Sinir Sistemi » Psikoanaleptikler » Antidepresanlar » Seçici Serotonin Gerialım İnhibitörleri » Paroksetin
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
PAXİL™ CR 25 mg enterik tablet
2. KAÜTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:
Her tablet 25 mg paroksetine eşdeğerde 28.51 mg paroksetin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler;
Laktoz monolıidrat..................... 1Û9.64 mg
Yardımcı maddeler için 6,1'e bakınız,
3. FARMASÖTİK FORM
Enterİk tablet
Pembe renkli, yuvarlak, bikonveks baskül eğik kenarlı film kaplı tablet. Tabletlerin bir yüzünde ''GSKL” diğer yüzünde “25” baskısı yer almaktadır.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapiitik endikasyunlar
Yetişkinler
Majar depresif bozukluk, premenstrüel disforik bozukluk, agorafobi ile birlikte veya agorafobi olmaksızın panik bozukiuk, sosyal anksiyete bozukluğu ve sosyal fobi tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir.
Uzun süreli sosyal anksiyete bozukluğu/sosyal fobi tedavisinde PAXİL CR tabletlerin etkinliği değerlendirilmemiştir. Bu sebeple, eğer PAXİL CR tabletlerin sosyal anksiyete bozukluğu/sosyal fobi tedavisinde uzun süreli kullanımı gerekiyorsa, hekim tarafından her hasta için PAXlL CR tabletin uzun süreli tedavisinin faydası periyodik olarak yeniden değerlendi ri İmelid ir.
Çocuklar ve adolesanlar (< 18 ya$)
Paroksetinin çocuklarda ve 18 yaşından küçük addesanlarda kullanımı endike değildir
(Uyanlar ve Önlemler kısmına bakımı).
PAXİL CR tabletin etkinliği çocuklarda ve İS yaşından küçük adolesanlarda çalışılmamıştır, fakat PAXlL IR tabletlerle majör depreş i f bozukluğu olan çocuklarda ve adolesanlarda yapılan kontrollü klinik çalışmalarda etkinlik gösterilmemiştir, ve bu popülasyonda depresyon tedavisinde paroksetin kullanımını desteklememektedir
(Uyarılar ve Önlemler ktsmma bakınız).
4.2 Poıoloji ve uygulama şekli
Fozoloji/uygulama sıklığı ve süresi Yetişkinler
PAXİL CR tabletler günde tek do* genellikle sabahları, yemeklerle birlikte veya ayn almır. Hastalar PAXİL CR tabletlerin çiğnenmemesi ve ezilmemesi, bütün olatak yutulması gerektiğine dair uyarılmalıdır.
Maior Denresif Bozukluk r
Tavsiye edilen başlangıç dozu 25 mg'dır* 25 mg doza cevap vermeyen bazı hastalarda doz hastamn cevabına göre, kademeli olarak günde 12.5 mg'lık artışlar İle günde maksimum 62.5 mg'a yükseltilebilir. Doz değişiklikleri en az bir hafta arayla yapılmalıdır.
Tüm antidepresan ilaçlarda olduğu gibi, tedavi başladıktan sonra 2 ila 3 hafta içinde gerekirse doz değerlendirilir ve daha sonra klinik açıdan uygun şekilde ayarlanır.
Depresyonda olan hastalarda tüm semptomların ortadan kalktığını garanti edecek yeterli periyodda tedaviye devam edilmelidir. Bu periyod birkaç ay sürebilir.
Panik Bozukluk:
Hastalar tedaviye 12.5 mg/gün ile başlamalı ve hasta cevabına göre doz haftada 12.5 mg/gün artın! malidir. Bazı hastalar günlük dozun günde maksimum 75 mg olana kadar artırılmasından fayda sağlar.
Genelde bilindiği üzere, panik bozukluğun tedavisinin erken dönemlerinde panik semptomatolojisinin kötüleşme potansiyeli vardır; bu yüzden başlangıç dozunun düşük olması tavsiye edilmektedir.
Panik bozukluğu olan hastalarda tüm semptomların ortadan kalktığını garanti edecek yeterli periyodda tedaviye devam edilmelidir. Bu periyod birkaç ay veya bazen daha uzun sürebilir.
Fremenstrüel Disforjk Bozukluk
önerilen başlangıç dozu 12.5 mg/gündür. 12,5 mg doza cevap vermeyen bazı hastalarda dozun 25 mg'a yükseltilmesi faydalı olabilir. Doz değiş iki ikteri en az bir hafta ara ile yapılmalıdır.
PAXİL CR menstrilel düngü süresince günlük uygulanabilir veya doktorun değerlendirmesine güre menstrüel döngünün luteal fazında aralıklı dozlama ile sınırlandırılır.
Tedavinin sürekliliğine ihtiyacı saptamak için PMDD hastalan periyodik olarak değerlendiril mel idir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu/Sosyal Fobi:
Tavsiye edilen başlangıç dozu 12,5 mg/gündür. 12.5 mg'ltk doza cevap vermeyen hastalarda gerektiğinde 12.5 mg'lik doz artınmlan yararli olabilir; günlük doz maksimum 37.5 mg olana kadar artırılabilir. Doz değişiklikleri en az 1 haftalık aralıklarla yapılmalıdır.
PAXİL CR tedavisinin kesilmesi:
Dİğer psİkoaktif ilaçlarda da olduğu gibi, genel olarak tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır (
hkz.
Öze] kullanım uyanları ve önlemleri ve İstenmeyen etkiler). Azaltılan doz rejimi ile ilgili son klinik çalışmalar, İ hafta aralıklarla günde 10 mg
!hk (kontrollü salım tabletlerinde 12.5 mg/gilne eşdeğer) doz azaltılmasını içermektedir. 20 mg/gün dozuna ulaşıldığında (kontrollü salım tabletlerinde 25 mg/giine eşdeğer), hastalar tedavinin kesilmesinden önce 1 hafta bu dozla devam etmiştir. Eğer doz azattım: veya tedavinin sonlandınltnasma bağlı tolere edilmeyen semptomlar görülürse, önceden reçete edilen doza geri dönülmesi düşünülebilir. Sonrasında, doktor doz azaltfmına daha kademeli olarak devam edebilir.
Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.
PAXTL CR'm günde bir defa sabahları yemeklerle birlikte veya ayrı olarak alınması tavsiye edilir.
Tabletler çiğnenmeden ve ezilmeden yutuimalıdır.
Özel pop üiasy onlara ilişkin ek bilgilen Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Şiddetli böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi <30 ml/dak) veya karaciğer bozukluğu olan hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artışlar meydana gelebilir. Doz artınms gerekliyse aralığın alt sınırına kadar olmalıdır.
Peri iyat rik pop İiiasy on:
PAXİL CR 18 yaş altındaki çocuklar ve adolesanlarda endike değildir (
hkz.
Özel Kullanım Uyanları ve Önlemleri).
Geriyatrık popülttsyon:
Yaşlı hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artış görülür, fakat konsantrasyon aralıkları gençlerde gözienen ile çakışır. Tedaviye 12.5 m g/gün dozla ballanmalı ve gerekirse 50 mg/güne kadar yükseltilmelidir.
4.3 Ko litren d ikasyonlar
Paroksetine veya ilacın bileşimindeki maddelerden herhangi birine aşın duyarlılığf olanlarda kullanılmamalıdır.
PAXlL CR, monoamıııoksıdaz (M AO) iııhibitörleri (seçici olmayan geri dönüşlü M AO inhibitörü bir antibiyotik olan linezolidİ ve metiltiyoninium klorürü (metilen mavisi) de kapsayan) ile birlikte veya M AO inhİbitör tedavisinin kesilmesini takip eden 2 hafta içinde kullanılmamalıdır. Benzer şekilde, PAXlL CR ile tedavinin kesilmesini takip eden 2 hafta içinde M AO inhibitörü kullanılmamalıdır
(hkz.
Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
PAXlL CR tiyoridazin ile birlikte kullanılmamalıdır; çünkü CYF450 2D6 hepatik enzimini İnhibe eden diğer İlaçlarda olduğu gibi paroksetin, tiyoridazinin plazma düzeylerini yükseltebilir
(hkz.
Dİğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri),
Tiyoridazin tek başına kullanıldığında, 'iorsades de pointes* gibi ciddi ventriküler aritminin eşlik ettiği QT aralığının uzamasına ve anı iiiüme yol açabilir.
PAXİL CR, pimozid İle kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır (
bkz
. Diğer tıbbi ürünler iie etkileşimler ve diğer etkiieşim şekilleri).
4.4
özel kullanım uyanları ve finlemleri
Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşma kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışiarım artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun atlırılma/azaltıima ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk* aşın hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir.
Patfl CR'ın çocuklar ve İS yaş altındaki a doksanlarda kullanımı en dike değildir
Çocuklar ve adolesanlar (18 yaş altı):
Antıdepresanlarla tedavi, Majör Depresif Bozukluğu (MDB) ve diğer psikiyatrik bozuklukları olan çocuklar ve adolesanlarda, intihar düşüncesi ve davranışı riskinde artış ile ilişkilidir. Çocuklar ve adolesanlarda PAXİL CR ile yapılan klinik çalışmalarda, intihara ilişkin advers olaylar (iııtilıar teşebbüsü ve intihar düşüncesi) ve düşmanca duygular (başlıca; agresyon, ters davranış ve ölke) piaseboya nazaran paroksetin ile tedavi edilen hastalarda daha sıklıkla gözlenmiştir (fcte. İstenmeyen etkiler),
Çocuklar ve adolesanlarda büyüme
T olgunlaşma, bilişsel ve davranışsal gelişimle ilgili uzun süreii güvenlilik verileri yoktur.
Yetişkinlerde klinik kötüleşme ve intihar riski:
Özellikle MDB'si olan genç yetişkinler, PAXtL CR tedavisi süresince intihar davranışı açısından artan risk altındadırlar. Psikiyatrik bozukluğu oian yetişkinlerde yapılan plasebo kontrollü çalışmaların analizleri, paroksetin ile tedavi edilen genç yetişkinlerde (16-24 yaşlarındakileri tanımlar) piaseboya kıyasla, daha yüksek intihar davranışı sıklığı göstermektedir (17/776 [%2.19]'a karşı 5/542 [%0.92]), ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildir. Daha büyük yaş gruplarında (25-64 yaş arası ve yaş S: 65) böyle bir artış görülmemiştir. MDB'Iİ yetişkinlerde (her yaş) paroksetin ile tedavi edilen hastalarda, piaseboya kıyasla İntihar davranışı sıklığında istatistiksel olarak anlamlı artış vardır (11/3455 [%0,32]
fye karşı İ/İ978 [%0.05]; tümü intihar girişimi vakasıdır). Bununla birlikte, bu girişimlerin büyük çoğunluğu 18-30 yaş arası daha genç yetişkinlerde gerçekleşmiştir (1 Pin 8
?i). Bu MDB verileri, diğer tüm psikiyatrik bozukluğa karşılık daha genç yaştaki yetişkin popülasyonda gözlenen sıklık artışının
24
yaşın ötesine uzayabileceğini göstermektedir.
Depresyondaki hastalarda antidepresan tedavi alıp almadığından bağımsız olarak depresif semptomlarının kötüleşmesi ve/veya intihar düşüncesi ve davranışları (intihar eğilimi) ortaya çıkabilir. Bu risk anlamlı bir iyileşme oluncaya kadar devam eder. Genel klinik pratik, tüm antidepresan tedavilerinde iyileşmenin erken dönemlerinde intihar riskinin artabileceğini göstermiştir. Paroksetin!n kullanıldığı diğer psikiyatrik durumlar da intihar davranış riskinde artış İle İlişkilidir ve bu durumlar MDB ile birlikte de bulunabilir. Bununla birlikte hikayesinde intihar davranışı veya düşüncesi olan hastalar, genç erişkinler, tedavi başlamadan önce belirli derecede intihar düşüncesi taşıyan hastalar intihar düşüncesi ve intihar teşebbüsü bakımından daha fazla risk taşırlar. Bütün hastalar tedavi süresince, özellikle de tedavi sürecinin başlangıcında veya doz değişim artış ya da azalma zamanlarında klinik kötüleşme (yeni semptomların gelişimi dahil) ve İntihar yönünden gözlenmelidir.
Hastalar (ve hasta ile ilgilenen bakıcılar}» durumlarında herhangi bir kötüleşme olup olmadığı (yeni semptomların gelişmesi dahil) ve/veya intihar fikri/davranışı veya kendine zarar verme düşüncesi ortaya çıkıp çıkmadığı konusunda İzlenmeleri gerektiği ve bu semptomlar varsa hemen tıbbi yardım aramaları konusunda uyarılmalıdır. Ajitasyon, akatizi veya manı gibi semptomların altta yatan hastalık veya ilaç tedavisiyle ilişkili olabileceği güz önünde bulundurulmalıdır (
bkz.
Akatizi, Mani ve Bipolar Hastalık, İstenmeyen etkiler).
Klinik olarak kötüleşen (yeni semptomların gelişmesi dahil) ve/veya İntihar düşüncesi/davranışı ortaya çıkan hastalarda ve özellikle bu semptomlar şiddetliyse, aniden başlamışsa veya hastanın mevcut semptomlarının bir parçası değilse, ilacı kesme olasılığı da dahil tedavi rejiminin değiştirilmesi düşünülmelidir.
Akatizİ:
Nadiren, paroksetin veya diğer SSRI'lann kullanımı, akatizi gelişimi İle İlişkilidir; bu, içten gelen bir huzursuzluk duygusu ve sübjektif huzursuzluğa eşiik eden yerinde oturamama veya ayakta hareketsiz duramama gibi psikomotor ajitasyon ile karakterizedir. Tedavinin ük bir kaç haftasında daha fazla görülmektedir.
Serotonin Sendromu/Nöroleptik Malien Sendrom:
Ender durumlarda serotonin sendromu gelişimi veya nöroleptik malign sendrom benzeri olaylar paroksetin tedavisiyle ilişkili olarak, özellikle diğer serotoneıjik ve/veya nöroleptik ilaçlarla kombinasyon şeklinde kullanıldığında görülebilir. Bu sendromiar potansiyel olarak yaşamı tehdit edici durumlara yol açabİleceğinden* eğer bu gibi durumlar {hipertemu, rijİdite, myoklonüs, vitai bulgulann olası hızlı dalgalanmalarıyla birlikte seyreden otonomİk dengesizlik, konfilzyoıı, irritabiiite, deliryum ve komaya ilerleyen aşın ajitasyonu içeren mental durum değişiklikleri gibi semptom kümeleriyle karakter ize) oluşursa paroksetin ile tedavi kesilmeli, destekleyici semptomatik tedavi başlanmalıdır. Serotoneıjik sendrom riskinden ötürü paroksetin serotonin öncü maddeleri (t-triptofan, oksitriptan gibi) ile kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır
{bkz.
Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
Mani ve Bipolar Bozukluk:
Majör depresif epizot b i polar bozukluğun ilk şekli olabilir Genel olarak (kontrollü çalışmalarda saptanmamışsa da) bu epizotların yalnız baş ma antidepresan ile tedavisinin bipolar bozukluk riski altındaki hastalarda karma/man ik epizotun ortaya çıkma ol astlığını artırabildiği düşünülmektedir. Antidepresan ile tedaviye başlamadan önce hastalar bipolar bozukluk riski altında olup olmadıkları bakımından uygun şekilde t aranmalıdır, Bu taramalar aile öyküsünde intihar, bipolar bozukluk w depresyon dahil hastanın ayrıntılı psikiyatrik öyküsünü içermelidir. Paroksetinin bipolar depresyon tedavisinde kullanımı onaylanmamıştır. Tüm antidepre sanlarda olduğu gibi, paroksetin mani hikayesi olan hastalarda dikkatli kul 1 anıl mal ıdır.
Tamoksifen:
Bazı çalışmalar tanıoksifenin etkinliğinin, meme kanseri nüksti/mortalite açısından değerlendirildiğinde, paroksetin ile birlikte reçetelendirildiğinde paroksetinin irreversibl CYP2D6 i nhibisy onunun bir sonucu olarak azalabileceğin i göstermiştir (bkz Etkileşimler). Bu risk uzun süreli birlikte uygulamalarda artabilir. Tamoksifen meme kanseri tedavisinde veya önlenmesinde kullanıldığında, reçeleJendiren hekimler CYP2D6 inhibisyonu düşük olan veya olmayan alternatif antidepresanlar ile birlikte kullanımı değerlendirmelidir.
Kemik kırijh:
SSRİ'lann da dahil olduğu bazı antidepresanlara maruz kalmaya bağlı olarak kemik kırığı riski ile ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalarda
f ilaç kullanımı ile kırıklar arasında bir bağlantı olduğu rapor edilmiştir. Kırık riski tedavi sırasında ortaya çıkmaktadır, tedavinin ilk aşamalarında en ytiksek orandadır. Paroksetin ile tedavi edilen hastaların takibi sırasında, kınk riski göz; önünde bulundunılmalıdır,
Monoamintıksidaz Inhibitörleri:
Paroksetin ile tedaviye M AO inhibitörl eriyle tedavinin kesilmesinden en az 2 hafla sonra dikkatle başlanmalıdır ve paroksetin dozu optimal yanıta ulaşıncaya kadar aşamalı olarak artın İmalıdır {
hkz
„ Diğer Tibbi Ürünler ile Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Şekilleri).
Böbrek/karaciğer yetmezliği:
Şiddetli böbrek yetmezliği veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır
[bkz>
Pozoloji ve uygulama şekli).
Dİvabet
Diyabet hastalarında bir SSRI ile tedavi glİsemik kontrolü değiştirebilir. insulin ve/veya ora! hipoglisemik ilacın dozunun ayarlanması gerekebilir.
Epilepsi:
Diğer antidepresanlarda olduğu gibi, epilepsi hastalarında PAXİL CR kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Nöbetler:
PAXİL CR ile tedavi edilen hastalarda nöbetlerin meydana gelme sıklığı % O.Fden azdır. Nöbet gelişen hastalarda PAXlL CR kullanımı kesilmelidir.
Elektrokonvülsİf tedavi (EKT|;
PAXİL CR'ın EKT ile birlikte uygulanması hakkında klinik deneyim ki sitildir.
Glokom:
Diğer SSRFlarda olduğu gibi, PAXİL CR midriyazise neden olabilir ve dar açılı glokom hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Hİponatremi:
Hiponatremi, başlıca yaşlılarda olmak iizeTe nadiren rapor edilmiştir, Paroksetin in kesilmesinden sonra ise genelde geriye dönmüştür.
Kanama:
PAXİL CR tedavisini takihen deri ve mukoz membran kanamaları (gastrointestinal kanamalar dahil) bildirilmiştir. Bu nedenle kanamaya eğilimi olduğu bilinen veya predispozan faktörleri olan hastalarda PAXİL CR, kanama riskini artıran ilaçlatla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Kardiyak bozukluklar:
Kardiyak hastalıktan olan hastalann tedavisinde dikkatli olunmalıdır.
Yetişkinlerde paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar:
Yetişkinlerdeki klinik çalışmalarda; paroksetin ile tedavi edilen hastaların %3ü
!unda ve plasebo ile tedavi edilen hastalan n %20'sinde tedavinin kesilmesi ile birlikte ad ver s etkiler meydana gelmiştir. Kesilme semptomlarının oluşumu, bağımlılık yapan ilaçlar veya suistimal edilen maddelerde olduğu gibi değildir.
Sersemlik hali, duyuşa! rahatsızlıklar (parestezi ve elektrik şoku duygusu ve kulak çınlaması dahil), uyku bozuklukları (yoğım rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı, titreme, konfüzyon, terleme, baş ağmı ve diyare bildirilmiştir* Bunlar genellikle hafif veya orta şiddettedir, ancak bazı hastalarda şiddetli olabilir. Semptomlar genellikle tedavinin kesilmesini takiben ilk birkaç günde görülür; çok nadiren yanlışlıkla bir dozu kaçıran hastalarda da böyle semptomlar bildirilmiştir. Genellikle kendiliğinden ve iki hafta içinde düzelirse de bazı kişilerde daha uzun sürebilir (2-3 ay veya daha uzun). Bu nedenle paroksetin tedavisi kesilirken doz, yavaş yavaş, hastanın gereksinmesine göre birkaç hafta veya aylık sürelerde azaltılmalıdır (
hkz,
Pozdojı ve Uygulama Şekli; PAXİL CR tedavisinin kesilmesi).
Çocuklar ve adolesanlarda paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar:
Çocuklar ve adolesanlardaki klinik çalışmalarda; paroksetin ile tedavi edilen hastaların %32'sinde ve plasebo ile tedavi edilen hastaların % 24'ünde tedavinin kesilmesi ile advers etkiler meydana gelmiştir, Paroksetin kesilmesi ile birlikte hastalann en az %2'sinde bildirilen ve plasebo ile bildirilenin en az iki katı oranda gelişen olaylar şunlardır: Emosyonel dengesizlik (intihar fikri, intihara teşebbüs, duygu durum değişiklikleri ve ağlamaklı olma hali dahil), sinirlilik, baş dönmesi, bulantı ve karın ağnsı (
hkz
. İstenmeyen Etkiler),
Laktoz:
Laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz dayanıksızlığı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Serotoneriik ilaçlar:
Diğer S SRİ'lar da olduğu gibi, serotonerjik ilaçlarla birlikte uygulanması 5-HT'ye bağlı etkilerin ortaya çıkmasına yol açabilir (Serotonin sendromu: bkz. Özel kullanım uyarılan ve Önlemleri),
Eğer serotoneıjik ilaçlar (L*triptofan, triptanlar, iramadol, SSRI'lar, lityum, fentanil ve S t John's Wort
-Hypericum Perfarattım
preparatlan gibi) paroksetin ile kombine edilirse, dikkatli olunması tavsiye edilmeli ve dalıa yakın bir klinik gözlem yapılmalıdır. Paroksetin ve M AO inhibitörlerinin (seçici olmayan geri dönüşlü M AO inhibitörü bir antibiyotik olan linezolidi ve melütiyoniniyum klorürü (metilen mavisi) de kapsayan) birbirine eşlik eden kullanımlan kontrendikedir {bkz. Kontrendİkasy onlar).
Fimozid:
Tek düşük doz pimozidin (2 mg) paroksetin ile birlikte verildiği bir çalışmada pimozid düzeylerinin arttığı gösterilmiştir. Bu olay paroksetinin bilinen CYP2D6 inhibitör özellikleri İle açıklanmaktadır, Pimozidin dar terapötik indeksinden ötürü ve QT aralığını uzattığı bilindiğinden, PAXİL CR ile pimozidin birlikte kullanımı kontrendikedir
{bkz.
Kontrend ikasyonlar).
ilaç metaboiize eden enzimler:
PAXİL CR'ın metabolizması ve farmakokinetiği İlaç metaboiize eden enzimleri indükleyen veya inhibe eden İlaçlardan etkilenebilir.
PAXİL CR bilinen bir ilaç metaboiize eden enzim inhibitörü ile beraber verilecekse, doz aralığının alt sınırındaki dozlarda verilmesine dikkat edilmelidir. Bilinen bir ilaç metaboiize eden enzim indükleyicisi (ör. karbamazepin, rifampisin, fenobarbital, fenitoin) ile beraber verilirken PAXİL CR için herhangi bir başlangıç dozu ayarlamasına gerek yoktur. Sonradan yapılacak herhangi bir doz ayarlamasi klinik etki (tolerabilite ve etkililik) iie yönlendirilmelidir.
Fosam prena vi r/ri tonavi r:
Fosamprenavir/ritonavir ile paroksetinin birlikte verilmesi paroksetin plazma düzeylerini anlamlı derecede azaltır. Herhangi bir doz ayarlaması kiinik etki (tolerabilite ve etkililik) ile yönlendirilmelidir,
Prosiklidin:
Paroksetinin günlük uygulaması pro siki idin plazma düzeylerini anlamlı ölçüde artırır. Eğer antikolineıjik etkiler görülürse pro siki id in dozu azaltılmalıdır.
Antikonvüİzanlar: Karbamazepin. fenitoin. sodyum valproat
Buniann epüeplik hastalarda PAXİL CR ile birlikte kullanımı, fannakokinetlk/farmakodinamik profilde herhangi bir etki yapmamıştır.
Paroksetinin CYP2D6 inhibitör potensi:
S SRİ lan da içeren diğer antidepresanlarda olduğu gibi, paroksetin hepatik sitokrom P45D enzimi CYP2D6'yı inhibe eder. CYP2D6 inhibisyonu, birlikte uygulanan ve bu enzim ile metaboiize olan ilaçların plazma konsantrasyonlarının artmasına yol açabilir. Bunlar, bazı trisiklik antidepresaniar (ör, amitriptilin, nortriptilin, imipramin ve desipramin), fenotiyazin grubu nöroieptikler (ör. perlenazin ve liyoridazin), risperidon, atomoksetin, bazı Tiple grubu anti aritmikler (ür. pnopafenon ve flekainid) ve metoprololdur.
Tamoksifenin önemli bir aktif metaboliti vardır, endoksifen, CYP2D6 tarafından üretilir ve tamoksifenin etkinliğine belirgin derecede katkı sağiar. Paroksetin tarafından CYP2D6'nın iıreversibl inhibisyonu endoksifenin plazma konsantrasyonlarını düşürür ( Uyanlar ve Önlemler kısmına bakınız).
CYP3A4
Paroksetin ve sitokrom CYP3A4 için substrat olan terfenadinin karar i ı durum koşullarında biriikte uygulandığı bir
in vivoin vivo
etkileşim çalışması ise, paroksetinin alprazolam farmakokinetiği üzerine etkisi olmadığını göstermiştir-Paroksetinin terfenadin, alprazoiam ve CYP3A4 substratt olan diğer ilaçlarla birlikte uygulanmasının herlıangi bir tehlike yaratması beklenmemektedir,
Kiinik çalışmalar, paroksetinin emi i im ve farmakoki net iğinin besinler, antasidler, digoksin ve propranoloidan etkilenmediği veya sadece marjinal düzeyde {ör: doz rejiminde hiçbir değişiklik gerektirmeyecek düzeyde) gida, antasitler, digoksin ve propranololden etkilendiğini göstermiştir:
Alkol:
Paroksetin alkolün yol açtığı zihinsel ve motor becerilerdeki bozukluğu artırmaz, ancak PAXİL CR ve alkolün birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Oral amİkoafiiılanlar
Paroksetin ve o rai antikoagulanlar arasında farmakodinamik bir etkileşim ortaya çıkabilir. Paroksetin ve ora! antikoagulanlarnı eşzamanlı kullanımı antikoagulan aktivite ve hemorajik risk artışına yol açabilir, fiu nedenle, paroksetin nral antikoagulanlaria tedavi edilen İmstalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz, bölüm 4,4 Özel kullanım uyanlar* ve Önlemleri).
N5AIİ, aselilsaiisiKk asit ve diğer antitrombosıt İlaçlar
Paroksetin ve NSAİİ, asetilsalisilik asit arasında farmakodinamik bir etkileşim ortaya çıkabilir Paroksetin ve NSAİt, asetilsalisilik asit eşzamanlı kullanımı hemorajik risk artışına yol açabilir (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve Önlemleri).
S SRİ kullanan hastalara eşzamanlı oral antikoagulan, trombosit fonksiyonlarını etkilediği ya da kanama riski artışı üe ilişkili olduğu bilinen ilaçlar (üm. klozapin gibi atipik antipsikotikler, fenotiazin, çoğu TSA, asetilsalisilik asit, NSAÜ, COX-2 inhibitörleri) kullanırken ya da kanama bozukluğu olan veya kanamaya neden olabilecek durumlarda dikkatli olunması önerilmektedir.
Özel papülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6 Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunun kaüıntar/Doğum kontrolü (SContrasepsiyon)
İlacı reçete edecek hekimler, gebe kalmayı planlayan kadınlarda alternatif tedavi seçeneğini değerlendirmeli ve sadece potansiyel faydası olası riskten fazla ise PAXİL CR tedavisini vermelidir.
Gebelik donemi
Paroksetin veya diğer SSRriara maruz kalan gebe kadınlarda erken doğum bildirilmiştir; ancak ilaç tedavisiyle aralarında neden-sonuç ilişkisi saptanmamıştır.
Gebeliğin son safhalarına kadar paroksetin kullanılmış ise yeni doğanlar gözlem altında tutulmalıdır; çünkü gebeliğin üçüncü trimesterinin sonunda paroksetine veya diğer SSRHara maruz kalan yeni doğanlarda komplikasyonlar bildirilmiştir. Ancak, ilaç tedavisi İle neden-sonuç ilişkisi saptanmamıştır. Bildirilen klinik bulgular şunlardır: solunum güçlüğü, siyanoz, apne, nöbetler, sıcaklık dengesizliği, beslenmede zorluk, kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotoni, hiperrefleksi, titreme, sinirlilik, irritabilite, letarji, devamlı ağlama ve uyuklama hali. Dazı olgularda bildirilen semptomlar neonatal kesilme sendnomu olarak tanımlanmıştır. Olguların çoğunda komplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya doğumu takip eden 24 saat içinde ortaya çıkmıştır.
Epidemi yol ojik çalışmalar, gebelik sırasında özellikle gebeliğin son dönemlerinde S SRİ
1 lan n (paroksetin dahil) kullanımı, yeni doğanların inatçı pulmoner hipertansiyon riskindeki artışla ilişkili olduğunu göstermiştir. Bebeklerde artan risk oranı, gebeliğin geç dönemlerinde S SRİ'lar ı kullanan kadınlarda genel popülasyonda görülene oranla (1000 kadında 1-2) 4 ila 5 kat daha fazla bildirilmiştir.
Paroksetin'in gebelik ve/veya fetüs/yenİ doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
PAXİL CR gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmanialıdır.
Hayvan çalışmalarında teratojenik veya selektif embriyotoksik etki gözlenmemiştir,
İlk trimesterde antidepresan ilaç kullanımına maruz kalmayı takiben gebelik sonuçlarının araştırıldığı son epidemi yoloj i k çalışmalarda; paroksetin kullanımı ile ilişkili konjenital maİ formasyonları a, özellikle de kardiyovasküler olanların (ör. ventriküler ve atriyal septal defektler) riskinde artış bildirilmiştir. Veriier matemal paroksetine manız kalmayı takiben, kardiyovasküler kusuru olan bebek sahibi olma riskinin yaklaşık 1/50 olduğunu göstermektedir. Genel popülasyon ile karşılaştırıldığında böyle kusuriar için beklenen oran yaklaşık 1/100'dür.
İlacı reçete edecek hekimler, gebe kadınlarda alternatif tedavi seçeneğini değerlendirmeli ve sadece potansiyel faydası olası riskten fada ise PAXİL CR tedavisini vermelidir. Gebe bir kadında PAXİL CR tedavisine son verme karan alınmışsa, ilacı veren hekim, “Pozoloji ve uygulama şekli — PAXİL CR tedavisinin kesilmesi ve Özel kullanım uyanları ve önlemleri -Yetişkinlerde paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar^ bölümlerine başvurmalıdır.
Laktasyon dönemi
Paroksetinin az bir miktan anne sütü iie atılmaktadır. Yayınlanmış çalışmalarda emzirilen bebeklerin serum konsantrasyonlarında parokselin tayin edilebilir düzeyin altında (<2ng/ml) veya çok düşüktür (<4ng/ml). Bu bebeklerde ilaç etkisi gözlenmemiştir.
Yine de, PAXİL CR'ın anneye sağlaması beklenen yararları, bebeğe olan potansiyel riskinden fazla değilse, emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fcrtilite
Baz* klinik çalışmalar S SRİ grubu İiaçlann {paroksetin dahil) sperm kalitesini etkileyebileceğini göstermiştir. Bu etki tedavinin kesilmesini takiben geri dönüşlüdür, Sperm kalitesindeki değişiklik bazı erkeklerde fertiliteyi etkileyebilir.
4.7
Araç ve makine kullanma üzerindeki etkiler
Klinik deneyimler PAXİL CR ile tedavinin bilişsel ve psikomotor fonksiyon bozukluğu ile ilişkili olmadığını göstermiştir. Ancak, tüm psİkoaktif ilaçlarda olduğu gibi, hastalar araç ve diğer makineleri kullanma yeterlilikleri konusunda uyarılmalıdır,
Paroksetinin alkolün sebep olduğu zihinsel ve motor becerilerde bozulmayı anırmamasına rağmen, paroksetin ve alkolün birlikte alınması önerilmemektedir.
4.8 İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki belirtilen istenmeyen etkilerin bazı lan mn sıklık ve şiddetinde, tedavinin devamı İle azalma görülebilir ve genellikle tedavinin kesilmesine yol açmaz. Listelenen advers etkiler organ sistemlerine ve sikli ki arma göredir.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:
Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/10G ila <1/10), yaygm olmayan {>1/1000 ila <1/100), seyrek (> 1/10,000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10.ÖÛ0) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Yaygm ve yaygın olmayan olayiann sıklığı genel olarak klinik çalışmalarda PAXİL CR kullanan 8000'den fazla hastadan elde edilen toplu güveni İlik verilerinden alınmış olup, plasebonun üstünde bir sıkhkia belirlenmiştir. Seyrek ve çok seyrek olaylar genellikle pazarlama sonrası verilerden saptanmış olup, gerçek sıklıktan çok, bildirilme oranını gösterir.
Kan ve lenf sistemi hastalıklım
Yaygın olmayan: Deri ve mukoz membranlarda anormal kanama (çoğunlukla ekimoz).
Çok seyrek: Trombositopeni,
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Alerjik reaksiyonlar (ürtiker ve anjiyoödem dahil).
Endokrin hastalıkları
Çok seyrek. Uygun olmayan antidiüretik hormon salınım sendromu.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: Kolesterol seviyelerinde artış, iştah azalması.
Seyrek: Hiponaireıni.
Hiponatremi genel olarak yaşlılarda bildirilmiştir ve uygun olmayan antidiiiretİk hormon salınım sendromuna bağlıdır.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Uyuklama hali, uykusuzluk, ajitasyon, anormal rüyalar {kabus dahil)
Yaygın olmayan; Konfiizyon, hal üsirıasy onlar
Seyrek: Manık reaksiyonlar, ajitasyon, anksiyete, depersonalizasyon, panik atak, akatizi Bu semptomlar altta yatan hastalıkla ilgili olabilir.
Bilinmiyor: Paroksetin tedavisi sırasında ya da tedavi kesildikten hemen sonra intihar düşüncesi ve İntihar davranışı bildirilmiştir.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik hali, titreme, baş ağrısı.
Yaygın olmayan: Ekstrapiramidal bozukluklar.
Seyrek: Konvillsiyonlar, akatizi, huzursuz bacak sendromu
Çok seyrek: Serotonİn sendromu (semptomlar şunları içerebilir: ajitasyon, konfilzyon, aşın terleme, hal üsinasy onlar, hiperTefleksi, miyoklonus, taşı kar di, ürperti ve titreme).
Altta yatan hareket bozukluğu olan hastaların veya nöroleptik ilaçlar kullanan hastalarda bazen oro-fasiyel distoniyi de içeren ekstrapiramidal bozukluklar bildirilmiştir.
Göz hastalıkları
Yaygın: Bulanık gürme,
Yaygın olmayan: Midriyazis
(bkz Uyarılar vc Önlemler)
Çok seyrek: Akut glokom.
Kıılak ve -iç kulak hastalıkları
Bilinmiyor: Tinnitus
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Sinüs taşikardisi.
Seyrek: Bradikardi.
Vflsküler hastalıklar
Yaygın olmayan; Kan basıncında geçici yükselme ya da düşme, postural hipotansiyon. Paroksetin kullanan hastalarda, özellikle önceden hipertansiyonu ya da anksiyetesi olan hastalarda kan basıncında geçici yükselme ya da düşme bildirilmiştir.
Solunum, göğüs bozuklukları ve meüiastinal hastalıklar
Yaygın: Esneme
G as t ro in t es t inal hastalıklar
Çok yaygın: Bulantı
Yaygın: Konstipasyon, d i yare, kusma, ağız kumluğu Çok seyrek: Gastrointestinal kanama
Hepato-bilier hastalıklar
Seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış.
Çok seyrek: Hepaük olaylar (örn, bazen sarılık ve/veya karaciğer yetmezliği İle ilişkili olan hepatit).
Karaciğer enzimlerinde artış bildirilmiştir. Pazarlama sonrası elde edilen raporlarda da çok seyrek olarak hepatik olaylar (Örn, bazen sarıhk ve/veya karaciğer yetmezliği ile ilişkili olan hepatit) bildirilmiştir. Karaciğer fonksiyon test sonuçlarında utun süreli bir yükselme durumunda PAXİL CR tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Terleme
Yaygın olmayan; Deri döküntüleri, kaşıntı
Çok seyrek: Şiddetli cilt advers reaksiyonları (eritema multiforrne, Stevens Johnson Sendnom u ve toksik epiderm al nekroi iz gibi), fot osensiti vi te reaksiy onl an,
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan: idrar retansiyonu, idrar tutamama.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok yaygın: Cinsel disfonksiyon.
Seyrek: Hİperprolaktinemi/galaktore.
Çok seyrek: Priapizm
Kas iskelet, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Seyrek: Artralji, miyalji
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Güçsüzlük, vücut ağırhğmda artış.
Çok seyrek: Perifetik ödem.
Sosyal koşullar
Özellikle 50 yaş ve üzerindeki hastalarda yürütülen epidemiyolojik çalışmalar, SSRJ ve TSA kullananlarda kemik kırığı riskinde artış göstermiştir. Mekanizması bilinmemektedir,
PAXİL CR tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar
Yaygın: Sersemlik hali, duyusal bozukluklar, uyku bozuklukları, anksiyete, baş ağrısı.
Yaygın olmayan: Ajitasyon, bulantı, titreme, konfiizyon, terleme, emosyonel dengesizlik, görme bozuklukları, palpitasyon, di yare, ırritabilite.
Pek çok psikoaktif ilaçta olduğu gibi, PAXİL CR tedavisinin özellikle ani kesilmesi sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi ve elektrik çarpması hissi ve kulak çınlaması dahil), uyku bozuklukları (kabuslar içeren), ajitasyon veya anksıyete, bulantı, baş ağrısı, titreme,
konfüzyon, diyar e, terleme, emosyonel dengesizlik, görme bozuklukları, paipitasyon ve irritabilite gibi semptomlara neden olabilir. Hastalanıl çoğunda bu olaylar hafif ve orta şiddette olup, sınırlıdır. Hiçbir özel hasta grubu bu semptomlar için daha yüksek risk altında olmamakla beraber, PAXİL CR tedavisine daha fazla devam etmek gerekmediğinde, doz kademeli olarak azaltılarak kesilmelidir
(bkz.
Pozoloji ve uygulama şekli, Özel kullanım uyarıları ve Önlemleri).
özel pop ülasy onlara ilişkin ek bilgilen
Pediyafrik popEllasynn;
İS yaş altı kullanılmaz. Ancak, aşağıda belirtilen yan etkiler pediyatrik klinik çalışmalarda sıklık olarak hastaların en az %2
!sinde ve plaseboya güre iki katı oranda görülmüştür: Duygusal dengesizlik (kendine zarar verme, intihar düşüncesi, İntihar teşebbüsü, ağlama ve duygu durum değişiklikleri içeren), kızgınlık, iştah azalması, titreme, terleme, hiperkinezi ve ajitasyon, esas olarak deri ve mukoz membranlarda olmak üzere kanama ile İlişkili advers olaylar Majör Depresif Bozukluğu olan adolesaniarda yapılan klinik çalışmalarda intihar düşüncesi ve intihara teşebbüs gözlenmiştir. Kızgınlık, ohsesif kompülsif bozukluğu olan çocuklara özgüdür ve özellikle 12 yaşından ktiçük çocuklarda görülmüştür.
Doz azaltımı rejiminin kullanıldığı çalışmalarda (günlük doz, haftalık aralıklarla 10 mg/gün olmak üzere azaltılarak, haftalık 10 mg/gün doza kadar indirilmiştir) doz azakımı veya PAXİL CR tedavisinin kesilmesi esnasında görülen aşağıdaki semptomlara hastalar m en az %2'sinde ve plaseboya göre iki katı oranda rastlanmıştır: Duygusal dengesizlik, sinirlilik, sersemlik hali, bulantı ve abdominal ağrı.
[bkz.
Özel kullanım uyarıları ve önlemleri),
4.9 DÜZ AŞTMı VE TEDAVISI
PAXtL CR'm geniş bir güveni ilik aralığı olduğu mevcut verilerle kanıtlanmıştır.
Paroksetinİn aşın dozda alındığında görülen semptomlar, istenmeyen etkiler başlığı altında bildirilen semptomlara ilaveten; kusma, ateş, kan basıncında değişimler, istemsiz kas kontraksiyonları, anksiyete ve taşikardidir.
Tek başına lÛOÛmg'a kadar paroksetin alan hastalarda dahi genel olarak ciddi sekeller olmaksızın düzelme meydana gelmiştir
Koma veya EKG değişiklikleri gibi olaylar zaman zaman bildirilmiştir ve çok seyrek olarak ölümle sonuçlanmıştır, fakat bu olaylar genellikle PAXİL CR'm alkol İle birlikte veya alkol olmadan diğer psikotropik ilaçlarla beraber alındığında meydana gelmiştir.
Bilinen özel bir antidotu yoktur.
Tedavi, herhangi bir antidepresanm aşın dozda alınması durumunda alınacak tedbirlerden oluşmaktadır. Hayati belirtiler sıkça kontrol edilerek destekleyici tedbirler alınmalı ve dikkatli gözlem yapılmalıdır. Hasta klinik bulgular ışığında veya uygun olduğunda ulusal zehir merkezi tavsiyelerine göre tedavi edilmelidir.
5, FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötİk grap: Seleklif Serotonin Re-uptake İnhibitörleri ATC kociu: N06ABÜ5
Etki mekanizması:
Paroksetin, güçlü ve selektif bir 5-hidroksitHptamin (5-HT, serotonin) geri alım inhibitörüdür. Antidepresan etkisinin, Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavisindeki ve panik bozukluk tedavisindeki etkisinin, beyin nöronlarındaki serotoninin geri altınına uyguladığı spesifik mhibisyonla İlişkili olduğu düşünülmektedir.
Paroksetinin kimyasal açıdan trisiklik, tetrasikiik ve mevcut diğer antidepresanlarla ilgisi yoktur.
Paroksetinin muskarinik koiinerjik reseptör afinitesı düşüktür. Hayvan deneyleri sadece zayıf antikolmerjik özelliklerine işaret eder
Bu selektif etkiye göre
m vitroin vitroin
vıvo çalışmalarda MSS depresan ve hipotansif özelliklerinin olmaması ile de desteklenmiştir.
Farmakodinamik etkiler:
Paroksetin psıkomotor fonksiyonları bozmaz, etanol ün depresan etkisini artırmaz, Paroksetin, önceden manoaminooksidaz (MAO) inhibitörleri veya triptofan verilen hayvanlara uygulandığında diğer seçici 5-HT geri alım inhibitörleri gibi aşın 5-HT reseptör stimulasyonuna bağiı semptomlara sebep olur.
Paroksetinin, 5-HT geri alimim inhibe etmek için gerekli olanın üzerindeki dozlarda zayıf aklivasyon gösterdiği, davranışsal ve EEG çalışmalarında görülmüştür. Aktivasyon özellikleri 'amfelamin benzeri* tabiatta değildir. Hayvan çalışmaları, paroksetinin kardiyovasküler sistemde iyi tolere edildiğini göstermiştir.
Paroksetin sağlıklı kişilere uygulandtğmda kan basıncı, kalp hızı ve EKG'de klinik alarak belirgin değişiklikler göstermemiştir.
Çalışmalar, noradrenalin geri alımmı inhibe eden diğer antidepresanlardan farklı olarak paroksetinin, guanetidinin antihipertansif etkisini daha düşük oranda inhibe ettiğini göstermektedir,
5.2 Farmakokinetik özellikler Genel özellikler:
Emiiim:
Paroksetin oral yolla alındıktan sonra iyi emilir ve ilk geçiş metabolizmasına maruz kalır, tik geçiş metabolizmasından ötürü sistemik dolaşıma ulaşan paroksetin miktarı gastrointestinal kanalda emilen miktardan daha azdır. Daha yüksek tek dozlar ve çoklu dazlama İle vücudun maruz kaldığı yük arttıkça ilk geçiş etkisi kısmi olarak doyurulur ve plazma klerensi azalır.
Dağılım:
Paroksetin dokulara yaygm olarak dağılır ve farmakokinetik hesaplamaların gösterdiğine göre vücuttaki paroksetinin sadece %1'i plazmada bulunur. Terapötık konsantrasyonlarda plazmada mevcut paroksetinin yaklaşık %95'İ proteine bağlıdır. Paroksetin plazma konsantrasyonlanyla ki İnik etki (advers etkiler ve etkililik) orasında İlişki bulunmamıştır,
Bi votransfo rnıas von:
Paroksetinin başlıca metabolitieri hızla atılan polar ve konjüge oksidasyon ve metilasyon ürünleridir. Bunların farmakolojik aktivitesi olmadığından, paroksetinin terapötık etkilerine katkıda bulundukları söylenemez. Metabolizma paroksetinin nöronal 5-HT geri alımı üzerindeki seçici etkisini bozmaz.
EHmmasvon:
İdraria dozun %2'sinden azı değişmeden, %64'ti metabol itleri şeklinde atılır,
Feçesten atılan dozun %36'sı safra yolu iledir ki, fekal atılım içinde değişmemiş paroksetin dozun %1'inden azdır
Böylece paroksetinin eHminasyonunun hemen hemen tamamı metabolizma ile olur. Metabolik ilrah iki fazlıdır; başlangıçta ilk geçiş metabolizmasının sonucunda ve daha sonra paroksetinin sistemik eliminasyonu ile kontrol edilir. Eliminasyon yan ömrü değişken olmakla birlikte genelde yaklaşık 1 gündür.
Doğrusallık/dogrusal olmayan durum:
Paroksetinin plazma konsantrasyonları emi lime bağlı olarak orantısız olarak artmaktadır, bu nedenle farmakokmetik parametreler sabit değildir ve doğrusal olmayan kinetik gösterir. Fakat doğrusal olmayan durum genellikle küçüktür ve düşük dozlarda düşük plazma düzeylerine ulaşan hastalarla sinirlidir.
Tedaviye başladıktan sonra 7-14 gün içerisinde sistemik dolaşımda kararlı durum seviyelerine ulaşılır ve uzun süreli tedavi sırasında farmakokinetikte değişme görülmez.
Hastalardaki karakteristik ilkellikler
Yaslılar ve Böbrek/Karaciğer Yetmezliği:
Yaşlılarda, şiddetli böbrek yetmezliğinde ve karaciğer yetmezliğinde plazma konsantrasyonlarında artış olur, fakat plazma konsantrasyonlarının aralığı sağlıklı erişkin bireylerle örtüşür,
53
Klinik tin mi göv enlilik verileri
Rhesus maymunlarında ve albino sıçanlarda toksikoloji çalışmaları yapılmıştır. Her ikisinde de metabolik yol insanlardaki ile aynıdır. Trisiklik antidepresanlar dahil iipofılik aminlerden beklendiği gibi, sıçanlarda fosfolipidoz gelişmiştir.
Önerilen klinik dozların 6 kat) fazlası İle 1 ytla kadar yapılan çalışmalarda primatlarda Ibsfolipidoz gözlenmemiştir,
Karsinogenez: Fare ve sıçanlarda yapılan 2 yıllık çalışmalarda paroksetin tümürojenik etki göstermemiştir.
Genotoksisite:
in vitroin
vm; testlerde genotoksisite gözlenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Hipromelloz
Povidon
Laktoz monohidrat Magnezyum stereat Silikon dioksit Gl işeri 1 behenat
Metakrilik asit kopolimer dispersiyonu Talk
Trietil sitrat
Opadry pembe YS-1-1262 Kırmızı demir oksit
6.2 Geçimsizlikler
Bildirilmemiştir.
6
J Raf ömrü
36 ay
6.4 Saklamaya
yöneliktedbirler
25
,C
,rıin altındaki oda sıcaklığında kuru bir yerde ve çocukların göremeyeceği erişemeyeceği bir şekilde saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/Al folyo blİsterler içinde 28 enterik tablet, kutuda
6.6 Beşeri tıbbi ürün den arta kalan maddelerin imhası ve diğer SzeJ önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ''Ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliğine uygun olarak imha edilmelidir,
7. RUHSAT SAHİBİ
GlaxoSmtthKlme İlaç!arı San, ve Tİc. A.Ş.
Büyükdere Cad. No, 173
t 1 .Levent Plaza, B Blok 34394 1 .Levent/İstanbul Tel: (212)339 44 00 Faks: (212)339 45 00
S. RUHSAT NUMARASI
12,09.2005 * İİ8/48
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İİk ruhsat tarihi: 12.09.2005 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
KISA ttRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ftRCNÖN ADI25 m g enterik tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Et km madde:
Her tablet 25 mg paroksetine eşdeğerde 2B.51 mg paroksetin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat......................109.64 mg
Yardımcı maddeier içitı 6.1' e bakınız.
3. FARMA5ÖTİK FORM
Enterik tablet
Pembe renkli, yuvarlak, bikonveks baskılı eğik kenarlı film kaplı tablet. Tabletlerin bir yüzünde “GSl^' diğer yüzünde “25:ı baskısı yer almaktadır.
4* KLİNİK ÖZELLİKLER
4,1 Terapötik endikasyonlar Yetişkinler
Majör depresif bozukluk, premenstrüei disforik bozukluk, agorafobi ile birlikte veya agorafobi olmaksızın panik bozukluk, sosyaj anksiyete bozukluğu ve sosyal fobi tedavisinde etkili olduğu gösteri imi şiir.
Uzun süreli sosyal anksiyete bozukluğu/sosyal fobi tedavisinde PA3İİL CR tabletlerin etkinliği değerlendirilmemiştir. Bu sebeple, eğer PAXİL CR tabletlerin sosyal anksiyete bozukluğu/sosyal fobi tedavisinde uzun süneli kullanımı gerekiyorsa, bekim tarafından her hasta için PAXİL CR tabletin uzun süneii tedavisinin faydası periyodik olarak yeniden değerlendin ImeUdir.
Çocuklar ve adolesanlar (< 18 yaş)
Paroksetinin çocuklarda ve 18 yaşından küçük adoiesanlarda kulianımt eııdike değildir (UytirıhırÖnlemler kısmına bakınız).
PAXİL CR tabletin etkinliği çocuklarda ve İS yaşından küçük adolesanlarda çalışılmamıştır, fakat PAXİL IR tabletlerle majör depresif bozukluğu olan çocuklarda ve adolesanlarda yapılan kontrollü klinik çalışmalarda etkinlik gösterilmemiştir, ve bu popüiasyonda depresyon tedavisinde paroksetin kullanımım desteklememektedir (Uyanlar ve Önlemler kısmına bakınız).
4.2 Poiöloji ve uygulama jekli
Pozoloj ı/uygula ma sıklığı ve süresi Yetişkinler
PAXİL CR tabletler günde tek doz genellikle sabahları, yemeklerle birlikte veya ayn alınır. Hastalar PAXİL CR tabletlerin çiğnenmemesi ve ezil memesi, bütün olarak yutulması gerekliğine dair uyan İmalıdır,
Majör Depresif Bozukluk:
Tavsiye edilen başlangıç dozu 25 mg'dır. 25 mg doza cevap vermeyen bazı hastalarda doz hastanın cevabına güre, kademeli olarak günde 12,5 mg'hk artışlar İle günde maksimum 62.5 mg'a yükseltilebilir. Doz değişiklikleri en az bir hafta arayla yapılmalıdır.
Tüm antidepresan ilaçlarda olduğu gibi, tedavi başladıktan sonra 2 ila 3 hafta içinde gerekirse doz değerlendirilir ve daha sonra klinik açıdan uygun şekilde ayarlanır.
Depresyonda olan hastalarda tüm semptomların ortadan kalktığını garanti edecek yeterli periyodda tedaviye devam edilmelidir. Bu periyod birkaç ay sürebilir.
Panik Bozukluk:
Hastalar tedaviye 12.5 mg/gün ile başlamalı ve hasta cevabına göre doz haftada 12.5 mg/gün artın İmalıdır. Bazı hastalar günlük dozun günde maksimum 75 mg olana kadar artın 1 masından fayda sağlar.
Genelde bilindiği üzene, panik bozukluğun tedavisinin erken dönemlerinde panik sempiomatolojisinin kötüleşme potansiyeli vardır' bu yüzden başlangıç dozunun düşük olması tavsiye edilmektedir.
Panik bozukluğu oian hastalarda tüm semptomların ortadan kalktığını garanti edecek yeterli periyodda tedaviye devam edilmelidir. Bu periyod birkaç ay veya bazen daha uzun sürebilir.
PremenstrÜel Disforik Bozukluk
önerilen başlangıç dozu 12.5 mg/gündür, 12.5 mg doza cevap vermeyen bazı hastalarda dozun 25 mg'a yükseltilmesi faydalı olabilir. Doz değişiklikleri en az bir halta ara ile yapılmalıdır.
PAXİL CR menstrüel döngü süresince günlük uygulanabilir veya doktorun değerlendirmesine göre menstrüel döngünün iuteal fazında aralıklı do zlama ile sınırlandırılır.
Tedavinin sürekliliğine ihtiyacı saptamak için PMDD hastalan periyodik olarak değerlendi H Imel idir.
Sosyal Anksiyete Bozuklu eu/Sosval Fobi:
Tavsiye edilen başlangıç dozu 12.5 mg/gündür, 12,5 mg*iık doza cevap vermeyen hastalarda gerektiğinde 12,5 mg'iık doz artınmlan yararlı olabilir; günlük doz maksimum 37.5 mg olana kadar artırılabilir. Doz değişiklikleri en az 1 haftalık aralıklarla yapılmalıdır.
PAXİL CR tedavisinin kesilmesi:
Diğer psikaaktif ilaçlarda da olduğu gibi, genel olarak tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır {bkz.
Özei kullanım uyanları ve önlemleri ve istenmeyen etkiler). Azaltılan doz rejimi ile ilgili san klinik çalışmalar, 1 hafta aralıklarla günde 10 mg'hk (kontrollü salım tabletlerinde 12,5 mg/güne eşdeğer) doz azaltılmasını içermektedir. 20 mg/gün dozuna ulaşıldığında (kontrollü salım tabletlerinde 25 mg/güne eşdeğer), hastalar tedavinin kesilmesinden Önce 1 hafta bu dozla devam etmiştir. Eğer doz azakımı veya tedavinin soniandırılmasma bağlı tolere edilmeyen semptomlar görülürse, önceden reçete edilen doza geri dönülmesi düşünülebilir. Sonrasında, doktor doz azal timi na daha kademeli olarak devam edebilir.
Uygulama şekli;
Oral kullanım içindir.
PAXİL CR'tn günde bir defa sabahlan yemeklerle birlikte veya ayrı olarak alınma** tavsiye edilir
Tabletler çiğnenmeden ve ezilmeden yııtulmalıdır.
Özel popillasyanlara ilişkin ek bilgiler:
Bfibrek/Karaciğer yetmezliği:
Şiddetli böbrek bozukluğu (kreatmin klerensi <30 ml/dak) veya karaciğer bosukluğu olan hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artışlar meydana gelebilir. Doz artınmı gerekliyse aralığın alt sınırına kadar ol ma! id ir.
Pediyatrik popülasyon:
PAXİL CR İS yaş altındaki çocuklar ve adolesanlarda endike değildir (hkz.
Özel Kullanım Uyanları ve Önlemleri).
Ceriyatrik popillasyon:
Yaşlı hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artış görülür, fakat konsantrasyon aralıkları gençlerde gözlenen ile çakışır. Tedaviye 12.5 mg/gün dozla başlanmalı ve gerekirse 50 mg/güne kadar yükseltilmelidir,
43 KG LITREN D IKASY ONLAR
Paroksetine veya ilacın bileşimindeki maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.
PAXİL CR* monoaminoksidaz (M AO) inhibitörleri (seçici olmayan geri dönüşlü M AO inhibitörü bir antibiyotik olan linezolidi ve metiltiyoniniunı klorürü (metilen mavisi) de kapsayan) ile birlikte veya M AO inhibıtör tedavisinin kesilmesini takip eden 2 hafta içinde kullanılmamalıdır* Benzer şekilde, PAXtL CR ile tedavinin kesilmesini takip eden 2 hafta içinde M AO inhibitörü kullanılmamalıdır (bkz.
Diğer tıbbi ürünler İle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri),
PAXİL CR tiyoridazin ile birlikte kullanılmamalıdır; çünkü CYP450 2D6 hepatik enzimini inhibe eden diğer ilaçlarda olduğu gibi paroksetin, tiyoridazinin plazma düzeylerini yükseltebilir (hkz.
Diğer tıbbı ürilnler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
Tiyoridazin tek başına kullanıldığında, 'torsades de pointes' gibi ciddi ventriküler aritminin eşlik ettiği QT aralığının uzamasına ve ani ölüme yol açabilir.
PAXİL CR, pimozid ile kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır {bte.
Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
4Aözel kullanım uyarıları ve önlemleri
Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve iik aylarında, ilaç dozunun artın İma/azaltıl ma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşın hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edici fence vaki nen izlenmesi gereklidir.
Favİl CR'ın çotuklar ve IS ya$ altındaki adolesanlarda kullanın» cndike değildir_
Çocuk İar ve adolesanlar f 18 vaş altı):
Antidepresanİarla tedavi, Majör Depresif Bozukluğu (MDB) ve diğer psikiyatrik bozuklukları olan çocuklar ve adolesanlarda, intihar düşüncesi ve davranışı riskinde artış ile ilişkilidir. Çocuklar ve adolesanlarda PAXlL CR ile yapılan klinik çalışmalarda, intihara ilişkin advers olaylar (intihar teşebbüsü ve intihar düşüncesi) ve düşmanca duygular (başlıca; agresyon, ters davranış ve öfke) piaseboya nazaran paroksetin ile tedavi edilen hastalarda dalıa sıklıkla gözlenmiştir (Akz>
İstenmeyen etkiler).
Çocuklar ve adolesanlarda büyüme, olgunlaşma, bilişsel ve davranışsal gelişimle ilgili uzun süreli güvenlilik verileri yoktur.
Yetişkinlerde klinik kötüleşme ve intihar riski:
Özellikle MDfl'si olan genç yetişkinler, PAXİL CR tedavisi süresince intihar davranışı açısından artan risk altmdadirlar, Psikiyatrik bozukluğu olan yetişkinlerde yapılan plasebo kontrollü çalışmaların analizleri, paroksetin ile tedavi edilen genç yetişkinlerde (18-24 yaşi alındakileri tanımlar) piaseboya kıyasla, daha yüksek intihar davranışı sıklığı göstermektedir (17/77Ğ [%2.19]:a karşı 5/542 [%0,92]), ancak bu farklılık istatistikse] olarak anlamlı değildir, Daha büyük yaş gruplarında (25-64 yaş arası ve yaş >
65) böyle bir artış görülmemiştir, MDB'Iİ yetişkinlerde (her yaş) paroksetin ile tedavi edilen hastalarda, piaseboya kıyasla intihar davranışı sıklığında istatistiksel olarak anlamlı artış vardır (11/3455 [%0.32]'ye karşı 1/1978 [%0.05]; tümü intihar girişimi vakasıdır). Bununla birlikte, bu girişimlerin büyük çoğunluğu 18-30 yaş arası daha genç yetişkinlerde gerçekleşmiştir (ll'in 8'i). Bu MDB verileri, diğer tüm psikiyatrik bozukluğa karşılık daha genç yaştaki yetişkin popülasyotıda gözlenen sıklık artışının 24 yaşm ötesine uzayabileceğini göstermektedir.
Depresyondaki hastalarda antidepresan tedavi alıp almadığından bağımsız olarak depresif semptomlarının kötüleşmesi ve/veya intihar düşüncesi ve davranışları (intilıar eğilimi) ortaya çıkabilir. Bu risk anlamlı bir iyileşme oluncaya kadar devam eder. Genel klinik pratik, tüm antidepresan tedavilerinde iyileşmenin erken dönemlerinde intihar riskinin artabileceğini göstermiştir, Paroksetinin kullanıldığı diğer psikiyatrik durumlar da intihar davranış riskinde artış ile İlişkilidir ve bu durumlar MDB ile birlikte de bulunabilir. Bununla birlikte hikayesinde intihar davranışı veya düşüncesi olan hastalar, genç erişkinler, tedavi başlamadan önce belirli derecede intihar düşüncesi taşıyan hastalar intihar düşüncesi ve intihar teşebbüsü bakımından daha fazla risk taşırlar. Bütün hastalar tedavi süresince, özellikle de tedavi sürecinin başlangıcında veya doz değişim artış ya da azalma zamanlarında klinik kötüleşme (yeni semptomların gelişimi dahil) ve İntihar yönünden gözlenmelidir.
Hastalar (ve hasta İle İlgilenen bakıcılar), durumlarında herhangi bir kötüleşme olup olmadığı (yeni semptomların gelişmesi dahil) ve/veya intihar fikri/davranışı veya kendine zarar verme düşüncesi ortaya çıkıp çıkmadığı konusunda izlenmeleri gerektiği ve bu semptomlar varsa hemen tıbbi yardım aramaları konusunda uyar; imalı dır. Ajitasyon, akatizi veya mani gibi semptomların altta yatan hastalık veya ilaç tedavisiyle ilişkili olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır (bkz.
Akatizi, Mani ve Bipolar Hastalık, İstenmeyen etkiler).
Klinik olarak kötüleşen (yeni semptomların gelişmesi dahil) ve/veya intihar düşüncesi/davranışı ortaya çıkan hastalarda ve özellikle bu semptomlar şiddetliyse, aniden başlamışsa veya hastanın mevcut semptomlarının bir parçası değilse, ilacı kesme olasılığı da dahil tedavi rejiminin değiştirilmesi düşünülmelidir.
Akatizi:
Nadiren, paroksetin veya diğer SSRI'iarın kullanımı, akatizi gelişimi ile İlişkilidir; bu, içten gelen bir huzursuzluk duygusu ve sübjektif huzursuzluğa eşlik eden yerinde oturamama veya ayakta hareketsiz duramama gibi psikomotor ajitasyon ile karakter izedir. Tedavinin ilk bir kaç haftasında daha fazla görülmektedir.
Serotonin Sendromu/Nöroleptik Maiien Sendrom:
Ender durumlarda serotonin sendromu gelişimi veya nöroleptik malign sendrom benzeri olaylar paroksetin tedavisiyle İlişkili olarak, özellikle diğer serotoneıjik ve/veya nöroleptik İlaçlarla kombinasyon şeklinde kullanıldığında görülebilir. Bu sendromlar potansiyel olarak yaşamı tehdit edici durumlara yol açabileceğinden, eğer bu gibi durumlar (hipertemıi, rijidite, myoklonüs, vİtal bulguların olası hızlı dalgalanmalarıyla birlikte seyreden otonomik dengesizlik, konfiizyon, irritabilite, deliryum ve komaya ilerleyen aşırı ajitasyonu içeren mental durum değişiklikleri gibi semptom kümeleriyle karakterize) oluşursa paroksetin ile tedavi kesilmeli, destekleyici semptomatİk tedavi başlanmalıdır- Serotonerjik sendrom riskinden ötürü paroksetin serotonin öncü maddeleri (L-triptofan, oksitriptan gibi) ile kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır {bkz.
Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
Mani ve B i polar Bozukluk:
Majör depresif epizot bipolar bozukluğun ilk şekli olabilir. Gene] olarak (kontrollü çalışmalarda saptanmamışsa da) bu epizotların yalnız başma antidepresan ile tedavisinin bipolar bozukluk riski altındaki hastalarda karma/manik epizotun ortaya çıkma olasılığını artırabildiği düşünülmektedir. Antidepresan ile tedaviye başlamadan önce hastalar bipolar bozukluk riski altında olup olmadıkları bakımından uygun şekilde taranmalıdır. Bu taramalar aile öyküsünde intihar, bipolar bozukluk ve depresyon dahil hastanın ayrıntılı psikiyatrik öyküsünü içermelidir. Paroksetinin bipolar depresyon tedavisinde kuliammt onaylanmamıştır. Tüm antidepresanlarda olduğu gibi, paroksetin mani hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Tamoksifen:
Bazı çalışmalar tamoksifenin etkinliğinin, meme kanseri nüksü/mortalite açısından değerlendirildiğinde, paroksetin ile birlikte reçetelendiriidiğinde paroksetinin irreversıbl CYP2D6 inhibisyonunun bir sonucu olarak azalabileceğin! göstermiştir (bkz Etkileşimler), Bu risk uzun süreli birlikte uygulamalarda artabilir, Tamoksifen meme kanseri tedavisinde veya önlenmesinde kullanıldığında, reçetelendiren hekimler CYP2DG inhibisy onu düşük olan veya olmayan alternatif antidepresanlar ile birlikte kullanımı değerlendirmelidir.
Kemik kıneı:
S S RT lamı da dahil olduğu baza antidepresanlara maruz kalmaya bağlı olarak kemik kmğı riski ile ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalarda „ ilaç kullanımı ile kınklar arasında bir bağlantı olduğu rapor edilmiştir. Kırık riski tedavi sırasında ortaya çıkmaktadır, tedavinin ilk aşamalarında en yüksek urandadır. Paroksetin ile tedavi edilen hastaların takibi sırasında, kınk riski güz önünde bulundurulmalıdır.
Monoaminoksıdaz İnlıibitörleri:
Paroksetin He tedaviye M AO inhibitürleriyle tedavinin kesilmesinden en az 2 hafta sonra dikkatle başlanmalıdır ve paroksetin dozu optimal yanıta ulaşıncaya kadar aşamalı olarak artın İmalıdır (bkz.
Dİğer Tıbbi Ürünler ile Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Şekilleri),
Böbrek/karaciğer yetmezliğ
i:
Şiddetli böbrek yetmezliği veya karaciğer yetmediği olan hastalarda dikkatli ol artmalıdır {bkz.
Pozoloji ve uygulama şekli).
Diyabet
Diyabet hastalarında bir S SRİ ile tedavi glisemik kontrolü değiştirebilir, Insuiin ve/veya o rai hipogiisenıik ilacın dozunun ayarlanması gerekebilir.
Epilepsi;
Diğer antidepresanlarda olduğu gibi, epilepsi hastalarında PAXİL CR kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Nöbetler:
PAXİL CR ile tedavi edilen hastalarda nöbetlerin meydana gelme sıklığı % 0.1 'den a*dır. Nöbet gelişen hastalarda PAXİL CR kullanımı kesilmelidir.
FiektrokonvüİBİf tedavi (EKT):
PAXlL CR'ın EKT ile birlikte uygulanması hakkında klinik deneyim kısıtlıdır.
Glokom:
Diğer SStll'larda olduğu gibi, PAXİL CR m id riyazise neden olabilir ve dar açılı glokom hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Hiponatremi:
Hiponatremi, başlıca yaşlılarda olmak üzere nadiren rapor edilmiştir. Paroksetinin kesilmesinden sonra ise genelde geriye dönmüştür.
Kanama;
PAXİL CR tedavisini takiben deri ve mukoz membran kanamalan (gastrointestinal kanamalar dahil) bildirilmiştir. Bu nedenle kanamaya eğilimi olduğu bilinen veya predispozan faktörleri olan hastalarda PAXİL CR, kanama riskini artıran ilaçlarla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Kardivak bozukluklar:
Kardiyak hastalıktan olan hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır.
Yetişkinlerde paroksetin tedavisinin kesilmesi ile Görülen semptomlar:
Yetişkinlerdeki klinik çalışmalarda; paroksetin ile tedavi edilen hastaların %3Ö'unda ve plasebo ile tedavi edilen hastaların %20* sinde tedavinin kesilmesi iie birlikte advers etkiler meydana gelmiştir. Kesilme semptomlarının oluşumu, bağımlılık yapan ilaçlar veya suistimal edilen maddelerde olduğu gibi değildir.
Sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi ve elektrik şoku duygusu ve kulak çınlaması dahil), uyku bozuklukları (yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı, titreme, konfuzyon, terleme, baş ağrısı ve diyane bildirilmiştir. Bunlar genellikle hafif veya orta şiddettedir, ancak bazı hastalarda şiddetli olabilir. Semptomlar genellikle tedavinin kesilmesini takiben ilk birkaç günde görülür; çok nadiren yanlışlıkla bir dozu kaçıran hastalarda da böyle semptomlar bildirilmiştir. Genellikle kendiliğinden ve iki hafta içinde düzelirse de bazı kişilerde daha uzun sürebilir (2-3 ay veya daha uzun). Bu nedenle paroksetin tedavisi kesilirken doz, yavaş yavaş, hastanın gereksinmesine göre birkaç hafta veya aylık sürelerde azaltılmalıdır (bkz.
Pozoloji ve Uygulama ŞekJi; PAXİL CR tedavisinin kesilmesi).
Çocuklar ve adolesaniarda paroksetin tedavisinin kesilmesi İle gürtllen semptomlar:
Çocuklar ve adolesanlardaki klinik çalışmalarda; paroksetin ile tedavi edilen hastalann %32'sinde ve plasebo ile tedavi etliien hastaların % 24'ünde tedavinin kesilmesi ile advers etkiler meydana gelmiştir. Paroksetin kesilmesi ile birlikte hastaların en az %2:sinde bildirilen ve plasebo ile bildirilenin en az iki katı oranda gelişen olaylar şunlardır: Emosyonel dengesizlik (intihar fikri, intihara teşebbüs, duygu dunım değişiklikleri ve ağlamaklı olma hali dahil), sinirlilik, baş dönmesi, bulantı ve karın ağrısı {bkz.
İstenmeyen Etkiler)*
laktoz:
Laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz dayanıksızlığı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4*5Diğer tibfıi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Serotoneriik ilaçlar;
Diğer SSRI'larda olduğu gibi, serotoneqik İlaçlarla birlikte uygulanması 5~HT'ye bağlı etkilerin ortaya çıkmasına yol açabilir (Serotonin sendromu: bkz. Özel kullanım uyanları ve önlemleri).
Eğer serotoneıjik ilaçlar (L-triptofan, triptanlar, tramadol, SSRTlar, lityum, fentanil ve S t. John's tyûrt-Hypericum Perforatum
preparatlart gibi) paroksetin ile kombine edilirse, dikkatli olunması tavsiye edilmeli ve daha yakın bir klinik gözlem yapılmalıdır. Paroksetin ve M AO inhibitörl erinin (seçici olmayan geri dönüşlü MAO inhibitörü bir antibiyotik olan linezolidi ve metiltiyoniniyum klorürü (metilen mavisi) de kapsayan) birbirine eşlik eden kullanımları kontnendikedir (bkz. Kontrendikasyonlar).
Pimozid:
Tek düşük doz pimozidin (2 mg) paroksetin ile birlikte verildiği bir çalışmada pimozid düzeylerinin arttığı gösterilmiştir. Bu olay paroksetinin bilinen CYP2D6 inhibitör özellikleri ile açıklatmaktadır. Pimozidin dar terapötik indeksinden ötürü ve QT aralığını uzattığı bilindiğinden, PAXİL CR ile pimozidin birlikte kullanımı kontrendikedir (6 Az Kontrendikasyonlar)*
Hac metabolize eden enzimler:
PAXlL CR'ın metabolizması ve farmakokinetiği İlaç metabolize eden enzimleri İndükieyen veya inhibe eden ilaçlardan etkilenebilir.
PAXİL CR bilinen bir ilaç metabolize eden enzim inhibitörü ile beraber verilecekse, doz aralığının alt sınırındaki dozlarda verilmesine dikkat edilmelidir. Bilinen bir ilaç metabolize eden enzim indükleyicisi (ör. karbamazepin, rifampisin, fenobarbital, feııitoin) ile beraber irilirken PAXİL CR için herhangi bir başlangıç dozu ayarlamasına gerek yoktur. Sonradan yapılacak herhangi bir doz ayarlaması klinik etki (tolerabilite ve etkililik) ile yönlendirilmelidir,
Fo sampren avi r/rıtona vi r:
Fosamprenavir/ritonavir ile paroksetinin birlikte verilmesi paroksetin plazma düzeylerini anlamlı derecede azaltır. Herhangi bir doz ayarlaması klinik etki (tolerabilite ve etkililik) ile yönlendirilmelidir.
Prostklidin;
Paroksetinin günlük uygulaması prosiklidin plazma düzeylerini anlamlı ölçüde artırır. Eğer antİkollnetjİk etkiler görülürse prosikildin dozu azaltılmalıdır.
Antikonvüizanlar: Karbamazepin. fenitoin. sodyum valproat
Bunların epileptik hastalarda PAXİL CR ile birlikte kullanımı, farmakokinetik/farmakodinamik profilde herhangi bir etki yapmamıştır,
Paroksetinin CYP2D6 inhibitör potensi:
SSRriari da içeren diğer antidepresanlarda olduğu gibi, paroksetin hepatik sitokronı P450 enzimi CYP2DGTyı inhibe eder, CYP2D6 inhibisyonu, birlikte uygulanan ve bu enzim ile metabolize olan ilaçların plazma konsantrasyonlarının artmasına yol açabilir. Bunlar, bazı trisiklık antidepresanlar (ör, amitriptilin, nortriptilin, imipramin ve desipramin), fenotiyazin grubu nöroleptikler (ör* perfenazin ve tiyoridazın), risperidon, atomoksetin, bazı Tİptc grubu anti aritmi ki er (ör. propafenotı ve fiekainid) ve metoprol oldur.
Tamoksİfenin önemli bir aktif metaboliti vardır, endoksifen, CYP2DG tarafından üretilir ve tamoksifenin etkinliğine belirgin derecede katkı sağlar. Paroksetin tarafından CYP2D6Tnın irreversibl inhibisyonu endoksifenin plazma konsantrasyonlarını düşürür ( Uyarılar ve Önlemler kısmına bakınız).
CYP3A4
Paroksetin ve sitokrom CYP3A4 için substrat olan terfenadinin kararlı durum koşullarında birlikte uygulandığı bir invi'iyjin
vmj etkileşim çalışması ise, paroksetinin alprazolanı farmakokinetiği üzerine etkisi ol madiğin» göstermiştir, Paroksetinin terfenadin, alprazolûm ve CYP3A4 substratı olan diğer ilaçlarla birlikte uygulanmasının herhangi bir tehlike yaratması beklenmemektedir.
Klinik çalışmalar, paroksetinin emil im ve farmakokinetiğı nİn besinler, antasidler, digoksin ve propranololdan etkilenmediği veya sadece maıjinal düzeyde (ör: doz rejiminde hiçbir değişiklik gerektirmeyecek düzeyde) gıda, atıtasitler, digoksin ve propranololden etkilendiğini göstermiştir:
Alkol:
Paroksetin alkolün yol açtığı zihinsel ve motor becerilerdeki bozukluğu artırmaz, ancak PAXlL CR ve alkolün birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Oral antikoaeulanlar
Paroksetin ve oral antikoagul anlar orasında farmakodinamik bit etkileşim ortaya çıkabilir. Paroksetin ve oral antikoagul anların eşzamanlı kullanımı antikoagulan aktivite ve hemorajik risk artışına yol açabilir, Bu nedenle, paroksetin oral antikoagulanlarla tedavi edilen hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyanları ve önlemleri).
NSAÜ. aseti İsal isilik asit ve diğer antitrombosit ilaçlar
Paroksetin ve NSAÜ, aseti İsal is ilik asit arasında famıakodinamik bir etkileşim ortaya çıkabilir. Paroksetin ve NSAİİ, asetilsalisilik asit eşzamanlı kullanımı hemorajik risk artışına yo] açabilir (bkz. bölüm 4.4 Özel kulJanını uyanları ve önlemleri).
S SRİ kullanan hastalara eşzamanlı oral antikoagulan, irombosit fonksiyonların* etkilediği ya da kanama riski artışı iie ilişkili oiduğu bilinen İlaçlar (örn. klozapin gibi atipİk antipsikotikler, fenotiazin, çoğu TSA, aseti bal isilik asit, NSAÜ, COX-2 inhibitörleri) kullanırken ya da kanama bozukluğu olan veya kanamaya neden olabilecek durumlarda dikkatli olunması önerilmektedir,
özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrİk popülasyon
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6 Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kon t resepsiyon)
İlacı reçete edecek hekimler, gebe kalmayı planlayan kadınlarda alternatif tedavi seçeneğini değerlendirmeli ve sadece potansiyel faydası olası riskten fazla ise PAXİL CR tedavisini vermelidir.
Gebelik dönemi
Paroksetin veya diğer SSRFlara maruz kalan gebe kadınlarda erken doğum bildirilmiştir; ancak ilaç tedavisiyle aralarında neden-sonuç ilişkisi saptanmamıştır.
Gebeliğin son safhalanna kadar paroksetin kullanılmış ise yeni doğanlar gözlem altında tutulmalıdır; çünkü gebeliğin üçüncü trimesterinin sonunda paroksetiııe veya diğer SSRHara maruz kalan yeni doğanlarda komplikasyonlar bildirilmiştir. Ancak, İlaç tedavisi İle neden-sonuç ilişkisi saptanmamıştır. Bildirilen klinik bulgular şunlardır: solunum güçlüğü, slyanoz, apne, nöbetler, sıcaklık dengesizliği, beslenmede zorluk, kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotonİ, hiperrefleksİ, titreme, sİnitlilik, irritabİlite, letagi, devamlı ağlama ve uyuklama hali. Bazı olgularda bildirilen semptomlar neonatal kesilme sendromu olarak tanımlanmıştır. Olguların çoğunda komplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya doğumu takip eden 24
saat içinde ortaya çıkmıştır.
Epidemiyolojik çalışmalar, gebelik sırasında özellikle gebeliğin son dönemlerinde SSRTların (paroksetin dahil) kullanımı, yeni doğanların inatçı pulmoner hipertansiyon riskindeki artışla ilişki i i olduğunu göstermiştir. Bebeklerde artan risk oranı, gebeliğin geç dönemlerinde 5SRİ'lan kullanan kadınlarda genel popülasyonda görülene oranla (1000 kadında 1-2) 4 İla 5
kat daha fazla bildirilmiştir.
Paroksetin'in gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
PAXİL CR gerekli olmadıkça g ebelik döneminde kullanıl mama! ıd ir.
Hayvan çalışmalarında teratojenik veya sel ekti f embriyo toksik etki gözlenmemiştir,
İlk trimesterde antidepresan ilaç kullanımına maruz kalmayı takiben gebelik sonuçlarının araştırıldığı son epidemiyolojik çalışmalarda; paroksetin buji anımı İle ilişkili konjenital malformasyonların, özellikle de kardiyovasküler olanların (ör. ventriküler ve atriyal septal defektler) riskinde artış bildirilmiştir. Veriler matemaJ paroksetine maruz kalmayı takiben, kardiyovasküler kusuru olan bebek sahibi olma riskinin yaklaşık 1/50 olduğunu göstermektedir. Genel popülasyon ile karşılaştırıldığında böyle kusurlar için beklenen oran yaklaşık 1/100'dür
İlacı reçete edecek hekimler, gebe kadınlarda alternatif tedavi seçeneğini değerlendirmeli ve sadece potansiyel Faydası olası riskten fazla ise PAXtL CR tedavisini vermelidir Gebe bir kadında PAXİL CR tedavisine son verme karart almmışsa, İlaci veren hekim, ^Pozoloji ve uygulama şekli — PAXİL CR tedavisinin kesilmesi ve Özel kullanım uyarılan ve ünlemleri -Yetişkinlerde paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar' bölümlerine başvurmalıdır,
Laktasyon dönemi
Paroksetinin az bir miktarı anne sütü ile atılmaktadır. Yayınlanmış çalışmalarda emzirilen bebeklerin serum konsantrasyonlannda paroksetin tayin edilebilir düzeyin altında (<2ng/mi) veya çok düşüktür (<4ng/m1). Bu bebeklerde İlaç etkisi gözlenmemiştir.
Yine de, PAXİL CR'm anneye sağlaması beklenen yararları, bebeğe olan potansiyel riskinden fazla deği ise, emzi rme dönemi nde kullanı I mamahdır.
Üreme yeteneğt/Fertiüte
Bazı klinik çalışmalar SSRI grubu İlaçların (paroksetin dahil) sperm kalitesini etkileyebileceğini göstermiştir. Bu etki tedavinin kesilmesini takiben geri dönüşlüdür. Sperm kalitesindeki değişiklik bazı erkeklerde l'ertiliteyi etkileyebilir.
4.1Araç ve makine kullanma üzerindeki etkiler
Klinik deneyimler PAXİL CR ile tedavinin bilişsel ve psikomotor fonksiyon bozukluğu İle ilişkili olmadığını göstermiştir. Ancak, tüm psikoaktif ilaçlarda olduğu gibi, hastalar araç ve diğer makineleri kullanma yeterlilikleri konusunda uyanlmahdtr.
Paroksetinin alkolün sebep olduğu zihinsel ve motor becerilerde bozuimayt artırmamasına rağmen, paroksetin ve alkolün birlikte alınması önerilmemektedir.
4.8 istenmeyen etkiler
Aşağıdaki belirtilen İstenmeyen etkilerin bazılarının sıklık ve şiddetinde, tedavinin devamı ile azalma görülebilir ve genellikle tedavinin kesilmesine yo! açmaz. Listelenen advers etkiler organ sistemlerine ve sıkhklanna göredir.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:
Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100), seyrek (> 1/10,000 İla <1/1000), çok seyrek (<1/10,000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Yaygın ve yaygın olmayan olayların sıklığı genel olarak klinik çalışmalarda PAXİL CR kullanan BOOOMen fazla hastadan elde edilen toplu güvenli İik verilerinden alınmış olup, plasebonun üstünde bir sıklıkla belirlenmiştir. Seyrek ve çok seyrek olaylar genellikle pazarlama sonrasi verilerden saptanmış olup, gerçek sıklıktan çok, bildirilme oranını gösterir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Deri ve mukoz membranlarda anormal kanama (çoğunlukla ekimoz).
Çok seyrek: TrombositoperıL
Bağışıklık sistemi hastalıktan
Çok seyrek: Aleıjik reaksiyonlar (ürtiker ve anjiyuödem dahil).
Endokrin hastalıkları
Çok seyrek: Uygun olmayan antidiüretik hormon salınım sendromu*
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygm; Kof ester ol seviyelerinde artış, İştah azalması.
Seyrek: Hİponatremi
Hİponatremi genel olarak yaşlılarda bildirilmiştir ve uygun olmayan antidiüretik hormon sahnim sendromuna bağlıdır.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygm: Uyuklama hah, uykusuzluk, ajitasyon, anormal rüyalar (kabus dabil)
Yaygm olmayan; Konfüzyon, halüsmasyonlar.
Seyrek: Manik reaksiyonlar, ajitasyon, anksiyete, depersonalizasyon, panik atak, akatizi.
Bu semptomlar altta yatan hastalıkla ilgili olabilir.
Bilinmiyor: Paroksetin tedavisi sırasında ya da tedavi kesildikten hemen sonra intihar düşüncesi ve intihar davranışı bildirilmiştir.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygm; Sersemlik haü, titreme, baş agnsı,
Yaygm olmayan: Ekstrapiramidal bozukluklar.
Seyrek: Konvül siy onlar, akatizi, huzursuz bacak sendromu
Çok seyrek; Serotonin sendromu (semptomlar şunları içerebilir; ajitasyon, konfiizyon, aşırı terleme, haiüsinasyonlar, hiperrefleksi, miyoklonus, taşikardi, ürperti ve titreme).
Altta yatan hareket bozukluğu olan hastaların veya nöroleptik İlaçlar kullanan hastalarda bazen oro-fasiyel distoniyİ de içeren ekstrapiramidal bozukluklar bildirilmiştir.
Göz hastalıkları
Yaygm: Bulanık görme,
Yaygm olmayan: Midriyazis (hkz UyanlarÖnlemler)
Çok seyrek: Akut glokom.
Kulak ve -iç kulak hastalıkları
Bilinmiyor; Tirmitus
Kartlijak hastalıklar
Yaygın olmayan: Sinüs taşikardi si.
Seyrek: Bradikardi.
Vasktiler hastalıklar
Yaygın olmayan: Kan basıncında geçici yükselme ya da düşme, postural hipotansiyon. Paroksetin kullanan hastalarda, özellikle önceden hipertansiyonu ya da anksiyetesi olan hastalarda kan basıncında geçici yükselme ya da düşme bildirilmiştir.
Solunum, göğüs bozuklu klan ve mcdiastiııal hastalıklar
Yaygm: Esneme
Gastrointrctmal hastalıklar
Çok yaygın: Bulantı
Yaygın: Konstipasyon, diyare, kusma, ağız kuruluğu Çok seyrek: Gastrointestinai kanama
Hcpato-bilier hastalıklar
Seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış.
Çok seyrek: Hepatik olaylar (örn. bazen sanlık ve/veya karaciğer yetmezliği ile ilişkili olan hepatit).
Karaciğer enzimlerinde artış biİdinİmiştir Pazarlama sonrası eide edilen raporlarda da çok seyrek olarak hepatik olaylar (örn. bazen sanlık ve/veya karaciğer yetmezliği ile ilişkili olan hepatit) bildirilmiştir. Karaciğer fonksiyon test sonuç lan nda uzun süreli bir yükselme durumunda PAXİL CR tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.
Deri ve deri altı tloku hastalıkları
Yaygın: Terleme
Yaygın olmayan: Deri döküntüleri, kaşıntı
Çok seyrek; Şiddetli cilt advers reaksiyonları (eıitema multİfcrtne, Stevens Johnson Sendromu ve toksik epİdermai nekroliz gibi), fotosensitivite reaksiyonlan.
Bftbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan: idrar retansiyonu, idrar tutamama.
Üreme sistemi ve meme hastalıktan
Çok yaygın: Cinsel d is fonksiyon.
Seyrek: Hiperprolaktinemi/galaktore.
Çok seyrek: Priapizm
Kas iskelet, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Seyrek: Artraljİ, mİyalji
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine İlişkin hastalıklar
Yaygm: Güçsüzlük, viicut ağıriığında artış.
Çok seyrek: Peri ferik ödem.
Sosyal koşullar
Özellikle 50 yaş ve üzerindeki hastalarda yürütülen epidemlyolojik çalışmalar, S SRİ ve TSA kullananlarda kemik kınğı riskinde artış göstermiştir. Mekanizması bilinmemektedir
PAXİL CR tedavisinin kesilmesi İle görülen semptomlar
Yaygın: Sersemlik hali, duyusal bozukluklar, uyku bozuklukları, anksiyete, baş ağrısı,
Yaygm olmayan: Ajİtasyon, bulantı* titreme, konfüzyon, terleme, emosyonel dengesizlik, görme bozukiuklan, palpitasyon, diyare, ırritabilİte.
Pek çok psikoaktif ilaçta olduğu gibi, PAXlL CR tedavisinin özellikle ani kesilmesi sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi ve elektrik çarpması hissi ve kulak çınlaması dahil), uyku bozuklukları (kabuslar içeren), ajitasyon veya anksiyete, bulantı, baş ağrısı, litreme,
konfılzyon, diyare, terleme, emosyonel dengesizlik, görme bozuklukları, palpitasyon ve irritabilite gibi semptomlara neden olabilir. Hastalann çoğunda bu olaylar hafif ve orta şiddette olup, sınırlıdır. Hiçbir özel hasta grubu bu semptomlar için daha yüksek risk altında olmamakla beraber, PAXlL CR tedavisine daha fazla devam elmek gerekmediğinde, doz kademeli olarak azaltılarak kesilmelidir [bkz>
Pozoloji ve uygulama şekli, Özel kullanım uyarı lan ve önlemleri)*
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgilen
Periiyatrİk popülasyon:
18 yaş altı kullanılmaz. Ancak, aşağıda belirtilen yan etkiler pediyatrik klinik çalışmalarda sıklık olarak hastalar m en az %2'
sinde ve piaseboya güre iki kat* oranda görülmüştür: Duygusal dengesizlik (kendine zarar verme, intihar düşüncesi, intihar teşebbüsü, ağlama ve duygu durum değişiklikleri içeren), kızgınlık, iştah azalması, titreme, terleme, hiperkinezi ve ajitasyon, esas olarak deri ve mukoz membranlarda olmak üzere kanama ile ilişkili ad ver s olaylar. Majör Depreşif Bozukluğu olan adolesanlarda yapılan klinik çalışmalarda intihar düşüncesi ve intihara teşebbüs gözlenmiştir. Kızgınlık, obsesif kompüisif bozukluğu olan çocuklara özgüdür ve özellikle 12 yaşından küçük çocuklarda görülmüştür.
Doz azaltımı rejiminin kullanıldığı çalışmalarda (günlük doz, haftalık aralıklarla iG mg/gün olmak Üzere azaltılarak, haftalık 10 nıg/gün doza kadar indirilmiştir) doz azaltımı veya PAXİL CR tedavisinin kesilmesi esnasında görülen aşağıdaki semptomlara hastalar m en az %2'sinde ve piaseboya göre iki katı oranda rastlanmıştır: Duygusal dengesizlik, sinirlilik, sersemlik hali, bulantı ve abdomiııal ağrı. {bkz.
Özel kullanım uyarılan ve önlemleri).
4,9 Doz aşımı ve tedavisi
PAXİL CR'ın geniş bir güvenlilik aralığı olduğu mevcut verilerle kanıtlanmıştır.
Paroksetinin aşırı dozda alındığında görülen semptomlar, istenmeyen etkiler başlığı altında bildirilen semptomlara ilaveten; kusma, ateş, kan basıncında değişimler, istemsiz kas kontraksiyonları, anksiyete ve taşikardidir.
Tek başma 2Ö0Ûmgia kadar paroksetin alan hastalarda dahi genel olarak ciddi sekeller olmaksızın düzelme meydana gelmiştir.
Koma veya EKG değişiklikleri gibi olaylar zaman zaman bildiriimiştir ve çok seyrek olarak ölümle sonuçlanmıştır, fakat bu olaylar genellikle PAXİL CR'ın alkol ile birlikte veya alkol olmadan diğer psikotropik ilaçlarla beraber alındığında meydana gelmiştir.
Dilinen özel bir antidotu yoktur.
Tedavi, herhangi bir antidepresanm aşın dozda alınması durumunda alınacak tedbirlerden oluşmaktadır. Hayati belirtiler sıkça kontro! edilerek destekleyici tedbirler alınmalı ve dikkatli gözlem yapılmalıdır. Hasta klinik bulgular ışığında veya uygun olduğunda ulusal zehir merkezi tavsiyelerine göre tedavi edilmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötık grup: Selekti f Serotonin Re-uptake inhibitörleri ATC kodu: N06ABÜ5
Etki mekanizması:
Paroksetin, güçlü ve selektif bir 5-hidroksitriptamin (5-HT, serotonin) geri alım inhibitörüdür Antidepresan etkisinin, Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavisindeki ve panik bozukluk tedavisindeki etkisinin, beyin nöronlarındaki serotoninin geri atımına uyguladığı spesifik itıbibisyonia j i işkili olduğu düşünül mektedir.
Patoksetinin kimyasal açıdan trisikiik, tetrasiklik ve mevcut diğer antidepr asanlarla ilgisi yoktur,
Paroksetinin muskan nik kolinerjik reseptör afinitesi düşüktür. Hayvan deney leri sadece zayıf antikolineıjik özelliklerine işaret eder,
Du selektif etkiye göre in vitroin vitmin
vıw çalışmalarda MSS depresan ve hipotansif özelliklerinin olmaması ile de desteklenmiştir.
Farmakodinanuk etkiler:
Paroksetin psikomotor fonksiyonları bozmaz, etanolün depresan etkisini artırmaz* Paroksetin, önceden monoaminooksidaz (MAO) inhibitörleri veya triptofan verilen hayvanlara uygulandığında diğer seçici 5-HT geri alım inhİbUörieri gibi aşın 5-HT reseptör stimulasy onuna bağh semptomlara sebep olur.
Paroksetinin, 5*HT geri aiımmı inhibe etmek için gerekli olanın üzerindeki dozİarda zayıf aktivasyon gösterdiği, davranışsal ve EEG çalışmalannda görülmüştür. Aktivasyon özellikleri 'amfetamin benzeri' tabiatta değildir. Hayvan çalışmaları, paroksetinin kardiyovasküler sistemde iyi tolere edildiğini göstermiştir.
Paroksetin sağlıklı kişilere uygulandığında kan basıncı, kalp hızı ve EKGMe klinik oiarak belirgin değişiklikler göstermemiştir.
Çalışmalar, nor adrenal İn geri alım mı inhibe eden diğer antidepresanlardan farklı olarak paroksetinin, guanetidinin antihipertansif etkisini daha düşük oranda inhibe ettiğini göstermektedir.
5.2 Far makokin elik Özellikler Genel özellikler:
Emİlim:
Paroksetin ora! yolla alındıktan sonra iyi emilir ve ilk geçiş metabolizmasına maruz kalır. İlk geçiş metabolizmasından ötürü sistemik dolaşıma ulaşan paroksetin miktarı gastrointestinal kanalda emilen miktardan daha azdır, Daha yüksek tek dozlar ve çoklu dozlama iie vücudun maruz kaldığı yük arttıkça iik geçiş etkisi kıstni oiarak doyurulur ve plazma klerensi azalır,
Daeılım:
Paroksetin dokulara yaygın olarak dağılır ve farmakukinetİk hesapiamalann gösterdiğine göre vücuttaki paroksetinin sadece %Vi
plazmada bulunur. Terapötik konsantrasyonlarda plazmada mevcut paroksetinin yaklaşık %95'i proteine bağlıdır, Paroksetin plazma konsantrasyonlarıyla klinik etki (advers etkiler ve etkililik) arasında ilişki bulunmamıştır.
B iyot ran sformasyon:
Paroksetinin başlıca metabolitleri hızla atılan polar ve konjüge oksidasyon ve metilasyon ürünleridir- Bunların farmakolojik aktivitesi olmadığından, paroksetinin terapötik etkilerine katkıda bulundukları söylenemez. Metabolizma paroksetinin nörona! 5-HT geri ahım üzerindeki seçici etkisini bozmaz.
Eliminasyon:
idrarla dozun %2'sinden azı değişmeden, %64fü metaboiitieri şeklinde atjlir,
Feç esten altları dozun %36Tsı safra yolu İledir kif fekal atılım içinde değişmemiş paroksetin dozun %1 'inden azdır,
Böylece paroksetinin eliminasy onunun hemen hemetı tamamı metabolizma ile olur. Metabolik itrah iki fazlıdır; başlangıçta ilk geçiş metabolizmasının sonucunda ve daha sonra paroksetinin sistemık eliminasyonu ile kontrol ediür. Eliminasy on yan ömrü değişken olmakla birlikte genelde yaklaşık 1 gündür*
DoErusalhk/dosrusal olmavan durum:
Paroksetinin plazma konsantrasyonian emilime bağiı olarak orantısız olarak artmaktadır, bu nedenle farmakokinetik parametreler sabit değildir ve doğrusal olmayan kinetik gösterir Fakat doğrusal olmayan durum genellikle küçüktür ve düşük dozlarda düşük plazma dilzey Seri ne ulaşan hastalarla sınırlıdır.
Tedaviye başladıktan sonra 7-14 gün içerisinde sİstemİk dolaşımda kararlı durum seviyelerine ulaşılır ve uzun süreli tedavi sırasında famıakokİnetİkte değişme görülmez.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaşlılar ve Böbrek/Karaciğer Yetmezlipi:
Yaşlılarda* şiddetli böbrek yetmezliğinde ve karaciğer yetmezliğinde plazma konsantrasyonlarında artış olur, fakat plazma konsantrasyonlarının aralığı sağhklı erişkin bireylerle örtüşür.
53
Klinik öncesi guvenlilik verileri
Rhesus maymunlarında ve albino sıçanlarda leksikoloji çalışmaları yapılmıştır. Her ikisinde de metabolik yo] İnsanlardaki ite aynıdır. Trisiklİk antidepresanlar dahil lipofilik aminlerden beklendiği gibi, sıçanlarda fosfoiipidoz gelişmiştir.
Önerilen klinik dozların 6 katı fazlası ile 1 yıla kadar yapılan çalışmalarda primatlarda fosfolipidoz gözlenmemiştir.
Karsinogenez: Fare ve sıçanlarda yapılan 2
yıllık çalışmalarda paroksetin tiimörojenİk etki göstermemiştir,
Genotoksisİte: in vitmtu
vmı testlerde genotoksisite gözlenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6,1 Yardımcı maddelerin listesi
Hipromelioz
Povidon
Laktoz monohidrat Magnezyum stereat Silikon dioksit Gli seril behenat
Metakrilik asit kopolimer dİsperstyonu Talk
Trietİl sitrat
Opadry pembe YS-1-12G2 Kırmızı demir oksit.
6.2 Geçimsizlikler
Bildirilmemiştir
6J Raf ömrü
36 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında kuru bir yerde ve çocukların göremeyeceği erişemeyeceği bir şekilde saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/Al folyo blisterler içinde 2H enletik tablet, kutuda
6.6 Deş eri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imlıası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkiann kontrolü yönetmeliği” “Ambalaj ve ambalaj atıklannıtı kontrolü yönetmeliğine uygun olarak imha edilmelidir,
7. RUHSAT SAHİBİ
GlaxoSmithKliiie İiaçlan San, ve Tİc. A.Ş.
Büyükdere Cad, No, 173, 1. Levent Plaza, B Blok 34394 1. Levent/İ stanbul Tel: (212)339 44 00 Faks: (212) 339 45 00
8. RUHSAT NUMARASI
12,09.2005- 118/48
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi:Ruhsattarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ