Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Esmax 20mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

Sinir Sistemi » Psikoanaleptikler » Antidepresanlar » Seçici Serotonin Gerialım İnhibitörleri » Essitalopram

KISA ÜRÜN BILGISI

1 BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI ESMAX® 20 mg Film Kaplı Tablet
2 KALITATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde: Her bir film kaplı tablet 20 mg essitalopram (oksalat olarak) içerir. Yardımcı maddeler: Yardımcı maddelerin listesi için bkz. Bölüm 6.1
3 FARMASÖTİK FORM
Film Kaplı Tablet Oval, beyaz, çentikli.
Tabletler eşit yanmlara bölünebilir.
4 KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Majör depresif durumlar,
Agorafobin veya agorafobisiz panik bozukluğu.
Sosyal anksiyete bozukluğu (sosyal fobi),
Yaygm anksiyete bozukluğu,
ObsesifKompulsif Bozukluk (OKB) tedavilerinde kullanılır.

4,2

Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloj l/uygula ma sıklığı ve süresi:
20 mg'ın üzerindeki günlük dozlarda güvenliliği kanıtlanmamıştır.

Majör depresif durumlar


Günde bir kez 10 mg olarak almır. Bireysel hasta cevabına göre, doz günde maksimum 20 mg'a çıkanlabilir.
Antidepresan cevap için genelde 2-4 hafta gerekir. Belirtiler düzeldikten sonra, alınacak cevabın konsolidasyonu için en az 6 aylık tedavi süresi gerekmektedir.

Agorafobili veva agorafobisiz panik bozukluğu


Günlük 10 mg'hk doza geçilmeden Önce, ilk hafta günde 5 mg'lık başlangıç dozu tavsiye edilir.
Doz daha sonra, alınacak bireysel hasta cevabına göre, günde maksimum 20 mg'a çıkarılabilir.
Maksimum etki, yaklaşık 3 ay sonra alınır. Tedavi birkaç ay sürer.

Sosyal anksivete bozukluğu Asosyal fobi)


Günde bir kez 10 mg olarak almır. Semptomlaıuı giderilmesi için genellikle 2-4 hafta gereklidir. Hastanın bireysel yanıtına göre doz 5 mg'a düşürülebilir veya günde maksimum 20 mg'a çıkarılabilir.
Sosyal anksiyete bozukluğu, kronik seyirli bir hastalıktır ve alınacak cevabın konsoUdasyonu için 12 haftalık tedavi tavsiye edilir. Tedaviye cevap verenlerin 6 ayhk uzun dönemli tedavisi incelendiğinde, relapsm önlenmesi bakımındmı cevabın bireylere bağlı olarak değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür. Tedaviden sağlanan faydalann düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmesi gerekir.
Sosyal anksiyete bozukluğu, spesifik bir bozukluğun iyi tanımlanmış tanısal terminolojisidir ve aşırı çekingenlikle kanştınimamalıdır. Bu bozukluğun sadece profesyonel ve sosyal aktivitelere önemli şekilde etki etmesi halinde ilaçla tedaviye başlanmalıdır.
Bu tedavi, kognitif davranışçı terapi ile karşılaştınlma incelenmemiştir. İlaçla tedavi, genel tedavi stratejinin bir parçasıdır.

Yavem anksiyete bozukluğu


Başlangıç dozu günde bir kez 10 mg'du*. Bireysel yanıta göre, doz günde maksimum 20 mg'a çıkanlabilir.
Tedaviye cevap veren hastalarda, uzun dönemli tedavi (20 mg/gün) en az 6 aylık çalışmalarla değerlendirilmiştir. Tedaviden sağİMian faydalar ve doz düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 5.1).

Obsesif Kompülsif Bozukluk TOKB)


Başlangıç dozu günde bir kez 10 mg'dır. Bireysel hasta cevabına göre, doz günde 20 mg'a çıkanlabilir.
0KB kronik bir hastalık olduğundan dolayı hastalar, semptomların giderildiğinden emin olmak için yeterli süre tedavi edilmelidir.
Tedaviden sağlanan faydalar ve doz düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 5.1).

Uygulama şekli:

Esmax® günde tek doz olarak, besinlerle birlikte veya öğün aralarında kullanılabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği

Hafif ve orta dereceli böbrek yetmezliği olanlarda doz ayarlaması gerekmez. Ciddi böbrek yetmezliği olan (CLcr<30 ml/d£ikika) hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 5.2).

Karaciğer yetmezliği

Hafif ve orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ilk iki hafta için başlangıç dozu olarak 5 mg uygulanması önerilir. Bireysel yanıta göre doz günde 10 mg'a yükseltilebilir. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda, özellikle dikkatli doz titrasyonu önerilir (bkz. Bölüm 5.2).

Pediyatrik popülasyon (18 yaş altı)

Esmax® çocuklarda ve 18 yaşın altındaki adolesanların tedavisinde kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4,4).

Geriyatrik popülasyon (65 yaş Üstü)

Başlangıç tedavisinde, tavsiye edilen dozun yansı ve devamında da daha düşük maksimum doz uygulanmalıdır (bkz. Bölüm 5.2). Esmax 'ın yaşlı hastalarda sosyal anksiyete bozukluğundaki etkililiği araştırılmamıştır.

CYP2C19 yönünden zavıf metabolize edici olan hastalar:


CYP2C19 yönünden zayıf metabolize edici olan hastalarda tedavinin ilk iki haftalık bölümünde başlangıç dozu olarak 5 mg kullanılması önerilir. Bireysel hasta cevabına göre doz, günde 10 mg'a yükseltilebihr (bkz. Bölüm 5.2).

Tedavi sonlandınldı^mda görülen kesilme belirtileri


İlacın ani olarak kesilmesinden kaçınılmalıdır. Olası çekilme reaksiyonlarım önlemek için; essitalopram tedavisine, en az bir veya iki haftalık süre içerisinde doz yavaşça azaltılarak son verilmelidir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). Dozun azaltılmasınm ve tedavinin kesilmesini takiben tolere edilemeyen semptomlar oluşursa, bu durumda, daha önce reçete edilen doza yeniden başlanması göz önünde bulundurulmalıdır. Sonrasında doktor dozu azaltmaya kademeli, ancak daha yavaş olarak, devam edebilir,

4.3 Kontrendikasyonlar

Essitaloprama veya yardımcı maddelerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.
Non-selektif irreversibl monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAO-inhibitörleri) birlikte kullanılması ajitasyon, tremor, hipertermi vb. belirtilerin görüldüğü serotonin sendromu riski nedeniyle kontrendikedir (bkz. Bölüm 4,5).
Essitalopramm reversibl MAO-A inhibitörleriyle (öm. moklobemid) veya reversibl non-selektif MAO-inhibitörü linezolid ile birlikte kombine kullanılması serotonin sendromuna neden olma riski nedeniyle kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5),
Pimozid ile birlikte kullanımı kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri:

Aşağıdaki özel uyan ve önlemler Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRİ)

terapötik sınıfındaki tüm ilaçla kapsar.

_
Antidepresan ilaçlann çocuklar ve 24 yaşma kadar olan gençlerdeki kullanımlannm intihar düşünce ya da davranışlannı artırma olasılığı
bulunmaktadır. Bu nedenle, özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarmda ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşın hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakından izlenmesi gereklidir.

Çocuklar ve 18 vasin altmdaki adolesanlarda kullanımı


Esmax®, çocuklar ve 18 yaşm altmdaki adolesanlann tedavisinde kullanılmamalıdır. Klinik çalışmalarda antidepresanlar ile tedavi edilen çocuklar ve adolesanlar, plasebo ile tedavi edilenlerle karşılaştınldığında intiharla ilişkili davranışlar (intihar girişimi ve intihar düşünceleri) ve düşmanlık (çoğunlukla saldırganlık, zıtlaşma davranışı ve sinirlilik) daha sık gözlenmiştir.
Klinik bir gereksinime dayanarak yine de tedavi etme karan alınırsa, hasta intihar semptomlarının ortaya çıkmasına karsı dikkatle izlenmelidir. Aynca, çocuklar ve adolesanlar için büyüme, olgunlaşma, kognitif ve davranışsal gelişim üe ilgili uzun dönemli güvenlilik verisi bulunmamaktadır.

Parodoksikal anksivete


Panik bozuJcIuğu olan bazı hastalar antidepresan tedavinin başında, anksiyete semptomlan sergileyebilir. Bu paradoksikal reaksiyon, tedaviye başlanmasından itibaren ilk iki hafta içinde çoğunlukla kaybolur. Olası anksiyojenik etkileri azaltmak için düşük başlangıç dozu önerilir (bkz. Bölüm 4.2).

Nöbetler


Nöbet görülen bütün hastalarda ilaç kesilmelidir. Stabil olmayan epilepsili hastalara SSRI veriknemelidir ve kontrollü epilepsili hastalar ise dikkatle izlenmelidir. Nöbet sıklığında artış görülürse SSRI kesilmelidir.

Mani


Geçmişinde mani/hipomani olan hastalarda SSRI'lar dikkatle kullanılmalıdır. Hasta manik faza girerse SSRI kesilmelidir.

Diyabet


Diyabetli hastalarda SSRI tedavisi glisemik kontrolü değiştirebilir (hipoglisemi veya hiperglisemi). İnsülin ve/veya oral hipoglisemik ilacın dozunun yeniden ayarlanması gerekebilir.

İntihar/intihar düsüncesi veva klinik kötüleşme


Depresyon, intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilişkili olaylar) riskinde artış ile ilişkilendirilmektedir. Bu risk anlamlı bir iyileşme oluşuncaya kadar devam eder. Tedavinin ilk birkaç haftası veya daha fazla sürede bir düzelme oluşmayabileceği için hastalar bir düzelme oluşuncaya kadar yakından izlenmelidir. Genel klinik tecrübeye göre iyileşmenin erken evrelerinde intihar riski artabilir.
Essitalopramın reçetelendiği diğer psikiyatrik durumlarda intiharla ilgili olay riski artmış olabilir. Ayrıca bu durumlarla birlikte majör depresif bozukluk da bulunabilir. Bundan dolayı majör depresif bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken uygulanan önlemlerin aynısı diğer psikiyatik bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken de uygulanmalıdır.
Öyküsünde intiharla ilişkili olay bulunan hastalar veya tedavinin başlangıcından önce anlamlı derecede intihar düşüncesi sergileyen kişilerde, intihar düşüncesi veya intihar girişiminde bulunma riski olduğu bilinmektedir ve tedavi sırasmda dikkatli bir izlem yapılmalıdır.
Psikiyatrik bozukluğu olan yetişkin hastalarda, antidepresanlara ilişkin yapılan, plasebo kontrollü bir meta-analiz çalışması, 25 yaşın altındaki hastalarda intihar davranışı riskinin, plasebo ile karşılaştırıldığında, antidepresan alanlarda arttığım göstermiştir. Yüksek risk taşıyan hastalar, özellikle tedavinin erken evrelerinde ve doz değişikliklerini izleyen dönemlerde yakından izlenmelidir.
Hastalar (ve hasta ile ilgilenenler), herhangi bir klinik kötüleşme, intihar davranışı veya düşüncesi ve davramşlarda olağan dışı değişiklikler ortaya çıkmasına karsı hastanın izlenmesi gerektiği konusunda ve bu semptomlar ortaya çıktığında hemen doktor çağınlması gerektiği konusunda uyanlmalıdır.

Akatizi/psikomotor huzursuzluk


SSRl/SNRl kullanımı, akatızi gelişimi (sübjektif olarak hoş olmayan veya sıkıntılı huzursuzluk ile karakterize ve çoğu kez oturamama veya hareketsiz duramama ile eslik eden hareket etme ihtiyacı) ile ilişkilendirilmiştir. Bu durum çoğunlukla tedavinin ilk birkaç haftası içinde oluşmaktadır. Bu semptomlann geliştiği hastalarda, dozun arttmiması zararlı olabilir.

Hiponatremi


Tedavi sonlandırılınca genellikle sona eren ve muhtemelen Uygun Olmayan Antidiüretik Hormon Salgılama (SIADH) sebebiyle, S SRİ kullanımının ender olarak hiponatremi oluşturduğu bildhilmiştir. Yaşlı hastalar, sirozu olanlar veya birlikte hiponatremi oluşturduğu bilinen ilaçlar kullanmakta olan hastalar gibi risk altında olanlarda SSRriar dikkatle kullanılmalıdır.

Kanama


SSRriar ile tedavide ekimoz, purpura gibi yüzeysel kanama bozuklukları rapor edilmiştir. Özellikle oral antikoagülanlar ve platelet fonksiyonunu etkilediği bilinen bazı ilaçlarla (örneğin; atipik antipsikotikler ve fenotiyazin, trisiklik antidepresanlann çoğu, asetilsalisilikasit ve nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAID), tiklopidin ve dipiridamol) birlikte S SRİ kullanan veya kanama eğilimi olduğu bilinen hastalar tarafından kullanılması konusunda özenli olunmahdır.

Elektrokonvülzif tedavi fEKT)


SSRI'lar ile EKT'nin birlikte uygulanmasına ilişkin yayınlanmış klinik deney sınırlı olduğundan özenli olunması önerilir.

Serotonin sendromu


Sumatriptan veya diğer triptanlar, tramadol ve triptofan gibi serotoneıjik etkili ilaçlarla birlikte essitalopram kullanımında dikkatli olunmalıdır. SSRI'larla birlikte serotoneıjik ilaç kullanan hastalarda serotonin sendromu ender olarak rapor edilmiştir. Ajitasyon, tremor, miyokloni ve hipertermi gibi semptomların birlikte oluşumu bu durumun gelişimine işaret edebilir. Böyle durumlarda, SSRI ve serotoneıjik ilaç derhal kesilmeli ve semptomatik tedavi başlatılmalıdır.

St. John's Wort


İçerisinde St. John's Wort

(hypericum perforatum)

bulunan bitkisel preparatlar ile SSRI'lann birlikte kullanılması advers reaksiyonlann oluşumunda artışa yol açabilir (bkz. Bölüm 4.5).

Tedavi sonlandırıldıgında görülen kesilme belirtileri


Tedavi kesildiğinde görülen belirtiler, özellikle tedavi amden kesilmişse sıktır (bkz. Bölüm 4.8). Kliıük çalışmalarda tedavinin kesilmesiyle görülen istenmeyen etkiler essitalopram ile tedavi edilen hastalann yaklaşık %25'inde ve plasebo alan hastalann yaklaşık %15'inde görülmüştür.
Kesilme belirtilerinin riski, tedavi süresi ve dozu ile doz azaltma hızını içeren birkaç faktöre bi^lı olabilir. Sersemlik hali, duyusal bozukluklar (parestezi ve elektrik şok hissi dahil), uyku bozukluklan (insomıüa ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, konfüzyon, terleme, baş ağnsı, diyare, palpitasyon, duygusal instabilite, irritabilite ve görsel bozukluklar en yaygın bildirilen reaksiyonlardır. Bu belirtiler genellikle hafif ve orta şiddettedir fakat bazı hastalarda şiddetli olabilirler.
Çoğu zaman tedavinin kesilmesinden sonraki ilk birkaç gün içinde ortaya çıkarlar, fakat istemeden doz atlamış olan hastalarda bu tür semptomlarm görülmesine ilişkin çok az sayıda rapor bulunmaktadır.
Bu belhliler genellikle kendini kısıtlayıcı özelliktedir ve çoğu zaman iki hafta içinde çözümlenmesine rağmen bazı bireylerde bu süre uzayabilir (2-3 ay veya daha fazla). Bundan dolayı, tedavi kesileceği zaman essitalopram hastanın ihtiyaçlanna göre birkaç hafta veya aylık sürede yavaş yavaş azaltılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 “Tedavi sonlandırıldığında görülen kesilme semptomlan”).

Koroner kalp hastalısı


Sınırlı klinik tecrübe nedeniyle, koroner kalp hastalığı olan hastalarda kullanımmda dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 5.3).

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Farmakodinamik etkileşimleri

Kontrendike kombinasyonlar:


Irreversibi non-selekiif MAOrier


Non-selektif irreversibl MAOI ile birlikte SSRI kullanan hastalarda ve SSRI tedavisine son verdikten hemen sonra MAOI tedavisine başlayan vakalarda ciddi reaksiyonlarla karşılaşıldığı bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.3). Bazı hastalarda serotonin sendromu gelişmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Essitalopramın non-selektif irreversibl

MAOrierMAOIMAOI

ile tedaviye başlanmadan en az 7 gün önce essitalopram tedavisine son verilmiş olmalıdır.

Reversibi, seiekiif MAO-A inhibitörü (moklobemid)


Serotonin sendromu riskinden ötürü, essitalopramın moklobemid gibi bir MAO-A inhibitörü ile birlikte kullammı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Eğer bu kombinasyon gerekli ise, tedaviye önerilen en küçük dozla başlanması ve mutlaka klinik izlem yapılması önerilir.

Reversibi, non-selekiif MAO inhibitörü (linezolid)


Bir antibiyotik olan linezolid reversibi non-selektif MAO-inhibitörüdür ve essitalopram ile tedavi edilen hastalara verilmemelidir. Eğer bu kombinasyon gerekli ise, yakm klinik takip ile minimum dozda verilmelidir (bkz. Bölüm 4.3).

Irrevesibl, selekti/MAO-B inhibitörü (seiejiiin)


Serotonin sendromu gelişmesi riskinden ötürü, selejilin (irreversibl MAO-B inhibitörü) ile birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. 10 mg/gün'e kadar olan selejilin dozu ile birlikte rasemik sitalopram güvenle kullamimıştır.
Essitalopramın pimozid ile birlikte kullanımı kontrendikedir.

Kullammı önlem gerektiren kombinasyonlar:


Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörü (SSRİ), Selektif Serotonin/Norepinefiin Geri Alım İnhibitörü (SNRI) grubu ilaçlarm, migren bas ağrısı olanlarda, 5-Hidroksitriptamin reseptör agonisti ile birlikte kullanımı serotonerjik sendroma neden olabilir.

Serotonerjik ilaçlar


Serotoneıjik ilaçlarla (örneğin tramadol, sumatriptan ve diğer triptanlar) birlikte kullanımı serotonin sendromuna yol açabilir.

Nöbet eşi%ini düşüren ilaçlar


SSRI'lar nöbet eşiğini düşürebilir. Nöbet eşiğini düşürebilen diğer ilaçlarla (antidepresanlar (trisiklikler, SSRI'lar), nöroleptikler (fenotiyazinler, tiyoksantenler, butirofenonlar), meflokin, bupropiyon ve tramadol) birlikte kullamıken dikkatli olunmalıdır.

Lityum, triptofan


SSRI'lann lityum veya triptofan ile birlikte kullamldığmda, etkilerinin arttığı yönünde raporlar mevcuttur. Bu nedenle, SSRI'lann bu ilaçlarla birlikte kullanımmda dikkatli olunmalıdır.

StJohn's Wort


SSRI'lann St. John's Wort

(hypericum perforatum)

içeren bitkisel ürünlerle birlikte kullammı advers reaksiyonların oluşumunda artışa yol açabilir (bkz. Bölüm 4.4).

Kanama


Essitalopram ile oral antikoagülanlar birlikte verildiğinde antikoagülan etkide değişiklik görülebilir. Essitalopram tedavisi başlatılan ve kesilen hastalardan oral Antikoagülan kullananlarda, dikkatli olarak koagülasyon izlemi gerekir (bkz. Bölüm 4.4).

Alkol


Essitalopram ile alkol arasmda farmakodinamik veya farmakokinetik etkileşme beklenmemektedir. Ancak diğer psikotropik ilaçlarla olduğu gibi, alkol ile birlikte kullammı önerilmez.

Farmakokinetik etkileşimleri

Di£er ilaclann essitalopram faımakokinetigi üzerindeki etkisi


Essitalopram metabolizması genellikle CYP2C19 ile gerçekleşir. CYP3A4 ve CYP2D6 da bir dereceye kadar metabolizmaya katkıda bulımur. Esas metabolit olan demetillenmis essitalopramm (S-DCT) metabolize olmasmm ise kısmen CYP2D6 tarafmdan katalize edildiği düşünülmektedir.
Essitalopramm 30 mg günde tek doz omeprazol ile (bir CYP2C19 inhibitörü) beraber kullanımı, essitalopramm plazma konsantrasyonlarında orta derecede (yaklaşık % 50) artışa neden olmuştur.
Essitalopramm 400 mg günde çift doz simetidin ile (orta derecede potent genel enzim inhibitörü) beraber kullanımı, essitalopramm plazma konsantrasyonlannda orta derecede (yaklaşık % 70) artışa neden olmuştur. Bu sebeple, CYP2C19 inhibitörleriyle (omeprazol, esomeprazol, fluvoksamin, lansoprazol, tiklopidin) veya simetidin ile beraber kullanıldığmda dikkatli olunmalıdır. Beraber kullanım sırasmda istenmeyen etkilerin izlenmesine bağlı olarak essitalopram dozunda azaltma yapmak gerekebilir.

Essitalopramm diğer ilaclann farmakokinetiği üzerine etkisi


Essitalopram CYP2D6 enziminin bir inhibitörüdür. Çoğunlukla bu enzim tarafmdan metabolize edilen ve dar terapötik indekse sahip diğer ilaçlarla (flekainid, propafenon ve kardiyak yetmezlikte kullanıldığmda metoprolol) veya çoğunlukla CYP2D6 tarafmdan metabolize edilen merkezi sinir sistemine etkin ilaçlarla (desipramin, klomipramin ve nortriptilin gibi antidepresanlar veya risperidon, tiyoridazin ve haloperidol gibi antipsikotikler) birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Doz ayarlaması gerekebihr.
Desipramin veya metoprolol ile birlikte kullanımı, her iki CYP2D6 sübstratınm plazma düzeyini iki katına çıkarmıştır.
Yapılan

in vitro

çalışmalar, essitalopramm CYP2C19'un zayıf inhibisyonuna neden olduğunu göstermiştir. CYP2C19 ile metabolize edilen ilaçlarla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

4.6 Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye

Gebelik kategorisi 'C'dir.

Gebelik dönemi

Essitalopramm gebelik dönemindeki kullanımına ilişkin sınırlı klinik veri mevcuttur. Essitalopram ile sıçanlarda yapılan üreme toksisite çalışmalannda, embriyo-fetotoksik etkiler görülmüştür fakat malformasyon insidansmda bir artış görülmemiştir (bkz. Bölüm 5.3). Esmax® kesinlikle gerekli değilse ve risk/yarar oranı dikkatle değerlendirilmeden hamilelerde kullanılmamalıdır.
Gebeliğin ileri evrelerine kadar (özellikle son trimester içinde) Esmax® kullanımı devam ederse, yeni doğan gözlemi enmelidir. Gebelik süresince ilacın aniden kesilmesi önlenmelidir.
Gebeliğin ileri evrelerinde SSRI/SNRI kullanımı sonrası yeni doğanlarda şu belirtiler görülebilir: solunum güçlüğü, siyanoz, apne, nöbet, vücut sıcaklığında dengesizlik, beslenme güçlüğü, kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotoni, hiperrefleksi, tremor, huzursuzluk, irritabilite, letaıji, sürekli ağlama, uyuklama hali ve uyuma zorluğu. Bu belirtiler, serotoneıjik etkilerden veya kesilme durumlanndan kaynaklanıyor olabilir. Omeklerin çoğunda komplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya kısa bir süre içinde (<24 saat) başlamaktadır.
Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörü (SSRI) grubu ilaçların hamilelik süresince ahmında, yeni doğanda potansiyel dirençli pulmoner hipertansiyon riski bulunmaktadır.

Laktasyon dönemi

Essitalopramın anne sütüne geçmesi beklenir.
Tedavi sırasında emzirme önerilmez.

4.7 Araba ve makina kullanımı üzerindeki etkiler

Essitalopram entelektüel işlev ve psikomotor performansı etkilemez. Ancak, psikoaktif ilaç kullanan hastalann muhakeme yeteneklerinde veya becerilerinde bozulma beklenebilir. Bu sebeple, hastaların araba ve makine kullanma yeteneklerine olası etkileri konusunda uyan İmal an gerekir.

4.8 İstenmeyen etkiler

Daha sıklıkla tedavinin ilk bir veya iki haftalık bölümünde karşılaşılan advers etkiler genellikle tedavinin devam eden dönemlerinde şiddet ve sıklık açısından azalma gösterir. SSRI'ların bilinen istenmeyen yan etkileri ve ayrıca plasebo kontrollü klinik çalışmalarda essitalopram için bildirilen veya spontan olarak bildirilen pazarlama sonrası olaylar aşağıda sistem-organ sınıfı ve sıklığma göre listelenmiştir:
Sıklıklar klinik çalışmalardan alınmaktadır; plasebo kontrollü değildir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır; çok yaygın (>I/10); yaygın (>1/100, E1/10); yaygın olmayan (>1/1000, <1/100); seyrek (>1/10000, <1/1000); çok seyrek (<1/10000) veya bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Çok
yi^gın
Yaygın
Yaygın olmayan
Seyrek
Bilinmiyor
Tetkikler

Kilo arbşı
Kik) kaybı

Anormal karaciğer fonksiyon testi
Kardiyak
bozukluklar


Taşikardi
Bradikardi

Kan ve lenf sistemi bozukluklan




Trombosİtopeni
SiDİr sistemi bozukluklan

Uykusuzluk, uyuklama hali, sersemlik hali, parestezi, tremor
Tat alma bozukluğu, uyku hozukluğıL senkop
Serotonin
sendromu
Diskinezi,
hareket
bozukluğu,
konvülsiyon
Göz bo^kluklan


Midiiyazis,
görme
bozukluğu


Kulak ve iç kulak bozukluklan


Çınlama


Solunum
göğüs ve
mediastinal
bozukluklar

Sinüzit, esneme
Burun kanaması


Gastrointestinal
bozukluklar
Bulantı
Diyare, konstipasyon, kusma, ağız kuruluğu
Gastrointestinal kanama (rcktal kanama dahil)


Böbrek Ye idrar yolu bozukluklan




idrar
retansiyonu
Deri ve deri altı doku bozukluklan

Ttifleme artışı
Ürtiker, alopesİ, kızan kille kaşıntı

Ekimoz,
anjiyoödem
Kas<iskelet sistemi bozuklukları^ bag doku ve kemik bozukluklan

Artralji, miyalji



Endokrin
bozukluklan




Uygun
olmayan ADH (antidiüretik hormon) salgısı
Metabolizma ve besleDme bozuklu Idan

İştah azalma&ı. iştah artışı


Hiponatremi
Vasküler
bozukluklar




Ortostatik
hipotansiyon
Genel ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar

Yorgunluk, yüksek aieş
Odem


Bağışıklık sistemi



Anafilaktik

Hepatit

HepatO'bilier
bozukluklar

üreme sistemi ve meOK bozukluktan

Erkek:
ejakülasyon
ki^ukluğu,

impotans



Kadın:
metroraji,
menorajj

Kadın:
Galaktore
Erkek:

priapizm



Psikiyatrik
bozukluklar
Anksiyete, huzursuzluk, anormal rüyalar K^ın ve erkek: libido azalması Kadın:

Anor^^mi


Bmksizm, ajitasyon, sinirlilik haJi,
panik atak,
konfUzyonei durum
Agrtisyon, depersonalizasyon , halüsİTiasyon
Mani, intihar düşüncesi, intihar davranışı*
'Essitalopram ile tedavi sırasında veya tedavinin kesilmesinden hemen sonra, intihar düşüncesi ve intihar davranışı sergileyen vakalar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
SSRI terapötik sınıfı için rapor edilen advers olaylar: psikomotor
huzursuzluk/akatizi (bkz. Bölüm 4.4) ve anoreksi.
Pazarlama sonrası dönemde çoğunlukla önceden kaıdiyak hastalığı olan hastalarda QT uzamasına ilişkin vakalar bildirilmiştir. Nedensel bir ilişki kurulamamıştır.

Tedavi kesildiğinde görülen kesilme belirtileri


SSRI/SNRriann özellikle aniden kesilmesi genellikle kesilme belirtilerine neden olur. Sersemlik hali, duyusal bozukluklar (parestezi ve elektrik şok hissi dahil), uyku bozuklukları (insomnia ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, konfüzyon, terleme, baş ağnsı, diyare, palpitasyon, duygusal dengesizlik, irritabilite ve görme bozukluklan en yaygın bildirilen reaksiyonlardır. Bu olaylar genellikle hafif ve orta şiddette ve kendini kısıtlayıcı özelliktedir fakat bazı hastalarda şiddetli olabilir ve/veya daha uzun sürebilirler. Bundan dolayı essitalopram tedavisi daha fazla gerekli görülmediğinde tedavinin kesilmesi doz azaltılarak yavaş yavaş yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.4).

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Toksisite


Essitalopram doz aşımı konusunda klinik veri sınırlıdır ve birçok vaka diğer ilaçlar ile beraber kullanımındaki doz aşımlarım içermektedir. Vakaların çoğunluğunda hafif semptomlar bildirilmiştir veya hiç semptom bildirilmemiştir. Tek başına essitalopramla doz aşımmda nadiren ölüm vakaları rapor edilmiştir. Ölüm vakalarının çoğunluğu beraber kullanıldığı ilaçlar ile doz aşımını içermektedir. Tek başına 400 ve 800 mg arasındaki essitalopram dozlan şiddetli hiçbir semptom olmadan alınmıştır.

Semptomlar


Bildirilen essitalopram doz aşımında görülen semptomlar çoğunlukla merkezi sinir sistemi (sersemlik hali, tremor ve ajitasyondan nadiren görülen serotonin sendromu vakaları, konvülsiyon ve komaya kadar gidebilen), gastrointestinal siste
(bulantı/kusma), kardiyovasküler sistem (hipotansiyon, tasikardi, QT uzaması ve aritmi) ve elektrolit/sıvı dengesi (hipokalemi, hiponatremi) ile ilişkilidir.

Tedavi


Spesifik bir antidotu mevcut değildir. Havayolu açık tutulmalı ve hastanın uygun düzeyde oksijen alarak solunum işlevlerini yerine getirmesi sağlanmalıdır. Oral alımından sonra olası en kısa zaman içerisinde gastrik lavaj ve aktif kömür uygulaması yapılmalıdır. Genel semptomatik destek tedavisinin uygulandığı süre boyunca kardiyak ve yaşamsal belirtiler izlenmelidir.
5 FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.L Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: antidepresan, selektif serotonin geri alım inhibitörü.
ATC kodu: N06AB10

Etki mekanizması


Essitalopram, primer bağlanma yerine yüksek afınitesi olan, serotonin (5-HT) geri aliminin selektif bir inhibitörüdür. Aynca, 1000 kat daha az afmite ile serotonin taşıyıcısı üzerindeki bir allosterik bölgeye de bağlanır.
Essitalopramın; aralannda 5-HTlA, 5-HT2, dopamin (DA) Dİ ve D2 reseptörleri ile al, a2-, b- adrenoseptörleri, histamin Hl, muskarin kolineıjik, benzodiazepin ve opioid reseptörlerin de bulunduğu bir grup reseptöre afmitesi azdır veya hiç yoktur.
Serotonin geri aliminin inhibisyonu, essitalopramın farmakolojik ve klinik etkilerini açıklayan tek mekanizmadır.

Klinik etkililik


Majör Depresif Epizod


Essitalopram, dört çifl kör plasebo kontrollü kısa dönem (8 hafta) çalışmanın üçünde majör depresif durumların akut tedavisinde etkili bulunmuştur.
Uzun dönem relaps önleme çalışmasmda günde 10 mg veya 20 mg essitalopram ile açık etiketli tedavinin ilk 8 haftasında cevap vermiş olan 274 hasta, 36 haftaya kadar essitalopram ile aynı dozda veya plasebo ile devam etmek üzere randomize edilmiştir. Bu çalışmada essitalopram alan hastalar sonraki 36 haftada plasebo alanlarla karşılaştınidığında relapsa kadar belirgin olarak daha uzun zaman geçirdikleri görülmüştür.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu


Essitalopram, sosyal anksiyete bozukluğundaki hem üç kısa dönemli (12 hafta) çalışmada, hem de tedaviye cevap verenlerde yapılan 6 aylık relaps önleme çalışmasında etkili bulunmuştur. 24 haftalık doz ayarlama çalışmasında, 5, 10 ve 20 mg essitalopramm etkililiği gösterilmiştir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu


Günde 10 mg ve 20 mg essitalopram dozlan dört plasebo kontrollü çalışmanın dördünde de etkili bulunmuştur.
Benzer dizaynda yapılmış üç çalışmadan elde edilen verilerde; essitalopram verilen 421 hasta ve plasebo verilen 419 hastada tedaviye cev^ verenlerin oranı sırasıyla, %47,5 ve %28.9 ve remisyona girenlerin oranı %37.1 ve %20.8'dir. Essitalopramla sürekli etki 1. haftadan itibaren görülmüştür.
Günde 20 mg essitalopramın etkililiğinin devamı, 24-76 haftalık, randomize, idame-etkililik çalışmasında, ilk 12 haftalık açık etiket tedaviye cevap veren 373 hastada gösterilmiştir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk


Randomize, çift kör bir klinik çalışmada 20 mg/gün essitalopram 12 hafta sonunda Y-BOCS toplam skoru ile plasebodan aynim ıştır, 24 hafta sonunda, 10 ve 20mg/gün essitalopram plasebo ile karşılaştırıldığında daha üstündür.
16 haftalık açık-etiketli bir çalışmada essitaloprama yanıt veren ve 24 haftalık randomize, çiftkör, plasebo kontrollü bir çalışmaya dahil edilen hastalarda, 10 ve 20 mg/gün essitalopramla relapsın önlendiği görülmüştür.

5.2. Farmakokinetik özellikler

Genel özellikler

Emilim:


Emilim tama yakın olup, besin alımmdan bağımsızdır. Çoklu doz sonrası maksimum plazma konsantrasyona ulaşma süresi ortalama (ortalama Tmaks) 4 saattir.
Rasemik sitalopramda olduğu gibi essitalopramın da mutlak biyoyararlanımı yaklaşık % 80'dir.

Dağılım:


Oral alım sonrası görünür dağılım hacmi (Vd,b/F) yaklaşık 12-26 L/kg'dir. Essitalopramın ve ana metabolitlerinin proteine bağlanma oranı % 80'in altındadır.

Bivotransformasvon:


Essitalopram karaciğerde, demetile ve didemetile metabolitlerine metabolize olur. Her iki metabolit de farmakolojik olarak aktiftir. Alternatif olarak, azot oksitlenerek N-oksit metaboliti oluşabilir. Ana ilaç ve metabolitleri kısmen glüküronidler olarak atılır. Çoklu doz sonrası, demetil ve didemetil metabolitlerin ortalama konsantrasyon!an essitalopram konsantrasyonunun sırasıyla % 28-31 ve <% 5'idir. Essitalopramın demetile metabolite biyotransformasyonu öncelikle CYP2C19 tarafından yapılır. CYP3 A4 ve CYP2D6 enzimlerinin de bir miktar katkısı mümkündür.

Eliminasvon:


Çoklu doz soTu*ası eliminasyon yarılanma ömrü (tl/2b) yaklaşık 30 saattir ve oral plazma klerensi (Cloral) yaklaşık 0.6 L/dakikadır. Majör metabolitler belirgin olarak daha uzun yanlanma ömrüne sahiptir. Essitalopram ve majör metabolitlerin karaciğer
(metabolik) ve böbrek yollanyla elimine edildiği düşünülür, dozun büyük kısmı idrarda metabolitler şeklinde atılır.
Doğrusal farmakokinetik gösterir. Kararlı durum plazma seviyelerine yaklaşık 1 haftada erişilir. 50 nmol/litrelik ortalama kararlı durum konsantrasyonlarına (20-125 nmol/L) 10 mg'lik günlük dozla ulaşılır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Yaslı hastalar(65yas üstü):


Essitalopram yaşlı hastalarda genç hastalara göre daha yavaş elimine edilir, Sistemik maruz kalma oranı (AUC), genç hastalara göre yaslı hastalarda yaklaşık % 50 daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2).

Karaciğer yetmezliği:


Hafif ve orta derecede karaciğer bozukluğu olan hastalarda (Child-Pugh kriterleri A ve B), essitalopram yarılanma ömrü yaklaşık iki kat daha uzundur ve normal karaciğer işlevi olan hastalara göre maruz kalma oranı yaklaşık % 60 daha yüksektir (bkz. Bölüm 4.2).

Böbrek yetmezliği:


Rasemik sitalopramla, böbrek yetmezliği olan hastalarda (CLcr 10-53 ml/dakika) daha uzun yarılanma ömrü ye maruz kalma oranında hafif artış gözlenmiştir. Metabolitlerin plazma konsantrasyonları incelenmemiştir ancak artış gösterebilir (bkz. Bölüm 4.2).

Polimorfizm:


CYP2C19 yönünden zayıf metabolize edici kişilerin, hızlı metabolize edicileriyle karşılaştırıldığında, iki kat daha yüksek essitalopram plazma konsantrasyonuna sahip olduğu gözlenmiştir. CYP2D6'nın zayıf metabolize edicilerinin, essitalopramın açığa çıkma oranında belirgin bir değişikliğe neden olduğu görülmemiştir (bkz. Bölüm 4.2).

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Essitalopram ve sitalopram ile sıçanlarda yürütülen birbirine bağlı toksikokinetik ve toksikolojik çalışmalar benzer bir profil gösterdiğinden, essitalopram ile konvansiyonel tam bir dizi preklinik çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle, tüm sitalopram bilgileri essitaloprama yansıtılabilir.
Sıçanlardaki karşılaştırmalı toksikolojik çalışmalarda, tedaviden birkaç hafta sonra, genel toksisiteye yol açan dozlar kullanılırken essitalopr^ ve sitalopr^ konjestif kalp yetmezliği içeren kardiyak toksisiteye neden olmuştur. Kardiyotoksisitenin sistemik maruziyetten (AUC) çok, plazma doruk konsantrasyonlan ile ilişkili olduğu görülmüştür. Essitalopram için AUC değeri klinik kullanıma mahsus dozlardan sadece 3-4 kat fazla iken, etkinin gözlenmediği seviyedeki pik plazma konsantrasyonları, klinik kullanıma mahsus dozlardan (8 kat) daha fazladır. S-enantiyomeri için sitalopram AUC değerleri, klinik kullanıma mahsus dozlardan 6-7 kat daha fazladır. Bulgular muhtemelen, örneğin ikincilden birincil farmakolojik etkiye doğru biyojenik aminler üzerindeki hemodinamik etkilerle (koroner akımda azalma) ve iskemi ile sonuçlanan aşın etki ile ihşkilidir. Fakat, sıçanlardaki kardiyotoksik mekanizma tam
olarak net değildir. Sitalopramdan elde edilen klinik deneyim ve essitalopram ile ilgili veriler bu bulguların klinik önemi olduğunu göstermez.
Essitalopram ve sitalopram ile sıçanlarda uzun dönem tedaviden sonra artan fosfolipit içeriği akciğer, epididimis ve karaciğer gibi bazı dokularda gözlemniştir. Epididimis ve karaciğerde bulımanlar insandakine benzer görülmüştür. Tedavinin kesilmesinden sonra etki geri dönüşlüdür. Hayvanlarda fosfolipit birikmesinin (fosfolipidozis), birçok katyonik amfıfılik ilaç ile ilgili olduğu gözlenmiştir. Bu olayın insanlar açısından taşıdığı önem bilinmemektedir.
Sıçanlar üzerinde yapılan gelişimsel toksisite çalışmaları sırasmda klinik kullanıma mahsus dozlann üzerine çıkıldığında (AUC cinsinden dikkate alındığında) embriyotoksik etkiler (düşük fetüs ağırlığı ve geriye dönüşebilir ossifıkasyon gecikmesi) gözlenmiştir. Malformasyon sıklığında artış kaydedilmemiştir. Bir preve postnatal çalışma, laktasyon döneminde klinik kullanıma mahsus dozlann üzerine çıkıldığında (AUC cinsinden dikkate alındığında) yaşam süresinde azalma göstermiştir.
6. FARMASÖTIK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Avicel PH 102 Talk
Aerosil 200Acdisol Magnesium stearate OpadryY-1-7000
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 Raf ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel uyanlar 25'^Cnin altmdaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, PVC/PE/PVDC-Alüminyum blister ambalajda 28, 56 ve 84 film tablet
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7 RUHSAT SAHİBİ
ALİ RAİF İLAÇ SAN. A.Ş.
Eski Büyükdere Caddesi Dilaver Sok. No:4
34418 Oto Sanayi- 4. Levent /İSTANBUL
8 RUHSAT NUMARASI
218/78
9 İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 09.04.2009 Ruhsat yenileme tarihi:
10 KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Esmax 20mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Essitalopram

Atc Kodu: N06AB10

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.