Sinir Sistemi » Antiepileptik İlaçlar » Antiepileptikler » Diğer Antiepileptikler » Pregabalin
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
GABALENE 150 mg kapsül
KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:
Pregabalin 150 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 17 mg
Yardımcı maddeler için, Bölüm 6.1.'e bakınız.
FARMASÖTİK FORM
Oral kullanım için kapsül.
Beyaz başlıklı, beyaz gövdeli, temiz, parlak, kuru düzgün no:2 opak sert jelatib kapsül içinde gözle görülebilen kirlilik içermeyen, serbest akışkan beyaza yakın renkjte toz.
KLİNİK ÖZELLİKLER Terapötik endikasyonlar Nöropatik Ağrı
GABALENE (pregabalin) periferik nöropatik ağrıda endikedir.
Epilepsi
GABALENE (pregabalin) sekonder jeneralize konvülsiyonların eşlik ettiği ya da etmediği parsiyel konvülsiyonlu yetişkin hastalarda ek tedavi olarak endikedir
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
GABALENE (pregabalin) yaygın anksiyete bozukluğunda endikedir.
Fibromiyalji
GABALENE (pregabalin) fibromiyalji tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji:
Günlük doz aralığı 150-600 mg aç ya da tok kamına alınabilir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Nöropatik Ağrı
GABALENE (pregabalin) tedavisinin önerilen başlangıç dozu, aç ya da to günde iki kez 75 mg'dır (150 mg/gün).
:
kamına
aralıktan kez 300
Her bir hastanın yanıtına ve tolere edilebilirliğine göre doz, 3 ila 7 günlük bir sonra günde iki kez 150 mg'a ve gerekirse, ek bir haftadan sonra günde iki mg'lık maksimum doza çıkartılabilir.
Epilepsi
GABALENE (pregabalin) tedavisinin önerilen başlangıç dozu, aç ya da tol^: günde iki kez 75 mg'dır (150 mg/gün). Her bir hastanın yanıtına edilebilirliğine göre doz, 1 haftadan sonra günde iki kez 150 mg'a ve gerekir haftadan sonra günde iki kez 300 mg'lık maksimum doza çıkartılabilir.
kamına tolere >e, ek bir
ve
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Doz aralığı ikiye bölünmüş dozlar halinde, günlük 150 - 600 mg'dır. Tedavice devam edilmesinin gerekliliği düzenli olarak tekrar değerlendirilmelidir.
GABALENE (pregabalin) tedavisi günlük 150 mg dozunda başlatılabilir. Hastaların tedaviye bireysel yanıtına ve tolere edebilirliklerine göre 1 hafta sonra doz günlük 300 mg'a çıkartılabilir. Bu haftayı takip eden, ilave 1 hafta sonrasında günlük doz 450 mg'a artırılabilir ve ek 1 haftadan sonra 600 mg'lık maksimum güncük doza ulaşılabilir.
Fibromiyalji
Doz aralığı ikiye bölünmüş dozlar halinde günlük 300- 450 mg'dır. Başlangıç dozu günde iki kez 75 mg'dır (150 mg/gün). Etkinlik ve tolerabiliteye göre 1 halta içinde doz günde iki kez 150 mg'a (300 mg/gün) çıkartılabilir. 300 mg'lık günlük dozdan yeterli fayda sağlayamayan hastalar dozu, günde iki kez 225 mg (450 mg/gün) şeklinde arttırabilir.
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır.
Pregabalin tedavisine son verilmesi:
Nöropatik ağrı, epilepsi veya yaygın anksiyete bozukluğu için uygulanan pregabalin tedavisinin sona erdirilmesi gerekirse, en az bir haftaya yayılarak, kademeli şekilde sonl andırıl ması tavsiye edilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Pregabalin sistemik dolaşımdan başlıca renal yolla değişmemiş ilaç şeklinde akılır Pregabalin klerensi kreatinin klerensi ile doğru orantılı olduğundan (Bk2. Bölüm Farmakokinetik özellikler), renal fonksiyonları yetersiz hastalarda doz, Tablo l'de gösterildiği şekilde, aşağıdaki formül kullanılarak kreatinin klerensine (CL^) (Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler, Hastalardaki karakteristik özellikleri Böbrek yetmezliği) göre bireyselleştirilmelidir.
[140 - yaş (yıl)] x ağırlık (kg)
CL
cr (ml/dak) =-(x 0.85 kadın hastalar için)
72 x serum kreatinin (mg/dL)
Pregabalin hemodiyaliz yoluyla etkin şekilde plazmadan uzaklaştırılır (4 salat içinde ilacın %50'si). Hemodiyaliz gören hastalarda, pregabalinin günlük dozu renal fonksiyonlara göre ayarlanmalıdır. Günlük doza ek olarak, her bir 4 saatlik hemodiyaliz tedavisinin hemen sonrasında ek bir doz verilmelidir (Bkz. Tablol 1).
Tablo 1. Renal Fonksiyonlara Bağlı Olarak Pregabalin Dozunun Ayarlanması
Kreatinin Klerensi (CLcr) (ml/dak)
|
Toplam Pregabalin Günlük Dozu*
|
Doz Rejimi
|
|
Başlangıç Dozu (mg/gün)
|
Maksimum Doz (mg/gün)
|
|
>60
|
150
|
600
|
BID veya TID
|
> 30 - <60
|
75
|
300
|
BID veya TID
|
IV
>—ı İM
I
A
u>
O
|
25-50
|
150
|
QD veya BID
|
< 15
|
25
|
75
|
QD
|
Hemodiyaliz sonrası ek doz (mg)
|
|
25
|
100
|
Tek doz +
|
TID = Günde üç doz BID = Günde iki doz QD = Günde tek doz
* Toplam günlük doz (mg /gün) mg/doz sağlayacak şekilde doz rejimiyle belirtildiği gibi bölünmelidir + Ek doz, tek bir ilave dozdur
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda herhangi bir doz ayarlamasına gerek yokjtur (Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler, Hastalardaki karakteristik özellikler, IjCaraciğer yetmezliği).
Pediyatrik popülasyon:
Yeterli güvenlilik ve etkinlik bilgisi bulunmadığı için, pregabalinin 12 yaş altı pediyatrik hastalarda ve adolesanlarda (12-17 yaş arası) kullanımı önerilmez. (Bkz. Bölüm 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri)
Geriyatrik popülasyon (> 65 yaş):
Böbrek fonksiyonları normal olan yaşlı hastalarda herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur (Bkz. Tablo 1). Böbrek fonksiyonları azalan yaşlı hastalarda pregabalinin dozunun azaltılması gerekebilir (Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler, Hastalardaki karakteristik özellikler, Geriyatrik popülasyon).
Kontrendikasyonlar
Etkin maddeye veya içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Antiepileptik ilaçlarla tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve bildirilmiştir. Bu nedenle hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından izlenmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında, hasta ve hasta tıbbi destek alması önerilmektedir.
davranışı
yakından
yakınının
Bu tıbbi ürün laktoz ihtiva eder. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların kullanmamaları gerekir.
Lan
»p laktaz bu ilacı
görülen
siyonları
jiyoödem
eğinden, azarlama rilmiştir. me sahip
Klinik deneyimlere bağlı olarak, pregabalin tedavisi nedeniyle kilo artışı diyabet hastalarında, hipoglisemik ilaçların dozu tekrar gözden geçirilmelidir. Pazarlama sonrasında anjiyoödemi de içeren aşırı duyarlılık reak bildirilmiştir. Yüzde, ağız içinde veya üst solunum yolunda şişme gibi an belirtileri ortaya çıkarsa pregabalin derhal kesilmelidir.
Pregabalin tedavisi, somnoİans (uyku hali) ve baş dönmesine neden olabilei yaşlı hastalarda kaza sonucu yaralanmaların (düşme) oranım artırabilir. P sonrası raporlarda bilinç kaybı, konfüzyon ve zihinsel bozukluk bildi Dolayısıyla hastalar, ilacın tüm potansiyel etkileri konusunda yeterli deneyi oluncaya kadar dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdır.
Pazarlama sonrası deneyimde, pregabalin ile tedavi gören hastalarda geçi görmede bulanıklık ve görme netliğinde başka değişiklikler bildirilmiştir. Pr kesilmesi ile bu semptomlar iyileşebilir veya sona erebilir.
2İ
olarak eşabalinin
Antiepileptik ilaç tedavisine pregabalin eklenmesi ile nöbet kontrolü sağ sonra, pregabalin ile monoterapiye geçilirken eş zamanlı kullanılan antiepil^ çekilmesine ilişkin yeterli bilgi bulunmamaktadır.
andıktan
ptiklerin
Pregabalinle kısa veya uzun dönem tedavinin kesilmesinden sonra, bazı hastalarda çekilme semptomları görülmüştür. Aşağıdaki olaylar bildirilmiştir:
Uykusuzluk, baş ağrısı, bulantı, ishal, grip benzeri semptomlar, anksiyete, sinirlilik, depresyon, ağrı, hiperhidroz ve baş dönmesi. Tedaviye başlarken hasta bunlar hakkında bilgilendirilmelidir.
Uzun süreli pregabalin tedavisinin sonlandırılması ile ilgili olarak, pregabalin tedavisinin süresi ve dozajı ile ilişkili çekilme semptomlarının sıklığı ve şiddetine dair veri bulunmamaktadır. Ancak tüm antiepileptik ilaçlarda olduğu gibi, pregabalin de tedricen, en hızlı bir hafta içinde kesilmelidir.
Pregabalin tedavisine son verilmesinin, böbrek yetmezliğinin geri dönüşümüne etkileri ile ilgili bir çalışma yapılmamış olmakla birlikte, tedaviye son verilmesini veya dozun azaltılmasını takiben böbrek fonksiyonunda iyileşme bildirilmiştir.
Sebep-sonuç ilişkisi belirlenmemiş olsa da, pazarlama sonrası raporlarda, pregabalin alan bazı hastalarda konjestif kalp yetmezliğinin geliştiği rapor edilmiştir. Klinik olarak anlamlı bir kalp veya periferik vasküler hastalığı olmayan hastalarla yapılmış kısa süreli klinik çalışmalarda, hipertansiyon veya konjestif kalp yetme2;liği gibi kardiyovasküler komplikasyonlar ve periferik ödemle belirgin bir ilişki gösterilmemiştir. Şiddetli konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda sınırlı veri olduğu için, bu hastalarda pregabalin dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8. İstenmeyen etkiler).
Pregabalin ve antidiyabetik bir ilaç olan tiazolidindion tedavisinin birlikte uygulandığı hastalarda periferik ödem ve kilo artışının görülme sıklığı artabilir.
Spinal kord hasarına bağlı santral nöropatik ağrı tedavisinde, özellikle somnolans olmak üzere merkezi sinir sisteminde görülen advers reaksiyonların görülme sıklığı artmıştır. Bu artış tedavide birlikte kullanılan diğer ilaçların (anti-spastik ajanlar gibi) ilave etkisi ile oluşabilir. Spinal kord hasarına bağlı santral nöropatik ağrı tedavisinde pregabalin reçetelendirilirken bu durum göz önüne alınmalıdır.
Pazarlama sonrası deneyimlerde, pregabalinin opioid analjezikler gibi konstipasyon yapma potansiyelleri olan ilaçlar ile birlikte kullanımı sonucunda alt gastromtestinal kanal fonksiyonlarında azalma (intestinal tıkanma, paralitik ileus, konstipasyon gibi) bildirilmiştir. Pregabalin ve opioidler birlikte kullanılacak ise, konstipasyonu önleyici tedbirler alınması düşünülmelidir, (özellikle kadın hastalarda ve yaşlı hastalarda) Pregabalinin, kötüye kullanılan ilaçlarla ilişkili reseptör bölgelerinde aktif olduğu bilinmemektedir. Pazarlama sonrası verilerde, ilacın kötüye kullanımına dair raporlar
mevcuttur. Diğer merkezi sinir sistemi üzerine etkili ilaçlarda olduğu gibi, daha önce ilaç kötüye kullanım hikayesi olan hastalar dikkatlice değerlendirilmeli ve pregabalinin kötüye kullanım belirtilerine karşı hastalar gözlenmelidir.
Çoğunlukla ensefalopatiye zemin hazırlayan koşullar altındaki hastalarda, en^efalopati raporları bildirilmiştir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Pregabalin çoğunlukla idrarla değişmeden atıldığı, önemsiz derecede njetabolize olduğu (dozun <%2'si metabolit şeklinde idrarla atılır), in vitro oh ırak ilaç metabolizmasını inhibe etmediği ve plazma proteinlerine bağlanmadığı için farmakokinetik etkileşim yaratma veya farmakokinetik etkileşime uğrama olasılığı düşüktür.
Buna göre, in vivo çalışmalarda pregabalin ile fenitoin, karbamazepin, valproik asit, lamotrijin, gabapentin, lorazepam, oksikodon veya etanol arasında klinik açıdan önemli bir farmakokinetik etkileşim gözlenmemiştir. Buna ek olarak, popülasyon farmakokinetik analizi oral antidiyabetikler, diüretikler ve insülin gibi sık kul lanılan 3 ilaç sınıfının ve fenitoin, karbamazepin, valproik asit, lamotrijin, fenobarbital, tiagabin ve topiramat gibi sık kullanılan anti-epileptik ilaçların pregabalin klerensi üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisi olmadığını göstermiştir. Benzer şekilde, bu analizler pregabalinin fenitoin, karbamazepin, valproik asit, lamotrijin, topiramat ve fenobarbitalin klerensleri üzerinde klinik olarak anlamlı bir etkisi olmadığını da göstermektedir.
Pregabalinin noretisteron ve/veya etinil östradiol içeren oral kontraseptifler ile birlikte alınması her iki ilacın da kararlı durum farmakokinetiğini etkilemez.
Pregabalin etanol ve lorazepamın etkilerini güçlendirebilir. Kontrollü klinik çalışmalarda, pregabalinin oksikodon, lorazepam veya etanolle birlikte kullanılan çoklu oral dozları solunum üzerinde klinik açıdan önemli etkilere yol açmamıştır. Pazarlama sonrası edinilen deneyimlerde, pregabalin ve diğer merkezi sinir sistemini baskılayan ilaçları alan hastalarda solunum yetmezliği ve koma rapor edilmiştir. Pregabalin, kognitif ve gros motor fonksiyonlarda oksikodonun yol açtığı bozukluğa katkı sağlar gibi görünmektedir.
Pazarlama sonrası deneyimlerde, pregabalinin opioid analjezikler gibi konstipasyona sebep olabilecek ilaçlarla birlikte alınması sonucu alt gastrointestinal kanal
fonksiyonlarında azalma (öm. intestinal obstrüksiyon, paralitik ileus, konstipasyon) bildirilmiştir.
Öze! popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde gerçekleştirilmiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı gönüllülerde spesifik bir farmakodinamik etkileşim çalışması yürütülm^miştir.
4.6. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadıniar/Doğum kontrolü (Kontrasıipsiyon)
Bu konuda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar GABALENE tedavisi almakta iken uygun bir doğum kontrol yöntemi (kontrasepsiyon) kullanma konusunda hekimine danışmalıdır
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3. Klinik Öncesi güvenlilik verileri). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Pregabalinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Anneye sağlayacağı yarar fetüse gelebilecek risk potansiyelinden fazla ojmadıkça, gebelik sırasında pregabalin kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Pregabalinin insanlarda anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir; anpak sıçan sütüne geçmektedir. Bu nedenle, pregabalin tedavisi süresince emzirm^ tavsiye edilmez.
Üreme yeteneği/ Fertilite
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. (Bkz. Bölüm 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Pregabalin baş dönmesi ve uyku haline neden olabilir. Bu nedenle, ilacın bu gjibi aktiviteleri etkileyip etkilemediği bilinene kadar, hastalara araba kul karmaşık makineleri çalıştırmaları veya tehlike potansiyeli barındır aktivitelerde bulunmaları tavsiye edilmez.
ljanmaları, başka
an
4.8. İstenmeyen etkiler
Pregabalin klinik programına, plasebo kontrollü çift kör çalışmalardaki 7000'den fazla hasta dahil olmak üzere toplam 12000'den fazla hasta katılmıştır. En yaygıtı şekilde bildirilen advers reaksiyonlar baş dönmesi ve uyku halidir. Advers etkile^ genelde hafif ve orta şiddettedir. Bütün kontrollü çalışmalarda, advers etkiler güzünden çalışmadan ayrılma oranı pregabalin alan hastalarda %14 iken, bu oran plaiebo alan hastalarda %5'tir. Pregabalin tedavi gruplarında çalışmadan ayrılmaya nedeni olan en yaygın advers reaksiyonlar baş dönmesi ve uyku halidir.
Klinik çalışmaların toplu analizinde tedavi ile ilişkili olan istenmeyen etkiler aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir; çok yaygın >1/10; yaygın >1/100 ile <1/10; yaygın olmayan >1/1.000 ile <1/100; seyrek >10.000 ila <1/1.000; çok seyrek <1/10.000; bilinmiyor: eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Listede yer alan advers etkiler altta yatan bir hastalıktan veya birlikte kullanılan ilaçlardan da kaynaklanıyor olabilir.
Tablo 2
Vücut Sistemi Advers İlaç Reaksiyonları
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın olmayan Nazofarenjit
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
Seyrek Nötropeni
Metabolizma ve beslenme bozuklukları
Yaygın
Yaygın olmayan Seyrek
Psikiyatrik bozukluklar
Yaygın
Yaygın olmayan
Seyrek
Sinir sistemi bozuklukları
Çok yaygın Y aygın
Yaygm olmayan
Seyrek
İştah artışı Anoreksi Hipoglisemi
Konfüzyon, dezoryantasyon, irritabilite, öfpri hali, libidoda azalma, insomnia Depersonalizasyon, anorgazm, huzursuzluk, depresyon, ajitasyon, duygu dururjnu değişiklikleri, depresif duygu durumu, keliıbe bulmada zorluk, halüsinasyon, anormal rüyalar, libidoda artış, panik atak, apati Disinhibisyon, artmış duygu durumu
Baş dönmesi, somnolans Ataksi, koordinasyon bozukluğu, denge bozukluğu, amnezi, dikkat kaybı, hafıza bozukluğu, tremor, dizartri, parestezi, sedasyon, letarji, başağrısı
Kognitif bozukluk, hipoestezi, nistagmüs, konuşma bozukluğu, miyoklonus, hiporefleksi, diskinezi, psikomotor hiperaktivite, postural ba:j dönmesi, hiperestezi, tat alamama, yanma duygusu amaçlı hareketlerde tremor, sersemlik/uyuşuklu^, senkop
Hipokinezi, parozmi, disgrafi
Göz bozuklukları
Yaygın
Yaygın olmayan
Seyrek
Kulak ve iç kulak bozuklukları
Yaygın
Yaygın olmayan
Kardiyak bozukluklar
Yaygın olmayan Seyrek
Bilinmiyor
Vasküler bozukluklar
Hipotansiyon, hipertansiyon, yüz kızarması, sıcjak basması, periferal soğukluk
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal bozukluklar
Yaygın olmayan
Bulanık görme, diplopi Görme bozuklukları, görme alanında bozukluklar, göz kuruluğu, gözlerde şişme, görsel keskiniikteı azalma, gözlerde ağrı, astenopi, gözyaşında artma Fotopsi, gözlerde iritasyon, midriyazis, osilopsi görsel derinlik algısında değişme, periferal görme kaybı, şaşılık, görsel parlaklık
Vertigo Hiperakuzi
Birinci derece AV blok, taşikardi Sinüs taşikardisi, sinüs aritmisi, sinüs bradikardisi QT uzaması
Yaygın olmayan Seyrek
Gastrointestinal bozukluklar
Yaygın
Yaygın olmayan Seyrek
Dispne, öksürük, burunda kuruluk Burun tıkanıklığı, epistaksis, rinit, horlama, boğaz kuruluğu
Kusma, abdominal şişkinlik, konstipasyon, ağı kuruluğu, gaz
Tükürük salgısında artma, gastroözofageal reflji, oral hipoestezi Asit, disfaji, pankreatit
Deri ve deri altı doku bozuklukları
Terleme, papüler döküntü Soğuk terleme, ürtiker S te vens-Johnson sendromu
Yaygın olmayan
Seyrek
Bilinmiyor
Kas-iskelet, bağ doku ve kemik bozuklukları
Yaygın olmayan Kas seğirmesi, eklemlerde şişme, kas krampları,
miyalji, artraiji, sırt ağrısı, kol veya bacaklarda ağrı, kas sertliği
Seyrek Servikal spazm, boyun ağrısı, rabdomiyoliz
Böbrek ve idrar yolu bozuklukları
Yaygın olmayan Dizüri, üriner inkontinans
Seyrek Oligüri, böbrek yetmezliği
Üreme sistemi ve meme bozuklukları
Yaygın Erektil disfonksiyon
Yaygın olmayan Ejakülasyonda gecikme, cinsel disfonksiyon
Seyrek Amenore, göğüs ağrısı, memede akıntı, dismenore,
meme büyümesi
Genel ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar
Periferik ödem, ödem, yürüyüşte anormallik, sarhoşluk hissi, anormallik hissi, yorgunluk Göğüste sıkışma, düşme, yaygın ödem, ağrı, üşüme, asteni, susuzluk Pireksi Yüz ödemi
Yaygın
Y aygın olmayan
Seyrek
Bilinmiyor
Araştırmalar
Yaygın
Yaygın olmayan
Kilo artışı
Alanin aminotransferazda yükselme, kreatinin fosfokinazda yükselme, aspartat aminotransferazda yükselme, trombosit sayısında azalma Kan glukozunda yükselme, kan kreatininde artma, kan potasyumunda düşme, kilo kaybı, lökosit sayısında azalma
Seyrek
Aşağıdaki yan etkiler PAZARLAMA SONRASI GÖZLEM Çırasında bildirilmiştir.
Bağışıklık sistemi bozuklukları:Sinir sistemi bozuklukları:Göz bozuklukları:Kardiyak bozukluklar:Gastrointestinal bozukluklar:Genel ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar:
Malez (halsizlik, kırıklık))
Deri ve deri altı doku bozuklukları:Böbrek ve idrar yolu bozuklukları:Üreme sistemi ve meme bozuklukları:Solunum ve göğüs bozuklukları:
Pulmoner ödem
Kısa ve uzun süreli pregabalin tedavisi sonrası, ilacın kesilmesinin ardından bazı hastalarda kesilme semptomları görülmüştür. Bu semptomlar; insomnia, baş ağrısı, bulantı, anksiyete, diyare, nezle sendromu, konvülsiyon, sinirlilik, depresyon, ağrı, hiperhidroz ve sersemliktir. Hastalar tedaviye başlamadan bu durum konusunda bilgilendirilmelidir.
Pregabalinin uzun süreli kullanımında, kesilme semptomlarının sıklığının ve Şiddetinin kullanım süresi ve doza bağlı olduğuna dair herhangi bir bilgi yoktur.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
15 g'a kadar olan doz aşımlarında, beklenmeyen bir advers etki bildirilmemiştir. Pazarlama sonrası edinilen deneyimde, pregabalinin aşırı dozda alındığında (gözlenen en yaygın advers etkiler olarak afektif bozukluk, somnolans, konfüzyon durumu, depresyon, ajitasyon ve huzursuzluk bildirilmiştir.
Pregabalin doz aşımının tedavisinde genel destekleyici önlemler alınmalı, gerekirse hemodiyalize de başvurulmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şetyli, Tablo 1).
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiepileptikler ATC kodu: N03AX16
Etkin madde pregabalin, bir gama-aminobütirik asit (GABA) analoğudur ((S)]3-(aminometil)-5-metileksanoik asit).
Etki mekanizması:
Pregabalin santral sinir sistemindeki voltaja duyarlı kalsiyum kanallarının yardımcı alt ünitesine (a2-Ö proteini) bağlanır.
Elde edilen kanıtlar, hayvan modellerinde analjezik ve antikonvülzan aktlvite için pregabalinin <X2-ö bölgesine bağlanması gerektiğini göstermektedir. Buna ejt olarak, pregabalin glutamat, noradrenalin ve P maddesi dahil olmak üzere çojc sayıda nörotransmiterin salıverilmesini de azaltmaktadır. Bu etkilerin pregabalinfn klinik farmakolojisi açısından önemi bilinmemektedir.
Pregabalin reseptör bölgelerine afinite göstermez veya konvülsiyon ya da ağrı tedavisinde kullanılan birçok yaygın ilacın etkisine bağlı yanıtlarda değişikliğe yol açmaz. Pregabalin GABAa veya GABAb reseptörleriyle etkileşime girmez; direk olarak GABAa, GABAb veya benzodiazepin reseptörlerine bağlanmaz, rnetabolik şekilde GABA'ya veya bir GABA agonistine dönüştürülmez; GABA geri alınımı veya yıkımının inhibitörü değildir. Bununla birlikte, uzun süreli pregabalin uygulaması GABA taşıyıcı proteinin yoğunluğunu ve fonksiyonel GABA transport hızını Artırır. Pregabalin, hiperaljezi ve allodini de dahil olmak üzere nöropatik ve cerrahji sonrası ağrı bulunan hayvan modellerinde ağrıyla ilgili davranışları önler.
Pregabalin aynı zamanda fareler ve sıçanlarda maksimum elektroşok tonik ikstensör nöbetleri, pentilentetrazol kaynaklı eşik klonik nöbetler, hipokampal doğunk yapmış sıçanlardaki davranışsal ve elektrografik nöbetler ve DBA/2 odyojen farelerdeki tonik ve klonik nöbetler de dahil olmak üzere hayvan nöbet modellerinde de etkilidir. Pregabalin Strazburg Sıçanlarında genetik absans nöbetlerindeki spontaıjı absans nöbetlerinin meydana gelme sıklığını azaltmaz.
Klinik Deneyim Nöropatik Ağrı
Etkinlik, diyabetik nöropati, postherpetik nevralji ve omurilik yaralanmaları çalışmalarında gösterilmiştir. Etkinlik nöropatik ağrının diğer modellerinde çalışılmamıştır.
Pregabalin, 9 kontrollü klinik araştırmada; 13 haftaya kadar günde iki kez haftaya kadar günde üç kez (TID) dozunda çalışılmıştır. BID ve TID doz re tümü, güvenlilik ve etkinlik profilleri açısından benzer bulunmuştur.
Hem santral hem de periferik nöropatik ağrı için 13 haftaya kadar yürütü çalışmaların 1. haftasında ağrıda azalma görülmüş ve bu düzelme tedavi devam etmiştir.
Periferik nöropatik ağrı için yürütülen kontrollü klinik çalışmalarda preg tedavi edilen hastaların %35'i ve plasebo ile tedavi edilen hastaların %18'i bir ağrı iyileşme puanı almıştır. Somnolans gözlenmeyen pregabalin hastalarda ilgili iyileşme %33 plasebo kullananlarda ise % 18 idi. Somnolans hastalarda yanıt oranı pregabalin için %48 plasebo için %16 olmuştur.
Santral nöropatik ağrı için yürütülen kontrollü klinik çalışmalarda pregabalin hastaların %22'si ve plasebo kullananların %7'si %50'lik bir ağrı iyileşip almıştır.
Epilepsi
Pregabalinin ek tedavi olarak etkinliği, günde iki veya üç kez uygulanan 1052 yer aldığı üç adet 12 haftalık, randomize, çift kör, plasebo kontrollü, çok çalışmada araştırılmıştır. Hastalarda sekonder jeneralizasyonu olan veya refraktör parsiyel nöbetler var olup, başlangıç seviyesindeki ortalama nöbet o gün başına 21-22, başlangıçtaki medyan nöbet oranları ise 28 gün başımı nöbettir.
Pregabalinin epilepsideki etkinliği, plaseboya oranla nöbetteki azalmaya bütün çalışmalarda gösterilmiştir. Yanıt verenlerin oranı, tedavi sırasında nöbet sıklıklarında başlangıca göre >%50'lik bir azalma meydana gelen oranı olarak tanımlanmıştır. Yanıt verenlerin oranı, günde 150 mg'da %14 - 3 300 mg'da %40, günde 600 mg'da %43 - 51 iken bu oran plasebo için %6 -doz yanıtına işaret etmektedir.
Pregabalin, 3 kontrollü klinik araştırmada, 12 haftaya kadar günde iki kez üç kez dozunda çalışılmıştır. BID ve TID doz rejimlerinin tümü, güvenlilik profilleri açısından benzer bulunmuştur.
1. haftada nöbet sıklığında anlamlı bir azalma gözlenmiştir. Genel olarak, 1 tedavi döneminde nöbet sıklığında anlamlı bir azalma meydana gelmiştir.
(BID)
ve 8 imlerinin
len klinik süresince
İbalin ile %50'lik kullanan gözlenen
kullanan e puanı
hastanın merkezli olmayan ilanları 28 a 10-12
dayanan parsiyel Hastaların 1, günde 14 olup,
^a günde etkinlik
haftalık
vey
ve
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Pregabalin 4-6 hafta süreli 6 kontrollü araştırmada, yaşlılarda yürütülen 8 h çalışmada ve 6 ay süreli bir çift-kör, uzun dönemde relaps önleme araşt çalışılmıştır.
sftalık bir ı rinasında
Yaygın anksiyete bozukluğu semptomlarında 1 hafta içinde düzelme olduğu Anksiyete Değerlendirme Skalasında (HAM-A) gözlenmiştir. Pregabalijı zamanda HAM-A Psişik ve Somatik alt skalalarını da anlamlı derecede gösterilmiştir.
-[amilton in aynı azalttığı
Hastaların
HAM-A
4-8 hafta süren kontrollü klinik araştırmalarda, pregabalin ile tedavi edilen %52'si ve plasebo alan hastaların %38'i başlangıçtan çalışma sonuna kadar toplam puanında en az
%50
iyileşme kaydetmiştir.
Fibromiyalji
Pregabalinin etkinliği 14 hafta süren çift-kör, plasebo kontrollü, çok merkezli çalışmada ve 6 ay süren randomize geri çekilme çalışmasında gösterilmiştir.
bir
plasebo üzerinde nde olan 6.7'dir. ştır. 450 zla etki il arın bir etmiştir. .6 iken, %77.8 ve
14 haftalık çalışmada pregabalinin günlük 300 mg, 450 mg ve 600 mg dozlaıjı ile karşılaştırılmıştır. 11 puanlı ağrı değerlendirme sistemine göre 4 puan ve ve 100 mm ağrı görsel analog skalasına (VAS) göre 40 mm ve daha üzeri hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmada ortalama başlangıç ağrı skoru Pregabalin grubuna randomize edilen hastaların %64'ü çalışmayı tamamlanmı mg/gün dozuna göre 600 mg/gün dozu ile ağrı skorlarında daha gözlenmemiş, bunun yanısıra doza bağlı advers etkiler bildirilmiştir. Hast kısmında 1. haftadan itibaren başlayan ağrıda azalma çalışma boyunca devam Tedavide herhangi bir iyileşme gösteren hasta oranı; plasebo grubunda pregabalin 300 mg/gün grubunda %68.1, pregabalin 450 mg/gün grubunda pregabalin 600 mg/gün grubunda %66.l'dir.
fa
%47
2. çalışma olan randomize geri çekilme çalışmasında hastalar 6 hafta boyunda günlük doz 300 mg, 450 mg veya 600 mg olacak şekilde açık etikı optimizasyon fazında titre edildiler. VAS skalasında ağrıda en az %50 a hastanın kendi değerlendirmesinde “çok iyi” veya “iyi” düzelme olduğunu tedaviye yanıt verenler olarak tanımlandı. Tedaviye yanıt verenler çift fazına alınarak; ya açık etiketli dönemde ulaşılan dozla devam edecek şeki plasebo alacak şekilde randomize edilerek 6 ay boyunca takip edildiler, dönemin başlangıcına göre çift kör fazın 2 ardışık ziyaretinde VAS skorunda daha az bir azalma veya alternatif bir tedavi gerektirecek şekilde fibtr
toplam etli doz £alma ve ildirenler 5r tedavi de ya da etiketli %30'dan omiyalji
bil
ko
Açık
semptomlarında kötüleşme şeklinde tanımlanan terapötik cevap kaybına süre ölçülerek etkinlik değerlendirildi. 6 haftalık açık etiketli faz sırasında %54'ü etkili ve tolere edilebilen bir doza titre edilebildiler. Randomize teda giren hastalardan 26 haftalık tedaviyi tamamlayanların oranı pregabalin grubu iken plasebo grubunda % 19 olmuştur.
kn
dar olan Hıastaların ;vi fazına nda %38
5.2. Farmakokinetik özellikler Genel özellikler
Pregabalinin kararlı durum farmakokinetiği sağlıklı gönüllülerde, antiepil^ptik ilaç alan epilepsi hastalarında ve kronik ağrısı olan hastalarda benzerdir.
Emilim
:
Pregabalin aç olarak uygulandığı zaman süratle emilip, hem tek hem de çpklu doz uygulama sonrasında doruk plazma konsantrasyonlarına 1 saat içinde ulaşılır. Pregabalinin oral biyoyararlanımı >%90 olup dozdan bağımsızdır. Te uygulama sonrasında, kararlı duruma 24 ila 48 saat içinde ulaşılır. Pregabalini hızı gıdalarla birlikte alındığında düşer ve Cmaks'ta yaklaşık %25-30 bir Tmaks'ta ise yaklaşık 2.5 saatlik bir gecikmeye yol açar. Yine de pregabalinin birlikte alınmasının emilen pregabalin miktarı üzerinde klinik açıdan önemli bulunmamaktadır.
crarlanan emilim ajzalmaya, gıdalarla bir etkisi
m
Dağılım
:
Preklinik çalışmalarda, pregabalinin fareler, sıçanlar ve maymunlarda bariyerini geçtiği gösterilmiştir. Pregabalinin sıçanlarda plasentayı g laktasyon dönemindeki sıçanların sütünde var olduğu gösterilmiştir, pregabalinin oral uygulama sonrasındaki görünen dağılım hacmi yakl L/kg'dır. Pregabalin plazma proteinlerine bağlanmaz.
ka
n beyin içtiği ve anlarda, 0.56
İn s
aşık
B i votransformas yon
:
Pregabalin insanlarda göz ardı edilebilir bir metabolizmaya uğrar. Radyoakt]i pregabalin dozu sonrasında, idrardaki radyoaktivitenin yaklaşık %98'i de pregabalindir. Pregabalinin idrarda bulunan ana metaboliti olan N-metillenmji dozun %0.9'unu oluşturur. Preklinik çalışmalarda, pregabalin (S-en rasemizasyon ile R-enantiomere dönüşmemiştir.
if işaretli işmemiş is türevi, Antiomer)
Eliminasvon
:
Pregabalin sistemik dolaşımdan esas olarak renal eliminasyon yoluyla değişmemiş ilaç şeklinde atılır. Pregabalinin ortalama eliminasyon yarı ömrü 6.3 saattir. Pregabalinin
plazma klerensi ve renal klerensi kreatinin klerensi ile doğru orantılıdır (Bk^. Bölüm
5.2. Farmakokinetik özellikler, Hastalardaki karakteristik özellikler, Böbrek yetmezliği).
Böbrek fonksiyonlarında azalma olan veya hemodiyaliz gören hastalarda doz ayarlaması gereklidir (Bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli, Tablo 1)
Doğrusallık / Doğrusal Olmayan Durum:
Pregabalinin farmakokinetiği, tavsiye edilen günlük doz aralığında doğrusaldır. Pregabalinin gönüllüler arasındaki farmakokinetik değişkenliği düşüktür (<%20). Çoklu doz farmakokinetiği tek doz verilerinden tahmin edilebilir. Dolayısıyla, pregabalinin plazma konsantrasyonlarının rutin kontrolüne gerek yoktur.
Hastalardaki karakteristik özelliklerCinsiyet:
Klinik çalışmalar, cinsiyetin pregabalinin plazma konsantrasyonları üzerinjle klinik açıdan önemli bir etkisinin bulunmadığını göstermektedir.
Böbrek yetmezliği:
Pregabalinin klerensi kreatinin klerensiyle doğru orantılıdır. Buna ek olarak, pregabalin plazmadan hemodiyalizle etkin şekilde uzaklaştırıl maktadır (4 saatlik hemodiyaliz sonrasında plazma pregabalin konsantrasyonları yaklaşık olarak %50 düşmüştür). Böbrek ana atılım yolu olduğu için, böbrek yetmezliği olan hastalarda dozun azaltılması ve hemodiyalizin ardından doz ilavesi gereklidir (Bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli, Tablo 1).
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda spesifik farmakokinetik çjalışmalar yürütülmemiştir.
Pregabalin önemli oranda metabolize edilmediği ve idrarla çoğunlukla değişmemiş ilaç şeklinde atıldığı için karaciğer fonksiyon bozukluğunun pregabalin plazma konsantrasyonlarını önemli derecede değiştirmesi beklenmemektedir.
Gerivatrik popülasvon
:
Pregabalin klerensi yaş ilerledikçe azalma eğilimi gösterir. Pregabalinin oral klerensindeki azalma, yaş ilerlemesine bağlı olarak kreatinin klerensinde meydana gelen değişikliklerle tutarlılık göstermektedir. Yaşa bağlı olarak renal fonksiyonları azalan hastalarda pregabalin dozunun azaltılması gerekebilir (Bkz. Bölüm 4.2. Pozoloji ve Uygulama Şekli, Tablo 1).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Hayvanlardaki konvansiyonel güvenlilik farmakoloji çalışmalarında, pregabalin klinik olarak ilgili dozlarda iyi tolere edilmiştir. Sıçanlarda ve maymunlarda tekrarlanan doz toksisite çalışmalarında hipoaktivite, hiperaktivite ve ataksi de dahil olmak üzere MSS etkileri görülmüştür. İnsanlara önerilen maksimum klinik doz uygulamasının >5 katı doza, yaşlı albino sıçanların uzun dönem maruziyeti sonrasında, retinal atrofi insidansında artış genel olarak gözlenmiştir.
Teratoienite:
Pregabalin fareler, sıçanlar veya tavşanlarda teratojen değildir. Sıçanlarda ve tavşanlarda fetal toksisite yalnızca insan maruziyetinin üzerindeki dozlarc.a ortaya çıkmıştır.
Prenatal/postnatal toksisite çalışmalarında, pregabalin tavsiye edilen maksimum insan maruziyet seviyesinin >2 katı maruz kalma seviyelerinde sıçanlarda yavru gelişim toksisitesine yol açmıştır.
Mutaienite:
Pregabalin bir dizi in vitro ve in vivo testlerin sonuçlarına göre genotoksik değildir. Karsinogenez:
Pregabalin ile fareler ve sıçanlar üzerinde iki yıllık karsinogenez çalışmaları yürütülmüştür. Önerilen maksimum klinik doz olan 600 mg/gün'deki ortalama insan dozu maruziyetinin 24 katında sıçanlarda tümör gözlenmemiştir. Farelerde, ortalama insan dozu uygulaması benzeri maruziyeti erde tümör insidansında artış gözlenmemiştir, ancak artan maruziyette hemanjiosarkom insidansında artış gözlenmiştir. Farelerde pregabalin ile ilgili genotoksik olmayan tümör oluşma mekanizması trombosit değişiklikleri ve endotel hücre proliferasyonunu içermektedir. Kısa dönem ve sınırlı sayıda uzun dönem klinik veriler doğrultusunda bu trombosit değişiklikleri sıçanlarda veya insanlarda bulunmamıştır. İnsanlarla ilgili bir risk olduğu izlenimini oluşturacak bir kanıt bulunmamaktadır.
Genç sıçanlarda görülen toksisite tipleri kalitatif olarak yetişkin sıçanlarda görülenlerden farklı olmamıştır. Ancak genç sıçanlar daha hassastır. Terapötik dozlarda MSS klinik belirtileri hiperaktivite ve bruksizm ve büyümede bazı değişiklikler (kilo almanın geçici olarak baskılanması) bulunmaktadır. Çiftleşme dönemlerine olan etkisi insan terapötik doz uygulamasının 5 katında incelenmiştir. Genç sıçanlar üzerinde maruziyetten 1-2 hafta sonra insan terapötik dozlarının >2 katında (akustik irkilme yanıtı) veya >5 katında (öğrenme/hafıza) nörodavranışsal/kognitif etkileri izlenmiştir. Genç sıçanlarda, insan terapötik dozlarının >2 katında maruziyetten 1-2 hafta sonra gözlenen azalmış akustk irkilme yanıtı, maruziyetten 9 hafta sonra artık gözlenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat Kısmen prejelatinize mısır nişastası Talk
Silikon dioksit susuz Titanyum dioksit (El 71)
Jelatin
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklıklarında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
56 kapsül içeren şeffaf PVC / Alüminyum folyo blister ve kullanma talimatı ile birlikte, karton kutuda sunulur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların (Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”i|ie uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
TURGUT İLAÇLARI A.Ş. Feriköy Fırın Sokak No. 61 34381 Bomonti-Şişi i/İSTANBUL Tel: (212) 232 24 50 Faks: (212) 232 42 91
8. RUHSAT NUMARASI (LARI)
255/20
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 20.12.2013 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ