Kalp Damar Sistemi » Diüretik İlaçlar - İdrar Arttırıcı İlaçlar » High-Ceiling Diüretik İlaçlar » Sülfonamidler » Furosemid
KISA ÜRÜN BİLGİLERİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
LASİX20 mg/2 mİ enjeksiyon için solüsyon içeren ampul
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Furosemid 20 mg
Yardımcı maddeler:
Sodyum hidroksit 2.560 mg
Sodyum klorid 15 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Steril enjeksiyon solüsyonu.
Berrak, partikülsüz, renksiz solüsyon
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
- Kronik konjestif kalp yetersizliği ile bağıntılı sıvı retansİyonu (eğer diüretik tedavigerekiyorsa),
- Akut konjestif kalp yetersizliği ile bağıntılı sıvı retansİyonu,
- Kronik böbrek yetersizliği ile bağıntılı sıvı retansİyonu,
- Gebelik veya yanıklara bağlı olan dahil, akut böbrek yetersizliğinde sıvı atılımımnidame ettirilmesi.
- Neffotik sendromla bağıntılı sıvı retansİyonu (eğer diüretik tedavisi gerekiyorsa),
- Karaciğer hastalığıyla bağıntılı sıvı retansİyonu (eğer aldosteron antagonistleriyletedavinin desteklenmesi gerekiyorsa),
- Hipertansiyon,
- Hipertansif kriz (destekleyici önlem olarak),
- Zorlu diürez desteği.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
İstenen etkiyi sağlamak için yeterli olan en düşük doz kullanılmalıdır.
Furosemid yalnızca oral uygulamanın mümkün veya etkili olmadığı durumlarda (örn. barsak emilimi bozukluğunda) ya da eğer hızlı etki gerekiyorsa intravenöz yoldan verilir. Eğerintravenöz tedavi kullanılıyorsa, mümkün olan en kısa sürede oral tedaviye geçilmesiönerilmektedir.
Optimum etkinlik elde etmek ve kontr-regülasyonu baskılamak için, tekrarlanan bolus enjeksiyonları yerine genellikle devamlı furosemid infüzyonu tercih edilmektedir.
Bir veya birkaç akut bolus dozundan sonra takip tedavisi için devamlı furosemid infiizyonunun uygulanamadığı durumlarda, uzun aralarla yüksek bolus dozlarının verildiği birrejim yerine, kısa aralarla (yaklaşık 4 saat) düşük dozların verildiği bir takip rejimi tercihedilmelidir.
Erişkinlerde, hem intravenöz hem oral uygulama için önerilen maksimum günlük furosemid dozu 1500 mg'dır.
Tedavi süresi endikasyona göre değişmektedir ve hekim tarafından bireysel hasta bazında belirlenir.
Uygulama şekli:
İntravenöz enjeksiyon/infüzyon:
İntravenöz furosemid yavaş enjeksiyon veya infüzyon yoluyla uygulanmalıdır; 4 mg/dakika hızı aşılmamalıdır. Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (serum kreatinin > 5mg/dl), 2.5 mg/dakika infüzyon hızının aşılmaması önerilmektedir.
İntramüsküler enjeksiyon:
İntramüsküler uygulama, oral veya intravenöz uygulamanın mümkün olmadığı istisnai olgularla sınırlı olmalıdır. İntramüsküler enjeksiyonun pulmoner ödem gibi akut hastalıklarıntedavisi için uygun olmadığına dikkat edilmelidir.
LASİX ampul şırıngada başka ilaçlarla karıştırılmamalıdır.
LASİX, tamponlama kapasitesi olmayan yaklaşık 9 pH değerine sahip bir çözeltidir. Bu nedenle, etkin madde 7'nin altındaki pH değerlerinde çökelebilir. Dolayısıyla, eğer bu çözeltiseyreltilecek olursa, seyreltilen çözeltinin pH'sının zayıf alkalen ila nötral aralıkta olmasınadikkat edilmelidir,
Seyreltici olarak normal serum fizyolojik çözeltisi uygundur. Seyreltilmiş çözeltilerin mümkün olan en kısa zamanda kullanılması önerilmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgilerBöbrek yetmezliği:
Kronik böbrek yetersizliği ile bağıntılı sıvı retansivonu:
Furosemide natriüretik yanıt, böbrek yetersizliğinin derecesi ve sodyum dengesi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir ve bu nedenle bir dozun etkisinin tam olarak Öngörülmesimümkün değildir. Kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda, başlangıçtaki sıvı kaybınınkademeli olması için dozun dikkatlice titre edilmesi gerekir. Erişkinler İçin bu, gündeyaklaşık 2 kg vücut ağırlığı (yaklaşık 280 mmol Na+) kaybına yol açan bir doz anlamınagelmektedir.
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 40 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük toplam doz, tek doz ya da ikiye bölünmüş dozlar halinde verilebilir.
Diyaliz hastalarında, olağan oral idame dozu günde 250 mg - 1500 mg'dır.
İntravenöz tedavide, furosemid dozu, 0.1 mg/dakika devamlı intravenöz infüzyonla başlanıp, daha sonra infüzyon hızı yanıta göre her yarım saatte bir kademeli olarak arttırılarakbelirlenebilir.
Akut böbrek yetersizliğinde sıvı atılımının idame ettirilmesi:
Furosemide başlamandan önce hipovolemi, hipotansiyon ve anlamlı elektrolit ve asit-baz dengesizliği düzeltilmelidir. Mümkün olan en kısa sürede intravenöz uygulama yolundan oraluygulama yoluna geçilmesi önerilmektedir.
Önerilen başlangıç dozu 40 mg olup, intravenöz enjeksiyon olarak verilir. Bu dozun sıvı atılımında arzu edilen artışı sağlamaması halinde, furosemid, 50 mg - 100 mg/saat hızındabaşlanan devamlı intravenöz infüzyon yoluyla verilebilir.
Nefrotik sendromla bağıntılı sıvı retansiyonu:
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 40 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük toplam doz, tek doz ya da bölünmüş birkaç doz halinde verilebilir,(bkz. bölüm 4.4)
Karaciğer yetmezliği;
Karaciğer hastalığıyla bağıntılı sıvı retansiyonu:
Furosemid, aldosteron antagonistleri tek başına kullanıldığında yetersiz kaldığı olgularda aldosteron antagonistleriyle tedaviyi desteklemek için kullanılır. Ortostatik intolerans veyaelektrolit ve asit-baz dengesizlikleri gibi komplikasyonlardan kaçınmak için, doz dikkatlicetitre edilerek başlangıçtaki sıvı kaybının kademeli olması sağlanmalıdır. Erişkinler için bu,günde yaklaşık 0.5 kg vücut ağırlığı kaybına yol açan bir doz anlamına gelmektedir
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 20 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük doz, tek doz ya da bölünmüş dozlar halinde verilebilir. Eğer intravenöztedavi mutlaka gerekiyorsa, başlangıç tek dozu 20 mg - 40 mg'dır.
Diğer:
Kronik koniestif kain yetersizliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu
Önerilen oral başlangıç dozu, günde 20 mg - 80 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir. Günlük dozun iki veya üçe bölünmüş dozlar halinde verilmesi önerilmektedir.
Akut koniestif kalp yetersizliği ile bağıntılı sıvı retansiyonu
Önerilen başlangıç dozu, intravenöz bolus enjeksiyonu yoluyla verilen 20 mg - 40 mg'dır. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir.
Hipertansiyon
Furosemid tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombinasyon halinde kullanılabilir.
Olağan oral idame dozu günde 20 mg - 40 mg'dır. Kronik böbrek yetersizliği ile bağıntılı hipertansiyonda daha yüksek dozlar gerekebilir.
Hipertansif kriz
Önerilen başlangıç dozu 20 mg - 40 mg olup, intravenöz bolus enjeksiyonu yoluyla verilir. Bu doz, gerektiğinde yanıta göre ayarlanabilir.
Zehirlenmede zorlu diürez desteği
Furosemid, elektrolit çözeltileri infüzyonlarına ek olarak intravenöz yoldan verilir. Doz, furosemide yanıta göre değişir. Tedaviden önce ve tedavi sırasında sıvı ve elektrolit kayıplandüzeltilmelidir. Asit veya alkalen maddelerle zehirlenme durumunda, idrann sırasıylaalkalizasyon veya asidifıkasyonu yoluyla eliminasyon daha da arttınlabilir.
Önerilen başlangıç dozu 20 mg - 40 mg olup, intravenöz enjeksiyon yoluyla verilir.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda, oral uygulama için önerilen furosemid dozu, maksimum 40 mg günlük doza kadar 2 mg/kg vücut ağırlığıdır. Parenteral uygulama için önerilen furosemid dozu,maksimum 20 mg günlük doza kadar 1 mg/kg vücut ağırlığıdır.
Çocuklarda dozaj vücut ağırlığına göre azaltılmalıdır. Çocuklarda maksimum dozlar için, “Pozoloji/uygulama sıklığı” başlığı altına bakınız.
Geriyatrik popülasyon:
Demansı olan yaşlı hastalarda doz ayan dikkatli yapılmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
LASİX aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
- Furosemide ya da LASIX'in herhangi bir yardımcı maddesine aşın duyarlılığı olanhastalarda. Sulfonamidlere (örn. sulfonamid antibiyotikler veya sulfonilüreler) alerjik olanhastalar furosemide çapraz duyarlılık gösterebilir.
- Hipovolemi veya dehidratasyonu olan hastalarda.
- Furosemide yanıt vermeyen anürik böbrek yetersizliği olan hastalarda.
- Şiddetli hipopotasemisi olan hastalarda.
- Şiddetli hiponatremisi olan hastalarda.
- Hepatik ensefalopatiyle bağıntılı pre-komatöz ve komatöz durumlan olan hastalarda.
- Emziren kadınlarda.
Gebelik sırasında kullanım için, bkz. bölüm 4.6
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İdrar çıkışından emin olunmalıdır. Kısmi idrar çıkışı obstrüksiyonu olan hastalar (örn. Mesane boşalma bozukluğu, prostat hipeıplazisi veya üretra daralması olan hastalarda) artan idrarüretimi şikayetlere neden olabilir ya da şiddetlendirebilir. Dolayısıyla bu hastalar özellikletedavinin başlangıç evreleri sırasında dikkatli izleme gerektirir.
LASİX ile tedavi düzenli tıbbi gözetimi gerekli kılmaktadır. Aşağıdaki durumlarda dikkatli takip gereklidir:
- Hipotansiyonu olan hastalarda,
- Kan basıncında belirgin düşmenin Özellikle risk altına sokacağı hastalarda, örn., koronerarterlerin ya da beyni besleyen kan damarlarının belirgin stenozu olan hastalar,
- Latent veya manifest diabetes mellitusu olan hastalarda,
- Gut hastalarında,
- Hepatorenal sendromu, yani, şiddetli karaciğer hastalığıyla bağıntılı fonksiyonel böbrekyetersizliği olan hastalarda
- Hipoproteinemisi olan hastalardan (ör. nefrotik sendromla bağıntılı olarak (furosemidinetkisi zayıflayabilir ve ototoksisitesi artabilir). Dikkatli doz titrasyonu gerekir.
- Prematüre bebeklerde (olası neffokalsinozis/nefrolithiyazis gelişimi; böbrek fonksiyonlarıtakip edilmeli ve renal ultrasonografi uygulanmalıdır.
Furosemid tedavisi sırasında serum sodyum, potasyum ve kreatinin izlenmesi genellikle önerilmektedir; elektrolit dengesizlikleri gelişme riski yüksek olan hastalarda ya da anlamlı eksıvı kaybı durumunda (örn., kusma, diyare veya aşın terlemeye bağlı) özellikle yakmdanizleme yapılması gerekir. Anlamlı elektrolit ve asit-baz dengesizliklerinin yanı sırahipovolemi ve dehidratasyon da düzeltilmelidir. Bu, furosemid tedavisinin geçici olarakkesilmesini gerektirebilir.
Rİsperidon ile birlikte kullanım:
Demansı olan yaşlı hastalarda yapılan risperidon plasebo-kontrollü çalışmalarda, sadece furosemid ile tedavi edilen hastalar (67-90 yaşları arası, ortalama 80 yaş; %4.1) veya sadecerisperidon ile tedavi edilen hastalara (70-96 yaşlan arası, ortalama 84 yaş; %3.1) kıyasla,furosemid ve risperidon ile tedavi edilen hastalardaki (75-97 yaşlan arası, ortalama 89 yaş;%7.3) mortalite insidansında artış gözlenmiştir. Diğer diüretikler (özellikle düşük dozlardakitiyazid diüretikleri) ile birlikte risperidon kullanımı benzer bulgular ile ilişkili değildir.
Bu bulguyu açıklayan hiç bir patolojik mekanizma ve ölüme sebep olan tutarlı bir sebep bulunmamaktadır. Bununla birlikte, gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veyadiğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yaran, kullanıma karar verileceği zamanöncelikli olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Risperidon ile diğer diüretiklerin birliktekullanımı sonucu hastalardaki mortalite insidansında hiç bir artış görülmemiştir. Tedaviyebakmaksızın, dehidratasyon mortalite için yüksek bir risk faktörüdür ve bu yüzden demansıolan yaşlı hastalarda kaçınılmalıdır.
Anafilaktik sok durumunda genellikle aşağıdaki acil önlemlerin alınması önerilir:
Terleme, bulantı, siyanoz gibi ilk belirtiler ortaya çıktığında enjeksiyona derhal son verilir. İğne venada bırakılır veya damar yolunun açık tutulması için venaya uygun bir kanülyerleştirilir. Mutad olarak alınan diğer önlemlerle birlikte hasta başı aşağıya gelecek şekildeyatırılır ve solunum yollan açık tutulur.
Derhal uygulanması gereken ilaçlar:
i.v. yoldan derhal epineffin (adrenalin) uygulanır:
Piyasada mevcut 1/1000 lik bir epineffin çözeltisinin 1 mİ si 10 mİ ye seyreltilir ve bunun 1 mİ si (0,1 mg epineffin) nabız ve kan basıncı kontrol edilerek yavaş bir şekilde zerkedilir(ritm bozukluklanna dikkat!). Epineffin enjeksiyonlan gerekirse tekrarlanabilir (prospektüsebakınız).
Daha sonra i.v. yoldan glikokortikoidler, mesela 250-1000 mg metilprednisolon-21-hidrojen süksinat uygulanır. Gerekirse glikokortikoid dozları tekrarlanır (bu tür ilaçların prospektüsünebakınız).
Bunu müteakip i.v. yoldanvolüm sübstitüsyonu
yapılır.
Diğer tedavi önlemleri:
Sun'i solunum, oksijen inhalasyonu, kalsiyum ve antihistaminiklerin uygulanmasıdır. Daha önceden mevcut olan bir metabolik alkaloz (mesela dekompanze karaciğer sirozunda),furosemid tedavisi sırasında kötüleşebilir.
Bu tıbbi ürün her ampulde 1 mmol (23 mgj'dan daha az sodyum ihtiva eder, yani esasında “sodyum içermez” olarak kabul edilebilir.
4.5.Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Besinler:
Besinlerle birlikte alındığında furosemidin emiliminin etkilenip etkilenmediği ve ne ölçüde etkilendiği farmasötik formülasyona bağlıdır. Oral LASİX formülasyonlannın aç kamınaalınması önerilmektedir.
Önerilmeyen birlikte kullanımlar:
İzole olgularda, kloral hidrat aldıktan sonra 24 saat içinde intravenöz furosemid uygulaması yüz kızarması, terleme ataklan, huzursuzluk, bulantı, kan basıncında artış ve taşikardiye yolaçabilir. Bu nedenle, furosemidin kloral hidratla birlikte kullanılması önerilmemektedir.
Furosemid aminoglikozidler ve diğer ototoksik ilaçlann ototoksisitesini arttırabilir. Bu geri dönüşsüz hasara yol açabileceğinden, bu ilaçlar ancak zorlayıcı tıbbi nedenler varsa furosemidile birlikte kullanılmalıdır.
Kullanım için önlemler:
Sisplatin ve furosemidin eşzamanlı verilmesi halinde ototoksik etki riski bulunmaktadır. Aynca, sisplatin tedavisi sırasında zorlu diürez sağlamak amacıyla kullanıldığında,furosemidin düşük dozlarda (örn., normal böbrek fonksiyonu olan hastalarda 40 mg) vepozitif sıvı dengesiyle verilmemesi halinde sisplatinin neffotoksisitesi artabilir.
Oral furosemid ve sukralfat en az 2 saat arayla kullanılmalıdır, zira sukralfat furosemidin barsaktan emilimini ve dolayısıyla etkisini azaltır.
Furosemid lityum tuzlarının atılımım azaltır ve serum lityum düzeylerinde artışa neden olabilir ve bu da, lityumun kardiyotoksik ve nörotoksik etkilerinde artış riski dahil olmaküzere lityum toksisitesi riskinde artışla sonuçlanabilir. Bu nedenle, bu kombinasyonu alanhastalarda lityum düzeylerinin dikkatle izlenmesi önerilmektedir.
Diüretik kullanan hastalar, özellikle bir anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ACE inhibitörü) ya da anjiotensin II reseptör antagonisti ilk kez verildiğinde ya da artırılmış birdozda ilk kez verildiğinde, şiddetli hipotansiyon ve böbrek fonksiyonunda böbrek yetersizliğiolgularım da içeren kötüleşme yaşayabilir. Bir ACE inhibitörü veya anjiotensin II reseptörantagonisti ile tedaviye başlamadan ya da dozunu arttırmadan önce furosemid uygulamasınageçici olarak ara verilmesi ya da en azından furosemid dozunun üç gün süreyle azaltılmasıdüşünülmelidir.
Risperidon: Gerekli tedbirler alınmalı ve bu kombinasyonun veya diğer etkili diüretikler ile bir arada tedavinin risk ve yaran, kullanıma karar verileceği zaman öncelikli olarak gözönünde bulundurulmalıdır, (bkz. bölüm 4.4; furosemid ile kombine risperidon kullanan,demansı olan yaşlı hastalarda mortalite artışı ile ilgili uyanlar)
Dikkate alınması gereken noktalar:
Asetilsalisilik asit dahil olmak üzere, non-steroidal antiinflamatuvar ilaçların birlikte uygulanması fiırosemidin etkisini azaltabilir. Dehidratasyon veya hipovolemisi olanhastalarda, non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlann akut böbrek yetersizliğine neden olabilir.Furosemid salisilat toksisitesini arttırabilir.
Fenitoinin birlikte uygulanmasını takiben furosemidin etkisinde zayıflama görülebilir.
Kortikosteroidler, karbenoksolon, büyük miktarlarda meyankökü ve uzayan laksatif kullanımı hipopotasemi gelişme riskini arttırabilir.
Bazı elektrolit bozukluktan (öm., hipopotasemi, hipomagnezemi) diğer bazı ilaçlann (örn., digitalis preparatlan ve QT aralığı uzama sendromuna yol açan ilaçlar) toksisitesiniarttırabilir.
Antihipertansif ajanlar, diüretikler veya kan basıncını düşürme potansiyeli olan diğer ilaçlann furosemid ile birlikte verilmesi halinde, kan basıncında daha belirgin bir düşüş beklenmelidir.
Probenesid ve metotreksat gibi, anlamlı renal tübüler sekresyona uğrayan diğer ilaçlar furosemidin etkisini azaltabilir.
Öte yandan, furosemid bu ilaçlann böbrek yoluyla atılımını azaltabilir. Yüksek dozla tedavi (özellikle de, hem furosemid hem diğer ilaçlann yüksek dozu) söz konusu olduğunda, bu,serum düzeylerinde artışa ve furosemide veya birlikte kullanılan ilaca bağlı advers etkiriskinde bir artışa yol açabilir.
Antidiyabetik ilaçlann ve kan basıncım artıran sempatomimetiklerin (örn., cpincfrin, norepinefrin) etkileri azalabilir. Kürar-tipi kas gevşeticilerinin veya teofillinin etkileriartabilir.
Neffotoksik ilaçlann böbrek üzerindeki zararlı etkileri artabilir.
Belli sefalosporinlerin yüksek dozlan ve furosemid ile eşzamanlı tedavi gören hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğu gelişebilir.
Siklosporin A ve furosemidin eşzamanlı kullanımı, furosemidin yol açtığı hiperürisemiye ve siklosporinin renal ürat atılımını bozmasına sekonder olarak gut artriti riskinde artışlabağıntılıdır.
Furosemid ile tedavi edilen, radiokontrast nefropatisi açısından yüksek risk altındaki hastalann radiokontrast aldıktan sonra böbrek fonksiyonunda bozulma insidansı, radiokontrastalmadan önce yalnızca intravenöz hidrasyon alan yüksek riskli hastalara kıyasla daha yüksekbulunmuştur.
4.6.Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Furosemidin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesini olduğunu göstermiştir, insanlara yönelikpotansiyel risk bilinmemektedir.
Gebelik dönemi
Furosemid plasenta bariyerini geçmektedir. Zorlayıcı tıbbi nedenler olmadığı takdirde gebelik sırasında verilmemelidir. Gebelik sırasında tedavi fetal büyümenin izlenmesinigerektirmektedir.
Laktasyon dönemi
Furosemid meme sütüne geçer ve laktasyonu inhibe edebilir. Furosemid ile tedavi edilen kadınlar bebeklerini emzirmemelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Furosemid, oral yoldan günde 90 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda erkek ve dişi sıçanların ve günde 200 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda dişi farelerin fertilitesini bozmamıştır.
Fare, sıçan, kedi, tavşan ve köpek gibi çeşitli memeli türlerinde furosemid ile tedavi sonrasında anlamlı embriyotoksik veya teratojenik etkiler saptanmamıştır. Gebeliğin 7-11 ve14-18. günlerinde 75 mg/kg vücut ağırlığı furosemid ile tedavi edilen sıçan neslinde böbrekmatürasyonunda gecikme - diferansiyel glomerül sayısında azalma - tarif edilmiştir.
Furosemid plasental bariyeri geçer ve göbek kordonu kanında matemal serum konsantrasyonlarının %100'üne ulaşır. Bugüne değin, insanlarda furosemid ile bağlantılıolabilecek hiçbir malformasyon saptanmamıştır. Bununla birlikte, embriyo/fetüs üzerindeolası zararlı etkilerin kesin olarak değerlendirilmesine olanak verecek yeterli deneyim eldeedilmemiştir. Fetüste idrar üretimi uterusta stimüle edilebilir.
Prematüre bebeklerin furosemid ile tedavisini takiben ürolityazis ve nefrokalsinoz gözlenmiştir.
Meme sütüyle alınan furosemidin bebek üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Bazı advers etkiler (örn. kan basıncında istenmeyen ölçüde belirgin bir düşüş) hastanın konsantre olma ve tepki verme yeteneğini bozabilir ve dolayısıyla bu yeteneklerin özellikleönemli olduğu durumlarda (örn., bir araç veya makine kullanma) bir risk oluşturabilir.
4.8. İstenmeyen etkiler\
Sıklıklar, furosemidin çeşitli dozlarda veya endikasyonda verildiği toplam 1387 hasta üzerinde gerçekleştirilen çalışmaları referans alan literatür verisine dayanmaktadır. Aynıistenmeyen etki için farklı bir sıklık kategorisi elde edilmesi durumunda, sıklığı en yüksekolan kategori seçilmiştir.
Uygulanabilir olduğunda, aşağıdaki sıklık aralığı kullanılır.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Hemokonsantrasyon Yaygın olmayan: TrombositopeniSeyrek: LÖkopeni, eozinofıli
Çok seyrek: Agranülositoz, aplastik anemi veya hemolitik anemi
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Şiddetli anafılaktik veya anafilaktoid reaksiyonlar (örn. şokla birlikte)
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Elektrolit bozuklukları (semptomatik olanlar dahil), özellikle yaşlı hastalarda hipovolemi ve dehidratasyon, kan kreatininde artış, trigliserid serum düzeylerinde artışYaygın: hiponatremi, hipokloremi, hipokalemi ve kan kolesterolünde artış, serum ürik asitartışı ve gut ataklan
Yaygın olmayan: Glukoz toleransında bozulma. Diabetes mellitus hastalannda bu durum metabolik kontrolün bozulmasına yol açabilir; latent diabetes mellitus manifest olabilir.Bilinmiyor: Hipokalsemi, hipomagnezemi, kanda üre artışı, metabolik alkalozis, furosemidinkötüye kullanımı ve/veya uzun süreli kullanımı çerçevesinde Pseudo-Barter sendromu.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Hepatoselüler yetersizliği olan hastalarda hepatik ensefalopati Seyrek: Parestezi
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Özellikle de böbrek yetersizliği, hipoproteinemi (örn., Nefrotik sendromda) olein hastalarda ve/veya intravenöz furosemid çok hızlı verildiğinde, çoğunlukla geçiciolmakla birlikte işitme bozukluklan. Furosemidin oral veya IV uygulaması sonrasında, bazengeri dönüşümsüz olabilen sağırlık olguları bildirilmiştir.
Seyrek: Tinnitus
- Vasküler hastalıklar
Çok yaygın (intravenöz uygulama için): Ortostatik hipotansiyonu içeren hipotansiyon Seyrek: VaskülitBilinmiyor: Tromboz
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın olmayan: Bulantı Seyrek: Kusma, diyareÇok seyrek: Akut pankreatit
Hepato-bilier hastalıklar
Çok seyrek: Kolestaz, transaminazlarda artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Kaşıntı, ürtiker, döküntüler, büllöz dermatit, eritema multiforme, pemfigoid, eksfolyatif dermatit, purpura, fotosensitivite reaksiyonu
Bilinmiyor: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, AJEP (akut jeneralize ekzantem püstülöz ) ve DRESS (Eozinofili ve sistemik semptomlar ile birlikte ilaç döküntüsü)
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: İdrar miktarında artış Seyrek: Tübülointerstisyel nefrit
Bilinmiyor: İdrarda sodyum artışı, idrarda klorür artışı, idrar retansiyonu (kısmi idrar çıkışı obstrüksiyonu olan hastalarda), prematüre bebeklerde nefrokalsinoz / nefrolithiyazis/böbrekyetmezliği
Konjenital ve kalıtımsal/ genetik hastalıklar
Bilinmiyor: Furosemidin prematüre bebeklere yaşamın ilk haftası içinde uygulanması halinde, patent ductus arteriosusun devam etme riskinde artış
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Seyrek: Ateş
Bilinmiyor: İntramüsküler enjeksiyonu takiben ağrı gibi lokal reaksiyonlar
4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Belirtiler: Akut veya kronik doz aşımında klinik tablo esas olarak elektrolit ve sıvı kaybının derecesine ve sonuçlarına bağlı olarak değişir, örn., hipovolemi, dehidratasyon,hemokonsantrasyon, kardiyak aritmiler (A-V blok ve ventriküler fıbrilasyon dahil). Bubozuklukların semptomları arasında şiddetli hipotansiyon (şoka ilerleyen), akut böbrekyetersizliği, tromboz, deliryum, flasit paralizi, apati ve konfuzyon sayılabilir.
Tedavi: Furosemidin spesifik bir antidotu bilinmemektedir. Eğer ağız yoluyla çok yakın zamanda gerçekleşmişse, gastrik lavaj ya da emilimi azaltmak üzere tasarlanmış (örn., aktifkömür) gibi önlemlerle etkin maddenin daha fazla sistemik emilimini sınırlama girişimindebulunulabilir.
Elektrolit ve sıvı dengesinde klinik açıdan anlamlı bozukluklar düzeltilmelidir. Bu bozukluklardan kaynaklanan ciddi komplikasyonların ve vücut üzerindeki diğer etkilerinönlenmesi ve tedavisiyle birlikte, bu düzeltici girişim genel ve spesifik yoğun tıbbi izleme veterapötik önlemleri gerekli kılabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Kıvrım diüretikleri ATCkodu: C03CA01
Etki mekanizması:
Furosemid, nispeten güçlü ve kısa ömürlü hızlı başlangıçtı diürez sağlayan bir kulp diüretiktir. Furosemid, Henle kulpunun kalın çıkan kolunun luminal hücre membranında yer alanNa+K+2Cl-eş-transport sistemini bloke eder: dolayısıyla, furosemidin salüretik etkisininetkililiği, ilacın bir anyon transport mekanizması yoluyla tübüler lümene ulaşmasına bağlıdır.Diüretik etki, Henle kulpunun bu kesiminde sodyum klorür reabsorpsiyonununinhibisyonundan kaynaklanmaktadır. Bunun bir sonucu olarak, fonksiyonel sodyum atılımıglomerüler sodyum fıltrasyonunun %35'ine varabilir. Artmış sodyum atılımımn ikinciletkileri, idrar atılımında (ozmotik olarak bağlanan suya bağlı) artış ve distal tübüler potasyumsekresyonunda artıştır. Kalsiyum ve magnezyum iyonlarının atılımı da artar.
Furosemid, macula densa'da tübülo-glomerüler feed-back mekanizmasını kesintiye uğratır ve bunun sonucu da, salüretik aktivitede hiçbir azalma olmamasıdır. Furosemid renin-anjiotensin-aldosteron sisteminin doza bağlı stimülasyonuna neden olur.
Kalp yetersizliğinde, furosemid kardiyak pre-load'da (venöz kapasitans damarları seyrelterek) akut bir azalmaya neden olur. Bu erken vasküler etkinin prostaglandin aracılığıyla oluştuğuve renin-anj i ötensin sistemi ve bozulmamış prostaglandin sentezinin aktivasyonu ile yeterliböbrek fonksiyonunu gerekli kıldığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, natriüretik etkisindendolayı, furosemid hipertansif hastalarda katekolaminlere karşı artmış vasküler reaktiviteyidüşürmektedir.
Furosemidin antihipertansif etkililiği sodyum atılımında artışa, kan hacminde azalmaya ve vasküler düz kasın vazokonstriktör uyaranlara duyarlılığında azalmaya bağlanabilir.
Farmakodinamik özellikler:
Furosemidin diüretik etkisi, intravenöz dozdan sonra 15 dakika içinde ve oral dozdan sonra 1 saat içinde görülür..
10 mg ila 100 mg dozlarda furosemid alan sağlıklı bireylerde diürez ve natriürezde doza bağlı bir artış olduğu gösterilmiştir. Sağlıklı kişilerde etki süresi, 20 mg intravenöz furosemiddozundan sonra yaklaşık 3 saat ve 40 mg oral dozdan sonra 3-6 saattir.
Hastalarda, bağlanmamış (serbest) furosemidin intratübüler konsantrasyonları (idrarda furosemid atılım hızı kullanılarak tahmin edilir) ile natriüretik etkisi arasındaki ilişki birsİgmoid eğri biçiminde olup, furosemidin minimal etkili atılım hızı yaklaşık 10mikrogram/dakikadır. Bu nedenle, furosemidin devamlı infüzyonu tekrarlanan bolusenjeksiyonlarından daha etkilidir. Bunun yanı sıra, ilacın belirli bir bolus dozunun üzerinde,etkide anlamlı bir artış söz konusu değildir. İlacın tübüler sekresyonu ya da intra-tübüleralbümin bağlanmasının düşmesi halinde furosemidin etkisi azalır.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Furosemid gastrointestinal yoldan hızla emilir. İlacın emilimi geniş bireyler arası ve birey içi değişkenlik gösterir. Sağlıklı gönüllülerde furosemidin biyoyararlammı, tabletler içinyaklaşık %50 - %70 ve oral çözelti için %80'dir. Hastalarda, ilacın biyoyararlammı alttayatan hastalıklar dahil çeşitli faktörlerden etkilenir ve %30'a kadar düşebilir (öm., Neffotiksendromda).
Besinlerle birlikte alındığında furosemidin emiliminin etkilenip etkilenmediği ve ne ölçüde etkilendiği farmasötik formülasyona bağlıdır.
Dağılım:
Furosemidin dağılım hacmi kg vücut ağırlığı başına 0.1 - 0.2 litredir. Dağılım hacmi altta yatan hastalığa bağlı olarak daha yüksek olabilir.
Furosemid plazma proteinine, esas olarak albümine güçlü (%98 üzerinde) bağlanır.
Biyotransformasyon:
İdrarda geri alman maddelerin %10 ila %20'si furosemidin bir glukuronit metabolitinden oluşmaktadır.
Eliminasvon:
Furosemidin eliminasyonu büyük ölçüde değişmemiş ilaç olarak, esas olarak proksimal tübüle sekresyon yoluyla gerçekleşir. İntravenöz uygulamadan sonra furosemid dozunun %60 ila%70'i bu yolla atılır. Kalan doz, muhtemelen safra sekresyonunu takiben feçes yoluyla atılır.
İntravenöz uygulamadan sonra furosemidin terminal yanlanma ömrü yaklaşık 1-1.5 saattir.
Furosemid anne sütünde atılır. Furosemid plasental bariyeri geçer ve fetüse yavaş yavaş taşınır. Fetüs veya yeni doğan bebekte anne ile aynı konsantrasyonda bulunur.
Hastalardaki karakteristik özelliklerBöbrek/ Karaciğer yetmezliği
Böbrek yetersizliğinde, furosemidin eliminasyonu yavaşlar ve yanlanma ömrü uzar; şiddetli böbrek yetersizliği olan hastalarda terminal yanlanma ömrü 24 saate varabilir.
Nefrotik sendromda azalmış plazma protein konsantrasyonu daha yüksek bağlanmamış (serbest) furosemid konsantrasyonuna yol açar. Öte yandan, intratübüler albümine bağlanmave düşmüş tübüler sekresyondan dolayı bu hastalarda furosemidin etkinliği azalır.
Furosemid hemodiyaliz, periton diyalizi ve CAPD uygulanan hastalannda düşük düzeyde diyalize olur.
Karaciğer yetersizliğinde, esas olarak daha geniş bir dağılım hacminden dolayı furosemidin yanlanma ömrü %30-%90 oranında artar. Aynca, bu hasta grubunda tüm farmakokinetikparametrelerde geniş bir değişiklik vardır.
Konjestif kalp yetersizliği, şiddetli hipertansiyon ve geriyatrik popülasyon:
Konjestif kalp yetersizliği, şiddetli hipertansiyonu olan hastalarda ya da yaşlılarda, böbrek fonksiyonunda azalmadan dolayı furosemid eliminasyonu yavaşlar.
Prematüre ve miadında doğan bebekler:
Böbreğin matürite durumuna bağlı olarak, furosemidin eliminasyonu yavaşlayabilir. Eğer bebeğin glukuronizasyon kapasitesi bozuksa, ilacın metabolizması da yavaşlar. Konsepsiyonsonrası yaşı 33 haftanın üzerinde olan bebeklerde terminal yanlanma ömrü 12 saatinaltındadır. İki aylık ve daha büyük bebeklerde, terminal klirens erişkinlerdeki ile aynıdır.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut toksisite:
Çeşitli kemirgen türleri ve köpeklerde oral ve intravenöz furosemid uygulamasıyla yapılan araştırmalar düşük oranda akut toksisite ortaya koymuştur. Furosemidin LD
50'si fare vesıçanlarda 1050 - 4600 mg/kg vücut ağırlığı arasında ve kobaylarda 243 mg/kg vücutağırlığıdır. Köpeklerde, oral LD
5o yaklaşık 2000 mg/kg vücut ağırlığıdır ve i.v. LD
5o 400mg/kg vücut ağırlığından fazladır.
Kronik toksisite:
Sıçan ve köpeklerde 6 ve 12 aylık uygulamadan sonra, en yüksek dozaj gruplannda (insanlardaki terapötik dozun 10-20 katı) renal değişiklikler (fokal fıbroz, kalsifıkasyon dahil)görülmüştür.
Ototoksisite:
Furosemid, iç kulağın stria vaskülarisinde transport süreçlerini engelleyebilir ve muhtemelen (genellikle geri dönüşlü olan) işitme bozukluğuna yol açar.
Karsinojenite:
Furosemid dişi fare ve sıçanlara yaklaşık 2 yıl süreyle diyetleri içinde günde yaklaşık 200 mg/kg vücut ağırlığı (14.000 ppm) miktarında uygulanmıştır. Farelerde memeadenokarsinomu insidansmda bir artış gözlenmiş, ancak sıçanlarda gözlenmemiştir. Bu dozinsanlarda uygulanan terapötik dozdan dikkate değer ölçüde daha yüksektir. Bunun yanı sıra,bu tümörler kontrol hayvanlarının %2 ila %8 rinde gözlenen spontan olarak oluşan tümörlerlemorfolojik olarak tamamen aynıdır.
Dolayısıyla, bu tümör insidansımn insanların tedavisinde geçerli olması olası görülmemektedir. Nitekim furosemid kullanımını takiben insan meme adenokarsinomuinsidansmda artış olduğuna ilişkin hiçbir bulgu yoktur. Epidemiyolojik araştırmalaradayanarak, insanlarda furosemid için bir karsinojeniklik sınıflandırması mümkün değildir. .Bir karsinojeniklik araştırmasında, sıçanlara günde 15 ve 30 mg/kg vücut ağırlığı dozlardafurosemid uygulanmıştır. 15 mg/kg doz kategorisindeki erkek sıçanlar (ancak 30 mg/kg dozkategorisindeki!er değil) nadir tümörlerde marjinal bir artış göstermiştir. Bu bulgularıntesadüfi olduğu kabul edilmektedir.
Sıçanlarda nitrosamin ile oluşturulan mesane karsinojenezi, furosemidin hızlandırıcı bir faktör olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sağlamamıştır.
Mutajenite:
Bakteri ve memeli hücrelerindeki
in vitro
testlerde, hem pozitif hem negatif sonuçlar elde edilmiştir. Ancak, gen ve kromozom mutasyonlan indüksiyonu yalnızca furosemidinsitotoksik konsantrasyonlara ulaştığı durumlarda gözlenmiştir.
Üreme toksikolojisi:
Furosemid, oral yoldan günde 90 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda erkek ve dişi sıçanların ve günde 200 mg/kg vücut ağırlığı dozlarda dişi farelerin fertilitesini bozmamıştır.
Fare, sıçan, kedi, tavşan ve köpek gibi çeşitli memeli türlerinde furosemid ile tedavi sonrasında anlamlı embriyotoksik veya teratojenik etkiler saptanmamıştır. Gebeliğin 7-11 ve14-18. günlerinde 75 mg/kg vücut ağırlığı furosemid ile tedavi edilen sıçan neslinde böbrekmatürasyonunda gecikme - diferansiye glomerül sayısında azalma - tarif edilmiştir.
Furosemid plasental bariyeri geçer ve göbek kordonu kanında matemal serum konsantrasyonlarının %100'üne ulaşır. Bugüne değin, insanlarda furosemid etkilenimiylebağlantılı olabilecek hiçbir malformasyon saptanmamıştır. Bununla birlikte, embriyo/fetüsüzerinde olası zararlı etkilerin kesin olarak değerlendirilmesine olanak verecek yeterlideneyim elde edilmemiştir. Fetüste idrar üretimi uterusta stimüle edilebilir.
Prematüre bebeklerin furosemid ile tedavisini takiben ürolityazis ve neffokalsinoz gözlenmiştir.
Meme sütüyle alman furosemidin bebek üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum hidroksit Sodyum klorür
Enjeksiyonluk su
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 Raf ömrü
60 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. .
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
LASİX ampul, 2 ml'lik (=20 mg) 5 ampul içeren ambalajlarda sunulmaktadır.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik” lerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sanofi aventis İlaçlan Ltd. Şti.
No: 193 Levent 34394 İSTANBUL Tel: (0212)339 10 00Fax: (0212)339 10 89
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
197/73
9. İLK RUHSAT TARİHİ /RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 10.08.2001 Ruhsat yenileme tarihi:10.08.2011
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
14