Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Boselix 125mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

Kalp Damar Sistemi » Antihipertansif İlaçlar (Yüksek Tansiyon İlaçları) » Diğer Antihipertansifler » Diğer Antihipertansif İlaçlar » Bosentan

KISA URUN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

BOSELİX 125 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde:

Her bir film kaplı tablet 125 mg bosentana eşdeğer 129,08 mg bosentan monohidrat içerir.

Yardımcı maddeler:

Sodyum nişasta glikolat 10,00 mg
Lesitin (soya (E322)) 0,21 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORMU

Film kaplı tablet
Beyaz renkli, bikonveks, yuvarlak film kaplı tabletler

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1 Terapötik endikasyonlar

-Egzersiz kapasitesi ve semptomlarının düzeltilmesi için fonksiyonel kapasitesi NYF(A II, III veya IV olan;
-Primer (idiyopatik ve familyal) pulmoner arteriyel hipertansiyon,
-Belirgin intersitisyel pulmoner hastalığın eşlik etmediği, sklerodermaya bağlı p|ulmoner arteriyel hipertansiyon,
-Ameliyat edilemeyen konjenital sistemik-pulmoner şanta bağlı gelişen p|ulmoner arteriyel hipertansiyon ile Eisenmenger fizyolojisi.
-BOSELİX ayrıca dijital ülseri olan sistemik skleroz hastalarında yeni dijital ülser ^ayısının azaltılmasında endikedir.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloj i/uygu lam a sıklığı ve süresi:

Tabletler oral olarak sabahlan ve akşamlan yiyeceklerle birlikte ya da yalnız başına alınabilir. Tabletler su ile birlikte yutulmalıdır.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon:
Tedavi yalnızca pulmoner arteriyel hipertansiyon konusunda deneyimli uzmah hekim tarafından başlatılıp, izlenmelidir. Erişkinlerde BOSELİX tedavisi 4 hafta boyunca iünde iki kez 62.5 mg dozdan başlatılmalı ve günde iki kez 125 mg'lık idame dozuna çıkarılmalıdır.
2 yaşında ve daha büyük pediyatrik hastalar için optimal idame dozu kontrollü çalı ^malarda belirlenmemiştir. Ancak pediyatrik farmakokinetik veriler, bosentan plazma konsantrasyonunun ortalama olarak çocuklarda yetişkinlerden daha düşük olduğunu ve bosentan dozunun günde iki defa 2 mg/kg'ın üzerine çıkarılması ile yükselmediğini
göstermektedir (Bkz. Bölüm 5.2). Bu farmakokinetik verilere göre, yüksek dozların daha
i
etkin olmadığı ve dozun artırılmasına bağlı olarak yan etki görülme oranında artışın göz ardı edilemeyeceği ortaya konulmaktadır. Çocuklarda günde iki defa 2 mg/kg'dan 4 mg/kg'a kadar dozda ilacın etkililik/güveni ilik oranının incelendiği klinik çalışma bulunmamaktadır.
2 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda sınırlı sayıda klinik deneyim bulunmaktadır.
En az 8 haftalık BOSELIX tedavisine rağmen (en az 4 haftalık hedef doz) klinik: bozulma olması durumunda (örn. 6 dakika yürüme testi mesafesinde tedavi ö kıyaslandığında en az %10 azalma), alternatif tedaviler düşünülmelidir. Bununla haftalık BOSELİX tedavisine cevap vermeyen bazı hastalar ilave 4 ile 8 haftalık ek olumlu yanıt verebilmektedir.
tabloda ncesi ile raber, 8 tedaviye

be

BOSELlX tedavisine rağmen (birkaç aylık tedavi sonrasında) gecikmiş klinik bozulma tablosunun oluşması durumunda, tedavi yeniden değerlendirilmelidir. Günde iki kezj 125 mg BOSELİX tedavisine iyi yanıt vermeyen bazı hastalarda doz günde iki kez 2:50 mg'a çıkarıldığında egzersiz kapasitelerinde hafif iyileşme olduğu gözlenmiştir. Karaciğer toksisitesinin doza bağlı olduğu göz önüne alınarak dikkatli bir risk-fayda değerlendirmesi yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).
Süregelen dijital ülserli sistemik skleroz
Tedavi yalnızca sistemik skleroz konusunda deneyimli uzman hekim tarafından başlatılıp izlenmelidir.
BOSELİX tedavisi 4 hafta boyunca günde iki kez 62.5 mg dozdan başlatılmalı ve g]ünde iki kez 125 mg'lık idame dozuna çıkarılmalıdır.
Bu endikasyon için kontrollü klinik çalışma deneyimi 6 ay ile sınırlıdır (Bkz. Bölüm 5
.1).

Hastanın tedaviye yanıtı ve devam tedavisinin gerekliliği belirli atalıklarla değerlendirilmelidir. Bosentanın karaciğer toksisitesi göz Önünde bulundurularak ıjisk/yarar
değerlendirmesi dikkatle yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). S

i

j
ı
18 yaşın altındaki hastalarda güvenlilik ve etkililik ile ilgili veri yoktur. Bu hastalığa sahip
genç çocuklarda bosentan için kinetik veri bulunmamaktadır. |

i

{
Tedavinin kesilmesi j
Bosentan tedavisinin aniden kesilmesi ile ilgili olarak sınırlı deneyim bulunmaktac|ır. Akut rebound (geri tepme) ile ilgili olarak herhangi bir bulgu elde edilmemiştir. Bununl^ beraber olası rebound etkisine bağlı klinik bozulmayı önlemek üzere, kademeli doz azaltılmadı (3 ile 7 gün boyunca dozun yarıya indirilmesi) düşünülmelidir. Tedavinin kesilmesi esnasırjda hasta daha sıkı bir şekilde takip edilmelidir. BOSELİX tedavisinin kesilmesine karar gerilmesi
halinde alternatif tedaviye başlanırken, BOSELİX tedavisine kademeli olajak son
i
verilmelidir,

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Karaciğer yetmezliği:i

I
Hafif derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur (örn. Child-Pugh Sınıf A) (Bkz. Bölüm 5.2). BOSELİX, orta düzeyden ileri düzeye kadar karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.2).

Böbrek yetmezliği:j


Böbrek yetmezliği olan hastalarda ve diyaliz hastalarında herhangi bir doz ayarlamasına gerek

)


yoktur (Bkz. Bölüm 5.2). |
)
i

Geriyatrik popülasyon:j


65 yaş üzeri hastalarda herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur. |
|

j

4.3. Kontrendikasyonlar

- Bosentan ya da ürünün içeriğindeki maddelerinden herhangi birisine karşı aşırı hassasiyet
- Orta düzeyden ileri düzeye kadar karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf B veya C), (Bkz. Bölüm 5.2)
- Normalin üst limitinden 3 kat daha fazla olan karaciğer aminotransferaz değerleri: aspartat aminotransferaz (AST) ve/veya alanin aminotransferaz (ALT) (Bkz. Bölüm 4.4)
- Siklosporin A ile birlikte kullanım (Bkz. Bölüm 4.5)

j

- Hamilelik (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6) |
j
- Gebelikten korunmak için güvenilir bir korunma yöntemi kullanmayan ve gejbe olma
i
olasılığı bulunan kadınlar (Bkz. Bölüm 4.4, 4.5 ve 4.6).

j


BOSELİX ürünü soya yağı ihtiva eder. Eğer fıstık ya da soyaya aleıjiniz varsa bu tıtjbi ürünü
kullanmayınız. ]
ı
!

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Bosentanın etkililiği ciddi pulmoner arteriyel hipertansiyonu olan hastalarda gösterilmemiştir. Klinik durumun kötüleşmesi durumunda hastalığın ileri safhasında tavsiye edilen jiiğer bir tedaviye (öm:epoprostenol) geçilmesi göz önünde bulundurulmalıdır (Bkz. Bölüm 4.^).
WHO fonksiyonel sınıf I olan pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında bcsentanın risk/fayda dengesi belirlenmemiştir.

j


|
BOSELİX tedavisi sistemik sistolik kan basıncının sadece 85 mmHg'den yükselt olması
halinde başlatılmalıdır.

i


i
I
Bosentanın var olan dijital ülserlerin iyileşmesinde yararlı etkilerinin olduğu gösteriİnmemiştir.
Karaciğer fonksiyonu !

j

Bosentan ile ilişkin karaciğer aminotransferaz (örneğin aspartat aminotransferaz (AST) ve/veya alanın aminotransferaz (ALT)) değerlerinde yükselmeler doza bağlıdır. Tipile olarak, karaciğer enzimlerindeki değişiklikler tedavinin ilk 26 haftasında görülmektedir ancak
tedavinin ilerleyen safhalarında da ortaya çıkabilir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu artışlar! kısmen
ı
i
hepatositlerden safra tuzlan eliminasyonunun kompetitif inhibisyonuna bağlıj olarak gerçekleşebilmektedir ve kesin olarak saptanmamış olmakla birlikte, başka mekanizmalann da karaciğer yetmezliği ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Bosentanın hepatositlerde birikeceği ve olası ciddi karaciğer hasarına ya da immünolojik mekanizmaya varanj sitolize neden olabileceği göz önüne alınmalıdır. Karaciğer yetmezliği riski aynı zamanda bosentanın, rifampisin, glibenklamid ve siklosporin A gibi safra tuzu atım pompası (BSEP) inh^bitörleri olan ilaçlarla birlikte alınması durumunda da artabilir ancak bu konudaki veriler şınırlıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.5).

Tedavi öncesinde ve tedavi sırasında aylık aralıklarla karaciğer aminotrajnsferaz seviyeleri ölçülmelidir. Bunun yanı sıra, karaciğer aminotransferaz seciyeleri herhangi bir doz artışından 2 hafta sonra yeniden ölçülmelidir.j

ALT/AST yükselmesi durumunda tavsiyelerj

ALT/AST seviyeleri Tedavi ve gözlem tavsiyelerij

> 3 ve <5 x ULN Bir başka karaciğer testi ile doğrulanır; doğrulanması jıalinde,
günlük dozu azaltılır ya da tedavi durdurulur (Bkz. Böl^im 4.2) ve en az iki haftada bir aminotransferaz seviyeleri Aminotransferaz seviyelerinin tedavi öncesi değerleme geri dönmesi halinde tedaviye devam edilmesi ya da aşağıda açıklanan şartlar doğrultusunda BOSELİX tedavisine peniden başlaması değerlendirilir.
> 5 ve <8 x ULN Bir başka karaciğer testi ile doğrulanır, doğrulanması jıalinde,
tedavi durdurulur ve en az iki haftada bir aminotransferaz
J
seviyeleri ölçülür. Aminotransferaz seviyelerinin tedavij öncesi değerlere geri dönmesi halinde aşağıda açıklanan şartlar doğrultusunda BOSELİX tedavisine devam edilip edilmeyeceği
değerlendirilir.

j

ı
> 8 x ULN Tedavi durdurulmalıdır ve yeniden BOSELİX tecjavisine
başlanması düşünülmemelidir. j
Karaciğerin zarar görmesi ile ilgili klinik semptomların oluşması halinde örn. mide bulantısı, kusma, ateş, karın ağrısı, sarılık, sıra dışı letaıji ya da yorgunluk, grip penzeri
sendromlar (artralji, miyalji, ateş) gibi

tedavi durdurulmalı ve yeniden

BojsELİX
!

tedavisine başlanması düşünülmemelidir.

Tedaviye yeniden başlanması
BOSELİX tedavisine yeniden başlanması yalnızca BOSELİX tedavisinin olası faydalarının olası risklerden çok daha fazla olması ve karaciğer aminotransferaz seviyelerinin] tedavi öncesi değerler içerisinde olması halinde düşünülmelidir. Hepatoloji uzmanının görüşleri alınmalıdır. Yeniden tedavi, bölüm 4.2'de açıklanan detaylar doğrultusunda uygulanmalıdır.

Tedaviye yeniden başlanmasının ardından 3 gün içerisinde ve tekrar 2 hafta sonra ye yukarıdaki tavsiyeye uygun olarak karaciğer aminotransferaz seviyeleri kontrol edilmelidir.

JLN = (Upper Limit of Normal) Normalin üst limiti
Hemoglobin konsantrasyonu Bosentan ile tedavide doza bağlı olarak hemoglobin konsantrasyonunda azalma olabillir (Bkz.
Bölüm 4.8). Plasebo kontrollü çalışmalarda, hemoglobin konsantrasyonlarında bbsentana
)
bağlı düşüşler ilerleyici değildir, tedavinin ilk 4-12 haftasından sonra stabil hajle gelir. Hemoglobin konsantrasyonlarının tedaviye başlamadan önce, tedaviye başladıktan sonraki ilk
4 ay boyunca her ay ve bunun ardından üç ayda bir düzenli olarak kontrol edilmesi tavsiye edilir. Hemoglobin konsantrasyonlarında klinik olarak anlamlı bir düşüş olursa bunujı nedeni ve özel bir tedavi gerekliliği değerlendirilmeli ve araştırılmalıdır. İlacın pazarlanıp sonrası döneminde kırmızı kan hücresi transfuzyonu gerektiren anemi vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). |
Gebe kalma potansiyeli olan kadınlarda kullanımı

J

Güvenilir bir doğum kontrol yöntemi uygulamayan (Bkz. Bölüm 4.5) ve tedavi öncesi gebelik testi negatif çıkmayan kadınlarda (Bkz. Bölüm 4.6) BOSELİX tedavisi başlatılmamaljdır.
)
Gebe kalma potansiyeli olan kadınlarda tedaviye başlamadan önce hamileliğin Mmadığı kontrol edilmeli, güvenilir korunma yöntemlerine dair tavsiyede bulunulmalı ve güvenilir bir korunma yöntemi kullanılmaya başlanmalıdır. Hasta ve hekimler, BOSELİX 'in olası farmakokinetik etkileşimlerinden dolayı tek başına kullanılan hormonal koruma ajanlarını (oral, enjeksiyon, transdermal, implant formlar) etkisiz hale getirebileceğini dikkatfe almalı (Bkz. Bölüm 4.5) ve ilave veya alternatif güvenilir korunma yöntemlerini de kullanmalıdır. Hangi korunma yönteminin kullanılacağına dair çekinceler varsa, bir jinekologa danışılması tavsiye edilir.
BOSELİX tedavisi sırasında hormonal kontraseptiflerin etkisiz kalması ve ayrıca pjulmoner
)
arteriyel hipertansiyonun gebelik ile kötüleşmesi risklerinden dolayı, hamileliğijı erken
saptanmasına olanak vermek amacıyla, BOSELİX tedavisi sırasında her ay gebejlik testi
i
yapılması tavsiye edilir. i
!
j
Pulmoner ven tıkanıklığı !
Vazodilatör ilaçlar (özellikle prostasiklin) pulmoner ven tıkanıklığı olan hastalarda kullanıldığında pulmoner ödem vakaları rapor edilmiştir. Sonuç olarak, pulmoner ;irteriyel hipertansiyonu bulunan hastalarda BOSELİX kullanıldığında pulmoner ödem belirtilerinin ortaya çıkması halinde, buna bağlı olarak ven tıkanıklığı hastalığı olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Pazarlama sonrası dönemde, pulmoner ven tıkanıklığı şüphesi j olan ve bosentan ile tedavi edilen hastalarda nadiren pulmoner ödem bildirilmiştir.

i

i
Sol ventriküler yetmezliği olan pulmoner arteri yel hipertansiyon hastaları i
Pulmoner arteriyel hipertansiyon ve aynı zamanda sol ventriküler yetmezliği bulunanj hastalar üzerinde belirli bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bununla beraber, ciddi kroıjıik kalp yetmezliği bulunan 1611 hasta (804 bosentan ve 807 plasebo) ortalama 1.5 yıl Jboyunca plasebo kontrollü bir çalışma ile tedavi edilmiştir (Çalışma AC-052-301/302 [EOSfABLE 1&2]). Bu çalışmada bosentan ile tedavide ilk 4-8 hafta boyunca kronik kalp yetmezliğine bağlı olarak hastaneye yatışta bir artış olmuş ve bunun muhtemel nedeni olarak da sıvı tutulması gösterilmiştir. Bu çalışmada, sıvı tutulması, hızlı kilo alımı, düşen hemoglobin konsantrasyonu ve bacak ödeminde artışla kendini göstermiştir. Bu çalışmanın sonuıjda, kalp rahatsızlığı ile hastaneye yatan vakalarda ve ölümlerde bosentan ya da plasebo alanl hastalar arasında herhangi bir fark görülmemiştir. Sonuç olarak, hastaların özellikle ciddi Idüzeyde sistolik yetmezliği bulunması durumunda kilo alma vb. şeklinde sıvı tutulması sempt|mlanna karşı kontrol altında tutulmaları tavsiye edilir. Sıvı tutulması görülmesi halinde, j diüretik tedavisine başlanması ya da mevcut diüretik dozunun arttırılması önerilir. Diüretik | tedavisi sıvı tutulması bulgulan olan hastalarda BOSELİX tedavisinden önce başlatılmalıdır. |
HIV enfeksiyonu ile ilişkili pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalan Antiretroviral ilaç kullanan HIV enfeksiyonu ile ilişkili pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında bosentan kullanımı ile ilgili sınırlı sayıda klinik çalışma deneyimi bulunmaktadır (Bkz. Bölüm 5.1). Sağlıklı kişiler ile yapılan bosentan ve lopinavir+ritonavir arasındaki etkileşim çalışmasında, bosentanın plazma konsantrasyonunda tedavinin ilk 4 günü ^oyunca maksimum olmak üzere artış görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.5). Proteaz inhibitörleri desteği ile birlikte ritonavir tedavisine ihtiyaç duyan hastalarda BOSELİX tedavisi başlandığında başlangıç safhasında hipotansiyon riski ve karaciğer fonksiyon testleri açısından pastanın BOSELİX'e karşı toleransı yakından izlenmelidir. Bosentan antiretroviral ilaçlar ilej birlikte kullanılırken uzun vadede hepatik toksisite ve hematolojik yan etkilerin artışı ^öz ardı edilemez. Bosentanın CYP450 üzerine indükleyici etkisinin (Bkz. Bölüm 4.5) sonucu olarak potansiyel etkileşim nedeniyle antiretroviral tedavinin etkinliği değişebileceği için bu hastalar HIV enfeksiyonlan açısından da yakından izlenmelidir.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) bağlı pulmoner hipertansiyon

j

i
Ciddi KOAH (GOLD sınıflandırmasına göre evre III)'a bağlı pulmoner hipertansiyonu olan
i
11 hastada yapılan araştırma amaçlı, kontrolsüz 12 haftalık bir çalışma ile bc|sentanın güvenliliği ve toleransı incelenmiştir. Dakikadaki ventilasyonda artış ve oksijen
saturasyonunda azalma gözlenmiştir. En sık görülen advers olay, bosentan kullanımının
ı
bırakılmasıyla iyileşen dispnedir.

j

ı
|
Diğer tıbbi ürünlerle birlikte kullanımı |
Glibenklamid: Karaciğer aminotransferazl arında artış riski nedeniyle b|)SELİX glibenklamidle birlikte kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5). Antidiyabetik tedavi gerektiren
hastalarda alternatif bir antidiyabetik tıbbi ürün kullanılmalıdır.
i
Flukonazol: BOSELİX'in fiukonazol ile birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.5). Her ne kadar bu konuda bir çalışma bulunmasa da bu kombinasyon bdsentanm
]
plazma konsantrasyonlarında büyük artışlara neden olabilir.

j

Rifampisin: BOSELİX' in rifampisin ile birlikte kullanımı tavsiye edilmez (Bkz. Bölüm 4.5).
Hem CYP3A4 inhibitörü hem de CYP2C9 inhibitörü ile birlikte alınmasından kaçınjılmahdır (Bkz. Bölüm 4.5).
Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; bju dozda
I
herhangi bir yan etki beklenmemektedir. I

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri |

Bosentan, sitokrom P450 (CYP) izoenzimleri CYP2C9 ve CYP3A4'ü indükler. ^.yrıca

in vitroi

birlikte kullanıldığında, bu izoenzimler ile metabolize olan ilaçların plazma konsantrasyonları düşecektir. Bu izoenzimler ile metabolize olan tıbbi ürünlerin etkililiğinin değişme olasılığı
göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ürünlerin dozajı, birlikte BOSELİX tedavisine başlanması,
ı
dozunun değişmesi veya kesilmesinden sonra ayarlanmalıdır.
Bosentan CYP2C9 ve CYP3A4 ile metabolize edilir. Bu enzimlerin inhibisyonu bosentan plazma konsantrasyonunu (bkz. ketakonazol) artırabilir. CYP2C9 inhibitörlerinin bosentan konsantrasyonu üzerinde herhangi bir çalışması mevcut değildir. Kombinasyon dikkatle kullanılmalıdır. Özellikle CYP2C9 ve bir ölçüye kadar CYP3A4 inhibe eden flukoıkazol ile birlikte kullanımı bosentanın plazma konsantrasyonlarında büyük artışlara neden | olabilir. Kombinasyon tavsiye edilmez. Aynı nedenden ötürü, güçlü bir CYP3A4 inhibjitörünün
(ketakonazol, itrakonazol ve ritonavir gibi) ve CYP2C9 inhibitörünün (vorikona^ol gibi)
• . . . !
BOSELIX ile birlikte kullanımı tavsiye edilmemektedir. i

i

!
Spesifik etkileşim çalışmaları sonucunda şunlar görülmüştür: ]
Siklosporin-A
BOSELİX ve siklosporin-A'nın (kalsinürin inhibitörü) birlikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Birlikte alındığında bosentan başlangıç konsantrasyonları, bosentan yalnjz başına alındığında ölçülen konsantrasyondan yaklaşık 30 kat daha yüksektir. Kararlı qurumda, bosentan plazma konsantrasyonları, bosentan yalnız başına alındığında ölçülenden 3-4 kat daha yüksektir. Bu etkileşimin mekanizması büyük ölçüde, bosentanın taşıyıcı protein aracılı olarak hepatositlerin içine alınmasının siklosporin ile inhibe olması ile ilişkilidir. Siklosporin-A kan konsantrasyonları (CYP3A4 substratı) %50 oranında azalmaktadır. Bu büyük ölçüde, CYP3A4'ün bosentan tarafından indüklenmesi ile ilişkilidir. |
|
Takrolimus, sirolimus

i

7 i
Bosentanın takrolimus veya sirolimus ile birlikte kullanımı insanda denenmemiştir ancak siklosporin-A ile birlikte kullanımda görüldüğü gibi, takrolimus veya sirolimusun BOSELİX ile birlikte kullanımı da, bosentan konsantrasyonunun artışına sebep olabilir. Takrolimus ve sirolimusun plazma konsantrasyonunda azalmaya sebep olabilir. Bu nedenle bu ilaçların
birlikte kullanımı önerilmez. Birlikte kullanım ihtiyacı olan hastalar, BOSELİX ile ilişkili yan
ı
etkiler ile takrolimus ve sirolimus kan konsantrasyonlan açısından yakından gözlenmelidir.
Glibenklamid J
5 gün boyunca günde iki kez 125 mg bosentan ile birlikte kullanımı ile glibenklamiç plazma
ı
konsantrasyonları (CYP3A4 substratı) %40 oranında azalırken, hipoglisemik etkilinde de belirgin bir azalma görülür. Aynı zamanda bosentan plazma konsantrasyonları da %29 oranında azalmıştır. Bunun yanı sıra iki ilaçla birlikte tedavi gören hastalarda aminotransferazda yükselme eğilimi gözlemlenmiştir. Hem glibenklamid hem bosent tuzu atım pompasını inhibe eder ki bu aminotransferaz artışını açıklayabilir. Bu bağlamda, bu kombinasyon kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4). Diğer sülfonilürelerle ilaç etkileşimine ait veri mevcut değildir.
Hormonal kontraseptifler 7 gün boyunca günde 2 kez 125 mg bosentanın, 1 mg noretisteron ve 35 mcg etinil esjlradiolün tek dozu ile birlikte verilmesi, noretisteron ve etinil estradiolün EAA (AUC) değerlerini sırasıyla %14 ve %31 düşürmüştür. Ancak ilaca maruz kalmadaki azalma sırasıyla %56 ve %66 kadardır. Bu nedenle, BOSELİX ile beraber kullanıldığında, hormcn bazlı kontraseptifler tek başına, verildiği yol ne olursa olsun (ağızdan, enjeksiyon, traıjsdermal, implant formlar) kontrasepsiyon için güvenilir metod olarak düşünülmez (Bkz. Böjlüm 4.4, 4.6).
Varfarin
6 gün boyunca günde iki kez 500 mg bosentan ile birlikte kullanımı hem S-varfarin (pYP2C9 substratı) hem de R-varfarin (CYP3A4 substratı) plazma konsantrasyonlanm sırasıyla

%29

ve %38 oranında azaltmıştır. Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu hastalarda bosentanın] varfarin ile birlikte kullanımına ait klinik deneyimler INR'de (Uluslararası Normal Oran) ya da varfarin dozunda (tedavi öncesi değerler klinik çalışmalar sonucu ile karşılaştırıldığında) klinik olarak değişikliklere neden olmamıştır. Bunun yanı sıra, deneyler sırasında INR ya da advers etkilere bağlı olarak varfarin dozundaki değişiklik sıklığı bosentan ve plassbo alan
hastalarda benzerlik göstermiştir. Bosentan tedavisine başlandığında varfarin ya d^ benzer

i

oral antikoagülan ajanlar için herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur ancak (özellikle bosentan tedavisine başlama ve üst titrasyon dönemlerinde yoğunlaştın İmiş INR kontrolü tavsiye edilmektedir.
Simvastatin
i
5 gün boyunca günde iki kez 125 mg bosentan ile birlikte alımı simvastatin plazma konsantrasyonlarını (CYP3A4 substratı) ve onun aktif P-hidroksi asit metabolitini sırasıyla %34 ve %46 oranında azaltmıştır. Bosentan plazma konsantrasyonları simvastatin il<£ birlikte kullanımdan etkilenmemiştir. Kolesterol seviyelerinin izlenmesi ve buna göre doz ayarlaması yapılması göz önünde tutulmalıdır.
Ketakonazol
6 gün boyunca günde iki kez 62.5 mg bosentan ile birlikte ketakonazol (güçlü bir ÇYP3A4 inhibitörü) alımı bosentan plazma konsantrasyonlanm yaklaşık 2 kat artırır. BOSELİX doz ayan yapılması gerekli görülmemektedir. Her ne kadar

in vivo

çalışmalarda gösterilmiş olmasa da, diğer güçlü CYP3A4 inhibitörleri ile (örneğin itrakonazol ve ritonavir) bosentan plazma konsantrasyonlarında benzer artışlar görülmesi beklenir. Bununla beraber CYP3A4 inhibitörü ile kombine edildiğinde zayıf CYP2C9 metabolizörleri olan hastalar jbosentan plazma konsantrasyonlarında artış riski altında olup, bu durum zararlı advers etkilere neden olmaktadır. j
!
Rifampisin j
7 gün boyunca günde 2 kez 125 mg bosentan ile etkin CYP2C9 ve CYP3A4 inhibitörü olan rifampisini alan 9 sağlıklı denekte bosentan plazma konsantrasyonu

%

58 azalmıştır ve bu azalma bazı bireylerde %90'a kadar çıkabilir. Sonuç olarak bosentan etkisinin rifampisin ile birlikte kullanıldığında belirgin olarak azalması beklenmektedir. Diğer CYP3A4 indükleyicilere (karbamazepin, fenobarbital, fenitoin, St. John's Worth) ait veri yoktur ama beraber kullanılmaları durumunda bosentana sistemik maruz kalmada azalmaya sebjp olması beklenir. Klinik olarak anlamlı bir etki azalması göz ardı edilemez.
Epoprostenol
10 pediyatrik hastanın bosentan ve epoprostenol kombinasyonu kullandığı çalışmadan (AC-052-356, BREATHE-3) elde edilen sınırlı veriler hem tek hem çok doz alımın krdından, bosentan CmakS ve EAA değerlerinin sürekli epoprostenol infuzyonu olsun ya da olmasın tüm hastalarda benzer olduğunu göstermektedir (Bkz. Bölüm 5.1).
Sildenafıl
Sağlıklı deneklerde 6 gün boyunca günde 2 kez 125 mg bosentan (kararlı durum) ile günde 3 kez 80 mg sildenafil (kararlı durum) uygulandığında, sildenafıl EAA'da %63 azalma ve bosentan EAA' da %50 artış olmuştur. Birlikte kullanımda dikkatli olunması önerilir. |
Digoksin
7 gün boyunca günde iki kez 500 mg bosentan ile birlikte kullanım digoksinin EAA,
Cmaks Ve

Cmin değerlerini sırasıyla %12, %9 ve %23 oranında düşürmektedir. Bu etkileşimin mekanizması P-glikoprotein indüksiyonu olabilir. Bu etkileşimin klinik olarak anlamlı olması düşünülmez. j
j
Antiretroviral ajanlar |
Lopinavir+Ritonavir (ve diğer destekleyici proteaz inhibitörleri):
Sağlıklı gönüllülere 9.5 gün boyunca günde iki defa bosentan 125 mg ve günde iki defa lopinavir+ritonavir 400+100 mg verildiğinde bosentan plazma konsantrasyonu bcjsentanm yalnız başına verilmesinden yaklaşık 48 kat daha yüksek bulunmuştur. 9. günde bosentan plazma konsantrasyonu bosentanın yalnız uygulanmasına oranla 5 kat daha fazladır. Ritonavir tarafından taşıyıcı protein aracılı olarak hepatositlerin içine alınmasının ve CYİ>3A4'ün inhibisyonu ile bosentan klerensinin azalması büyük ölçüde bu etkileşime neden olmaktadır. Lopinavir+ritonavir kombinasyonunun veya diğer ritonavir+destekleyici proteaz inhibitörlerinin birlikte kullanımı sırasında hastaların BOSELİX'e karşı duyarlılığı izlenmelidir.
9.5 gün boyunca bosentanın birlikte verilmesi lopinavir ve ritonavire plazma maruziyetinin klinik olarak anlamlı olmayan düzeyde azalmasına neden olmaktadır (sırasıyla yaklaşık %14 ve %17). Ancak bosentan ile tamamıyla indüksiyona ulaşılamamaktadır ve proteaz inhibitörlerinin daha fazla azalması göz ardı edilemez. HIV tedavisinin uygun biı şekilde izlenmesi tavsiye edilmektedir. Diğer ritonavir destekleyici proteaz inhibitörleri ile de benzer
etkilerin görülmesi beklenir ( Bkz. Bölüm 4.4). i

i j

Diğer antiretroviral ajanlar

j

Veri yetersizliğinden dolayı diğer antiretroviral ajanlar ile ilgili bir tavsiye verilmemektedir. Nevirapinin bilinen hepatotoksisitesi olduğundan bosentanın karaciğer toksisitesi ile birlikte karaciğerde birikeceği düşünülmektedir, bu nedenle bu kombinasyon önerilmez.

j

4.6. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye:

Gebelik kategorisi X'dir.
Hayvanlar üzerindeki çalışmalarda üretkenlik toksisitesi görülmüştür (teratojenite, embriyotoksisite (Bkz. Bölüm 5.3)). Hamile kadınlarda bosentan kullanımı ile ilgili güvenilir veri bulunmamaktadır.

Gebelik dönemi:

BOSELİX gebelik döneminde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda BOSELİX tedavisine başlanmadım önce hamilelik olup olmadığı kontrol edilmeli, güvenilir korunma metodlan hakkında tavsiye verilmeli ve güvenilir korunma başlatılmalıdır. Hasta ve hekimler, BOSELİX 1in olası farmakokinetik etkileşimlerinden dolayı tek başına kullanılan hormonal koruma atanlarını (oral, enjeksiyon, transdermal, implant formlar) etkisiz hale getirebileceğini dikkate almalı (Bkz. Bölüm 4.5) ve ilave veya alternatif güvenilir korunma yöntemlerini de kullarmalıdır. Hangi korunma yönteminin kullanılacağına dair çekinceler varsa, bir jinekologa danışılması tavsiye edilir. BOSELİX tedavisi sırasında hormonal kontraseptiflerin etkisiz kaiması ve ayrıca pulmoner arteriyel hipertansiyonun gebelik ile kötüleşmesi risklerinden dolayı, hamileliğin erken saptanmasına olanak vermek amacıyla, BOSELİX tedavisi sırasında her ay gebelik testi yapılması tavsiye edilir. I

Laktasyon dönemi:

Bosentanm insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. BOSELİX ile tedavi birasında emzirme tavsiye edilmez.

Üreme yeteneği / Fertilite:

Bkz. Bölüm 5.3.

i

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Bosentanın araç ve makine kullanımı becerisi üzerindeki etkileri hakkında herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. BOSELİX, baş dönmesine neden olabileceğinden biı durum araç ve makine kullanımını etkileyebilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Advers reaksiyonlar
Plasebo kontrollü çalışmalardan elde edilen bulgular |
Altı tanesi pulmoner arteriyel hipertansiyon dışındaki endikasyonlara ait olan sekiz plasebo kontrollü çalışmada, toplam 677 hasta günlük 100 mg ile 2000 mg arasında değişen dozlarda bosentan ile tedavi edilirken, 288 hasta da plasebo almıştır. Tedavinin öngörülen süresi 2 hafta ile 6 ay arasında değişmektedir. Plaseboya oranla bosentanda daha sık görülen advers reaksiyonlar (> %2'lik farkla >%3 bosentan hastasında) arasında baş ağrısı (%15.8'e karşı %12.8), yüzde kızarma (%6.6'ya karşın %1.7), anormal karaciğer fonksiyonu (%5.9'a karşın %2.1), bacak ödemi (%4.7'ye karşın %1.4) ve anemi (%3.4'e karşın %1.0) görülmüş olup, bunların tümü doza bağlıdır. j
Advers reaksiyonlar/İstenmeyen etkiler görülme sıklığına göre aşağıdaki gibi sıralanmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100]; seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000).
Görülme sıklıkları değişen çalışma süreleri, önceden varolan durumlar ve başlangıçtaki durumu gibi diğer faktörleri kapsamamaktadır. İstenmeyen etkiler görülme sıklığı grubunda, azalan ciddiyet sırasına göre verilmiştir.
lastanın her bir

Primer (idiyopatik/familyal) PAH ve bağ dokusu hastalıklarına bağlı pulmoner i arteriyel hipertansiyonda plasebo kontrollü çalışmalar
Aşağıdaki tablo, pulmoner arteriyel hipertansiyonda faz 3 plasebo kontrollü çalışmalarda bosentan ile (günde iki kez 125 ve 250 mg) tedavi edilen hastaların >%3'ünde sık görülen advers reaksiyonları göstermektedir (bosentan n-258, plasebo n=172).

Sistem organ sınıfları

Görülme sıklığı

Advers reaksiyon


Enfeksiyon ve infestasyon
Yaygın
Üst solunum yolu enfek Nazofarenjit, Solunum

}

enfeksiyonu, Sinüzit
siyonu
rolu
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın
Anemi

Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın Yaygın
Baş ağnsı1 Senkop

Kardiyak hastalıklar
Yaygın
Kalp çarpıntısı

Vasküler hastalıklar
Yaygın
Yüzde kızarma, Hipotan
siyon
Hepato-biliyer hastal ıklan
Çok yaygın
Karaciğer fonksiyon tes anormallikleri
i
Kas-iskelet bozukluklan, bağ doku ve kemik hastal ıklan
Yaygın
Artralji

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklan
Çok yaygın Yaygın
«1 ' 1
Odem , sıvı tutulumu Göğüs ağnsı

Ödem veya sıvı tutulumu, bosentan alan hastaların %11,6'sında ve plasebo alanların 9'unda görülmüştür.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında günde iki kez 125 ve 250 mg dozlar halinde bosentan kullanılan klinik çalışmalarda, yan etkilere bağlı olarak tedavinin kesilmesi, bosentan tedavisi gören hastalar ile plasebo alan hastalarda benzer oranda gözlenmiştir (%5.8).
Konjenital kalp hastalığına bağlı pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında plasebo kontrollü çalışmalar (BREATHE-5)
Bosentanın bu gruptaki güvenlilik profili, pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarındaki deneysel çalışmalarda görülenle benzer durumdadır. 4 hafta boyunca günde 2 kez 62.5 mg ve devamında günde 2 kez 125 mg bosentan tedavisi alan hastalarda (n=37) plaseboya göre
(n=17) büyük oranda görülen advers etkiler: periferal ödem (%18.9'a karşın %5.9), taş ağnsı (%13.5'e karşı %11.8), çarpıntı (10.8'e karşı %0), baş dönmesi (%8.1'e karşı %5.9) ve göğüs ağnsı (%8.1'e karşı %0). 4 hasta yan etki nedeniyle tedaviyi bırakmıştır (2 hasta bosentan, %5.4, ve 2 hasta plasebo grubu, %11.8 olmak üzere).
HIV enfeksiyonu ile ilişkili pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında kontrolsüz çalışma (BREATHE-4)
Dört hafta boyunca günde iki defa 62.5 mg ve devamında günde iki defa 125 mg bosentan alan bu popülasyondaki (n=16) güvenlilik profili PAH hastalarındaki pivot çalışmalar ile alman sonuçlar ile benzerlik göstermektedir. En sık görülen yan etkiler periferal ödem (%31), baş ağrısı (%19), anormal karaciğer fonksiyonu (%13), kas kramplan (%13), sıvı tutulumu (%13) ve kusma (%13)'dır. Bazı hastalarda hematolojik anormallikler (anemi ve nötrofil sayısında azalma) gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
Pediyatrik hastalarda kontrolsüz çalışmalar (BREATHE-3, FUTURE-1)
Bu popülasyonda gözlenen güvenlilik profili yetişkin PAH hastalan ile yapılan pivot çalışmalar ile benzerlik göstermektedir (BREATHE-3: n=19, günde 2 defa bosentan 2 mg/kg tedavi süresi 12 hafta; FUTURE-1: n=36, 4 hafta boyunca günde iki defa bosentan 2 mg/kg devamında günde iki defa 4 mg/kg; tedavi süresi 12 hafta). BREATHE-3 çalışmasında sıklıkla gözlenen yan etkiler yüzde kızarma (%21), baş ağrısı (%16), anormal karaciğer fonksiyonudur (%16). FUTURE-1 çalışmasında en sık görülen yan etkiler ise enfeksiyonlar (%33) ve karın ağnsı/abdominal rahatsızlıktır (%19). FUTURE-1 çalışmasında karaciğer enzim düzeylerinde yükselme gözlenmemiştir.
Dijital ülser ile ilgili plasebo kontrollü çalışmalar
Aşağıdaki tabloda bosentanın (günde iki defa 125 mg) kullanıldığı dijital ülser ile ilgilji iki pivotal plasebo kontrollü çalışmada >%3 ve daha yüksek sıklıkta ortaya çıkan yan etkiler gösterilmektedir (bosentan n = 175, plasebo n = 133).

Sistem organ sınıfları

Görülme sıklığı

Advers reaksiyon


Enfeksiyon ve infestasyon
Yaygın
Enfekte deri ülseri, Uriner enfeksiyonu
sistem
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın
Anemi, Hemoglobin azalması
düzeyi
Vasküler hastalıkları
Yaygın
Yüzde kızarma

Gastrointestinal hastalıkları
Yaygın
Gastroözofajeal reflü hasta Diyare, Abdominal ağrı, Konstipasyon
hğı,
Hepato-biliyer hastalıkları
Çok yaygın
Karaciğer fonksiyon testi anormallikleri

Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın
Eritem

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın
Ekstremitelerde ağrı, Sırt ağnsı

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
Çok yaygın
Odem, Sıvı tutulumu

Laboratuar anormallikleri Karaciğer testi anormallikleri Bosentan, karaciğer aminotransferazlarında (aspartat ve alanin aminotransferazlan) ddza bağlı yükselmelere neden olmaktadır. Karaciğer enzim değişiklikleri genel olarak tedavinin ilk 26 haftasında görülmekte ve çoğunlukla kademeli gelişmekte olup, asemptomatik özellik taşımaktadır. Klinik uygulama esnasında tüm vakalarda birkaç gün ile 9 hafta (arasında tedavinin aniden ya da doz azaltılarak kesilmesi ile sekel bırakmadan tedavi öncesi seviyelere
dönülmüştür. Pazarlama sonrası dönemde nadiren karaciğer sirozu ve karaciğer ye: bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8'in sonu).
mezliği

Bu yan etkinin mekanizması belirgin değildir. Aminotransferazlardaki bu yükielmeler BOSELİX devam dozu ile tedavi sürerken ya da doz azalmasından sonra birdenbir^ tersine dönebilir ancak tedavinin kesilmesi ya da bırakılması da gerekli olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Altı tanesi pulmoner arteriyel hipertansiyon dışındaki endikasyonlara ait olan sekiz plasebo kontrollü çalışmada, karaciğer aminotransferazlarında normalin üst limitinin 3 katırja kadar olan yükselmeler bosentan ile tedavi gören hastaların %11.2'sinde görülürken, plasebo alanlarda bu oran %1.8'dir. Bosentan ile tedavi gören 658 hastadan (%0.3) 2'sinde görülen bilirubin artışı (>3 x ULN'ye kadar) aminotransferaz artışı (>3 x ULN) ile ilişkilidir. Bosentan tedavisi gören ve karaciğer aminotransferazlannda artış görülen (>3 x ULN) 74 hastanın 9'unda aynı zamanda karın ağrısı, bulantı/kusma ve ateş görülmüştür.
Pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalan üzerinde yapılan çalışmalarda, yükselen karaciğer aminotransferazlan (>3 x ULN) bosentan tedavisi gören hastalarda %12.8 oranında iken (n=257) günde iki kez 125 mg bosentan alan hastalarda %12.3 ve günde iki kez 250 mg ile tedavi edilenlerde de %14.3'tür. Günde iki kez 125 mg alan pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalannın %3.7'sinde ve günde iki kez 250 mg bosentan alan pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalannın %7. Tinde sekiz kat artış görülmüştür.
Dijital ülser hastalannda yapılan iki çalışmada karaciğer aminotransferaz yükselme (>3 x ULN) insidansı bosentan ile tedavi edilen hastalarda %11.3 (n=168) iken plasebo alan hastalarda %0.8'dir (n=129). >8 x ULN değerlerine yükselme bosentan ile tedavi gör sn dijital ülser hastalarının %2.4'ünde görülmüştür.
Hemoglobin
Hemoglobin konsantrasyonunda tedavi öncesinden çalışma bitimine dek olan ortalama düşüş, bosentan tedavisi görenlerde 0.9 g/dl iken plasebo alan hastalarda 0.1 g/dl değerinded ir.
Sekiz plasebo kontrollü çalışmada bosentan tedavisi gören hastalann %5.6'sına karşılık plasebo alan hastalann %2.6'smda (<11 g/dl değerler ile sonuçlanan başlangıca göre %15'den büyük azalma) hemoglobin seviyesinde klinik olarak anlamlı düzeyde azalma gözlenmiştir. Günde iki kez 125 ve 250 mg dozları ile tedavi gören pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalannda klinik olarak anlamlı düzeyde hemoglobin düşüşü, bosentan ve plasebo alanlarda sırasıyla %3.0 ve %1.3 olarak tespit edilmiştir.
j
Dijital ülser hastalannda yapılan iki çalışmada bosentan ile tedavi edilen hastaların (n=167) %4.2'sinde, plasebo alan hastaların (n=129) ise %3.Tinde hemoglobin düzeyinin klinik olarak anlamlı düzeyde azaldığı (hemoglobin düzeyinin başlangıca göre azalması ve f 10 g/dL düzeyinde olması) görülmüştür.
Pazarlama sonrasr dönemde kırmızı kan hücresi transfuzyonu gerektiren anemi vakaları görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.8).
Pazarlama sonrası deneyim j
Pazarlama sonrası bildirilen advers etkilerin çoğu klinik çalışmalarda bildirilenlerle bejnzerdir. İstenmeyen etkiler, aşağıdaki şekilde ve görülme sıklığı başlığı altında verilmiştir; j Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ile <1/10); yaygın olmayan (> 1/1000, <1/100}; seyrek
(>1/10.000, <1/1000), çok seyrek (<1/10.000). |
S
ı
i
Gastrointestinal hastalıkları: !
i
Yaygın: Bulantı

j


Yaygın olmayan: Kusma, karın ağrısı, diyare |
Hepato-bilier hastalıklan J
Yaygın olmayan: Hepatit ve/veya sarılığa bağlı aminotransferaz yükselmesi

ji


Deri ve deri altı doku hastalıklan:

J


Yaygın olmayan: Dermatit, kaşıntı ve kızarıklık gibi aşırı duyarlılık reaksiyonljan Bağışıklık sistemi hastalıklan:

j


Seyrek: Anaflaksi ve/veya anjiyoödem

j


Kan ve lenf sistemi hastalıklan:

i


!
)
Yaygın: Bazen kırmızı kan hücresi transfiizyonu gerektiren anemi veya henjıoglobin
ı
düşüşü (Bkz. Bölüm 4.4) ]
Yaygın olmayan: Trombositopeni

j


i
Seyrek: Nötropeni, lökopeni

j


j

Pazarlama sonrası dönemde, çok sayıda hastalığı olan ve birden fazla ilaç teda\jisi alan hastalarda uzun süreli bosentan tedavisi sonrasında ve nadiren, açıklanamayan hepatik siroz bildirilmiştir. Aynca nadiren karaciğer yetmezliği bildirilmiştir. Bu vakalar B(DSELİX tedavisi boyunca aylık olarak ve düzenli karaciğer fonksiyon testleri yapılmasının jönemini işaret etmektedir (Bkz. Bölüm 4.4.).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi |

ı
Bosentan sağlıklı deneklerde 2400 mg'a kadar tek doz olarak ve pulmoner arteriyel hipertansiyon dışında bir başka rahatsızlığı olan hastalarda da 2 ay boyunca günde 2000 mg'a kadar uygulanmıştır. En yaygın görülen yan etki hafiften orta şiddete kadar olan baş ağrısı olmuştur.
Yoğun doz aşımı kardiyovasküler destek gerektiren hipotansiyonla sonuçlanabilnjıektedir. Pazarlama sonrası dönemde, adolesan erkek hasta tarafından 10.000 mg'lık boseıjtan doz aşımı bildirilmiştir. Hastada bulantı, kusma, hipotansiyon, baş dönmesi, terleme,

jj

bulanık görme görülmüş, 24 saat içinde kan basıncı desteğiyle hasta tamamen iyileşmiştir, ijiosentan diyalizle temizlenmemiştir.

jj

!

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERj


5.1. Farmakodinamik özellikler !

Farmakoterapötik grup: Diğer antihipertansifler |
ATC kodu: C02KX01

j


Etki mekanizması:

j


ı
<
Bosentan ikili endotelin reseptör antagonisti (ERA) olup endotelin A ve B (ETA jve ETb) reseptörlerine bağlanır. Bosentan kalp atış hızını artırmaksızın hem pulmoner hem dejsistemik vasküler direnci azaltır.

i

Nörohormon endotelin-1 (ET-1) bilinen en etkili vazokonstrüktörlerden bir tanesi cjlup aynı zamanda fibröz, hücre üremesi, kalp hipertrofisini ilerletir ve proinflamatuvardır. b|u etkiler endotelyum ve vasküler düz kas hücreleri içerisinde bulunan ETA ve ETb reseptörlerine bağlanan ET-1 aracılığı ile oluşur. Doku ve plazmalarda bulunan ET-1 konsantrasyonları pulmoner arteriyel hipertansiyon, skleroderma, akut ve kronik kalp yetmezliği, miyokardiyal iskemi, sistemik hipertansiyon ve ateroskleroz da dahil olmak üzere pek çok kardiyovasküler rahatsızlıklar ve bağ dokusu hastalıklarında artmaktadır ve bu ET-l'in bu hastalıklarda patojenik rol oynadığına işaret eder. Pulmoner arteriyel hipertansiyon ve kalp yetmekliğinde, endotelin reseptör antagonizmasının bulunmaması durumunda yükselen ET-1 konsantrasyonları hastalığın ciddiyeti ve prognozu ile yakından ilgilidir. |
Bosentan, ET-1 ve diğer ET peptidlerin ETa ve ETb reseptörlerine bağlanmaları içijı yarışır, ancak ETa reseptörlerine karşı ETb reseptörlerinden biraz daha fazla afiniteye J sahiptir. Bosentan özellikle ET reseptörlerini antagonize eder, diğer reseptörlere bağlanmaz.

J

Etkililik
Hayvan modelleri
Pulmoner arteriyel hipertansiyon hayvan modellerinde, bosentanın kronik oral alımı riulmoner vasküler direnci azaltır ve pulmoner vasküler ve sağ ventriküler hipertrofıyi tersim? çevirir. Pulmoner fıbroz hayvan modellerinde, bosentan akciğerlerdeki kollajen birikimini azaltır.
Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu yetişkin hastalarda etkililiği j
İki randomize, çift-kör, çok merkezli, plasebo kontrollü çalışma WHO fonksiyonel sınıf III-IV pulmoner arteriyel hipertansiyonu bulunan 32 (Çalışma AC-052-351) ve 213 jÇalışma AC-052-352, BREATHE-1) yetişkin hasta üzerinde gerçekleştirildi. Günde iki kez|62.5 mg bosentan alınan 4 haftadan sonra, bu çalışmalarda idame doz olarak AC-052-351'de ^ünde iki kez 125 mg ve AC-052-352'de ise günde iki kez 250 mg kullanılmıştır.

!

ı
Bosentan, hastaların antikoagülan kombinasyonları, vazodilatör (kalsiyum kanal bükerleri), diüretikler, oksijen ve digoksin içeren ancak epoprostenol içermeyen mevcut tedavilerine ilave edilmiştir. Kontrol grubu, plaseboya ilaveten mevcut tedavi uygulanan gruptur, j
Her çalışmanın primer sonlanım noktası ilk çalışma için 12 haftada ve ikinci çalışmL için 16 haftada 6 dakika yürüme mesafesindeki değişikliktir. Her iki çalışmada da, bosentan ile tedavi egzersiz kapasitesinde anlamlı artışla sonuçlanmıştır. Yürüme mesafesinde pla|sebo ile doğrulanan artışlar tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında sırasıyla her çalışma için 76 metre (p=0.02; t-testi) ve 44 metre (p=0.0002; Marnı-Whitney U testi) olmuştur. Günde iki kez 125 mg ve 250 mg alan iki grup arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak anlamlı değildir ancak günde iki kez 250 mg ile tedavi gören grupta egzersiz kapasitesinde artış eğilimi görüjmüştür.
Yürüme mesafesindeki gelişme tedavinin ilk 4 haftasından sonra belirgindir ve 8| haftalık tedaviden sonra da oldukça açıktır ve hasta popülasyonunun alt grubundaki çift-kör tjedavinin 28. haftasına kadar da devam etmeyi sürdürmüştür.
Yürüme mesafesi, WHO fonksiyonel sınıf ve dispnedeki değişiklikleri baz alan retrospektif
tedaviye cevap analizinde, plasebo kontrollü çalışmalarda 95 hasta günde 2 kez] 125 mg
ı
bosentan tedavisine randomize edilmiştir. 8. haftada 66 hastada iyileşme, 22'sinjin stabil olduğu ve 7 tanesinin de kötüleştiği görülmüştür. 8. haftada stabil olan 22 hastajıın altısı 12/16. haftalarda iyileşirken, 4 tanesi tedavi öncesine göre kötüleşmiştir. 8. haftada kjötüleşen
7 hastadan 3 tanesi hafta 12/16. haftalarda iyileşmiş ve 4'ü ilk zamanlara göre kötüleşjniştir.
İnvaziv hemodinamik parametreler yalnızca ilk çalışmada değerlendirilmiştir. Bosentan tedavisi kardiyak indekste belirgin bir artış sağlamış ve buna bağlı olarak pulmoner arter basıncı, pulmoner vasküler direnç ve ortalama arteriyel basınçta belirgin azalma görülmüştür.
Bosentan tedavisinde pulmoner arteriyel hipertansiyon semptomlarında azalma gözlemlenmiştir. Yürüme testleri esnasında dispne ölçümleri bosentan ile tedavi gören hastalarda iyileşme olduğunu göstermiştir. AC-052-352 çalışmasında 213 hastanın %92'si
I

)

tedavi öncesinde WHO fonksiyonel sınıf III ve %8'i de sınıf IV olarak sınıflandırılmıştır. Bosentan ile tedavi, hastaların %42.4'ünde WHO fonksiyonel sınıfta iyileşme sağlamıştır (plasebo %30.4). Her iki çalışmada da, plasebo alan hastalarla karşılaştırıldığında, Bosentan ile tedavi edilen hastalarda WHO fonksiyonel sınıfta genel değişiklik çok daha iyi olmuştur. Bosentan ile tedavi 28 haftada plasebo ile karşılaştırıldığında klinik kötüleşme oranında belirgin bir azalmaya neden olmuştur (sırasıyla %10.7'ye karşılık %37.1; p=0.0015). [
Randomize, çift-kör, çok merkezli, plasebo kontrollü çalışmada (AC 052-364 EARL" öncesi WHO fonksiyonel sınıflI, 6 dakika yürüme testi ortalaması 435 m olan 185 arteriyel hipertansiyon hastası, 4 hafta boyunca günde 2 kez 62.5 mg ve sonrası] boyunca günde 2 kez 125 mg bosentan (n=93) tedavisi görmüş veya plasebo (n-92)| Çalışmaya alınanlar daha önce pulmoner arteriyel hipertansiyon tedavisi görmemiştiı veya sildenafilin sabit dozunu almışlardır (n=29). Çalışmanın primer sonlanım plaseboyla karşılaştırıldığında ve tedavi öncesine göre PVR (pulmoner vasküler diri % değişiklik ve 6 dakika yürüme testinde 6 ay sonraki değişikliktir. Aşağıdaki taji önceden belirlenmiş protokol analizlerini göstermektedir;

PVR (dyn. sn/cm5)
6 dakika yürüme mesafes|(m)

Plasebo
(n=88)
Bosentan
(n=80)
Plasebo
(n=91)
Bosentajn
(n=86)
Başlangıç; ortalama
802 (365)
851 (535)
431 (92)
443 (83İ
Başlangıçtan beri değişim; ortalama
128 (465)
-69 (475)
-8 (79)
11(74)
Tedavi etkisi
% -22.6
19
%95 GA
-34, -10
-4,42 ]
p değeri
<0.0001
0.0758
Bosentan ile tedavi, plaseboyla karşılaştırıldığında, semptomatik iyileşme, hastaneye yatış ve ölüm bileşimi olarak tanımlanan klinik kötüleşme oranında azalmayla ilişkilendirilir (oransal risk azalması %77, %95 GA %20-%94, p=0.0114). Tedavi etkisi, yukarıdaki tiileşimin semptomatik iyileşme unsurundaki gelişmeden kaynaklanmaktadır. Pulmoner Jarteriyel hipertansiyon kötüleşmesine bağlı olarak, bosentan grubunda 1, plasebo grubunda 3 hasta hastaneye yatırılmıştır. Altı aylık çift-kör çalışma sırasında her iki tedavi grubunda sadece 1 ölüm olmuştur, bu nedenle sürvi üzerine bir sonuç çıkarılamamaktadır. 1
ul pi ı
Prospektif, çok merkezli, randomize, çift-kör, plasebo kontrollü bir çalışma olan BREATHE-5'te, WHO fonksiyonel sınıfı III ve konjenital kalp hastalığına bağlı Eisenmenger fijzyolojisi olan pulmoner arteriyel hipertansiyonlu hastalar önce 4 hafta boyunca günde 2 kez jö2.5 mg sonra 12 hafta boyunca günde 2 kez 125 mg bosentan (n=37) tedavisi görmüş ya daj plasebo (n=17) almıştır. Ana hedef, bosentanın hipoksemiyi kötüleştirmediğini gösjermekti.
Plaseboyla karşılaştınldığmda, 16 hafta sonra hipoksemi bosentan grubunda %1 (%95 GA -

)


0.7; %2.8) oranında artmıştır, bu da bosentanın hipoksemiyi kötüleştirmediğini göstermektedir. Ortalama pulmoner vasküler direnç bosentan grubunda belirgin derecede düşmüştür (çift yönlü intrakardiyak şantı olan hasta alt grubunda var olan etki ile) 16 hafta sonra, plasebo verileri dikkate alınarak hesaplamada, 6 dakika yürüme testinde 53 m (p=0.0079) artış gözlenmiştir, bu da egzersiz kapasitesinin arttığını gösterir. J
16 HIV enfeksiyonu ile ilişkili PAH WHO fonksiyonel sınıf III hastasında açık etiketli, karşılaştırmasız (AC-052-362; BREATHE-4) bir çalışma yapılmıştır. Hastalar 4 hafta boyunca günde 2 defa 62.5 mg, devamında ise 12 hafta boyunca günde iki defa 125 mg bosentan ile tedavi edilmişlerdir. Toplam 16 haftalık tedavi ardından egzersiz kapasitesinde başlangıca göre anlamlı düzeyde gelişme gözlemiştir; 6 dakika yürüme testinde ortalama yükselme: ortalama başlangıç değeri olan 332.6 metreden 91.4 metre fazladır (pkO.OOl). Bosentanın antiretroviral ilaçlann etkinliği üzerindeki etkisi ile ilgili kesin biıj sonuca vanlamamaktadır (Bkz. Bölüm 4.4). j
Bosentan ile tedavinin sağkalım üzerindeki yararlı etkilerini gösteren bir j çalışma bulunmamaktadır. Ancak, esas iki plasebo kontrollü çalışmada (AC-052-351 ve AC-052-352) ve/veya bunlann uzantısı olan iki kontrolsüz, açık etiketli çalışmada bosentan ile tedavi edilen toplam 235 hastanın uzun süreli hayati durumlan kayıt altına alınmıştır. Ortalama bosentana maruziyet süresi 1.9±0.7 yıldır; [min:0.1; maks:3.3 yıl] ve hastalar ortalama 2.0p=0.6 yıl boyunca izlenmiştir. Hastalann büyük çoğunluğu Primer Pulmoner Hipertansiyon (PPH) (%72) olarak tanı almıştır ve WHO fonksiyonel sınıf III5 e (%84) dahildirler. Bu toplam
popülasyonda, Kaplan-Meier ile hesaplanan sağkalım, bosentan ile tedaviye başlanmasının
i
sırasıyla 1 ve 2 yıl ardından %93 ve %84' dür. Hesaplanan sağ kalım sistemik sklercjza bağlı gelişen PAH hastalannda daha düşük olmuştur. Bu hesaplamalar 235 hastanın j43'ünde epoprostenol tedavisinin başlatılmasından etkilenmiş olabilir. j
Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu çocuk hastalar üzerindeki çalışmalar j
Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu çocuklar üzerinde yalnızca bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bosentan, pulmoner arteriyel hipertansiyonu bulunan 19 pediyatrik hasta üzerinde açık-etiketli, kontrolsüz bir çalışmada değerlendirilmiştir (AC-052-356, BREATHE-3 primer pulmoner arteriyel hipertansiyonlu 10 hasta ve konjenital kalp hastalığı ile ilişkili pulmoner arteriyel hipertansiyonlu 9 hasta). Bu çalışma öncelikle farmakokinetik bir çalışma olarak tasarlanmıştır (Bkz. Bölüm 5.2). Hastalar, ilk 12 hafta vücut ağırlıklarına göre 3 gruba ayrılmış ve buna göre doz ayarlaması yapılmıştır. Her gruptaki hastaların yarısı dahajönceden damar içi epoprostenol tedavisi görmüş ve epoprostenol dozu çalışma süresinice sabit tutulmuştur. Yaş aralıkları 3-15 arasındadır. Hastaların, tedavi öncesinde WHO fonksiyonel
sınıflan II (n=l5 hasta %79) ya da IIFtür (n=4 hasta, %21). |

i

17 hasta üzerinde hemodinamik ölçümler yapılmıştır. Kardiyak indekste temel cjleğerden
)
ortalama artış 0.5 1/dak/m2, ortalama pulmoner arteriyel basınçtaki ortalama düşüş jl mmHg ve pulmoner vasküler dirençteki ortalama düşüş de 389 dyn*sn*cm"5 dir. Tedavi öncekine göre bu hemodinamik gelişmeler epoprostenol ile birlikte kullanılsın ya da kullanılmasın (birbirine benzer özellik taşımaktadır. Tedavi öncesine göre egzersiz test parametrelerin|deki 12
ı
haftadaki değişiklik oldukça değişkendir ve bunlardan hiçbirisi belirgin değildir. j

j

Epoprostenol ile kombinasyon

j

Bosentan ve epoprostenol kombinasyonu iki çalışmada araştın İmi ştır; AC-İ052-355 (BREATHE-2) ve AC-052-356 (BREATHE-3). AC-052-355 çok merkezli, randomize, çift-kör, paralel grup çalışmasıdır ve aynı anda epoprostenol tedavisi gören ciddi pulmoner arteriyel hipertansiyonu bulunan 33 hastada plaseboya karşılık bosentan denemesiair. AC-052-356, açık etiketli, kontrolsüz bir çalışmadır; 19 pediyatrik hastadan 10 tanesi aynıj anda 12 haftalık çalışmada hem bosentan hem epoprostenol tedavisi almıştır. Kombinasyonun güvenlilik profili her bir komponent için beklenenden daha farklı olmamıştır ve kombinasyon tedavisi çocuklar ve yetişkinlerde iyi derecede tolere edilmiştir. Kombinasyonu^ klinik faydaları gösterilmemiştir.

J

5.2.

Farmakokinetik özelliklerJ

I

Genel özellikler j

ı
Bosentan farmakokinetikleri özellikle sağlıklı denekler üzerinde belgelenmiştir. Hjastalarla ilgili sınırlı veriler, yetişkin pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalannda bosentanja maruz kalmanın sağlıklı yetişkin deneklere göre yaklaşık 2 kat daha fazla olduğunu göstermiştir.
Sağlıklı deneklerde, bosentan doza ve süreye bağlı farmakokinetik özellikler gösterir. Klerensi ve dağılım hacmi artan intravenöz dozla azalır ve zamanla artar. Ağızdan kullanım ardından sistemik maruz kalma 500 mg'a kadar doğru orantılıdır. Daha yüksek dozlarda CmakS ve EAA değerleri doza oranla daha az artış göstermiştir.

j

Emilim:j


Sağlıklı deneklerde bosentanın mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %50'dir ve yiyeceklerle alınmasından etkilenmez. Maksimum plazma konsantrasyonuna 3-5 saat içerisinde ulaşmaktadır.

Dağılım:j


Bosentan plazma proteinlerine, özellikle albümine yüksek oranda (>%98) bağlanır. Bosentan eritrositler içerisine nüfuz etmemektedir.
Dağılım hacmi olan yaklaşık 18 litre intravenöz verilen 250 mg dozun ardından belirlenmiştir.

Bivotransformasvon ve eliminasvon:j


250 mg tek doz intravenöz uygulamasının ardından klerens değeri 8.2 1/saatkir. Son eliminasyon yan ömrü (tı/2) ise 5.4 saattir.
Çoklu doz. uygulanmasında, bosentan plazma konsantrasyonlan kademeli olarak tek doz uygulamasının ardından olanın %50-%65'ine azalır. Bu düşüş muhtemelen metabolize eden karaciğer enzimlerinin oto-indüksiyonunun bir sonucudur. Kararlı duruma 3-5 gün içinde ulaşılır.
Bosentan karaciğerde sitokrom P450 izoenzimleri, CYP2C9 ve CYP3A4 ile elimine olur. Alınan oral dozun %3'ünden daha azı idrar ile atılır.
Bosentan üç metabolit oluşturur ve bunlardan yalnızca bir tanesi farmakolojik olarak aktiftir. Bu metabolit esas olarak safra ile değişmeden atılır. Yetişkin hastalarda, aktif metabolite maruz kalma oranı sağlıklı deneklere oranla daha yüksektir. Kolestaz bulgusu olan hastalarda, aktif metabolite maruz kalma oranı daha da artabilir. i

1


Bosentan, CYP2C9 ve CYP3A4 ve muhtemelen de CYP2C19 ve P-glikoproteini indjikler.

In vitro

ortamda, bosentan hepatosit kültürlerinde safra tuzu atım pompasını inhibe etmektedir.

İn vitroJ

plazma konsantrasyonlarını artırması beklenmez. I
Özel popülasyonlarda farmakokinetik
Her bir değişken incelendiğinde, bosentanın farmakokinetik özelliklerinin cinsiyet, vücut ağırlığı, ırk ya da yaş gibi özelliklerden hiçbir şekilde etkilenmesi beklenmez. 2 yaşın altındaki çocuklarla ilgili olarak kinetik veri bulunmamaktadır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Pedivatrik popülasyon:


Tekli ve çoklu oral dozların farmakokinetik özellikleri pulmoner arteriyel hipertansiyonu olan ve vücut ağırlıklarına göre doz ayarlaması yapılan pediyatrik hastalar üzerinde incelenmiştir (Bkz. Bölüm 5.1 BREATHE-3). Bosentana maruz kalma zaman içerisinde bosentanın bilinen oto indüksiyon özelliklerine uyumlu olarak azalmıştır. Günde iki defa 31.25, 62.5 veya 125 mg ile tedavi edilen pediyatrik hastalarda bosentanın ortalama EAA (%CV) değerleri sırasıyla 3496 (49), 5428 (79), 6124 (27) ng»saat/ml olmuş ve günde 2 kez 125 mg alan yetişkin pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalannda gözlemlenen 8149 (47) ng*saat/ml değerinden daha düşük kalmıştır. Kararlı durumda 10-20 kg, 20-40 kg ve >40 kg ağırlığındaki pjediyatrik hastalardaki sistemik maruz kalma, yetişkin sistemik maruz kalmanın sırasıyla %43j %67 ve %75'ine karşılık gelmiştir. j
İkinci bir farmakokinetik çalışmada (FUTURE-1), 2-11 yaş aralığındaki 36 pediyalrik PAH hastası günde iki defa 2 ve 4 mg/kg bosentan ile tedavi edilmişlerdir. Doz oransal lığı gözlenmemiştir. Bosentanın kararlı plazma konsantrasyonu 2 ve 4 mg/kg oral dozlarında benzerdir. EAA değerleri günde iki defa 2 mg/kg için 3577 ng*saat/m 1 ve günde iki defa 4 mg/kg için ise 3371 ng*saat/ml'dir. Pediyatrik hastalarda bosentana ortalama maruzi)fet günde iki defa 125 mg idame dozunda yetişkin hastalann yansı kadardır, ancak diğer bulgularda yetişkinler ile benzerlik göstermiştir. BREATHE-3 ve FUTURE 1 çalışmalannın bulgularına
göre pediyatrik hastalarda bosentana maruziyet yetişkinlere göre daha düşük dozlarda plato
i
seviyesine ulaşmaktadır ve günde iki defa 2 mg/kg'dan daha yüksek dozlar pediyatrik hastalarda bosentana daha yüksek oranda maruz kalma ile sonuçlanmaz. Bu bulgulara ait sonuçlann hepatotoksisite ile olan ilgisi bilinmemektedir. Cinsiyet ve aynı anda deri altından epoprostenol alımınm bosentanın farmakokinetiği üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmamaktadır. j

Karaciğer yetmezliği

: {
Hafif düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda (Child-Pugh sınıf A), farmakojkinetikte herhangi bir belirgin değişiklik gözlemlenmemiştir. Sağlıklı deneklere göre hafif idüzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda kararlı durumdaki bosentanın EAA değeri j%9 daha yüksek ve aktif metabolit olan RO 48-5033'ün EAA değeri ise %33 daha )jüksektir.
I
Bosentanın farmakokinetiği Child-Pugh sınıf B ya da C olan karaciğer bozukljığu olan hastalarda incelenmemiştir ve BOSELİX bu hasta popülasyonunda kontrendikeiir (Bkz. Bölüm 4.3).

Böbrek yetmezliği:


İleri düzeyde böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi 15-30 ml/dak), plazma konsantrasyonları yaklaşık %10 oranında azalmaktadır. Bu hastalarda metabolitlerinin plazma konsantrasyonları normal böbrek fonksiyonuna sahip deneklerle karşılaştırıldığında 2 kat daha artmaktadır. Böbrek bozukluğu olan hastalar için özel bir doz ayarlamasına gerek bulunmamaktadır. Diyaliz hastalarıyla ilgili olarak herhangi bir klinik deneyim yoktur. Fizikokimyasal özellikleri ve yüksek derecede proteine bağlanma özelliği göz önüne alındığında, bosentanın dolaşımdan önemli oranda diyaliz yoluyla | atılması beklenmez (Bkz. Bölüm 4.2).
bosentan
bosentan

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Fareler üzerinde yapılan 2 yıllık karsinojenite çalışmaları erkeklerde (dişilerdi değil), insandaki tedavi dozu ile elde edilen plazma konsantrasyonlarından 2-4 katı plazma konsantrasyonlarında, karaciğer hücrelerinde adenom ve karsinom oluşumunda artış (jılduğunu göstermiştir. Sıçanlarda, 2 yıl boyunca oral bosentan alımı erkeklerde (dişilerdi değil), insandaki tedavi dozu ile elde edilen plazma konsantrasyonlarından 9-14 katı plazma konsantrasyonlarında, tiroid foliküler hücre adenom ve karsenomunda küçük ama belirgin artış göstermiştir. Bosentan genotoksisite testlerinde negatif sonuç vermiştir. Sıçanlarda bosentan ile tetiklenen hafif düzeyde tiroid hormonal dengesizlik bulgularına rastlanmıştır. Bununla birlikte, bosentanın insanlarda tiroid fonksiyonunu (tiroksin, TSH) etkilediğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. j
Bosentanın mitokondriyal fonksiyon üzerindeki etkileri bilinmemektedir. j
t
Bosentan insanlarda terapötik dozda elde edilen plazma konsantrasyonlarının 1.5 kat daha fazla plazma seviyelerinde sıçanlarda teratojenik etki göstermiştir. Baş, yüz ve ana damarlarda malformasyon da dahil olmak üzere teratojenik etkiler doza bağlı olarak ortaya çıknjıaktadır. Mal formasyon oluşumundaki benzerlikler diğer ET reseptör antagonistleri ile ve ET geni
silinmiş farelerde de gözlemlenmiştir ve bu sonuç sınıf etkisi olduğunu işaret edeıj. Hamile kalma olasılığı bulunan kadınlarda gerekli önlemler alınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4İ 4.6).
rastlanmamıştır.

İnsanlarda beklenen terapötik düzeyin sırasıyla 21 ve 43 katı plazma konsantrasyon na sahip
erkek ve dişi sıçanlar üzerinde yapılan fertilite çalışmalarında sperm sayısı, mo litesi ve
yaşayabilirliği ya da fertilite üzerinde herhangi bir etkisi gözlemlenmediği gibi, ön
implantasyon embriyo ya da implantasyon gelişimi üzerinde de herhangi bir adver etkisine

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mısır nişastası Prejelatinize nişasta Sodyum nişasta glikolat Povidon K-30 Gliseril behenat Magnezyum stearat Opadry II 85G18490 White Polivinil alkol
- Titanyum dioksit (E 171)
- Talk
Polietilen glikol/Makrogol Lesitin (soya (E322))

6.2. Geçimsizlikler

Yoktur.

6.3. Raf Ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C' nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

56 film kaplı tablet Aluminyum \ Aluminyum blister ambalajda sunulmaktadır.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler |

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmjeliği” “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak imha edilmelidir.
I

7. RUHSAT SAHİBİj


İnventim İlaç San. Tic. Ltd. Şti. ]
General Ali Rıza Gürcan Cad. |
(
Merter İş Merkezi Bağımsız Bölüm No: 8

j


Güngören/ İSTANBUL

j


i

Telefon: 0 850 201 23 23

j


Faks : 0 212 482 24 78

i


1
e-mail: [email protected] |
i

8. RUHSAT NUMARASI(LARl)

254/35 !
I

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ [

İlk ruhsat tarihi: 19.11.2013 !
j
Ruhsat yenileme tarihi: !
i

i

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ !

İlaç Bilgileri

Boselix 125mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Bosentan Monohidrat

Atc Kodu: C02KX01

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.