Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Deltacortril 5 Mg Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BILGISI

1. BEŞERI TIBBI ÜRÜNÜN ADI

DELTACORTRİL 5 mg tablet

2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM

Etkin madde:

5 mg

Prednizolon

Yardımcı maddeler:

Laktoz (Sığır kaynaklı) 74 mg

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTIK FORM

Tablet.

Beyaz, yuvarlak, çentikli tablet.

4. KLİNIK ÖZELLIKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

DELTACORTRİL'in antiinflamatuvar ve immünosupresif etkilerine ihtiyaç duyulan durumlarda non-spesifik tedavi olarak kullanılır. Örneğin romatoid artrit, SLE, temporal arteritve periarterit nodosa gibi bazı vaskülit çeşitleri, sarkoidoz, bronşiyal astım, ülseratif kolit,hemolitik anemi ve granülositopeni ve ayrıca ciddi alerjik durumlar dahildir.

Tümör tedavisi, akut lösemi, lenfoma, meme kanseri ve prostat kanserinin bazı vakaları.

DELTACORTRİL geniş bir yelpazede gerek non-malign (ör: idiyopatik trombositopenik purpura, hemolitik anemi vs.) gerekse malign (lenfoma, lösemi, multipl miyelom) hematolojikhastalıkların tedavisinde tek başına veya diğer tedavi edici ajanlarla kombine olarak endikedir.

Romatizmal hastalıklar: Romatoid artrit, juvenil kronik artrit, ankilozan spondilit,

Kollajen doku hastalıkları: Sistemik lupus eritematozus, sistemik dermatomyozit (polimiyozit), şiddetli karditli romatizmal ateş, dev hücreli arterit/ romatizmal polimiyalji.

Endokrin bozukluklar: Primer ve sekonder adrenal yetmezlik, konjenital adrenal hiperplazi

Hiperkalsemi: Sarkoidoz, D vitamini fazlalığı

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Tedavi bireyseldir. Genellikleeijgündeı i1Q-t3Qikmg'dırmzÇaOkşfiiddi, akut vakalarda birkaç gün Belge D(boyunga5o-60imfveyaidâigıfasiaidozıâyğulanabilirgOlömiâ''birsevap'ial¥ndıktaffis©nragürtltk


doz, olabilecek en düşük idame doza kadar her iki veya beş günde bir (yüksek dozlar için daha hızlı) 2,5-5 mg arasında azaltılmalıdır. Bunun 10 mg/24 saati geçmemesi tercih edilmektedir.

Eğer idame dozun hepsi sabah veriliyorsa (8:00), DELTACORTRİL günlük doğal adrenokortikal ritim ile eşzamanlı işler ve minimal adrenokortikal inhibisyona yol açar. Bu türdoz uygulaması genellikle başlangıçta denenebilir ancak bazı durumlarda, örn.; belirgin sabahsertliği olan romatizma hastalarında ve gece boyunca kortikosteroid tedavisi ihtiyacı olan astımhastalarında gece geç saat dozlaması veya dozun bölünmesi tercih edilebilir.

Bazı astım, alerji durumları, dermatoz, vb. durumlarda günlük dozun iki katı, tek seferde, günaşırı olarak verilmesi tercih edilebilir.

Kolajenoz: Günlük 20-30 mg'lık başlangıç dozları sıklıkla etkilidir. Daha şiddetli semptomları olanlar daha yüksek dozlar gerektirebilir.

Romatoid artrit: Olağan başlangıç dozu günde 10-15 mg'dır. Tolere edilebilir semptomatik rahatlama ile uyumlu en düşük günlük idame dozu önerilir.

Tedavi, özellikle de yüksek dozlardan sonra, aşamalı olarak kesilmelidir.

Uzun dönem tedavi sonucunda hastanın kendi ACTH sekresyonu azalabileceğinden dozlama aşamalı olarak sonlandırılmalıdır.

Sistemik kortikosteroidleri 3 haftadan daha uzun süre boyunca ve fizyolojik dozun (yaklaşık 7,5 mg prednizolon veya eşdeğeri) üzerinde alan hastalarda, ilaç aniden kesilmemelidir. Dozazaltmanın nasıl yapılması gerektiği, büyük ölçüde, sistemik kortikosteroidlerin dozuazaltıldığında hastalığın relaps olasılığının olup olmadığına bağlıdır. İlacın kesilmesi sırasındahastalık aktivitesinin klinik değerlendirmesi gerekebilir. Eğer sistemik kortikosteroid tedavisikesildiğinde hastalığın relaps olasılığı yoksa ancak hipotalamik-pitüiter-adrenal (HPA)baskılanması konusunda şüphe varsa, kortikosteroid dozu hızla fizyolojik dozlara düşürülebilir.Prednizolonun 7,5 mg dozuna eşdeğer günlük doza erişildiğinde, HPA aksının düzelmesi içindoz azaltımı daha yavaş olmalıdır.

Hastalığın relaps riskinin olmadığı düşünülüyorsa, 3 haftaya dek süren sistemik kortikosteroid tedavisinin aniden kesilmesi uygundur. 3 hafta boyunca günde 40 mg doza dek uygulananprednizolon veya eşdeğeri aniden kesilirse klinik olarak anlamlı HPA aksı baskılanmasına yolaçması hastaların çoğu için olası değildir. Aşağıdaki hasta gruplarında ise tedavi 3 hafta veyadaha az sürse dahi, sistemik kortikosteroid tedavisinin aşamalı olarak kesilmesi düşünülmelidir:

• Tekrarlayan sistemik kortikosteroid tedavisi alan hastalar (özellikle de tedavi 3 haftadanuzun süreli ise)

• Uzun vadeli (aylar veya yıllar) bir tedavi kesildikten sonraki bir yıl içinde kısa sürelitedavi alan hastalar

• Eksojen kortikosteroid tedavi dışında başka bir sebeple adrenokortikal yetmezlikdurumu ortaya çıkabilecek hastalar

Belge Do

• Günlük 40 mg'ın üzerinde prednizolon (veya eşdeğeri) ile sistemik kortikosteroidtedavisi alan hastalarAkşamları tekrar dozu alan hastalar


Stres durumlarında, öncesinde ve sonrasında dozaj artırılabilir.

Ateş ve stres durumunda dozaj artırılabilir.

Kortizon tedavisi sırasında diyabet hastalarının insülin dozu artırılmalıdır.

Uygulama şekli:

Ağızdan alınır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Böbrek veya karaciğer yetmezliğinde özel bir doz ayarlaması yapmaya gerek yoktur.

Pediyatrik popülasyon:

Kortikosteroidler bebekler, çocuklar ve adolesanlarda büyüme geriliğine yol açabilmektedir ve bu yüzden farmakolojik dozların uzun süreli uygulanmasından kaçınılmalıdır. Eğer uzun sürelitedavi gerekirse, bebek ve çocukların büyüme ve gelişimi yakından takip edilmelidir.

Geriyatrik popülasyon:

İleri yaştaki hastaların tedavisi sırasında, özellikle de uzun dönemli tedavi planlanırken, kortikosteroidlerin sık görülen yan etkilerinin yaşlılarda daha ciddi sonuçlara yol açacağı akıldatutulmadır (Bkz. Bölüm 4.4).

4.3. Kontrendikasyonlar

Etkin maddeye veya bölüm 6.1'de listelenen herhangi bir yardımcı maddeye karşı aşırı duyarlılık.

Sistemik mantar enfeksiyonu.

İmmünosupresif dozlarda kortikosteroid alan hastalarda canlı aşı uygulaması kontrendikedir. Genel olarak prednizolon tedavisinin hayat kurtarıcı olduğu durumlarda kontrendikasyonlargeçerli değildir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Glukokortikoid tedavisinin komplikasyonlarının tedavinin dozuna ve uzunluğuna bağlı olduğu ilgili doz ve tedavi süresi için her bir bireyde özel bir yarar/risk değerlendirmesi ve ayrıcagünlük veya aralıklı tedavinin uygun olup olmadığına dair değerlendirme yapılmalıdır.

Tedavi edilen hastalığı kontrol etmek için gerekli olan en düşük kortikosteroid dozu kullanılmalıdır. Doz azaltımı mümkün olduğunda bu uygulama aşamalı olarak yapılmalıdır.

İmmünosupresif etkiler/ enfeksiyonlara duyarlılık artışı:

Prednizolon dahil olmak üzere glukokortikoidler enfeksiyonlara duyarlılığı artırabilir, enfeksiyonların bazı semptomlarını maskeleyebilir ve tedavi sırasında yeni enfeksiyonoluşumuna yol açabilir. Kortikosteroidlerin tek başına veya hücresel bağışıklık, humoralbağışıklık veya nötrofil fonksiyonunu etkileyen diğer immünosupresif ajanlar ile kombinasyonhalinde kullanımına virüs, bakteri, mantar, protozoa veya helmint kaynaklı enfeksiyonlar eşlik

edebilir. Bu enfeksiyon hafif olabilir ancak ciddi ve bazen ölümcül olabilir. Artmış dozda enfeksiyöz komplikasyon riski artar.

Bir enfeksiyon durumunda, enfeksiyonun nedenine yönelik bir tedaviyle birlikte uygulanmıyorsa glukokortikoidler verilmemelidir.

Kortikosteroid ile tedavi edilen bağışıklık kazanmamış çocuk ve erişkinlerde suçiçeği ve kızamık çok daha ağır ve hatta ölümcül seyredebilir. Bu hastalıkları geçirmemiş olan çocuk yada erişkinler kortikosteroidleri immünosupresyon yapacak dozda almaktaysa, su çiçeği vekızamık geçirmekte olan kişilerle temastan kaçınmaları ve temas etmiş olmaları durumundahekime başvurmaları konusunda uyarılmalıdırlar.

Aktif tüberkülozda prednizolon kullanımı, uygun antitüberküloz tedavi rejimi ile kortikosteroidlerin birlikte kullanıldığı fulminan veya disemine tüberküloz vakalarınasınırlandırılmalıdır. Latent tüberkülozlu veya tüberkülin reaktivitesi olan hastalardakortikosteroidler gerekiyorsa, hastalığın reaktivasyonu olabileceğinden yakın gözlemgereklidir. Bu hastalarda uzun süreli kortikosteroid tedavisi süresince tüberküloz profilaksisiyapılmalıdır.

Yüksek dozlarda kortikosteroidler aktif immünizasyonu engelleyebilir. Canlı aşı uygulaması yakın izlem altında gerçekleştirilmeli ve immünosupresif dozlarda uzun süreli kortikosteroidtedavisi alan kişilere uygulanmamalıdır.

Bağışıklık sistemi bozuklukları:

Kortikosteroidler ile tedavi edilen hastalarda nadiren deri enfeksiyonları ve anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar görüldüğünden, özellikle daha önce herhangi bir ilacakarşı alerjik reaksiyonu olan hastalarda, uygulama öncesi uygun önlemler alınmalıdır.

Endokrin bozuklukları:

Uzun süreli olarak uygulanan farmakolojik dozlardaki kortikosteroidler sekonder adrenokortikal yetmezliğine yol açabilir. Risk, tedavinin gün aşırı uygulanması ile azaltılabilir(bkz. Bölüm 4.2).

Kortikosteroid alan hastalar alışılmışın üstünde strese maruz kaldıklarında (örneğin, enfeksiyon, cerrahi, travma), stres durumundan önce, stres sırasında ve stresten sonra dozajartırımına gereksinim duyabilirler.

Tedavinin aniden kesilmesiyle, ölümcül sonuca yol açan akut adrenal yetmezlik de ortaya çıkabilmektedir. İlaca bağlı sekonder adrenokortikal yetmezlik, dozajın aşamalı olarakazaltılmasıyla asgariye indirilebilir. Bu tip rölatif yetmezlik tedavi kesildikten sonra aylarcasürebilir; dolayısıyla bu dönemde ortaya çıkan herhangi bir stres durumunda hormon tedavisiyeniden düzenlenmelidir. Mineralokortikoid sekresyonu bozulabileceğinden eş zamanlı olaraktuz ve/veya bir mineralokortikoid uygulanmalıdır.

Glukortikoidlerin aniden kesilmesini takiben adrenokortikal yetmezlik ile ilişkisiz olarak

•111Bu helge, güvenli ^leklconik imza ile imzalanmıştır...11111

1

Belge Dosom ^afloreksi,ımi:deJbula

0

tı|lwkttsmaitletgrıi,

baş ağrısı, ateş, eklem ağrısı, deri döküntüsü, miyalji, kilo kaybı ve/veya hipotansiyon gibi semptomları içerir. Bu etkilerin düşük kortikosteroid seviyelerinden ziyade glukokortikoidkonsantrasyonundaki ani değişimden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Hipotiroidizmi ve karaciğer sirozu olan hastalarda kortikosteroidlerin etkisinde artma olur.

Sistemik kortikoidlerin kullanımım takiben, ölümcül olabilen, feokromositoma kaynaklı kriz raporlanmıştır. Kortikosteroidler, şüpheli veya tanımlanmış feokromositoma olan hastalarayalnızca bireysel yarar/risk tablosu göz önünde bulundurularak uygulanmalıdır.

Metabolizma ve beslenme bozuklukları:

Prednizolon dahil olmak üzere kortikosteroidler uzun dönemli tedavide kan şekerini yükseltebilir, mevcut diyabeti kötüleştirebilir ve hastaların diyabet geliştirme riskini artırabilir.

Psikiyatrik bozukluklar:

Prednizolon dahil olmak üzere kortikosteroidler ile tedavi sırasında potansiyel olarak ciddi sayılan psikiyatrik bozukluklar görülebilir. Bunlar öfori, uyku bozuklukları, ruh halinde anideğişiklikler, kişilik değişiklikleri ve şiddeti depresyondan psikotik alevlenmelere kadardeğişkenlik gösterebilir. Ayrıca duygusal dengesizlikleri veya psikotik eğilimleri olanlardakortikosteroidler durumun ağırlaşmasına sebep olabilir (bkz. Bölüm 4.8). Semptomlargenellikle tedavi başladıktan sonra birkaç gün veya haftada ortaya çıkmaktadır. Pek çokreaksiyon doz azaltıldıktan veya kesildikten sonra geçmektedir, ancak spesifik tedavi gerekliolabilir.

Kortikosteroidlerin kesilmesinden sonra psikolojik etkiler bildirilmiştir; sıklığı bilinmemektedir. Hastalar/bakıcılar eğer psikolojik belirtilerin geliştiğinden, özellikle dedepresif ruh durumundan veya intihar düşüncelerinden endişe ederse tıbbi yardım almaya teşvikedilmelidir. Hastalar ve/veya bakıcıları, sistemik steroidlerin doz azaltımı veya kesilmesisırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek olası psikiyatrik bozukluklara karşı tetikteolmalıdır.

Sinir sistemi bozuklukları:

Nöbet bozukluğu olan hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır.

Kalp hastalıkları:

Glukokortikoidlerin dislipidemi ve hipertansiyon gibi kardiyovasküler sistem üzerindeki advers etkileri, mevcut kardiyovasküler risk faktörleri olan ve yüksek dozlarda ve uzun süreliglukokortikoid tedavisi alan hastalarda ilave kardiyovasküler olaylara neden olabilir. Bunagöre, bu hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalı ve gerektiğinde risklerinazaltılmasına ve ek kardiyak izlemeye dikkat edilmelidir. Kortikosteroid tedavisindekikomplikasyonların insidansı, düşük doz ve iki günde bir uygulanan tedavi ile azaltılabilir.

Vasküler bozukluklar:

Nadiren kortizonun kan pıhtılaşmasını artırdığı ve intravasküler tromboz, tromboembolizm ve tromboflebiti tetiklediği bildirilmiş, olduğundan,, tromboembolik bozuklukları olan hastalarda

^ T3ubelge, güvenli eleMroniK imza ile imzalanmıştır.

kortikosteroidler dikkatli bir biçimde kullanılmalıdır.

Gastrointestinal bozukluklar:

Kortikosteroidler yüksek dozlarda akut pankreatite sebep olabilir.

Kortikosteroidlerin mide ülserine sebep olduğuna dair bir kanıya varmak için evrensel bir veri mevcut değildir. Glukokortikoid tedavisi peritonit veya perforasyon, obstrüksiyon veyapankreatit gibi gastrointestinal bozukluklara eşlik eden diğer bulguları ve semptomlarımaskeleyebilir. NSAİİ'lar ile birlikte verilmesi sonucunda gastrointestinal ülser gelişimi riskiartar.

Steroidler, non-spesifik ülseratif kolit (perforasyon olmak üzere, abse veya diğer piyojenik enfeksiyon ihtimali bulunan), divertikülit, yeni intestinal anastomoz, ve aktif veya latent peptikülser varlığında dikkatli kullanılmalıdır.

Hepatobiliyer bozukluklar:

Nadir vakalarda hepatobiliyer bozukluklar bildirilmiştir ve bu vakaların çoğunluğunda durum tedavinin sonlandmlmasının ardından eskiye dönmüştür. Bu yüzden uygun izlem gereklidir.

Kas-iskelet ve bağ dokusu bozuklukları:

En sık nöromüsküler iletim bozukluğu olan hastalarda (örneğin, miyastenia gravis) veya nöromüsküler bloke edici ilaçlar (örneğin, pankuronyum) gibi antikolinerjiklerle birlikte tedavigören hastalarda yüksek doz kortikosteroid kullanımıyla ortaya çıkan akut miyopatibildirilmiştir. (bkz. Bölüm 4.5). Bu akut miyopati generalizedir, oküler ve solunum kaslarınıkapsayabilir ve kuadriparezi ile sonuçlanabilir. Kreatin kinaz yükselmesi meydana gelebilir.Kortikosteroidlerin kesilmesinden sonra klinik düzelme veya iyileşme haftalar veya yıllarsürebilir.

Osteoporoz hastalarında kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır.

Böbrek ve idrar bozuklukları:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır.

Akut renal kriz (skleroderma renal kriz):

15mg/gün ve daha yüksek dozlarda prednisolon ve eşdeğerlerini kullanan sistemik sklerozlu hastalar, ölümcül olabilen Skleroderma Renal Kriz ile beraber ani başlangıçlı hipertansiyon veakut böbrek yetmezliği gözlenebileceği hakkında uyarılmalıdır. Bu sebeple tansiyon ve renalfonksiyon (s-kreatinin) rutin olarak izlenmelidir. Renal krizden şüphelenildiğinde, tansiyondikkatle kontrol edilmelidir.

Elektrolitler ve sıvı dengesi üzerine etkisi:

Kalp yetmezliği veya hipertansiyon hastalarında kortikosteroidler dikkatli kullanılmalıdır. Orta veya yüksek dozda hidrokortizon ve kortizon, kan basıncı yükselmesi, tuz ve su tutulumu vepotasyum itrahında artma yapabilir. Bu etkiler, yüksek dozda kullanım dışında, sentetiktürevlerle daha az bir ihtimalle ortaya çıkar. Diyette tuz kısıtlaması ve ilave potasyum verilmesigerekebilir.

Bütün kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırırlar.

Belge Do


Göz bozuklukları:

Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımı ile görme bozuklukları bildirilebilir. Eğer bir hasta bulanık görme veya diğer görme bozuklukları gibi semptomlar sergilerse, katarakt, glokomveya merkezi seröz korioretinopati (CSCR) gibi sistemik ve topikal kortikoidlerin kullanımısonucunda bildirilmiş olan muhtemel sebeplerin değerlendirilmesi için bir göz doktorunabaşvurması önerilmelidir.

Pediyatrik hastalar:

Kortikosteroidler bebekler, çocuklar ve adolesanlarda büyüme geriliğine yol açabilmektedir ve bu yüzden farmakolojik dozların uzun süreli uygulanmasından kaçınılmalıdır. Eğer uzun sürelitedavi gerekirse, bebek ve çocukların büyüme ve gelişimi yakından takip edilmelidir (bkz.Bölüm 4.2).

Uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören bebek ve çocuklar intrakraniyal basınçta artışa dair özel risk altındadır.

Tümör lizis sendromu (TLS):

Pazarlama sonrası deneyimde, sistemik kortikosteroidlerin tek başına veya diğer kemoterapötik ajanlarla kombinasyon halinde kullanımını takiben hematolojik maligniteler ve solid tümörlerdahil olmak üzere malignitesi olan hastalarda tümör lizis sendromu (TLS) bildirilmiştir. Yüksekproliferatif hıza, yüksek tümör yüküne ve sitotoksik ajanlara karşı yüksek duyarlılığa sahiptümörleri olan hastalar gibi yüksek TLS riski taşıyan hastalar yakından izlenmeli ve uygunönlemler alınmalıdır.

Yardımcı maddeler:

Nadir kalıtımsal sorunlar olan galaktoz intoleransı, toplam laktaz yetmezliği veya glikoz-galaktoz malabsorpsiyonu olan hastalar bu ilacı almamalıdır.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

DELTACORTRİL'in aşağıdaki kombinasyonları doz ayarlaması gerektirebilir.

Fenobarbital, fenitoin ve karbamazepin:

Fenobarbital (aynı zamanda bir primidon metabolitidir), fenitoin ve karbamezepin, monoterapi veya kombinasyon halinde, hidrokortizon, prednizolon ve metil prednizolonunmetabolizmasını indükleyebilir (astım hastası çocuklarda görülür), bundan sebeple bir doz artışıihtiyacı doğar. Bu etkileşim muhtemelen tüm glukokortikoidler grubunu ilgilendirmektedir.

Non steroidal anti inflamatuvar ilaçlar:

1) Kortikosteroidlerin bir NSAİİ ile birlikte verilmesi gastrointestinal kanama ve ülserasyon insidansını artırabilir.

2) Kortikosteroidler yüksek dozlarda asetilsalisilik asit klerensini artırabilir, bu da serum salisilat düzeylerinde düşüşe yol açar. Kortikosteroid tedavisi kesilirken serumdaki salisilatseviyeleri artar, bu da muhtemelen salisilatın toksik etkilerinde risk artışına yol açacaktır.

Belge Do Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

Diyabet ilaçları:

Glukokortikodiler kan glikoz seviyelerini arttırabilmektedir. Diabetes mellitusu olan ve eşzamanlı olarak insülin ve/veya oral hipoglisemik ürün kullanan hastaların bu tedavilerindedoz ayarlaması gerekebilir.

Östrojenler (östrojen içeren oral kontraseptifler dahil):

Östrojenler transkortin konsantrasyonunu artırır. Transkortine bağlanan glukokortikoidlerin etkileri artabilir ve kararlı bir tedavi rejimi sırasında östrojenlerin tedaviye eklenmesi ya datedaviden çıkarılması durumunda doz ayarlaması gerekebilir.

Potasyum kaybettirici ajanlar:

Potasyum kaybettirici diüretikler (örn., tiazidler, furosemid, etakrinik asit) ve amfoterisin B, ksantin ve beta-2 agonistleri gibi potasyum kaybettirici diğer tıbbi ürünler glukokortikoidlerinpotasyum azaltıcı etkilerini güçlendirebilir. Glukokortikoidler ve potasyum kaybettirici ilaçlarıbirlikte alan hastalarda serum potasyumu yakından takip edilmelidir.

Rifampisin:

Rifampisin; glukokortikoidlerin (hidrokortizon, prednizolon, metil prednizolon) mikrozomal oksidasyonunu indükleyebilir. Bu durum rifampisin tedavisi sırasında steroid gerekliliklerindeartışa ve bu tip tedavilerden sonra steroid gerekliliklerinde azalmaya neden olur.

İzoniazid:

Prednizolonun ayrıca asetilasyon oranında ve izoniazid klerensinde artışa yol açan potansiyel bir etkisi vardır.

Oral antikoagülanlar:

Prednizolon ile birlikte kullanıldığında antikoagülanların etkisinde değişiklik bildirilmiştir. Tedavi sırasında protrombin zamanının (INR) takip edilmesi gereklidir.

Kobisistat içeren ürünler dahil CYP3A inhibitörleri:

Bunların sistemik yan etki görülme riskini artırması beklenmektedir. Sistemik kortikosteroid yan etkilerinde risk artışından daha önemli olan bir yarar olmadığı sürece kombinasyondankaçınılmalıdır, kombinasyon kullanılması durumunda ise hastalar sistemik kortikosteroid yanetkileri için takip edilmelidir.

Antikolinerjik, nöromusküler blokörler:

Kortikosteroidler antikolinerjiklerin etkisini değiştirebilir.

1) Yüksek dozlarda kortikosteroidler ile nöromusküler blokörler gibi antikolinerjiklerineşzamanlı kullanımı ile akut miyopati bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).

2) Kortikosteroid alan hastalarda, pankuronyum ve vekuronyumun nöromusküler bloke edicietkilerinin antagonize olduğu bildirilmiştir. Tüm rekabetçi nöromusküler blokerler ile buetkileşimin oluşması beklenebilir.

Belge Do Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

Antikolinesterazlar:

Glukokortikoidler ile ambenonium, neostigmin ya da piridostigmin gibi antikolinesteraz ajanlar arasındaki etkileşim miyastenia gravisli hastalarda ağır güçsüzlüğe neden olabilir. Mümkünseglukokortikoid tedavisine başlamadan en az 24 saat önce antikolinesteraz tedavisi kesilmelidir.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: C.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Östrojenler transkortin konsantrasyonunu artırır. Transkortine bağlanan glukokortikoidlerin etkileri artabilir ve kararlı bir tedavi rejimi sırasında östrojenlerin tedaviye eklenmesi ya datedaviden çıkarılması durumunda doz ayarlaması gerekebilir (bkz. Bölüm 4.5).

Gebelik dönemi

Bazı hayvan çalışmaları kortikosteroidlerin çeşitli türlerde anormalliklere yol açabildiğini göstermiştir (yarık damak, iskelet anormallikleri, bkz. Bölüm 5.3). İnsanlarda anlamlılığıbilinmemektedir. İnsanlarda ve hayvanlarda uzun süreli tedaviyi takiben plasenta ve doğumağırlığında azalma gözlenmiştir. Ayrıca uzun dönem tedavinin yenidoğanlarda adrenokortikalyetmezlik riski de bulunmaktadır. Bu sebepten gebelik döneminde kortikosteroidler sadece özeldurumlarda verilmelidir.

Laktasyon dönemi

Prednizolon anne sütüne geçer ancak çocuğa etki riski terapötik dozlarda olasılık dışı kabul edilmektedir.

Üreme yeteneği/Fertilite

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar kortikosteroidlerin fertilitede bozukluğa yol açtığını göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Kortikosteroidlerin araç ve makine kullanma becerileri üzerine etkisi sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Kortikosteroid tedavisini takiben baş dönmesi, görme bozuklukları veyorgunluk gibi istenmeyen etkiler görülmesi mümkündür. Eğer bu tip yan etkiler görülürse,hasta araç veya makine kullanmamalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

İkame tedavi hariç, fizyolojik duruma kıyasla kortikosteroidlerle tedavi her zaman bir doz aşımı teşkil eder. Yan etkiler çoğunlukla uzun süreli tedavi sırasında ortaya çıkar, ancak ayrıca dozyüksekliğine ve bireysel duyarlılığa göre de değişmektedir.

DELTACORTRİL tedavisi sırasında, aşağıda verilen sıklıklarda, verilen istenmeyen etkiler gözlenmiş ve bildirilmiştir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan(>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Belge DoEnfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın: Fırsatçı enfeksiyon, enfeksiyonların aktivasyonu (örn. Tüberküloz)

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Lökositoz (intravasküler granülositozun redistribüsyonu nedeniyle)

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: İlaç hipersensitivitesi, anafilaktik reaksiyon, anafilaktoid reaksiyon

Endokrin hastalıkları

Yaygın: Hipotalamus hipofiz adrenal aks supresyonu(baskılanması), Cushingoid yüz, büyüme inhibisyonu (çocuklarda).

Bilinmiyor: Steroid geri çekilme sendromu (bkz. bölüm 4.4), feokromositoma kaynaklı kriz (bkz. bölüm 4.4).

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın: Hipokalemi, sodyum retansiyonu, glukoneogenezde artış, katabolik etkiler, osteoporoz Bilinmiyor: Metabolik asidoz, sıvı retansiyonu, hipokalemik alkaloz, dislipidemi, glukoztoleransında bozulma (diabetes mellitus ağırlaşabilir ve latent diyabet ortaya çıkabilir),lipomatoz, iştah artışı (kilo almaya sebep olabilir)

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın olmayan: Geçmişteki psikolojik rahatsızlıkların aktivasyonu (yüksek dozda)

Seyrek: Depresyon, mental rahatsızlık öyküsü olmayan hastalarda mani Bilinmiyor: Duygudurum bozuklukları (öforik mod, duygu değişkenliği, ilaç bağımlılığı,intihar düşüncesi dahil), psikotik bozukluklar (sanrı, halüsinasyon ve şizofreni dahil), mentalbozukluk, kişilik değişimi, konfüzyon durumu, anksiyete, ani duygu değişimi, anormaldavranışlar, insomnia, asabiyet

Sinir sistemi hastalıkları

Seyrek: Benign intrakraniyal hipertansiyon

Bilinmiyor: Epidural lipomatoz, nöbet, amnezi, kognitif bozukluk, baş dönmesi, baş ağrısı

Göz hastalıkları

Yaygın olmayan: Katarakt, glokom

Bilinmiyor: Santral seröz koryoretinopati (bkz. Bölüm 4.4), ekzoftalmi, bulanık görme (bkz. bölüm 4.4).

Kardiyak hastalıklar:

Bilinmiyor: Kalp yetmezliği (duyarlı hastalarda), bradikardi*

Vasküler hastalıklar:

Yaygın: Ödem, hipertansiyon Bilinmiyor: Tromboembolik etkiler

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar:

Bilinmiyor: Hıçkırma

Belge Do Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebysGastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Peptik ülser (muhtemel perforasyon ve kanama ile), intestinal perforasyon, pankreatit, ülseratif özofajit, abdominal distansiyon, abdominal ağrı, diyare, dispepsi, midebulantısı

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Deri atrofisi, yara iyileşmesinde bozulma

Bilinmiyor: Anjiyoödem, hirsutism, peteşi, ekimozlar, eritem, hiperhidroz, deri çatlağı, prurit, ürtiker, akne

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Kas atrofisi

Seyrek: Aseptik kemik nekrozu, tendon ruptürü

Bilinmiyor: Kas güçsüzlüğü, miyalji, miyopati, patolojik fraktür, nöropatik artropati, artralji

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Bilinmiyor: Akut renal kriz (skleroderma renal kriz)**

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Bilinmiyor: Menstruasyon düzensizliği

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Bilinmiyor: Yorgunluk, bitkinlik

Araştırmalar

Bilinmiyor: İdrar kalsiyumunda artış, alanin aminotransferazda artış, aspartat

aminotransferazda artış, kan alkalin fosfatazda artış, kan üresinde artış, deri testlerine reaksiyonların baskılanması1

1 Bir MedDRA terimi değil.

*Yüksek dozları takiben

**Skleroderma Renal Kriz: Farklı alt popülasyonlar arasında Skleroderma Renal Kriz oluşumu çeşitlenir. En yüksek risk, yaygın sistemik sklerozlu hastalarda rapor edilmiştir. En düşük risk ise sınırlı skleroderma (%2) veçocukluk çağı skleroderma (%1) hastalarında rapor edilmiştir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi'ne (TÜFAM) bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Glukokortikoidlerin doz aşımına bağlı akut toksisite ve/veya ölüm nadir olarak bildirilmektedir. Akut doz aşımı önceden mevcut olan hastalık durumlarını (örn.; ülser, elektrolit dengesizliği,enfeksiyonlar ve ödem) muhtemelen alevlendirir.

Te<d^^iı:Genellikle gerekli„4eğildffli ı eEierıkg§i;fikliyâe,mg&strik lava.), kömür. Doz aşımı gerekli„4eğildffli ı eEierıkg§i;fikliyâe,mg&strik lava.), kömür. Doz aşımı

Belge Dtduremörida %'pesifik%irâStiâotolmayıp^^dâvi desttekleyici^e^etept©watiktiiş°''t''/sagiik-titck-ebys

5. FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanılan Kortikosteroidler, Yalın ATC kodu: H02AB06

Antiinflamatuvar, immünosupresif ve anti alerjik etkileri ile sistemik glukokortikoid. Prednizolonun birim başına ağırlıkça anti inflamatuvar etkisi kortizonun 4-5 katıdır ancakelektrolit metabolizmasını daha düşük seviyede etkiler. Etki mekanizması henüz tam olarakdoğrulanmamıştır.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim


Prednizolon oral uygulama sonrasında gastrointestinal yoldan hızla emilir. Oral uygulamadan 1 ila 2 saat sonra doruk plazma konsantrasyonlarına ulaşır. Genel plazma yarılanma ömrü 2 ila4 saattir. İlk emilimi yiyeceklerden etkilenmektedir ancak toplam biyoyararlanımıyiyeceklerden etkilenmemektedir.

Dağılım


Prednizolon yoğun biminde plazma proteinlerine bağlırı ve transkortine karşı yüksek duyarlılığı vardır. Düşükten orta düzeyde dozlara artışta dağılım hacmi ve klerenste artış bildirilmiştir.

Biyotransformasyon:


Prednizolon esas olarak karaciğerde inaktif bileşiğe metabolize edilmektedir. Prednizolon, 1ip-hidroksisteroid dehidrojenaz aracılığıyla prednizona dönüştürülebilir. Bu reaksiyon geriçevrilebilir.

Tek doz 10 mg prednizolonun intravenöz uygulamasının ardından kıyasla prednizolonun mutlak biyoyararlanımı ortalama %82'dir. Normal doz ile etki süresi 12-36 saat arasındahesaplanmıştır.

Eliminasyon


Prednizolon idrarda az miktarda değişmemiş prednizolon ve serbest ve konjuge metabolitler olarak atılmaktadır. Uygulanan miktarın %90'ından fazlası idrarla atılır. %7-15'i değişmemişformda atılır.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Veri yoktur.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, kortikosteroidlerin çeşitli deformitelere (yarık damak, iskelet deformiteleri) neden olduğunu göstermiştir. Hayvanlarda uzun dönem tedavi sonrası,plasenta ve doğum ağırlığında azalma gözlenmiştir. İmzalanmıştır.

Belge Do


Sıçanlara uygulandığında kortikosteroidlerin fertiliteyi azalttığı gösterilmiştir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mikrokristalin selüloz Hidroksipropil selülozMagnezyum stearatLaktoz (Sığır kaynaklı)

6.2. Geçimsizlikler

Mevcut değildir.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

30°C'nin altında nem ve ışıktan korunarak saklanması gerekmektedir.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Alüminyum folyo/PVDC kaplı PVC film blister ambalajdadır. DELTACORTRİL 5 mg'lık tabletler halinde 20 tabletlik blister ambalajlarda takdim edilmiştir.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Pfızer PFE İlaçları A.Ş.

Esentepe Mah. Büyükdere Cad.

Levent 199 Blok No: 199 İç Kapı No: 106 Şişli / İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

50/2

9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 15.07.1959 Ruhsat yenileme tarihi: 16.10.2009

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

Belge Do Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

İlaç Bilgileri

Deltacortril 5 Mg Tablet

Etken Maddesi: Prednizolon

Pdf olarak göster

Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri

  • Deltacortril 5 Mg Tablet - KUB
  • Deltacortril 5 Mg Tablet - KT
  • Google Reklamları

    Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.