.
Bradikardi veya geniş vagal reaksiyonlar atropin verilerek tedavi edilmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Lisinopril ve diüretikler ATC kodu
:
C09BA03
RİLACE PLUS, bir anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü olan lisinopril ve tiyazid grubu bir diüretik olan hidroklorotiyazid içeren bir sabit doz kombinasyonudur. Heriki bileşenin birbirini tamamlayıcı etkileri vardır ve aditif bir antihipertansif etki gösterirler.
Lisinopril
Etki mekanizması
Lisinopril bir peptidil dipeptidaz inhibitörüdür. Lisinopril, anjiyotensin I'in bir
vazokonstriktör peptid olan anjiyotensin II'ye dönüşmesini katalize eden anjiyotensin dönüştürücü enzimi (ADE) inhibe eder. Anjiyotensin II ayrıca adrenal korteksten aldosteronsalgılanmasını da stimüle eder. A^E'nin inhibisyonu, anjiyotensin II'nin konsantrasyonunuazaltır; bu da vazopressör aktivitenin ve aldosteron salgılanmasının azalmasına neden olur.
Aldosteron salgılanmasının azalması serum potasyum konsantrasyonunda bir artışa neden olabilir.
Farmakodinamik etkiler
Lisinoprilin kan basıncını, öncelikle renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin supresyonu mekanizmasıyla düşürdüğü düşünülmekteyse de, lisinopril düşük-renin hipertansiyonluhastalarda bile antihipertansiftir. ADE, bradikinini degradasyona uğratan bir enzim olankininaz II ile özdeştir. Kuvvetli bir vazodilatör peptid olan bradikininin artan düzeylerinin,lisinoprilin terapötik etkilerinde bir rol oynayıp oynamadığı açıklığa kavuşturulması gerekenbir konudur.
Klinik etkililik ve güvenlilikRenin-anji^yotensin sistemi (RAS)-etkili ilaçlar
İki büyük randomize kontrollü çalışma (ONTARGET (ONgoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VA NEPHRON-D (The VeteransAffairs Nephropathy in Diabetes)) bir ADE-inhibitorünün bir anjiyotensin II reseptörblokeriyle kombine kullanımını incelemiştir.
ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da kanıtlanmış son-organ hasarı ile birlikte seyreden tip 2 diyabetes mellitus hastalarındayürütülmüştür. VA NEPHRON-D çalışması, tip 2 diyabetes mellitus hastalığı olan vediyabetik nefropatisi bulunan hastalarda yürütülmüştür.
Bu çalışmalar, renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite üzerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akut böbrek hasarı ve/veyahipotansiyon riskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer farmakodinamik özellikleri dikkatealındığında bu sonuçlar diğer ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri için deanlamlıdır.
Bu nedenle ADE-inhibitorleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri diyabetik nefropali bulunan hastalarda birlikte kullanılmamalıdır.
ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diabetes using Cardiovascular and Renal Disease Endpoints) çalışması, kronik böbrek hastalığı, kardiyovasküler hastalık ya da her ikisi bulunantip 2 diyabetes mellitus hastalarında standart bir ADE inhibitorü ya da bir anjiyotensin IIreseptorü blokeri tedavisine aliskiren eklenmesinin yararını test etmek için tasarlanan birçalışma olmuştur. Advers sonuç riskinde artış olması nedeniyle çalışma erkensonlandırılmıştır. Aliskiren grubunda, plasebo grubuna kıyasla, kardiyovasküler ölüm ve inmevakalarının her ikisi de sayısal olarak daha sık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddi adversolaylar (hiperkalemi, hipotansiyon ve renal disfonksiyon) aliskiren grubunda plasebo grubunagöre daha sık bildirilmiştir.
Hidroklorotiyazid
Etki mekanizması
Hidroklorotiyazid diüretik ve antihipertansif bir ajandır. Elektrolit reabsorpsiyonunun distal renal tübüler mekanizmasını etkiler ve sodyum ile klorür atılımını eşit miktarlarda artırır.Natriürez, bir miktar potasyum ve bikarbonat kaybıyla birlikte olabilir. Tiyazidlerinantihipertansif etki mekanizması bilinmemektedir.
Farmakodinamik etkiler
Tiyazidler genellikle normal kan basıncını etkilemez.
Melanom dışı cilt kanseri: Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen mevcut verilere dayanarak, hidroklorotiyazid ve melanom dışı cilt kanseri arasında kümülatif doza bağımlı birilişki gözlenmiştir. Yapılan bir çalışmaya, sırasıyla 1.430.833 ve 172.462 popülasyonkontrolleriyle eşleştirilmiş 71.533 bazal hücreli karsinom vakası ve 8629 skuamöz hücrelikarsinom vakasından oluşan bir popülasyon dahil edilmiştir. Yüksek düzeydehidroklorotiyazid kullanımı (>50,000 mg kümülatif) bazal hücreli karsinom için 1,29 (%95güven aralığı (CI): 1,23 - 1,35) ve skuamöz hücreli karsinom için 3,98 (%95 CI: 3,68 - 4,31)düzeyinde düzeltilmiş maruziyet olasılıkları oranı (OR;Odds Ratio) ile ilişkilendirilmiştir.Hem bazal hücreli karsinom, hem de skuamöz hücreli karsinom için belirgin bir kümülatifdoz-yanıt ilişkisi gözlenmiştir. Başka bir çalışma, dudak kanseriyle hidroklorotiyazidmaruziyetinin ilişkili olabileceğini göstermiştir: 633 dudak kanseri vakası bir riskli-kümeörnekleme stratejisi kullanılarak 63.067 kontrolle eşleştirilmiştir. 2,1 (%95 CI: 1,7 - 2,6)düzeyinde ayarlanmış bir olasılık oranıyla (OR) ile kümülatif doz-yanıt ilişkisi kanıtlanmışolup, uzun zamandır yüksek düzeyde kullananlar için (~25.000 mg) OR 3,9'a (3,0 - 4,9) veen yüksek kümülatif doz için (~100.000 mg) 7,7'ye (5,7 - 10,5) yükselmektedir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Lisinopril ve hidroklorotiyazidin birlikte uygulanmasının bu iki ilacın b iyoyararlanımı üzerine hiçbir etkisiyokturveyaçokazetkisivardır. Kombinasyontabletiayrıayrıbileşenlerin
birlikte uygulanması ile biyoeşdeğerdir.
Lisinopril
Emilim:
Lisinoprilin oral yoldan uygulanmasının ardından 7 saat içinde pik serum konsantrasyonlarına ulaşılır. Bununla birlikte akut miyokardiyal enfarktüslü hastalarda pik serum konsantrasyonuiçin geçen zaman küçük bir gecikme eğilimi göstermiştir. Üriner geri kazanıma dayanarak,lisinopril absorpsiyonunun ortalama miktarı, çalışılan doz aralığında (5-80 mg), %6-60oranında bir hastalar arası değişkenlik ile birlikte, yaklaşık %25'dir. Mutlak biyoyararlanımkalp yetmezliği olan hastalarda yaklaşık %16 azalmıştır. Lisinopril absorpsiyonu gıdamevcudiyetinden etkilenmez.
Dağılım:
Lisinopril dolaşımdaki anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) dışında serum proteinlerine bağlanmamaktadır. Sıçanlarda yapılan çalışmalar lisinoprilin kan-beyin bariyerini düşükoranda geçtiğini göstermektedir.
Biyotransformasyon:
Lisinopril metabolize olmamaktadır.
Eliminasyon:
Lisinopril metabolizmaya girmez ve tümü idrarla değişmeksizin atılır. Çoklu dozda lisinopril, 12,6 saatlik bir efektif yarılanma ömrüne sahiptir. Sağlıklı kişilerde lisinoprilinklerensi yaklaşık 50 mL/dk'dır. Azalan serum konsantrasyonları uzayan bir terminal fazgösterir, bu durum ilaç birikimine katkıda bulunmaz. Bu terminal faz muhtemelen ADE'yedoymuş bir bağlanmayı temsil eder ve dozla orantılı değildir.
Hastalardaki karakteristik özellikler Karaciğer yetmezliği:
Sirotik kişilerde karaciğer fonksiyon bozukluğu, sağlıklı kişilere kıyasla azalmış klerense bağlı olarak, lisinopril absorpsiyonunda azalmaya (üriner geri kazanıma göre tayin edildiğindeyaklaşık %30), maruziyette ise artışa (yaklaşık %50) neden olur.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyon bozukluğu böbrekler yoluyla atılan lisinoprilin eliminasyonunu azaltır. Ancak bu azalma sadece glomerüler filtrasyon hızı 30 mL/dk'nın altında olduğunda klinikolarak önemlidir.
Tablo 1: Çoklu 5 mg doz uygulaması sonrası farklı böbrek hastası gruplarında lisinoprilin farmakokinetik parametreleri |
Böbrek fonksiyonu Kreatinin klerensiile ölçülmüş |
n |
Cmaks
(ng/mL) |
Tmaks
(saat) |
EAA
(0-24 saat) (ng/saat/mL) |
t1/2
(saat) |
>80 mL/dakika
|
6
|
40,3
|
6
|
492±172
|
6,0±1,1
|
30-80 mL/dakika
|
6
|
36,6
|
8
|
555+/-364
|
11,8 ±1,9
|
5-30 mL/dakika
|
6
|
106,7
|
8
|
2228+/-938
|
19,5 ±5,2
|
30-80 mL/dk kreatinin klerensi ile ortalama EAA sadece %13 artarken, 5-30 mL/dk kreatinin klerensi değeri ile ortalama EAA'da 4-5 kat artış gözlenmiştir.
Lisinopril diyaliz ile uzaklaştırılabilir. 4 saat süreli hemodiyaliz sırasında, 40 ve 55 mL/dk diyaliz klerensi ile plazma lisinopril konsantrasyonları ortalama %60 azalmıştır.
Kalp yetmezliği:
Kalp yetmezliği olan hastaların sağlıklı kişilere kıyasla lisinoprile maruziyetleri daha yüksektir (EAA'da ortalama %125 artış). Ancak lisinoprilin üriner geri kazanımı esasalındığında, sağlıklı kişilere kıyasla absorpsiyonda yaklaşık %16 azalma olur.
Yaşlılar:
Yaşlı hastaların kan düzeyleri ve plazma konsantrasyonu zaman eğrisi altındaki alan değerleri genç hastalarınkinden daha yüksektir (yaklaşık %60 daha yüksek).
Hidroklorotiyazid
Emilim:
Oral yolla alındığında süratle emilir ve diüretik etkisi 2 saat içinde başlar, yaklaşık 4
saatte pik yapar.
Dağılım:
Hidroklorotiyazid plasenta bariyerini geçer, fakat kan-beyin bariyerini geçmez.
Biyotransformasyon:
Hidroklorotiyazid, metabolize olmadan idrarla atılır. Dozun en az %61'i 24 saat içinde değişmeden elimine edilir.
Eliminasyon:
Plazma düzeyleri en az 24saatboyuncaizlendiğinde,plazmayarıömrünün 5,6 -14,8saat
arasında değiştiği gözlenmiştir. İlacın diüretik etkisi 6 - 12 saat sürer.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Lisinopril ve hidroklorotiyazid, hem ayrı ayrı hem de kombine halde kapsamlı klinik deneyimin elde edildiği ilaçlardır. Reçeteleme amaçlı tüm bilgiler KÜB'de verilmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mannitol (E421)
Dibazik kalsiyum fosfat anhidr Sarı demir oksit (E172)
Kırmızı demir oksit (E172)
Mısır nişastası Prejelatinize nişastaMagnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
28 tabletlik karton kutuda PVC/Al blister ambalaj.
6.6. Beşeri tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Adı
: SANOVEL İLAÇ SAN. VE TİC. AŞ.
AdresiTel NoFaks No8. RUHSAT NUMARASI
2015/341
9. ILK RUHSAT TARIHI / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 04.05.2015 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
1
Aşağıdakilerden bir veya daha fazlasını içerebilen bir semptom kompleksi bildirilmiştir: ateş, vaskülit, miyalji, artralji/artrit, pozitif antinükleer antikorlar (ANA), eritrositsedimantasyon hızında (ESR) artış, eozinofili ve lökositoz, döküntü, ışığa duyarlılık veyadiğer dermatolojik belirtiler görülebilir.