Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Kenacort-a Im/intraartiküler Retard 40 Mg Ampul Kısa Ürün Bilgisi

Endokrin Sistem » Sistemik Kortikosteroidler » MONO KORTİKOSTEROİDLER » Glucocorticoids » Triamsinolon asetonat

KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

KENACORT-A IM/Intraartiküler retard 40 mg ampul

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:

Triamsinolon asetonid.............................40 mg/mL

Yardımcı maddeler:

Benzil alkol................................................9 mg/mL
Sodyum klorür........................................6,6 mg/mL
Sodyum karboksi metil selüloz............7.50 mg/mL
Yardımcı maddeler için 6.l'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyonluk süspansiyon
Beyaz ila beyazımsı, kokusuz veya hafif benzil alkol kokulu, akışkan süspansiyon.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar

İntramüsküler


KENACORT-A, doktor tarafından oral tedavinin mümkün olmadığı veya geçici olarak istenmediği düşünülen aşağıdaki durumların tedavisinde endikedir.

Endokrin hastalıklar:

Primer veya sekonder adrenokortikal yetersizlik.

Romatizmal hastalıklar:

Romatoid artrit, akut ve subakut bursit, epikondilit, akut gut artriti, psöriyatik artrit, ankilozan spondilit, juvenil romatoid artrit gibi romatizmal hastalıkların akutataklarında kısa süreli, yardımcı tedavi olarak uygulanır.

Kollajen doku hastalıkları:

Sistemik lupus eritematozus ve akut romatizmal kardit vakalarının akut alevlenmelerinde veya idame tedavisi olarak uygulanır.

Dermatolojik hastalıklar:Alerjik durumlar:

Astım bronşit, kontakt dermatit, atopik dermatit ve mevsimsel ya da süreklialerjik durumların, yeterince uygulanmış klasik tedavilerle kontrol altına alınamayandurumlarda.

Göz hastalıkları:

Topikal kortikosteroidlere cevap vermeyen temporal arterit, uveit ve sempatetik oftalmi gibi gözün ağır, kronik ve enflamatuvar hastalıklarında.

Gastrointestinal sistem hastalıkları:

Ülseratif kolit ve bölgesel enteritte sistemik tedavi gerektiren kritik dönemde.

Solunum sistemi hastalıkları:

Semptomatik sarkoidoz, berilioz.

Kan hastalıkları:

Kazanılmış (otoimmün) hemolitik anemi.

Neoplastik hastalıklar:

Erişkinlerde lösemi ve lenfoma olgularında palyatif olarak.

Ödem:

Diürezi artırmak veya proteinüriyi azaltmak amacıyla üremi gelişmemiş, lupus eritematozusa bağlı veya idiopatik nefrotik sendrom vakalarında.

İntraartiküler


KENACORT-A'nın intraartiküler ve intrabursal uygulaması ile tendon kılıfları içine enjeksiyonu osteoartrite bağlı sinovit, romatoid artrit, akut ve subakut bursit, akut gut artriti,epikondilit, akut nonspesifık tenosinovit vakalarında kısa süreli, yardımcı bir tedavi olarakendikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

KENACORT-A'nın başlangıç dozu tedavi edilmekte olan spesifik hastalığa bağlı olarak günde 2,5 ila 60 mg arasında değişebilir (bkz. Bölüm 4.2). Daha az şiddetli şartlarda, dahadüşük dozlar yeterli olabilir, buna karşın diğer hastalarda, daha yüksek başlangıç dozlarıgerekebilir. Genellikle parenteral doz aralıkları oral dozun üçte biri ila yarısıdır ve 12 saattebir verilir. Yaşamı tehdit eden durumlarda daha yüksek dozların uygulanması doğru olabilir.
Başlangıç dozuna tatmin edici bir yanıt alınana kadar devam edilmeli ya da doz ayarlanmalıdır. Eğer makul bir süre geçtikten sonra tatmin edici klinik yanıt alınmadıysa,KENACORT-A, kademeli olarak kesilmeli ve hasta için uygun olan başka bir tedaviyegeçilmelidir.

DOZ GEREKSİNİMLERİDEĞİŞEBİLİR,TEDAVİEDİLMEKTEOLAN

HASTALIĞA VE HASTANIN YANITINA BAĞLI OLARAK DOZ BİREYE GÖRE AYARLANMALIDIR.

Tedavi edilen durumu kontrol altına almak için mümkün olan endüşük kortikosteroid dozu kullanılmalıdır. Uygun cevap alındıktan sonra, başlangıç dozuuygun aralıklarla azaltılarak istenen klinik yanıtı sağlayan en düşük doz belirlenmelidir. Dozdevamlı gözlem altında tutulmalıdır. Klinik durumdaki değişikliklere göre doz ayarıgerekebilir.
Hastanın hastalıkla doğrudan bağlantısı olmayan stresli durumlara maruz kalması halinde, dozun hastanın durumuna uygun olan bir süre boyunca artırılmasını gerektirebilir. Uzun sürelitedaviden sonra, KENACORT-A'nın kademeli olarak kesilmesi tavsiye edilir.

Pozoloji:

Sistemik:


Erişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar


Erişkinlerde ve 12 yaşından büyük çocuklarda önerilen başlangıç dozu 40 mg'dır.

Enjeksiyon gluteal kasa derin olarak yapılmalıdır.

Enjeksiyon uygun yapılmazsa deri altı yağınınatrofisi görülebilir. Doz, hastadan alınan cevaba ve etkinin süresine bağlı olarak genellikle40-80 mg arasında değişir. Ancak bazı hastalar 20 mg veya daha düşük dozlarda da iyi birşekilde kontrol edilebilirler.
Saman nezlesi ve polen astması: Polen uygulanmasına ve diğer klasik tedavilere cevap vermeyen saman nezlesi veya polene bağlı astımı olan hastaların semptomlarında40-100 mg'lık tek enjeksiyondan sonra bütün bir polen mevsimi boyunca bir gerilemesağlanabilir.

6-12 yaş arasındaki çocuklar


6-12 yaş arası çocuklarda önerilen başlangıç dozu 40 mg'dır. Doz, çocuğun yaşı veya vücut ağırlığından çok semptomların şiddetine bağlı olarak ayarlanmalıdır. Uzun sürelikortikosteroid tedavisi esnasında çocuğun büyüme ve gelişmesi dikkatle izlenmelidir.

Lokal:


İntraartiküler ve intrabursal uygulama ile tendon kılıfları içine enjeksiyonda; KENACORT-A İM Retard'ın tek lokal enjeksiyonu genellikle yeterlidir, ancak semptomların yeterliiyileşmesi için birkaç enjeksiyon gerekebilir.
Başlangıç dozu, tedavisi yapılan hastalığa göre, küçük eklemlerde 2.5-5 mg, büyük eklemlerde 5-15 mg arasında değişir. Erişkinlerde küçük bölgeler için 10 mg'a, büyükbölgeler için 40 mg'a kadar dozlar semptomların hafifletilmesinde yeterli olmaktadır. Birdefada çok sayıda ekleme tek tek enjeksiyonlar yapıldığında toplam 80 mg'a kadar,beklenenden fazla sistemik reaksiyon olmadan verilmiştir.

Uygulama şekli:

İntramüsküler, intraartiküler ve intrabursal uygulama içindir

(Kullanıma hazırlama ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Bölüm 6.6).Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Böbrek/karaciğer yetmezliği:

KENACORT-A karaciğerden metabolize edildiği ve böbrek yoluyla atıldığından, fonksiyonel karaciğer veya böbrek bozukluğu olan hastalardakullanılırken dikkatli olunmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:Geriyatrik popülasyon:4.3. Kontrendikasyonlar

Triamsinolon, asetonid veya ilacın diğer bileşenlerine karşı alerjisi olanlarda kontrendikedir. Kortikosteroidler, sistemik enfeksiyonu olan hastalarda kontrendikedir. İntramüskülerkortikosteroid preparatları idiopatik trombositopenik purpura vakalarında kontrendikedir.KENACORT-A intravenöz, intratekal epidural veya göz içine uygulanmamalıdır.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

KENACORT-A, bir süspansiyon olduğundan intravenöz olarak uygulanmamalıdır. KENACORT-A, epidural ve intratekal yollarla uygulanmamalıdır. İlacın epidural veintratekal uygulamasına ilişkin ciddi tıbbi olaylar bildirilmiştir.
KENACORT-A'nın intraturbinal, subkonjonktival, subtendon, retrobulber, burun koanalarına ve intraoküler (intravitreal) uygulamalardaki güvenliliği ile ilgili yeterli çalışma yoktur.İntravitreal uygulamalarda endoftalmit, göz enflamasyonu, göz içi basıncında yükselme vegörme kaybı dahil görsel bozukluklar bildirilmiştir. Kortikosteroidlerin burun kıvrımlarına vebaş çevresindeki dokulara intralezyonel olarak uygulanmasını takiben gelişmiş birçok körlükolgusu bildirilmiştir. Bu nedenle, KENACORT-A'nın bu yollar ile uygulanması önerilmez.
KENACORT-A'nın etkisi uzun sürelidir ve akut durumlar için uygun değildir. İlacın indüklediği adrenal yetersizliği engellemek için stresli durumlarda (örn. Travmatik, ameliyatya da şiddetli hastalık) hem KENACORT-A tedavisi sırasında hem de bundan sonraki bir yılboyunca destekleyici doz gerekebilir.
Uzun süreli kortikosteroid kullanımı; posterior subkapsüler katarakt, glokom, optik sinir harabiyetine yol açabilir. Uzun süreli kullanımı ayrıca muhtemel sekonder okülerenfeksiyonları artırabilir.
Ortalama ve yüksek dozlardaki hidrokortizon veya kortizon; su ve tuz retansiyonu, potasyum atılımında artma ve kan basıncında yükselmeye yol açabilir. Bu etkiler yüksek dozlardakullanılmadığı sürece sentetik kortikosteroidler ile daha az görülür. Diyette tuz kısıtlaması vepotasyum ilavesi gerekebilir. Bütün kortikosteroidler idrarla kalsiyum atılımını artırır. Budurum var olan osteoporozun alevlenmesi ile ilişkilendirilebilir.
Kortikosteroidler bazı enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir ve kullanımları sırasında yeni enfeksiyonlar görülebilir. Kortikosteroid kullanımı sırasında enfeksiyona karşı dirençdüşüklüğü ve enfeksiyonun lokalize edilememesi görülebilir. Artan kortikosteroid dozlarında,kortikosteroidler infeksiyon açığa çıkma oranını artırır. Ayrıca kortikosteroidler dahilimmunosupresan ilaç alan hastalar enfeksiyonlara karşı bu ilaçları almayan hastalardan dahaduyarlıdır.
Kortikosteroidler sistemik fungal enfeksiyonları şiddetlendirebilir ve bu nedenle ilaç etkileşmeleri kontrol edilmeden fungal enfeksiyonların varlığında kullanılmamalıdır.
Benzer şekilde, kortikosteroidler Strongyloides (oksiür) enfeksiyonu olan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır, çünkü kortikosteroidin indüklediği immunosupresyon Strongyloideshiperenfeksiyonuna ve sıklıklaşiddetlienterokolitineşlikettiği yaygın larva
disseminasyonuna ve potansiyel olarak fatal gram-negatif septisemiye yol açabilir. Kortikosteroidlerin serebral malaryada kullanılması tavsiye edilmez.
Kortikosteroidlerin aktif tüberkülozu olan hastalarda kullanımı fulminan veya dissemine tüberküloz vakalarında sınırlı tutulmalı ve kortikosteroidler ancak uygun antitüberküloz tedaviile birlikte kullanılmalıdır. Bu hastalara uzun süreli kortikosteroid tedavisi sırasındakemoprofilaksi uygulanmalıdır. Parenteral kortikosteroid tedavisi uygulanan hastalarda seyrekvakalar halinde anafilaktik reaksiyon görüldüğünden, özellikle herhangi bir ilaca karşı alerjikolduğu bilinen hastalara uygulama yapılmadan önce gerekli önleyici tedbirler alınmalıdır.
Özellikle yüksek doz kortikosteroid tedavisindeki hastalara, antikor cevabının azalmış olması ve olası nörolojik komplikasyonlar nedeniyle aşı uygulanmamalıdır.
Suçiçeği ve kızamık, kortikosteroid alan pediyatrik ve yetişkin hastalarda daha şiddetli ve hatta fatal olabilir. Bu hastalıkları geçirmeyen ve kortikosteroid alan çocuklarda ya dayetişkinlerde özellikle dikkatli olunmalıdır. Eğer hastalık olursa, varicella zoster immunglobulin (VZIG) ya da intravenöz immunoglobulin (IVIG) tedavisi endike olabilir. Eğersuçiçeği ya da herpes zoster gelişirse, antiviral tedavisi düşünülebilir.
Canlı veya canlı attenüe aşı uygulaması immunosupresif kortikosteroid dozları olan hastalarda kontrendikedir. Ölü ya da inaktive aşılar uygulanabilir.
İntramüsküler enjeksiyon

derinBeşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

bölümüne bakınız). Enjeksiyon, bir zorunluluk olmadıkça gluteal bölgeye yapılmalıdır.Deltoid bölgesine enjeksiyon ile lokal atrofi daha fazla görüldüğünden bu bölgeye enjeksiyonyapılmasından kaçınılmalıdır.
Bu ilaç koruyucu olarak benzil alkol içermektedir (9mg/ml). Özellikle pediatrik hastalarda, benzil alkol ciddi yan etkiler ve ölüm ile ilişkilendirilmiştir. Solunum güçlüğü (gaspingsyndrome) de benzil alkol ile ilişkilendirilmiştir. Her ne kadar bu ilaç normal dozlardaalındığında, solunum güçlüğü ile ilişkilendirilen miktarın çok altında bir benzil alkol miktarıalınmış olsa dahi, benzil alkolün toksisiteye neden olabilecek minimum miktarıbilinmemektedir. Yüksek doz alan hastalar, prematüre ve düşük kilolu doğan bebeklerde butoksisitenin görülme olasılığı daha fazladır.
İlaca bağlı sekonder adrenokortikal yetmezlik, dozajın aşamalı olarak azaltılması ile en aza indirgenebilir. Bu tip rölatif yetmezlik, tedavinin kesilmesinden sonra da aylarca devamedebilir. Bu nedenle bu dönemde oluşabilecek travma, cerrahi girişim veya ağır bir hastalıkgibi stres durumlarında kortikosteroid tedavisine tekrar başlanmalıdır. Mineralokortikoidsekresyonu bozulmuş olabileceğinden bu tedaviye eş zamanlı olarak bir mineralokortikoidve/veya tuz verilmelidir.
Hipotiroidizm ve sirozu olan hastalarda kortikosteroidlerin etkileri artar.
Korneal perforasyon görülme olasılığı nedeniyle oküler herpes simplexi olan hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır.
Kortikosteroidlerin yüksek dozlarda kullanımında çoğu kez nöromusküler iletim hastalığı (örneğin myastenia gravis) olan kişilerde veya pankuronyum gibi nöromusküler blokerlebirlikte kortikosteroid kullanan hastalarda akut miyopati gözlenmiştir.
Kortikosteroid uygulanması sırasında psişik bozukluklar görülebilir. Bunlar uykusuzluk, duygu durum değişiklikleri, öfori, kişilik yapısında farklılıklar ve ağır depresyondan, barizpsikotik belirtilere kadar değişiklik gösterebilir. Önceden var olan emosyonel dengesizlikveya psikotik eğilimler kortikosteroidlerle şiddetlenebilir. Antidepresan ilaçların kullanımıadrenokortikoidlerin indüklediği zihinsel bozuklukları hafifletmez, hatta şiddetlendirebilir.
Kortikosteroidler; perforasyon, apse veya diğer bir piyojenik apse gelişimi olasılığı olan nonspesifik ülseratif koliti olan hastalarda, divertikülit, yeni intestinal anastomoz, aktif veyalatent peptik ülserde dikkatle kullanılmalıdır.
Kortikosteroidler; yakın geçmişinde intestinal anastomoz, divertikülit, tromboflebit, tedavi sırasında veya öncesinde afektif bozukluk (özellikle daha önceden steroid psikoz geçmişi),karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, metastatik karsinom, aktif peptik ülser (veyaönceden peptik ülser hikayesi), aktif olmayan veya iyileşmiş tüberküloz, lokal veya sistemikviral enfeksiyon, sistemik fungal enfeksiyon veya antibiyotikle kontrol altına alınmamış aktifenfeksiyon, akut psikoz, akut glomerülonefrit, kronik nefrit, hipertansiyon, konjestif kalpyetmezliği, glokom (veya ailesinde glokom hikayesi), önceden steroid miyopatisi veyaepilepsisi, trombofilebit, tromboembolik eğilimler, osteoporosis, eksantem, metastatik kanserveya myastenia gravis olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Kortikosteroid etkileri hipotiroidli veya sirozu olan hastalarda artabilir, hipertiroidli hastalarda azalabilir.
Diyabet hastalığı kötüleşebilir; daha yüksek insülin dozu gerekebilir.
Tüm kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırır.
KENACORT-A Ampul, enflamasyonda semptomatik bir iyileşme sağlar. Ancak bu asıl enfeksiyonun nedenini tedavi etme gerekliliğini ortadan kaldırmaz.

İntra-artiküler ve yumuşak doku uygulamaları

İntra artiküler yolla uygulanan kortikosteroidler sistemik olarak absorbe edilebilirler.
Eklem rahatsızlığında bir artış nadiren görülmüştür. Ağrıda belirgin bir artışla birlikte lokal şişkinlik, eklem hareketlerinde daha fazla bir kısıtlama, ateş ve halsizlik septik artrit içinbelirleyicidir. Bu komplikasyonlar görüldüğünde ve septik artrit tanısı kesinleştiğindetriamsinolon asetonid uygulaması sonlandırılmalı ve hemen antibakteriyel tedaviyegeçilmelidir. Tedaviye bütün enfeksiyon belirtileri kaybolduktan sonra, 7-10 gün kadar dahadevam edilmelidir. Septik sürecin geçtiğini anlamak için var olan her eklem sıvısının uyguntetkiki gerekir. Tendonlarda yırtılmaya neden olabileceğinden, daha önce enfekte olmuşeklem içine lokal steroid enjeksiyonundan kaçınılmalıdır.
Kortikosteroidlerin intraartiküler uygulanması lokal etkilerinin yanı sıra sistemik etki de gösterebilir. İntraartiküler enjeksiyonun dikkatsizce eklem civarındaki yumuşak dokuyauygulanmasının büyük bir zararı olmaz, fakat sistemik etkilerinin görülmesiyle sonuçlanabilirve istenilen lokal etkilerin elde edilememesinin en sık nedenidir.
İntraartiküler steroid tedavisini takiben hastalar semptomatik iyileşmeyle sağlanan rahatlama nedeniyle eklem yerlerini aşırı kullanmaktan kaçınmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Bukonudaki ihmal eklemin dejenerasyonuna yol açabilir.
İntraartiküler enjeksiyon sırasında, subkutan atrofiye neden olmamak için eklem kapsülünün aşırı gerilmesinden ve steroidin iğnenin geçtiği dokular boyunca birikiminden kaçınılmalıdır.Kortikosteroidler, stabil olmayan eklemlere enjekte edilmemelidir. Tekrarlayan intraartikülerenjeksiyonlar bazı vakalarda eklemin stabilitesinde bozulmaya yol açabilir. Özellikletekrarlayan enjeksiyon uygulanmış hastalarda röntgen takibi önerilir.
Diğer kuvvetli etkili kortikosteroidlerde olduğu gibi, triamsinolon asetonid de yakın bir klinik gözlem altında uygulanmalıdır. Triamsinolon asetonid kan basıncında yükselmeye, su ve tuzretansiyonuna, potasyum ve kalsiyum atılımında artmaya neden olabileceğinden, diyette tuzkısıtlamasına ve potasyum desteğine gerek vardır. Hastanın triamsinolon asetonidtedavisinden sonra da gözlenmesine devam edilmesi, tedavisi yapılan hastalığın şiddetlibelirtilerinin aniden tekrar görülmesi ihtimali nedeniyle esastır.
İçeriğinde bulunan benzil alkol nedeniyle, prematüre bebekler ve yeni doğanlara uygulanmaması gerekir. Bebeklerde ve 3 yaşına kadar olan çocuklarda toksik reaksiyonlarave anaflaktoid reaksiyonlara sebebiyet verebilir.
Ödem, glomerüler filtrasyon hızı değişmemiş veya düşük olan böbrek yetmezliği varlığında görülebilir.
Uzun süreli tedavide, bazen negatif nitrojen balansı ve iskelet kaslarında tükenme ve halsizlik ile birlikte tedrici kilo kaybını önlemek için

bol protein alımı esastır.


Kortikosteroid tedavisi ile

menstural düzensizlikler

de ortaya çıkabilir.
Peptik ülserin nüks etmesi, perforasyon ya da kanama görülene kadar asemptomatik kalabilir. Uzun süreli adrenokortikoid tedavisi hiperasidite veya peptik ülseri uyarabilir. Bu nedenleanti-ülser tedavisi önerilmektedir.
KENACORT-A her 1 ml'sinde 23 mg'dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Geriyatrik popülasyon:

Osteoporoz veya hipertansiyon gibi sistemik kortikosteroidler ile en yaygın görülen yan etkiler yaşlı hastalarda daha ciddi vakalar ile sonuçlanabilir. Bu grup hastaların yakın gözlemaltında tutulmaları tavsiye edilir.

Pediyatrik popülasyon:

Koruyucu olarak benzil alkol içermektedir. Özellikle çocuklarda ciddi yan etkiler ve ölüme yol açabilir. Gasping Sendromu (SSS depresyonu, metabolik asidoz, gasping solunum ile kanve idrarda yüksek düzeyde benzil alkol ve metabolitlerinin bulunması) yeni doğan ve düşükdoğum ağırlıklı yeni doğanda 99 mg/kg/gün benzil alkol ile birlikte görülür.
Nörolojik tablonun aşamalı olarak kötüleşmesi, nöbetler, intrakraniyal hemoraji, hematolojik anormallikler, cilt bozukluğu, karaciğer ve böbrek yetmezliği, hipotansiyon, bradikardi ve
kardiyovasküler kollaps gibi diğer belirtiler de gözlenebilir. Benzil alkolün toksisiteye neden olabilecek minimum miktarı bilinmemektedir. Yüksek doz alan hastalar, prematüre ve düşükkilolu doğan bebeklerde bu toksisitenin görülme olasılığı daha fazladır. KENACORT-Akullanımında tüm kaynaklardan alınacak günlük toplam benzil alkol miktarı dikkatealınmalıdır.
Kortikosteroidlerin pediyatride diğer endikasyonlarda kullanımı (şiddetli astım, hırıltılı solunum gibi), patofizyolojisi ve hastalığın seyri çocuklarda ve yetişkinlerle büyük ölçüdebenzerlik gösteren yetişkinlerle yürütülen tam ve kontrollü çalışmalara dayanmaktadır.
Pediyatrik hastalarda kortikosteroidlerin yetişkinlerde gözlenen advers etkilerine benzer nitelikte advers etkileri gözlenmektedir. Pediyatrik hastalarda da yetişkinlerde olduğu gibi kanbasıncı, kilo, boy, intraoküler basınç ölçümleri ve infeksiyon, psikososyal bozukluklar,tromboembolizm, peptik ülser, katarakt, osteoporoz gelişimi açısından oluşumunun klinikdeğerlendirilmesi dikkatle yapılmalıdır.
Sistemik uygulama da dahil olmak üzere herhangi bir yolla kortikosteroid alan pediyatrik hastalarda büyüme hızında azalma görülebilir. Kortikosteroid kullanan pediyatrik hastalarınboylarındaki artış takip edilmeli ve uzun süreli kortikosteroid tedavisinin büyüme üzerindekiolası etkileri, tedaviden sağlanan klinik faydalarla karşılaştırılarak değerlendirilmelidir.Kortikosteroidlerin çocuklardaki büyüme etkisini en aza indirmek için etkili, kortikosteroiddozu en düşük doza ayarlanmalıdır.
Bu preparat altı yaşından küçük çocuklara önerilmez.

4.5. Dier tıbbi ürünler ile etkileimler ve dier etkileimekilleri

Amfoterisin B enjeksiyonu ve potasyum azaltan ajanlar:

Hastalar aditif hipokalemi bakımından gözlenmelidir. Birlikte kullanıldığında kalp büyümesi ve konjestif kalpyetmezliği gelişebilir.

Antikolinesterazlar:

Antikolinesteraz ajanın etkileri antagonize edilebilir. Myestenia
gravislilerde şiddetli zayıflık gelişebilir. Eğer mümkünse kortikosteroid tedavisine başlamadan 24 saat önce antikolinesteraz kesilmelidir.

Oral Antikoagülanlar:

Kortikosteroidler antikoagülan etkiyi arttırabilir ya da azaltabilir. Oral antikoagülan ve kortikosteroid alan hastalar bu yüzden yakından gözlenmelidir.

Kolestiramin:

Kolestiramin kortikosteroidlerin klerensini artırabilir.

Antidiabetikler:

Kortikosteroidler kan şekerini arttırabilir; özellikle kortikosteroide başlandığı, kesildiği ya da doz değiştirildiği zaman diyabetik kontrol gözlenmelidir.

Antibiyotikler:

Makrolid antibiyotiklerin kortikosteroidlerin klerensini önemli ölçüde azalttığı bildirilmiştir.

Antihipertansifler ve diüretikler:Antitüberküler ilaçlar:

İzoniazidin serum konsantrasyonları azalabilir.

Siklosporin:

Her iki ilaç birlikte kullanıldığında hem siklosporinin hem de kortikosteroidin aktivitesi artabilir. Bu durumda konvülsiyonlar bildirilmiştir.

Dijital glikozitler:

Beraber uygulama dijital toksisiteyi arttırabilir. Hipokalemi nedeniyle aritmi riski artabilir.

Östrojenler ve oral kontraseptifler:

Kortikosteroidin yarı-ömrü ve konsantrasyonu artabilir ve klerensi azalabilir. Böylece etkileri artabilir.

Hepatik Enzim indükleyiciler (örn., barbitüratlar, fenitoin, karbamazepin, rifampin):insan büyüme hormonu (örn; somatrem):

Somatremin büyümeyi hızlandıran etkisi inhibeolabilir.

Ketokonazol:Nondepolarize edici kas gevşeticileri:

Kortikosteroidler nöromüsküler blokaj etkisiniazaltabilir ya da arttırabilir.

Nonsteroidal anti-inflamatuar (NSAi) ilaçlar:

Kortikosteroidler GI kanama insidensini ve/veya şiddetini ve NSAİ ilaçlarla bağlantılı bulunan ülserasyonu arttırabilir. Ayrıca,kortikosteroidler serum salisilat düzeylerini de azaltabilir ve bu yüzden etkinlikleriniazaltabilir. Bunun aksine, yüksek dozda salisilat tedavisi sırasında kortikosteroidin kesilmesisalisilat toksisitesi ile sonuçlanabilir. Hipoprotrombinemili hastalarda kortikosteroidlerleberaber aspirin dikkatli kullanılmalıdır.

Tiroid ilaçları:

Adrenokortikoidlerin metabolik klerensi hipotiroid hastalarında azalır ve hipertiroid hastalarında artar. Hastanın tiroid durumundaki değişiklikler adrenokortikoiddozunun ayarlanmasını gerektirebilir.

Cilt testleri:

Kortikosteroidler cilt testlerine reaksiyonu baskılarlar.

Aşılar:4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik Kategorisi: C.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

Kortikosteroidlerin doğum kontrol yöntemleri üzerine etkisi ile ilgili bilgi bulunmamaktadır. Oral kontraseptiflerle birlikte kullanıldıklarında kortikosteroidlerin etkileri artabilir (bkz.Bölüm 4.5).

Gebelik dönemi:

KENACORT-A gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Yüksek doz kortikosteroid kullanmış gebelerden doğan çocuklar adrenal supresyon açısından dikkatle gözlenmelidir.
Gebe hayvanlara kortikosteroid uygulanması yarık damak, intra-uterin büyüme geriliği ve beyin büyümesi ve gelişimine etki gibi anormalliklere neden olabilir. Kortikosteroidlerin
yarık damak/dil gibi konjenital anomali insidansını artırdığına dair delil bulunmamaktadır. Ancak, gebelik sırasında uzun süreli veya tekrarlı kullanımda kortikosteroidler intra-uterinbüyüme geriliğini artırabilir. Teorik olarak prenatal maruziyet sonrası yeni doğandahipoadrenalizm gerçekleşebilir ancak doğum sonrasında kendiliğinden çözümlenmektedir vegenellikle klinik olarak önemsizdir.
Laktasyon dönemi:
Triamsinolon asetonidin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Diğer sistemik kortikosteroidlerin anne sütüne geçtiği ve fetüste yarık damak görülme riskini hafif (yaklaşık% 1) arttırdığı, büyümeyi baskıladığı, endojen kortikosteroid üretimini etkilediği veya diğeristenmeyen etkiler yaptığı görülmüştür. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya daKENACORT-A tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına ilişkin karar verilirken,emzirmenin çocuk açısından faydası ve KENACORT-A tedavisinin emziren anne açısındanfaydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite:
İnsanlar üzerinde kortikosteroidlerle yürütülen yeterli üreme çalışmaları bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Kortikosteroidlerin araç ve makine kullanma üzerindeki etkisine dair bir çalışma yapılmamıştır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
Herhangi bir yol ile uygulamayı takiben görülen yan etkiler şunlardır;
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Bilinmiyor: Pankreatit, meningitis, enfeksiyonun şiddetlenmesi veya maskelenmesi.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Anaflaktoid reaksiyon, anaflaksi, anjiyoödem, enfeksiyona dirençte azalma.
Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Menstrüel düzensizlikler, Cushingoid durumun gelişmesi (anormal yağ
depolanması, aydede yüz), çocuklarda büyümenin baskılanması, özellikle stres durumlarında (travma, ameliyat, hastalık gibi) sekonder adrenokortikal vehipofizer cevapsızlık, karbonhidrat ve glukoz toleransında azalma, latentdiyabetes mellitusun ortaya çıkması, diyabetiklerde insülin veya oralhipoglisemik ilaçlara gereksinimin artması, glukozüri, hirsutizm, hipertrikozis.Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Bilinmiyor: Hiperglisemi, glikozüri ve protein katabolizmasından dolayı negatif nitrojen
balansı.

Psikiyatrik hastalıklar

Bilinmiyor: Depresyon (bazen şiddetli), öfori, ruhsal düzensizlik, ruh halinde değişiklikler,
psikotik semptomlar ve kişilik değişiklikleri.

Sinir sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Senkop, konvülsiyonlar, vertigo, genellikle tedaviden sonra görülen papilla
ödemiyle birlikte kafa içi basıncında artma (psödo-tümör serebri), baş dönmesi, baş ağrısı, uykusuzluk, nörit veya parestezi ve önceden var olan psikiyatrikdurumun şiddetlenmesi,araknoiditis, paraparesis/parapleji ve duyusal
değişiklikler intratekal uygulama sonrası olur.

Göz hastalıkları

Bilinmiyor: Posterior subkapsüler katarakt, intraoküler basınçta artma, glokom ve
eksoftalmi, korneada perforasyonlar.

Kardiyak hastalıklar

Bilinmiyor: Konjestif kalp yetmezliği, aritmi, kardiyak arrest, kalp büyümesi, hipertrofik
kardiyomiyopati, myokard infarktüsü sonrasında myokard yırtılması, taşikardi.

Vasküler hastalıklar

Bilinmiyor: Prematüre çocuklarda hipertansiyon, nekrotize ajit, anjeit, tromboemboli,
tromboflebit, dolaşım kollapsı, vaskülit.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Bilinmiyor: Akciğer ödemi.

Gastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Peptik ülser ve bunu takiben gelişebilen perforasyon ve kanama, abdominal
distansiyon, ülseratif özofajit, intratekal uygulama sonrası barsak/mesane disfonksiyonu, iştah artması, bulantı, ince ve kalın barsaklarda delinme(özellikle inflamatuvar barsak hastalığı olanlarda), hıçkırık.

Hepato-bilier hastalıklar

Bilinmiyor: Genellikle ilaç kesilmesiyle geri dönebilen serum karaciğer enzim düzeylerinde
yükselme, hepatomegali.

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Bilinmiyor: Yara iyileşmesinde gecikme, ince ve kolay zedelenen deri, peteşi ve ekimoz,
fasiyal eritem, terlemede artış, purpura, stria, hirsutizm, akneiform erüpsiyonlar, lupus eritematozus benzeri lezyonlar, ürtiker, döküntü, deritestlerine cevapta baskılanma, akne, alerjik dermatit, cilt ve cilt altı atrofi,ödem, hiperpigmentasyon, steril apse, saçlarda kepeklenme.

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Bilinmiyor: Kas güçsüzlüğü, halsizlik, steroid miyopatisi, kaslarda kitlesel kayıp,
osteoporoz, vertebralarda kompresyon kırığı, kırıklarda geç iyileşme, femur ve humerus başlarında aseptik nekroz, uzun kemiklerde patolojik kırıklar vespontan kırıklar, tendon yırtılması, Charcot-benzeri artropati (intraventrikülerkullanım sonrası).

Böbrek ve idrar hastalıkları

Bilinmiyor: Sodyum tutulması, hipertansiyon veya konjestif kalp yetmezliğine bağlı sıvı
tutulması, kardiyak aritmilere veya EKG değişikliklerine yol açabilen potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz.

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Bilinmiyor: Sperm sayısı ve hareketinde artma veya azalma.

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Bilinmiyor: Malez, kilo artışı, enjeksiyon yerinde yanma.

İntramüsküler uygulamayı takiben


İntramüsküler uygulamayı takiben şiddetli ağrı bildirilmiştir. Steril apse oluşumu, subkütanöz ve kütanöz atrofi, hiperpigmentasyon, hipopigmentasyonve Charcot benzeri artropati gözlenmiştir.

İntraartiküler uygulamayı takiben


Enjeksiyondan sonra enjeksiyon yerinde yanma, geçici irritasyon, steril apseler, hiperpigmentasyon, hipopigmentasyon, Charcot benzeri artropati vebazen eklem rahatsızlığında hafif artma.

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Kronik


Glukokortikoid doz aşımının semptomları konfüzyon, anksiyete, depresyon, gastrointestinal kramplar ya da kanama, ekimoz, aydede yüzü ve hipertansiyondur. Uzun süreli kullanımdansonra, hızla bırakılması akut adrenal yetersizlikle (stresli zamanlarda da olabilir)sonuçlanabilir. Yüksek dozların devamlı kullanılması sonucu Cushing türü değişiklikleroluşabilir.

Akut


Akut doz aşımı için spesifik bir tedavi yoktur, ama destekleyici tedavi başlatılmalıdır ve eğer gastrointestinal kanama olursa tedavi edilmelidir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Glukokortikoidler ATC kodu: H02AB08
Triamsinolon asetonid, belirgin bir antienflamatuvar etkisi olan sentetik bir glukokortikoid kortikosteroittir. Hidrokortizon gibi tuz tutucu özellikleri de olan doğal glikokortikoidler,adrenokortikal yetmezlik durumlarında yerine koyma tedavisi için kullanılırlar. Bunlarınsentetik analogları ise esas olarak vücuttaki birçok sistemin hastalıklarında kuvvetliantienflamatuvar etkileri için kullanılırlar. Glikokortikoidlerin yoğun metabolik etkileri devardır. Buna ek olarak değişik uyarılara karşı vücudun immün cevabını da etkilerler.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

KENACORT-A, kalıcı veya bir kaç hafta devam edebilen uzun bir etki süresine sahiptir. Yapılan çalışmalar 60-100 mg triamsinolon asetonidin tek dozunun intramüsküler olarakuygulanmasını takiben adrenal baskılanma belirtilerinin 24-48 saat içinde başladığını vegenellikle 30-40 gün içinde yavaş yavaş normale döndüğünü göstermiştir. Bu bulgu ilacınuzun bir terapötik etki süresi sağlaması ile tam olarak bağıntılıdır.

Emilim:


Triamsinolon asetonid sinovyal boşluklardan sistemik dolaşıma geçebilir. Ancak büyük eklemlere yüksek dozlarda uygulama dışında intra-artiküler enjeksiyon aracılığıyla klinikolarak önemli sistemik seviyelere ulaşılması muhtemel değildir. Önerilen dozlarda uyguntekniklerle verildiğinde intra-artiküler enjeksiyonlarla sistemik etki normalde görülmez.

Dağılım:


Derin intramüsküler enjeksiyonla depo uygulamadan sonra triamsinolon asetonidin tamamına yakın bir kısmı yavaş bir şekilde emilir. Uzun bir süre (haftalar veya aylar) biyolojik aktifseviyelere sistemik olarak ulaşılır.

Biyotransformayon:


Diğer kortikosteroidlere benzer şekilde triamsinolon büyük oranda karaciğer tarafından metabolize edilir ancak böbrek metabolizasyonu da vardır. Ana metabolik yolu6-beta-hidroksilasyonudur, asetonid'in hidrolitik ayrılması önemli ölçüde gerçekleşmez.

Eliminasyon:


Triasinolon asetonid büyük oranda böbrek yoluyla atılmaktadır.

Doğrusallık/ doğrusal olmayan durum:


Veri bulunmamaktadır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Karsinojenez, Mutajenez ve Fertilite Yetersizliği
Kortikosteroidlerin. karsinojenik ve mutajenik potansiyelini değerlendirmek için yeterli hayvan çalışmaları yürütülmemiştir.
Steroidler, bazı hastalarda spermatozoa sayısını ve motilitesini arttırabilir veya azaltabilir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Benzil alkol Sodyum klorürPolisorbat 80
Sodyum karboksi metil selüloz Enjeksiyonluk su

6.2. Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

6.3. Raf ömrü

36 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız.
Işıktan koruyunuz.
Dondurmayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutu içinde 1 mL'lik 1 ampul, 2 ampul veya 5 ampul içeren ambalajlarda.

Tüm paket büyüklükleri satılmayabilir.6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Bu ilaç yüksek bir potense ve deriden emilme potansiyeline sahip olduğu için, KENACORT-A'yı uygulayacak olan kişi göz ve deri ile temasından ve ilacı teneffüsetmekten kaçınmalıdır.
Uygulama
UYGULAMADA KESİN ASEPTİK ŞARTLARKULLANILMALIDIR. Ampul
kullanılmadan önce, partikülleri eşit düzende dağılmış bir süspansiyon elde etmek için çalkalanmalıdır. Enjektöre çekmeden önce süspansiyonda kümeleşme veya granüler görünüm(aglomerasyon) olup olmadığına bakılmalıdır. Daha önce donma derecelerinde kalmış ilaçtaaglomerasyon olabilir ve kullanılmamalıdır. Enjektöre çekildikten sonra enjektör içindeçökelmeyi önlemek için, enjeksiyon gecikmeden yapılmalıdır. Enjeksiyon, bir kan damarınagirme ve enfeksiyon bulaştırma ihtimallerinden kaçınmak için dikkatle yapılmalıdır.
Sistemik:
Sistemik tedavide enjeksiyon intramüsküler olarak yapıldığından emin olarak,

glutealderin olarak

yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4). Erişkinler için en kısa iğne uzunluğu 3.8 cmolmalıdır. Şişman hastalarda daha uzun bir iğne gerekebilir. Birbirinin izleyen enjeksiyonlariçin farklı yerler seçilmelidir.
Lokal:
Eklemlerin tedavisi için genel intraartiküler enjeksiyon tekniği, konu ile ilgili temel kitaplarda belirtildiği şekilde yapılmalıdır. Eklemde aşırı miktarda sıvı mevcutsa, ağrınınhafifletilmesine yardımcı olmak ve kortikosteroidin aşırı seyreltilmesini önlemek içinsinoviyal sıvının bir kısmı, fakat tümü değil, aspire edilmelidir.
İntraartiküler. uygulama ve tendon kılıfları içine enjeksiyon yapılırken lokal anestezik kullanımı sıklıkla uygulanır. Bu tür enjeksiyonlar (özellikle deltoid bölgede) ve tendonkılıfları içine yapılan enjeksiyonlar, doku atrofisine neden olabileceği için süspansiyonunçevre dokulara enjekte edilmemesi konusunda dikkatli olunmalıdır.
Akut nonspesifık tenosinovit tedavisinde enjeksiyonun tendona değil tendon kılıfı içine yapıldığından emin olmak için gerekli dikkat gösterilmelidir. Epikondilit (tenis dirseği), ilacınen yüksek hassasiyetin olduğu bölgeye infiltre edilmesi ile tedavi edilebilir.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller 'Tıbbi Atıkların Kontrol Yönetmeliği' ve 'Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Deva Holding A.Ş.
Halkalı Merkez Mah. Basın Ekspres Cad.
No:1 34303 Küçükçekmece-İSTANBUL Tel:0212 692 92 92
Faks: 0212 697 00 24

8. RUHSAT NUMARASI

227/19

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 07.12.2010 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

15 / 15

İlaç Bilgileri

Kenacort-a Im/intraartiküler Retard 40 Mg Ampul

Etken Maddesi: Triamsinolon Asetonid

Atc Kodu: H02AB08

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.