KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
TERBONİLE 250 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Terbinafın HC1 281.30 mg (250 mg terbinafine eşdeğer miktarda)
Yardımcı maddeler:
Sodyum nişasta glikolat 36.75 mg
Yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız.
3. FARMASOTIK FORM
Tablet
Beyaz, yuvarlak, bikonveks, bir yüzü çentikli tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
• Onikomikozis
• Tinea capitis
• Tinea pedis
• Tinea corporis
• Tinea cruris
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Tedavi süresi endikasyona ve enfeksiyonun şiddetine göre değişir.
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;
Çocuklar:
İki yaşın altındaki (genellikle < 12 kg) çocuklarda kullanımıyla ilgili herhangi bir veri bulunmamaktadır.
20-40 kg arası çocuklar : Günde tek doz 1/2 tablet TERBONİLE (125 mg)
40 kg'ın üzerindeki çocuklar : Günde tek doz 1 tablet TERBONİLE (250 mg)
Yetişkinler:
Günde tek doz TERBONİLE 250 mg tablet verilir.
Deri enfeksiyonlarında:
Tavsiye edilen tedavi süreleri:
Tinea pedis (interdijital, plantar/mokasen tipte): 2-6 hafta Tinea corporis, cruris: 2-4 hafta
Enfeksiyon belirti ve bulgularının tamamen düzelmesi mikolojik iyileşmenin sağlanmasından sonra birkaç hafta alabilir.
Saç ve kafa derisi enfeksiyonlarında:
Tavsiye edilen tedavi süresi:
Tinea capitis: 4 hafta
Tinea capitis özellikle çocuklarda görülür.
Onikomikoz:
Başarılı tedavi süresi çoğu hastalarda 6-12 haftadır.
El tırnağı onikomikozu:
Çoğu vakada el tırnağı enfeksiyonları için 6 haftalık tedavi yeterlidir.
Ayak tırnağı onikomikozu:
Çoğu vakada ayak tırnağı enfeksiyonları için 12 haftalık tedavi yeterlidir. Tırnak büyümesi yavaş olan bazı hastalarda daha uzun tedavi gerekebilir. Optimum klinik etkinliğe, mikolojikiyileşmeden ve tedavinin sonlandınlmasından birkaç ay sonra ulaşılır. Bu durum sağlıklı tırnakbüyümesi için gerekli süre İle ilgilidir.
Uygulama şekli:
Çentikli tabletler su ile oral yoldan alınır. Tercihen her gün aynı saatte alınmalıdır ve aç veya tok kamına alınabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
TERBONİLE tabletler kronik ya da aktif karaciğer hastalığı bulunan hastalar için önerilmez (bkz. bölüm 4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri).
Böbrek yetmezliği:
TERBONİLE tabletlerin kullanımı böbrek bozukluğu olan hastalarda yeterince araştmlmamıştır; bu nedenle bu popülasyonda önerilmez (bkz. bölüm 4.4. Özelkullanım uyarılan ve önlemleri ve bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler).
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda kullanımının güvenilirliği kesin olarak kanıtlanmamıştır.
Geriyatrik popülasyon:4.3. Kontrendikasyonlar
Terbinafine ve kullanılan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşın duyarlılık.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Karaciğer fonksiyonu
TERBONİLE'in kronik veya aktif karaciğer hastalığı olan hastalarda kullanılması tavsiye edilmemektedir. Karaciğer toksisitesi, daha önceden karaciğer hastalığı olan veya olmayanhastalarda meydana gelebilmesi sebebiyle, TERBONİLE tablet reçete edilmeden önce, karaciğerfonksiyon testleri uygulanmalıdır. Bu nedenle karaciğer fonksiyon testlerinin (4-6 haftalıktedaviden sonra) periyodik olarak izlenmesi önerilmektedir. Karaciğer fonksiyon testlerindeyükselme durumunda TERBONİLE hemen bırakılmalıdır. TERBONİLE tabletlerle tedavi edilenhastalarda çok nadir olarak ciddi karaciğer bozukluğu (bazılan fatal sonuçlu ya da karaciğertransplantasyonu gerektiren) bildirilmiştir. Karaciğer yetmezliği vakalannm çoğunda, hastalardaaltta yatan ciddi sistemik koşullar saptanmıştır ve TERBONİLE tabletlerin alınmasıyla karaciğeryetmezliği gelişmesi arasındaki nedensel ilişki kesin değildir (bkz. bölüm 4.8. İstenmeyenetkiler). Eğer hastada açıklanamayan inatçı bulantı, iştah azalması, yorgunluk, kusma, sağ üstkadranda abdominal ağrı, sarılık, idrar renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma gibi bulgu vebelirtiler görülürse TERBONİLE tedavisine son verilmeli ve karaciğer fonksiyonlarıdeğerlendirilmelidir.
Dermatolojik etkiler
Terbinafin tabletleri alan hastalarda ciddi cilt reaksiyonları (örn. Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekrolız, eozinofıli ve sistemik semptomler ile ilaç döküntüsü) çok nadirbildirilmiştir. Eğer ilerleyici cilt döküntüsü oluşursa TERBONİLE tabletleriyle tedavikesilmelidir.
Terbinafin, daha önce psöriyazis veya lupus eritematozusu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır, çünkü pazarlama sonrası dönemde psöriyazis ve kutanöz ve sistemik lupuseritematozus yatkınlığı ve alevlenmesi bildirilmiştir.
Hematolojik etkiler
Terbinafin tabletler ile tedavi edilen hastalarda çok nadir kan diskrazisi (nötropeni, agranülositoz, trombositopeni, pansitopeni) vakaları bildirilmiştir. TERBONİLE tabletlerletedavi edilen hastalarda oluşan herhangi bir kan diskrazisinin etiyolojisi değerlendirilmeli veTERBONİLE tabletler ile tedavinin bırakılması da dahil olmak üzere ilaç rejiminde olası birdeğişiklik hakkında karar verilmelidir.
Böbrek fonksiyonu
Böbrek fonksiyon yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi 50 mL/dak altında olanlar veya serum kreatinini 300 pmol/L üzerinde olanlar) TERBONİLE tabletlerin kullanımı yeterincearaştırılmamıştır, bu nedenle de önerilmez (bkz. bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler).
Diğer ilaçlarla etkileşimler
in vitroin vivo
çalışmalar, terbinafinin CYP2D6 metabolizmasını inhibe ettiğini göstermiştir. Bu nedenle, özellikle terbinafin ile birlikte trisiklik antidepresanlar, beta blokerler, selektifserotonin geri alım inhibitörleri (SSRI), antiaritmikler (İA, İB ve 1C sınıfı içeren) ve B tipimonoamin oksidaz inhibitörleri gibi başlıca CYP2D6 tarafından metabolize edilen ilaçlankullanan hastalar eğer birlikte kullandıklan ilacın tedavi aralığı da darsa takip edilmelidir (bkz.bölüm 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).
Diğer
Retinal ve oküler değişiklik, pansİtopeni, nötropeni, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekrozis görülmesi durumunda tedaviye son verilmelidir.
Sodyum için uyan
Bu tıbbi ürün sodyum içermektedir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer tıbbi ürünlerin terbinafin üzerindeki etkisi:
Terbinafinin plazma klerensi, metabolizmayı indükleyen ilaçlar tarafından hızlandınlabilir ve sitokrom P450'yi inhibe eden ilaçlar tarafından inhibe edilebilir. Bu ilaçlann birliktekullanılması gerektiğinde, TERBONİLE dozaj mm uygun şekilde ayarlanması gerekebilir.
Aşağıdaki tıbbi ürünler terbinafinin etkisini ya da plazma konsantrasyonunu arttırabilir:
Simetidin terbinafinin klerensini % 30 azaltmıştır.
Flukonazol hem CYP2C9 hem de CYP3A4 enzimlerinin inhibisyonu ile terbinafinin C
maks ve EAA değerlerini sırasıyla % 52 ve % 69 arttırmıştır. Maruziyette benzer bir artış, ketokonazol veamiodaron gibi hem CYP2C9 hem de CYP3A4'ü inhibe eden diğer ilaçlar terbinafin ileeşzamanlı olarak kullanıldığında meydana gelebilir.
Aşağıdaki tıbbi ürünler terbinafinin etkisini ya da plazma konsantrasyonunu azaltabilir: Rifampisin terbinafinin klerensini % 100 arttırmıştır.
Terbinafinin diğer tıbbi ürünler üzerindeki etkisi:
Terbinafin aşağıdaki tıbbi ürünlerin etkisini ya da plazma konsantrasyonunu artırabilir:
Kafein:
Terbinafin intravenöz yoldan uygulanan kafeinin klerensini
%
21 azaltmıştır.
Varfarin:
Terbinafin varfarinin etkilerini artırabilir.
Ağırlıklı olarak CYP2D6 ile metabolize edilen bileşikler:
In vitroin vivo
çalışmalar terbinafinin CYP2D6 aracılı metabolizmayı inhibe ettiğini göstermiştir. Bu bulgu, aynı zamanda dar bir terapötik pencereye sahip olan ve özellikle ağırlıklıolarak CYP2D6 ile metabolize edilen trisiklik antidepresanlar (TCA'lar), beta-blokerler, selektifserotonin geri-alım inhibitörleri (SSRITar), antiaritmikler (1 A, İB ve İC sınıfını içeren) ve B tipimonoamin oksidaz inhibitörleri (M AO-F lar) ilaç sınıflarının belirli üyeleri gibi bileşikler için,klinik açıdan anlamlı olabilir (bkz. bölüm 4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri).
Terbinafin desipraminin klerensini % 82 azaltmıştır (bkz. bölüm 4.4. Özel kullanım uyanları ve önlemleri).
Kapsamlı dekstrometorfan (öksürük giderici ilaç ve CYP2D6 prob substratı) metabolizörleri olarak karakterize edilen sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalarda, terbinafin idrardaki
dekstrometorfan/dekstrorfan metabolik oranını ortalama 16 ila 97 kat arttırmıştır. Böylece, terbinafın güçlü CYP2D6 metabolizörlerini, zayıf metabolizör durumuna dönüştürebilir.
TERBONİLE ile eş zamanlı olarak kullanılan ve etkileşimlere yol açmayan ya da ihmal edilebilir etkileşimlere yol açan diğer ilaçlarla ilgili bilgiler:
Sağlıklı gönüllülerde ve
in vitro
koşullarda yapılan çalışmaların bulgularına göre, terbinafin CYP2D6 ile metabolize olanlar hariç olmak üzere (aşağıya bakınız), sitokrom P450 sistemiaracılığıyla metabolize edilen çoğu ilacın (örneğin; terfenadin, triazolam, tolbutamid ya da oralkontraseptifler) klerensini arttırma ya da inhibe etme açısından ihmal edilebilir bir potansiyelesahiptir.
Terbinafin antipirin ya da digoksinin klerensini değiştirmez.
Terbinafinin flukonazolün farmakokinetiği üzerinde bir etkisi yoktur. Ayrıca terbinafin ve potansiyel olarak eş zamanlı kullanılabilen ilaçlar kotrimoksazol (trimetoprim vesülfametoksazol), zidovudin veya teofılin arasında klinik açıdan anlamlı bir etkileşim söz konusudeğildir.
İnsidanslan tek başına oral kontraseptif kullanan hastalardaki insidansla aynı sınırlar içinde kalmakla birlikte, oral kontraseptiflerle eş zamanlı olarak terbinafin kullanan hastalarda bazımenstrüasyon düzensizliği vakaları bildirilmiştir.
Terbinafin aşağıdaki tıbbi ürünlerin etkisini ya da plazma konsantrasyonunu azaltabilir: Terbinafin siklosporinin klerensini % 15 arttırmıştır.
Terbinafin kodein ve tramadolün etkilerini azaltabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir. Çocuklarda kullanımının güvenilirliği kesin olarak kanıtlanmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: B.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Oral kontraseptifler ile eşzamanlı olarak terbinafin tablet alan hastalarda bazı menstrüel düzensizlik vakaları bildirilmiştir; bununla birlikte bu bozuklukların insidansı, tek başına oralkontraseptif alan hastalardaki insidans aralığı içinde kalmıştır.
Gebe kalma potansiyeline sahip kadınlar için özel önerileri destekleyecek veri mevcut değildir.
Gebelik dönemi
Terbinafin için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri sınırlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ileilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. TERBONİLEgebelik sırasında kullanılmamalıdır.
Gebe kadında klinik deneyim sınırlı olduğundan, muhtemel yararlanma beklentisi, muhtemel riskleri geçmediği sürece TERBONİLE gebelik sırasında kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Terbinafin sütle atılır, bu nedenle TERBONİLE tablet tedavisi gören kadınlar emzirmemelidirler.
Üreme yeteneği/Fertilite
İnsan deneyiminden elde edilen bağlantılı bilgiler mevcut değildir. Sıçanlardaki fertilite çalışmaları, fertilite veya üreme performansında olumsuz bulgulara işaret etmemiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
TERBONİLE tabletlerle tedavinin araba sürme ve makine kullanma üzerindeki etkileri üzerine çalışmalar yapılmamıştır. İstenmeyen bir etki olarak baş dönmesi yaşayan hastalar araç vemakine kullanmaktan kaçınmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Klinik çalışmalar veya pazarlama sonrası dönemden elde edilen advers ilaç reaksiyonları MedDRA sistem organ sınıfına göre listelenmektedir. Her bir sistem organ sınıfı içinde adversilaç reaksiyonları sıklığa göre sıralanmaktadır ve en sık reaksiyonlar ilk olarak listelenmektedir.Her bir sıklık gruplaması içinde advers ilaç reaksiyonları azalan ciddiyet sırasına göresunulmaktadır. Ayrıca, her bir advers ilaç reaksiyonu için ilgili sıklık kategorisi aşağıdakigrupları temel almaktadır (CIOMS
III):Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan:
Anemi Çok seyrek:
Nötropeni, agranülositoz, trombositopeni, lenfositopeni, pansitopeni.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
Anafılaktoid reaksiyonlar (anjiyoödemi de içeren), kutanöz ve sistemik lupus eritematozus.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın:
Depresyon Yaygın olmayan:
Anksiyete
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın;
Baş ağrısı Yaygın:
Aguzinin* dahil olduğu disguzi*, sersemlik Yaygın olmayan:
Parestezi, hipoestezi
Göz hastalıkları
Yaygın:
Görme bozuklukları
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan:
Tinnitus
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın:
Gastrointestinal semptomlar (abdominal şişkinlik, iştah azalması, dispepsi, bulantı, hafif karın ağrısı, ishal)
Hepato-bilier hastalıklar
Seyrek:
Karaciğer yetmezliği, hepatit, sanlık, kolestaz, karaciğer enzimlerinde artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygın:
Ürtiker, deri döküntüsü Yaygın olmayan:
Fotosensitivite reaksiyonu Çok seyrek:
Stevens-Johnson Sendromu, toksik epidermal nekroliz, akut jeneralize ekzantematöz püstülozis, eritema multiforme, toksik cilt döküntüsü, eksfoliyatif dermatit, büllöz dermatit.
Deride ilerleyici kızarıklık ve döküntü olursa TERBONİLE tedavisine devam edilmemelidir. Psöriasiform döküntüler veya psöriyaziste şiddetlenme.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygın:
Kas iskelet reaksiyonları (artralji, miyalji)
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın olmayan:
Yüksek ateş Yaygın:
Yorgunluk
Araştırmalar:
Yaygın olmayan:
Kilo azalması**
*!lacın kesilmesinden sonra birkaç hafta içinde ortadan kalkan, aguziyi içeren hipoguzi. Uzayan hipoguzinin görüldüğü münferit vakalar bildirilmiştir.
**Disguziye sekonder olarak kilo kaybı görülmüştür.
Spontan raporlarda ve literatür vakalarındaki advers ilaç reaksiyonları (sıklık bilinmiyor)
Aşağıdaki advers ilaç reaksiyonları, spontan vaka raporları ve literatür vakaları aracılığıyla terbinafın ile pazarlama sonrası deneyimden elde edilmiştir. Bu reaksiyonlar belirsiz boyutta birpopülasyondan isteğe bağlı olarak bildirilmiş olduğunda, sıklığın güvenilir bir şekilde tahminedilmesi mümkün değildir ve dolayısıyla bilinmiyor olarak kategorize edilmiştir. Advers ilaçreaksiyonları MedDRA'daki sistem organ sınıflarına göre 1 istelerimiştir. Her bir sistem organsınıfı içinde ADR'ler azalan ciddiyete göre sunulmaktadır.
Spontan raporlar ve literatürden elde edilen advers ilaç reaksiyonları (sıklık bilinmiyor) Bağışıklık sistemi hastalıkları
Anafılaktif reaksiyon, serum hastalığı benzeri reaksiyon
Sinir sistemi hastalıkları
Kalıcı anosmi dahil olmak üzere anosmi, hiposmi
Göz hastalıkları
Bulanık görme, görme keskinliğinde azalma
Kulak ve iç kulan hastalıkları
Hipoakuz, duyma bozukluğu
Vasküler hastalıklar
Vaskülit
Gastrointestinal hastalıklar
Pankreatit
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Eozinofıli ve sistemik semptomlarla birlikte deri döküntüsü
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Rabdomiyoliz
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Grip benzeri hastalık
Araştırmalar
Kan kreatinin fosfokinaz artışı
4.9. Doz aşımı ye tedavisi
Birkaç doz aşımı olgusu (5 g'a kadar) bildirilmiştir, baş ağrısı, bulantı, epigastrik ağrı ve baş dönmesi oluşmuştur. Doz aşımının önerilen tedavisi esas olarak aktif kömür uygulayarak ilacıneliminasyonu ve eğer gerekirse, semptomatik destekleyici tedaviden ibarettir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sistemik antifungaller
ATCkodu: D01B A02
Terbinafin, allilamin olup,
TrichophytonT. rubrum, T. mentagrophytes, T. verrucosum, T. tonsurans, T. violaceum),cani s), Epidermophytorı floccosumCandidaalbicans)Pityrosporum
gibi deri, saç ve tırnağın fungal patojenlerine karşıgeniş bir etki spektrumuna sahiptir. Düşük konsantrasyonlarda dermatofitlere, küf mantarlarınave dimorfik mantarlara karşı fungusidal etki gösterir. Maya mantarlarına karşı etkinliği, mantarıntürüne göre fungusidal veya fungustatik özelliktedir.
Terbinafin, mantarın sterol biyosentezini erken dönemde spesifik olarak engeller. Bu durum ergosterol yetmezliğine ve intrasellüler skualen birikimine yol açarak, mantar hücresinin ölümüile sonuçlanır. Terbinafin, mantar hücre membranında skualen epoksidaz enzimi inhibisyonuyolu ile etki gösterir. Skualen epoksidaz e
nziminin
sitokrom P450 sistemi ile bir bağlantısıyoktur.
ilaç oral olarak verildiğinde, terbinafin deri, saç ve tırnaklarda fungusidal aktivite oluşturacak düzeyde birikir.
Klinik çalışmalar
Onikomikoz:
Terbinafin tabletin onikomikoz tedavisindeki etkililiği, ayak tırnağı ve/veya el tırnağı enfeksiyonları olan hastalarda yürütülen, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda gösterilmiştir.
12 haftalık tedavinin ardından 36 haftalık takip sonrası değerlendirilen ayak tırnağı onikomikozu çalışmasında hastaların % 70'inde eşzamanlı olarak negatif KOH ve negatif kültür görülmesi iletanımlanan mikolojik iyileşme gözlenmiştir. Hastaların % 59'unda tedavi etkili olmuştur(mikolojik iyileşmenin yanı sıra % 0 tırnak tutulumu veya > 5 mm yeni etkilenmemiş tırnakbüyümesi); hastaların
%
38'inde mikolojik iyileşmeye ek olarak klinik iyileşme (% 0 tırnaktutulumu) gözlenmiştir.
6 haftalık tedavinin ardından 18 haftalık takip sonrası değerlendirilen el tırnağı onikomikozu çalışmasından elde edilen sonuçlar, hastaların
%%
59'unda mikolojik ve klinik iyileşmesağlandığım göstermiştir.
Onikomikoz için tedavi başarısına kadar geçen ortalama süre, ayak tırnağı çalışmasında yaklaşık 10 ay ve el tırnağı çalışmasında 4 ay olarak belirlenmiştir. Ayak tırnağı çalışmasında, klinik
iyileşme sağlandıktan en az altı ay ve terbinafin tedavisi tamamlandıktan en az bir yıl sonra değerlendirilen hastalarda klinik nüks oranı yaklaşık % 15 olarak belirlenmiştir.
Tinea capitis (Saç mantarı):
Üç karşılaştırmalı etkililik çalışmasında % 97'den fazlası çocuk olan toplam 117 hastaya oral terbinafin (günde bir defa 62.5 - 250 mg) verilmiştir. 4 hafta boyunca terbinafin veya 8 haftaboyunca griseofulvin günde bir defa akşam öğünü sonrası uygulanmıştır. Negatif mikolojitestleri ve semptomlarda azalma şeklinde tanımlanan etkililik, 8. haftada ve takip muayenesinde(ilk iki çalışmada 12. haftada ve üçüncü çalışmada 24. haftada) değerlendirilmiştir. Üç çalışmadaterbinafin verilen hastaların sırasıyla % 85, % 88 ve % 72'sinde takipte negatif mikoloji testsonuçlan elde edilmiştir, griseofulvin için bu oranlar % 73, % 89 ve % 69 bulunmuştur.Griseofulvin verilen hastaların % 66, % 74 ve %v 59'una kıyasla terbinafin ile tedavi edilenhastalann % 82, % 78 ve % 69'unda tedavi etkili (negatif mikoloji ve belirti ve bulgulann hiçolmaması veya hafif şiddette olması) bulunmuştur. İlk çalışmadaki farkın terbinafin lehineistatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür.
TrichophytonMicrosporumTrichophytonMicrosporumTrichophyton
türünün neden olduğu T. capitiste tedavi süresini 6-8 haftadan sadece 2-4haftaya düşürdüğünü göstermektedir.
Tinea capitisli hastalarda gerçekleştirilen faz II klinik çalışmalarda, 588 çocuk için bildirilen advers olaylann genellikle hafif şiddetli olduğu, nispeten seyrek görüldüğü ve çoğunluklatedaviyle aralarında kesin olmayan bir ilişki olduğu belirlenmiştir. SGPT düzeylerinde artışa dair11 ve tat kaybına dair 1 rapor alınmıştır. Diğer olaylar arasında hafif şiddetli gastrointestinalsemptomlar veya deri semptom lan ve interküran enfeksiyonlar olduğunu gösteren laboratuvarbulgulan yer almaktadır.
Oral tedavinin enfeksiyonun yeri, şiddeti ve boyutu nedeniyle genel olarak uygun kabul edildiği, deride görülen mantar enfeksiyonlan (tinea corporis, tinea cruris, tinea pedis) ve
CandidaCandida aibicans
) neden olduğu maya enfeksiyonlan:
İkisi 4 haftalık plasebo kontrollü, biri 6 haftalık aktif kontrollü (griseofulvin 250 mg) üç çalışmada günde iki defa 125 mg terbinafin Tinea corporis/crurisin tedavisinde plasebo vegriseofulvine kıyasla istatistiksel olarak daha üstün bir etkililik (negatif mikoloji testleri ve kliniksemptomlarda azalma) göstermiştir.
Çift kör, plasebo kontrollü ve 4 haftalık bir çalışmada, günde iki defa terbinafin 125 mg kutanöz kandidiyazisi olan hastalarda plaseboyla karşılaştırılmıştır. Terbinafin kolundaki hastaların %29'u ve plasebo kolundaki hastalann % 17'si tedavi sonunda mikolojik iyileşme sergilemiş veterbinafin ile tedavi edilen hastalann % 67'sinde takibin sonunda negatif mikolojik sonuçlar eldeedilmiştir. Yukarıdaki yanıt oranlan göz önünde bulundurulduğunda, 2 hafta terbinafin tedavisiiçin minimum süre olmalıdır ve hastaların yaklaşık yarısında iyileşme için 3-4 haftalık tedaviyeihtiyaç duyulmaktadır.
Biri plasebo, diğeri aktif (günde 2 kez 250 mg griseofulvin) kontrollü iki çift kör çalışmada Tİnea pedis tedavisinde günde iki defa terbinafin 125 mg'ın etkililiği değerlendirilmiştir.Terbinafin alan hastaların % 65'i takipte mikolojik iyileşme bildirirken, plaseboyla tedavi edilenhastalann hiçbiri tedaviye yanıt vermemiştir. Diğer çalışmada, terbinafin 6 haftalık tedavisonrasında takipte terbinafin griseofulvinden daha etkili (sırasıyla % 45 ve %38) bulunmuştur.10 ay sonraki gözlemde terbinafin ve griseofiılvin alanlarda sırasıyla % 94 ve % 30'luk iyileşmebildirilmiştir.
5.2. Farmakokinetik Özellikler
Emilim:
Oral uygulamayı takiben terbinafin iyi emilir (> % 70) 250 mg terbinafin tekli oral doz uygulamadan sonraki 1.5 saat içinde 1.3 mikrogram/mL'lik bir ortalama doruk plazmakonsantrasyonuna yol açmıştır. Kararlı durumda (% 70 kararlı duruma yaklaşık 28 gün içindeulaşılmıştır) tekli doza kıyasla terbinafınin doruk konsantrasyonu ortalama % 25 daha yüksektirve plazma E AA 2.3 kat artış göstermiştir.
Terbinafınin biyoyararlanımı besinlerden orta düzeyde etkilenmektedir (EAA'da % 20'den daha düşük bir artış); fakat bu düzey doz ayarlamalarını gerektirecek kadar yüksek değildir.
Dağılım:
Terbinafin plazma proteinlerine güçlü olarak bağlanır (% 99). Deriye hızla diflüze olup lipofilik stratum comeumda birikir. Terbinafin ayrıca yağ bezlerinden de salınır, böylelikle kılfoliküllerinde, saç ve yağdan zengin deri bölgelerinde yüksek konsantrasyonlar oluşturur. Ayrıcaterbinafınin tedavinin ilk birkaç haftasından itibaren tırnak yatağına dağılma özelliği de vardır.
Bivotransformasvon:
Terbinafin, CYP2C9, CYP1A2, CYP3A4, CYP2C8 ve CYP2C19 başta olmak üzere en az 7 CYP izoenzimi tarafından hızla ve büyük oranda metabolize edilir.
Eliminasvon:
Plazma EAA'sındaki artıştan efektif yan ömür ~30 saat olarak hesaplanmaktadır. Çoklu doz uygulaması ve bunu takiben uzatılmış kan örneklemesi, yaklaşık 16.5 günlük bir terminal yarıömür ile birlikte bir trifazik eliminasyona işaret etmiştir.
Bivovaralanım:
İlk geçiş metabolizmasının bir sonucu olarak terbinafınin, terbinafin tabletlerden mutlak biyoyararlanımı yaklaşık % 50'dir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Geriyatrik:
Terbinafinin kararlı durum plazma konsantrasyonlarında yaş ile bağlantılı farmakokinetik değişiklikler gözlenmemiştir.
Pedivatrik:
Çocuklarda kullanımının güvenilirliği kesin olarak kanıtlanmamıştır.
İki yaşın üzerindeki çocuklarda terbinafın tabletin iyi tolere edildiği gözlenmiştir.
Böbrek - Karaciğer yetmezliği:
Böbrek veya karaciğer bozukluğu olan hastalarda terbinafınin yüksek kan düzeylerine çıkması ile sonuçlanan eliminasyon yavaşlaması olabilir.
Daha Önceden karaciğer hastalığı bulunan veya böbrek fonksiyonları bozuk olan (kreatinin klerensi <50 mL/dak) hastalarda yapılan tek doz farmakokinetik çalışmalar terbinafın tabletlerinklerensinin yaklaşık % 50 oranında azalabildiğini göstermiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Sıçan ve köpeklerde uzun süreli yapılan çalışmalarda (1 yıla kadar) günde 100 mg/kg a kadar oral dozlara kadar hiç bir belirgin toksik etkiye rastlanmamıştır. Yüksek oral dozlarda, karaciğerve de büyük bir olasılıkla böbrekler potansiyel hedef organlar olarak tanımlanmıştır.
Farelerde yapılan 2 yıllık karsinoj eni site çalışmasında, günde 130 (erkek) ve 156 (dişi) mg/kg'a kadar dozlarda bu uygulamalara bağlı olarak hiç bir neoplastik veya diğer anormal bulguyarastlanılmamıştır. Sıçanlarda yapılan 2 yıllık oral karsinojenisite çalışmasında, en yüksek 69mg/kg dozda erkelerde karaciğer tümörlerinde artış gözlenmiştir. Fare veya diğer çalışmalardakifare, köpek veya maymunlarda karsinoj eni site görülmediğinden bu peroksizom proliferasyonuile ilişkili olabilen değişikliklerin türe spesifik olduğu gösterilmiştir.
Maymunlarda yapılan yüksek doz çalışmalarında, yüksek dozlarda (toksik olmayan etkili düzey 50 mg/kg) retinada refraktil bozukluklar gözlenmiştir. Oküler dokuda terbinafın metabolitivarlığına bağlı olan bu bozukluklar ilaç kesildikten sonra ortadan kalkmıştır.
Juvenil sıçanlarda yapılan 8 haftalık bir oral çalışmada 100 mg/kg/gün'e yakın bir dozun toksik olmayan etki düzeyi (no-toxic effect level: NTEL) olduğu görülmüş olup tek bulgu hafif artmışkaraciğer ağırlığı olmuştur; olgunlaşma dönemindeki köpeklerde ise > 100 mg/kg/gün ile(çocuklardakinin yaklaşık 13x (erkek) ve 6x (dişi) katı EAA değerleri), bazı hayvanlardakikonvülziyon ataklan da dahil merkezi sinir sistemi (MSS) bozukluğu bulgulan gözlenmiştir.Erişkin sıçan ya da maymunlara intravenöz terbinafın uygulamasıyla yüksek maruziyetsağlandığında da benzer bulgular gözlenmiştir.
Standart
in vitroin vivo
genotoksisite test serisinde mutajenik veya klastojenik potansiyel belirtisi görülmemiştir.
Sıçan ve tavşanlarda yapılan çalışmalarda fertiliteye veya diğer üreme parametreleriyle ile ilişkili hiç bir advers etki gözlenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mikrokristalin selüloz Sodyum nişasta glikolat
Hidroksipropil metil selüloz Kolloidal anhidrus silikaMagnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen bir geçimsizliği yoktur.
6.3. Raf ömrü
60 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
14 ve 28 adet tablet içeren Al/PVC/PVDC blisterlerde kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda sunulmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atık Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklan Kontrol Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
BİLİM İLAÇ SAN. ve TİC. A.Ş.
34440 Beyoğlu-İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
205/91
9. RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 08.06.2005 Ruhsat yenileme tarihi: 28.04.2011
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
13/13