Çeşitli İlaçlar » Diğer Tüm Terapötik İlaçlar » Diğer Tüm İlaçlar » Demir Şelatörleri » Deferipron
KISA URUN BILGISI
1. BEŞERİ TIBBI ÜRÜNÜN ADI
Ferriprox® 100 mg/ml Şurup
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde
:
1 ml oral çözelti 100 mg deferipron içerir
Yardımcı maddeler: 1 ml oral çözelti 0.4 mg günbatımı sarısı (E110) içerir.
Yardımcı maddelerin tam listesi için bkz. Bölüm 6.1
3. FARMASÖTİK FORM
Oral çözelti.
Berrak, kırmızımsı turuncu renkli çözeltidir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Ferriprox®, talasemi major hastalarında demir fazlalığının tedavisinde ilk basamakta kullanılır.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji:
Deferipron tedavisi, talasemi hastalarının tedavisinde deneyimli bir hekim tarafından başlatılmalı ve sürdürülmelidir.
Deferipron genellikle vücut ağırlığına göre 25 mg/kg olmak üzere oral yolla, günde üç kez, günlük toplam 75 mg/kg olarak verilir. Vücut ağırlığına göre hesaplanan doz en yakın 2.5 ml'ye yuvarlanır. Aşağıdaki tabloda 10 kg'lık artışlar halinde, vücut ağırlığına göre önerilen dozlar verilmiştir.
Advers reaksiyon riskini arttırma potansiyeli nedeniyle, günlük 100 mg/kg/gün üzerindeki dozlar önerilmez. Önerilen maksimum dozun 2.5 katından fazlasının kronik kullanımı nörolojik bozukluklarla ilişkilendirilmiştir (Bkz. 4.4, 4.8 ve 4.9)
6 ile 10 yaş arasındaki çocuklarda deferipron kullanımına ilişkin sınırlı veri bulunmaktadır. 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanıma ilişkin ise hiç bir veri yoktur.
Deferipron kullanımıyla ortaya çıkabilen agranülositozun ciddi bir tablo olması nedeniyle, tüm hastaların dikkatle izlenmesi gerekmektedir. Özellikle hastanın mutlak nötrofil sayımı (ANC) düşükse ya da böbrek yetmezliği veya karaciğer bozukluğu varsa, çok dikkatli olunmalıdır.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Günde yaklaşık 75 mg/kg doza ulaşmak için aşağıda yer alan vücut ağırlığı tablosunda önerilen miktarlarda çözelti kullanılmalıdır. Vücut ağırlıkları 10 kg'lık artışlar halinde yazılmıştır.
Vücut ağırlığı (Kg) |
Toplam günlük doz (mg) |
Doz
(mg, üç kez/gün) |
Oral çözelti ml (üç kez/gün) |
20
|
1500
|
500
|
5.0
|
30
|
2250
|
750
|
7.5
|
40
|
3000
|
1000
|
10.0
|
50
|
3750
|
1250
|
12.5
|
60
|
4500
|
1500
|
15.0
|
70
|
5250
|
1750
|
17.5
|
80
|
6000
|
2000
|
20.0
|
90
|
6750
|
2250
|
22.5
|
Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda deferipron kullanımına ilişkin herhangi bir veri yoktur. Bu gruptaki hastalara deferipron tedavisi uygulanırken dikkatli olunmalı ve karaciğer fonksiyonu takip edilmelidir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda deferipron kullanımına ilişkin herhangi bir veri yoktur. Bu gruptaki hastalara deferipron tedavisi uygulanırken dikkatli olunmalı ve böbrek fonksiyonu takip edilmelidir.
Pediyatrik popülasyon:
6 ile 10 yaş arasındaki çocuklarda deferipron kullanımına ilişkin sınırlı veri bulunmaktadır. 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanıma ilişkin ise hiç bir veri yoktur. Bununla birlikte, pediyatrik hastalar için önerilen farklı bir pozoloji yoktur. Yukarıdaki tabloya göre dozlama yapılmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik hastalar için önerilen farklı bir pozoloji yoktur. Yukarıdaki tabloya göre dozlama yapılmalıdır.
• Etkin madde ya da yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılık
• Tekrarlayan nötropeni öyküsü
• Agranülositoz öyküsü
• Gebelik ya da emzirme (Bkz. 4.6)
• Deferipronun neden olduğu nötropeninin mekanizması tam olarak bilinmediği için, hastalar nötropeni ile ilişkili olduğu bilinen ya da agranülositoza neden olabilen ilaçları kullanmamalıdır (Bkz. 4.5).
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Nötropeni / Agranülositoz
Deferipronun, agranülositoz da dahil, nötropeniye neden olduğu bilinmektedir. Hastanın nötrolfil sayımı her hafta yapılmalıdır.
Klinik çalışmalarda, haftalık olarak nötrofıl sayısının izlenmesinin, nötropeni ve agranülositoz vakalarının saptanmasında etkili olduğu görülmüştür. Tedavinin durdurulması ile nötropeni ve agranülositoz da ortadan kalkmaktadır. Hastada, deferipron tedavisi gördüğü sırada bir enfeksiyon gelişmesi halinde, tedaviye ara verilerek nötrofil sayımı daha sık aralıklarla yapılır. Hastalar, ateş, boğaz ağrısı, grip gibi, enfeksiyona işaret eden semptomların ortaya çıkması halinde derhal doktorlarını bilgilendirmeleri konusunda uyarılmalıdır.
Nötropeni vakalarının tedavisi ile ilgili öneriler aşağıda yer almaktadır. Hastaya deferipron tedavisine başlamadan önce böyle bir protokolün hazır bulundurulması gerekir.
Hasta nötropenik ise deferipron tedavisine başlanmamalıdır. Başlangıştaki mutlak nötrofil sayımı (ANC) baz çizgisi 1.5 x 10
9/1 'den düşükse, agranülositoz ve nötropeni riski daha yüksektir.
Nötropeni görülmesi halinde
Hastanın derhal deferipron ve nötropeniye neden olabilecek diğer tıbbi ürünlerin kullanımını durdurması istenir. Enfeksiyon riskini azaltmak için hastanın diğer kişilerle teması sınırlandırılır. Tanı konulur konulmaz, çekirdekli alyuvar hücrelerinin varlığına göre düzeltilmiş beyaz kan hücre sayımı (WBC), nötrofil sayımı ve platelet sayımını da içeren tam kan sayımı (CBC) yapılır ve bu işlem her gün tekrarlanır. Nötropeninin iyileşmesinden sonra emin olmak için, takip eden üç hafta boyunca CBC, WBC, nötrofil ve platelet sayımları sürdürülür. Nötropeniyle aynı zamanda bir enfeksiyon gelişmesine dair kanıt olması halinde, gerekli kültür ve teşhis prosedürleri uygulanarak, uygun bir tedaviye başlanır.
Ağır nötropeni veya agranülositoz vakalarında
Yukarıdaki şekilde hareket edilir ve olayın tanımlandığı gün, granülosit koloni uyarıcı faktörü tedavisi gibi uygun bir tedaviye başlanır. Durum düzelene kadar her gün
sürdürülür. Hasta koruyucu karantinaya alınır ve klinik endikasyon varsa hastaneye yatırılır.
Tekrar deneme (rechallenge) konusundaki bilgiler çok sınırlıdır. Bu nedenle, nötropeni durumunda, yeniden deneme önerilmez. Agranülositoz durumunda ise yeniden deneme kontrendikedir.
Karsinojenisite / mutajenisite/fertilite üzerindeki etkileri
Genotoksisite çalışmalarından elde edilen sonuçlar, deferipronun karsinojenik potansiyelinin göz ardı edilemeyeceğini göstermektedir (Bkz. 5.3). Deferipronun fertilite üzerindeki etkisini inceleyen herhangi bir hayvan deneyi bulunmamaktadır.
Serum ferritin konsantrasyonu/plazma Zn2+ konsantrasyonu
Şelasyon rejiminin, vücuttaki demir yükünü kontrolü üzerindeki uzun süreli etkililiğini değerlendirmek için, her iki ya da üç ayda bir serum ferritin konsantrasyonları veya vücuttaki demir yükününün diğer göstergeleri izlenmelidir. Serum ferritin ölçümlerinin 500 ^g/l'nin altına düşmesi halinde, deferipron tedavisine ara verilmesi düşünülmelidir.
Plazma Zn2+ konsantrasyonunun izlenmesi ve düşük olması halinde destekleyici önlem alınması önerilir.
HIV pozitif ya da bağışıklık sistemi zayıf diğer hastalar
HIV pozitif ya bağışıklık sistemi zayıf diğer hastalarda deferipron kullanımına ilişkin herhangi bir veri yoktur. Deferipronun nötropeni ve agranülositozla ilişkili olduğu düşünülecek olursa, bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda tedaviye başlamadan önce risk/yarar hesabının iyi yapılması gerekir.
Böbrek ya da karaciğer yetersizliği ve karaciğer fibrozu olan hastalar
Böbrek ya da karaciğer yetmezliği olan hastalarda deferipron kullanımına ilişkin herhangi bir veri yoktur. Deferipron esas olarak böbrekler yoluyla atıldığı için , böbrek yetmezliği bulunan hastalarda komplikasyon riskinin daha yüksek olduğu kabul edilebilir. Benzer şekilde, deferipron karaciğerde metabolize olduğu için, karaciğer fonksiyonlarında bozukluk olan hastalarda dikkatli hareket etmek gerekir. Deferipron tedavisi sırasında, bu popülasyonda böbrek ve karaciğer fonksiyonları izlenmelidir. Serum alanin aminotransferzda (ALT) ısrarlı bir yükselme varsa, deferipron tedavisine ara verilmesi düşünülmelidir.
Talasemi hastalarında, karaciğer fibrozu ile aşırı demir yüklenmesi ve/veya Hepatit C arasında bir ilişki vardır. Hepatit C hastalarında demir şelasyonunun optimal düzeyde olmasına dikkat edilmelidir. Bu hastalarda karaciğer histolojisinin dikkatle izlenmesi önerilir.
İdrarda renk değişikliği
Hastalar, demir-deferipron kompleksinin atılması nedeniyle idrarlarında
kırmızımsı/kahverengi bir renklenme olabileceği konusunda uyarılmalıdır.
Kronik doz aşımı ve nörolojik bozukluklar
Önerilen dozun 2.5 - 3 katı bir dozla bir kaç yıl tedavi gören çocuklarda nörolojik
bozukluklar gözlenmiştir. Deferipron tedavisi verilirken, 100 mg/kg/gün üzerindeki dozların önerilmediği de unutulmamalıdır. (Bkz. 4.2, 4.8 ve 4.9)
Yardımcı maddeler
Ferriprox® şurup içeriğinde, allerjiye neden olabilecek günbatımı sarısı (E110) boya maddesi bulunmaktadır.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Deferipronla diğer ilaçlar arasında herhangi bir etkileşim bildirilmemiştir. Bununla birlikte, deferipronun metalik katyonlara bağlanma özelliği nedeniyle, aluminyum bazlı antiasitler gibi trivalan katyona-bağlı ilaçlarla deferipron arasında etkileşim potansiyeli bulunmaktadır.
Deferipronun, C vitamini ile birlikte kullanılmasının ne denli güvenli olduğu konusunda resmi bir çalışma yoktur. Bildirilen advers etkiler göz önüne alındığında, deferipronla C vitamini birlikte kullanıldığında dikkatli olmak gerekmektedir.
Deferipronun neden olduğu nötropeninin mekanizması tam olarak bilinmediği için, deferipron tedavisi gören hastalar nötropeniyle ilişkili olduğu bilinen ya da agranülositoza neden olabilen ilaçları kullanmamalıdır. (Bkz. 4.3).
4.6 Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: X (kontrendike)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
İlacın klastojenik ve teratojenik özellikleri nedeniyle, deferipron tedavisi gören doğurgan yaştaki kadınların gebe kalmamaya dikkat etmeleri ve gebeliği önleyici tedbirler almaları önerilmektedir. Gebe olduğunu farkeden ya da gebe olmayı planlayan kadınlar deferipron tedavisini derhal bırakmalıdırlar. (Bkz. 4.3).
Gebelik dönemi
Deferipron gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açtığından şüphelenilmektedir.
Ferriprox gebelik döneminde kontrendikedir (Bkz kısım 4.3).
Laktasyon dönemi
Deferipronun insan sütünde salgılanıp salgılanmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılmış herhangi bir prenatal veya postnatal üreme çalışması bulunmamaktadır. Emzikli kadınların deferipron kullanmamaları gerekir. Deferipron tedavisinin zorunlu olduğu durumlarda emzirmeye son verilmelidir.
Üreme yeteneği/fertilite
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar üreme üzerinde toksik etkiye işaret etmektedir. (Bkz. 5.3).
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler:
Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkilere ilişkin herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.
4.8 İstenmeyen etkiler
Deferipronla yapılan klinik çalışmalarda bildirilen en ciddi advers etki, % 1.1 (100 hasta tedavi yılı başına 0.6 vaka) (Bkz. 4.4) bir insidans gösteren agranülositozdur (nötrofiller <0.5x10
9/1). Nötropeninin şiddeti daha az formunun gözlenen insidansı (nötrofil<1.5x109/l) ise %4.9'dur (100 hasta yılı için 2.5 vaka). Bu oran, talasemi hastalarında, özellikle de hipersplenizm bulunanlarda, altta yatan durum olabilen yüksek nötropeni insidansı açısından dikkate alınmalıdır.
Deferipron tedavisi gören hastalarda, genellikle hafıf ve geçici özellikte diyare bildirilmiştir. Gastrointestinal etkiler genellikle tedavinin başlangıç evresinde daha sık görülmekte ve hastaların çoğunda tedavinin kesilmesine neden olmadan bir kaç hafta içinde düzelmektedir. Bazı hastalarda, deferipron dozunu önce azaltmak ve daha sonra kademeli olarak arttırmak yararlı olabilir. Deferipron tedavisi gören hastalarda, bir ya da daha fazla eklemde kendini belli eden hafif ağrılardan, efüzyon ve sakatlığa yol açabilecek kadar ağır seyreden artirite kadar uzanan artropati olayları da bildirilmiştir. Hafif artropatiler genel olarak geçicidir.
Deferipron alan hastalarda, serumdaki karaciğer enzimlerinde yükselme bildirilmiştir. Bu hastaların büyük kısmında artış, asemptomatik ve geçici olup dozun azaltılmasına ya da tedavinin kesilmesine gerek kalmadan başlangıç değerlerine dönmüştür (Bkz. 4.4)
Bazı hastalarda, demir yüklenmesinde artış veya hepatit C'ye bağlı olarak fibrozda ilerleme görülmüştür.
Hastaların çok az bir kısmında, deferiprona bağlı olarak plazmada çinko düzeyi düşük bulunmuştur. Oral çinko desteğiyle düzey normale dönmüştür.
100 mg/kg/gün olan maksimum önerilen dozun 2.5 katından yüksek bir dozla gönüllü olarak birkaç yıl tedavi gören çocuklarda, serebellar semptomlar, diplopi, lateral nystagmus, psikomotor yavaşlama, el hareketleri ve aksiyel hipotoni gibi nörolojik bozukluklar görülmüştür. Bu nörolojik bozukluklar, deferipronun kesilmesiyle kademeli olarak gerilemiştir. (Bkz. 4.2, 4.4 ve 4.9).
Advers olayların sıklığı: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Nötropeni, agranülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: İştah artışı
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın: Bulantı, kann ağnsı, kusma Yaygın: Diyare
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Yaygın: Artralji
Sinir Sistemi Hastalıkları
Yaygın: Başağrısı
Böbrek ve idrar hastalıkları
Çok yaygın: Kromatüri
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Bitkinlik
Araştırmalar
Yaygın: Karaciğer enzimlerinde artışÖzel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda deferipronun biyoyararlanımı incelenmemiştir. Transfüzyona bağımlı P-talasemi ve karaciğer sirozu olan ancak karaciğer yetmezliği belirtisi göstermeyen hastalarda deferipronun emilimi, biyotransformasyonu ve idrarla atılımının belirlenmesi için bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada deferipronun farmakokinetiği, sirozun açık belirtilerini göstermeyen kronik tedavi gören talasemi hastaları üzerinde gerçekleştirilen başka bir çalışmada elde edilen sonuçlara benzemektedir. Deferipron karaciğerde metabolize olduğundan, karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunması gerekmektedir. Ferriprox ile tedavi sırasında karaciğer fonksiyonu takip edilmelidir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda deferipronun biyoyararlanımı incelenmemiştir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması için spesifik yol göstermeyi destekleyecek veri olmasa da, bu hastalarda Ferriprox dozunun azaltılmasında dikkatli olunmalıdır. Deferipronun farklı bir formülasyonunun kullanıldığı bir çalışmada, deferipron glukuronidin eliminasyon yarı ömrünün, kreatinin klerensi ile ile anlamlı korelasyon gösterdiği, ancak deferipronun eliminasyon yarı ömrünün göstermediği görülmüştür. Bu koşullar altında, farmakolojik olarak inaktif bir bileşik olan deferipron glukuronidin birikim yapması mümkündür. Bu bilgiler ışığında, böbrek yetmezliği olan hastalarda advers olay riski artabileceğinden bu tür hastalara Ferriprox verilirken dikkatli olunmalıdır. Ferriprox'la tedavi sırasında böbrek fonksiyonu takip edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4.)
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Akut doz aşımı vakası bildirilmemiştir. Bununla birlikte, 100 mg/kg/gün olan maksimum önerilen dozun 2.5 katından yüksek bir dozla gönüllü olarak birkaç yıl tedavi gören çocuklarda, serebellar semptomlar, diplopi, lateral nystagmus, psikomotor yavaşlama, el hareketleri ve aksiyel hipotoni gibi nörolojik bozukluklar görülmüştür. Bu nörolojik bozukluklar, deferipronun kesilmesiyle kademeli olarak gerilemiştir.
Doz aşımı durumunda, hastanın klinik durumunun yakından izlenmesi gerekir.
5. F ARMAKOLOJIK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Demir şelasyon ajanı, ATC kodu V03AC02
Etkin madde, demire 3:1 molar oranda bağlanan bir bidentat ligand olan deferiprondur (3 hidroksi- 1 ,2-dimetilpiridin-4-on).
Klinik çalışmalar deferipronun, transfüzyona bağımlı talasemi hastalarında demir atılımını teşvik etmede ve günde 3 kez 25 mg/kg dozda uygulandığında, serum ferritin miktarına göre belirlenen demir birikimindeki artışı önlemede etkili olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, şelasyon tedavisi ile, organlarda demirin neden olduğu harabiyeti engellemek mümkün olmayabilir.
Deferipron, iki adet Faz III çalışmada 247 hasta üzerinde ve onaylı olmayan endikasyonlarda kullanım programı şeklinde araştırılmıştır. Çalışmalarda, primer etkililik kriteri olarak serum ferritin düzeyleri esas alınmıştır. İki yıl süren bir çalışmada, deferipron ile deferoksamin karşılaştırılmıştır. Her iki tedavi grubunda da ortalama serum ferritin düzeyleri birbirinden istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermemekle birlikte, deferipron tedavisi gören hastalarda karaciğerdeki ortalama demir konsantrasyonu, deferoksamin tedavisi gören hastalara kıyasla daha fazla artış göstermiştir. Bu nedenle önerilen dozlarda kullanılan deferipron, deferoksamine kıyasla daha az etkili olabilmektedir.
Diğer çalışma destekleyici, açık, karşılaştırmasız bir çalışmadır. Bu çalışmada, hastaların serum ferritin düzeyleri, çalışma öncesi düzeylerde kalmıştır. Primer son nokta agranülositoz olup, % 1.2 oranında bir sıklık göstermiştir.
5.2 Farmakokinetik özellikler Genel özellikler
Emilim
Deferipron, gastrointestinal kanalın üst bölümünden hızlı şekilde absorbe olmaktadır Aç bırakılan hastalarda doruk serum konsantrasyonunun, tek dozu izleyen 45-60 dakika içinde meydana geldiği bildirilmiştir. Tok hastalarda bu süre 2 saate kadar çıkabilmektedir.
Yiyecekle birlikte alınan deferipronun absorpsiyonunda herhangi bir azalma olmamakla birlikte, 25 mg/kg'lık bir dozu takiben, doruk serum konsantrasyonları tok hastalarda (85 ^mol/l), açlara kıyasla (126 ^mol/l) daha düşük gerçekleşmiştir.
Dağılım
0.01-0.2 mM'lik konsantrasyon aralığında deferipron, serum proteinlerine düşük (%10'un altında) bağlanma göstermiştir. Talasemi hastalarında deferipronun dağılım hacmi (V
d) dozaj programına bağlı olarak 1.55 veya 1.73 l/kg, sağlıklı deneklerde ise 1 l/kg'dır.
Biyotransformasyon
Deferipron, esas olarak bir glükronid konjügatına dönüşmektedir. Bu metabolitin, deferipronun 3-hidroksi grubunun inaktivite olması nedeniyle demir bağlama özelliği bulunmamaktadır. Glukuronidin doruk serum konsantrasyonu, deferipron alımından 2 -3 saat sonra gerçekleşmektedir.
Eliminasyon
İnsanlarda deferipron esas olarak böbreklerden atılmaktadır. İlk 24 saat içinde, alınan dozun % 75 -% 90 'ının, serbest deferipron, glukuronid metaboliti ve demir-deferipron kompleksi şeklinde idrarda kazanıldığı bildirilmiştir. Feçesle de değişen miktarlarda atılım olduğu bildirilmiştir. Hastaların çoğunda eliminasyon yarı ömrü 2 -3 saat arasındadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda deferipronun biyoyararlanımı incelenmemiştir. Transfüzyona bağımlı P-talasemi ve karaciğer sirozu olan ancak karaciğer yetmezliği belirtisi göstermeyen hastalarda deferipronun emilimi, biyotransformasyonu ve idrarla atılımının belirlenmesi için bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada deferipronun farmakokinetiği, sirozun açık belirtilerini göstermeyen kronik tedavi gören talasemi hastaları üzerinde gerçekleştirilen başka bir çalışmada elde edilen sonuçlara benzemektedir. Deferipron karaciğerde metabolize olduğundan, karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunması gerekmektedir. Ferriprox ile tedavi sırasında karaciğer fonksiyonu takip edilmelidir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda deferipronun biyoyararlanımı incelenmemiştir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması için spesifik yol göstermeyi destekleyecek veri olmasa da, bu hastalarda Ferriprox dozunun azaltılmasında dikkatli olunmalıdır. Deferipronun farklı bir formülasyonunun kullanıldığı bir çalışmada, deferipron glukuronidin eliminasyon yarı ömrünün, kreatinin klerensi ile ile anlamlı korelasyon gösterdiği, ancak deferipronun eliminasyon yarı ömrünün göstermediği görülmüştür. Bu koşullar altında, farmakolojik olarak inaktif bir bileşik olan deferipron glukuronidin birikim yapması mümkündür. Bu bilgiler ışığında, böbrek yetmezliği olan hastalarda advers olay riski artabileceğinden bu tür hastalara Ferriprox verilirken dikkatli olunmalıdır. Ferriprox'la tedavi sırasında böbrek fonksiyonu takip edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4.)
Pediyatrik popülasyon:
Deferipronun farmakokinetiği, pediyatrik popülasyon üzerinde incelenmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Deferipronun farmakokinetiği, geriyatrik popülasyon üzerinde incelenmemiştir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Fare, sıçan, tavşan, köpek ve maymunlar üzerinde klinik dışı deneyler gerçekleştirilmiştir.
Demir yüklenmesi yapılmamış hayvanlara 100 mg/kg/gün doz verildiğinde, en sık rastlanan bulgular kemik iliği hiposelüliritesi ve periferal kanda WBC, RBC ve/veya platelet sayımında azalmadır.
Demir yüklemesi yapılmamış hayvanlara 100 mg/kg/gün ve daha fazla doz verildiğinde, timusda, lenfoid dokularda ve testiste atrofi, adrenalde hipertrofi bildirilmiştir.
Deferipronla hayvanlarda yapılan bir karsinojenisite çalışması yoktur. Deferipronun genotoksik potansiyeli bir dizi
in vivovitroin vitroin vivo
olarak hayvanlarda klastojenik etki göstermiştir.
Üreme ile ilgili çalışmalarda deferipron, demir yüklemesi yapılmamış sıçan ve tavşanlara en az 25 mg/kg/gün dozda verildiğinde teratojenik ve embriyotoksik etki göstermiştir. Hayvanlar üzerinde yapılmış bir prenatal ve postnatal üreme çalışması bulunmamaktadır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Saf su
Hidroksietilselloz
Gliserol
Hidroklorik asit, konsantre Yapay kiraz aroması Nane yağı
Günbatımı sarısı (E110)
Sukraloz (E955)
6.2 Geçimsizlikler
Söz konusu değildir.
6.3 Raf ömrü
24 ay.
Şişe ilk açıldıktan sonra 35 gün.
6.4 Saklamaya yönelik özel uyarılar
30°C yi geçmeyen sıcaklıkta ve ışıktan korumak için özel ambalajında saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Çocukların açamayacağı özellikte polipropilen kapağı olan amber renkli polietilen tereftalat (PET) şişe ve dereceli ölçüm kabı.
Her ambalajda 500 ml'lik şişe bulunmaktadır.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Apotex İlaç San. ve Tic. Ltd. Şti Kanlıca Mah. Muhtarbey Sok.
No. 14 Beykoz/İstanbul Tel No: 216 517 6849 Faks No: 216 473 7808
8. RUHSAT NUMARASI
126/52
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsatlandırma tarihi: 02.01.2009 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ün YENİLENME TARİhİ
20.01.2009