Doz ayarlaması gerekmezhr/>
10-30
En fazla günde 2 kez 500 mg
Günde 2 kez verilmek üzere 15 mg/kg (günde 2 kez maksimum 500 mg)
10 dan az
Belge DoİKoılır 1ZWilıSHY^O^NRO^
En fazla günde 500 mg
1'JRRrT8'^aklTTS%0RrT8'^_Belge TakipJ\
Günde 1 kez verilmek üzere 15 mg/kg
Çoğu hastada parenteral tedavi tercih edilir.masimt5e m/güsngüsni).
-iiiek-ebys
Hemodiyaliz uygulanan hastalarda
Dolaşımdaki amoksisilin hemodiyaliz ile uzaklaştırılabilir.
|
Hemodiyaliz
|
40 kg üzerindeki çocuklar ve erişkinler için doz
|
24 saatte bir 500 mg
Hemodiyaliz öncesinde 500 mg'lık ek bir doz verilmelidir.
Dolaşımdaki ilaç seviyelerini sağlayabilmek için hemodiyaliz sonrasında ayrı bir 500 mg'lık ek dozverilmelidir.
|
40 kg altındaki çocuklar
|
Günde 1 kez verilmek üzere 15 mg/kg (maksimum 500 mg)
Hemodiyaliz öncesinde ek olarak 15 mg/kg uygulama yapılır.
Dolaşımdaki ilaç seviyelerini sağlayabilmek için hemodiyaliz sonrasında ayrı bir 15 mg/kg uygulamayapılır.
|
Periton diyalizi uygulanan hastalardaAmoksisilin için en yüksek doz 500 mg/gündür.
Karaciğer yetmezliği:
Doz dikkatle seçilmeli ve karaciğer fonksiyonları periyodik aralıklarla izlenmelidir.
Pediyatrik popülasyon:
Yukarıdaki şemada çocuklar için önerilen dozaj, vücut ağırlığı 40 kg'ın altında olanlar için uygundur.
Vücut ağırlığı 40 kg ve üzerinde olan çocuklara erişkin dozları uygulanmalıdır.
Yenidoğan ve küçük bebeklerde renal fonksiyonlar tam gelişmediğinden, amoksisilinin eliminasyonu gecikebilir. 3 aylıktan daha küçük bebeklerde amoksisilin dozu dikkatleayarlanmalıdır. Bu yaş grubunda uygulanabilecek en yüksek TOPRAMOXİN dozu, 30mg/kg/gündür ve 12 saat ara ile iki eşit doza bölünerek uygulanır.
Geriyatrik popülasyon:
Genç ve yaşlı hastalar arasında bir yanıt farklılığı olmadığı görülmüştür. Ancak, yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonlarında azalma olabileceği için bu açıdan daha hassas olunması gerekliliğiunutulmamalıdır. Doz seçimi dikkatli yapılmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
TOPRAMOXİN, amoksisiline, içerdiği yardımcı maddelerden herhangi birine ve penisiline alerjisi olanlarda kontrendikedir.
Belge Do4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Penisilin tedavisindeki hastalarda ciddi bazen öldürücü aşırı duyarlılık reaksiyonları (anaflaktoid ve şiddetli kütanöz reaksiyonlar dahil) rapor edilmiştir. Aşırı duyarlılıkreaksiyonları miyokard enfarktüsü ile sonuçlanabilecek ciddi bir alerjik reaksiyonolan Kounis sendromuna da ilerleyebilir (bknz. Bölüm 4.8). Bu reaksiyonlarıngeçmişinde penisiline aşırı duyarlılık hikayesi olan ve atopik bireylerde görülmesidaha olasıdır. Bu tip reaksiyonlar özellikle birçok alerjene duyarlılığı olan kişilerdeve parenteral uygulamada, oral uygulamaya göre daha sık görülmüştür. Penisilintedavisine başlamadan önce penisilin, sefalosporin ve diğer alerjenlere karşı öncedenaşırı duyarlılık reaksiyonu olup olmadığı iyice soruşturulmalıdır. Bir alerjikreaksiyon meydana gelirse amoksisilin tedavisi bırakılmalı ve uygun alternatif tedavibaşlatılmalıdır. Ciddi anafilaktik reaksiyonların adrenalin ile acil tedavisi şarttır.Endikasyona göre oksijen, intravenöz steroidler uygulanmalı ve hava yolunun açıktutulması sağlanmalıdır. Gerekirse entübasyon uygulanmalıdır.
Sefalosporin grubu antibiyotiklere karşı aşırı duyarlılığı bildirilen hastalarda penisilinlere karşı da çapraz alerji bildirilebilir.
İlaç kaynaklı enterokolit sendromu (DIES), daha çok amoksisilin alan çocuklarda raporlanmıştır (bkz. Bölüm 4.8). DIES, alerjik cilt ve solunum semptomlarının yokluğunda,uzun süreli kusmanın (ilaç <alım> <uygulama> <kullanım>'dan 1-4 saat sonra) önde gelensemptomu olduğu alerjik bir reaksiyondur. Diğer başka semptomlar, Diğer semptomları;karın ağrısı, diyare, hipotansiyon veya nötrofilik lökositozdurdur. Şoka kadar ilerleyenşiddetli vakalar görülmüştür.
Duyarlı olmayan mikroorganizmalar
Patojenin amoksisiline karşı daha önceden duyarlı olduğunun bilinmediği ve belgelenmediği veya amoksisilin tedavisinin uygun olma ihtimali yüksek olmadığı sürece, amoksisilin bazıenfeksiyon türlerinin tedavisi için uygun değildir. Bu durum özellikle ciddi kulak burunboğaz enfeksiyonu veya idrar yolu enfeksiyonu olan hastaların tedavi seçiminde önemlidir.
Konvülziyonlar
Böbrek fonksiyonları bozuk olan hastalarda veya predispozan faktörleri olan hastalarda (konvülziyon öyküsü, tedavi edilen epilepsi veya meningeal bozukluk gibi) veya yüksek dozamoksisilin alan hastalarda konvülziyonlar olabilir (bkz. Bölüm 4.8).
Böbrek fonksiyon bozukluğu
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda amoksisilin atılımı azalacağından bozukluğun
?5iat.söBS,güslâ^^iaSSozSnaza'tı'miŞi2frlkıbilis(bwkz.,Bölümj.2
Belge Do Kodu:
:lık-titck-ebys
Deri reaksiyonları
Tedavi başlangıcında, püstüller ile birlikte, ateşli, yaygın eritem görülmesi akut generalize ekzantematöz püstülozisin (AGEP) bir semptomu olabilir (bkz. Bölüm 4.8). Bureaksiyonların ortaya çıkması TOPRAMOXİN tedavisinin kesilmesini gerektirir ve sonrakiamoksisilin uygulamaları kontrendikedir.
Amoksisilin kullanımını takiben görülen kızamık benzeri döküntü enfeksiyöz mononükleoz ile ilişkili bulunduğundan, eğer enfeksiyöz mononükleoza ilişkin bir şüphe var iseTOPRAMOXİN tedavisinden kaçınılmalıdır.
Jarisch-Herxheimer reaksiyonu
Lyme hastalığının amoksisilin ile tedavisinden sonra Jarisch-Herxheimer reaksiyonu görülmüştür (bkz. Bölüm 4.8). Bu, amoksisilinin Lyme hastalığının bakteriyel etkeni ve birspiroket olan Borreliaburgdorferiüzerindeki direk bakterisidal etkisinden
kaynaklanmaktadır. Bu durumun Lyme hastalığının antibiyotik ile tedavisi sırasında yaygın ve genellikle kendi kendini sınırlayan bir sonucu olduğu konusunda hastalara bilgiverilmelidir.
Duyarlı olmayan mikroorganizmaların çoğalmasıUzun süre kullanımı duyarlı olmayan mikroorganizmalarda aşırı büyümeye neden olabilir.
Tüm antimikrobiyal ajanlarla tedavisi sırasında, hafif veya şiddetli psödomembranöz kolit gelişebildiği bildirilmiştir. Bu yüzden amoksisilinle tedavi sırasında veya sonrasında gelişendiyare bu yönden de değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 4.8). Antibakteriyel ajanlarla tedavisırasında, normal bağırsak florası bozulabilmekte ve bu durum ClostridiaClostridium difficileC. difficile'yekarşı bir antibakteriyelajanın kullanılması gerekir.
Antibiyotiğe bağlı kolit geliştiğinde amoksisilin kullanımı hemen durdurulmalı, bir hekime başvurulmalı ve uygun tedavi başlatılmalıdır. Böyle bir durumda bağırsak peristaltizminiazaltan veya durduran ilaçların kullanımı kontrendikedir.
Tedavi sırasında bakteriyel patojenler (Enterobacter, Pseudomonas)(Candida)süperenfeksiyon ihtimali unutulmamalıdır.
Uzun süreli tedavi
Uzun süreli tedavilerde renal, hepatik ve hematopoiteik fonksiyonlarda dahil olmak üzere organ ve sistemler periyodik olarak değerlendirilmelidir. Karaciğer enzim seviyelerinde artışve kan sayımlarında değişjkÜklerebkldifilffiistiribkSnıBölüm 4.8).
Belge Do Kodu: lZW56SHY3Q3NRQ3NRRG83aklUS3k0RG83
Antikoagülanlar
Amoksisilin kullanan hastalarda seyrek olarak protrombin zamanında uzama bildirilmiştir. Eşzamanlı antikoagülan kullanan hastalarda uygun takipler yapılmalıdır. Arzu edilenseviyelerin korunabilmesi için oral antikoagülanlarda doz ayarlamasının yapılmasıgerekebilir (bkz. Bölüm 4.5 ve 4.8).
Kristalüri
Çıkan idrar miktarı azalmış hastalarda, özellikle parenteral tedavide çok seyrek olarak kristalüri (akut böbrek hasarı dahil) görülmüştür. Yüksek doz amoksisilin tedavisi sırasında,amoksisilin kristalürisi olasılığını azaltmak için uygun miktarda sıvı alınması ve idrarmiktarının düzenlenmesi tavsiye edilir. Mesane katateri bulunan hastalarda, kataterinaçıklığı düzenli olarak kontrol edilmelidir (bkz. Bölüm 4.8 ve 4.9).
Laboratuvar testleri ile etkileşim
Kan ve idrarda yüksek amoksisilin seviyeleri bazı laboratuvar testlerini etkileyebilir. Amoksisilinin yüksek idrar konsantrasyonları nedeniyle bazı kimyasal metodlar ile yanlışpozitif sonuçlar çıkabilmektedir.
Amoksisilin tedavisi süresince idrarda glukoz taraması yapılırken enzimatik glukoz oksidaz metodları kullanılmalıdır.
Amoksisilinin varlığı, gebe kadınlardaki östriol tetkik sonuçlarını etkileyebilir.
Yardımcı maddeler ile ilgili önemli uyarılar
TOPRAMOXİN her 5 mL'sinde 1127,60 mg şeker içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastalarınbu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Bakteriostatik antibiyotikler olan kloramfenikol, makrolidler, sulfonamidler ve tetrasiklinler penisilinlerin bakterisidal aktivitesini engelleyebilirler. Bu etkileşim in vitroolarakbelirlenmiş, ancak klinik önemi tam olarak gösterilememiştir.
Metotreksat
Penisilinler metotreksatın atılımını azaltabilir, bu durum toksisitede potansiyelinde bir artışa neden olabilir.
Probenisid
Probenisid ile birlikte kullanım önerilmemektedir. Probenisid amoksisilinin renal tübüler sekresyonunu azaltabilir. Probenisid ile birlikte kullanım, amoksisilinin kan seviyelerininartışı ve kan da bulunma süresinin uzamasıyla sonuçlanabilir.
Diğer antibiyotikler gibi TOPRAMOXİN de bağırsak florasını etkileyerek daha az östrojen emilimine vol açabiliŞ^ve' oril''östrojen/pr0gesteroh"fcotttraseptiflerinin etkinliğini azaltabilir.
Allopurinol ile birlikte kullanımı alerjik deri reaksiyonları riskini artırır.
Oral antikoagülanlar ile penisilin grubu antibiyotikler herhangi bir etkileşim bildirilmeksizin pratikte birlikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak literatürde amoksisilin ile birlikteasenokumarol veya varfarin reçetelenmiş hastalarda INR'de (International NormalizedRatio) artış bildirilen olgular bulunmaktadır. Eğer eşzamanlı kullanım gerekli ise, tedaviyeamoksisilin eklenmesi veya çıkarılması ile birlikte protrombin zamanı ve INR dikkatle takipedilmelidir. Oral antikoagülan dozlarının ayarlanması gerekebilir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
Penisilinler metotreksatın atılımını azaltarak olası toksisite riskini artırabilirler.
Antibiyotikler oral tifo aşısını inaktive eder.
Laboratuvar testi etkileşimleri
Amoksisilin idrarda yüksek konsantrasyonlara eriştiğinden, glukoz testlerinde yanlış pozitif sonuçlar alınabilir. Bu nedenle idrarda glukozun enzimatik glukoz oksidasyonuna dayanıklıtestler ile aranması uygundur.
Hamilelerde kullanımı sırasında total konjuge östriol, östriol glukronid, konjuge östron ve östrodiol düzeylerinde geçici azalmalar görülebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:
Veri bulunmamaktadır.
Üçlü (triple) terapi alan hastalar:Klaritromisin ve lansoprazol ile kombinasyon tedavisi esnasında; bu kombinasyona özgü bir yan etki bildirilmemiştir. En sık bildirilen yan etkiler;diyare (%7) ve baş ağrısı (%6) ve tat bozukluklarıdır (%5).
İkili (dual) terapi alan hastalar:4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: B'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Östrojen/progesteron içeren oral kontraseptiflerin etkisinde azalma meydana getirebileceğinden tedavi sırasında diğer etkili kontrol yöntemlerinin kullanılması daönerilebilir (bkz. Bölüm 4.5).
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunugöstermemektedir.
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Fareler ve sıçanlarla yapılan çalışmalarda, insanlarda kullanılan dozun 10 kat yüksek dozlarıyla bile herhangi bir teratoj enik etki saptanmamıştır. Gebe kadınlarda yapılmış yeterlive iyi kontrollü çalışmalar yoktur. Hayvanlardaki üreme çalışmaları her zaman insanlardakicevabı tam olarak yansıtmayacağından gebelikte ancak açıkça gerekliyse kullanılmalıdır.
Oral ampisilin sınıfı antibiyotikler doğum sırasında zayıf emilirler. Kobay çalışmalarında ampisilinin i.v. kullanımının uterus tonusunda hafif bir azalmaya neden olduğu vekontraksiyonların sıklığını azalttığı, ancak kontraksiyonların gücünü ve süresini hafifçeartırdığı gözlenmiştir. Amoksisilinin insanlarda doğum sırasında ani veya gecikmişistenmeyen etkilere neden olup olmadığı veya forseps ya da diğer obstetrik girişim olasılığınıya da yeni doğanın resüsitasyon gereksinimini artırıp artırmadığı bilinmemektedir.
Laktasyon dönemi
Penisilinlerin insan sütüne geçtiği gösterilmiştir. Emziren annelerde amoksisilin kullanımı bebekte duyarlılığa yol açabilir. Bir sonuç olarak, emzirilen bebekte ishal ve mukozaldokuda mantar enfeksiyonları gelişebilir, bu durumda emzirme durdurulmalıdır.
Emziren annelerde kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da TOPRAMOXİN tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/ tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken,emzirmenin çocuk açısından faydası ve TOPRAMOXİN tedavisinin emziren anne açısındanfaydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvan çalışmalarında fertilite üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmamıştır. İnsanlar üzerinde yeterli klinik çalışma bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma becerisi üzerindeki etkilerini gösteren hiçbir çalışma yapılmamıştır. Ancak araç ve makine kullanımını etkileyebilecek istenmeyen etkiler(alerjik reaksiyonlar, baş dönmesi, konvülziyon gibi) gelişebilir (bkz Bölüm 4.8).
4.8. İstenmeyen etkiler
Klinik denemeler ve pazarlama sonrası görülen gözlemlenen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre sıralanmıştır:
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000 ), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Belge Do
is
Çok seyrek: Hemolitik anemi, geri dönüşümlü trombositopeni, geri dönüşümlü lökopeni (şiddetli nötropeni veya agranülositozis), kanama zamanı ve protrombin zamanında uzama(bkz. Bölüm 4.5.)
Bilinmiyor: Anemi, trombositopenik purpura, eozinofili ve agranülositoz bildirilmiştir. İlacın kesilmesi ile düzelen bu belirtilerin aşırı duyarlılık reaksiyonuna bağlı olabileceğidüşünülmektedir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Anaflaksi, anjiyonörotik ödem, serum hastalığı ve aşırı duyarlılık vasküliti gibi ciddi alerjik reaksiyonlar (bkz. Bölüm 4.4)
Bilinmiyor: Jarisch-Herxheimer reaksiyonu (bkz. Bölüm 4.4)
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Hiperkinezi, baş dönmesi, konvülziyonları (bkz. Bölüm 4.4). Konvülziyonlar, böbrek yetmezliği olan veya yüksek doz alan hastalarda görülebilir.
Bilinmiyor: Aseptik menenjit
Kalp hastalıkları
Bilinmiyor: Kounis sendromu
Gastrointestinal hastalıklar
Klinik çalışma verileriYaygın*: Bulantı, diyareYaygın olmayan: Kusma
Bilinmiyor: İlaç kaynaklı enterokolit sendromu (DIES)
Pazarlama sonrası verileri
Çok seyrek: Antibiyotiğe bağlı kolit (psödomembranöz kolit ve hemorajik kolit dahil. Bkz. Bölüm 4.4), dilde siyah tüylü görünüm ve diş renginde yüzeysel renk değişikliği#
Hepatobilier hastalıklar
Çok seyrek: Hepatit ve kolestatik sarılık, ALT ve/veya AST düzeylerinde orta dereceli artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Klinik çalışma verileriYaygın*: Deri döküntüsüYaygın olmayan: Ürtiker ve kaşıntıBilinmiyor: Lineer Ig A hastalığı
Pazarlama sonrası verileri
Çok seyrek: Eritema multiforme, Stevens-Johnson Sendromu, toksik epidermal nekrolizis, bülloz ve eksfolyatif dermatit, akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) (bkz. Bölüm4.4) ve eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS) gibi derireaksiyonları
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: İnterstisyel nefrit, kristalüri (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.9)
Bilinmiyor: Kristalüri (akut böbrek hasarı dahil)
*Bu advers etkilerin insidansı, amoksisilin alan yaklaşık 6.000 yetişkin ve pediyatrik hastayı kapsayan klinik çalışmalardan elde edilmiştir.
#Diş renginde yüzeysel renk değişikliği çocuklarda bildirilmiştir. Renk değişikliği iyi bir ağız hijyeni ile önlenebilir ve genellikle dişlerin fırçalanması ile giderilebilmektedir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımının belirti ve bulguları
Gastrointestinal sistem semptomları (bulantı, kusma ve diyare gibi) ve sıvı-elektrolit dengesizlikleri belirgin olabilir.
Az sayıda hastada oligürik böbrek yetmezliği ile sonlanan interstisyel nefrit ve kristalüri bildirilmiştir. İlacın kesilmesi ile geriye dönmüştür.
Bazı vakalarda böbrek yetmezliğine yol açan amoksisilin kristalürisi görülmüştür (bknz. Bölüm 4.4)
Konvülziyonlar, yüksek doz kullananlarda ve böbrek fonksiyonları zayıflamış olan hastalarda gözlenebilir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
İntoksikasyon tedavisi
Doz aşımı durumunda, semptomatik ve destekleyici tedavi yapılmalıdır. Kısa bir süre içinde fark edilirse ve herhangi bir kontrendikasyon mevcut değil ise hasta kusturulabilir veyamidesi yıkanabilir.
Gastrointestinal semptomlar sıvı-elektrolit dengesine dikkat edilerek semptomatik olarak tedavi edilebilir.
Belge Do Amokstsffinheffl8diyii?zife^ uzak^^nlabilJT;*®® Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Beta laktam antibiyotikler, geniş spektrumlu penisilinler ATC kodu: J01CA04
Etki Mekanizması
Amoksisilin, bakteri hücre duvarının önemli bir yapısal parçası olan bakteriyel peptidoglikanın biyosentez yolağında yer alan bir veya birden çok enzimi (PBP, penisilinbağlayan proteinler) inhibe eden yarı sentetik bir penisilindir (beta laktam antibiyotik).Peptidoglikan sentez inhibisyonu genellikle hücre lizisi ve ölümle sonuçlanan hücreduvarının zayıflamasına neden olur.
Amoksisilin, dirençli bakteriler tarafından üretilen beta-laktamazlar tarafından parçalanmaya duyarlı olduğundan tek başına kullanıldığında etki spektrumu beta-laktamazüreten organizmaları içermez.
Farmakodinamik/ Farmakokinetik ilişkisi
Amoksisilin etkililiğinin en önemli belirleyicisi minimum inhibitör konsantrasyon (MİK) üzerinde geçirilen süredir (T>MİK).
Direnç mekanizmaları
Amoksisiline karşı en önemli direnç mekanizmaları şunlardır;
¦ Bakteriyel beta laktamazlar tarafından inaktivasyon.
¦ Antibiyotiğin hedefine olan affinitesinin azalmasına neden olan PBP değişimi
Bakterinin geçirmezliği ya da efluks pompa mekanizması özellikle Gram negatif bakterilerde bakteriyel dirence neden olabilir veya direnci arttırabilir.
Sınır değerleri
Avrupa Antibiyotik Duyarlılık Testleri Komitesi'nin (EUCAST) amoksisilin için MİK sınır değerleri (breakpoints) şöyledir (5. versiyon);
Organizma |
MİK sınır değerleri (mg/L) |
|
Duyarlı (S) < |
Dirençli (R) > |
Enterobacteriaceae
|
81
|
8
|
Staphylococcustürleri
|
Not2
|
Not2
|
Enterococcustürleri3
|
4
|
8
|
A, B, C ve G grubu streptokok
|
Not4
|
Not4
|
Streptococcus pneumoniae
|
Not5
|
Not5
|
Viridans grubu streptokok
|
0,5
|
2
|
HaemophiluS İ^f^u(^^^zaege, güvenli elektronik imza ilge, güvenli elektronik imza il |
; 2z alanmıştır. |
26
|
'^Morai?eııacatarrhaiiSG*'3akius3kORG83 b
|
|
aglik-titck-ebys |
Neisseria meningitidis
|
0,125
|
1 |
Clostridium difficile8 hariç Gram pozitif anaeroblar
|
4
|
8
|
Gram negatif anaeroblar8
|
0,5
|
2
|
Helicobacter pylori
|
0,1259
|
0,1259
|
Pasteurella multocida
|
1
|
1
|
Türlerden bağımsızların sınır değerleri10
|
2
|
8
|
1 Vahşi tipte EnterobacteriaceaeE.coliP. mirabilisizolatlarını orta derecede duyarlı olarak sınıflamayı tercih eder. Böylebir durumda MİK sınır değeri S < 0,5 mg/L kullanılmalıdır.
2 Stafilokokların çoğu amoksisiline karşı dayanıklı olan penisilinaz üretir. Birkaç istisnadışında metisiline dirençli izolatlar tüm beta laktam ajanlara karşı dirençlidir. 3 Amoksisilinekarşı duyarlılık ampisilinden yola çıkılarak bulunabilir.
4 A, B, C ve G grubu streptokokların penisilinlere duyarlılığı benzilpenisilinduyarlılığından yola çıkılarak bulunmuştur.
5 Meningitidisizolatları dışındakiler için sınır değerdir. Ampisiline karşı orta dereceli
|
duyarlı olarak sınıflandırılan izolatlarda oral yoldan amoksisilin kullanımından kaçınılmalıdır. Duyarlılık, ampisilinin MİK değerlerinden yola çıkılarak bulunmuştur.
6 Sınır değerler intravenöz uygulamalara dayanmaktadır. Beta laktamaz pozitif izolatlardirençli kabul edilmelidir.
7 Beta laktamaz üretenler dirençli kabul edilmelidir.
8 Amoksisiline karşı duyarlılık benzilpenisilinden yola çıkılarak bulunabilir.
9 Sınır değerler, vahşi tipte izolatları düşük duyarlılıktaki tiplerden ayırt etmeye yarayanepidemiyolojik cut-off değerlerine dayanmaktadır (ECOFFs, epidemiological cut-offvalues)
10 Türlerle ilişkili olmayan sınır değerleri en az günde 0,5 g x 3 veya 4 dozluk (1,5 - 2g/gün) uygulamaya dayalıdır.
Direnç prevalansı coğrafi olarak ve bazı türlerde zamanla değişebilmektedir. Özellikle şiddetli enfeksiyonların tedavisi sırasında yerel direnç bilgisi gerekmektedir. Ajanınyararlılığının en azından bazı enfeksiyon tipleri için şüpheli olduğu yerel dirençprevalansları durumunda uzman görüşüne başvurulmalıdır.
Mikroorganizmaların amoksisiline karşıin vitroduyarlılığı
Yaygın Olarak Duyarlı Türler
Gram pozitif aeroblar:
• Enterococcus faecalis
•Beta-hemolitik streptokoklar (Grup A, B, C ve G)
• Listeria monocytogenes
Kazanılmış Direncin Sorun Olabileceği Türler
Gram-negatif aeroblar:
• Escherichia coli
• Haemophilus influenzae
• Helicobacter pylori
• Proteus mirabilis
• Salmonella typhi
• Salmonella paratyphi
• Pasteurella multocida
Gram-pozitif aeroblar:
• Koagülaz negatif staphylococcus
• Staphylococcus aureus^
• Streptococcus pneumoniae
•Viridans grup streptokok
Gram-pozitif anaeroblar:
• Clostridiumtürleri
Gram-negatif anaeroblar:
• Fusobacteriumtürleri
Diğer
Borrelia burgdorferi
Doğal olarak dirençli organizmalar^
Gram-pozitif aeroblar:
• Enterococcus faecium'^
Gram-negatif aeroblar:
• Acinetobactertürleri
• Enterobactertürleri
• Klebsiellatürleri
• Pseudomonastürleri
Gram-negatif anaeroblar:
• Bacteroides(Bacteriodes fragilis'inbirçok türü dirençlidir).
Diğerleri:
• Chlamydiatürleri
• Mycoplasmatürleri
• Legionellatürleri
^ Kazanılmış direnç mekanizması yokluğunda doğal olarak orta derecede duyarlıdır.
£ Penisilinaz ürettiği için S. aureusamoksisiline dirençlidir. Ayrıca bütün metilisine dirençli stafilokoklar amoksisiline dirençlidir.
Emilim:
Amoksisilin fizyolojik pH'da sulu çözeltide tamamen dissosiye olur. Oral uygulama sonrasında hızla ve iyi absorbe olur. Oral uygulama ile amoksisilin yaklaşık %70 emilir.Plazma doruk konsantrasyonuna ulaşma süresi (Tmaks) yaklaşık bir saattir.
Sağlıklı gönüllü grubuna, aç karnına, günde üç defa 250 mg amoksisilin uygulanan çalışmanın farmakokinetik sonuçları aşağıda verilmiştir.
Cmaks
|
Tmaks*
|
EAA (0-24 sa)
|
T 1/2
|
(mikrog/mL)
|
(sa)
|
(mikrog.sa/mL)
|
(sa)
|
3,3 ± 1,12
|
1,5 (1- 2)
|
26,7 ± 4,56
|
1,36 ± 0,56
|
* Ortanca (dağılım aralığı)
|
250 ila 3000 mg aralığında biyoyararlanım doz ile doğrusaldır (Cmaks ve EAA üzerinden ölçülmüştür). Emilim eşzamanlı yiyecek alımından etkilenmemektedir.
Amoksisilin eliminasyonu için hemodiyaliz kullanılabilir.
Dağılım:
Toplam plazma amoksisilinin %18 kadarı proteine bağlanır, görünürdeki dağılım hacmi 0,30,4 L/ kg dolayındadır.
İntravenöz uygulamadan sonra, safra kesesinde, abdominal dokularda, deri, yağ ve kas dokularında, sinoviyal ve peritoneal sıvıda safra ve iltihap içerisinde amoksisilin tespitedilmiştir. Amoksisilinin beyin omurilik sıvısına dağılımı yeterli değildir.
Hayvan çalışmalarında, ilaçtan kaynaklanan materyallerle önemli doku tutulumuna ilişkin kanıt yoktur. Penisilinlerin çoğu gibi amoksisilin de anne sütünde saptanabilir (bkz. Bölüm4.6).
Amoksisilinin plasentayı geçtiği gösterilmiştir (bkz. Bölüm 4.6).
Biyotransformasyon:
Amoksisilin kısmen idrarla, başlangıç dozunun yaklaşık %10-25'i oranında inaktif penisiloik asit şeklinde atılır.
Eliminasyon
Amoksisilinin başlıca eliminasyon yolu böbreklerdir.
Amoksisilinin ortalama eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık bir saattir ve ortalama total
öu Derge, ^vemı elelaroHiK imza ne ımzaTanmıpırr' '
Belge Doıımg.yaddac5^apgiiamoksisilin
uygulanmasından sonraki ilk 6 saatte amoksisilinin yaklaşık %60-70'i değişikliğe uğra
idrarla atılır. Çeşitli çalışmalarda, 24 saatlik bir dönemde amoksisilinin idrarla atılım miktarının %50-85 arasında olduğu bulunmuştur.
Probenesid ile eşzamanlı uygulama amoksisilin atılımını geciktirir (bkz. Bölüm 4.5). Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Amoksisilin dozunun ikiye katlanması, yaklaşık olarak serum düzeylerinde de iki kat artış meydana getirir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Böbrek işlevinin azalmasıyla doğru orantılı olarak amoksilinin toplam serum klirensi de azalır (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz dikkatle belirlenmeli ve karaciğer işlevleri düzenli aralıklarla izlenmelidir.
Yaş:
Amoksisilinin eliminasyon yarılanma ömrü 3 aylıktan 2 yaşına kadar olan çocuklarda ve daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde aynıdır. Böbrek eliminasyon süreçlerinin henüzolgunlaşmamış olması sebebi ile, çok küçük çocuklarda (preterm yenidoğanlar da dahilolmak üzere) yaşamlarının ilk haftasında günde iki kez uygulamadan daha sık uygulamayapılmamalıdır. Yaşlı hastalarda böbrek işlevlerinde azalma olasılığı daha fazla olduğundan,doz seçiminde dikkatli olunmalıdır ve böbrek işlevinin izlenmesi yararlı olabilir.
Cinsiyet:
Sağlıklı erkek ve kadınlara oral yoldan amoksisilin uygulanmasından sonra cinsiyetin amoksisilin farmakokinetikleri üzerinde önemli bir etkisi görülmemiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik dışı veriler, insanlarda güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz genotoksisite, üreme ve gelişim toksisitesine dayanan özel bir tehlikegöstermektedir.
Amoksisilin ile karsinojenisite çalışmaları yapılmamıştır.
6. FARMASOTIK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Ahududu aroması Çilek aromasıSodyum sakkarin dihidratKarmeloz sodyum
Eritrosin boya (kırmız böceği kaynaklı)
Disodyum EDTA Disodyum fosfat dihidrat
Sodyum dihidrojgPbfgsfak^hidrtakik imza üe imzalanmıştır.
Sukroz (Pudra şekeri)
Kolloidal anhidr silika
6.2. Geçimsizlikler
Preparatın farmasötik açıdan herhangi bir geçimsizliği yoktur.
6.3. Raf ömrü
24 ay
Süspansiyon hazırlandıktan sonra 25°C'nin altındaki oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında (2-8°C) 14 gün saklanabilir.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Her kullanımdan sonra şişenin kapağını iyice kapatınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, ağzı metal kilitli kapaklı, sulandırıldığında 100 ml süspansiyon olan kuru toz içeren, renkli cam şişede + ölçek
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imhaedilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Toprak İlaç ve Kimyevi Mad. San. ve Tic. A.Ş.
Hobyar Mah. Ankara Cad. Hoşağası İşhanı No: 31/516 Fatih/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
169/65
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
20.06.1994
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
../../^.
|